Tifüs, insanlık tarihinin en eski hastalıklarındandır. Tarihi ve coğrafi kökenleri tartışmalı olmakla birlikte bazı tıp tarihçileri tifüsün Thucydides tarafından tanımlanan eski bir Avrupa hastalığı olduğunu ileri sürmektedirler. Vücut biti “Pediculus humanus” ile bulaşan tifüsün belirtileri arasında yüksek ateş, halsizlik, zihinsel karışıklık ve karakteristik bir döküntü bulunmaktadır. Hastalık, vücut bitinin çoğalmasına ve geçişine elverişli koşullarda özellikle de soğuk, aşırı kalabalık ve sağlıksız yaşam koşullarında gelişir. Bu çalışma Avrupa tarihine yön veren bazı savaşlarda kendisini gösteren ve savaşın sonucuna etki eden tifüs salgınları hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Bu sayede bir hastalığın siyasi, askeri ve sosyal etkileri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Tifüs salgınlarının birçok savaşta etkili olduğu bilinmektedir. Çalışmamızda bunlardan Granada Savaşları, Habsburg-Valois mücadelesi, Osmanlı-Macar savaşları, Otuz Yıl Savaşları, Napolyon Savaşları, Kırım Savaşı, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, I. Dünya Savaşı yıllarında Sırbistan’daki tifüs salgını ve Rusya İç Savaşı (1918-1922) sırasındaki tifüs salgını ele alınmaya çalışılmıştır.
{"title":"The Disaster Spreading with Louse: Typhus","authors":"Erol KARCI","doi":"10.21563/sutad.1378266","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1378266","url":null,"abstract":"Tifüs, insanlık tarihinin en eski hastalıklarındandır. Tarihi ve coğrafi kökenleri tartışmalı olmakla birlikte bazı tıp tarihçileri tifüsün Thucydides tarafından tanımlanan eski bir Avrupa hastalığı olduğunu ileri sürmektedirler. Vücut biti “Pediculus humanus” ile bulaşan tifüsün belirtileri arasında yüksek ateş, halsizlik, zihinsel karışıklık ve karakteristik bir döküntü bulunmaktadır. Hastalık, vücut bitinin çoğalmasına ve geçişine elverişli koşullarda özellikle de soğuk, aşırı kalabalık ve sağlıksız yaşam koşullarında gelişir. Bu çalışma Avrupa tarihine yön veren bazı savaşlarda kendisini gösteren ve savaşın sonucuna etki eden tifüs salgınları hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Bu sayede bir hastalığın siyasi, askeri ve sosyal etkileri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Tifüs salgınlarının birçok savaşta etkili olduğu bilinmektedir. Çalışmamızda bunlardan Granada Savaşları, Habsburg-Valois mücadelesi, Osmanlı-Macar savaşları, Otuz Yıl Savaşları, Napolyon Savaşları, Kırım Savaşı, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, I. Dünya Savaşı yıllarında Sırbistan’daki tifüs salgını ve Rusya İç Savaşı (1918-1922) sırasındaki tifüs salgını ele alınmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136006210","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Cumhuriyet dönemi, temellerini Osmanlı’nın özellikle son dönemlerinden alan ilksel girişimlerin geliştirilmesi ve somut olduğu kadar aynı zamanda köktenci bir formda yaşam bulmasını amaç edinen inkılapları içermektedir. Esasında bu bağlam belirgin bir biçimde Meşrutiyet yıllarında adımları atılmış birçok girişime dair ayak izlerini bünyesinde barındırmaktadır. Bununla beraber etkin olduğu gibi direngen bir talep ve çabanın izleri ancak Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmaktadır. Bu mücadelede uygarlaşma, modernleşme, ilerleme, batılılaşma, gelişme mottoları ile başlamış ancak tam olarak genel çerçevede bunların hiç birinde uzlaşılamamış ve açıkça hiç birinin tam olarak anlaşılamamış olduğu görülmüştür. Nihayetinde bu durumun yarattığı karmaşa, sürecin ikircikli yaklaşımlarla yürütülecek reform ya da ıslahatlarına ortam hazırlamıştır. Burada doğu ya da batı, alaturka ya da alafranga başta olmak üzere kimi yönelimler çerçevesinde tarafların oluştuğu ya da yaklaşımların geliştiği anlaşılmaktadır. Söz konusu çerçevede birçok konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da geleneksel ile modern söylem, taraflar arasında bir kutup yaratmıştır. Yukarıda bahsi geçen kavramlara göre esasında tarihsel ortamın oluşturduğu çeşitli talepleri karşılamak üzere geliştirilen inkılaplara karşı belli ölçülerde bunları destekler ya da eleştiren eğilimler, görüşler olagelmiştir. Çalışma dönemin siyasal, sosyal ve entelektüel atmosferini anlamamıza olanak sağlayacak bu tartışmaları kadın hakları kapsamında ele almaya odaklanmıştır. Yanı sıra konu literatüre ve arşiv belgelerine dayalı bir yöntemden çok dönemin toplum hafızasını ve siyasal konjonktürünü ortaya koyabilecek, söz konusu sürecin tanığı Hâkimiyeti Milliye gazetesinin sütunlarından irdelenecektir.
{"title":"The Reform of Women’s Rights in Political Life from Hâkimiyet-i Milliye Columns in the Framework of the Eastern/Western, Turkish/European Discussions (1930-1934)","authors":"Olcay ÖZKAYA","doi":"10.21563/sutad.1378469","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1378469","url":null,"abstract":"Cumhuriyet dönemi, temellerini Osmanlı’nın özellikle son dönemlerinden alan ilksel girişimlerin geliştirilmesi ve somut olduğu kadar aynı zamanda köktenci bir formda yaşam bulmasını amaç edinen inkılapları içermektedir. Esasında bu bağlam belirgin bir biçimde Meşrutiyet yıllarında adımları atılmış birçok girişime dair ayak izlerini bünyesinde barındırmaktadır. Bununla beraber etkin olduğu gibi direngen bir talep ve çabanın izleri ancak Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmaktadır. Bu mücadelede uygarlaşma, modernleşme, ilerleme, batılılaşma, gelişme mottoları ile başlamış ancak tam olarak genel çerçevede bunların hiç birinde uzlaşılamamış ve açıkça hiç birinin tam olarak anlaşılamamış olduğu görülmüştür. Nihayetinde bu durumun yarattığı karmaşa, sürecin ikircikli yaklaşımlarla yürütülecek reform ya da ıslahatlarına ortam hazırlamıştır. Burada doğu ya da batı, alaturka ya da alafranga başta olmak üzere kimi yönelimler çerçevesinde tarafların oluştuğu ya da yaklaşımların geliştiği anlaşılmaktadır. Söz konusu çerçevede birçok konuda olduğu gibi kadın hakları konusunda da geleneksel ile modern söylem, taraflar arasında bir kutup yaratmıştır. Yukarıda bahsi geçen kavramlara göre esasında tarihsel ortamın oluşturduğu çeşitli talepleri karşılamak üzere geliştirilen inkılaplara karşı belli ölçülerde bunları destekler ya da eleştiren eğilimler, görüşler olagelmiştir. Çalışma dönemin siyasal, sosyal ve entelektüel atmosferini anlamamıza olanak sağlayacak bu tartışmaları kadın hakları kapsamında ele almaya odaklanmıştır. Yanı sıra konu literatüre ve arşiv belgelerine dayalı bir yöntemden çok dönemin toplum hafızasını ve siyasal konjonktürünü ortaya koyabilecek, söz konusu sürecin tanığı Hâkimiyeti Milliye gazetesinin sütunlarından irdelenecektir.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135395904","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Osmanlı Ahali İktisat Fırkası Mütareke Döneminin siyasi partilerinden birisidir. Bu fırka, siyaset sahnesine millî ekonomi görüşünü benimsemek suretiyle dâhil olan ilk siyasi örgüttür. Fırka programı, devletin istikbaldeki yönetimini esas alan siyasi, sosyal, iktisadi ve zirai alanlarda birçok hükmü içermektedir. Millî oluşunun yanında demokratik ve çağdaş bir görünüm de arz eden program; Esâsiyât, Teşkilât, Dâhilî, İçtimaî, Maarif, Adlî, Malî, Umranî (Bayındırlık), Ziraî ve İktisadî şeklindeki 10 bölüm ile bunların altındaki 143 maddeden müteşekkildir. Programda, ülkenin dönem itibariyle içerisinde bulunduğu ekonomik ve siyasi dar boğazdan çıkması için gerekli uygulamaları ve izlenecek politikayı içeren hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin bir kısmı; Türkiye’nin ilk anayasası olan 1921 tarihli Teşkilât-ı Esasiye Kanunu, Atatürk dönemi millî ekonomi politikaların belirlendiği 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihli İzmir İktisat Kongresi ve I. TBMM tarafından 8 Nisan 1923’te yayımlanan seçim beyannamesi (Dokuz Umde) gibi erken Cumhuriyet dönemi belgelerinde de yer almıştır. Dolayısıyla bu çalışmada; Osmanlı Ahali İktisat Fırkası programında yer alan bir kısım hükümlerin, erken Cumhuriyet dönemine ait adı geçen belgelerdeki maddelerle karşılaştırması yapılmıştır. Böylelikle de Mütareke Döneminde kurulan Osmanlı Ahali İktisat Fırkasının Cumhuriyet’e geçiş sürecindeki etkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
{"title":"The Representative of Natıonal Economy Policy of the Early Republican Period During Armistice Period: Ottoman Public Economy Party and its Economic Program","authors":"Mevlüt YÜKSEL","doi":"10.21563/sutad.1378435","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1378435","url":null,"abstract":"Osmanlı Ahali İktisat Fırkası Mütareke Döneminin siyasi partilerinden birisidir. Bu fırka, siyaset sahnesine millî ekonomi görüşünü benimsemek suretiyle dâhil olan ilk siyasi örgüttür. Fırka programı, devletin istikbaldeki yönetimini esas alan siyasi, sosyal, iktisadi ve zirai alanlarda birçok hükmü içermektedir. Millî oluşunun yanında demokratik ve çağdaş bir görünüm de arz eden program; Esâsiyât, Teşkilât, Dâhilî, İçtimaî, Maarif, Adlî, Malî, Umranî (Bayındırlık), Ziraî ve İktisadî şeklindeki 10 bölüm ile bunların altındaki 143 maddeden müteşekkildir. Programda, ülkenin dönem itibariyle içerisinde bulunduğu ekonomik ve siyasi dar boğazdan çıkması için gerekli uygulamaları ve izlenecek politikayı içeren hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin bir kısmı; Türkiye’nin ilk anayasası olan 1921 tarihli Teşkilât-ı Esasiye Kanunu, Atatürk dönemi millî ekonomi politikaların belirlendiği 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihli İzmir İktisat Kongresi ve I. TBMM tarafından 8 Nisan 1923’te yayımlanan seçim beyannamesi (Dokuz Umde) gibi erken Cumhuriyet dönemi belgelerinde de yer almıştır. Dolayısıyla bu çalışmada; Osmanlı Ahali İktisat Fırkası programında yer alan bir kısım hükümlerin, erken Cumhuriyet dönemine ait adı geçen belgelerdeki maddelerle karşılaştırması yapılmıştır. Böylelikle de Mütareke Döneminde kurulan Osmanlı Ahali İktisat Fırkasının Cumhuriyet’e geçiş sürecindeki etkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135395907","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Osmanlı Devleti’nde II. Meşrutiyet’in ilanından sonra yeni kurulan hükümetin hedefleri arasında, bahriyenin büyütülüp ıslah edilmesi öncelikli meselelerden biri idi. Özellikle isyanlar ve komitacılık faaliyetlerinin merkezinde bulunan Rumeli vilayetlerinin elde tutulması ve yeni kurulan Balkan Devletlerinin yayılmacı politikalarının engellenmesi güçlü bir donanmanın oluşturulması ile mümkündü. Bölgeye asker ve mühimmat sevkiyatı için İstanbul-Rumeli demiryolu hattının kullanılması, saldırıya son derece açık olması nedeniyle deniz yolunu tek ve güvenilir bir seçenek olarak ortaya çıkarıyordu. Denizden nakliye işlemini gerçekleştirmek ise Ege Denizi’nde Yunanistan’a karşı bir üstünlük kurmaktan geçiyordu. Fakat Yunanistan’ın İtalya/Livorno’daki Orlando Tersanesi’nde inşaatı tamamlanan ve Mart 1910 yılında denize indirilen Georgios Averof zırhlısını satın alması, Osmanlı amiralleri ve idarecilerinde büyük bir panik yarattı. Bu zırhlı ile Ege Denizi’nde güç dengeleri Yunanistan lehine değişmişti. Osmanlı idarecileri, yeni zırhlılar satın alarak dengeleri kendi lehlerine değiştirmek amacıyla, Türk donanmasının başında bulunan İngiliz Islah Heyeti Başkanı Amiral Hugh Williams aracılığıyla Kraliyet Donanması ve İngiliz tersaneleri nezdinde bir dizi girişimlerde bulunmuşlardı. Kızakta veya yeni denize indirilmiş modern iki zırhlının satış görüşmeleri gerçekleştirilmişti. İngilizler, Osmanlı yetkililerine yeni gemilerden ziyade bir alt sınıfa mensup ve 1891 yılında denize indirilmiş iki zırhlının satılabileceğini bildirmişlerdi. Modern zırhlılar talebinden geri adım atmayan Osmanlılar, yapılan bu teklifi kabul etmeyerek farklı arayışlara yönelmişlerdi. Bu süreçte Alman Hükümeti, Osmanlı Devleti’ne bir teklifte bulunmuş, birkaç yıl önce tadil ve tamir edilen ve 1890 yılında kızağa konulan Kurfürst Friedrich Wilhelm ve Weissenburg zırhlılarını satmayı teklif etmişlerdi. Toplam maliyeti 17 milyon Mark olan bu iki zırhlı ücretinin bir kısmı, ödeme planında aracı kurum olan Deutsche Bank’ın teklifi ile tahttan indirilen Sultan II. Abdülhamit’in dondurulmuş mal varlıklarından ve diğer bir kısmı ise Donanma Cemiyeti’nin bağışlarından karşılanmıştı. Bu çalışmada, Ege Denizi’nde hâkimiyet mücadelesi çerçevesinde söz konusu zırhlılarının satın alınma süreci Osmanlı arşiv vesikaları ışığında değerlendirilmiştir.
{"title":"Ege Denizi’nde Hâkimiyet Mücadelesi: Kurfürst Friedrich Wilhelm ve Weissenburg Zırhlıları Alımı Süreci (1910)","authors":"Salih KIŞ","doi":"10.21563/sutad.1378486","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1378486","url":null,"abstract":"Osmanlı Devleti’nde II. Meşrutiyet’in ilanından sonra yeni kurulan hükümetin hedefleri arasında, bahriyenin büyütülüp ıslah edilmesi öncelikli meselelerden biri idi. Özellikle isyanlar ve komitacılık faaliyetlerinin merkezinde bulunan Rumeli vilayetlerinin elde tutulması ve yeni kurulan Balkan Devletlerinin yayılmacı politikalarının engellenmesi güçlü bir donanmanın oluşturulması ile mümkündü. Bölgeye asker ve mühimmat sevkiyatı için İstanbul-Rumeli demiryolu hattının kullanılması, saldırıya son derece açık olması nedeniyle deniz yolunu tek ve güvenilir bir seçenek olarak ortaya çıkarıyordu. Denizden nakliye işlemini gerçekleştirmek ise Ege Denizi’nde Yunanistan’a karşı bir üstünlük kurmaktan geçiyordu. Fakat Yunanistan’ın İtalya/Livorno’daki Orlando Tersanesi’nde inşaatı tamamlanan ve Mart 1910 yılında denize indirilen Georgios Averof zırhlısını satın alması, Osmanlı amiralleri ve idarecilerinde büyük bir panik yarattı. Bu zırhlı ile Ege Denizi’nde güç dengeleri Yunanistan lehine değişmişti. Osmanlı idarecileri, yeni zırhlılar satın alarak dengeleri kendi lehlerine değiştirmek amacıyla, Türk donanmasının başında bulunan İngiliz Islah Heyeti Başkanı Amiral Hugh Williams aracılığıyla Kraliyet Donanması ve İngiliz tersaneleri nezdinde bir dizi girişimlerde bulunmuşlardı. Kızakta veya yeni denize indirilmiş modern iki zırhlının satış görüşmeleri gerçekleştirilmişti. İngilizler, Osmanlı yetkililerine yeni gemilerden ziyade bir alt sınıfa mensup ve 1891 yılında denize indirilmiş iki zırhlının satılabileceğini bildirmişlerdi. Modern zırhlılar talebinden geri adım atmayan Osmanlılar, yapılan bu teklifi kabul etmeyerek farklı arayışlara yönelmişlerdi. Bu süreçte Alman Hükümeti, Osmanlı Devleti’ne bir teklifte bulunmuş, birkaç yıl önce tadil ve tamir edilen ve 1890 yılında kızağa konulan Kurfürst Friedrich Wilhelm ve Weissenburg zırhlılarını satmayı teklif etmişlerdi. Toplam maliyeti 17 milyon Mark olan bu iki zırhlı ücretinin bir kısmı, ödeme planında aracı kurum olan Deutsche Bank’ın teklifi ile tahttan indirilen Sultan II. Abdülhamit’in dondurulmuş mal varlıklarından ve diğer bir kısmı ise Donanma Cemiyeti’nin bağışlarından karşılanmıştı. Bu çalışmada, Ege Denizi’nde hâkimiyet mücadelesi çerçevesinde söz konusu zırhlılarının satın alınma süreci Osmanlı arşiv vesikaları ışığında değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-02-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135395905","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Savaşların insanlık üzerinde ki yıkıcı etkilerinin en bariz gözlendiği ve sonuçlarıyla yüzyıl boyunca etkisini hissettiren I. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından yeni bir mücadele dönemini ortaya çıkarmıştır. Uzun süren savaş boyunca maddi ve manevi olarak güç kaybeden ve yokluk içine giren devletin yanı sıra halkta yetersiz kaynaklarla baş başa kalmıştır. Millî Mücadele Döneminde Güney Cephesinde iaşe ve ikmal çalışmalarını mücadelenin seyrine etkisi yönünden ele alan bu çalışmada Adana, Antep, Urfa ve Maraş bölgelerindeki insan, silah ve cephane, iaşe ve çeşitli sıhhi ihtiyaçların sağlanmasındaki idari ve ekonomik yapılanma incelenmektedir. Bir halk savaşı olması nedeniyle tüm kaynakların da yerinden ve halktan karşılandığı bu savaşta Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye’nin hızlı ve yerinde müdahaleleri ise mücadeleyi millî ve topyekûn bir hareket konuma getirmiştir. Çalışmanın temel varsayımı savaş öncesi ve savaş sırasında bu birliklerin ve cephe gerisinde kalan halkın kontrollü ve sistematik iaşe faaliyetlerinin Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye’nin öncülüğünde yerel güçler tarafından idare edildiği üzerinedir. Çalışmanın temel dayanağını arşiv belgeleri, yerel kaynaklar, anı ve hatıralar, resmi kaynakların yanında yabancı kaynaklar ve konu ile ilgili yazılmış araştırma inceleme eserleri oluşturmaktadır.
{"title":"The Subsistence and Supply Activities on the Southern Front in the National Struggle","authors":"Cengiz ŞAVKILI, Tülay AYDIN","doi":"10.21563/sutad.1378263","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1378263","url":null,"abstract":"Savaşların insanlık üzerinde ki yıkıcı etkilerinin en bariz gözlendiği ve sonuçlarıyla yüzyıl boyunca etkisini hissettiren I. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından yeni bir mücadele dönemini ortaya çıkarmıştır. Uzun süren savaş boyunca maddi ve manevi olarak güç kaybeden ve yokluk içine giren devletin yanı sıra halkta yetersiz kaynaklarla baş başa kalmıştır. Millî Mücadele Döneminde Güney Cephesinde iaşe ve ikmal çalışmalarını mücadelenin seyrine etkisi yönünden ele alan bu çalışmada Adana, Antep, Urfa ve Maraş bölgelerindeki insan, silah ve cephane, iaşe ve çeşitli sıhhi ihtiyaçların sağlanmasındaki idari ve ekonomik yapılanma incelenmektedir. Bir halk savaşı olması nedeniyle tüm kaynakların da yerinden ve halktan karşılandığı bu savaşta Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye’nin hızlı ve yerinde müdahaleleri ise mücadeleyi millî ve topyekûn bir hareket konuma getirmiştir. Çalışmanın temel varsayımı savaş öncesi ve savaş sırasında bu birliklerin ve cephe gerisinde kalan halkın kontrollü ve sistematik iaşe faaliyetlerinin Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye’nin öncülüğünde yerel güçler tarafından idare edildiği üzerinedir. Çalışmanın temel dayanağını arşiv belgeleri, yerel kaynaklar, anı ve hatıralar, resmi kaynakların yanında yabancı kaynaklar ve konu ile ilgili yazılmış araştırma inceleme eserleri oluşturmaktadır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135838644","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Âşıklık geleneği, çeşitli aşamalardan geçmiş, etkileme ve etkilenme gibi süreçler yaşayıp değişim ve gelişim göstererek günümüze kadar gelmiştir. Ozanlar, bugün de Anadolu sahasında canlı bir şekilde yaşamaya devam eden âşıklık geleneğinin öznesi olsalar da onların içtimai alandaki işlevselliklerinin giderek azalması dikkat çekicidir. Âşık edebiyatında bu geleneğin temsilcileri sadece âşık olarak değil, başka isimlerle de anılmaktadır. Ozan, saz şairi ve âşık genellikle anlamdaş olarak kullanılmıştır. Bu bağlamda bireysel ve toplumsal temalı yazmış olduğu şiirleriyle âşıklık geleneği içinde sözlü-yazılı-elektronik kültür ortamlarında üretim, tüketim ve icra faaliyetleri gösteren Seyfettin Çoban da söz konusu âşıklardan biridir. Bu makalede; Seyfettin Çoban’ın kendisinden mülakat yöntemiyle elde edilen bilgilerden hayat hikâyesi kısaltılarak aktarıldıktan sonra, yayımlanmamış şiirlerinden örneklerle, şiirlerinde işlediği konuların yoğunluğuna göre kategori analizinin yapılması ve içerik analizi ile halk şiiri geleneğindeki yerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırmamızın kapsamını onun yayımlanmamış 241 şiiri oluşturmaktadır. Makalede ozan kime denir sorusu yazılı kaynaklar ışığında tartışılmış, Seyfettin Çoban’ın âşıklık geleneği içindeki yeri tespit edilmeye çalışılmış, şiirleri üretim, tüketim, icra ve performans teori bağlamıyla araştırılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden görüşme ve yazılı dokümanların incelenmesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmamızın Seyfettin Çoban'ın hayatı, şiirleri ve âşık tarzı şiir geleneğindeki yeri hakkında yayımlanmamış şiirleri üzerine makale boyutunda ortaya konan ilk çalışma olması açısından ileride yapılacak çalışmalara rehberlik edeceğini düşünmekteyiz.
在我们看来,爱的传统已经发生了变化和演变。Ozanlar,bugün de Anadolu sahasında canlıbirşekilde yaşamaya devam edenâşıklık geleneğininöznesi olsalar da onların içtimai alandaki işleveselliklenin giderek azalmasıdikkatçekicidir。在爱情文学中,这一传统的代表不仅仅是爱情,还有其他的名字。奥赞常用作音乐诗和爱情。在这方面,它是SeyfettinÇoban的爱好者之一,他在语言、软件、电子文化环境方面代表生产、消费和执行,在爱情的传统中,用关于个人和社会问题的诗歌来表达。在本文中,在对塞费丁·索班的生平叙述信息进行了自己的查阅后,他旨在呈现未展开诗歌的实例,根据自己对诗歌的工作程度,完成一个范畴的分析和对诗歌史的内部分析。我们的研究范围是创作241首尚未发表的诗歌。本文从文献资料入手,结合霍班的爱情传统、诗歌创作、消费、执行和表演理论,对作者的问题进行了探讨。已经使用了一种分析本地研究方法和软件文档的方法。考虑到Seyfettin Soban的生活、诗歌和爱情在艺术传统中并没有发表在诗歌上,我们的研究将导致第一部提前完成的作品。
{"title":"A Pen Poet From Shepherding to Poesy: Ozan Seyfi and His Poems","authors":"Atila Kartal","doi":"10.21563/sutad.1347305","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1347305","url":null,"abstract":"Âşıklık geleneği, çeşitli aşamalardan geçmiş, etkileme ve etkilenme gibi süreçler yaşayıp değişim ve gelişim göstererek günümüze kadar gelmiştir. Ozanlar, bugün de Anadolu sahasında canlı bir şekilde yaşamaya devam eden âşıklık geleneğinin öznesi olsalar da onların içtimai alandaki işlevselliklerinin giderek azalması dikkat çekicidir. Âşık edebiyatında bu geleneğin temsilcileri sadece âşık olarak değil, başka isimlerle de anılmaktadır. Ozan, saz şairi ve âşık genellikle anlamdaş olarak kullanılmıştır. Bu bağlamda bireysel ve toplumsal temalı yazmış olduğu şiirleriyle âşıklık geleneği içinde sözlü-yazılı-elektronik kültür ortamlarında üretim, tüketim ve icra faaliyetleri gösteren Seyfettin Çoban da söz konusu âşıklardan biridir. Bu makalede; Seyfettin Çoban’ın kendisinden mülakat yöntemiyle elde edilen bilgilerden hayat hikâyesi kısaltılarak aktarıldıktan sonra, yayımlanmamış şiirlerinden örneklerle, şiirlerinde işlediği konuların yoğunluğuna göre kategori analizinin yapılması ve içerik analizi ile halk şiiri geleneğindeki yerini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırmamızın kapsamını onun yayımlanmamış 241 şiiri oluşturmaktadır. Makalede ozan kime denir sorusu yazılı kaynaklar ışığında tartışılmış, Seyfettin Çoban’ın âşıklık geleneği içindeki yeri tespit edilmeye çalışılmış, şiirleri üretim, tüketim, icra ve performans teori bağlamıyla araştırılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden görüşme ve yazılı dokümanların incelenmesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmamızın Seyfettin Çoban'ın hayatı, şiirleri ve âşık tarzı şiir geleneğindeki yeri hakkında yayımlanmamış şiirleri üzerine makale boyutunda ortaya konan ilk çalışma olması açısından ileride yapılacak çalışmalara rehberlik edeceğini düşünmekteyiz.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48513706","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.59849/2313-5204.2023.1.55
Mohsun Naghisoylu
{"title":"The problem of mother tongue in Heydar Aliyev’s state policy","authors":"Mohsun Naghisoylu","doi":"10.59849/2313-5204.2023.1.55","DOIUrl":"https://doi.org/10.59849/2313-5204.2023.1.55","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80224654","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.59849/2313-5204.2023.1.64
Ze. I. Safarova
{"title":"\"I am proud of being an Azerbaijani\"","authors":"Ze. I. Safarova","doi":"10.59849/2313-5204.2023.1.64","DOIUrl":"https://doi.org/10.59849/2313-5204.2023.1.64","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82255780","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.59849/2313-5204.2023.1.83
Minakhanim Taklali Nuriyeva
{"title":"Place of Turkish words in Russian: Turkish words in folk dialects","authors":"Minakhanim Taklali Nuriyeva","doi":"10.59849/2313-5204.2023.1.83","DOIUrl":"https://doi.org/10.59849/2313-5204.2023.1.83","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"88421075","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-01-01DOI: 10.59849/2313-5204.2023.1.37
Muktar Kazimoglu-Imanov
{"title":"Heydar Aliyev and Folklore","authors":"Muktar Kazimoglu-Imanov","doi":"10.59849/2313-5204.2023.1.37","DOIUrl":"https://doi.org/10.59849/2313-5204.2023.1.37","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84621750","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}