Pub Date : 2023-05-16DOI: 10.2339/politeknik.1246418
Zafer Öztürk, Alpaslan Demirci
Enerji talebi ve maliyetlerindeki artışlara ve çevresel kaygılara bağlı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına (RES) yönelim gün geçtikçe artmaktadır. Bu çalışmada, enerji maliyet ve teşviklerindeki değişimlerin hibrit güç sistemleri (HPS) üzerindeki teknik, ekonomik ve çevresel etkileri incelenmiştir. Optimizasyon sonuçları, şebeke enerji tarifeleri ve enerji satış kısıtlarına (GSC) bağlı olarak optimal HPS’lerin %75-200 penetrasyon (PR) arasında değiştiğini göstermiştir. Bu senaryolarda yenilenebilirlik oranı (RF) %80’lere kadar artarken, artan enerji (EE) %10’a kadar yükselmiştir. Diğer taraftan, tarife değişiklikleri ve şebeke kısıtları optimal senaryolardaki PR artışını kısıtlamıştır. Bu durum RF’i %26’ya kadar azaltarak temiz enerji kullanımını sınırlandırmıştır. Yük örtüşmezliği ve şebeke kısıtları nedeniyle %200 PR sonrasında RF’de çok az bir artış gerçekleşmiştir. Ayrıca teşviklerin kalkması, birim enerji (COE) ve şimdiki toplam net maliyetlerini (NPC) %96’ya kadar artırmıştır. Elde edilen sonuçlar şebeke güç kısıtları ve enerji tarifelerinin yenilenebilir enerji yatırımlarının ekonomik ve çevresel performansını doğrudan etkilediğini ve bu yatırımların hızını yavaşlatabileceğini göstermiştir. Dahası, sıfır karbon hedeflerine ulaşmak için kontrollü teşvik paketlerinin devam etmesi gerekliliği açıkça ortaya çıkmıştır.
{"title":"Optimization of Renewable Energy Hybrid Power Systems Under Different Penetration and Grid Tariffs","authors":"Zafer Öztürk, Alpaslan Demirci","doi":"10.2339/politeknik.1246418","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1246418","url":null,"abstract":"Enerji talebi ve maliyetlerindeki artışlara ve çevresel kaygılara bağlı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına (RES) yönelim gün geçtikçe artmaktadır. Bu çalışmada, enerji maliyet ve teşviklerindeki değişimlerin hibrit güç sistemleri (HPS) üzerindeki teknik, ekonomik ve çevresel etkileri incelenmiştir. Optimizasyon sonuçları, şebeke enerji tarifeleri ve enerji satış kısıtlarına (GSC) bağlı olarak optimal HPS’lerin %75-200 penetrasyon (PR) arasında değiştiğini göstermiştir. Bu senaryolarda yenilenebilirlik oranı (RF) %80’lere kadar artarken, artan enerji (EE) %10’a kadar yükselmiştir. Diğer taraftan, tarife değişiklikleri ve şebeke kısıtları optimal senaryolardaki PR artışını kısıtlamıştır. Bu durum RF’i %26’ya kadar azaltarak temiz enerji kullanımını sınırlandırmıştır. Yük örtüşmezliği ve şebeke kısıtları nedeniyle %200 PR sonrasında RF’de çok az bir artış gerçekleşmiştir. Ayrıca teşviklerin kalkması, birim enerji (COE) ve şimdiki toplam net maliyetlerini (NPC) %96’ya kadar artırmıştır. Elde edilen sonuçlar şebeke güç kısıtları ve enerji tarifelerinin yenilenebilir enerji yatırımlarının ekonomik ve çevresel performansını doğrudan etkilediğini ve bu yatırımların hızını yavaşlatabileceğini göstermiştir. Dahası, sıfır karbon hedeflerine ulaşmak için kontrollü teşvik paketlerinin devam etmesi gerekliliği açıkça ortaya çıkmıştır.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.6,"publicationDate":"2023-05-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"45238884","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-16DOI: 10.2339/politeknik.1202113
M. Günay, I. Korkut
Özellikle savunma sanayi ve arama kurtarma amaçlı tasarlanan dronlarda dezavantaj olarak öne çıkan durum; dronların küçük dar geçitlerden geçip iç ortam görüntülemesini yapamamasıdır. Bu durumda küçük bir geçitten geçirilerek yapılması istenen görüntüleme için ekiplerin farklı boyutlarda dronları yanlarında bulundurmaları ve uygulama alanına göre dron seçimi yapmaları gerekecektir. Bu çalışma ile küçük dar geçitlerden geçebilecek, ortam durumuna göre ve hava şartlarına göre geometrisini küçültüp büyütebilecek dört rotorlu, dik kalkış ve iniş yapabilen bir drona, yeni bir kol tasarımı yaparak, sahadaki bazı dezavantajları ortadan kaldırmak amaçlanmaktadır. Gövdeye eklenen kollar uçuş esnasında dairesel hareket yaparak şekil değiştirme işlevini gerçekleştirecektir. Tasarımda oluşacak teknik çelişkiler için TRIZ kullanılmıştır. Çelişkiler Matrisindeki sonuçlara göre gövde ve kol tasarımında iyileştirmeler yapılarak, gövde şekil değiştirebilir hale getirilmiştir. Gövdenin şekil değiştirme kabiliyeti ile akademik çalışmalarda hangi geometrinin hava şartlarına daha iyi sonuç verdiği ve tek dron ile birçok farklı gövde şeklinin dinamik analizlerinin kısa sürede yapılmasına imkân sağlayacağı öngörülmektedir.
特别是,国防工业和设计用于救援的无人机是为了在设计上取得进步;无人机无法通过狭窄的通道查看内部环境。Bu durumda küçük bir geçitten geçirilerek yapılmasıistenen görüntüleme için ekiplerin farklıboyutlada dronlarıyanlarında bulundurmalarıve维吾尔族人alanına göre dron seçimi yapmalarıgerekecektir。在这项研究中,根据环境和天气条件,可以跨越狭窄的阈值,通过设计一个新的手臂来减少四个轮子的几何形状,这是一种可以升降的无人机,以消除现场的一些设计。连接在甲板上的臂将通过在飞行过程中移动电路来进行建模操作。TRIZ用于在我的设计中出现的技术差异。工业革命的结果是,森林和手臂的设计被改造成了结构和洞穴。在学术工作中,预测了改变骨骼形状的能力,哪些几何形状改善了天气条件,并且可以很快对单个无人机的形状进行动态分析。
{"title":"Developing Systematic Innovation in Moving Arm Design for Drone","authors":"M. Günay, I. Korkut","doi":"10.2339/politeknik.1202113","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1202113","url":null,"abstract":"Özellikle savunma sanayi ve arama kurtarma amaçlı tasarlanan dronlarda dezavantaj olarak öne çıkan durum; dronların küçük dar geçitlerden geçip iç ortam görüntülemesini yapamamasıdır. Bu durumda küçük bir geçitten geçirilerek yapılması istenen görüntüleme için ekiplerin farklı boyutlarda dronları yanlarında bulundurmaları ve uygulama alanına göre dron seçimi yapmaları gerekecektir. Bu çalışma ile küçük dar geçitlerden geçebilecek, ortam durumuna göre ve hava şartlarına göre geometrisini küçültüp büyütebilecek dört rotorlu, dik kalkış ve iniş yapabilen bir drona, yeni bir kol tasarımı yaparak, sahadaki bazı dezavantajları ortadan kaldırmak amaçlanmaktadır. Gövdeye eklenen kollar uçuş esnasında dairesel hareket yaparak şekil değiştirme işlevini gerçekleştirecektir. Tasarımda oluşacak teknik çelişkiler için TRIZ kullanılmıştır. Çelişkiler Matrisindeki sonuçlara göre gövde ve kol tasarımında iyileştirmeler yapılarak, gövde şekil değiştirebilir hale getirilmiştir. Gövdenin şekil değiştirme kabiliyeti ile akademik çalışmalarda hangi geometrinin hava şartlarına daha iyi sonuç verdiği ve tek dron ile birçok farklı gövde şeklinin dinamik analizlerinin kısa sürede yapılmasına imkân sağlayacağı öngörülmektedir.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.6,"publicationDate":"2023-05-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48316805","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-14DOI: 10.2339/politeknik.1252417
Mustafa ÖZER, Burak ÇELEBİ
Bu çalışmada, yapımı tamamlanmış ve hizmete açılmış bir karayolu güzergâhında bulunan geogridle güçlendirilmiş istinat duvarlarına ait tasarım parametreleri kullanılarak dolgu malzemesi için tahmine dayalı olarak seçilen içsel sürtünme açısı ve birim hacim ağırlık gibi parametrelerin geogridin kopmaya ve sıyrılmaya karşı güvenlik katsayıları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, içsel sürtünme açısı arttığında kopmaya ve sıyrılmaya karşı güvenlik katsayılarında artış meydana geldiği ve sıyrılmaya karşı güvenlik katsayılarının kopmaya karşı güvenlik katsayılarından daha yüksek çıktığı görülmüştür. Bu bakımdan tasarım hesaplarında, kopmaya karşı güvenlik katsayısının daha kritik olduğu ve tasarımı kontrol eden asıl faktörün kopmaya karşı güvenlik katsayısı olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, sıyrılmaya karşı güvenlik katsayısının kopmaya karşı güvenlik katsayısına kıyasla içsel sürtünme açısının değişimlerinden daha fazla etkilendiği görülmüştür. Örneğin, içsel sürtünme açısında %15’lik bir artış, kopmaya karşı güvenlik katsayısında yaklaşık %30 oranında bir artışa neden olurken, sıyrılmaya karşı güvenlik katsayısında, z = 1,2 m’de yaklaşık %310, z =10 m’de ise yaklaşık %60’lık bir artışa neden olmuştur. Dolgu malzemesinin birim hacim ağırlığındaki değişimlerin kopmaya ve sıyrılmaya karşı güvenlik katsayıları üzerindeki etkisinin yüksek olmadığı (sırasıyla yaklaşık %10 ve %3) görülmüştür. Kendi aralarında kıyaslandığında, dolgu malzemesinin birim hacim ağırlığındaki değişimlerin, kopmaya karşı güvenlik katsayısı üzerindeki etkisinin sıyrılmaya karşı güvenlik katsayısı üzerindeki etkisinden daha yüksek olduğu görülmüştür.
{"title":"Investigation of the Effects of Engineering Properties of the Backfill Material Used in the Construction of Geogrid-Reinforced Retaining Wall on Factors of Safety on a Case Study","authors":"Mustafa ÖZER, Burak ÇELEBİ","doi":"10.2339/politeknik.1252417","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1252417","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, yapımı tamamlanmış ve hizmete açılmış bir karayolu güzergâhında bulunan geogridle güçlendirilmiş istinat duvarlarına ait tasarım parametreleri kullanılarak dolgu malzemesi için tahmine dayalı olarak seçilen içsel sürtünme açısı ve birim hacim ağırlık gibi parametrelerin geogridin kopmaya ve sıyrılmaya karşı güvenlik katsayıları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, içsel sürtünme açısı arttığında kopmaya ve sıyrılmaya karşı güvenlik katsayılarında artış meydana geldiği ve sıyrılmaya karşı güvenlik katsayılarının kopmaya karşı güvenlik katsayılarından daha yüksek çıktığı görülmüştür. Bu bakımdan tasarım hesaplarında, kopmaya karşı güvenlik katsayısının daha kritik olduğu ve tasarımı kontrol eden asıl faktörün kopmaya karşı güvenlik katsayısı olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, sıyrılmaya karşı güvenlik katsayısının kopmaya karşı güvenlik katsayısına kıyasla içsel sürtünme açısının değişimlerinden daha fazla etkilendiği görülmüştür. Örneğin, içsel sürtünme açısında %15’lik bir artış, kopmaya karşı güvenlik katsayısında yaklaşık %30 oranında bir artışa neden olurken, sıyrılmaya karşı güvenlik katsayısında, z = 1,2 m’de yaklaşık %310, z =10 m’de ise yaklaşık %60’lık bir artışa neden olmuştur. Dolgu malzemesinin birim hacim ağırlığındaki değişimlerin kopmaya ve sıyrılmaya karşı güvenlik katsayıları üzerindeki etkisinin yüksek olmadığı (sırasıyla yaklaşık %10 ve %3) görülmüştür. Kendi aralarında kıyaslandığında, dolgu malzemesinin birim hacim ağırlığındaki değişimlerin, kopmaya karşı güvenlik katsayısı üzerindeki etkisinin sıyrılmaya karşı güvenlik katsayısı üzerindeki etkisinden daha yüksek olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":"79 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135189667","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-12DOI: 10.2339/politeknik.1247786
Remzi Yildirim, Abdurrahman Hazer
In this study, a theoretical systematic approach is introduced as a solution of the bandwidth problem of multi-tone network systems. This systematic approach proposes the use of unused harmonic components of non-linear harmonic distortion produced by the semiconductor laser diode, which is used as a source in the infrastructure of the fiber optic communication system. In order to separate these unused harmonic distortion frequency components from the others, it is possible to add a protocol to each harmonic distortion difference frequency signal, or by intermodulation distortion (IMD) phase modulation, or to use both protocol and IMD phase modulation together. Thus, all harmonic distortion frequency components can be separated theoretically. Thus, it is recommended to use IMD difference frequency components in multi-tone-input subcarrier fiber optic or similar communication systems in the same transmission medium. We think that if this technique is used, it will make a great contribution to increasing the bandwidth of fiber optic communication and network systems.
{"title":"Fiber-Optik Haberleşme Sistemlerinin Bant Genişliğinin Artırılması için Yeni Bir Yaklaşım","authors":"Remzi Yildirim, Abdurrahman Hazer","doi":"10.2339/politeknik.1247786","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1247786","url":null,"abstract":"In this study, a theoretical systematic approach is introduced as a solution of the bandwidth problem of multi-tone network systems. This systematic approach proposes the use of unused harmonic components of non-linear harmonic distortion produced by the semiconductor laser diode, which is used as a source in the infrastructure of the fiber optic communication system. In order to separate these unused harmonic distortion frequency components from the others, it is possible to add a protocol to each harmonic distortion difference frequency signal, or by intermodulation distortion (IMD) phase modulation, or to use both protocol and IMD phase modulation together. Thus, all harmonic distortion frequency components can be separated theoretically. Thus, it is recommended to use IMD difference frequency components in multi-tone-input subcarrier fiber optic or similar communication systems in the same transmission medium. We think that if this technique is used, it will make a great contribution to increasing the bandwidth of fiber optic communication and network systems.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.6,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"42530759","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-12DOI: 10.2339/politeknik.1206090
F. Battal
Ara-harmonikler, güç sistemlerinde doğrusal olmayan yüklerden, asenkron anahtarlamanın yapıldığı anahtarlamalı sürücülerden veya geçici durumda çalışan yüklerdeki hızlı akım değişikliklerinden kaynaklanmaktadır. Böyle çalışma koşulları altındaki transformatör nüvelerinde doymanın meydana gelmesi ve aşırı ısınma gibi problemlerin yanında titreşim seviyelerinin anormal seviyelerde artması gibi mekanik problemler de ortaya çıkmaktadır. Buna karşılık, ara-harmoniklerin yol açtığı titreşimlerdeki anormal artışın incelendiği çalışma sınırlı sayıdadır. Ara-harmoniklerin transformatör nüvesinin titreşimi üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla bu çalışmada bir-fazlı 10 kVA anma gücündeki bir yalıtım transformatörünün nüvesindeki titreşim yer değiştirmesi değerleri çeşitli ara-harmonik frekanslarına sahip uyarımlar altında incelenmiş ve sonuçları karşılaştırılmıştır. Yapılan benzetim çalışmalarında, ara-harmonik frekansına bağlı olarak titreşim harmonik spektrumunda yan-bantlar şeklinde veya çift katları olacak şekilde bileşenler oluştuğu ancak bazı ara-harmonik frekanslarında ise kesirli frekanslarda bileşenlerin ortaya çıkmasına yol açtığı sonucu elde edilmiştir.
{"title":"The Effect of Interharmonics on Transformer Core Vibration in Isolation Transformers","authors":"F. Battal","doi":"10.2339/politeknik.1206090","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1206090","url":null,"abstract":"Ara-harmonikler, güç sistemlerinde doğrusal olmayan yüklerden, asenkron anahtarlamanın yapıldığı anahtarlamalı sürücülerden veya geçici durumda çalışan yüklerdeki hızlı akım değişikliklerinden kaynaklanmaktadır. Böyle çalışma koşulları altındaki transformatör nüvelerinde doymanın meydana gelmesi ve aşırı ısınma gibi problemlerin yanında titreşim seviyelerinin anormal seviyelerde artması gibi mekanik problemler de ortaya çıkmaktadır. Buna karşılık, ara-harmoniklerin yol açtığı titreşimlerdeki anormal artışın incelendiği çalışma sınırlı sayıdadır. Ara-harmoniklerin transformatör nüvesinin titreşimi üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla bu çalışmada bir-fazlı 10 kVA anma gücündeki bir yalıtım transformatörünün nüvesindeki titreşim yer değiştirmesi değerleri çeşitli ara-harmonik frekanslarına sahip uyarımlar altında incelenmiş ve sonuçları karşılaştırılmıştır. Yapılan benzetim çalışmalarında, ara-harmonik frekansına bağlı olarak titreşim harmonik spektrumunda yan-bantlar şeklinde veya çift katları olacak şekilde bileşenler oluştuğu ancak bazı ara-harmonik frekanslarında ise kesirli frekanslarda bileşenlerin ortaya çıkmasına yol açtığı sonucu elde edilmiştir.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.6,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"45621310","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-12DOI: 10.2339/politeknik.1276728
Ali YILDIRIM, Abdullah CEYLAN
In this study, synthesis of CuS thin films on soda lime glass (SLG) substrates has been investigated. The synthesis method is based on high vacuum post-sulphidation of Cu thin films deposited by rf. magnetron sputtering. Sputtering conditions have been optimized so as to reduce grain size for better diffusion of S atoms through grain boundaries. XRD pattern of the precursor Cu sample revealed fcc structure with an average crystallite size of 24 nm. Best sulphidation was obtained at 175 oC for 60 min. The crystallite size of CuS calculated from the dominant peak of (110) planes was approximately 48 nm while average grain size observed via SEM was about 400 nm. Raman spectroscopy confirmed CuS structure by scattering peaks at around 467-472 cm-1. Elemental mapping unveiled homogenous distribution of Cu and S atoms over the surface. According to EDS data, at% compositions of Cu and S were 51.6% and 48.4%, respectively. Moreover, SIMS investigation has demonstrated uniformity of S atoms through the thickness of CuS thin film. Although XRD, Raman, and EDS analysis have resulted in predominant formation of CuS structure, existence of Cu2S phase with a strong luminescence peak located at 1.8 eV was determined by PL spectroscopy.
{"title":"Yüksek Vakumda Sülfürleme ile CuS İnce Filmlerin İki Aşamalı Sentezi","authors":"Ali YILDIRIM, Abdullah CEYLAN","doi":"10.2339/politeknik.1276728","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1276728","url":null,"abstract":"In this study, synthesis of CuS thin films on soda lime glass (SLG) substrates has been investigated. The synthesis method is based on high vacuum post-sulphidation of Cu thin films deposited by rf. magnetron sputtering. Sputtering conditions have been optimized so as to reduce grain size for better diffusion of S atoms through grain boundaries. XRD pattern of the precursor Cu sample revealed fcc structure with an average crystallite size of 24 nm. Best sulphidation was obtained at 175 oC for 60 min. The crystallite size of CuS calculated from the dominant peak of (110) planes was approximately 48 nm while average grain size observed via SEM was about 400 nm. Raman spectroscopy confirmed CuS structure by scattering peaks at around 467-472 cm-1. Elemental mapping unveiled homogenous distribution of Cu and S atoms over the surface. According to EDS data, at% compositions of Cu and S were 51.6% and 48.4%, respectively. Moreover, SIMS investigation has demonstrated uniformity of S atoms through the thickness of CuS thin film. Although XRD, Raman, and EDS analysis have resulted in predominant formation of CuS structure, existence of Cu2S phase with a strong luminescence peak located at 1.8 eV was determined by PL spectroscopy.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":"102 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135421512","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-12DOI: 10.2339/politeknik.1216163
Uğur Köroğlu, N. Sağlam, Uğur Tamer, Ramazan Akçan
Adli bilimlerde, laboratuvar ve olay yeri inceleme uygulamalarında, bulunan lekelerin analizleri büyük önem taşımaktadır. Suça ve olaya karışan değişkenlerin belirlenerek etkin bir soruşturma yürütülebilmesi için numunelerin hızlı, küçük miktarlarda ve hatta karışım halinde analiz edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle delil niteliğindeki materyallerin tahribatsız, hızlı ve uygun maliyetli tekniklerle analiz edilmesi büyük önem taşımaktadır. Spektroskopik yöntemler, son yıllarda ışık dedektörlerindeki önemli gelişmelerle birlikte önemli ölçüde ilerlemiş ve adli tıp prosedürleri arasında yerini almıştır. Bu çalışma, saf idrar lekelerini karışım durumunda saptamak için Raman ve Yüzey İyileştirilmiş Raman Spektroskopisi’ne (SERS) odaklanmıştır. İdrarın matriks bileşenlerinin neden olduğu floresans etkisini azaltmak için dilüsyon yapılmış ve dört farklı konsantrasyon için Raman analizleri yapılmıştır. Konsantrasyon azaldıkça gürültü oranının azaldığı ve piklerin daha belirgin hale geldiği gözlenmiştir. Saf idrar, seyreltilmiş idrar (1:2, 1:4 ve 1:8), elma suyu, karışım (elma suyu ve farklı konsantrasyonlarda idrar) ve altın nanoçubuk/gümüş nanopartikül katkılı karışımları içeren simüle edilmiş bir olay yeri, karmaşık bir suç mahallinden idrarın saptanabilirliğini kontrol etmek için yaratılmıştır. Raman spektrumundaki düşük tepe yoğunluğuna rağmen, idrarın varlığı tespit edilebilmiştir. Simüle edilen olay mahallinden elde edilen lekelerin SERS spektrumları önce altın nanoçubuklar ardından gümüş nanoparçacıklar ilave edilerek incelenmiştir. Güçlü plazmonik özellikleriyle bilinen gümüş nanoparçacıkların, altın nanoçubuklara kıyasla daha fazla sinyal zenginleştirmesi sağladığı bulunmuştur.
在法律科学、实验室和场景中,对发现的水平进行分析非常重要。为了识别犯罪和事件的变化,应该对样本进行快速、少量甚至混乱的分析,以便进行有效的调查。因此,用令人难以置信、快速和适当的成本效益技术分析证据材料是很重要的。近年来,随着光探测器的重要发展,光谱方法已经出现,并且在司法医疗程序之间发生。这项研究的重点是拉曼和表面改进拉曼光谱仪(SERS),以防止纯液位混合。氢基质组分已被稀释以减少荧光的影响,并对四种不同浓度进行了拉曼分析。随着浓度的降低,噪声率降低,像素变得更加清晰。Saf idrar,seyraltilmişidrar(1:2,1:4 ve 1:8 lmıştır。尽管拉曼光谱的密度很低,但可以检测到液体的可用性。在SERS光谱之前,通过在金纳米管之后添加银纳米颗粒来研究模拟场景中的阶梯。金纳米粒子被称为强大的细胞质特性,能够比金纳米粒子减弱更多的信号。
{"title":"Altın Nano Çubuklar ve Gümüş Nano Parçacıklar Kullanılarak Yüzey İyileştirilmiş Raman Spektroskopisi Yoluyla Saf ve Karışık İdrar Lekelerinin Tanımlanması","authors":"Uğur Köroğlu, N. Sağlam, Uğur Tamer, Ramazan Akçan","doi":"10.2339/politeknik.1216163","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1216163","url":null,"abstract":"Adli bilimlerde, laboratuvar ve olay yeri inceleme uygulamalarında, bulunan lekelerin analizleri büyük önem taşımaktadır. Suça ve olaya karışan değişkenlerin belirlenerek etkin bir soruşturma yürütülebilmesi için numunelerin hızlı, küçük miktarlarda ve hatta karışım halinde analiz edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle delil niteliğindeki materyallerin tahribatsız, hızlı ve uygun maliyetli tekniklerle analiz edilmesi büyük önem taşımaktadır. Spektroskopik yöntemler, son yıllarda ışık dedektörlerindeki önemli gelişmelerle birlikte önemli ölçüde ilerlemiş ve adli tıp prosedürleri arasında yerini almıştır. Bu çalışma, saf idrar lekelerini karışım durumunda saptamak için Raman ve Yüzey İyileştirilmiş Raman Spektroskopisi’ne (SERS) odaklanmıştır. İdrarın matriks bileşenlerinin neden olduğu floresans etkisini azaltmak için dilüsyon yapılmış ve dört farklı konsantrasyon için Raman analizleri yapılmıştır. Konsantrasyon azaldıkça gürültü oranının azaldığı ve piklerin daha belirgin hale geldiği gözlenmiştir. Saf idrar, seyreltilmiş idrar (1:2, 1:4 ve 1:8), elma suyu, karışım (elma suyu ve farklı konsantrasyonlarda idrar) ve altın nanoçubuk/gümüş nanopartikül katkılı karışımları içeren simüle edilmiş bir olay yeri, karmaşık bir suç mahallinden idrarın saptanabilirliğini kontrol etmek için yaratılmıştır. Raman spektrumundaki düşük tepe yoğunluğuna rağmen, idrarın varlığı tespit edilebilmiştir. Simüle edilen olay mahallinden elde edilen lekelerin SERS spektrumları önce altın nanoçubuklar ardından gümüş nanoparçacıklar ilave edilerek incelenmiştir. Güçlü plazmonik özellikleriyle bilinen gümüş nanoparçacıkların, altın nanoçubuklara kıyasla daha fazla sinyal zenginleştirmesi sağladığı bulunmuştur.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.6,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"43344896","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-12DOI: 10.2339/politeknik.1214999
Mehmet Özakinci, R. Ünal
In the industry, additively manufactured components are becoming more prevalent. Rather than the growth in production of ordinary non-structural components by additive manufacturing, Additive manufacturing's increased safety-critical component production drives this prevalence. Thus, additive manufacturing of the braking system part, a vital subsystem in almost all vehicles, will help spread this manufacturing method. This study investigated the delamination issue noticed during the selective laser melting manufacture of the service brake caliper from 316L stainless steel. All process parameters were kept constant to investigate only the scanning strategy effect on the mechanical properties and delamination. On the samples, density-porosity measurements, tensile and hardness tests, and macrostructure examinations using an optical microscope were conducted. As a consequence of the studies, the chessboard scanning strategy exhibited superior mechanical properties over the stripe scanning strategy. The Chessboard method gave better results by 6% for measuring yield stress and by 12% for measuring Brinell hardness. The delamination was not entirely eliminated by the chessboard scanning strategy; however, it was noticed to be reduced in comparison to the stripe scanning strategy. Possible causes of delamination are discussed with microhardness measurements and optical microscope examinations.
{"title":"The Effect of Scanning Strategy On Mechanical Properties and Delamination During Brake Caliper Manufacturing With Selective Laser Melting (SLM)","authors":"Mehmet Özakinci, R. Ünal","doi":"10.2339/politeknik.1214999","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1214999","url":null,"abstract":"In the industry, additively manufactured components are becoming more prevalent. Rather than the growth in production of ordinary non-structural components by additive manufacturing, Additive manufacturing's increased safety-critical component production drives this prevalence. Thus, additive manufacturing of the braking system part, a vital subsystem in almost all vehicles, will help spread this manufacturing method. This study investigated the delamination issue noticed during the selective laser melting manufacture of the service brake caliper from 316L stainless steel. All process parameters were kept constant to investigate only the scanning strategy effect on the mechanical properties and delamination. On the samples, density-porosity measurements, tensile and hardness tests, and macrostructure examinations using an optical microscope were conducted. As a consequence of the studies, the chessboard scanning strategy exhibited superior mechanical properties over the stripe scanning strategy. The Chessboard method gave better results by 6% for measuring yield stress and by 12% for measuring Brinell hardness. The delamination was not entirely eliminated by the chessboard scanning strategy; however, it was noticed to be reduced in comparison to the stripe scanning strategy. Possible causes of delamination are discussed with microhardness measurements and optical microscope examinations.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.6,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47786139","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-12DOI: 10.2339/politeknik.1238267
Mert Kara, Tamer Eren
Hayatın her anında gerçekleşebilecek doğal afetlerin, gerçekleşmesi sonucunda büyük can ve mal kayıpları yaşanabilmektedir. Afet bölgelerindeki afetzedelerin tahliyesinin ardından yetkililer tarafından bölgedeki etkilenenlerin maddi açıdan hasarlarının ve tahrip boyutunun belirlenmesi amacıyla bir hasar tespit çalışması yapılması gerekmektedir. Hasar tespitinde yüksek çözünürlüklü görüntü ve tüm afet bölgesini görüntüleme ihtiyacının doğması yüksek teknoloji ürünü drone seçimi problemini ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmada, hasar tespit çalışmalarında kullanılmak üzere yüksek çözünürlüğe sahip, uzun süre havada kalabilen, hafif, her kurum tarafından kullanılabilecek ve görüntü alma amacıyla üretilmiş, benzer özelliklere sahip beş drone arasından optimum seçimin yapılması hedeflenmiştir. Bu değerlendirme yapılırken kamera çözünürlüğü, kamera görüş açısı, video kare hızı, ağırlık, uçuş süresi, uçuş mesafesi ve birim fiyat olmak üzere yedi kriter belirlenmiştir. Problemin çözüm aşamasında Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemleri kullanılarak, Pisagor Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi (PBAHP) ile kriterlerin ağırlıklandırılması yapılmış, elde edilen kriter ağırlıkları Preference Ranking Organization Method for Enrichment Evaluation (PROMETHEE) ve The Technique for Order of Preference by Similarity to Ideal Solution (TOPSIS) yöntemlerinde kullanılarak, alternatifler değerlendirilmiştir. Çalışma, ÇKKV ile afet sonrası hasar tespiti ve görüntülenmesi için drone seçimine yönelik olarak yapılan ilk uygulama özelliğine sahiptir. Ayrıca çözüm yaklaşımı sunulan problem için PBAHP, TOPSIS ve PROMETHEE yöntemlerinin kullanılması, uygulanan metot açısından katkı sağlamaktadır.
生命的每一刻,自然灾害的发生都会造成巨大的生命财产损失。在疏散灾区的不良反应后,当局必须调查该地区的物质损失和确定的损失。在损伤表上,高分辨率图像的出现以及对整个受影响区域进行可视化的需要揭示了无人机选择高科技产品的问题。在这项研究中,在五架高分辨率、长期耐空气、重量轻、设计用于捕捉图像且性能相似的无人机之间进行了最佳选择。相机分辨率、相机视图、视频方块速度、重量、飞行时间、飞行距离和单位成本已在本次评估中指定。采用多种关键决策方法求解该问题,通过富集评价的偏好排序组织方法(PROMETHEE)和理想溶液相似性偏好排序技术(TOPSIS)对得到的标准权重进行评估。使用ÇKV有第一个通过无人机选择来损坏桌面并显示影响的应用程序功能。Ayrıcaçözüm yaklaşımısunulan问题için PBAHP,TOPSIS ve PROMETHEE yöntemlerinin kullanılması,维吾尔族metot açısından katkısağlamaktadır。
{"title":"Evaluation of Drones That Can Be Assigned in Damage Assessment Tasks by the Fuzzy Decision-Making Methods","authors":"Mert Kara, Tamer Eren","doi":"10.2339/politeknik.1238267","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1238267","url":null,"abstract":"Hayatın her anında gerçekleşebilecek doğal afetlerin, gerçekleşmesi sonucunda büyük can ve mal kayıpları yaşanabilmektedir. Afet bölgelerindeki afetzedelerin tahliyesinin ardından yetkililer tarafından bölgedeki etkilenenlerin maddi açıdan hasarlarının ve tahrip boyutunun belirlenmesi amacıyla bir hasar tespit çalışması yapılması gerekmektedir. Hasar tespitinde yüksek çözünürlüklü görüntü ve tüm afet bölgesini görüntüleme ihtiyacının doğması yüksek teknoloji ürünü drone seçimi problemini ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmada, hasar tespit çalışmalarında kullanılmak üzere yüksek çözünürlüğe sahip, uzun süre havada kalabilen, hafif, her kurum tarafından kullanılabilecek ve görüntü alma amacıyla üretilmiş, benzer özelliklere sahip beş drone arasından optimum seçimin yapılması hedeflenmiştir. Bu değerlendirme yapılırken kamera çözünürlüğü, kamera görüş açısı, video kare hızı, ağırlık, uçuş süresi, uçuş mesafesi ve birim fiyat olmak üzere yedi kriter belirlenmiştir. Problemin çözüm aşamasında Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemleri kullanılarak, Pisagor Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi (PBAHP) ile kriterlerin ağırlıklandırılması yapılmış, elde edilen kriter ağırlıkları Preference Ranking Organization Method for Enrichment Evaluation (PROMETHEE) ve The Technique for Order of Preference by Similarity to Ideal Solution (TOPSIS) yöntemlerinde kullanılarak, alternatifler değerlendirilmiştir. Çalışma, ÇKKV ile afet sonrası hasar tespiti ve görüntülenmesi için drone seçimine yönelik olarak yapılan ilk uygulama özelliğine sahiptir. Ayrıca çözüm yaklaşımı sunulan problem için PBAHP, TOPSIS ve PROMETHEE yöntemlerinin kullanılması, uygulanan metot açısından katkı sağlamaktadır.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.6,"publicationDate":"2023-05-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49401241","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-02DOI: 10.2339/politeknik.1241578
Özgür Turay Kaymakçi
Endüstri 4.0 ve dijitalleşmenin bir sonucu olarak robotlu üretim sistemleri yaygınlaşmaktadır. Özellikle otomotiv endüstrisinde kaynak, paletleme, montaj ve taşıma gibi ağır işlerde kullanılan robotların sahip oldukları yüksek potansiyel iş anlamında ciddi avantajlar vadederken beraberinde birçok iş güvenli riskini de açığa çıkartmaktadır. Ayrıca günümüzde işbirlikçi robotların kullanımının artması ile birlikte güvenlik konusu en önemli konulardan biri haline gelmektedir. İş güvenliği çerçevesinde robot hatları için birçok standart oluşturulmuş olup günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Geliştirilen bu standartlar ile üreticilerin tutarlı kalite ve performansa sahip ürünleri üretmesine olanak tanırken risklerin kabul edilebilir seviyede kalmasını garanti altına alınmaya çalışılmaktadır. Ne yazık ki bu çalışmalar yapılır iken genellikle insan faktörü göz ardı edilmiş ve risk hesaplamalarında kapsam dışında bırakılmıştır. Bu çalışmada bu eksiği gidermek için otomotiv endüstrisinde kaynak işlemi için kullanılan bir robot hattı üzerinde risk analiz ve risk azaltma çalışmaları hayata geçirilmiştir. Robotik güvenlik standartları da kapsam dâhilinde tutularak ilgili fonksiyonel güvenlik hesaplamaları yapılmıştır. Bu aşamada insan faktörü de analize dâhil edilmiştir. Bu kapsamda ilgili belirsizlikleri modelleyebilmek için bulanık setleri kullanan bir hata ağacı analiz yöntemi geliştirilmiştir. Böylelikle sadece ilgili ekipmanların kategorileri ve güvenilirlik parametreleri değerlendirilmemiş aynı zamanda insan-robot etkileşiminin sistem güvenilirliğine olan etkisi incelenmiştir. Son olarak elde edilen sonuçların sektör bazlı standartlar kapsamında yeterliliği irdelenmiştir.
{"title":"Robotik Kaynak Hatlarının Bulanık Hata Ağacı Analizi","authors":"Özgür Turay Kaymakçi","doi":"10.2339/politeknik.1241578","DOIUrl":"https://doi.org/10.2339/politeknik.1241578","url":null,"abstract":"Endüstri 4.0 ve dijitalleşmenin bir sonucu olarak robotlu üretim sistemleri yaygınlaşmaktadır. Özellikle otomotiv endüstrisinde kaynak, paletleme, montaj ve taşıma gibi ağır işlerde kullanılan robotların sahip oldukları yüksek potansiyel iş anlamında ciddi avantajlar vadederken beraberinde birçok iş güvenli riskini de açığa çıkartmaktadır. Ayrıca günümüzde işbirlikçi robotların kullanımının artması ile birlikte güvenlik konusu en önemli konulardan biri haline gelmektedir. İş güvenliği çerçevesinde robot hatları için birçok standart oluşturulmuş olup günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Geliştirilen bu standartlar ile üreticilerin tutarlı kalite ve performansa sahip ürünleri üretmesine olanak tanırken risklerin kabul edilebilir seviyede kalmasını garanti altına alınmaya çalışılmaktadır. Ne yazık ki bu çalışmalar yapılır iken genellikle insan faktörü göz ardı edilmiş ve risk hesaplamalarında kapsam dışında bırakılmıştır. Bu çalışmada bu eksiği gidermek için otomotiv endüstrisinde kaynak işlemi için kullanılan bir robot hattı üzerinde risk analiz ve risk azaltma çalışmaları hayata geçirilmiştir. Robotik güvenlik standartları da kapsam dâhilinde tutularak ilgili fonksiyonel güvenlik hesaplamaları yapılmıştır. Bu aşamada insan faktörü de analize dâhil edilmiştir. Bu kapsamda ilgili belirsizlikleri modelleyebilmek için bulanık setleri kullanan bir hata ağacı analiz yöntemi geliştirilmiştir. Böylelikle sadece ilgili ekipmanların kategorileri ve güvenilirlik parametreleri değerlendirilmemiş aynı zamanda insan-robot etkileşiminin sistem güvenilirliğine olan etkisi incelenmiştir. Son olarak elde edilen sonuçların sektör bazlı standartlar kapsamında yeterliliği irdelenmiştir.","PeriodicalId":44937,"journal":{"name":"Journal of Polytechnic-Politeknik Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.6,"publicationDate":"2023-05-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"45613110","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}