Günümüzde dünya genelinde çok çeşitli koyun ırkları bulunmakla beraber, tekstil endüstrisinin kullandığı kaliteli yün lifi merinos ırkından gelmektedir. Merinos ve bunların soylarından türeyen ırklar dünyanın her yerine yayılmış durumdadır. Günümüzde artık safkan merinosların yanı sıra bunların diğer ırklarla melezlenmesiyle üretilmiş hibrit türler de mevcuttur. Merinoslar verim özelliği açısından yapağı yönlü ve et/yapağı yönlü olarak temelde iki gruba ayrılmaktadır. Bu derleme makalede merinosun tarihçesi, merinos ırkları ve bunların genel özellikleri hakkında bilgi verilmektedir.
{"title":"Dünya Merinos Irkları ve Bunların Genel Özellikleri","authors":"Bürhan Buğdayci, Rıza Atav, M. Soysal","doi":"10.51970/jasp.1193583","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1193583","url":null,"abstract":"Günümüzde dünya genelinde çok çeşitli koyun ırkları bulunmakla beraber, tekstil endüstrisinin kullandığı kaliteli yün lifi merinos ırkından gelmektedir. Merinos ve bunların soylarından türeyen ırklar dünyanın her yerine yayılmış durumdadır. Günümüzde artık safkan merinosların yanı sıra bunların diğer ırklarla melezlenmesiyle üretilmiş hibrit türler de mevcuttur. Merinoslar verim özelliği açısından yapağı yönlü ve et/yapağı yönlü olarak temelde iki gruba ayrılmaktadır. Bu derleme makalede merinosun tarihçesi, merinos ırkları ve bunların genel özellikleri hakkında bilgi verilmektedir.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"53 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124911903","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma Van YYÜ Ziraat Fakültesi deneme arazisinde 1 Nisan ve 20 Nisanda ekimi yapılan çemen bitkisinden elde edilen kuru otlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ekimler sırasında, nodozide bakteri inokulantı ve Diamonyumfosfat (DAP), Kentsel arıtma çamuru (KAÇ), Humik Asit (HA), Çiftlik gübreleri (ÇG) uygulanmıştır. Çalışmada Gürarsan çeşidi çemen (Trigonella foenum graecum L.) bitkisinin kuru otlarının besin maddesi içeriklerinin ve in vitro sindirim değerlerini belirlemek amaçlanmıştır. Elde edilen çemen otlarının kuru madde (KM), ham kül (HK), organik madde (OM), ham protein (HP), nötral deterjan fiber (NDF), asit deterjan fiber (ADF) değerleri ve in vitro KM, HK ve OM sindirimleri tespit edilmiştir. Çalışma sonunda edilen bulgular değerlendirildiğinde, 20 Nisanda, bakteri uygulaması yapılarak, Humik asit içeren gübre kullanılması hayvan besleme açısından besin madde içerikleri görece daha iyi olan çemen otlarının elde edilebileceği söylenebilir. İn vitro sindirim değerleri dikkate alındığında ise 1 Nisanda ekimi yapılan çemen bitkisine bakteri uygulaması ve DAP gübresi kullanılmasının daha iyi olacağı kanaati oluşmuştur.
{"title":"Farklı Ekim Zamanı, Bakteri ve Gübre Çeşidinin Van Ekolojik Koşullarında Yetıştirilen Çemen (Trigonella foenum graecum l.) Otunun Besin İçeriği ve İn Vitro Besin Madde Sindirimine Etkisi","authors":"Reşit Aldemir, Cüneyt Temür, R. Tunçtürk","doi":"10.51970/jasp.1216386","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1216386","url":null,"abstract":"Bu çalışma Van YYÜ Ziraat Fakültesi deneme arazisinde 1 Nisan ve 20 Nisanda ekimi yapılan çemen bitkisinden elde edilen kuru otlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Ekimler sırasında, nodozide bakteri inokulantı ve Diamonyumfosfat (DAP), Kentsel arıtma çamuru (KAÇ), Humik Asit (HA), Çiftlik gübreleri (ÇG) uygulanmıştır. Çalışmada Gürarsan çeşidi çemen (Trigonella foenum graecum L.) bitkisinin kuru otlarının besin maddesi içeriklerinin ve in vitro sindirim değerlerini belirlemek amaçlanmıştır. Elde edilen çemen otlarının kuru madde (KM), ham kül (HK), organik madde (OM), ham protein (HP), nötral deterjan fiber (NDF), asit deterjan fiber (ADF) değerleri ve in vitro KM, HK ve OM sindirimleri tespit edilmiştir. Çalışma sonunda edilen bulgular değerlendirildiğinde, 20 Nisanda, bakteri uygulaması yapılarak, Humik asit içeren gübre kullanılması hayvan besleme açısından besin madde içerikleri görece daha iyi olan çemen otlarının elde edilebileceği söylenebilir. İn vitro sindirim değerleri dikkate alındığında ise 1 Nisanda ekimi yapılan çemen bitkisine bakteri uygulaması ve DAP gübresi kullanılmasının daha iyi olacağı kanaati oluşmuştur.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"86 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115780470","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde dünya genelinde çok çeşitli koyun ırkları bulunmakla beraber, tekstil endüstrisinin kullandığı kaliteli yün, merinos ırkından gelmektedir. Merinos yününün kalitesi, bu yünlerin fabrikada göreceği işlemlerdeki iş akışını ve yünün işleme verimliliğini etkilemektedir. Ayrıca nihai ürünlerin kalitesi ve potansiyel kullanım alanı lifin kalitesi tarafından belirlenmektedir. Bir koyunun üreteceği yapağı miktarı ve kalitesini etkileyen faktörler genetik etkiler ile fizyolojik ve çevresel etkiler olmak üzere iki ana başlık altında incelenebilir. Bu derleme makalede yapağı kalitesini etkileyen faktörler ve yün liflerinin kullanım alanları hakkında genel bilgi verilmektedir.
{"title":"Yapağı Kalitesini Etkileyen Genetik ve Çevresel Faktörler ile Yapağıların Kullanım Alanlarına Genel Bir Bakış","authors":"Rıza Atav, Bürhan Buğdayci, M. Soysal","doi":"10.51970/jasp.1208156","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1208156","url":null,"abstract":"Günümüzde dünya genelinde çok çeşitli koyun ırkları bulunmakla beraber, tekstil endüstrisinin kullandığı kaliteli yün, merinos ırkından gelmektedir. Merinos yününün kalitesi, bu yünlerin fabrikada göreceği işlemlerdeki iş akışını ve yünün işleme verimliliğini etkilemektedir. Ayrıca nihai ürünlerin kalitesi ve potansiyel kullanım alanı lifin kalitesi tarafından belirlenmektedir. Bir koyunun üreteceği yapağı miktarı ve kalitesini etkileyen faktörler genetik etkiler ile fizyolojik ve çevresel etkiler olmak üzere iki ana başlık altında incelenebilir. Bu derleme makalede yapağı kalitesini etkileyen faktörler ve yün liflerinin kullanım alanları hakkında genel bilgi verilmektedir.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120936695","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye’de hayvancılık et ithalatı, yem fiyatlarının yüksekliği ve gelişmiş ülkelere göre daha düşük hayvansal ürünler tüketimi nedeniyle tartışmaların odağında yer almaktadır. Son 2,5 yıldır yaşanan Covid-19 pandemisi ise tarım ve gıda ürünlerinde bağımsızlığın önemini bir kez daha hatırlatmış ve tüm ülkelerin önceliği, tüketimin yurtiçinden sağlanması olmuştur. Bu ise ancak, üretimin sürdürülebilir olmasına bağlıdır ve üretimde ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması da üreticilerin gelirlerinin artması ve ürün maliyetlerinin de tüketicinin bu ürünleri alabileceği düzeyde olmasına bağlıdır. Bu çalışmada, hayvancılığın sürdürülebilirliği ekonomik anlamda ele alınmış ve konu makro verilerle incelenmiştir. Buna göre, hayvansal ürünler tüketimi gelişmiş ülkeler düzeyinden düşüktür ve artan girdi maliyetleri sonucu ürün fiyatları da yükselmiştir. Dana eti/besi yemi paritesi 2006-2021 yılları arasında 32,1 den 15,8’e (%49,1), süt/süt yemi paritesi 2,2’den 1,0’a ve yumurta/yumurta yemi paritesi ise aynı yıllarda 6,4’den 2,7’ye düşerek çiftçinin üretimi sürdürebilmesini güçleştirmiştir. Tarımsal istihdam başına düşen gelir de 2016 yılından sonra azalmış ve 2020 yılında pazarlanan hayvansal ürün değerlerine göre günlük gelirin 1,4-4,1$ arasında olduğu ve pazarlanan canlı hayvan değerleriyle bunun yaklaşık 2 katına çıktığı tahmin edilmiştir. Yurtiçi üretimin tamamının tüketilmesi durumunda ise 2008-2019 ortalama verilerine göre hayvansal ürün tüketimi kişi başına 1,33 $’dır.
{"title":"Türkiye’de Hayvancılığın Sürdürülebilirliği","authors":"Gülşen Keski̇n","doi":"10.51970/jasp.1120852","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1120852","url":null,"abstract":"Türkiye’de hayvancılık et ithalatı, yem fiyatlarının yüksekliği ve gelişmiş ülkelere göre daha düşük hayvansal ürünler tüketimi nedeniyle tartışmaların odağında yer almaktadır. Son 2,5 yıldır yaşanan Covid-19 pandemisi ise tarım ve gıda ürünlerinde bağımsızlığın önemini bir kez daha hatırlatmış ve tüm ülkelerin önceliği, tüketimin yurtiçinden sağlanması olmuştur. Bu ise ancak, üretimin sürdürülebilir olmasına bağlıdır ve üretimde ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması da üreticilerin gelirlerinin artması ve ürün maliyetlerinin de tüketicinin bu ürünleri alabileceği düzeyde olmasına bağlıdır. Bu çalışmada, hayvancılığın sürdürülebilirliği ekonomik anlamda ele alınmış ve konu makro verilerle incelenmiştir. Buna göre, hayvansal ürünler tüketimi gelişmiş ülkeler düzeyinden düşüktür ve artan girdi maliyetleri sonucu ürün fiyatları da yükselmiştir. Dana eti/besi yemi paritesi 2006-2021 yılları arasında 32,1 den 15,8’e (%49,1), süt/süt yemi paritesi 2,2’den 1,0’a ve yumurta/yumurta yemi paritesi ise aynı yıllarda 6,4’den 2,7’ye düşerek çiftçinin üretimi sürdürebilmesini güçleştirmiştir. Tarımsal istihdam başına düşen gelir de 2016 yılından sonra azalmış ve 2020 yılında pazarlanan hayvansal ürün değerlerine göre günlük gelirin 1,4-4,1$ arasında olduğu ve pazarlanan canlı hayvan değerleriyle bunun yaklaşık 2 katına çıktığı tahmin edilmiştir. Yurtiçi üretimin tamamının tüketilmesi durumunda ise 2008-2019 ortalama verilerine göre hayvansal ürün tüketimi kişi başına 1,33 $’dır.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"1837 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116475870","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
E. Scialfa, Rodriguez Marcelo, Rivero Mariana, Pane Sloedad
Rabbits in Argentina are mostly produced by rural farmers who maintain small-scale operations for meat and complements other farm activities. The main meats consumed in Argentine are beef (46.1 kg/per capita/year), poultry (45.2 kg/per capita/year), pork (14.6 kg/per capita/year) and sheep (1.06 kg/per capita/year); respect to rabbit meat, not exceed 2 g/per capita/year. The objective of this study was to analyze the economic efficiency and feed cost of rabbit production for meat in a small-scale farm of Argentina. The global FCR was of 5.7, and an average of 15.9 kg/animal were required to produce live weight of slaughtered one rabbit of 2.85 kg. The average of rabbit price/feed price and the relation of rabbit meat price/feed price was of ratio was of 15.2 and 10.8 respectively. The global FCR worsens when the productivity values are lower than 2.5 animals/doe/month. The profit obtained for each commercialized rabbit was very low (USD 0.06/animal). Within the strategies to develop the productive chain of rabbit meat in Argentina, it should aim to stimulate the consumption habit promoting the high nutritional quality of the meat, improve the superior price ratio with respect to other meats such as chicken and pork.
{"title":"Economic Analysis in a Small-Scale Farm Producing Rabbit for Meat Purposes in Argentina","authors":"E. Scialfa, Rodriguez Marcelo, Rivero Mariana, Pane Sloedad","doi":"10.51970/jasp.1158657","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1158657","url":null,"abstract":"Rabbits in Argentina are mostly produced by rural farmers who maintain small-scale operations for meat and complements other farm activities. The main meats consumed in Argentine are beef (46.1 kg/per capita/year), poultry (45.2 kg/per capita/year), pork (14.6 kg/per capita/year) and sheep (1.06 kg/per capita/year); respect to rabbit meat, not exceed 2 g/per capita/year. The objective of this study was to analyze the economic efficiency and feed cost of rabbit production for meat in a small-scale farm of Argentina. The global FCR was of 5.7, and an average of 15.9 kg/animal were required to produce live weight of slaughtered one rabbit of 2.85 kg. The average of rabbit price/feed price and the relation of rabbit meat price/feed price was of ratio was of 15.2 and 10.8 respectively. The global FCR worsens when the productivity values are lower than 2.5 animals/doe/month. The profit obtained for each commercialized rabbit was very low (USD 0.06/animal). Within the strategies to develop the productive chain of rabbit meat in Argentina, it should aim to stimulate the consumption habit promoting the high nutritional quality of the meat, improve the superior price ratio with respect to other meats such as chicken and pork.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"54 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117295679","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu derlemede GAPUTAEM çalışma sahasına giren on bir ilin (Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Siirt, Batman, Elazığ, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Bitlis ve Hakkâri ) küçükbaş hayvan varlığı, yıllar içerisindeki değişimi ve bu illerin Türkiye ortalamasına etkisine değinilmiştir. 2021 yılı TÜİK verilerine göre GAPUTAEM çalışma sahasına giren on bir ilde 9.266.248 baş koyun, 3.336.781 baş keçi, toplam 12.603.029 küçükbaş hayvan sayısı mevcuttur. Türkiye koyun varlığı toplam 45.177.690 baştır. GAPUTAEM’in çalışma sahasına giren on bir ilin koyun varlığının oranı %20,51’dir. Türkiye keçi varlığı toplam 12.341.514 baştır. GAPUTAEM’in çalışma sahasına giren on bir ilin keçi varlığının oranı toplam %27,04’tür. GAPUTAEM çalışma sahasına giren on bir ilin koyun varlığı 4.728.997 baş ile 2004 yılında Türkiye toplamına oranı %18,77 iken 2021 yılında 9.266.448 baş ile Türkiye toplamına oranı %20,51’e yükselmiştir. Hem sayı hem de oran olarak artış dikkat çekmektedir. Yine GAPUTAEM çalışma sahasına giren on bir ilin keçi varlığı 1.376.533 baş ile 2004 yılında Türkiye toplamına oranı %20,83 iken 2021 yılında 3.336.781 baş ile Türkiye toplamına oranı %27,04’e yükselmiştir. Keçi varlığındaki artış koyuna oranla çok daha yüksektir.
{"title":"GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma Ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü (GAPUTAEM) Çalışma Sahasına Giren İllerdeki Küçükbaş Hayvan Varlığı","authors":"H. Acar, Şahin Tez, Hasan Çetin","doi":"10.51970/jasp.1176112","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1176112","url":null,"abstract":"Bu derlemede GAPUTAEM çalışma sahasına giren on bir ilin (Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Siirt, Batman, Elazığ, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Bitlis ve Hakkâri ) küçükbaş hayvan varlığı, yıllar içerisindeki değişimi ve bu illerin Türkiye ortalamasına etkisine değinilmiştir. 2021 yılı TÜİK verilerine göre GAPUTAEM çalışma sahasına giren on bir ilde 9.266.248 baş koyun, 3.336.781 baş keçi, toplam 12.603.029 küçükbaş hayvan sayısı mevcuttur. Türkiye koyun varlığı toplam 45.177.690 baştır. GAPUTAEM’in çalışma sahasına giren on bir ilin koyun varlığının oranı %20,51’dir. Türkiye keçi varlığı toplam 12.341.514 baştır. GAPUTAEM’in çalışma sahasına giren on bir ilin keçi varlığının oranı toplam %27,04’tür. \u0000GAPUTAEM çalışma sahasına giren on bir ilin koyun varlığı 4.728.997 baş ile 2004 yılında Türkiye toplamına oranı %18,77 iken 2021 yılında 9.266.448 baş ile Türkiye toplamına oranı %20,51’e yükselmiştir. Hem sayı hem de oran olarak artış dikkat çekmektedir. Yine GAPUTAEM çalışma sahasına giren on bir ilin keçi varlığı 1.376.533 baş ile 2004 yılında Türkiye toplamına oranı %20,83 iken 2021 yılında 3.336.781 baş ile Türkiye toplamına oranı %27,04’e yükselmiştir. Keçi varlığındaki artış koyuna oranla çok daha yüksektir.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134357784","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In this study, it was aimed to investigate the effects of dietary chia seeds or oil levels in laying quails on performance, external and internal egg quality traits, and serum biochemical properties. Total of 90 female Japanese quails 10 weeks old were randomly allocated to five treatment groups consisting of six subgroups, each containing of 3 quails. Quails were fed for 10 weeks with five treatment diets prepared by adding chia seeds (1 or 2%) or chia oil (0.5 or 1.0 g/kg) to the basal diet (control). Body weight change was improved by dietary addition of 2% chia seeds (P0.05). Compared to control, the supplementation of chia seeds (1 and 2%) and 0.5 g/kg of chia oil to the diet was effective in increasing the eggshell resistance (P0.05). Serum glucose and HDL levels increased with the addition of chia seeds (%1) and oil (0.5 and 1.0 g/kg) to the diet (P
{"title":"Effects of Dietary Chia Seeds or Oil on Performance, Egg Quality and Serum Constituents in Quails","authors":"A. Yıldız, O. Olgun, Esra Tuğçe Gül","doi":"10.51970/jasp.1164458","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1164458","url":null,"abstract":"In this study, it was aimed to investigate the effects of dietary chia seeds or oil levels in laying quails on performance, external and internal egg quality traits, and serum biochemical properties. Total of 90 female Japanese quails 10 weeks old were randomly allocated to five treatment groups consisting of six subgroups, each containing of 3 quails. Quails were fed for 10 weeks with five treatment diets prepared by adding chia seeds (1 or 2%) or chia oil (0.5 or 1.0 g/kg) to the basal diet (control). Body weight change was improved by dietary addition of 2% chia seeds (P0.05). Compared to control, the supplementation of chia seeds (1 and 2%) and 0.5 g/kg of chia oil to the diet was effective in increasing the eggshell resistance (P0.05). Serum glucose and HDL levels increased with the addition of chia seeds (%1) and oil (0.5 and 1.0 g/kg) to the diet (P","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"914 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123275231","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Hasan Yilmaz, Merve Mürüvvet Dağ, Şüheda Nur Öztürk
Marketing is very important in milk and dairy products, which are a product group with a perishable quality. It is known that women farmers play an important role in ensuring food security and safety in our country, where small family businesses are common in milk production. Women farmers play an important role in the marketing of milk and dairy products obtained from the milk they process in periodic markets and make significant contributions to the family economy. In this study, it was aimed to determine the socio-economic characteristics, farming structures, farming and marketing problems of women farmers who market milk and dairy products in the periodic markets established in the city center of Isparta. For this purpose, the data obtained by conducting a survey with 74 women farmers who market open milk and dairy products in the periodic markets established in the city center of Isparta were analyzed. According to the findings of the research, the average number of cattle is 7.36 heads, the average number of milked cows is 6.81 heads, the average time worked to produce dairy products is 2.59 hours/day, and the average amount of milk produced is 56.42 kg/farm. It has been determined that 87.80% of the farm is milked by machine and 59.46% have closed barn type. It has been determined that 93.20% of the producers sell open milk in the market. It has been determined that 50% of the producers use the money they earn in purchasing animal feed. It has been determined that the most important problem faced by the producers in the market is the problem of finding a place (18.90%). Safe food production includes not only the production phase but also the marketing process of the product. For this reason, it is important to review the marketing of milk and dairy products, which are traditionally marketed in periodic markets in Isparta, in terms of food safety and to improve the marketing conditions of women farmers.
{"title":"Determination of Socio-Economic Characteristics, Farming Structures and Problems of Women Farmers Marketing Milk and Dairy Products in Periodic Markets: A Case of Isparta Province","authors":"Hasan Yilmaz, Merve Mürüvvet Dağ, Şüheda Nur Öztürk","doi":"10.51970/jasp.1152167","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1152167","url":null,"abstract":"Marketing is very important in milk and dairy products, which are a product group with a perishable quality. It is known that women farmers play an important role in ensuring food security and safety in our country, where small family businesses are common in milk production. Women farmers play an important role in the marketing of milk and dairy products obtained from the milk they process in periodic markets and make significant contributions to the family economy. In this study, it was aimed to determine the socio-economic characteristics, farming structures, farming and marketing problems of women farmers who market milk and dairy products in the periodic markets established in the city center of Isparta. For this purpose, the data obtained by conducting a survey with 74 women farmers who market open milk and dairy products in the periodic markets established in the city center of Isparta were analyzed. According to the findings of the research, the average number of cattle is 7.36 heads, the average number of milked cows is 6.81 heads, the average time worked to produce dairy products is 2.59 hours/day, and the average amount of milk produced is 56.42 kg/farm. It has been determined that 87.80% of the farm is milked by machine and 59.46% have closed barn type. It has been determined that 93.20% of the producers sell open milk in the market. It has been determined that 50% of the producers use the money they earn in purchasing animal feed. It has been determined that the most important problem faced by the producers in the market is the problem of finding a place (18.90%). Safe food production includes not only the production phase but also the marketing process of the product. For this reason, it is important to review the marketing of milk and dairy products, which are traditionally marketed in periodic markets in Isparta, in terms of food safety and to improve the marketing conditions of women farmers.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126129783","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Esra Bahar Çatal, İsmail Yaşhan Buluş, Ayhan Gösteri̇t
Dünyada kitlesel üretimi en çok yapılan bombus türü olan Bombus terrestris arıları hem doğal hem de kültüre alınmış çiçekli bitkilerin tozlaşmasına önemli katkılar sunmaktadır. Kontrollü koşullarda yapılan B. terrestris yetiştiriciliğinde çiftleşme ve diyapoz aşamaları diğer tüm aşamalar gibi kritik öneme sahiptir. Bu aşamaların başarılı olmasında kolonilerin ve ana arıların beslemesinin payı oldukça fazladır. Kontrollü koşullarda yetiştiricilikte protein kaynağı olarak polen, karbonhidrat kaynağı olarak ise farklı şekillerde hazırlanan şeker şurubu besleme amacıyla kullanılmaktadır. Bu çalışma, dört farklı karbonhidrat kaynağı ((i) bal arılarının ilave beslenmesinde kullanılan endüstriyel besleme şurubu (fruktoz %37-40, glikoz %27-30, sükroz %30-36), (ii) yüksek fruktozlu mısır şurubu (fruktoz %42-45, glikoz %50-54), (iii) arılar için doğal karbonhidrat kaynağı olan bal (çiçek balı) ve (iv) çay şekeri) ile beslemenin B. terrestris ana arılarının çiftleşme ve diyapoz performansları üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada ana arıların çiftleşme performansı (çiftleşme yaşına kadar ölüm oranı, çiftleşme öncesi süre, çiftleşme oranı ve çiftleşme süresi) ve diyapoz performansı (diyapoz dönemindeki ölüm oranları ve haftalık ağırlık kayıpları) ile ilgili bazı özellikler belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre çiftleşme yaşına kadar en düşük ana arı ölüm oranı (%3.33) yüksek fruktozlu mısır şurubu ile beslenen grupta, en yüksek çiftleşme oranı (%84.91) bal ile hazırlanan şurup ile beslenen grupta, diyapozdaki en düşük ana arı ölüm oranı (%2.44) ise çay sükroz şurubu ile beslenen grupta elde edilmiştir. Sonuçlar B. terrestris arılarının kitlesel üretiminde besleme amacıyla kullanılan karbonhidrat kaynağının kalitesinin ana arıların çiftleşme ve diyapoz performansları üzerine etkili olabileceğini göstermiştir.
{"title":"Farklı Karbonhidrat Kaynaklarının Bombus (Bombus terrestris L.) Ana Arılarının Çiftleşme ve Diyapoz Performansına Etkisi","authors":"Esra Bahar Çatal, İsmail Yaşhan Buluş, Ayhan Gösteri̇t","doi":"10.51970/jasp.1154064","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1154064","url":null,"abstract":"Dünyada kitlesel üretimi en çok yapılan bombus türü olan Bombus terrestris arıları hem doğal hem de kültüre alınmış çiçekli bitkilerin tozlaşmasına önemli katkılar sunmaktadır. Kontrollü koşullarda yapılan B. terrestris yetiştiriciliğinde çiftleşme ve diyapoz aşamaları diğer tüm aşamalar gibi kritik öneme sahiptir. Bu aşamaların başarılı olmasında kolonilerin ve ana arıların beslemesinin payı oldukça fazladır. Kontrollü koşullarda yetiştiricilikte protein kaynağı olarak polen, karbonhidrat kaynağı olarak ise farklı şekillerde hazırlanan şeker şurubu besleme amacıyla kullanılmaktadır. Bu çalışma, dört farklı karbonhidrat kaynağı ((i) bal arılarının ilave beslenmesinde kullanılan endüstriyel besleme şurubu (fruktoz %37-40, glikoz %27-30, sükroz %30-36), (ii) yüksek fruktozlu mısır şurubu (fruktoz %42-45, glikoz %50-54), (iii) arılar için doğal karbonhidrat kaynağı olan bal (çiçek balı) ve (iv) çay şekeri) ile beslemenin B. terrestris ana arılarının çiftleşme ve diyapoz performansları üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada ana arıların çiftleşme performansı (çiftleşme yaşına kadar ölüm oranı, çiftleşme öncesi süre, çiftleşme oranı ve çiftleşme süresi) ve diyapoz performansı (diyapoz dönemindeki ölüm oranları ve haftalık ağırlık kayıpları) ile ilgili bazı özellikler belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre çiftleşme yaşına kadar en düşük ana arı ölüm oranı (%3.33) yüksek fruktozlu mısır şurubu ile beslenen grupta, en yüksek çiftleşme oranı (%84.91) bal ile hazırlanan şurup ile beslenen grupta, diyapozdaki en düşük ana arı ölüm oranı (%2.44) ise çay sükroz şurubu ile beslenen grupta elde edilmiştir. Sonuçlar B. terrestris arılarının kitlesel üretiminde besleme amacıyla kullanılan karbonhidrat kaynağının kalitesinin ana arıların çiftleşme ve diyapoz performansları üzerine etkili olabileceğini göstermiştir.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122363439","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ahmed Qasim Naji Naji̇, Mahmodul Hasan Sohel, Saif Adil Abbood AL-JANABI, Ghulam Asghar Saji̇d, M. Çinar
The alveolar macrophages (AMs) are frontier of defense against foreign materials that initiate immune response in lungs. Knowledge of the expression dynamics of major immune-related genes in the alveolar macrophages in response to lipopolysaccharide (LPS) and lipoteichoic acid (LTA) challenge can help to understand disease mechanism involved in several respiratory diseases. The aim of this study was to investigate the mRNA expression of selected immune-related genes in response to lipopolysaccharide (LPS) and lipoteichoic acid (LTA) challenge in sheep alveolar macrophages in vivo. Results revealed that Romanov lambs exhibited higher mRNA expression of TLR2, TLR4, NF-ĸβ, TNFα, IL-1β, IL-6, IL-8, and IL-10 genes as compared to Akkaraman lambs along with the control of all treatments. Moreover, the expression of TLR2, TLR4, NF-ĸβ, TNFα, IL-1β, IL-6, IL-8, and IL-10 genes was higher in combine treatment of LPS and LTA as compared to separate treatments of LPS and LTA in both breeds. The results showed that the mRNA expression of immune-related genes was significantly increased in the sheep AMs in response to LPS and LTA treatment whereas a synergistic effect was observed in LPS+LTS treatment. Also, breed comparison showed that the native Akkaraman was more resistant to disease compared to exotic Romanov.
{"title":"Akkaraman ve Romanov Kuzularının Alveolar Makrofajlarında Lipopolisakkarit ve Lipoteikoik Asite Yanıtta İmmün İlişkili Genlerin Ekspresyon Profilinin Araştırılması","authors":"Ahmed Qasim Naji Naji̇, Mahmodul Hasan Sohel, Saif Adil Abbood AL-JANABI, Ghulam Asghar Saji̇d, M. Çinar","doi":"10.51970/jasp.1050658","DOIUrl":"https://doi.org/10.51970/jasp.1050658","url":null,"abstract":"The alveolar macrophages (AMs) are frontier of defense against foreign materials that initiate immune response in lungs. Knowledge of the expression dynamics of major immune-related genes in the alveolar macrophages in response to lipopolysaccharide (LPS) and lipoteichoic acid (LTA) challenge can help to understand disease mechanism involved in several respiratory diseases. The aim of this study was to investigate the mRNA expression of selected immune-related genes in response to lipopolysaccharide (LPS) and lipoteichoic acid (LTA) challenge in sheep alveolar macrophages in vivo. Results revealed that Romanov lambs exhibited higher mRNA expression of TLR2, TLR4, NF-ĸβ, TNFα, IL-1β, IL-6, IL-8, and IL-10 genes as compared to Akkaraman lambs along with the control of all treatments. Moreover, the expression of TLR2, TLR4, NF-ĸβ, TNFα, IL-1β, IL-6, IL-8, and IL-10 genes was higher in combine treatment of LPS and LTA as compared to separate treatments of LPS and LTA in both breeds. The results showed that the mRNA expression of immune-related genes was significantly increased in the sheep AMs in response to LPS and LTA treatment whereas a synergistic effect was observed in LPS+LTS treatment. Also, breed comparison showed that the native Akkaraman was more resistant to disease compared to exotic Romanov.","PeriodicalId":187814,"journal":{"name":"Hayvan Bilimi ve Ürünleri Dergisi","volume":"94 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126235064","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}