Etkili olduğu sahada fiziki ve beşeri anlamda değişim ve dönüşümü sağlayan en önemli unsurlardan biri ulaşımdır. Küreselleşmenin önem kazandığı günümüzde yerel düzeyden ulusal düzeye kadar ticari ve ekonomik canlılığın sağlanması bakımından planlı ve entegre ulaşım sistemlerine ihtiyaç artmıştır. Kuzey Marmara Otoyolu; ülke ekonomisine önemli katkı sağlayan İstanbul, Kocaeli ve Sakarya illeri üzerinde özel sektör tarafından inşa edilmiş D100 Karayolu ve TEM Otoyolu’na alternatif bir otoyol projesidir. 2011 yılında proje güzergahının açıklanmasıyla birlikte otoyolun yaratacağı etkiler tartışılmaya başlanmış ve proje sahasında bazı etkiler görülmeye başlanmıştır. Çalışmada Kuzey Marmara Otoyolu’nun Sakarya güzergahı üzerinde oluşturduğu fiziki ve beşeri etkiler ile mekânsal dönüşüm zamansal ölçek kullanılarak (2011 – 2022) uzaktan algılama ve CBS yöntemiyle yorumlanarak ortaya konmuştur. Ortaya çıkan sonuçlara bakıldığında Kuzey Marmara Otoyolu’nun Sakarya kesiminde 11 yıl gibi kısa bir zaman dilimi içinde çarpıcı sonuçlar görülmeye başlanmıştır. Bu durum otoyol projelerinin yerleşmelerin gelişimi ve dönüşümü üzerinde önemli etkiye sahip olduğunu göstermektedir.
{"title":"Otoyol Projelerinin Mekânsal Değişim ve Gelişim Üzerine Etkileri: Kuzey Marmara Otoyolu Sakarya Kesimi","authors":"Fatih Ayhan","doi":"10.33688/aucbd.1236477","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1236477","url":null,"abstract":"Etkili olduğu sahada fiziki ve beşeri anlamda değişim ve dönüşümü sağlayan en önemli unsurlardan biri ulaşımdır. Küreselleşmenin önem kazandığı günümüzde yerel düzeyden ulusal düzeye kadar ticari ve ekonomik canlılığın sağlanması bakımından planlı ve entegre ulaşım sistemlerine ihtiyaç artmıştır. Kuzey Marmara Otoyolu; ülke ekonomisine önemli katkı sağlayan İstanbul, Kocaeli ve Sakarya illeri üzerinde özel sektör tarafından inşa edilmiş D100 Karayolu ve TEM Otoyolu’na alternatif bir otoyol projesidir. 2011 yılında proje güzergahının açıklanmasıyla birlikte otoyolun yaratacağı etkiler tartışılmaya başlanmış ve proje sahasında bazı etkiler görülmeye başlanmıştır. \u0000Çalışmada Kuzey Marmara Otoyolu’nun Sakarya güzergahı üzerinde oluşturduğu fiziki ve beşeri etkiler ile mekânsal dönüşüm zamansal ölçek kullanılarak (2011 – 2022) uzaktan algılama ve CBS yöntemiyle yorumlanarak ortaya konmuştur. \u0000Ortaya çıkan sonuçlara bakıldığında Kuzey Marmara Otoyolu’nun Sakarya kesiminde 11 yıl gibi kısa bir zaman dilimi içinde çarpıcı sonuçlar görülmeye başlanmıştır. Bu durum otoyol projelerinin yerleşmelerin gelişimi ve dönüşümü üzerinde önemli etkiye sahip olduğunu göstermektedir.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125279985","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Doğal ortam üzerinde insan etkisinin artması sonucunda doğal bozunumlar (bitki örtüsünün tahrip edilmesi, yanlış arazi kullanımı, erozyon) ve iklim değişikliği gibi çevresel sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunların giderek artış göstermesi, insanın çevre üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve ölçülmesi problemini gündeme getirmiştir. Bu maksatla geliştirilmiş Beşerî Etki İndeksi, sınırları belirlenmiş bir alanda birden fazla parametreyi kullanarak mekân üzerinde antropojenik etkiyi ölçmeyi amaçlar. Bu çalışmada Beşerî Etki İndeksi kullanılarak Denizli ilinde antropojenik etkinin yoğunluğu ve mekânsal dağılışı analiz edilmiştir. Beşerî etki belirlenirken Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemlerinden biri olan Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Denizli ilinin %0,3’ü çok yüksek, %2’si yüksek, %4’ü orta dereceli insan etkisi altındadır. Buna karşın il yüzölçümünün %35’inde düşük ve %59’unda çok düşük insan etkisi altında olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla Denizli’de beşerî etki yoğun olmakla birlikte belirli ve dar bir alanda faaliyet göstermiştir.
{"title":"Spatial Analysis of Human Influence on the Natural Environment: The Case of Denizli","authors":"Rauf Belge, Can Duman","doi":"10.33688/aucbd.1245140","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1245140","url":null,"abstract":"Doğal ortam üzerinde insan etkisinin artması sonucunda doğal bozunumlar (bitki örtüsünün tahrip edilmesi, yanlış arazi kullanımı, erozyon) ve iklim değişikliği gibi çevresel sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunların giderek artış göstermesi, insanın çevre üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve ölçülmesi problemini gündeme getirmiştir. Bu maksatla geliştirilmiş Beşerî Etki İndeksi, sınırları belirlenmiş bir alanda birden fazla parametreyi kullanarak mekân üzerinde antropojenik etkiyi ölçmeyi amaçlar. Bu çalışmada Beşerî Etki İndeksi kullanılarak Denizli ilinde antropojenik etkinin yoğunluğu ve mekânsal dağılışı analiz edilmiştir. Beşerî etki belirlenirken Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemlerinden biri olan Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Denizli ilinin %0,3’ü çok yüksek, %2’si yüksek, %4’ü orta dereceli insan etkisi altındadır. Buna karşın il yüzölçümünün %35’inde düşük ve %59’unda çok düşük insan etkisi altında olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla Denizli’de beşerî etki yoğun olmakla birlikte belirli ve dar bir alanda faaliyet göstermiştir.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"58 7","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"120912665","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı, işletme kümelerini tespit etmek için yararlanılan yöntemleri incelemek, yöntemlerin sağladığı enformasyonu ve sınırlılıklarını değerlendirerek bir yöntem önerisinde bulunmaktır. Yöntem önerisi mevcut yöntemlerin sınırlılıklarını gidermek amacıyla birbirini izleyen üç adımda uygulanmakta, ampirik ve uygulanabilir bir tespit aracı geliştirilmesi hedeflenmektedir. Çalışmada, sırasıyla kümenin bulunduğu bölgenin belirlenmesi için istihdam yoğunlaşma faktörü, kümenin değer zincirinde yer alan tamamlayıcı endüstrileri tahmin etmek için girdi-çıktı analizleri ve küme aktörleri arasındaki etkileşimi ölçebilmek içinde sosyal ağ analizinden faydalanılması önerilmektedir. Çalışmada, yöntem önerisinin sağlayacağı enformasyona yönelik metal olmayan mineral ürünler sektörü için örnek bir uygulama yapılmıştır. Kümelerin ulusal/bölgesel ekonomik yapılar içinde tespit edilebilmesi kümelere ilişkin politika önerilerinde bulunmak için önem taşımaktadır.
{"title":"BÖLGE-ENDÜSTRİ-ETKİLEŞİM: İŞLETME KÜMELERİNİN BELİRLENMESİ İÇİN BİR YÖNTEM ÖNERİSİ","authors":"Gökhan Önder","doi":"10.33688/aucbd.1150602","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1150602","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, işletme kümelerini tespit etmek için yararlanılan yöntemleri incelemek, yöntemlerin sağladığı enformasyonu ve sınırlılıklarını değerlendirerek bir yöntem önerisinde bulunmaktır. Yöntem önerisi mevcut yöntemlerin sınırlılıklarını gidermek amacıyla birbirini izleyen üç adımda uygulanmakta, ampirik ve uygulanabilir bir tespit aracı geliştirilmesi hedeflenmektedir. Çalışmada, sırasıyla kümenin bulunduğu bölgenin belirlenmesi için istihdam yoğunlaşma faktörü, kümenin değer zincirinde yer alan tamamlayıcı endüstrileri tahmin etmek için girdi-çıktı analizleri ve küme aktörleri arasındaki etkileşimi ölçebilmek içinde sosyal ağ analizinden faydalanılması önerilmektedir. Çalışmada, yöntem önerisinin sağlayacağı enformasyona yönelik metal olmayan mineral ürünler sektörü için örnek bir uygulama yapılmıştır. Kümelerin ulusal/bölgesel ekonomik yapılar içinde tespit edilebilmesi kümelere ilişkin politika önerilerinde bulunmak için önem taşımaktadır.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"39 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116673272","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Muhammet Ali Peki̇n, Barış Özgün, Ayşe Gökçen Işik, Mustafa Sert, Serap Armutlu, Cihan Dündar
The aim of this study is to examine the fluctuation in atmospheric pressure caused by the volcanic eruption of Hunga Tonga - Hunga Ha’apai volcano on January 15, 2022, at 04:14 UTC. In the study, it was predicted that the wave created by the explosion would move at a constant speed of sound and it was calculated that it would arrive in Türkiye in 13 hours and 22 minutes. According to this situation, it was calculated that the first lamb wave could come to Türkiye as of 15 January 2022 17:36 UTC. In the second stage, 1 minute pressure data of 12 Meteorological Station (Automated Weather Observation System, AWOS) in Türkiye was analyzed. In the analyzes and evaluations made, a sharp upward movement was observed in the pressure measured at 18:38 on January 15, 2022, at the Van Meteorology Station, which is the easternmost station. It was calculated that the lamb wave arrived at this station at an average speed of 303.2 m/s in 15.1 hours.
{"title":"Hunga Tonga - Hunga Ha'apai Volkan Patlamalarının Atmosfer Basıncına Etkisi","authors":"Muhammet Ali Peki̇n, Barış Özgün, Ayşe Gökçen Işik, Mustafa Sert, Serap Armutlu, Cihan Dündar","doi":"10.33688/aucbd.1212115","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1212115","url":null,"abstract":"The aim of this study is to examine the fluctuation in atmospheric pressure caused by the volcanic eruption of Hunga Tonga - Hunga Ha’apai volcano on January 15, 2022, at 04:14 UTC. In the study, it was predicted that the wave created by the explosion would move at a constant speed of sound and it was calculated that it would arrive in Türkiye in 13 hours and 22 minutes. According to this situation, it was calculated that the first lamb wave could come to Türkiye as of 15 January 2022 17:36 UTC. In the second stage, 1 minute pressure data of 12 Meteorological Station (Automated Weather Observation System, AWOS) in Türkiye was analyzed. In the analyzes and evaluations made, a sharp upward movement was observed in the pressure measured at 18:38 on January 15, 2022, at the Van Meteorology Station, which is the easternmost station. It was calculated that the lamb wave arrived at this station at an average speed of 303.2 m/s in 15.1 hours.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"151 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123392037","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye’deki başka örneklerde olduğu gibi Çankırı’nın mevcut ilçelerinin bir kısmı kamu yararı gözetilmeksizin popülist politikaların gerekleriyle kurulmuş olup bunlar kamu kaynaklarının israfına sebep olmaktadır. Bu kapsamda kamu kaynaklarının ölçek ekonomisinin nesnel koşullarına uygun olarak kullanılması ve kamu yararının maksimize edilmesine yönelik olarak geliştirilen kriterlerle mevcut ilçelerin değerlendirilmesi TBA yöntemi uygulanarak yapılmıştır. TBA sonucunda düşük ve yüksek skor değerlere sahip olan ilçeler belirlenmiştir. Yüksek skorlu ilçelerin ArcGis programı üzerinden Thiessen Poligonu metodu uygulanarak eş mesafeli etki alanları belirlenerek düşük skorlu ilçelerin hangi ilçelerle birleştirileceği tespit edilmiştir. İdari bölünüşte nüfusu oldukça azalmış ve birbirine çok yakın olan köylerin, asgari 150 kişilik sınır değer ile yerleşmeler arasındaki azami 10 km mesafe eşiği dikkate alınarak birleştirilmesi yönelik öneriler getirilmiştir. Çankırı ilinin 2021 yılı itibarıyla 12 ilçe idari alanı, üç belde ve 371 köy idari alanı bulunmaktadır. Çalışma bulgularına göre ilin beş ilçe, 10 belde ve 163 köy idari alanı olmak üzere 178 idari birimden oluşmasının kamu yararına uygun olacağı değerlendirilmiştir.
{"title":"Çankırı İlinde İdari Bölünüşün Temel Bileşen Analizi (TBA) İle Yeniden Değerlendirilmesi","authors":"Okan Türkan","doi":"10.33688/aucbd.1176458","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1176458","url":null,"abstract":"Türkiye’deki başka örneklerde olduğu gibi Çankırı’nın mevcut ilçelerinin bir kısmı kamu yararı gözetilmeksizin popülist politikaların gerekleriyle kurulmuş olup bunlar kamu kaynaklarının israfına sebep olmaktadır. Bu kapsamda kamu kaynaklarının ölçek ekonomisinin nesnel koşullarına uygun olarak kullanılması ve kamu yararının maksimize edilmesine yönelik olarak geliştirilen kriterlerle mevcut ilçelerin değerlendirilmesi TBA yöntemi uygulanarak yapılmıştır. TBA sonucunda düşük ve yüksek skor değerlere sahip olan ilçeler belirlenmiştir. Yüksek skorlu ilçelerin ArcGis programı üzerinden Thiessen Poligonu metodu uygulanarak eş mesafeli etki alanları belirlenerek düşük skorlu ilçelerin hangi ilçelerle birleştirileceği tespit edilmiştir. İdari bölünüşte nüfusu oldukça azalmış ve birbirine çok yakın olan köylerin, asgari 150 kişilik sınır değer ile yerleşmeler arasındaki azami 10 km mesafe eşiği dikkate alınarak birleştirilmesi yönelik öneriler getirilmiştir. Çankırı ilinin 2021 yılı itibarıyla 12 ilçe idari alanı, üç belde ve 371 köy idari alanı bulunmaktadır. Çalışma bulgularına göre ilin beş ilçe, 10 belde ve 163 köy idari alanı olmak üzere 178 idari birimden oluşmasının kamu yararına uygun olacağı değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131228120","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yer adlarıyla ilgili Türkçe literatürdeki çalışmaların büyük çoğunluğu, olguyu nesnelleştirerek mevcut verilerin betimlenmesi, sınıflandırılması ve sayısallaştırılması şeklinde incelediği saptanmıştır. Olguya sağlanan bu pozitivist ayrıcalık, adlandırmanın doğasında yatan iktidar ilişkilerinin göz ardı edilmesine neden olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, adlandırma pratiklerinin iktidar ve ideoloji ile olan ilişkisini, teorik bir çerçevede tartışmaktır. Bu tartışma, “iktidar mutlak mekân perspektifi ile adlandırır” varsayımından hareket etmektedir. Çalışmanın teorik ve kavramsal (gösterge, ideoloji) bağlamı, mutlak mekân eleştirisine dayanmaktadır. Bu eleştiri; iktidar, adlandırma, ideoloji ve gösterge kavramlarından hareketle teorik bir okuma biçimine yoğunlaşmaktadır.
{"title":"Kamusal Alanların İdeolojik Kurgusu: Bir Eleştirel Toponimi Denemesi","authors":"Selim Bozdoğan, Sedat Benek","doi":"10.33688/aucbd.1137487","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1137487","url":null,"abstract":"Yer adlarıyla ilgili Türkçe literatürdeki çalışmaların büyük çoğunluğu, olguyu nesnelleştirerek mevcut verilerin betimlenmesi, sınıflandırılması ve sayısallaştırılması şeklinde incelediği saptanmıştır. Olguya sağlanan bu pozitivist ayrıcalık, adlandırmanın doğasında yatan iktidar ilişkilerinin göz ardı edilmesine neden olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, adlandırma pratiklerinin iktidar ve ideoloji ile olan ilişkisini, teorik bir çerçevede tartışmaktır. Bu tartışma, “iktidar mutlak mekân perspektifi ile adlandırır” varsayımından hareket etmektedir. Çalışmanın teorik ve kavramsal (gösterge, ideoloji) bağlamı, mutlak mekân eleştirisine dayanmaktadır. Bu eleştiri; iktidar, adlandırma, ideoloji ve gösterge kavramlarından hareketle teorik bir okuma biçimine yoğunlaşmaktadır.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"57 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133348366","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Potansiyeli olan bütün kentler turizme konu olmak isterler. Ancak bu sürecin kontrollü bir şekilde gerçekleşmesi için belli kurallara ihtiyaç vardır. Cittaslow hareketi tam da bu anlamda sürdürülebilir kentler yaratmak isteyen yerel yöneticiler için bir fırsattır. Türkiye’nin ilk Cittaslow kenti olan Seferihisar bu yönüyle araştırmaya konu edilmiştir. Seferihisar’daki Cittaslow hareketini girişimci kadınlar özelinde inceleyen bu çalışmanın amacı, Cittaslow hareketinin kadın girişimciler üzerindeki etkisini ve kadınların bu süreçten nasıl etkilendiklerini ortaya koymaktır. Nitel araştırma yöntemlerinin bir ürünü olan bu çalışmada kolayda örnekleme tekniği kullanılmıştır. Bu kapsamda Seferihisar’da 20 kadın girişimciye ulaşılmıştır. Katılımcılarla, yarı yapılandırılmış form üzerinden derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen veriler betimsel analize tabi tutulmuş ve gerekli görülen yerlerde görüşülen kişilerin ifadelerine doğrudan atıfta bulunulmuştur. Elde edilen bulgular, Cittaslow hareketinin gerçekleşmesinde ve sürdürülmesinde kadın girişimcilerin önemli roller üstlendiklerini ve aynı zamanda bu süreçten önemli ölçüde kazançlı çıktıklarını göstermektedir.
{"title":"CİTTASLOW HAREKETİNDE KADIN GİRİŞİMCİLER: SEFERİHİSAR ÖRNEĞİ","authors":"Murat Tamer, Faruk Alaeddinoğlu","doi":"10.33688/aucbd.1127083","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1127083","url":null,"abstract":"Potansiyeli olan bütün kentler turizme konu olmak isterler. Ancak bu sürecin kontrollü bir şekilde gerçekleşmesi için belli kurallara ihtiyaç vardır. Cittaslow hareketi tam da bu anlamda sürdürülebilir kentler yaratmak isteyen yerel yöneticiler için bir fırsattır. Türkiye’nin ilk Cittaslow kenti olan Seferihisar bu yönüyle araştırmaya konu edilmiştir. Seferihisar’daki Cittaslow hareketini girişimci kadınlar özelinde inceleyen bu çalışmanın amacı, Cittaslow hareketinin kadın girişimciler üzerindeki etkisini ve kadınların bu süreçten nasıl etkilendiklerini ortaya koymaktır. Nitel araştırma yöntemlerinin bir ürünü olan bu çalışmada kolayda örnekleme tekniği kullanılmıştır. Bu kapsamda Seferihisar’da 20 kadın girişimciye ulaşılmıştır. Katılımcılarla, yarı yapılandırılmış form üzerinden derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen veriler betimsel analize tabi tutulmuş ve gerekli görülen yerlerde görüşülen kişilerin ifadelerine doğrudan atıfta bulunulmuştur. Elde edilen bulgular, Cittaslow hareketinin gerçekleşmesinde ve sürdürülmesinde kadın girişimcilerin önemli roller üstlendiklerini ve aynı zamanda bu süreçten önemli ölçüde kazançlı çıktıklarını göstermektedir.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-10-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125963945","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
F. Sipahi, H. Zeybek, E. Akaryalı, I. Cavusoglu, Mehmet Ali Gücer
The demand for mineral resources which brings about significant developments in the history and life of humanity is gradually increasing. The mines, whose names are given to historical ages, have been a necessary source of raw materials for human beings to survive. Today, mines are one of the factors that directly affect the country's economy. Gold, one of them, is a mine whose history is based on ancient history, its production has gained importance especially in recent years as a result of increasing demand and depleted resources. Turkey is a rich country with a 2% share in the world, with gold deposits of different geological characteristics and reserves of 513 tons. In addition, gold exploration activities continue intensively in Turkey, and annual production has increased to 42 tons. Despite this gold potential and production in Turkey, due to the fact that domestic demand is higher than production, the demand for gold cannot be met and it is imported. Gümüşhane is one of the provinces where gold production is intense. In this study, the importance of gold mining and gold mining in Gümüşhane are discussed by giving information about the history of gold mining.
在人类历史和生活中带来重大发展的矿产资源的需求正在逐渐增加。这些矿山的名字是根据历史时代而命名的,它们一直是人类生存所必需的原材料来源。今天,矿山是直接影响国家经济的因素之一。其中,黄金是一种历史悠久的矿产,特别是近年来,由于需求的增加和资源的枯竭,其生产变得越来越重要。土耳其是一个富裕的国家,占世界2%的份额,拥有不同地质特征的金矿,储量为513吨。此外,土耳其的黄金勘探活动继续密集进行,年产量已增加到42吨。尽管土耳其有这样的黄金潜力和产量,但由于国内需求高于产量,对黄金的需求无法满足,因此需要进口。广东是黄金生产密集的省份之一。在本研究中,通过提供金矿开采的历史信息,讨论了金矿开采和金矿开采在g mm hane的重要性。
{"title":"Gold Mining, History and Today: The Case of Gümüşhane","authors":"F. Sipahi, H. Zeybek, E. Akaryalı, I. Cavusoglu, Mehmet Ali Gücer","doi":"10.33688/aucbd.1128057","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1128057","url":null,"abstract":"The demand for mineral resources which brings about significant developments in the history and life of humanity is gradually increasing. The mines, whose names are given to historical ages, have been a necessary source of raw materials for human beings to survive. Today, mines are one of the factors that directly affect the country's economy. Gold, one of them, is a mine whose history is based on ancient history, its production has gained importance especially in recent years as a result of increasing demand and depleted resources. Turkey is a rich country with a 2% share in the world, with gold deposits of different geological characteristics and reserves of 513 tons. In addition, gold exploration activities continue intensively in Turkey, and annual production has increased to 42 tons. Despite this gold potential and production in Turkey, due to the fact that domestic demand is higher than production, the demand for gold cannot be met and it is imported. Gümüşhane is one of the provinces where gold production is intense. In this study, the importance of gold mining and gold mining in Gümüşhane are discussed by giving information about the history of gold mining.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"45 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127443672","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye’de kapsamlı olarak ilk bölgesel çalışma 1982 yılında ‘Yerleşme Merkezlerinin Kademelenmesi’ adı altında yapılmıştır. Ancak, günümüze kadar gelen süreçte tüm Türkiye’deki il, ilçe, belde ve köy yerleşimlerini de içine alan kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Bununla birlikte küreselleşme, teknolojik gelişmeler, kentsel nüfus artışı, politik ve sosyo-ekonomik değişmeler bölge yaklaşımının ve yerleşimler arası ilişkilerin tanımının yeniden kurgulanmasını gerektirmiştir. Bu kapsamda kentsel ve kırsal yerleşmelerin yoğunluğunu ve etki alanlarını belirlemek amacıyla YER-SİS- Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması çalışması yapılmıştır. Çalışmada Türkiye için nodal bölge kavramı çerçevesinde kentsel ve kırsal hizmet merkezlerinin etki alanları ve bölgeler ağ analizi teorisinden yararlanarak belirlenmiştir. Çalışmada kentsel merkez yerleşimleri ve bunlara bağlanan yerleşimlerin birbirleri ile olan ilişkilerine daha ayrıntılı bakabilmek için çeşitli ek kısıtlar getirilmiş, İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Kayseri, Eskişehir, Erzurum, Bursa, Gaziantep, Diyarbakır, Adana ve Antalya merkez yerleşimleri ve bunlara bağlanan yerleşim sayıları bu kısıtların farklı varyasyonları uygulanarak incelenmiştir.
{"title":"Türkiye’de Nodal Bölgelerin Tespiti: Yer-Sis Projesi Arayüzü Temelli Ampirik Bir Yaklaşım","authors":"Ezgi Tükel, K. Çubukçu, E. Eren","doi":"10.33688/aucbd.1107260","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1107260","url":null,"abstract":"Türkiye’de kapsamlı olarak ilk bölgesel çalışma 1982 yılında ‘Yerleşme Merkezlerinin Kademelenmesi’ adı altında yapılmıştır. Ancak, günümüze kadar gelen süreçte tüm Türkiye’deki il, ilçe, belde ve köy yerleşimlerini de içine alan kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Bununla birlikte küreselleşme, teknolojik gelişmeler, kentsel nüfus artışı, politik ve sosyo-ekonomik değişmeler bölge yaklaşımının ve yerleşimler arası ilişkilerin tanımının yeniden kurgulanmasını gerektirmiştir. Bu kapsamda kentsel ve kırsal yerleşmelerin yoğunluğunu ve etki alanlarını belirlemek amacıyla YER-SİS- Türkiye’de Kentsel ve Kırsal Yerleşim Sistemleri Araştırması çalışması yapılmıştır. Çalışmada Türkiye için nodal bölge kavramı çerçevesinde kentsel ve kırsal hizmet merkezlerinin etki alanları ve bölgeler ağ analizi teorisinden yararlanarak belirlenmiştir. Çalışmada kentsel merkez yerleşimleri ve bunlara bağlanan yerleşimlerin birbirleri ile olan ilişkilerine daha ayrıntılı bakabilmek için çeşitli ek kısıtlar getirilmiş, İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Kayseri, Eskişehir, Erzurum, Bursa, Gaziantep, Diyarbakır, Adana ve Antalya merkez yerleşimleri ve bunlara bağlanan yerleşim sayıları bu kısıtların farklı varyasyonları uygulanarak incelenmiştir.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122934709","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma doğum yerine göre illerin nüfusundan hareketle iller arası demografik bağlantısallığın resmini ortaya koymayı amaçlamaktadır. 1990’dan 2020’ye kadar geçen süre zarfında Türkiye’de iller arası demografik bağlantısallığın boylamsal olarak nasıl değiştiğini sosyal ağ analizi yöntemine dayanarak ortaya koymaktadır. Çalışmanın bulguları, ele alınan zaman içinde ülkesel düzeyde iller arası bağlantısallığın arttığını ortaya koymaktadır. Ancak söz konusu bu artışın aynı zamanda üç büyük kent ekseninde ve Marmara Bölgesi özelinde daha çok yoğunlaştığını tespit etmektedir. Yine bölgesel merkez olarak adlandırılan illerin de bu artışta önemli katkısının olduğu görülmüştür. Çalışma kapsamında doğum yerine göre nüfus verisinden hareketle iller arası bağlantısallık düzeyi sayısal bir indis olarak geliştirilmiş olup bu indisin mekân ve coğrafyanın sosyal olgulardaki etkisine odaklanan her türlü araştırmada ve planlama çalışmalarında kullanılabileceği ileri sürülmektedir.
{"title":"Türkiye’de İller Arası Bağlantısallığın Coğrafi Boyutu","authors":"İrfan Kaygalak","doi":"10.33688/aucbd.1135346","DOIUrl":"https://doi.org/10.33688/aucbd.1135346","url":null,"abstract":"Bu çalışma doğum yerine göre illerin nüfusundan hareketle iller arası demografik bağlantısallığın resmini ortaya koymayı amaçlamaktadır. 1990’dan 2020’ye kadar geçen süre zarfında Türkiye’de iller arası demografik bağlantısallığın boylamsal olarak nasıl değiştiğini sosyal ağ analizi yöntemine dayanarak ortaya koymaktadır. Çalışmanın bulguları, ele alınan zaman içinde ülkesel düzeyde iller arası bağlantısallığın arttığını ortaya koymaktadır. Ancak söz konusu bu artışın aynı zamanda üç büyük kent ekseninde ve Marmara Bölgesi özelinde daha çok yoğunlaştığını tespit etmektedir. Yine bölgesel merkez olarak adlandırılan illerin de bu artışta önemli katkısının olduğu görülmüştür. Çalışma kapsamında doğum yerine göre nüfus verisinden hareketle iller arası bağlantısallık düzeyi sayısal bir indis olarak geliştirilmiş olup bu indisin mekân ve coğrafyanın sosyal olgulardaki etkisine odaklanan her türlü araştırmada ve planlama çalışmalarında kullanılabileceği ileri sürülmektedir.","PeriodicalId":346017,"journal":{"name":"Coğrafi Bilimler Dergisi","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116532634","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}