Interest, which is as old as the history of humanity, is at the center of life today in parallel with the developments in technology and communication. Predicting the future values of interest, which is very important in every field from state administration to individual investments and expenditures, is very important for individuals/companies/ states to continue their activities in a stable manner. In pioneering studies, it has been emphasized that the main components of interest are real interest and future inflation expectations. Over time, the effects of goods, money, and international markets on the formation of interest have been analyzed theoretically and empirically. The effects of Central Banks on monetary policies and their long-term reflections have been the aim of many studies in recent history. The fact that the expected inflation in interest studies does not reflect the truth for many times has prevented the right results from being found. For this reason, it is seen that the realized CPI is generally used in estimating the interest rate. In addition, when countries are examined, it is seen that there are significant differences between CPI and PPI. The aim of this study is to empirically investigate which of the CPI and PPI values realized in estimating the interest rate should be used and to what extent.
{"title":"The effects of PPI and CPI in prediction of interest rate value","authors":"Ahmet Yüzbaşıoğulları","doi":"10.15637/jlecon.2091","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.2091","url":null,"abstract":"Interest, which is as old as the history of humanity, is at the center of life today in parallel with the developments in technology and communication. Predicting the future values of interest, which is very important in every field from state administration to individual investments and expenditures, is very important for individuals/companies/ states to continue their activities in a stable manner. In pioneering studies, it has been emphasized that the main components of interest are real interest and future inflation expectations. Over time, the effects of goods, money, and international markets on the formation of interest have been analyzed theoretically and empirically. The effects of Central Banks on monetary policies and their long-term reflections have been the aim of many studies in recent history. The fact that the expected inflation in interest studies does not reflect the truth for many times has prevented the right results from being found. For this reason, it is seen that the realized CPI is generally used in estimating the interest rate. In addition, when countries are examined, it is seen that there are significant differences between CPI and PPI. The aim of this study is to empirically investigate which of the CPI and PPI values realized in estimating the interest rate should be used and to what extent.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121080826","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Declared as a pandemic on March 11, 2020, COVID-19 caused a “sudden stop” in the world economy, resulting in both supply and demand shock. Most of the countries responded by monetary expansion to tackle the global economic issue. In this study we aim to find the impacts of these economic policies during COVID 19 on global economy. Our sample includes 33 of OECD countries. We estimate the impact of monetary expansion on the real economy with a linear regression model. The results show that the monetary policy has positively and significantly impacted economic growth even after controlling for fiscal policies.
{"title":"The impact of money supply on the real sector during the Covid-19 pandemic: Evidence from OECD countries","authors":"Kerim Sinan Alçın, M. Hamzaoğlu, Derya Zayim","doi":"10.15637/jlecon.2060","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.2060","url":null,"abstract":"Declared as a pandemic on March 11, 2020, COVID-19 caused a “sudden stop” in the world economy, resulting in both supply and demand shock. Most of the countries responded by monetary expansion to tackle the global economic issue. In this study we aim to find the impacts of these economic policies during COVID 19 on global economy. Our sample includes 33 of OECD countries. We estimate the impact of monetary expansion on the real economy with a linear regression model. The results show that the monetary policy has positively and significantly impacted economic growth even after controlling for fiscal policies.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132216631","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türk vergi sistemi niteliği itibariyle kapsamlı ve modern bir yapıda olup mükellef haklarını ve kamu yararını eşit ölçüde gözetmektedir. Kamu gelirleri arasında önemli bir yeri olan vergilerin adaletli bir şekilde tahsili ve yeniden dağıtımı ancak kararlı ve rasyonel politikalar içeren etkin bir vergi yönetimi ile gerçekleştirebilir. Vergi yönetiminin etkinliği ise vergi aflarından kaçınılması, vergiye gönüllü uyumun artırılması, vergi mevzuatının sadeleştirilmesi ve vergi idaresinin yeniliklere açık olması gibi çok sayıda unsurda değişiklik yapılarak sağlanabilir. Böylelikle vergi toplama konusunda sorun yaşamayan vergi idaresinin iklim krizi ve çevresel bozulma gibi önemli sorunlarla mücadele etmek için mali politikalar geliştirmesi beklenebilir. Nitekim vergilerin ekolojik sorunlarla mücadelede etkili bir araç olarak kullanıldığı ve literatürde çevresel tahribatla mücadele amacı taşıyan ve kamu gelirinden mahrum bırakmayan ekolojik vergi uygulamalarına sıkça rastlandığı bilinmektedir. Ancak gelişmiş ülkelerde çevresel amaçlarla uygulanan vergiler Türkiye’de daha çok finansman kaynağı olarak görülmüştür. Bu kapsamda çalışmamızda, küresel iklim krizinin Türkiye’de yarattığı sorunların ekolojik vergi uygulamaları ile azaltılabilmesi için etkin bir vergi yönetiminin gerekliliği incelenecektir.
{"title":"Vergi yönetimi ve Türkiye’de ekolojik vergi reformu ihtiyacı*","authors":"Gökhan Aslan, Ayşe YİĞİT ŞAKAR","doi":"10.15637/jlecon.1965","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.1965","url":null,"abstract":"Türk vergi sistemi niteliği itibariyle kapsamlı ve modern bir yapıda olup mükellef haklarını ve kamu yararını eşit ölçüde gözetmektedir. Kamu gelirleri arasında önemli bir yeri olan vergilerin adaletli bir şekilde tahsili ve yeniden dağıtımı ancak kararlı ve rasyonel politikalar içeren etkin bir vergi yönetimi ile gerçekleştirebilir. Vergi yönetiminin etkinliği ise vergi aflarından kaçınılması, vergiye gönüllü uyumun artırılması, vergi mevzuatının sadeleştirilmesi ve vergi idaresinin yeniliklere açık olması gibi çok sayıda unsurda değişiklik yapılarak sağlanabilir. Böylelikle vergi toplama konusunda sorun yaşamayan vergi idaresinin iklim krizi ve çevresel bozulma gibi önemli sorunlarla mücadele etmek için mali politikalar geliştirmesi beklenebilir. Nitekim vergilerin ekolojik sorunlarla mücadelede etkili bir araç olarak kullanıldığı ve literatürde çevresel tahribatla mücadele amacı taşıyan ve kamu gelirinden mahrum bırakmayan ekolojik vergi uygulamalarına sıkça rastlandığı bilinmektedir. Ancak gelişmiş ülkelerde çevresel amaçlarla uygulanan vergiler Türkiye’de daha çok finansman kaynağı olarak görülmüştür. Bu kapsamda çalışmamızda, küresel iklim krizinin Türkiye’de yarattığı sorunların ekolojik vergi uygulamaları ile azaltılabilmesi için etkin bir vergi yönetiminin gerekliliği incelenecektir.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"63 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114246026","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Osmanlı Devleti, ya da ayakta olduğu süre boyunca kendisine verdiği isimle Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye, İslam Devleti sonrası Güneybatı Asya’da kurulan devletler içerisinde coğrafî genişlik ve süre bakımından özel bir yere sahip olmuştur. Memâlik-i mahrûse adını verdiği egemenlik alanındaki iktisadî artığı ele geçirmekte kullandığı mekanizmaların bir kısmını kendisinden önceki devletlerden miras almış, ancak bunlara özellikle klasik dönem sonrasındaki esham uygulamasında olduğu gibi özel katkılarda da bulunmuştur. Devlet-i Aliyye’nin klasik dönemi olarak adlandırılan ve yaklaşık 1300-1600 yılları arasını kapsayan zaman aralığı, devletin daha sonra çeşitli faktörlerin etkisiyle önemli bir dönüşüm geçirecek olan mâlî yapısının bir fotoğrafını çekmek için en uygun dönemdir. Bu çalışma da Devlet-i Aliyye’nin klasik dönemdeki mâlî yapısının en önemi bileşeni olan gelir kalemlerine odaklanarak bu betimlemeye katkı sunmayı amaçlamaktadır.
{"title":"Klasik dönemde Devlet-i Aliyye maliyesinin gelirleri","authors":"Kutlu Dane","doi":"10.15637/jlecon.2020","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.2020","url":null,"abstract":"Osmanlı Devleti, ya da ayakta olduğu süre boyunca kendisine verdiği isimle Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye, İslam Devleti sonrası Güneybatı Asya’da kurulan devletler içerisinde coğrafî genişlik ve süre bakımından özel bir yere sahip olmuştur. Memâlik-i mahrûse adını verdiği egemenlik alanındaki iktisadî artığı ele geçirmekte kullandığı mekanizmaların bir kısmını kendisinden önceki devletlerden miras almış, ancak bunlara özellikle klasik dönem sonrasındaki esham uygulamasında olduğu gibi özel katkılarda da bulunmuştur. Devlet-i Aliyye’nin klasik dönemi olarak adlandırılan ve yaklaşık 1300-1600 yılları arasını kapsayan zaman aralığı, devletin daha sonra çeşitli faktörlerin etkisiyle önemli bir dönüşüm geçirecek olan mâlî yapısının bir fotoğrafını çekmek için en uygun dönemdir. Bu çalışma da Devlet-i Aliyye’nin klasik dönemdeki mâlî yapısının en önemi bileşeni olan gelir kalemlerine odaklanarak bu betimlemeye katkı sunmayı amaçlamaktadır.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124319661","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Son yıllarda, yaşanan teknolojik gelişmeler, özellikle sağlık sektöründe de beklendiği gibi köklü değişikliklere yol açmaktadır. Alanda uygulamaya konan yenilikler, artan toplumsal bilinç, kamusal düzenlemeler, sağlık hizmetlerine ulaşımın kolaylaşması, önleyici sağlık hizmetlerinin artması gibi unsurlar neticesinde, insan ömrü günden güne uzamaktadır. Buna bağlı olarak sağlık sigortalarına olan talep artmakta ve poliçe sahipliği süresi uzamaktadır. Kent nüfusunun artması, toplumsal değişimler, farklılaşan yaşam tarzları ve eğilimler, eğitim ve refah seviyesi gibi unsurlara bağlı olan sigorta bilincinin artmasında, son yıllarda yoğun bir şekilde tüm insanlığı birçok alanda derinden etkileyen Covid-19 pandemisinin yarattığı farkındalık önemli bir paya sahip olmuştur. Bu çalışma, sağlıkalanındaki güncel teknolojik gelişmeler ışığında uygulamaya konan yeniliklerin, müşteriye değer yaratacak şekilde sağlık sigortalarında yarattığı değişimi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Ayrıca çalışma, buna bağlı olarak geliştirilen yeni iş modelleri ve uygulamalar ile değişen sigortacılığı inceleyerek sektöre ışık tutmaktadır. Çalışmada sigorta şirketlerinin; teknoloji destekli yeni uygulamaları, web siteleri, sektörle ilgili süreli süresiz yayınlar, sektör bültenleri, makaleler ve benzeri kaynakların sektöre etkileri irdelenmektedir. Çalışma sonucunda tüm sektörlerde yoğun bir kullanım imkânı bulan yenilikçi teknolojik uygulamaların, sağlık alanında sağladığı birçok bireysel ve toplumsal fayda ortaya konmaktadır. Bununla birlikte, başta rekabet avantajı, karlılık ve verimliliğe sağladığı katkı olmak üzere iki sektör arasındaki kıyaslamanın sigorta sektörünün uygulama ve iş yapış şekillerinde önemli değişikliklere yol açtığı görülmektedir.
{"title":"Sağlık sektöründe yaşanan teknolojik gelişmelerin, sigortacılık alanında yarattığı değişimin incelenmesi","authors":"Ali Akdemir, Ebru Gözükara, F. Ürü, Lale Tezcan","doi":"10.15637/jlecon.1999","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.1999","url":null,"abstract":"Son yıllarda, yaşanan teknolojik gelişmeler, özellikle sağlık sektöründe de beklendiği gibi köklü değişikliklere yol açmaktadır. Alanda uygulamaya konan yenilikler, artan toplumsal bilinç, kamusal düzenlemeler, sağlık hizmetlerine ulaşımın kolaylaşması, önleyici sağlık hizmetlerinin artması gibi unsurlar neticesinde, insan ömrü günden güne uzamaktadır. Buna bağlı olarak sağlık sigortalarına olan talep artmakta ve poliçe sahipliği süresi uzamaktadır. Kent nüfusunun artması, toplumsal değişimler, farklılaşan yaşam tarzları ve eğilimler, eğitim ve refah seviyesi gibi unsurlara bağlı olan sigorta bilincinin artmasında, son yıllarda yoğun bir şekilde tüm insanlığı birçok alanda derinden etkileyen Covid-19 pandemisinin yarattığı farkındalık önemli bir paya sahip olmuştur. Bu çalışma, sağlıkalanındaki güncel teknolojik gelişmeler ışığında uygulamaya konan yeniliklerin, müşteriye değer yaratacak şekilde sağlık sigortalarında yarattığı değişimi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Ayrıca çalışma, buna bağlı olarak geliştirilen yeni iş modelleri ve uygulamalar ile değişen sigortacılığı inceleyerek sektöre ışık tutmaktadır. Çalışmada sigorta şirketlerinin; teknoloji destekli yeni uygulamaları, web siteleri, sektörle ilgili süreli süresiz yayınlar, sektör bültenleri, makaleler ve benzeri kaynakların sektöre etkileri irdelenmektedir. Çalışma sonucunda tüm sektörlerde yoğun bir kullanım imkânı bulan yenilikçi teknolojik uygulamaların, sağlık alanında sağladığı birçok bireysel ve toplumsal fayda ortaya konmaktadır. Bununla birlikte, başta rekabet avantajı, karlılık ve verimliliğe sağladığı katkı olmak üzere iki sektör arasındaki kıyaslamanın sigorta sektörünün uygulama ve iş yapış şekillerinde önemli değişikliklere yol açtığı görülmektedir.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"163 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123063324","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Antikçağda, varlığını duvarlara motiflenen izlerinden bildiğimiz yabanıl insanoğlu, günümüzün dijitalleşen hızlı dünyasında, modern teknolojinin bilgi temelli akıllı iletişim araçları, parmak izi ve gözünün retinasıyla izlenebilir; iot, yapay zeka, bulut bilişim, co robotlar, büyük verilerle entegre akıllı ev, araba, telefon, akıllı fabrikalar gibi uzaktan yönetilebilir, akıllı otonom sistemler ile konforlu bir yaşam sürmektedir. Hal böyle iken, insanın dijital uygarlığı, kişisel verilerin siber güvenlik ihlali ve dijitalleşmenin hegemonyaya dönüşmesi tehlikesi ile yüz yüze kalmıştır. Şimdilerde, bir taraftan Covid-19 pandemik salgın, iklim krizi ve kıt kaynaklarla mücadele eden insanoğlu, bir taraftan neslini devam ettirme umuduyla Dünyadan binlerce ışık yılı uzakta yaşanabilir gezegenlerin keşfine çıkarak, bilim ve insanlık için bir adım daha atmaya hazırlanmaktadır. Dijital yeni teknolojilerin kabulü ile kapitalist sistemler, zaman ve mekandan bağımsız, hızlıca erişilebilen bilgilerle kitlelerin tüketim algısını tetikleyerek, pazarlama ve reklam stratejisiyle finans, sağlık, eğitim, turizm, sosyal medya, tarım, sanayii, gıda ve lojistik gibi pek çok üretim ve hizmet sektöründe Global Pazarlar oluşturmaktadır. Bu bağlamda, dijitalleşen hızlı Dünyanın Yavaş Şehirleri olarak anılan “Cittaslow Kentler”i, Cittaslow hareketinin yavaş yaşam, sakin şehir, sakin mahalle, yavaş yemek, yavaş hareket, yavaş turist felsefesi ile aktüel turizme hizmet eden, “yerel üret - yerel tüket” anlayışı ile sürdürülebilir yerel bir kalkınma modeli sunmaktadır. Cittaslow Kentler ile daha üretken, barışçıl, yavaş, sakin, sessiz, farkındalığı yüksek, misafirperver, düşünceli, yardımsever, el sanatlarına, doğasına, gelenek ve görenekleri ile Cittaslow logosu salyangozun peşi sıra bıraktığı izler gibi geçmişin izlerini taşıyan tarihine ve kültürel mirasına sahip çıkan insanların huzurla yaşadığı, refah düzeyi yüksek, sosyal toplumların yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. Cittaslow hareketi, Ekim 1999 yılında İtalya’nın Orvieto şehrinde başlamış olup, bugün Dünyada 33 ülkede - 287 kent üyesi vardır. 2009 yılında Seferihisar ile Cittaslow uluslararası ağına katılan Türkiye’nin bugün, en son kabul edilen Finike ile 18 şehirde 22 üyesi vardır. Haziran 2022’de İzmir, Cittaslow Metropol Projesi, Cittaslow Uluslararası Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile Dünyanın ilk Cittaslow Metropolü olmaya hak kazanmıştır. Bu çalışma ile Cittaslow hareketinin Yerel Yönetimler, Cittaslow Uluslararası Birliği, Dünya Belediyeler Birliği gibi global örgütlerin ekosistem işbirliği ile aktüel turizm türü olarak, sürdürülebilir yerel kalkınmaya katkısı ele alınmaktadır.
{"title":"Dijitalleşen hızlı dünyanın yavaş şehirleri “Cittaslow Kentlerin” sürdürülebilir yerel kalkınmaya katkısı","authors":"Zülcenah Şahin","doi":"10.15637/jlecon.1993","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.1993","url":null,"abstract":"Antikçağda, varlığını duvarlara motiflenen izlerinden bildiğimiz yabanıl insanoğlu, günümüzün dijitalleşen hızlı dünyasında, modern teknolojinin bilgi temelli akıllı iletişim araçları, parmak izi ve gözünün retinasıyla izlenebilir; iot, yapay zeka, bulut bilişim, co robotlar, büyük verilerle entegre akıllı ev, araba, telefon, akıllı fabrikalar gibi uzaktan yönetilebilir, akıllı otonom sistemler ile konforlu bir yaşam sürmektedir.\u0000Hal böyle iken, insanın dijital uygarlığı, kişisel verilerin siber güvenlik ihlali ve dijitalleşmenin hegemonyaya dönüşmesi tehlikesi ile yüz yüze kalmıştır. Şimdilerde, bir taraftan Covid-19 pandemik salgın, iklim krizi ve kıt kaynaklarla mücadele eden insanoğlu, bir taraftan neslini devam ettirme umuduyla Dünyadan binlerce ışık yılı uzakta yaşanabilir gezegenlerin keşfine çıkarak, bilim ve insanlık için bir adım daha atmaya hazırlanmaktadır.\u0000Dijital yeni teknolojilerin kabulü ile kapitalist sistemler, zaman ve mekandan bağımsız, hızlıca erişilebilen bilgilerle kitlelerin tüketim algısını tetikleyerek, pazarlama ve reklam stratejisiyle finans, sağlık, eğitim, turizm, sosyal medya, tarım, sanayii, gıda ve lojistik gibi pek çok üretim ve hizmet sektöründe Global Pazarlar oluşturmaktadır.\u0000Bu bağlamda, dijitalleşen hızlı Dünyanın Yavaş Şehirleri olarak anılan “Cittaslow Kentler”i, Cittaslow hareketinin yavaş yaşam, sakin şehir, sakin mahalle, yavaş yemek, yavaş hareket, yavaş turist felsefesi ile aktüel turizme hizmet eden, “yerel üret - yerel tüket” anlayışı ile sürdürülebilir yerel bir kalkınma modeli sunmaktadır. Cittaslow Kentler ile daha üretken, barışçıl, yavaş, sakin, sessiz, farkındalığı yüksek, misafirperver, düşünceli, yardımsever, el sanatlarına, doğasına, gelenek ve görenekleri ile Cittaslow logosu salyangozun peşi sıra bıraktığı izler gibi geçmişin izlerini taşıyan tarihine ve kültürel mirasına sahip çıkan insanların huzurla yaşadığı, refah düzeyi yüksek, sosyal toplumların yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.\u0000Cittaslow hareketi, Ekim 1999 yılında İtalya’nın Orvieto şehrinde başlamış olup, bugün Dünyada 33 ülkede - 287 kent üyesi vardır. 2009 yılında Seferihisar ile Cittaslow uluslararası ağına katılan Türkiye’nin bugün, en son kabul edilen Finike ile 18 şehirde 22 üyesi vardır. Haziran 2022’de İzmir, Cittaslow Metropol Projesi, Cittaslow Uluslararası Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile Dünyanın ilk Cittaslow Metropolü olmaya hak kazanmıştır.\u0000Bu çalışma ile Cittaslow hareketinin Yerel Yönetimler, Cittaslow Uluslararası Birliği, Dünya Belediyeler Birliği gibi global örgütlerin ekosistem işbirliği ile aktüel turizm türü olarak, sürdürülebilir yerel kalkınmaya katkısı ele alınmaktadır.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"26 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116206313","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Turizm sektörü gelişmiş ülkeler için ekonomiyi dengeleyici bir unsur olması, gelişmekte olan ülkeler için ise ekonomik büyüme ve kalkınmayı sağlamak açısından önem arz eder. Türkiye’de turizm aktif olarak 1980 yılından itibaren hız kazanmaya başlamış olup gerek makro ekonomik değişkenlere etkisi gerekse büyüme ve kalkınmanın sağlanmasına ilişkin önemi nedeniyle öne çıkan bir sektör olmuştur. Bu çalışmada turizm gelirlerinin Türkiye ekonomisine etkilerine ilişkin literatür taraması gerçekleştirilmiştir. Ardından, 1980-2022 yıllarına ilişkin veriler kullanılarak ekonomik büyüme ve turizm gelirleri arasındaki ilişki nedensellik analizi aracılığıyla test edilmiştir. Turizm gelirlerinin, ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğu sonucu bulunmuştur.
{"title":"Türkiye’deki turizm gelirleri ile ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisi","authors":"Tuğba Özışık","doi":"10.15637/jlecon.1992","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.1992","url":null,"abstract":"Turizm sektörü gelişmiş ülkeler için ekonomiyi dengeleyici bir unsur olması, gelişmekte olan ülkeler için ise ekonomik büyüme ve kalkınmayı sağlamak açısından önem arz eder. Türkiye’de turizm aktif olarak 1980 yılından itibaren hız kazanmaya başlamış olup gerek makro ekonomik değişkenlere etkisi gerekse büyüme ve kalkınmanın sağlanmasına ilişkin önemi nedeniyle öne çıkan bir sektör olmuştur. Bu çalışmada turizm gelirlerinin Türkiye ekonomisine etkilerine ilişkin literatür taraması gerçekleştirilmiştir. Ardından, 1980-2022 yıllarına ilişkin veriler kullanılarak ekonomik büyüme ve turizm gelirleri arasındaki ilişki nedensellik analizi aracılığıyla test edilmiştir. Turizm gelirlerinin, ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğu sonucu bulunmuştur.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129320987","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Savers want to direct their savings to investment areas where they can get maximum efficiency. This is the most basic feature that a rational investor should have. Stock investors also want to manage their investments with this thought. In this respect, investors conduct detailed research on the sector and stock they plan to invest in. Predictions regarding the possible price formation of the stock in the future is one of these studies. In the finance literature, there are many indicators, ratios, analyzes, indicators and oscillators developed for the future price prediction of the stock. In this study, technical indicators used by licensed professional stock investors were obtained by taking expert opinion. These indicators were conveyed to the experts again to get their opinions with the help of the fuzzy comparison matrix and the experts were asked to compare the variables. The data obtained were analyzed with the Fuzzy Analytical Hierarchy Process (FAHP) method and the technical indicators and ratios used by the experts were listed according to a certain hierarchy. As a result of the analysis, it has been determined that the most important ratio in the stock price estimation process is the MV/BV ratio. While EBIT is the second most important ratio in stock price prediction, P/E is the third most important indicator.Savers want to direct their savings to investment areas where they can get maximum efficiency. This is the most basic feature that a rational investor should have. Stock investors also want to manage their investments with this thought. In this respect, investors conduct detailed research on the sector and stock they plan to invest in. Predictions regarding the possible price formation of the stock in the future is one of these studies. In the finance literature, there are many indicators, ratios, analyzes, indicators and oscillators developed for the future price prediction of the stock. In this study, technical indicators used by licensed professional stock investors were obtained by taking expert opinion. These indicators were conveyed to the experts again to get their opinions with the help of the fuzzy comparison matrix and the experts were asked to compare the variables. The data obtained were analyzed with the Fuzzy Analytical Hierarchy Process (FAHP) method and the technical indicators and ratios used by the experts were listed according to a certain hierarchy. As a result of the analysis, it has been determined that the most important ratio in the stock price estimation process is the MV/BV ratio. While EBIT is the second most important ratio in stock price prediction, P/E is the third most important indicator.
{"title":"A study on the comparison of technical indicators used in stock price prediction with the BAHP method","authors":"Bilal Akkaynak","doi":"10.15637/jlecon.1954","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.1954","url":null,"abstract":"Savers want to direct their savings to investment areas where they can get maximum efficiency. This is the most basic feature that a rational investor should have. Stock investors also want to manage their investments with this thought. In this respect, investors conduct detailed research on the sector and stock they plan to invest in. Predictions regarding the possible price formation of the stock in the future is one of these studies. In the finance literature, there are many indicators, ratios, analyzes, indicators and oscillators developed for the future price prediction of the stock. In this study, technical indicators used by licensed professional stock investors were obtained by taking expert opinion. These indicators were conveyed to the experts again to get their opinions with the help of the fuzzy comparison matrix and the experts were asked to compare the variables. The data obtained were analyzed with the Fuzzy Analytical Hierarchy Process (FAHP) method and the technical indicators and ratios used by the experts were listed according to a certain hierarchy. As a result of the analysis, it has been determined that the most important ratio in the stock price estimation process is the MV/BV ratio. While EBIT is the second most important ratio in stock price prediction, P/E is the third most important indicator.Savers want to direct their savings to investment areas where they can get maximum efficiency. This is the most basic feature that a rational investor should have. Stock investors also want to manage their investments with this thought. In this respect, investors conduct detailed research on the sector and stock they plan to invest in. Predictions regarding the possible price formation of the stock in the future is one of these studies. In the finance literature, there are many indicators, ratios, analyzes, indicators and oscillators developed for the future price prediction of the stock. In this study, technical indicators used by licensed professional stock investors were obtained by taking expert opinion. These indicators were conveyed to the experts again to get their opinions with the help of the fuzzy comparison matrix and the experts were asked to compare the variables. The data obtained were analyzed with the Fuzzy Analytical Hierarchy Process (FAHP) method and the technical indicators and ratios used by the experts were listed according to a certain hierarchy. As a result of the analysis, it has been determined that the most important ratio in the stock price estimation process is the MV/BV ratio. While EBIT is the second most important ratio in stock price prediction, P/E is the third most important indicator.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"50 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124826842","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The aim of this study is to reveal the strategies to enter the international markets applied by the enterprises that entered the international markets in Edirne, which is an important border province, and to provide basic information to researchers as well as different organizations and managers, since there is no previous study on this subject in the literature.For this purpose, exploratory research design, one of the qualitative research designs, and semi-structured interview method as data collection method were used. In the research, interview requests were made for all of the businesses, except the closed ones, which could not be reached from the list of 56 companies operating internationally and obtained from the Edirne Chamber of Commerce and Industry (ECCI), but 20 companies accepted the interview request.In the research, it has been seen that the enterprises that opened to international markets in Edirne generally apply export strategy directly or indirectly, as well as make a little direct investment. It has been understood that partnership strategies (strategic partnership, joint venture, assembly operations, etc.) are not preferred to avoid risk. It has been stated that businesses that have started their international operations have increased their profitability and transaction volumes, they have been recognized in international markets, and they have been able to catch up with developments and opportunities in the international arena. In addition, it has been observed that international businesses in Edirne have expectations from managers such as legal guarantees, financial stability arrangements to be less affected by the exchange rate difference, informing ETSO and other public institutions about international opportunities, and deciding for Edirne’s geographical proximity to Europe to provide more benefits to the region and the country.
{"title":"Cross-border commercial activity strategies of businesses in the border province Edirne","authors":"Özgür Tezel, İlknur Kumkale","doi":"10.15637/jlecon.1966","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.1966","url":null,"abstract":"The aim of this study is to reveal the strategies to enter the international markets applied by the enterprises that entered the international markets in Edirne, which is an important border province, and to provide basic information to researchers as well as different organizations and managers, since there is no previous study on this subject in the literature.For this purpose, exploratory research design, one of the qualitative research designs, and semi-structured interview method as data collection method were used. In the research, interview requests were made for all of the businesses, except the closed ones, which could not be reached from the list of 56 companies operating internationally and obtained from the Edirne Chamber of Commerce and Industry (ECCI), but 20 companies accepted the interview request.In the research, it has been seen that the enterprises that opened to international markets in Edirne generally apply export strategy directly or indirectly, as well as make a little direct investment. It has been understood that partnership strategies (strategic partnership, joint venture, assembly operations, etc.) are not preferred to avoid risk. It has been stated that businesses that have started their international operations have increased their profitability and transaction volumes, they have been recognized in international markets, and they have been able to catch up with developments and opportunities in the international arena. In addition, it has been observed that international businesses in Edirne have expectations from managers such as legal guarantees, financial stability arrangements to be less affected by the exchange rate difference, informing ETSO and other public institutions about international opportunities, and deciding for Edirne’s geographical proximity to Europe to provide more benefits to the region and the country.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123635389","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Institutions are rules, guidelines, and regulations that regulate how agents participate in economic transactions, such as the purchasing and selling of commodities and services, as well as the usage of assets. They impact the objectives of major economic players in society, influencing expenditures in both tangible and intellectual capital, technology, and commodity. It also entails proper amounts of tax collections, which are critical for long prosperity, but many nations’ tax systems persist in their poorest connection in the encouragement of progress and state building. Hereby, the present study examined the role of tax policies and institutional reforms in promoting the economic growth of Djibouti during the period 2000 to 2021. The paper employed a Vector Error Correction model (VECM) and a Granger causality test to capture the long-run and short-run dynamic connection between the variables. As well as determining the direction of these associations. The findings presented that during the short-run tax policies and institutional reforms have an insignificant influence on economic growth. Whereas, the long-run outcome revealed that business taxes, government effectiveness, and institutional quality have a positive impact on economic growth. Further, the Granger causality test illustrated one-way causality between GDP, government effectiveness, and regulatory quality. The findings contribute by providing evidence to the region and for the country itself on the way of managing taxation and implementing rigorous institutional regulation in hope of promoting economic growth.
{"title":"Examining the impact of tax policies and institutional reforms on economic growth: A systematic approach on Djibouti","authors":"Sadik Aden Dirir, Kadir Aden","doi":"10.15637/jlecon.1981","DOIUrl":"https://doi.org/10.15637/jlecon.1981","url":null,"abstract":"Institutions are rules, guidelines, and regulations that regulate how agents participate in economic transactions, such as the purchasing and selling of commodities and services, as well as the usage of assets. They impact the objectives of major economic players in society, influencing expenditures in both tangible and intellectual capital, technology, and commodity. It also entails proper amounts of tax collections, which are critical for long prosperity, but many nations’ tax systems persist in their poorest connection in the encouragement of progress and state building. Hereby, the present study examined the role of tax policies and institutional reforms in promoting the economic growth of Djibouti during the period 2000 to 2021. The paper employed a Vector Error Correction model (VECM) and a Granger causality test to capture the long-run and short-run dynamic connection between the variables. As well as determining the direction of these associations. The findings presented that during the short-run tax policies and institutional reforms have an insignificant influence on economic growth. Whereas, the long-run outcome revealed that business taxes, government effectiveness, and institutional quality have a positive impact on economic growth. Further, the Granger causality test illustrated one-way causality between GDP, government effectiveness, and regulatory quality. The findings contribute by providing evidence to the region and for the country itself on the way of managing taxation and implementing rigorous institutional regulation in hope of promoting economic growth.","PeriodicalId":158468,"journal":{"name":"Journal of Life Economics","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133030870","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：