Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, devletler ve toplumlar arasındaki ilişkileri yeniden yapılandırmaktadır. Devletlerin diplomasi alanındaki faaliyetlerini etki altına alan iletişim teknolojileri, hükümetlerin uluslararası toplumla ilişkilerine yeni boyut kazandırmaktadır. Devletler, uluslararası alanda stratejik hedefleri doğrultusunda toplumları ikna etmek amacıyla hedef kitlelere yönelik faaliyetlerini, sosyal medya üzerinden yürütmekte, mesaj aktarım sürecini anlık gerçekleştirilebilmektedir. Geleneksel diplomatik faaliyetlerden farklı olarak dijital diplomasi, iki yönlü iletişim sürecini kapsamaktadır. Bu iletişim sürecinde de Twitter, önemli aktörlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Özellikle savaş, afet gibi kriz durumlarında uluslararası alanda önemli iletişim platformu rolünü üstlenen Twitter merkezli diplomasi faaliyetleri, uluslararası kamuoyu desteğini almak açısından büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, birçok ülkeyi doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen Rusya-Ukrayna Savaşı sürecinde, dijital diplomasinin kullanımı ele alınmaktadır. Rusya ve Ukrayna’nın, uluslararası kamuoyunun desteğini almaya yönelik gerçekleştirdiği dijital diplomasi faaliyetleri kapsamında sosyal medyada izledikleri iletişim stratejisi, örneklem olarak seçilen iki ülkenin Ankara Büyükelçiliklerinin Twitter hesapları üzerinden incelenmiştir. Savaşın ilk iki haftasını kapsayan ve içerik analizi yöntemine başvurularak gerçekleştirilen çalışmanın bulguları, Ukrayna ve Rusya Büyükelçiliklerinin, savaşla ilgili gelişmeleri kendi tezleri doğrultusunda Türkiye kamuoyuna düzenli olarak aktardığını, hem etkileşim düzeyi hem de paylaşım sayısı bakımından Ukrayna Büyükelçiliğinin çok daha fazla öne çıktığını ortaya koymaktadır.
{"title":"SAVAŞ DÖNEMİ DİJİTAL DİPLOMASİ: UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI ÖRNEĞİ","authors":"Kurbani̇ Geyik, Cumali Yavuz","doi":"10.47994/usbad.1229282","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1229282","url":null,"abstract":"Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, devletler ve toplumlar arasındaki ilişkileri yeniden yapılandırmaktadır. Devletlerin diplomasi alanındaki faaliyetlerini etki altına alan iletişim teknolojileri, hükümetlerin uluslararası toplumla ilişkilerine yeni boyut kazandırmaktadır. Devletler, uluslararası alanda stratejik hedefleri doğrultusunda toplumları ikna etmek amacıyla hedef kitlelere yönelik faaliyetlerini, sosyal medya üzerinden yürütmekte, mesaj aktarım sürecini anlık gerçekleştirilebilmektedir. Geleneksel diplomatik faaliyetlerden farklı olarak dijital diplomasi, iki yönlü iletişim sürecini kapsamaktadır. Bu iletişim sürecinde de Twitter, önemli aktörlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Özellikle savaş, afet gibi kriz durumlarında uluslararası alanda önemli iletişim platformu rolünü üstlenen Twitter merkezli diplomasi faaliyetleri, uluslararası kamuoyu desteğini almak açısından büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, birçok ülkeyi doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen Rusya-Ukrayna Savaşı sürecinde, dijital diplomasinin kullanımı ele alınmaktadır. Rusya ve Ukrayna’nın, uluslararası kamuoyunun desteğini almaya yönelik gerçekleştirdiği dijital diplomasi faaliyetleri kapsamında sosyal medyada izledikleri iletişim stratejisi, örneklem olarak seçilen iki ülkenin Ankara Büyükelçiliklerinin Twitter hesapları üzerinden incelenmiştir. Savaşın ilk iki haftasını kapsayan ve içerik analizi yöntemine başvurularak gerçekleştirilen çalışmanın bulguları, Ukrayna ve Rusya Büyükelçiliklerinin, savaşla ilgili gelişmeleri kendi tezleri doğrultusunda Türkiye kamuoyuna düzenli olarak aktardığını, hem etkileşim düzeyi hem de paylaşım sayısı bakımından Ukrayna Büyükelçiliğinin çok daha fazla öne çıktığını ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129143667","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Araştırmanın amacı güreş yapan sporcuların Covid-19 Virüsü tedbirleri kapsamında temassız bir şekilde yapılan antrenmanlardan önceki Sürekli Kaygı düzeylerinin incelenmesidir. Araştırma evrenini İstanbul ilindeki güreşçiler oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Bağcılar ilçesinde antrenman yapan güreşçilerden rasgele bir şekilde seçilerek araştırmaya gönüllü olarak katılmış 112 güreşçi oluşturmaktadır. Çalışma da katılımcıların bazı demografik özelliklerini tespit etmek için dört sorudan oluşan “Kişisel Bilgi Formu” ile 20 sorudan oluşan “Sürekli Kaygı Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlar SPSS 26.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin normallik analizi Kolmogorov Smirnov ile değerlendirilip elde edilen değerler normal dağılıma uygun olmadığı için nonparametrik testlerden Mann-Whitney U Testi ve Kruskal Wallis H Testi kullanılmıştır. 112 katılımcının sürekli kaygı puanları minimum 63,00, maksimum 73,00 olduğu görülmektedir. Sürekli kaygı puan ortalaması ise 67,17±2,71 ile yüksek kaygı düzeyini göstermektedir. Verilerin sonucunda sürekli kaygı düzeyleri ile cinsiyet, eğitim durumu, yaş ve sporcu yaşı değişkenleri arasında bir farklılık bulunamamıştır (p>0.05).
{"title":"GÜREŞ YAPAN SPORCULARIN YENİ TİP KORONA (COVİD-19) VİRÜSÜ TEDBİRLERİ KAPSAMINDA TEMASSIZ YAPILAN ANTRENMANLARDAN ÖNCEKİ SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ","authors":"Burak Türk","doi":"10.47994/usbad.1186854","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1186854","url":null,"abstract":"Araştırmanın amacı güreş yapan sporcuların Covid-19 Virüsü tedbirleri kapsamında temassız bir şekilde yapılan antrenmanlardan önceki Sürekli Kaygı düzeylerinin incelenmesidir. Araştırma evrenini İstanbul ilindeki güreşçiler oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise Bağcılar ilçesinde antrenman yapan güreşçilerden rasgele bir şekilde seçilerek araştırmaya gönüllü olarak katılmış 112 güreşçi oluşturmaktadır. Çalışma da katılımcıların bazı demografik özelliklerini tespit etmek için dört sorudan oluşan “Kişisel Bilgi Formu” ile 20 sorudan oluşan “Sürekli Kaygı Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlar SPSS 26.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin normallik analizi Kolmogorov Smirnov ile değerlendirilip elde edilen değerler normal dağılıma uygun olmadığı için nonparametrik testlerden Mann-Whitney U Testi ve Kruskal Wallis H Testi kullanılmıştır. 112 katılımcının sürekli kaygı puanları minimum 63,00, maksimum 73,00 olduğu görülmektedir. Sürekli kaygı puan ortalaması ise 67,17±2,71 ile yüksek kaygı düzeyini göstermektedir. Verilerin sonucunda sürekli kaygı düzeyleri ile cinsiyet, eğitim durumu, yaş ve sporcu yaşı değişkenleri arasında bir farklılık bulunamamıştır (p>0.05).","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114384453","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın temel amacı; lise öğrencilerinin olumsuz çocukluk deneyimleri ve aleksitimi düzeyleri arasındaki ilişkide benlik saygısı ve öz-şefkatin aracı rolünün Yapısal Eşitlik Modeli ile incelenmesidir. Ayrıca erken çocukluk dönemi olumsuz yaşantıları, aleksitimi, benlik saygısı ve öz-şefkat kavramları demografik değişkenler açısından da incelenmiştir. Araştırma ilişkisel tarama modelinde yapılandırılmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul ilinde örgün eğitim görmekte olan lise öğrencileri; örneklemi ise, farklı sosyo-kültürel ve ekonomik grupların toplandığı düşünülen Üsküdar, Beşiktaş, Kadıköy, Ümraniye ve Sancaktepe ilçeleri ve bu ilçelerdeki okullara devam eden lise öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklem tabakalı örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir ve örneklem grubu, 495’i (%55,6) kadın; 395’i (%44,4) erkek olmak üzere toplam 890 lise öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmada; “Çocukluk Deneyimleri Ölçeği”, “Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri”, “Öz-Şefkat Ölçeği Kısa Formu”, “Toronto Aleksitimi Ölçeği” ve “Demografik Bilgi Formu” kullanılarak veri toplanmıştır. Verilerin istatistiksel çözümlemeleri SPSS 21.0 programı ve SPSS AMOS.22 programında yapılmış, manidarlıklar minimum p
{"title":"Olumsuz Erken Çocukluk Dönemi Deneyimleri ve Aleksitimi Arasındaki İlişkide Öz-Şefkat ve Benlik Saygısının Aracı Rolü","authors":"Müge YUKAY YÜKSEL, Esra Yavuz","doi":"10.47994/usbad.1174880","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1174880","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın temel amacı; lise öğrencilerinin olumsuz çocukluk deneyimleri ve aleksitimi düzeyleri arasındaki ilişkide benlik saygısı ve öz-şefkatin aracı rolünün Yapısal Eşitlik Modeli ile incelenmesidir. Ayrıca erken çocukluk dönemi olumsuz yaşantıları, aleksitimi, benlik saygısı ve öz-şefkat kavramları demografik değişkenler açısından da incelenmiştir. Araştırma ilişkisel tarama modelinde yapılandırılmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul ilinde örgün eğitim görmekte olan lise öğrencileri; örneklemi ise, farklı sosyo-kültürel ve ekonomik grupların toplandığı düşünülen Üsküdar, Beşiktaş, Kadıköy, Ümraniye ve Sancaktepe ilçeleri ve bu ilçelerdeki okullara devam eden lise öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklem tabakalı örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir ve örneklem grubu, 495’i (%55,6) kadın; 395’i (%44,4) erkek olmak üzere toplam 890 lise öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmada; “Çocukluk Deneyimleri Ölçeği”, “Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri”, “Öz-Şefkat Ölçeği Kısa Formu”, “Toronto Aleksitimi Ölçeği” ve “Demografik Bilgi Formu” kullanılarak veri toplanmıştır. Verilerin istatistiksel çözümlemeleri SPSS 21.0 programı ve SPSS AMOS.22 programında yapılmış, manidarlıklar minimum p","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"29 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123469614","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının yaratıcı düşünme becerilerinin belirlenmesi ve ortaya çıkan sonuçların çeşitli değişkenler açısından incelenmesidir. Tarama modelinin kullanıldığı bu araştırma, 2019-2020 eğitim öğretim yılında XXX, Sosyal Bilgiler Eğitimi Bölümünde öğrenim gören toplam 190 öğrenciden elde edilen veriler doğrultusunda hazırlanmıştır. Araştırmanın verileri, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının bazı kişisel özelliklerini tespit etmek için hazırlanan kişisel bilgi formu ile yaratıcı düşünme düzeylerini saptamak için yaratıcılık ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen veriler, SPSS 22.0 istatistik paket program aracılığıyla değerlendirilmiş ve çözümlemeleri yapılmıştır. Araştırma sonucunda sosyal bilgiler öğretmen adaylarının yaratıcı düşünme becerileri ile sınıf seviyesi, cinsiyet, mezun olukları orta öğretim kurumu, lisans eğitimine başlamadan önce yaşadıkları yerleşim birimi, anne-baba eğitim durumu, baba mesleği, ailenin aylık geliri, resim yapma, tartışma programı izleme, bilgi yarışması izleme, bulmaca çözme, gazete ve kitap okuma sıklığı gibi değişkenler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenmiştir. Ancak okul öncesi eğitim alma, kültürel etkinliklere katılma, spor yapma, eğlence programları, belgesel, dizi film izleme ve ailede müzikle ilgilenenlerin varlığı değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık bulunmuştur.
{"title":"SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ YARATICI DÜŞÜNME BECERİLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ","authors":"E. Küçük, Çiğdem Kan","doi":"10.47994/usbad.1090759","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1090759","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının yaratıcı düşünme becerilerinin belirlenmesi ve ortaya çıkan sonuçların çeşitli değişkenler açısından incelenmesidir. Tarama modelinin kullanıldığı bu araştırma, 2019-2020 eğitim öğretim yılında XXX, Sosyal Bilgiler Eğitimi Bölümünde öğrenim gören toplam 190 öğrenciden elde edilen veriler doğrultusunda hazırlanmıştır. Araştırmanın verileri, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının bazı kişisel özelliklerini tespit etmek için hazırlanan kişisel bilgi formu ile yaratıcı düşünme düzeylerini saptamak için yaratıcılık ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen veriler, SPSS 22.0 istatistik paket program aracılığıyla değerlendirilmiş ve çözümlemeleri yapılmıştır. Araştırma sonucunda sosyal bilgiler öğretmen adaylarının yaratıcı düşünme becerileri ile sınıf seviyesi, cinsiyet, mezun olukları orta öğretim kurumu, lisans eğitimine başlamadan önce yaşadıkları yerleşim birimi, anne-baba eğitim durumu, baba mesleği, ailenin aylık geliri, resim yapma, tartışma programı izleme, bilgi yarışması izleme, bulmaca çözme, gazete ve kitap okuma sıklığı gibi değişkenler arasında anlamlı bir ilişki olmadığı belirlenmiştir. Ancak okul öncesi eğitim alma, kültürel etkinliklere katılma, spor yapma, eğlence programları, belgesel, dizi film izleme ve ailede müzikle ilgilenenlerin varlığı değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık bulunmuştur.","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"413 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131727868","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Elif KOCAAĞALAR AKİNCE, D. Güngör, Nilay Özkütük, Fatma Orgun
21. yy’da bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve değişimler insan yaşamının her alanını etkilediği gibi, hemşirelik eğitim sistemini de etkilemekte olup, öğrenme-öğretme süreçlerinin değişime uğramasını ve yeni gelişmelere ayak uydurmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu değişim ve gelişmelerin entegrasyonu, özellikle covid-19 pandemisi ile mevcut eğitim sisteminin aniden çökmesine ve durmasına sebep olmasıyla daha çok önem kazanmıştır. Hemşirelik eğitimi teorik ve uygulamalı derslerden oluşması nedeniyle uzaktan eğitim yetersiz kalmış olup, uzaktan ve geleneksel eğitimin birleşimi olan harmanlanmış öğrenme önem kazanmıştır. Bu bağlamda hem ulusal hem de uluslararası hemşirelik eğitim kurumları harmanlanmış öğrenmeye covid-19 pandemisi ile geçiş yapmak zorunda kalmışlardır. Harmanlanmış öğrenme ile hemşirelik öğrencileri 21. yy becerilerinden problem çözme, eleştirel düşünme, akıl yürütme, analitik düşünme becerilerini geliştirmekte olup, aynı zamanda hemşirelik öğrencilerinin akademik başarılarını, öğrenen motivasyonunu, eğitimin etkililiğini, aktif katılımı olumlu yönde etkilenmektedir. Bu derleme ile harmanlanmış öğrenme tanımları, kuramsal ve tarihsel gelişimi, modelleri, bileşenleri, avantajları ve dezavantajları sunularak, hemşirelik eğitim programına entegrasyon sürecinde harmanlanmış öğrenmenin desteklenmesi amaçlanmıştır.
{"title":"Covid-19 ile Hemşirelik Eğitiminde Yeni Bir Yaklaşım: Harmanlanmış Öğrenme","authors":"Elif KOCAAĞALAR AKİNCE, D. Güngör, Nilay Özkütük, Fatma Orgun","doi":"10.47994/usbad.1149203","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1149203","url":null,"abstract":"21. yy’da bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve değişimler insan yaşamının her alanını etkilediği gibi, hemşirelik eğitim sistemini de etkilemekte olup, öğrenme-öğretme süreçlerinin değişime uğramasını ve yeni gelişmelere ayak uydurmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu değişim ve gelişmelerin entegrasyonu, özellikle covid-19 pandemisi ile mevcut eğitim sisteminin aniden çökmesine ve durmasına sebep olmasıyla daha çok önem kazanmıştır. Hemşirelik eğitimi teorik ve uygulamalı derslerden oluşması nedeniyle uzaktan eğitim yetersiz kalmış olup, uzaktan ve geleneksel eğitimin birleşimi olan harmanlanmış öğrenme önem kazanmıştır. Bu bağlamda hem ulusal hem de uluslararası hemşirelik eğitim kurumları harmanlanmış öğrenmeye covid-19 pandemisi ile geçiş yapmak zorunda kalmışlardır. Harmanlanmış öğrenme ile hemşirelik öğrencileri 21. yy becerilerinden problem çözme, eleştirel düşünme, akıl yürütme, analitik düşünme becerilerini geliştirmekte olup, aynı zamanda hemşirelik öğrencilerinin akademik başarılarını, öğrenen motivasyonunu, eğitimin etkililiğini, aktif katılımı olumlu yönde etkilenmektedir. Bu derleme ile harmanlanmış öğrenme tanımları, kuramsal ve tarihsel gelişimi, modelleri, bileşenleri, avantajları ve dezavantajları sunularak, hemşirelik eğitim programına entegrasyon sürecinde harmanlanmış öğrenmenin desteklenmesi amaçlanmıştır.","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"202 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114970321","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yaşadığı dönemlerdeki (Meşrutiyet.Birinci Dünya Savaşı,Milli Mücadele,Cumhuriyet)sosyal,kültürel değişimlerin yazarın eserlerine yansıması.
{"title":"Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Eserlerinde Kültürel Değişimler","authors":"İ. Öztürk, Ali Güler","doi":"10.47994/usbad.1199322","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1199322","url":null,"abstract":"Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yaşadığı dönemlerdeki (Meşrutiyet.Birinci Dünya Savaşı,Milli Mücadele,Cumhuriyet)sosyal,kültürel değişimlerin yazarın eserlerine yansıması.","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125013237","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırma tıp fakültesi öğrencilerinin mesleki adanmışlık düzeylerinin bazı değişkenlere göre farklılaşma durumunu ve akademik başarı üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma örneklemini Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim gören toplam 302 kişi oluşturmaktadır. Araştırmada nicel araştırma tekniklerinden betimsel tarama ve ilişkisel tarama modelleri kullanılmıştır. Veriler çevrimiçi platformlar aracılığıyla anket yöntemi ile toplanmıştır. Toplanan veriler SPSS ve AMOS programları aracılığıyla analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına bakıldığında kadınların erkeklere göre, kendi isteği ile tıp fakültesini tercih edenlerin diğerlerine göre, yurtiçinde çalışma planı olanların yurtdışında çalışma planı olanlara göre, uzmanlık hedefi olanların uzmanlık hedefi olmayanlara göre ve kamu veya üniversitede çalışmayı planlayanların diğer gruplara göre mesleki adanmışlık düzeylerinin anlamlı derecede yüksek olduğu görülmektedir. Buna karşın yaş, sınıf ve aile hekim olup olmaması durumlarına göre mesleki adanmışlık düzeyinde anlamlı bir farklılaşma görülmemektedir. Ayrıca mesleki adanmışlık düzeyi ile akademik başarı arasında pozitif ve anlamlı bir korelasyon bulunmakta ve mesleki adanmışlık düzeyi akademik başarıyı olumlu yönde etkilemektedir.
{"title":"TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN HEKİMLİK MESLEĞİNE OLAN ADANMIŞLIK DÜZEYİNİN AKADEMİK BAŞARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ","authors":"Mustafa Erbir","doi":"10.47994/usbad.1159597","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1159597","url":null,"abstract":"Bu araştırma tıp fakültesi öğrencilerinin mesleki adanmışlık düzeylerinin bazı değişkenlere göre farklılaşma durumunu ve akademik başarı üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma örneklemini Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim gören toplam 302 kişi oluşturmaktadır. Araştırmada nicel araştırma tekniklerinden betimsel tarama ve ilişkisel tarama modelleri kullanılmıştır. Veriler çevrimiçi platformlar aracılığıyla anket yöntemi ile toplanmıştır. Toplanan veriler SPSS ve AMOS programları aracılığıyla analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına bakıldığında kadınların erkeklere göre, kendi isteği ile tıp fakültesini tercih edenlerin diğerlerine göre, yurtiçinde çalışma planı olanların yurtdışında çalışma planı olanlara göre, uzmanlık hedefi olanların uzmanlık hedefi olmayanlara göre ve kamu veya üniversitede çalışmayı planlayanların diğer gruplara göre mesleki adanmışlık düzeylerinin anlamlı derecede yüksek olduğu görülmektedir. Buna karşın yaş, sınıf ve aile hekim olup olmaması durumlarına göre mesleki adanmışlık düzeyinde anlamlı bir farklılaşma görülmemektedir. Ayrıca mesleki adanmışlık düzeyi ile akademik başarı arasında pozitif ve anlamlı bir korelasyon bulunmakta ve mesleki adanmışlık düzeyi akademik başarıyı olumlu yönde etkilemektedir.","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"103 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131402809","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın temel amacı Katılım Endeksi'nin 12 Kasım 2021 tarihi itibariyle Borsa İstanbul bünyesine dâhil edilmesinin hisse senedi fiyatlarındaki etkisini Olay Çalışması (Event Study) yöntemiyle ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda, BİST Katılım Tüm Endeksi’nde işlem gören 169 firmadan kesintisiz verisine ulaşılabilen 127 firmanın günlük kapanış fiyatları ile ortalama anormal getiriler (AAR) ve ortalama kümülatif anormal getiriler (CAAR) hesaplanmıştır. Uygulanan metodoloji kapsamında, olay günü olan 12 Kasım 2021 baz alındığında -20, - 250 hesaplama periyodunda, 20 gün öncesi ve 20 gün sonrası inceleme dönemi dikkate alınmıştır. Elde edilen bulgulara göre, Borsa İstanbul Katılım Endeksi'ne dâhil olmanın hisse senedi getirileri üzerinde etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, piyasasın bu bilgi seti çerçevesinde yarı güçlü formda etkin olmadığı neticesine ulaşılmıştır. Diğer taraftan, elde edilen istatistiksel olarak anlamlı bulguların süreklilik veya belli bir yön takip etmiyor olması, piyasa katılımcıları için bu tür bilgilerin yatırım süreçlerinde kullanılması aşamasında dikkatli olunması gerekliliğini ortaya koyduğu söylenebilir.
{"title":"BORSA İSTANBUL BÜNYESİNDE KATILIM ENDEKSİ OLUŞTURULMASININ HİSSE SENEDİ FİYATLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ","authors":"Fatih Konak, Diler Türkoğlu","doi":"10.47994/usbad.1140256","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1140256","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın temel amacı Katılım Endeksi'nin 12 Kasım 2021 tarihi itibariyle Borsa İstanbul bünyesine dâhil edilmesinin hisse senedi fiyatlarındaki etkisini Olay Çalışması (Event Study) yöntemiyle ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda, BİST Katılım Tüm Endeksi’nde işlem gören 169 firmadan kesintisiz verisine ulaşılabilen 127 firmanın günlük kapanış fiyatları ile ortalama anormal getiriler (AAR) ve ortalama kümülatif anormal getiriler (CAAR) hesaplanmıştır. Uygulanan metodoloji kapsamında, olay günü olan 12 Kasım 2021 baz alındığında -20, - 250 hesaplama periyodunda, 20 gün öncesi ve 20 gün sonrası inceleme dönemi dikkate alınmıştır. Elde edilen bulgulara göre, Borsa İstanbul Katılım Endeksi'ne dâhil olmanın hisse senedi getirileri üzerinde etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, piyasasın bu bilgi seti çerçevesinde yarı güçlü formda etkin olmadığı neticesine ulaşılmıştır. Diğer taraftan, elde edilen istatistiksel olarak anlamlı bulguların süreklilik veya belli bir yön takip etmiyor olması, piyasa katılımcıları için bu tür bilgilerin yatırım süreçlerinde kullanılması aşamasında dikkatli olunması gerekliliğini ortaya koyduğu söylenebilir.","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"148 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123432373","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlık Bilimleri Uzmanlık Yüksek Okulu, Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Gürtürk döneminde 1965 yılında kurulmuştur. Eğitim-öğretim faaliyetlerine 1968 yılında başlanan Uzmanlık Yüksek Okulunda 14 yıl boyunca kesintisiz olarak lisansüstü öğrenci yetiştirilerek veteriner hekimliği mesleğinin gelişimine katkı sağlanmıştır. Yükseköğretim Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra lisansüstü eğitimde gerçekleştirilen yeni yapılanma ile birlikte lisansüstü eğitim yeni açılan Sağlık Bilimleri Enstitülerine devredilmiş, bu çerçevede 1982 yılında Uzmanlık Yüksek Okulunun işlevlerine son verilerek Okul kapatılmıştır. Çalışmada, veteriner hekimliği alanında Türkiye’de ilk kez lisansüstü düzeyde krediye dayalı eğitim veren ve tarihsel süreçte veteriner hekimliğe ilişkin bilim alanlarında uzmanlık diploması veren tek kurum haline gelen bu Okulun tarihsel gelişimi ele alınmıştır. Çalışmanın materyalini, AÜVF Dekanlık Arşivinden sağlanan birinci el kaynaklar oluşturmuştur. Bu kaynaklar arasında kuruma ait orijinal belgeler, diplomalar, faaliyet raporları, rehberler, yönetmelikler, fotoğraflar, uzmanlık ve doktora tezleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra kuruma ait bilgi sahibi olan kişilerden bilgiler toplanmış, kişisel arşivlerden faydalanılmıştır. Çalışma kitaplar ve süreli yayınlar gibi ikinci el kaynaklarla desteklenmiştir. Çalışmanın kurgusu “kuruluş ve yapılanma”, “eğitim-öğretim” ve “kapatılma” olmak üzere üç başlık altında düzenlenmiştir. Okulun yapılanması, görev yapmış olan müdürler ve yönetim kurulu üyeleri, lisansüstü eğitim-öğretimin durumu, ders içerikleri, uzmanlık ve doktora eğitimi veren bilim dalları ve öğretim elemanları belirlenmiş, Okul’dan mezun olan kişilerden 152’sinin isim ve tez bilgilerine ulaşılmıştır. Elde edilen veriler kronolojik sıra ile yazıya aktarılarak tarih metodolojisi içerisinde değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlık Bilimleri Uzmanlık Yüksek Okulunun tarihsel gelişimine ilişkin ulaşılabilen kaynaklardan sağlanan bilgilerle özelde veteriner hekimliği tarihi çalışmalarına genelde ise kurum tarihi çalışmalarına katkı sağlandığı ileri sürülebilir.
{"title":"ANKARA ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ VE SAĞLIK BİLİMLERİ UZMANLIK YÜKSEK OKULUNUN TARİHSEL GELİŞİMİ","authors":"Özgül Küçükaslan","doi":"10.47994/usbad.1162511","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1162511","url":null,"abstract":"Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlık Bilimleri Uzmanlık Yüksek Okulu, Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Gürtürk döneminde 1965 yılında kurulmuştur. Eğitim-öğretim faaliyetlerine 1968 yılında başlanan Uzmanlık Yüksek Okulunda 14 yıl boyunca kesintisiz olarak lisansüstü öğrenci yetiştirilerek veteriner hekimliği mesleğinin gelişimine katkı sağlanmıştır. Yükseköğretim Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra lisansüstü eğitimde gerçekleştirilen yeni yapılanma ile birlikte lisansüstü eğitim yeni açılan Sağlık Bilimleri Enstitülerine devredilmiş, bu çerçevede 1982 yılında Uzmanlık Yüksek Okulunun işlevlerine son verilerek Okul kapatılmıştır. Çalışmada, veteriner hekimliği alanında Türkiye’de ilk kez lisansüstü düzeyde krediye dayalı eğitim veren ve tarihsel süreçte veteriner hekimliğe ilişkin bilim alanlarında uzmanlık diploması veren tek kurum haline gelen bu Okulun tarihsel gelişimi ele alınmıştır. Çalışmanın materyalini, AÜVF Dekanlık Arşivinden sağlanan birinci el kaynaklar oluşturmuştur. Bu kaynaklar arasında kuruma ait orijinal belgeler, diplomalar, faaliyet raporları, rehberler, yönetmelikler, fotoğraflar, uzmanlık ve doktora tezleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra kuruma ait bilgi sahibi olan kişilerden bilgiler toplanmış, kişisel arşivlerden faydalanılmıştır. Çalışma kitaplar ve süreli yayınlar gibi ikinci el kaynaklarla desteklenmiştir. Çalışmanın kurgusu “kuruluş ve yapılanma”, “eğitim-öğretim” ve “kapatılma” olmak üzere üç başlık altında düzenlenmiştir. Okulun yapılanması, görev yapmış olan müdürler ve yönetim kurulu üyeleri, lisansüstü eğitim-öğretimin durumu, ders içerikleri, uzmanlık ve doktora eğitimi veren bilim dalları ve öğretim elemanları belirlenmiş, Okul’dan mezun olan kişilerden 152’sinin isim ve tez bilgilerine ulaşılmıştır. Elde edilen veriler kronolojik sıra ile yazıya aktarılarak tarih metodolojisi içerisinde değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlık Bilimleri Uzmanlık Yüksek Okulunun tarihsel gelişimine ilişkin ulaşılabilen kaynaklardan sağlanan bilgilerle özelde veteriner hekimliği tarihi çalışmalarına genelde ise kurum tarihi çalışmalarına katkı sağlandığı ileri sürülebilir.","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134404434","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Toplumsal cinsiyet, kültürel kodlardan, değerlerden, inançlardan beslenir. Belirli köklerden beslenen toplumlarda aşağı yukarı benzerlikler göstermekle beraber her kültür kendine özgü toplumsal cinsiyet stereotypleri geliştirmiştir. Bu durum ise bütün toplumlarda kadına ve erkeğe yönelik hazır ve basmakalıp yargıların gelişmesine sebep olmuştur. Toplumsal hayatta kadına erkek gözünden bakmak ataerkil toplumlarda ki cinsiyet olgusunun anlaşılması açısından önem arz etmektedir. Türk toplumunun tarihsel serüveni göz önüne alındığında kadının erkekten ayrı ya da müstakil bir konuma hapsedildiği gibi bir yargıda bulunmak oldukça yanlıştır. Türk’lerin tarih sahnesine çıktığı günden bu yana kadınlar, erkeklerden sosyal rol boyutuyla farklılaşsa dahi yönetimsel ve idari işlerin başkahramanı olarak görülebilir. İslamiyet’in kabulüyle beraber ise Arap ve Fars kültüründeki ögeler İslam’ın kendisi gibi lanse ettirildiği için kadına yönelik algı belirli yönleriyle yozlaşmış bu durum ise sözlü ve yazılı kültürde kendine yer bulmuştur. Bu çalışmada iki ağıt türkü üzerinden toplumun sosyolojisi ve toplumsal cinsiyet algısı irdelenecektir. Örnek olarak seçilen her iki türkü de törenin kadın üzerinde ki yaptırımı ve eril tahakkümün izlerini tespit etmek açısından oldukça önemlidir. Toplumsal cinsiyet kuramları açısından da değerlendirilmelerde bulunulup toplumsal normların kadına yüklediği görev ve sorumluluklar örnek seçilen/çözümlenen türküler üzerinden anlatılmaya çalışılacaktır. Söylemeye bağlı anlatı formlarından biri olan türküler toplumun sosyolojisinin çözümlenmesinde ki önemli bir anlatı olduğu da ayrıca ortaya konulacaktır
{"title":"POLAT YÖRESİ GELİN TÜRKÜLERİNDE TOPLUMSAL CİNSİYETE DAİR İZLER","authors":"Fatih Furkan Alpdoğan, Fatih Solmaz","doi":"10.47994/usbad.1143093","DOIUrl":"https://doi.org/10.47994/usbad.1143093","url":null,"abstract":"Toplumsal cinsiyet, kültürel kodlardan, değerlerden, inançlardan beslenir. Belirli köklerden beslenen toplumlarda aşağı yukarı benzerlikler göstermekle beraber her kültür kendine özgü toplumsal cinsiyet stereotypleri geliştirmiştir. Bu durum ise bütün toplumlarda kadına ve erkeğe yönelik hazır ve basmakalıp yargıların gelişmesine sebep olmuştur. Toplumsal hayatta kadına erkek gözünden bakmak ataerkil toplumlarda ki cinsiyet olgusunun anlaşılması açısından önem arz etmektedir. Türk toplumunun tarihsel serüveni göz önüne alındığında kadının erkekten ayrı ya da müstakil bir konuma hapsedildiği gibi bir yargıda bulunmak oldukça yanlıştır. Türk’lerin tarih sahnesine çıktığı günden bu yana kadınlar, erkeklerden sosyal rol boyutuyla farklılaşsa dahi yönetimsel ve idari işlerin başkahramanı olarak görülebilir. İslamiyet’in kabulüyle beraber ise Arap ve Fars kültüründeki ögeler İslam’ın kendisi gibi lanse ettirildiği için kadına yönelik algı belirli yönleriyle yozlaşmış bu durum ise sözlü ve yazılı kültürde kendine yer bulmuştur. \u0000Bu çalışmada iki ağıt türkü üzerinden toplumun sosyolojisi ve toplumsal cinsiyet algısı irdelenecektir. Örnek olarak seçilen her iki türkü de törenin kadın üzerinde ki yaptırımı ve eril tahakkümün izlerini tespit etmek açısından oldukça önemlidir. Toplumsal cinsiyet kuramları açısından da değerlendirilmelerde bulunulup toplumsal normların kadına yüklediği görev ve sorumluluklar örnek seçilen/çözümlenen türküler üzerinden anlatılmaya çalışılacaktır. Söylemeye bağlı anlatı formlarından biri olan türküler toplumun sosyolojisinin çözümlenmesinde ki önemli bir anlatı olduğu da ayrıca ortaya konulacaktır","PeriodicalId":164627,"journal":{"name":"Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi","volume":"5 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123659112","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}