Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1136280
E. Eret, Melih Çakar, Algı Demi̇rbaş, Seçkin Eroğlu
Manufacturing high-profit goods in the information and technology age requires solid foundations in basic sciences. However, despite their interests and high success, basic sciences often fail to attract university candidates due to the perceived job insecurity after graduation. To challenge this notion, the current study aimed to examine biology graduates’ profiles and career life. As a survey study, an online questionnaire was administered to 56 graduates of the biological sciences department. The findings showed that almost all graduates chose biology due to their interest in the first place. The majority thought that their undergraduate education prepared them effectively for their future career, and they acquired 21st-century skills adequately, except for entrepreneurship skills. They found a job related to their major in one to two years. They were primarily employed in universities and got academic positions. They were satisfied with their jobs. The study concluded that higher education attains its aim to match passionate people in line with their interests; however, it still needs to update curricula considering current knowledge, skills, and competencies. The implications may encourage university candidates to follow their passion in pursuing a career in basic sciences, particularly in Biology.
{"title":"Employability versus Passion for Basic Sciences: Career Paths of Biology Graduates After Getting Higher Education Diploma","authors":"E. Eret, Melih Çakar, Algı Demi̇rbaş, Seçkin Eroğlu","doi":"10.5961/higheredusci.1136280","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1136280","url":null,"abstract":"Manufacturing high-profit goods in the information and technology age requires solid foundations in basic sciences. However, despite their interests and high success, basic sciences often fail to attract university candidates due to the perceived job insecurity after graduation. To challenge this notion, the current study aimed to examine biology graduates’ profiles and career life. As a survey study, an online questionnaire was administered to 56 graduates of the biological sciences department. The findings showed that almost all graduates chose biology due to their interest in the first place. The majority thought that their undergraduate education prepared them effectively for their future career, and they acquired 21st-century skills adequately, except for entrepreneurship skills. They found a job related to their major in one to two years. They were primarily employed in universities and got academic positions. They were satisfied with their jobs. The study concluded that higher education attains its aim to match passionate people in line with their interests; however, it still needs to update curricula considering current knowledge, skills, and competencies. The implications may encourage university candidates to follow their passion in pursuing a career in basic sciences, particularly in Biology.","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130085822","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1139389
Erdem Di̇ri̇meşe
Yoksulluk tarih boyunca tüm toplumların en önemli sosyal problemlerinden biri olmuş ve günümüzde de devam etmektedir. Yoksulluk hakkında yapılan çalışmalar göstermektedir ki yoksulluk çok boyutlu bir problemdir. Toplumsal olayların incelenmesinde ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel faktörlerin önemi büyüktür. Her toplumsal problem kendi şartları içinde ayrı bir anlam ve bakış açısı kazanır. Yoksulluğu farklı şekilde deneyimleyen her grup, içinde bulunduğu şartlara göre onu tanımlayacak ve algılayacaktır. Bu çalışmada da üniversite öğrencilerinin yoksulluğu kendi şartları içerisinde nasıl tanımladıkları anlaşılmaya çalışılmıştır. Nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilen çalışmada araştırma deseni olarak fenomenoloji kullanılmıştır. Veriler Mart 2022 ile Nisan 2022 tarihleri arasında Batı Karadeniz Bölgesinde bulunan bir üniversitenin kampüslerinde toplanmıştır. Çalışmaya 90 üniversite öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır. Araştırma sonucunda üniversite öğrencilerinin yoksulluğu “Yoksulluğun Göstergesi”, “Temel İhtiyaçlar” ve “Yoksulluğun Kaynağı” olarak isimlendirdiğimiz üç kategorileri ile inşa ettiği görülmüştür. Ayrıca çalışmada üniversite öğrencilerinin yoksulluğu sadece ekonomik açıdan değerlendirmedikleri anlaşılmıştır. Öğrencilerin yoksulluğu, ekonomik yoksulluğa ilave olarak sosyal ilişkiler, sosyal aktiviteler, ailenin toplumsal işlevleri, mutluluk, huzur, ulaşmak istedikleri hedefler ve hayalleri üzerinden de değerlendirdikleri sonucuna varılmıştır.
{"title":"Üniversite Öğrencilerinin Gözünden Yoksulluk","authors":"Erdem Di̇ri̇meşe","doi":"10.5961/higheredusci.1139389","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1139389","url":null,"abstract":"Yoksulluk tarih boyunca tüm toplumların en önemli sosyal problemlerinden biri olmuş ve günümüzde de devam etmektedir. Yoksulluk hakkında yapılan çalışmalar göstermektedir ki yoksulluk çok boyutlu bir problemdir. Toplumsal olayların incelenmesinde ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel faktörlerin önemi büyüktür. Her toplumsal problem kendi şartları içinde ayrı bir anlam ve bakış açısı kazanır. Yoksulluğu farklı şekilde deneyimleyen her grup, içinde bulunduğu şartlara göre onu tanımlayacak ve algılayacaktır. Bu çalışmada da üniversite öğrencilerinin yoksulluğu kendi şartları içerisinde nasıl tanımladıkları anlaşılmaya çalışılmıştır. Nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilen çalışmada araştırma deseni olarak fenomenoloji kullanılmıştır. Veriler Mart 2022 ile Nisan 2022 tarihleri arasında Batı Karadeniz Bölgesinde bulunan bir üniversitenin kampüslerinde toplanmıştır. Çalışmaya 90 üniversite öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır. Araştırma sonucunda üniversite öğrencilerinin yoksulluğu “Yoksulluğun Göstergesi”, “Temel İhtiyaçlar” ve “Yoksulluğun Kaynağı” olarak isimlendirdiğimiz üç kategorileri ile inşa ettiği görülmüştür. Ayrıca çalışmada üniversite öğrencilerinin yoksulluğu sadece ekonomik açıdan değerlendirmedikleri anlaşılmıştır. Öğrencilerin yoksulluğu, ekonomik yoksulluğa ilave olarak sosyal ilişkiler, sosyal aktiviteler, ailenin toplumsal işlevleri, mutluluk, huzur, ulaşmak istedikleri hedefler ve hayalleri üzerinden de değerlendirdikleri sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132752246","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1096547
E. Kocaaslan, Melahat AKGÜN KOSTAK, Serap Ünsar, Refiye Zaferdi̇nçkol, Nuray Er
Amaç: Bu çalışma, araştırma sonuçlarının klinik uygulamalara yansıtılmasındaki engeller ve etkileyen faktörleri belirlemek amacı ileyapıldı. Yöntem: Tanımlayıcı-kesitsel tipteki araştırmanın örneklemini, bir üniversite hastanesinde çalışan 136 hemşire oluşturdu. Veriler, “Bilgi Formu” ve “Hemşirelik Araştırmalarından Yararlanmada Engeller Ölçeği” kullanılarak toplandı. Bulgular: Hemşirelerin %86’sı kadın, yaş ortalaması 30,79±6,2 yıl ve %54,4’ünün lisans mezunu olduğu belirlendi. Hemşirelerin %48,5’inin yabancı dil bildiği, %53,7’sinin çalıştığı bölümü isteyerek seçtiği, %20,6’sının mesleki bir derneğe üye olduğu belirlendi. Hemşirelerin “Hemşirelik Araştırmalarından Yararlanmada Engeller Ölçeği” puan ortalaması 1.81±0.74 idi. Hemşirelerin, araştırma sonuçlarını kullanımı ile ilgili engellerinin; araştırmaları okumak için yeterli zaman olmaması (%65,4), hemşirelerin kendilerini uygulamaları değiştirmek için yeterli güce sahip görmemesi (%39,0), yeni fikirleri uygulamak için yeterli zaman olmaması (%38,2) ve araştırmaların genellikle yabancı bir dilde yayınlanması (%37,5) olduğu belirlendi. Hemşirelerin eğitim durumu, çalıştıkları bölümü isteyerek seçme, yabancı dil bilme ve bir mesleki derneğe üye olma durumları hemşirelik uygulamalarında araştırma sonuçlarını kullanma durumlarını etkiledi (p
{"title":"Bir Üniversite Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Araştırma Sonuçlarını Klinik Uygulamalarda Kullanım Engelleri","authors":"E. Kocaaslan, Melahat AKGÜN KOSTAK, Serap Ünsar, Refiye Zaferdi̇nçkol, Nuray Er","doi":"10.5961/higheredusci.1096547","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1096547","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma, araştırma sonuçlarının klinik uygulamalara yansıtılmasındaki engeller ve etkileyen faktörleri belirlemek amacı ileyapıldı. \u0000Yöntem: Tanımlayıcı-kesitsel tipteki araştırmanın örneklemini, bir üniversite hastanesinde çalışan 136 hemşire oluşturdu. Veriler, “Bilgi Formu” ve “Hemşirelik Araştırmalarından Yararlanmada Engeller Ölçeği” kullanılarak toplandı. \u0000Bulgular: Hemşirelerin %86’sı kadın, yaş ortalaması 30,79±6,2 yıl ve %54,4’ünün lisans mezunu olduğu belirlendi. Hemşirelerin %48,5’inin yabancı dil bildiği, %53,7’sinin çalıştığı bölümü isteyerek seçtiği, %20,6’sının mesleki bir derneğe üye olduğu belirlendi. Hemşirelerin “Hemşirelik Araştırmalarından Yararlanmada Engeller Ölçeği” puan ortalaması 1.81±0.74 idi. Hemşirelerin, araştırma sonuçlarını kullanımı ile ilgili engellerinin; araştırmaları okumak için yeterli zaman olmaması (%65,4), hemşirelerin kendilerini uygulamaları değiştirmek için yeterli güce sahip görmemesi (%39,0), yeni fikirleri uygulamak için yeterli zaman olmaması (%38,2) ve araştırmaların genellikle yabancı bir dilde yayınlanması (%37,5) olduğu belirlendi. Hemşirelerin eğitim durumu, çalıştıkları bölümü isteyerek seçme, yabancı dil bilme ve bir mesleki derneğe üye olma durumları hemşirelik uygulamalarında araştırma sonuçlarını kullanma durumlarını etkiledi (p","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125940537","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1105382
M. Karahan, Lokman Kizkapan
Günümüzde “Girişimci Üniversite” kavramı ile sıkça karşılaşılmaktadır. Yenilikçilik, yaşamın her alanında olduğu gibi üniversitelerin içinde olduğu bölgeler için de giderek önemini artırmaktadır. Bu kapsamda girişimci ve yenilikçi üniversite kaynaklı girişimler, bilgi ve teknoloji transferinde ve toplumsal sorunların çözümünde önemli bir aracı konumunda bulunmaktadır. Bu sebeple ülkemizdeki üniversitelerin; yenilikçi, tasarımcı, saydam ve kaliteli üniversitelere dönüştürülmesi, uluslararası rekabette hak ettiği yere ulaşması oldukça önemlidir. Türkiye girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi 2012 yılından beri yıllık olarak TÜBİTAK tarafından yayınlanmakta olup bunun yardımıyla hem üniversiteler bilimsel etkinliklerini, hem de sanayiyle ve diğer işbirlikleriyle bir arada çalışabilmekte, üniversitelerin yenilikçilik ve girişimci olarak teşebbüslerde bulunması, başarılı olması ve daha yeni amaçlar doğrultusunda çalışması mümkün olabilmektedir. Bu çerçevede yapılan çalışmada, girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi 2021 verileri kullanılarak üniversitelerin girişimcilik ve yenilikçilik performansları çok kriterli karar verme yöntemlerinden, PROMETHEE GAIA yöntemiyle hesaplanmıştır. Analiz sonucunda elde edilen bilgilere göre; alternatif üniversitelerin performans değerlendirmesinde en başarılı olanlar sırasıyla; Ortadoğu Teknik, Sabancı, İstanbul Teknik, Bilkent ve Yıldız Teknik üniversiteleridir. Ayrıca çalışmada en üst sıradaki üniversiteler ile bölge üniversitelerinden Fırat Üniversitesinin karşılaştırılması da yapılmış ve tespit edilen eksikliklerin iyileştirilmesi için gerekli öneriler geliştirilmiştir.
{"title":"Türkiye’deki Bazı Üniversitelerin Girişimcilik ve Yenilikçilik Performanslarının Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri ile Değerlendirilmesi","authors":"M. Karahan, Lokman Kizkapan","doi":"10.5961/higheredusci.1105382","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1105382","url":null,"abstract":"Günümüzde “Girişimci Üniversite” kavramı ile sıkça karşılaşılmaktadır. Yenilikçilik, yaşamın her alanında olduğu gibi üniversitelerin içinde olduğu bölgeler için de giderek önemini artırmaktadır. Bu kapsamda girişimci ve yenilikçi üniversite kaynaklı girişimler, bilgi ve teknoloji transferinde ve toplumsal sorunların çözümünde önemli bir aracı konumunda bulunmaktadır. Bu sebeple ülkemizdeki üniversitelerin; yenilikçi, tasarımcı, saydam ve kaliteli üniversitelere dönüştürülmesi, uluslararası rekabette hak ettiği yere ulaşması oldukça önemlidir. Türkiye girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi 2012 yılından beri yıllık olarak TÜBİTAK tarafından yayınlanmakta olup bunun yardımıyla hem üniversiteler bilimsel etkinliklerini, hem de sanayiyle ve diğer işbirlikleriyle bir arada çalışabilmekte, üniversitelerin yenilikçilik ve girişimci olarak teşebbüslerde bulunması, başarılı olması ve daha yeni amaçlar doğrultusunda çalışması mümkün olabilmektedir. Bu çerçevede yapılan çalışmada, girişimci ve yenilikçi üniversite endeksi 2021 verileri kullanılarak üniversitelerin girişimcilik ve yenilikçilik performansları çok kriterli karar verme yöntemlerinden, PROMETHEE GAIA yöntemiyle hesaplanmıştır. Analiz sonucunda elde edilen bilgilere göre; alternatif üniversitelerin performans değerlendirmesinde en başarılı olanlar sırasıyla; Ortadoğu Teknik, Sabancı, İstanbul Teknik, Bilkent ve Yıldız Teknik üniversiteleridir. Ayrıca çalışmada en üst sıradaki üniversiteler ile bölge üniversitelerinden Fırat Üniversitesinin karşılaştırılması da yapılmış ve tespit edilen eksikliklerin iyileştirilmesi için gerekli öneriler geliştirilmiştir.","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116947491","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1128593
Hanifi Parlar, Senanur Kart
Dünyada ve Türkiye’de koronavirüs salgınıyla beraber yeni bir döneme geçilmiştir. COVID-19’a bağlı salgın, hayatın her alanında değişim ve dönüşümün zorunlu hâle gelmesine sebep olmuştur. Yaşamın her alanını etkileyen bu salgından üniversiteler de etkilenmiştir. Bu çalışmanın amacı ise, salgın döneminde akademisyenlerin akademik motivasyon ve yayın performansının nasıl etkilendiğinin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseninin kullanıldığı bu çalışma, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında maksimum çeşitlilik örneklem yöntemi kullanılarak araştırmaya dâhil edilen 27 akademisyen ile yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında, araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu, verilerin analizinde betimsel içerik analizi tekniği, kodların oluşturulmasında ise MAXQDA 2022 nitel veri analizi programı kullanılmıştır. Elde edilen bulgular neticesinde; “Covid hastalığını geçiren ve geçirmeyenler, salgın dönemi çalışma performansı ve motivasyon, salgın dönemi yaşam kalitesi, hastalığı geçiren ve geçirmeyenlerin performansı, ortak ve disiplinler arası çalışma, salgın dönemi uzaktan eğitim, salgın dönemi toplantılar, salgın dönemi veri toplama ve kaynaklar, meslektaşların yayın yapma görüşleri, Covid öncesi ve dönemi yayın performansı” olmak üzere 10 tema çıkarılmıştır. Sonuç olarak sosyalliğin azalması, kısıtlanmalar ve belirsizlik motivasyonu olumsuz etkilerken daha fazla yayın yapma isteği ve konfor alanında çalışmanın motivasyona olumlu etkisi bulunmuştur. Yayın performansında ise dönemi iyi ve verimli geçirerek yayın yapmaya daha çok vakit ayıranların yayın performansında artış gözlemlenmiştir. Çalışmanın her üniversite bünyesindeki akademisyenlere veya genişletilerek daha fazla kişi üzerinde uygulanması önerilmektedir.
{"title":"COVID-19 Döneminde Akademisyenlerin Akademik Motivasyon ve Yayın Performansının İncelenmesi","authors":"Hanifi Parlar, Senanur Kart","doi":"10.5961/higheredusci.1128593","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1128593","url":null,"abstract":"Dünyada ve Türkiye’de koronavirüs salgınıyla beraber yeni bir döneme geçilmiştir. COVID-19’a bağlı salgın, hayatın her alanında değişim ve dönüşümün zorunlu hâle gelmesine sebep olmuştur. Yaşamın her alanını etkileyen bu salgından üniversiteler de etkilenmiştir. Bu çalışmanın amacı ise, salgın döneminde akademisyenlerin akademik motivasyon ve yayın performansının nasıl etkilendiğinin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseninin kullanıldığı bu çalışma, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında maksimum çeşitlilik örneklem yöntemi kullanılarak araştırmaya dâhil edilen 27 akademisyen ile yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında, araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu, verilerin analizinde betimsel içerik analizi tekniği, kodların oluşturulmasında ise MAXQDA 2022 nitel veri analizi programı kullanılmıştır. Elde edilen bulgular neticesinde; “Covid hastalığını geçiren ve geçirmeyenler, salgın dönemi çalışma performansı ve motivasyon, salgın dönemi yaşam kalitesi, hastalığı geçiren ve geçirmeyenlerin performansı, ortak ve disiplinler arası çalışma, salgın dönemi uzaktan eğitim, salgın dönemi toplantılar, salgın dönemi veri toplama ve kaynaklar, meslektaşların yayın yapma görüşleri, Covid öncesi ve dönemi yayın performansı” olmak üzere 10 tema çıkarılmıştır. Sonuç olarak sosyalliğin azalması, kısıtlanmalar ve belirsizlik motivasyonu olumsuz etkilerken daha fazla yayın yapma isteği ve konfor alanında çalışmanın motivasyona olumlu etkisi bulunmuştur. Yayın performansında ise dönemi iyi ve verimli geçirerek yayın yapmaya daha çok vakit ayıranların yayın performansında artış gözlemlenmiştir. Çalışmanın her üniversite bünyesindeki akademisyenlere veya genişletilerek daha fazla kişi üzerinde uygulanması önerilmektedir.","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123876712","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1107335
Murat Artsin, Aslıhan BAĞCI SEZER
Metaverse, üç boyutlu sanal dünyaların fiziksel dünya ile bütünleştirildiği altyapılara imkân sunan etkileşimli bir ekosistemdir. Bu özellikleri ile Metaverse’ün öğrenme-öğretme süreçlerine sağlayacağı potansiyellerin belirlenmesi önem arz etmektedir. İşte tam bu sebeple, Metaverse’ün öğrenme-öğretme süreçlerinde kullanılabilecek güçlü yönleri, zayıf yönleri, fırsat ve tehditleri nitel doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırmada birincil kaynaklar olarak Web of Science ve Scopus, ikincil kaynak olarak Google Scholar ve üçüncül kaynak olarak teknoloji web sitelerindeki metinsel kaynaklardan faydalanılmıştır. Araştırma bulgularına göre Metaverse’ün güçlü yönleri; zaman ve mekan esnekliği, erişilebilirlik, öz-yönetimli öğrenme, işbirlikçi öğrenme, gerçek hayata yakın deneyim, motivasyon artışı sağlama, fiziksel bulunuşluk hissi, memnuniyet artışı, ekip çalışması, bağımsız çalışma, otantik iletişim, ayrımcılıkla mücadele, eşitlik, mekân bağımsızlığı olarak belirlenmiştir. Metaverse’ün zayıf yönleri; evrenler arası geçiş sıkıntısı, sürdürülebilirliğe yönelik endişeler, nitelikli insan gücü eksikliği, sınırlı bütçeler, LMS entegrasyonu, yüksek maliyet, içerik geliştirmenin kısıtlı olması, yetersiz araştırma, gerçek hayat uygulaması, kimlik sorunları, TPACK gelişim eksikliği, platform belirsizliği olduğu görülmüştür. Metaverse’ün sunduğu fırsatlar; ar, vr, xr, blockchain, insan gücünde istihdam, işbirlikli öğrenme, öğrenci katılımı, aidiyet hissi, gerçek hayatta uygulama zorluğu, güvenli pratik alanları, kültür transferi sağlaması olarak sıralanmıştır. Metaverse’ün tehditleri ise; güvenlik, kimlik sorunu, siber zorbalık, dijital şiddet, kutuplaşma, fikri mülkiyet, çevrimiçi bağımlılık, hizmet içi eğitim eksikliği, taciz, hile, dolandırıcılık, hizmet sağlayıcılara ilişkin güven sorunu, gerçek-sanal sınırlarının kaybolması, teknolojinin kabulüne yönelik endişeler, teknolojik kaygı, öğretim yöntemlerindeki uyum sorunları olarak tespit edilmiştir. Çalışmanın bulguları açık ve uzaktan öğrenme alanyazında yer alan kuram, uygulama ve yaklaşımlar ile tartışılmıştır.
{"title":"Açık ve Uzaktan Öğrenmede Metaverse: Bir SWOT Analizi","authors":"Murat Artsin, Aslıhan BAĞCI SEZER","doi":"10.5961/higheredusci.1107335","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1107335","url":null,"abstract":"Metaverse, üç boyutlu sanal dünyaların fiziksel dünya ile bütünleştirildiği altyapılara imkân sunan etkileşimli bir ekosistemdir. Bu özellikleri ile Metaverse’ün öğrenme-öğretme süreçlerine sağlayacağı potansiyellerin belirlenmesi önem arz etmektedir. İşte tam bu sebeple, Metaverse’ün öğrenme-öğretme süreçlerinde kullanılabilecek güçlü yönleri, zayıf yönleri, fırsat ve tehditleri nitel doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırmada birincil kaynaklar olarak Web of Science ve Scopus, ikincil kaynak olarak Google Scholar ve üçüncül kaynak olarak teknoloji web sitelerindeki metinsel kaynaklardan faydalanılmıştır. Araştırma bulgularına göre Metaverse’ün güçlü yönleri; zaman ve mekan esnekliği, erişilebilirlik, öz-yönetimli öğrenme, işbirlikçi öğrenme, gerçek hayata yakın deneyim, motivasyon artışı sağlama, fiziksel bulunuşluk hissi, memnuniyet artışı, ekip çalışması, bağımsız çalışma, otantik iletişim, ayrımcılıkla mücadele, eşitlik, mekân bağımsızlığı olarak belirlenmiştir. Metaverse’ün zayıf yönleri; evrenler arası geçiş sıkıntısı, sürdürülebilirliğe yönelik endişeler, nitelikli insan gücü eksikliği, sınırlı bütçeler, LMS entegrasyonu, yüksek maliyet, içerik geliştirmenin kısıtlı olması, yetersiz araştırma, gerçek hayat uygulaması, kimlik sorunları, TPACK gelişim eksikliği, platform belirsizliği olduğu görülmüştür. Metaverse’ün sunduğu fırsatlar; ar, vr, xr, blockchain, insan gücünde istihdam, işbirlikli öğrenme, öğrenci katılımı, aidiyet hissi, gerçek hayatta uygulama zorluğu, güvenli pratik alanları, kültür transferi sağlaması olarak sıralanmıştır. Metaverse’ün tehditleri ise; güvenlik, kimlik sorunu, siber zorbalık, dijital şiddet, kutuplaşma, fikri mülkiyet, çevrimiçi bağımlılık, hizmet içi eğitim eksikliği, taciz, hile, dolandırıcılık, hizmet sağlayıcılara ilişkin güven sorunu, gerçek-sanal sınırlarının kaybolması, teknolojinin kabulüne yönelik endişeler, teknolojik kaygı, öğretim yöntemlerindeki uyum sorunları olarak tespit edilmiştir. Çalışmanın bulguları açık ve uzaktan öğrenme alanyazında yer alan kuram, uygulama ve yaklaşımlar ile tartışılmıştır.","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"107 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121126192","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.953355
Nurten Terkeş, Sabriye UÇAN YAMAÇ
Amaç: Araştırmanın amacı Covid 19 pandemisinde hemşirelik öğrencilerinin yüz yüze uygulama eğitiminden etkilenme durumunun ve koronavirüs anksiyetelerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntemler: Bu araştırma tanımlayıcı ve kesitsel biçimde yapıldı. Araştırma 15 Kasım 2020-15 Aralık 2020 tarihleri arasında, bir sağlık yüksekokulunda zorunlu yüz yüze uygulama eğitimi alan 257 hemşirelik öğrencisi ile yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ve Koronavirüs Anksiyete Ölçeği kullanılmıştır. Veriler sosyal mesafe ve maske kurallarına uyularak araştırmacılar tarafından yüz yüze toplanmıştır. Bulgular: Katılımcıların Covid 19’a ilişkin aldıkları tedbirlere baktığımızda %76.7’sinin (n=197) maske, eldiven gibi kişisel koruyucu ekipmanları kullandığı, %52.9’unun (n=136) hijyen kurallarına uyduğu görülmektedir. Covid 19 sürecinin yüz yüze eğitimi nasıl etkilediğine bakıldığında, öğrencilerin %43.2’sinin (n=111) her zamanki gibi hissettiği, %33.5’inin (n=86) gelecek konusunda endişeli/kaygılı hissettiği belirtilmektedir. Öğrencilerin Koronavirüs Anksiyete Ölçeği’ninden aldıkları puan ortalamalarının 3.67±5.04 olduğu ve anksiyete düzeylerinin düşük olduğu saptanmıştır. Araştırmada koronavirüs anksiyete düzeyi ile cinsiyet, yüz yüze uygulama eğitiminden etkilenme ve ailesi/akrabası/arkadaşında Covid 19 testi pozitif çıkanlar arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p
{"title":"Covid 19 Pandemisinde Hemşirelik Öğrencilerinin Yüz Yüze Uygulama Eğitiminden Etkilenme Durumunun ve Koronavirüs Anksiyetelerinin Belirlenmesi","authors":"Nurten Terkeş, Sabriye UÇAN YAMAÇ","doi":"10.5961/higheredusci.953355","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.953355","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırmanın amacı Covid 19 pandemisinde hemşirelik öğrencilerinin yüz yüze uygulama eğitiminden etkilenme durumunun ve koronavirüs anksiyetelerinin belirlenmesidir. \u0000Gereç ve Yöntemler: Bu araştırma tanımlayıcı ve kesitsel biçimde yapıldı. Araştırma 15 Kasım 2020-15 Aralık 2020 tarihleri arasında, bir sağlık yüksekokulunda zorunlu yüz yüze uygulama eğitimi alan 257 hemşirelik öğrencisi ile yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ve Koronavirüs Anksiyete Ölçeği kullanılmıştır. Veriler sosyal mesafe ve maske kurallarına uyularak araştırmacılar tarafından yüz yüze toplanmıştır. \u0000Bulgular: Katılımcıların Covid 19’a ilişkin aldıkları tedbirlere baktığımızda %76.7’sinin (n=197) maske, eldiven gibi kişisel koruyucu ekipmanları kullandığı, %52.9’unun (n=136) hijyen kurallarına uyduğu görülmektedir. Covid 19 sürecinin yüz yüze eğitimi nasıl etkilediğine bakıldığında, öğrencilerin %43.2’sinin (n=111) her zamanki gibi hissettiği, %33.5’inin (n=86) gelecek konusunda endişeli/kaygılı hissettiği belirtilmektedir. Öğrencilerin Koronavirüs Anksiyete Ölçeği’ninden aldıkları puan ortalamalarının 3.67±5.04 olduğu ve anksiyete düzeylerinin düşük olduğu saptanmıştır. Araştırmada koronavirüs anksiyete düzeyi ile cinsiyet, yüz yüze uygulama eğitiminden etkilenme ve ailesi/akrabası/arkadaşında Covid 19 testi pozitif çıkanlar arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126464488","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1139247
Türkan AKYOL GÜNER, İsa Demi̇r, Salih Erdem
Bu araştırma, üniversite öğrencilerinde sosyal medya bağımlılığı ile akademik öz yeterlik ve yalnızlık arasındaki ilişkinin ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı tipteki bu araştırma, Nisan 2022-Haziran 2022 tarihleri arasında yapılmış olup araştırmanın örneklemini 2021-2022 eğitim öğretim yılında Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 932 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, “Öğrenci Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Ergenler için Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği”, “Akademik Öz Yeterlik Ölçeği” ve “UCLA Yalnızlık Ölçeği” ile Google Form ile oluşturulan anket formu ile online olarak toplanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20,62+2.04, %57,5’i kız öğrenci ve %97,9’u sosyal medya kullanmaktadır. Öğrencilerin ölçeklerden aldıkları puanlar incelendiğinde; 20,31±3,87 puan ortalaması ile orta düzeyde sosyal medya bağımlılığı yaşadıkları, 15,06±4,08 puan ortalamasına göre orta düzeyde akademik öz yeterlikleri olduğu ve 49,46±8,71 puan ortalamasına göre orta düzeyin üzerinde yalnızlık yaşadıkları belirlenmiştir. Araştırmada ayrıca öğrencilerin sosyal medya bağımlılığı ile akademik öz yeterlikleri arasında negatif yönlü zayıf (r=-0.453; p
本研究旨在探讨大学生社交媒体成瘾与学业自我效能感和孤独感之间的关系及其影响因素。这项描述性研究于2022年4月至2022年6月期间进行，研究样本包括932名2021-2022学年就读于卫生服务职业学院的学生。研究数据通过 "学生描述性信息表"、"青少年社交媒体成瘾量表"、"学业自我效能感量表 "和 "加州大学洛杉矶分校孤独感量表 "以及谷歌表单制作的问卷表进行在线收集。参与研究的学生平均年龄为 20.62+2.04 岁，女生占 57.5%，97.9%的学生使用社交媒体。在对学生进行量表评分后，发现他们的社交媒体成瘾程度为中度，平均得分为（20.31±3.87）分；学业自我效能感为中度，平均得分为（15.06±4.08）分；孤独感高于中度，平均得分为（49.46±8.71）分。研究还发现，社交媒体成瘾与学业自我效能感之间存在微弱的负相关（r=-0.453; p
{"title":"Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Medya Bağımlılığı ile Akademik Öz Yeterlik ve Yalnızlık Arasındaki İlişki ve Etkileyen Faktörler","authors":"Türkan AKYOL GÜNER, İsa Demi̇r, Salih Erdem","doi":"10.5961/higheredusci.1139247","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1139247","url":null,"abstract":"Bu araştırma, üniversite öğrencilerinde sosyal medya bağımlılığı ile akademik öz yeterlik ve yalnızlık arasındaki ilişkinin ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı tipteki bu araştırma, Nisan 2022-Haziran 2022 tarihleri arasında yapılmış olup araştırmanın örneklemini 2021-2022 eğitim öğretim yılında Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda öğrenim gören 932 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, “Öğrenci Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Ergenler için Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği”, “Akademik Öz Yeterlik Ölçeği” ve “UCLA Yalnızlık Ölçeği” ile Google Form ile oluşturulan anket formu ile online olarak toplanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20,62+2.04, %57,5’i kız öğrenci ve %97,9’u sosyal medya kullanmaktadır. Öğrencilerin ölçeklerden aldıkları puanlar incelendiğinde; 20,31±3,87 puan ortalaması ile orta düzeyde sosyal medya bağımlılığı yaşadıkları, 15,06±4,08 puan ortalamasına göre orta düzeyde akademik öz yeterlikleri olduğu ve 49,46±8,71 puan ortalamasına göre orta düzeyin üzerinde yalnızlık yaşadıkları belirlenmiştir. Araştırmada ayrıca öğrencilerin sosyal medya bağımlılığı ile akademik öz yeterlikleri arasında negatif yönlü zayıf (r=-0.453; p","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127718496","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1160473
Nazım Çoki̇şler
Bu araştırma 2021 Yükseköğretim Kurumları Sınavında (YKS) turist rehberliği programlarına yerleşen adayların başarı istatistiklerine ait YÖK Atlas verileri üzerine bir değerlendirme yapma amacındadır. Bu amaçla lisans ve önlisans birimlerine yerleşen adayların başarı istatistikleri tek bir durum olarak ele alınmış ve araştırma durum analizi yaklaşımlarından bütüncül tek durum deseninde yürütülmüştür. Çalışmada örnekleme gidilmeyerek, turist rehberliği eğitimi veren ve ilk yerleştirme sonuçlarına göre öğrenci alan 50 lisans ve 51 önlisans olmak üzere toplam 101 birim araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırmanın verileri YÖK Atlas veri tabanından doküman analizi tekniği ile toplanmış ve betimsel analiz yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, Temel Yeterlilik Testi puanları açısından önlisans ve lisans birimlerine yerleşen adaylar arasında kayda değer bir fark olmadığı, adayların YKS başarılarının düşük ancak Türkiye ortalamasına yakın olduğu ve en başarılı öğrencilerin vakıf üniversitelerinin tam burslu birimlerini tercih ettiği tespit edilmiştir.
{"title":"Turist Rehberliği Programlarına Yerleşen Adayların Üniversite Sınavı Başarı İstatistikleri Üzerine Betimsel Bir Analiz (2021)","authors":"Nazım Çoki̇şler","doi":"10.5961/higheredusci.1160473","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1160473","url":null,"abstract":"Bu araştırma 2021 Yükseköğretim Kurumları Sınavında (YKS) turist rehberliği programlarına yerleşen adayların başarı istatistiklerine ait YÖK Atlas verileri üzerine bir değerlendirme yapma amacındadır. Bu amaçla lisans ve önlisans birimlerine yerleşen adayların başarı istatistikleri tek bir durum olarak ele alınmış ve araştırma durum analizi yaklaşımlarından bütüncül tek durum deseninde yürütülmüştür. Çalışmada örnekleme gidilmeyerek, turist rehberliği eğitimi veren ve ilk yerleştirme sonuçlarına göre öğrenci alan 50 lisans ve 51 önlisans olmak üzere toplam 101 birim araştırmaya dâhil edilmiştir. Araştırmanın verileri YÖK Atlas veri tabanından doküman analizi tekniği ile toplanmış ve betimsel analiz yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, Temel Yeterlilik Testi puanları açısından önlisans ve lisans birimlerine yerleşen adaylar arasında kayda değer bir fark olmadığı, adayların YKS başarılarının düşük ancak Türkiye ortalamasına yakın olduğu ve en başarılı öğrencilerin vakıf üniversitelerinin tam burslu birimlerini tercih ettiği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121770132","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.5961/higheredusci.1110795
Kürşat Taştan, Sinan Yılmaz
Yükseköğretimdeki küresel gelişmelerin kalite yönetimini temel bir meşruiyet aracı haline getirmesi ve 2015 yılında Türk yükseköğretim sisteminde Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK)’nun kurulmasıyla birlikte, Türkiye'de kalite yönetimi kurumsallaşmaya başlamış ve kalite yönetiminin yayılımı hız kazanmıştır. Bu çerçevede, kalite yönetiminin getirdiği kurumsal değişimi anlayabilmek ve kalite yönetiminin yükseköğretimde nasıl tanımlanıp uygulandığını keşfedebilmek için Yükseköğretimde Kalite Yönetimi Uyma Ölçeği geliştirilmiştir. Ölçek, Westphal ve diğerlerinin (1997) “uyumlama-uyma” ölçütünü “uyma ölçeği” olarak işlemsel hale getiren Özen'in (2000, 2002) çalışmaları işlemselleştirilerek geliştirilmiştir. İşlemselleştirmede, Uyma Ölçeğinde kullanılan Toplam Kalite Yönetimi (TKY) teknik, süreç ve yöntemleri yerine UNESCO tarafından dünyadaki yükseköğretim kurumlarının kalite yönetimlerinin durumunu analiz etmek için kullanılan kalite yönetimi yapı, yöntem, süreç ve tekniklerinden yararlanılmıştır. Ölçümlerde bir üniversitenin uyarak uygulama puanını hesaplamak için, o kuruluşla aynı yılda veya daha önceki yıllarda kalite yönetimini benimseyen kuruluşların her bir teknik için aynı tekniği uygulama veya uygulamama oranı (yüzde olarak) hesaplanmıştır. Bu hesaplamada üniversite, kalite yönetimi ile ilgili aynı tekniği uygulamakta ise bulunan uygulanma oranı, uygulamamakta ise uygulanmama oranı, o teknikten uyarak uygulama puanı olarak kaydedilmiştir. En son aşamada, üniversitelerin yararlanılan bu tekniklerden aldığı puanlar toplanmış ve toplam puan üniversitenin verdiği cevap sayısına bölünerek ortalama alınmıştır. Bulunan değer o üniversitenin uyarak uygulama puanı olarak kaydedilmiştir. Yükseköğretimde Kalite Yönetimi Uyma Ölçeği, uyumlayarak uygulama / uyarak uygulama biçimine göre kalite yönetiminin ussal olarak ya da normatif olarak benimsendiğini belirleyebilmektedir. Dolayısıyla, araştırma modelinde ortaya çıkan uyumlayarak ve uyarak uygulama düzeyini belirten bu ölçeğin kendisi aslında uyumlayarak uygulayanların ussal, uyarak uygulayanların normatif/törensel benimsediğini göstermektedir. Araştırma çerçevesinde, Türkiye’de faaliyet gösteren 198 yükseköğretim kurumunun 158’i araştırmada temsil edilmiştir. Üniversitelerin uyarak uygulama puanları 0-100 arasında değişen ölçek üzerinden ölçüldüğünde ortalama değeri 74,50 olan bir dağılımla karşılaşılmaktadır. Ölçüm sonuçlarına göre yükseköğretim kurumlarının tamamı normatif olarak sunulan kalite yönetimi standart ve yönergelerine uyarak kalite yönetimini uygulamaya çalışmaktadır. Ayrıca kalite yönetimini erken dönemde benimseyenlerin normatiflik derecesi daha yüksektir. Üniversitelerin kuruluş yıllarına göre yapılan değerlendirmede ise 2006-2017 yılları arasında kurulan üniversiteler ile 2005 ve öncesi dönemde kurulan üniversiteler arasında belirgin bir ayrım görülmektedir. Bu ayrımdan yola çıkarak, Türk yükseköğretim sisteminde erken dönemde kalite yönetimini benimseyen ve yükseköğretimdeki gelişmel
{"title":"Kalite Yönetimi Uyma Ölçeğinin Yükseköğretim İçin İşlemselleştirilmesi: Yükseköğretimde Kalite Yönetimi Uyma Ölçeği","authors":"Kürşat Taştan, Sinan Yılmaz","doi":"10.5961/higheredusci.1110795","DOIUrl":"https://doi.org/10.5961/higheredusci.1110795","url":null,"abstract":"Yükseköğretimdeki küresel gelişmelerin kalite yönetimini temel bir meşruiyet aracı haline getirmesi ve 2015 yılında Türk yükseköğretim sisteminde Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK)’nun kurulmasıyla birlikte, Türkiye'de kalite yönetimi kurumsallaşmaya başlamış ve kalite yönetiminin yayılımı hız kazanmıştır. Bu çerçevede, kalite yönetiminin getirdiği kurumsal değişimi anlayabilmek ve kalite yönetiminin yükseköğretimde nasıl tanımlanıp uygulandığını keşfedebilmek için Yükseköğretimde Kalite Yönetimi Uyma Ölçeği geliştirilmiştir. Ölçek, Westphal ve diğerlerinin (1997) “uyumlama-uyma” ölçütünü “uyma ölçeği” olarak işlemsel hale getiren Özen'in (2000, 2002) çalışmaları işlemselleştirilerek geliştirilmiştir. İşlemselleştirmede, Uyma Ölçeğinde kullanılan Toplam Kalite Yönetimi (TKY) teknik, süreç ve yöntemleri yerine UNESCO tarafından dünyadaki yükseköğretim kurumlarının kalite yönetimlerinin durumunu analiz etmek için kullanılan kalite yönetimi yapı, yöntem, süreç ve tekniklerinden yararlanılmıştır. Ölçümlerde bir üniversitenin uyarak uygulama puanını hesaplamak için, o kuruluşla aynı yılda veya daha önceki yıllarda kalite yönetimini benimseyen kuruluşların her bir teknik için aynı tekniği uygulama veya uygulamama oranı (yüzde olarak) hesaplanmıştır. Bu hesaplamada üniversite, kalite yönetimi ile ilgili aynı tekniği uygulamakta ise bulunan uygulanma oranı, uygulamamakta ise uygulanmama oranı, o teknikten uyarak uygulama puanı olarak kaydedilmiştir. En son aşamada, üniversitelerin yararlanılan bu tekniklerden aldığı puanlar toplanmış ve toplam puan üniversitenin verdiği cevap sayısına bölünerek ortalama alınmıştır. Bulunan değer o üniversitenin uyarak uygulama puanı olarak kaydedilmiştir. Yükseköğretimde Kalite Yönetimi Uyma Ölçeği, uyumlayarak uygulama / uyarak uygulama biçimine göre kalite yönetiminin ussal olarak ya da normatif olarak benimsendiğini belirleyebilmektedir. Dolayısıyla, araştırma modelinde ortaya çıkan uyumlayarak ve uyarak uygulama düzeyini belirten bu ölçeğin kendisi aslında uyumlayarak uygulayanların ussal, uyarak uygulayanların normatif/törensel benimsediğini göstermektedir. Araştırma çerçevesinde, Türkiye’de faaliyet gösteren 198 yükseköğretim kurumunun 158’i araştırmada temsil edilmiştir. Üniversitelerin uyarak uygulama puanları 0-100 arasında değişen ölçek üzerinden ölçüldüğünde ortalama değeri 74,50 olan bir dağılımla karşılaşılmaktadır. Ölçüm sonuçlarına göre yükseköğretim kurumlarının tamamı normatif olarak sunulan kalite yönetimi standart ve yönergelerine uyarak kalite yönetimini uygulamaya çalışmaktadır. Ayrıca kalite yönetimini erken dönemde benimseyenlerin normatiflik derecesi daha yüksektir. Üniversitelerin kuruluş yıllarına göre yapılan değerlendirmede ise 2006-2017 yılları arasında kurulan üniversiteler ile 2005 ve öncesi dönemde kurulan üniversiteler arasında belirgin bir ayrım görülmektedir. Bu ayrımdan yola çıkarak, Türk yükseköğretim sisteminde erken dönemde kalite yönetimini benimseyen ve yükseköğretimdeki gelişmel","PeriodicalId":119364,"journal":{"name":"Journal of Higher Education and Science","volume":"203 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115386694","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：