Bu yazı Oğuzhan Bilgin'in yayına hazırladığı Kültürel İktidar isimli eseri değerlendirmektedir.
{"title":"Oğuzhan Bilgin (Ed.), Kültürel İktidar, Diplomasi Vakfı Yayınları, 2022, 394 s.","authors":"Meryem Sarıköse","doi":"10.12658/d0349","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/d0349","url":null,"abstract":"Bu yazı Oğuzhan Bilgin'in yayına hazırladığı Kültürel İktidar isimli eseri değerlendirmektedir.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76472537","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
One of the distinguishing features of educational institutions is that the learning and teaching processes that are at their core are mostly carried out by expert educators independently on their own in the classroom. This state of independence and solitude causes collegial solidarity to emerge as a more important issue for educational institutions when compared to other institutions. This study examines the mediators of the relationship between educators’ collegial solidarity and job performance. This study examines the mediating roles of three individual variables (i.e., thriving at work, self-efficacy, and work engagement) and three institutional variables (i.e., collegial relations, administrative support, and organizational climate) have on the relationship between educators’ collegial solidarity and job performance using data collected from a total of 766 participants working at educational institutions. It has been determined that institutional and individual variables have a mediating effect in the relationship between educators’ colleague solidarity and job performance. It was observed that institutional variables had a weaker mediating effect than individual variables in this effect. This result shows that the unique nature of the education profession reveals a different structure in terms of the variables examined in the research.
{"title":"The Mediators of Collegial Solidarity on Job Performance: A Relational Study in the Education Sector","authors":"İbrahim Hakan Karataş, Bilal Cankir","doi":"10.12658/m0701","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0701","url":null,"abstract":"One of the distinguishing features of educational institutions is that the learning and teaching processes that are at their core are mostly carried out by expert educators independently on their own in the classroom. This state of independence and solitude causes collegial solidarity to emerge as a more important issue for educational institutions when compared to other institutions. This study examines the mediators of the relationship between educators’ collegial solidarity and job performance. This study examines the mediating roles of three individual variables (i.e., thriving at work, self-efficacy, and work engagement) and three institutional variables (i.e., collegial relations, administrative support, and organizational climate) have on the relationship between educators’ collegial solidarity and job performance using data collected from a total of 766 participants working at educational institutions. It has been determined that institutional and individual variables have a mediating effect in the relationship between educators’ colleague solidarity and job performance. It was observed that institutional variables had a weaker mediating effect than individual variables in this effect. This result shows that the unique nature of the education profession reveals a different structure in terms of the variables examined in the research.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"112 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75926080","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
İslamcılığın sonu veya post-İslamcılık iddiaları, 1990’ların başından beri İslamcılığın en popüler yorumu oldu. Bu yorumlar bir yandan İslamcılık çalışmalarının temel araçlarını sağlarken diğer yandan da öne sürülen her alternatif İslamcılık okumasının ilk muhatabını da oluşturdu. Ancak otuz yıl sonra bile her fırsatta post İslamcılardan ziyade İslamcıların sonunu ilan etmeleri, bu iddiaların İslamcılığı yorumlamadaki başarısızlığını göstermektedir. İslamcılığın daha derin ve kapsamlı bir okumasının imkânlarını sorgulamayı ve sunmayı amaçlayan bu makale, öncelikle Asef Bayat’ın ve büyük ölçüde de Olivier Roy’un kavramsallaştırmaları üzerinden bu iddiaları sunmakta ardından da değerlendirmektedir. Bu değerlendirme, bahsedilen iddiaların, varolanşeyler, kurallar, gelenekler, düzenlemeler ve kurumlar gibi ontik (siyaset) şeylere odaklanarak varoluş koşullarını ve anlaşılabilirliği ilgilendiren ontolojik (politik) olanı unuttuğunu iddia etmektedir. Son olarak bu unutuluşu literatürün ana sorunu olarak belirleyen makale, Salman Sayyid’in İslamcılık kavramsallaştırmasını Heidegger ile diyaloğa sokarak ontolojik (politik) bir çalışma için araçlar önermektedir. Bu anlamda makale, bir deneyim olarak İslamcılığın analizini sunmaktan ziyade böyle bir analizin çerçevesini geliştirmeye çalışmaktadır.
{"title":"Bir Unutuluş Serüveni: İslamcılık, Post-İslamcılık ve Siyasal Üzerine Notlar","authors":"Sümeyye Sakarya","doi":"10.12658/m0683","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0683","url":null,"abstract":"İslamcılığın sonu veya post-İslamcılık iddiaları, 1990’ların başından beri İslamcılığın en popüler yorumu oldu. Bu yorumlar bir yandan İslamcılık çalışmalarının temel araçlarını sağlarken diğer yandan da öne sürülen her alternatif İslamcılık okumasının ilk muhatabını da oluşturdu. Ancak otuz yıl sonra bile her fırsatta post İslamcılardan ziyade İslamcıların sonunu ilan etmeleri, bu iddiaların İslamcılığı yorumlamadaki başarısızlığını göstermektedir. İslamcılığın daha derin ve kapsamlı bir okumasının imkânlarını sorgulamayı ve sunmayı amaçlayan bu makale, öncelikle Asef Bayat’ın ve büyük ölçüde de Olivier Roy’un kavramsallaştırmaları üzerinden bu iddiaları sunmakta ardından da değerlendirmektedir. Bu değerlendirme, bahsedilen iddiaların, varolanşeyler, kurallar, gelenekler, düzenlemeler ve kurumlar gibi ontik (siyaset) şeylere odaklanarak varoluş koşullarını ve anlaşılabilirliği ilgilendiren ontolojik (politik) olanı unuttuğunu iddia etmektedir. Son olarak bu unutuluşu literatürün ana sorunu olarak belirleyen makale, Salman Sayyid’in İslamcılık kavramsallaştırmasını Heidegger ile diyaloğa sokarak ontolojik (politik) bir çalışma için araçlar önermektedir. Bu anlamda makale, bir deneyim olarak İslamcılığın analizini sunmaktan ziyade böyle bir analizin çerçevesini geliştirmeye çalışmaktadır.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"34 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86477304","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
At the heart of modern society and states is the concept of the rule of law as a fundamental principle. In the context of Stoicism, it is considered as a moral principle and Roman legal philosophy for removing arbitrariness from political judgments, practices, and processes. Accordingly, this article’s main goal is to examine the phenomenon of modern states, which began in Europe but has since spread to many other regions of the world, in terms of the rule of law as this notion is the basis for all modern states (i.e., positive law). A comparative study is conducted in this regard in order to compare and contrast Western legal precedents such as Stoicism, Rechtsstaat [rule of law], also known as État de droit in French and Stato di diritto in Italian, with respect to its philosophical and historical development over time. The relevant literature was analyzed in order to determine the best method. In this framework, the study explores the notions of Rechtsstaat as the German, État de droit as the French, and Stato di diritto as the Italian philosophy of law.
现代社会和国家的核心是法治这一基本原则。在斯多葛主义的背景下,它被认为是一种道德原则和罗马法律哲学,旨在消除政治判断、实践和过程中的任意性。因此,本文的主要目标是研究现代国家的现象,这种现象始于欧洲,但后来蔓延到世界许多其他地区,就法治而言,这一概念是所有现代国家(即实在法)的基础。在这方面进行了比较研究,以便比较和对比西方法律先例,如斯多亚主义,Rechtsstaat[法治],也称为État de droit法语和Stato di diritto意大利语,就其哲学和历史发展而言。通过对相关文献的分析,确定最佳方法。在此框架下,本研究探讨了德语的Rechtsstaat、法语的État de droit和意大利法哲学的Stato di diritto等概念。
{"title":"The Relationship Among the Rule of Law, Morality, and the Modern State","authors":"Alim Yılmaz, Didem Geylani","doi":"10.12658/m0688","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0688","url":null,"abstract":"At the heart of modern society and states is the concept of the rule of law as a fundamental principle. In the context of Stoicism, it is considered as a moral principle and Roman legal philosophy for removing arbitrariness from political judgments, practices, and processes. Accordingly, this article’s main goal is to examine the phenomenon of modern states, which began in Europe but has since spread to many other regions of the world, in terms of the rule of law as this notion is the basis for all modern states (i.e., positive law). A comparative study is conducted in this regard in order to compare and contrast Western legal precedents such as Stoicism, Rechtsstaat [rule of law], also known as État de droit in French and Stato di diritto in Italian, with respect to its philosophical and historical development over time. The relevant literature was analyzed in order to determine the best method. In this framework, the study explores the notions of Rechtsstaat as the German, État de droit as the French, and Stato di diritto as the Italian philosophy of law.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78130881","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Savaşlar sırasında kentlerin sahip olduğu değerlerin doğrudan hedef alınarak kent halkına zarar verilmesinin yanında kentsel hafızanın da silinmeye çalışılması, soykırımın bir uzantısı olarak değerlendirilmekte ve buna da kentkırım adı verilmektedir. Kavram, ilk kez Bosna Hersek Savaşı sırasında yaşanan yıkımı nitelemek üzere kullanılmıştır. Savaşla ilgili çok sayıda belgesel film çekilmiş ve bu yapımların bir kısmında yaşananlar soykırım olarak nitelendirilmiştir. Bu çalışmada belgesellerde yaşanan kentkırımın varlığına ve boyutlarına yönelik vurgu, içerik analizi yönteminden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda çalışmada İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanmış toplam 12 belgesel film mercek altına alınarak mekânsal, etnik ve dinsel unsurlara yapılan saldırılar, işitsel ve görsel imgeler aracılığı ile analiz edilmiştir. Çalışmada Türk yapımı belgesellerle diğer belgeseller arasında konunun ele alınış ve aktarılış biçiminde kimi farklılıklar olduğu bulgulanmıştır. Ayrıca belgesellerin birçoğunda kentkırım olgusu işlenmesine karşın soykırım kavramının yapımlarda daha fazla yer bulduğu tespit edilmiştir.
{"title":"Soykırımın Mekândaki İz Düşümü Olarak Kentkırım Anlatıları: Bosna Hersek Örneği Üzerinden Belgesel Film Analizi","authors":"E. Sipahi, Rabia Çakar","doi":"10.12658/m0680","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0680","url":null,"abstract":"Savaşlar sırasında kentlerin sahip olduğu değerlerin doğrudan hedef alınarak kent halkına zarar verilmesinin yanında kentsel hafızanın da silinmeye çalışılması, soykırımın bir uzantısı olarak değerlendirilmekte ve buna da kentkırım adı verilmektedir. Kavram, ilk kez Bosna Hersek Savaşı sırasında yaşanan yıkımı nitelemek üzere kullanılmıştır. Savaşla ilgili çok sayıda belgesel film çekilmiş ve bu yapımların bir kısmında yaşananlar soykırım olarak nitelendirilmiştir. Bu çalışmada belgesellerde yaşanan kentkırımın varlığına ve boyutlarına yönelik vurgu, içerik analizi yönteminden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda çalışmada İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanmış toplam 12 belgesel film mercek altına alınarak mekânsal, etnik ve dinsel unsurlara yapılan saldırılar, işitsel ve görsel imgeler aracılığı ile analiz edilmiştir. Çalışmada Türk yapımı belgesellerle diğer belgeseller arasında konunun ele alınış ve aktarılış biçiminde kimi farklılıklar olduğu bulgulanmıştır. Ayrıca belgesellerin birçoğunda kentkırım olgusu işlenmesine karşın soykırım kavramının yapımlarda daha fazla yer bulduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"52 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"88312023","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çalışmada bireylerin aşı komplo inançlarının aşılara yönelik tutumları üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve katılımcıların demografik özelliklerinin değişkenlerle arasındaki farklılığın ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Demografik Bilgi Formu, Aşıya Komplo İnancı Ölçeği ve Aşıya Yönelik Tutumlar Ölçeği’nden oluşan çevrim içi anket formu kullanılmıştır. Veri analizinde; tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, keşfedici faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi, güvenilirlik analizi, korelasyon analizi, regresyon analizi ve fark analizleri kullanılmıştır. Aşı komplo inancının olumlu aşı tutumu üzerinde negatif, olumsuz aşı tutumu üzerinde ise pozitif etkisi olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bireylerin cinsiyetleri ile olumlu aşı tutumu ve olumsuz aşı tutumu arasında, B1 (Aşılar güvensiz olduklarından dolayı bence uygun değiller) ve B2 (Doğal bağışıklığımız olduğu için aşı olmamıza gerek yoktur) ifadeleri ile olumlu aşı tutumu, olumsuz aşı tutumu ve aşı komplo inancı arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Covid-19 aşıları hakkında ortaya atılan komplo teorileri ve bilime olan inanç eksikliği veya güvensizliği, aşıya yönelik olumlu tutumu negatif etkilediği için toplumsal bağışıklığın kazanımının gecikmesine veya azalmasına yol açmaktadır. Bundan dolayı bireylerin güvenlik endişeleri giderilmeli, yanlış bilgi ve komplo teorileri çürütülmeli, bireylerin Covid-19 aşısı olma niyeti artırılmalıdır.
{"title":"Covid-19 Aşılarına İlişkin Komplo İnancının Aşı Tutumuna Etkisi: Sakarya Örneği","authors":"Ayhan Durmuş, Özgün Ünal","doi":"10.12658/m0676","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0676","url":null,"abstract":"Çalışmada bireylerin aşı komplo inançlarının aşılara yönelik tutumları üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve katılımcıların demografik özelliklerinin değişkenlerle arasındaki farklılığın ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Demografik Bilgi Formu, Aşıya Komplo İnancı Ölçeği ve Aşıya Yönelik Tutumlar Ölçeği’nden oluşan çevrim içi anket formu kullanılmıştır. Veri analizinde; tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, keşfedici faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi, güvenilirlik analizi, korelasyon analizi, regresyon analizi ve fark analizleri kullanılmıştır. Aşı komplo inancının olumlu aşı tutumu üzerinde negatif, olumsuz aşı tutumu üzerinde ise pozitif etkisi olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bireylerin cinsiyetleri ile olumlu aşı tutumu ve olumsuz aşı tutumu arasında, B1 (Aşılar güvensiz olduklarından dolayı bence uygun değiller) ve B2 (Doğal bağışıklığımız olduğu için aşı olmamıza gerek yoktur) ifadeleri ile olumlu aşı tutumu, olumsuz aşı tutumu ve aşı komplo inancı arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Covid-19 aşıları hakkında ortaya atılan komplo teorileri ve bilime olan inanç eksikliği veya güvensizliği, aşıya yönelik olumlu tutumu negatif etkilediği için toplumsal bağışıklığın kazanımının gecikmesine veya azalmasına yol açmaktadır. Bundan dolayı bireylerin güvenlik endişeleri giderilmeli, yanlış bilgi ve komplo teorileri çürütülmeli, bireylerin Covid-19 aşısı olma niyeti artırılmalıdır.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"24 1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82404595","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}