Pub Date : 2023-03-06DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.392
F. Kazak
Amaç: Bu çalışmada pastörize, yarım yağlı UHT ve UHT sütlerin oksidan ve antioksidan parametrelerinin değerlendirilmesi için malondialdehit (MDA), vitamin (Vit) C, total protein (TP), redükte glutatyon (rGSH) ve katalaz (CAT) belirlenmesi ve bu parametreler arasındaki korelasyonların ortaya çıkarılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Hatay ilinde farklı marketlerden farklı markalara ait 30 adet süt örneği toplandı. Süt MDA, Vit C, TP, rGSH düzeyleri ve CAT aktiviteleri spektrofotometrik yöntemlerle belirlendi. Bulgular: En düşük MDA düzeyi yarım yağlı UHT sütte belirlendi (p < 0,05). Pastörize sütün MDA düzeyi yarım yağlı UHT sütten daha yüksekti (p < 0,05). Pastörize sütlerde Vit C (p < 0,001) ve TP (p < 0,01) düzeyleri diğer sütlere göre daha yüksek bulundu. Pastörize ve UHT sütlerin rGSH düzeyleri, yarım yağlı UHT sütlere göre daha yüksekti (p < 0,05). UHT yarım yağlı süt CAT aktivitesi diğer sütlere göre oldukça yüksek bulundu (p < 0,05). Korelasyonlar açısından; pastörize süt MDA seviyesi, Vit C seviyesi ile pozitif korelasyon gösterdi (r = 0,743, p < 0,01). Yarım yağlı UHT süt TP seviyesi, CAT aktivitesi ile pozitif korelasyon gösterdi (r=0,673, p < 0,05). Öneriler: Sonuç olarak sunulan çalışmada, pastörize, yarım yağlı UHT ve UHT sütün oksidan (MDA), antioksidan parametreleri (Vit C, rGSH, and CAT), ve TP düzeyleri değerlendirildi ve tartışıldı. Bu çalışmada araştırılan değerler açısından, pastörize süt tüketiminin diğer ticari sütlere göre daha sağlıklı olabileceği önerilmektedir.
{"title":"Malondialdehyde and antioxidant content of pasteurized, semi-skimmed UHT and UHT milks","authors":"F. Kazak","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.392","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.392","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada pastörize, yarım yağlı UHT ve UHT sütlerin oksidan ve antioksidan parametrelerinin değerlendirilmesi için malondialdehit (MDA), vitamin (Vit) C, total protein (TP), redükte glutatyon (rGSH) ve katalaz (CAT) belirlenmesi ve bu parametreler arasındaki korelasyonların ortaya çıkarılması amaçlandı. \u0000Gereç ve Yöntem: Hatay ilinde farklı marketlerden farklı markalara ait 30 adet süt örneği toplandı. Süt MDA, Vit C, TP, rGSH düzeyleri ve CAT aktiviteleri spektrofotometrik yöntemlerle belirlendi. \u0000Bulgular: En düşük MDA düzeyi yarım yağlı UHT sütte belirlendi (p < 0,05). Pastörize sütün MDA düzeyi yarım yağlı UHT sütten daha yüksekti (p < 0,05). Pastörize sütlerde Vit C (p < 0,001) ve TP (p < 0,01) düzeyleri diğer sütlere göre daha yüksek bulundu. Pastörize ve UHT sütlerin rGSH düzeyleri, yarım yağlı UHT sütlere göre daha yüksekti (p < 0,05). UHT yarım yağlı süt CAT aktivitesi diğer sütlere göre oldukça yüksek bulundu (p < 0,05). Korelasyonlar açısından; pastörize süt MDA seviyesi, Vit C seviyesi ile pozitif korelasyon gösterdi (r = 0,743, p < 0,01). Yarım yağlı UHT süt TP seviyesi, CAT aktivitesi ile pozitif korelasyon gösterdi (r=0,673, p < 0,05). \u0000Öneriler: Sonuç olarak sunulan çalışmada, pastörize, yarım yağlı UHT ve UHT sütün oksidan (MDA), antioksidan parametreleri (Vit C, rGSH, and CAT), ve TP düzeyleri değerlendirildi ve tartışıldı. Bu çalışmada araştırılan değerler açısından, pastörize süt tüketiminin diğer ticari sütlere göre daha sağlıklı olabileceği önerilmektedir.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"87 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85885982","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-06DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.396
Muharrem Satar, M. Arikan, Arzu Peker
Amaç: Bu çalışma ile uzman eller projesi ile desteklenen büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık işletmelerinin maliyet ve gelir unsurlarının ortaya konulması ve işletmelerin yıllık kar-zarar durumlarına ilişkin ekonomik analiz yapılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın ana materyalini, uzman eller projesinden 2021 yılında faydalanan 50 girişimciden, çevrimiçi anket uygulamalarına katılmayı kabul eden 18 büyükbaş, 18 küçükbaş işletmesi olmak üzere toplamda 36 işletmeden temin edilen birincil veriler oluşturmaktadır. Bulgular: Elde edilen bulgulardan; işletmelerde maliyeti oluşturan başlıca unsurların %39,46’sını yem masraflarının, bunu sırasıyla iş gücü (%33,48), elektrik-su (%6,45), canlı demirbaş amortismanı (%6,25) ve veteriner-sağlık hizmetleri (%5,08) maliyetlerinin oluşturduğu belirlenmiştir. Büyükbaş işletmelerin ortalama 1.781 TL, küçükbaş işletmelerin ise ortalama 17.281 TL kar elde ettiği tespit edilmiştir. Öneriler: Uygulanan bu proje kapsamında, özellikle kırsal alanda hayvancılık faaliyetlerinin eğitimli ve alanında uzman girişimciler tarafından yapılmasının işletmelerin karlılık ortalamalarına olumlu etkisi olduğunu söylemek mümkündür.
{"title":"Economic evaluation of livestock enterprises supported by the expert hands project in rural areas","authors":"Muharrem Satar, M. Arikan, Arzu Peker","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.396","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.396","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma ile uzman eller projesi ile desteklenen büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık işletmelerinin maliyet ve gelir unsurlarının ortaya konulması ve işletmelerin yıllık kar-zarar durumlarına ilişkin ekonomik analiz yapılması amaçlanmıştır.\u0000Gereç ve Yöntem: Çalışmanın ana materyalini, uzman eller projesinden 2021 yılında faydalanan 50 girişimciden, çevrimiçi anket uygulamalarına katılmayı kabul eden 18 büyükbaş, 18 küçükbaş işletmesi olmak üzere toplamda 36 işletmeden temin edilen birincil veriler oluşturmaktadır.\u0000Bulgular: Elde edilen bulgulardan; işletmelerde maliyeti oluşturan başlıca unsurların %39,46’sını yem masraflarının, bunu sırasıyla iş gücü (%33,48), elektrik-su (%6,45), canlı demirbaş amortismanı (%6,25) ve veteriner-sağlık hizmetleri (%5,08) maliyetlerinin oluşturduğu belirlenmiştir. Büyükbaş işletmelerin ortalama 1.781 TL, küçükbaş işletmelerin ise ortalama 17.281 TL kar elde ettiği tespit edilmiştir.\u0000Öneriler: Uygulanan bu proje kapsamında, özellikle kırsal alanda hayvancılık faaliyetlerinin eğitimli ve alanında uzman girişimciler tarafından yapılmasının işletmelerin karlılık ortalamalarına olumlu etkisi olduğunu söylemek mümkündür.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"60 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75379802","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-03-06DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2023.393
M. Ider, A. Naseri, Alper Erturk
Amaç: Bu çalışmada, farklı etiyolojik etkenlere bağlı gelişen neonatal buzağı ishalinde hemogram parametrelerinin mortalite ile ilişkisinin ortaya konulması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 50 ishalli buzağı dahil edildi. Buzağılar hayatta kalma durumlarına göre iyileşen ve ölen buzağılar olarak 2 gruba ayrıldı. Ayrıca dışkı hızlı test kitinde ishale neden olan etiyolojik etken temelinde bakteriyel (E. coli), viral (rotavirüs ve koronavirüs) ve paraziter (Cryptosporidium parvum) olmak üzere 3 alt gruba ayrıldı. Total lökosit (WBC), lenfosit (Lym), monosit (Mon), granülosit (Gra), eritrosit (RBC), ortalama eritrosit hacmi (MCV), hematokrit (HCT), ortalama eritrosit hemoglobini (MCH), ortalama eritrosit hemoglobin konsantrasyonu (MCHC), eritrosit dağılım genişliği (RDW), hemoglobin (Hb) ve trombosit (PLT) düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Etiyolojiden bağımsız olarak, ölen buzağıların MCHC düzeyleri hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 32.15 g/dL, 68% sensitive, 62% spesifite, p = 0.041). Ayrıca, viral etyolojiye sahip, ölen buzağıların MCHC düzeyleri, hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 31.75 g/dL, 85% sensitive, 75% spesifite, p = 0.029). E. coli etiyolojisine sahip ölen buzağıların RBC düzeyleri, hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 9.27 ×103 cells/mL, 83% sensitive, 84% spesifite, p = 0.024). C. parvum ile enfekte buzağıların hemogram parametrelerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Öneriler: MCHC ve RBC düzeyleri, yenidoğan buzağı ishalinde mortalite tahmininde istatistiksel olarak anlamlıydı. Hemogram parametrelerinin diğer kan parametreleri (kan gazı vb.) ile birlikte değerlendirilmesi mortalite tahmininde daha faydalı olabilir.
{"title":"The relationship between hemogram parameters and mortality in neonatal calves with diarrhea","authors":"M. Ider, A. Naseri, Alper Erturk","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2023.393","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2023.393","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada, farklı etiyolojik etkenlere bağlı gelişen neonatal buzağı ishalinde hemogram parametrelerinin mortalite ile ilişkisinin ortaya konulması amaçlandı.\u0000Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 50 ishalli buzağı dahil edildi. Buzağılar hayatta kalma durumlarına göre iyileşen ve ölen buzağılar olarak 2 gruba ayrıldı. Ayrıca dışkı hızlı test kitinde ishale neden olan etiyolojik etken temelinde bakteriyel (E. coli), viral (rotavirüs ve koronavirüs) ve paraziter (Cryptosporidium parvum) olmak üzere 3 alt gruba ayrıldı. Total lökosit (WBC), lenfosit (Lym), monosit (Mon), granülosit (Gra), eritrosit (RBC), ortalama eritrosit hacmi (MCV), hematokrit (HCT), ortalama eritrosit hemoglobini (MCH), ortalama eritrosit hemoglobin konsantrasyonu (MCHC), eritrosit dağılım genişliği (RDW), hemoglobin (Hb) ve trombosit (PLT) düzeyleri ölçüldü.\u0000Bulgular: Etiyolojiden bağımsız olarak, ölen buzağıların MCHC düzeyleri hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 32.15 g/dL, 68% sensitive, 62% spesifite, p = 0.041). Ayrıca, viral etyolojiye sahip, ölen buzağıların MCHC düzeyleri, hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 31.75 g/dL, 85% sensitive, 75% spesifite, p = 0.029). E. coli etiyolojisine sahip ölen buzağıların RBC düzeyleri, hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 9.27 ×103 cells/mL, 83% sensitive, 84% spesifite, p = 0.024). C. parvum ile enfekte buzağıların hemogram parametrelerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. \u0000Öneriler: MCHC ve RBC düzeyleri, yenidoğan buzağı ishalinde mortalite tahmininde istatistiksel olarak anlamlıydı. Hemogram parametrelerinin diğer kan parametreleri (kan gazı vb.) ile birlikte değerlendirilmesi mortalite tahmininde daha faydalı olabilir.\u0000","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"72 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86952699","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.378
Mustafa Cellat, Muhammed Etyemez
Amaç: Çalışmada, doksorubisin ile oluşturulan kardiyotoksisite üzerine tirozolün etkinliğinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Ratlar 4 gruba ayrıldı ve her grupta 8 rat yer aldı. Grup 1 ve grup 2’ye 1 ml serum fizyolojik, grup 3 ve grup 4’e ise 20 mg/kg dozda tirozol uygulaması yapıldı. Serum fizyolojik ve tirozol uygulamalarında oral gavaj yöntemi kullanıldı. Ayrıca grup 2 ve grup 4’e denemenin 12. günü 15 mg/kg dozda ve tek doz intraperitoneal doksorubisin uygulaması yapıldı. Denemenin 14. gününde anestezi altındaki ratlardan serum ve doku örnekleri alındı ve daha sonra ötanazi edildi. Serum kreatin kinaz MB ve kreatin kinaz aktiviteleri analiz edildi. Kalp dokuları çıkarıldı ve bu dokularda histopatolojik ve oksidatif stres parametrelerine yönelik analizler yapıldı. Kalp dokusu malondialdehit ve redükte glutatyon düzeyleri ile katalaz ve glutatyon peroksidaz enzim aktiviteleri spektrofotometrik olarak belirlendi. Bulgular: Tirozol ön tedavisinin doksorubisinin neden olduğu kalp dokusu malondialdehit düzeyindeki artışı (p<0.05), redükte glutatyon düzeyi ve glutatyon peroksidaz enzim aktivitesindeki azalmaları engellediği ve doksorubisinin kalp dokusunda meydana getirdiği oksidatif stresi baskıladığı görüldü. Kalp dokusu katalaz enzim aktiviteleri açısından gruplar arasında farklılık gözlenmedi. Kalpteki oksidatif hasarın azalmasına bağlı olarak serum kreatin kinaz MB ve kreatin kinaz aktivitelerinin önemli oranda azaldığı (p<0.05) tespit edildi. Ayrıca tirozol ön tedavisinin doksorubisinin kalp dokusunda meydana getirdiği histopatolojik lezyonları engellediği belirlendi. Öneri: Tirozol uygulamasının doksorubisinin neden olduğu kardiyotoksisiteyi azaltabileceği düşünülmektedir.
{"title":"Investigation of the efficacy of tyrosol on doxorubicin-induced acute cardiotoxicity in rats","authors":"Mustafa Cellat, Muhammed Etyemez","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.378","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.378","url":null,"abstract":"Amaç: Çalışmada, doksorubisin ile oluşturulan kardiyotoksisite üzerine tirozolün etkinliğinin araştırılması amaçlandı.\u0000Gereç ve Yöntem: Ratlar 4 gruba ayrıldı ve her grupta 8 rat yer aldı. Grup 1 ve grup 2’ye 1 ml serum fizyolojik, grup 3 ve grup 4’e ise 20 mg/kg dozda tirozol uygulaması yapıldı. Serum fizyolojik ve tirozol uygulamalarında oral gavaj yöntemi kullanıldı. Ayrıca grup 2 ve grup 4’e denemenin 12. günü 15 mg/kg dozda ve tek doz intraperitoneal doksorubisin uygulaması yapıldı. Denemenin 14. gününde anestezi altındaki ratlardan serum ve doku örnekleri alındı ve daha sonra ötanazi edildi. Serum kreatin kinaz MB ve kreatin kinaz aktiviteleri analiz edildi. Kalp dokuları çıkarıldı ve bu dokularda histopatolojik ve oksidatif stres parametrelerine yönelik analizler yapıldı. Kalp dokusu malondialdehit ve redükte glutatyon düzeyleri ile katalaz ve glutatyon peroksidaz enzim aktiviteleri spektrofotometrik olarak belirlendi.\u0000Bulgular: Tirozol ön tedavisinin doksorubisinin neden olduğu kalp dokusu malondialdehit düzeyindeki artışı (p<0.05), redükte glutatyon düzeyi ve glutatyon peroksidaz enzim aktivitesindeki azalmaları engellediği ve doksorubisinin kalp dokusunda meydana getirdiği oksidatif stresi baskıladığı görüldü. Kalp dokusu katalaz enzim aktiviteleri açısından gruplar arasında farklılık gözlenmedi. Kalpteki oksidatif hasarın azalmasına bağlı olarak serum kreatin kinaz MB ve kreatin kinaz aktivitelerinin önemli oranda azaldığı (p<0.05) tespit edildi. Ayrıca tirozol ön tedavisinin doksorubisinin kalp dokusunda meydana getirdiği histopatolojik lezyonları engellediği belirlendi. \u0000Öneri: Tirozol uygulamasının doksorubisinin neden olduğu kardiyotoksisiteyi azaltabileceği düşünülmektedir.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"04 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85909542","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.380
S. Guler, Emre Arslan, M. M. Sari, O. Cetin
Amaç: Bu çalışmada kahverengi ve sarı tüy renkli Japon bıldırcınlarında büyüme eğrisi parametrelerinin tahmini ve en uyumlu modelin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırma materyali olarak 80 adet kahverengi ve 80 adet sarı tüy renkli Japon bıldırcını kullanılmıştır. Bıldırcınlar 0, 7, 14, 21, 28, 35 ve 42 günlük yaşlarda tartılmıştır. Büyüme eğrilerini belirlemek için Gompertz, Logistic, Von Bertalanffy ve Richards modelleri kullanılmıştır. Bulgular: Uyum iyiliği açısından Gompertz modeli kahverengi ve sarı tüy renkli Japon bıldırcınları için en iyi model olarak tespit edilmiştir. Belirleme katsayısı (R2), düzeltilmiş belirleme katsayısı (R2adj), Akaike Bilgi Kriteri (AIC), Bayesian Bilgi kriteri (BIC) ve hata kareler ortalaması (HKO) kahverengi ve sarı tüy renkli bıldırcınlarda sırasıyla 0,9968; 0,9952; 24,8801; 24,7179 ve 25,9657; 0,9975; 0,9963; 22,9149; 22,7527 ve 19,6099 olarak tespit edilmiştir. Modele ait β0, β1 veβ2 parametreleri kahverengi ve sarı tüy renkli bıldırcınlar için sırasıyla 234,89; 3,630; 0,072 & 236,58; 3,516 ve 0,069 bulunmuştur. Bükülme noktası yaşı ve bükülme noktasındaki canlı ağırlık ise sırasıyla 17,91 gün ve 86,41 g; 18,15 gün ve 87,03 g olarak hesaplanmıştır. Öneri: Sonuç olarak, bu çalışmada hem kahverengi hem de sarı tüy renkli Japon bıldırcınlarında Gompertz modeli en iyi model olarak belirlenmiştir. Farklı tüy renklerindeki Japon bıldırcınlarının büyüme eğrisi özelliklerinin belirlenmesinde sonraki araştırmalarda kullanılması önerilebilir. Öte yandan, Japon bıldırcınlarının bir alt türü olan Jumbo bıldırcın yetiştiriciliği, kahverengi tüy renkli Japon bıldırcınlarının yanı sıra yüksek erginleşme indeksi nedeniyle bıldırcın eti üretiminde dikkate alınmalıdır.
{"title":"Comparison of growth curves with non-linear models in Japanese quails of different plumage color","authors":"S. Guler, Emre Arslan, M. M. Sari, O. Cetin","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.380","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.380","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmada kahverengi ve sarı tüy renkli Japon bıldırcınlarında büyüme eğrisi parametrelerinin tahmini ve en uyumlu modelin tespit edilmesi amaçlanmıştır.\u0000Gereç ve Yöntem: Araştırma materyali olarak 80 adet kahverengi ve 80 adet sarı tüy renkli Japon bıldırcını kullanılmıştır. Bıldırcınlar 0, 7, 14, 21, 28, 35 ve 42 günlük yaşlarda tartılmıştır. Büyüme eğrilerini belirlemek için Gompertz, Logistic, Von Bertalanffy ve Richards modelleri kullanılmıştır.\u0000Bulgular: Uyum iyiliği açısından Gompertz modeli kahverengi ve sarı tüy renkli Japon bıldırcınları için en iyi model olarak tespit edilmiştir. Belirleme katsayısı (R2), düzeltilmiş belirleme katsayısı (R2adj), Akaike Bilgi Kriteri (AIC), Bayesian Bilgi kriteri (BIC) ve hata kareler ortalaması (HKO) kahverengi ve sarı tüy renkli bıldırcınlarda sırasıyla 0,9968; 0,9952; 24,8801; 24,7179 ve 25,9657; 0,9975; 0,9963; 22,9149; 22,7527 ve 19,6099 olarak tespit edilmiştir. Modele ait β0, β1 veβ2 parametreleri kahverengi ve sarı tüy renkli bıldırcınlar için sırasıyla 234,89; 3,630; 0,072 & 236,58; 3,516 ve 0,069 bulunmuştur. Bükülme noktası yaşı ve bükülme noktasındaki canlı ağırlık ise sırasıyla 17,91 gün ve 86,41 g; 18,15 gün ve 87,03 g olarak hesaplanmıştır.\u0000Öneri: Sonuç olarak, bu çalışmada hem kahverengi hem de sarı tüy renkli Japon bıldırcınlarında Gompertz modeli en iyi model olarak belirlenmiştir. Farklı tüy renklerindeki Japon bıldırcınlarının büyüme eğrisi özelliklerinin belirlenmesinde sonraki araştırmalarda kullanılması önerilebilir. Öte yandan, Japon bıldırcınlarının bir alt türü olan Jumbo bıldırcın yetiştiriciliği, kahverengi tüy renkli Japon bıldırcınlarının yanı sıra yüksek erginleşme indeksi nedeniyle bıldırcın eti üretiminde dikkate alınmalıdır.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"82 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75944369","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-07DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.386
M. A. Kisacam, Gonca Ozan Kocamuftuoglu, Enver Ozan, Sema Temizer Ozan
Amaç: Dietilnitrozamin (DEN) ve fenobarbital (PB), metabolizması sırasında reaktif oksijen türlerini (ROS) üretilmektedir. Ellagik asit (EA), antioksidan aktiviteye sahip, biyolojik olarak aktif, doğal bir polifenoldür. Bu çalışma, sıçanlarda DEN-PB'nin neden olduğu karaciğer hasarı üzerinde EA'nın önleyici ve koruyucu etkilerini değerlendirmek için yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: 60 yetişkin Sprague-Dawley sıçan 6 gruba ayrıldı: Negatif kontrol, DEN, EA, DEN-PB (pozitif kontrol), DEN-PB-EA (tedavi) ve EA-DEN-PB (ön tedavi). DEN, pozitif kontrol, tedavi ve ön tedavi gruplarına 150 mg/kg DEN verildi. İki hafta sonra pozitif kontrol ve tedavi gruplarına 500 ppm PB uygulandı. EA ve ön tedavi gruplarına 50 mg/kg/gün EA oral yolla sekiz hafta ve tedavi grubuna ise dört hafta boyunca günaşırı verildi. Sekiz hafta sonra sıçanlar dekapite edildi, karaciğer ve kan biyokimyasal değerlendirmeye tabi tutuldu. Bulgular: DEN’in tek başına veya PB ile birlikte karaciğer MDA düzeylerini önemli ölçüde arttırdığı; ancak plazma MDA seviyelerini değiştirmediği görüldü (p<0,001). EA ön tedavisi, karaciğer MDA seviyelerini azalttı. CAT aktivitesinin, pozitif kontrol grubunun karaciğer ve eritrositlerinde değişmediği belirlendi. Karaciğer CAT aktivitesi, ön tedavide önemsiz ve tedavide ise anlamlı olarak arttı (p<0,05). SOD aktivitesi, DEN ve pozitif kontrol gruplarının karaciğer ve eritrositlerinde değişkenlik göstermedi. EA, karaciğer SOD aktivitesini önemli ölçüde arttırdı (p<0,001). Tek başına veya PB ile birlikte DEN uygulaması hem karaciğer hem de kan GSH düzeylerini önemli ölçüde düşürürken (p<0,05), EA uygulaması tedavi grubunda karaciğer GSH düzeylerini arttırdı (p<0,05). Tedavi grubunda kan GSH seviyeleri önemli ölçüde azaldı (p<0,001). Öneri: EA koruyucu tedavisinin, sıçanlarda DEN ve PB kaynaklı karaciğer oksidatif stresinde EA tedavisinden daha etkili olabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Dietilnitrozamin, ellagik asit, fenobarbital, oksidatif stress
{"title":"Ellagic acid could prevent experimentally induced oxidative stress in rats","authors":"M. A. Kisacam, Gonca Ozan Kocamuftuoglu, Enver Ozan, Sema Temizer Ozan","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.386","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.386","url":null,"abstract":"Amaç: Dietilnitrozamin (DEN) ve fenobarbital (PB), metabolizması sırasında reaktif oksijen türlerini (ROS) üretilmektedir. Ellagik asit (EA), antioksidan aktiviteye sahip, biyolojik olarak aktif, doğal bir polifenoldür. Bu çalışma, sıçanlarda DEN-PB'nin neden olduğu karaciğer hasarı üzerinde EA'nın önleyici ve koruyucu etkilerini değerlendirmek için yapılmıştır. \u0000\u0000Gereç ve Yöntem: 60 yetişkin Sprague-Dawley sıçan 6 gruba ayrıldı: Negatif kontrol, DEN, EA, DEN-PB (pozitif kontrol), DEN-PB-EA (tedavi) ve EA-DEN-PB (ön tedavi). DEN, pozitif kontrol, tedavi ve ön tedavi gruplarına 150 mg/kg DEN verildi. İki hafta sonra pozitif kontrol ve tedavi gruplarına 500 ppm PB uygulandı. EA ve ön tedavi gruplarına 50 mg/kg/gün EA oral yolla sekiz hafta ve tedavi grubuna ise dört hafta boyunca günaşırı verildi. Sekiz hafta sonra sıçanlar dekapite edildi, karaciğer ve kan biyokimyasal değerlendirmeye tabi tutuldu. \u0000\u0000Bulgular: DEN’in tek başına veya PB ile birlikte karaciğer MDA düzeylerini önemli ölçüde arttırdığı; ancak plazma MDA seviyelerini değiştirmediği görüldü (p<0,001). EA ön tedavisi, karaciğer MDA seviyelerini azalttı. CAT aktivitesinin, pozitif kontrol grubunun karaciğer ve eritrositlerinde değişmediği belirlendi. Karaciğer CAT aktivitesi, ön tedavide önemsiz ve tedavide ise anlamlı olarak arttı (p<0,05). SOD aktivitesi, DEN ve pozitif kontrol gruplarının karaciğer ve eritrositlerinde değişkenlik göstermedi. EA, karaciğer SOD aktivitesini önemli ölçüde arttırdı (p<0,001). Tek başına veya PB ile birlikte DEN uygulaması hem karaciğer hem de kan GSH düzeylerini önemli ölçüde düşürürken (p<0,05), EA uygulaması tedavi grubunda karaciğer GSH düzeylerini arttırdı (p<0,05). Tedavi grubunda kan GSH seviyeleri önemli ölçüde azaldı (p<0,001). \u0000\u0000Öneri: EA koruyucu tedavisinin, sıçanlarda DEN ve PB kaynaklı karaciğer oksidatif stresinde EA tedavisinden daha etkili olabileceği düşünülmektedir.\u0000\u0000Anahtar kelimeler: Dietilnitrozamin, ellagik asit, fenobarbital, oksidatif stress","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"49 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"83073471","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-07DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.390
N. Tuzcu, H. H. Hadimli, Aysegul Ilban
Amaç: Kanatlı klamidiozisi evcil ve yabani kanatlılarda Chlamydophila psittaci’nin neden olduğu, sistemik infeksiyöz, zoonotik, bazen de ölümcül seyreden bir hastalıktır. C. psittaci kanatlı hayvanlarda her zaman ciddi hastalığa neden olmasa da özellikle immunsupresif insanlarda ciddi hastalık tablosuna neden olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Konya ilinde güvercin ve muhabbet kuşlarına ait dışkı örneklerinde psittakoza neden olan zoonotik bir hastalık etkeni olan C. psittaci'nin prevalansını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: 24 farklı yetiştiriciye ait toplam 600 güvercinden alınan 50 adet ve 30 farklı yetiştiriciye ait 632 muhabbet kuşundan alınan 52 adet dışkı örneği bu çalışmanın materyalini oluşturmuştur. Bu örneklerde C. psittaci varlığı, ompA geninin varlığına dayalı olarak gerçekleştirilen Real Time PCR yöntemi ile araştırıldı. Bulgular: Konya yöresinde güvercin ve muhabbet kuşlarının dışkı örneklerinde C.psittaci ompA gen varlığı real time PCR ile sırasıyla %2 ve %1 olarak belirlendi. Öneri: Hastalığın zoonoz karakterli olması ve insanların kümes hayvanları özellikle de güvercin ve kafes kuşları ile yakın teması, hastalığın halk sağlığı açısından önemini her geçen gün artırmaktadır. Anahtar kelimeler: Chlamydophila psittaci, güvercin, muhabbet kuşu, real time pcr
{"title":"Prevalence of Chlamydophila psittaci infection in pigeons and paraquets by a real time polymerase chain reaction","authors":"N. Tuzcu, H. H. Hadimli, Aysegul Ilban","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.390","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.390","url":null,"abstract":"Amaç: Kanatlı klamidiozisi evcil ve yabani kanatlılarda Chlamydophila psittaci’nin neden olduğu, sistemik infeksiyöz, zoonotik, bazen de ölümcül seyreden bir hastalıktır. C. psittaci kanatlı hayvanlarda her zaman ciddi hastalığa neden olmasa da özellikle immunsupresif insanlarda ciddi hastalık tablosuna neden olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Konya ilinde güvercin ve muhabbet kuşlarına ait dışkı örneklerinde psittakoza neden olan zoonotik bir hastalık etkeni olan C. psittaci'nin prevalansını belirlemektir. \u0000\u0000Gereç ve Yöntem: 24 farklı yetiştiriciye ait toplam 600 güvercinden alınan 50 adet ve 30 farklı yetiştiriciye ait 632 muhabbet kuşundan alınan 52 adet dışkı örneği bu çalışmanın materyalini oluşturmuştur. Bu örneklerde C. psittaci varlığı, ompA geninin varlığına dayalı olarak gerçekleştirilen Real Time PCR yöntemi ile araştırıldı. \u0000\u0000Bulgular: Konya yöresinde güvercin ve muhabbet kuşlarının dışkı örneklerinde C.psittaci ompA gen varlığı real time PCR ile sırasıyla %2 ve %1 olarak belirlendi.\u0000\u0000Öneri: Hastalığın zoonoz karakterli olması ve insanların kümes hayvanları özellikle de güvercin ve kafes kuşları ile yakın teması, hastalığın halk sağlığı açısından önemini her geçen gün artırmaktadır.\u0000\u0000Anahtar kelimeler: Chlamydophila psittaci, güvercin, muhabbet kuşu, real time pcr","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"130 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73001095","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-07DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.391
A. Numan, Md. Razibul Hoque, Tanbin Rubaiya Siddiqui, Mita Chakraborty, Mohammad Zahangir Alam, A. Dey
Amaç: Mandalar, süt ve et talebinin artmasına katkıda bulunurlar. Bununla birlikte, paraziter hastalıkların varlığı, karlı bir hayvancılık üretimi için en büyük tehditlerden biridir. Bu çalışmada, Trishal Mymensingh bölgesindeki mandaların endoparazitik enfeksiyon ve ektoparazitik enfestasyonlarının prevalansını ve ilişkili faktörleri belirlenmeye çalışılmıştır. Gereç ve Yöntem: Endoparazitlerin tanımlanmasında Modifiye Stoll dilüsyon tekniği kullanılmış ve ektoparazitlere yönelik kalıcı lamlar hazırlanmıştır. Bulgular: Yedi tür gastrointestinal (GI) parazit (ova/kist/ookist) tanımlandı, bunlardan ikisi trematod, Paramphistomum cervi (%28,7), Fasciola gigantica (%16,0); Strongyles (%1.3), Trichuris spp. (%2,0); bir tür cestod, Moniezia sp. (%0,7) ve iki protozoa türü, Balantidium coli (%44,0) ve Eimeria spp. (%4,7) olarak belirlendi. Aynı zamanda enfeksiyonun yoğunluğu (EPG/OPG/CPG) da belirlendi. EPG/OPG/CPG aralığının parazitler arasında 100 ila 1500 arasında değiştiği gözlendi. Ortalama EPG/OPG/CPG sayısı 252±54,4'tü. GI parazit prevalansı 5 yaşından büyük mandalarda (%80.0), 2-5 yaşındaki genç bufalolara (%42.2) göre anlamlı derecede (p<0.05) daha yüksek bulunmuştur. Bu çalışma sırasında mandaların %53,3'ü Rhipicephalus (Boophilus) microplus (%13,3) ve Haematopinus tuberculatus (%52,7) ile enfekte olmuştur. Ortalama parazit yükü de 4,7±2,9 olarak belirlenmiştir. Öneri: Konağın yaşı, endoparaziter enfeksiyonlar ile anlamlı bir şekilde ilişkiliydi, ancak mandaların yaşı ve cinsiyetinin ektoparaziter istilalar üzerinde önemli bir etkisi bulunamamıştır. Bu çalışma, mandalarda paraziter enfeksiyon ve parazit istilası kontrolüne dikkat edilmesi gerektiğini düşündürmektedir. Anahtar kelimeler: Faktörler, prevalans, endoparazitler, ektoparazitler, mandalar
{"title":"Factors affecting endoparasitic infections and ectoparasitic infestations of buffaloes in Mymensingh, Bangladesh","authors":"A. Numan, Md. Razibul Hoque, Tanbin Rubaiya Siddiqui, Mita Chakraborty, Mohammad Zahangir Alam, A. Dey","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.391","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.391","url":null,"abstract":"Amaç: Mandalar, süt ve et talebinin artmasına katkıda bulunurlar. Bununla birlikte, paraziter hastalıkların varlığı, karlı bir hayvancılık üretimi için en büyük tehditlerden biridir. Bu çalışmada, Trishal Mymensingh bölgesindeki mandaların endoparazitik enfeksiyon ve ektoparazitik enfestasyonlarının prevalansını ve ilişkili faktörleri belirlenmeye çalışılmıştır.\u0000\u0000Gereç ve Yöntem: Endoparazitlerin tanımlanmasında Modifiye Stoll dilüsyon tekniği kullanılmış ve ektoparazitlere yönelik kalıcı lamlar hazırlanmıştır.\u0000\u0000\u0000Bulgular: Yedi tür gastrointestinal (GI) parazit (ova/kist/ookist) tanımlandı, bunlardan ikisi trematod, Paramphistomum cervi (%28,7), Fasciola gigantica (%16,0); Strongyles (%1.3), Trichuris spp. (%2,0); bir tür cestod, Moniezia sp. (%0,7) ve iki protozoa türü, Balantidium coli (%44,0) ve Eimeria spp. (%4,7) olarak belirlendi. Aynı zamanda enfeksiyonun yoğunluğu (EPG/OPG/CPG) da belirlendi. EPG/OPG/CPG aralığının parazitler arasında 100 ila 1500 arasında değiştiği gözlendi. Ortalama EPG/OPG/CPG sayısı 252±54,4'tü. GI parazit prevalansı 5 yaşından büyük mandalarda (%80.0), 2-5 yaşındaki genç bufalolara (%42.2) göre anlamlı derecede (p<0.05) daha yüksek bulunmuştur. Bu çalışma sırasında mandaların %53,3'ü Rhipicephalus (Boophilus) microplus (%13,3) ve Haematopinus tuberculatus (%52,7) ile enfekte olmuştur. Ortalama parazit yükü de 4,7±2,9 olarak belirlenmiştir.\u0000\u0000\u0000Öneri: Konağın yaşı, endoparaziter enfeksiyonlar ile anlamlı bir şekilde ilişkiliydi, ancak mandaların yaşı ve cinsiyetinin ektoparaziter istilalar üzerinde önemli bir etkisi bulunamamıştır. Bu çalışma, mandalarda paraziter enfeksiyon ve parazit istilası kontrolüne dikkat edilmesi gerektiğini düşündürmektedir.\u0000\u0000Anahtar kelimeler: Faktörler, prevalans, endoparazitler, ektoparazitler, mandalar","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75972397","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-07DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.384
N. Kadyralieva, H. H. Donmez
Amaç: Bu çalışmada dişi bıldırcınlarda (Coturnix coturnix Japonica) puberte öncesi ve sonrası dönemlerde genital kanalın farklı bölgelerinde yer alan mast hücrelerinin heterojenitesi ile dağılımının farklı tespit solüsyonları ve boyama yöntemleri ile ortaya konulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Yapılan çalışmada 10 adet puberte öncesi ve 10 adet puberte sonrası dönemde sağlıklı dişi bıldırcınlara ait genital kanaldan (infundibulum, magnum, istmus, uterus, vajina) alınan doku örnekleri materyal olarak kullanıldı. Her iki gruptan alınan doku örneklerinin bir kısmı %10’luk nötral formaldehit, bir kısmı ise izotonik formaldehit asetik asit tespit solüsyonunda tespit edildi. Dokulardan alınan kesitlere Toluidin mavisi ve alcian blue/safranin O boyama yöntemleri uygulandı. Bulgular: Hazırlanan preparatlar ışık mikroskopta incelendiğinde her iki tespit solüsyonunda da yuvarlak, oval ya da mekik şekilli mast hücreleri özellikle kan damarları çevresinde yerleşmiş olarak genital kanalın tunika mukoza, tunika muskularis ve tunika seroza katmanlarında gözlendi. Mast hücrelerinin hem puberte öncesi hem de puberte sonrası dönemde en çok uterusta yerleştiği; ardından sırasıyla istmus, magnum, vagina ve infundibulumda gittikçe azalan yoğunluk gösterdiği gözlendi. Mast hücrelerinin infundibulumda puberte sonrası dönemde puberte öncesi döneme göre önemli oranda (p<0,05) arttığı belirlendi. İFAA ile tespit edilen tüm dokularda mast hücrelerinin daha belirgin boyandığı ve sayısal olarak değerlendirmede de %10’luk nötral formaldehit tespitine göre daha fazla olduğu gözlendi. Öneri: Sonuç olarak özellikle puberte sonrası dönemde infundibulumda mast hücre sayısının arttığı; bu artışın yumurta oluşumu ve yumurtlamaya yönelik etkisinin olabileceği kanaatine varıldı. Anahtar kelimeler: Bıldırcın, genital kanal, mast hücre dağılımı.
{"title":"Distribution and heterogeneity of mast cells in different regions of the genital canal in female quails during the prepubertal and postpubertal periods","authors":"N. Kadyralieva, H. H. Donmez","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.384","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.384","url":null,"abstract":"\u0000Amaç: Bu çalışmada dişi bıldırcınlarda (Coturnix coturnix Japonica) puberte öncesi ve sonrası dönemlerde genital kanalın farklı bölgelerinde yer alan mast hücrelerinin heterojenitesi ile dağılımının farklı tespit solüsyonları ve boyama yöntemleri ile ortaya konulması amaçlanmıştır. \u0000\u0000Gereç ve Yöntem: Yapılan çalışmada 10 adet puberte öncesi ve 10 adet puberte sonrası dönemde sağlıklı dişi bıldırcınlara ait genital kanaldan (infundibulum, magnum, istmus, uterus, vajina) alınan doku örnekleri materyal olarak kullanıldı. Her iki gruptan alınan doku örneklerinin bir kısmı %10’luk nötral formaldehit, bir kısmı ise izotonik formaldehit asetik asit tespit solüsyonunda tespit edildi. Dokulardan alınan kesitlere Toluidin mavisi ve alcian blue/safranin O boyama yöntemleri uygulandı. \u0000\u0000Bulgular: Hazırlanan preparatlar ışık mikroskopta incelendiğinde her iki tespit solüsyonunda da yuvarlak, oval ya da mekik şekilli mast hücreleri özellikle kan damarları çevresinde yerleşmiş olarak genital kanalın tunika mukoza, tunika muskularis ve tunika seroza katmanlarında gözlendi. Mast hücrelerinin hem puberte öncesi hem de puberte sonrası dönemde en çok uterusta yerleştiği; ardından sırasıyla istmus, magnum, vagina ve infundibulumda gittikçe azalan yoğunluk gösterdiği gözlendi. Mast hücrelerinin infundibulumda puberte sonrası dönemde puberte öncesi döneme göre önemli oranda (p<0,05) arttığı belirlendi. İFAA ile tespit edilen tüm dokularda mast hücrelerinin daha belirgin boyandığı ve sayısal olarak değerlendirmede de %10’luk nötral formaldehit tespitine göre daha fazla olduğu gözlendi. \u0000\u0000Öneri: Sonuç olarak özellikle puberte sonrası dönemde infundibulumda mast hücre sayısının arttığı; bu artışın yumurta oluşumu ve yumurtlamaya yönelik etkisinin olabileceği kanaatine varıldı.\u0000\u0000Anahtar kelimeler: Bıldırcın, genital kanal, mast hücre dağılımı.","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"134 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80032935","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-07DOI: 10.15312/eurasianjvetsci.2022.388
F. Yur, S. Dede, S. Çetin, M. Taşpınar, A. Usta
Amaç: Bu çalışma, yüksek oranda glukoz ilave edilen BHK-21 hücre serisinde antioksidan özellikleri bilinen glutatyonun hücrelerde olası oksidatif DNA hasarı (8-hidroksi-2-deoksiguanozin) ve antioksidan sistem üzerine etkilerini ortaya koymak amacıyla planlandı. Gereç ve Yöntem: Bu amaçla, BHK-21 hücre serisinde in vitro koşullarda düzenli pasajları yapılarak (%5 FBS, %10 horse serum, %1 L-Glutamin, %1 penisilin/streptomisin içeren RPMI 1640 besi yerinde ve %5 CO2 ve % 95 nem ve 37oC’de) inkübe edildi. MTT hücre canlılık testleri yapılarak glutatyonun kontrol grubuna göre ve glukozun IC50 değeri belirlendi. Hücreler pleytlere, 2x106 hücre olacak şeklide ekildi. Kontrol ve deneme grupları ve bu gruplar arasında çaprazlama olarak, çalışma grupları (glukoz; (285 mM), glutatyon (250 µM) hazırlandı. Yirmi dört saatlik inkübasyonu takiben tripsine edilen hücreler, dondur/çöz yöntemiyle parçalanarak analize hazırlandı. Elde edilen hücre kültürü lizatında; oksidatif DNA hasarı, TAS, TSO ve OSİ değerleri ELISA ile spektrofotometrik olarak ölçüldü. Bulgular: 8-OHdG düzeyleri, glukoz uygulanması ile önemli oranda arttığı, HG+GSH grubunda kontrole göre anlamlı olarak arttığı saptandı (p≤0.05). Sadece GSH verilen grup ise kontrolden farksız olarak bulundu. TAS bakımından, GSH uygulanan gruplarda kontrole fark bulunmazken, HG +GSH verilen grupda ise kontrole göre önemli artış tespit edildi (p≤0.05). TOS ve OSİ ise HG+GSH uygulanan gurupda kontrole göre önemli bir artış gözlendi (p≤0.05). Öneri: Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre yüksek glukoz uygulanan hücrelere uygulanan glutatyonun hücresel düzeyde bu dozlarda koruyucu etkisi gözlenmemiştir. Ancak glutatyon uygulanan guruplarda, uygulanan glutatyon dozlarının hücreler üzerine toksik doz olmadığı da belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: DNA hasarı, glutatyon, hücre kültürü, TAS, TOS
{"title":"In vitro evaluation of glutathione implementation on oxidative DNA damage and oxidant status in high glucose conditions","authors":"F. Yur, S. Dede, S. Çetin, M. Taşpınar, A. Usta","doi":"10.15312/eurasianjvetsci.2022.388","DOIUrl":"https://doi.org/10.15312/eurasianjvetsci.2022.388","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışma, yüksek oranda glukoz ilave edilen BHK-21 hücre serisinde antioksidan özellikleri bilinen glutatyonun hücrelerde olası oksidatif DNA hasarı (8-hidroksi-2-deoksiguanozin) ve antioksidan sistem üzerine etkilerini ortaya koymak amacıyla planlandı.\u0000\u0000Gereç ve Yöntem: Bu amaçla, BHK-21 hücre serisinde in vitro koşullarda düzenli pasajları yapılarak (%5 FBS, %10 horse serum, %1 L-Glutamin, %1 penisilin/streptomisin içeren RPMI 1640 besi yerinde ve %5 CO2 ve % 95 nem ve 37oC’de) inkübe edildi. MTT hücre canlılık testleri yapılarak glutatyonun kontrol grubuna göre ve glukozun IC50 değeri belirlendi. Hücreler pleytlere, 2x106 hücre olacak şeklide ekildi. Kontrol ve deneme grupları ve bu gruplar arasında çaprazlama olarak, çalışma grupları (glukoz; (285 mM), glutatyon (250 µM) hazırlandı. Yirmi dört saatlik inkübasyonu takiben tripsine edilen hücreler, dondur/çöz yöntemiyle parçalanarak analize hazırlandı. Elde edilen hücre kültürü lizatında; oksidatif DNA hasarı, TAS, TSO ve OSİ değerleri ELISA ile spektrofotometrik olarak ölçüldü.\u0000\u0000Bulgular: 8-OHdG düzeyleri, glukoz uygulanması ile önemli oranda arttığı, HG+GSH grubunda kontrole göre anlamlı olarak arttığı saptandı (p≤0.05). Sadece GSH verilen grup ise kontrolden farksız olarak bulundu. TAS bakımından, GSH uygulanan gruplarda kontrole fark bulunmazken, HG +GSH verilen grupda ise kontrole göre önemli artış tespit edildi (p≤0.05). TOS ve OSİ ise HG+GSH uygulanan gurupda kontrole göre önemli bir artış gözlendi (p≤0.05).\u0000\u0000\u0000Öneri: Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre yüksek glukoz uygulanan hücrelere uygulanan glutatyonun hücresel düzeyde bu dozlarda koruyucu etkisi gözlenmemiştir. Ancak glutatyon uygulanan guruplarda, uygulanan glutatyon dozlarının hücreler üzerine toksik doz olmadığı da belirlenmiştir. \u0000\u0000Anahtar kelimeler: DNA hasarı, glutatyon, hücre kültürü, TAS, TOS","PeriodicalId":12023,"journal":{"name":"Eurasian Journal of Veterinary Sciences","volume":"72 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90579937","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}