Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.400
Elif Gulbahce-Mutlu, E. Arslan, H. Arıkoğlu
Amaç: Tip 2 Diabetes Mellitus, insülin direnci ve/veya insülin eksikliği veya yetersizliği durumunda yüksek kan şekeri ile karakterize metabolik bir hastalıktır. Wnt/β-katenin sinyal yolu, tüm fizyolojik süreçlerde rol oynar. Yoldaki herhangi bir kusur diyabetin gelişmesine neden olur. Bu çalışmanın amacı, deneysel Tip 2 diyabetik sıçanlarda üzüm çekirdeği ekstresinin (GSE) vücut ağırlığı, kan şekeri ve β-katenin geni ekspresyonu üzerindeki etkisini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Sıçanlar Kontrol, Diyabetik Kontrol ve Tedavi grupları (100, 200, 400 mg/kg GSE) olmak üzere beş gruba ayrıldı. Diyabet ve tedavi gruplarındaki ratlara yüksek yağlı diyet ve düşük doz streptozotosin (35 mg/ kg) verildi. Deney süresince sıçanların vücut ağırlıkları haftalık olarak kaydedildi. Suda çözünen ekstraktlar dört hafta boyunca gavaj yoluyla uygulandı ve çalışmada tedavi sonunda hayvanlardan alınan karaciğer, pankreas ve kan örnekleri kullanıldı. Bulgular: GSE tedavisinin diyabete bağlı genel kilo kaybı üzerine etkisinin minimal olduğu, 100 ve 400 mg/kg GSE dozlarının kan şekerini düşürdüğü gözlendi (p<0,05). β-katenin gen ekspresyonu sonuçlarına göre karaciğer dokusu (p>0,05) ve pankreas dokusu (p<0,05) açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Öneri: Elde edilen bulgulara göre üzüm çekirdeği diyabetin tedavisinde umut verici olabilir.
{"title":"Effect of grape seed extract on β-catenin gene expression and hyperglycemia in rats induced by streptozotocin","authors":"Elif Gulbahce-Mutlu, E. Arslan, H. Arıkoğlu","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.400","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.400","url":null,"abstract":"Amaç: Tip 2 Diabetes Mellitus, insülin direnci ve/veya insülin eksikliği veya yetersizliği durumunda yüksek kan şekeri ile karakterize metabolik bir hastalıktır. Wnt/β-katenin sinyal yolu, tüm fizyolojik süreçlerde rol oynar. Yoldaki herhangi bir kusur diyabetin gelişmesine neden olur. Bu çalışmanın amacı, deneysel Tip 2 diyabetik sıçanlarda üzüm çekirdeği ekstresinin (GSE) vücut ağırlığı, kan şekeri ve β-katenin geni ekspresyonu üzerindeki etkisini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Sıçanlar Kontrol, Diyabetik Kontrol ve Tedavi grupları (100, 200, 400 mg/kg GSE) olmak üzere beş gruba ayrıldı. Diyabet ve tedavi gruplarındaki ratlara yüksek yağlı diyet ve düşük doz streptozotosin (35 mg/ kg) verildi. Deney süresince sıçanların vücut ağırlıkları haftalık olarak kaydedildi. Suda çözünen ekstraktlar dört hafta boyunca gavaj yoluyla uygulandı ve çalışmada tedavi sonunda hayvanlardan alınan karaciğer, pankreas ve kan örnekleri kullanıldı. Bulgular: GSE tedavisinin diyabete bağlı genel kilo kaybı üzerine etkisinin minimal olduğu, 100 ve 400 mg/kg GSE dozlarının kan şekerini düşürdüğü gözlendi (p<0,05). β-katenin gen ekspresyonu sonuçlarına göre karaciğer dokusu (p>0,05) ve pankreas dokusu (p<0,05) açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Öneri: Elde edilen bulgulara göre üzüm çekirdeği diyabetin tedavisinde umut verici olabilir.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"33 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85049794","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.404
Beyza Suvarikli Alan, Zafer Bulut
Amaç: Sunulan çalışma azoksimetan ile kolon kanseri oluşturulan ratlarda sarımsağın biyoaktif bileşiklerinden biri olan dialil disülfid’in, kolon dokusu malondialdehit seviyesi üzerine etkisini araştırmak amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 58 adet erkek Wistar Albino rat kullanıldı. Hayvanlar 5 gruba ayrıldı. 1. grup kontrol grubu (n=12), 2. grup azoksimetan (15mg/kg vücut ağırlığı) uygulanan kanser grubu (n=12), 3. grup sadece dialil disülfit (DADS, 50 mg/kg vücut ağırlığı) uygulanan (n=11), 4. grup azoksimetan ve dialil disülfit uygulanan (n=11) ve 5. grup ise taşıt madde olan mısır yağının (1ml/kg vücut ağırlığı) verildiği gruptur (n=12). Deneme süresi olan 18 haftanın sonunda servikal dislokasyon ile hayvanlar sakrifiye edildi ve kolon dokuları çıkarıldı. Alınan dokuların homojenizasyonu sağlandı ve ELISA cihazı ile kite uygun prosedür kullanılarak MDA seviyeleri ölçüldü. Bulgular: Dokularda tümör oluşumu makroskobik olarak tespit edildi. Yapılan analiz sonucu gruplar arasında MDA seviyesi yönünden herhangi bir fark bulunmadığı belirlendi (P>0.05). Öneri: Sonuç olarak çalışma koşullarında rat kolon dokusunda DADS veya azoksimetan uygulanasının lipid peroksidasyonuna neden olmadığı ifade edilebilir. DADS veya AOM’nin kolon dokusundaki etkinliği, hayvanlara uygulanma şekli ve miktarı göz önüne alınarak ileride yapılacak olan çalışmalara ihtiyaç vardır.
{"title":"MDA level in colon tissue of the rats with colon cancer model treated with diallyl disulfide","authors":"Beyza Suvarikli Alan, Zafer Bulut","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.404","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.404","url":null,"abstract":"Amaç: Sunulan çalışma azoksimetan ile kolon kanseri oluşturulan ratlarda sarımsağın biyoaktif bileşiklerinden biri olan dialil disülfid’in, kolon dokusu malondialdehit seviyesi üzerine etkisini araştırmak amacı ile yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 58 adet erkek Wistar Albino rat kullanıldı. Hayvanlar 5 gruba ayrıldı. 1. grup kontrol grubu (n=12), 2. grup azoksimetan (15mg/kg vücut ağırlığı) uygulanan kanser grubu (n=12), 3. grup sadece dialil disülfit (DADS, 50 mg/kg vücut ağırlığı) uygulanan (n=11), 4. grup azoksimetan ve dialil disülfit uygulanan (n=11) ve 5. grup ise taşıt madde olan mısır yağının (1ml/kg vücut ağırlığı) verildiği gruptur (n=12). Deneme süresi olan 18 haftanın sonunda servikal dislokasyon ile hayvanlar sakrifiye edildi ve kolon dokuları çıkarıldı. Alınan dokuların homojenizasyonu sağlandı ve ELISA cihazı ile kite uygun prosedür kullanılarak MDA seviyeleri ölçüldü. Bulgular: Dokularda tümör oluşumu makroskobik olarak tespit edildi. Yapılan analiz sonucu gruplar arasında MDA seviyesi yönünden herhangi bir fark bulunmadığı belirlendi (P>0.05). Öneri: Sonuç olarak çalışma koşullarında rat kolon dokusunda DADS veya azoksimetan uygulanasının lipid peroksidasyonuna neden olmadığı ifade edilebilir. DADS veya AOM’nin kolon dokusundaki etkinliği, hayvanlara uygulanma şekli ve miktarı göz önüne alınarak ileride yapılacak olan çalışmalara ihtiyaç vardır.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"142 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"77777991","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.403
Ozgur Kanat, V. Ataseven, Veli Incecik, F. Dogan, I. Secinti
Amaç: Küçük ruminant lentivirus enfeksiyonu, koyun ve keçilerde patolojik ve klinik olarak mastitis, maedi, visna ve artritise neden olan bir dizi ana hedef organı aynı anda ve immunpatojenik olarak etkileyebilen kronik ve tedavi edilemez bir karaktere sahiptir. Bu çalışmanın amacı, histopatolojik ve immunohistokimyasal olarak enfekte keçilerin farklı dokularındaki lezyonları ve hücresel dağılımını ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada, seropozitif olduğu bilinen toplam 6 adet keçi, ayrıca 1 adet abort fötus kullanıldı. Histopatolojik bulgular ve immunohistokimyasal olarak, hücresel dağılımlar tespit edildi. Bulgular: Histopatolojik olarak bronkopnömoni ve kronik intersitisyel pnömoni, enteritis, böbreklerde proksimal ve distal tubulus epitellerinde hidropik dejenerasyon ve nekroz, hiyalin damlacıkları ve hiyalin silindirleri, dalakta konjesyon ve lenfoid hücrelerde azalma, kalpte konjesyon, hiyalin dejenerasyonu ve nekroz ile karaciğerde hidropik dejenerasyon, nekroz ve hepatitis gözlendi. İmmunohistokimyasal olarak akciğerde bronş ve bronşiyollerin epitellerinde, alveoler makrofajlarda ve lenfositlerde, dalakta lenfosit ve makrofajlarda, bağırsaklarda kript ve villus epitellerinde, lenfosit ve makrofajlarda, karaciğerde ise Kupffer hücrelerinde ve lenfositlerde pozitif boyanmalar görüldü. Aksine, böbrekler ve kalpte pozitiflik görülmedi. Öneri: Sonuç olarak, keçi yetiştiriciliğinde önemli bir yeri bulunan küçük ruminant lentivirus enfeksiyonunda elde edilen veriler ve bu verilerin, yeni çalışmalarda ve geliştirilebilecek mücadele programlarında önem arz edeceği düşünülmektedir.
{"title":"Histopathological and immunohistochemical findings in different tissues of goats infected with small ruminant lentivirus","authors":"Ozgur Kanat, V. Ataseven, Veli Incecik, F. Dogan, I. Secinti","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.403","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.403","url":null,"abstract":"Amaç: Küçük ruminant lentivirus enfeksiyonu, koyun ve keçilerde patolojik ve klinik olarak mastitis, maedi, visna ve artritise neden olan bir dizi ana hedef organı aynı anda ve immunpatojenik olarak etkileyebilen kronik ve tedavi edilemez bir karaktere sahiptir. Bu çalışmanın amacı, histopatolojik ve immunohistokimyasal olarak enfekte keçilerin farklı dokularındaki lezyonları ve hücresel dağılımını ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada, seropozitif olduğu bilinen toplam 6 adet keçi, ayrıca 1 adet abort fötus kullanıldı. Histopatolojik bulgular ve immunohistokimyasal olarak, hücresel dağılımlar tespit edildi. Bulgular: Histopatolojik olarak bronkopnömoni ve kronik intersitisyel pnömoni, enteritis, böbreklerde proksimal ve distal tubulus epitellerinde hidropik dejenerasyon ve nekroz, hiyalin damlacıkları ve hiyalin silindirleri, dalakta konjesyon ve lenfoid hücrelerde azalma, kalpte konjesyon, hiyalin dejenerasyonu ve nekroz ile karaciğerde hidropik dejenerasyon, nekroz ve hepatitis gözlendi. İmmunohistokimyasal olarak akciğerde bronş ve bronşiyollerin epitellerinde, alveoler makrofajlarda ve lenfositlerde, dalakta lenfosit ve makrofajlarda, bağırsaklarda kript ve villus epitellerinde, lenfosit ve makrofajlarda, karaciğerde ise Kupffer hücrelerinde ve lenfositlerde pozitif boyanmalar görüldü. Aksine, böbrekler ve kalpte pozitiflik görülmedi. Öneri: Sonuç olarak, keçi yetiştiriciliğinde önemli bir yeri bulunan küçük ruminant lentivirus enfeksiyonunda elde edilen veriler ve bu verilerin, yeni çalışmalarda ve geliştirilebilecek mücadele programlarında önem arz edeceği düşünülmektedir.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"113 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80031285","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.402
E. Karakurt, O. Aksoy, E. Beytut, Uğur Aydın, S. Dağ, Uğur Yıldız, A. Yıldız, Ayse Basak Kapcak, Hüseyin Koc, Ada Miray Alakan
Amaç: Güncel çalışmada, kedilerin fibrosarkomlarında hücre proliferasyon indeksi, p53 tümor baskılayıcı gen durumu, tümor metastazı, invazyon kapasitesi ile hücresel orjinin ortaya konulması amacıyla Prolifere olan hücre nükleus antijeni (PCNA), Matriks Metalloproteinaz-9 (MMP-9), Vimentin, Alfa-Düz Kas Aktini (α-SMA), S-100, Desmin ve Pan- Sitokeratin (Pan-SK) gibi kanser markerları ve intermedier filamentlerin ekspresyonlarının immunohistokimyasal olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, Patoloji Anabilim Dalı’na rutin histopatolojik inceleme amacıyla getirilen 7 adet kediden alınan tümoral doku örnekleri kullanılmıştır. Histopatolojik değişikliklerin değerlendirilebilmesi amacıyla kesitlere Hematoksilen & Eozin boyaması uygulandı. İmmunohistokimyasal boyamalarda streptavidin-biotin peroksidaz kompleksi yöntemi kullanıldı. Bulgular: 7 spontane kutanöz fibrosarkom vakasının 5’i evre I, 1’i evre II ve 1’i ise evre III olarak saptandı. Tümöral dokulardaki belirgin kollajen bantlarının varlığı Masson Trikrom boyama ile ortaya konuldu. Vimentin ve α-SMA boyanmaları yönünden tüm vakalar pozitifti. Pan SK, S-100 ve Desmin boyanmaları yönünden tümör hücreleri negatif reaksiyon verdi. Tüm vakalar PCNA yönünden pozitifti. Sadece 2 vaka p53 pozitif boyanma gösterdi. Bu 2 vaka, ileri evrelerdi. Sadece bir fibrosarkom vakasında (Evre III) tümör tipi dev hücrelerinde intrasitoplazmik MMP-9 ekspresyonları tespit edildi. Öneri: Sonuç olarak, çalışmada kullanılan tümör örneklem sayısı az olsa da, PCNA, p53 ve MMP-9’un kedilerin spontane fibrosarkomlarında hücre proliferasyonunun belirlenmesi, malignitenin derecelendirilmesi, tümör agresifliği ve davranışı ile prognozun saptanmasında oldukça kullanışlı markerlar olduğunu ortaya koymuştur.
{"title":"The immunohistochemical evaluation of the expression of intermediary filaments, PCNA, p53 and MMP-9 in feline fibrosarcomas","authors":"E. Karakurt, O. Aksoy, E. Beytut, Uğur Aydın, S. Dağ, Uğur Yıldız, A. Yıldız, Ayse Basak Kapcak, Hüseyin Koc, Ada Miray Alakan","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.402","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.402","url":null,"abstract":"Amaç: Güncel çalışmada, kedilerin fibrosarkomlarında hücre proliferasyon indeksi, p53 tümor baskılayıcı gen durumu, tümor metastazı, invazyon kapasitesi ile hücresel orjinin ortaya konulması amacıyla Prolifere olan hücre nükleus antijeni (PCNA), Matriks Metalloproteinaz-9 (MMP-9), Vimentin, Alfa-Düz Kas Aktini (α-SMA), S-100, Desmin ve Pan- Sitokeratin (Pan-SK) gibi kanser markerları ve intermedier filamentlerin ekspresyonlarının immunohistokimyasal olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, Patoloji Anabilim Dalı’na rutin histopatolojik inceleme amacıyla getirilen 7 adet kediden alınan tümoral doku örnekleri kullanılmıştır. Histopatolojik değişikliklerin değerlendirilebilmesi amacıyla kesitlere Hematoksilen & Eozin boyaması uygulandı. İmmunohistokimyasal boyamalarda streptavidin-biotin peroksidaz kompleksi yöntemi kullanıldı. Bulgular: 7 spontane kutanöz fibrosarkom vakasının 5’i evre I, 1’i evre II ve 1’i ise evre III olarak saptandı. Tümöral dokulardaki belirgin kollajen bantlarının varlığı Masson Trikrom boyama ile ortaya konuldu. Vimentin ve α-SMA boyanmaları yönünden tüm vakalar pozitifti. Pan SK, S-100 ve Desmin boyanmaları yönünden tümör hücreleri negatif reaksiyon verdi. Tüm vakalar PCNA yönünden pozitifti. Sadece 2 vaka p53 pozitif boyanma gösterdi. Bu 2 vaka, ileri evrelerdi. Sadece bir fibrosarkom vakasında (Evre III) tümör tipi dev hücrelerinde intrasitoplazmik MMP-9 ekspresyonları tespit edildi. Öneri: Sonuç olarak, çalışmada kullanılan tümör örneklem sayısı az olsa da, PCNA, p53 ve MMP-9’un kedilerin spontane fibrosarkomlarında hücre proliferasyonunun belirlenmesi, malignitenin derecelendirilmesi, tümör agresifliği ve davranışı ile prognozun saptanmasında oldukça kullanışlı markerlar olduğunu ortaya koymuştur.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"78 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84082994","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.401
Kassymov Yerken, A. Uslu, Otarbayev Bauyev, Z. Sayın, Asli Balevi, Ismagulov Yerbol, Ilgekbayeva Gulnaz D, Aysegul Ilban, O. Erganis
Amaç: Bu çalışma Doğu Kazakistan'daki yetişkin atlarda Rhodococcus equi (R. equi) sero-prevalansını değerlendirmek için tasarlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Eylül ve Kasım 2021 tarihleri arasında doğu Kazakistan’da bulunan üç bölgede (Zhambyl, Almatı, Doğu Kazakistan) 311 attan serum toplandı ve virülent R. equi'ye karşı oluşmuş olan antikorların varlığı enzim bağıntılı immünosorbent test (ELISA) ile tespit edildi. Bulgular: R. equi'nin doğu Kazakistan’da bulunan at popüslayonlarında ki seroprevalansı 2021 yılında %93,6 olarak bulundu. En yüksek seroprevalans Vap A oranı Zhambly Bölgesi'nde (%98,02), en düşük ise Doğu Kazakistan Bölgesi'nde (%88,89) görüldü. Bu bölgeden alınan örnekler toplam örneklerin %69,8'ini oluşturmakta olup, %3,84'ü vapA seronegatiftir. R. equi’nin Doğu Kazakistan'da endemik enfeksiyona sebep olduğu tespit edildi.. Öneri: Bu, R. equi'nin Kazakistan'da epidemiyolojisi hakkında bilgi sağlayan ilk sero survey çalışmasıdır. Serolojik bulgular klinik vakalar ve tay tavlalarında bakteri izolasyonu ile desteklenmelidir. Doğu Kazakistan'da R. equi'ye karşı koruma ve kontrol programları uygulanmalıdır.
{"title":"Sero-epidemiology of the Rhodococcus equi in horses in Eastern Kazakhstan","authors":"Kassymov Yerken, A. Uslu, Otarbayev Bauyev, Z. Sayın, Asli Balevi, Ismagulov Yerbol, Ilgekbayeva Gulnaz D, Aysegul Ilban, O. Erganis","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.401","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.401","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma Doğu Kazakistan'daki yetişkin atlarda Rhodococcus equi (R. equi) sero-prevalansını değerlendirmek için tasarlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Eylül ve Kasım 2021 tarihleri arasında doğu Kazakistan’da bulunan üç bölgede (Zhambyl, Almatı, Doğu Kazakistan) 311 attan serum toplandı ve virülent R. equi'ye karşı oluşmuş olan antikorların varlığı enzim bağıntılı immünosorbent test (ELISA) ile tespit edildi. Bulgular: R. equi'nin doğu Kazakistan’da bulunan at popüslayonlarında ki seroprevalansı 2021 yılında %93,6 olarak bulundu. En yüksek seroprevalans Vap A oranı Zhambly Bölgesi'nde (%98,02), en düşük ise Doğu Kazakistan Bölgesi'nde (%88,89) görüldü. Bu bölgeden alınan örnekler toplam örneklerin %69,8'ini oluşturmakta olup, %3,84'ü vapA seronegatiftir. R. equi’nin Doğu Kazakistan'da endemik enfeksiyona sebep olduğu tespit edildi.. Öneri: Bu, R. equi'nin Kazakistan'da epidemiyolojisi hakkında bilgi sağlayan ilk sero survey çalışmasıdır. Serolojik bulgular klinik vakalar ve tay tavlalarında bakteri izolasyonu ile desteklenmelidir. Doğu Kazakistan'da R. equi'ye karşı koruma ve kontrol programları uygulanmalıdır.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"18 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89061727","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.399
Busra Yaranaglu, Sabiha Sena Ozdemir, H. Tavşanlı, Ozlem Varol Avcilar, T. E. Guner, Bilge Camliyurt, Mustafa Sihlaroglu
Amaç: Bu çalışmanın amacı farklı sağım sistemlerine sahip işletmelerden elde edilen sütün toplam bakteri ve somatik hücre sayısı yönünden karşılaştırılarak sağım hijyeni, barınak hijyeni ve sürü yönetimi açısından değerlendirilmesi ve kuru madde, yağ, protein ve laktoz içerikleri bakımından kıyaslanarak süt kalite özelliklerinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışma materyalini Balıkesir ve çevresinde Holstein ırkı süt sığırı yetiştiriciliği yapan toplam 45 farklı işletmeden (15 elle sağım, 15 makineli sağım, 15 robotik sağım) alınan tank sütleri oluşturmuştur. Yağ, protein, laktoz, kuru madde, yağsız kuru madde ve somatik hücre sayısını belirlemek için çiğ süt analiz cihazı kullanılmıştır. Toplam bakteri sayısının tespit edilmesi için, Plate Count Agar besi yerlerine dökme plak metodu ile ekim yapılmıştır. Bulgular: Süt kalite özelliklerinden yağ (p˂0.05), protein (p˂0.001), laktoz (p˂0.01), kuru madde (p˂0.001) ve yağsız kuru madde değerleri (p˂0.001) elle sağım yapan işletmelerde en düşük olarak belirlenmiştir. Süt protein oranı en yüksek işletmeler robotik sağım sağım yapan işletmelerdir (p˂0.001). Elle sağım yapılan işletmeler, somatik hücre sayısı bakımından en yüksek değeri almıştır (p<0.05). Toplam bakteri sayısı açısından makineli sağım yapan işletmeler en yüksek değere sahipken (p˂0.001); robotik ve elle sağım yapan işletmeler daha düşük değerlere sahip olup, aralarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Öneri: Farklı sağım sistemlerinin süt kalite ve hijyen değerleri üzerinde anlamlı etkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bu bakımdan sağım robotu kullanımının yaygınlaşması, toplam iş gücü maliyetini düşürmesi ve tank süt kalitesinde iyileşmeler sağlaması bakımından önerilmektedir Anahtar kelimeler: Elle sağım, inek, robotik sağım, somatik hücre sayısı, süt kalitesi.
{"title":"Investigation of dairy farms using different milking systems in Balıkesir province in terms of bulk tank milk quality, somatic cell count and total bacteria count","authors":"Busra Yaranaglu, Sabiha Sena Ozdemir, H. Tavşanlı, Ozlem Varol Avcilar, T. E. Guner, Bilge Camliyurt, Mustafa Sihlaroglu","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.399","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.399","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı farklı sağım sistemlerine sahip işletmelerden elde edilen sütün toplam bakteri ve somatik hücre sayısı yönünden karşılaştırılarak sağım hijyeni, barınak hijyeni ve sürü yönetimi açısından değerlendirilmesi ve kuru madde, yağ, protein ve laktoz içerikleri bakımından kıyaslanarak süt kalite özelliklerinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışma materyalini Balıkesir ve çevresinde Holstein ırkı süt sığırı yetiştiriciliği yapan toplam 45 farklı işletmeden (15 elle sağım, 15 makineli sağım, 15 robotik sağım) alınan tank sütleri oluşturmuştur. Yağ, protein, laktoz, kuru madde, yağsız kuru madde ve somatik hücre sayısını belirlemek için çiğ süt analiz cihazı kullanılmıştır. Toplam bakteri sayısının tespit edilmesi için, Plate Count Agar besi yerlerine dökme plak metodu ile ekim yapılmıştır. Bulgular: Süt kalite özelliklerinden yağ (p˂0.05), protein (p˂0.001), laktoz (p˂0.01), kuru madde (p˂0.001) ve yağsız kuru madde değerleri (p˂0.001) elle sağım yapan işletmelerde en düşük olarak belirlenmiştir. Süt protein oranı en yüksek işletmeler robotik sağım sağım yapan işletmelerdir (p˂0.001). Elle sağım yapılan işletmeler, somatik hücre sayısı bakımından en yüksek değeri almıştır (p<0.05). Toplam bakteri sayısı açısından makineli sağım yapan işletmeler en yüksek değere sahipken (p˂0.001); robotik ve elle sağım yapan işletmeler daha düşük değerlere sahip olup, aralarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Öneri: Farklı sağım sistemlerinin süt kalite ve hijyen değerleri üzerinde anlamlı etkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bu bakımdan sağım robotu kullanımının yaygınlaşması, toplam iş gücü maliyetini düşürmesi ve tank süt kalitesinde iyileşmeler sağlaması bakımından önerilmektedir Anahtar kelimeler: Elle sağım, inek, robotik sağım, somatik hücre sayısı, süt kalitesi.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"285 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86819733","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-06DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.397
Alparslan Burak Gucsav, E. Akyuz
Amaç: Bu çalışmada, parvoviral enteritisli köpeklerde lipopolisakkarit bağlayıcı protein (LBP) ve soluble ürokinaz plazminojen aktivatör reseptörünün (suPAR) tanısal ve prognostik değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmanın hayvan materyalini 1-6 ay yaşlar arasında farklı ırk ve cinsiyette kanlı ishal semptomu gösteren hızlı test kiti yardımıyla parvoviral enteritis teşhisi konulan 20 köpek hasta grubunu oluşturdu. Kontrol amacıyla kliniğe getirilen ve yapılan fiziksel muayeneler sonucunda sağlıklı olduğu belirlenen 10 köpek kontrol grubunu oluşturdu. Çalışmadaki köpeklerin tamamından bir defa Vena cephalica antebrachi’den 5 mL jelli serum tüplerine ve 2 mL K2EDTA’lı tüplere kan örnekleri alındı. EDTA’lı kan örneklerinden tam kan sayımı yapıldı. Bulgular: Serum örnekleri ise biyokimyasal ölçümler yapılana kadar -20°C’de muhafaza edildi. Hematoloji bulgularında hasta grupta total lökosit sayısı, eritrosit sayısı, hemoglobin sayısı ve hematokrit yüzdesi kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düşük bulundu (P<0,05). Hasta grupta kreatinin (P=0,040), üre (P=0,036), total bilirubin (P=0,011), seruloplazmin (P=0,008), haptoglobin (P<0,001) ve LBP (P=0,011) konsantrasyonları kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulurken, albümin (P=0,005) ve suPAR (P=0,012) konsantrasyonları düşük bulunmuştur. Sonuç: Sonuç olarak parvoviral enteritisli köpeklerde seruloplazmin, haptoglobin, LBP ve suPAR diagnostik ve prognostik olarak önemli bulunmuştur.
{"title":"Diagnostic and prognostic value of lipopolysaccharide binding protein and soluble urokinase plasminogen activator receptor in dogs with parvoviral enteritis","authors":"Alparslan Burak Gucsav, E. Akyuz","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.397","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.397","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada, parvoviral enteritisli köpeklerde lipopolisakkarit bağlayıcı protein (LBP) ve soluble ürokinaz plazminojen aktivatör reseptörünün (suPAR) tanısal ve prognostik değerlendirilmesi amaçlanmıştır.\u0000Gereç ve Yöntem: Bu çalışmanın hayvan materyalini 1-6 ay yaşlar arasında farklı ırk ve cinsiyette kanlı ishal semptomu gösteren hızlı test kiti yardımıyla parvoviral enteritis teşhisi konulan 20 köpek hasta grubunu oluşturdu. Kontrol amacıyla kliniğe getirilen ve yapılan fiziksel muayeneler sonucunda sağlıklı olduğu belirlenen 10 köpek kontrol grubunu oluşturdu. Çalışmadaki köpeklerin tamamından bir defa Vena cephalica antebrachi’den 5 mL jelli serum tüplerine ve 2 mL K2EDTA’lı tüplere kan örnekleri alındı. EDTA’lı kan örneklerinden tam kan sayımı yapıldı. \u0000Bulgular: Serum örnekleri ise biyokimyasal ölçümler yapılana kadar -20°C’de muhafaza edildi. Hematoloji bulgularında hasta grupta total lökosit sayısı, eritrosit sayısı, hemoglobin sayısı ve hematokrit yüzdesi kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düşük bulundu (P<0,05). Hasta grupta kreatinin (P=0,040), üre (P=0,036), total bilirubin (P=0,011), seruloplazmin (P=0,008), haptoglobin (P<0,001) ve LBP (P=0,011) konsantrasyonları kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulurken, albümin (P=0,005) ve suPAR (P=0,012) konsantrasyonları düşük bulunmuştur.\u0000Sonuç: Sonuç olarak parvoviral enteritisli köpeklerde seruloplazmin, haptoglobin, LBP ve suPAR diagnostik ve prognostik olarak önemli bulunmuştur.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"29 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78796302","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-06DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.395
R. Canbar, Muhittin Uslu, M. Arslan, E. Yazar
Amaç: Bu çalışmanın amacı sağlıklı koyunlara oral yolla ivermektin + prazikuantel kombinasyonu uygulamasının oksidatif durum, karaciğer ve böbrek fonksiyon parametrelerine etkisini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırmada 18 adet Anadolu Merinosu ırkı koyuna önerilen dozda ivermektin + prazikuantel tablet (1 tablet/koyun) oral yolla uygulandı. Uygulamadan önce (0. gün) ve sonrasında 24 saat aralıklarla dört gün kan örnekleri alındı. Plazma 8-hidroksi-2-deoksiguanozin, malondialdehid, süperoksit dismutaz, glutasyon peroksidaz ve katalaz düzeyleri ticari kitler ile ELISA okuyucusunda belirlendi. Serum aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz, alkalen fosfataz, kreatinin ve kan üre nitrojen düzeyleri otoanalizör ile ölçüldü. Bulgular: Araştırmanın ilk 2 gün plazma 8-hidroksi-2-deoksiguanozin düzeyleri, 3. ve 4. gün değerlerinden yüksek olduğu belirlenirken (P<0.05), plazma glutasyon peroksidaz düzeylerinde ise istatistiki dalgalanmalar gözlendi (P<0.05). Araştırmanın 3. gün kan üre nitrojen değerinin 0. günden yüksek olduğu belirlendi (P<0.05). Öneri: Sonuç olarak sağlıklı koyunlara önerilen dozda ivermektin + prazikuantel uygulamasının oksidatif strese neden olmadığı, karaciğer ve böbrek fonksiyon parametrelerine belirgin etkisinin olmadığı ifade edilebilir.
{"title":"Effect of combined application of ivermectin and praziquantel on oxidative stress and selected biochemical parameters in sheep","authors":"R. Canbar, Muhittin Uslu, M. Arslan, E. Yazar","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.395","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.395","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı sağlıklı koyunlara oral yolla ivermektin + prazikuantel kombinasyonu uygulamasının oksidatif durum, karaciğer ve böbrek fonksiyon parametrelerine etkisini belirlemektir. \u0000Gereç ve Yöntem: Araştırmada 18 adet Anadolu Merinosu ırkı koyuna önerilen dozda ivermektin + prazikuantel tablet (1 tablet/koyun) oral yolla uygulandı. Uygulamadan önce (0. gün) ve sonrasında 24 saat aralıklarla dört gün kan örnekleri alındı. Plazma 8-hidroksi-2-deoksiguanozin, malondialdehid, süperoksit dismutaz, glutasyon peroksidaz ve katalaz düzeyleri ticari kitler ile ELISA okuyucusunda belirlendi. Serum aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz, alkalen fosfataz, kreatinin ve kan üre nitrojen düzeyleri otoanalizör ile ölçüldü.\u0000Bulgular: Araştırmanın ilk 2 gün plazma 8-hidroksi-2-deoksiguanozin düzeyleri, 3. ve 4. gün değerlerinden yüksek olduğu belirlenirken (P<0.05), plazma glutasyon peroksidaz düzeylerinde ise istatistiki dalgalanmalar gözlendi (P<0.05). Araştırmanın 3. gün kan üre nitrojen değerinin 0. günden yüksek olduğu belirlendi (P<0.05). \u0000Öneri: Sonuç olarak sağlıklı koyunlara önerilen dozda ivermektin + prazikuantel uygulamasının oksidatif strese neden olmadığı, karaciğer ve böbrek fonksiyon parametrelerine belirgin etkisinin olmadığı ifade edilebilir. \u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"147 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76622435","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-06DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.394
T. Safak
Amaç: Bu çalışmada, meme tümörü olan dişi köpeklerde biyokimyasal parametrelerin cut-off değeri belirlenerek teşhis için biyobelirteç olarak kullanılabilirliği araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Kliniğimize rutin ovariohisterektomi için getirilen (kontrol grubu, n = 14) ve meme tümörü olan (CMT grubu, n = 14) dişi köpekler çalışmaya dahil edildi. Biyokimyasal parametrelerden albümin (ALB), alkalin fosfataz (ALP), alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST), gama-glutamiltransferaz (GGT), total protein (TP), direkt bilirubin (DB), total bilirubin (TB), kreatin, kreatin kinaz-N-asetil-sistein (CK-NAK), üre, fosfor (P), magnezyum (Mg) ve kalsiyum (Ca) düzeyleri otomatik bir biyokimya analizör ile ölçüldü. Bulgular: ALP (p: 0,048), ALT (p < 0,000), AST (p: 0,043), GGT (p: 0,013), TP (p: 0,010), DB (p: 0,043), TB (p: 0,018), kreatin (p < 0,000), P (p < 0,000) ve CK-NAC (p < 0.000) düzeyleri CMT grubunda kontrol grubuna göre daha yüksek anlamlı bulundu. Mg (p < 0,000) düzeyi kontrol grubunda daha yüksek olmasına rağmen, gruplar arasında ALB, üre ve Ca düzeyleri için istatistiksel olarak fark bulunmadı (p > 0,05). ALP, ALT, AST, GGT, TP ve kreatin düzeylerinin, sırasıyla 0.656, 0.831, 0.610, 0.792, 0.942 ve 0.974 eğri altında kalan alan değerleri ile meme tümörlerinin teşhisi için kullanılabileceği görüldü. Öneriler: ALP, ALT, AST, GGT, TP ve kreatinin köpek meme tümörü için yardımcı tanı araçları olabileceği kanısına varıldı.
{"title":"Investigation of some biochemical parameters in bitches with malignant mammary tumors","authors":"T. Safak","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.394","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.394","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada, meme tümörü olan dişi köpeklerde biyokimyasal parametrelerin cut-off değeri belirlenerek teşhis için biyobelirteç olarak kullanılabilirliği araştırıldı.\u0000Gereç ve Yöntem: Kliniğimize rutin ovariohisterektomi için getirilen (kontrol grubu, n = 14) ve meme tümörü olan (CMT grubu, n = 14) dişi köpekler çalışmaya dahil edildi. Biyokimyasal parametrelerden albümin (ALB), alkalin fosfataz (ALP), alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST), gama-glutamiltransferaz (GGT), total protein (TP), direkt bilirubin (DB), total bilirubin (TB), kreatin, kreatin kinaz-N-asetil-sistein (CK-NAK), üre, fosfor (P), magnezyum (Mg) ve kalsiyum (Ca) düzeyleri otomatik bir biyokimya analizör ile ölçüldü.\u0000Bulgular: ALP (p: 0,048), ALT (p < 0,000), AST (p: 0,043), GGT (p: 0,013), TP (p: 0,010), DB (p: 0,043), TB (p: 0,018), kreatin (p < 0,000), P (p < 0,000) ve CK-NAC (p < 0.000) düzeyleri CMT grubunda kontrol grubuna göre daha yüksek anlamlı bulundu. Mg (p < 0,000) düzeyi kontrol grubunda daha yüksek olmasına rağmen, gruplar arasında ALB, üre ve Ca düzeyleri için istatistiksel olarak fark bulunmadı (p > 0,05). ALP, ALT, AST, GGT, TP ve kreatin düzeylerinin, sırasıyla 0.656, 0.831, 0.610, 0.792, 0.942 ve 0.974 eğri altında kalan alan değerleri ile meme tümörlerinin teşhisi için kullanılabileceği görüldü.\u0000Öneriler: ALP, ALT, AST, GGT, TP ve kreatinin köpek meme tümörü için yardımcı tanı araçları olabileceği kanısına varıldı.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"92 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86964557","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-06DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.398
Emine Merve Danis, Esra Celik, A. Yasar
Amaç: Çalışmada Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi‘nin 1992-2022 yıllarındaki gelişim sürecinin ortaya konulması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın materyalini SÜ Rektörlüğü, SÜVF Dekanlığı, SÜ Veteriner Eğitim ve Uygulama Hastanesi ve SÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü arşivi ile “Bilimsel Araştırma ve Yayın Listesi Formu” aracılığıyla elde edilen bilgi ve belgeler oluşturdu. Ayrıca konuyla ilgili Resmî Gazete, dergi, kitap ve internet kaynakları ile Yaşar (1995) tarafından yapılan araştırma makalesinden yararlanıldı. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle değerlendirildi, metin içerisinde üst simge olarak belirtilerek son not bölümünde gösterildi ve ilgili bölümde tablolar halinde sunuldu. Bulgular: Fakültede, 2021-2022 eğitim öğretim yılı itibariyle 20 anabilim dalında toplam 136 akademik personelin hizmet verdiği; fakülteden son 30 yılda lisans düzeyinden 3.806, lisansüstü düzeyden ise toplam 693 (460 doktora, 233 yüksek lisans) (1987-2022) mezun verildiği; fakülte hayvan hastanesinde 2022 yılında 24.335 hayvana veteriner hekimliği hizmeti verildiği belirlendi. Öneriler: Mevcut çalışma ile SÜVF’nin 30 yıllık gelişiminin ortaya konularak 40 yıllık gelişim sürecinin tamamlanması hedeflenmiştir. Gelecekte de fakültenin gelişimini takip etmenin, fakülteyi her alanda daha ileriye taşıyarak sadece ulusal değil uluslararası alanda da tercih edilebilirliğini artırmak adına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
{"title":"Evaluation of the development process of Selcuk University Faculty of Veterinary Medicine between 1992-2022 (30 years)","authors":"Emine Merve Danis, Esra Celik, A. Yasar","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.398","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.398","url":null,"abstract":"Amaç: Çalışmada Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi‘nin 1992-2022 yıllarındaki gelişim sürecinin ortaya konulması amaçlandı.\u0000Gereç ve Yöntem: Çalışmanın materyalini SÜ Rektörlüğü, SÜVF Dekanlığı, SÜ Veteriner Eğitim ve Uygulama Hastanesi ve SÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü arşivi ile “Bilimsel Araştırma ve Yayın Listesi Formu” aracılığıyla elde edilen bilgi ve belgeler oluşturdu. Ayrıca konuyla ilgili Resmî Gazete, dergi, kitap ve internet kaynakları ile Yaşar (1995) tarafından yapılan araştırma makalesinden yararlanıldı. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle değerlendirildi, metin içerisinde üst simge olarak belirtilerek son not bölümünde gösterildi ve ilgili bölümde tablolar halinde sunuldu. \u0000Bulgular: Fakültede, 2021-2022 eğitim öğretim yılı itibariyle 20 anabilim dalında toplam 136 akademik personelin hizmet verdiği; fakülteden son 30 yılda lisans düzeyinden 3.806, lisansüstü düzeyden ise toplam 693 (460 doktora, 233 yüksek lisans) (1987-2022) mezun verildiği; fakülte hayvan hastanesinde 2022 yılında 24.335 hayvana veteriner hekimliği hizmeti verildiği belirlendi.\u0000Öneriler: Mevcut çalışma ile SÜVF’nin 30 yıllık gelişiminin ortaya konularak 40 yıllık gelişim sürecinin tamamlanması hedeflenmiştir. Gelecekte de fakültenin gelişimini takip etmenin, fakülteyi her alanda daha ileriye taşıyarak sadece ulusal değil uluslararası alanda da tercih edilebilirliğini artırmak adına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"30 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76141717","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}