Bilissel surecler, kendi basina yemek yiyebilmek, kisisel bakim ve ilac/ para idaresinin yapilabilmesine kadar pek cok basit ya da kompleks gunluk yasamsal aktivitelerde onemli bir rol oynamaktadir. Artan yasla birlikte bilissel yeteneklerdeki dusus, yasli yetiskinlerin toplumda bagimsiz kalma becerilerini engeller ve yasam kalitelerini olumsuz yonde etkiler. Bu nedenle bir dizi calisma, bu tur becerileri surdurebilecek ve etkili bir sekilde gelistirebilecek yollari arastirmaktadir. Dijital oyunlar farkli yastaki bireyler tarafindan tercih edilen bos vakit gecirme araci haline gelmistir. Ayrica, eglence, stres atma gibi bircok amacla da oynanabilmektedir. Bu baglamda, kolay erisebilir ve eglenceli olmalarindan dolayi ileri yastaki bireylerin siklikla tercih ettigi dijital oyunlarin bilissel sureclerini iyilestirip iyilestirmedigi dikkat cekici bir arastirma konusudur. Alan yazinda yer alan arastirmalarin bulgulari genelde dijital oyun oynamanin tepki suresini, calisma bellegini ve gorev degistirme gibi becerileri gelistirdigini gostermektedir. Ancak, dijital oyun oynamanin etkili bir bilissel egzersiz rejimi oldugunu iddia etmeden once arastirilmasi gereken konular vardir. Bu asamada, mevcut calisma, ileri yastaki bireylerde dijital oyunlarin etkinliginin sinanmasina yonelik bir derleme olup, dijital oyunlarin bilissel avantaj getirisinin olup olmadigi incelenmis, gelecek calismalar icin arastirma onerilerinde bulunulmustur. Ornegin, uzak transfer etkisinin diger bir degisle, bu etkilerin gunluk aktivitelerin de daha iyi yapilabilmesine neden olup olmadigini ve gelisen bilissel becerilerin uzun sure korunabilmesini saglayan kosullarin neler oldugu aciklama bekleyen sorulardir. Ayrica, dijital oyunlarin ekolojik gecerlik ve herhangi bir zihinsel faaliyetten farkli bir getirisinin olup olmadiginin arastirilmasi gerekmektedir. Ayrica, daha once Boot, Blakely ve Simons (2011) ve Boot, Simons, Stothart ve Stutts (2013) tarafindan ortaya konulan oneri; plasebo etkilerinin goz onunde bulundurulmasinin onemi, vurgulanmistir.
{"title":"Dijital Oyunları İleri Yaşlı Bireylerin Bilişsel İşlevlerini Artırır Mı?","authors":"İlmiye Seçer","doi":"10.26650/SP2020-0050","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/SP2020-0050","url":null,"abstract":"Bilissel surecler, kendi basina yemek yiyebilmek, kisisel bakim ve ilac/ para idaresinin yapilabilmesine kadar pek cok basit ya da kompleks gunluk yasamsal aktivitelerde onemli bir rol oynamaktadir. Artan yasla birlikte bilissel yeteneklerdeki dusus, yasli yetiskinlerin toplumda bagimsiz kalma becerilerini engeller ve yasam kalitelerini olumsuz yonde etkiler. Bu nedenle bir dizi calisma, bu tur becerileri surdurebilecek ve etkili bir sekilde gelistirebilecek yollari arastirmaktadir. Dijital oyunlar farkli yastaki bireyler tarafindan tercih edilen bos vakit gecirme araci haline gelmistir. Ayrica, eglence, stres atma gibi bircok amacla da oynanabilmektedir. Bu baglamda, kolay erisebilir ve eglenceli olmalarindan dolayi ileri yastaki bireylerin siklikla tercih ettigi dijital oyunlarin bilissel sureclerini iyilestirip iyilestirmedigi dikkat cekici bir arastirma konusudur. Alan yazinda yer alan arastirmalarin bulgulari genelde dijital oyun oynamanin tepki suresini, calisma bellegini ve gorev degistirme gibi becerileri gelistirdigini gostermektedir. Ancak, dijital oyun oynamanin etkili bir bilissel egzersiz rejimi oldugunu iddia etmeden once arastirilmasi gereken konular vardir. Bu asamada, mevcut calisma, ileri yastaki bireylerde dijital oyunlarin etkinliginin sinanmasina yonelik bir derleme olup, dijital oyunlarin bilissel avantaj getirisinin olup olmadigi incelenmis, gelecek calismalar icin arastirma onerilerinde bulunulmustur. Ornegin, uzak transfer etkisinin diger bir degisle, bu etkilerin gunluk aktivitelerin de daha iyi yapilabilmesine neden olup olmadigini ve gelisen bilissel becerilerin uzun sure korunabilmesini saglayan kosullarin neler oldugu aciklama bekleyen sorulardir. Ayrica, dijital oyunlarin ekolojik gecerlik ve herhangi bir zihinsel faaliyetten farkli bir getirisinin olup olmadiginin arastirilmasi gerekmektedir. Ayrica, daha once Boot, Blakely ve Simons (2011) ve Boot, Simons, Stothart ve Stutts (2013) tarafindan ortaya konulan oneri; plasebo etkilerinin goz onunde bulundurulmasinin onemi, vurgulanmistir.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-02-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132827412","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Toplumsal bellek, sosyal bilimlerin sosyoloji, tarih, antropoloji ve siyaset bilimi gibi cesitli disiplinlerinde kapsamli bicimde calisilmistir. Bu durum, terim hakkinda cok cesitli tanimlamalarin ortaya cikmasiyla sonuclanmistir. Toplumsal bellegin disiplinler arasinda kabul goren bir tanimi olmasa da terimin tum kullanimlarini baglayan ortak zemin, toplumsal bellegin bir grup tarafindan paylasilan, sosyal baglam ya da kulturel urunler tarafindan yeniden sekillendirilen ve grup uyelerinin sosyal kimligi uzerinde onemli rolu olan bir bellek formu olmasidir. Bellek surecleri, psikologlarin temel ilgi alanlarindan biridir. Ancak ilginc bir bicimde, toplumsal bellegin sorularinin psikoloji alaninda sistematik olarak arastirilmasina henuz yeni baslanmistir. Bu derlemenin amaci, bilissel psikoloji alanindaki deneysel calismalardan elde edilen bulgularin toplumsal bellegin sorularina uygulanmasidir. Bu derleme ozellikle sosyal etkilesimin bellegin yeniden yapilandirilmasindaki ve farkli bireylerin bellek temsillerinin birbirine yakinsayarak ortak bir gecmis temsiline donusmesindeki rolune yonelik deneysel calismalara odaklanmaktadir. Deneysel ortamda gercek yasamin basitlestirilmis simulasyonlarini olusturan bu calismalar, bellegin sosyal bulasiciligi, ortaklasa hatirlama, sosyal baglamda secici hatirlama ve hatirlamaya bagli unutma gibi paradigmalarin toplumun ortak anilarinin olusumu ve hatirlanmasinin altinda yatan bilissel mekanizmalarin bir temsili olabilecegini ileri surer. Derleme, bu calismalari inceledikten sonra, toplumsal bellek uzerine gerceklestirilen deneysel ve betimleyici calismalarin bulgulari arasindaki paralelliklere odaklanacaktir. Derleme, son olarak, laboratuvar ortamindaki deneysel calismalarin, toplumsal olaylara iliskin anilarin olusumu ve hatirlanmasina yonelik genel prensipler sunarak, toplumsal bellegin altinda yatan bilissel mekanizmalarin anlasilmasina iliskin katki sunabilecegi gorusuyle sonlanacaktir. Bu derleme, bilissel psikoloji bakis acisini benimsemekle birlikte, cesitli disiplinlerin farkli anlayislarini harmanlayarak toplumsal bellek calismalarinda disiplinler arasi bir yaklasimi tesvik etmeyi ve toplumsal bellegin daha iyi anlasilmasina katkida bulunacak yeni arastirma sorularina yon vermeyi umit etmektedir.
{"title":"Bilişsel Psikoloji Bakış Açısından Sosyal Etkileşimin Toplumsal Bellek Üzerindeki Rolü","authors":"Aysu Mutlutürk","doi":"10.26650/sp2019-0063","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2019-0063","url":null,"abstract":"Toplumsal bellek, sosyal bilimlerin sosyoloji, tarih, antropoloji ve siyaset bilimi gibi cesitli disiplinlerinde kapsamli bicimde calisilmistir. Bu durum, terim hakkinda cok cesitli tanimlamalarin ortaya cikmasiyla sonuclanmistir. Toplumsal bellegin disiplinler arasinda kabul goren bir tanimi olmasa da terimin tum kullanimlarini baglayan ortak zemin, toplumsal bellegin bir grup tarafindan paylasilan, sosyal baglam ya da kulturel urunler tarafindan yeniden sekillendirilen ve grup uyelerinin sosyal kimligi uzerinde onemli rolu olan bir bellek formu olmasidir. Bellek surecleri, psikologlarin temel ilgi alanlarindan biridir. Ancak ilginc bir bicimde, toplumsal bellegin sorularinin psikoloji alaninda sistematik olarak arastirilmasina henuz yeni baslanmistir. Bu derlemenin amaci, bilissel psikoloji alanindaki deneysel calismalardan elde edilen bulgularin toplumsal bellegin sorularina uygulanmasidir. Bu derleme ozellikle sosyal etkilesimin bellegin yeniden yapilandirilmasindaki ve farkli bireylerin bellek temsillerinin birbirine yakinsayarak ortak bir gecmis temsiline donusmesindeki rolune yonelik deneysel calismalara odaklanmaktadir. Deneysel ortamda gercek yasamin basitlestirilmis simulasyonlarini olusturan bu calismalar, bellegin sosyal bulasiciligi, ortaklasa hatirlama, sosyal baglamda secici hatirlama ve hatirlamaya bagli unutma gibi paradigmalarin toplumun ortak anilarinin olusumu ve hatirlanmasinin altinda yatan bilissel mekanizmalarin bir temsili olabilecegini ileri surer. Derleme, bu calismalari inceledikten sonra, toplumsal bellek uzerine gerceklestirilen deneysel ve betimleyici calismalarin bulgulari arasindaki paralelliklere odaklanacaktir. Derleme, son olarak, laboratuvar ortamindaki deneysel calismalarin, toplumsal olaylara iliskin anilarin olusumu ve hatirlanmasina yonelik genel prensipler sunarak, toplumsal bellegin altinda yatan bilissel mekanizmalarin anlasilmasina iliskin katki sunabilecegi gorusuyle sonlanacaktir. Bu derleme, bilissel psikoloji bakis acisini benimsemekle birlikte, cesitli disiplinlerin farkli anlayislarini harmanlayarak toplumsal bellek calismalarinda disiplinler arasi bir yaklasimi tesvik etmeyi ve toplumsal bellegin daha iyi anlasilmasina katkida bulunacak yeni arastirma sorularina yon vermeyi umit etmektedir.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123153309","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ömer Taha Sözer, Sinem Öztürk Dursun, Neslihan Yortan, Ülkü Güreşen, Mehmet Şaki̇roğlu
Universite uyumu, universiteye yeni baslayan genclerin en sik karsilastiklari yasam zorluklari arasindadir. Uyum surecini olumlu ya da olumsuz etkileyebilecek cesitli bireysel farkliliklar olabilir. Bu farkliliklarin ve uyumu kolaylastirabilecek degiskenlerin belirlenmesi ogrencilerin yasayabilecekleri zorluklarin anlasilmasi acisindan onemli olacaktir ve erken mudahale imkani sunacaktir. Buradan hareketle bu calisma universiteye uyumda kisilik ozelliklerinin ve mizah tarzlarinin dogrudan etkisini ve kisilik ozellikleri ile universiteye uyum arasindaki iliskide mizah tarzlarinin dolayli etkisini incelemeyi amaclamaktadir. Kisilik ozellikleri Pekistirmeye Duyarlilik Kurami dogrultusunda onerilen davranissal aktivasyon ve davranissal inhibisyon sistemleri referans alinarak degerlendirilmistir. Mizah tarzlari ise kendini gelistirici, kendini yikici, katilimci ve saldirgan mizah olarak dort farkli boyutta ele alinmistir. Turkiye’deki bir devlet universitesinde birinci sinif okuyan 282 ogrenci arastirmaya dahil edilmistir. Katilimcilarin 193’u kadin, 87’si erkektir. Arastirmada Davranissal Aktivasyon-Inhibisyon Olcegi, Mizah Tarzlari Olcegi ve Universite Yasami Olcegi kagit-kalem formu olarak uygulanmistir. Bulgular davranissal inhibisyonun universiteye uyumu negatif, davranissal aktivasyonun ise universiteye uyumu pozitif yonde yordadigini gostermistir. Ayrica kendini yikici mizah tarzinin universiteye uyumu negatif, kendini gelistirici ve katilimci mizahin ise universiteye uyumu pozitif yonde yordadigi saptanmistir. Yurutulen aracilik analizleri sonuclarina gore davranissal aktivasyon ile universiteye uyum arasindaki iliskide kendini gelistirici ve katilimci mizah tarzlarinin kismi araci olduklari saptanmistir. Ayrica davranissal inhibisyon ile universiteye uyum arasindaki iliskide kendini yikici mizahin araci rolu incelenmis, ancak analiz sonuclari kendini yikici mizah tarzinin araci rolu olmadigini gostermistir. Sonuclara gore DIS ve kendini yerici mizah tarzi universite uyumu acisindan risk faktorleri olarak degerlendirilebilirken DAS, kendini gelistirici ve katilimci mizah tarzlari uyum surecini kolaylastirabilir. Odul duyarliligi yuksek ogrenciler universiteye uyum saglarken olumlu mizah tarzlarini kullanmakla birlikte, ceza duyarliligi yuksek ogrencilerin uyum surecinde yasadiklari gucluklerde olumsuz mizah tarzinin rolu bulunmamaktadir. Bu sebeple bazi kisilik ozelliklerinin universite uyumu icin risk olusturabileceginin farkinda olunmasinin ve bir bas etme yontemi olarak olumlu mizah tarzlarinin gelistirilmesinin uyum surecine katkida bulunabilecegi dusunulmektedir
{"title":"Kişilik Özellikleri, Mizah Tarzları ve Üniversiteye Uyum Arasındaki Doğrudan ve Dolaylı İlişkiler: Mizah Tarzlarının Aracı Rolü","authors":"Ömer Taha Sözer, Sinem Öztürk Dursun, Neslihan Yortan, Ülkü Güreşen, Mehmet Şaki̇roğlu","doi":"10.26650/sp2019-0047","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2019-0047","url":null,"abstract":"Universite uyumu, universiteye yeni baslayan genclerin en sik karsilastiklari yasam zorluklari arasindadir. Uyum surecini olumlu ya da olumsuz etkileyebilecek cesitli bireysel farkliliklar olabilir. Bu farkliliklarin ve uyumu kolaylastirabilecek degiskenlerin belirlenmesi ogrencilerin yasayabilecekleri zorluklarin anlasilmasi acisindan onemli olacaktir ve erken mudahale imkani sunacaktir. Buradan hareketle bu calisma universiteye uyumda kisilik ozelliklerinin ve mizah tarzlarinin dogrudan etkisini ve kisilik ozellikleri ile universiteye uyum arasindaki iliskide mizah tarzlarinin dolayli etkisini incelemeyi amaclamaktadir. Kisilik ozellikleri Pekistirmeye Duyarlilik Kurami dogrultusunda onerilen davranissal aktivasyon ve davranissal inhibisyon sistemleri referans alinarak degerlendirilmistir. Mizah tarzlari ise kendini gelistirici, kendini yikici, katilimci ve saldirgan mizah olarak dort farkli boyutta ele alinmistir. Turkiye’deki bir devlet universitesinde birinci sinif okuyan 282 ogrenci arastirmaya dahil edilmistir. Katilimcilarin 193’u kadin, 87’si erkektir. Arastirmada Davranissal Aktivasyon-Inhibisyon Olcegi, Mizah Tarzlari Olcegi ve Universite Yasami Olcegi kagit-kalem formu olarak uygulanmistir. Bulgular davranissal inhibisyonun universiteye uyumu negatif, davranissal aktivasyonun ise universiteye uyumu pozitif yonde yordadigini gostermistir. Ayrica kendini yikici mizah tarzinin universiteye uyumu negatif, kendini gelistirici ve katilimci mizahin ise universiteye uyumu pozitif yonde yordadigi saptanmistir. Yurutulen aracilik analizleri sonuclarina gore davranissal aktivasyon ile universiteye uyum arasindaki iliskide kendini gelistirici ve katilimci mizah tarzlarinin kismi araci olduklari saptanmistir. Ayrica davranissal inhibisyon ile universiteye uyum arasindaki iliskide kendini yikici mizahin araci rolu incelenmis, ancak analiz sonuclari kendini yikici mizah tarzinin araci rolu olmadigini gostermistir. Sonuclara gore DIS ve kendini yerici mizah tarzi universite uyumu acisindan risk faktorleri olarak degerlendirilebilirken DAS, kendini gelistirici ve katilimci mizah tarzlari uyum surecini kolaylastirabilir. Odul duyarliligi yuksek ogrenciler universiteye uyum saglarken olumlu mizah tarzlarini kullanmakla birlikte, ceza duyarliligi yuksek ogrencilerin uyum surecinde yasadiklari gucluklerde olumsuz mizah tarzinin rolu bulunmamaktadir. Bu sebeple bazi kisilik ozelliklerinin universite uyumu icin risk olusturabileceginin farkinda olunmasinin ve bir bas etme yontemi olarak olumlu mizah tarzlarinin gelistirilmesinin uyum surecine katkida bulunabilecegi dusunulmektedir","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"118 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128156612","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kulturel yeterlige sahip olan saglik profesyonelleri, saglik hizmetlerinin kalitesini iyilestirmede onemlidir. Birinci basamak saglik hizmetlerinde multidisipliner ekibin kulturel yeterliligini degerlendiren bir olcum aracinin literaturdeki eksikligi dikkat cekmektedir. Bu calismanin amaci, Perng ve Watson (2012) tarafindan gelistirilen Hemsire Kulturel Yeterlilik Olcegi’ni uyarlayarak Birinci Basamak Saglik Calisanlari icin Kulturel Yeterlilik Olcegi (BBSC-KYO) gelistirmek ve Turkiye’de birinci basamak saglik profesyonellerinin kulturel yeterliligini etkileyen cesitli faktorleri incelemektir. Bu calismaya aile hekimi, aile sagligi hemsiresi ve Toplum Sagligi Merkezi’nde calisan saglik profesyonelleri olmak uzere 231 saglik profesyoneli katilmistir. Yurutulen madde analizinde maddelerin toplam puanla olan korelasyonlarinin .60 ile .82 arasinda degistigi gorulmustur. Acimlayici faktor analizi sonucunda toplam varyansin %73.5'ini aciklayan uc faktorlu bir yapi ortaya cikmistir. BBSC-KYO'nun 1-8 maddeleri “Kulturel Beceri”, 9-16 maddeleri “Kulturel Bilgi” ve 17- 20 maddeleri “Kulturel Duyarlilik” olarak isimlendirilen faktorler altinda yer almistir. Cronbach Alpha katsayilari toplam puan icin .84, faktorler icin ise sirasiyla .78, .76 ve .87 olarak tespit edilmistir. Ayirt edici gecerlik icin katilimcilarin deneyimleri gruplandirilarak karsilastirilmistir. Farkli bir dil konusabilen, farkli kulturden arkadas ve komsuyla daha sik iletisime gecen ve farkli kulturlere yonelik hizmet vermeyle ilgili egitim alan birinci basamak saglik profesyonellerinin kulturel yeterliliginin daha yuksek oldugu bulunmustur. Bunlarin yani sira, gocmenler ve multecilerle calismaktan memnun oldugunu belirten tum birinci basamak saglik profesyonellerinin BBSC-KYO puanlarinin belirgin derecede yuksek oldugu saptanmistir. Elde edilen sonuclar, BBSC-KYO’nun birinci basamak saglik calisanlarinin kulturel yeterliligini degerlendirmede kullanilabilir bir olcum araci oldugunu gostermektedir. Ayrica olcek, bireye, aileye ve topluma saglik hizmet sunumu gerceklestiren tum profesyoneller icin de klinik alanda kullanima uygundur.
{"title":"Developing a Cultural Competency Scale for Primary Health Care Professionals","authors":"S. Gözüm, A. Tuzcu, S. Yurt","doi":"10.26650/SP2019-0043","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/SP2019-0043","url":null,"abstract":"Kulturel yeterlige sahip olan saglik profesyonelleri, saglik hizmetlerinin kalitesini iyilestirmede onemlidir. Birinci basamak saglik hizmetlerinde multidisipliner ekibin kulturel yeterliligini degerlendiren bir olcum aracinin literaturdeki eksikligi dikkat cekmektedir. Bu calismanin amaci, Perng ve Watson (2012) tarafindan gelistirilen Hemsire Kulturel Yeterlilik Olcegi’ni uyarlayarak Birinci Basamak Saglik Calisanlari icin Kulturel Yeterlilik Olcegi (BBSC-KYO) gelistirmek ve Turkiye’de birinci basamak saglik profesyonellerinin kulturel yeterliligini etkileyen cesitli faktorleri incelemektir. Bu calismaya aile hekimi, aile sagligi hemsiresi ve Toplum Sagligi Merkezi’nde calisan saglik profesyonelleri olmak uzere 231 saglik profesyoneli katilmistir. Yurutulen madde analizinde maddelerin toplam puanla olan korelasyonlarinin .60 ile .82 arasinda degistigi gorulmustur. Acimlayici faktor analizi sonucunda toplam varyansin %73.5'ini aciklayan uc faktorlu bir yapi ortaya cikmistir. BBSC-KYO'nun 1-8 maddeleri “Kulturel Beceri”, 9-16 maddeleri “Kulturel Bilgi” ve 17- 20 maddeleri “Kulturel Duyarlilik” olarak isimlendirilen faktorler altinda yer almistir. Cronbach Alpha katsayilari toplam puan icin .84, faktorler icin ise sirasiyla .78, .76 ve .87 olarak tespit edilmistir. Ayirt edici gecerlik icin katilimcilarin deneyimleri gruplandirilarak karsilastirilmistir. Farkli bir dil konusabilen, farkli kulturden arkadas ve komsuyla daha sik iletisime gecen ve farkli kulturlere yonelik hizmet vermeyle ilgili egitim alan birinci basamak saglik profesyonellerinin kulturel yeterliliginin daha yuksek oldugu bulunmustur. Bunlarin yani sira, gocmenler ve multecilerle calismaktan memnun oldugunu belirten tum birinci basamak saglik profesyonellerinin BBSC-KYO puanlarinin belirgin derecede yuksek oldugu saptanmistir. Elde edilen sonuclar, BBSC-KYO’nun birinci basamak saglik calisanlarinin kulturel yeterliligini degerlendirmede kullanilabilir bir olcum araci oldugunu gostermektedir. Ayrica olcek, bireye, aileye ve topluma saglik hizmet sunumu gerceklestiren tum profesyoneller icin de klinik alanda kullanima uygundur.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"216 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133225931","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ahlaki yargilarin incelenmesinde kisinin faydaci ve deontolojik secenekleri arasinda sikisip kaldigi durumlar iceren kisa senaryolar olarak tanimlanabilecek olan ahlaki ikilemler siklikla kullanilmaktadir. Ancak, psikoterapistlerin karsilasabilecegi ve alinan kararlarin faydaci/deontolojik olarak ayristirilabilecegi yuksek ahlaki ikilemlerin neler olabilecegine iliskin olarak gerceklestirilmis yurt ici ve yurt disi herhangi bir arastirma bulunmamaktadir. Ahlaki ikilemlerin yer verildigi ve Turk katilimci gruplari ile gerceklestirilen arastirma sayisi ise oldukca azdir. Bunun yani sira, psikoloji alanindaki arastirma sonuclari kulturlerarasi farkliliklar gosterebilmektedir. Bu kapsamda, bir ahlaki ikilem senaryosunun dusuk veya yuksek ikilem yaratmasinin, kismen kultur ile baglantili olma ihtimali vardir. Bu arastirmada Turk kulturunde yuksek ikilem yaratan klasik ahlaki senaryolar ile psikoterapist ahlaki senaryolarinin tespit edilmesi amaclanmistir. Katilimcilarin ruh halleri ile faydaci/deontolojik karar alma egilimleri arasindaki iliski de ayrica incelenmistir. Arastirmaya 42 psikoterapist ve alan disi gruptan (on lisans ogrencileri ve minimum universite mezunu yetiskinler) 108 kisi katilmistir. Alan disi grup klasik ahlaki ikilem senaryolarini, psikoterapist grubu ise psikoterapist senaryolarini yanitlamistir. Alan disi gruba verilen 20 klasik ahlaki ikilem senaryosundan dordu, psikoterapistlere verilen 10 senaryodan ise besi yuksek ikilem yaratan senaryolar olarak tespit edilmistir. Katilimcilarin ruh halleri Pozitif ve Negatif Duygu Olcegi (PNDO) uzerinden, senaryolari okumadan once ve sonra olmak uzere iki kez olcumlenmis ve senaryolardan kaynaklanan olasi ruh hali degisimleri analiz edilmistir. Klasik ahlaki ikilemlerde, ilgili senaryolari okuduktan sonra katilimcilarin negatif duygu durumlari artmis, pozitif duygu durumlari ise azalmistir. Psikoterapist ahlaki ikilem senaryolari ise katilimcilarin negatif ruh hallerini arttirmistir. Klasik ahlaki ikilem senaryolarinda alinan deontolojik kararlar katilimcilarin negatif duygu durumlari ile pozitif iliski gostermistir. Psikoterapist grubunda ise ruh hali ve deontolojik/faydaci kararlar arasinda anlamli bir iliski bulunamamistir. Calismada ayrica bulgular Ikili Islem Teorisi cercevesinde alan yazina katkisi acisindan tartisilmistir.
{"title":"Türk Kültüründe Yüksek Ahlaki İkilem Yaratan Psikoterapist Senaryoları ile Klasik Senaryolar: Duyguların Faydacı/Deontolojik Kararlar ile İlişkisi","authors":"Filiz Kumova, Hasan G. Bahçekapili","doi":"10.26650/SP2019-0068","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/SP2019-0068","url":null,"abstract":"Ahlaki yargilarin incelenmesinde kisinin faydaci ve deontolojik secenekleri arasinda sikisip kaldigi durumlar iceren kisa senaryolar olarak tanimlanabilecek olan ahlaki ikilemler siklikla kullanilmaktadir. Ancak, psikoterapistlerin karsilasabilecegi ve alinan kararlarin faydaci/deontolojik olarak ayristirilabilecegi yuksek ahlaki ikilemlerin neler olabilecegine iliskin olarak gerceklestirilmis yurt ici ve yurt disi herhangi bir arastirma bulunmamaktadir. Ahlaki ikilemlerin yer verildigi ve Turk katilimci gruplari ile gerceklestirilen arastirma sayisi ise oldukca azdir. Bunun yani sira, psikoloji alanindaki arastirma sonuclari kulturlerarasi farkliliklar gosterebilmektedir. Bu kapsamda, bir ahlaki ikilem senaryosunun dusuk veya yuksek ikilem yaratmasinin, kismen kultur ile baglantili olma ihtimali vardir. Bu arastirmada Turk kulturunde yuksek ikilem yaratan klasik ahlaki senaryolar ile psikoterapist ahlaki senaryolarinin tespit edilmesi amaclanmistir. Katilimcilarin ruh halleri ile faydaci/deontolojik karar alma egilimleri arasindaki iliski de ayrica incelenmistir. Arastirmaya 42 psikoterapist ve alan disi gruptan (on lisans ogrencileri ve minimum universite mezunu yetiskinler) 108 kisi katilmistir. Alan disi grup klasik ahlaki ikilem senaryolarini, psikoterapist grubu ise psikoterapist senaryolarini yanitlamistir. Alan disi gruba verilen 20 klasik ahlaki ikilem senaryosundan dordu, psikoterapistlere verilen 10 senaryodan ise besi yuksek ikilem yaratan senaryolar olarak tespit edilmistir. Katilimcilarin ruh halleri Pozitif ve Negatif Duygu Olcegi (PNDO) uzerinden, senaryolari okumadan once ve sonra olmak uzere iki kez olcumlenmis ve senaryolardan kaynaklanan olasi ruh hali degisimleri analiz edilmistir. Klasik ahlaki ikilemlerde, ilgili senaryolari okuduktan sonra katilimcilarin negatif duygu durumlari artmis, pozitif duygu durumlari ise azalmistir. Psikoterapist ahlaki ikilem senaryolari ise katilimcilarin negatif ruh hallerini arttirmistir. Klasik ahlaki ikilem senaryolarinda alinan deontolojik kararlar katilimcilarin negatif duygu durumlari ile pozitif iliski gostermistir. Psikoterapist grubunda ise ruh hali ve deontolojik/faydaci kararlar arasinda anlamli bir iliski bulunamamistir. Calismada ayrica bulgular Ikili Islem Teorisi cercevesinde alan yazina katkisi acisindan tartisilmistir.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"28 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114652091","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mourning is one of the two concepts that emerged from Freud's article Mourning and Melancholia and is frequently subjected to research. However the concept of melancholia is studied less. Furthermore, melancholia remains in an ambiguous position: sometimes it is attributed to a person's personality pattern and sometimes to a depressive mood or even sometimes to a psychotic structure. From this point of view, in this article, the work of Freud and Lacan (who recontextualized Freud’s literature), on mourning and melancholia are examined comparatively. Accordingly, Freud expressed that mourning and melancholia are similar in the loss of a loved object and while mourning is an ordinary response to loss melancholia is an extraordinary position. Faced with Freud's view that mourning and melancholia are similar in terms of lost object, but differ in terms of their functioning, Lacan reconsidered these two concepts through the topological structure of Symbolic, Imaginary and Real. In Lacan's conceptualization, mourning as a process connects the subject to the symbolic order through rituals or ceremonies. The subject who does not/cannot pass beyond this process is stuck in jouissance staying alone with Real in melancholia. In this recent article, several clinical practice and research examples are included following the theoretical examination. Based on this, it is thought that in a state of melancholia, the person is in pain while maintaining a position that one takes as a move from castration to escape and that the way out of this pain is only possible with a symbolic study. However, it is important to study the appearance of melancholia in different subject formations together with today's changing cultural background. As a result, it is thought that how melancholia is expressed in language and its relationship with the defense mechanism related to subject formation of the individual determines the central point in an analytical study.
{"title":"Freud ve Lacan’ın Psikanalitik Kuramlarında Yastan Ayrışan Melankolik Özne","authors":"Aylin Özkan, Sinem Baltacı","doi":"10.26650/sp2019-0056","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2019-0056","url":null,"abstract":"Mourning is one of the two concepts that emerged from Freud's article Mourning and Melancholia and is frequently subjected to research. However the concept of melancholia is studied less. Furthermore, melancholia remains in an ambiguous position: sometimes it is attributed to a person's personality pattern and sometimes to a depressive mood or even sometimes to a psychotic structure. From this point of view, in this article, the work of Freud and Lacan (who recontextualized Freud’s literature), on mourning and melancholia are examined comparatively. Accordingly, Freud expressed that mourning and melancholia are similar in the loss of a loved object and while mourning is an ordinary response to loss melancholia is an extraordinary position. Faced with Freud's view that mourning and melancholia are similar in terms of lost object, but differ in terms of their functioning, Lacan reconsidered these two concepts through the topological structure of Symbolic, Imaginary and Real. In Lacan's conceptualization, mourning as a process connects the subject to the symbolic order through rituals or ceremonies. The subject who does not/cannot pass beyond this process is stuck in jouissance staying alone with Real in melancholia. In this recent article, several clinical practice and research examples are included following the theoretical examination. Based on this, it is thought that in a state of melancholia, the person is in pain while maintaining a position that one takes as a move from castration to escape and that the way out of this pain is only possible with a symbolic study. However, it is important to study the appearance of melancholia in different subject formations together with today's changing cultural background. As a result, it is thought that how melancholia is expressed in language and its relationship with the defense mechanism related to subject formation of the individual determines the central point in an analytical study.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129393396","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismada, Turkiye’nin kentsel alanlarinda yasayan ev sahibi topluluklar ile Suriyeli multeciler arasinda yasanan sosyoekonomik uyusmazlik arastirilmistir. Calismanin amaci ev sahibi topluluk uyelerinin kisisel ekonomik tatmin duzeyleri ve multecilere yonelik sosyoekonomik tehdit algilari arasindaki iliskide siyasal guvenin araci rolunu kesfetmektir. Kesitsel anket calismasi yaklasimiyla ve kolayda ornekleme yontemiyle basta Istanbul, Ankara ve Izmir olmak uzere Turkiye’nin farkli kentsel bolgelerinde yasayan 243 yerel sakinden cevrimici anket programi yoluyla veri toplanmistir. Turkiye’nin siyasal, sosyal ve ekonomik kulturu ve gecmis calismalar goz onunde bulundurularak, bu arastirmanin amaclari dogrultusunda algilanan sosyoekonomik tehdit algisi, kisisel ekonomik tatmin duzeyi, siyasal guven ve kamusal hizmetlerden memnuniyet degiskenleri icin olcum araclari tasarlanmistir. Demografik form araciligiyla da katilimcilarin yas, sehir, egitim, cinsiyet ve gelir bilgilerine ulasilmistir. SPSS programinda PROCESS Macro eklentisi uzerinden yeniden ornekleme metodu kullanilarak ve demografik degiskenler (yas, sehir, egitim, cinsiyet, gelir) ve kamusal hizmetlerden memnuniyet degiskenleri kontrol edilerek siyasal guvenin dolayli etkisi analiz edilmistir. Arastirmanin bulgularina gore, kisisel ekonomik tatminin siyasal guvenle ve algilanan sosyoekonomik tehditle anlamli bir iliskiye sahip oldugu gorulmustur. Ayrica, siyasal guvenin sosyoekonomik tehdit algisiyla da anlamli bir iliskiye sahip oldugu gorulmustur. Asil onemlisi, calismanin ana hipotezi olan siyasal guvenin, kisisel ekonomik tatmin ve algilanan sosyoekonomik tehdit iliskisinde anlamli bir araci rolu oldugu sonucuna ulasilmistir. Bu sonuca gore, dusuk kisisel ekonomik tatmin duzeyinin dusuk siyasal guvene yol actigi ve bu durumun da multecilere yonelik yuksek sosyoekonomik tehdit algisina neden oldugu soylenebilir. Calismanin sonuclari, literaturdeki gecmis calismalar, Butunlesik Tehdit, Gercekci Grup Tehdit ve Sistemi Mesrulastirma Kuramlari uzerinden tartisilmistir. Arastirmanin kisitlari ve gelecek calismalar icin oneriler calismanin tartisma kisminda degerlendirilmistir.
{"title":"Socioeconomic Conflict between Host Community and Syrian Refugees in Urban Turkey: The Mediating Role of Political Trust","authors":"Halil Pak, Z. A. Elitsoy","doi":"10.26650/sp2019-0094","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2019-0094","url":null,"abstract":"Bu calismada, Turkiye’nin kentsel alanlarinda yasayan ev sahibi topluluklar ile Suriyeli multeciler arasinda yasanan sosyoekonomik uyusmazlik arastirilmistir. Calismanin amaci ev sahibi topluluk uyelerinin kisisel ekonomik tatmin duzeyleri ve multecilere yonelik sosyoekonomik tehdit algilari arasindaki iliskide siyasal guvenin araci rolunu kesfetmektir. Kesitsel anket calismasi yaklasimiyla ve kolayda ornekleme yontemiyle basta Istanbul, Ankara ve Izmir olmak uzere Turkiye’nin farkli kentsel bolgelerinde yasayan 243 yerel sakinden cevrimici anket programi yoluyla veri toplanmistir. Turkiye’nin siyasal, sosyal ve ekonomik kulturu ve gecmis calismalar goz onunde bulundurularak, bu arastirmanin amaclari dogrultusunda algilanan sosyoekonomik tehdit algisi, kisisel ekonomik tatmin duzeyi, siyasal guven ve kamusal hizmetlerden memnuniyet degiskenleri icin olcum araclari tasarlanmistir. Demografik form araciligiyla da katilimcilarin yas, sehir, egitim, cinsiyet ve gelir bilgilerine ulasilmistir. SPSS programinda PROCESS Macro eklentisi uzerinden yeniden ornekleme metodu kullanilarak ve demografik degiskenler (yas, sehir, egitim, cinsiyet, gelir) ve kamusal hizmetlerden memnuniyet degiskenleri kontrol edilerek siyasal guvenin dolayli etkisi analiz edilmistir. Arastirmanin bulgularina gore, kisisel ekonomik tatminin siyasal guvenle ve algilanan sosyoekonomik tehditle anlamli bir iliskiye sahip oldugu gorulmustur. Ayrica, siyasal guvenin sosyoekonomik tehdit algisiyla da anlamli bir iliskiye sahip oldugu gorulmustur. Asil onemlisi, calismanin ana hipotezi olan siyasal guvenin, kisisel ekonomik tatmin ve algilanan sosyoekonomik tehdit iliskisinde anlamli bir araci rolu oldugu sonucuna ulasilmistir. Bu sonuca gore, dusuk kisisel ekonomik tatmin duzeyinin dusuk siyasal guvene yol actigi ve bu durumun da multecilere yonelik yuksek sosyoekonomik tehdit algisina neden oldugu soylenebilir. Calismanin sonuclari, literaturdeki gecmis calismalar, Butunlesik Tehdit, Gercekci Grup Tehdit ve Sistemi Mesrulastirma Kuramlari uzerinden tartisilmistir. Arastirmanin kisitlari ve gelecek calismalar icin oneriler calismanin tartisma kisminda degerlendirilmistir.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"46 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125059045","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Politik mekanin nasil cercevelendigine dair yapilan calismalar kimlik insa surecine genis bir perspektif saglar. Cerceveler hareketin ve hareketin yurutuldugu mekanin ideolojik kulturune yonelik olarak alternatif gerceklikler barindirir, mekandaki farkli ve/veya alternatif kimlikleri konumlandirir ve anlaticinin ozne pozisyonunu gorunur kilar. Bu calismada, Turkiye’nin son zamanlardaki en meshur politik isgal ornegi sayilan Istanbul Kadikoy’deki Don Kisot Sosyal Merkezi’ndeki (mekan 2013-2015 yillari arasinda acik kalmistir) isgalcilerin yaptigi mekan cercevelerindeki farkli kimlik insalari calisilmistir. Isgal evinde aktif olarak bulunmus 13 kisiyle yari-yapilandirilmis ve derinlemesine mulakatlar yapilmistir. Gorusmeler elestirel soylemsel psikoloji teknigiyle analiz edilmistir. Mekan icindeki farkli gruplarin birbirine zit kimlik konumlandirmalari (orgutluler ve orgutlu olmayanlar/anti-politikler arasinda) ve farkli mekan cercevelendirmeleri yaptiklari gorulmustur. Alintilar Don Kisot Sosyal Merkez’e dair ortak uc aciklayici repertuvar (bir alternatif olarak isgal evi, duzenli bir yer, ideolojinin sinirlandigi alan) altinda kategorize edilmistir. Bu alintilar politik eylemin kisiselligini ve mekanin politikligini aydinlatirken, katilimcilarin kendi kimlik konumlari ekseninde retorik olarak insa ettikleri alternatif mekan cercevelerini de gostermektedir. Ana sonuclardan biri katilimcilarin, ayni hareketin bir katilimcisi halindeyken ve ayni repertuvardan konusuyorlarken bile kendilerini ve otekileri belli ozne pozisyonlarina konumlandirmak adina birbirine zit cercevelendirmeler insa ettigidir. Ozetle bu calismada bir mustereklestirme eylemindeki ic-grup iliskileri ve dilsel kimlik insa taktikleri ele alinmaktadir. Sonuc olarak, Yeni Sosyal Hareketler kategorisine giren bu tur hareketlerin yeniligini tartismak uzere ve bu hareketlerin hakiki alternatifleri, politik arenada gundeme getirdikleri konular ve diger kolektif kimlik olusturmanin baska yollari hakkinda sorular sorulmaktadir.
{"title":"Identity Positionings in Squatters’ Framings of Don Quijote Social Centre","authors":"Bahriye Atabinen, Göklem Tekdemir","doi":"10.26650/sp2020-0040","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2020-0040","url":null,"abstract":"Politik mekanin nasil cercevelendigine dair yapilan calismalar kimlik insa surecine genis bir perspektif saglar. Cerceveler hareketin ve hareketin yurutuldugu mekanin ideolojik kulturune yonelik olarak alternatif gerceklikler barindirir, mekandaki farkli ve/veya alternatif kimlikleri konumlandirir ve anlaticinin ozne pozisyonunu gorunur kilar. Bu calismada, Turkiye’nin son zamanlardaki en meshur politik isgal ornegi sayilan Istanbul Kadikoy’deki Don Kisot Sosyal Merkezi’ndeki (mekan 2013-2015 yillari arasinda acik kalmistir) isgalcilerin yaptigi mekan cercevelerindeki farkli kimlik insalari calisilmistir. Isgal evinde aktif olarak bulunmus 13 kisiyle yari-yapilandirilmis ve derinlemesine mulakatlar yapilmistir. Gorusmeler elestirel soylemsel psikoloji teknigiyle analiz edilmistir. Mekan icindeki farkli gruplarin birbirine zit kimlik konumlandirmalari (orgutluler ve orgutlu olmayanlar/anti-politikler arasinda) ve farkli mekan cercevelendirmeleri yaptiklari gorulmustur. Alintilar Don Kisot Sosyal Merkez’e dair ortak uc aciklayici repertuvar (bir alternatif olarak isgal evi, duzenli bir yer, ideolojinin sinirlandigi alan) altinda kategorize edilmistir. Bu alintilar politik eylemin kisiselligini ve mekanin politikligini aydinlatirken, katilimcilarin kendi kimlik konumlari ekseninde retorik olarak insa ettikleri alternatif mekan cercevelerini de gostermektedir. Ana sonuclardan biri katilimcilarin, ayni hareketin bir katilimcisi halindeyken ve ayni repertuvardan konusuyorlarken bile kendilerini ve otekileri belli ozne pozisyonlarina konumlandirmak adina birbirine zit cercevelendirmeler insa ettigidir. Ozetle bu calismada bir mustereklestirme eylemindeki ic-grup iliskileri ve dilsel kimlik insa taktikleri ele alinmaktadir. Sonuc olarak, Yeni Sosyal Hareketler kategorisine giren bu tur hareketlerin yeniligini tartismak uzere ve bu hareketlerin hakiki alternatifleri, politik arenada gundeme getirdikleri konular ve diger kolektif kimlik olusturmanin baska yollari hakkinda sorular sorulmaktadir.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"15 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124258139","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ferzan Curun, Başak Beydoğan Tangör, Elif Çolakoğlu Kaya
Kisinin kendini bilmesi ve olasi tum dissal baskilara ragmen kendine sadik kalabilmesi temelinde tanimlanan ozgun kisiligin yordayicilarini inceleyen calismalar alan yazinda gorece sinirli sayidadir. Bu calismanin temel amaci, olumlu/olumsuz duygulanim ile ozgun kisilik arasindaki iliskide duygu duzenleme gucluklerinin araci rolunu incelenmektir. Calismada Otantiklik Olcegi, Olumlu ve Olumsuz Duygulanim Olcegi ve Duygu Duzenleme Guclukleri Olcegi olmak uzere Turkceye cevrilmis olan uc olcek kullanilmistir. Bu calisma Istanbul’daki bir vakif universitesinin cesitli bolumlerinde (sirasiyla Psikoloji, Saglik Yonetimi, Uluslararasi Ticaret, Isletme, Is Sagligi ve Guvenligi, Eczacilik, Biyoloji, Ingiliz Dili ve Edebiyati) lisans ve lisansustu olmak uzere farkli sinif duzeylerinde ogrenimine devam eden 184 universite ogrenci (120 kadin ve 64 erkek) ile yurutulmustur. Katilimcilarin yaslarinin ortalamasinin 20.75 (SS= 1.97) oldugu bulgulanmistir. Calismanin temel amacini test etmek icin PROCESS Macro kullanilarak iki ayri aracilik analizi yapilmistir. Bulgular, duygu duzenleme gucluklerinin hem olumlu duygulanim ile ozgun kisilik, hem de olumsuz duygulanim ile ozgun kisilik arasindaki iliskilerde kismi araci role sahip oldugunu ortaya koymaktadir. Modellerden elde edilen sonuclar incelendiginde, olumlu duygulanima kiyasla olumsuz duygulanimin ozgun kisilik uzerinde daha guclu etkiye sahip oldugu gorulmustur. Bulgulara gore, dusuk duzeyde olumsuz duygulanima sahip olan bireylerin, olumsuz duygulanim duzeyi yuksek olan bireylere kiyasla ozgun kisilige ulasma acisindan daha avantajli olduklari ileri surulebilir. Ote yandan, dusuk duzeyde olumlu duygulanima sahip olan bireylerin, yuksek duzeyde olumlu duygulanima sahip bireylere kiyasla ozgun kisilige ulasma acisindan daha dezavantajli oldugu gorulmektedir. Calismanin sonuclari, duygu duzenleme gucluklerinin azaltilmasini amaclayan mudahalelerin, bireylerin ozgun kisiliklilerinin desteklenmesine imkân saglayabilecegini ortaya koymaktadir. Bunun ozellikle olumsuz duygulanim duzeyi yuksek olan bireyler acisindan daha fazla oneme sahip oldugu ileri surulebilir.
{"title":"Olumlu/Olumsuz Duygulanım ve Özgün Kişilik: Duygu Düzenleme Güçlüklerinin Aracı Rolü","authors":"Ferzan Curun, Başak Beydoğan Tangör, Elif Çolakoğlu Kaya","doi":"10.26650/sp2020-0022","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2020-0022","url":null,"abstract":"Kisinin kendini bilmesi ve olasi tum dissal baskilara ragmen kendine sadik kalabilmesi temelinde tanimlanan ozgun kisiligin yordayicilarini inceleyen calismalar alan yazinda gorece sinirli sayidadir. Bu calismanin temel amaci, olumlu/olumsuz duygulanim ile ozgun kisilik arasindaki iliskide duygu duzenleme gucluklerinin araci rolunu incelenmektir. Calismada Otantiklik Olcegi, Olumlu ve Olumsuz Duygulanim Olcegi ve Duygu Duzenleme Guclukleri Olcegi olmak uzere Turkceye cevrilmis olan uc olcek kullanilmistir. Bu calisma Istanbul’daki bir vakif universitesinin cesitli bolumlerinde (sirasiyla Psikoloji, Saglik Yonetimi, Uluslararasi Ticaret, Isletme, Is Sagligi ve Guvenligi, Eczacilik, Biyoloji, Ingiliz Dili ve Edebiyati) lisans ve lisansustu olmak uzere farkli sinif duzeylerinde ogrenimine devam eden 184 universite ogrenci (120 kadin ve 64 erkek) ile yurutulmustur. Katilimcilarin yaslarinin ortalamasinin 20.75 (SS= 1.97) oldugu bulgulanmistir. Calismanin temel amacini test etmek icin PROCESS Macro kullanilarak iki ayri aracilik analizi yapilmistir. Bulgular, duygu duzenleme gucluklerinin hem olumlu duygulanim ile ozgun kisilik, hem de olumsuz duygulanim ile ozgun kisilik arasindaki iliskilerde kismi araci role sahip oldugunu ortaya koymaktadir. Modellerden elde edilen sonuclar incelendiginde, olumlu duygulanima kiyasla olumsuz duygulanimin ozgun kisilik uzerinde daha guclu etkiye sahip oldugu gorulmustur. Bulgulara gore, dusuk duzeyde olumsuz duygulanima sahip olan bireylerin, olumsuz duygulanim duzeyi yuksek olan bireylere kiyasla ozgun kisilige ulasma acisindan daha avantajli olduklari ileri surulebilir. Ote yandan, dusuk duzeyde olumlu duygulanima sahip olan bireylerin, yuksek duzeyde olumlu duygulanima sahip bireylere kiyasla ozgun kisilige ulasma acisindan daha dezavantajli oldugu gorulmektedir. Calismanin sonuclari, duygu duzenleme gucluklerinin azaltilmasini amaclayan mudahalelerin, bireylerin ozgun kisiliklilerinin desteklenmesine imkân saglayabilecegini ortaya koymaktadir. Bunun ozellikle olumsuz duygulanim duzeyi yuksek olan bireyler acisindan daha fazla oneme sahip oldugu ileri surulebilir.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"22 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134289521","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}