Biyolojik veri tabanları, genomik ve proteomik çalışmalar nedeniyle büyük miktarda veri içermektedir. Verilerin analizi, organizmadaki metabolik bozuklukların anlaşılmasına ve ilaç keşif çalışmalarının artırılmasına büyük katkı sağlamaktadır. Zaman ve maliyet tasarrufu nedeniyle makine öğrenmesi ve veri analizi yöntemleri bu amaçla sıkça kullanılmaktadır. Yöntemlerin etkinliği, uygun parametre seçimine ve protein dizilerinin kodlanış tipine de bağlıdır. Bu amaçla amino asitlere ait fizikokimyasal özelliklerin dâhil edilmesi kullanılan algoritmanın performansını arttırmaktadır. Filogenetik analiz, türler arasındaki ilişkiyi görselleştirmek için kullanılan en iyi yöntemlerden biridir. Çalışmada, dijital sinyal analizinde kullanılan dalgacık dönüşümü yönteminin, protein dizilerine uyarlanması tasarlanmıştır. Dalgacık dönüşümü kullanılarak 15 türe ait SOD1 protein dizileri arasındaki genetik yakınlık Ağırlıklı Çift Grup Aritmetik Ortalamalar Yöntemi (WPGMA) yöntemiyle belirlenmiştir. Ayrıca, proteinler arası genetik uzaklıkları temel alan Jukes-Cantor (JC) uzaklığı kullanılarak elde edilen filogenetik ağaç ile elde edilen sonuçlar karşılaştırılmış, dalgacık analizi yönteminin türlere ait moleküler boyuttaki ilişkinin ortaya koyulmasında etkinliği ortaya çıkartılmıştır. Türlere ait filogenetik ağaç oluşturma süreleri Dalgacık dönüşümü ile 2.0711178 sn., Jukes-Cantor ile 2.20329 sn. olarak elde edilmiştir. Böylelikle, dalgacık dönüşümü kullanarak tanımlanan filogenetik ağaç oluşturma işlem süresinin mevcut JC yöntemine göre daha kısa olmasının büyük veri analizlerinde avantaj sağlaması beklenmektedir.
{"title":"Protein Verilerinin Ayrık Dalgacık Dönüşümü İle Analizi","authors":"Çağın KANDEMİR ÇAVAŞ","doi":"10.55117/bufbd.1192229","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1192229","url":null,"abstract":"Biyolojik veri tabanları, genomik ve proteomik çalışmalar nedeniyle büyük miktarda veri içermektedir. Verilerin analizi, organizmadaki metabolik bozuklukların anlaşılmasına ve ilaç keşif çalışmalarının artırılmasına büyük katkı sağlamaktadır. Zaman ve maliyet tasarrufu nedeniyle makine öğrenmesi ve veri analizi yöntemleri bu amaçla sıkça kullanılmaktadır. Yöntemlerin etkinliği, uygun parametre seçimine ve protein dizilerinin kodlanış tipine de bağlıdır. Bu amaçla amino asitlere ait fizikokimyasal özelliklerin dâhil edilmesi kullanılan algoritmanın performansını arttırmaktadır. Filogenetik analiz, türler arasındaki ilişkiyi görselleştirmek için kullanılan en iyi yöntemlerden biridir. Çalışmada, dijital sinyal analizinde kullanılan dalgacık dönüşümü yönteminin, protein dizilerine uyarlanması tasarlanmıştır. Dalgacık dönüşümü kullanılarak 15 türe ait SOD1 protein dizileri arasındaki genetik yakınlık Ağırlıklı Çift Grup Aritmetik Ortalamalar Yöntemi (WPGMA) yöntemiyle belirlenmiştir. Ayrıca, proteinler arası genetik uzaklıkları temel alan Jukes-Cantor (JC) uzaklığı kullanılarak elde edilen filogenetik ağaç ile elde edilen sonuçlar karşılaştırılmış, dalgacık analizi yönteminin türlere ait moleküler boyuttaki ilişkinin ortaya koyulmasında etkinliği ortaya çıkartılmıştır. Türlere ait filogenetik ağaç oluşturma süreleri Dalgacık dönüşümü ile 2.0711178 sn., Jukes-Cantor ile 2.20329 sn. olarak elde edilmiştir. Böylelikle, dalgacık dönüşümü kullanarak tanımlanan filogenetik ağaç oluşturma işlem süresinin mevcut JC yöntemine göre daha kısa olmasının büyük veri analizlerinde avantaj sağlaması beklenmektedir.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"20 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133398862","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Rheumatoid arthritis, which is primarily seen in small joints (hand joints, wrist and foot joints) and elbows, causes chronic (more than 6 weeks) joint damage. It is an autoimmune inflammatory joint disease that can occur in many organs and systems. When we look at the female / male ratio of this disease, which is seen at a rate of 1% in the society, it appears as 3/1. Although the reason for its emergence is unknown; it is stated that biological and hereditary factors are the main cause. In addition, it is claimed that psychological and social factors also play a role in the onset and course of the disease. RA causes negative situations in both physical and psychosocial life of the person. Symptoms can result in restriction of daily activities, decreased effectiveness in work life, problems in sexual life, social isolation, dependence on others. As a result of these, a decrease in the self-esteem of the individual, changes in body image, depression, anxiety and anger feelings may develop. One of the situations in which daily activities are restricted in people with RA is the restriction or complete termination of the use of daily products. Rheumatoid arthritis patients with the daily products were investigated and it was determined that one of the most problematic products to use was glasses. It was aimed to solve the problems identified in glass designs with industrial design methods. In this direction, the design criteria and mind maps presented by 50 students who successfully completed the 'Design Theory and Methods' course at Erciyes University, Department of Industrial Design Engineering were examined. This study, which is presented at the intersection of medical and industrial design, is important in terms of creating an interdisciplinary study area.
{"title":"Romatoid Artrit Hastaları için Zihin Haritası Yöntemi ile Bardak Tasarım Kriterlerinin Geliştirilmesi","authors":"İffet PALA ERCAN","doi":"10.55117/bufbd.1309417","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1309417","url":null,"abstract":"Rheumatoid arthritis, which is primarily seen in small joints (hand joints, wrist and foot joints) and elbows, causes chronic (more than 6 weeks) joint damage. It is an autoimmune inflammatory joint disease that can occur in many organs and systems. When we look at the female / male ratio of this disease, which is seen at a rate of 1% in the society, it appears as 3/1. Although the reason for its emergence is unknown; it is stated that biological and hereditary factors are the main cause. In addition, it is claimed that psychological and social factors also play a role in the onset and course of the disease. RA causes negative situations in both physical and psychosocial life of the person. Symptoms can result in restriction of daily activities, decreased effectiveness in work life, problems in sexual life, social isolation, dependence on others. As a result of these, a decrease in the self-esteem of the individual, changes in body image, depression, anxiety and anger feelings may develop. One of the situations in which daily activities are restricted in people with RA is the restriction or complete termination of the use of daily products. Rheumatoid arthritis patients with the daily products were investigated and it was determined that one of the most problematic products to use was glasses. It was aimed to solve the problems identified in glass designs with industrial design methods. In this direction, the design criteria and mind maps presented by 50 students who successfully completed the 'Design Theory and Methods' course at Erciyes University, Department of Industrial Design Engineering were examined. This study, which is presented at the intersection of medical and industrial design, is important in terms of creating an interdisciplinary study area.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121890622","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pneumatic conveying systems are widely used in a variety of industrial settings since different types of materials can be conveyed. There are some classifications of flow modes for conveying of powders and bulk solid particles based on mean particle size, density, and inter particle cohesion forces. In this paper, three different cases which are vertical (test case 1), horizontal (test case 2) and continuous conveying test case are constructed and considered in order to determine the flow modes in pneumatic conveying systems. Seven solid particles are used with the range of 200 kg/m3 < ρblp < 2400 kg/ m3 and 150 μm < dp < 2750 μm in these three cases. In vertical test set-up unstable zone and fluidized dense phase is occurred, then in the horizontal test set-up slug flow and plug flow is observed and lastly plug flow and dilute phase is occurred visually in continuous conveying test case. Finally, all obtained data are considered for the classification according to flow modes in pneumatic conveying systems. The observed flow modes are considered and tabulated with respect to all test cases.
{"title":"An Experimental Study on the Determination of Minimum Fluidization Velocity","authors":"A. Tozlu, A. I. Kutlar, Melda ÖZDİNÇ ÇARPINLIOĞLU","doi":"10.55117/bufbd.1282591","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1282591","url":null,"abstract":"Pneumatic conveying systems are widely used in a variety of industrial settings since different types of materials can be conveyed. There are some classifications of flow modes for conveying of powders and bulk solid particles based on mean particle size, density, and inter particle cohesion forces. In this paper, three different cases which are vertical (test case 1), horizontal (test case 2) and continuous conveying test case are constructed and considered in order to determine the flow modes in pneumatic conveying systems. Seven solid particles are used with the range of 200 kg/m3 < ρblp < 2400 kg/ m3 and 150 μm < dp < 2750 μm in these three cases. In vertical test set-up unstable zone and fluidized dense phase is occurred, then in the horizontal test set-up slug flow and plug flow is observed and lastly plug flow and dilute phase is occurred visually in continuous conveying test case. Finally, all obtained data are considered for the classification according to flow modes in pneumatic conveying systems. The observed flow modes are considered and tabulated with respect to all test cases.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"61 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114584832","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, özgün olarak solidworks programında tasarlanan bir jet motor şaftının farklı eğim açılarındaki türbin kanatçığı ile Anyss programında yapısal analizi yapılmıştır. Öncelikle şaft ana gövdesinin tasarımı yapılmış ardından 1., 2. ve 3. şaft türbin kanatçığı için sırasıyla 9.31, 7.73 ve 6.65 derecelik eğim açıları verilerek 3 farklı şaft oluşturulmuştur. Malzeme olarak Ti-6AI-6V-2Sn alaşımı kullanılmıştır. Şaftlara sırasıyla 3 farklı ağ yapısı verilerek, analizler için çevre sıcaklığı 22 derece ayarlanmıştır. Statik analizde x yönünden 3 şafta da 5000 N’ luk kuvvet uygulanmıştır. Frekans analizinde ise 51.039, 51.423 ve 51.695 hz için test yapılmıştır. Statik sonuçlar incelendiğinde 1. şaftın daha fazla deforme olduğu ve ağırlıklı olarak türbin kanatçığında bulunduğu görülmektedir. Titreşim analizi sonucunda ise uygulanan hz değeri ve deformasyonların birbirine yakın ve orantılı olduğu, türbin kanatçıklarının eğim açılarının deformasyonları ve hasar bölgelerini etkilediği görülmektedir.
{"title":"Özgün Bir Jet Motor Şaftının Farklı Eğim Açılarına Sahip Türbin Kanatçığı için Tasarımı ve Analizi","authors":"Gökhan Algaç, Erkan Bahçe","doi":"10.55117/bufbd.1136960","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1136960","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, özgün olarak solidworks programında tasarlanan bir jet motor şaftının farklı eğim açılarındaki türbin kanatçığı ile Anyss programında yapısal analizi yapılmıştır. Öncelikle şaft ana gövdesinin tasarımı yapılmış ardından 1., 2. ve 3. şaft türbin kanatçığı için sırasıyla 9.31, 7.73 ve 6.65 derecelik eğim açıları verilerek 3 farklı şaft oluşturulmuştur. Malzeme olarak Ti-6AI-6V-2Sn alaşımı kullanılmıştır. Şaftlara sırasıyla 3 farklı ağ yapısı verilerek, analizler için çevre sıcaklığı 22 derece ayarlanmıştır. Statik analizde x yönünden 3 şafta da 5000 N’ luk kuvvet uygulanmıştır. Frekans analizinde ise 51.039, 51.423 ve 51.695 hz için test yapılmıştır. Statik sonuçlar incelendiğinde 1. şaftın daha fazla deforme olduğu ve ağırlıklı olarak türbin kanatçığında bulunduğu görülmektedir. Titreşim analizi sonucunda ise uygulanan hz değeri ve deformasyonların birbirine yakın ve orantılı olduğu, türbin kanatçıklarının eğim açılarının deformasyonları ve hasar bölgelerini etkilediği görülmektedir.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114641122","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, (E)-4-okso-4-(4-sulfamoyilanilino)büt-2-enoik asitin (1) Fe(II) (2) {[Fe(1)2]}, Co(II) (3) {[Co(1)2].3H2O}, Ni(II) (4) {[Ni(1)2].3H2O}, Cu(II) (5) {[Cu(1)2]} ve Zn(II) (6) {[Zn(1)2].3H2O} kompleksleri sentezlenmiş ve yapıları AAS, IR, UV-vis, manyetik moment ve molar iletkenlik ölçümleri ile önerilmiştir. Ayrıca, 1-6 bileşiklerinin Bacillus subtilis, Listeria monocytogenes (ATCC 7644), Enterococcus faecalis (ATCC 29212), Staphylococcus aureus (NRRL-B 767) (Gram pozitif), Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853) ve Escherichia coli (ATCC 25922) (Gram negatif) bakterilerine ve Candida Albicans (ATCC 14053) mayasına karşı antimikrobiyal aktiviteleri mikrodilüsyon metodu kullanılarak test edilmiştir. Antifungal aktivite sonuçları kontrol bileşiği Flukonazol ile karşılaştırılırken, antibakteriyel sonuçlar ise Levofloksasin, Sefepim ve Vankomisin ile karşılaştırılmıştır. Aktivite çalışmaları sonucunda yeni sentezlenen bileşiklerin bakteri ve mayalara karşı antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğu gözlenmiştir. Bileşiklerin aktivite sonuçlarında en iyi aktiviteyi B. subtilis bakterisinde 1-6, E. faecalis bakterisinde 2-6, S. aureus bakterisinde 1-6, E. coli bakterisinde 4 ve 5, L. monocytogens bakterisinde 1, 3, 5 ve 6, P. aeruginoa bakterisinde 1, 3 ve 5 ve C. albicans mayasında 2-4 gözlenmiştir.
{"title":"Synthesis, Characterization and Investigation of Antimicrobial Activities of Metal Complexes of (E)-4-oxo-4-(3-sulfamoylphenyl)amino)but-2-enoic Acid","authors":"H. İlkimen, C. Yeni̇kaya, Aysel Gülbandilar","doi":"10.55117/bufbd.1137044","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1137044","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, (E)-4-okso-4-(4-sulfamoyilanilino)büt-2-enoik asitin (1) Fe(II) (2) {[Fe(1)2]}, Co(II) (3) {[Co(1)2].3H2O}, Ni(II) (4) {[Ni(1)2].3H2O}, Cu(II) (5) {[Cu(1)2]} ve Zn(II) (6) {[Zn(1)2].3H2O} kompleksleri sentezlenmiş ve yapıları AAS, IR, UV-vis, manyetik moment ve molar iletkenlik ölçümleri ile önerilmiştir. Ayrıca, 1-6 bileşiklerinin Bacillus subtilis, Listeria monocytogenes (ATCC 7644), Enterococcus faecalis (ATCC 29212), Staphylococcus aureus (NRRL-B 767) (Gram pozitif), Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853) ve Escherichia coli (ATCC 25922) (Gram negatif) bakterilerine ve Candida Albicans (ATCC 14053) mayasına karşı antimikrobiyal aktiviteleri mikrodilüsyon metodu kullanılarak test edilmiştir. Antifungal aktivite sonuçları kontrol bileşiği Flukonazol ile karşılaştırılırken, antibakteriyel sonuçlar ise Levofloksasin, Sefepim ve Vankomisin ile karşılaştırılmıştır. Aktivite çalışmaları sonucunda yeni sentezlenen bileşiklerin bakteri ve mayalara karşı antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğu gözlenmiştir. Bileşiklerin aktivite sonuçlarında en iyi aktiviteyi B. subtilis bakterisinde 1-6, E. faecalis bakterisinde 2-6, S. aureus bakterisinde 1-6, E. coli bakterisinde 4 ve 5, L. monocytogens bakterisinde 1, 3, 5 ve 6, P. aeruginoa bakterisinde 1, 3 ve 5 ve C. albicans mayasında 2-4 gözlenmiştir.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"51 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127798923","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde, otomotiv sektöründe rekabetin artması araç satış karını düşürmektedir. Ancak trafikte artan araç sayısı, satış sonrası hizmet gelirinin büyümesine ve kar oranının artmasına neden olmaktadır. Tüketicilerin markayı satın alma kararında, satış sonrası hizmetlerin önemli bir etken olduğu da belirlenmiştir. Başlıca bu nedenlerle, otomotiv sektöründe satış sonrasının ticari önemi artmıştır. Otomobil kullanıcılarının markaya bağlılıklarında satış sonrası hizmetlerin etkileri, birçok yazılı kaynakta incelenmiştir. Bir servisin yatırım planı hazırlanırken markaya ait araç parkı, kapasite, personel sayısı ve hizmet alan planlaması gibi başlıklar, servisin kar ve verimliliğinde önceliklidir. Günümüzde birçok firma, servise günlük araç giriş sayısını belli aralıklarda gruplayarak servisteki personel ve alan dağılımı ortalama değerlerini tahmini belirlemekte ve yatırım planlamasını yapmaktadır. Bu çalışmanın amacı ise, servisin kapasite gereksinimi, asgari personel sayısı ve temel hizmet alan ihtiyacının ilk belirlemesini analitik bir hesaplama modeliyle yapmaktır. Microsoft office excel programı yardımıyla da bir yazılım hazırlanmıştır. Servis kapasitesini planlama, çıktıların değerlendirilmesi ve karşılaştırılmasında, karar verme aşamasında yazılım kolaylık sağlamaktadır. Çalışmada, araç giriş sayısına ve üretkenliğe bağlı olarak gerekli personel sayısı hesaplanmakta, atölyelere ve ofislere dağılımı yapılmaktadır. İş alan gereksinimleri de adet olarak belirlenip daha sonra metrekare olarak hesaplanmaktadır. Atölye iş alanları, diğer gerekli kapalı ve açık temel hizmet iş alanları dağılımı sayısal verilmektedir. Ayrıca hesaplama modeline örnek olarak, 2018 yılında İzmir Bölgesinde hizmet vermeye başlayan günlük 52 adet araç giriş kapasiteli bir Citroen servisi yatırım planlaması sunulmuştur. Servisin dönemsel faaliyet raporlarındaki reel verilerden hedeflere ulaşıldığı ve iş akışında aksama olmadığı belirlenmiştir. Analitik hesaplamalar, farklı markalara ait servislerde işletmenin fiziksel yapısı, finansal işleyişi, alan kullanımı, personel çalışma performanslarından ve akademik kaynaklardan elde edilen bulguların yıllar içinde optimize edilmesine dayanmaktadır. Mevcut servislerin iyileştirme sürecinde ve girişimcilerin servis kurma taleplerine, ilk ihtiyaçların belirlenmesinde bir öngörü kazandırarak sektöre katkı sağlayacaktır. Bu çalışma, bilimsel literatürde kısıtlı kaynakların olduğu bir alana hitap etmektedir. Süreç içinde farklı yönlerden genişletilebilir.
如今,汽车行业的竞争日益激烈,降低了汽车销售利润。然而,汽车保有量的增加导致了售后服务收入的增长和利润率的提高。研究还发现,售后服务是消费者决定购买品牌的一个重要因素。主要由于这些原因,售后服务在汽车行业的商业重要性日益增加。许多书面资料都分析了售后服务对汽车用户品牌忠诚度的影响。在制定服务中心的投资计划时,车辆停放、容量、人员数量和服务区域规划等问题都会优先考虑服务中心的利润和效率。目前,许多公司会按一定的时间间隔对每天进入服务中心的车辆数量进行分组,并对服务中心的人员和区域分布的平均值进行估算,从而制定投资计划。本研究的目的是通过分析计算模型,初步确定服务中心的容量需求、最低人员数量和基本服务面积需求。在 Microsoft Office excel 程序的帮助下,编制了一个软件。该软件为规划服务能力、评估和比较产出以及决策提供了便利。在研究中,根据车辆进入的数量和生产率,计算出所需的人员数量,并将其分配到车间和办公室。工作区的需求也以人数确定,然后以平方米计算。车间工作区、其他所需室内和室外基本服务工作区的分布以数字形式给出。此外,作为计算模型的一个示例,还介绍了 2018 年开始在伊兹密尔地区提供服务的雪铁龙服务的投资规划,该服务的日进入能力为 52 辆车。根据该服务定期活动报告中的真实数据确定,目标已经实现,工作流程没有中断。分析计算基于多年来从不同品牌服务的物理结构、财务运作、空间利用、员工工作表现和学术来源中获得的优化结果。这项研究将为该行业做出贡献,为现有服务的改进过程提供前瞻性,并确定企业家要求建立服务的初步需求。本研究涉及的领域在科学文献中资源有限。在这一过程中,它可以向不同的方向扩展。
{"title":"An Evaluation of Capacity, Personnel and Service Area Planning of Automobile Service Depending on Vehicle Number","authors":"Billur Kaner","doi":"10.55117/bufbd.1271173","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1271173","url":null,"abstract":"Günümüzde, otomotiv sektöründe rekabetin artması araç satış karını düşürmektedir. Ancak trafikte artan araç sayısı, satış sonrası hizmet gelirinin büyümesine ve kar oranının artmasına neden olmaktadır. Tüketicilerin markayı satın alma kararında, satış sonrası hizmetlerin önemli bir etken olduğu da belirlenmiştir. Başlıca bu nedenlerle, otomotiv sektöründe satış sonrasının ticari önemi artmıştır. Otomobil kullanıcılarının markaya bağlılıklarında satış sonrası hizmetlerin etkileri, birçok yazılı kaynakta incelenmiştir. \u0000Bir servisin yatırım planı hazırlanırken markaya ait araç parkı, kapasite, personel sayısı ve hizmet alan planlaması gibi başlıklar, servisin kar ve verimliliğinde önceliklidir. Günümüzde birçok firma, servise günlük araç giriş sayısını belli aralıklarda gruplayarak servisteki personel ve alan dağılımı ortalama değerlerini tahmini belirlemekte ve yatırım planlamasını yapmaktadır. Bu çalışmanın amacı ise, servisin kapasite gereksinimi, asgari personel sayısı ve temel hizmet alan ihtiyacının ilk belirlemesini analitik bir hesaplama modeliyle yapmaktır. Microsoft office excel programı yardımıyla da bir yazılım hazırlanmıştır. Servis kapasitesini planlama, çıktıların değerlendirilmesi ve karşılaştırılmasında, karar verme aşamasında yazılım kolaylık sağlamaktadır. \u0000Çalışmada, araç giriş sayısına ve üretkenliğe bağlı olarak gerekli personel sayısı hesaplanmakta, atölyelere ve ofislere dağılımı yapılmaktadır. İş alan gereksinimleri de adet olarak belirlenip daha sonra metrekare olarak hesaplanmaktadır. Atölye iş alanları, diğer gerekli kapalı ve açık temel hizmet iş alanları dağılımı sayısal verilmektedir. Ayrıca hesaplama modeline örnek olarak, 2018 yılında İzmir Bölgesinde hizmet vermeye başlayan günlük 52 adet araç giriş kapasiteli bir Citroen servisi yatırım planlaması sunulmuştur. Servisin dönemsel faaliyet raporlarındaki reel verilerden hedeflere ulaşıldığı ve iş akışında aksama olmadığı belirlenmiştir. \u0000Analitik hesaplamalar, farklı markalara ait servislerde işletmenin fiziksel yapısı, finansal işleyişi, alan kullanımı, personel çalışma performanslarından ve akademik kaynaklardan elde edilen bulguların yıllar içinde optimize edilmesine dayanmaktadır. Mevcut servislerin iyileştirme sürecinde ve girişimcilerin servis kurma taleplerine, ilk ihtiyaçların belirlenmesinde bir öngörü kazandırarak sektöre katkı sağlayacaktır. Bu çalışma, bilimsel literatürde kısıtlı kaynakların olduğu bir alana hitap etmektedir. Süreç içinde farklı yönlerden genişletilebilir.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129965983","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde şirketlerin dijital dönüşüm kapsamında yaptığı çalışmalar özellikle pandemi sonrası tüketiciden gelen talebin artmasıyla giderek hız kazanmıştır. Bu bağlamda, E-Ticaret alanında web site ve mobil uygulamalarda müşteriye en uygun ürün önerilerinin sunulması, müşteri ihtiyaçlarının karşılanması ve şirketlerin satış hedeflerinin gerçekleştirilmesi için ürün öneri sistemlerine ihtiyaç duyulmuştur. Bu alanda yapılan çalışmalar, ürün tipi ve çeşitliliği değişkenlik gösterdiği için çoğu zaman mantıksız ve yanlış ürün önerilerinin tüketicilere sunulmasına yol açtığı, farklı sitelerin ürün önerileri incelendiğinde açıkça görülmüştür. Bu çalışmada, şirketin ürün ve veri yapısına göre en uygun şekilde veri manipülasyonun gerçekleştirilmesi, özelleştirilmiş fonksiyonların yazılması, Metin Benzerliği ve Tekil Değer Ayrışımı algoritmasına dahil olarak en uygun tamamlayıcı ürünlerin gösterilmesi sağlanmıştır. En uygun algoritmanın geliştirilerek yazılımı tamamlanmıştır. Elde edilen ürün önerileri web sitesi ve mobil uygulamada canlıya alınmıştır. Sonuçları Google Analytics üzerinden ve Python kodlarıyla ayrı ayrı gözlemlenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda geliştirilen ürün öneri sisteminin mevcut sisteme kıyasla set halinde satılan ürünlerde %7,62, tekli olarak satılan ürünlerde ise %11,2 oranında daha iyi performans gösterdiği gözlemlenmiştir. Ayrıca ilgili alanın web site ve mobil uygulamada görüntülenme sayısı %7,17, tıklanma sayısı %28,93 artış göstermiştir. Ürün önerilerinin mevcut duruma kıyasla daha mantıklı ve tamamlayıcı olarak daha ilişkili ürün önerileri sunduğu tespit edilmiştir ve ilgili alanlar farklı zamanlarda incelenerek gözlemlenmiştir.
{"title":"Bir Perakende Firmasında Metin Benzerliği ve Tekil Değer Ayrışımı Algoritması Tabanlı Ürün Öneri Sisteminin Oluşturulması","authors":"Alper Ki̇raz, Bilal Erdemi̇r","doi":"10.55117/bufbd.1119062","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1119062","url":null,"abstract":"Günümüzde şirketlerin dijital dönüşüm kapsamında yaptığı çalışmalar özellikle pandemi sonrası tüketiciden gelen talebin artmasıyla giderek hız kazanmıştır. Bu bağlamda, E-Ticaret alanında web site ve mobil uygulamalarda müşteriye en uygun ürün önerilerinin sunulması, müşteri ihtiyaçlarının karşılanması ve şirketlerin satış hedeflerinin gerçekleştirilmesi için ürün öneri sistemlerine ihtiyaç duyulmuştur. \u0000 \u0000Bu alanda yapılan çalışmalar, ürün tipi ve çeşitliliği değişkenlik gösterdiği için çoğu zaman mantıksız ve yanlış ürün önerilerinin tüketicilere sunulmasına yol açtığı, farklı sitelerin ürün önerileri incelendiğinde açıkça görülmüştür. Bu çalışmada, şirketin ürün ve veri yapısına göre en uygun şekilde veri manipülasyonun gerçekleştirilmesi, özelleştirilmiş fonksiyonların yazılması, Metin Benzerliği ve Tekil Değer Ayrışımı algoritmasına dahil olarak en uygun tamamlayıcı ürünlerin gösterilmesi sağlanmıştır. En uygun algoritmanın geliştirilerek yazılımı tamamlanmıştır. Elde edilen ürün önerileri web sitesi ve mobil uygulamada canlıya alınmıştır. Sonuçları Google Analytics üzerinden ve Python kodlarıyla ayrı ayrı gözlemlenmiştir. \u0000 \u0000Yapılan çalışma sonucunda geliştirilen ürün öneri sisteminin mevcut sisteme kıyasla set halinde satılan ürünlerde %7,62, tekli olarak satılan ürünlerde ise %11,2 oranında daha iyi performans gösterdiği gözlemlenmiştir. Ayrıca ilgili alanın web site ve mobil uygulamada görüntülenme sayısı %7,17, tıklanma sayısı %28,93 artış göstermiştir. Ürün önerilerinin mevcut duruma kıyasla daha mantıklı ve tamamlayıcı olarak daha ilişkili ürün önerileri sunduğu tespit edilmiştir ve ilgili alanlar farklı zamanlarda incelenerek gözlemlenmiştir.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"128 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125630878","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The role of Citrus aurantium fruit peel extract solution in the existing research is to investigate the effect as corrosion inhibitor on mild steel in the atmospheric environment with its eco-friendly and green effect. It was studied the inhibitor effect of Citrus aurantium utilizing linear polarization (LPR), potentiodynamic polarization, and electrochemical impedance spectroscopy (EIS) methods. The working electrodes were immersed in HCl solutions containing various concentrations of Citrus aurantium fruit peels extract in order to equilibrate the metal-solution interface for one hour before each measurement. The bitter orange fruit peels extract indicated a potent inhibitor influence as a consequence of one hour electrochemical tests, and with the raise of extract concentrations of Citrus aurantium fruit peels, the protection influence of mild steel electrodes in HCl solutions also enhanced. Finally, the surface morphologies of the working electrodes in aggressive HCl solutions without and with bitter orange fruit peels extract after one-hour immersion were analysed by an optical microscopy, it was concluded that the mild steel surface in the Citrus aurantium fruit peels extract solution had a flawless surface compared to the blank one. Experimental data and surface morphology results are highly consistent with each other.
{"title":"The Consistent Effect of Citrus aurantium Fruit Peels Extract as New Type Green Inhibitor on Mild Steel Corrosion in HCl Solution","authors":"D. Özkır","doi":"10.55117/bufbd.1117000","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1117000","url":null,"abstract":"The role of Citrus aurantium fruit peel extract solution in the existing research is to investigate the effect as corrosion inhibitor on mild steel in the atmospheric environment with its eco-friendly and green effect. It was studied the inhibitor effect of Citrus aurantium utilizing linear polarization (LPR), potentiodynamic polarization, and electrochemical impedance spectroscopy (EIS) methods. The working electrodes were immersed in HCl solutions containing various concentrations of Citrus aurantium fruit peels extract in order to equilibrate the metal-solution interface for one hour before each measurement. The bitter orange fruit peels extract indicated a potent inhibitor influence as a consequence of one hour electrochemical tests, and with the raise of extract concentrations of Citrus aurantium fruit peels, the protection influence of mild steel electrodes in HCl solutions also enhanced. Finally, the surface morphologies of the working electrodes in aggressive HCl solutions without and with bitter orange fruit peels extract after one-hour immersion were analysed by an optical microscopy, it was concluded that the mild steel surface in the Citrus aurantium fruit peels extract solution had a flawless surface compared to the blank one. Experimental data and surface morphology results are highly consistent with each other.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"40 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124937429","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Safer Çokatar, Muhammet Tarık Yildirim, Hüseyin Hakkı Bulduk, Oğuz Güner, Ersin Toptaş
Gelişen teknoloji ile birlikte parçaların yapısal analizleri bilgisayar ortamında simülasyon ile yapılabilmektedir. Bir parçanın veya sistemin testlerinin gerçek ortamda yapılmasının maliyetinden kaçınmak istenildiği için gelişmiş olan bu ortamlar günümüzde daha da kullanışlı hale gelmiştir. Yapay zeka sistemlerinin kullanımının artması ile birlikte bu simülasyon ortamlarında yapılabileceklerin sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Bilindiği üzere robot kolun tasarım sürecinde dayanıklılık önemli bir faktördür fakat daha fazla dayanıklılık istemek gelenekçi tasarım yaklaşımında fazladan ağırlıklara sebebiyet verebilmektedir. Gelenekçi tasarım yerine yenilikçi tasarımın kullanılması ile birlikte ağırlığın azaltılıp dayanıklılığın sabit tutulması mümkün olmaktadır. Bu çalışmada Fusion360 kullanılarak, kablo ile sürülen bir robot kol ekleminin yapısal simülasyonları, yapay zekâ eklentileri kullanılarak yenilikçi tasarımı yapılacaktır. Yenilikçi tasarım ile geleneksel tasarım sonucu elde edilen parçaların maliyet, ağırlık ve güvenlik katsayısı bakımından karşılaştırılması yapılacaktır.
{"title":"Yenilikçi Tasarım Bakış Açısıyla İnsansı Robot Kol Parçası Tasarımı","authors":"Safer Çokatar, Muhammet Tarık Yildirim, Hüseyin Hakkı Bulduk, Oğuz Güner, Ersin Toptaş","doi":"10.55117/bufbd.1127822","DOIUrl":"https://doi.org/10.55117/bufbd.1127822","url":null,"abstract":"Gelişen teknoloji ile birlikte parçaların yapısal analizleri bilgisayar ortamında simülasyon ile yapılabilmektedir. Bir parçanın veya sistemin testlerinin gerçek ortamda yapılmasının maliyetinden kaçınmak istenildiği için gelişmiş olan bu ortamlar günümüzde daha da kullanışlı hale gelmiştir. Yapay zeka sistemlerinin kullanımının artması ile birlikte bu simülasyon ortamlarında yapılabileceklerin sayısı da gün geçtikçe artmaktadır. Bilindiği üzere robot kolun tasarım sürecinde dayanıklılık önemli bir faktördür fakat daha fazla dayanıklılık istemek gelenekçi tasarım yaklaşımında fazladan ağırlıklara sebebiyet verebilmektedir. Gelenekçi tasarım yerine yenilikçi tasarımın kullanılması ile birlikte ağırlığın azaltılıp dayanıklılığın sabit tutulması mümkün olmaktadır. Bu çalışmada Fusion360 kullanılarak, kablo ile sürülen bir robot kol ekleminin yapısal simülasyonları, yapay zekâ eklentileri kullanılarak yenilikçi tasarımı yapılacaktır. Yenilikçi tasarım ile geleneksel tasarım sonucu elde edilen parçaların maliyet, ağırlık ve güvenlik katsayısı bakımından karşılaştırılması yapılacaktır.","PeriodicalId":430699,"journal":{"name":"Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi","volume":"70 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114131724","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}