Pub Date : 2023-08-03DOI: 10.30767/diledeara.1285792
İbrahim DELİBAŞ
Bu makalede, dijitalleşmenin yerel medya üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yerel medyanın dijitalleşme süreci, dijitalleşmenin hayatın hemen her alanında yaygınlaşması ile paralel bir seyirde başlamış ve geleneksel medya uygulamalarının internet etkisinde farklılaşması ile devam etmiştir. Ulusal medyada dijitalleşme ekonomik imkanların genişliğine bağlı olarak daha hızlı bir biçimde hayata geçirilirken yerel medya kuruluşlarında bu süreç daha ağır ve daha zorlu ilerlemiştir. Bu bakımdan yerel medyanın dijitalleşmesini bir süreç olarak değerlendirmek mümkün olmaktadır. İlk oluşum sürecinde yerel medya kuruluşları dijitalleşmeye henüz geçiş sürecinde nitelikli personel, finansal kaynaklar ve faaliyet stratejisi gibi prosesleri oluşturmak zorunda kalmış ve bu aşamada hem okur kitlesinde hem de reklam gelirlerinde ciddi daralmalarla karşı karşıya kalmışlardır. Abonelik ve reklam gelirleri temelinde faaliyet gösteren yerel medya, dijitalleşmeyle birlikte bu gelirlerinde azalma yaşamış ve dolayısıyla dijitalleşme yatırımlarında da ulusal medyaya nazaran daha ağır kalmıştır. İlerleyen zaman, yerel medyanın dijitalleşmesi ve yeni medya düzenine uyum sağlamasını zorlu bir süreç sonrasında mümkün kılmış ve böylelikle yerel medya kuruluşları yeni reklam stratejileri, haber biçimleri, daha güncel haber oluşturma imkanı gibi dijitalleşme avantaşlarını yakalamak suretiyle gelirlerini artırma ve faaliyetlerinde sürekliliği tesis edebilme seyrine girebilmişlerdir. Ancak, dijitalleşme imtiyaz sahipleri için yeni gelir kapıları oluştururken mevcut çalışanların bir kısmının da iş kayıpları yaşamalarına neden olmuştur.
{"title":"Dijitalleşmenin Yerel Medyanın Dönüşümündeki Etki Ve Sonuçları","authors":"İbrahim DELİBAŞ","doi":"10.30767/diledeara.1285792","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1285792","url":null,"abstract":"Bu makalede, dijitalleşmenin yerel medya üzerindeki etkileri incelenmiştir. Yerel medyanın dijitalleşme süreci, dijitalleşmenin hayatın hemen her alanında yaygınlaşması ile paralel bir seyirde başlamış ve geleneksel medya uygulamalarının internet etkisinde farklılaşması ile devam etmiştir. Ulusal medyada dijitalleşme ekonomik imkanların genişliğine bağlı olarak daha hızlı bir biçimde hayata geçirilirken yerel medya kuruluşlarında bu süreç daha ağır ve daha zorlu ilerlemiştir. Bu bakımdan yerel medyanın dijitalleşmesini bir süreç olarak değerlendirmek mümkün olmaktadır. İlk oluşum sürecinde yerel medya kuruluşları dijitalleşmeye henüz geçiş sürecinde nitelikli personel, finansal kaynaklar ve faaliyet stratejisi gibi prosesleri oluşturmak zorunda kalmış ve bu aşamada hem okur kitlesinde hem de reklam gelirlerinde ciddi daralmalarla karşı karşıya kalmışlardır. Abonelik ve reklam gelirleri temelinde faaliyet gösteren yerel medya, dijitalleşmeyle birlikte bu gelirlerinde azalma yaşamış ve dolayısıyla dijitalleşme yatırımlarında da ulusal medyaya nazaran daha ağır kalmıştır. İlerleyen zaman, yerel medyanın dijitalleşmesi ve yeni medya düzenine uyum sağlamasını zorlu bir süreç sonrasında mümkün kılmış ve böylelikle yerel medya kuruluşları yeni reklam stratejileri, haber biçimleri, daha güncel haber oluşturma imkanı gibi dijitalleşme avantaşlarını yakalamak suretiyle gelirlerini artırma ve faaliyetlerinde sürekliliği tesis edebilme seyrine girebilmişlerdir. Ancak, dijitalleşme imtiyaz sahipleri için yeni gelir kapıları oluştururken mevcut çalışanların bir kısmının da iş kayıpları yaşamalarına neden olmuştur.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136382332","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-03DOI: 10.30767/diledeara.1271570
Eda DURUK
The purpose of this research is to make early childhood teachers acquire an innovative approach towards their early literacy development practices by introducing them the use of three different techniques about creative story-writing and storytelling to be used within their classrooms, making them incorporate these techniques in the implementation sessions by writing and telling their own stories, evaluating the challenges and successes that they faced in the learning-teaching process, and finally, taking a deeper insight into their perceptions towards the use of the techniques within their classroom environment. The qualitative research includes the introduction of three story-writing and storytelling techniques and implementation of them through collaborative group work. The data was comprised of semi-structured interviews, diaries kept by the participants, and observations of the whole workshop program by the researcher which were all video recorded. Content analysis was used to analyze the data. The findings indicated that such new techniques could not only support kindergarten children’s early literacy development but also make it fun for the children which could activate them and increase their engagement within the activities. The techniques also yielded some developmental areas for early childhood teachers together with the strengths they offer when used in storytelling and story writing.
{"title":"Okul Öncesi Öğretmenlerinin Erken Okuryazarlık Gelişimine yönelik Uygulamalarına Fenomenolojik Bir Yaklaşım","authors":"Eda DURUK","doi":"10.30767/diledeara.1271570","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1271570","url":null,"abstract":"The purpose of this research is to make early childhood teachers acquire an innovative approach towards their early literacy development practices by introducing them the use of three different techniques about creative story-writing and storytelling to be used within their classrooms, making them incorporate these techniques in the implementation sessions by writing and telling their own stories, evaluating the challenges and successes that they faced in the learning-teaching process, and finally, taking a deeper insight into their perceptions towards the use of the techniques within their classroom environment. The qualitative research includes the introduction of three story-writing and storytelling techniques and implementation of them through collaborative group work. The data was comprised of semi-structured interviews, diaries kept by the participants, and observations of the whole workshop program by the researcher which were all video recorded. Content analysis was used to analyze the data. The findings indicated that such new techniques could not only support kindergarten children’s early literacy development but also make it fun for the children which could activate them and increase their engagement within the activities. The techniques also yielded some developmental areas for early childhood teachers together with the strengths they offer when used in storytelling and story writing.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136382333","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-25DOI: 10.30767/diledeara.1224438
Muhammet ABAZOĞLU
İnsanlar asırlar boyu milletlerarası etkileşim ve kültürel alışveriş için birbirleriyle sürekli iletişim kurma ihtiyacı duymuşlardır. Ancak farklı dillere sahip olmaları iletişim noktasında büyük zorluk oluşturduğu gibi ciddi bir engel de teşkil etmiştir. Böylece insanlar birbirinin dilini öğrenmenin yanı sıra karşı tarafın kültür ve düşünce yapısını daha iyi anlamak için diller arası çeviri çalışmalarına ihtiyaç duymuşlardır. Milletlerarası bağlantıyı kurma aracı olan çeviri, dilin tarihi kadar eski bir etkinlik olmasıyla beraber sanıldığı kadar kolay bir işlem değildir. Bu alandaki araştırmacılar tarih boyunca çevirinin sorunlarına değinmiş ve başka dilden çevrilmiş metinlerin, kaynak dildeki fikir ve lafzın güzelliğini yansıtmada eksik kaldığını ifade etmişlerdir. Kaldı ki Türkçe ve Arapça gibi dillerin farklı dil ailelerine mensup olması da bu işlemi daha da zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla çeviri esnasında kelimelerin anlamlarının yanı sıra o dilin toplumsal ve kültürel yönleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Türkçe ve Arapça çeviride bazen bir sözcüğün ya da bir cümlenin harfi karşılığı olmadığı gibi anlam değişimlerine uğramış kelimeler de olabilmektedir. Bu yüzden anlamın iletilmesi için daha güçlü bir dilsel yetiye ve daha geniş bir kelime haznesine vakıf olunması önem arz eder. Bu çalışma Türkçe ve Arapça arasındaki çevirilerde anlambilim olgularının çeviriyle olan ilişkisini ele almaktadır. Bu kapsamda temel anlam ve yan anlam bakımından özellikle şiir ve deyim çevirilerinde anlamsal eşdeğerlikle birlikte biçimsel eşdeğerliğin korunmasına dikkat çekmektedir. Bunların yanı sıra öteki dilden alınmış fakat anlam değişmelerine uğramış kelimelerin getirdiği girift ilişkiye ışık tutmayı da amaçlarken bu zorluk ve engellerin aşılmasında ve çevirinin kolaylaştırılmasında sahip olunması gereken kriterleri ve dilbilimsel yetenekleri de sunmaktadır.
{"title":"Çeviride Eşdeğerlik ve Kelimelerdeki Anlam Değişmelerinin Bağlamı Belirlemesi: Türkçe ve Arapça Örneği","authors":"Muhammet ABAZOĞLU","doi":"10.30767/diledeara.1224438","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1224438","url":null,"abstract":"İnsanlar asırlar boyu milletlerarası etkileşim ve kültürel alışveriş için birbirleriyle sürekli iletişim kurma ihtiyacı duymuşlardır. Ancak farklı dillere sahip olmaları iletişim noktasında büyük zorluk oluşturduğu gibi ciddi bir engel de teşkil etmiştir. Böylece insanlar birbirinin dilini öğrenmenin yanı sıra karşı tarafın kültür ve düşünce yapısını daha iyi anlamak için diller arası çeviri çalışmalarına ihtiyaç duymuşlardır. Milletlerarası bağlantıyı kurma aracı olan çeviri, dilin tarihi kadar eski bir etkinlik olmasıyla beraber sanıldığı kadar kolay bir işlem değildir. Bu alandaki araştırmacılar tarih boyunca çevirinin sorunlarına değinmiş ve başka dilden çevrilmiş metinlerin, kaynak dildeki fikir ve lafzın güzelliğini yansıtmada eksik kaldığını ifade etmişlerdir. Kaldı ki Türkçe ve Arapça gibi dillerin farklı dil ailelerine mensup olması da bu işlemi daha da zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla çeviri esnasında kelimelerin anlamlarının yanı sıra o dilin toplumsal ve kültürel yönleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Türkçe ve Arapça çeviride bazen bir sözcüğün ya da bir cümlenin harfi karşılığı olmadığı gibi anlam değişimlerine uğramış kelimeler de olabilmektedir. Bu yüzden anlamın iletilmesi için daha güçlü bir dilsel yetiye ve daha geniş bir kelime haznesine vakıf olunması önem arz eder. Bu çalışma Türkçe ve Arapça arasındaki çevirilerde anlambilim olgularının çeviriyle olan ilişkisini ele almaktadır. Bu kapsamda temel anlam ve yan anlam bakımından özellikle şiir ve deyim çevirilerinde anlamsal eşdeğerlikle birlikte biçimsel eşdeğerliğin korunmasına dikkat çekmektedir. Bunların yanı sıra öteki dilden alınmış fakat anlam değişmelerine uğramış kelimelerin getirdiği girift ilişkiye ışık tutmayı da amaçlarken bu zorluk ve engellerin aşılmasında ve çevirinin kolaylaştırılmasında sahip olunması gereken kriterleri ve dilbilimsel yetenekleri de sunmaktadır.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"122 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135842529","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-24DOI: 10.30767/diledeara.1380253
Leyla DALKILIÇ, Doğa ARAL
Söz sanatları, ifadeye güç, canlılık ve etkileyicilik katma gibi işlevlere sahip olmaları bakımından etkili dil kullanımının önemli araçları olarak kabul edilir. Bilgi vermek ve kitle- leri etkilemek gibi işlevlere sahip olan haber metinlerinde okuyucunun dikkatini ve ilgisini çekmek için söz sanatlarının kullanılması sıklıkla tercih edilir. Söz sanatları kavramı, Rus dilbiliminde mecazlar ve stilistik figürler olarak iki temel grupta incelenmesinin yanı sıra deyimler, kalıplaşmış ifadeler, atasözleri gibi çeşitli yapılar da işlevleri bakımından söz sanatları içerisinde değerlendirilebilmektedir. Sözü edilen çeşitli ifade yöntemlerinin ba- sın dilinde kullanılması önem taşımaktadır ve sahip oldukları anlamsal değerlerinin çeviri esnasında da korunması gerekir ancak söz sanatlarının varlığı çeviri sürecinde zorluk yara- tabilecek bir unsurdur. Bu durumdan hareketle yapılan bu çalışmada, uluslararası iletişimin sağlanmasında büyük öneme ve etkiye sahip olan haber çevirileri, Rusça-Türkçe dil çiftin- de söz sanatları kullanımı ekseninde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, çevirmen kararları doğrultusunda söz sanatlarının çevirisinde kaynak dilde kullanılan söz sanatının taşıdığı üslupsal ve anlamsal değerin erek dilde korunup korunmadığını araştırmak, çeviride güçlük yaratan durumları belirlemek ve tercih edilen çeviri strateji ve uygulamalarını açıklamaktır. Bu amaç doğrultusunda, inceleme için örnekler dijital basından tarama yöntemi ile elde edilmiştir. İnceleme, toplumsal-politik alandan Rusça haberlerin ve Türkçe çevirilerinin karşılaştırmalı betimsel analizinin yapılması ve çeviri stratejilerinin belirlenmesi doğrultu- sunda gerçekleştirilmiştir. Cümle ve metin düzeyinde yürütülen incelemeler sonucunda Rus basın dilinde söz sanatları kullanımı ve Türkçeye çevirilerinin üslup ve anlamsal özellikleri ortaya konulmuş olup, Rusça haber metinlerinde söz sanatlarından en çok haber başlıkla- rında yararlanıldığı, bununla birlikte haberi daha ilgi çekici hale getirmenin amaçlandığı gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra incelenen örnekler özelinde en sık kullanılan söz sa- natları türleri ve çevirilerinde genellikle tercih edilen strateji ve uygulamalar belirlenmiştir.
{"title":"Haber Çevirisi ve Rusçadaki Söz Sanatlarının Türkçeye Aktarımı","authors":"Leyla DALKILIÇ, Doğa ARAL","doi":"10.30767/diledeara.1380253","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1380253","url":null,"abstract":"Söz sanatları, ifadeye güç, canlılık ve etkileyicilik katma gibi işlevlere sahip olmaları bakımından etkili dil kullanımının önemli araçları olarak kabul edilir. Bilgi vermek ve kitle- leri etkilemek gibi işlevlere sahip olan haber metinlerinde okuyucunun dikkatini ve ilgisini çekmek için söz sanatlarının kullanılması sıklıkla tercih edilir. Söz sanatları kavramı, Rus dilbiliminde mecazlar ve stilistik figürler olarak iki temel grupta incelenmesinin yanı sıra deyimler, kalıplaşmış ifadeler, atasözleri gibi çeşitli yapılar da işlevleri bakımından söz sanatları içerisinde değerlendirilebilmektedir. Sözü edilen çeşitli ifade yöntemlerinin ba- sın dilinde kullanılması önem taşımaktadır ve sahip oldukları anlamsal değerlerinin çeviri esnasında da korunması gerekir ancak söz sanatlarının varlığı çeviri sürecinde zorluk yara- tabilecek bir unsurdur. Bu durumdan hareketle yapılan bu çalışmada, uluslararası iletişimin sağlanmasında büyük öneme ve etkiye sahip olan haber çevirileri, Rusça-Türkçe dil çiftin- de söz sanatları kullanımı ekseninde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, çevirmen kararları doğrultusunda söz sanatlarının çevirisinde kaynak dilde kullanılan söz sanatının taşıdığı üslupsal ve anlamsal değerin erek dilde korunup korunmadığını araştırmak, çeviride güçlük yaratan durumları belirlemek ve tercih edilen çeviri strateji ve uygulamalarını açıklamaktır. Bu amaç doğrultusunda, inceleme için örnekler dijital basından tarama yöntemi ile elde edilmiştir. İnceleme, toplumsal-politik alandan Rusça haberlerin ve Türkçe çevirilerinin karşılaştırmalı betimsel analizinin yapılması ve çeviri stratejilerinin belirlenmesi doğrultu- sunda gerçekleştirilmiştir. Cümle ve metin düzeyinde yürütülen incelemeler sonucunda Rus basın dilinde söz sanatları kullanımı ve Türkçeye çevirilerinin üslup ve anlamsal özellikleri ortaya konulmuş olup, Rusça haber metinlerinde söz sanatlarından en çok haber başlıkla- rında yararlanıldığı, bununla birlikte haberi daha ilgi çekici hale getirmenin amaçlandığı gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra incelenen örnekler özelinde en sık kullanılan söz sa- natları türleri ve çevirilerinde genellikle tercih edilen strateji ve uygulamalar belirlenmiştir.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"239 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135903819","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-24DOI: 10.30767/diledeara.1379778
Doğa ARAL, Leyla Çiğdem DALKILIÇ
Söz sanatları, ifadeye güç, canlılık ve etkileyicilik katma gibi işlevlere sahip olmaları bakımından etkili dil kullanımının önemli araçları olarak kabul edilir. Bilgi vermek ve kitleleri etkilemek gibi işlevlere sahip olan haber metinlerinde okuyucunun dikkatini ve ilgisini çekmek için söz sanatlarının kullanılması sıklıkla tercih edilir. Söz sanatları kavramı, Rus dilbiliminde mecazlar ve stilistik figürler olarak iki temel grupta incelenmesinin yanı sıra deyimler, kalıplaşmış ifadeler, atasözleri gibi çeşitli yapılar da işlevleri bakımından söz sanatları içerisinde değerlendirilebilmektedir. Sözü edilen çeşitli ifade yöntemlerinin basın dilinde kullanılması önem taşımaktadır ve sahip oldukları anlamsal değerlerinin çeviri esnasında da korunması gerekir ancak söz sanatlarının varlığı çeviri sürecinde zorluk yaratabilecek bir unsurdur. Bu durumdan hareketle yapılan bu çalışmada, uluslararası iletişimin sağlanmasında büyük öneme ve etkiye sahip olan haber çevirileri, Rusça-Türkçe dil çiftinde söz sanatları kullanımı ekseninde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, çevirmen kararları doğrultusunda söz sanatlarının çevirisinde kaynak dilde kullanılan söz sanatının taşıdığı üslupsal ve anlamsal değerin erek dilde korunup korunmadığını araştırmak, çeviride güçlük yaratan durumları belirlemek ve tercih edilen çeviri strateji ve uygulamalarını açıklamaktır. Bu amaç doğrultusunda, inceleme için örnekler dijital basından tarama yöntemi ile elde edilmiştir. İnceleme, toplumsal-politik alandan Rusça haberlerin ve Türkçe çevirilerinin karşılaştırmalı betimsel analizinin yapılması ve çeviri stratejilerinin belirlenmesi doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Cümle ve metin düzeyinde yürütülen incelemeler sonucunda Rus basın dilinde söz sanatları kullanımı ve Türkçeye çevirilerinin üslup ve anlamsal özellikleri ortaya konulmuş olup, Rusça haber metinlerinde söz sanatlarından en çok haber başlıklarında yararlanıldığı, bununla birlikte haberi daha ilgi çekici hale getirmenin amaçlandığı gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra incelenen örnekler özelinde en sık kullanılan söz sanatları türleri ve çevirilerinde genellikle tercih edilen strateji ve uygulamalar belirlenmiştir.
{"title":"News Translation and Transmission of Russian Figures of Speech into Turkish","authors":"Doğa ARAL, Leyla Çiğdem DALKILIÇ","doi":"10.30767/diledeara.1379778","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1379778","url":null,"abstract":"Söz sanatları, ifadeye güç, canlılık ve etkileyicilik katma gibi işlevlere sahip olmaları bakımından etkili dil kullanımının önemli araçları olarak kabul edilir. Bilgi vermek ve kitleleri etkilemek gibi işlevlere sahip olan haber metinlerinde okuyucunun dikkatini ve ilgisini çekmek için söz sanatlarının kullanılması sıklıkla tercih edilir. Söz sanatları kavramı, Rus dilbiliminde mecazlar ve stilistik figürler olarak iki temel grupta incelenmesinin yanı sıra deyimler, kalıplaşmış ifadeler, atasözleri gibi çeşitli yapılar da işlevleri bakımından söz sanatları içerisinde değerlendirilebilmektedir. Sözü edilen çeşitli ifade yöntemlerinin basın dilinde kullanılması önem taşımaktadır ve sahip oldukları anlamsal değerlerinin çeviri esnasında da korunması gerekir ancak söz sanatlarının varlığı çeviri sürecinde zorluk yaratabilecek bir unsurdur. Bu durumdan hareketle yapılan bu çalışmada, uluslararası iletişimin sağlanmasında büyük öneme ve etkiye sahip olan haber çevirileri, Rusça-Türkçe dil çiftinde söz sanatları kullanımı ekseninde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, çevirmen kararları doğrultusunda söz sanatlarının çevirisinde kaynak dilde kullanılan söz sanatının taşıdığı üslupsal ve anlamsal değerin erek dilde korunup korunmadığını araştırmak, çeviride güçlük yaratan durumları belirlemek ve tercih edilen çeviri strateji ve uygulamalarını açıklamaktır. Bu amaç doğrultusunda, inceleme için örnekler dijital basından tarama yöntemi ile elde edilmiştir. İnceleme, toplumsal-politik alandan Rusça haberlerin ve Türkçe çevirilerinin karşılaştırmalı betimsel analizinin yapılması ve çeviri stratejilerinin belirlenmesi doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Cümle ve metin düzeyinde yürütülen incelemeler sonucunda Rus basın dilinde söz sanatları kullanımı ve Türkçeye çevirilerinin üslup ve anlamsal özellikleri ortaya konulmuş olup, Rusça haber metinlerinde söz sanatlarından en çok haber başlıklarında yararlanıldığı, bununla birlikte haberi daha ilgi çekici hale getirmenin amaçlandığı gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra incelenen örnekler özelinde en sık kullanılan söz sanatları türleri ve çevirilerinde genellikle tercih edilen strateji ve uygulamalar belirlenmiştir.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"13 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135903809","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-24DOI: 10.30767/diledeara.1267811
Doğa ARAL, Leyla DALKILIÇ
Söz sanatları, ifadeye güç, canlılık ve etkileyicilik katma gibi işlevlere sahip olmaları bakımından etkili dil kullanımının önemli araçları olarak kabul edilir. Bilgi vermek ve kitleleri etkilemek gibi işlevlere sahip olan haber metinlerinde okuyucunun dikkatini ve ilgisini çekmek için söz sanatlarının kullanılması sıklıkla tercih edilir. Söz sanatları kavramı, Rus dilbiliminde mecazlar ve stilistik figürler olarak iki temel grupta incelenmesinin yanı sıra deyimler, kalıplaşmış ifadeler, atasözleri gibi çeşitli yapılar da işlevleri bakımından söz sanatları içerisinde değerlendirilebilmektedir. Sözü edilen çeşitli ifade yöntemlerinin basın dilinde kullanılması önem taşımaktadır ve sahip oldukları anlamsal değerlerinin çeviri esnasında da korunması gerekir ancak söz sanatlarının varlığı çeviri sürecinde zorluk yaratabilecek bir unsurdur. Bu durumdan hareketle yapılan bu çalışmada, uluslararası iletişimin sağlanmasında büyük öneme ve etkiye sahip olan haber çevirileri, Rusça-Türkçe dil çiftinde söz sanatları kullanımı ekseninde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, çevirmen kararları doğrultusunda söz sanatlarının çevirisinde kaynak dilde kullanılan söz sanatının taşıdığı üslupsal ve anlamsal değerin erek dilde korunup korunmadığını araştırmak, çeviride güçlük yaratan durumları belirlemek ve tercih edilen çeviri strateji ve uygulamalarını açıklamaktır. Bu amaç doğrultusunda, inceleme için örnekler dijital basından tarama yöntemi ile elde edilmiştir. İnceleme, toplumsal-politik alandan Rusça haberlerin ve Türkçe çevirilerinin karşılaştırmalı betimsel analizinin yapılması ve çeviri stratejilerinin belirlenmesi doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Cümle ve metin düzeyinde yürütülen incelemeler sonucunda Rus basın dilinde söz sanatları kullanımı ve Türkçeye çevirilerinin üslup ve anlamsal özellikleri ortaya konulmuş olup, Rusça haber metinlerinde söz sanatlarından en çok haber başlıklarında yararlanıldığı, bununla birlikte haberi daha ilgi çekici hale getirmenin amaçlandığı gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra incelenen örnekler özelinde en sık kullanılan söz sanatları türleri ve çevirilerinde genellikle tercih edilen strateji ve uygulamalar belirlenmiştir.
{"title":"News Translation and Transmission of Russian Figures of Speech into Turkish","authors":"Doğa ARAL, Leyla DALKILIÇ","doi":"10.30767/diledeara.1267811","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1267811","url":null,"abstract":"Söz sanatları, ifadeye güç, canlılık ve etkileyicilik katma gibi işlevlere sahip olmaları bakımından etkili dil kullanımının önemli araçları olarak kabul edilir. Bilgi vermek ve kitleleri etkilemek gibi işlevlere sahip olan haber metinlerinde okuyucunun dikkatini ve ilgisini çekmek için söz sanatlarının kullanılması sıklıkla tercih edilir. Söz sanatları kavramı, Rus dilbiliminde mecazlar ve stilistik figürler olarak iki temel grupta incelenmesinin yanı sıra deyimler, kalıplaşmış ifadeler, atasözleri gibi çeşitli yapılar da işlevleri bakımından söz sanatları içerisinde değerlendirilebilmektedir. Sözü edilen çeşitli ifade yöntemlerinin basın dilinde kullanılması önem taşımaktadır ve sahip oldukları anlamsal değerlerinin çeviri esnasında da korunması gerekir ancak söz sanatlarının varlığı çeviri sürecinde zorluk yaratabilecek bir unsurdur. Bu durumdan hareketle yapılan bu çalışmada, uluslararası iletişimin sağlanmasında büyük öneme ve etkiye sahip olan haber çevirileri, Rusça-Türkçe dil çiftinde söz sanatları kullanımı ekseninde ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, çevirmen kararları doğrultusunda söz sanatlarının çevirisinde kaynak dilde kullanılan söz sanatının taşıdığı üslupsal ve anlamsal değerin erek dilde korunup korunmadığını araştırmak, çeviride güçlük yaratan durumları belirlemek ve tercih edilen çeviri strateji ve uygulamalarını açıklamaktır. Bu amaç doğrultusunda, inceleme için örnekler dijital basından tarama yöntemi ile elde edilmiştir. İnceleme, toplumsal-politik alandan Rusça haberlerin ve Türkçe çevirilerinin karşılaştırmalı betimsel analizinin yapılması ve çeviri stratejilerinin belirlenmesi doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Cümle ve metin düzeyinde yürütülen incelemeler sonucunda Rus basın dilinde söz sanatları kullanımı ve Türkçeye çevirilerinin üslup ve anlamsal özellikleri ortaya konulmuş olup, Rusça haber metinlerinde söz sanatlarından en çok haber başlıklarında yararlanıldığı, bununla birlikte haberi daha ilgi çekici hale getirmenin amaçlandığı gözlemlenmiştir. Bunların yanı sıra incelenen örnekler özelinde en sık kullanılan söz sanatları türleri ve çevirilerinde genellikle tercih edilen strateji ve uygulamalar belirlenmiştir.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"239 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-24","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135904126","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.30767/diledeara.1278756
Nida KIRÖMEROĞLU
Savaş gibi herkesi ilgilendiren önemli olaylarda propaganda hayati bir rol oynar. Gazeteler, dergiler, kitle iletişim araçları sadece cephede savaşan askerlere yönelik değil, cephe gerisinde yaşayan bütün toplumu tek bir düşünce etrafında toplamak için propaganda içerikli yayın yaparlar. Amaç, bir bütün olarak toplumu savaş karşısında yekvücut haline getirmek, halkın moral seviyesini en üst seviyede tutmaktır. Birinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da çıkan gazete ve dergiler de propagandaya yönelik yayınlar yapmışlardır. Bununla birlikte görsel malzemenin kullanıldığı mizah gazeteleri diğerlerine nazaran propaganda konusunda daha öne çıkmaktadır. Mizah gazeteleri üzerinden yaptığımız taramalarda bir ismin, Alman İmparatoru Kayzer Wilhelm’in öne çıkarıldığı görülmektedir. Osmanlı devletinin içinde bulunduğu ittifakın lideri olmasının elbette bunda rolü büyüktür.
Bu makalede, dönemin en önemli mizah gazetesi olan Karagöz’den seçtiğimiz görsellerden hareketle, Osmanlı kamuoyunda Alman İmparatoru Kayzer Wilhelm’in ne şekilde değerlendirildiği, hangi nitelikler etrafında resmedildiği, nihayetinde bu kişinin nasıl bir imaja sahip olduğu tespit edilecektir. Bununla birlikte Almanya cephede başarılı ve başarısızken gazetenin Wilhelm’e yaklaşımı, ona yüklediği imajı karşılaştırılacak ve gösterilecektir.
{"title":"The Image Of Kaiser Wilhelm In Ottoman Humor","authors":"Nida KIRÖMEROĞLU","doi":"10.30767/diledeara.1278756","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1278756","url":null,"abstract":"Savaş gibi herkesi ilgilendiren önemli olaylarda propaganda hayati bir rol oynar. Gazeteler, dergiler, kitle iletişim araçları sadece cephede savaşan askerlere yönelik değil, cephe gerisinde yaşayan bütün toplumu tek bir düşünce etrafında toplamak için propaganda içerikli yayın yaparlar. Amaç, bir bütün olarak toplumu savaş karşısında yekvücut haline getirmek, halkın moral seviyesini en üst seviyede tutmaktır. Birinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da çıkan gazete ve dergiler de propagandaya yönelik yayınlar yapmışlardır. Bununla birlikte görsel malzemenin kullanıldığı mizah gazeteleri diğerlerine nazaran propaganda konusunda daha öne çıkmaktadır. Mizah gazeteleri üzerinden yaptığımız taramalarda bir ismin, Alman İmparatoru Kayzer Wilhelm’in öne çıkarıldığı görülmektedir. Osmanlı devletinin içinde bulunduğu ittifakın lideri olmasının elbette bunda rolü büyüktür. 
 Bu makalede, dönemin en önemli mizah gazetesi olan Karagöz’den seçtiğimiz görsellerden hareketle, Osmanlı kamuoyunda Alman İmparatoru Kayzer Wilhelm’in ne şekilde değerlendirildiği, hangi nitelikler etrafında resmedildiği, nihayetinde bu kişinin nasıl bir imaja sahip olduğu tespit edilecektir. Bununla birlikte Almanya cephede başarılı ve başarısızken gazetenin Wilhelm’e yaklaşımı, ona yüklediği imajı karşılaştırılacak ve gösterilecektir.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"24 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135753405","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.30767/diledeara.1224227
Fırat SEVİNÇ
Osmanlı dönemi mecmua mürettipleri, ilk örnekleri XV. yüzyıldan itibaren görülen şiir mecmuaları sayesinde farklı şairlerin aynı ya da farklı türdeki şiirlerini bir araya getirme imkânı bulmuş ve genelde Mecmûa-i Eş’âr olarak isimlendirilen eserler ortaya koymuşlardır. Son yıllarda bu şiir mecmualarıyla ilgili birçok çalışma yapılmış ve bu sayede yeni şairler ve şiirler ile bazı şairlere ait mevcut şiirlerin farklı şekilleri tespit edilmiştir. Bunlardan biri de XVIII. yüzyıl şairlerinden Nâdî’dir. Nâdî’ye ait olan şiirler Diyanet İşleri Başkanlığı Kütüphanesinde Mecmûa-i Eş’âr isimli eserin içindedir. Toplamda 126 varaktan oluşan Mecmûa, Mevlevi şairlerin bir araya getirildiği bir derlemedir. Mecmûa’da Nâdî’ye ait toplamda 8 adet şiir mevcuttur. Bu çalışmada Nâdî’ye ait şiirler ele alınmış, Nâdî’nin hayatı ve edebî kişiliği hakkında tespitler yapılmıştır. Nâdî, mutasavvıf bir şairdir. Şiirlerinde tamamen tasavvufi konulara yer vermiştir. Konuları ele alırken öğretici bir tarzda hareket etmesi onun tasavvufta belli bir aşamaya geldiğini ortaya koymuştur. Nâdî sağlam bir nazım tekniğine sahiptir. Mecmûa’daki şiirlerinde aruzun sadece belli bir kalıbını kullanmıştır. Kafiye ve redifi kullanmada başarılıdır. Soyut konuları rahat bir şekilde aktarabilen Nâdî, şiirlerinde bazı iktibaslara başvurmuştur. Şairin “mahzen-i ilmü’l-dîn” gibi Arapça ve Farsça terkip kurallarını barındıran kalıpları birlikte kullanmadaki becerisi göze çarpan bir unsurdur. Nâdî’nin şiirleri, şiir mecmuası alanında yapılan çalışmaların ne kadar önemli olduğuna dair bir örnek teşkil etmektedir.
{"title":"XVIII. Yüzyılın Bilinmeyen Bir Şairi ve Bazı Şiirleri: Nâdî ve Şiirleri","authors":"Fırat SEVİNÇ","doi":"10.30767/diledeara.1224227","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1224227","url":null,"abstract":"Osmanlı dönemi mecmua mürettipleri, ilk örnekleri XV. yüzyıldan itibaren görülen şiir mecmuaları sayesinde farklı şairlerin aynı ya da farklı türdeki şiirlerini bir araya getirme imkânı bulmuş ve genelde Mecmûa-i Eş’âr olarak isimlendirilen eserler ortaya koymuşlardır. Son yıllarda bu şiir mecmualarıyla ilgili birçok çalışma yapılmış ve bu sayede yeni şairler ve şiirler ile bazı şairlere ait mevcut şiirlerin farklı şekilleri tespit edilmiştir. Bunlardan biri de XVIII. yüzyıl şairlerinden Nâdî’dir. Nâdî’ye ait olan şiirler Diyanet İşleri Başkanlığı Kütüphanesinde Mecmûa-i Eş’âr isimli eserin içindedir. Toplamda 126 varaktan oluşan Mecmûa, Mevlevi şairlerin bir araya getirildiği bir derlemedir. Mecmûa’da Nâdî’ye ait toplamda 8 adet şiir mevcuttur. Bu çalışmada Nâdî’ye ait şiirler ele alınmış, Nâdî’nin hayatı ve edebî kişiliği hakkında tespitler yapılmıştır. Nâdî, mutasavvıf bir şairdir. Şiirlerinde tamamen tasavvufi konulara yer vermiştir. Konuları ele alırken öğretici bir tarzda hareket etmesi onun tasavvufta belli bir aşamaya geldiğini ortaya koymuştur. Nâdî sağlam bir nazım tekniğine sahiptir. Mecmûa’daki şiirlerinde aruzun sadece belli bir kalıbını kullanmıştır. Kafiye ve redifi kullanmada başarılıdır. Soyut konuları rahat bir şekilde aktarabilen Nâdî, şiirlerinde bazı iktibaslara başvurmuştur. Şairin “mahzen-i ilmü’l-dîn” gibi Arapça ve Farsça terkip kurallarını barındıran kalıpları birlikte kullanmadaki becerisi göze çarpan bir unsurdur. Nâdî’nin şiirleri, şiir mecmuası alanında yapılan çalışmaların ne kadar önemli olduğuna dair bir örnek teşkil etmektedir.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135753403","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-06-05DOI: 10.30767/diledeara.1270435
Beytullah BEKAR, Yasin YAYLA
Anadolu sahasında Farsça öğretmek amacıyla on üçüncü yüzyıldan itibaren birçok sözlük, dil bilgisi kitabı ve konuşma kılavuzu tarzında eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerin kimi satır altı tercüme usulüyle yazılmıştır. Çalışmaya konu olan eser de Berlin Eyalet Kütüphanesine Persisch-Osmanische Sammelhandschrift [=Farsça-Osmanlıca Mecmua] adı ile kayıtlı bir mecmuanın içinde bulunan ve kütüphane kayıtlarına Persisch-Osmanisches Wörterbuch [=Farsça-Osmanlıca Sözlük] adı ile geçmiş bir kitapçıktır. Eserde, Türkçe kısımlar, Farsça kelimelerin ve ifadelerin bulunduğu satırların altında verilmiştir. Bugün adı Çorum olan fakat 16. yüzyılın sonuna kadarki belgelerde “çorumlu” olarak geçen şehrin adının eserde de “çorumlu” şeklinde geçmesi ve Türkçe kelimelere getirilen eklerdeki uyum ve uyumsuzluklardan hareketle eserin 16. yüzyıla ait olduğu söylenebilir. Çalışma bir giriş ve iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmaya konu olan eserdeki Türkçe malzemenin yazım özellikleri ile bazı eklerde görülen uyum sorunu, şahıs eklerinin kullanımıyla ilgili problemler ve Farsçadan Türkçeye tercüme hususunda dikkat çekici özellikler gösterilmiştir. İkinci bölüm, çalışmaya konu olan metnin çeviri yazıyla aktarımı ve gerekli görülen yerlere düşülen notlardan müteşekkildir. Çalışmanın sonuna ilgililerin faydalanmasını kolaylaştırmak adına metnin başında bulunan Farsça-Türkçe sözlüğün Türkçeden Farsçaya bir dizini eklenmiştir.
{"title":"16. Yüzyıla Ait Satır Altı Farsça-Türkçe Sözlük","authors":"Beytullah BEKAR, Yasin YAYLA","doi":"10.30767/diledeara.1270435","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1270435","url":null,"abstract":"Anadolu sahasında Farsça öğretmek amacıyla on üçüncü yüzyıldan itibaren birçok sözlük, dil bilgisi kitabı ve konuşma kılavuzu tarzında eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerin kimi satır altı tercüme usulüyle yazılmıştır. Çalışmaya konu olan eser de Berlin Eyalet Kütüphanesine Persisch-Osmanische Sammelhandschrift [=Farsça-Osmanlıca Mecmua] adı ile kayıtlı bir mecmuanın içinde bulunan ve kütüphane kayıtlarına Persisch-Osmanisches Wörterbuch [=Farsça-Osmanlıca Sözlük] adı ile geçmiş bir kitapçıktır. Eserde, Türkçe kısımlar, Farsça kelimelerin ve ifadelerin bulunduğu satırların altında verilmiştir. Bugün adı Çorum olan fakat 16. yüzyılın sonuna kadarki belgelerde “çorumlu” olarak geçen şehrin adının eserde de “çorumlu” şeklinde geçmesi ve Türkçe kelimelere getirilen eklerdeki uyum ve uyumsuzluklardan hareketle eserin 16. yüzyıla ait olduğu söylenebilir. Çalışma bir giriş ve iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmaya konu olan eserdeki Türkçe malzemenin yazım özellikleri ile bazı eklerde görülen uyum sorunu, şahıs eklerinin kullanımıyla ilgili problemler ve Farsçadan Türkçeye tercüme hususunda dikkat çekici özellikler gösterilmiştir. İkinci bölüm, çalışmaya konu olan metnin çeviri yazıyla aktarımı ve gerekli görülen yerlere düşülen notlardan müteşekkildir. Çalışmanın sonuna ilgililerin faydalanmasını kolaylaştırmak adına metnin başında bulunan Farsça-Türkçe sözlüğün Türkçeden Farsçaya bir dizini eklenmiştir.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135753404","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-05-18DOI: 10.30767/diledeara.1279885
Nihat BIÇAK
İslamiyet, yapılan fetihler neticesinde 7. yüzyıl ortalarında Yunan felsefesiyle tanışır. Bu felsefe ve başka kültürlerin de etkisiyle gelişen İslam tasavvufu, Tanrı ile varlık ilişkisine yeni bir bakış açısı getirir. 9. yüzyıldan itibaren sistemleşen ve farklı ekoller ortaya koyan İslam tasavvufunda vahdet-i vücûd felsefesinin de temelleri atılır. Özellikle 922’de Bağdat’ta öldürülen Hallac-ı Mansur’un “Ben Tanrıyım” anlamındaki Ene’l-Hakk sözü, hem İslam hem de vahdet-i vücûd felsefesi için dönüm noktası olur. Onun bu sözü, yaklaşık 300 yıl sonra Muhyiddîn Arabî tarafından “vahdet-i vücûd” adıyla sistemleştirilir ve bu öğreti hem İslam hem de Anadolu tasavvufunun temel taşlarından biri olur. Vahdet-i vücûd felsefesi, her varlıkta Tanrı’nın bir hikmetinin, kudretinin, güzelliğinin, imzasının bulunduğunu; kâinatın her zerresinin Tanrı ile dolu olduğunu; dolayısıyla varlığın Tanrı’dan ayrı düşünülemeyeceğini iddia eder. Mansur, bu sırrı çözdüğü için “Ben Tanrı’yım” demişti. İnsan da bu sırrı çözdüğü ölçüde ulvî amacı olan Tanrı’ya, ilk “Bir”liğe yaklaşır. Vahdet-i vücûd felsefesinin özeti budur. Bu çalışmada da öncelikle Yeni Eflatunculuğa kısaca değinilecek ve bunun İslamî versiyonu kabul edilen “vahdet-i vücûd” felsefesi ele alınacaktır. Sunulacak şiir örneklerinden bu felsefenin ortaya çıkışından itibaren neredeyse her kesimden şairi etkilediği görülecektir. Böylece bu felsefenin Anadolu aydını tarafından nasıl yorumlandığı anlaşılacaktır.
{"title":"Klasik Türk Şiiri'nde Vahdet-i Vücûd Felsefesi","authors":"Nihat BIÇAK","doi":"10.30767/diledeara.1279885","DOIUrl":"https://doi.org/10.30767/diledeara.1279885","url":null,"abstract":"İslamiyet, yapılan fetihler neticesinde 7. yüzyıl ortalarında Yunan felsefesiyle tanışır. Bu felsefe ve başka kültürlerin de etkisiyle gelişen İslam tasavvufu, Tanrı ile varlık ilişkisine yeni bir bakış açısı getirir. 9. yüzyıldan itibaren sistemleşen ve farklı ekoller ortaya koyan İslam tasavvufunda vahdet-i vücûd felsefesinin de temelleri atılır. Özellikle 922’de Bağdat’ta öldürülen Hallac-ı Mansur’un “Ben Tanrıyım” anlamındaki Ene’l-Hakk sözü, hem İslam hem de vahdet-i vücûd felsefesi için dönüm noktası olur. Onun bu sözü, yaklaşık 300 yıl sonra Muhyiddîn Arabî tarafından “vahdet-i vücûd” adıyla sistemleştirilir ve bu öğreti hem İslam hem de Anadolu tasavvufunun temel taşlarından biri olur. Vahdet-i vücûd felsefesi, her varlıkta Tanrı’nın bir hikmetinin, kudretinin, güzelliğinin, imzasının bulunduğunu; kâinatın her zerresinin Tanrı ile dolu olduğunu; dolayısıyla varlığın Tanrı’dan ayrı düşünülemeyeceğini iddia eder. Mansur, bu sırrı çözdüğü için “Ben Tanrı’yım” demişti. İnsan da bu sırrı çözdüğü ölçüde ulvî amacı olan Tanrı’ya, ilk “Bir”liğe yaklaşır. Vahdet-i vücûd felsefesinin özeti budur. Bu çalışmada da öncelikle Yeni Eflatunculuğa kısaca değinilecek ve bunun İslamî versiyonu kabul edilen “vahdet-i vücûd” felsefesi ele alınacaktır. Sunulacak şiir örneklerinden bu felsefenin ortaya çıkışından itibaren neredeyse her kesimden şairi etkilediği görülecektir. Böylece bu felsefenin Anadolu aydını tarafından nasıl yorumlandığı anlaşılacaktır.","PeriodicalId":476312,"journal":{"name":"Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi","volume":"41 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135813091","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}