Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.21602/sduarte.1170159
Menekşe Sakarya, Tutku Ceren Akçam
Avrupa’da 1960’lı yıllarda ortaya çıkan Optik Sanat renkleri, biçimleri, çizgileri görsel etkiler yaratmak amacıyla sistematik olarak estetikle birleştirmiştir. Optik Sanat hareketinin görsel algı kuramlarından Gestalt Kuramı ile bağlantılı olduğu düşünülür ve bu kuram tasarım alanında tasarım süreci ile ilişkilendirilmesi bağlamında ele alınan kuramlardan en yaygın olanıdır. Tekstil yapı teknikleri içerisinde önemli bir yere sahip olan örme, yeni teknolojiler ile sürekli gelişmekte ve bu durum örme giyim sektörünü dinamik bir yapıda tutmaktadır. Örme giyim tasarımcılarının ilham aldığı Optik Sanat, birçok tasarımcı ve markanın etkilendiği sanat akımları arasında yer almıştır. Bu çalışmada Optik Sanattan beslenen markaların ve moda tasarımcılarının örme giysi tasarımlarının bu sanat ile ilişkileri model özellikleri ile birlikte incelenmiştir. Bu araştırmanın yöntemi, nitel araştırmalarda kullanılan doküman analizidir. Araştırmadan elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Tasarımcı ve markaların örme giysi tasarımlarında Optik Sanat etkileri algı yanılsaması, şekil-zemin algısı, derinlik, hareket ve renk gibi görsel algı unsurlarının bilinçli bir şekilde bir araya getirdikleri görülmüştür.
{"title":"Örme Giyim Tasarımında Optik Sanatın Etkileri","authors":"Menekşe Sakarya, Tutku Ceren Akçam","doi":"10.21602/sduarte.1170159","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1170159","url":null,"abstract":"Avrupa’da 1960’lı yıllarda ortaya çıkan Optik Sanat renkleri, biçimleri, çizgileri görsel etkiler yaratmak amacıyla sistematik olarak estetikle birleştirmiştir. Optik Sanat hareketinin görsel algı kuramlarından Gestalt Kuramı ile bağlantılı olduğu düşünülür ve bu kuram tasarım alanında tasarım süreci ile ilişkilendirilmesi bağlamında ele alınan kuramlardan en yaygın olanıdır. Tekstil yapı teknikleri içerisinde önemli bir yere sahip olan örme, yeni teknolojiler ile sürekli gelişmekte ve bu durum örme giyim sektörünü dinamik bir yapıda tutmaktadır. Örme giyim tasarımcılarının ilham aldığı Optik Sanat, birçok tasarımcı ve markanın etkilendiği sanat akımları arasında yer almıştır. Bu çalışmada Optik Sanattan beslenen markaların ve moda tasarımcılarının örme giysi tasarımlarının bu sanat ile ilişkileri model özellikleri ile birlikte incelenmiştir. Bu araştırmanın yöntemi, nitel araştırmalarda kullanılan doküman analizidir. Araştırmadan elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Tasarımcı ve markaların örme giysi tasarımlarında Optik Sanat etkileri algı yanılsaması, şekil-zemin algısı, derinlik, hareket ve renk gibi görsel algı unsurlarının bilinçli bir şekilde bir araya getirdikleri görülmüştür.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125651658","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.21602/sduarte.1182616
Damla İşbi̇len
Teknolojinin ilerlemesi ile gün geçtikçe daha gelişmiş bilgisayar, donanım ve yazılımların benimsenmesi, tasarımcıları daha önce denenmemiş, yeni yöntemlerin keşfedilmesine teşvik edebilir. Diğer yandan sınırlı ekran boyutu, enerji tüketimi gibi sınırlılıklar ise tasarımcının kısıtlanmasına, karşılaştığı tasarım problemlerin artmasına yol açabilmektedir. Bu sınırlılıklar tasarımcıların daha yaratıcı olmasına, sınırları zorlamasına yol açmaktadır. Gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen görsel iletişim tasarımı alanındaki trendler, şirketlerin karar verme ve problem çözme potansiyelini etkilediği ve kullanıcıların beğenilerini şekillendirdiği için önemli bir inceleme konusu oluşturmaktadır. Yakın geçmişteki en popüler tasarım trendlerinden biri olan düz tasarım, görsel iletişim araçlarının minimalist ve etkin kullanımı sonucu ortaya çıkmaktadır. Düz tasarım, her stildeki görsel tasarımları iki boyuta dönüştüren bir stile sahiptir. Şirketlerin kurumsal kimliklerini yeniden tasarlamayı tercih etmelerinin sebebi hedef pazarların beklentilerini karşılamaktır. Bu sebeple tanınmış markalar düz tasarım trendine karşı koyamamışlardır. Teknolojideki değişim ve gelişmeler tasarım trend ve yöntemlerini büyük ölçüde etkilemektedir. Bu etki kimi zaman tasarımcıların yaratıcı alanlarını özgürleştirirken kimi zaman da kısıtlamaktadır. McDonald’s modern zamanın küresel bir simgesine dönüşmüş bir markadır. Tasarımlarıyla görsel kültürün dönüşümünde önemli bir yer tutmaktadır. Tutarlı bir görünüme sahip olmak amacıyla tasarımlarında düz tasarımı tercih etmektedir. Çalışma McDonald’s örneği üzerinden düz tasarımın göstergebilim çözümlemesini gerçekleştirmektedir. Görsel çözümleme tasarımda anlam yaratma sürecinde düz tasarım stilinin etkili olduğunu ortaya koymaktadır.
{"title":"Düz Tasarımın Göstergebilimsel İncelemesi: Mcdonald’s Görsel Kimlik Örneği","authors":"Damla İşbi̇len","doi":"10.21602/sduarte.1182616","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1182616","url":null,"abstract":"Teknolojinin ilerlemesi ile gün geçtikçe daha gelişmiş bilgisayar, donanım ve yazılımların benimsenmesi, tasarımcıları daha önce denenmemiş, yeni yöntemlerin keşfedilmesine teşvik edebilir. Diğer yandan sınırlı ekran boyutu, enerji tüketimi gibi sınırlılıklar ise tasarımcının kısıtlanmasına, karşılaştığı tasarım problemlerin artmasına yol açabilmektedir. Bu sınırlılıklar tasarımcıların daha yaratıcı olmasına, sınırları zorlamasına yol açmaktadır. Gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen görsel iletişim tasarımı alanındaki trendler, şirketlerin karar verme ve problem çözme potansiyelini etkilediği ve kullanıcıların beğenilerini şekillendirdiği için önemli bir inceleme konusu oluşturmaktadır. Yakın geçmişteki en popüler tasarım trendlerinden biri olan düz tasarım, görsel iletişim araçlarının minimalist ve etkin kullanımı sonucu ortaya çıkmaktadır. Düz tasarım, her stildeki görsel tasarımları iki boyuta dönüştüren bir stile sahiptir. Şirketlerin kurumsal kimliklerini yeniden tasarlamayı tercih etmelerinin sebebi hedef pazarların beklentilerini karşılamaktır. Bu sebeple tanınmış markalar düz tasarım trendine karşı koyamamışlardır. Teknolojideki değişim ve gelişmeler tasarım trend ve yöntemlerini büyük ölçüde etkilemektedir. Bu etki kimi zaman tasarımcıların yaratıcı alanlarını özgürleştirirken kimi zaman da kısıtlamaktadır. McDonald’s modern zamanın küresel bir simgesine dönüşmüş bir markadır. Tasarımlarıyla görsel kültürün dönüşümünde önemli bir yer tutmaktadır. Tutarlı bir görünüme sahip olmak amacıyla tasarımlarında düz tasarımı tercih etmektedir. Çalışma McDonald’s örneği üzerinden düz tasarımın göstergebilim çözümlemesini gerçekleştirmektedir. Görsel çözümleme tasarımda anlam yaratma sürecinde düz tasarım stilinin etkili olduğunu ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124877671","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-31DOI: 10.21602/sduarte.1182998
Esra LAKOT ALEMDAĞ, Selda AL ŞENSOY, Semiha İsmai̇loğlu
Kültürel miras, toplumu bir arada tutan ortak değerlerin gelecek nesillere aktarımıyla varlığını sürdüren hem somut hem de soyut öğelerin bütünüdür. Son dönemlerde oldukça ilgi gören ve üzerinde çalışmalar yapılan bir konu olan sürdürülebilirlik kültürel mirasın devamlılığını sağlamada önemli bir etkendir. Kültürel mirası korumak çevresel, ekonomik ve sosyal gelişmeyi desteklemektedir. Yerel değerler, yaşam tarzı, malzeme ve ustalığın ürünü olan geleneksel mimari kültürel mirasın en belirgin örneklerindendir. Geleneksel mimarinin sürdürülebilirliği konusunda koruma kadar bu yapılardaki özelliklerin yorumlanarak yeniden kullanılması da önemli bir husustur. Bu bağlamda, çalışmada geleneksel mimarinin sahip olduğu özelliklerinden yola çıkarak sürdürülebilirlik bağlamında yeni yapılan bir tasarımda kültürel mirasın nasıl yorumlanabileceği Rize’de yer alan bir butik otel kapsamında ele alınmıştır. Geniş bir literatür taraması ile başlayan çalışmada, doküman analizi yöntemi ile örneklem çevresel ve kültürel sürdürebilirlik kapsamında irdelenmiştir. Sonuç olarak geleneksel mimari rehberliğinde yeni yapılan bir yapının geçmişle bağ kurarak ait olduğu toplumun kültürel mirasını yaşatabileceği kanısına ulaşılmıştır.
{"title":"Kültürel Mirasın Sürdürülebilirliği: Rize Kafdağı Konak Oteli Örneği","authors":"Esra LAKOT ALEMDAĞ, Selda AL ŞENSOY, Semiha İsmai̇loğlu","doi":"10.21602/sduarte.1182998","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1182998","url":null,"abstract":"Kültürel miras, toplumu bir arada tutan ortak değerlerin gelecek nesillere aktarımıyla varlığını sürdüren hem somut hem de soyut öğelerin bütünüdür. Son dönemlerde oldukça ilgi gören ve üzerinde çalışmalar yapılan bir konu olan sürdürülebilirlik kültürel mirasın devamlılığını sağlamada önemli bir etkendir. Kültürel mirası korumak çevresel, ekonomik ve sosyal gelişmeyi desteklemektedir. Yerel değerler, yaşam tarzı, malzeme ve ustalığın ürünü olan geleneksel mimari kültürel mirasın en belirgin örneklerindendir. Geleneksel mimarinin sürdürülebilirliği konusunda koruma kadar bu yapılardaki özelliklerin yorumlanarak yeniden kullanılması da önemli bir husustur. Bu bağlamda, çalışmada geleneksel mimarinin sahip olduğu özelliklerinden yola çıkarak sürdürülebilirlik bağlamında yeni yapılan bir tasarımda kültürel mirasın nasıl yorumlanabileceği Rize’de yer alan bir butik otel kapsamında ele alınmıştır. Geniş bir literatür taraması ile başlayan çalışmada, doküman analizi yöntemi ile örneklem çevresel ve kültürel sürdürebilirlik kapsamında irdelenmiştir. Sonuç olarak geleneksel mimari rehberliğinde yeni yapılan bir yapının geçmişle bağ kurarak ait olduğu toplumun kültürel mirasını yaşatabileceği kanısına ulaşılmıştır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"135 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116915823","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-30DOI: 10.21602/sduarte.1179261
Oya Cansu DEMİRKALE KUKUOĞLU
Teknoloji ve bilgisayarların gelişmesiyle beraber çoklu ortamların arayüz tasarımlarında yeni yaklaşımlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Son zamanlarda kullanıcı grafik arayüzü tasarımları hakkında çeşitli araştırmalar yapılmasına rağmen neumorphic tasarım ile ilgili çok az sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmaların azlığı göz önünde bulundurularak skemorfik, düz (flat), materyal ve neumorphic tasarıma dikkat çekilmek istenmektedir. Bu araştırmada, grafik arayüz tasarım yöntemlerinden olan skemorfik, düz (flat), materyal ve neumorphic tasarımlarının gelişim süreçlerinin incelenmesi amaçlanmış, neumorphic tasarım yaklaşımına odaklanılmıştır. Bu doğrultuda skemorfik, düz (flat), materyal tasarım yöntemlerinin özellikleri ve neumorphic tasarımın gelişim süreci çalışmaya aktarılmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemi ile gerçekleştirilmiş olup, gerekli alan yazın taraması ile elde edilen veri ve içerikler betimsel analiz yöntemi ile yorumlanmıştır. Bu araştırma, arayüz tasarımlarında çok fazla kullanılmayan neumorphic tasarımın gelecekte arayüz tasarımlarına uygulanma olasılığını göstermesi açısından önemlidir. Sonuç olarak, kullanıcı arayüz tasarımlarının kullanımını üst düzeye çıkarmak için ihtiyaç duyulan kısımlarda neumorphic tasarımdan faydalanılması gerektiği düşünülmektedir.
{"title":"GRAFİK KULLANICI ARAYÜZÜNDE NEUMORFIC TASARIM","authors":"Oya Cansu DEMİRKALE KUKUOĞLU","doi":"10.21602/sduarte.1179261","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1179261","url":null,"abstract":"Teknoloji ve bilgisayarların gelişmesiyle beraber çoklu ortamların arayüz tasarımlarında yeni yaklaşımlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Son zamanlarda kullanıcı grafik arayüzü tasarımları hakkında çeşitli araştırmalar yapılmasına rağmen neumorphic tasarım ile ilgili çok az sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmaların azlığı göz önünde bulundurularak skemorfik, düz (flat), materyal ve neumorphic tasarıma dikkat çekilmek istenmektedir. \u0000Bu araştırmada, grafik arayüz tasarım yöntemlerinden olan skemorfik, düz (flat), materyal ve neumorphic tasarımlarının gelişim süreçlerinin incelenmesi amaçlanmış, neumorphic tasarım yaklaşımına odaklanılmıştır. Bu doğrultuda skemorfik, düz (flat), materyal tasarım yöntemlerinin özellikleri ve neumorphic tasarımın gelişim süreci çalışmaya aktarılmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemi ile gerçekleştirilmiş olup, gerekli alan yazın taraması ile elde edilen veri ve içerikler betimsel analiz yöntemi ile yorumlanmıştır. Bu araştırma, arayüz tasarımlarında çok fazla kullanılmayan neumorphic tasarımın gelecekte arayüz tasarımlarına uygulanma olasılığını göstermesi açısından önemlidir. Sonuç olarak, kullanıcı arayüz tasarımlarının kullanımını üst düzeye çıkarmak için ihtiyaç duyulan kısımlarda neumorphic tasarımdan faydalanılması gerektiği düşünülmektedir.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127028921","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-29DOI: 10.21602/sduarte.1169906
Önder Aydin, Nurçin Çelik
Erken Cumhuriyet döneminde 1920lerin ikinci yarısı, bir taraftan tarihselci Milli Mimari uygulamalarının halen etkili olduğu, diğer taraftan da değişimin işaretlerinin ortaya çıktığı bir zaman aralığına karşılık gelmektedir. Bu süreçte çıkarılan, gündelik yaşama dair eski alfabe ile yayın yapan magazin dergilerinin yeni, asrî mimarlığa dair erken yayınları, Ülke mimarlığındaki değişimin de habercisi niteliğindedir. Belirtilen bağlamda, Hayat mecmuasının dönem içinde önemli bir iz bıraktığını söylemek mümkündür. Bu makale çalışması, Derginin döneminin yeni, asrî, modern mimarlığını tanıtan, savunan yazılarını mercek altına almıştır. Söz konusu yazıların analizi kapsamında metinlerden çekilen veriler, Modernliğin kavramları ışığında alt başlıklar halinde değerlendirilmiştir. Sonuç olarak bu makale, Hayat mecmuasının Genç Türkiye Cumhuriyetinin ideolojisi ve inkılaplarıyla uyumlu olarak, 1930lar sonrasında yoğun bir biçimde uygulanacak yeni mimarlığa dair yayınlara, erken dönemde yer vermesinin önemine dikkat çekmektedir.
{"title":"Erken Cumhuriyet Döneminde “Asrî” Mimarlığı Tanıtan Bir Öncü:Hayat Mecmuası","authors":"Önder Aydin, Nurçin Çelik","doi":"10.21602/sduarte.1169906","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1169906","url":null,"abstract":"Erken Cumhuriyet döneminde 1920lerin ikinci yarısı, bir taraftan tarihselci Milli Mimari uygulamalarının halen etkili olduğu, diğer taraftan da değişimin işaretlerinin ortaya çıktığı bir zaman aralığına karşılık gelmektedir. Bu süreçte çıkarılan, gündelik yaşama dair eski alfabe ile yayın yapan magazin dergilerinin yeni, asrî mimarlığa dair erken yayınları, Ülke mimarlığındaki değişimin de habercisi niteliğindedir. Belirtilen bağlamda, Hayat mecmuasının dönem içinde önemli bir iz bıraktığını söylemek mümkündür. Bu makale çalışması, Derginin döneminin yeni, asrî, modern mimarlığını tanıtan, savunan yazılarını mercek altına almıştır. Söz konusu yazıların analizi kapsamında metinlerden çekilen veriler, Modernliğin kavramları ışığında alt başlıklar halinde değerlendirilmiştir. Sonuç olarak bu makale, Hayat mecmuasının Genç Türkiye Cumhuriyetinin ideolojisi ve inkılaplarıyla uyumlu olarak, 1930lar sonrasında yoğun bir biçimde uygulanacak yeni mimarlığa dair yayınlara, erken dönemde yer vermesinin önemine dikkat çekmektedir.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125952010","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-29DOI: 10.21602/sduarte.1170625
Canan Karti, İsmail Teti̇kçi̇
Sanatın toplumun bir parçası olduğu ve sanat eserinin sosyal, politik ve ekonomik faktörlerden nasıl etkilendiği üzerinde durulan bu araştırmada; sanatçının toplumda üstlendiği rolün, Amerikan ressam Ben Shahn’ın toplumsal gerçekçi eserleri ile değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın kapsamını; Amerika’daki toplumsal gerçekçilik sanat anlayışı, ortaya çıktığı dönem koşulları ve Ben Shahn’ın bu anlayış doğrultusunda gerçekleştirdiği sanat eserleri oluşturmaktadır. Çalışmamızda tarihsel araştırma yöntemi kullanılmış; Toplumsal gerçekçilik sanat anlayışına ilişkin yayınlar, Ben Shahn ve eserleri ile ilgili araştırmalar incelenerek verilerin toplanması sağlanmıştır. Araştırmayla ilgili alan yazın incelendiğinde; Amerika’daki toplumsal gerçekçilik sanat anlayışı üzerine Türkçe yayınların kısıtlı olduğu, Ben Shahn ve eserleri ile ilgili Türkçe bir araştırmanın yapılmadığı görülmüştür. Araştırmamız doğrultusunda Ben Shahn’ın eserleri ile toplumsal gerçekçilik sanat anlayışının yeniden yorumlanması, sanat-sanatçı ve toplum arasındaki ilişkiye yeni bir bakış açısı getireceği düşüncesini oluşturmaktadır.
{"title":"Amerika'da Toplumsal Gerçekçilik: Ben Shahn","authors":"Canan Karti, İsmail Teti̇kçi̇","doi":"10.21602/sduarte.1170625","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1170625","url":null,"abstract":"Sanatın toplumun bir parçası olduğu ve sanat eserinin sosyal, politik ve ekonomik faktörlerden nasıl etkilendiği üzerinde durulan bu araştırmada; sanatçının toplumda üstlendiği rolün, Amerikan ressam Ben Shahn’ın toplumsal gerçekçi eserleri ile değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın kapsamını; Amerika’daki toplumsal gerçekçilik sanat anlayışı, ortaya çıktığı dönem koşulları ve Ben Shahn’ın bu anlayış doğrultusunda gerçekleştirdiği sanat eserleri oluşturmaktadır. Çalışmamızda tarihsel araştırma yöntemi kullanılmış; Toplumsal gerçekçilik sanat anlayışına ilişkin yayınlar, Ben Shahn ve eserleri ile ilgili araştırmalar incelenerek verilerin toplanması sağlanmıştır. Araştırmayla ilgili alan yazın incelendiğinde; Amerika’daki toplumsal gerçekçilik sanat anlayışı üzerine Türkçe yayınların kısıtlı olduğu, Ben Shahn ve eserleri ile ilgili Türkçe bir araştırmanın yapılmadığı görülmüştür. Araştırmamız doğrultusunda Ben Shahn’ın eserleri ile toplumsal gerçekçilik sanat anlayışının yeniden yorumlanması, sanat-sanatçı ve toplum arasındaki ilişkiye yeni bir bakış açısı getireceği düşüncesini oluşturmaktadır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129502662","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-29DOI: 10.21602/sduarte.1174586
Bilal Habib Bahadir, M. Önal
On sekizinci yüzyılla birlikte gelişen sanat akımları, yapıtların temel ögesi olan nesnenin, farklı disiplinlerde ve başka bir anlamla donatılarak üretilmesine yol açmıştır. Farklı disiplinlerin verilerinin, orijinal anlamı dışında başka bir disiplinde yeni bir anlamla donatılarak üretilmesi, yapıtların parçalı ve çoksesli (çok anlamlı) bir içeriğe sahip olmasını sağlamıştır. Böylelikle incelenen yapıtlar ile disiplinler arasındaki alışverişler (alıntılamalar), metinlerarasılığın yöntemleri ile kuramsal bir temele oturtulmuştur. Bu bağlamda metinlerarasılık kavramı, postmodern olarak adlandırılan süreçte üretilen yapıtların kuramsal açıdan incelenmesinde önem taşımaktadır. Bu çalışmayla, postmodern olarak adlandırılan içinde yaşadığımız dönemde modern anlayışın ayrıştırmış olduğu disiplinlerin yeniden ilişkilendirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Farklı disiplinler arasında birbirleriyle gerçekleştirilen alıntılama yöntemleri, eserlerin çoksesli bir kompozisyonda üretilmesine olanak sağlamaktadır. Bu bakış açısıyla sanat eğitiminin temel amaçlarından biri olan sanat dilini kullanabilme yetisi günümüzde disiplinlerarası okumayı da beraberinde getirmiştir. Bu ortamda yer alan ve üreten sanatçının, araştırmacıların ve eğitimcilerin de bakış açısı ve alanlarıyla ilgili bilgi perspektifleri de geniş bir yelpazeye yayılmaktadır.
{"title":"Disiplinlerarası Sanat Eğitimi: P.Mondrian \"Broadway Boogie Woogie\" Örneği.","authors":"Bilal Habib Bahadir, M. Önal","doi":"10.21602/sduarte.1174586","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1174586","url":null,"abstract":"On sekizinci yüzyılla birlikte gelişen sanat akımları, yapıtların temel ögesi olan nesnenin, farklı disiplinlerde ve başka bir anlamla donatılarak üretilmesine yol açmıştır. Farklı disiplinlerin verilerinin, orijinal anlamı dışında başka bir disiplinde yeni bir anlamla donatılarak üretilmesi, yapıtların parçalı ve çoksesli (çok anlamlı) bir içeriğe sahip olmasını sağlamıştır. Böylelikle incelenen yapıtlar ile disiplinler arasındaki alışverişler (alıntılamalar), metinlerarasılığın yöntemleri ile kuramsal bir temele oturtulmuştur. Bu bağlamda metinlerarasılık kavramı, postmodern olarak adlandırılan süreçte üretilen yapıtların kuramsal açıdan incelenmesinde önem taşımaktadır. Bu çalışmayla, postmodern olarak adlandırılan içinde yaşadığımız dönemde modern anlayışın ayrıştırmış olduğu disiplinlerin yeniden ilişkilendirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Farklı disiplinler arasında birbirleriyle gerçekleştirilen alıntılama yöntemleri, eserlerin çoksesli bir kompozisyonda üretilmesine olanak sağlamaktadır. Bu bakış açısıyla sanat eğitiminin temel amaçlarından biri olan sanat dilini kullanabilme yetisi günümüzde disiplinlerarası okumayı da beraberinde getirmiştir. Bu ortamda yer alan ve üreten sanatçının, araştırmacıların ve eğitimcilerin de bakış açısı ve alanlarıyla ilgili bilgi perspektifleri de geniş bir yelpazeye yayılmaktadır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132035416","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-29DOI: 10.21602/sduarte.1170127
Burcu ÖZYONAR ÇIRAK
Sanatın merkezinde yer alan beden, geçmişten günümüze sosyolojik, politik, inanç ve bilim gibi etkenlerle dönüşüme uğramıştır. Sanatta kusursuzluğu ile konumlanan beden temsili, zamanla yerini karşıtı olan kusurlu bedene bırakmıştır. Sanattaki bu yeni temsil kusurlu sayılan bedenin öteki olmaktan kurtarılması bakımından önem taşımaktadır. Bu nedenle sanatta yeni entegre olan bu anlayışın incelenmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu çalışmada kusurlu beden temsilinin yakından ve günümüz örnekleri ile incelenmesi amaçlanmıştır. Nitel yaklaşımının benimsendiği betimsel olan bu çalışmada konuyla ilgili güncel basılı ve elektronik kaynaklardan faydalanılmıştır. Eserlerinde ölü, hasta ve deforme beden temsillerine yer veren, farklı disiplin, malzeme ve teknik kullanan Kiki Smith, Marc Quinn, Janine Antoni, Emma Hopkins, Virginia Bersabe ve Magda Hueckel’ in eserleri incelenmiştir. Çalışmada incelenen sanatçıların, hasta, eksik ve fani beden formlarını sanatlarına dahil ettikleri, bedenin görünmeyen, örtbas edilen zayıf yanlarıyla barıştıkları ve kusurlu olanı sanatta görünür kılmayı başardıkları sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"SANATTA BEDEN TEMSİLİNİN DÖNÜŞÜMÜ: KUSURLU BEDEN","authors":"Burcu ÖZYONAR ÇIRAK","doi":"10.21602/sduarte.1170127","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1170127","url":null,"abstract":"Sanatın merkezinde yer alan beden, geçmişten günümüze sosyolojik, politik, inanç ve bilim gibi etkenlerle dönüşüme uğramıştır. Sanatta kusursuzluğu ile konumlanan beden temsili, zamanla yerini karşıtı olan kusurlu bedene bırakmıştır. Sanattaki bu yeni temsil kusurlu sayılan bedenin öteki olmaktan kurtarılması bakımından önem taşımaktadır. Bu nedenle sanatta yeni entegre olan bu anlayışın incelenmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu çalışmada kusurlu beden temsilinin yakından ve günümüz örnekleri ile incelenmesi amaçlanmıştır. \u0000Nitel yaklaşımının benimsendiği betimsel olan bu çalışmada konuyla ilgili güncel basılı ve elektronik kaynaklardan faydalanılmıştır. Eserlerinde ölü, hasta ve deforme beden temsillerine yer veren, farklı disiplin, malzeme ve teknik kullanan Kiki Smith, Marc Quinn, Janine Antoni, Emma Hopkins, Virginia Bersabe ve Magda Hueckel’ in eserleri incelenmiştir. Çalışmada incelenen sanatçıların, hasta, eksik ve fani beden formlarını sanatlarına dahil ettikleri, bedenin görünmeyen, örtbas edilen zayıf yanlarıyla barıştıkları ve kusurlu olanı sanatta görünür kılmayı başardıkları sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114468191","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-29DOI: 10.21602/sduarte.1172137
Ecem Ki̇per, K. Ö. Alp
yapıda oluşan değişimler, politik ve kültürel dinamiklerin dönüşümleri sonucunda sanatçıları yeni teknik ve estetik arayışlarına yönlendirmiş, zanaat kimliğinden ayrılarak modern sanatta önemli bir ifade aracı niteliğini kazanmıştır. Farklı malzeme ve teknik olanaklarıyla, sanatta duygusal ve sembolik anlatım dilini içeren temsil biçimleri sunmuştur. Kadına ait kullanım malzemesi olarak ele alınan tekstil, yine kadınların sanat pratiklerinde; alt mesajlar barındıran, sosyo-kültürel ve sosyo-politik konuların öne çıktığı temsil aracı olmuştur. Çalışmada; tekstil sanatçılarının, etnik köken ve inanç farklılıkları, cinsel yönelim, coğrafya, kadın kimliği çerçevesinde toplumsal normların dışında tutulan “ötekileştirilenlere” bir tepki niteliğindeki beş çalışması irdelenerek bireyin imajı, insan rolleri ve toplumsal baskıların tekstil eserler üzerine yansımasını; sembolik anlamlar, alt mesajlarla tekstil sanatına nasıl yön verdiğini saptamak amaçlanmıştır. Tekstil eserler, göstergebilimsel yaklaşımla Roland Barthes’ın anlamlandırma şeması üzerinden çözümlenmiştir. Göstergeler, gösteren/gösterilen, düzanlam/yananlam karşıtlıklarıyla açıklanarak, eserlerde anlamın kurulma biçimi yazı ve görsel ilişkilerle tartışılmıştır.
{"title":"Çağdaş Tekstil Sanatında Irkçılık ve “Ötekilik” Temaları Üzerine Göstergebilimsel Çözümlemeler","authors":"Ecem Ki̇per, K. Ö. Alp","doi":"10.21602/sduarte.1172137","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1172137","url":null,"abstract":"yapıda oluşan değişimler, politik ve kültürel dinamiklerin dönüşümleri sonucunda sanatçıları yeni teknik ve estetik arayışlarına yönlendirmiş, zanaat kimliğinden ayrılarak modern sanatta önemli bir ifade aracı niteliğini kazanmıştır. Farklı malzeme ve teknik olanaklarıyla, sanatta duygusal ve sembolik anlatım dilini içeren temsil biçimleri sunmuştur. Kadına ait kullanım malzemesi olarak ele alınan tekstil, yine kadınların sanat pratiklerinde; alt mesajlar barındıran, sosyo-kültürel ve sosyo-politik konuların öne çıktığı temsil aracı olmuştur.\u0000Çalışmada; tekstil sanatçılarının, etnik köken ve inanç farklılıkları, cinsel yönelim, coğrafya, kadın kimliği çerçevesinde toplumsal normların dışında tutulan “ötekileştirilenlere” bir tepki niteliğindeki beş çalışması irdelenerek bireyin imajı, insan rolleri ve toplumsal baskıların tekstil eserler üzerine yansımasını; sembolik anlamlar, alt mesajlarla tekstil sanatına nasıl yön verdiğini saptamak amaçlanmıştır. Tekstil eserler, göstergebilimsel yaklaşımla Roland Barthes’ın anlamlandırma şeması üzerinden çözümlenmiştir. Göstergeler, gösteren/gösterilen, düzanlam/yananlam karşıtlıklarıyla açıklanarak, eserlerde anlamın kurulma biçimi yazı ve görsel ilişkilerle tartışılmıştır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"75 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130854474","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-29DOI: 10.21602/sduarte.1169878
Ulaş Işiklar
Sanatlar, kültürel evrendeki fizyoloji, sosyoloji, psikoloji gibi somut veriler ve davranışsal gözlemlerden oluşturulmuş veya felsefe gibi soyut düşünsel şemalar üzerine inşa edilmiş kavramsal disiplinler aracılığıyla insan ve yaşama dair çıkarımları dışa vurur. Bu disiplinlerden yararlanan ve karmaşık algılama sürecini yeteneğiyle birleştiren sanatçı, fikirsel ve duygusal dışsallaştırmalarını eserlerinde yansıtır. Tüm toplumlarda fizyolojik, psikolojik, sosyolojik ve felsefi boyutları olan ölüm, kavramsal disiplinlerin kesişim alanında yer alır. Yaşamı sonlandıran ve bütünleyen yapısıyla ölüm, sanatsal birçok içerikteki varoluşsal felsefi çıkarımların da hareket noktasıdır. Dolayısıyla, başta sinema olmak üzere tüm sanatlardaki başat tematiklerden birisidir. Sinemada ölüm; karakterlerin eylemleri sonucu vuku bulan bir mefhum ya da bir karakter hüviyetinde cisimleşen bir olgu olarak kendini gösterir. Bu çalışma, Soluk filmi bağlamında ölüm olgusunu incelemeyi hedeflemektedir. Metodolojik açıdan imgesel ve sessel kodların Heideggerci kuramsal teoriler temelinde yorumlanmasına dayalı niteliksel çözümleme yönteminin kullanıldığı analiz, karakterlerin içsel ve dışsal süreçlerindeki değişimleri ölüm olgusu bağlamında ortaya koymaktadır.
{"title":"Varoluşun İmkansızlığı: Soluk Filminde Ölüm Olgusu","authors":"Ulaş Işiklar","doi":"10.21602/sduarte.1169878","DOIUrl":"https://doi.org/10.21602/sduarte.1169878","url":null,"abstract":"Sanatlar, kültürel evrendeki fizyoloji, sosyoloji, psikoloji gibi somut veriler ve davranışsal gözlemlerden oluşturulmuş veya felsefe gibi soyut düşünsel şemalar üzerine inşa edilmiş kavramsal disiplinler aracılığıyla insan ve yaşama dair çıkarımları dışa vurur. Bu disiplinlerden yararlanan ve karmaşık algılama sürecini yeteneğiyle birleştiren sanatçı, fikirsel ve duygusal dışsallaştırmalarını eserlerinde yansıtır. Tüm toplumlarda fizyolojik, psikolojik, sosyolojik ve felsefi boyutları olan ölüm, kavramsal disiplinlerin kesişim alanında yer alır. Yaşamı sonlandıran ve bütünleyen yapısıyla ölüm, sanatsal birçok içerikteki varoluşsal felsefi çıkarımların da hareket noktasıdır. Dolayısıyla, başta sinema olmak üzere tüm sanatlardaki başat tematiklerden birisidir. Sinemada ölüm; karakterlerin eylemleri sonucu vuku bulan bir mefhum ya da bir karakter hüviyetinde cisimleşen bir olgu olarak kendini gösterir. Bu çalışma, Soluk filmi bağlamında ölüm olgusunu incelemeyi hedeflemektedir. Metodolojik açıdan imgesel ve sessel kodların Heideggerci kuramsal teoriler temelinde yorumlanmasına dayalı niteliksel çözümleme yönteminin kullanıldığı analiz, karakterlerin içsel ve dışsal süreçlerindeki değişimleri ölüm olgusu bağlamında ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":149757,"journal":{"name":"Art-e Sanat Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134405263","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}