{"title":"TÜRKİYE’DE GÖÇ YÖNETİMİNDE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ROLÜ","authors":"Fatih Çelik, Nazlı YÜCEL BATMAZ","doi":"10.34189/asbd.10.29.008","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.10.29.008","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"59 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90262439","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"MÜZELER DEĞİŞİYOR: MÜZECİLİKTE YENİ YAKLAŞIMLAR","authors":"Zeynep Safiye BAKİ NALCIOĞLU","doi":"10.34189/asbd.10.29.007","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.10.29.007","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"4 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76019215","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bahâeddîn Nakşbend’in (ö. 791/1389) önde gelen halifelerinden Muhammed Pârsâ, 14. asrın sonları ile 15. asrın başlarında Orta Asya’da yaşamış önemli bir sûfîdir. İyi bir medrese tahsiline sahip olduğu anlaşılan Muhammed Pârsâ, bu birikimini yazdığı eserlerine yansıtmıştır. Çok sayıda eseri bulunan Pârsâ’nın kaleme aldığı eserlerden biri de Risâle-i Kudsiyye’dir. Risâle-i Kudsiyye’nin Nakşbendîlikteki önemi oldukça fazladır. Zira risâle, tarikatın piri Bahâeddîn Nakşbend’in sözlerini kayıt altına alan bir eserdir. Pârsâ, bu eserinde Bahâeddîn Nakşbend’in sözlerini içeriklerine göre tasnif etmiş ve bunları tasavvufun temel klasiklerinden bazı iktibaslarla ve şiirlerle şerh etmiştir. Bu özelliğiyle eser gerek Nakşbendîlikte gerekse diğer tarikatlarda önemli kabul edilmiş ve temel bir kaynak olma özelliği kazanmıştır. İşte bu makalede Risâle-i Kudsiyye hakkında etraflıca mâlûmat verilmiş ve eserin bu önemi üzerinde durulmuştur.
{"title":"RISĀLA AL-QUDSIYYA AND ITS PLACE IN THE NAQSHBANDĪ CULTURE","authors":"Abdulmelik İbrahi̇moğlu","doi":"10.38004/sobad.1235559","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/sobad.1235559","url":null,"abstract":"Bahâeddîn Nakşbend’in (ö. 791/1389) önde gelen halifelerinden Muhammed Pârsâ, 14. asrın sonları ile 15. asrın başlarında Orta Asya’da yaşamış önemli bir sûfîdir. İyi bir medrese tahsiline sahip olduğu anlaşılan Muhammed Pârsâ, bu birikimini yazdığı eserlerine yansıtmıştır. Çok sayıda eseri bulunan Pârsâ’nın kaleme aldığı eserlerden biri de Risâle-i Kudsiyye’dir. Risâle-i Kudsiyye’nin Nakşbendîlikteki önemi oldukça fazladır. Zira risâle, tarikatın piri Bahâeddîn Nakşbend’in sözlerini kayıt altına alan bir eserdir. Pârsâ, bu eserinde Bahâeddîn Nakşbend’in sözlerini içeriklerine göre tasnif etmiş ve bunları tasavvufun temel klasiklerinden bazı iktibaslarla ve şiirlerle şerh etmiştir. Bu özelliğiyle eser gerek Nakşbendîlikte gerekse diğer tarikatlarda önemli kabul edilmiş ve temel bir kaynak olma özelliği kazanmıştır. İşte bu makalede Risâle-i Kudsiyye hakkında etraflıca mâlûmat verilmiş ve eserin bu önemi üzerinde durulmuştur.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89315260","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Christoph Ransmayr'ın “Son Dünya” romanı, postmodern roman özelliklerini taşıyan önemli bir eser olarak değerlendirilmektedir. Roman, döneminin anlatım tekniklerine yabancılaşmış ve kendine özgü bir anlatım diline sahip olan bir şairin, sürgün hayatının sonunu beklerken ücra bir kentte hayat hikayesinin anlatılmasıyla belirgindir. Romanın postmodern özellikleri arasında, klasik anlatı yapısının yerine doğrusal olmayan (non-lineer) bir anlatım tekniği kullanılması, gerçeklik kavramının sorgulanması, metinler arası referansların yoğun olarak kullanılması, anlatıcının güvenilirliğinin sorgulanması ve eser içindeki dil oyunları sıralanabilir. Ayrıca, Ransmayr'ın dil kullanımı da oldukça dikkat çekicidir. Anlatımındaki yer yer şiirsel ifadeler, okuyucunun anlamı çözümlemesini güçleştirmekte ve böylece postmodernizmin belirsizlik niteliği ile de uyuşmaktadır. Postmodern anlatım tekniği bakımından özellikle de dil kullanımı ve kurgusal olarak farklı bir gerçeklik anlayışının sorgulanması, okuyucuya farklı bir okuma deneyimi kazandırmakta böylece yapıtı dünya edebiyatında postmodern kategori içerisinde özellikli bir yere konumlandırmaktadır.
{"title":"Postmodern Features in Christoph Ransmayr's Novel “The Last World” (Die letzte Welt)","authors":"Ufuk Atalay, Ahmet Cuma","doi":"10.38004/sobad.1289237","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/sobad.1289237","url":null,"abstract":"Christoph Ransmayr'ın “Son Dünya” romanı, postmodern roman özelliklerini taşıyan önemli bir eser olarak değerlendirilmektedir. Roman, döneminin anlatım tekniklerine yabancılaşmış ve kendine özgü bir anlatım diline sahip olan bir şairin, sürgün hayatının sonunu beklerken ücra bir kentte hayat hikayesinin anlatılmasıyla belirgindir. \u0000Romanın postmodern özellikleri arasında, klasik anlatı yapısının yerine doğrusal olmayan (non-lineer) bir anlatım tekniği kullanılması, gerçeklik kavramının sorgulanması, metinler arası referansların yoğun olarak kullanılması, anlatıcının güvenilirliğinin sorgulanması ve eser içindeki dil oyunları sıralanabilir. Ayrıca, Ransmayr'ın dil kullanımı da oldukça dikkat çekicidir. Anlatımındaki yer yer şiirsel ifadeler, okuyucunun anlamı çözümlemesini güçleştirmekte ve böylece postmodernizmin belirsizlik niteliği ile de uyuşmaktadır. Postmodern anlatım tekniği bakımından özellikle de dil kullanımı ve kurgusal olarak farklı bir gerçeklik anlayışının sorgulanması, okuyucuya farklı bir okuma deneyimi kazandırmakta böylece yapıtı dünya edebiyatında postmodern kategori içerisinde özellikli bir yere konumlandırmaktadır.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"58 10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86793408","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde bulunan eski eserler İngiltere başta olmak üzere batılıların yoğun ilgisine mazhar oldu. Bu durumdan Musul da kaçınılmaz olarak etkilendi. İngilizler tarafından XIX. yüzyılda Musul bölgesine birçok diplomat ve seyyah arkeoloji çalışmaları için gönderildi. Ancak ilk düzenli çalışma 1820’de İngiltere’nin Hindistan şirketi temsilcisi Claudius James Rich tarafından gerçekleştirildi. 1845 yılına gelindiğinde, arkeolog Austen Henry Layard’ın bölgede yaptığı arkeolojik çalışmalar sayesinde birçok önemli eser gün yüzüne çıkarıldı. Onun çalışmalarına kısa süre sonra Musul’un yerlilerinden Hürmüz Rassam da katıldı. Batılı kâşiflerin yaptığı bu arkeolojik faaliyetler adeta yağma boyutuna ulaşınca Osmanlı Devleti bu faaliyetlere engel olabilmek adına 1869’da ilk Asar-ı Atika Nizamnamesini yayınladı. Fakat nizamnamedeki maddeler batılı kâşiflere engel olabilecek kadar kapsamlı hazırlanmadı. 1874 yılında çıkarılan yeni nizamnamedeki maddeler daha kapsamlı hazırlanmış olsa da bu nizamnamedeki maddeler de yetersiz kaldı. Ancak bu süreçte Musul’da birçok eski eserleri gün yüzüne çıkarmayı başaran George Smith’in tepkisini çekti. Fakat nizamnamede geçen “bulunan eserlerin yarısının Müze-i Hümayun’a verilmesi” konusundaki maddeye rağmen Smith, bulduğu kil tabletleri bir şekilde British Museum’a ulaştırdı. İngilizlerin Musul’da Arkeolojik Keşifleri (1876-1909) adlı Bu çalışma İngilizlerin Musul’da XIX. yüzyılda gerçekleştirdikleri arkeolojik faaliyetler, başta Asar-ı Atika nizamnamelerinin de içinde olduğu Osmanlı Arşiv vesikaları, gazete, makale, araştırma ve inceleme eserlerden istifade edilerek hazırlanmıştır.
{"title":"İNGİLİZLERİN MUSUL’DA ARKEOLOJİK KEŞİFLERİ (1876-1909)","authors":"Rehşan Yildiz","doi":"10.38004/sobad.1247986","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/sobad.1247986","url":null,"abstract":"XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde bulunan eski eserler İngiltere başta olmak üzere batılıların yoğun ilgisine mazhar oldu. Bu durumdan Musul da kaçınılmaz olarak etkilendi. İngilizler tarafından XIX. yüzyılda Musul bölgesine birçok diplomat ve seyyah arkeoloji çalışmaları için gönderildi. Ancak ilk düzenli çalışma 1820’de İngiltere’nin Hindistan şirketi temsilcisi Claudius James Rich tarafından gerçekleştirildi. 1845 yılına gelindiğinde, arkeolog Austen Henry Layard’ın bölgede yaptığı arkeolojik çalışmalar sayesinde birçok önemli eser gün yüzüne çıkarıldı. Onun çalışmalarına kısa süre sonra Musul’un yerlilerinden Hürmüz Rassam da katıldı. Batılı kâşiflerin yaptığı bu arkeolojik faaliyetler adeta yağma boyutuna ulaşınca Osmanlı Devleti bu faaliyetlere engel olabilmek adına 1869’da ilk Asar-ı Atika Nizamnamesini yayınladı. Fakat nizamnamedeki maddeler batılı kâşiflere engel olabilecek kadar kapsamlı hazırlanmadı. 1874 yılında çıkarılan yeni nizamnamedeki maddeler daha kapsamlı hazırlanmış olsa da bu nizamnamedeki maddeler de yetersiz kaldı. Ancak bu süreçte Musul’da birçok eski eserleri gün yüzüne çıkarmayı başaran George Smith’in tepkisini çekti. Fakat nizamnamede geçen “bulunan eserlerin yarısının Müze-i Hümayun’a verilmesi” konusundaki maddeye rağmen Smith, bulduğu kil tabletleri bir şekilde British Museum’a ulaştırdı. \u0000İngilizlerin Musul’da Arkeolojik Keşifleri (1876-1909) adlı Bu çalışma İngilizlerin Musul’da XIX. yüzyılda gerçekleştirdikleri arkeolojik faaliyetler, başta Asar-ı Atika nizamnamelerinin de içinde olduğu Osmanlı Arşiv vesikaları, gazete, makale, araştırma ve inceleme eserlerden istifade edilerek hazırlanmıştır.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"32 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"79068018","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Orta Doğu denildiği zaman birçok kişinin aklına gelebilecek kelimeler birbiriyle benzerlik göstermektedir. Dram, savaş, kan, sömürü, gibi nitelemeler adeta Orta Doğuyla özdeşleşmiştir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu coğrafya hiçbir dönemde kendi kaderine bırakılmamış Batılı devletlerin gözünde kapitalist ve emperyalist sistemin devamını sağlayacak nimetleri elinde bulunduran bir saha olarak görülmüştür. Bununla birlikte eşitsizlik insanlık tarihinde fazlasıyla yer almış ve tartışılmış bir kavramdır. Bu eşitsizlikten belki de en fazla payı kadınlar almıştır. İlkel toplumdaki kadının ikincilleştirilmesi, ev içi hizmete mahkûm edilip emeğinin sömürülmesiyle başlayan süreç günümüze kadar devam etmiş ve hala giderilmiş değildir. Feminist hareketlerin ortaya çıkmasıyla birlikte tarih boyunca kadınların siyasi, kültürel, ekonomik vb. alanlarda vermiş olduğu hak mücadelesi karşılığını almaya başlamıştır. Fakat bu her toplamda böyle olmayıp özellikle Orta Doğu kadınlarının yeterince haklara kavuştuğu söylenemez. Çalışmada Batının Doğu algısı ve Orta Doğuda özellikle savaş dönemine denk gelindiğinde kadın olmanın zorlukları sinemadan yararlanılarak anlatılacaktır. Lübnan iç savaşını anlatan ‘İçimdeki Yangın(2010)’ filmi analiz edilerek genel olarak Orta Doğu toplumlarında kadın olmanın zorluğu ve var olma savaşına değinilecektir. Bu çalışma yapılırken bilimsel kaynaklardan yararlanılacak olup özellikle savaş dönemlerinde kadının yaşamış olduğu zorluklara sinema sektörünün kayıtsız kalmamasından ötürü bu konuyla ilgili pek çok film beyazperdeye aktarılmıştır. Bu açıklamalar bağlamında; sosyolojik analiz ortaya konulmaya çalışılacaktır.
{"title":"ORTADOĞU’DA KADIN OLMANIN SİNEMATOGRAFİK BETİMLEMESİ: İÇİMDEKİ YANGIN FİLM ÖRNEĞİ","authors":"Hasan Gök","doi":"10.38004/sobad.1249843","DOIUrl":"https://doi.org/10.38004/sobad.1249843","url":null,"abstract":"Orta Doğu denildiği zaman birçok kişinin aklına gelebilecek kelimeler birbiriyle benzerlik göstermektedir. Dram, savaş, kan, sömürü, gibi nitelemeler adeta Orta Doğuyla özdeşleşmiştir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu coğrafya hiçbir dönemde kendi kaderine bırakılmamış Batılı devletlerin gözünde kapitalist ve emperyalist sistemin devamını sağlayacak nimetleri elinde bulunduran bir saha olarak görülmüştür. Bununla birlikte eşitsizlik insanlık tarihinde fazlasıyla yer almış ve tartışılmış bir kavramdır. Bu eşitsizlikten belki de en fazla payı kadınlar almıştır. İlkel toplumdaki kadının ikincilleştirilmesi, ev içi hizmete mahkûm edilip emeğinin sömürülmesiyle başlayan süreç günümüze kadar devam etmiş ve hala giderilmiş değildir. Feminist hareketlerin ortaya çıkmasıyla birlikte tarih boyunca kadınların siyasi, kültürel, ekonomik vb. alanlarda vermiş olduğu hak mücadelesi karşılığını almaya başlamıştır. Fakat bu her toplamda böyle olmayıp özellikle Orta Doğu kadınlarının yeterince haklara kavuştuğu söylenemez. Çalışmada Batının Doğu algısı ve Orta Doğuda özellikle savaş dönemine denk gelindiğinde kadın olmanın zorlukları sinemadan yararlanılarak anlatılacaktır. Lübnan iç savaşını anlatan ‘İçimdeki Yangın(2010)’ filmi analiz edilerek genel olarak Orta Doğu toplumlarında kadın olmanın zorluğu ve var olma savaşına değinilecektir. Bu çalışma yapılırken bilimsel kaynaklardan yararlanılacak olup özellikle savaş dönemlerinde kadının yaşamış olduğu zorluklara sinema sektörünün kayıtsız kalmamasından ötürü bu konuyla ilgili pek çok film beyazperdeye aktarılmıştır. Bu açıklamalar bağlamında; sosyolojik analiz ortaya konulmaya çalışılacaktır.","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"25 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84342992","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Health biotechnology (HEB) and renewable energy (RES) are emerging and promising research areas for developing countries and Turkey. Science and Technology (S&T) policies can potentially be exploited to eradicate the unbalances in S&T capacity building for developed and developing countries. Nonetheless, policy-making in these sectors is seen as ambiguous and unsettled in Turkey due to the developing nature of the technologies, the dynamic environment in which technologies are used and changing circumstances depending on the actors’ problems and needs. Policies in HEB are loose compared to policies in RES. Nonetheless, these two sectors are distinct and unique in their peculiarities; responses to the policy problems are converging due to the common motivation of political intervention, namely uncertainty in decision-making. This joint structural response makes them search for illegal or auxiliary solutions for their sectoral problems and needs. Therefore, here the main examination unit is the ‘uncertainty’ in policy-makers' actions that make the actors behave in parallel despite structural differences. In this context, we discuss the socioeconomic impacts of the political intervention of the Turkish policy-makers in HEB and RES. For this purpose, two qualitative data sets are elaborated, and the joint and separate patterns behind the policy-making were examined with interview data from HEB and RES. In other words, we discussed the "character" sitting under the sword of Damocles. Is it a "policy-maker", "researcher", or the "firm owner"? Or are they inseparable, and so are they feeling the same fear?
{"title":"UNDER THE SWORD OF DAMOCLES IN TECHNOLOGY POLICY MAKING: THE CASES OF TURKISH HEALTH BIOTECHNOLOGY AND RENEWABLE ENERGY SECTORS","authors":"Gülsevim Evsel, Yelda ERDEN TOPAL","doi":"10.34189/asbd.10.28.007","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.10.28.007","url":null,"abstract":"Health biotechnology (HEB) and renewable energy (RES) are emerging and promising research areas for developing countries and Turkey. Science and Technology (S&T) policies can potentially be exploited to eradicate the unbalances in S&T capacity building for developed and developing countries. Nonetheless, policy-making in these sectors is seen as ambiguous and unsettled in Turkey due to the developing nature of the technologies, the dynamic environment in which technologies are used and changing circumstances depending on the actors’ problems and needs. Policies in HEB are loose compared to policies in RES. Nonetheless, these two sectors are distinct and unique in their peculiarities; responses to the policy problems are converging due to the common motivation of political intervention, namely uncertainty in decision-making. This joint structural response makes them search for illegal or auxiliary solutions for their sectoral problems and needs. Therefore, here the main examination unit is the ‘uncertainty’ in policy-makers' actions that make the actors behave in parallel despite structural differences. In this context, we discuss the socioeconomic impacts of the political intervention of the Turkish policy-makers in HEB and RES. For this purpose, two qualitative data sets are elaborated, and the joint and separate patterns behind the policy-making were examined with interview data from HEB and RES. In other words, we discussed the \"character\" sitting under the sword of Damocles. Is it a \"policy-maker\", \"researcher\", or the \"firm owner\"? Or are they inseparable, and so are they feeling the same fear?","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"83633070","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"PSİKOLOJİK PERSPEKTİFTEN ORTADOĞU’DA TERÖR YAPILANMALARI; REAKSİYON VE İSTİSMAR (EL KAİDE VE IŞİD ÖRNEĞİ)","authors":"Ömer Kerküklü","doi":"10.34189/asbd.10.28.006","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.10.28.006","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"83438294","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"UNIVERS FANTASTIQUE DANS SALLINGER DE BERNARD-MARIE KOLTÈS","authors":"Tülünay Dalak","doi":"10.34189/asbd.10.28.002","DOIUrl":"https://doi.org/10.34189/asbd.10.28.002","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32495,"journal":{"name":"Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"72835563","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}