Kuresel sorun ve krizler ile birlikte uluslararasi alanda asiri sagin yukselisi, son donemlerde one cikan dikkat cekici gelismelerdendir. Ozellikle de son on yil icinde Avrupa’da yukselen asiri sag egilimler one cikmaktadir. Bu egilimler dikkate deger bir sekilde iktisadi, toplumsal ve siyasi gelismeler olarak sistemde one cikan durumlar seklinde kendini gostermektedir. Bu baglamda da makalede gunumuzde asiri sagin yukselisi salt ornek ulke Almanya uzerinden degil, es zamanli olarak bir kavramsal cerceve sunularak incelemenin yapilmasi hedeflenmektedir. Konuyla ilgili literatur taramasinin yani sira kavramsal tanimlar, ozellikle asiri sagin populist ve radikal sag ile benzerlikleri ve farkliliklari aciklanmaya calisilmistir. Ozellikle asiri sagin Avrupa ve ozelde Almanya’da guclenmesi, calismamizin temel ust sorunsalini olusturmaktadir. Bu noktadan hareket ile makalede, konuyla ilgili olarak alan taramasi ve kavramsal tanimlar, asiri sag tanimi yapilmasi ve akabinde kavramin populist ve radikal sag ile benzesen ya da farkli yonleri aciklanmaya calisilmistir. Kavramlarin daha net anlasilabilmesi icin hangi partilerin asiri sag, hangilerinin populist tip partiler oldugunun tespit edilmesi calisma ekseninde onem arz etmektedir. Bu noktada makalenin genel amaci, Avrupa’daki asiri sag partilerin yukselisi ve partilere karsi artan destegin nedenlerinin incelemesinin yani sira, asiri sag partilerin genel amaclarini incelemektir. Yine, son secimlerde asiri sag ve populist partilerin basarisini Almanya orneginde analiz etmektir. Bu konuda ornek inceleme ulkesi olan Almanya’daki asiri sag partilerin gelisimleri ilk asamada incelenerek, ulkede, Almanya icin Alternatif Partisi’nin (Alternative fur Deutschland- AfD) hedefleri ve secimlerde kazandigi basari ele alinacaktir. Calismanin nihai hedefi de asiri sagin Almanya’da Almanya icin Alternatif Partisi ornegi uzerinden surecteki durumunu analiz etmektir. Sonuc olarak, surecin asiri sag egilimlerinin Almanya orneginde var oldugu sekli ile arttigini soylemek mumkundur.
{"title":"AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ VE ALMANYA İÇİN ALTERNATİF PARTİSİ (AFD)","authors":"Ravshan Goziev, M. Özcan","doi":"10.34189/ASBD.7.21.005","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/ASBD.7.21.005","url":null,"abstract":"Kuresel sorun ve krizler ile birlikte uluslararasi alanda asiri sagin yukselisi, son donemlerde one cikan dikkat cekici gelismelerdendir. Ozellikle de son on yil icinde Avrupa’da yukselen asiri sag egilimler one cikmaktadir. Bu egilimler dikkate deger bir sekilde iktisadi, toplumsal ve siyasi gelismeler olarak sistemde one cikan durumlar seklinde kendini gostermektedir. Bu baglamda da makalede gunumuzde asiri sagin yukselisi salt ornek ulke Almanya uzerinden degil, es zamanli olarak bir kavramsal cerceve sunularak incelemenin yapilmasi hedeflenmektedir. Konuyla ilgili literatur taramasinin yani sira kavramsal tanimlar, ozellikle asiri sagin populist ve radikal sag ile benzerlikleri ve farkliliklari aciklanmaya calisilmistir. Ozellikle asiri sagin Avrupa ve ozelde Almanya’da guclenmesi, calismamizin temel ust sorunsalini olusturmaktadir. Bu noktadan hareket ile makalede, konuyla ilgili olarak alan taramasi ve kavramsal tanimlar, asiri sag tanimi yapilmasi ve akabinde kavramin populist ve radikal sag ile benzesen ya da farkli yonleri aciklanmaya calisilmistir. Kavramlarin daha net anlasilabilmesi icin hangi partilerin asiri sag, hangilerinin populist tip partiler oldugunun tespit edilmesi calisma ekseninde onem arz etmektedir. Bu noktada makalenin genel amaci, Avrupa’daki asiri sag partilerin yukselisi ve partilere karsi artan destegin nedenlerinin incelemesinin yani sira, asiri sag partilerin genel amaclarini incelemektir. Yine, son secimlerde asiri sag ve populist partilerin basarisini Almanya orneginde analiz etmektir. Bu konuda ornek inceleme ulkesi olan Almanya’daki asiri sag partilerin gelisimleri ilk asamada incelenerek, ulkede, Almanya icin Alternatif Partisi’nin (Alternative fur Deutschland- AfD) hedefleri ve secimlerde kazandigi basari ele alinacaktir. Calismanin nihai hedefi de asiri sagin Almanya’da Almanya icin Alternatif Partisi ornegi uzerinden surecteki durumunu analiz etmektir. Sonuc olarak, surecin asiri sag egilimlerinin Almanya orneginde var oldugu sekli ile arttigini soylemek mumkundur.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"2 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82943553","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mehmet Akif Ersoy takes the social benefit as a basis in his understanding of art due to the conditions of the period. The benefit in question is based on an awareness-based basic principle in Akif’s art. Awareness is an indispensable part of Akif’s movement and action-oriented artist temperament. The poet who is above consciousness is ready to give this consciousness to the order of the society. The poetry of Akif, which carries the society to its works in all aspects, contains errors, problems and suggestions for solutions. Because Akif remains alone with the problems that came before the transfers in terms of Ottoman politics. ABSTRACT Mehmet Akif Ersoy, with his first book Safahat, partners us on a journey of thought. Akif, who reads French writers and thinkers and prominent poets of our classical literature, produces his works in a kind of personal style. The main carrier of Akif’s personality formation is Islamic religion and civilization. In his art, although the elements of harmony and form of the divan poetry are indispensable for his style, the thematic structure of his poetry focuses on the idealism of interventionist practical behavior far beyond an outside intellectual inertia and irresponsibility. Akif’s poem is loaded with the agents of an absolute state of consciousness kneaded with idealism. values. /
Mehmet Akif Ersoy在他对艺术的理解中,由于所处的时代条件,以社会利益为基础。问题中的好处是基于Akif艺术中基于意识的基本原则。意识是Akif运动和行动导向的艺术家气质中不可或缺的一部分。超越意识的诗人准备把这种意识赋予社会秩序。阿基夫的诗歌承载着社会的方方面面,其中既有错误,也有问题和解决的建议。因为Akif仍然独自面对奥斯曼政治转移之前出现的问题。穆罕默德·阿基夫·埃尔索伊的第一本书《萨法哈特》将带领我们踏上一段思想之旅。阿基夫喜欢阅读法国作家、思想家和著名诗人的作品,他的作品带有一种个人风格。伊斯兰宗教与文明是阿基夫人格形成的主要载体。在他的艺术中,虽然他的风格中不可缺少的和谐和形式的元素,但他的诗歌的主题结构远远超出了外在的智力惰性和不负责任,而是集中在干预主义实践行为的理想主义上。阿基夫的诗充满了一种与理想主义交织在一起的绝对意识状态。值。/
{"title":"The Poet in Consciousness: The Aquif and Its Subject Civilization","authors":"Kemal Samlioglu","doi":"10.34189/asbd.7.20.008","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.7.20.008","url":null,"abstract":"Mehmet Akif Ersoy takes the social benefit as a basis in his understanding of art due to the conditions of the period. The benefit in question is based on an awareness-based basic principle in Akif’s art. Awareness is an indispensable part of Akif’s movement and action-oriented artist temperament. The poet who is above consciousness is ready to give this consciousness to the order of the society. The poetry of Akif, which carries the society to its works in all aspects, contains errors, problems and suggestions for solutions. Because Akif remains alone with the problems that came before the transfers in terms of Ottoman politics. ABSTRACT Mehmet Akif Ersoy, with his first book Safahat, partners us on a journey of thought. Akif, who reads French writers and thinkers and prominent poets of our classical literature, produces his works in a kind of personal style. The main carrier of Akif’s personality formation is Islamic religion and civilization. In his art, although the elements of harmony and form of the divan poetry are indispensable for his style, the thematic structure of his poetry focuses on the idealism of interventionist practical behavior far beyond an outside intellectual inertia and irresponsibility. Akif’s poem is loaded with the agents of an absolute state of consciousness kneaded with idealism. values. /","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"42 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-05-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87077346","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Speciesism In The Context of Ecological Social Work","authors":"Yunus Kara","doi":"10.34189/asbd.7.20.004","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.7.20.004","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"21 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-05-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75180595","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"The Anglo-Boer War in South Africa and Boer Prisoner of War Camps on St. Helena Island","authors":"Huseyin Gunarslan","doi":"10.34189/asbd.7.20.001","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.7.20.001","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"44 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-05-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76843261","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Yemen in the Aftermath of the Arab Spring: The Main Actors in the Country and the Legitimacy of the Coalition Operations","authors":"Y. Can","doi":"10.34189/asbd.7.20.002","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.7.20.002","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"21 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-05-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73176666","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismanin temel amaci saglik okuryazarliginin saglik hizmeti kalitesini algilama uzerine ne olcude etkiledigini ortaya koymaktadir. Bunun yani sira hastalarin sosyo-demografik ozelliklerine gore saglik okuryazarlik duzeylerinin ve saglik hizmet kalitesi algilama duzeylerinin herhangi bir farkliliga neden olup olmadigini belirlemek arastirmanin bir diger amacini olusturmaktadir. Arastirma nicel arastirma yontemlerinden anket yontemi kullanilarak veriler elde edilmistir. Arastirmanin sonucunda saglik hizmet kalite algisini artirmak isteyen isletmenin saglik okuryazarlik duzeyini artirmasi gerektigi analiz edilmistir.
{"title":"SAĞLIK OKURYAZARLIĞININ SAĞLIK HİZMETİ KALİTESİNİ ALGILAMA ÜZERİNE ETKİSİ","authors":"Şule Say","doi":"10.38004/sobad.657793","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/sobad.657793","url":null,"abstract":"Bu calismanin temel amaci saglik okuryazarliginin saglik hizmeti kalitesini algilama uzerine ne olcude etkiledigini ortaya koymaktadir. Bunun yani sira hastalarin sosyo-demografik ozelliklerine gore saglik okuryazarlik duzeylerinin ve saglik hizmet kalitesi algilama duzeylerinin herhangi bir farkliliga neden olup olmadigini belirlemek arastirmanin bir diger amacini olusturmaktadir. Arastirma nicel arastirma yontemlerinden anket yontemi kullanilarak veriler elde edilmistir. Arastirmanin sonucunda saglik hizmet kalite algisini artirmak isteyen isletmenin saglik okuryazarlik duzeyini artirmasi gerektigi analiz edilmistir.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"8 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-05-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82563103","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Marksizm ve hukuk baglantisini kurmaya calismak ve (veya) hukuku Marksist dusuncenin icerisinden kurgulamak amaciyla bu makale yazilmistir. Marksizm acisindan hukuk, ustyapisal bir arac olarak kendisini gostermektedir. Bu baglamda Marksizm’in uzerine konustugu temel savlardan olmamistir. Evgeny Pasukanis genel durumun aksine hukuk ile Marksizmin iliskisini saptama calismistir. Evgeny Pasukanis’in yazmis oldugu kitapta; meta ozne iliskisi baglaminda kurguladigi genel bir hukuk teorisinin Marksizm’le olan iliskisini varligini saptamistir. Bu baglamda ortaya konulan fikir degerlendirmeye deger bir konumdadir. Genel olarak bu iliski icerisinden inceleme yapmak onemlidir. Marksizm ve hukuk iliskisini meta- ozne iliskisi icerisinden anlatmaya calismak makalenin temel amacidir. Bu durumun bir sonucu olarak makale iki temel bolum halinde tasarlanmistir. Ilk bolumde Marksizm ve hukuk iliskisi degerlendirilecek, ikinci bolumde Evgeny Pasukanis’in teorisinden genel olarak bahsedilip “Meta/Ozne” baglantisi incelenecektir.
{"title":"MARKSİZM VE HUKUK BAĞLAMINDA PAŠUKANİS VE META/ÖZNE İLİŞKİSİ","authors":"Y. Akgün","doi":"10.38004/SOBAD.567182","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/SOBAD.567182","url":null,"abstract":"Marksizm ve hukuk baglantisini kurmaya calismak ve (veya) hukuku Marksist dusuncenin icerisinden kurgulamak amaciyla bu makale yazilmistir. Marksizm acisindan hukuk, ustyapisal bir arac olarak kendisini gostermektedir. Bu baglamda Marksizm’in uzerine konustugu temel savlardan olmamistir. Evgeny Pasukanis genel durumun aksine hukuk ile Marksizmin iliskisini saptama calismistir. Evgeny Pasukanis’in yazmis oldugu kitapta; meta ozne iliskisi baglaminda kurguladigi genel bir hukuk teorisinin Marksizm’le olan iliskisini varligini saptamistir. Bu baglamda ortaya konulan fikir degerlendirmeye deger bir konumdadir. Genel olarak bu iliski icerisinden inceleme yapmak onemlidir. Marksizm ve hukuk iliskisini meta- ozne iliskisi icerisinden anlatmaya calismak makalenin temel amacidir. Bu durumun bir sonucu olarak makale iki temel bolum halinde tasarlanmistir. Ilk bolumde Marksizm ve hukuk iliskisi degerlendirilecek, ikinci bolumde Evgeny Pasukanis’in teorisinden genel olarak bahsedilip “Meta/Ozne” baglantisi incelenecektir.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"6 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-11-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85173862","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Marx’ın “İçinde bulunduğumuz zamanın çalışmaları zamanın kendisini ve taleplerini açıklamalıdır” sözü Hamid Dabashi’yi Arap Baharı’nı anlamak için çaba sarfetmesine neden olmuş görünüyor. Dabashi, The Arab Spring: The End of Postcolonialism adlı eseri ile 2011 yılının başında başlayarak Ortadoğu’ya dalga dalga yayılan hareketleri ve bu hareketler içerisinde yer alan insanların taleplerini anlamlandırmaya çalışıyor. Kitap on bölümden oluşuyor. Mısır’da Tahrir Meydanı’nın en popüler-önemli sloganı olan ve daha sonra Arap Baharı ile özdeşleşen “Al-Sha’b Yurid Isqat al-Nizam” (Halk düzeni devirmek istiyor) sloganından yola çıkarak sağlam teorik bir perspektif ile Ortadoğu’daki değişim dalgasını yorumluyor. Dabashi, düzen ile kastedilenin sadece siyasi sistemin olmadığını aynı zamanda kullanılan bazı terimlerin de çökmekte olduğunu ifade etmektedir. “Ortadoğu”, “Kuzey Afrika” ve “Arap-Müslüman Dünya” gibi ifadelerin anlamsızlaştığını ve bölge toplumlarındaki dinamikleri görmeyi salık veriyor. Yaşanan devrim hareketlerinin Avrupa tarihindeki devrimlere benzemeyerek siyasal sistemi değiştirmeden sistemin yeniden yapılandırılmasını talep ettiği belirtiliyor. Kitapta hareketlerin Mihail Bakhtin’in “diyalojik hareketler” kavramından hareketle sonuç odaklı olmadığı ancak amaç ve talepleri olduğunun üstünde sıklıkla duruluyor. Hareketlerin başlangıç noktasını da İran’da 2009 seçimleri sonrasında “Yeşil Hareket”in verdiği ilham olarak belirliyor. Dabashi’nin sıklıkla vurgu yaptığı diğer bir görüş ise Arap Baharı ile “Doğu-Batı”, “seküler-dindar” ayrımlarının ortadan kalktığı yönündedir. Dabashi’nin temel argümanı Arap Baharı’nın gecikmiş bir itiraz olarak sonucu olmayan ve açık uçlu bir süreç olduğudur. Tahrir Meydanı’nın gösterdiği gibi şiddet içermeyen sivil itaatsizlik eylemleri ve şiddetin kategorik reddi bunun en temel göstergesi. Böylece siyasal İslamcılık, milliyetçilik ve Üçüncü Dünya sosyalizmi gibi tepkisel ve postkolonyal hareketlerin sonunun geldiği ileri sürülüyor. Avrupa-merkezci bilgi rejiminin çöpe atılmasının zamanının geldiğini iddia ediyor. Mısır, Tunus, Suriye, Libya ve diğer bölge ülkelerinde görülen hareketlerin Güney Avrupa ve Afrika’yı derinden etkileyerek İslam-Batı ayrımlarını ortadan kaldırdığını belirtmektedir. Dabashi’ye göre “Arap-Müslüman dünyası demokrasiden anlamaz” algısı yıkılarak Arap Baharı bir özgürleşme coğrafyası ortaya çıkarmıştır. National Geographic gibi Batılı-beyaz-orta/üst sınıflara hitap eden popüler yayınların bu hareketler ile sona yaklaştığı tezi oldukça dikkat çekici. Avrupa ve Amerika’nın oluşturduğu Batı dünyası için
{"title":"THE ARAB SPRING: THE END OF POSTCOLONIALISM HAMİD DABASHI","authors":"M. Alkış","doi":"10.38004/SOBAD.552319","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/SOBAD.552319","url":null,"abstract":"Marx’ın “İçinde bulunduğumuz zamanın çalışmaları zamanın kendisini ve taleplerini açıklamalıdır” sözü Hamid Dabashi’yi Arap Baharı’nı anlamak için çaba sarfetmesine neden olmuş görünüyor. Dabashi, The Arab Spring: The End of Postcolonialism adlı eseri ile 2011 yılının başında başlayarak Ortadoğu’ya dalga dalga yayılan hareketleri ve bu hareketler içerisinde yer alan insanların taleplerini anlamlandırmaya çalışıyor. Kitap on bölümden oluşuyor. Mısır’da Tahrir Meydanı’nın en popüler-önemli sloganı olan ve daha sonra Arap Baharı ile özdeşleşen “Al-Sha’b Yurid Isqat al-Nizam” (Halk düzeni devirmek istiyor) sloganından yola çıkarak sağlam teorik bir perspektif ile Ortadoğu’daki değişim dalgasını yorumluyor. Dabashi, düzen ile kastedilenin sadece siyasi sistemin olmadığını aynı zamanda kullanılan bazı terimlerin de çökmekte olduğunu ifade etmektedir. “Ortadoğu”, “Kuzey Afrika” ve “Arap-Müslüman Dünya” gibi ifadelerin anlamsızlaştığını ve bölge toplumlarındaki dinamikleri görmeyi salık veriyor. Yaşanan devrim hareketlerinin Avrupa tarihindeki devrimlere benzemeyerek siyasal sistemi değiştirmeden sistemin yeniden yapılandırılmasını talep ettiği belirtiliyor. Kitapta hareketlerin Mihail Bakhtin’in “diyalojik hareketler” kavramından hareketle sonuç odaklı olmadığı ancak amaç ve talepleri olduğunun üstünde sıklıkla duruluyor. Hareketlerin başlangıç noktasını da İran’da 2009 seçimleri sonrasında “Yeşil Hareket”in verdiği ilham olarak belirliyor. Dabashi’nin sıklıkla vurgu yaptığı diğer bir görüş ise Arap Baharı ile “Doğu-Batı”, “seküler-dindar” ayrımlarının ortadan kalktığı yönündedir. Dabashi’nin temel argümanı Arap Baharı’nın gecikmiş bir itiraz olarak sonucu olmayan ve açık uçlu bir süreç olduğudur. Tahrir Meydanı’nın gösterdiği gibi şiddet içermeyen sivil itaatsizlik eylemleri ve şiddetin kategorik reddi bunun en temel göstergesi. Böylece siyasal İslamcılık, milliyetçilik ve Üçüncü Dünya sosyalizmi gibi tepkisel ve postkolonyal hareketlerin sonunun geldiği ileri sürülüyor. Avrupa-merkezci bilgi rejiminin çöpe atılmasının zamanının geldiğini iddia ediyor. Mısır, Tunus, Suriye, Libya ve diğer bölge ülkelerinde görülen hareketlerin Güney Avrupa ve Afrika’yı derinden etkileyerek İslam-Batı ayrımlarını ortadan kaldırdığını belirtmektedir. Dabashi’ye göre “Arap-Müslüman dünyası demokrasiden anlamaz” algısı yıkılarak Arap Baharı bir özgürleşme coğrafyası ortaya çıkarmıştır. National Geographic gibi Batılı-beyaz-orta/üst sınıflara hitap eden popüler yayınların bu hareketler ile sona yaklaştığı tezi oldukça dikkat çekici. Avrupa ve Amerika’nın oluşturduğu Batı dünyası için","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"42 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"73745382","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
this failure of Europanization in these countries is correlated with the preferences of the ruling elites in these countries.
这些国家欧洲化的失败与这些国家统治精英的偏好有关。
{"title":"THE CONCEPT OF EUROPEANIZATION AND BALKAN COUNTRİES: SERBIA, BULGARIA AND ROMANIA EXAMPLES","authors":"Caner Ovsan Cakas","doi":"10.38004/SOBAD.545998","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/SOBAD.545998","url":null,"abstract":"this failure of Europanization in these countries is correlated with the preferences of the ruling elites in these countries.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"65 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84587534","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Osmanli Imparatorlugu XIX. yuzyilin son ceyregine girilirken ic ve dis bircok problemle ugrasmak zorunda kalmisti. Bir yandan imparatorlugu ayakta tutmak ve guclendirmek icin Tanzimat’tan kalan islahat girisimlerinin devam etme zorunlulugu varken, diger taraftan XIX. yuzyil baslarinda ilk emareleri gorulen ayaklanma hareketleri yeniden filizlenmisti. Boyle bir ortamda yonetimi devralan II. Abdulhamid, her ne kadar iktidarinin ilk yillarinda kontrolu disinda gelisen dis meseleler yuzunden ic islerine esasli olarak egilemese de, takriben 1880 yilindan sonra ic islerinde bir dizi duzenlemeye gitme firsati yakalamisti. Bu kapsamda bircok alanda nizamnameler nesredilmis, bu nizamnamelerle devlet islerinin belirli bir duzen cercevesinde yurutulmesi saglanmaya calisilmistir. Bu calismada, II. Abdulhamid doneminde Osmanli Imparatorlugu adina yurtdisinda gorevli sehbenderlere dair yayimlanan ilk nizamname olan ve sehbenderlik teskilatina dair onemli bir metin ozelligi tasiyan 1881 tarihli Şehbenderler Nizamnamesi incelenerek, sehbenderlik muessesinin anlasilmasina katki saglamak amaclanmistir.
{"title":"1881 TARİHLİ ŞEHBENDERLER NİZAMNAMESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME","authors":"Emre Gör","doi":"10.38004/SOBAD.547244","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/SOBAD.547244","url":null,"abstract":"Osmanli Imparatorlugu XIX. yuzyilin son ceyregine girilirken ic ve dis bircok problemle ugrasmak zorunda kalmisti. Bir yandan imparatorlugu ayakta tutmak ve guclendirmek icin Tanzimat’tan kalan islahat girisimlerinin devam etme zorunlulugu varken, diger taraftan XIX. yuzyil baslarinda ilk emareleri gorulen ayaklanma hareketleri yeniden filizlenmisti. Boyle bir ortamda yonetimi devralan II. Abdulhamid, her ne kadar iktidarinin ilk yillarinda kontrolu disinda gelisen dis meseleler yuzunden ic islerine esasli olarak egilemese de, takriben 1880 yilindan sonra ic islerinde bir dizi duzenlemeye gitme firsati yakalamisti. Bu kapsamda bircok alanda nizamnameler nesredilmis, bu nizamnamelerle devlet islerinin belirli bir duzen cercevesinde yurutulmesi saglanmaya calisilmistir. Bu calismada, II. Abdulhamid doneminde Osmanli Imparatorlugu adina yurtdisinda gorevli sehbenderlere dair yayimlanan ilk nizamname olan ve sehbenderlik teskilatina dair onemli bir metin ozelligi tasiyan 1881 tarihli Şehbenderler Nizamnamesi incelenerek, sehbenderlik muessesinin anlasilmasina katki saglamak amaclanmistir.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81722583","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}