İnsanlığın ipek ile etkileşimi beş bin yıl kadar öteye gider. İpekçilik nesiller boyu tevarüs eden ve büyük bir tecrübe ve bilgi birikimi gerektiren iştigal alanıdır. Dikkatleri çekmemiş olsa da ipek yetiştiriciliğinin yayıldığı alanların Türk topluluklarının yaşadığı ve tarihi istikametlerindeki şehirler olması ilgi çekicidir. Diğer taraftan İpek Yolu’nun başlangıcı ve sistemli ticaretin ortaya çıkması ile ilgili paradigmalar da neden-sonuç ilişkisine bağlı varsayım ve hipotezleri kurgulayabilmek açısından kifayetsiz kalmaktadır. İpek Yolu araştırmalarında ticareti organize eden yetenekli atlı göçebelere atıf vardır. Ancak bozkırın atlı göçebeleri İpek Yolu’nun adeta kayıp oyuncularıdır. Esasında güzergâh; aralarında soy, dil bağları olan ve Orta Asya’nın fiili sahipleri konumundaki sayısız Türk topluluğunun topraklarından geçmekteydi. Türkler ticaret için atalarından devraldıkları iyi bir arka plana sahiptiler. Yerleşik kültürlerin vergilendirilmesi zamanla İpek Yolu ticaretini doğurdu. Çin ile başlatılan at karşılığı ipek ticareti, Türkleri Orta Asya’nın gelmiş geçmiş en zengin göçebeleri haline getirdi. Bunlara rağmen ipeğin serüveninde en az bilinen aktör Türklerdir.
{"title":"İPEĞİN SERÜVENİNDE TÜRK TOPLULUKLARININ BELİRGİNLEŞMEMİŞ ROLÜ","authors":"Hüsnü YÜCEKAYA, Onur ÖZCİMBİT","doi":"10.18513/egetid.1333311","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1333311","url":null,"abstract":"İnsanlığın ipek ile etkileşimi beş bin yıl kadar öteye gider. İpekçilik nesiller boyu tevarüs eden ve büyük bir tecrübe ve bilgi birikimi gerektiren iştigal alanıdır. Dikkatleri çekmemiş olsa da ipek yetiştiriciliğinin yayıldığı alanların Türk topluluklarının yaşadığı ve tarihi istikametlerindeki şehirler olması ilgi çekicidir. Diğer taraftan İpek Yolu’nun başlangıcı ve sistemli ticaretin ortaya çıkması ile ilgili paradigmalar da neden-sonuç ilişkisine bağlı varsayım ve hipotezleri kurgulayabilmek açısından kifayetsiz kalmaktadır. İpek Yolu araştırmalarında ticareti organize eden yetenekli atlı göçebelere atıf vardır. Ancak bozkırın atlı göçebeleri İpek Yolu’nun adeta kayıp oyuncularıdır. Esasında güzergâh; aralarında soy, dil bağları olan ve Orta Asya’nın fiili sahipleri konumundaki sayısız Türk topluluğunun topraklarından geçmekteydi. Türkler ticaret için atalarından devraldıkları iyi bir arka plana sahiptiler. Yerleşik kültürlerin vergilendirilmesi zamanla İpek Yolu ticaretini doğurdu. Çin ile başlatılan at karşılığı ipek ticareti, Türkleri Orta Asya’nın gelmiş geçmiş en zengin göçebeleri haline getirdi. Bunlara rağmen ipeğin serüveninde en az bilinen aktör Türklerdir.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136172941","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında Osmanlı mekteplerinde bazı sebeplere dayalı olarak yapılan geçici mektep tatillerine değinilmiştir. Çalışmanın kaynaklarını Osmanlı Arşivi’ndeki konuya dair belgeler ve ikinci el kaynaklar oluşturmaktadır. Mektep tatillerine neden olan sebepler arasında hastalıklar, aşırı sıcak ve soğuk havalar, yağmur, fırtına, yangın, deprem gibi afetler bulunmaktadır. Bunun yanında savaşlar, isyanlar, ruhsatsız mektepler, mekteplerde yapılan tamiratlar, öğretmenlere maaş ödenememesi ve öğretmen tutumları da mektep tatillerinin nedenleri arasındadır. Çalışmada öncelikle Osmanlı mekteplerindeki olağan mektep tatilleri hakkında bilgi verilmiş daha sonra belirtilen nedenlerden dolayı yapılan geçici mektep tatillerine temas edilmiştir. Çalışmada mekteplerin tatil edilmesinde nasıl bir süreç takip edildiği, muallimlerin ve mektep müdürlerinin yapması gereken işlemler, mahalli idareler ile Maarif Nezaretinin meseleler karşısındaki tutumu; tabiplerin ve sıhhiye heyetlerinin mekteplerin tatil edilmesindeki rolü, salgın hastalığın yaşandığı mekteplerde belediye görevlilerince yapılan dezenfeksiyon işlemleri belgeler ışığında ortaya konulmaya çalışılmıştır.
在这项研究中,19。到本世纪末,早在几个世纪,早在奥斯曼的学校,一些原因已经改变为临时学校假期。这项工作的来源是在奥斯曼档案中创建文件和二手资料。学校放假的原因是生病、酷热和寒冷的天气、下雨、暴风雨、火灾、地震。此外,战争、叛乱分子、失业的学校、维修、教师工资和教师习俗也是学校放假的原因。Çalışmadaöncelikle Osmanlımekteplerindeki olağan mektep tatilleri hakkında bilgi verilmişdaha sonra belitilen nedenlerden dolayıyapılan geçici mektep statillerine temas edilmiş。Çalışmada mekteplerin tatil edilmesinde nasıl bir süreçtakip edildiği、muallimlerin ve mektep müdürlerinin yapmasıgereken işlemler、mahali idareler ile Maarif Nezaretinin meseleler karşısındaki tutututumu;制表师和旅行社在职位上的作用将根据文件公布,因为疾病发生在城市的任务中。
{"title":"OSMANLI DEVLETİ’NDE ÂRIZÎ MEKTEP TATİLLERİ (1875-1920)","authors":"Ertan Gökmen","doi":"10.18513/egetid.1333134","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1333134","url":null,"abstract":"Bu çalışmada 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında Osmanlı mekteplerinde bazı sebeplere dayalı olarak yapılan geçici mektep tatillerine değinilmiştir. Çalışmanın kaynaklarını Osmanlı Arşivi’ndeki konuya dair belgeler ve ikinci el kaynaklar oluşturmaktadır. Mektep tatillerine neden olan sebepler arasında hastalıklar, aşırı sıcak ve soğuk havalar, yağmur, fırtına, yangın, deprem gibi afetler bulunmaktadır. Bunun yanında savaşlar, isyanlar, ruhsatsız mektepler, mekteplerde yapılan tamiratlar, öğretmenlere maaş ödenememesi ve öğretmen tutumları da mektep tatillerinin nedenleri arasındadır. Çalışmada öncelikle Osmanlı mekteplerindeki olağan mektep tatilleri hakkında bilgi verilmiş daha sonra belirtilen nedenlerden dolayı yapılan geçici mektep tatillerine temas edilmiştir. Çalışmada mekteplerin tatil edilmesinde nasıl bir süreç takip edildiği, muallimlerin ve mektep müdürlerinin yapması gereken işlemler, mahalli idareler ile Maarif Nezaretinin meseleler karşısındaki tutumu; tabiplerin ve sıhhiye heyetlerinin mekteplerin tatil edilmesindeki rolü, salgın hastalığın yaşandığı mekteplerde belediye görevlilerince yapılan dezenfeksiyon işlemleri belgeler ışığında ortaya konulmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-07-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68184135","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İstihbarat, stratejik hedef ya da amaçlar üzerinde kesintisiz bilgi edinimini hipotez, tahmin ve sonuç süzgecinde analiz ederek kesin, geçerli ve tutarlı bilgiye dönüştürmektir. İstihbaratın amacı ise var olan belirsizlikleri elde edilen ve iyi tanımlanmış “gerçekler” ile değiştirerek stratejik ya da operasyonel karar vericilere iletmektir. Büyük Britanya Genelkurmay Başkanlığına bağlı Karadeniz Komutanlığı adına ismi belirtilmeyen bir İngiliz yarbay, Aralık 1919-Ocak 1920 tarihleri arasında altı haftalık bir süreçte Milne hattı üzerinde kuvâ-yı millîye hakkında derlediği istihbarı bilgileri bir rapor halinde 5 Şubat 1920’de bir üst makama sunmuştur. Rapor, kuvâ-yı millîye’nin niteliğini, teşkilatlanmasını, potansiyel gücünü tarihsel bilgi ve öngörüler dikkate alınarak analiz etmiştir. Bununla birlikte rapor, Batı Anadolu özelinde kuvâ-yı millîye’nin destek aldığı toplumsal, askerî ve iktisadi yapıları da değerlendirmiştir. Çalışmanın amacı, kuvâ-yı millîye ve Batı Anadolu hakkında elde edilen istihbarat raporunu kuvâ-yı millîye literatürü çerçevesinde değerlendirmektir. İstihbarat raporu, savaşın belirsizliklerini ortadan kaldırmak maksadıyla kuvâ-yı milliye ve Türk halkının mücadele kapasitesini tespit etmeye yönelik çok yönlü ve ayrıntılı biçimde hazırlanmıştır. Çalışma; kaynak taraması, sınıflandırma, çözümleme, tenkit ve sentez sırası izlenerek araştırılmış, literatürde konuyla alakalı yer alan araştırma/inceleme eserlerden faydalanılarak raporun değerlendirmeleriyle bir karşılaştırma yapılmıştır.
{"title":"A British Lieutenant Colonel's Intelligence Report on the Kuvâ-yı Millîye","authors":"Orhan Özcan","doi":"10.18513/egetid.1333146","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1333146","url":null,"abstract":"İstihbarat, stratejik hedef ya da amaçlar üzerinde kesintisiz bilgi edinimini hipotez, tahmin ve sonuç süzgecinde analiz ederek kesin, geçerli ve tutarlı bilgiye dönüştürmektir. İstihbaratın amacı ise var olan belirsizlikleri elde edilen ve iyi tanımlanmış “gerçekler” ile değiştirerek stratejik ya da operasyonel karar vericilere iletmektir. Büyük Britanya Genelkurmay Başkanlığına bağlı Karadeniz Komutanlığı adına ismi belirtilmeyen bir İngiliz yarbay, Aralık 1919-Ocak 1920 tarihleri arasında altı haftalık bir süreçte Milne hattı üzerinde kuvâ-yı millîye hakkında derlediği istihbarı bilgileri bir rapor halinde 5 Şubat 1920’de bir üst makama sunmuştur. Rapor, kuvâ-yı millîye’nin niteliğini, teşkilatlanmasını, potansiyel gücünü tarihsel bilgi ve öngörüler dikkate alınarak analiz etmiştir. Bununla birlikte rapor, Batı Anadolu özelinde kuvâ-yı millîye’nin destek aldığı toplumsal, askerî ve iktisadi yapıları da değerlendirmiştir. Çalışmanın amacı, kuvâ-yı millîye ve Batı Anadolu hakkında elde edilen istihbarat raporunu kuvâ-yı millîye literatürü çerçevesinde değerlendirmektir. İstihbarat raporu, savaşın belirsizliklerini ortadan kaldırmak maksadıyla kuvâ-yı milliye ve Türk halkının mücadele kapasitesini tespit etmeye yönelik çok yönlü ve ayrıntılı biçimde hazırlanmıştır. Çalışma; kaynak taraması, sınıflandırma, çözümleme, tenkit ve sentez sırası izlenerek araştırılmış, literatürde konuyla alakalı yer alan araştırma/inceleme eserlerden faydalanılarak raporun değerlendirmeleriyle bir karşılaştırma yapılmıştır.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-06-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68184281","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This article investigates the Oromo historiography vis-a-vis the Ethiopian political orientations, 16th-21st centuries. Oral and written sources and the researchers’ empirical knowledge have been analyzed qualitatively to produce this work. Ethiopian history has centered on the north, Semitic and elitist revolving around politics. For so long, Oromo historiography has been a neglected object though the Oromo are the largest ethnic group in the Horn of Africa. This study is thus undertaken to portray how far and in what way the Oromo have been studied historically. The study shows that social, economic, and cultural studies of the Ethiopian people have been neglected even after professional history was launched in Ethiopia in 1963. The Oromo historiography has not only been neglected but also distorted, prejudiced, and exposed to controversy. Recent studies however have been trying to redress these imbalances. This is however far from enough and popular history should be given more attention.
{"title":"SOME ASPECTS OF OROMO HISTORIOGRAPHY AND THE ETHIOPIAN POLITICAL ORIENTATIONS (16th-21st CENTURIES)","authors":"Ketebo Abdiyo Ensene","doi":"10.18513/egetid.1333128","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1333128","url":null,"abstract":"This article investigates the Oromo historiography vis-a-vis the Ethiopian political orientations, 16th-21st centuries. Oral and written sources and the researchers’ empirical knowledge have been analyzed qualitatively to produce this work. Ethiopian history has centered on the north, Semitic and elitist revolving around politics. For so long, Oromo historiography has been a neglected object though the Oromo are the largest ethnic group in the Horn of Africa. This study is thus undertaken to portray how far and in what way the Oromo have been studied historically. The study shows that social, economic, and cultural studies of the Ethiopian people have been neglected even after professional history was launched in Ethiopia in 1963. The Oromo historiography has not only been neglected but also distorted, prejudiced, and exposed to controversy. Recent studies however have been trying to redress these imbalances. This is however far from enough and popular history should be given more attention.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68183994","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Osmanlı Devleti ile Venedik Cumhuriyeti arasındaki son savaşlar 1715-1718 yılları arasında gerçekleşmiştir. Bu süreçte tarafların ekonomik ilişkileri kesintiye uğramıştır. Savaş dönemlerinde ticari ilişkilerin kesilmesi olağan bir durum olsa da 1718 Pasarofça Antlaşması’na kadar devam eden Osmanlı-Venedik ekonomik ilişkilerindeki durgunluk, Osmanlı Devleti’nin Venedik mallarına getirdiği ithalat yasağından kaynaklanmaktadır. Osmanlı Devleti, rakibini ekonomik yaptırımlarla yıpratmak için 1715 yılının sonunda bütün Venedik mallarının ülkeye girişini yasaklamıştır. Bununla birlikte yasağın tek muhatabı Venedik değildir. Osmanlı coğrafyasında Venedik malları ile ticaret yapan bütün müstemen tüccar, bu ticaretten men edilmiştir. İngiltere ve Hollanda elçilerinin tepkileri ve süre talepleri üzerine, tüccarlara ellerindeki Venedik mallarını çıkarıncaya kadar 6-7 aylık süre tanınmıştır. Yasak duyurulduktan sonra yeni mal girişine izin verilmediği gibi Avrupalı devletlerin gümrük muamelelerinde küçük değişiklikler yapılmıştır. Bu çalışmada, 1715’te Venedik mallarına getirilen ticaret yasağının amaçları, kapsamı ve sonuçları incelenecek; ulaşılabilen bazı gümrük kayıtlarından istifadeyle 1715 öncesinde Venedik’ten ithal edilen her çeşit emtia ortaya konacaktır.
奥斯曼帝国和委内瑞拉共和国之间的最后一次战争发生在1715年至1718年之间。双方的经济关系在这个过程中被切断了。Savaşdönemlerinde ticari ilişkilerin kesilmesi olağan bir durum olsa da 1718 Pasarofça Antlaşması'na kadar devam eden Osmanlı-Venedik ekonomik iliş。OsmanlıDevleti,rakibini ekonomik yaptırımlarla yıpratmak için 1715 yılının sonunda bütün Venedik mallarınülkeye girişini yasaklamıştır。然而,对该法律的唯一解释并不是Venedik。在一张奥斯曼人的照片中,所有从事委内瑞拉商品贸易的非凡商人都被禁止从事这种贸易。英国和荷兰大使的回应和他们的长期要求被确定了6-7个月,直到他们从商人那里拿走委内瑞拉商品。法律宣布后,欧洲国家的运作发生了一些小变化,不允许进口新商品。在这项工作中,将审查1715年提交威尼斯的贸易法的目标、范围和后果;1715年以前从Venedik进口的任何类型的emtia都会使用一些可用的金属唱片出现。
{"title":"OSMANLI DEVLETİ’NİN 1715’TE VENEDİK MALLARINA GETİRDİĞİ TİCARET YASAĞI VE SONUÇLARI","authors":"A. Çakar","doi":"10.18513/egetid.1333083","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1333083","url":null,"abstract":"Osmanlı Devleti ile Venedik Cumhuriyeti arasındaki son savaşlar 1715-1718 yılları arasında gerçekleşmiştir. Bu süreçte tarafların ekonomik ilişkileri kesintiye uğramıştır. Savaş dönemlerinde ticari ilişkilerin kesilmesi olağan bir durum olsa da 1718 Pasarofça Antlaşması’na kadar devam eden Osmanlı-Venedik ekonomik ilişkilerindeki durgunluk, Osmanlı Devleti’nin Venedik mallarına getirdiği ithalat yasağından kaynaklanmaktadır. Osmanlı Devleti, rakibini ekonomik yaptırımlarla yıpratmak için 1715 yılının sonunda bütün Venedik mallarının ülkeye girişini yasaklamıştır. Bununla birlikte yasağın tek muhatabı Venedik değildir. Osmanlı coğrafyasında Venedik malları ile ticaret yapan bütün müstemen tüccar, bu ticaretten men edilmiştir. İngiltere ve Hollanda elçilerinin tepkileri ve süre talepleri üzerine, tüccarlara ellerindeki Venedik mallarını çıkarıncaya kadar 6-7 aylık süre tanınmıştır. Yasak duyurulduktan sonra yeni mal girişine izin verilmediği gibi Avrupalı devletlerin gümrük muamelelerinde küçük değişiklikler yapılmıştır. Bu çalışmada, 1715’te Venedik mallarına getirilen ticaret yasağının amaçları, kapsamı ve sonuçları incelenecek; ulaşılabilen bazı gümrük kayıtlarından istifadeyle 1715 öncesinde Venedik’ten ithal edilen her çeşit emtia ortaya konacaktır.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-05-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68184310","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Modern dönemde değişen savaşım (warfare) olgusunu yönetmek, devletlerin birincil uğraşı olmuştur. Dolayısıyla tüm kurumları ile bilimsel çalışmalara adanan kişisel hayatlar da bu sürece eklemlenmekte gecikmemiştir. Düşmanı etkisizleştirmede başlıca silahların yetersizliği Birinci Dünya Savaşı’nın hemen başında kendini göstermişti. Öyle ki, değişen savaş stratejileri, çatışmaların cephe ile sınırlı kalmaması ve harbin beklenenden daha uzun sürmesiyle ortaya çıkan çaresizlik durumu şiddet unsurlarını yeniden gündeme almayı gerektirdi. Çeşitli kimyasalların, gaz ve boğucu etki yapan maddelerin silahlarda kullanılması ile ilgili çalışmalar savaş öncesi dönemlerde başlamış olmasına rağmen bunların etkin bir şekilde kullanımı Birinci Dünya Savaşı’na denk gelmiştir. Çalışmamızda, kimyasal silahların savaş sırasındaki genel kullanım alanları ortaya konulmuştur. Özellikle Alman girişiminin öncülüğünde İstanbul’da kurulan askeri nitelikli gaz dolum fabrikaları mercek altına alınmıştır. Öte yandan, bunların kullanımı ile ilgili sürecin siper savaşına ve yıpratma stratejilerine yaptığı öngörülmeyen olağanüstü sonuçları tartışılmış, bunun Osmanlı’daki yansımaları analiz edilmiştir.
在现代,管理军工已经成为国家面临的首要挑战。因此,到目前为止,致力于科学和机构的个人生活并没有被推迟。Düşmanıetkisizleştirmede başlıca silahların yeterszliği Birinci Dünya Savaşı'nın hemen başın da kendini göstermişti。因此,改变战争战略不应局限于战斗的口袋,也不应仅限于意外地需要重新更新局势中发生的暴力因素,而这些暴力因素比信中预期的要多。各种化学品、气体和干旱材料的使用与第一次世界大战相似,尽管在战争年代就已经开始了武器方面的工作。在我们的工作中,暴露了战争期间化学武器的一般用途。特别是,在德国提出倡议之前,在伊斯坦布尔建立的军用天然气工厂就被允许销售商品。另一方面,为了对抗边境战争和清洗策略,讨论了使用该过程的不寻常后果,并在Osmanli的反思中进行了分析。
{"title":"An Ancient Debate: Are There Any Industrial Facilities on Chemical Weapons in Ottoman?","authors":"Zeynep Sabancı","doi":"10.18513/egetid.1333288","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1333288","url":null,"abstract":"Modern dönemde değişen savaşım (warfare) olgusunu yönetmek, devletlerin birincil uğraşı olmuştur. Dolayısıyla tüm kurumları ile bilimsel çalışmalara adanan kişisel hayatlar da bu sürece eklemlenmekte gecikmemiştir. Düşmanı etkisizleştirmede başlıca silahların yetersizliği Birinci Dünya Savaşı’nın hemen başında kendini göstermişti. Öyle ki, değişen savaş stratejileri, çatışmaların cephe ile sınırlı kalmaması ve harbin beklenenden daha uzun sürmesiyle ortaya çıkan çaresizlik durumu şiddet unsurlarını yeniden gündeme almayı gerektirdi. Çeşitli kimyasalların, gaz ve boğucu etki yapan maddelerin silahlarda kullanılması ile ilgili çalışmalar savaş öncesi dönemlerde başlamış olmasına rağmen bunların etkin bir şekilde kullanımı Birinci Dünya Savaşı’na denk gelmiştir. Çalışmamızda, kimyasal silahların savaş sırasındaki genel kullanım alanları ortaya konulmuştur. Özellikle Alman girişiminin öncülüğünde İstanbul’da kurulan askeri nitelikli gaz dolum fabrikaları mercek altına alınmıştır. Öte yandan, bunların kullanımı ile ilgili sürecin siper savaşına ve yıpratma stratejilerine yaptığı öngörülmeyen olağanüstü sonuçları tartışılmış, bunun Osmanlı’daki yansımaları analiz edilmiştir.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47763187","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Osmanlı Devleti’nin son dönemine Batılılaşma politikası damgasını vurdu. Bâbıâli, Tanzimat Fermanı ile Batı’ya yöneldikten sonra kulüp, birahane, tiyatro, müzik toplulukları ve balo gibi Avrupa örneği zevk ve eğlenceler yaygınlaşmaya başladı. Galata, Pera ve Beyoğlu’nda yaşayan yabancılar, Türklerin bu eğlence kültürüne adapte sürecini hızlandırdı. Batılılaşmayı sağlama adına Osmanlı seçkini de Batı kültür formları arasında yer alan görgü kurallarından ev içi düzenlemelere ve hatta baloda nasıl dans edileceğine kadar toplumsal değişimi amaçlayan yazılar kaleme aldı. Modernleşmek isteyen Osmanlı aydını gözünden Avrupa, uygarlığın zirvesinde görülüyordu. Batı’dan ülkemize elçilikler vasıtasıyla aktarılan balo ise hem eğlence hem de diplomatik amaçlarla düzenleniyordu. Osmanlı bürokrasisi ve aydın kesim ise balo kültürüne oldukça uzaktı. Bu durumun farkında olan Osmanlı seçkini ise “balonun adabımuaşereti nedir?” “Nasıl dans edilmeli?” “Baloda kadınlara nasıl davranılmalı?” gibi temel soruları eserlerine taşıyarak, seçkin kesimi balo konusunda eğitmek istiyordu. Bu sorular ile Osmanlı Devleti’nde ilk balo, balonun adabımuaşereti hakkında yazılanlar ve İstanbul’da yabancı elçiler tarafından düzenlenen baloların amacı bu araştırmanın temelini oluşturdu. Bu çalışma, 19. yüzyılda neşredilen ve balo adabımuaşereti hakkında bilgi veren eserler ile Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi’ndeki belgelere dayanmaktadır. Osmanlı son döneminde yazılan eserlerden faydalanmak suretiyle, balo adabımuaşeretinin nasıl olması gerektiği aktarılmaya çalışılacaktır. Diğer yandan da Osmanlı Devleti’nde ilk baloyu düzenleyen ve Türk gençlerinin de ilk danslarını elçilik salonlarında denemelerini sağlayan sefirlerin düzenledikleri baloların mahiyeti, arşiv belgeleri ışığında ortaya konulmaya çalışıldı.
在奥斯曼帝国末期,冲突政策已经触目惊心。在前往西部的Tanzimat Ferman ya后,俱乐部开始分享乐趣和娱乐,如戏剧、戏剧、音乐和舞蹈。Galata,Pera ve Beyoğlu'nda yaşayan yabancılar,土耳其,土耳其。为了确保混乱,奥斯曼选项还写了一些文章,旨在改变西方文化的观察规则中的社会维度,组织房子,甚至在气球里跳舞。在想要现代化的奥斯曼帝国的眼中,欧洲被视为文明的顶峰。选票是通过信使从西方转移到我国的,既有乐趣,也有外交目的。奥斯曼帝国的官僚作风和灯泡与气球文化相去甚远。在这种情况下,奥斯曼人的选择是,“气球有什么区别?”奥斯曼尼亚州的第一个投票项目是基于滥用选票和外国信使在伊斯坦布尔组织投票的目标。这是工作,19号。国家档案馆的作品基于美国档案馆奥斯曼档案馆的文件,这些文件提供了有关本世纪辉煌和泡沫滥用的信息。在奥斯曼时代末期,人们将试图改变舞厅的工作方式。Diğer yandan da OsmanlıDevleti'nde ilk baloyu düzenleyen ve Türk gençlerinin de ilk dansları。
{"title":"Ball Etiquette and Embassy Balls in the Ottoman Empire","authors":"İlyas Ak, H. Öztunç","doi":"10.18513/egetid.1332377","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1332377","url":null,"abstract":"Osmanlı Devleti’nin son dönemine Batılılaşma politikası damgasını vurdu. Bâbıâli, Tanzimat Fermanı ile Batı’ya yöneldikten sonra kulüp, birahane, tiyatro, müzik toplulukları ve balo gibi Avrupa örneği zevk ve eğlenceler yaygınlaşmaya başladı. Galata, Pera ve Beyoğlu’nda yaşayan yabancılar, Türklerin bu eğlence kültürüne adapte sürecini hızlandırdı. Batılılaşmayı sağlama adına Osmanlı seçkini de Batı kültür formları arasında yer alan görgü kurallarından ev içi düzenlemelere ve hatta baloda nasıl dans edileceğine kadar toplumsal değişimi amaçlayan yazılar kaleme aldı. Modernleşmek isteyen Osmanlı aydını gözünden Avrupa, uygarlığın zirvesinde görülüyordu. Batı’dan ülkemize elçilikler vasıtasıyla aktarılan balo ise hem eğlence hem de diplomatik amaçlarla düzenleniyordu. Osmanlı bürokrasisi ve aydın kesim ise balo kültürüne oldukça uzaktı. Bu durumun farkında olan Osmanlı seçkini ise “balonun adabımuaşereti nedir?” “Nasıl dans edilmeli?” “Baloda kadınlara nasıl davranılmalı?” gibi temel soruları eserlerine taşıyarak, seçkin kesimi balo konusunda eğitmek istiyordu. Bu sorular ile Osmanlı Devleti’nde ilk balo, balonun adabımuaşereti hakkında yazılanlar ve İstanbul’da yabancı elçiler tarafından düzenlenen baloların amacı bu araştırmanın temelini oluşturdu. Bu çalışma, 19. yüzyılda neşredilen ve balo adabımuaşereti hakkında bilgi veren eserler ile Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi’ndeki belgelere dayanmaktadır. Osmanlı son döneminde yazılan eserlerden faydalanmak suretiyle, balo adabımuaşeretinin nasıl olması gerektiği aktarılmaya çalışılacaktır. Diğer yandan da Osmanlı Devleti’nde ilk baloyu düzenleyen ve Türk gençlerinin de ilk danslarını elçilik salonlarında denemelerini sağlayan sefirlerin düzenledikleri baloların mahiyeti, arşiv belgeleri ışığında ortaya konulmaya çalışıldı.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68184203","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İnsanlığın ipek ile etkileşimi beş bin yıl kadar öteye gider. İpekçilik nesiller boyu tevarüs eden ve büyük bir tecrübe ve bilgi birikimi gerektiren iştigal alanıdır. Dikkatleri çekmemiş olsa da ipek yetiştiriciliğinin yayıldığı alanların Türk topluluklarının yaşadığı ve tarihi istikametlerindeki şehirler olması ilgi çekicidir. Diğer taraftan İpek Yolu’nun başlangıcı ve sistemli ticaretin ortaya çıkması ile ilgili paradigmalar da neden-sonuç ilişkisine bağlı varsayım ve hipotezleri kurgulayabilmek açısından kifayetsiz kalmaktadır. İpek Yolu araştırmalarında ticareti organize eden yetenekli atlı göçebelere atıf vardır. Ancak bozkırın atlı göçebeleri İpek Yolu’nun adeta kayıp oyuncularıdır. Esasında güzergâh; aralarında soy, dil bağları olan ve Orta Asya’nın fiili sahipleri konumundaki sayısız Türk topluluğunun topraklarından geçmekteydi. Türkler ticaret için atalarından devraldıkları iyi bir arka plana sahiptiler. Yerleşik kültürlerin vergilendirilmesi zamanla İpek Yolu ticaretini doğurdu. Çin ile başlatılan at karşılığı ipek ticareti, Türkleri Orta Asya’nın gelmiş geçmiş en zengin göçebeleri haline getirdi. Bunlara rağmen ipeğin serüveninde en az bilinen aktör Türklerdir.
{"title":"İpeğin Serüveninde Türk Topluluklarının Belirginleşmemiş Rolü","authors":"Hüsnü Yücekaya, Onur Özci̇mbi̇t","doi":"10.18513/egetid.1334934","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1334934","url":null,"abstract":"İnsanlığın ipek ile etkileşimi beş bin yıl kadar öteye gider. İpekçilik nesiller boyu tevarüs eden ve büyük bir tecrübe ve bilgi birikimi gerektiren iştigal alanıdır. Dikkatleri çekmemiş olsa da ipek yetiştiriciliğinin yayıldığı alanların Türk topluluklarının yaşadığı ve tarihi istikametlerindeki şehirler olması ilgi çekicidir. Diğer taraftan İpek Yolu’nun başlangıcı ve sistemli ticaretin ortaya çıkması ile ilgili paradigmalar da neden-sonuç ilişkisine bağlı varsayım ve hipotezleri kurgulayabilmek açısından kifayetsiz kalmaktadır. İpek Yolu araştırmalarında ticareti organize eden yetenekli atlı göçebelere atıf vardır. Ancak bozkırın atlı göçebeleri İpek Yolu’nun adeta kayıp oyuncularıdır. Esasında güzergâh; aralarında soy, dil bağları olan ve Orta Asya’nın fiili sahipleri konumundaki sayısız Türk topluluğunun topraklarından geçmekteydi. Türkler ticaret için atalarından devraldıkları iyi bir arka plana sahiptiler. Yerleşik kültürlerin vergilendirilmesi zamanla İpek Yolu ticaretini doğurdu. Çin ile başlatılan at karşılığı ipek ticareti, Türkleri Orta Asya’nın gelmiş geçmiş en zengin göçebeleri haline getirdi. Bunlara rağmen ipeğin serüveninde en az bilinen aktör Türklerdir.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68184778","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Basın ve yayın faaliyetlerinde gerçekleşen gelişim ve dönüşüm uygarlık tarihine pek çok açıdan katkı sağlamıştır. Özellikle matbaanın yaygınlaşmasının ardından kâğıda dökülen bilgi ve düşünceler çok sayıda insan tarafından kolaylıkla ulaşılabilir hale gelmiştir. Ancak bu durum iktidarları endişelendirmiştir. Devleti yönetenler, düşüncelerine ve menfaatlerine ters düşen yayınlara karşı bazı önlemler geliştirmişlerdir. Buna bağlı olarak yöneten sınıf tarafından onaylanmayan yayınlara karşı sansür uygulanması yaygınlaşmıştır. Sakıncalı görülen eserleri tespit etmek, kontrol altına almak ve yayılmasını önlemek için çeşitli kurumlar oluşturmuş, farklı uygulamalar ortaya konulmuştur. Bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin muzır olarak nitelendirdiği yayınlara karşı vermiş olduğu mücadele Trabzon Vilayeti örneğinde ele alınmıştır. Muzır yayınlara karşı devletin bakış açısı, muzır neşriyatın hangi yollarla Osmanlı ülkesine sokulduğu ve bu kapsamda devlet tarafından alınan önlemler incelenmeye çalışılmıştır.
媒介和媒介的发展与变革为人类文明史做出了巨大贡献。特别是,在数学出版后发表在纸上的信息和想法已经从许多人那里获得。但它担心电力。州长们针对他们的想法和利益做出了一些改变。在这种情况下,阶级对未经授权的出版物进行审查已变得普遍。Sakıncalıgörülen eserleri tespit etmek,kontrol altına almak ve yayılmasınıönlemek içinçeşitli kurumlar oluşturmuş,farklıvigulamalar ortaya konulmuştur。反对被奥斯曼国家称为“枪口”的出版物的斗争被视为特拉布宗·维拉耶蒂的一个例子。该州反对冰流的观点是考察博物馆业进入奥斯曼国家的路线以及该州在这一领域所采取的变化。
{"title":"Struggling with Detrimental Publications in the Ottoman Empire in the Case of Trabzon Province","authors":"Hakan Tan","doi":"10.18513/egetid.1333306","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1333306","url":null,"abstract":"Basın ve yayın faaliyetlerinde gerçekleşen gelişim ve dönüşüm uygarlık tarihine pek çok açıdan katkı sağlamıştır. Özellikle matbaanın yaygınlaşmasının ardından kâğıda dökülen bilgi ve düşünceler çok sayıda insan tarafından kolaylıkla ulaşılabilir hale gelmiştir. Ancak bu durum iktidarları endişelendirmiştir. Devleti yönetenler, düşüncelerine ve menfaatlerine ters düşen yayınlara karşı bazı önlemler geliştirmişlerdir. Buna bağlı olarak yöneten sınıf tarafından onaylanmayan yayınlara karşı sansür uygulanması yaygınlaşmıştır. Sakıncalı görülen eserleri tespit etmek, kontrol altına almak ve yayılmasını önlemek için çeşitli kurumlar oluşturmuş, farklı uygulamalar ortaya konulmuştur. Bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin muzır olarak nitelendirdiği yayınlara karşı vermiş olduğu mücadele Trabzon Vilayeti örneğinde ele alınmıştır. Muzır yayınlara karşı devletin bakış açısı, muzır neşriyatın hangi yollarla Osmanlı ülkesine sokulduğu ve bu kapsamda devlet tarafından alınan önlemler incelenmeye çalışılmıştır.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68184635","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The present study attempts to investigate the resistance of Philippine people against Spanish rule in 1521 and American rule in 1898, along with their resistance against the colonialists in the Philippines, island country of Southeast Asia. Additionally, the attitude of the Ottoman Empire towards these controlled and Ottoman-Philippine relations will also be analyzed. The Philippines remained under Spanish rule for several centuries until the Americans arrived. Given that the geographical location of the Philippine islands is on one of the historically important trade route networks stretching from Europe to the Far East and the China Sea, these relations have become more crucial. During this period Captain John P. Finley, the U.S. governor of Zamboanga in the Philippines made a visit to Istanbul and tried to persuade the Ottoman administration that Muslims should not resist the American occupation by using the influence of the caliph on Muslims. The main resources of our research are based on the documents in the Presidential Ottoman Archives and their background. National and international research on the Philippines have also guided us through our research.
{"title":"Filipinler'in Amerikan Kontrolü Döneminde (1898-1916) Osmanlı Filipinler İlişkileri","authors":"S. Özkan","doi":"10.18513/egetid.1333156","DOIUrl":"https://doi.org/10.18513/egetid.1333156","url":null,"abstract":"The present study attempts to investigate the resistance of Philippine people against Spanish rule in 1521 and American rule in 1898, along with their resistance against the colonialists in the Philippines, island country of Southeast Asia. Additionally, the attitude of the Ottoman Empire towards these controlled and Ottoman-Philippine relations will also be analyzed. The Philippines remained under Spanish rule for several centuries until the Americans arrived. Given that the geographical location of the Philippine islands is on one of the historically important trade route networks stretching from Europe to the Far East and the China Sea, these relations have become more crucial. During this period Captain John P. Finley, the U.S. governor of Zamboanga in the Philippines made a visit to Istanbul and tried to persuade the Ottoman administration that Muslims should not resist the American occupation by using the influence of the caliph on Muslims. The main resources of our research are based on the documents in the Presidential Ottoman Archives and their background. National and international research on the Philippines have also guided us through our research.","PeriodicalId":40948,"journal":{"name":"Tarih Incelemeleri Dergisi","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-02-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47103480","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}