Aktif karbon, genellikle odun, komur, Hindistan cevizi kabugu gibi cesitli zirai atiklardan uretilmektedir. Bu calismada, aktif karbon uretilmesi icin hammadde olarak yuksek oranda kukurt iceren komur kullanilmistir. Aktif karbon uretiminde fiziksel aktivasyon yontemi uygulanmis, bu yontemde etkili olan aktivasyon sicakligi (350-950 o C), aktivasyon suresi (5-120 dakika), tane boyut (0,25-2 mm) gibi degiskenlerin etkileri arastirilmistir. Aktif karbon uretiminde hammadde olarak kullanilan komur numunesinin BET yuzey alani 56 m 2 /gr iken en uygun calisma sartlarinda herhangi bir gaz girisinin olmadigi islemde elde edilen aktif karbonun BET yuzey alani 485 m 2 /gr ve inert bir gaz olan N 2 ile yapilan islem ile elde edilen aktif karbonun BET yuzey alani 510 m 2 /gr olarak olculmustur. Ayrica elde edilen aktif karbonun cozeltiden Cu 2+ iyonlarini uzaklastirma kabiliyetleri incelenmistir. Her iki calisma sartlarinda cozeltideki Cu 2+ iyonlarinin yaklasik %97’si uzaklastirilabilmistir. Yapilan bu calisma ile cevresel sorun olusturan yuksek oranda kukurt iceren komurlerin yakit disi alanlarda kullanilabilecegi belirlenmistir.
{"title":"Aktif Karbon Üretiminde Yüksek Kükürtlü Kömürlerin Kullanılabilirliğinin Araştırılması","authors":"Uğursal Demir, Sezer Elbinsoy","doi":"10.21541/apjes.365176","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/apjes.365176","url":null,"abstract":"Aktif karbon, genellikle odun, komur, Hindistan cevizi kabugu gibi cesitli zirai atiklardan uretilmektedir. Bu calismada, aktif karbon uretilmesi icin hammadde olarak yuksek oranda kukurt iceren komur kullanilmistir. Aktif karbon uretiminde fiziksel aktivasyon yontemi uygulanmis, bu yontemde etkili olan aktivasyon sicakligi (350-950 o C), aktivasyon suresi (5-120 dakika), tane boyut (0,25-2 mm) gibi degiskenlerin etkileri arastirilmistir. Aktif karbon uretiminde hammadde olarak kullanilan komur numunesinin BET yuzey alani 56 m 2 /gr iken en uygun calisma sartlarinda herhangi bir gaz girisinin olmadigi islemde elde edilen aktif karbonun BET yuzey alani 485 m 2 /gr ve inert bir gaz olan N 2 ile yapilan islem ile elde edilen aktif karbonun BET yuzey alani 510 m 2 /gr olarak olculmustur. Ayrica elde edilen aktif karbonun cozeltiden Cu 2+ iyonlarini uzaklastirma kabiliyetleri incelenmistir. Her iki calisma sartlarinda cozeltideki Cu 2+ iyonlarinin yaklasik %97’si uzaklastirilabilmistir. Yapilan bu calisma ile cevresel sorun olusturan yuksek oranda kukurt iceren komurlerin yakit disi alanlarda kullanilabilecegi belirlenmistir.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"60 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116955556","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Beyin fonksiyonlarinin haritalanmasi, elektriksel aktivite ve hemodinamik bilgiler isiginda gerceklestirilebilmektedir. Kanin oksijenlenmesine bagil (BOLD) sinyali girisimsel olmayacak sekilde fonksiyonel manyetik rezonans goruntulemesi (fMRG) ile elde edilebilmektedir. Herhangi bir mental gorev gerceklestirilmedigi esnada bile beyin bolgelerinde aktivasyonlar izlenebilmektedir. Bu aktivasyon izgelerine dinlenim durumu beyin aglari adi verilmektedir. Bu calismanin amaci, BOLD zaman serilerinin dogrudan kendilerini kullanmak yerine, dekompoze edimesi ile elde edilen alt zaman serilerinin birbirleri arasindaki koherans bilgisine dayanarak haritalama islemi yapmaktir. Ayristirma islemi icin cokdegiskenli ampirik mod dekompozisyonu kullanilmistir (MEMD). Beyin dokusunda sinirli sayida dugum bolgesi anatomik sablonlar yardimi ile belirlenmistir. Belirlenen anatomik bolgelere ait zaman serileri girdi olarak kullanilmistir. Her dugum alt zaman serisinin diger dugumlerin alt zaman serileri arasindaki koherans bilgisi hesaplanarak, frekans alaninda korelasyonlar belirlenmistir. Boylece, herhangi bir onbilgi empoze edilmeden BOLD zaman serisinin alt bilesenlerinin spektral ozelliklerinin incelenmesi saglanmistir.19 gonulluden alinan dinlenim durumu fMRG verisi onisleme tekniklerinin uygulanmasindan sonra analiz edilerek spektral ozellikleri incelenmistir. Elde edilen dort farkli bilesenin zaman serilerinin spektral ozellikleri 0.007, 0.014, 0.03 ve 0.064 Hz frekanslarinda tepe degerler almistir. Birinci bilesende isitsel fonksiyonlarin ve gorsel islevlerin yurutulmesinde rol oynayan superiyor temporal gyrus ve oksipital baglantilar, ikinci bilesende varsayilan kip aginin onemli bilesenleri olan posteriyor ve anteriyor singulat izlenmisir. Ucuncu bilesende 0.03 Hz ile 0.06 Hz civarinda dikkat aginin dugumleri gozlenmistir. Dorduncu bilesende ise superiyor temporal girus baglantilari baskin olarak izlenmistir.
{"title":"Çokdeğişkenli Ampirik Mod Ayrıştırımı ile İçsel Bağlantı Ağları Kestirimi","authors":"A. Duru","doi":"10.21541/apjes.457360","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/apjes.457360","url":null,"abstract":"Beyin fonksiyonlarinin haritalanmasi, elektriksel aktivite ve hemodinamik bilgiler isiginda gerceklestirilebilmektedir. Kanin oksijenlenmesine bagil (BOLD) sinyali girisimsel olmayacak sekilde fonksiyonel manyetik rezonans goruntulemesi (fMRG) ile elde edilebilmektedir. Herhangi bir mental gorev gerceklestirilmedigi esnada bile beyin bolgelerinde aktivasyonlar izlenebilmektedir. Bu aktivasyon izgelerine dinlenim durumu beyin aglari adi verilmektedir. Bu calismanin amaci, BOLD zaman serilerinin dogrudan kendilerini kullanmak yerine, dekompoze edimesi ile elde edilen alt zaman serilerinin birbirleri arasindaki koherans bilgisine dayanarak haritalama islemi yapmaktir. Ayristirma islemi icin cokdegiskenli ampirik mod dekompozisyonu kullanilmistir (MEMD). Beyin dokusunda sinirli sayida dugum bolgesi anatomik sablonlar yardimi ile belirlenmistir. Belirlenen anatomik bolgelere ait zaman serileri girdi olarak kullanilmistir. Her dugum alt zaman serisinin diger dugumlerin alt zaman serileri arasindaki koherans bilgisi hesaplanarak, frekans alaninda korelasyonlar belirlenmistir. Boylece, herhangi bir onbilgi empoze edilmeden BOLD zaman serisinin alt bilesenlerinin spektral ozelliklerinin incelenmesi saglanmistir.19 gonulluden alinan dinlenim durumu fMRG verisi onisleme tekniklerinin uygulanmasindan sonra analiz edilerek spektral ozellikleri incelenmistir. Elde edilen dort farkli bilesenin zaman serilerinin spektral ozellikleri 0.007, 0.014, 0.03 ve 0.064 Hz frekanslarinda tepe degerler almistir. Birinci bilesende isitsel fonksiyonlarin ve gorsel islevlerin yurutulmesinde rol oynayan superiyor temporal gyrus ve oksipital baglantilar, ikinci bilesende varsayilan kip aginin onemli bilesenleri olan posteriyor ve anteriyor singulat izlenmisir. Ucuncu bilesende 0.03 Hz ile 0.06 Hz civarinda dikkat aginin dugumleri gozlenmistir. Dorduncu bilesende ise superiyor temporal girus baglantilari baskin olarak izlenmistir.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133449688","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismada, deprem verilerinin modellemesinde daha once kullanilmamis olan Nakagami dagiliminin performansi, bilinen Genellestirilmis uc deger deger, Gumbel, Weibull dagilimlari ile karsilastirilmistir. Karsilastirma kriteri olarak belirleme katsayisi ve hata kareler ortalamasinin karekoku ele alinmistir. Deprem buyuklugu verileri ayri ayri incelenerek her bir yil icin maksimum deprem buyuklukleri elde edilmis ve blok maksima (yillik maksimumlar) veri seti belirlenmistir. Calismada uc deger teorisi ile kisa periyotlarda elde edilen veriler goz onunde bulundurularak, uzun periyotlarda deprem olma olasiliklari elde edilmistir. Deprem verilerine uydurulan dagilimlarin parametre tahminleri ve bu parametre tahminlerinin varyans-kovaryans matrisleri belirlenmistir. Belirleme katsayisi ve hata kareler ortalamasinin karekoku degerlerine gore, deprem verilerinin modellemesinde Nakagami dagiliminin da bilinen diger dagilimlar kadar basarili oldugu gorulmustur. Diger yandan; Gumbel dagiliminin gozlenen deprem verilerine uyumu ortaya cikarilarak bu dagilima dayali tekrarlama seviyeleri tahmin edilmistir. Boylece, onumuzdeki 10 yil icinde 5.1 siddetinde deprem olma olasiliginin % 10 oldugu belirlenmistir.
{"title":"Farklı İstatistiksel Dağılımlar ile Deprem Verilerinin Modellenmesi ve Performans Karşılaştırması","authors":"Hayri Akyüz","doi":"10.21541/apjes.401652","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/apjes.401652","url":null,"abstract":"Bu calismada, deprem verilerinin modellemesinde daha once kullanilmamis olan Nakagami dagiliminin performansi, bilinen Genellestirilmis uc deger deger, Gumbel, Weibull dagilimlari ile karsilastirilmistir. Karsilastirma kriteri olarak belirleme katsayisi ve hata kareler ortalamasinin karekoku ele alinmistir. Deprem buyuklugu verileri ayri ayri incelenerek her bir yil icin maksimum deprem buyuklukleri elde edilmis ve blok maksima (yillik maksimumlar) veri seti belirlenmistir. Calismada uc deger teorisi ile kisa periyotlarda elde edilen veriler goz onunde bulundurularak, uzun periyotlarda deprem olma olasiliklari elde edilmistir. Deprem verilerine uydurulan dagilimlarin parametre tahminleri ve bu parametre tahminlerinin varyans-kovaryans matrisleri belirlenmistir. Belirleme katsayisi ve hata kareler ortalamasinin karekoku degerlerine gore, deprem verilerinin modellemesinde Nakagami dagiliminin da bilinen diger dagilimlar kadar basarili oldugu gorulmustur. Diger yandan; Gumbel dagiliminin gozlenen deprem verilerine uyumu ortaya cikarilarak bu dagilima dayali tekrarlama seviyeleri tahmin edilmistir. Boylece, onumuzdeki 10 yil icinde 5.1 siddetinde deprem olma olasiliginin % 10 oldugu belirlenmistir.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"66 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-01-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117007633","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismada kriyojenik islem uygulanmis nikel esasli super alasimin elektro erozyon isleme (EEI) ile islenme performansi arastirilmistir. Bu amacla isil direncli nikel esasli super alasima sig ve derin kriyojenik islem uygulanmistir. Deneylerde kullanilan parametreler deney maliyetini azaltmak icin Taguchi L 9 ortogonal diziyle tasarlanmis olup elde edilen sonuclar istatistiksel olarak incelenerek kriyojenik islemin yuzey puruzlulugu ve malzeme asinma kaybi (MAK) etkisi arastirilmistir. Her iki cikti parametresi icin en ideal parametrelerin belirlenmesinde ise Gray-Taguchi yaklasimi kullanilmistir. Yapilan calismanin sonucunda; yanit tablolari incelendiginde yuzey puruzluluk degerleri icin en etkili parametrenin malzeme ve vurum suresi icin sirasi ile A1B1, malzeme asinma kaybi icin ise A2B1 olarak belirlenmistir. Anova sonuclarina gore yuzey puruzlulugu icin en etkili parametrenin %70,99 ile vurum suresi olarak, malzeme asinma kaybi icin ise % 71,66 ile malzeme olarak olustugu belirlenmistir. Maksimum asinma miktari ve en dusuk yuzey puruzluluk degeri icin gri iliskisel derecesi hesaplandiginda her ikisi icin ideal faktorler birinci deney ile gerceklestirilen parametrelerde olustugu tespit edilmistir.
本研究调查了通过电侵蚀加工(EEI)对经低温处理的镍基超耐热合金的加工性能。为此,对耐热镍基超耐热合金进行了深低温处理。实验中使用的参数采用田口 L 9 正交阵列设计,以降低实验成本,并对所得结果进行统计分析,以研究低温处理对表面粗糙度和材料上升损耗(MAK)的影响。采用灰色田口方法确定了两个输出参数的最佳参数。研究结果表明,在分析响应表时,确定对表面粗糙度值最有效的参数分别是材料和冲程持续时间的 A1B1 和材料磨损损失的 A2B1。根据方差分析结果,确定对表面粗糙度最有效的参数是冲击时间的 70.99%和材料磨耗损失的 71.66%。在计算最大磨损量和最低表面粗糙度值的灰色关联度时,可以确定这两个值的理想系数都在第一次实验的参数中找到。
{"title":"Kriyojenik İşlem Görmüş Nikel Esaslı Süperalaşımın Elektro-Erozyon İşleme Performansı Optimizasyonu","authors":"Engin Nas, Sıtkı Akıncıoğlu","doi":"10.21541/APJES.412042","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/APJES.412042","url":null,"abstract":"Bu calismada kriyojenik islem uygulanmis nikel esasli super alasimin elektro erozyon isleme (EEI) ile islenme performansi arastirilmistir. Bu amacla isil direncli nikel esasli super alasima sig ve derin kriyojenik islem uygulanmistir. Deneylerde kullanilan parametreler deney maliyetini azaltmak icin Taguchi L 9 ortogonal diziyle tasarlanmis olup elde edilen sonuclar istatistiksel olarak incelenerek kriyojenik islemin yuzey puruzlulugu ve malzeme asinma kaybi (MAK) etkisi arastirilmistir. Her iki cikti parametresi icin en ideal parametrelerin belirlenmesinde ise Gray-Taguchi yaklasimi kullanilmistir. Yapilan calismanin sonucunda; yanit tablolari incelendiginde yuzey puruzluluk degerleri icin en etkili parametrenin malzeme ve vurum suresi icin sirasi ile A1B1, malzeme asinma kaybi icin ise A2B1 olarak belirlenmistir. Anova sonuclarina gore yuzey puruzlulugu icin en etkili parametrenin %70,99 ile vurum suresi olarak, malzeme asinma kaybi icin ise % 71,66 ile malzeme olarak olustugu belirlenmistir. Maksimum asinma miktari ve en dusuk yuzey puruzluluk degeri icin gri iliskisel derecesi hesaplandiginda her ikisi icin ideal faktorler birinci deney ile gerceklestirilen parametrelerde olustugu tespit edilmistir.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"347 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134033044","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismada, hareket enerjisiyle degisken manyetik alan olusturularak verimli bir sekilde isi elde etmek amaciyla N35 neodyum miknatis ve diyamanyetik bir malzeme olan C1020 bakir alasimini iceren duzenekle deneysel calismalar yapilmistir. Yapilan deneylerde degisken manyetik alan etkisinde kalan bakirin, manyetizmanin temel kanunlari olan Lenz ve Faraday Kanunlari ve bunlara bagli olarak meydana gelen Eddy Akimlari sayesinde isindigi gozlenmistir. Devir sayisi ve miknatis ile malzeme arasindaki mesafe degistirilerek, verimli isi enerjisi elde etmek icin optimum parametreler belirlenmistir. Duzenekte 2400 d/dk hiz ve 2 mm miknatisa olan uzaklik parametrelerinde %75,8 verime ve 54,7 °C su sicakligina ulasilmistir. Sistem verimi de goz onunde bulundurularak, yontemin alternatif enerji kaynakli ve ekonomik bir isitma sistemi olarak degerlendirebilecegi kanisina varilmistir.
{"title":"Değişken Manyetik Alan ve Diyamanyetik Malzemeler ile Isı Eldesi","authors":"Agah Aygahoğlu, Arda Zaim","doi":"10.21541/apjes.383607","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/apjes.383607","url":null,"abstract":"Bu calismada, hareket enerjisiyle degisken manyetik alan olusturularak verimli bir sekilde isi elde etmek amaciyla N35 neodyum miknatis ve diyamanyetik bir malzeme olan C1020 bakir alasimini iceren duzenekle deneysel calismalar yapilmistir. Yapilan deneylerde degisken manyetik alan etkisinde kalan bakirin, manyetizmanin temel kanunlari olan Lenz ve Faraday Kanunlari ve bunlara bagli olarak meydana gelen Eddy Akimlari sayesinde isindigi gozlenmistir. Devir sayisi ve miknatis ile malzeme arasindaki mesafe degistirilerek, verimli isi enerjisi elde etmek icin optimum parametreler belirlenmistir. Duzenekte 2400 d/dk hiz ve 2 mm miknatisa olan uzaklik parametrelerinde %75,8 verime ve 54,7 °C su sicakligina ulasilmistir. Sistem verimi de goz onunde bulundurularak, yontemin alternatif enerji kaynakli ve ekonomik bir isitma sistemi olarak degerlendirebilecegi kanisina varilmistir.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133228065","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismada sulu cozeltilerden Bakir (II) giderimi icin ham Brassica Napus bitki saplari adsorban olarak kullanilmistir. Kesikli adsorpsiyon deneylerinde sabit 120 dakikalik temas suresince, pH (2-10), metal cozelti derisimi (2-10 mg/L), adsorban miktari (0.03-0.07 g), ve sicaklik (30-50 °C) adsorpsiyon deney degiskenleri olarak secilmistir. Bu dort bagimsiz degisken yuzey merkezli merkezi birlesik tasarimina dayanan yuzey yanit yontemi kullanilarak optimize edilmistir. Bakir (II) adsorpsiyonu icin optimum kosullar 7.3 mg/L bakir (II) iyon derisimi, 5.9 pH, 0.03 g adsorban miktari ve 33 °C oldugu yuzey merkezli merkezi birlesik tasarim yontemi ile bulunmustur. Elde edilen bu optimum kosullarda, adsorbaninin %79 kadar Bakir (II) agir metal giderimini gerceklestirdigi deneysel yontemlerle hesaplanmistir. Onerilen yuzey merkezli merkezi birlesik tasariminin iyi bir dogruluk ve yuksek regresyon katsayina (R 2 =0.992) sahip en iyi istatiksel yontem oldugu bulunmustur. Sonuclar acik bir bicimde Brassica Napus bitki saplarinin ucuz bir adsorban olarak Bakir (II) giderimi icin kullanilabilecegini gostermektedir.
{"title":"Sulu Çözeltiden Bakır (II) Adsorpsiyon Sürecinin Optimizasyonunda Yüzey Yanıt Metodolojisinin Uygulanması","authors":"Y. Şimşek","doi":"10.21541/APJES.393848","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/APJES.393848","url":null,"abstract":"Bu calismada sulu cozeltilerden Bakir (II) giderimi icin ham Brassica Napus bitki saplari adsorban olarak kullanilmistir. Kesikli adsorpsiyon deneylerinde sabit 120 dakikalik temas suresince, pH (2-10), metal cozelti derisimi (2-10 mg/L), adsorban miktari (0.03-0.07 g), ve sicaklik (30-50 °C) adsorpsiyon deney degiskenleri olarak secilmistir. Bu dort bagimsiz degisken yuzey merkezli merkezi birlesik tasarimina dayanan yuzey yanit yontemi kullanilarak optimize edilmistir. Bakir (II) adsorpsiyonu icin optimum kosullar 7.3 mg/L bakir (II) iyon derisimi, 5.9 pH, 0.03 g adsorban miktari ve 33 °C oldugu yuzey merkezli merkezi birlesik tasarim yontemi ile bulunmustur. Elde edilen bu optimum kosullarda, adsorbaninin %79 kadar Bakir (II) agir metal giderimini gerceklestirdigi deneysel yontemlerle hesaplanmistir. Onerilen yuzey merkezli merkezi birlesik tasariminin iyi bir dogruluk ve yuksek regresyon katsayina (R 2 =0.992) sahip en iyi istatiksel yontem oldugu bulunmustur. Sonuclar acik bir bicimde Brassica Napus bitki saplarinin ucuz bir adsorban olarak Bakir (II) giderimi icin kullanilabilecegini gostermektedir.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"55 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115499564","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Elevators are expected to fulfill the many different needs of passengers, which also differ depending on the type of building they are in. The absence of flexible software algorithms cause some elevators to be allocated to private usage in busy places like hospitals, hotels, and malls. Often this allocation, taking into consideration the ratio of private to public passengers, is unbalanced; in which case, heavily-used elevators, on top of risking break-downs and becoming out of service, operate unsatisfactorily. In this study, a control algorithm has been developed to authorize both private and public users, instead of distributing elevators between private and public passengers. In this way, service times for all users were optimized. The algorithm was tested with 100 scenarios on a prototype, while a total of 55000 scenarios have been simulated with Excel program. Differences in duration of both waiting and travel times have been compared yielding results which show significant advantages.
{"title":"An Elevator Control Algorithm Optimizing Privileged Use","authors":"Mümine Yıldız Coşkun, M. Karali","doi":"10.21541/APJES.397857","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/APJES.397857","url":null,"abstract":"Elevators are expected to fulfill the many different needs of passengers, which also differ depending on the type of building they are in. The absence of flexible software algorithms cause some elevators to be allocated to private usage in busy places like hospitals, hotels, and malls. Often this allocation, taking into consideration the ratio of private to public passengers, is unbalanced; in which case, heavily-used elevators, on top of risking break-downs and becoming out of service, operate unsatisfactorily. In this study, a control algorithm has been developed to authorize both private and public users, instead of distributing elevators between private and public passengers. In this way, service times for all users were optimized. The algorithm was tested with 100 scenarios on a prototype, while a total of 55000 scenarios have been simulated with Excel program. Differences in duration of both waiting and travel times have been compared yielding results which show significant advantages.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114406136","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismada; mekanik ozelliklerinin yuksek, korozyon direnci iyi olmasi ve dusuk isil iletkenlikleri ile imalat sektorunde onemli bir kullanim sahasina AISI 316Ti paslanmaz celikler deney malzemesi olarak kullanilmistir. Tornalama da ilerleme oraninin, talas derinliginin ve sogutma sisteminin yuzey puruzlulugune ve kesme kuvvetlerine etkisi arastirildi. Deneylerde 0.1, 0.2 ve 0.3 mm/dev ilerleme orani, 0.5, 1 ve 1.5 mm talas derinligi ve kuru, MQL ve CO 2 isleme parametreleri degisken olarak kullanilmistir. Kesme hizi sabit tutulmustur. Tornalama isleminin deneysel tasarimi icin Taguchi teknigi kullanildi. Bu teknik sayesinde az sayida yapilan deneyle optimum degerler elde edilmistir. Ayrica en iyi parametre seviyelerinin belirlenmesi icin Gri Iliski analizi metodu kullanildi. En ideal GRA degeri 0,994 olarak 1’nolu deneyden elde edilmistir. Buna gore en dusuk yuzey puruzlugu ve kesme kuvveti icin talas derinligi ve ilerleme degerlerinin minimum tutulmasi gerekmektedir.
{"title":"AISI 316 Ti Paslanmaz Çeliklerin İşleme Parametrelerinin Optimizasyonu","authors":"Gültekin Basmacı","doi":"10.21541/APJES.422606","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/APJES.422606","url":null,"abstract":"Bu calismada; mekanik ozelliklerinin yuksek, korozyon direnci iyi olmasi ve dusuk isil iletkenlikleri ile imalat sektorunde onemli bir kullanim sahasina AISI 316Ti paslanmaz celikler deney malzemesi olarak kullanilmistir. Tornalama da ilerleme oraninin, talas derinliginin ve sogutma sisteminin yuzey puruzlulugune ve kesme kuvvetlerine etkisi arastirildi. Deneylerde 0.1, 0.2 ve 0.3 mm/dev ilerleme orani, 0.5, 1 ve 1.5 mm talas derinligi ve kuru, MQL ve CO 2 isleme parametreleri degisken olarak kullanilmistir. Kesme hizi sabit tutulmustur. Tornalama isleminin deneysel tasarimi icin Taguchi teknigi kullanildi. Bu teknik sayesinde az sayida yapilan deneyle optimum degerler elde edilmistir. Ayrica en iyi parametre seviyelerinin belirlenmesi icin Gri Iliski analizi metodu kullanildi. En ideal GRA degeri 0,994 olarak 1’nolu deneyden elde edilmistir. Buna gore en dusuk yuzey puruzlugu ve kesme kuvveti icin talas derinligi ve ilerleme degerlerinin minimum tutulmasi gerekmektedir.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"26 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114738943","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Son yillarda, Turkiye’nin iklim ozelliklerinde belirgin bir degisim izlenmektedir. Kuresel iklim degisikligi genel trendi ile uyumluluk gosteren bu degisiklikler Bati Karadeniz Havzasi’nda da kendini hissettirmektedir. Kuresel iklim degisikliginin en buyuk etkilerinden biri yagislar uzerinde meydana gelip; bu durum bazi bolgelerde yagis azligi nedeniyle kurakliga neden olurken; bazi bolgelerde ise ekstrem yagislar sonucu sel ve taskinlar seklinde kendini gostermektedir. Bu calismada da iklim degisikliginin Bati Karadeniz Havzasinda etkisi yenilikci sen yontemi ile arastirilmistir. Yenilikci Şen Yontemi, bu havzada bulunan meteorolojik istasyonlardan alinan yagis verilerine uygulanmistir. Bu yagis verileri Devlet Meteoroloji Isleri Genel Mudurlugunden alinmistir. Yapilan calisma sonucunda, bazi istasyonlarda trend gorulmezken bazi istasyonlarda azalan trendler gorulmustur. Bu azalan trend sonucu da ileride yagislarin azalacagi sonucunu ortaya koymustur.
{"title":"Batı Karadeniz Havzasının Yağış Verilerinin Yenilikçi Şen Yöntemi İle Analizi","authors":"Gökmen Çeribaşı","doi":"10.21541/APJES.431965","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/APJES.431965","url":null,"abstract":"Son yillarda, Turkiye’nin iklim ozelliklerinde belirgin bir degisim izlenmektedir. Kuresel iklim degisikligi genel trendi ile uyumluluk gosteren bu degisiklikler Bati Karadeniz Havzasi’nda da kendini hissettirmektedir. Kuresel iklim degisikliginin en buyuk etkilerinden biri yagislar uzerinde meydana gelip; bu durum bazi bolgelerde yagis azligi nedeniyle kurakliga neden olurken; bazi bolgelerde ise ekstrem yagislar sonucu sel ve taskinlar seklinde kendini gostermektedir. Bu calismada da iklim degisikliginin Bati Karadeniz Havzasinda etkisi yenilikci sen yontemi ile arastirilmistir. Yenilikci Şen Yontemi, bu havzada bulunan meteorolojik istasyonlardan alinan yagis verilerine uygulanmistir. Bu yagis verileri Devlet Meteoroloji Isleri Genel Mudurlugunden alinmistir. Yapilan calisma sonucunda, bazi istasyonlarda trend gorulmezken bazi istasyonlarda azalan trendler gorulmustur. Bu azalan trend sonucu da ileride yagislarin azalacagi sonucunu ortaya koymustur.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"111 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125548868","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismada toz metalurjisi teknigi kullanilarak mekanik alasimlama yontemiyle AlMg tozuna takviye edilen Karbon Nanotup (KNT) tozlarinin farkli uretim sartlari ve farkli sinterleme kosullarinda mikroyapi yogunluk ve sertlik ozellikleri incelenmistir. Uretilmis olan farkli oranlardaki bu tozlar, soguk izostatik preste 40 MPa basinc altinda silindirik kompozit numuneler elde edilmistir. Elde edilen peletler yuksek vakum (1.2 10-5 mbar) altinda farkli (350 0C, 400 0C, 450 0C) sicakliklar da 2 saat sure ile sinterlenmistir. AlMg/KNT metal matris kompozitinin mikroyapi ve mekanik ozellikleri farkli test cihazlari kullanilarak incelendi. Yapilan calismalarda uretilmis olan numunelerin mekanik ozelliklerinin sinterleme sicakligi ve takviye % KNT ile degistigi gorulmektedir. Sonuc olarak artan KNT orani ile birlikte farkli sinterleme sicakliklarinda ozellikle %2.5 KNT orani ve 400 0C de mekanik ozellikler de iyilesme oldugu ayrica bu verilerin, kompozitden AlMg mekanik davranis modlarina geciste net bir arti deger kattigi da gorulmektedir.
{"title":"Alüminyum Matriksli Malzemelere KNT takviyesi ile geliştirilen Metal Matriksli (MMK) Kompozitlerin Mikroyapı ve Mekanik Özelliklerinin İncelenmesi","authors":"İsmail Topcu","doi":"10.21541/APJES.360028","DOIUrl":"https://doi.org/10.21541/APJES.360028","url":null,"abstract":"Bu calismada toz metalurjisi teknigi kullanilarak mekanik alasimlama yontemiyle AlMg tozuna takviye edilen Karbon Nanotup (KNT) tozlarinin farkli uretim sartlari ve farkli sinterleme kosullarinda mikroyapi yogunluk ve sertlik ozellikleri incelenmistir. Uretilmis olan farkli oranlardaki bu tozlar, soguk izostatik preste 40 MPa basinc altinda silindirik kompozit numuneler elde edilmistir. Elde edilen peletler yuksek vakum (1.2 10-5 mbar) altinda farkli (350 0C, 400 0C, 450 0C) sicakliklar da 2 saat sure ile sinterlenmistir. AlMg/KNT metal matris kompozitinin mikroyapi ve mekanik ozellikleri farkli test cihazlari kullanilarak incelendi. Yapilan calismalarda uretilmis olan numunelerin mekanik ozelliklerinin sinterleme sicakligi ve takviye % KNT ile degistigi gorulmektedir. Sonuc olarak artan KNT orani ile birlikte farkli sinterleme sicakliklarinda ozellikle %2.5 KNT orani ve 400 0C de mekanik ozellikler de iyilesme oldugu ayrica bu verilerin, kompozitden AlMg mekanik davranis modlarina geciste net bir arti deger kattigi da gorulmektedir.","PeriodicalId":294830,"journal":{"name":"Academic Platform Journal of Engineering and Science","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114427875","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}