Pub Date : 2023-12-11DOI: 10.52273/sduhfd..1391186
Özdem Özaydin
Die Bekämpfung von Unternehmenskriminalität wird weltweit dadurch er-schwert, dass juristische Personen traditionsgemäß strafrechtlich nicht erfasst werden. Das verhindert grundsätzlich das Schuldprinzip. Viele Staaten der Welt haben gleich-wohl diese Bedenken zurückgestellt und Unternehmen als Akteur des Strafrechts ge-setzlich identifiziert. Deutschland ist diesen Weg nicht gegangen und versucht in erster Hinsicht über das Ordnungswidrigkeitenrecht die strafrechtlichen Sanktionen zu erset-zen. Wie das funktioniert und welcher Erfolg dadurch bislang erzielt worden ist, zeigt der nachfolgende Aufsatz. Da auch im türkischen Recht ein ähnlicher Weg wie im deut-schen Recht eingeschlagen wurde, wurde gesondert untersucht, ob die in Deutschland angewandten Sanktionierungsversuche gegen Unternehmen bei Vorliegen von Strafta-ten und Ordnungswidrigkeiten ein Vorbild für das türkische Recht sein können.
{"title":"Sanktionierungsversuche gegen Unternehmen in Deutschland bei Vorliegen von Straftaten und Ordnungswidrigkeiten -Können Sie ein Vorbild für das Türkische Recht Darstellen? -","authors":"Özdem Özaydin","doi":"10.52273/sduhfd..1391186","DOIUrl":"https://doi.org/10.52273/sduhfd..1391186","url":null,"abstract":"Die Bekämpfung von Unternehmenskriminalität wird weltweit dadurch er-schwert, dass juristische Personen traditionsgemäß strafrechtlich nicht erfasst werden. Das verhindert grundsätzlich das Schuldprinzip. Viele Staaten der Welt haben gleich-wohl diese Bedenken zurückgestellt und Unternehmen als Akteur des Strafrechts ge-setzlich identifiziert. Deutschland ist diesen Weg nicht gegangen und versucht in erster Hinsicht über das Ordnungswidrigkeitenrecht die strafrechtlichen Sanktionen zu erset-zen. Wie das funktioniert und welcher Erfolg dadurch bislang erzielt worden ist, zeigt der nachfolgende Aufsatz. Da auch im türkischen Recht ein ähnlicher Weg wie im deut-schen Recht eingeschlagen wurde, wurde gesondert untersucht, ob die in Deutschland angewandten Sanktionierungsversuche gegen Unternehmen bei Vorliegen von Strafta-ten und Ordnungswidrigkeiten ein Vorbild für das türkische Recht sein können.","PeriodicalId":510856,"journal":{"name":"Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"20 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139183762","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-11DOI: 10.52273/sduhfd..1381971
Ömer Çon, Tuğba Koyun
İcra müdürü talep üzerine borçlunun haczi kabil malvarlığında olup da üçüncü kişilerin uhdesinde bulunan bazı şartları haiz taşınır mal, hak veya alacaklarının haczedildiğine dair üçüncü kişilere haciz ihbarnamesi göndermektedir. Üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi gönderilmesi ile başlayan süreçte üçüncü kişiye tanınan hukukî imkânlar ile yükümlülükler sebebiyle uygulamada birtakım uyuşmazlıklar ortaya çıkmaktadır. Çalışmamızda üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi gönderilmesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıklara ilişkin bazı yargı kararları değerlendirilmiştir.
{"title":"Haciz İhbarnamelerine İlişkin Bazı Yargı Kararlarının Değerlendirilmesi","authors":"Ömer Çon, Tuğba Koyun","doi":"10.52273/sduhfd..1381971","DOIUrl":"https://doi.org/10.52273/sduhfd..1381971","url":null,"abstract":"İcra müdürü talep üzerine borçlunun haczi kabil malvarlığında olup da üçüncü kişilerin uhdesinde bulunan bazı şartları haiz taşınır mal, hak veya alacaklarının haczedildiğine dair üçüncü kişilere haciz ihbarnamesi göndermektedir. Üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi gönderilmesi ile başlayan süreçte üçüncü kişiye tanınan hukukî imkânlar ile yükümlülükler sebebiyle uygulamada birtakım uyuşmazlıklar ortaya çıkmaktadır. Çalışmamızda üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi gönderilmesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıklara ilişkin bazı yargı kararları değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":510856,"journal":{"name":"Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"78 14","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139183718","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-10DOI: 10.52273/sduhfd..1395887
Faruk Turhan
Muhakemeye katılanlarca hakimin reddi talebinin kötüye kullanılarak davaların uzamasını önlemek amacıyla ret talebinde bulunmaya süre yönünden sınırlama getirilmiş, ret talebinin reddedilen hakim tarafından geri çevrilmesi kabul edilmiş, ret talebinin yapılmasından bu konuda karar verilinceye kadar mahkemenin hangi işlemleri yapabileceği ve ret talebinin kabulü ve reddinin sonuçları Kanunda detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Ancak adil yargılanma hakkı kapsamındaki en önemli haklardan olan karar verecek hakimlerin tarafsızlığını sağlamak için öngörülen söz konusu hükümlere uygulamada yeterince uyulmadığı ve muhakemeye katılanlarca ret usulüne ilişkin detaylarının yeterince bilinmediği görülmektedir. Uygulamada ret sebeplerinin bulunup bulunmadığı detaylı bir şekilde incelenmeden ret talebinin reddedilen hakim veya onun katılımı ile geri çevrildiği görülmektedir. Bu çalışmada, hakimin tarafsızlığından şüphe duymayı haklı gösterebilecek hallerde reddine ilişkin Ceza Muhakemesi Kanunu md. 24 ve devamındaki düzenlemeler kaynak Alman Ceza Muhakemesi Kanunu ve Alman uygulaması da dikkate alınarak eleştirel bir şekilde incelenmekte, tespit edilen hatalı düzenleme ve uygulamaya ilişkin önerilerde bulunulmaktadır. Bu kapsamda önce kimlerin ret talebinde bulunma hakkı olduğu ve ret talebinin ne zamana kadar ileri sürülebileceği incelenmekte, arkasından ret talebinin reddedilen hakim tarafından kabul edilmez bulunarak geri çevrilmesine ilişkin şartlar ve bu konudaki sorunlu düzenlemeler ele alınmaktadır. Yine ret talebinin esası hakkında karar verecek olan mahkeme ve bu mahkemenin kararına karşı başvurulabilecek kanun yolları açıklanarak, bu konudaki sorunlara ilişkin detaylı değerlendirmeler yapılmaktadır.
{"title":"Ceza Muhakemesinde Hakimin Tarafsızlığını Şüpheye Düşürecek Sebeplerden Dolayı Reddi Usulüne İlişkin CMK Hükümlerinin Doktrin ve Uygulama Işığında Eleştirel Bir Değerlendirmesi","authors":"Faruk Turhan","doi":"10.52273/sduhfd..1395887","DOIUrl":"https://doi.org/10.52273/sduhfd..1395887","url":null,"abstract":"Muhakemeye katılanlarca hakimin reddi talebinin kötüye kullanılarak davaların uzamasını önlemek amacıyla ret talebinde bulunmaya süre yönünden sınırlama getirilmiş, ret talebinin reddedilen hakim tarafından geri çevrilmesi kabul edilmiş, ret talebinin yapılmasından bu konuda karar verilinceye kadar mahkemenin hangi işlemleri yapabileceği ve ret talebinin kabulü ve reddinin sonuçları Kanunda detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Ancak adil yargılanma hakkı kapsamındaki en önemli haklardan olan karar verecek hakimlerin tarafsızlığını sağlamak için öngörülen söz konusu hükümlere uygulamada yeterince uyulmadığı ve muhakemeye katılanlarca ret usulüne ilişkin detaylarının yeterince bilinmediği görülmektedir. Uygulamada ret sebeplerinin bulunup bulunmadığı detaylı bir şekilde incelenmeden ret talebinin reddedilen hakim veya onun katılımı ile geri çevrildiği görülmektedir. Bu çalışmada, hakimin tarafsızlığından şüphe duymayı haklı gösterebilecek hallerde reddine ilişkin Ceza Muhakemesi Kanunu md. 24 ve devamındaki düzenlemeler kaynak Alman Ceza Muhakemesi Kanunu ve Alman uygulaması da dikkate alınarak eleştirel bir şekilde incelenmekte, tespit edilen hatalı düzenleme ve uygulamaya ilişkin önerilerde bulunulmaktadır. Bu kapsamda önce kimlerin ret talebinde bulunma hakkı olduğu ve ret talebinin ne zamana kadar ileri sürülebileceği incelenmekte, arkasından ret talebinin reddedilen hakim tarafından kabul edilmez bulunarak geri çevrilmesine ilişkin şartlar ve bu konudaki sorunlu düzenlemeler ele alınmaktadır. Yine ret talebinin esası hakkında karar verecek olan mahkeme ve bu mahkemenin kararına karşı başvurulabilecek kanun yolları açıklanarak, bu konudaki sorunlara ilişkin detaylı değerlendirmeler yapılmaktadır.","PeriodicalId":510856,"journal":{"name":"Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"36 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139184625","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-11-30DOI: 10.52273/sduhfd..1378211
Ömer Faruk Gök
On January 6, 2021, an armed group of about two thousand people, who could not accept the loss of the election of former President Donald Trump, stormed the US Capitol. David C. Rapoport, who received many references to the wave theory of his in terrorism studies, penned an article on the Capitol Attack and said that he wondered what could happen when far-right actions coalesce into big movements. February 23, 2022, as the United Nations Security Council convened to resolve the ongoing tension between Russia and Ukraine, Russian President Vladimir Putin authorized the entry of the Russian Army into Ukraine on television screens. He said the 'special operation' was carried out under Article 51 of the United Nations Charter. The Donbas Conflict, which has been going on since 2014, seems to have presented a historic opportunity to the far-right radicals. Special military forces, foreign fighters, far-right radicals, terrorist organizations, states used force/violence. The conflicts attracted the attention of far-right radicals, and radicals found ample scope for legitimate use and access to the means of violence. The aim of the study is to present the legal framework of the space created by the Donbas Conflicts for far-right radicals. For this purpose, the legal framework applicable to the conflict will be drawn, the rights and authorities granted to the actors within this legal framework will be determined, and it will be investigated what kind of freedom the far-right radicals have achieved within this legal framework.
{"title":"Legal Status In The Donbas Conflicts: Foreign Fighters, Mercenaries, Far-Right Radicals","authors":"Ömer Faruk Gök","doi":"10.52273/sduhfd..1378211","DOIUrl":"https://doi.org/10.52273/sduhfd..1378211","url":null,"abstract":"On January 6, 2021, an armed group of about two thousand people, who could not accept the loss of the election of former President Donald Trump, stormed the US Capitol. David C. Rapoport, who received many references to the wave theory of his in terrorism studies, penned an article on the Capitol Attack and said that he wondered what could happen when far-right actions coalesce into big movements. February 23, 2022, as the United Nations Security Council convened to resolve the ongoing tension between Russia and Ukraine, Russian President Vladimir Putin authorized the entry of the Russian Army into Ukraine on television screens. He said the 'special operation' was carried out under Article 51 of the United Nations Charter. The Donbas Conflict, which has been going on since 2014, seems to have presented a historic opportunity to the far-right radicals. Special military forces, foreign fighters, far-right radicals, terrorist organizations, states used force/violence. The conflicts attracted the attention of far-right radicals, and radicals found ample scope for legitimate use and access to the means of violence. The aim of the study is to present the legal framework of the space created by the Donbas Conflicts for far-right radicals. For this purpose, the legal framework applicable to the conflict will be drawn, the rights and authorities granted to the actors within this legal framework will be determined, and it will be investigated what kind of freedom the far-right radicals have achieved within this legal framework.","PeriodicalId":510856,"journal":{"name":"Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"15 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139208511","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-11-28DOI: 10.52273/sduhfd..1359559
İsmahan GÜLEN ERDOĞAN
Ürün sorumluluğu, imalatçının piyasaya sürdüğü uygun olmayan ürünün sebep olduğu zararları tazmin etme yükümlülüğünü ifade etmektedir. Türk hukukunda ürün sorumluluğu ilk defa 12.03.2021'de yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanununda düzenlenmiştir. Bu kanuni düzenlemede 85/374 AET sayılı Avrupa Birliği Direktifinde yer alan hükümler esas alınmıştır. Böylece Avrupa Birliği ile uyumlu bir mevzuat düzenlenmiş oldu. Her ne kadar Kanun ile Direktif arasında farklılıklar var ise de her ikisinin ortak amacı, uygunsuz üründen dolayı yaşamı, vücut bütünlüğü ve mal varlığı zarara uğramış herkesin korunması ve zararının tazmin edilmesidir. Ancak Direktiften farklı olarak Kanun, ürünlerin güvenli ve ilgili teknik düzenlemelere uygun olmasını sağlamayı; piyasa gözetimi ve denetiminin esaslarını, yetkili kuruluşların görevlerini belirlemeyi de amaç edinmiştir. Bu amaç doğrultusunda makalemizde ürün sorumluluğunun kavramsal, tarihsel ve hukuki özellikleri incelenecek, sorumluluk şartları ve sorumluluktan kurtulma halleri, ispat yükü, zamanaşımı ve sorumlulukların yarışması başlıkları üzerinde durulacaktır. Çalışmamızda bütün bu hususlar dikkate alınarak taşınmaz yapıların ürün sorumluluğu kapsamında ürün kavramına dahil edilip edilemeyeceği, müteahhittin ürün sorumluluğu kapsamında imalatçı olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği, uygunsuz üründen dolayı zarar görenin, ürün sorumluluğu hükümlerine dayanarak müteahhitte başvurup zararının tazmin edilmesini talep edip edemeyeceği incelenecektir.
{"title":"Bir Ürün Olarak “Bina”nın Sebep Olduğu Zararlar Nedeniyle Müteahhidin 7223 Sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Kapsamında İmalatçı Sıfatıyla Sorumluluğu","authors":"İsmahan GÜLEN ERDOĞAN","doi":"10.52273/sduhfd..1359559","DOIUrl":"https://doi.org/10.52273/sduhfd..1359559","url":null,"abstract":"Ürün sorumluluğu, imalatçının piyasaya sürdüğü uygun olmayan ürünün sebep olduğu zararları tazmin etme yükümlülüğünü ifade etmektedir. Türk hukukunda ürün sorumluluğu ilk defa 12.03.2021'de yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanununda düzenlenmiştir. Bu kanuni düzenlemede 85/374 AET sayılı Avrupa Birliği Direktifinde yer alan hükümler esas alınmıştır. Böylece Avrupa Birliği ile uyumlu bir mevzuat düzenlenmiş oldu. Her ne kadar Kanun ile Direktif arasında farklılıklar var ise de her ikisinin ortak amacı, uygunsuz üründen dolayı yaşamı, vücut bütünlüğü ve mal varlığı zarara uğramış herkesin korunması ve zararının tazmin edilmesidir. Ancak Direktiften farklı olarak Kanun, ürünlerin güvenli ve ilgili teknik düzenlemelere uygun olmasını sağlamayı; piyasa gözetimi ve denetiminin esaslarını, yetkili kuruluşların görevlerini belirlemeyi de amaç edinmiştir. Bu amaç doğrultusunda makalemizde ürün sorumluluğunun kavramsal, tarihsel ve hukuki özellikleri incelenecek, sorumluluk şartları ve sorumluluktan kurtulma halleri, ispat yükü, zamanaşımı ve sorumlulukların yarışması başlıkları üzerinde durulacaktır. Çalışmamızda bütün bu hususlar dikkate alınarak taşınmaz yapıların ürün sorumluluğu kapsamında ürün kavramına dahil edilip edilemeyeceği, müteahhittin ürün sorumluluğu kapsamında imalatçı olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği, uygunsuz üründen dolayı zarar görenin, ürün sorumluluğu hükümlerine dayanarak müteahhitte başvurup zararının tazmin edilmesini talep edip edemeyeceği incelenecektir.","PeriodicalId":510856,"journal":{"name":"Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"4 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139221278","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-10-21DOI: 10.52273/sduhfd..1356558
Nurullah Görgen
Paragraph 14 of the 2015-2030 Agenda for Sustainable Development states that ‘Climate change is one of the greatest challenges of our time and its adverse impacts undermine the ability of all countries to achieve sustainable development’. The aim of this article is to critically evaluate this statement with reference to the existing relevant legal framework, including its fitness for purpose. The article will address the necessary definitions of climate change, sustainable development, relationship between them under legal framework and how the adverse impacts of climate change negatively affect sustainable development. For this, the most prominent examples of the Adverse Effects of Climate Change on Sustainable Development will be demonstrated by explaining how its adverse impacts weaken the capacity of states to succeed sustainable development. In order to overcome the adverse impacts of climate change, existing fundamental challenges will be addressed in the context of sustainable development and will be shown how to address contemporary challenges. Finally, this article will demonstrate if states and individuals do not take necessary precautions and develop new policy to prevent the adverse effect of climate change in the national and international levels, countries could not achieve sustainable development goals.
{"title":"YASAL ÇERÇEVEDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN OLUMSUZ ETKİLERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ","authors":"Nurullah Görgen","doi":"10.52273/sduhfd..1356558","DOIUrl":"https://doi.org/10.52273/sduhfd..1356558","url":null,"abstract":"Paragraph 14 of the 2015-2030 Agenda for Sustainable Development states that ‘Climate change is one of the greatest challenges of our time and its adverse impacts undermine the ability of all countries to achieve sustainable development’. The aim of this article is to critically evaluate this statement with reference to the existing relevant legal framework, including its fitness for purpose. The article will address the necessary definitions of climate change, sustainable development, relationship between them under legal framework and how the adverse impacts of climate change negatively affect sustainable development. For this, the most prominent examples of the Adverse Effects of Climate Change on Sustainable Development will be demonstrated by explaining how its adverse impacts weaken the capacity of states to succeed sustainable development. In order to overcome the adverse impacts of climate change, existing fundamental challenges will be addressed in the context of sustainable development and will be shown how to address contemporary challenges. Finally, this article will demonstrate if states and individuals do not take necessary precautions and develop new policy to prevent the adverse effect of climate change in the national and international levels, countries could not achieve sustainable development goals.","PeriodicalId":510856,"journal":{"name":"Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi","volume":"36 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139315765","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：