İlk kez 1992 yılında yayınlanan “Snow Crash” romanında kullanılan Metaverse kavramı, yıllar içerisinde gelişerek bir kurgu olmaktan çıkmış ve insanlara gerçek dünya benzeri alternatif dijital evrenler sunar hale gelmiştir. İnsanlar arasında Metaverse’nin faaliyet alanlarına ilişkin bilgiler, sosyal medya paylaşımları aracılığıyla yayılırken konuyla ilgili literatürde sosyal ağ olarak adlandırılan iletişim ağlarını oluşturmaktadır. Bu ağlardaki etkili aktörler ise ağdaki bilgi akışını yönlendirebilmektedirler. Çalışmanın temel amacı, Türkiye’de Metaverse ile ilgili sosyal ağların hangi faaliyetler çerçevesinde şekillendiğini ve etkili aktörlerin ağı nasıl yönlendirdiğini dönemsel olarak karşılaştırarak Metaverse’nin Türkiye’de nasıl ve hangi amaçlar doğrultusunda insanlar arasında yayıldığını sorgulamaktır. Bu amaç doğrultusunda, Twitter’da “#metaverse” etiketine sahip toplamda 745.784 adet Türkçe paylaşım, R dili fonksiyonları kullanılarak tam arşiv taramasıyla alınmıştır. Tam arşiv taraması ile Twitter’dan zamansal kısıtlılıklar olmaksızın ilgili etiketi içeren tüm paylaşımlar alınabilmektedir. Veri ve metin madenciliği süreçlerinden geçen paylaşımlara sosyal ağ ve duygu analizleri uygulanmıştır. Sonuçlar, ağdaki etkili aktörlerin yönlendirmesiyle insanların Metaverse evrenlerindeki ekonomik yatırım faaliyetleriyle ilgilendiklerini göstermektedir. Ancak, dönemsel olarak ekonomik yatırımlarla ilgili paylaşımlar arttıkça genel kitlenin pozitif tutumu azalmakta ve paylaşımlardaki nötr ve negatif eğilimlerin oranı artmaktadır.
{"title":"Türkiye’de Metaverse ile İlgili Tweetlerin İncelenmesi: Bir Sosyal Ağ Analizi","authors":"Doğan Can Gazaz","doi":"10.12658/m0702","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0702","url":null,"abstract":"İlk kez 1992 yılında yayınlanan “Snow Crash” romanında kullanılan Metaverse kavramı, yıllar içerisinde gelişerek bir kurgu olmaktan çıkmış ve insanlara gerçek dünya benzeri alternatif dijital evrenler sunar hale gelmiştir. İnsanlar arasında Metaverse’nin faaliyet alanlarına ilişkin bilgiler, sosyal medya paylaşımları aracılığıyla yayılırken konuyla ilgili literatürde sosyal ağ olarak adlandırılan iletişim ağlarını oluşturmaktadır. Bu ağlardaki etkili aktörler ise ağdaki bilgi akışını yönlendirebilmektedirler. Çalışmanın temel amacı, Türkiye’de Metaverse ile ilgili sosyal ağların hangi faaliyetler çerçevesinde şekillendiğini ve etkili aktörlerin ağı nasıl yönlendirdiğini dönemsel olarak karşılaştırarak Metaverse’nin Türkiye’de nasıl ve hangi amaçlar doğrultusunda insanlar arasında yayıldığını sorgulamaktır. Bu amaç doğrultusunda, Twitter’da “#metaverse” etiketine sahip toplamda 745.784 adet Türkçe paylaşım, R dili fonksiyonları kullanılarak tam arşiv taramasıyla alınmıştır. Tam arşiv taraması ile Twitter’dan zamansal kısıtlılıklar olmaksızın ilgili etiketi içeren tüm paylaşımlar alınabilmektedir. Veri ve metin madenciliği süreçlerinden geçen paylaşımlara sosyal ağ ve duygu analizleri uygulanmıştır. Sonuçlar, ağdaki etkili aktörlerin yönlendirmesiyle insanların Metaverse evrenlerindeki ekonomik yatırım faaliyetleriyle ilgilendiklerini göstermektedir. Ancak, dönemsel olarak ekonomik yatırımlarla ilgili paylaşımlar arttıkça genel kitlenin pozitif tutumu azalmakta ve paylaşımlardaki nötr ve negatif eğilimlerin oranı artmaktadır.","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139188600","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu makalede, nitel araştırma yöntemi uygulanarak, hermaneutik yaklaşımla Elveda Gülsarı romanının kahramanı yoldaş Tanabay’ın birincil ilişkileri üzerinden, Cengiz Aytmatov’un Sovyet sistemine yönelik eleştirileri sistematik ve bütünlüklü olarak analiz edilmektedir. Hermaneutik yaklaşım, metindeki sembolik ifadeler ile ekonomik ilişkilere bağlı olarak kişilerin tutum, davranış ve düşüncelerinde meydana gelen değişimleri yorumlayarak yazarın sosyalist sistem içindeki insan algısını anlama imkânı vermektedir. Romanda rahvan at Gülsarı’nın trajedisi ön plana çıkarılmış ve tüm detaylarıyla anlatılmıştır. Emekçi Tanabay’ın ve Kolhoz halklarının trajedisi ise örtük biçimde ve fragmanlar hâlinde verilmiştir. Kişilere ilişkin fragmanlar ilişkisel olarak birleştirildiğinde, Elveda Gülsarı büyük bir sosyolojik değeri haiz bir metne dönüşür. Romanın sembolik çözümlemesi yapıldığında Aytmatov’un esas olarak Tanabay’ın ve Kolhoz halklarının trajedisini anlatmak istediği görülür. Roman, Sovyet yönetimine içeriden yapılan edebî eleştirilerin ilk örneklerinden birini oluşturur. Bu eserle Aytmatov, Sovyetler Birliği’nde sosyalist gerçekçiliğin sınırlarını aşıp, eleştirel gerçekçiliğe yönelmiştir. Özgürleşme ve eşitlik idealiyle kurulan “yeni toplum”da kamusal alana, muhalefete, aracı kurumlara/sivil toplum kuruluşlarına yer verilmemesi, aile ve arkadaşlık ilişkileri üzerinde ideolojik devletin olumsuz etkisini artırmıştır. Sistemin yabancılaşmasına ve Tanabay gibi emekçilerin yalnızlaşmasına ontolojik birer sorun olarak bakan Aytmatov, Sovyet sisteminin mevcut hâliyle sürdürülebilirliğine ilişkin güçlü eleştirel bir bakış ortaya koyar.
{"title":"Bir Devrimci Portresi Olarak Elveda Gülsarı: Kolhozlarda Aile ve Arkadaşlık İlişkilerinin Kırılganlığı","authors":"C. Özyurt","doi":"10.12658/m0709","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0709","url":null,"abstract":"Bu makalede, nitel araştırma yöntemi uygulanarak, hermaneutik yaklaşımla Elveda Gülsarı romanının kahramanı yoldaş Tanabay’ın birincil ilişkileri üzerinden, Cengiz Aytmatov’un Sovyet sistemine yönelik eleştirileri sistematik ve bütünlüklü olarak analiz edilmektedir. Hermaneutik yaklaşım, metindeki sembolik ifadeler ile ekonomik ilişkilere bağlı olarak kişilerin tutum, davranış ve düşüncelerinde meydana gelen değişimleri yorumlayarak yazarın sosyalist sistem içindeki insan algısını anlama imkânı vermektedir. Romanda rahvan at Gülsarı’nın trajedisi ön plana çıkarılmış ve tüm detaylarıyla anlatılmıştır. Emekçi Tanabay’ın ve Kolhoz halklarının trajedisi ise örtük biçimde ve fragmanlar hâlinde verilmiştir. Kişilere ilişkin fragmanlar ilişkisel olarak birleştirildiğinde, Elveda Gülsarı büyük bir sosyolojik değeri haiz bir metne dönüşür. Romanın sembolik çözümlemesi yapıldığında Aytmatov’un esas olarak Tanabay’ın ve Kolhoz halklarının trajedisini anlatmak istediği görülür. Roman, Sovyet yönetimine içeriden yapılan edebî eleştirilerin ilk örneklerinden birini oluşturur. Bu eserle Aytmatov, Sovyetler Birliği’nde sosyalist gerçekçiliğin sınırlarını aşıp, eleştirel gerçekçiliğe yönelmiştir. Özgürleşme ve eşitlik idealiyle kurulan “yeni toplum”da kamusal alana, muhalefete, aracı kurumlara/sivil toplum kuruluşlarına yer verilmemesi, aile ve arkadaşlık ilişkileri üzerinde ideolojik devletin olumsuz etkisini artırmıştır. Sistemin yabancılaşmasına ve Tanabay gibi emekçilerin yalnızlaşmasına ontolojik birer sorun olarak bakan Aytmatov, Sovyet sisteminin mevcut hâliyle sürdürülebilirliğine ilişkin güçlü eleştirel bir bakış ortaya koyar.","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139190866","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, senaryo ve yönetmenliğini Tolga Karaçelik’in üstlendiği 2015’te vizyona giren Sarmaşık filmini, güvenlik çalışmaları, zayıf/başarısız devlet ve rejim güvenliği çerçevesinde analiz etmeye yöneliktir. Siyaset biliminden erkeklik çalışmalarına, etnik araştırmalardan psikolojiye dek pek çok disiplinde incelenen filmin ve filmin ana karakteri haline bürünmüş olan geminin, işlev, meşruiyet ve dışlayıcılık nitelikleriyle imlenen bir zayıf devlet olarak ele alınabileceği ve film boyunca kaptan-mürettebat arasında süregelen ilişkinin de rejim güvenliği kavramlarıyla açıklanabileceği öne sürülmüştür. Bu bağlamda, gemi metaforu, gemi ve güven(siz)lik ilişkisi, zayıf/başarısız devlet ve rejim güvenliği alanındaki literatür incelenirken; filmin senaryosu, karakterleri ve diyaloglar zayıf/başarısız devlet ve rejim güvenliği kısır döngüsü çerçevesinde değerlendirilmiştir. Böylece filmlerin ya da genel anlamda kurgusal/sanatsal yapıtların uluslararası siyasette öngörülen “estetik dönüşüm”ün bir uzantısı olarak kavranmasındaki pedagojik ve açılımsal rollerin üzerinde durularak, Sarmaşık’ın, zayıf/başarısız devlet ve rejim güvenliği ilişkisini netleştirecek ve bu ilişkiye dair yeni kavramlar geliştirecek bir araç olarak kullanılabileceği ileri sürülmüştür.
{"title":"Sarmaşık Filminin Zayıf/Başarısız Devlet ve Rejim Güvenliği Kavramları Çerçevesinde İncelenmesi","authors":"Ahmet Göksel Uluer","doi":"10.12658/m0711","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0711","url":null,"abstract":"Bu çalışma, senaryo ve yönetmenliğini Tolga Karaçelik’in üstlendiği 2015’te vizyona giren Sarmaşık filmini, güvenlik çalışmaları, zayıf/başarısız devlet ve rejim güvenliği çerçevesinde analiz etmeye yöneliktir. Siyaset biliminden erkeklik çalışmalarına, etnik araştırmalardan psikolojiye dek pek çok disiplinde incelenen filmin ve filmin ana karakteri haline bürünmüş olan geminin, işlev, meşruiyet ve dışlayıcılık nitelikleriyle imlenen bir zayıf devlet olarak ele alınabileceği ve film boyunca kaptan-mürettebat arasında süregelen ilişkinin de rejim güvenliği kavramlarıyla açıklanabileceği öne sürülmüştür. Bu bağlamda, gemi metaforu, gemi ve güven(siz)lik ilişkisi, zayıf/başarısız devlet ve rejim güvenliği alanındaki literatür incelenirken; filmin senaryosu, karakterleri ve diyaloglar zayıf/başarısız devlet ve rejim güvenliği kısır döngüsü çerçevesinde değerlendirilmiştir. Böylece filmlerin ya da genel anlamda kurgusal/sanatsal yapıtların uluslararası siyasette öngörülen “estetik dönüşüm”ün bir uzantısı olarak kavranmasındaki pedagojik ve açılımsal rollerin üzerinde durularak, Sarmaşık’ın, zayıf/başarısız devlet ve rejim güvenliği ilişkisini netleştirecek ve bu ilişkiye dair yeni kavramlar geliştirecek bir araç olarak kullanılabileceği ileri sürülmüştür.","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139188419","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Covid-19 pandemisi süresince yapmış olduğu konuşmalarda, pandemiden sosyal ve ekonomik olarak olumsuz etkilenen toplumu kendi politik hedefleri doğrultusunda konsolide edebilmek, politik kariyerini hedef alan tehditleri ortadan kaldırmak ve geleceğe dair topluma umut verebilmek için kullandığı metaforlar tespit edilmektedir. Kullanılan metaforların ideolojik ve kültürel çerçevesinin detaylı şekilde açıklanabilmesi için Mart 2020 – Mart 2022 dönemleri arasında her mecrada yapılmış olan toplam 127 konuşma eleştirel metafor analizi yöntemiyle incelenmektedir. Bulgular, Erdoğan’ın konuşmalarının Covid-19, toplum sağlığı, ekonomi, iç politika ve dış politika olmak üzere beş konu başlığına odaklandığını ve kültürel, savaş, ekonomi, din, ahlak-etik, liyakat, zaman, değer, sağlık ve hareket olmak üzere on başlıkta gruplanan metaforların beş başlıkta belirtilen konularda yoğun bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Sonuç olarak Erdoğan’ın metaforların ikna edici gücünden söylemlerinde sıklıkla yararlandığı, metaforları bilinçli şekilde seçerek konuşmalarında vurgulamak istediği noktaların anlamını güçlendirdiği ve özellikle kendi hedeflerine yönelik toplumun desteğini alarak onları hedefleri doğrultusunda harekete geçirmek istediği tespit edilmiştir.
{"title":"Pandeminin Siyasal Söylemi: Recep Tayyip Erdoğan’ın Covid-19 Konuşmalarının Metafor Analizi","authors":"Ömer Faruk Zararsız, Ahmet Selman Seyhan","doi":"10.12658/m0718","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0718","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Covid-19 pandemisi süresince yapmış olduğu konuşmalarda, pandemiden sosyal ve ekonomik olarak olumsuz etkilenen toplumu kendi politik hedefleri doğrultusunda konsolide edebilmek, politik kariyerini hedef alan tehditleri ortadan kaldırmak ve geleceğe dair topluma umut verebilmek için kullandığı metaforlar tespit edilmektedir. Kullanılan metaforların ideolojik ve kültürel çerçevesinin detaylı şekilde açıklanabilmesi için Mart 2020 – Mart 2022 dönemleri arasında her mecrada yapılmış olan toplam 127 konuşma eleştirel metafor analizi yöntemiyle incelenmektedir. Bulgular, Erdoğan’ın konuşmalarının Covid-19, toplum sağlığı, ekonomi, iç politika ve dış politika olmak üzere beş konu başlığına odaklandığını ve kültürel, savaş, ekonomi, din, ahlak-etik, liyakat, zaman, değer, sağlık ve hareket olmak üzere on başlıkta gruplanan metaforların beş başlıkta belirtilen konularda yoğun bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Sonuç olarak Erdoğan’ın metaforların ikna edici gücünden söylemlerinde sıklıkla yararlandığı, metaforları bilinçli şekilde seçerek konuşmalarında vurgulamak istediği noktaların anlamını güçlendirdiği ve özellikle kendi hedeflerine yönelik toplumun desteğini alarak onları hedefleri doğrultusunda harekete geçirmek istediği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139193508","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Bayram Koca & Duygu Altınoluk (Der.), “Suriyeliler Her Yerde!” Yerliler ve Göçmenler, İletişim Yayınları, 2022, 127 s.","authors":"Begüm Akdeniz Adıyaman","doi":"10.12658/d0352","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/d0352","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139194009","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Mustafa İslamoğlu, Adam Smith’de Rasyonalite, Filiz Kitabevi, 2021, 372 s.","authors":"Onur Dündar","doi":"10.12658/d0358","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/d0358","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139193405","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Objections to the results of conducted elections and repeated elections are a significant issue. The aim of this study is to investigate repeated elections and the reasons for canceling them through the decisions of Türkiye’s Supreme Election Council (SEC) since its establishment and to examine the results of repeated elections to reveal which side benefits from this. According to the results of the content analysis, the study found within the frame of the investigated period the SEC to have annulled a total of five elections, four of which had been local and one that had been a parliamentary election, and the most frequent reason for repeating the elections to have been due to restricted or ineligible voters voting, which occurred for four separate elections. Lessons exist for the government and opposition parties to learn from these annulled and repeated elections, with repeated elections generally resulting in an unfavorable outcome for the contesting party.
{"title":"How the Demos [Public] Regulate the Kratos [Administration] Through Repeated Elections: Lessons Learned from the Elections in Türkiye for the Government and Opposition","authors":"Ahmet Keser, Burak Kılıç, Cuma Ali Özbek","doi":"10.12658/m0704","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0704","url":null,"abstract":"Objections to the results of conducted elections and repeated elections are a significant issue. The aim of this study is to investigate repeated elections and the reasons for canceling them through the decisions of Türkiye’s Supreme Election Council (SEC) since its establishment and to examine the results of repeated elections to reveal which side benefits from this. According to the results of the content analysis, the study found within the frame of the investigated period the SEC to have annulled a total of five elections, four of which had been local and one that had been a parliamentary election, and the most frequent reason for repeating the elections to have been due to restricted or ineligible voters voting, which occurred for four separate elections. Lessons exist for the government and opposition parties to learn from these annulled and repeated elections, with repeated elections generally resulting in an unfavorable outcome for the contesting party.","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139190821","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çoğu zaman eksik ya da yanlış kavramsallaştırılmış olduğu iddia edilse de hem tarihsel ve hem de modern anlamlarıyla diaspora, disiplinler arası bir alan olarak tanımlanabilecek diaspora çalışmalarını ve gündelik politika alanlarını şekillendirmeye devam etmektedir. Ne var ki, ilgili literatürün diaspora yaklaşımına dair kavramsal arka planı, ulus-devletler sistemi içerisinde çoğu zaman sabit bir “anomali” veya meydan okuma olarak nitelendirilen, çokça hissi ve soyut kavramlarla ifade edilen, bir o kadar da tanımlayıcı ve sınırlayıcı olan diaspora yaklaşımlarını referans almaktadır. Bu çalışma, son yıllarda ilgili alanda ortaya çıkan yeni gelişmeler ve diaspora literatürüne müdahaleler açısından teorik tartışmaların ve çeşitli diasporik öznelliklerin ampirik örneklerinin bir arada değerlendirilmesiyle kendinden sonraki akademik tartışmalara ve yerel politik gündemin bir öznesi olan “Türk Diasporası”, “Ermeni diasporası” gibi çalışmalara yöntemsel ve kavramsal konularda katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla makale, klasik diaspora çalışmalarının hareket noktası olan dağılma (dispersion), anavatan yönelimi (homeland-orientation) ve sınırların devamlılığı (boundary-maintenance) varsayımlarına ilişkin güncel meydan okumaları bir araya getirerek anavatan-kimlik eksenine sıkışmış kavramsallaştırma karşısında sosyal bilimlerin mikro-milliyetçilik, sınırların geçişkenliği, entegrasyon, asimilasyon ve çeşitli formlarıyla transnasyonalizm üzerine genişleyen coğrafyalarını referans alan bir yaklaşımın gerekliliğini ortaya koymaktadır.
{"title":"Diaspora: Bir “Anomalinin” Yeniden Değerlendirilmesi","authors":"Oğuzhan Özdemir","doi":"10.12658/m0698","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0698","url":null,"abstract":"Çoğu zaman eksik ya da yanlış kavramsallaştırılmış olduğu iddia edilse de hem tarihsel ve hem de modern anlamlarıyla diaspora, disiplinler arası bir alan olarak tanımlanabilecek diaspora çalışmalarını ve gündelik politika alanlarını şekillendirmeye devam etmektedir. Ne var ki, ilgili literatürün diaspora yaklaşımına dair kavramsal arka planı, ulus-devletler sistemi içerisinde çoğu zaman sabit bir “anomali” veya meydan okuma olarak nitelendirilen, çokça hissi ve soyut kavramlarla ifade edilen, bir o kadar da tanımlayıcı ve sınırlayıcı olan diaspora yaklaşımlarını referans almaktadır. Bu çalışma, son yıllarda ilgili alanda ortaya çıkan yeni gelişmeler ve diaspora literatürüne müdahaleler açısından teorik tartışmaların ve çeşitli diasporik öznelliklerin ampirik örneklerinin bir arada değerlendirilmesiyle kendinden sonraki akademik tartışmalara ve yerel politik gündemin bir öznesi olan “Türk Diasporası”, “Ermeni diasporası” gibi çalışmalara yöntemsel ve kavramsal konularda katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla makale, klasik diaspora çalışmalarının hareket noktası olan dağılma (dispersion), anavatan yönelimi (homeland-orientation) ve sınırların devamlılığı (boundary-maintenance) varsayımlarına ilişkin güncel meydan okumaları bir araya getirerek anavatan-kimlik eksenine sıkışmış kavramsallaştırma karşısında sosyal bilimlerin mikro-milliyetçilik, sınırların geçişkenliği, entegrasyon, asimilasyon ve çeşitli formlarıyla transnasyonalizm üzerine genişleyen coğrafyalarını referans alan bir yaklaşımın gerekliliğini ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139194987","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Impact of Early Childhood Education and Care on Women’s Labor Market Participation","authors":"H. Suna, Mahmut Özer","doi":"10.12658/e0003","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/e0003","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139192078","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Despite the dramatic increase in the international democracy promotion efforts toward the Arab Middle East in the period between the September 11, 2001 attacks and the Arab uprisings in 2010, the authoritarian regimes in the region have paradoxically become more entrenched. This paper tries to analyze this puzzling development by taking democracy promotion toward the Arab Middle East as an international regime. By examining the constitutive norms, procedures, and the institutions of this international democracy promotion regime, I argue that the weak character of the regime produced what I call ‘reverse emergent properties’—contradictory systemic effects that cannot be reduced to its individual parts, in this case the individual democracy promotion initiatives.
{"title":"The Reverse Emergent Properties of The International Democracy Promotion Regime in The Arab Middle East","authors":"İsmail Yaylacı","doi":"10.12658/m0724","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0724","url":null,"abstract":"Despite the dramatic increase in the international democracy promotion efforts toward the Arab Middle East in the period between the September 11, 2001 attacks and the Arab uprisings in 2010, the authoritarian regimes in the region have paradoxically become more entrenched. This paper tries to analyze this puzzling development by taking democracy promotion toward the Arab Middle East as an international regime. By examining the constitutive norms, procedures, and the institutions of this international democracy promotion regime, I argue that the weak character of the regime produced what I call ‘reverse emergent properties’—contradictory systemic effects that cannot be reduced to its individual parts, in this case the individual democracy promotion initiatives.","PeriodicalId":507670,"journal":{"name":"Journal of Humanity and Society (insan & toplum)","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139192554","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}