首页 > 最新文献

Kader最新文献

英文 中文
Mâtürîdî Bir Âlim Olarak Gaznevî ve Faaliyeti
Pub Date : 2021-12-18 DOI: 10.18317/kaderdergi.1004110
İhsan Ti̇mür
{"title":"Mâtürîdî Bir Âlim Olarak Gaznevî ve Faaliyeti","authors":"İhsan Ti̇mür","doi":"10.18317/kaderdergi.1004110","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.1004110","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78506624","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Bir Kelam Problemi Olarak İlâhî Vahyin Korunmuşluğu Meselesi
Pub Date : 2021-11-30 DOI: 10.18317/kaderdergi.987097
Hilmi Kemal Altun
{"title":"Bir Kelam Problemi Olarak İlâhî Vahyin Korunmuşluğu Meselesi","authors":"Hilmi Kemal Altun","doi":"10.18317/kaderdergi.987097","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.987097","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87009214","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Ontoloji-Epistemoloji İlişkisinde Uzlaştırmacı Bir Kavram Önerisi: Şemseddin es-Semerkandî'de İtibârî Vücûdî Mâhiyet
Pub Date : 2021-11-30 DOI: 10.18317/kaderdergi.989110
Tarık Tanribilir
{"title":"Ontoloji-Epistemoloji İlişkisinde Uzlaştırmacı Bir Kavram Önerisi: Şemseddin es-Semerkandî'de İtibârî Vücûdî Mâhiyet","authors":"Tarık Tanribilir","doi":"10.18317/kaderdergi.989110","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.989110","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90523413","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Kelâm Ekollerinin İnsan Kudretinin Mahalli Tartışmalarına Anatomik ve Fizyolojik Bir Analiz
Pub Date : 2021-11-30 DOI: 10.18317/kaderdergi.971440
Seyithan Can
{"title":"Kelâm Ekollerinin İnsan Kudretinin Mahalli Tartışmalarına Anatomik ve Fizyolojik Bir Analiz","authors":"Seyithan Can","doi":"10.18317/kaderdergi.971440","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.971440","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"79029329","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İbn Sînâ'nın Atomculuk Eleştirisinin Sonraki Kelâm Atomculuk Tartışmaları Üzerindeki Etkisi
Pub Date : 2021-06-30 DOI: 10.18317/kaderdergi.915716
Alnoor Dhanani
{"title":"İbn Sînâ'nın Atomculuk Eleştirisinin Sonraki Kelâm Atomculuk Tartışmaları Üzerindeki Etkisi","authors":"Alnoor Dhanani","doi":"10.18317/kaderdergi.915716","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.915716","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86232403","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İrâde Özgürlüğünün Metafizik Temeli: Dâvûd-i Karsî’nin Risâle fi’l-İḫtiyârâti’l-Cüzʾiyye ve’l-İrâdâti’l-Ḳalbiyye Adlı Risâlesinin Tahlil, Tahkik ve Tercümesi
Pub Date : 2021-06-29 DOI: 10.18317/kaderdergi.898088
Mustafa Borsbuğa
Makale Bilgisi Article Information Makale Türü Article Type Araştırma Makalesi Research Article Geliş Tarihi Date Recieved 16 Mart 2021 16 March 2021 Kabul Tarihi Date Accepted 29 Haziran 2021 29 June 2021 Yayın Tarihi Date Published 30 Haziran 2021 30 June 2021 İntihal Plagiarism Bu makale, iTenticate yazılımı ile taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. This article has been scanned with iTenticate software. No plagiarism detected. Etik Beyan Ethical Statement Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur (Mustafa Borsbuğa). It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited (Mustafa Borsbuğa). CC BY-NC-ND 4.0 lisansı ile lisanslanmıştır. Licensed under CC BY-NC-ND 4.0 license.
{"title":"İrâde Özgürlüğünün Metafizik Temeli: Dâvûd-i Karsî’nin Risâle fi’l-İḫtiyârâti’l-Cüzʾiyye ve’l-İrâdâti’l-Ḳalbiyye Adlı Risâlesinin Tahlil, Tahkik ve Tercümesi","authors":"Mustafa Borsbuğa","doi":"10.18317/kaderdergi.898088","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.898088","url":null,"abstract":"Makale Bilgisi Article Information Makale Türü Article Type Araştırma Makalesi Research Article Geliş Tarihi Date Recieved 16 Mart 2021 16 March 2021 Kabul Tarihi Date Accepted 29 Haziran 2021 29 June 2021 Yayın Tarihi Date Published 30 Haziran 2021 30 June 2021 İntihal Plagiarism Bu makale, iTenticate yazılımı ile taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. This article has been scanned with iTenticate software. No plagiarism detected. Etik Beyan Ethical Statement Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur (Mustafa Borsbuğa). It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited (Mustafa Borsbuğa). CC BY-NC-ND 4.0 lisansı ile lisanslanmıştır. Licensed under CC BY-NC-ND 4.0 license.","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"91202722","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
Impurity in Terms of Human Ontology: al-Tawba 9/28 人类本体论中的不洁净:al-Tawba 9/28
Pub Date : 2021-06-27 DOI: 10.18317/kaderdergi.917104
Rabiye Çetin
Bu makalede, musriklerle sosyal iliskinin mahiyetine dair Musluman dusunce geleneginde ortaya konulan literatur genel hatlariyla ele alinmaktadir. Soz konusu literatur, “musrikler bu yildan sonra Mescid-i Harâm’a yaklasmasinlar” (Tevbe 9/28) ayeti temelinde sekillenmistir. Bu baglamda âlimler sirkin mahiyeti, Mescid-i Harâm bolgesinin sinirlari ile bu bolgeye yaklasmamayi ifade eden fiilin icerigi ve ozellikle de ayetteki uyarinin Hac ibadeti ile sinirli/kayitli olup olmadigi gibi hususlari tartisma konusu yapmislardir. Bu ayet cercevesinde ortaya konulan literaturde iki gorusun on plana ciktigi gorulmektedir. Bunlardan ilki, Mescid-i Harâm ifadesiyle kastedilen mananin tum mescitleri kapsayacagi dusuncesinden hareketle “yaklasmama” yasagin sinirlarini genisletirken diger gorus, maslahatci bir yaklasimla soz konusu bolgenin Kâbe ve cevresiyle sinirli oldugu iddiasina dayanmaktadir. Bu baglamda ilk goruste, harem bolgesine musriklerin hicbir surette giremeyecegi savunulurken ikinci goruste, musriklerin cahiliye doneminde yaptiklari tarzda hac ve umre ibadeti yapmak amaciyla soz konusu bolgeye giremeyecekleri ancak ticaret, seyahat vb. farkli maksatlarla gelebilecekleri vurgulamaktadir. Makalede konu H. VII. yuzyila kadar kaleme alinan rivayet, dirayet, ahkâm ve Şii tefsirler temelinde irdelenmistir. Bu baglamda Mukātil b. Suleymân, Imâm Şâfii, Cassâs, Ebu Bekir Ibnu’l-Arabi ve Kurtubi’nin kaleme aldigi ahkâm tefsirleri; Taberi, Ibn Ebi Hâtim, Ebu Ishak es-Sa‘lebi ve Ibn Kesir’in yazdigi rivayet tefsirleri; Mâturidi, Zemahseri, Fahreddin er-Râzi, Beyzâvi ve Ebu’l- Berakât en-Nesefi’nin dirayet tefsirleri ile Şii mufessirler Kummi, Ayyâsi, Ebu Ca‘fer et-Tusive Tabersi’nin tefsirleri incelenmistir. Konunun bahsi gecen tefsirler temelinde ele alinmasindaki amac ayetin anlasilmasina bagli olarak ortaya konulan fikhi hukumleri ve gerekcelerini tespit ederek mukayese yapmaktir. Zira Tevbe suresi 28. ayetin anlasilmasinda, dini anlama tarzlari bakimindan Ashâbu’l-Hadis ve Ashâbu’r-Rey olarak nitelenen âlimlerin goruslerinin belirleyici oldugu gorulmektedir. Konu baglaminda Şii tefsirlerin incelenmesindeki amac ise soz konusu literaturde Tevbe suresi 28. ayetin ele alinmasina iliskin bakis acisinin Ashabu’l Hâdis’e mi Ashabu’r-Rey’e mi yakin oldugunu tespite yoneliktir. Incelenen tefsirlerde ilk gorusun Imâm Mâlik ve Imam Şâfii’ye ait oldugu belirtilirken ikinci gorus Ebu Hanife’ye nispet edilmistir. Imâm Mâlik ve Imam Şâfii’ye ait olan gorus genel kabul gorurken Ebu Hanife ve Mâturidi’nin benimsedigi, Hanefi-Mâturidi âlimler tarafindan kabul goren ikinci gorus, tarihsel surecte saz olarak nitelendirilmis ve dikkate alinmamistir. Makalede, H.7. yuzyil’a kadar yazilan rivayet, dirayet, ahkâm ve Şii tefsirleri ozelinde bu goruslerin temel mantigi, ortaya cikis surecleri ve bu cercevede uretilen fikhi hukumler analitik bir bakis acisiyla irdelenmeye calisilmistir. Makalede sonuc olarak Ashabu’l-Hadis’e mensup âlimlerden Imâm Mâlik ve Imâm Şâfii’nin konuyu sad
{"title":"Impurity in Terms of Human Ontology: al-Tawba 9/28","authors":"Rabiye Çetin","doi":"10.18317/kaderdergi.917104","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.917104","url":null,"abstract":"Bu makalede, musriklerle sosyal iliskinin mahiyetine dair Musluman dusunce geleneginde ortaya konulan literatur genel hatlariyla ele alinmaktadir. Soz konusu literatur, “musrikler bu yildan sonra Mescid-i Harâm’a yaklasmasinlar” (Tevbe 9/28) ayeti temelinde sekillenmistir. Bu baglamda âlimler sirkin mahiyeti, Mescid-i Harâm bolgesinin sinirlari ile bu bolgeye yaklasmamayi ifade eden fiilin icerigi ve ozellikle de ayetteki uyarinin Hac ibadeti ile sinirli/kayitli olup olmadigi gibi hususlari tartisma konusu yapmislardir. Bu ayet cercevesinde ortaya konulan literaturde iki gorusun on plana ciktigi gorulmektedir. Bunlardan ilki, Mescid-i Harâm ifadesiyle kastedilen mananin tum mescitleri kapsayacagi dusuncesinden hareketle “yaklasmama” yasagin sinirlarini genisletirken diger gorus, maslahatci bir yaklasimla soz konusu bolgenin Kâbe ve cevresiyle sinirli oldugu iddiasina dayanmaktadir. Bu baglamda ilk goruste, harem bolgesine musriklerin hicbir surette giremeyecegi savunulurken ikinci goruste, musriklerin cahiliye doneminde yaptiklari tarzda hac ve umre ibadeti yapmak amaciyla soz konusu bolgeye giremeyecekleri ancak ticaret, seyahat vb. farkli maksatlarla gelebilecekleri vurgulamaktadir. Makalede konu H. VII. yuzyila kadar kaleme alinan rivayet, dirayet, ahkâm ve Şii tefsirler temelinde irdelenmistir. Bu baglamda Mukātil b. Suleymân, Imâm Şâfii, Cassâs, Ebu Bekir Ibnu’l-Arabi ve Kurtubi’nin kaleme aldigi ahkâm tefsirleri; Taberi, Ibn Ebi Hâtim, Ebu Ishak es-Sa‘lebi ve Ibn Kesir’in yazdigi rivayet tefsirleri; Mâturidi, Zemahseri, Fahreddin er-Râzi, Beyzâvi ve Ebu’l- Berakât en-Nesefi’nin dirayet tefsirleri ile Şii mufessirler Kummi, Ayyâsi, Ebu Ca‘fer et-Tusive Tabersi’nin tefsirleri incelenmistir. Konunun bahsi gecen tefsirler temelinde ele alinmasindaki amac ayetin anlasilmasina bagli olarak ortaya konulan fikhi hukumleri ve gerekcelerini tespit ederek mukayese yapmaktir. Zira Tevbe suresi 28. ayetin anlasilmasinda, dini anlama tarzlari bakimindan Ashâbu’l-Hadis ve Ashâbu’r-Rey olarak nitelenen âlimlerin goruslerinin belirleyici oldugu gorulmektedir. Konu baglaminda Şii tefsirlerin incelenmesindeki amac ise soz konusu literaturde Tevbe suresi 28. ayetin ele alinmasina iliskin bakis acisinin Ashabu’l Hâdis’e mi Ashabu’r-Rey’e mi yakin oldugunu tespite yoneliktir. Incelenen tefsirlerde ilk gorusun Imâm Mâlik ve Imam Şâfii’ye ait oldugu belirtilirken ikinci gorus Ebu Hanife’ye nispet edilmistir. Imâm Mâlik ve Imam Şâfii’ye ait olan gorus genel kabul gorurken Ebu Hanife ve Mâturidi’nin benimsedigi, Hanefi-Mâturidi âlimler tarafindan kabul goren ikinci gorus, tarihsel surecte saz olarak nitelendirilmis ve dikkate alinmamistir. Makalede, H.7. yuzyil’a kadar yazilan rivayet, dirayet, ahkâm ve Şii tefsirleri ozelinde bu goruslerin temel mantigi, ortaya cikis surecleri ve bu cercevede uretilen fikhi hukumler analitik bir bakis acisiyla irdelenmeye calisilmistir. Makalede sonuc olarak Ashabu’l-Hadis’e mensup âlimlerden Imâm Mâlik ve Imâm Şâfii’nin konuyu sad","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85328591","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İslam’da Rasyonel Düşüncenin İmkânı Olarak Hatm-i Nübüvvet, Okültist İtirazlar ve Sosyal Bilimler
Pub Date : 2021-06-26 DOI: 10.18317/kaderdergi.917214
Ertuğrul Cesur
Islam’in ortaya ciktigi 7. yy. Arabistan yarimadasi iktisadi ve siyasi acidan oldugu kadar kulturel olarak da donenim iki buyuk dunya gucunden biri olan Sâsâni imparatorlugu etkisi altindadir. Sâsânilerin Mecusi inanc sistemi gibi Cahiliye donemi Araplari da ozunde dualist bir kozmolojiye inanmaktadir. Insani, “iyicil” ve “kotucul” gucler arasinda kalmis bir varlik olarak dusunen Cahiliye Araplarinin dunyasinda Allah’in yani sira “cinler, seytanlar” turunden kotucul guclerin de insan uzerinde tesirde bulunabildiklerine inanilmaktadir. Genel kabul olarak daha cok “puta tapicilik” uzerinden anlasilmaya calisilan Cahiliyede doneminde putlar aslinda bu metafizik guclerin tecessum etmesi icin dikilmis sureta beden islevi gorur. Dolayisiyla putlarin bizzat kendileri tanri degildir; tipki insan ruhunun, bedende tezahur etmesi gibi metafizik varliklarin “ete – kemige burunmesi” yani gorunur âlemde mekân tutmasini sagladiklari icin onlara ibadet edilir. Ancak dualist inanis geregi musrikler meleklerin tecessum etmesi icin sehrin merkezinde Kâbe’nin etrafina putlar diktikleri gibi, seytani gucler icin de yabanil yerlerde, issiz mekânlarda putlar diker mabetler, sunaklar yaparlar. Ibn Kelbi’nin aktardigina gore ornegin Uzza putu bir disi seytan olup sunagi Mekke’nin 45 km. kadar kuzey dogusunda Batn-i Nahle vadisinde bulunmaktadir. Sonuc olarak Cahiliye donemi kozmolojinin asil karakteristik ozelligi, iyicil guclerin yani sira kotucul metafizik varlilarin da insan hayatina tesir edebildigi inancidir. Bu iki metafizik guc arasinda kalan insanoglunun basina gelenler de catismanin sentez sonucu seklinde gerceklesen ve zaman anlamina gelen “Dehr” kavrami ile aciklanir. Islam, evrende Allah’in disinda bir gucun varliga boylesi bir tesir kabiliyetini kesin bir dille reddeder. Islam’in “sirk” olarak niteledigi ve lanetledigi coktanricilik da ozunde bu dualizmdir. Kur’an’da bu durum, “Iki ilah edinmeyin, O tek bir ilahtir” (en-Nahl, 16/51.) seklinde vurgulanir. Islam, kozmolojik olarak sadece Allah’in iradesini gecerli kilmakla fizik âlemdeki duzeni ve akli da teklestirmis olur. Boylece tek bir aklin hukmunun gecerli oldugu evrende rasyonel dusunce yonunde onemli bir adim atilmistir. Hatta Kur’an’da Hz. Peygamber’in diger insanlar gibi bir “beser” oldugu, dogaustu herhangi bir kabiliyetinin olmadigi, “gayb” yani zamanin ya da maddi imkânlarin el verdiginin otesine iliskin olaylari bilmedigi vurgulanir. Nitekim Hz. Peygamber’in insanustu bir iddiasinin olmamasi nedeniyle musrikler onu “siradanlikla” suclarlar ve anlattiklarinin da sadece “insan sozu” oldugunu ileri surerler. Ancak Islam burada da kalmaz, Hz. Muhammed ile nubuvvetin de sona erdigini ilan eder. Buna gore Allah’in Hz. Muhammed’den sonra baska bir kimseyi toplumsal baglayiciligi olan bir ilahi mesajin tasiyicisi olarak muhatap almasi soz konusu olmayacaktir. Bundan boyle insanoglu rasyonel, tutarli tek bir aklin gecerli oldugu dunyada yolun devamini kendi basina yuruyecektir. Elbette ki bu yolculukta ba
{"title":"İslam’da Rasyonel Düşüncenin İmkânı Olarak Hatm-i Nübüvvet, Okültist İtirazlar ve Sosyal Bilimler","authors":"Ertuğrul Cesur","doi":"10.18317/kaderdergi.917214","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.917214","url":null,"abstract":"Islam’in ortaya ciktigi 7. yy. Arabistan yarimadasi iktisadi ve siyasi acidan oldugu kadar kulturel olarak da donenim iki buyuk dunya gucunden biri olan Sâsâni imparatorlugu etkisi altindadir. Sâsânilerin Mecusi inanc sistemi gibi Cahiliye donemi Araplari da ozunde dualist bir kozmolojiye inanmaktadir. Insani, “iyicil” ve “kotucul” gucler arasinda kalmis bir varlik olarak dusunen Cahiliye Araplarinin dunyasinda Allah’in yani sira “cinler, seytanlar” turunden kotucul guclerin de insan uzerinde tesirde bulunabildiklerine inanilmaktadir. Genel kabul olarak daha cok “puta tapicilik” uzerinden anlasilmaya calisilan Cahiliyede doneminde putlar aslinda bu metafizik guclerin tecessum etmesi icin dikilmis sureta beden islevi gorur. Dolayisiyla putlarin bizzat kendileri tanri degildir; tipki insan ruhunun, bedende tezahur etmesi gibi metafizik varliklarin “ete – kemige burunmesi” yani gorunur âlemde mekân tutmasini sagladiklari icin onlara ibadet edilir. Ancak dualist inanis geregi musrikler meleklerin tecessum etmesi icin sehrin merkezinde Kâbe’nin etrafina putlar diktikleri gibi, seytani gucler icin de yabanil yerlerde, issiz mekânlarda putlar diker mabetler, sunaklar yaparlar. Ibn Kelbi’nin aktardigina gore ornegin Uzza putu bir disi seytan olup sunagi Mekke’nin 45 km. kadar kuzey dogusunda Batn-i Nahle vadisinde bulunmaktadir. Sonuc olarak Cahiliye donemi kozmolojinin asil karakteristik ozelligi, iyicil guclerin yani sira kotucul metafizik varlilarin da insan hayatina tesir edebildigi inancidir. Bu iki metafizik guc arasinda kalan insanoglunun basina gelenler de catismanin sentez sonucu seklinde gerceklesen ve zaman anlamina gelen “Dehr” kavrami ile aciklanir. Islam, evrende Allah’in disinda bir gucun varliga boylesi bir tesir kabiliyetini kesin bir dille reddeder. Islam’in “sirk” olarak niteledigi ve lanetledigi coktanricilik da ozunde bu dualizmdir. Kur’an’da bu durum, “Iki ilah edinmeyin, O tek bir ilahtir” (en-Nahl, 16/51.) seklinde vurgulanir. Islam, kozmolojik olarak sadece Allah’in iradesini gecerli kilmakla fizik âlemdeki duzeni ve akli da teklestirmis olur. Boylece tek bir aklin hukmunun gecerli oldugu evrende rasyonel dusunce yonunde onemli bir adim atilmistir. Hatta Kur’an’da Hz. Peygamber’in diger insanlar gibi bir “beser” oldugu, dogaustu herhangi bir kabiliyetinin olmadigi, “gayb” yani zamanin ya da maddi imkânlarin el verdiginin otesine iliskin olaylari bilmedigi vurgulanir. Nitekim Hz. Peygamber’in insanustu bir iddiasinin olmamasi nedeniyle musrikler onu “siradanlikla” suclarlar ve anlattiklarinin da sadece “insan sozu” oldugunu ileri surerler. Ancak Islam burada da kalmaz, Hz. Muhammed ile nubuvvetin de sona erdigini ilan eder. Buna gore Allah’in Hz. Muhammed’den sonra baska bir kimseyi toplumsal baglayiciligi olan bir ilahi mesajin tasiyicisi olarak muhatap almasi soz konusu olmayacaktir. Bundan boyle insanoglu rasyonel, tutarli tek bir aklin gecerli oldugu dunyada yolun devamini kendi basina yuruyecektir. Elbette ki bu yolculukta ba","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73965544","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hacı Hasanzâde’nin Mukaddimmât-ı Erbaa Hâşiyesinin Tahlili
Pub Date : 2021-06-24 DOI: 10.18317/kaderdergi.903506
M. Öztürk
Makalede Haci Hasanzâde’nin (ol. 911/1505-1506) Hâsiye ‘alâ mukaddimâti’l –erbaa adli eseri degerlendirilecektir. Eserin ana konusu husun-kubuh ve insan fiilleridir. Husun-kubuh meselesi Tanri, insan, fiil ve degerler alaniyla ilgilidir. Insan fiilleri ise Tanri-insan irtibati ile baglantilidir. Tanri, insan ve ahlâki degerleri bir mesele olarak tartismak, dusunce sisteminin tamami ile yakindan alakalidir. Meseleler Es‘ari-Mu‘tezile ve Mâturidi dusunce ekolleri cercevesinde arastirilmaktadir. Ayrica felsefe ekolunun bilimsel birikimi yeniden gozden gecirilmektedir. Ekollerin ortak ve ayri yonleri vurgulanmaktadir. Es‘ari ve Mâturidi ogretinin farkliliklari irdelenmektedir. Es‘ari’de degerler ozneye baglidir, gorecelidir. Fiillerin hicbirinde mutlak degismez degerler yoktur. Fiiller baglamlara gore deger kazanmaktadir. Bu nedenle degerlerin temel olcutu degismeyen din olmalidir. Mâturidi ekolun icinde cesitli akimlar olmasina ragmen cogunluk Mu‘tezile ile birlesmektedir. Sayilan iki ekole gore degerler nesneldir. Ozneden ve baglamdan bagimsiz degerler mevcuttur. Bunun anlami dinden bagimsiz bir takim degismeyen degerleri kabul etmektir. Ilke olarak Es‘arilerde fiillerin ontolojik yapisina insan etkide bulunamaz. Varolusa Tanri’dan baska tesir eden yoktur. Muteahhir Mâturidi dusunce ise ozel dort onerme duzenleyerek Tanri’nin yaraticiligina halel getirmeden insanin kendi iradeli fiillerine etkide bulunabilecegi bir alan acmaya calismistir. Her seye ragmen Haci Hasanzâde’ye gore her iki ekol ust degerlerde birlesmektedir. Haci Hasanzâde husun-kubuh konusunda acikca bir pozisyon secmemektedir. Daha cok ekollerin kendi icindeki tutarliliklarini yorumlamakta ve aralarinda karsilastirmalar yapmaktadir. Insan fiilleri baglaminda Mukâddimât-i Erbaa kuraminin oncullerini tek tek incelemekte ve dayanaklarini sorgulamaktadir. Oncullerden bir kisminin yetersiz ve gereksiz yonlerine isaret etmektedir. Hâsiye iradenin ontolojisine ayri bir onem vermistir. Diger sorunlu meselelerde oldugu gibi bu konuyla ilgili de cesitli ekollerin yaklasimlari ayrintili bir bicimde sunmustur. Makalede kelâmi problemler baglaminda Haci Hasanzâde’nin hâsiyesindeki arastirma yontemi ve dusunce yapisi tetkik edilecektir. Bu tetkiki yaparken, hâsiyede siklikla kullanilan kaynaklarin sinirlarina riayet edilecektir. Haci Hasanzâde’nin yasadigi Fatih Sultan Mehmet doneminde kelam-felsefe-tasavvuf cekismesinin, henuz canliligini yitirmedigi bilinmektedir. Bir yandan Tehâfutu’l-felâsife gibi felsefenin tutarsizliklari bu donemde yeniden gundeme tasinmakta, diger yandan kelam-felsefe-tasavvuf ekolleri karsilastirilmaktadir. Hâsiyede felsefe veya felâsife kelimeleri yerine bilincli bir sekilde hukemâ ozel adi tercih edilmektedir. Soz konusu tercih, belirli duyarliliklarin bir urunu olarak gozukmektedir. Adlandirma tercihini kisisel egilimlerle aciklamak eksiktir, donemin sartlari ile beraber dusunmek gerekmektedir. O donem felsefe ile tasavvuf belirli yonlerden uyumlu hale getirilmistir. D
{"title":"Hacı Hasanzâde’nin Mukaddimmât-ı Erbaa Hâşiyesinin Tahlili","authors":"M. Öztürk","doi":"10.18317/kaderdergi.903506","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.903506","url":null,"abstract":"Makalede Haci Hasanzâde’nin (ol. 911/1505-1506) Hâsiye ‘alâ mukaddimâti’l –erbaa adli eseri degerlendirilecektir. Eserin ana konusu husun-kubuh ve insan fiilleridir. Husun-kubuh meselesi Tanri, insan, fiil ve degerler alaniyla ilgilidir. Insan fiilleri ise Tanri-insan irtibati ile baglantilidir. Tanri, insan ve ahlâki degerleri bir mesele olarak tartismak, dusunce sisteminin tamami ile yakindan alakalidir. Meseleler Es‘ari-Mu‘tezile ve Mâturidi dusunce ekolleri cercevesinde arastirilmaktadir. Ayrica felsefe ekolunun bilimsel birikimi yeniden gozden gecirilmektedir. Ekollerin ortak ve ayri yonleri vurgulanmaktadir. Es‘ari ve Mâturidi ogretinin farkliliklari irdelenmektedir. Es‘ari’de degerler ozneye baglidir, gorecelidir. Fiillerin hicbirinde mutlak degismez degerler yoktur. Fiiller baglamlara gore deger kazanmaktadir. Bu nedenle degerlerin temel olcutu degismeyen din olmalidir. Mâturidi ekolun icinde cesitli akimlar olmasina ragmen cogunluk Mu‘tezile ile birlesmektedir. Sayilan iki ekole gore degerler nesneldir. Ozneden ve baglamdan bagimsiz degerler mevcuttur. Bunun anlami dinden bagimsiz bir takim degismeyen degerleri kabul etmektir. Ilke olarak Es‘arilerde fiillerin ontolojik yapisina insan etkide bulunamaz. Varolusa Tanri’dan baska tesir eden yoktur. Muteahhir Mâturidi dusunce ise ozel dort onerme duzenleyerek Tanri’nin yaraticiligina halel getirmeden insanin kendi iradeli fiillerine etkide bulunabilecegi bir alan acmaya calismistir. Her seye ragmen Haci Hasanzâde’ye gore her iki ekol ust degerlerde birlesmektedir. Haci Hasanzâde husun-kubuh konusunda acikca bir pozisyon secmemektedir. Daha cok ekollerin kendi icindeki tutarliliklarini yorumlamakta ve aralarinda karsilastirmalar yapmaktadir. Insan fiilleri baglaminda Mukâddimât-i Erbaa kuraminin oncullerini tek tek incelemekte ve dayanaklarini sorgulamaktadir. Oncullerden bir kisminin yetersiz ve gereksiz yonlerine isaret etmektedir. Hâsiye iradenin ontolojisine ayri bir onem vermistir. Diger sorunlu meselelerde oldugu gibi bu konuyla ilgili de cesitli ekollerin yaklasimlari ayrintili bir bicimde sunmustur. Makalede kelâmi problemler baglaminda Haci Hasanzâde’nin hâsiyesindeki arastirma yontemi ve dusunce yapisi tetkik edilecektir. Bu tetkiki yaparken, hâsiyede siklikla kullanilan kaynaklarin sinirlarina riayet edilecektir. Haci Hasanzâde’nin yasadigi Fatih Sultan Mehmet doneminde kelam-felsefe-tasavvuf cekismesinin, henuz canliligini yitirmedigi bilinmektedir. Bir yandan Tehâfutu’l-felâsife gibi felsefenin tutarsizliklari bu donemde yeniden gundeme tasinmakta, diger yandan kelam-felsefe-tasavvuf ekolleri karsilastirilmaktadir. Hâsiyede felsefe veya felâsife kelimeleri yerine bilincli bir sekilde hukemâ ozel adi tercih edilmektedir. Soz konusu tercih, belirli duyarliliklarin bir urunu olarak gozukmektedir. Adlandirma tercihini kisisel egilimlerle aciklamak eksiktir, donemin sartlari ile beraber dusunmek gerekmektedir. O donem felsefe ile tasavvuf belirli yonlerden uyumlu hale getirilmistir. D","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75727173","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Determinizmin Yeni Savunması: Nörobiyolojik İndirgemecilik
Pub Date : 2021-06-24 DOI: 10.18317/kaderdergi.913449
Mehmet Ödemiş
Determinist dusunce tarih boyunca cesitli kultur, inanc ve felsefede farkli vecheleriyle yer etmis bir bakis acisi; hayati, dogayi ve bir butun olarak varligi anlamlandirma bicimidir. Kulturel bir oge olmaktan cikip sistematik bir kozmolojiye donusmesi, Yunan dusuncesiyle birlikte gerceklesmistir. Once Leucippos ardindan Democritos ve Stoa okulu gibi ekoller, ontoloji ve kozmolojide determinist bir felsefeyi ispata girismislerdir. Ilerleyen zamanlarda fizik ve metafizik temelli belirlenimcilik yaklasimlari ortaya konmus, genetikten davranisciliga, kulturden psikolojiye, atomculuktan tanriciliga varincaya kadar genis bir yelpaze tesekkul etmistir. Ister fizik isterse metafizik kaynakli olsun butun turleriyle belirlenimcilik, irade ozgurlugunu yok sayma; insanin davranislari uzerindeki faillik yetkinligini reddetme iddiasi icermektedir. Bu ozelligi itibariyle etik kuramlari, hukuk felsefeleri ve dinler acisindan sakincali kabul edilmekte ve karsi cikilmaktadir. Savlar, felsefi soylevlerden ve argumanlardan mutesekkil oldugunda rasyonaliteden neset eden karsi soylevlerle curutmek ya da en azindan sarsmak imkân dahilinde iken bilimsel bulgulara dayandirildiginda sadece felsefi ve mantiki delillerle itiraz kifayet etmemektedir. Bu nedenle norobiyolojik, noropsikolojik, noroteolojik vb. herhangi bir varsayimi yanitlarken bilimsel bilginin epistemolojik degerini sorgulamak gerektigi kadar uygulanan deneyler ve klinik incelemelerin verilerini yontem bilimsel acidan kritik etmek de onemlidir. Diger yandan -varsa- ayni konuyla ilgili yapilmis alternatif deneylere ulasmak ya da Libet deneyi orneginde oldugu gibi, bunlarin farkli sekillerde de yorumlanabilecegini ortaya koymak gerekmektedir. Zira klinik ya da deneysel arastirmalar; amac, yontem, kapsam ve incelenen konu bakimindan bir cerceve cizerek sonuc elde etmektedir. Verilerin nasil yorumlanacagi ise cogu zaman arastirmacinin hipotezine, on kabullerine ya da dunya gorusune bagli olarak telif edilmektedir. Arastirmacinin kisisel gorusunden bagimsiz bir sonuc raporu, mumkun degildir. Nesnellik sorunu, bilimsel arastirmalarin temel eksikliklerinden biri durumundadir. Haddizatinda gunumuzde bilim, tarihte hic olmadigi kadar bilgi uzerinde egemenlik saglamis ve mesrulastirici tek otorite sayilir hâle gelmistir. Bilimin hayata getirdigi yenilik ve kolayliklar, kitleler nazarinda degerini ve onemini kutsamis ve tartismasiz kilmistir. O artik neredeyse her seyi bilebilecek kudrettedir. Biyolojik indirgemecilikten mantiksal dayanagini alan norobiyolojik determinizm ise zihnin ontolojik farkliliga dayali varligini gormezden gelmenin, zihinle beyni esitlemenin veya zihinselligi beynin en cok bir epifenomeni seklinde tanimlamanin dogal sonucudur. Temel ayrisma materyalist felsefenin kabulunden kaynaklanmaktadir. Varligi sadece maddeye indirgeyen paradigmalar, tabiatiyla fizik otesi olasiliklari hesaba dahil etmemektedir. Bu durumda her ne kadar qualia ya da oznel deneyim adi verilen problemler, cozulememis bir sek
{"title":"Determinizmin Yeni Savunması: Nörobiyolojik İndirgemecilik","authors":"Mehmet Ödemiş","doi":"10.18317/kaderdergi.913449","DOIUrl":"https://doi.org/10.18317/kaderdergi.913449","url":null,"abstract":"Determinist dusunce tarih boyunca cesitli kultur, inanc ve felsefede farkli vecheleriyle yer etmis bir bakis acisi; hayati, dogayi ve bir butun olarak varligi anlamlandirma bicimidir. Kulturel bir oge olmaktan cikip sistematik bir kozmolojiye donusmesi, Yunan dusuncesiyle birlikte gerceklesmistir. Once Leucippos ardindan Democritos ve Stoa okulu gibi ekoller, ontoloji ve kozmolojide determinist bir felsefeyi ispata girismislerdir. Ilerleyen zamanlarda fizik ve metafizik temelli belirlenimcilik yaklasimlari ortaya konmus, genetikten davranisciliga, kulturden psikolojiye, atomculuktan tanriciliga varincaya kadar genis bir yelpaze tesekkul etmistir. Ister fizik isterse metafizik kaynakli olsun butun turleriyle belirlenimcilik, irade ozgurlugunu yok sayma; insanin davranislari uzerindeki faillik yetkinligini reddetme iddiasi icermektedir. Bu ozelligi itibariyle etik kuramlari, hukuk felsefeleri ve dinler acisindan sakincali kabul edilmekte ve karsi cikilmaktadir. Savlar, felsefi soylevlerden ve argumanlardan mutesekkil oldugunda rasyonaliteden neset eden karsi soylevlerle curutmek ya da en azindan sarsmak imkân dahilinde iken bilimsel bulgulara dayandirildiginda sadece felsefi ve mantiki delillerle itiraz kifayet etmemektedir. Bu nedenle norobiyolojik, noropsikolojik, noroteolojik vb. herhangi bir varsayimi yanitlarken bilimsel bilginin epistemolojik degerini sorgulamak gerektigi kadar uygulanan deneyler ve klinik incelemelerin verilerini yontem bilimsel acidan kritik etmek de onemlidir. Diger yandan -varsa- ayni konuyla ilgili yapilmis alternatif deneylere ulasmak ya da Libet deneyi orneginde oldugu gibi, bunlarin farkli sekillerde de yorumlanabilecegini ortaya koymak gerekmektedir. Zira klinik ya da deneysel arastirmalar; amac, yontem, kapsam ve incelenen konu bakimindan bir cerceve cizerek sonuc elde etmektedir. Verilerin nasil yorumlanacagi ise cogu zaman arastirmacinin hipotezine, on kabullerine ya da dunya gorusune bagli olarak telif edilmektedir. Arastirmacinin kisisel gorusunden bagimsiz bir sonuc raporu, mumkun degildir. Nesnellik sorunu, bilimsel arastirmalarin temel eksikliklerinden biri durumundadir. Haddizatinda gunumuzde bilim, tarihte hic olmadigi kadar bilgi uzerinde egemenlik saglamis ve mesrulastirici tek otorite sayilir hâle gelmistir. Bilimin hayata getirdigi yenilik ve kolayliklar, kitleler nazarinda degerini ve onemini kutsamis ve tartismasiz kilmistir. O artik neredeyse her seyi bilebilecek kudrettedir. Biyolojik indirgemecilikten mantiksal dayanagini alan norobiyolojik determinizm ise zihnin ontolojik farkliliga dayali varligini gormezden gelmenin, zihinle beyni esitlemenin veya zihinselligi beynin en cok bir epifenomeni seklinde tanimlamanin dogal sonucudur. Temel ayrisma materyalist felsefenin kabulunden kaynaklanmaktadir. Varligi sadece maddeye indirgeyen paradigmalar, tabiatiyla fizik otesi olasiliklari hesaba dahil etmemektedir. Bu durumda her ne kadar qualia ya da oznel deneyim adi verilen problemler, cozulememis bir sek","PeriodicalId":17877,"journal":{"name":"Kader","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-06-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87269284","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Kader
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1