Bedri Rahmi Eyüboğlu, okul yıllarından itibaren hayatının son dönemlerine kadar kendini kültür ve sanatın gelişimine adamış, bu uğurda eserler ortaya koyarak halkın bu yönlerden kalkınmasını sağlamak için çalışmış önemli bir şahsiyettir. Onun, sanat dallarından resim ve edebiyata -özellikle de şiire- dair hissettiği tutku, oldukça başarılı ve üzerine çalışmalar, araştırmalar yapılabilecek eserler vermesini sağlamıştır. Bu eserler yoluyla sanatçının biyografisi, kişilik yapısı ve hayata bakış açısı gibi hususlarda bilgilere ulaşmak mümkündür. Her sanatçı, ortaya koyduğu eserlerde kendine ait bir parça sunmayı, biyografik hayatı ve fikir yapısı hakkında bir ipucu bulundurmayı tercih etmeyebilir. Ancak Bedri Rahmi Eyüboğlu böyle bir sanatçı değildir. O, eserlerinin çoğunda bir şekilde kendiyle ilgili bilgiler paylaşmış, bazılarında tarihsel veriler ortaya koymuştur. Portre resimlerinin altına yazmış olduğu dizeler ve otoportre olarak adlandırılabilecek şiirleri bu bilgilere ulaşabilmek için yeterli delillerdir. Bu çalışmada söz konusu şiirlerden sunulacak örnekler ve açıklamalar yoluyla Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun hayatla ve kendisiyle ilgili yargılarının neler olduğuna ulaşılmaya çalışılacaktır.
Bedri Rahmi Ebokob是一个重要的人,他从上学到生命的最后几年一直致力于改善文化和艺术,并致力于帮助人们起床。他使艺术家能够绘画,尤其是诗歌,并在其上工作,工作,工作。通过这些作品,艺术家的传记、人格结构和人生视角都可以被世界所接受。每个艺术家可能都不喜欢在作品中呈现自己的作品,提供关于传记和思想的线索。但是上帝并不是这样一个艺术家。他在大多数作品中分享了关于自己的信息,在某些情况下,他还出版了历史资料。肖像下方的诗歌是获取这些信息的充分证据,通过这些信息,它们可以被称为线条和自动运动。Buçalıšmada söz konusušiirlerden sunulacakörnekler ve açıklamalar yoluyla Bedri Rahmi Eyübo奥卢·哈亚特拉ve kendisiyle ilgili yargı。
{"title":"Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Otoportre Şiirleri Aracılığıyla Kendisine ve Hayata Karşı Bakış Açısı Üzerine Bir İnceleme","authors":"Y. Bulut","doi":"10.21563/sutad.1285287","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1285287","url":null,"abstract":"Bedri Rahmi Eyüboğlu, okul yıllarından itibaren hayatının son dönemlerine kadar kendini kültür ve sanatın gelişimine adamış, bu uğurda eserler ortaya koyarak halkın bu yönlerden kalkınmasını sağlamak için çalışmış önemli bir şahsiyettir. Onun, sanat dallarından resim ve edebiyata -özellikle de şiire- dair hissettiği tutku, oldukça başarılı ve üzerine çalışmalar, araştırmalar yapılabilecek eserler vermesini sağlamıştır. Bu eserler yoluyla sanatçının biyografisi, kişilik yapısı ve hayata bakış açısı gibi hususlarda bilgilere ulaşmak mümkündür. Her sanatçı, ortaya koyduğu eserlerde kendine ait bir parça sunmayı, biyografik hayatı ve fikir yapısı hakkında bir ipucu bulundurmayı tercih etmeyebilir. Ancak Bedri Rahmi Eyüboğlu böyle bir sanatçı değildir. O, eserlerinin çoğunda bir şekilde kendiyle ilgili bilgiler paylaşmış, bazılarında tarihsel veriler ortaya koymuştur. Portre resimlerinin altına yazmış olduğu dizeler ve otoportre olarak adlandırılabilecek şiirleri bu bilgilere ulaşabilmek için yeterli delillerdir. Bu çalışmada söz konusu şiirlerden sunulacak örnekler ve açıklamalar yoluyla Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun hayatla ve kendisiyle ilgili yargılarının neler olduğuna ulaşılmaya çalışılacaktır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68226015","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Afganistan Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde önemli bir yere sahiptir. Afganistan, Kurtuluş Savaşı sürerken Ankara Hükümeti’ni ilk tanıyan ülkelerin başında olması iki ülke arasındaki ilişkileri olumlu yönde etkimiştir. Afganistan ile Türkiye arasında imzalanan dostluk antlaşmaları, elçiler, teknik ekipler ve heyetlerin gidip gelmesiyle kurulan iyi ilişkiler neticesinde Türk-Afgan münasebetlerinde yeni bir dönem başlamıştır. Bu yeni dönemde Afganistan’ın başında Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan ve onun yaptığı büyük devrimlerden çok etkilenen Amanullah Han vardır. Cumhuriyetin ilanından sonra iyi ilişkiler devam etmiştir. Amanullah Han ve eşinin 20 Mayıs 1928’de Türkiye’yi ziyaret etmesi Türk-Afgan münasebetlerinin geliştirilmesi bakımından önemlidir. Ayrıca bu ziyaret, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için diğer devletler tarafından tanınması ve kendini dünyaya tanıtması bakımından önemli bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek isteyen Gazi Mustafa Kemal Paşa Afganistan kralı Amanullah Han ve eşi kraliçe Süreyyâ’yı büyük bir misafirperverlikle karşılamıştır. Bu sayede ilk kez yabancı bir ülke liderini misafir etmenin heyecanını yaşayan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve devlet erkânı Amanullah Han’a Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarını tanıtma fırsatı bulmuşlardır. Bu ziyaret Türk-Afgan ilişkilerinde yeni bir dönemin kapılarını açmıştır. Bu çalışmada Afganistan Kralı Amanullah Han’ın Türkiye ziyareti, nasıl karşılandıkları, İstanbul ve Ankara gezileri ele alınmıştır. Ayrıca Amanullah Han’ın Türkiye’de gerçekleşen devrimlerden etkilenmesi ve bu devrimleri Afganistan’da yapmaya çalışmasının doğurduğu sonuçlar üzerinde de durulmuştur.
{"title":"Afghan King Amanullah Khan's Visit to Turkey (1928)","authors":"Abdul Metin ÇELİKBİLEK","doi":"10.21563/sutad.1378231","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1378231","url":null,"abstract":"Afganistan Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde önemli bir yere sahiptir. Afganistan, Kurtuluş Savaşı sürerken Ankara Hükümeti’ni ilk tanıyan ülkelerin başında olması iki ülke arasındaki ilişkileri olumlu yönde etkimiştir. Afganistan ile Türkiye arasında imzalanan dostluk antlaşmaları, elçiler, teknik ekipler ve heyetlerin gidip gelmesiyle kurulan iyi ilişkiler neticesinde Türk-Afgan münasebetlerinde yeni bir dönem başlamıştır. Bu yeni dönemde Afganistan’ın başında Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan ve onun yaptığı büyük devrimlerden çok etkilenen Amanullah Han vardır. Cumhuriyetin ilanından sonra iyi ilişkiler devam etmiştir. Amanullah Han ve eşinin 20 Mayıs 1928’de Türkiye’yi ziyaret etmesi Türk-Afgan münasebetlerinin geliştirilmesi bakımından önemlidir. Ayrıca bu ziyaret, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için diğer devletler tarafından tanınması ve kendini dünyaya tanıtması bakımından önemli bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmek isteyen Gazi Mustafa Kemal Paşa Afganistan kralı Amanullah Han ve eşi kraliçe Süreyyâ’yı büyük bir misafirperverlikle karşılamıştır. Bu sayede ilk kez yabancı bir ülke liderini misafir etmenin heyecanını yaşayan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve devlet erkânı Amanullah Han’a Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarını tanıtma fırsatı bulmuşlardır. Bu ziyaret Türk-Afgan ilişkilerinde yeni bir dönemin kapılarını açmıştır. Bu çalışmada Afganistan Kralı Amanullah Han’ın Türkiye ziyareti, nasıl karşılandıkları, İstanbul ve Ankara gezileri ele alınmıştır. Ayrıca Amanullah Han’ın Türkiye’de gerçekleşen devrimlerden etkilenmesi ve bu devrimleri Afganistan’da yapmaya çalışmasının doğurduğu sonuçlar üzerinde de durulmuştur.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135478117","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye ve Rusya arasındaki savaşı tamamen bitiren bir dostluk anlaşması niteliğinde olan Moskova Antlaşması’nın imzalanması sonrasında Türkiye, Kafkasya bölgesinde de güvenliğini garanti altına almak için Güney Kafkasya Sovyet Hükümetleri ile müzakere ederek anlaşma yapmak istemiştir. Görüşmeler için tarihî önemi bulunan Kars şehri seçilmiştir. Kars, Rusya-Türkiye ilişkileri çerçevesinde her zaman önemini koruyan bir bölge olmuştur. Şehirde Rusya’nın da gözlemci olarak katıldığı bir konferans düzenlenmiştir. Bu konferans neticesinde Kars Antlaşması imzalanmıştır. Kars Antlaşması jeopolitik açıdan Türkiye’nin doğu sınırlarını netleştirdiği ve sınırlarını hukuki olarak da güvence altına aldığı bir anlaşmadır. Bu çalışmada; Kars Konferansı ve Kars Antlaşması, dönemin üç önemli gazetesi olan Hâkimiyet-i Milliye, İkdam ve Tercüman-ı Hakikat Gazeteleri üzerinden ele alınarak incelenmiştir.
土耳其希望在签署《莫斯科协议》后与南高加索的苏联政府进行谈判,以保证高加索地区的安全,这是土耳其和俄罗斯之间完全缔结的友好协议。卡尔斯市是历史上重要的会议城市,已被选中。Kars,Rusya-T土耳其ilişkileriçerçevsinde her zamanönemini koruyan bir bölge olmuştur。俄罗斯作为观察员在该市组织了一次会议。这次会议的结果是签署了《卡尔斯协定》。卡尔斯协议是一项澄清土耳其东部边界并在法律上破坏其边界的协议。Buçalışmada;Kars会议和Kars协议已经由政府的i-Millia、Ikam和过渡时期司法公报进行了调查,这是那个时代的三份重要报纸。
{"title":"Reflection of the Treaty of Kars in the Turkish Press and its Geopolitical Importance","authors":"Funda ARSLAN BİLGİN","doi":"10.21563/sutad.1347967","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1347967","url":null,"abstract":"Türkiye ve Rusya arasındaki savaşı tamamen bitiren bir dostluk anlaşması niteliğinde olan Moskova Antlaşması’nın imzalanması sonrasında Türkiye, Kafkasya bölgesinde de güvenliğini garanti altına almak için Güney Kafkasya Sovyet Hükümetleri ile müzakere ederek anlaşma yapmak istemiştir. Görüşmeler için tarihî önemi bulunan Kars şehri seçilmiştir. Kars, Rusya-Türkiye ilişkileri çerçevesinde her zaman önemini koruyan bir bölge olmuştur. Şehirde Rusya’nın da gözlemci olarak katıldığı bir konferans düzenlenmiştir. Bu konferans neticesinde Kars Antlaşması imzalanmıştır. Kars Antlaşması jeopolitik açıdan Türkiye’nin doğu sınırlarını netleştirdiği ve sınırlarını hukuki olarak da güvence altına aldığı bir anlaşmadır. Bu çalışmada; Kars Konferansı ve Kars Antlaşması, dönemin üç önemli gazetesi olan Hâkimiyet-i Milliye, İkdam ve Tercüman-ı Hakikat Gazeteleri üzerinden ele alınarak incelenmiştir.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-10","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"68225954","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Trabzon’un ilçeleri arasında önemli bir yeri olan Of, Cumhuriyet’le birlikte idari, sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerden birçok gelişmeye ve değişime sahne olmuştur. Sosyal yönden; imar planları, yeni yollar, altyapı çalışmaları gibi düzenlemelerin yapıldığı ilçede, toplumsal bir sorun olarak başta asayiş olmak üzere problemler yaşanmıştır. İki defa idari taksimatta yapılan değişikliklerle alanı daraltılan Of’ta, kültürel olarak gelişme sağlanmış bu çerçevede eğitim kurumları başta olmak üzere halk eğitimi çalışmaları yapılmış ve bir kütüphane kurulmuştur. İlçenin ekonomisi tarıma dayalı olup, bilhassa çay tarımının ilçede desteklenmesi ile birlikte etkileri görülmüştür. Ziraat dışında hayvancılık ve sahil kesimlerinde kıyı balıkçılığı önemli yer tutmaktadır. Ayrıca sosyal, kültürel ve ekonomik yapıyı desteklemek amaçlı ilçede dernekler açılmıştır. Of ilçesinin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını 1923-2010 arasında genel hatları ile incelemeyi amaçlayan çalışma, Of Belediye Arşivi, TÜİK kayıtları, basın başta olmak üzere telif ve tetkik eserlerden yararlanılarak hazırlanmıştır.
特拉布宗区在特拉布宗各区中占有重要地位,见证了共和国在行政、社会、文化和经 济方面的许多发展和变化。在社会方面,该地区制定了分区规划,修建了新的道路,实施了基础设施工程,但也出现了一些社会问题,特别是公共秩序问题。在文化方面,由于两次行政区划的调整,该区的面积缩小了,但文化却得到了发展,在这一框架内,开展了公共教育活动,特别是教育机构,并建立了图书馆。该区的经济以农业为基础,特别是在该区茶叶农业的支持下,其效果已经显现。除农业外,沿海地区的畜牧业和沿海渔业也占有重要地位。此外,该地区还成立了一些协会,以支持社会、文化和经济结构。本研究旨在从总体上考察 Of 区 1923-2010 年间的社会、经济和文化结构,在编写过程中利用了 Of 市档案馆、土耳其统计局记录、新闻媒体,特别是受版权保护和经过分析的作品。
{"title":"Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Özellikleriyle Of İlçesi (1923-2010)","authors":"Zehra ASLAN","doi":"10.21563/sutad.1378797","DOIUrl":"https://doi.org/10.21563/sutad.1378797","url":null,"abstract":"Trabzon’un ilçeleri arasında önemli bir yeri olan Of, Cumhuriyet’le birlikte idari, sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerden birçok gelişmeye ve değişime sahne olmuştur. Sosyal yönden; imar planları, yeni yollar, altyapı çalışmaları gibi düzenlemelerin yapıldığı ilçede, toplumsal bir sorun olarak başta asayiş olmak üzere problemler yaşanmıştır. İki defa idari taksimatta yapılan değişikliklerle alanı daraltılan Of’ta, kültürel olarak gelişme sağlanmış bu çerçevede eğitim kurumları başta olmak üzere halk eğitimi çalışmaları yapılmış ve bir kütüphane kurulmuştur. İlçenin ekonomisi tarıma dayalı olup, bilhassa çay tarımının ilçede desteklenmesi ile birlikte etkileri görülmüştür. Ziraat dışında hayvancılık ve sahil kesimlerinde kıyı balıkçılığı önemli yer tutmaktadır. Ayrıca sosyal, kültürel ve ekonomik yapıyı desteklemek amaçlı ilçede dernekler açılmıştır. Of ilçesinin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını 1923-2010 arasında genel hatları ile incelemeyi amaçlayan çalışma, Of Belediye Arşivi, TÜİK kayıtları, basın başta olmak üzere telif ve tetkik eserlerden yararlanılarak hazırlanmıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136329828","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Мақалаға қазақ фольклортану ғылымында көптен зерттеліп келе жатқан Қорқыт пен қобыз тақырыбына байланысты Ә. Марғұланның пікірлері арқау болды. Ғалымның «Ежелгі жыр, аңыздар» атты кітабының жеті тарауы Қорқыт туралы мәселелерге арналғаны белгілі. Олар бірде Қорқыт туралы қария сөздерді, бірде Қорқыт аңыздарын айту дәстүрі, тағы бірде ертедегі ғалымдардың Қорқыт туралы пікірлерін қамтып отырады. Сонымен бірге Қорқыт жырларының қазақ аңыздарындағы елесі, оның өліммен күресі және халық музыкасындағы Қорқыт дәстүрі де сөз болады. Мақала авторы Ә. Марғұланның жоғарыда көрсетілген пікірлерін қайта оқып, олардың ғылыми таным талаптарына сәйкестігін герменевтикалық негізде пайымдап шыққан. Жинақтап айтқанда олар тарихта неше Қорқыт бар? Оның тегі оғыз ба, қыпшақ па, араб па? Қорқыт заманынан жеткен дәстүр бар ма? Аңыз – тарихи дереккөз санала ма? Қорқыт Жанкентті мекендеген бе? Қорқыт өліммен күрескен бе? «Қорқыт» сөзінің мәні неде? Қорқыттың тартқаны қобыз ба, домбыра ма? – деген мәселелерге келіп тірелген. Осылардың әрқайсысы туралы зерттеуші өз пайымдауларын ортаға салған. Одан әрі Ә. Марғұлан жазбаларындағы осыған қатысты деректерге сүйенген кейінгі зерттеушілердің әдіснамалық қателіктерге ұрынып жүргені айтылады. Сол негізде ғылыми таным жеке ғалымдардың беделіне емес, абсолюттік ақиқатқа ғана сүйенуі тиіс деген қорытынды жасалады.
{"title":"A. MARGULAN ON THE TRADITION OF KORKYTA AND KOBYZA (hermeneutic vision)","authors":"T. Konyratbay","doi":"10.59358/ayt.1257059","DOIUrl":"https://doi.org/10.59358/ayt.1257059","url":null,"abstract":"Мақалаға қазақ фольклортану ғылымында көптен зерттеліп келе жатқан Қорқыт пен қобыз тақырыбына байланысты Ә. Марғұланның пікірлері арқау болды. Ғалымның «Ежелгі жыр, аңыздар» атты кітабының жеті тарауы Қорқыт туралы мәселелерге арналғаны белгілі. Олар бірде Қорқыт туралы қария сөздерді, бірде Қорқыт аңыздарын айту дәстүрі, тағы бірде ертедегі ғалымдардың Қорқыт туралы пікірлерін қамтып отырады. Сонымен бірге Қорқыт жырларының қазақ аңыздарындағы елесі, оның өліммен күресі және халық музыкасындағы Қорқыт дәстүрі де сөз болады. Мақала авторы Ә. Марғұланның жоғарыда көрсетілген пікірлерін қайта оқып, олардың ғылыми таным талаптарына сәйкестігін герменевтикалық негізде пайымдап шыққан. Жинақтап айтқанда олар тарихта неше Қорқыт бар? Оның тегі оғыз ба, қыпшақ па, араб па? Қорқыт заманынан жеткен дәстүр бар ма? Аңыз – тарихи дереккөз санала ма? Қорқыт Жанкентті мекендеген бе? Қорқыт өліммен күрескен бе? «Қорқыт» сөзінің мәні неде? Қорқыттың тартқаны қобыз ба, домбыра ма? – деген мәселелерге келіп тірелген. Осылардың әрқайсысы туралы зерттеуші өз пайымдауларын ортаға салған. Одан әрі Ә. Марғұлан жазбаларындағы осыған қатысты деректерге сүйенген кейінгі зерттеушілердің әдіснамалық қателіктерге ұрынып жүргені айтылады. Сол негізде ғылыми таным жеке ғалымдардың беделіне емес, абсолюттік ақиқатқа ғана сүйенуі тиіс деген қорытынды жасалады.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"91364533","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
On dokuzuncu yüzyılın ortalarında başlayan “Uyanış Devri” olarak da adlandırılan cedidizm, Gaspıralı İsmail’in çıkarttığı Tercüman gazetesi vasıtasıyla başlamış ve bu fikri yenileşme kısa bir sürede yayılmıştır. Dünyanın gerisinde kalan bir toplumu inşa ederken dört bir koldan destek sağlamaya çalışan ceditçi aydınlar, yazar, şair, dilbilimci ve gazeteci gibi halkı doğrudan etkileyip yönlendirebilecek bir mesleğe sahiplerdir. Abdülhamid Süleymanoğlu Çolpan, halkını aydınlatmaya gazete yazıları ile başladıktan sonra yazdığı şiirlerdeki ele aldığı konularla milli şuuru uyandırmayı amaçlamıştır. Dünya edebiyatı ile iç içe olan Çolpan, aynı zamanda farklı ülkelerden değerli kalemlerin ele aldığı kitapları çevirerek örnek bir aydın olarak halka kendisini tanıtmıştır. Halka daha fazla erişebilmek için özellikle tiyatro oyunlarında sade ve akıcı bir dil kullanan Çolpan, diğer ceditçi aydınlar gibi edebiyatı ve yazarlığı halkının bilinçlenmesi için bir araç olarak kullanmıştır. Tarihi bir dramatik oyun olan Yarkınay piyesini Lucien Goldmann’ın oluşumsal yapısalcı metodu ile inceleyen Öztürkçü, okurlara ve araştırmacılara rehber olacak nitelikte bir inceleme kaleme almıştır.
{"title":"ÖZBEK CEDİT TİYATROSUNA IŞIK TUTAN BİR ESER: ÇOLPAN’IN YARKINAY ADLI PİYESİNİN İNCELENMESİ","authors":"Hayat Deniz İltaş","doi":"10.59358/ayt.1239649","DOIUrl":"https://doi.org/10.59358/ayt.1239649","url":null,"abstract":"On dokuzuncu yüzyılın ortalarında başlayan “Uyanış Devri” olarak da adlandırılan cedidizm, Gaspıralı İsmail’in çıkarttığı Tercüman gazetesi vasıtasıyla başlamış ve bu fikri yenileşme kısa bir sürede yayılmıştır. Dünyanın gerisinde kalan bir toplumu inşa ederken dört bir koldan destek sağlamaya çalışan ceditçi aydınlar, yazar, şair, dilbilimci ve gazeteci gibi halkı doğrudan etkileyip yönlendirebilecek bir mesleğe sahiplerdir. Abdülhamid Süleymanoğlu Çolpan, halkını aydınlatmaya gazete yazıları ile başladıktan sonra yazdığı şiirlerdeki ele aldığı konularla milli şuuru uyandırmayı amaçlamıştır. Dünya edebiyatı ile iç içe olan Çolpan, aynı zamanda farklı ülkelerden değerli kalemlerin ele aldığı kitapları çevirerek örnek bir aydın olarak halka kendisini tanıtmıştır. Halka daha fazla erişebilmek için özellikle tiyatro oyunlarında sade ve akıcı bir dil kullanan Çolpan, diğer ceditçi aydınlar gibi edebiyatı ve yazarlığı halkının bilinçlenmesi için bir araç olarak kullanmıştır. Tarihi bir dramatik oyun olan Yarkınay piyesini Lucien Goldmann’ın oluşumsal yapısalcı metodu ile inceleyen Öztürkçü, okurlara ve araştırmacılara rehber olacak nitelikte bir inceleme kaleme almıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90171927","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Мақалада х. 1228/1813 жылы Түркістан аймағында Абдурахман Өзкенди тарапынан жазылған «Қисса-и дастан-и Чингиз хан ~ Хазрет-и Мир Темүрнің дастанының баяны» кітабы лингвистикалық тұрғыдан сараланады. Алдымен Шыңғысхан мен Әмір Темірдің өмірі мен ерліктеріне арналған тарихи-әдеби шығармалар жинақталған «Шыңғыснама» және «Тимурнама» нұсқалары жайында сөз етіліп, бұл нұсқаларға байланысты Түркия, Ресей, Қазақстан, Өзбекстан, Жапония, Татарстан секілді әр түрлі елдерде жарық көрген ғылыми зерттеулерге қысқаша шолу жасалады. Әсіресе, ескерткіштің тілдік ерекшеліктеріне байланысты тұжырымдарға тоқталып, қазірге дейін жарық көрген ғылыми еңбектер жайында мәлімет ұсынылады. Тарихи салыстырмалы және салғастырмалы әдістерді негізге ала отырып, көне, ортағасырлық және қазіргі түркі тілдерінің жазба материалдарына сүйеніледі, сондай-ақ лексикалық, фонетикалық және морфологиялық ерекшеліктеріне байланысты ғылыми сипаттама жасалады. Соның ішінде, қыпшақ, оғыз және қарлұқ тілдерінің тілдік көрсеткіштерін нақтылап алып, осылардың ішінде қайсысына тән ерекшелік басымдау, сол таразыға салынады. Ескерткіш тілінде кездесетін кейбір диалектілік, яғни түркі тілдерінің ешібірінің әдеби тіл нормасына сай емес, бірақ кейбір жергілікті сөйленістерінде қолданылатын тілдік элементтер де назарға алынады.
{"title":"Abdurahman Özkendî’nin “Ḳiṣṣa-i Dāstān-i Çingiz Ḫan” ve “Ḥażret-i Mı̇̄r Tėmür Dāstānınıŋ Beyānı” Adlı Kitabının Fonetik ve Gramer Özellikleri","authors":"Senbek Utebekov, Zulfiya Mumi̇nova","doi":"10.59358/ayt.1224434","DOIUrl":"https://doi.org/10.59358/ayt.1224434","url":null,"abstract":"Мақалада х. 1228/1813 жылы Түркістан аймағында Абдурахман Өзкенди тарапынан жазылған «Қисса-и дастан-и Чингиз хан ~ Хазрет-и Мир Темүрнің дастанының баяны» кітабы лингвистикалық тұрғыдан сараланады. Алдымен Шыңғысхан мен Әмір Темірдің өмірі мен ерліктеріне арналған тарихи-әдеби шығармалар жинақталған «Шыңғыснама» және «Тимурнама» нұсқалары жайында сөз етіліп, бұл нұсқаларға байланысты Түркия, Ресей, Қазақстан, Өзбекстан, Жапония, Татарстан секілді әр түрлі елдерде жарық көрген ғылыми зерттеулерге қысқаша шолу жасалады. Әсіресе, ескерткіштің тілдік ерекшеліктеріне байланысты тұжырымдарға тоқталып, қазірге дейін жарық көрген ғылыми еңбектер жайында мәлімет ұсынылады. Тарихи салыстырмалы және салғастырмалы әдістерді негізге ала отырып, көне, ортағасырлық және қазіргі түркі тілдерінің жазба материалдарына сүйеніледі, сондай-ақ лексикалық, фонетикалық және морфологиялық ерекшеліктеріне байланысты ғылыми сипаттама жасалады. Соның ішінде, қыпшақ, оғыз және қарлұқ тілдерінің тілдік көрсеткіштерін нақтылап алып, осылардың ішінде қайсысына тән ерекшелік басымдау, сол таразыға салынады. Ескерткіш тілінде кездесетін кейбір диалектілік, яғни түркі тілдерінің ешібірінің әдеби тіл нормасына сай емес, бірақ кейбір жергілікті сөйленістерінде қолданылатын тілдік элементтер де назарға алынады.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81183313","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türk Edebiyatında hem modern hikâye hem de tiyatroalanında eserler kaleme alan İbrahim Haldun Taner’in nüfus kayıtlarındaki isminin tespiti yapılıp yazarın yazın yaşamını etkileyen eğitim hayatı, aile hayatı ve yetiştiği ortam ile ilgili bilgiler verildikten sonra eserlerinde kullandığı yabancı dil kullanımına bakılacaktır. Çok bilinen bir tiyatro yazarı olmasına rağmen Taner’in gerçek ismi ve ailesi konusunda şimdiye kadar kulaktan dolma bilgilerle hareket edildiği bu konu üzerine ciddi bir eğilim olmadığı fark edilmektedir. Haldun Taner tiyatrolarında özellikle yetiştiği çevre ve etkilendiği yazarlar, aldığı eğitim göz önüne alındığında yabancı dillerden özellikle yararlanır.vFransızca, İtalyanca ve İngilizce kelimeleri Türkçe cümleler içine yerleştiren yazar çok anlamlı bir bakış açısı kazandırmıştır. Bu dillerden yararlanmasının temel özelliği özellikle bu dillerdeki yazarların etkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu çalışmada İbrahim Haldun Taner’in kaleme aldığı eserlerin tamamı esas alınarak hangi yabancı dilden etkilendiği bu etkilenmenin hangi dillerden yapıldığı ve bu etkinin bilimsel olarak tespiti yapılacaktır. Bu çalışmanın yazar hakkında yapılacak çalışmalara ışık tutacağına, yol göstereceğine ve yeni çalışmaların yapılması için teşvik edici olacağına inanıyoruz. Özellikle dil kullanımı üzerinde ayrı bir çalışmanın yapılması edebiyatımıza ayrı bir katkı sağlayacaktır
{"title":"THE USE OF FOREIGN LANGUAGES IN THE WORKS OF İBRAHİM HALDUN TANER","authors":"Halil Adiyaman","doi":"10.59358/ayt.1256619","DOIUrl":"https://doi.org/10.59358/ayt.1256619","url":null,"abstract":"Türk Edebiyatında hem modern hikâye hem de tiyatroalanında eserler kaleme alan İbrahim Haldun Taner’in nüfus kayıtlarındaki isminin tespiti yapılıp yazarın yazın yaşamını etkileyen eğitim hayatı, aile hayatı ve yetiştiği ortam ile ilgili bilgiler verildikten sonra eserlerinde kullandığı yabancı dil kullanımına bakılacaktır. Çok bilinen bir tiyatro yazarı olmasına rağmen Taner’in gerçek ismi ve ailesi konusunda şimdiye kadar kulaktan dolma bilgilerle hareket edildiği bu konu üzerine ciddi bir eğilim olmadığı fark edilmektedir. Haldun Taner tiyatrolarında özellikle yetiştiği çevre ve etkilendiği yazarlar, aldığı eğitim göz önüne alındığında yabancı dillerden özellikle yararlanır.vFransızca, İtalyanca ve İngilizce kelimeleri Türkçe cümleler içine yerleştiren yazar çok anlamlı bir bakış açısı kazandırmıştır. Bu dillerden yararlanmasının temel özelliği özellikle bu dillerdeki yazarların etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.\u0000Bu çalışmada İbrahim Haldun Taner’in kaleme aldığı eserlerin tamamı esas alınarak hangi yabancı dilden etkilendiği bu etkilenmenin hangi dillerden yapıldığı ve bu etkinin bilimsel olarak tespiti yapılacaktır. Bu çalışmanın yazar hakkında yapılacak çalışmalara ışık tutacağına, yol göstereceğine ve yeni çalışmaların yapılması için teşvik edici olacağına inanıyoruz. Özellikle dil kullanımı üzerinde ayrı bir çalışmanın yapılması edebiyatımıza ayrı bir katkı sağlayacaktır","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80451896","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Özbek edebiyatında muamma türünün tarihi, edebi cereyanlardaki yeri, tarihsel gelişimi, muamma türünde yazılan şiirlerdeki anlam ve edebi yönleri meselesi yeterli derecede incelenmemiştir. Nevaî’ye kadar eser yazan Atayi, Harezmli Hafız, Haydar Harezmî gibi şairler de muamma türünün özelliklerinden haberdar olmuşlardır. Şeyh Ahmed Terâzî “Fünunü’l-belaga” eserinde muamma türüne özel bir bölüm ayırmıştır. Ali Şir Nevaî’nin Türkçe yazdığı muammaların sayısı, anlamı, edebi özelliği ve işlediği konuların genişliği şairin bu şiir türüne verdiği önemi anlamak için yeterlidir. Bu dönemin edebi ekolunda çok sayıda muamma türünde şiirler yazan şairler yetişti. Nevaî’den sonra Türk dilinde Babur (1483-1530) 54 adet, Ubeydî (1486-1540) 8 adet, Munis (1778-1829) 68 adet, onun kardeşi Muhammedrıza Âgehî (1809-1894) 80 adet muamma yazdığı bilinmektedir. ХХ. yüzyıldan itibaren bazı klasik şiir türleri şairler tarafından az önem verilmeye başladı. Böyle türlerin sırasına muamma türünü de katabiliriz. XX. yüzyılda Özbek edebiyatında az da olsa muamma türündeki şiirlere bazı şairlerin eserleri arasında rastlayabiliriz. İşbu şairlerin eserleri örneğinde muamma türünün Özbek edebiyatında devamı görülmektedir. Bu şiirlerde muammaya özgü geleneksel unsurların dışında yeni özelliklerde göze çarpmaktadır. Bugüne kadar konunun bu yönleri yeterli derecede incelenmemiştir. İşbu makalede ХХ. yüzyılda yaşamış Özbek şairlerinin muammalarını incelemek vasıtasıyla şiirlerin tür özellikleri, işlenen gaye ve edebi yönleri gibi konuları ortaya koymaya çalışılmıştır.
{"title":"ЖАНР МУАММА В УЗБЕКСКОЙ ЛИТЕРАТУРЕ ХХ ВЕКА","authors":"Jalolıddın Juraev","doi":"10.59358/ayt.1251992","DOIUrl":"https://doi.org/10.59358/ayt.1251992","url":null,"abstract":"Özbek edebiyatında muamma türünün tarihi, edebi cereyanlardaki yeri, tarihsel gelişimi, muamma türünde yazılan şiirlerdeki anlam ve edebi yönleri meselesi yeterli derecede incelenmemiştir. \u0000Nevaî’ye kadar eser yazan Atayi, Harezmli Hafız, Haydar Harezmî gibi şairler de muamma türünün özelliklerinden haberdar olmuşlardır. Şeyh Ahmed Terâzî “Fünunü’l-belaga” eserinde muamma türüne özel bir bölüm ayırmıştır. \u0000Ali Şir Nevaî’nin Türkçe yazdığı muammaların sayısı, anlamı, edebi özelliği ve işlediği konuların genişliği şairin bu şiir türüne verdiği önemi anlamak için yeterlidir. Bu dönemin edebi ekolunda çok sayıda muamma türünde şiirler yazan şairler yetişti. \u0000Nevaî’den sonra Türk dilinde Babur (1483-1530) 54 adet, Ubeydî (1486-1540) 8 adet, Munis (1778-1829) 68 adet, onun kardeşi Muhammedrıza Âgehî (1809-1894) 80 adet muamma yazdığı bilinmektedir. \u0000ХХ. yüzyıldan itibaren bazı klasik şiir türleri şairler tarafından az önem verilmeye başladı. Böyle türlerin sırasına muamma türünü de katabiliriz. \u0000XX. yüzyılda Özbek edebiyatında az da olsa muamma türündeki şiirlere bazı şairlerin eserleri arasında rastlayabiliriz. İşbu şairlerin eserleri örneğinde muamma türünün Özbek edebiyatında devamı görülmektedir. Bu şiirlerde muammaya özgü geleneksel unsurların dışında yeni özelliklerde göze çarpmaktadır. Bugüne kadar konunun bu yönleri yeterli derecede incelenmemiştir. İşbu makalede ХХ. yüzyılda yaşamış Özbek şairlerinin muammalarını incelemek vasıtasıyla şiirlerin tür özellikleri, işlenen gaye ve edebi yönleri gibi konuları ortaya koymaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"83315947","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Galimcan İbrahimov gibi önde gelen isimlerle birlikte çalışan Zarif Beşirî’nin faaliyetleri, Kazan ve Türkistan bölgeleri arasındaki ilişkileri güçlendirmek gibi fikrî bir temele dayanmaktadır. Ancak onu Tatar aydınları arasında farklı kılan, Çuvaşlara dönük ilgisidir. Beşirî, henüz Tatar kimliğinin adlandırılmasıyla ilgili tartışmaların bile yeni alevlendiği ve milliyet kavramının din temelli algılandığı bir dönemde büyük oranda Hristiyanlaşmış olan bölgedeki diğer Türk topluluğu Çuvaşlarla ilgili Tatar neşriyatında ilk etnografik eseri kaleme almıştır. Daha sonra aynı birikimden faydalanarak büyük oranda kendi hayatını temel olan ve Tatar edebiyatında Çuvaşları konu edinen ilk edebî eser olan Çuvaş Kızı Enise romanını yayımlamıştır. Bu ikisi arasındaki paralellikler, ikincisinin edebî bir eser olmakla birlikte etnografik bir kurgu olarak kabul edilebileceğini göstermektedir. Bu çalışmada 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın başlarında Çuvaşların kültürü, yaşayışı ve toplumsal dönüşümüyle ilgili olarak yazarın Çuvaşlar başlıklı ilk eserinde yer vermediği bilgi ve gözlemlerin, dönemle ilgili diğer kaynaklarla karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmaktadır. Etnografik anlatım bakımından romanın yazara daha esnek bir çerçeve sunduğu görülmektedir.
{"title":"Необычный роман в татарской литературе: «Чувашская девушка Енисе», как этнографическая фантастика","authors":"Cemalettin Yavuz","doi":"10.59358/ayt.1257395","DOIUrl":"https://doi.org/10.59358/ayt.1257395","url":null,"abstract":"Galimcan İbrahimov gibi önde gelen isimlerle birlikte çalışan Zarif Beşirî’nin faaliyetleri, Kazan ve Türkistan bölgeleri arasındaki ilişkileri güçlendirmek gibi fikrî bir temele dayanmaktadır. Ancak onu Tatar aydınları arasında farklı kılan, Çuvaşlara dönük ilgisidir. Beşirî, henüz Tatar kimliğinin adlandırılmasıyla ilgili tartışmaların bile yeni alevlendiği ve milliyet kavramının din temelli algılandığı bir dönemde büyük oranda Hristiyanlaşmış olan bölgedeki diğer Türk topluluğu Çuvaşlarla ilgili Tatar neşriyatında ilk etnografik eseri kaleme almıştır. Daha sonra aynı birikimden faydalanarak büyük oranda kendi hayatını temel olan ve Tatar edebiyatında Çuvaşları konu edinen ilk edebî eser olan Çuvaş Kızı Enise romanını yayımlamıştır. Bu ikisi arasındaki paralellikler, ikincisinin edebî bir eser olmakla birlikte etnografik bir kurgu olarak kabul edilebileceğini göstermektedir. Bu çalışmada 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın başlarında Çuvaşların kültürü, yaşayışı ve toplumsal dönüşümüyle ilgili olarak yazarın Çuvaşlar başlıklı ilk eserinde yer vermediği bilgi ve gözlemlerin, dönemle ilgili diğer kaynaklarla karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmaktadır. Etnografik anlatım bakımından romanın yazara daha esnek bir çerçeve sunduğu görülmektedir.","PeriodicalId":41528,"journal":{"name":"Turkiyat Arastirmalari Dergisi-Journal of Studies in Turkology","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87514840","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}