Bu derlemeyle, cocuklarda tukuruk bezi tumorlerine ait erken belirtiler, agiz ici bulgular ve tedavi secenekleri ile ilgili guncel bilgilerin verilmesi amaclanmistir. Pubmed ve Google Scholar arama motorlarinda “tukuruk bezi”, “malignite” ve “cocuk” kelimeleri aratildi. Literaturlerin baslik ve ozetleri degerlendirildi, uygun olanlar secilerek analiz edildi. Cocuklarda en sik gorulen benign tukuruk bezi tumoru pleomorfik adenom iken, en sik gorulen malign tumor ise mukoepidermoid karsinomdur. Benign tumorlerde belirti sadece sislik olabilirken, malign olanlarda sislikle birlikte agri ve sinir paralizi de gorulebilmektedir. Parotis bezi tumorlerinde fasiyal sinirde, submandibular ve sublingual bezlerin tumorlerinde alveolar, lingual ve hipoglossal sinirlerde paraliz olabilmektedir. Tukuruk bezi neoplazmalarinin tedavisi yetiskinlerde oldugu gibi cocuklarda da cerrahi tedavidir. Bunlara ek olarak postoperatif radyoterapi ve kemoterapi de gerekli olabilir. Hastalarda radyoterapi sonrasi yuzde asimetrik buyume, dental problemler, trismus ve osteoradyonekroz gorulebilmektedir, bu nedenle ozellikle cocuk ve genc hastalarda radyoterapi secenegi dikkatlice degerlendirilmelidir. Cocuk ve genclerde tukuruk bezi kanserlerinin prognozu oldukca iyidir. 5 yillik ve 10 yillik hayatta kalma orani farkli calismalarda %80 ile %100 olarak gosterilmistir. Nuks olasiligi ise oldukca dusuktur. Tukuruk bezi tumorlerinin cocuk hastalarda gorulme sikligi yetiskinlere oranla oldukca dusuk olmasina ragmen, malignite oraninin cocuk ve genclerde yetiskinlere kiyasla daha yuksek gorulmesi nedeniyle onemlidir.
{"title":"Çocuk ve Gençlerde Tükürük Bezi Kanserleri","authors":"Dilara Gülçin Demirkol, S. Çalışkan","doi":"10.20515/OTD.771452","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.771452","url":null,"abstract":"Bu derlemeyle, cocuklarda tukuruk bezi tumorlerine ait erken belirtiler, agiz ici bulgular ve tedavi secenekleri ile ilgili guncel bilgilerin verilmesi amaclanmistir. Pubmed ve Google Scholar arama motorlarinda “tukuruk bezi”, “malignite” ve “cocuk” kelimeleri aratildi. Literaturlerin baslik ve ozetleri degerlendirildi, uygun olanlar secilerek analiz edildi. Cocuklarda en sik gorulen benign tukuruk bezi tumoru pleomorfik adenom iken, en sik gorulen malign tumor ise mukoepidermoid karsinomdur. Benign tumorlerde belirti sadece sislik olabilirken, malign olanlarda sislikle birlikte agri ve sinir paralizi de gorulebilmektedir. Parotis bezi tumorlerinde fasiyal sinirde, submandibular ve sublingual bezlerin tumorlerinde alveolar, lingual ve hipoglossal sinirlerde paraliz olabilmektedir. Tukuruk bezi neoplazmalarinin tedavisi yetiskinlerde oldugu gibi cocuklarda da cerrahi tedavidir. Bunlara ek olarak postoperatif radyoterapi ve kemoterapi de gerekli olabilir. Hastalarda radyoterapi sonrasi yuzde asimetrik buyume, dental problemler, trismus ve osteoradyonekroz gorulebilmektedir, bu nedenle ozellikle cocuk ve genc hastalarda radyoterapi secenegi dikkatlice degerlendirilmelidir. Cocuk ve genclerde tukuruk bezi kanserlerinin prognozu oldukca iyidir. 5 yillik ve 10 yillik hayatta kalma orani farkli calismalarda %80 ile %100 olarak gosterilmistir. Nuks olasiligi ise oldukca dusuktur. Tukuruk bezi tumorlerinin cocuk hastalarda gorulme sikligi yetiskinlere oranla oldukca dusuk olmasina ragmen, malignite oraninin cocuk ve genclerde yetiskinlere kiyasla daha yuksek gorulmesi nedeniyle onemlidir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126574280","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Amac: Bu calismanin amaci cocukluk cagi kanser tedavisi tamamlanmis hastalari, agiz dis sagligi durumlari ve dental anomaliler acisindan saglikli cocuklarla karsilastirilmali sekilde degerlendirmektir. Gerec-Yontemler: Calismaya kanser tedavisi tamamlanmis 50 hasta ve herhangi bir sistemik hastaligi bulunmayan 51 saglikli birey olmak uzere toplamda 101 kisi dahil edildi. Hastalarin klinik muayenesinde agizdaki yumusak ve sert dokular incelendi, mine defektleri, dental bozukluklar, DMFT/dmft, plak indeksi, gingival indeks skorlari degerlendirildi. Radyografik muayene ile dislerin kok gelisimleri, apikal kapanma durumu, dis eksiklikleri kaydedildi. Elde edilen verilerin analizi IBM SPSS Statistics 21 ile gerceklestirildi. t testi, tek yonlu varyans analizi (ANOVA) ve Ki-Kare analizleri kullanildi. Bulgular: DMFT skoru ortalamasi vaka grubunda 3,20 ± 3,33 iken kontrol grubunda 1,98 ± 2,72 idi. Iki grup arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik oldugu belirlendi (p=0,047). Silness plak indeksi ve Gingival kanama indeks skoru acisindan vaka ve kontrol gruplari arasinda istatistiksel olarak anlamli bir fark saptanmamistir (p>0,05). Gelisimsel dental defektler arasinda kisa V sekilli durmus kok gelisimi 5 yas altinda tedavi alan hastalarda ortalama dort kat fazla goruldu. Mikrodonti saptanan hastalarin ise 5 yas altinda tedavi alan grupta, 5 yas ustunde tedavi alan gruba gore yaklasik uc kat fazla oldugu goruldu. Sonuc: Kanser tedavisi almis grupta kontrol grubuna gore agiz hijyeninin daha kotu, DMFT skorlarinin daha yuksek oldugu ve 5 yas altinda alinan kanser tedavilerinde bazi dental anomalilerin daha sik oldugu tespit edilmistir. Bu konuda daha genis orneklem gruplarinda ileri calismalara ihtiyac duyulmaktadir.
{"title":"Çocukluk Çağı Kanser Tedavisi Tamamlanmış Hastalarda Oral ve Dental Anomalilerin Değerlendirilmesi","authors":"E. Delikan, M.fatih Sagcan, E. Çitak","doi":"10.20515/OTD.770579","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.770579","url":null,"abstract":"Amac: Bu calismanin amaci cocukluk cagi kanser tedavisi tamamlanmis hastalari, agiz dis sagligi durumlari ve dental anomaliler acisindan saglikli cocuklarla karsilastirilmali sekilde degerlendirmektir. Gerec-Yontemler: Calismaya kanser tedavisi tamamlanmis 50 hasta ve herhangi bir sistemik hastaligi bulunmayan 51 saglikli birey olmak uzere toplamda 101 kisi dahil edildi. Hastalarin klinik muayenesinde agizdaki yumusak ve sert dokular incelendi, mine defektleri, dental bozukluklar, DMFT/dmft, plak indeksi, gingival indeks skorlari degerlendirildi. Radyografik muayene ile dislerin kok gelisimleri, apikal kapanma durumu, dis eksiklikleri kaydedildi. Elde edilen verilerin analizi IBM SPSS Statistics 21 ile gerceklestirildi. t testi, tek yonlu varyans analizi (ANOVA) ve Ki-Kare analizleri kullanildi. Bulgular: DMFT skoru ortalamasi vaka grubunda 3,20 ± 3,33 iken kontrol grubunda 1,98 ± 2,72 idi. Iki grup arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik oldugu belirlendi (p=0,047). Silness plak indeksi ve Gingival kanama indeks skoru acisindan vaka ve kontrol gruplari arasinda istatistiksel olarak anlamli bir fark saptanmamistir (p>0,05). Gelisimsel dental defektler arasinda kisa V sekilli durmus kok gelisimi 5 yas altinda tedavi alan hastalarda ortalama dort kat fazla goruldu. Mikrodonti saptanan hastalarin ise 5 yas altinda tedavi alan grupta, 5 yas ustunde tedavi alan gruba gore yaklasik uc kat fazla oldugu goruldu. Sonuc: Kanser tedavisi almis grupta kontrol grubuna gore agiz hijyeninin daha kotu, DMFT skorlarinin daha yuksek oldugu ve 5 yas altinda alinan kanser tedavilerinde bazi dental anomalilerin daha sik oldugu tespit edilmistir. Bu konuda daha genis orneklem gruplarinda ileri calismalara ihtiyac duyulmaktadir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123402181","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismanin amaci; cocukluk cagi tumorlerinde bas-boyun bolgesi haricinde olusan neoplazmalarin tedavisinde kullanilan antineoplastik ajanlarin dis ve cene gelisimine etkisini arastirmaktir. Bu calisma, tumor lokalizasyonu bas-boyun bolgesi disinda olusan, yaslari 3 ve 14 arasinda degisen, kemoterapi uygulanan ve baska bir sistemik hastaligi olmayan 30 hasta uzerinde yapilmistir. Bu hastalardan tedavinin baslangicinda, tedavinin sonunda ve tedavi bitiminden 12 ay sonra periapikal ve panoramik radyografiler cekilerek dis ve dis koklerinin uygulanan kemoterapotik ajanlardan etkilenip etkilenmedigi incelenmistir. Hastalarda surmede gecikme, kok agenezi, kokte incelme, apeksifikasyonda gecikme ve fizyolojik kok rezorpsiyonunda gecikme gorulmustur. Uygulanan kemoterapinin suresinin ve neoplazmlarin tiplerinin olusan komplikasyonlar uzerinde bir etkisi olmadigi belirlenmistir. Cocuklarda bas-boyun bolgesi disinda kalan kanserlerin tedavisinde kullanilan antineoplastik ajanlarin gec donemde dis ve kok gelisimi uzerinde olumsuz etkileri gorulebilir.
{"title":"Çocuklarda Baş-Boyun Bölgesi Haricinde Oluşan Tümörlerin Tedavisinde Kullanılan Antineoplastik Ajanların Diş Gelişimi Üzerindeki Etkileri","authors":"Sinan Horasan","doi":"10.20515/OTD.769867","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.769867","url":null,"abstract":"Bu calismanin amaci; cocukluk cagi tumorlerinde bas-boyun bolgesi haricinde olusan neoplazmalarin tedavisinde kullanilan antineoplastik ajanlarin dis ve cene gelisimine etkisini arastirmaktir. Bu calisma, tumor lokalizasyonu bas-boyun bolgesi disinda olusan, yaslari 3 ve 14 arasinda degisen, kemoterapi uygulanan ve baska bir sistemik hastaligi olmayan 30 hasta uzerinde yapilmistir. Bu hastalardan tedavinin baslangicinda, tedavinin sonunda ve tedavi bitiminden 12 ay sonra periapikal ve panoramik radyografiler cekilerek dis ve dis koklerinin uygulanan kemoterapotik ajanlardan etkilenip etkilenmedigi incelenmistir. Hastalarda surmede gecikme, kok agenezi, kokte incelme, apeksifikasyonda gecikme ve fizyolojik kok rezorpsiyonunda gecikme gorulmustur. Uygulanan kemoterapinin suresinin ve neoplazmlarin tiplerinin olusan komplikasyonlar uzerinde bir etkisi olmadigi belirlenmistir. Cocuklarda bas-boyun bolgesi disinda kalan kanserlerin tedavisinde kullanilan antineoplastik ajanlarin gec donemde dis ve kok gelisimi uzerinde olumsuz etkileri gorulebilir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"42 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127547205","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Göksel Timarcioğlu, S. Şahin, İlker Burgaz, Celal Çandırlı
Oral bolgede en sik gorulen malign tumor skuamoz hucreli karsinom (shk)’dur. Shk’nin en iyi sonuc veren tedavi secenegi cerrahi tedaviyle birlikte radyoterapi/kemoterapi olarak bilinmektedir. Boyun diseksiyonu (bd) tipine karar verirken TNM siniflamasi goz onunde bulundurulmalidir. Bu calismadaki amac; oral shk’da boyun diseksiyonu (bd) prosedurlerini tanimlamak ve olgu raporlari ile prosedurleri orneklendirmektir. 2016-2019 yillari arasinda basvuran ve tedavi edilen 9 oral shk’li hasta sunulmustur. 7 hastaya tek tarafli elektif subraomohiyoid bd, 1 hastaya tek tarafli tedavi edici modifiye radikal(fonksiyonel) bd, 1 hastaya cift tarafli tedavi edici modifiye radikal (fonksiyonel) bd uygulanmistir. Dogru endikasyon ile boyun diseksiyonu prosedurlerinin secimi mikroinvazyon ve metastaz riskini azaltmasinin yani sira cerrahi sonrasi morbiditeyi de azaltmaktadir. Mikroinvazyon riskini ekarte etmek icin N0 hastalarda elektif bd, N(+) hastalarda ipsilateral tedavi edici bd ile birlikte kontralateral elektif bd uygulanabilmektedir. Cerrahi morbiditeyi azaltmak icin boyun anatomik yapilarinin korunmasi ve oral shk’da sik metastaz gorulen boyun duzeylerinin temizlenmesi onem arz etmektedir.
{"title":"Oral Skuamöz Hücreli Karsinom Vakalarında Boyun Diseksiyonu: Ne Zaman, Hangi Prosedür?","authors":"Göksel Timarcioğlu, S. Şahin, İlker Burgaz, Celal Çandırlı","doi":"10.20515/OTD.770021","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.770021","url":null,"abstract":"Oral bolgede en sik gorulen malign tumor skuamoz hucreli karsinom (shk)’dur. Shk’nin en iyi sonuc veren tedavi secenegi cerrahi tedaviyle birlikte radyoterapi/kemoterapi olarak bilinmektedir. Boyun diseksiyonu (bd) tipine karar verirken TNM siniflamasi goz onunde bulundurulmalidir. Bu calismadaki amac; oral shk’da boyun diseksiyonu (bd) prosedurlerini tanimlamak ve olgu raporlari ile prosedurleri orneklendirmektir. 2016-2019 yillari arasinda basvuran ve tedavi edilen 9 oral shk’li hasta sunulmustur. 7 hastaya tek tarafli elektif subraomohiyoid bd, 1 hastaya tek tarafli tedavi edici modifiye radikal(fonksiyonel) bd, 1 hastaya cift tarafli tedavi edici modifiye radikal (fonksiyonel) bd uygulanmistir. Dogru endikasyon ile boyun diseksiyonu prosedurlerinin secimi mikroinvazyon ve metastaz riskini azaltmasinin yani sira cerrahi sonrasi morbiditeyi de azaltmaktadir. Mikroinvazyon riskini ekarte etmek icin N0 hastalarda elektif bd, N(+) hastalarda ipsilateral tedavi edici bd ile birlikte kontralateral elektif bd uygulanabilmektedir. Cerrahi morbiditeyi azaltmak icin boyun anatomik yapilarinin korunmasi ve oral shk’da sik metastaz gorulen boyun duzeylerinin temizlenmesi onem arz etmektedir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127028088","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Radyoterapi genellikle malign tumorlerin tedavisinde kullanilir. Ancak nadiren bazi keloid formasyonu, hemanjiom gibi benign durumlarda da kullanilabilmektedir. Hastalarin onkolojik tedaviye bagli yasam sureleri arttikca, tedaviye bagli oral komplikasyonlar da artabilmektedir. Radyoterapi sebebiyle olusabilecek oral komplikasyonlar; tedavi sirasinda ve/veya tedavi sonrasinda gorulebilir. Tedavi esnasinda mukositis, kanama riski, kserestomi, agri, tat kaybi ve degisikligi gorulebilirken, gec donemde osteoradyonekroz, temporomandibular eklem rahatsizligi, trismus, dis demineralizasyonu, curukler ve oral ulserasyonlar da ortaya cikabilmektedir. Hastalarda gelisen tum septisemilerin, ucte birinin oral enfeksiyonlara bagli oldugu da unutulmamalidir. Dental mudahaleler, hastanin tibbi gecmisi, tedavi protokolu ve saglik durumuna dikkat edilerek hizli ve etkili bir sekilde yapilmalidir. Kanser hastalarinin her doneminde, oral hijyen egitimi, diyet duzenlemesi, flor uygulamasi, trismusun onlenmesi, dudak bakimi gibi koruyucu uygulamalar ayni olsa da, tedavi basamaklarinda ilave uygulamalar gerekmektedir.
{"title":"Çocuklarda Radyoterapi İlişkili Oral Komplikasyonlar","authors":"Ruken Ergül, S. Çalışkan, Cânan Özdemir","doi":"10.20515/OTD.771596","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.771596","url":null,"abstract":"Radyoterapi genellikle malign tumorlerin tedavisinde kullanilir. Ancak nadiren bazi keloid formasyonu, hemanjiom gibi benign durumlarda da kullanilabilmektedir. Hastalarin onkolojik tedaviye bagli yasam sureleri arttikca, tedaviye bagli oral komplikasyonlar da artabilmektedir. Radyoterapi sebebiyle olusabilecek oral komplikasyonlar; tedavi sirasinda ve/veya tedavi sonrasinda gorulebilir. Tedavi esnasinda mukositis, kanama riski, kserestomi, agri, tat kaybi ve degisikligi gorulebilirken, gec donemde osteoradyonekroz, temporomandibular eklem rahatsizligi, trismus, dis demineralizasyonu, curukler ve oral ulserasyonlar da ortaya cikabilmektedir. Hastalarda gelisen tum septisemilerin, ucte birinin oral enfeksiyonlara bagli oldugu da unutulmamalidir. Dental mudahaleler, hastanin tibbi gecmisi, tedavi protokolu ve saglik durumuna dikkat edilerek hizli ve etkili bir sekilde yapilmalidir. Kanser hastalarinin her doneminde, oral hijyen egitimi, diyet duzenlemesi, flor uygulamasi, trismusun onlenmesi, dudak bakimi gibi koruyucu uygulamalar ayni olsa da, tedavi basamaklarinda ilave uygulamalar gerekmektedir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117179034","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ozlem Gormez, M. Aydemir, Elifcan Çelebi, Derya Yıldırım
Agiz kanserlerinin buyuk bir kismini olusturan oral skuamoz hucreli karsinom (SHK) kanser morbidite ve mortalitesinin onemli bir nedenidir ve agiz icinde cesitli bolgelerde gozlenebilir. Bu calismanin amaci guncel literaturu degerlendirerek oral SHK`nin klinik ve radyografik ozelliklerini, tedavi yontemlerini bildirmektir.Pubmed veri tabaninda oral SHK`lara ait son 5 yil icerisinde olgu sunumu olarak yayinlanmis makaleler arastirildi. Vakalarla ilgili yetersiz bilgi bulunan makaleler inceleme disi birakildi. Hastalarin yasi, cinsiyeti, tumorun bulundugu bolge, klinik ve radyografik bulgular, TNM evresi ile tedavi sekilleri ve prognoz analiz edildi.68 makaleye ait 78 hastanin bilgileri (36 kadin, 42 erkek) degerlendirildi. SHK, oral kavitede sirasiyla en sik gingiva (% 33,3), dil (% 23,1), mandibular kemik (% 21,8) ve bukkal mukozada (% 15,4) gozlendi. Hastalarda en sik rastlanan bulgu ulserasyon (% 42,3), en sik rastlanan belirti ise agriydi (% 41). Olgularin TNM evreleri degerlendirildiginde cogunlukla 3. (% 34,5) ve 4. (% 36,4) evrede teshis koyuldugu belirlendi.Calismamizda oral SHK olgularinin cogunun gec evrede teshis edildigi belirlendi. Agiz kanserlerinin prognozunun kotu olmasi nedeniyle, erken teshis hastanin tedavisi ve yasam kalitesi acisindan buyuk onem tasimaktadir. Bu nedenle toplumun agiz kanseri ve risk faktorleri acisindan bilinclendirilmesi ve rutin oral muayenelerinin yapilmasi SHK`nin erken teshisi acisindan onemlidir.
{"title":"Oral Skuamöz Hücreli Karsinom Olgularının Beş Yıllık Literatür İncelemesi","authors":"Ozlem Gormez, M. Aydemir, Elifcan Çelebi, Derya Yıldırım","doi":"10.20515/OTD.772066","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.772066","url":null,"abstract":"Agiz kanserlerinin buyuk bir kismini olusturan oral skuamoz hucreli karsinom (SHK) kanser morbidite ve mortalitesinin onemli bir nedenidir ve agiz icinde cesitli bolgelerde gozlenebilir. Bu calismanin amaci guncel literaturu degerlendirerek oral SHK`nin klinik ve radyografik ozelliklerini, tedavi yontemlerini bildirmektir.Pubmed veri tabaninda oral SHK`lara ait son 5 yil icerisinde olgu sunumu olarak yayinlanmis makaleler arastirildi. Vakalarla ilgili yetersiz bilgi bulunan makaleler inceleme disi birakildi. Hastalarin yasi, cinsiyeti, tumorun bulundugu bolge, klinik ve radyografik bulgular, TNM evresi ile tedavi sekilleri ve prognoz analiz edildi.68 makaleye ait 78 hastanin bilgileri (36 kadin, 42 erkek) degerlendirildi. SHK, oral kavitede sirasiyla en sik gingiva (% 33,3), dil (% 23,1), mandibular kemik (% 21,8) ve bukkal mukozada (% 15,4) gozlendi. Hastalarda en sik rastlanan bulgu ulserasyon (% 42,3), en sik rastlanan belirti ise agriydi (% 41). Olgularin TNM evreleri degerlendirildiginde cogunlukla 3. (% 34,5) ve 4. (% 36,4) evrede teshis koyuldugu belirlendi.Calismamizda oral SHK olgularinin cogunun gec evrede teshis edildigi belirlendi. Agiz kanserlerinin prognozunun kotu olmasi nedeniyle, erken teshis hastanin tedavisi ve yasam kalitesi acisindan buyuk onem tasimaktadir. Bu nedenle toplumun agiz kanseri ve risk faktorleri acisindan bilinclendirilmesi ve rutin oral muayenelerinin yapilmasi SHK`nin erken teshisi acisindan onemlidir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"147 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122402133","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu calismanin amaci, Antalya'da bulunan dis hekimligi fakultesi ogrencileri ve akademik personelin agiz kanseri muayenesi konusundaki bilgi duzeyini arastirmaktir. Bu calisma, Akdeniz Universitesi Dis Hekimligi Fakultesi' nde hasta muayene eden dis hekimligi ogrencileri ve akademik personel arasinda yapildi. Horowitz ve meslektaslari tarafindan gelistirilen anket kullanildi. Katilimcilar dorduncu sinif ogrencileri, besinci sinif ogrencileri, arastirma gorevlileri ve uzmanlik/doktora egitimini tamamlamis dis hekimleri olmak uzere dort gruba ayrildi. Toplanan veriler SPSS yazilimi kullanilarak analiz edildi ve p< 0.05anlamli kabul edildi. Calismaya toplam 132 katilimci katildi, bunlarin 59' u dorduncu sinif ogrencileri, 31'i besinci sinif ogrencileri, 25' i arastirma gorevlisi ve 17' si uzman/ doktora mezunuydu. Hastalarin suan ki tutun kullanimi ve gecmis tutun kullanimi sirasiyla katilimcilarin % 73.5 'i ve % 53.8' i tarafindan sorgulanmaktaydi. Hastalarin gecmiste alkol kullanimi, su anki alkol kullanimi, gecmisteki tutun kullaniminin ve hastanin ailesinde kanser gecmisinin sorgulanmasi ile ogrenim durumu arasindaki iliski anlamli bulundu ve p degerleri sirasiyla 0.002, 0.05, 0.028 ve 0.012 idi. Katilimcilarin %56.8 'i agiz kanseri muayenesi konusunda yeterince egitimli olduklarini dusunmekteydi. Dissiz hastalarda agiz kanseri muayenesi sikligi cok dusuk bulundu (% 20.5). Bu calismanin sonuclarina gore, katilimcilarin yarisindan fazlasi oral kanser muayenesi konusunda yeterince egitimli olduklarini dusunmelerine ragmen oral kanser muayenesini klinik olarak uygulayamamaktadir. Bu durumun altinda yatan nedenler arastirilmali ve cozulmelidir
{"title":"Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencileri ve Akademik Personelinde Ağız Kanser Bilgi Düzeyinin Değerlendirilmesi","authors":"Hümeyra Tercanli Alkiş, S. Yılmaz","doi":"10.20515/OTD.770593","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.770593","url":null,"abstract":"Bu calismanin amaci, Antalya'da bulunan dis hekimligi fakultesi ogrencileri ve akademik personelin agiz kanseri muayenesi konusundaki bilgi duzeyini arastirmaktir. Bu calisma, Akdeniz Universitesi Dis Hekimligi Fakultesi' nde hasta muayene eden dis hekimligi ogrencileri ve akademik personel arasinda yapildi. Horowitz ve meslektaslari tarafindan gelistirilen anket kullanildi. Katilimcilar dorduncu sinif ogrencileri, besinci sinif ogrencileri, arastirma gorevlileri ve uzmanlik/doktora egitimini tamamlamis dis hekimleri olmak uzere dort gruba ayrildi. Toplanan veriler SPSS yazilimi kullanilarak analiz edildi ve p< 0.05anlamli kabul edildi. Calismaya toplam 132 katilimci katildi, bunlarin 59' u dorduncu sinif ogrencileri, 31'i besinci sinif ogrencileri, 25' i arastirma gorevlisi ve 17' si uzman/ doktora mezunuydu. Hastalarin suan ki tutun kullanimi ve gecmis tutun kullanimi sirasiyla katilimcilarin % 73.5 'i ve % 53.8' i tarafindan sorgulanmaktaydi. Hastalarin gecmiste alkol kullanimi, su anki alkol kullanimi, gecmisteki tutun kullaniminin ve hastanin ailesinde kanser gecmisinin sorgulanmasi ile ogrenim durumu arasindaki iliski anlamli bulundu ve p degerleri sirasiyla 0.002, 0.05, 0.028 ve 0.012 idi. Katilimcilarin %56.8 'i agiz kanseri muayenesi konusunda yeterince egitimli olduklarini dusunmekteydi. Dissiz hastalarda agiz kanseri muayenesi sikligi cok dusuk bulundu (% 20.5). Bu calismanin sonuclarina gore, katilimcilarin yarisindan fazlasi oral kanser muayenesi konusunda yeterince egitimli olduklarini dusunmelerine ragmen oral kanser muayenesini klinik olarak uygulayamamaktadir. Bu durumun altinda yatan nedenler arastirilmali ve cozulmelidir","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"54 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129998036","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Osteosarkom, cogu adelosan hastalarin uzun kemiklerinde gorulen, neoplastik kemik olusumu ile karakterize malign bir tumordur. Klinik ve radyolojik olarak osteonekroz, fibro-osseoz lezyonlar ile ayirici tanilarinin yapilmasi onemlidir. Bu bildiride, mandibulada gomulu dis cevresinde primer olarak gelisen kondroblastik tipte osteosarkom olgusunun, erken ve gec donem klinik ve radyolojik bulgularinin sunumu ve guncel literaturde yayinlanmis benzer vakalarin derlenerek paylasilmasi amaclanmaktadir. Agri ve dudakta karincalanma sikayetiyle basvuran hastanin agiz ici muayenesinde dis cekim soketlerinde solid sislik bulundugu gorulmus, radyolojik muayenede skleroz ve radyoopak odaklar izlenmistir. Alinan biyopsi sonucu lezyon histopatolojik olarak kondroblastik tip osteosarkom olarak tanimlanmistir. Hastaya hemi-mandibulektomi ile es zamanli rekonstruksiyon uygulandi. Hasta 3,5 yil suresince, 1. yilda nuks nedeniyle tekrar opere edildi, takiplerine devam edilmektedir. Cene kemiklerinde gorulen osteosarkomlarin prognozu her ne kadar uzun kemiklere gore daha iyi olsa da hasta icin ciddi morbidite ve mortalite sebebidir, ilk teshiste dental enfeksiyonlar ile karisabilmektedir. Bu nedenle ciddi radyolojik ve klinik degerlendirme onemlidir.
{"title":"Mandibulada Gelişen Kondroblastik Osteosarkom: Olgu Raporu ve Güncel Literatür ile Karşılaştırılması","authors":"Bedreddin Cavli, Onur Odabaşi, Sibel Elif Gültekin, Ergun Yücel","doi":"10.20515/OTD.769617","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.769617","url":null,"abstract":"Osteosarkom, cogu adelosan hastalarin uzun kemiklerinde gorulen, neoplastik kemik olusumu ile karakterize malign bir tumordur. Klinik ve radyolojik olarak osteonekroz, fibro-osseoz lezyonlar ile ayirici tanilarinin yapilmasi onemlidir. Bu bildiride, mandibulada gomulu dis cevresinde primer olarak gelisen kondroblastik tipte osteosarkom olgusunun, erken ve gec donem klinik ve radyolojik bulgularinin sunumu ve guncel literaturde yayinlanmis benzer vakalarin derlenerek paylasilmasi amaclanmaktadir. Agri ve dudakta karincalanma sikayetiyle basvuran hastanin agiz ici muayenesinde dis cekim soketlerinde solid sislik bulundugu gorulmus, radyolojik muayenede skleroz ve radyoopak odaklar izlenmistir. Alinan biyopsi sonucu lezyon histopatolojik olarak kondroblastik tip osteosarkom olarak tanimlanmistir. Hastaya hemi-mandibulektomi ile es zamanli rekonstruksiyon uygulandi. Hasta 3,5 yil suresince, 1. yilda nuks nedeniyle tekrar opere edildi, takiplerine devam edilmektedir. Cene kemiklerinde gorulen osteosarkomlarin prognozu her ne kadar uzun kemiklere gore daha iyi olsa da hasta icin ciddi morbidite ve mortalite sebebidir, ilk teshiste dental enfeksiyonlar ile karisabilmektedir. Bu nedenle ciddi radyolojik ve klinik degerlendirme onemlidir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"60 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134579779","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Parotis bezinde benign tumorler icinde pleomorfik adenoma, malign tumorler icinde ise mukoepidermoid karsinoma en sik gorulenidir. Pleomorfik adenoma olgularinda tumor dokusu kapsul icine uzanti verebilir. Eger yeterli cerrahi uygulanmazsa karsinoma ex pleomorfik adenoma seklinde malign transformasyon riski gosterebilir. Bu sunum, primer parotis bezi kanserlerine genel bir bakis sunmayi ve tedavilerinde yasanan tecrubeleri aktarmayi amaclamaktadir. Parotidektomi ve kemo-radyoterapi ile tedavi edilen 35-67 yas arasi 5 hastanin verileri retrospektif olarak incelendi. Klinik, radyolojik ve histopatolojik degerlendirmeler yapildi ve predispozan faktorler belirlendi. Tum hastalar kemo-radyoterapiden once ve sonra oral ve maksillofasiyal radyolog ve cerrah tarafindan muayene edildi. Sag kalim oranlari ve tedavileri literaturdeki diger vakalarla (Pubmed, Google Scholar veritabaninda parotis bezi tumorleri, skuamoz hucreli karsinom, malign mezenkimal tumor, karsinoma ex pleomorfik adenoma olgu ve arastirmalari) karsilastirildi. 2013 ve 2020 yillari arasinda retrospektif olarak degerlendirilen olgularin histopatolojisinde skuamoz hucreli karsinom, malign mezenkimal tumor ve karsinoma ex pleomorfik adenoma oldugu belirlendi. Ameliyattan sonra nuks gozlenmedi, kontrollerde yara alanlari temizdi ve ameliyat sonrasi komplikasyon kaydedilmedi. Literaturde 60-70 yas araliginda parotis bezi tumorleri ve mukoepidermoid karsinom, adenoid kistik karsinom ve adenokarsinom histolojisi siklikla bildirilmistir. Farkli olarak, mevcut vakalarda karsinoma ex pleomorfik adenoma, skuamoz hucreli karsinom ve 3. dekat bildirilmistir.
{"title":"Parotis Bezi Tümörleri: Olgu Sunumları ve Literatürün Gözden Geçirilmesi","authors":"B. Yılmaz, Efsun Somay","doi":"10.20515/OTD.769406","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.769406","url":null,"abstract":"Parotis bezinde benign tumorler icinde pleomorfik adenoma, malign tumorler icinde ise mukoepidermoid karsinoma en sik gorulenidir. Pleomorfik adenoma olgularinda tumor dokusu kapsul icine uzanti verebilir. Eger yeterli cerrahi uygulanmazsa karsinoma ex pleomorfik adenoma seklinde malign transformasyon riski gosterebilir. Bu sunum, primer parotis bezi kanserlerine genel bir bakis sunmayi ve tedavilerinde yasanan tecrubeleri aktarmayi amaclamaktadir. Parotidektomi ve kemo-radyoterapi ile tedavi edilen 35-67 yas arasi 5 hastanin verileri retrospektif olarak incelendi. Klinik, radyolojik ve histopatolojik degerlendirmeler yapildi ve predispozan faktorler belirlendi. Tum hastalar kemo-radyoterapiden once ve sonra oral ve maksillofasiyal radyolog ve cerrah tarafindan muayene edildi. Sag kalim oranlari ve tedavileri literaturdeki diger vakalarla (Pubmed, Google Scholar veritabaninda parotis bezi tumorleri, skuamoz hucreli karsinom, malign mezenkimal tumor, karsinoma ex pleomorfik adenoma olgu ve arastirmalari) karsilastirildi. 2013 ve 2020 yillari arasinda retrospektif olarak degerlendirilen olgularin histopatolojisinde skuamoz hucreli karsinom, malign mezenkimal tumor ve karsinoma ex pleomorfik adenoma oldugu belirlendi. Ameliyattan sonra nuks gozlenmedi, kontrollerde yara alanlari temizdi ve ameliyat sonrasi komplikasyon kaydedilmedi. Literaturde 60-70 yas araliginda parotis bezi tumorleri ve mukoepidermoid karsinom, adenoid kistik karsinom ve adenokarsinom histolojisi siklikla bildirilmistir. Farkli olarak, mevcut vakalarda karsinoma ex pleomorfik adenoma, skuamoz hucreli karsinom ve 3. dekat bildirilmistir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132794782","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Agiz kanseri bircok risk faktoru ile iliskili ortaya cikar ve diger kanser turleri gibi gorulme sikligi gun gectikce artan bir kanser turudur. Onlenebilmesi ve erken teshis yardimiyla kolayca tedavi edilebilmesi icin hastalarin bu konu hakkinda bilgi sahibi olmasi gerekmektedir. Bu calismada; Rize ilinde bulunan hastalarin agiz kanseri hakkindaki bilgi duzeyi ve farkindaliginin degerlendirilmesi amaclanmistir. Arastirma toplam 251 gonullu hasta uzerinde, yuz yuze anket formu doldurularak yapilmistir. Bu anket icerisinde yas, cinsiyet, egitim seviyesi, sigara ve alkol kullanimi, ailede kanser hikayesi varligi gibi kisisel sorularin yaninda; agiz kanseri bilgi duzeyi olcme amacli 16 adet soru sorulmustur. Veriler, SPSS programi ile istatistiksel olarak analiz edilmistir. Tum katilimcilar degerlendirildiginde bilgi duzeyi sorularinda ortalama dogru cevap sayisi 12 olarak bulunmustur. Yasla birlikte toplam bilgi duzeyi arasinda ters yonlu anlamli bir iliski saptanmistir. (p 0,05). Alkol kullanan hastalarin kullanmayan hastalara gore alkolun agiz kanseri icin risk faktoru olusturdugu bilgisinin daha yuksek oldugu gorulmustur (p<0,05). Hastalar agiz kanserlerinin etiyolojik faktorleri ve belirtileri acisindan bilgilendirilmeli, agiz kanserini onleyici adimlar atilmalidir.
{"title":"Doğu Karadeniz Subpopulasyonunda Ağız Kanseri Bilgi Düzeyi Ve Farkındalığının Değerlendirilmesi","authors":"Dilara Nil Tomrukçu, T. Köse","doi":"10.20515/OTD.770230","DOIUrl":"https://doi.org/10.20515/OTD.770230","url":null,"abstract":"Agiz kanseri bircok risk faktoru ile iliskili ortaya cikar ve diger kanser turleri gibi gorulme sikligi gun gectikce artan bir kanser turudur. Onlenebilmesi ve erken teshis yardimiyla kolayca tedavi edilebilmesi icin hastalarin bu konu hakkinda bilgi sahibi olmasi gerekmektedir. Bu calismada; Rize ilinde bulunan hastalarin agiz kanseri hakkindaki bilgi duzeyi ve farkindaliginin degerlendirilmesi amaclanmistir. Arastirma toplam 251 gonullu hasta uzerinde, yuz yuze anket formu doldurularak yapilmistir. Bu anket icerisinde yas, cinsiyet, egitim seviyesi, sigara ve alkol kullanimi, ailede kanser hikayesi varligi gibi kisisel sorularin yaninda; agiz kanseri bilgi duzeyi olcme amacli 16 adet soru sorulmustur. Veriler, SPSS programi ile istatistiksel olarak analiz edilmistir. Tum katilimcilar degerlendirildiginde bilgi duzeyi sorularinda ortalama dogru cevap sayisi 12 olarak bulunmustur. Yasla birlikte toplam bilgi duzeyi arasinda ters yonlu anlamli bir iliski saptanmistir. (p 0,05). Alkol kullanan hastalarin kullanmayan hastalara gore alkolun agiz kanseri icin risk faktoru olusturdugu bilgisinin daha yuksek oldugu gorulmustur (p<0,05). Hastalar agiz kanserlerinin etiyolojik faktorleri ve belirtileri acisindan bilgilendirilmeli, agiz kanserini onleyici adimlar atilmalidir.","PeriodicalId":409672,"journal":{"name":"Osmangazi Journal of Medicine","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2020-09-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127434403","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}