首页 > 最新文献

Hitit İlahiyat Dergisi最新文献

英文 中文
Checking the Reliability of Muqâtil b. Sulaymān’s Tafsīr Narratives: Text Comparison with ′Ali b. Abī Talha’s Tafsīr Narratives 检验穆卡蒂尔-苏莱曼(Muqâtil b. Sulaymān)的《塔夫西尔传》的可靠性:与 ′Ali b. Abī Talha 的《塔夫西尔传》文本比较
Pub Date : 2023-11-27 DOI: 10.14395/hid.1343112
Merve Nur Çam, Selim Türcan
Hicrî ilk üç asırda İslam düşüncesi teşekkül ederken yaşanan siyasî karışıklıklar İslamî ilimler tarihine ilişkin algılamalarımızı büyük oranda şekillendirmiştir. Özellikle Ehl-i Hadîsin paradigmayı belirlediği dönemde bazı kişi ve eserlere atfedilen değerlerde öncesine göre bir düşüş gözlemlenmiş hatta yer yer görmezden gelinmişlerdir. Bazı kimseler bu gelişen şartlar altında değer kaybına uğrarken bazıları da güvenilir addedilmiştir. Bu bağlamda Ali b. Ebî Talha, İbn Abbâs’a nispet edilen nakiller arasında en muteber kabul edilirken Mukâtil b. Süleyman görmezden gelinen kimselerdendir. Mukâtil için bu görmezden gelinme ve değer kaybının, döneminin siyasî ve ilmî şartları bağlamında gerçekleştiği varsayımından hareketle bu çalışma, Mukâtil b. Süleyman ve Ali b. Ebî Talha’nın tefsir nakillerinin hem lafız hem de mana yönünden karşılaştırılmasını içermektedir. Mukâtil hakkında zikredilen onun Ehl-i Hadisten, Sıfatıyyeden, Müşebbihe-Mücessimeden ve Zeydiyyeden olduğuna dair iddialar şimdiye dek sadece siyasî ve dönemsel değerlendirmelerle ele alınmış eseri üzerinden kapsamlı bir araştırmaya gidilmemiştir. Çalışmamızdaki mukayese ile Mukâtil’in tefsir nakillerinin, hakkındaki iddialar çerçevesinde ona atfedilen yorum biçimlerini taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Böylece Mukâtil b. Süleyman’ın tefsir nakil geleneğinde nerede konumlandığı hakkında daha nesnel bir sonuca ulaşabileceğiz. Yaptığımız karşılaştırmada Ali b. Ebî Talha ve Mukâtil tefsir nakillerinin lafız benzerliklerinin yüzde 42,18 oranında olduğu tespit edilmiştir. Buna lafzı farklı manası aynı olan nakiller de eklenince bu oran yüzde 65,59’u bulmaktadır. Öte yandan Mukâtil’in Ali b. Ebî Talha nakillerinden farklılaştığı noktalarda sonraki dönem rivayet tefsirleriyle önemli oranda uyuştuğuna dair emareler de vardır. Sonuç olarak mukayesede elde edilen kayda değer benzerlik oranı, Mukâtil b. Süleyman hakkındaki onun farklı fırka ve mezheplere mensup olduğunu ileri süren iddiaların, dönemin siyasî ve itîkâdî açıdan çalkantılı durumundan kaynaklandığını ortaya koymaktadır.
回历前三个世纪伊斯兰思想形成过程中所经历的政治动荡在很大程度上影响了我们对伊斯兰科学史的看法。特别是在 "哈迪特"(Ahl al-Hadīth)决定范式的时期,一些人和作品的价值与前一时期相比有所下降,甚至不时被忽视。在这种发展条件下,一些人失去了价值,而另一些人却被认为是可靠的。在这种情况下,阿里-阿比-塔尔哈被认为是伊本-阿巴斯传述中最可靠的人,而穆卡蒂尔-苏莱曼则是被忽视的人之一。本研究假定穆卡迪勒被忽视和贬低是在他所处时代的政治和学术背景下发生的,因此从措辞和含义两方面对穆卡迪勒-苏莱曼和阿里-阿比-塔尔哈的塔夫西尔叙述进行了比较。关于穆卡迪勒是 "圣训派"、"赛法提耶派"、"穆沙比赫-穆塞西玛派 "和 "宰迪耶派 "成员的说法,迄今为止只涉及政治和期刊评价,没有对他的作品进行过全面研究。我们研究的目的是通过比较,确定穆卡迪勒的塔夫西尔传述是否符合针对他的指控框架内的解释形式。这样,我们就能对苏莱曼的穆卡蒂尔在塔夫西尔传述传统中的地位得出更客观的结论。通过比较,我们确定阿里-阿比-塔尔哈和穆卡迪勒的塔夫西尔传述的措辞相似度为 42.18%。如果再加上措辞不同但意思相同的传述,这一比例达到 65.59%。另一方面,也有迹象表明穆卡蒂尔的传述与阿里-阿比-塔勒哈的传述不同,与后来的传述塔夫西尔(tafsīr)有很大的一致性。因此,通过比较得出的惊人相似率表明,关于穆卡迪勒-苏莱曼的说法,即他属于不同的派别和教派,是源于当时政治和神学上的动荡局势。
{"title":"Checking the Reliability of Muqâtil b. Sulaymān’s Tafsīr Narratives: Text Comparison with ′Ali b. Abī Talha’s Tafsīr Narratives","authors":"Merve Nur Çam, Selim Türcan","doi":"10.14395/hid.1343112","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1343112","url":null,"abstract":"Hicrî ilk üç asırda İslam düşüncesi teşekkül ederken yaşanan siyasî karışıklıklar İslamî ilimler tarihine ilişkin algılamalarımızı büyük oranda şekillendirmiştir. Özellikle Ehl-i Hadîsin paradigmayı belirlediği dönemde bazı kişi ve eserlere atfedilen değerlerde öncesine göre bir düşüş gözlemlenmiş hatta yer yer görmezden gelinmişlerdir. Bazı kimseler bu gelişen şartlar altında değer kaybına uğrarken bazıları da güvenilir addedilmiştir. Bu bağlamda Ali b. Ebî Talha, İbn Abbâs’a nispet edilen nakiller arasında en muteber kabul edilirken Mukâtil b. Süleyman görmezden gelinen kimselerdendir. Mukâtil için bu görmezden gelinme ve değer kaybının, döneminin siyasî ve ilmî şartları bağlamında gerçekleştiği varsayımından hareketle bu çalışma, Mukâtil b. Süleyman ve Ali b. Ebî Talha’nın tefsir nakillerinin hem lafız hem de mana yönünden karşılaştırılmasını içermektedir. Mukâtil hakkında zikredilen onun Ehl-i Hadisten, Sıfatıyyeden, Müşebbihe-Mücessimeden ve Zeydiyyeden olduğuna dair iddialar şimdiye dek sadece siyasî ve dönemsel değerlendirmelerle ele alınmış eseri üzerinden kapsamlı bir araştırmaya gidilmemiştir. Çalışmamızdaki mukayese ile Mukâtil’in tefsir nakillerinin, hakkındaki iddialar çerçevesinde ona atfedilen yorum biçimlerini taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Böylece Mukâtil b. Süleyman’ın tefsir nakil geleneğinde nerede konumlandığı hakkında daha nesnel bir sonuca ulaşabileceğiz. Yaptığımız karşılaştırmada Ali b. Ebî Talha ve Mukâtil tefsir nakillerinin lafız benzerliklerinin yüzde 42,18 oranında olduğu tespit edilmiştir. Buna lafzı farklı manası aynı olan nakiller de eklenince bu oran yüzde 65,59’u bulmaktadır. Öte yandan Mukâtil’in Ali b. Ebî Talha nakillerinden farklılaştığı noktalarda sonraki dönem rivayet tefsirleriyle önemli oranda uyuştuğuna dair emareler de vardır. Sonuç olarak mukayesede elde edilen kayda değer benzerlik oranı, Mukâtil b. Süleyman hakkındaki onun farklı fırka ve mezheplere mensup olduğunu ileri süren iddiaların, dönemin siyasî ve itîkâdî açıdan çalkantılı durumundan kaynaklandığını ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"49 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139228010","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Ebû Abdurrahman Es-Sülemî’nin Tabakâtü’s-Sûfiyye’sindeki Sûfî Tabakaları: Bölge-Şehir Dağılımının Serencâmı ve İşaret Edilen Sûfî Havzaları Abu 'Abd al-Rahman al-Sulamī's Tabaqāt al-Sūfiyya 中的苏菲阶层:地区-城市分布与苏菲盆地之争
Pub Date : 2023-11-27 DOI: 10.14395/hid.1332078
Soner Eraslan
Ebû Abdurrahman es-Sülemî’nin (ö. 412/1021) beş tabaka şeklinde tertip ettiği Tabakâtü’s-sûfiyye’sinde yüz beş sûfî yer almakta ve yaşadıkları dönem hicrî 161-378 yılları arasına tekabül etmektedir. Bu makalede Tabakât’ta yer alan sûfîlerin bulunduğu tabakaların bölge ve şehir dağılımları tablolar şeklinde ele alınmış ve her bir tabakaya ait bölge ve şehir dağılımlarını gösteren tablolardaki oranlar yüzdelik dilimlerle ortaya konmuştur. Bölgelere işaret eden tablolar oluşturulurken Sülemî’nin beyanı esas alınarak İran, Irak, Suriye, Hicaz, Mısır ve Horasan bölgeleri üst başlıklar olarak belirlenmiştir. İran’da bulunan Horasan eyaleti ile Afganistan ve doğusuna uzanan Horasan bölgesi birbirinden ayrıştırılmış ve olası bir tedahül nispeten giderilmeye çalışılmıştır. Tablolardan elde edilen verilere göre Hicaz, Mağrib ve Mısır bölgelerindeki sûfî popülasyonu düşük seviyelerde seyrederken diğer bölgelerde daha yüksek düzeyde olduğu gözlemlenmiştir. Özellikle Irak, Horasan ve İran bölgelerinin sûfî popülasyonu açısından daha zengin yerler olduğu görülmektedir. Bu durum şehirler bazında değerlendirildiğinde ise Bağdat ve Nişabur’un diğer şehirlere nispetle daha fazla sûfîye ev sahipliği yaptığı anlaşılmaktadır. Fakat tabakaların seyrettiği zamansal süreç göz önüne alındığında ve söz konusu tablolar bir bütün halinde değerlendirildiğinde çeşitli sebeplerden dolayı son tabakalara doğru genelde İran bölgesinin, özelde Nişabur şehrinin ön plana çıktığı izlenmektedir. Tablolara yansıyan verilerden elde edilecek bir diğer çıkarım ise ilk tabakalarda çoğunlukla merkez konumdaki şehirlerde yer alan sûfîlerin, süreç içersinde nispeten küçük köy ve kasabalara da sirayet etmeleridir. Böylece tasavvufun zamanla toplumun farklı kesimlerinde de kök saldığı ortaya çıkmaktadır. Makalede üzerinde durulmak istenen bir diğer husus ise Sülemî’nin çeşitli sûfîlerden aktardığı rivayetlerin işaret ettiği tasavvuf havzalarıdır. Günümüzde Basra, Bağdat, Mısır gibi sûfî ekol/mektep isimleri tasavvuf tarihi, tasavvufa giriş ve tasavvuf el kitapları şeklinde derlenen çalışmalarda yaygınlık kazanmıştır. Sözgelimi sûfî mekteplerinden biri olan Basra ekolü, bir yanıyla Hasan el-Basrî’nin (ö. 110/728) “korku ve hüzün” anlayışıyla ön plana çıkarken diğer yanıyla da Râbiatü’l-Adeviyye’nin (ö. 185/801) “İlâhî aşk” tavrıyla anılmaktadır. Bu durum bölgeler üzerinden tasavvuf ekollerinin ele alınmasında birtakım problemleri de beraberinde getirmektedir. Nitekim aynı bölgelerde bulunan farklı tasavvuf anlayışları bu tasnif ile birlikte göz ardı edilebilmektedir. Sülemî’nin aktardığı bölge, şahıs ve aynı şehirde yer alan farklı tasavvuf anlayışlarına delalet eden üç ayrı rivayet günümüzde şayi olan sûfî mektepleri/ekolleri olgusuna yeni bir soluk kazandırabilir. Dolayısıyla makalede ortaya konan tablolardan doğacak yeni sorular ve bulgular doğrultusunda günümüze kadar süregelen sûfî mektepleri/ekolleri olgusunun yeniden gözden geçirilmesi gündeme gelebilir.
阿布-阿卜杜-拉赫曼-苏拉米(卒于 412/1021)的《塔巴卡尔-苏菲亚》(Tabaqāt al-sūfiyya)将苏菲分为五个层次,其中包括一百零五位苏菲,他们生活的年代相当于伊斯兰历 161-378 年。本文以表格的形式讨论了《塔巴卡特》中各层苏菲的地区和城市分布情况,表格中各层苏菲的地区和城市分布比例以百分比表示。根据苏拉米的说法,在制作指向各地区的表格时,伊朗、伊拉克、叙利亚、希贾兹、埃及和呼罗珊地区被确定为上层标题。伊朗的呼罗珊省和延伸至阿富汗及其东部的呼罗珊地区被分开,并试图相对消除可能的重叠。根据从表格中获得的数据,赫贾兹、马格里布和埃及地区的苏菲派人口数量较少,而其他地区的苏菲派人口数量较多。尤其是伊拉克、呼罗珊和伊朗的苏菲人口较多。如果以城市为基础对这种情况进行评估,就会发现巴格达和尼沙布尔比其他城市拥有更多的苏菲教徒。然而,如果考虑到各阶层的时间进程,并对有关表格进行整体评估,就会发现由于各种原因,伊朗地区,特别是尼沙布尔市的苏菲人数排在最后一个阶层。从表格中反映的数据中得出的另一个推论是,最初主要分布在中心城市的苏菲派在这一过程中扩散到了相对较小的村镇。由此可见,随着时间的推移,苏菲已扎根于社会的不同阶层。本文要强调的另一个问题是苏拉米从不同苏菲那里引用的叙述所指出的苏菲盆地。如今,巴士拉、巴格达和埃及等苏菲流派的名称已广泛出现在苏菲史、苏菲入门和苏菲手册等研究中。例如,苏菲学派之一的巴士拉学派因哈桑-巴斯里(Hasan al-Basrī,卒于 110/728)对 "恐惧与悲伤 "的理解和拉比特-阿达维耶(Rābiat al-Adawiyya,卒于 185/801)对 "神圣之爱 "的态度而为人们所熟知。这种情况给通过地区来分析苏菲流派带来了一些问题。事实上,这种分类方法可以忽略同一地区苏菲的不同理解。苏拉米的三段不同的叙述提到了同一地区、同一人物和同一城市的不同苏菲理解,这可以为目前流行的苏菲学校/流派现象注入新的活力。因此,根据本文表格中提出的新问题和新发现,延续至今的苏菲学校/学院现象可能会被修正。
{"title":"Ebû Abdurrahman Es-Sülemî’nin Tabakâtü’s-Sûfiyye’sindeki Sûfî Tabakaları: Bölge-Şehir Dağılımının Serencâmı ve İşaret Edilen Sûfî Havzaları","authors":"Soner Eraslan","doi":"10.14395/hid.1332078","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1332078","url":null,"abstract":"Ebû Abdurrahman es-Sülemî’nin (ö. 412/1021) beş tabaka şeklinde tertip ettiği Tabakâtü’s-sûfiyye’sinde yüz beş sûfî yer almakta ve yaşadıkları dönem hicrî 161-378 yılları arasına tekabül etmektedir. Bu makalede Tabakât’ta yer alan sûfîlerin bulunduğu tabakaların bölge ve şehir dağılımları tablolar şeklinde ele alınmış ve her bir tabakaya ait bölge ve şehir dağılımlarını gösteren tablolardaki oranlar yüzdelik dilimlerle ortaya konmuştur. Bölgelere işaret eden tablolar oluşturulurken Sülemî’nin beyanı esas alınarak İran, Irak, Suriye, Hicaz, Mısır ve Horasan bölgeleri üst başlıklar olarak belirlenmiştir. İran’da bulunan Horasan eyaleti ile Afganistan ve doğusuna uzanan Horasan bölgesi birbirinden ayrıştırılmış ve olası bir tedahül nispeten giderilmeye çalışılmıştır. Tablolardan elde edilen verilere göre Hicaz, Mağrib ve Mısır bölgelerindeki sûfî popülasyonu düşük seviyelerde seyrederken diğer bölgelerde daha yüksek düzeyde olduğu gözlemlenmiştir. Özellikle Irak, Horasan ve İran bölgelerinin sûfî popülasyonu açısından daha zengin yerler olduğu görülmektedir. Bu durum şehirler bazında değerlendirildiğinde ise Bağdat ve Nişabur’un diğer şehirlere nispetle daha fazla sûfîye ev sahipliği yaptığı anlaşılmaktadır. Fakat tabakaların seyrettiği zamansal süreç göz önüne alındığında ve söz konusu tablolar bir bütün halinde değerlendirildiğinde çeşitli sebeplerden dolayı son tabakalara doğru genelde İran bölgesinin, özelde Nişabur şehrinin ön plana çıktığı izlenmektedir. Tablolara yansıyan verilerden elde edilecek bir diğer çıkarım ise ilk tabakalarda çoğunlukla merkez konumdaki şehirlerde yer alan sûfîlerin, süreç içersinde nispeten küçük köy ve kasabalara da sirayet etmeleridir. Böylece tasavvufun zamanla toplumun farklı kesimlerinde de kök saldığı ortaya çıkmaktadır. Makalede üzerinde durulmak istenen bir diğer husus ise Sülemî’nin çeşitli sûfîlerden aktardığı rivayetlerin işaret ettiği tasavvuf havzalarıdır. Günümüzde Basra, Bağdat, Mısır gibi sûfî ekol/mektep isimleri tasavvuf tarihi, tasavvufa giriş ve tasavvuf el kitapları şeklinde derlenen çalışmalarda yaygınlık kazanmıştır. Sözgelimi sûfî mekteplerinden biri olan Basra ekolü, bir yanıyla Hasan el-Basrî’nin (ö. 110/728) “korku ve hüzün” anlayışıyla ön plana çıkarken diğer yanıyla da Râbiatü’l-Adeviyye’nin (ö. 185/801) “İlâhî aşk” tavrıyla anılmaktadır. Bu durum bölgeler üzerinden tasavvuf ekollerinin ele alınmasında birtakım problemleri de beraberinde getirmektedir. Nitekim aynı bölgelerde bulunan farklı tasavvuf anlayışları bu tasnif ile birlikte göz ardı edilebilmektedir. Sülemî’nin aktardığı bölge, şahıs ve aynı şehirde yer alan farklı tasavvuf anlayışlarına delalet eden üç ayrı rivayet günümüzde şayi olan sûfî mektepleri/ekolleri olgusuna yeni bir soluk kazandırabilir. Dolayısıyla makalede ortaya konan tablolardan doğacak yeni sorular ve bulgular doğrultusunda günümüze kadar süregelen sûfî mektepleri/ekolleri olgusunun yeniden gözden geçirilmesi gündeme gelebilir.","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"47 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139229532","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Investigation of Religious Education Teacher Candidates' Cognitive Flexibility Levels and Critical Thinking Tendencies 宗教教育师范生认知灵活性水平和批判性思维倾向调查
Pub Date : 2023-11-27 DOI: 10.14395/hid.1334350
Zeynep Demi̇rtaş, Mithat Takunyaci, R. Yesil
Din eğitimi, bireylerin din, ahlak ve değerlerle ilgili doğru bilgi, tutum ve davranışları kazanmalarını amaçlar. Ayrıca din eğitiminde öğretmenlerin rehberliğinde bireylerin doğru bilgi üzerinde eleştirel ve esnek bir düşünme tarzı geliştirmeleri beklenir. Çünkü din eğitiminin konusu olan İslam, aklın geliştirilmesine ve kullanılmasına büyük önem verir. İslam'da araştırma, düşünme ve tartışma yoluyla elde edilen bilginin, sadece duyum ve/veya geleneksel aktarım yoluyla elde edilen bilgiden daha değerli olduğu kabul edilir. Din eğitimi, bireylerin kendi varlıklarını, değerlerini, içinde yaşadıkları dünyayı, hayatı, ölümü ve ötesini anlamlandırma sürecinde etkilidir. Aynı zamanda bireyler yaşamlarına yön verecek ahlaki değerler ve erdemler kazanırlar. Bu süreçte din eğitiminde bireylerin düşünme becerileri geliştirilmeli ve sorgulamaları teşvik edilmelidir. Din eğitiminin hedeflediği bu özelliklerin öğrencilere kazandırılması sürecinde din eğitimi öğretmenlerinin ve İHL meslek bilgisi dersleri öğretmenlerinin rolü önemlidir. Nitelikli bir ilahiyat alan öğretmeni, öğrenme-öğretme sürecinde karşılaştığı sorunları çözebilmek ve farklı sorunlara farklı çözümler üretebilmek için bilişsel esnekliğe sahip olmalıdır. Ayrıca ilahiyat alan öğretmenlerinin, öğrencilerin öğrenme sürecine aktif katılımları için araştırma, keşfetme, problem çözme, farklı çözüm ve yaklaşımları paylaşma ve tartışma fırsatlarının sağlandığı öğrenme ortamları oluşturarak tüm bu becerilerin kazanılmasında öğrencilere rehberlik etmesi beklenmektedir. Öğretmenlerin din eğitimi ve öğretimi ile ilgili bilgi, beceri ve yeterliklerin yanı sıra bilişsel esneklik (BE) ve eleştirel düşünme becerilerine sahip olmalarının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmada ilahiyat alanı öğretmen adaylarının BE düzeyleri ile eleştirel düşünme eğilimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca araştırmada ilahiyat alanı öğretmen adaylarının BE ve eleştirel düşünme eğilimlerinin ne düzeyde olduğu belirlenmiş ve bazı demografik özelliklere göre bu düzeylerin farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Betimsel tarama yöntemi ile gerçekleştirilen araştırmanın örneklem grubunda İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Bölümünde ve Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programın İlahiyat Alanında öğrenim gören 373 öğretmen adayı yer almıştır. Araştırmada ilahiyat alanı öğretmen adaylarına Bilişsel Esneklik Düzeyleri ve Eleştirel Düşünme Eğilimleri ölçekleri uygulanarak veriler elde edilmiştir. Verilerin analizinde parametrik analizler kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre ilahiyat alanı öğretmen adaylarının BE düzeylerinin orta düzeyde ve eleştirel düşünme eğilimlerinin yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmanın diğer bir sonucuna göre ilahiyat alanı öğretmen adaylarının BE düzeyleri ile eleştirel düşünme eğilimleri arasında pozitif yönde ve yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada ilahiyat öğretmen adaylarının BE düzeyleri ve eleştirel düşünme eğilim
宗教教育旨在帮助个人获得有关宗教、道德和价值观的正确知识、态度和行为。此外,个人还应在宗教教育教师的指导下,就正确的知识培养批判性和灵活的思维方式。因为作为宗教教育对象的伊斯兰教非常重视理性的发展和运用。伊斯兰教认为,通过研究、思考和讨论获得的知识比仅仅通过感觉和/或传统传播获得的知识更有价值。宗教教育在个人认识自身存在、价值观、所处世界、生死及未来的过程中非常有效。同时,个人还能获得指导其生活的道德价值观和美德。在这一过程中,宗教教育应培养个人的思考能力,鼓励他们提出问题。宗教教育教师和国际人道主义法职业课程教师在使学生具备宗教教育所针对的这些特征的过程中发挥着重要作用。一名合格的神学实地教师应具备灵活的认知能力,以解决学教过程中遇到的问题,并针对不同的问题提出不同的解决方案。此外,实地神学教师还应通过创造学习环境,为学生提供研究、发现、解决问题、分享和讨论不同解决方案和方法的机会,让学生积极参与学习过程,从而引导学生掌握所有这些技能。人们认为,教师必须具备认知灵活性(CR)和批判性思维能力,以及与宗教教育和教学相关的知识、技能和能力。本研究旨在考察神学领域师范生的 CK 水平与其批判性思维倾向之间的关系。此外,本研究还确定了职前神学教师的必备知识水平和批判性思维倾向,并考察了这些水平是否因某些人口统计学特征而有所不同。研究采用描述性调查法,样本组包括 373 名在神学院宗教教育系和教育学培养教育证书课程神学领域学习的职前教师。研究采用认知灵活性水平量表和批判性思维倾向量表对神学领域的准教师进行测量,从而获得数据。数据分析采用了参数分析法。研究结果表明,职前神学教师的认知灵活性水平处于中等水平,批判性思维倾向处于较高水平。本研究的另一项结果表明,职前神学教师的 BE 水平与他们的批判性思维倾向之间存在高度显著的正相关关系。在这项研究中,职前神学教师的必修课程水平和批判性思维能力没有因性别、社会经济地位和高中毕业类型的不同而产生差异。然而,研究发现,不同年龄段的职前神学教师在批判性思维倾向、批判性参与维度和必修课程水平方面存在显著差异。22-24 岁年龄组的职前教师的批判性参与倾向高于其他年龄组。此外,22-24 岁和 25-30 岁年龄组的职前教师的 BE 水平也高于 31 岁及以上年龄组的职前教师。这些结果可以解释为青年神学教师候选人的批判性思维倾向和 BE 水平较高。
{"title":"Investigation of Religious Education Teacher Candidates' Cognitive Flexibility Levels and Critical Thinking Tendencies","authors":"Zeynep Demi̇rtaş, Mithat Takunyaci, R. Yesil","doi":"10.14395/hid.1334350","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1334350","url":null,"abstract":"Din eğitimi, bireylerin din, ahlak ve değerlerle ilgili doğru bilgi, tutum ve davranışları kazanmalarını amaçlar. Ayrıca din eğitiminde öğretmenlerin rehberliğinde bireylerin doğru bilgi üzerinde eleştirel ve esnek bir düşünme tarzı geliştirmeleri beklenir. Çünkü din eğitiminin konusu olan İslam, aklın geliştirilmesine ve kullanılmasına büyük önem verir. İslam'da araştırma, düşünme ve tartışma yoluyla elde edilen bilginin, sadece duyum ve/veya geleneksel aktarım yoluyla elde edilen bilgiden daha değerli olduğu kabul edilir. Din eğitimi, bireylerin kendi varlıklarını, değerlerini, içinde yaşadıkları dünyayı, hayatı, ölümü ve ötesini anlamlandırma sürecinde etkilidir. Aynı zamanda bireyler yaşamlarına yön verecek ahlaki değerler ve erdemler kazanırlar. Bu süreçte din eğitiminde bireylerin düşünme becerileri geliştirilmeli ve sorgulamaları teşvik edilmelidir. Din eğitiminin hedeflediği bu özelliklerin öğrencilere kazandırılması sürecinde din eğitimi öğretmenlerinin ve İHL meslek bilgisi dersleri öğretmenlerinin rolü önemlidir. Nitelikli bir ilahiyat alan öğretmeni, öğrenme-öğretme sürecinde karşılaştığı sorunları çözebilmek ve farklı sorunlara farklı çözümler üretebilmek için bilişsel esnekliğe sahip olmalıdır. Ayrıca ilahiyat alan öğretmenlerinin, öğrencilerin öğrenme sürecine aktif katılımları için araştırma, keşfetme, problem çözme, farklı çözüm ve yaklaşımları paylaşma ve tartışma fırsatlarının sağlandığı öğrenme ortamları oluşturarak tüm bu becerilerin kazanılmasında öğrencilere rehberlik etmesi beklenmektedir. Öğretmenlerin din eğitimi ve öğretimi ile ilgili bilgi, beceri ve yeterliklerin yanı sıra bilişsel esneklik (BE) ve eleştirel düşünme becerilerine sahip olmalarının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmada ilahiyat alanı öğretmen adaylarının BE düzeyleri ile eleştirel düşünme eğilimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca araştırmada ilahiyat alanı öğretmen adaylarının BE ve eleştirel düşünme eğilimlerinin ne düzeyde olduğu belirlenmiş ve bazı demografik özelliklere göre bu düzeylerin farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Betimsel tarama yöntemi ile gerçekleştirilen araştırmanın örneklem grubunda İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Bölümünde ve Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programın İlahiyat Alanında öğrenim gören 373 öğretmen adayı yer almıştır. Araştırmada ilahiyat alanı öğretmen adaylarına Bilişsel Esneklik Düzeyleri ve Eleştirel Düşünme Eğilimleri ölçekleri uygulanarak veriler elde edilmiştir. Verilerin analizinde parametrik analizler kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre ilahiyat alanı öğretmen adaylarının BE düzeylerinin orta düzeyde ve eleştirel düşünme eğilimlerinin yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmanın diğer bir sonucuna göre ilahiyat alanı öğretmen adaylarının BE düzeyleri ile eleştirel düşünme eğilimleri arasında pozitif yönde ve yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada ilahiyat öğretmen adaylarının BE düzeyleri ve eleştirel düşünme eğilim","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"12 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139229637","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Speech Acts and Imperative Illocution Forms in Arabic 阿拉伯语中的言语行为和谓语会话形式
Pub Date : 2023-11-21 DOI: 10.14395/hid.1333155
Yusuf Akyüz
Çalışmanın Amacı ve Yöntemi Çalışma, söz edimlerinden olan emretme edimsözünün erken dönem Arap dili ilimlerindeki yansımalarını araştırmayı amaçlamaktadır. Arap dilinde konuşmacının emretme edimsözünü icra edeceği değişik söylem türlerinin olduğunu ortaya koymak çalışmanın amaçlarındandır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle söz edimleri kuramının modern dilbilim çerçevesinde ortaya çıkışını, tanımını, çeşitlerini ve bir söz ediminin oluşum koşullarını günümüz edimbilim kaynaklarından araştırılmıştır. Çalışmada söz edimleri kuramının ortaya çıkışını tetikleyen edimsöz edimine ve dolaylı söz edimlerine de yer verilmektedir. Makalenin ikinci bölümünde Arap dilinde söz edimleri kuramının yansımalarına dair kaynaklardan elde edilen bulgular ışığında açıklamalar yapılmıştır. Emir kelimesinin sözlük anlamı ve emretmenin kavramsal açıklaması yapılmıştır. Emretme edimsözü yapısal olarak Arap dili nahiv ve belagat kaynaklarına, ayetlerde bulunan emretme edimsözünün tahlili ise bu kaynaklara ilaveten tefsir kaynaklarına başvurularak araştırma şekillenmiştir. Çalışmada Arap dilinde emretme edimsözünü yerine getiren kelime ve cümle türleri klasik kaynaklardan araştırılmıştır. Bu anlamlar, Arap dilbiliminde karine denilen edimbilimsel faktörlere bağlı olarak belirlenmektedir. Arap dilinde emir kipine ilaveten isim fiiller, emir fiilin yerinde kullanılan mastarlar, bildirim cümleleri, soru cümleleri, fiili hazfedilmiş mansup isimler, teşvik edatı alan muzari fiiller, bazı hal cümleleri ve etimolojik olarak emretme anlamındaki bazı kelimeler emir anlamında kullanılıp emretme edimsözünü gerçekleştirmektedir. Konuyla ilgili önceki çalışmalar Kur’an-ı Kerim’de İbâha İfade Eden Emir Siygalarının Çeviri Problemi: Çalışmada yazar ayetlerde ibâha ifade eden emir kiplerinin meallerdeki yansımasını ele almıştır. Çalışmasını yaparken ibaha anlamının tespitinde tefsir ve fıkıh usulü kaynaklarını esas almış ve meallerin ibaha anlamı ifade eden ayetlerin çevirisinde gerekli itinayı göstermedikleri sonucuna varmıştır. Fıkıh Usûlü Açısından Emrin Delaleti ve Emre Delalet Eden Lafızlar Üzerine Bir Değerlendirme: Çalışmada yazar emir anlamını ifade eden ayetleri İslam hukuku perspektifiyle incelemiştir. Mezheplerin emir ifade eden ayetleri anlayışlarını ele almıştır. Çalışmada usül âlimlerinin, emir kipinin bağlayıcılığı ve gerektirici bir üslupta kullanıldığını dikkate almalarına rağmen emrin tarifinde ve kesinlik ifade etmesi ile emrin otoriter bir tarzda gerekliliği hususunda ihtilaflı olduklarını tespit edilmiştir. Ebü’l-Kâsım el-Müeddib’e Göre Arapça Emir Kipleri ve Kur’ân’daki Yansımaları: Çalışmada yazar, Arap dili emir kipleri konusunu Ebü’l-Kâsım el-Müeddib’in (ö. 338/950) Deḳâiḳu’t-taṣrîf adlı eserindeki görüşlerine bağlı kalarak açıklamaya çalışmıştır. el-Müeddib’e göre emir anlamını karşılayan çeşitli yapılar vardır. Yazar eser çerçevesinde bu yapıları incelemiş ve emir fiilin Kur’an’da kullanıldığı anlamları incelemiştir. Bu çalışma, erken dönem
本研究的目的和方法是调查早期阿拉伯语科学中对命令这一言语行为的反映。研究的目的之一是揭示阿拉伯语中存在不同类型的话语,在这些话语中,说话者会做出命令的言语行为。为了更好地理解这一主题,首先从当代语用学的资料中研究了现代语言学框架内言语行为理论的出现、定义、类型以及形成言语行为的条件。研究还包括引发言语行为理论出现的言语行为和间接言语行为。在文章的第二部分,根据从阿拉伯语言语行为理论反映的资料中获得的结论进行了解释。文章给出了 "命令式 "一词在词典中的含义以及 "命令式 "的概念解释。本研究在结构上参考了阿拉伯语语法和修辞学资料,在分析诗句中的命令介词时,除了这些资料外,还参考了塔夫西尔(tafsir)资料。 在研究中,从经典资料中研究了阿拉伯语中满足命令介词的单词和句子类型。这些含义的确定取决于阿拉伯语言学中称为 "推定 "的语用因素。在阿拉伯语中,除了祈使语气之外,名词性动词、代替祈使动词使用的不定式、陈述句、疑问句、动词已被朦胧化的名词性名词、带鼓励介词的穆扎里动词、一些状态句和一些词源上有命令含义的词都在命令的意义上使用,并执行命令状语。 之前关于该主题的研究有《古兰经中表达 Ibāha 的命令式词语的翻译问题》:在这项研究中,作者探讨了表达 ibāha 的祈使句在译文中的反映。在进行研究时,他依靠塔夫西尔和教法学派的资料来确定伊巴哈的含义,并得出结论:译本在翻译表达伊巴哈含义的经文时没有表现出必要的谨慎。 从伊斯兰教法程序和表示 "命令 "的句子的角度对 "命令 "的授权进行的评估:在这项研究中,作者从伊斯兰教法的角度分析了表达 "命令 "含义的经文。他讨论了各教派对表达命令的经文的理解。研究结果表明,usul al-'ul 的学者们在命令语的定义、确定性的表达以及命令语必须具有权威性等方面存在分歧,尽管他们考虑到命令语是以约束和要求的方式使用的。 Abū al-Qāsim al-Muaddib 的阿拉伯语祈使句模式及其在《古兰经》中的体现:在本研究中,作者试图根据阿布-卡西姆-穆阿迪布(卒于 338/950)在其著作《德ḳāʾiḳal-taṣrīf》中的观点解释阿拉伯语的祈使语气。 穆阿迪布认为,有多种结构符合祈使语气的含义。作者在该著作的框架内分析了这些结构,并研究了谓语动词在《古兰经》中的含义。 本研究试图表明,早期的阿拉伯语学者已经意识到了言语行为理论。在阿拉伯语的各种言语行为表现中,尤其是第一义以外的意义被认为是介词。它试图说明这些意义或语用的形成可能取决于语用因素,换句话说,取决于语境和推测。在这种情况下,本研究试图确定阿拉伯语文学作品和诗句中作为言语行为的命令介词的形式。希望本研究能成为同类研究中第一个通过提供当代实例来研究命令式言语行为如何实现的研究。本研究试图解释祈使句是说话者话语与语境和推定等非话语因素间接作用的结果。 通过研究,我们了解到,J. L. Austin 将言语行为理论带入现代语言语用学领域,并作为语用学的基础概念,自伊斯兰文明开始以来,伊斯兰法学家、阿拉伯语言学家和评论家们一直都在关注言语行为的意义和功能。研究得出的结论是,有不同类型的表达方式可以实现命令这一言语行为。
{"title":"Speech Acts and Imperative Illocution Forms in Arabic","authors":"Yusuf Akyüz","doi":"10.14395/hid.1333155","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1333155","url":null,"abstract":"Çalışmanın Amacı ve Yöntemi Çalışma, söz edimlerinden olan emretme edimsözünün erken dönem Arap dili ilimlerindeki yansımalarını araştırmayı amaçlamaktadır. Arap dilinde konuşmacının emretme edimsözünü icra edeceği değişik söylem türlerinin olduğunu ortaya koymak çalışmanın amaçlarındandır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle söz edimleri kuramının modern dilbilim çerçevesinde ortaya çıkışını, tanımını, çeşitlerini ve bir söz ediminin oluşum koşullarını günümüz edimbilim kaynaklarından araştırılmıştır. Çalışmada söz edimleri kuramının ortaya çıkışını tetikleyen edimsöz edimine ve dolaylı söz edimlerine de yer verilmektedir. Makalenin ikinci bölümünde Arap dilinde söz edimleri kuramının yansımalarına dair kaynaklardan elde edilen bulgular ışığında açıklamalar yapılmıştır. Emir kelimesinin sözlük anlamı ve emretmenin kavramsal açıklaması yapılmıştır. Emretme edimsözü yapısal olarak Arap dili nahiv ve belagat kaynaklarına, ayetlerde bulunan emretme edimsözünün tahlili ise bu kaynaklara ilaveten tefsir kaynaklarına başvurularak araştırma şekillenmiştir. Çalışmada Arap dilinde emretme edimsözünü yerine getiren kelime ve cümle türleri klasik kaynaklardan araştırılmıştır. Bu anlamlar, Arap dilbiliminde karine denilen edimbilimsel faktörlere bağlı olarak belirlenmektedir. Arap dilinde emir kipine ilaveten isim fiiller, emir fiilin yerinde kullanılan mastarlar, bildirim cümleleri, soru cümleleri, fiili hazfedilmiş mansup isimler, teşvik edatı alan muzari fiiller, bazı hal cümleleri ve etimolojik olarak emretme anlamındaki bazı kelimeler emir anlamında kullanılıp emretme edimsözünü gerçekleştirmektedir. Konuyla ilgili önceki çalışmalar Kur’an-ı Kerim’de İbâha İfade Eden Emir Siygalarının Çeviri Problemi: Çalışmada yazar ayetlerde ibâha ifade eden emir kiplerinin meallerdeki yansımasını ele almıştır. Çalışmasını yaparken ibaha anlamının tespitinde tefsir ve fıkıh usulü kaynaklarını esas almış ve meallerin ibaha anlamı ifade eden ayetlerin çevirisinde gerekli itinayı göstermedikleri sonucuna varmıştır. Fıkıh Usûlü Açısından Emrin Delaleti ve Emre Delalet Eden Lafızlar Üzerine Bir Değerlendirme: Çalışmada yazar emir anlamını ifade eden ayetleri İslam hukuku perspektifiyle incelemiştir. Mezheplerin emir ifade eden ayetleri anlayışlarını ele almıştır. Çalışmada usül âlimlerinin, emir kipinin bağlayıcılığı ve gerektirici bir üslupta kullanıldığını dikkate almalarına rağmen emrin tarifinde ve kesinlik ifade etmesi ile emrin otoriter bir tarzda gerekliliği hususunda ihtilaflı olduklarını tespit edilmiştir. Ebü’l-Kâsım el-Müeddib’e Göre Arapça Emir Kipleri ve Kur’ân’daki Yansımaları: Çalışmada yazar, Arap dili emir kipleri konusunu Ebü’l-Kâsım el-Müeddib’in (ö. 338/950) Deḳâiḳu’t-taṣrîf adlı eserindeki görüşlerine bağlı kalarak açıklamaya çalışmıştır. el-Müeddib’e göre emir anlamını karşılayan çeşitli yapılar vardır. Yazar eser çerçevesinde bu yapıları incelemiş ve emir fiilin Kur’an’da kullanıldığı anlamları incelemiştir. Bu çalışma, erken dönem","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"65 12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139251893","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Alevi-Sünni Evliliklerinin Karşılıklı İlişkilere Etkisi 阿列维-逊尼派婚姻对相互关系的影响
Pub Date : 2023-11-21 DOI: 10.14395/hid.1343116
Tahir Küçük, Yakup Çoştu
Bu makalede, Alevi-Sünni evliliklerinin gruplar arası karşılıklı ilişkiler üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğu konu edinilmektedir. Alevi-Sünni ilişkilerindeki olumsuz ön yargı, kalıp yargı ve ötekileştirme eğilimlerinden yola çıkılarak, bu zihinsel ve davranışsal kalıpların hangi durumlarda değişebileceği sorusu, evlilik kurumunun etkisi bağlamında analiz edilmiştir. Alevi-Sünni çiftlerle yapılan görüşmeler üzerinden her iki grup arasındaki ilişkilerdeki değişimin açığa çıkartılması amaçlanmıştır. Makalede, öncelikli olarak, öteki ve ötekileştirme kavramları üzerinden Alevi-Sünni ilişkileri ve Alevi-Sünni evlilikleri ele alınmıştır. Daha sonra, Alevi-Sünni evliliklerinin Alevi-Sünni grupları arasındaki ilişkileri ne yönde etkilediği, evlilikle kurulan akrabalık bağlarının var olan ön yargı, kalıp yargı ve ötekileştirme eğilimlerini giderip gidermediği sadece katılımcıların gözünden anlaşılmaya çalışılmıştır. Aile ve akraba gruplarının yorumları bu çalışmaya dahil edilmemiştir. Bu bağlamda araştırmaya Alevi-Sünni evliliği yapmış Samsun ve Amasya şehirlerinden toplam 37 kişi katılmıştır. Görüşmeler Mayıs 2022 ile Mart 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Mülakata katılan 20 kişi Samsun ve ilçelerinde yaşamakta, 17 kişi ise Amasya ve ilçelerinde yaşamaktadır. 37 katılımcının 21’i erkek, 16’sı ise kadınlardan oluşmaktadır. Bu katılımcıların 20’si Sünni 17’si ise Alevi dini grubuna mensuptur. Mülakata katılan katılımcıların 15’i eşiyle birlikte, (toplam 30 kişi) 7 kişi ise tek olarak katılım sağlamıştır. Görüşmeye katılan kişilerin yaşları 27 ile 49 arasında değişmektedir. Alevi-Sünni evlilikleri yapmış Samsun ve Amasya şehirlerinde yaşayan bireylerle yapılan derinlemesine görüşmelerden elde edilen verilerle ötekine karşı bakışın seyri incelenmiştir. Özellikle katılımcıların gözünden aile, akraba ve sosyal çevrenin yaklaşımı anlaşılmaya çalışılmıştır. Görüşmelerden elde edilen veriler temalar halinde kodlanarak içerik analizleri yapılmıştır. Genel anlamda bu tür evliliklerin kentleşme, modernleşme ve sekülerleşme süreçlerinin yanı sıra üniversite eğitiminin getirmiş olduğu karşılıklı temas ile birlikte artarak devam ettiği gözlenmiştir. Alevi-Sünni evliliklerinin eşler arasında çok fazla problem oluşturmadığı ancak aile ve akraba grupları arasında tartışıldığı saptanmıştır. Özellikle her iki grubun aile ve akraba çevrelerinin kırsal bölgede yaşamaları, bu evlilikleri olumsuz algılamalarına sebep olduğu gözlemlenmiştir. Bu açıdan ailelerin sosyal çevrenin baskısı altında oldukları tespit edilmiştir. Görüşülen bireylerin yaş, cinsiyet, eğitim, meslek, yaşadığı yer, aile ilişkileri ve aidiyet duygusu gibi değişkenler açısından sorulan sorulara farklı cevaplar verdikleri görülmüştür. Katılımcıların yanıt ve yorumları, evlilik öncesi süreç, evlilik süreci ve evlilik sonrası süreç olmak üzere üç temanın oluşmasını sağlamıştır. Bulguların analizi de bu temalar üzerinden yapılmıştır. Bireylerin evlilik öncesi genel olarak Alevi-Sünni evlilik
本文分析了阿列维-逊尼婚姻对群体间关系的影响。基于阿列维-逊尼关系中的负面偏见、成见和他者化倾向,本文结合婚姻制度的影响,分析了这些心理和行为模式发生改变的条件。通过对阿列维-逊尼夫妇的访谈,旨在揭示两个群体之间关系的变化。 文章首先通过 "他者 "和 "边缘化 "的概念讨论了阿列维-逊尼关系和阿列维-逊尼婚姻。然后,文章试图了解阿列维-逊尼婚姻如何影响阿列维-逊尼群体之间的关系,以及通过婚姻建立的亲属关系是否消除了现有的偏见、成见和他者化倾向(仅从参与者的角度)。家庭和亲属群体的意见未被纳入本研究。在这种情况下,共有 37 名来自萨姆松和阿马西亚的阿列维-逊尼婚姻参与者参与了研究。访谈在 2022 年 5 月至 2023 年 3 月期间进行。受访者中有 20 人居住在萨姆松及其各区,17 人居住在阿马西亚及其各区。在 37 名参与者中,21 人为男性,16 人为女性。其中 20 人属于逊尼派,17 人属于阿列维派。其中 15 人与其配偶一起参加了访谈(共 30 人),7 人单独参加了访谈。受访者的年龄在 27 至 49 岁之间。 通过对居住在萨姆松和阿马西亚的阿列维-逊尼派婚姻当事人进行深入访谈所获得的数据,对他人观点的发展过程进行了分析。特别是,试图通过参与者的视角来理解家庭、亲属和社会环境的做法。对从访谈中获得的数据进行了主题编码和内容分析。 总体而言,随着城市化、现代化和世俗化进程的推进以及大学教育带来的相互接触,此类婚姻不断增加。已确定的是,阿列维-逊尼婚姻不会在配偶之间造成很多问题,但会在家庭和亲戚群体中引起讨论。据观察,这两个群体的家庭和亲戚都生活在农村地区,这导致他们对这些婚姻持负面看法。在这方面,可以确定这些家庭受到了来自社会环境的压力。从年龄、性别、教育程度、职业、居住地、家庭关系和归属感等变量来看,受访者对所提问题给出了不同的答案。根据受访者的回答和评论,形成了三个主题:婚前过程、婚姻过程和婚后过程。根据这些主题对调查结果进行了分析。 结果发现,一般来说,个人在婚前对阿列维-逊尼派婚姻没有负面看法,但他们的家庭和社会圈子对他们的婚姻表现出负面反应。虽然人们对阿列维-逊尼派婚姻的普遍态度是消极的,但这种情况的基调会随着家庭和亲属的宗教信仰程度、生活方式、教育水平、年龄和职业等变量的不同而变化。结婚者的家庭和亲属具有世俗的生活方式、受过教育并居住在城市中心,这对他们不对这种婚姻持消极态度起到了有效作用。相反,比较保守的家庭和亲属则对这种婚姻持抵制态度。 家庭和社会环境中宗教团体归属感较强的个人在婚姻过程中的观点没有发生积极的变化。在某些情况下,消极观点明显体现在婚姻仪式上(订婚、结婚、婚礼等)。少数表示思想发生了积极变化的参与者说,这种变化是由于个人的性格特点造成的, 对另一群体的思想没有普遍的积极变化。 在婚后过程中,由于缔结这种婚姻的人一般都有世俗的生活方式,因此他们在婚姻中不会遇到宗教问题。这些问题一般不是通过个人关系而是通过父母和亲戚的干预来解决的。在这方面,据观察,夫妻往往远离家庭和亲戚群体。在例外情况下,遇到问题的夫妻在讨论问题时会产生归属感,但问题无法得到解决。
{"title":"Alevi-Sünni Evliliklerinin Karşılıklı İlişkilere Etkisi","authors":"Tahir Küçük, Yakup Çoştu","doi":"10.14395/hid.1343116","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1343116","url":null,"abstract":"Bu makalede, Alevi-Sünni evliliklerinin gruplar arası karşılıklı ilişkiler üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğu konu edinilmektedir. Alevi-Sünni ilişkilerindeki olumsuz ön yargı, kalıp yargı ve ötekileştirme eğilimlerinden yola çıkılarak, bu zihinsel ve davranışsal kalıpların hangi durumlarda değişebileceği sorusu, evlilik kurumunun etkisi bağlamında analiz edilmiştir. Alevi-Sünni çiftlerle yapılan görüşmeler üzerinden her iki grup arasındaki ilişkilerdeki değişimin açığa çıkartılması amaçlanmıştır. Makalede, öncelikli olarak, öteki ve ötekileştirme kavramları üzerinden Alevi-Sünni ilişkileri ve Alevi-Sünni evlilikleri ele alınmıştır. Daha sonra, Alevi-Sünni evliliklerinin Alevi-Sünni grupları arasındaki ilişkileri ne yönde etkilediği, evlilikle kurulan akrabalık bağlarının var olan ön yargı, kalıp yargı ve ötekileştirme eğilimlerini giderip gidermediği sadece katılımcıların gözünden anlaşılmaya çalışılmıştır. Aile ve akraba gruplarının yorumları bu çalışmaya dahil edilmemiştir. Bu bağlamda araştırmaya Alevi-Sünni evliliği yapmış Samsun ve Amasya şehirlerinden toplam 37 kişi katılmıştır. Görüşmeler Mayıs 2022 ile Mart 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Mülakata katılan 20 kişi Samsun ve ilçelerinde yaşamakta, 17 kişi ise Amasya ve ilçelerinde yaşamaktadır. 37 katılımcının 21’i erkek, 16’sı ise kadınlardan oluşmaktadır. Bu katılımcıların 20’si Sünni 17’si ise Alevi dini grubuna mensuptur. Mülakata katılan katılımcıların 15’i eşiyle birlikte, (toplam 30 kişi) 7 kişi ise tek olarak katılım sağlamıştır. Görüşmeye katılan kişilerin yaşları 27 ile 49 arasında değişmektedir. Alevi-Sünni evlilikleri yapmış Samsun ve Amasya şehirlerinde yaşayan bireylerle yapılan derinlemesine görüşmelerden elde edilen verilerle ötekine karşı bakışın seyri incelenmiştir. Özellikle katılımcıların gözünden aile, akraba ve sosyal çevrenin yaklaşımı anlaşılmaya çalışılmıştır. Görüşmelerden elde edilen veriler temalar halinde kodlanarak içerik analizleri yapılmıştır. Genel anlamda bu tür evliliklerin kentleşme, modernleşme ve sekülerleşme süreçlerinin yanı sıra üniversite eğitiminin getirmiş olduğu karşılıklı temas ile birlikte artarak devam ettiği gözlenmiştir. Alevi-Sünni evliliklerinin eşler arasında çok fazla problem oluşturmadığı ancak aile ve akraba grupları arasında tartışıldığı saptanmıştır. Özellikle her iki grubun aile ve akraba çevrelerinin kırsal bölgede yaşamaları, bu evlilikleri olumsuz algılamalarına sebep olduğu gözlemlenmiştir. Bu açıdan ailelerin sosyal çevrenin baskısı altında oldukları tespit edilmiştir. Görüşülen bireylerin yaş, cinsiyet, eğitim, meslek, yaşadığı yer, aile ilişkileri ve aidiyet duygusu gibi değişkenler açısından sorulan sorulara farklı cevaplar verdikleri görülmüştür. Katılımcıların yanıt ve yorumları, evlilik öncesi süreç, evlilik süreci ve evlilik sonrası süreç olmak üzere üç temanın oluşmasını sağlamıştır. Bulguların analizi de bu temalar üzerinden yapılmıştır. Bireylerin evlilik öncesi genel olarak Alevi-Sünni evlilik","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"92 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139252784","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
An Analyze of the Dropshipping Model in the Manner of Islamic Law 根据伊斯兰法分析滴滴打车模式
Pub Date : 2023-11-12 DOI: 10.14395/hid.1336315
Cemil Li̇v
İslâm hukukunda naslar ışığında belirlenen temel ilkeler, hayatın her alanında olduğu gibi ticari faaliyetlerde de mihenk taşı olmuştur. Gelişim ve değişimin ortaya çıkardığı ticari sorunlar bu ilkeler ölçüt alınarak giderilmeye çalışılmıştır. Teknolojinin gelişimi tüketici taleplerinde değişikliğe sebep olduğu gibi, talep edilen ürün ve hizmetlerin arz yönteminde de değişimlere neden olmuştur. Klasik pazar anlayışının piyasadaki yoğunluğu e-ticaret modeline doğru evrilmeye başlamış, fiziki mağazalarla birlikte sanal pazar ve mağazalar da önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Başlangıçta işletmeler kendi kurdukları web siteleri üzerinden satış işlemini gerçekleştirirken bir süre sonra pek çok ürün ve firmanın yer aldığı alışveriş siteleri pazardaki yerini almaya başlamıştır. Elektronik ticaret (E-Ticaret) olarak adlandırılan bu yeni ticaret modelinde insanlar mağazalara gitmek yerine bilgisayar ve mobil cihazları vasıtasıyla günün her saatinde kolaylıkla alışveriş yapabilmektedirler. E-ticaret sadece tüketicilere belirli bir mekân ve zaman olmadan sınırsız alışveriş imkânı sunmakla kalmadı; aynı zamanda yeni ticari fırsatlar da sundu. Pek çok insan fiziksel bir mağaza ihtiyacı hissetmeden ticari faaliyetlerde bulunmaya başladı. Bunlardan bir tanesi de dropshipping olarak adlandırılan stoksuz e-satış yöntemidir. “Stoksuz e-satış” veya “stoksuz e-ticaret” olarak tanımlanan dropshipping, ürünlerin tedarikçilerden alınıp doğrudan müşterilere gönderilmesiyle oluşan e-ticaret modelidir. Bu yöntem diğer e-ticaret iş modellerine kıyasla kurulumunun daha kolay olması, daha düşük kuruluş sermayesi gerektirmesi nedeniyle girişimciler için cazip bir ticarî model halini almıştır. Bu yöntemde satıcı, tedarikçisinin web sitesinden ürün kataloğunu kopyalayıp kendi web sitesi veya sosyal ağlarında satışa sunar. Müşteri satın almak istediği ürünü site üzerinden seçip aldığında dropshipping sahibi kişi ürünü tedarikçi firma üzerinden müşteriye doğrudan ulaştırır. Stoksuz satışın tarihi 1900’lü yılların başlarına kadar dayandırılmakla birlikte dropshipping son dönemlerde ortaya çıkmış ve hızlı bir ivme ile piyasada önemli bir satış modeli olmuştur. Gerek ülkemizde gerekse uluslararası pazarda pek çok firma dropshipping hizmetini müşterilere sunmaktadır. Bu bağlamda, araştırmanın amacını, her kesimden insanın kolaylıkla yapabileceği alternatif bir satış modeli olarak sunulan dropshippingin İslâm ticaret hukukunun genel ilkeleri kapsamında tahlil edilerek hukuki niteliğinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Araştırmada öncelikle dropshipping sisteminde satıcı ile tedarikçi arasındaki hukuki ilişki hakkında bilgi verilmiştir. Sonrasında dropshipping sisteminde stok bulundurmadan satış işlemi, yanında olmayan ürünün satılması üst başlığı içerisinde ma’dûmun satışı ve kabzedilmeden ürün satışı başlıkları altında tahlil edilmiştir. Son olarak dropshipping sistemi kusur sorumluluğu ve piyasa fiyat istikrarı açısından değerlendirilmiştir. Dropshipping modelinde taraflar
根据伊斯兰法确定的基本原则一直是商业活动的基石,在生活的各个领域也是如此。人们试图以这些原则为标准来解决发展和变化所带来的商业问题。技术的发展引起了消费者需求的变化,同时也引起了所需产品和服务供应方式的变化。市场上传统的市场认识强度开始向电子商务模式演变,虚拟市场和商店与实体商店一起成为重要的贸易中心。起初,企业通过自己的网站进行销售,一段时间后,拥有众多产品和公司的购物网站开始在市场上占据一席之地。在这种被称为电子商务(E-Commerce)的新型贸易模式中,人们可以随时通过电脑和移动设备轻松购物,而不用去商店。电子商务不仅为消费者提供了没有特定时间和地点的无限购物机会,还提供了新的商业机会。许多人开始从事无需实体店的商业活动。其中之一就是被称为 "dropshipping "的代购方式。代购,定义为 "代购电子销售 "或 "代购电子商务",是一种电子商务模式,包括从供应商处购买产品并直接发送给客户。与其他电子商务商业模式相比,这种方法更容易建立,所需的建立资金也更少,因此成为对创业者有吸引力的商业模式。在这种方法中,卖方从供应商的网站上复制产品目录,并在自己的网站或社交网络上出售。当客户在网站上选择并购买他想要购买的产品时,代购所有者就会通过供应商公司直接将产品送到客户手中。虽然代购的历史可以追溯到 20 世纪初,但代购是最近才兴起的,并以迅猛的速度成为市场上一种重要的销售模式。在我国和国际市场上,许多公司都向客户提供代购服务。在此背景下,本研究的目的是通过在伊斯兰商业法一般原则的范围内对滴滴打车进行分析,确定滴滴打车的法律性质,因为滴滴打车是作为一种替代销售模式出现的,各行各业的人都可以很容易地做到这一点。在研究中,首先介绍了滴滴打车系统中卖方和供应商之间的法律关系。然后,在 "ma'dûmun "销售和 "销售非随身携带的产品 "上层标题下的 "无收据产品销售 "标题下,分析了滴滴运输系统中的无库存销售交易。最后,从过错责任和市场价格稳定性的角度对滴滴运输系统进行了评估。在滴滴打车模式中的双方法律关系问题上,强调了卖家从供应商商店中挑选产品,并在自己的商店橱窗中出售,并在此基础上增加一定的利润,可以被视为一个独立的销售合同。关于卖方出售非库存商品的问题,是在先知禁止出售非库存商品的圣训范围内进行评估的。禁止销售的主要理由是,由于无法向买方交付合同标的物而产生的风险。有观点认为,供应商声称不对退货和瑕疵品负责作为一项条件,不会损害无库存电子销售交易的健康,不对瑕疵品负责的条件与日后可能出现的瑕疵品有关,将已知的瑕疵品告知卖方对于确保合同中的双方同意和防止对立非常重要。有观点强调,代购流程为消费者提供了一个替代虚拟商店的机会,并认为将这种方法视为中介是错误的,因为它无助于提高产品质量和向消费者提供产品,相反,这将导致产品价格不必要的上涨。
{"title":"An Analyze of the Dropshipping Model in the Manner of Islamic Law","authors":"Cemil Li̇v","doi":"10.14395/hid.1336315","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1336315","url":null,"abstract":"İslâm hukukunda naslar ışığında belirlenen temel ilkeler, hayatın her alanında olduğu gibi ticari faaliyetlerde de mihenk taşı olmuştur. Gelişim ve değişimin ortaya çıkardığı ticari sorunlar bu ilkeler ölçüt alınarak giderilmeye çalışılmıştır. Teknolojinin gelişimi tüketici taleplerinde değişikliğe sebep olduğu gibi, talep edilen ürün ve hizmetlerin arz yönteminde de değişimlere neden olmuştur. Klasik pazar anlayışının piyasadaki yoğunluğu e-ticaret modeline doğru evrilmeye başlamış, fiziki mağazalarla birlikte sanal pazar ve mağazalar da önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir. Başlangıçta işletmeler kendi kurdukları web siteleri üzerinden satış işlemini gerçekleştirirken bir süre sonra pek çok ürün ve firmanın yer aldığı alışveriş siteleri pazardaki yerini almaya başlamıştır. Elektronik ticaret (E-Ticaret) olarak adlandırılan bu yeni ticaret modelinde insanlar mağazalara gitmek yerine bilgisayar ve mobil cihazları vasıtasıyla günün her saatinde kolaylıkla alışveriş yapabilmektedirler. E-ticaret sadece tüketicilere belirli bir mekân ve zaman olmadan sınırsız alışveriş imkânı sunmakla kalmadı; aynı zamanda yeni ticari fırsatlar da sundu. Pek çok insan fiziksel bir mağaza ihtiyacı hissetmeden ticari faaliyetlerde bulunmaya başladı. Bunlardan bir tanesi de dropshipping olarak adlandırılan stoksuz e-satış yöntemidir. “Stoksuz e-satış” veya “stoksuz e-ticaret” olarak tanımlanan dropshipping, ürünlerin tedarikçilerden alınıp doğrudan müşterilere gönderilmesiyle oluşan e-ticaret modelidir. Bu yöntem diğer e-ticaret iş modellerine kıyasla kurulumunun daha kolay olması, daha düşük kuruluş sermayesi gerektirmesi nedeniyle girişimciler için cazip bir ticarî model halini almıştır. Bu yöntemde satıcı, tedarikçisinin web sitesinden ürün kataloğunu kopyalayıp kendi web sitesi veya sosyal ağlarında satışa sunar. Müşteri satın almak istediği ürünü site üzerinden seçip aldığında dropshipping sahibi kişi ürünü tedarikçi firma üzerinden müşteriye doğrudan ulaştırır. Stoksuz satışın tarihi 1900’lü yılların başlarına kadar dayandırılmakla birlikte dropshipping son dönemlerde ortaya çıkmış ve hızlı bir ivme ile piyasada önemli bir satış modeli olmuştur. Gerek ülkemizde gerekse uluslararası pazarda pek çok firma dropshipping hizmetini müşterilere sunmaktadır. Bu bağlamda, araştırmanın amacını, her kesimden insanın kolaylıkla yapabileceği alternatif bir satış modeli olarak sunulan dropshippingin İslâm ticaret hukukunun genel ilkeleri kapsamında tahlil edilerek hukuki niteliğinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Araştırmada öncelikle dropshipping sisteminde satıcı ile tedarikçi arasındaki hukuki ilişki hakkında bilgi verilmiştir. Sonrasında dropshipping sisteminde stok bulundurmadan satış işlemi, yanında olmayan ürünün satılması üst başlığı içerisinde ma’dûmun satışı ve kabzedilmeden ürün satışı başlıkları altında tahlil edilmiştir. Son olarak dropshipping sistemi kusur sorumluluğu ve piyasa fiyat istikrarı açısından değerlendirilmiştir. Dropshipping modelinde taraflar ","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"26 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139279532","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Şarkıcı Cemîle ve Medine’de Kültürel Hayat 歌手杰米勒与麦地那的文化生活
Pub Date : 2023-11-08 DOI: 10.14395/hid.1343075
Nadir Karakuş, Mustafa Erzen
İlk dönemlerde Arap mûsikîsi genellikle “el-Hıdâ/el-Hudâ” ve “en-Neşîd” denilen tek makam ve düz nağmelerden oluşmuştur. Daha sonra fetihlerle birlikte başlayan İran mûsikîsinin etkisi, zengin melodilerin ve çok yönlü bir makam kültürünün Arap mûsikîsine girmesini sağlamıştır. Bu etki sonucu Mekke’de Saîd b. Miscâh (ö. 96/715 ?), Medine’de Sâib Hâsir (ö. 63/683) İran’ın zengin nağmelerini Hicaz’a yaymışlardır. Araştırılan makaleye konu olan şarkıcı Cemîle de (ö. ?) bu nağmeleri, komşusu olan Sâib Hâsir’den alarak Medine’de yeni bir tarzın başlamasında etkili olmuştur. Allah vergisi yeteneklerini ve güzel sesini Sâib’in udla okuduğu nağmelerle birleştirip daha da zenginleştiren Cemîle, aynı zamanda İran udunu da iyi derecede icrâ etmesiyle tanınmıştır. Makalemizde aktarılan Medine’deki kültürel hayat, Cemîle’nin söylediği şarkılar ve bunlara konu olan şiirler üzerinden ele alınmaya çalışılmıştır. Makalemize konu olan şarkıcı Cemîle’yle ilgili, kaynaklarda az bir bilgi bulunmakla birlikte temel kaynak olarak Kitâbü’l-Egânî esas alınarak hazırlanmıştır. İlgili kaynağın anlatım üsûbu ve tarihleri belirtmemiş olması sebepleriyle konular, Edebiyat ve şiir tarihi üzerine yoğunlaşan İbn Kuteybe (ö. 276/889), Yâkût el-Hamevî (ö. 626/1229) gibi müelliflerden başka İbn Sâ’d (ö. 230/845), Belâzurî (ö. 279/892-93), İbn Hacer el-Askalânî (ö. 852/1449), Endülüslü âlim ve şâir İbn Abdürabbih (ö. 328/940) tarafından kaleme alınan tabakât ve rical kitapları ile desteklemeye çalışılmıştır. Makale, aynı zamanda Emevîler döneminin bazı acı olayları ve toplumda bıraktığı derin teessürün farklı bir yönünün anlaşılmasına katkı sağladığı gibi Medine’nin kültürel hayatına da ışık tutmaya çalışmıştır. Makalemize konu olan Cemîle es-Sülemî adlı kadın şarkıcı, Emevîler döneminde (661-750) Medine’nin sosyal ve kültürel hayatında etkin olmuştur. Cemîle’nin Benu’l-Haris b. Hazrec’den ismi verilmeyen bir mevlâ ile evlendiği, fakat çocuklarının olup olmadığına dair bir bilgiye kaynaklarda rastlanmamıştır. Cemîle’nin şarkı öğrendiği İranlı Hocası Sâib Hâsir, Cemîle’nin yetişmesi ve nağmelerindeki mükemmelliğin anlaşılmasına katkı sağlamıştır. Sâib Hâsir’in, şarkılarını ud eşliğinde çaldığı göz önüne alınarak İran müziğini ve Fârisî nağmeleri Medine’ye ilk kez getirenlerden birisi olduğunu düşünebiliriz. Cemîle, nağmelerindeki yumuşaklık yanında tiz perdelerdeki ses hâkimiyeti ile sadece bu dönemde değil mûsikî tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Ayrıca udu ile “enstrümantal nağmeler” çalan Cemîle, bu özelliği ile de isminden bahsettirmiştir. Yalnızca Sâib Hâsir’in tarzını taklit etmeyip kendisine yeni bir tarz geliştiren Cemîle, bu birikiminden dolayı Mekke ve Medineli ünlü mûsikîşinasların ziyaret ettikleri bir otorite olmuş olup, bunların arasında İbn Süreyc, Garîz (ö. 98/717 ?), Saîd b. Miscah ve Müslim b. Muhriz (İbn Muhriz) gibi isimler de görülmektedir. Medine’de hep birlikte bir açık hava konseri verdikleri kaynaklarda geçmektedir. Mekke ve Medine’de kadınlı erkekli
早期的阿拉伯音乐一般由名为 "al-Hidā/al-Hudā "和 "al-Nashīd "的单一马卡姆和简单的旋律组成。后来,由于受到伊朗音乐的影响,阿拉伯音乐中出现了丰富的旋律和多变的马卡姆文化。受此影响,麦加的赛义德-米斯卡(Saîd b. Miscâh,卒于 96/715?本文要介绍的歌手贾米拉(Jamīla,卒于?贾米勒(Jamīle)将上帝赐予她的天赋和美妙的嗓音与萨伊布的乌德琴曲结合在一起,并进一步丰富了这些曲调,她还以擅长演奏波斯乌德琴而闻名。 本文将通过塞米勒演唱的歌曲和诗歌来分析麦地那的文化生活。虽然有关本文的主题--歌手杰米拉的资料很少,但本文仍以《Kitāb al-Agānī》为主要资料来源。由于相关资料采用叙事风格,且未说明具体日期,因此不仅伊本-库泰巴(Ibn Qutayba,卒于 276/889)和亚库特-哈马维(Yāqūt al-Khamawī,卒于 626/1229)等专注于文学史和诗歌史的作者对这些主题进行了分析,伊本-萨德(Ibn Sa'd,卒于 230/845)、贝拉祖尔(Belāzur,卒于 230/845)、贝拉祖尔(Belāzur,卒于 626/1229)等人也对这些主题进行了分析。伊本-萨德(卒于 230/845)、贝拉祖尔(卒于 230/845)、贝拉祖里(卒于 279/892-93)、伊本-哈贾尔-阿斯卡兰尼(卒于 852/1449)以及安达卢西亚学者兼诗人伊本-阿布杜拉比(卒于 328/940)。这篇文章还有助于从另一个角度了解倭马亚王朝时期的一些痛苦事件及其给社会留下的深重伤痛,并揭示麦地那的文化生活。 本文的主人公是一位名叫 Jamīla al-Sulamī 的女歌手,她在倭马亚时期(661-750 年)活跃于麦地那的社会和文化生活中。贾米拉嫁给了来自 Benu'l-Haris b. Hazraj 的一位不知名的毛拉拉,但资料中没有关于她是否有子女的信息。 贾米拉的伊朗老师萨伊布-哈西尔(Sāib Hāsir)是她学习歌唱的老师,萨伊布-哈西尔对贾米拉的成长及其完美的旋律做出了贡献。考虑到萨伊布-哈西尔用乌德琴伴奏他的歌曲,我们可以认为他是最早将波斯音乐和波斯旋律带到麦地那的人之一。 贾米拉不仅在这一时期占有重要地位,而且以其柔和的旋律和对高音的驾驭能力在音乐史上占有重要地位。用乌德琴演奏 "器乐旋律 "的 Cemîle 也因这一特点而声名鹊起。贾米拉不仅模仿了萨伊布-哈西尔的风格,还发展出了自己的新风格。由于他的这些知识,他成为了麦加和麦地那著名音乐家拜访的权威,其中包括伊本-苏拉伊、加里兹(卒于 98/717 年)、赛义德-比-米斯卡(Saīd b. Miscah)和穆斯林-比-穆赫里兹(Ibn Muhriz)。据资料记载,他们曾在麦地那共同举办过一场露天音乐会。在麦加和麦地那,虽然也有男女音乐会,但可以看出,音乐会有其自身的礼仪,嫔妃们唱歌的地方会拉上窗帘。我们注意到,在这一时期建立了大型音乐集会,这些集会由著名的穆加尼参加,并有乌德和 def 等乐器伴奏。 在这一时期,我们可以看到歌手的住所起到了一种音乐学校的作用,据说与贾米勒同时居住在麦地那的著名穆加尼人曾到贾米勒的住所拜访并向她学习音乐。 杰米勒是她那个时代的第一批人之一,作为文化和艺术界的重要人物,他是麦地那的一面镜子。当时的音乐权威认为,他是安拉赐予他铜管乐天赋的人中知识最渊博的一位,贾米拉说,这种知识不是教育的结果,而是灵感的结晶;从某种程度上说,这是安拉赐予他的礼物。 塞米勒的名声远扬麦地那,她留下了许多学生,这些学生以不朽的旋律继承了她的学派和风格,她也是当时著名音乐家的灵感之源。 在这一时期,麦地那的嫔妃们通常在婚礼和其他仪式上演唱,许多音乐家参加了杰米勒的音乐会,在这些音乐会上,阿拉伯文学巨匠和当时诗人的诗歌成为了穆加尼的歌词。
{"title":"Şarkıcı Cemîle ve Medine’de Kültürel Hayat","authors":"Nadir Karakuş, Mustafa Erzen","doi":"10.14395/hid.1343075","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1343075","url":null,"abstract":"İlk dönemlerde Arap mûsikîsi genellikle “el-Hıdâ/el-Hudâ” ve “en-Neşîd” denilen tek makam ve düz nağmelerden oluşmuştur. Daha sonra fetihlerle birlikte başlayan İran mûsikîsinin etkisi, zengin melodilerin ve çok yönlü bir makam kültürünün Arap mûsikîsine girmesini sağlamıştır. Bu etki sonucu Mekke’de Saîd b. Miscâh (ö. 96/715 ?), Medine’de Sâib Hâsir (ö. 63/683) İran’ın zengin nağmelerini Hicaz’a yaymışlardır. Araştırılan makaleye konu olan şarkıcı Cemîle de (ö. ?) bu nağmeleri, komşusu olan Sâib Hâsir’den alarak Medine’de yeni bir tarzın başlamasında etkili olmuştur. Allah vergisi yeteneklerini ve güzel sesini Sâib’in udla okuduğu nağmelerle birleştirip daha da zenginleştiren Cemîle, aynı zamanda İran udunu da iyi derecede icrâ etmesiyle tanınmıştır. Makalemizde aktarılan Medine’deki kültürel hayat, Cemîle’nin söylediği şarkılar ve bunlara konu olan şiirler üzerinden ele alınmaya çalışılmıştır. Makalemize konu olan şarkıcı Cemîle’yle ilgili, kaynaklarda az bir bilgi bulunmakla birlikte temel kaynak olarak Kitâbü’l-Egânî esas alınarak hazırlanmıştır. İlgili kaynağın anlatım üsûbu ve tarihleri belirtmemiş olması sebepleriyle konular, Edebiyat ve şiir tarihi üzerine yoğunlaşan İbn Kuteybe (ö. 276/889), Yâkût el-Hamevî (ö. 626/1229) gibi müelliflerden başka İbn Sâ’d (ö. 230/845), Belâzurî (ö. 279/892-93), İbn Hacer el-Askalânî (ö. 852/1449), Endülüslü âlim ve şâir İbn Abdürabbih (ö. 328/940) tarafından kaleme alınan tabakât ve rical kitapları ile desteklemeye çalışılmıştır. Makale, aynı zamanda Emevîler döneminin bazı acı olayları ve toplumda bıraktığı derin teessürün farklı bir yönünün anlaşılmasına katkı sağladığı gibi Medine’nin kültürel hayatına da ışık tutmaya çalışmıştır. Makalemize konu olan Cemîle es-Sülemî adlı kadın şarkıcı, Emevîler döneminde (661-750) Medine’nin sosyal ve kültürel hayatında etkin olmuştur. Cemîle’nin Benu’l-Haris b. Hazrec’den ismi verilmeyen bir mevlâ ile evlendiği, fakat çocuklarının olup olmadığına dair bir bilgiye kaynaklarda rastlanmamıştır. Cemîle’nin şarkı öğrendiği İranlı Hocası Sâib Hâsir, Cemîle’nin yetişmesi ve nağmelerindeki mükemmelliğin anlaşılmasına katkı sağlamıştır. Sâib Hâsir’in, şarkılarını ud eşliğinde çaldığı göz önüne alınarak İran müziğini ve Fârisî nağmeleri Medine’ye ilk kez getirenlerden birisi olduğunu düşünebiliriz. Cemîle, nağmelerindeki yumuşaklık yanında tiz perdelerdeki ses hâkimiyeti ile sadece bu dönemde değil mûsikî tarihinde de önemli bir yere sahiptir. Ayrıca udu ile “enstrümantal nağmeler” çalan Cemîle, bu özelliği ile de isminden bahsettirmiştir. Yalnızca Sâib Hâsir’in tarzını taklit etmeyip kendisine yeni bir tarz geliştiren Cemîle, bu birikiminden dolayı Mekke ve Medineli ünlü mûsikîşinasların ziyaret ettikleri bir otorite olmuş olup, bunların arasında İbn Süreyc, Garîz (ö. 98/717 ?), Saîd b. Miscah ve Müslim b. Muhriz (İbn Muhriz) gibi isimler de görülmektedir. Medine’de hep birlikte bir açık hava konseri verdikleri kaynaklarda geçmektedir. Mekke ve Medine’de kadınlı erkekli ","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"15 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139282772","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İbnu’l-Cezerî’nin eş-Şâṭıbiyye’nin Muhtevasına İlişkin Taḥrîrât Uygulamaları: Neşr Bağlamında Bir İnceleme 伊本-贾扎里关于 al-Shāṭibiyya 内容的 Taḥrīrāt 实践:奈斯尔背景下的研究
Pub Date : 2023-11-08 DOI: 10.14395/hid.1324594
Muhammed Pi̇lgi̇r
Bu çalışmada, İbnu’l-Cezerî’nin eş-Şâṭıbiyye üzerine yaptığı taḥrîrât uygulamaları ve onun bu konuda haleflerine olan etkisi ele alınmıştır. Kolay ezberlenebilir, kısa ve pratik olmaları gibi sebeplerden dolayı İslâmî ilimlerin öğretiminde kullanılan manzum eserler, ḳırâât ilmi tedrisatında birincil kaynaklar olarak öne çıkmaktadır. Fakat manzum eserlerin veciz ifadeler içermesi ve buna ilaveten manzum ḳırâât eserleri özelinde söylenecek olursa ḳırâât ihtilaflarının metnin içine şifrelenmiş olması dolayısıyla mezkûr metinler şerḥ edilmeye muhtaçtır. Ḳırâât edebiyatına ait bu tarz teliflerden biri olan eş-Şâṭıbiyye de temel kaynaklar arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda günümüze değin eş-Şâṭıbiyye üzerine şerhler yazılagelmiş; mücmel ve muṭlaḳ ifadelerin netleştirilip aḫz edilmesi uygun görülmeyen vecîhlerin ayıklandığı taḥrîrât çalışmaları yapılmıştır. Bu tür eserlerin temel amacı, râvîlere nispet edilen ḳırâât vecîhlerinin ṣaḥîḥ olanını saḳīm olanından ayırmaktır. Bu yapılırken râvîlere isnâd edilen ihtilaflara ait nakillerin sıhhati, müellifler tarafından mütalaa edilmekte ve bunlardan muṭlaḳ olanlar taḳyîd, mücmel olanlar ise beyân edilmektedir. Ṭayyibetu’n-Neşr fi’l-ḳırââti’l-ʿaşr’ın mensur hâli olan Neşru’l-’ḳırââti’l-ʿaşr’da da eş-Şâṭıbiyye üzerine taḥrîrât uygulamalarına rastlanmaktadır. Ṭayyibetu’n-Neşr’in el-ʿaşru’ṣ-ṣuġrâ programına kaynaklık eden eserlerden biri olan eş-Şâṭıbiyye’yi de kapsaması, eş-Şâṭıbiyye üzerine Neşr’de yapılan taḥrîrât uygulamalarını anlamlı kılmaktadır. Mamafih İbnu’l-Cezerî’nin eş-Şâṭıbiyye üzerine yaptığı taḥrîrât değerlendirmelerinde kullandığı ifadeler, bu bahsin başlangıç noktası olarak görülmektedir. Şâṭıbî’nin et-Teysîr’e yaptığı ziyadeler ve iḫtiyârlar/tercihler hakkında İbnu’l-Cezerî’nin kullandığı söz konusu ifadeler ise “خروج عن طرقه” ve türevleridir. Bu ifadeler, İbnu'l-Cezerî'nin mezkûr vecîhleri aḫz için uygun görüp görmediğini, taḥrîrâttaki yöntemini ve halefleri üzerindeki etkisini ortaya koyması bakımından önemlidir. İbnu’l-Cezerî sonrası ḳırâât müelliflerinin bu konudaki tavrının söz konusu söylem üzerinden nasıl gerçekleştiği meselesi de mühim bir durumdur. Modern dönemde tahrîrât edebiyatına dair çalışmalar tespit edilmekle birlikte bunlar, daha çok Ṭayyibetu’n-Neşr’in içeriği hakkında yapılmış çalışmalardan veya taḥrîrât disiplininin mahiyetini açıklayan araştırmalardan ibarettir. Tespit edilebildiği kadarıyla İbnu’l-Cezerî’nin taḥrîrâtçılığının ortaya konulduğu ve bunun da bilhassa eş-Şâṭıbiyye üzerinden yapıldığı araştırmalara yakın dönemde yeterince rastlanmamıştır. Bununla birlikte et-Taḥrîrât ʿale’ş-Şâṭıbiyye beyne’l-ḳırâati ve’l-menʿ ve “Hirzül-Emānī Bağlamında Ortaya Çıkan Tahrîrât Edebiyatı’nın Tespit ve Tahlili” adlı çalışmalar, eş-Şâṭıbiyye ile ilgili öne çıkan çalışmalardan bazılarıdır. Bu bağlamda, bu çalışmada İbnu’l-Cezerî’nin Neşru’l-ḳırââti’l-ʿaşr’da eş-Şâṭıbiyye üzerine yaptığı taḥrîrât ameliyesi incelenmiştir. Bununla beraber onun taḥrîrâtçılığı; onun eş-Şâṭıbi
本研究的重点是伊本-贾扎里(Ibn al-Jazari)关于 al-Shāṭibiyya 的 Taḥrīrāt 实践及其对后继者的影响。诗歌作品因其易记、简洁和实用性等原因被用于伊斯兰科学的教学中,在ḳırāṭ科学的教学中是主要的资料来源。然而,由于诗歌作品中包含冗长的表达方式,而且在诗歌Ḳırāāʾ作品中,ḳırāʾ的争议被编码在文本中,因此这些文本需要评注。al-Shāṭibiyya》是此类Ḳırāāṭ文学作品之一,在基本资料中占有重要地位。在此背景下,《al-Shāṭibiyya》的注释一直流传至今,并进行了大量研究,澄清了模棱两可的muṭlaḳ表达,删除了不恰当的wajīhs。此类作品的主要目的是区分ṣaḥīḥ的合理 wajīhs 和归因于 qāwīs 的不合理 wajīhs。在此过程中,作者审查了归因于 "拉维 "的分歧报告的合理性,并对 "穆特拉克 "的报告进行了修正,对含糊不清的报告进行了澄清。Ṭayyibat al-Nashr fi al-ḳırāṭi'l-ʿashr》的散文版《Nashru al-'ḳırāṭi'l-ʿashr》还包含对《al-Shāṭibiyya》的评论。事实上,Ṭayyibat al-Nashr 包含了作为 al-ʿashru'ṣ-ṣuġrā 方案来源之一的作品 al-Shāṭibiyya,这使得 al-Nashr 中关于 al-Shāṭibiyya 的评注很有意义。然而,伊本-贾扎里在评价 al-Shāṭibiyya 的 taḥrīrīt 时所作的陈述被视为本讨论的起点。伊本-贾扎里对沙特比对《泰西尔》的增补和偏好的表述是 "خروج عن طرقه "及其衍生物。这些表述非常重要,可以揭示伊本-阿尔-贾扎里是否认为上述瓦吉赫斯适合于 "阿勒颇"、他的 "塔里拉特 "方法以及他对后继者的影响。同样重要的是,通过相关论述,考虑伊本-阿尔-贾扎里之后的《ḳırāt》作者对这一问题的态度。虽然近现代也有关于taḥrīrāt 文献的研究,但大多是关于 Ṭayyibat al-Nashr 内容的研究或解释taḥrīrāt 学科性质的研究。据目前所知,近代对伊本-阿尔-贾扎里(Ibn al-Jazari)的 "泰里里特"(taḥrīrītism)的研究还不够多,尤其是通过 al-Shāṭibiyya。然而,《al-Taḥrīrāt ʿalā al-Shāṭibiyya bayna al-ırāati wa'l-menʿ 》和《Hirz al-Amānī 背景下 Tahrīrāt 文献的识别与分析》是关于 al-Shāṭibiyya 的一些著名研究。在此背景下,本研究分析了伊本-贾扎里在《Neşru al-ḳırāṭi al-ʿashr》中关于 al-Shāṭibiyya 的论述。此外,还通过他对 al-Shāṭibiyya 的训诫做法及其对后继者的影响,解释了他的训诫主义。此外,在奥斯曼地理学中出现的 "ḳırāt "专业背景下,还指出了这种情况对 "ḳḳırāt "教学的影响。研究的主要资料来源是《al-Shāṭibiyya》、《al-Taysīr》和《al-Nashr》等著作,次要资料来源是对《al-Shāṭibiyya》和《al-Ṭayyibat al-Nashr》的评论以及对《al-Shāṭibiyya》的评论。在此背景下,通过将这些作品中的信息与在奈谢尔进行的训诂学练习进行比较,可以发现训诂学文献在与主题相关的方法论方面的多样性。在本研究讨论和指出的具体例子中,发现伊本-贾扎里关于 al-Shāṭibiyya 的 taḥrīrīrāt 活动是关于 Shāṭibī 偏离其在 al-Shāṭibiyya 中的 uṣūl/isnād 的 ḳırāāt 争议。可以理解的是,他没有使用他通常用于这些情况的 "خروج عن طرقه"(خروج عن طرقه)等表达方式来禁止相关的 "ḳırāāt "wajīhs。事实上,研究对象所举例子的差异被视为沙提比的意图。需要指出的是,本研究在伊本-贾扎里的继承者中发现了两个不同的流派:一派以他的声明为出发点,并遵循其字面意思;另一派则以他的声明为警示,并考虑到沙蒂比的偏好。事实上,这种情况反映在ḳārat 职业的偏好中
{"title":"İbnu’l-Cezerî’nin eş-Şâṭıbiyye’nin Muhtevasına İlişkin Taḥrîrât Uygulamaları: Neşr Bağlamında Bir İnceleme","authors":"Muhammed Pi̇lgi̇r","doi":"10.14395/hid.1324594","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1324594","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, İbnu’l-Cezerî’nin eş-Şâṭıbiyye üzerine yaptığı taḥrîrât uygulamaları ve onun bu konuda haleflerine olan etkisi ele alınmıştır. Kolay ezberlenebilir, kısa ve pratik olmaları gibi sebeplerden dolayı İslâmî ilimlerin öğretiminde kullanılan manzum eserler, ḳırâât ilmi tedrisatında birincil kaynaklar olarak öne çıkmaktadır. Fakat manzum eserlerin veciz ifadeler içermesi ve buna ilaveten manzum ḳırâât eserleri özelinde söylenecek olursa ḳırâât ihtilaflarının metnin içine şifrelenmiş olması dolayısıyla mezkûr metinler şerḥ edilmeye muhtaçtır. Ḳırâât edebiyatına ait bu tarz teliflerden biri olan eş-Şâṭıbiyye de temel kaynaklar arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda günümüze değin eş-Şâṭıbiyye üzerine şerhler yazılagelmiş; mücmel ve muṭlaḳ ifadelerin netleştirilip aḫz edilmesi uygun görülmeyen vecîhlerin ayıklandığı taḥrîrât çalışmaları yapılmıştır. Bu tür eserlerin temel amacı, râvîlere nispet edilen ḳırâât vecîhlerinin ṣaḥîḥ olanını saḳīm olanından ayırmaktır. Bu yapılırken râvîlere isnâd edilen ihtilaflara ait nakillerin sıhhati, müellifler tarafından mütalaa edilmekte ve bunlardan muṭlaḳ olanlar taḳyîd, mücmel olanlar ise beyân edilmektedir. Ṭayyibetu’n-Neşr fi’l-ḳırââti’l-ʿaşr’ın mensur hâli olan Neşru’l-’ḳırââti’l-ʿaşr’da da eş-Şâṭıbiyye üzerine taḥrîrât uygulamalarına rastlanmaktadır. Ṭayyibetu’n-Neşr’in el-ʿaşru’ṣ-ṣuġrâ programına kaynaklık eden eserlerden biri olan eş-Şâṭıbiyye’yi de kapsaması, eş-Şâṭıbiyye üzerine Neşr’de yapılan taḥrîrât uygulamalarını anlamlı kılmaktadır. Mamafih İbnu’l-Cezerî’nin eş-Şâṭıbiyye üzerine yaptığı taḥrîrât değerlendirmelerinde kullandığı ifadeler, bu bahsin başlangıç noktası olarak görülmektedir. Şâṭıbî’nin et-Teysîr’e yaptığı ziyadeler ve iḫtiyârlar/tercihler hakkında İbnu’l-Cezerî’nin kullandığı söz konusu ifadeler ise “خروج عن طرقه” ve türevleridir. Bu ifadeler, İbnu'l-Cezerî'nin mezkûr vecîhleri aḫz için uygun görüp görmediğini, taḥrîrâttaki yöntemini ve halefleri üzerindeki etkisini ortaya koyması bakımından önemlidir. İbnu’l-Cezerî sonrası ḳırâât müelliflerinin bu konudaki tavrının söz konusu söylem üzerinden nasıl gerçekleştiği meselesi de mühim bir durumdur. Modern dönemde tahrîrât edebiyatına dair çalışmalar tespit edilmekle birlikte bunlar, daha çok Ṭayyibetu’n-Neşr’in içeriği hakkında yapılmış çalışmalardan veya taḥrîrât disiplininin mahiyetini açıklayan araştırmalardan ibarettir. Tespit edilebildiği kadarıyla İbnu’l-Cezerî’nin taḥrîrâtçılığının ortaya konulduğu ve bunun da bilhassa eş-Şâṭıbiyye üzerinden yapıldığı araştırmalara yakın dönemde yeterince rastlanmamıştır. Bununla birlikte et-Taḥrîrât ʿale’ş-Şâṭıbiyye beyne’l-ḳırâati ve’l-menʿ ve “Hirzül-Emānī Bağlamında Ortaya Çıkan Tahrîrât Edebiyatı’nın Tespit ve Tahlili” adlı çalışmalar, eş-Şâṭıbiyye ile ilgili öne çıkan çalışmalardan bazılarıdır. Bu bağlamda, bu çalışmada İbnu’l-Cezerî’nin Neşru’l-ḳırââti’l-ʿaşr’da eş-Şâṭıbiyye üzerine yaptığı taḥrîrât ameliyesi incelenmiştir. Bununla beraber onun taḥrîrâtçılığı; onun eş-Şâṭıbi","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"21 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139282910","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Maniheizm'de Misyon Anlayışı ve Maniheist Addã'nın Roma İmparatorluğu'na Yönelik Misyon Faaliyetleri 摩尼教对传教的理解和摩尼教 Addã 对罗马帝国的传教活动
Pub Date : 2023-11-08 DOI: 10.14395/hid.1343794
Dila Baran
Maniheizm, miladi üçüncü yüzyılda, kendisini o zamana değin var olmuş tüm dinlerin tamamlayıcısı olarak gören Mani’nin, insanlığı kurtuluşa ulaştıracak ilahi bir elçi olarak görevlendirildiğini ilan etmesiyle ortaya çıkmış gnostik bir dinî gelenektir. Maniheizm’i diğer gnostik geleneklerden ayıran en temel husus, evrensel bir bakış açısına sahip olmasıdır. Dönemin diğer gnostik grupları sadece kendi üyelerine hitap eden kapalı birer cemaat konumundayken, Mani evrensel anlam yüklediği gnosisi tüm insanlığa ulaştırma düşüncesi üzerine kurulu bir din inşa etmiştir. İşte Mani’nin sahip olduğu bahsi geçen evrensel bakış açısı, bu çalışmanın konusunu oluşturan Maniheist misyon anlayışının beslendiği temel düşünceyi ortaya koymaktadır. Zira Maniheizm güçlü misyon anlayışı sayesinde Mezopotamya’nın Babil bölgesinden başlayarak Doğu’ya ve Batı’ya doğru hızla yayılmış ve oldukça kısa süre içerisinde dünyanın pek çok bölgesine ulaşarak büyük bir takipçi kitlesi kazanmayı başarmıştır. Maniheizm’in ortaya çıktığı miladi üçüncü yüzyılda Doğu’da İran coğrafyasına Sâsânîler, Batı coğrafyasına ise Roma İmparatorluğu hakimdir. Dönemin iki büyük siyasi gücünü temsil eden bu devletlere ait topraklar Maniheizm’in kabul gördüğü en merkezi coğrafyayı oluşturmaktadır. Maniheist geleneğin Sâsânî sınırlarını aşarak İpek Yolu aracılığıyla Doğu’ya gerçekleştirdiği yolculuk, miladi dokuzuncu yüzyılda Uygur hükümdarı Bögü Kağan’ın Maniheizm’i resmi devlet dini olarak kabul edişiyle birlikte oldukça önemli bir ivme kazanmıştır. Batı yolculuğundaki en önemli kazanımı ise Roma topraklarında giderek güçlenen Hıristiyan geleneğiyle rekabet edebilecek konuma yükselişi olmuştur. Mevcut literatürde Maniheizm’in gnostik öğretisine, Maniheist geleneğin Doğu’daki yayılımı ile ilişkili olarak Uygur Türkleri arasındaki tarihî serüvenine, Uygur dilinde yazılmış Maniheist metinlerin filolojik açıdan değerlendirmelerine ve Maniheist Uygur sanatına yönelik çalışmalar yer alsa da Maniheist misyonun temel yöntemlerini ve Maniheizm’in Batı’daki gelişimini esas alarak Roma topraklarına yayılışını inceleyen müstakil bir çalışmaya rastlanmamıştır. Söz konusu eksikliği giderme amacında olan bu çalışmanın konusunu, İmparatorluk fermanlarında ve Hıristiyan din adamları tarafından kaleme alınan reddiye türündeki eserlerde adı sıklıkla geçen Maniheist geleneğin sahip olduğu misyon anlayışının temel taktik ve yöntemlerini ve kullanılan bu yöntemler doğrultusunda Roma İmparatorluğu sınırları içerisine ilk hangi tarihlerde, kim ya da kimler aracılığıyla, hangi yollar kullanılarak girdiği ve hangi bölgelere kadar ulaştığı hususu oluşturmaktadır. Bu bağlamda coğrafi odak noktası Roma İmparatorluğu olan çalışmanın konusuna ilişkin temel kaynaklar antik ve klasik metinlerden oluşmaktadır. Çalışmada Soğdca, Partça, Pehlevîce, Kıptîce gibi çeşitli dillerde yazılmış orijinal Maniheist metinler ile Maniheist olmayan ancak Maniheizm ile ilgili doğrudan ya da dolaylı yollardan bilgi veren Roma, Hıristiyan ve İslam k
摩尼教是公元三世纪出现的一种诺斯替宗教传统,摩尼认为自己是当时所有宗教的补充,宣称自己被任命为神的使者,将带领人类走向救赎。摩尼教区别于其他诺斯替传统的最根本之处在于它具有普世观点。当时的其他诺斯替教派是一个封闭的团体,只对自己的成员开放,而摩尼则建立了一个以将他认为具有普遍意义的悟性带给全人类为基础的宗教。摩尼的上述普世观点揭示了摩尼教对使命的理解的基本思想,而这正是本研究的主题。由于其强烈的使命感,摩尼教从美索不达米亚的巴比伦地区迅速向东方和西方传播,在很短的时间内到达了世界许多地方,并赢得了大批追随者。摩尼教兴起于公元三世纪,当时萨珊王朝统治着东方的伊朗,罗马帝国统治着西方。这两个国家代表了当时的两个政治大国,其所属的土地构成了摩尼教被接受的最核心地域。公元九世纪,当维吾尔统治者伯古-卡甘接受摩尼教为官方国教时,摩尼教传统通过丝绸之路超越萨珊王朝的国界到达东方的旅程获得了巨大的动力。摩尼教在西行途中取得的最重要成就,是与在罗马土地上逐渐壮大的基督教传统分庭抗礼。尽管现有文献包括对摩尼教可知论教义的研究、摩尼教传统在维吾尔土耳其人中的历史探险与其在东方的传播的关系、用维吾尔语撰写的摩尼教文本的语言学评价以及摩尼教维吾尔艺术,但还没有独立的研究根据摩尼教在西方的发展来考察摩尼教传教的基本方法以及摩尼教在罗马土地上的传播。本研究旨在克服这一不足,其主题是了解摩尼教传统传教的基本策略和方法,在帝国诏书和基督教神职人员撰写的驳斥著作中经常提到摩尼教传统,并根据这些方法,了解摩尼教在何时、通过谁或经由谁、通过哪些路线首次进入罗马帝国的国境以及到达哪些地区。在这种情况下,与研究对象相关的主要资料来源包括古代和古典文献,其地理重点是罗马帝国。研究中使用了摩尼教各种语言(如索格底亚语、帕提亚语、巴列维语、科普特语)的原始文本,以及罗马、基督教和伊斯兰教的资料,这些资料虽不是摩尼教的,但直接或间接地提供了有关摩尼教的信息。根据摩尼教的资料,第一个将摩尼教传播到罗马土地上的人是受该教创始人摩尼委托的阿丹。除摩尼教资料外,基督教论战作家的作品也提到了阿丹的传教活动及其对基督徒的影响。在上述主题的背景下,本研究旨在一方面考察摩尼教得以在罗马地理上传播的对传教的理解,另一方面从细节角度考察和评价阿丹在罗马帝国领土上的传教活动。在为此目的分析研究成果时,使用了描述性方法、比较历史方法和文本内容分析方法。在对现有研究成果进行评估后,得出的主要结论是摩尼教的传教活动不是一系列杂乱无章的活动,而是按照该教创始人摩尼本人的指示开展的系统性组织结构。阿丹按照摩尼本人的指示行事,使他能够非常成功地完成传教过程,并因此在罗马帝国组建了第一批摩尼教团体。
{"title":"Maniheizm'de Misyon Anlayışı ve Maniheist Addã'nın Roma İmparatorluğu'na Yönelik Misyon Faaliyetleri","authors":"Dila Baran","doi":"10.14395/hid.1343794","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1343794","url":null,"abstract":"Maniheizm, miladi üçüncü yüzyılda, kendisini o zamana değin var olmuş tüm dinlerin tamamlayıcısı olarak gören Mani’nin, insanlığı kurtuluşa ulaştıracak ilahi bir elçi olarak görevlendirildiğini ilan etmesiyle ortaya çıkmış gnostik bir dinî gelenektir. Maniheizm’i diğer gnostik geleneklerden ayıran en temel husus, evrensel bir bakış açısına sahip olmasıdır. Dönemin diğer gnostik grupları sadece kendi üyelerine hitap eden kapalı birer cemaat konumundayken, Mani evrensel anlam yüklediği gnosisi tüm insanlığa ulaştırma düşüncesi üzerine kurulu bir din inşa etmiştir. İşte Mani’nin sahip olduğu bahsi geçen evrensel bakış açısı, bu çalışmanın konusunu oluşturan Maniheist misyon anlayışının beslendiği temel düşünceyi ortaya koymaktadır. Zira Maniheizm güçlü misyon anlayışı sayesinde Mezopotamya’nın Babil bölgesinden başlayarak Doğu’ya ve Batı’ya doğru hızla yayılmış ve oldukça kısa süre içerisinde dünyanın pek çok bölgesine ulaşarak büyük bir takipçi kitlesi kazanmayı başarmıştır. Maniheizm’in ortaya çıktığı miladi üçüncü yüzyılda Doğu’da İran coğrafyasına Sâsânîler, Batı coğrafyasına ise Roma İmparatorluğu hakimdir. Dönemin iki büyük siyasi gücünü temsil eden bu devletlere ait topraklar Maniheizm’in kabul gördüğü en merkezi coğrafyayı oluşturmaktadır. Maniheist geleneğin Sâsânî sınırlarını aşarak İpek Yolu aracılığıyla Doğu’ya gerçekleştirdiği yolculuk, miladi dokuzuncu yüzyılda Uygur hükümdarı Bögü Kağan’ın Maniheizm’i resmi devlet dini olarak kabul edişiyle birlikte oldukça önemli bir ivme kazanmıştır. Batı yolculuğundaki en önemli kazanımı ise Roma topraklarında giderek güçlenen Hıristiyan geleneğiyle rekabet edebilecek konuma yükselişi olmuştur. Mevcut literatürde Maniheizm’in gnostik öğretisine, Maniheist geleneğin Doğu’daki yayılımı ile ilişkili olarak Uygur Türkleri arasındaki tarihî serüvenine, Uygur dilinde yazılmış Maniheist metinlerin filolojik açıdan değerlendirmelerine ve Maniheist Uygur sanatına yönelik çalışmalar yer alsa da Maniheist misyonun temel yöntemlerini ve Maniheizm’in Batı’daki gelişimini esas alarak Roma topraklarına yayılışını inceleyen müstakil bir çalışmaya rastlanmamıştır. Söz konusu eksikliği giderme amacında olan bu çalışmanın konusunu, İmparatorluk fermanlarında ve Hıristiyan din adamları tarafından kaleme alınan reddiye türündeki eserlerde adı sıklıkla geçen Maniheist geleneğin sahip olduğu misyon anlayışının temel taktik ve yöntemlerini ve kullanılan bu yöntemler doğrultusunda Roma İmparatorluğu sınırları içerisine ilk hangi tarihlerde, kim ya da kimler aracılığıyla, hangi yollar kullanılarak girdiği ve hangi bölgelere kadar ulaştığı hususu oluşturmaktadır. Bu bağlamda coğrafi odak noktası Roma İmparatorluğu olan çalışmanın konusuna ilişkin temel kaynaklar antik ve klasik metinlerden oluşmaktadır. Çalışmada Soğdca, Partça, Pehlevîce, Kıptîce gibi çeşitli dillerde yazılmış orijinal Maniheist metinler ile Maniheist olmayan ancak Maniheizm ile ilgili doğrudan ya da dolaylı yollardan bilgi veren Roma, Hıristiyan ve İslam k","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"53 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139282706","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Importance of Ta’wilat al-Qur'an by al-Maturidi as an Original Source Transmitting the Vast Exegetical Knowledge of the Early Period to the Future: the Example of Abu Muadh al-Nahwi 马图尔迪的《古兰经》作为向后世传播早期大量注释知识的原始资料的重要性:艾布-穆阿德-纳维的例子
Pub Date : 2023-11-07 DOI: 10.14395/hid.1328158
Şükrü Maden
Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı eseri bir dirayet tefsiri olarak temayüz etmiş olmakla beraber önemli miktarda hicrî ilk iki asrın tefsir birikimini ihtiva eder. Dahası Mâtürîdî’nin aynı zamanda başvuru kaynakları olan bu müktesebatın bir kısmı, Taberî ve İbn Ebî Hâtim gibi tefsirlerin kaynakları ile mukayese edildiğinde özgündür. Onun naklettiği bazı tefsir bilgileri başka kaynaklarda yer almaz. Nitekim Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın kendisiyle aynı dönemdeki ve kendisinden önceki tefsirlerle karşılaştırmalı olarak incelenmesi tefsirin özgün kaynaklarının tespitine imkân sağlamaktadır. Bu durum Mâverâünnehir bölgesindeki ilmî kültür ve orada tedavülde olan eserlerin dönemin Bağdat, Basra ve Kûfe gibi başat ilim merkezlerindeki ilmî ortamdan belli noktalarda farklılaşmasına bağlanabilir. Örneğin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da çok sayıda görüşü nakledilen âlimlerden biri Ebû Muâz en-Nahvî’dir (öl. 211/826). Kendisi Merv’li olup müfessir, dilci, kârî ve râvî olarak tanınmaktadır. Ebû Hanîfe, Abdullâh b. Mübârek ve Ubeyd b. Süleymân’dan rivayette bulunmuş ve sika raviler arasında zikredilmiştir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla Ebû Muâz’ın tefsir ve kıraat alanında 140 civarındaki görüşü çoğu tefsir eseri olmak üzere çeşitli kaynaklar içinde günümüze ulaşmıştır. Ancak bunların yarısı Te’vîlâtü’l-Kur’ân’dan başka bir eserde yer almaz. Bu da Mâtürîdî’nin tefsirini ilk iki asrın tefsir malumatının tespitinde özel bir konuma yerleştirmektedir. Bu münasebetle çalışmamızda Ebû Muâz’ın, Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ında nakledilen tefsir ve kıraatle ilgili görüşleri incelenecektir. Çalışmanın bulgularıyla Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın ilk iki asrın tefsir birikiminin geleceğe aktarımına katkısını vurgulayarak hem Mâtürîdî hem de Ebû Muâz özelinde tefsir tarihi araştırmalarına katkı sağlaması beklenmektedir. Ebû Muâz’a Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da nispet edilen görüşler henüz müstakil bir araştırmaya konu olmamıştır. Nitel bir araştırma olan bu makalede dokümantasyon analizi yöntemi takip edilecektir. Ebû Muâz’ın Te’vîlât’ta nakledilen beyanları ekseriyetle dilbilimsel tefsir ve kıraatle ilgilidir. Bu durum onun günümüze ulaşmayan Meâni’l-Kur’ân ve Kitâbü’l-Kırâât adlı eserlerinin varlığına dair bilgileri de teyit etmektedir. Zira İbnü’n-Nedîm onun Meâni’l-Kur’ân telif ettiğini belirtirken, Kâtib Çelebi de Kitâbü’l-Kırâât isimli bir eserinden bahsetmiştir. Ne var ki bugünkü tespitlerimize göre bu eserler elimizde mevcut değildir. Ebû Muâz’ın Mâtürîdî tarafından Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da yer verilen açıklamalarına ayrıntılı olarak bakıldığında bazı sözcüklerin Arap dilinde kullanıldığı manaları, kökleri, sîgaları, nahvî özellikleri gibi hususların ön planda olduğu görülür. Ayrıca bu açıklamalar Arap kavilleri ve Kur’ân âyetleriyle delillendirilmiştir. Ebû Muâz, sahih ve müdrec kıraatlere değinmiş, kıraat farkından kaynaklanan anlam farklılıklarını izah etmiştir. Mâtürîdî’nin Ebû Muâz’dan naklettiği görüşler içinde Mukâtil b. Süleymân’a yöneltilen itirazlar da dikkat çeker. Ebû Muâz, ilgi
尽管马图里迪的《古兰经》是一部杰出的直接注释作品,但它包含了希吉尔前两个世纪的大量塔夫西尔积累。此外,与塔巴里 (Tabarī) 和伊本-阿比-哈提姆 (Ibn Abī Hātim) 等训诂学家的资料来源相比,其中一些积累也是马图里迪的参考资料来源,是独一无二的。他所传达的一些训诂信息在其他资料中是找不到的。事实上,将 al-Ta'wīlāt al-Qur'ān 与同一时期及其前辈的 tafsirs 进行比较分析,可以确定 tafsīr 的原始来源。这可归因于以下事实:al-Māverānayn 地区的学术文化和在该地区流传的作品在某些方面有别于巴格达、巴士拉和库法等当时占主导地位的学术中心的学术环境。例如,al-Ta'wīl al-Qur'ān 中引用其观点的学者之一是 Abū Muāz al-Nahwī(卒于 211/826)。他来自马乌,是著名的注释家、语言学家、评论家和拉维(rāwī)。他的传述来自艾布-哈尼法、阿布杜拉-本-穆巴拉克和乌拜德-本-苏莱曼,是西卡学者之一。据我们所知,阿布-穆阿兹在塔夫西尔(tafsīr)和奇拉特(qiraāt)领域的观点约有 140 种,现存于各种资料中,其中大部分是塔夫西尔著作。然而,除了 al-Ta'wīl al-Qur'ān 之外,其中一半没有收录在任何其他作品中。因此,al-Māturīdī 的 tafsīr 在确定前两个世纪的 tafsir 知识方面具有特殊地位。在这方面,本研究将探讨阿布-穆阿兹 (Abū Muāz) 在 al-Māturīdī's Tafsīr al-Ta'wīl al-Qur'ān 中对塔夫西尔 (tafsīr) 和 qiraāt 的观点。研究结果强调了 al-Ta'wīl al-Qur'ān 对前两个世纪塔夫西里积累的传承所做的贡献,从而有望为 al-Māturīdī 和 Abū Muāz 的塔夫西里研究史做出贡献。Abū Muāz 在《al-Ta'wīl al-Qur'ān》中的观点尚未成为独立研究的主题。本文将采用文献分析法进行定性研究。 Abū Muāz 在《al-Ta'wīlāt》中的论述大多与语言注释和 Qira'at 有关。这种情况也证实了有关他的著作《古兰经》(Meâni al-Qur'ân )和《古兰经》(Kitāb al-Qırāāt )存在的信息,这两部著作都没有流传至今。伊本-纳迪姆(Ibn al-Nadīm)说他写了《古兰经》(Meān al-Qurān),而卡蒂卜-查拉比(Kātib Chalabi)则提到了一部名为《Kitāb al-Kırāāt》的作品。然而,根据我们目前的研究结果,这些作品并不存在。通过对阿布-穆阿兹 (Abū Muāz) 在 al-Māturīdī's al-Taʾwīl al-Qurʾān 中所作解释的详细了解,我们可以发现,阿拉伯语中一些用词的含义、词根、词性和语法特征都被放在了首位。此外,阿拉伯语谚语和《古兰经》经文也证明了这些解释。阿布-穆阿兹提到了 sahih 和 mudrec qiraat,并解释了因 qiraat 不同而产生的意义差异。在 al-Māturīdī 从 Abū Muāz 转达的观点中,对 Muqātil b. Sulaymān 的反对意见也值得注意。Abū Muāz 在相关解释中批评 Muqātil 不注意神学敏感性,不尊重上下文。这里值得注意的一点是,被阿布-穆阿兹批评的一些问题并没有包含在我们今天所看到的穆卡蒂尔的 tafsīr 中。这一方面将不同版本的穆卡蒂尔 tafsīr 提上日程,另一方面也提高了 al-Ta'wīl al-Qur'ān 叙事内容的价值。同样,在 al-Māturīdī 的引文中,我们可以看到 Abū Muāz 也传达了早期注释者的观点,如穆贾希德 (Mujāhid)、穆卡蒂尔 (Muqātil) 和齐萨伊 (Qisā'ī)。 归根结底,al-Māturīd's 对 Abū Muʿāz 的多次引用可以作为将他视为语言、塔夫西尔和 qiraʿāt 学家的依据,他的作品在 Māverānayn 的地理学中受到阅读,他的观点也受到尊重。al-Māturīdī 提到的 Abū Muāz 的观点在 al-Māturīdī 之前和之后的资料中都找不到,这一事实加强了 al-Māturīdī 亲眼目睹 Abū Muāz 的作品的可能性,它可被视为 al-Ta'wīl al-Qur'ān 的原始叙述方面被后来的塔菲斯文献忽视的迹象之一。 关键字塔夫西尔、语言学、Qiraat、叙述、马图里迪、《古兰经》The'wilat al-Qur'an、艾布-穆阿兹-纳赫维、《古兰经》Meani。
{"title":"The Importance of Ta’wilat al-Qur'an by al-Maturidi as an Original Source Transmitting the Vast Exegetical Knowledge of the Early Period to the Future: the Example of Abu Muadh al-Nahwi","authors":"Şükrü Maden","doi":"10.14395/hid.1328158","DOIUrl":"https://doi.org/10.14395/hid.1328158","url":null,"abstract":"Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı eseri bir dirayet tefsiri olarak temayüz etmiş olmakla beraber önemli miktarda hicrî ilk iki asrın tefsir birikimini ihtiva eder. Dahası Mâtürîdî’nin aynı zamanda başvuru kaynakları olan bu müktesebatın bir kısmı, Taberî ve İbn Ebî Hâtim gibi tefsirlerin kaynakları ile mukayese edildiğinde özgündür. Onun naklettiği bazı tefsir bilgileri başka kaynaklarda yer almaz. Nitekim Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın kendisiyle aynı dönemdeki ve kendisinden önceki tefsirlerle karşılaştırmalı olarak incelenmesi tefsirin özgün kaynaklarının tespitine imkân sağlamaktadır. Bu durum Mâverâünnehir bölgesindeki ilmî kültür ve orada tedavülde olan eserlerin dönemin Bağdat, Basra ve Kûfe gibi başat ilim merkezlerindeki ilmî ortamdan belli noktalarda farklılaşmasına bağlanabilir. Örneğin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da çok sayıda görüşü nakledilen âlimlerden biri Ebû Muâz en-Nahvî’dir (öl. 211/826). Kendisi Merv’li olup müfessir, dilci, kârî ve râvî olarak tanınmaktadır. Ebû Hanîfe, Abdullâh b. Mübârek ve Ubeyd b. Süleymân’dan rivayette bulunmuş ve sika raviler arasında zikredilmiştir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla Ebû Muâz’ın tefsir ve kıraat alanında 140 civarındaki görüşü çoğu tefsir eseri olmak üzere çeşitli kaynaklar içinde günümüze ulaşmıştır. Ancak bunların yarısı Te’vîlâtü’l-Kur’ân’dan başka bir eserde yer almaz. Bu da Mâtürîdî’nin tefsirini ilk iki asrın tefsir malumatının tespitinde özel bir konuma yerleştirmektedir. Bu münasebetle çalışmamızda Ebû Muâz’ın, Mâtürîdî’nin Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ında nakledilen tefsir ve kıraatle ilgili görüşleri incelenecektir. Çalışmanın bulgularıyla Te’vîlâtü’l-Kur’ân’ın ilk iki asrın tefsir birikiminin geleceğe aktarımına katkısını vurgulayarak hem Mâtürîdî hem de Ebû Muâz özelinde tefsir tarihi araştırmalarına katkı sağlaması beklenmektedir. Ebû Muâz’a Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da nispet edilen görüşler henüz müstakil bir araştırmaya konu olmamıştır. Nitel bir araştırma olan bu makalede dokümantasyon analizi yöntemi takip edilecektir. Ebû Muâz’ın Te’vîlât’ta nakledilen beyanları ekseriyetle dilbilimsel tefsir ve kıraatle ilgilidir. Bu durum onun günümüze ulaşmayan Meâni’l-Kur’ân ve Kitâbü’l-Kırâât adlı eserlerinin varlığına dair bilgileri de teyit etmektedir. Zira İbnü’n-Nedîm onun Meâni’l-Kur’ân telif ettiğini belirtirken, Kâtib Çelebi de Kitâbü’l-Kırâât isimli bir eserinden bahsetmiştir. Ne var ki bugünkü tespitlerimize göre bu eserler elimizde mevcut değildir. Ebû Muâz’ın Mâtürîdî tarafından Te’vîlâtü’l-Kur’ân’da yer verilen açıklamalarına ayrıntılı olarak bakıldığında bazı sözcüklerin Arap dilinde kullanıldığı manaları, kökleri, sîgaları, nahvî özellikleri gibi hususların ön planda olduğu görülür. Ayrıca bu açıklamalar Arap kavilleri ve Kur’ân âyetleriyle delillendirilmiştir. Ebû Muâz, sahih ve müdrec kıraatlere değinmiş, kıraat farkından kaynaklanan anlam farklılıklarını izah etmiştir. Mâtürîdî’nin Ebû Muâz’dan naklettiği görüşler içinde Mukâtil b. Süleymân’a yöneltilen itirazlar da dikkat çeker. Ebû Muâz, ilgi","PeriodicalId":507932,"journal":{"name":"Hitit İlahiyat Dergisi","volume":"50 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139285613","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
Hitit İlahiyat Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1