Pub Date : 2022-12-07DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.387
Gonca Sonmez, S. Inal
Amaç: Bu çalışmada Kangal Akkaraman kuzularında eksprese olan miRNA'ların tanımlanması ve ortalama günlük ağırlık artışı (ADWG) ile ilişkisi olabilecek miRNA'ların belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: ADWG'lerine göre kuzular iki gruba ayrıldı; ADWG'leri 270-412 g (ortalama: 323 g) arasında olanlar yüksek günlük kazanç (HDG) grubu olarak kabul edilirken ADWG'leri 200 g'ın altında olanlar (ortalama: 125 g) düşük günlük kazanç (LDG) grubu olarak kabul edildi. Kuzulardan alınan kanlardan beyaz kan hücreleri ayrıldı ve RNA ekstraksiyonu yapıldı. miRNA kitaplıkları (LDG ve HDG grupları) hazırlandı ve Illumina Novaseq ile dizilendi. Okumalar, Bowtie programı kullanılarak Oar_v3.1 koyun referans genomuna haritalandı. Ayrıca, DESeq R paketi (1.8.3) kullanılarak iki grubun diferansiyel ekspresyon analizi yapıldı. RNA-seq verilerine dayanarak, en yüksek kat artışına sahip iki miRNA seçildi ve ekspresyon seviyeleri kantitatif Real-time PCR (RT-qPCR) ile test edildi. Bulgular: Toplam 129 bilinen miRNA tanımlandı, 134 yeni miRNA tahmin edildi, 12'si yukarı regüle- 28'i aşağı regüle olmak üzere 40 anlamlı diferansiyel eksprese sahip miRNA tanımlandı (LDG'ye karşı HDG). RNA-seq sonuçlarına göre kat artışı en yüksek iki miRNA tespit edildi; 0,66 (oar-miR-21) ve 0,61 (oar-miR-150). HDG koyunlarının LDG koyunlarına göre 0,63 kat daha düşük oar-mir-150 istatistiksel olarak anlamlı olmayan ekspresyonuna sahip olduğu RT-qPCR ile tespit edildi. Buna rağmen oar-mir-21’in, HDG grubunda istatistiksel olarak anlamlı şekilde 0,40 kat daha az ifade edildiği bulundu (p < 0,05). Öneri: Elde edilen verilerin Kangal Akkraman koyunlarında ADWG ile ilgili ıslah çalışmalarında katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Ortalama günlük ağırşıl artışı, ekspresyon, Kangal Akkaraman, miRNA, RNA-seq.
{"title":"microRNA expression patterns associated with average daily weight gain in Kangal Akkaraman Lambs","authors":"Gonca Sonmez, S. Inal","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.387","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.387","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada Kangal Akkaraman kuzularında eksprese olan miRNA'ların tanımlanması ve ortalama günlük ağırlık artışı (ADWG) ile ilişkisi olabilecek miRNA'ların belirlenmesi amaçlandı.\u0000\u0000Gereç ve Yöntem: ADWG'lerine göre kuzular iki gruba ayrıldı; ADWG'leri 270-412 g (ortalama: 323 g) arasında olanlar yüksek günlük kazanç (HDG) grubu olarak kabul edilirken ADWG'leri 200 g'ın altında olanlar (ortalama: 125 g) düşük günlük kazanç (LDG) grubu olarak kabul edildi. Kuzulardan alınan kanlardan beyaz kan hücreleri ayrıldı ve RNA ekstraksiyonu yapıldı. miRNA kitaplıkları (LDG ve HDG grupları) hazırlandı ve Illumina Novaseq ile dizilendi. Okumalar, Bowtie programı kullanılarak Oar_v3.1 koyun referans genomuna haritalandı. Ayrıca, DESeq R paketi (1.8.3) kullanılarak iki grubun diferansiyel ekspresyon analizi yapıldı. RNA-seq verilerine dayanarak, en yüksek kat artışına sahip iki miRNA seçildi ve ekspresyon seviyeleri kantitatif Real-time PCR (RT-qPCR) ile test edildi.\u0000\u0000Bulgular: Toplam 129 bilinen miRNA tanımlandı, 134 yeni miRNA tahmin edildi, 12'si yukarı regüle- 28'i aşağı regüle olmak üzere 40 anlamlı diferansiyel eksprese sahip miRNA tanımlandı (LDG'ye karşı HDG). RNA-seq sonuçlarına göre kat artışı en yüksek iki miRNA tespit edildi; 0,66 (oar-miR-21) ve 0,61 (oar-miR-150). HDG koyunlarının LDG koyunlarına göre 0,63 kat daha düşük oar-mir-150 istatistiksel olarak anlamlı olmayan ekspresyonuna sahip olduğu RT-qPCR ile tespit edildi. Buna rağmen oar-mir-21’in, HDG grubunda istatistiksel olarak anlamlı şekilde 0,40 kat daha az ifade edildiği bulundu (p < 0,05).\u0000\u0000\u0000Öneri: Elde edilen verilerin Kangal Akkraman koyunlarında ADWG ile ilgili ıslah çalışmalarında katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.\u0000\u0000Anahtar kelimeler: Ortalama günlük ağırşıl artışı, ekspresyon, Kangal Akkaraman, miRNA, RNA-seq.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"24 5 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86941815","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.377
M. B. Ateş, Ozgur Ozdemir, Ali Erdem Ozturk, M. Bucak, Ayşegül Bulut
Amaç: Ratlarda doksurubisin kaynaklı hepatotoksisite üzerine farklı dozlardaki timokinon ve resveratrolün (5 and 20 mg/kg) etkilerinin patolojik olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 80 erkek Wistar Albino rat kullanıldı. Hayvanlar, kontrol (C, Fizyolojik tuzlu su, PO); doksorubisin (Fizyolojik tuzlu su, PO ve 10. günde 15mg/kg Dox, IP); Timokinon-5 (TQ-5, 5 mg/kg TQ, PO); TQ-20 (20 mg/kg TQ, PO); Resveratrol-5 (5 mg/kg Res, PO, günaşırı); Res-20 (20 mg/kg Res, PO); Dox+TQ-5; Dox+TQ-20; Dox+Res-5 ve Dox+Res-20 olmak üzere 10 gruba ayrıldı. 21 günlük deneme sonunda gruplardan rastgele 6 denek seçildi. Vücut ağırlığı tartıldıktan sonra, ötenazi uygulanan ratların karaciğerleri diseke edildi ve tartıldı. Karaciğer örneklerine rutin doku işleme işlemleri uygulandı. Mikroskobik olarak, hepatositlerde dejenerasyon, nekroz/apoptoz, safra kanalı hiperplazisi, disosiasyon, konjesyon, karyomegali, mononükleer hücre infiltrasyonu, çift çekirdekli hepatosit ve mitoz yönünden incelenerek her bir vaka için karaciğer total lezyon skoru hesaplandı. Bulgular: Dox uygulaması relatif karaciğer ağırlığını arttırırken, TQ ve Res gruplarında Dox kaynaklı artış önlendi (p<0.05). Dox ile artan karaciğer total lezyon skorunun TQ ve Res gruplarında daha düşük olduğu gösterildi (p<0.05). Ancak Dox+TQ-5, Dox+TQ-20 ve Dox+Res-20 grupları nekroz/apoptozda düzelme saptanmadı. Öneri: TQ ve Res (5 ve 20 mg/kg), Dox tarafından indüklenen total karaciğer lezyon skorunu azalttı. TQ ve Res, dejenerasyon ve inflamasyonu azaltmasına rağmen, anahtar kriterlerden biri olan nekroz/apoptoz üzerindeki zayıf koruyucu etkileri, kontrolsüz kullanımları için sınırlayıcı bir neden olarak kabul edildi.
{"title":"Histopathological evaluation of the effects of thymoquinone and resveratrol on the liver in rats administered doxorubicin","authors":"M. B. Ateş, Ozgur Ozdemir, Ali Erdem Ozturk, M. Bucak, Ayşegül Bulut","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.377","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.377","url":null,"abstract":"Amaç: Ratlarda doksurubisin kaynaklı hepatotoksisite üzerine farklı dozlardaki timokinon ve resveratrolün (5 and 20 mg/kg) etkilerinin patolojik olarak değerlendirilmesi amaçlandı.\u0000Gereç ve Yöntem: Çalışmada 80 erkek Wistar Albino rat kullanıldı. Hayvanlar, kontrol (C, Fizyolojik tuzlu su, PO); doksorubisin (Fizyolojik tuzlu su, PO ve 10. günde 15mg/kg Dox, IP); Timokinon-5 (TQ-5, 5 mg/kg TQ, PO); TQ-20 (20 mg/kg TQ, PO); Resveratrol-5 (5 mg/kg Res, PO, günaşırı); Res-20 (20 mg/kg Res, PO); Dox+TQ-5; Dox+TQ-20; Dox+Res-5 ve Dox+Res-20 olmak üzere 10 gruba ayrıldı. 21 günlük deneme sonunda gruplardan rastgele 6 denek seçildi. Vücut ağırlığı tartıldıktan sonra, ötenazi uygulanan ratların karaciğerleri diseke edildi ve tartıldı. Karaciğer örneklerine rutin doku işleme işlemleri uygulandı. Mikroskobik olarak, hepatositlerde dejenerasyon, nekroz/apoptoz, safra kanalı hiperplazisi, disosiasyon, konjesyon, karyomegali, mononükleer hücre infiltrasyonu, çift çekirdekli hepatosit ve mitoz yönünden incelenerek her bir vaka için karaciğer total lezyon skoru hesaplandı.\u0000Bulgular: Dox uygulaması relatif karaciğer ağırlığını arttırırken, TQ ve Res gruplarında Dox kaynaklı artış önlendi (p<0.05). Dox ile artan karaciğer total lezyon skorunun TQ ve Res gruplarında daha düşük olduğu gösterildi (p<0.05). Ancak Dox+TQ-5, Dox+TQ-20 ve Dox+Res-20 grupları nekroz/apoptozda düzelme saptanmadı.\u0000Öneri: TQ ve Res (5 ve 20 mg/kg), Dox tarafından indüklenen total karaciğer lezyon skorunu azalttı. TQ ve Res, dejenerasyon ve inflamasyonu azaltmasına rağmen, anahtar kriterlerden biri olan nekroz/apoptoz üzerindeki zayıf koruyucu etkileri, kontrolsüz kullanımları için sınırlayıcı bir neden olarak kabul edildi.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"55 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81619787","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.379
K. Parlak, S. Altan, Simten Yesilmen Alp, Eyüp Tolga Akyol, E. Uzunlu, N. Zamirbekova, F. Alkan
Amaç: Kedilerde intraabdominal basıncı arttırdığı düşünülen ya da bağırsak duvarına basınç yapan patolojilere yönelik laparotomi uygulamalarında bakteriyel translokasyonun (BT) varlığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Selçuk Üniversitesi Hayvan Hastanesine getirilen, klinik, laboratuar, ultrasonografi ve radyografi muayene sonucu laparotomi kararı alınan 25 kedi değerlendirildi. Operasyon esnasında abdominal bölgeye girildikten hemen sonra periton sıvısından ve uygun olan bir mezenteriyel lenf nodülünden (MLN) steril swap ile sürüntü örnekleri alındı. Bakteriyel suşların tanımlanması gerçekleştirildi ve oluşan bakteriyel spektrumlar analiz edildi. Bakteriyel suşların antibiyotik direnci Kirby-Bauer disk difüzyon metodu ile belirlendi. Bulgular: 25 kedinin 4’ünde (%16) yabancı cisim nedeniyle bağırsak perfüzyonunun bozulmasına bağlı BT saptandı. BT’nin 2’si sadece MLN’den 2’si ise hem periton boşluğu hem de MLN’den alınan swab örneklerinden izole olduğu belirlendi. Peritonda üreyen bakterilerin %50’sini E. faecalis (n=2), %50’sini ise E. faecium (n=2) oluşturduğu belirlenirken lenf yumrusundan alınan örneklerde P. fluorescens ve E. faecalis bakterilerinin ürediği belirlendi. Öneri: İntraabdominal basıncı ya da bağırsak duvarını etkileyen patolojilerin varlığında akla BT gelmelidir. Özellikle bağırsak duvarına doğrudan etki eden (yabancı cisim, konstipasyon, obstipasyon vb.) patolojilerde BT şüphesinin daha da artması gerektiği düşünülmektedir. Antibiyogram yapılarak spesifik antibiyotik kullanımının prognoz açısından daha olumlu olacağı düşünülmektedir.
{"title":"Evaluation of bacterial translocation in cats undergoing laparotomy","authors":"K. Parlak, S. Altan, Simten Yesilmen Alp, Eyüp Tolga Akyol, E. Uzunlu, N. Zamirbekova, F. Alkan","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.379","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.379","url":null,"abstract":"Amaç: Kedilerde intraabdominal basıncı arttırdığı düşünülen ya da bağırsak duvarına basınç yapan patolojilere yönelik laparotomi uygulamalarında bakteriyel translokasyonun (BT) varlığının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.\u0000Gereç ve Yöntem: Selçuk Üniversitesi Hayvan Hastanesine getirilen, klinik, laboratuar, ultrasonografi ve radyografi muayene sonucu laparotomi kararı alınan 25 kedi değerlendirildi. Operasyon esnasında abdominal bölgeye girildikten hemen sonra periton sıvısından ve uygun olan bir mezenteriyel lenf nodülünden (MLN) steril swap ile sürüntü örnekleri alındı. Bakteriyel suşların tanımlanması gerçekleştirildi ve oluşan bakteriyel spektrumlar analiz edildi. Bakteriyel suşların antibiyotik direnci Kirby-Bauer disk difüzyon metodu ile belirlendi.\u0000Bulgular: 25 kedinin 4’ünde (%16) yabancı cisim nedeniyle bağırsak perfüzyonunun bozulmasına bağlı BT saptandı. BT’nin 2’si sadece MLN’den 2’si ise hem periton boşluğu hem de MLN’den alınan swab örneklerinden izole olduğu belirlendi. Peritonda üreyen bakterilerin %50’sini E. faecalis (n=2), %50’sini ise E. faecium (n=2) oluşturduğu belirlenirken lenf yumrusundan alınan örneklerde P. fluorescens ve E. faecalis bakterilerinin ürediği belirlendi. \u0000Öneri: İntraabdominal basıncı ya da bağırsak duvarını etkileyen patolojilerin varlığında akla BT gelmelidir. Özellikle bağırsak duvarına doğrudan etki eden (yabancı cisim, konstipasyon, obstipasyon vb.) patolojilerde BT şüphesinin daha da artması gerektiği düşünülmektedir. Antibiyogram yapılarak spesifik antibiyotik kullanımının prognoz açısından daha olumlu olacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"28 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80259772","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-05DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.381
M. Kahraman, I. Demircioglu, G. Gungoren, Ozan Gundemir, Ermis Ozkan, Aydın Daş, B. Yilmaz
Amaç: Bu çalışmada, İvesi koyunlarına ait dış yapı özellikleriyle osteometrik verileri arasındaki korelasyonların belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 100 dişi, 50 erkek olmak üzere toplam 150 baş İvesi koyun (18-20 aylık yaşta) kullanmıştır. Koyunlara ait cinsiyet, vücut ağırlığı, cidago yüksekliği, sırt yüksekliği, sağrı yüksekliği, sağrı genişliği ve sağrı uzunluğu, sternum yüksekliği, vücut uzunluğu, incik çevresi, bicostal çap, göğüs çevresi ve pelvis genişliği ölçümleri alındıktan sonra DR sistemli dijital mobil röntgen cihazı ile metapodiumların radyografileri alındı. Bulgular: Metapodiumlara ait radyometrik ölçüm değerleri incelendiğinde; metacarpus’ da GL, Bp, SD, Bd, Be, WCL; metatarsus’ da ise GL, Bp, SD, Bd, Be, WCM, WCL ve CM değerleri arasında istatistiksel olarak önemli düzeyde sexuel dimorfizm belirlendi (p < 0.001). Metapodial radyometri ile dış yapı özellikleri arasında korelasyon incelendiğinde ön bacak için en yüksek korelasyon değeri metacarpal kemiklerin radyometri ölçümlerinden GL değeri ile dış yapı ölçüm değerlerinden sırt yüksekliği arasında bulunmuştur (r: 0.684). Arka bacak için en yüksek korelasyon değeri metatarsal kemiklerin radyometrik ölçümlerinden SD değeri ile dış yapı ölçüm değerlerinden sırt yüksekliği arasında bulunmuştur (r: 0.679). Öneri: Gelişimini vücutta erken tamamlayan metapodiumların vücut ölçümleri arasında kuvvetli ilişkiler tespit edildi. Çalışmadan elde edilen sonuçlar büyüme ve et verimi yönünden yapılan seleksiyon çalışmalarında metapodial radyometrik özelliklerin kullanım potansiyeli olduğunu göstermektedir.
{"title":"Determination of the correlations between the morphological characteristics and metapodial radiometric measurements of Awassi sheep","authors":"M. Kahraman, I. Demircioglu, G. Gungoren, Ozan Gundemir, Ermis Ozkan, Aydın Daş, B. Yilmaz","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.381","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.381","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada, İvesi koyunlarına ait dış yapı özellikleriyle osteometrik verileri arasındaki korelasyonların belirlenmesi amaçlandı.\u0000Gereç ve Yöntem: Çalışmada 100 dişi, 50 erkek olmak üzere toplam 150 baş İvesi koyun (18-20 aylık yaşta) kullanmıştır. Koyunlara ait cinsiyet, vücut ağırlığı, cidago yüksekliği, sırt yüksekliği, sağrı yüksekliği, sağrı genişliği ve sağrı uzunluğu, sternum yüksekliği, vücut uzunluğu, incik çevresi, bicostal çap, göğüs çevresi ve pelvis genişliği ölçümleri alındıktan sonra DR sistemli dijital mobil röntgen cihazı ile metapodiumların radyografileri alındı. \u0000Bulgular: Metapodiumlara ait radyometrik ölçüm değerleri incelendiğinde; metacarpus’ da GL, Bp, SD, Bd, Be, WCL; metatarsus’ da ise GL, Bp, SD, Bd, Be, WCM, WCL ve CM değerleri arasında istatistiksel olarak önemli düzeyde sexuel dimorfizm belirlendi (p < 0.001). Metapodial radyometri ile dış yapı özellikleri arasında korelasyon incelendiğinde ön bacak için en yüksek korelasyon değeri metacarpal kemiklerin radyometri ölçümlerinden GL değeri ile dış yapı ölçüm değerlerinden sırt yüksekliği arasında bulunmuştur (r: 0.684). Arka bacak için en yüksek korelasyon değeri metatarsal kemiklerin radyometrik ölçümlerinden SD değeri ile dış yapı ölçüm değerlerinden sırt yüksekliği arasında bulunmuştur (r: 0.679). \u0000Öneri: Gelişimini vücutta erken tamamlayan metapodiumların vücut ölçümleri arasında kuvvetli ilişkiler tespit edildi. Çalışmadan elde edilen sonuçlar büyüme ve et verimi yönünden yapılan seleksiyon çalışmalarında metapodial radyometrik özelliklerin kullanım potansiyeli olduğunu göstermektedir.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"34 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73829414","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-09-01DOI: 10.15312/EurasianJVetSci.2021.344
M. S. Karagul, O. Sayi, M. Demírbas, F. Sarac, M. Hasoksuz
Aim: The aim of this study is to reduce the biosafety risks of laboratory exhaust air due to SARS-CoV-2 at a biosafety level-3 laboratory used for vaccine development against COVID-19 pandemic. Materials and Methods: In this study, the infrastructure and the organisation of the containment laboratory, which aimed to be used to struggle with pandemic, was used for risk assessment. Assessment of the laboratory exhaust air procedure as a component of the heating-ventilation-air conditioning system, which is significant for high-level biosafety laboratories, was conducted through a risk assessment matrix.
{"title":"Mitigation of the biosafety risks of SARS-CoV-2 at BSL-3 laboratories","authors":"M. S. Karagul, O. Sayi, M. Demírbas, F. Sarac, M. Hasoksuz","doi":"10.15312/EurasianJVetSci.2021.344","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/EurasianJVetSci.2021.344","url":null,"abstract":"Aim: The aim of this study is to reduce the biosafety risks of laboratory exhaust air due to SARS-CoV-2 at a biosafety level-3 laboratory used for vaccine development against COVID-19 pandemic. Materials and Methods: In this study, the infrastructure and the organisation of the containment laboratory, which aimed to be used to struggle with pandemic, was used for risk assessment. Assessment of the laboratory exhaust air procedure as a component of the heating-ventilation-air conditioning system, which is significant for high-level biosafety laboratories, was conducted through a risk assessment matrix.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"97 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76085678","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-01DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.366
M. A. Tekindal, M. Tekindal, Mert Demirsöz, Zeynep Özel
Yapay zekâ 21. Yüzyılda teknolojinin gelişimi ile tıpta dahil olmak üzere birçok bilim dalında kullanılmaya başlanmıştır. Yapılan araştırma sonuçlarının uluslararası standartlara uygun nitelikte raporlanması, söz konusu araştırmaları anlama, yorumlama ve eleştirel olarak değerlendirme sürecine anlamlı katkılar sağlayacaktır. CONSORT-AI (Consolidated Standards of Reporting Trials- Artificial Intelligence [Araştırma Raporlamada Konsolide Standartlar- Yapay Zekâ]) sayısı hızla artan yapay zekâ uygulamalarına bağlı olarak tıp ve sağlık alanında kullanımı yaygınlaşan bir raporlama protokolüdür. Bu araştırmada Türkçe uyarlaması yapılan CONSORT-AI protokolünün araştırmacılar tarafından doğru bir şekilde anlaşılıp anlaşılmadığını değerlendirmek amaçlanmıştır. TR Dizin dergilerden seçilen 22 makale CONSORT-AI protokolü ile değerlendirici konumunda bulunan yazarlar tarafından değerlendirilmiş ve değerlendirme sonuçları yazarlar arası uyum analizi ile test edilmiştir. Elde edilen bulgular, değerlendiriciler arası uyumun istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte incelenen araştırmalarda CONSORT-AI protokolündeki ilkeleri tümüyle gözeten bir makaleye de rastlanamamıştır. Çalışmanın yapay zekâ odaklı araştırma çıktılarında izlenmesi gereken ilkelere dikkat çekerek tıp ve sağlık alanında görev yapan bilgi profesyonellerine, konuyla ilgili araştırmacılara ve araştırmaları değerlendirme konumunda bulunan editör ve hakemlere katkı sağlaması beklenmektedir.
{"title":"Klinik çalışmalarda yapay zekâ uygulamalarının raporlanmasında CONSORT-AI protokolünün kullanımı","authors":"M. A. Tekindal, M. Tekindal, Mert Demirsöz, Zeynep Özel","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.366","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.366","url":null,"abstract":"Yapay zekâ 21. Yüzyılda teknolojinin gelişimi ile tıpta dahil olmak üzere birçok bilim dalında kullanılmaya başlanmıştır. Yapılan araştırma sonuçlarının uluslararası standartlara uygun nitelikte raporlanması, söz konusu araştırmaları anlama, yorumlama ve eleştirel olarak değerlendirme sürecine anlamlı katkılar sağlayacaktır. CONSORT-AI (Consolidated Standards of Reporting Trials- Artificial Intelligence [Araştırma Raporlamada Konsolide Standartlar- Yapay Zekâ]) sayısı hızla artan yapay zekâ uygulamalarına bağlı olarak tıp ve sağlık alanında kullanımı yaygınlaşan bir raporlama protokolüdür. Bu araştırmada Türkçe uyarlaması yapılan CONSORT-AI protokolünün araştırmacılar tarafından doğru bir şekilde anlaşılıp anlaşılmadığını değerlendirmek amaçlanmıştır. TR Dizin dergilerden seçilen 22 makale CONSORT-AI protokolü ile değerlendirici konumunda bulunan yazarlar tarafından değerlendirilmiş ve değerlendirme sonuçları yazarlar arası uyum analizi ile test edilmiştir. Elde edilen bulgular, değerlendiriciler arası uyumun istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte incelenen araştırmalarda CONSORT-AI protokolündeki ilkeleri tümüyle gözeten bir makaleye de rastlanamamıştır. Çalışmanın yapay zekâ odaklı araştırma çıktılarında izlenmesi gereken ilkelere dikkat çekerek tıp ve sağlık alanında görev yapan bilgi profesyonellerine, konuyla ilgili araştırmacılara ve araştırmaları değerlendirme konumunda bulunan editör ve hakemlere katkı sağlaması beklenmektedir.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"101 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76737847","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-01DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.371
M. Petek, İbrahima Mahamane Abdourhamane, S. Ardıçlı
Bu çalışma, farklı genotipteki genç ve kasaplık yaşta dişi bıldırcınların fiziksel et kalite özelliklerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bıldırcınlarda et kalitesi özelliklerini incelemek üzere çalışmada; saf Pharaoh (Coturnix coturnix Pharaoh, yabani tip) ve bunların beyaz varyetesi ile Japon (Coturnix coturnix Japonica) ve Bob White bıldırcınların (Colinus virginianus) melezlenmesiyle elde edilen iki melez hat (sarı ve siyah renkli) olmak üzere 4 farklı genetik materyalden toplamda 80 adet bıldırcına ait taze göğüs ve but eti kullanılmıştır. Bıldırcın yaşının göğüs ve but eti pH'ı (p<0,008, p<0,001) ile genotipin but eti pH'ı (p<0.01) üzerine etkisi önemli bulunmuştur. Göğüs eti su tutma kapasitesi, genotip ve yaşdan önemli düzeyde etkilenmiştir (p<0,001, p<0,019). Bıldırcın but ve göğüs etlerinin parlaklık ve kroma değerleri üzerine genotipin etkisi önemli bulunmuştur (p<0,001, p<0,001). Sonuç olarak, incelenen et kalitesi özelliklerinin birçoğu siyah ve genç bıldırcınlarda diğerlerine göre daha iyi bulunmuştur.
{"title":"Comparison of physical meat quality properties of young and spent female quail of different genetic stock","authors":"M. Petek, İbrahima Mahamane Abdourhamane, S. Ardıçlı","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.371","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.371","url":null,"abstract":"Bu çalışma, farklı genotipteki genç ve kasaplık yaşta dişi bıldırcınların fiziksel et kalite özelliklerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bıldırcınlarda et kalitesi özelliklerini incelemek üzere çalışmada; saf Pharaoh (Coturnix coturnix Pharaoh, yabani tip) ve bunların beyaz varyetesi ile Japon (Coturnix coturnix Japonica) ve Bob White bıldırcınların (Colinus virginianus) melezlenmesiyle elde edilen iki melez hat (sarı ve siyah renkli) olmak üzere 4 farklı genetik materyalden toplamda 80 adet bıldırcına ait taze göğüs ve but eti kullanılmıştır. Bıldırcın yaşının göğüs ve but eti pH'ı (p<0,008, p<0,001) ile genotipin but eti pH'ı (p<0.01) üzerine etkisi önemli bulunmuştur. Göğüs eti su tutma kapasitesi, genotip ve yaşdan önemli düzeyde etkilenmiştir (p<0,001, p<0,019). Bıldırcın but ve göğüs etlerinin parlaklık ve kroma değerleri üzerine genotipin etkisi önemli bulunmuştur (p<0,001, p<0,001). Sonuç olarak, incelenen et kalitesi özelliklerinin birçoğu siyah ve genç bıldırcınlarda diğerlerine göre daha iyi bulunmuştur.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"22 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"79383680","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-01DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.372
M. Kıvrak, Abdurrahman Takcı, Bora Bölükbaş, Murat Yüksel
Bu çalışmada aşım sezonunda senkronize edilen Kangal ırkı koyunlara parenteral vitamin (β-karoten ve vitamin E) ve/veya iz element (selenyum, manganez, bakır, çinko) uygulamalarının gebelik oranları üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Sunulan çalışma 200 adet Kangal ırkı koyun ile gerçekleştirildi. Çalışmaya dâhil edilen hayvanlar rastgele 4 eşit gruba ayrıldı. Çalışmada bulunan tüm gruplara 11 gün arayla prostaglandin (PGF2α) enjeksiyonu yapıldı. Kontrol grubuna (1. Grup) çift doz PGF2α enjeksiyonu dışında herhangi bir uygulama yapılmadı. İkinci gruba ilk PGF2α enjeksiyonuyla birlikte β-karoten ve E vitamini; Üçüncü gruba iz element (selenyum, manganez, bakır, çinko) enjeksiyonu yapıldı. Bu mikrobesinlerin birlikte nasıl etki gösterdiklerini belirlemek amacıyla dördüncü gruba hem vitamin hem de iz element kombinasyonu uygulandı. Çalışmaya dâhil edilen tüm hayvanlara son PGF2α uygulamasından 48 saat sonra koç katımı yapıldı. Koç katımı sonrası 35. ve 60. günde transabdominal yöntemle ultrasonografik gebelik muayenesi yapıldı. Kontrol, 2., 3. ve 4. grupların 35. gün muayenesindeki gebelik oranları sırasıyla %64, %62, %50 ve %60 olarak; 60. gün muayenesindeki gebelik oranları sırasıyla %62, %60, %50 ve %59 olarak belirlendi. Gruplarda elde edilen gebelik oranları karşılaştırıldığında istatistiksel farklılık görülmedi. Geç embriyonik ölüm ve erken fetal ölüm oranları bakımından da belirgin istatistik farklılık tespit edilmedi. Senkronizasyon başlangıcında vitamin ve mineral takviyesinin fertiliteyi etkilemediği ancak senkronizasyon başlangıcından en az 15 gün önce veya tekrarlı yapılan vitamin ve iz element takviyesinin fertiliteyi artırabileceği kanısına varıldı.
{"title":"Aşım sezonunda senkronize edilen Kangal ırkı koyunlarda vitamin ve mineral desteğinin gebelik oranları üzerine etkisi","authors":"M. Kıvrak, Abdurrahman Takcı, Bora Bölükbaş, Murat Yüksel","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.372","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.372","url":null,"abstract":"Bu çalışmada aşım sezonunda senkronize edilen Kangal ırkı koyunlara parenteral vitamin (β-karoten ve vitamin E) ve/veya iz element (selenyum, manganez, bakır, çinko) uygulamalarının gebelik oranları üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Sunulan çalışma 200 adet Kangal ırkı koyun ile gerçekleştirildi. Çalışmaya dâhil edilen hayvanlar rastgele 4 eşit gruba ayrıldı. Çalışmada bulunan tüm gruplara 11 gün arayla prostaglandin (PGF2α) enjeksiyonu yapıldı. Kontrol grubuna (1. Grup) çift doz PGF2α enjeksiyonu dışında herhangi bir uygulama yapılmadı. İkinci gruba ilk PGF2α enjeksiyonuyla birlikte β-karoten ve E vitamini; Üçüncü gruba iz element (selenyum, manganez, bakır, çinko) enjeksiyonu yapıldı. Bu mikrobesinlerin birlikte nasıl etki gösterdiklerini belirlemek amacıyla dördüncü gruba hem vitamin hem de iz element kombinasyonu uygulandı. Çalışmaya dâhil edilen tüm hayvanlara son PGF2α uygulamasından 48 saat sonra koç katımı yapıldı. Koç katımı sonrası 35. ve 60. günde transabdominal yöntemle ultrasonografik gebelik muayenesi yapıldı. Kontrol, 2., 3. ve 4. grupların 35. gün muayenesindeki gebelik oranları sırasıyla %64, %62, %50 ve %60 olarak; 60. gün muayenesindeki gebelik oranları sırasıyla %62, %60, %50 ve %59 olarak belirlendi. Gruplarda elde edilen gebelik oranları karşılaştırıldığında istatistiksel farklılık görülmedi. Geç embriyonik ölüm ve erken fetal ölüm oranları bakımından da belirgin istatistik farklılık tespit edilmedi. Senkronizasyon başlangıcında vitamin ve mineral takviyesinin fertiliteyi etkilemediği ancak senkronizasyon başlangıcından en az 15 gün önce veya tekrarlı yapılan vitamin ve iz element takviyesinin fertiliteyi artırabileceği kanısına varıldı.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"104 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73646692","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-06-01DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.367
Mehmet Fidancı, S. Sarıözkan, K. İşcan
Bu çalışmada, Fransa, Macaristan ve Uruguay’dan ithal edilen Şarole, Limuzin ve Hereford ırkı sığırların Türkiye şartlarında besicilik faaliyetlerinin teknik ve ekonomik açıdan karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada, besi amacıyla Macaristan, Fransa ve Uruguay’dan ithal edilen 6-7 aylık Şarole, Limuzin ve Hereford ırkı hayvanlara ait teknik ve ekonomik veriler kullanılmıştır. Her bir ülke ve ırktan 30’ar baş olmak üzere toplam 180 hayvan 6 ay süreyle besiye alınan hayvanların verileri incelenmiştir. Başlangıçta ve 30’ar gün arayla tartılarak toplam ve günlük canlı ağırlık artışları (GCAA) ile yemden yararlanma oranı (YYO) hesaplanmış ve performansları karşılaştırılmıştır. Ekonomik analizde hayvanların ithal edildiği ülkelere göre ve ırk bazında toplam maliyet, canlı ağırlık artış geliri ve kâr yönünden karşılaştırmaları yapılmıştır. Irk bazında performans (GCAA ve YYO) yönünden herhangi bir fark oluşmazken (p>0.05), ithal edilen ülkelere göre Fransa kökenli Şarole ve Limuzinlerin; Macaristan kökenlilere göre önemli düzeyde daha fazla GCAA sağladığı belirlenmiştir (p<0.05). Ekonomik açıdan ülke ve ırk bazında herhangi bir fark oluşmamıştır (p>0.05). Türkiye şartlarında besi performansı ve karlılık yönünden, incelenen ırklar arasında herhangi bir fark oluşmadığı, ülke düzeyinde yapılan analizlerde ise Fransa kökenli Şarole ve Limuzinlerin; Macaristan kökenlilere göre daha fazla GCAA sağladığı belirlenmiştir. Tek bir tercih yapılacak olursa, öncelikle Fransa kökenli Limuzinlerin tercih edilmesinde teknik ve ekonomik anlamda faydalı olacağı düşünülmektedir.
{"title":"Farklı ülkelerden ithal edilen Şarole, Limuzin ve Hereford ırkı sığırların teknik ve ekonomik açıdan karşılaştırılması","authors":"Mehmet Fidancı, S. Sarıözkan, K. İşcan","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.367","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.367","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Fransa, Macaristan ve Uruguay’dan ithal edilen Şarole, Limuzin ve Hereford ırkı sığırların Türkiye şartlarında besicilik faaliyetlerinin teknik ve ekonomik açıdan karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada, besi amacıyla Macaristan, Fransa ve Uruguay’dan ithal edilen 6-7 aylık Şarole, Limuzin ve Hereford ırkı hayvanlara ait teknik ve ekonomik veriler kullanılmıştır. Her bir ülke ve ırktan 30’ar baş olmak üzere toplam 180 hayvan 6 ay süreyle besiye alınan hayvanların verileri incelenmiştir. Başlangıçta ve 30’ar gün arayla tartılarak toplam ve günlük canlı ağırlık artışları (GCAA) ile yemden yararlanma oranı (YYO) hesaplanmış ve performansları karşılaştırılmıştır. Ekonomik analizde hayvanların ithal edildiği ülkelere göre ve ırk bazında toplam maliyet, canlı ağırlık artış geliri ve kâr yönünden karşılaştırmaları yapılmıştır. Irk bazında performans (GCAA ve YYO) yönünden herhangi bir fark oluşmazken (p>0.05), ithal edilen ülkelere göre Fransa kökenli Şarole ve Limuzinlerin; Macaristan kökenlilere göre önemli düzeyde daha fazla GCAA sağladığı belirlenmiştir (p<0.05). Ekonomik açıdan ülke ve ırk bazında herhangi bir fark oluşmamıştır (p>0.05). Türkiye şartlarında besi performansı ve karlılık yönünden, incelenen ırklar arasında herhangi bir fark oluşmadığı, ülke düzeyinde yapılan analizlerde ise Fransa kökenli Şarole ve Limuzinlerin; Macaristan kökenlilere göre daha fazla GCAA sağladığı belirlenmiştir. Tek bir tercih yapılacak olursa, öncelikle Fransa kökenli Limuzinlerin tercih edilmesinde teknik ve ekonomik anlamda faydalı olacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"59 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"79911076","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, yumurtaya verilen farklı dozlarda BPA’nın iskelet kası gelişimi üzerindeki etkilerinin histolojik metotlarla belirlenmesi amaçlanmaktadır. Isa Brown ırkı sağlıklı ticari anaçlardan elde edilen 310 adet döllü tavuk yumurtası kontrol, taşıyıcı, 50,100 ve 250 μg/yumurta olmak üzere 5 gruba ayrıldı. Test solüsyonları inkübasyon öncesi yumurta sarısına enjekte edildi. Kuluçkanın 13, 18 ve 21. günlerinde, her gruptan 10 canlı embriyo elde edilinceye kadar rastgele yumurta seçilerek açıldı. Embriyolardan alınan iskelet kası (musculus fibularis longus, musculus sternocoracoideus pectoralis) doku örnekleri %10'luk formol solüsyonunda tespit edildi ve rutin histolojik tekniklerle işlenerek parafinde bloklandı. Kesitler Crossmon’un üçlü boyama yöntemi ile boyandı. PCNA (Proliferating cell nuclear antigen) reaktivitesi ise immünohistokimyasal yöntemle belirlendi. Kas gelişiminin BPA uygulanan gruplarda geri kaldığı ve PCNA pozitif hücre sayısının da daha yüksek olduğu dikkati çekti (p<0.05). Söz konusu bu gruplarda enine bandlaşmanın çok zayıf olduğu ve miyotüp organizasyonunun ise henüz tamamlanmadığı gözlendi. BPA'nın iskelet kası dokusunun gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerinin ileride hayvanlardan beklenen bazı performans parametrelerinde düşüşe neden olabileceği sonucuna varılmıştır.
{"title":"Yumurta sarısına enjekte edilen bisfenol A nın tavuklarda iskelet kası gelişimi üzerindeki etkileri","authors":"Yasemin Öznurlu, Tuğba Özaydın, Emrah Sur, Tansu Kuşat","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.369","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.369","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, yumurtaya verilen farklı dozlarda BPA’nın iskelet kası gelişimi üzerindeki etkilerinin histolojik metotlarla belirlenmesi amaçlanmaktadır. Isa Brown ırkı sağlıklı ticari anaçlardan elde edilen 310 adet döllü tavuk yumurtası kontrol, taşıyıcı, 50,100 ve 250 μg/yumurta olmak üzere 5 gruba ayrıldı. Test solüsyonları inkübasyon öncesi yumurta sarısına enjekte edildi. Kuluçkanın 13, 18 ve 21. günlerinde, her gruptan 10 canlı embriyo elde edilinceye kadar rastgele yumurta seçilerek açıldı. Embriyolardan alınan iskelet kası (musculus fibularis longus, musculus sternocoracoideus pectoralis) doku örnekleri %10'luk formol solüsyonunda tespit edildi ve rutin histolojik tekniklerle işlenerek parafinde bloklandı. Kesitler Crossmon’un üçlü boyama yöntemi ile boyandı. PCNA (Proliferating cell nuclear antigen) reaktivitesi ise immünohistokimyasal yöntemle belirlendi. Kas gelişiminin BPA uygulanan gruplarda geri kaldığı ve PCNA pozitif hücre sayısının da daha yüksek olduğu dikkati çekti (p<0.05). Söz konusu bu gruplarda enine bandlaşmanın çok zayıf olduğu ve miyotüp organizasyonunun ise henüz tamamlanmadığı gözlendi. BPA'nın iskelet kası dokusunun gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerinin ileride hayvanlardan beklenen bazı performans parametrelerinde düşüşe neden olabileceği sonucuna varılmıştır.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"60 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84430904","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}