Araştırmanın amacı, Covid-19 krizinin birinci ve ikinci dalgasının Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın resmî Instagram hesapları aracılığıyla nasıl yönetildiğini ve krize yanıt verme stratejilerinden hangilerinin daha yoğun bir şekilde kullanıldığını belirlemektir. Araştırma, 11.03.2020-11.03.2021 tarih aralığı ile sınırlandırılmıştır. Araştırmanın diğer bir sınırlılığı ise Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı’nın Instagram hesaplarının DiStaso ve arkadaşlarının krize yanıt verme stratejileri (bilgilendirme-sempati-özür) çerçevesinde incelenmesidir. Araştırmada nicel içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Analizler doğrultusunda Sağlık Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanı’nın Covid-19 pandemisinin birinci ve ikinci dalgasına ilişkin resmî Instagram hesaplarındaki paylaşımlarında çoğunlukla fotoğraf+- metin şeklinde görsel gönderileri kullandığı ve süreçte yapılan paylaşımların her iki hesapta da çoğunlukla pandemi ile ilgili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanı’nın Covid-19 pandemisinin birinci ve ikinci dalgasına ilişkin resmî Instagram hesaplarındaki paylaşımlarında, krize yanıt verme stratejilerinden en çok bilgilendirme stratejisini daha sonra ise sempati stratejisini kullandığı tespit edilmiştir. Özür stratejisine ilişkin yapılan tek bir paylaşımın ise Sağlık Bakanı’nın hesabında ve pandeminin ikinci dalgasında yapıldığı tespit edilmiştir.
{"title":"Covid-19 Pandemi Sürecinde Sağlık Bakanı ve Sağlık Bakanlığı Instagram Paylaşımlarının Krize Yanıt Verme Stratejileri Doğrultusunda Analizi","authors":"M. Koçyiğit, Büşra Küçükcivil","doi":"10.12658/m0665","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0665","url":null,"abstract":"Araştırmanın amacı, Covid-19 krizinin birinci ve ikinci dalgasının Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın resmî Instagram hesapları aracılığıyla nasıl yönetildiğini ve krize yanıt verme stratejilerinden hangilerinin daha yoğun bir şekilde kullanıldığını belirlemektir. Araştırma, 11.03.2020-11.03.2021 tarih aralığı ile sınırlandırılmıştır. Araştırmanın diğer bir sınırlılığı ise Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı’nın Instagram hesaplarının DiStaso ve arkadaşlarının krize yanıt verme stratejileri (bilgilendirme-sempati-özür) çerçevesinde incelenmesidir. Araştırmada nicel içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Analizler doğrultusunda Sağlık Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanı’nın Covid-19 pandemisinin birinci ve ikinci dalgasına ilişkin resmî Instagram hesaplarındaki paylaşımlarında çoğunlukla fotoğraf+- metin şeklinde görsel gönderileri kullandığı ve süreçte yapılan paylaşımların her iki hesapta da çoğunlukla pandemi ile ilgili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanı’nın Covid-19 pandemisinin birinci ve ikinci dalgasına ilişkin resmî Instagram hesaplarındaki paylaşımlarında, krize yanıt verme stratejilerinden en çok bilgilendirme stratejisini daha sonra ise sempati stratejisini kullandığı tespit edilmiştir. Özür stratejisine ilişkin yapılan tek bir paylaşımın ise Sağlık Bakanı’nın hesabında ve pandeminin ikinci dalgasında yapıldığı tespit edilmiştir.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"18 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-12-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89257433","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"S. Frederick Starr, Kayıp Aydınlanma Arap Fetihlerinden Timur'a Orta Asya'nın Altın Çağı, Çev. Yusuf Selman İnanç, Kronik Kitap, 2019, 702 s.","authors":"Muhammet Mustafa İyi̇","doi":"10.12658/d0324","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/d0324","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"4 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"88760351","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde adına dördüncü teknoloji devrimi denilen disiplinler arası gelişme önemli bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Sırasıyla buharlı makine, elektrik ve bilgisayarın merkezinde yer aldığı bundan önceki üç devrim, köklü toplumsal dönüşümleri beraberinde getirmişti. 21. yüzyılla birlikte başlayan dördüncü teknoloji devrimini yapay zekâ ve makine öğrenmesi karakterize etmektedir. Pek çok uzman, yapay zekânın doğrudan insanın yerine geçebilecek olması ihtimalini tartışmaktadır. Bu yönüyle içinde bulunduğumuz dönemin öncekilerden farklı olduğu belirtilmektedir. Biyoloji, internet ve yapay zekânın birbirine entegre edilmesiyle ortaya çıkan yeni teknolojilerin hemen her disiplinde olduğu gibi ruh sağlığı alanında da önemli dönüşümlere yol açması beklenmektedir. Ruh sağlığı hizmetlerinin eğitim, tanı, tahmin, tedavi ve değerlendirme aşamalarında yapay zekâ ve makine öğrenmesini kullanan çalışmalar giderek artmaktadır. Bu çalışmalar, yapay zekânın ruh sağlığı hizmetlerini hangi boyutlarda ve ne yönde etkileyeceğine ilişkin tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Yapay zekânın ruh sağlığı hizmetlerinde kullanımının avantajlarına yapılan vurgu daha güçlü olsa da dezavantaj ve sınırlılıklarına da dikkat çekilmektedir. Bu makalenin amacı; yapay zekâ ve makine öğrenmesinin ruh sağlığı hizmetlerinde kullanımına ilişkin araştırma bulgularını incelemek, yapay zekânın ruh sağlığı alanına getireceği fırsatları ve sorunları tartışmak, gelecek araştırmalar için önerilerde bulunmaktır.
{"title":"Yapay Zekânın Ruh Sağlığı Hizmetlerinde Kullanımına İlişkin Fırsatlar ve Sorunlar","authors":"Mücahit Gültekin","doi":"10.12658/m0664","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0664","url":null,"abstract":"Günümüzde adına dördüncü teknoloji devrimi denilen disiplinler arası gelişme önemli bir tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Sırasıyla buharlı makine, elektrik ve bilgisayarın merkezinde yer aldığı bundan önceki üç devrim, köklü toplumsal dönüşümleri beraberinde getirmişti. 21. yüzyılla birlikte başlayan dördüncü teknoloji devrimini yapay zekâ ve makine öğrenmesi karakterize etmektedir. Pek çok uzman, yapay zekânın doğrudan insanın yerine geçebilecek olması ihtimalini tartışmaktadır. Bu yönüyle içinde bulunduğumuz dönemin öncekilerden farklı olduğu belirtilmektedir. Biyoloji, internet ve yapay zekânın birbirine entegre edilmesiyle ortaya çıkan yeni teknolojilerin hemen her disiplinde olduğu gibi ruh sağlığı alanında da önemli dönüşümlere yol açması beklenmektedir. Ruh sağlığı hizmetlerinin eğitim, tanı, tahmin, tedavi ve değerlendirme aşamalarında yapay zekâ ve makine öğrenmesini kullanan çalışmalar giderek artmaktadır. Bu çalışmalar, yapay zekânın ruh sağlığı hizmetlerini hangi boyutlarda ve ne yönde etkileyeceğine ilişkin tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Yapay zekânın ruh sağlığı hizmetlerinde kullanımının avantajlarına yapılan vurgu daha güçlü olsa da dezavantaj ve sınırlılıklarına da dikkat çekilmektedir. Bu makalenin amacı; yapay zekâ ve makine öğrenmesinin ruh sağlığı hizmetlerinde kullanımına ilişkin araştırma bulgularını incelemek, yapay zekânın ruh sağlığı alanına getireceği fırsatları ve sorunları tartışmak, gelecek araştırmalar için önerilerde bulunmaktır.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"45 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76778017","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmada, çocukluk süresince babalarının şiddetine uğrayan veya şahit olan kadınların bu deneyimlerine ilişkin utanç algısı ve babalarına ilişkin algıları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmada fenomenolojik yaklaşımlardan biri olan yorumlayıcı fenomenolojik analiz kullanılmıştır. Çalışma grubu, ölçüt örnekleme ile seçilen dört kişiden oluşmaktadır. Ölçüt olarak; çocukluk döneminde babanın şiddetine uğramış olmak veya şahit olmak, evli olmak, çocuk sahibi olmak ve annelik-kadınlık rolleri üzerine düzenlenen psikodrama yaşantı grubuna katılmış olmak şeklinde belirlenmiştir. Katılımcılarla yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmış ve elde edilen verinin analiz edilme sürecinde yorumlayıcı fenomenolojik analiz aşamaları izlenmiştir. Çocukluk süresince babalarının şiddetine uğrayan veya şahit olan kadınlarla yapılan görüşmeler sonucunda şiddet uygulayan babaya yönelik tepkiler, şiddet yaşantısını paylaşmaya dair utanç ana temalarına ulaşılmıştır. Araştırmaya katılan tüm katılımcıların babaları ile ilgili anlatıları, babalarının kendi zihinlerinde istenmeyen ve utanılan babalar olduklarını göstermektedir. Babanın çocuk üzerinde arattığı aşağılama, küçük görme vb. hareketlerinin kişide utanç yaratmış olması, çeşitli kişilik yapıları üzerinden daha sonraki araştırmalarda incelenmesi gereken bir durumdur.
{"title":"Baba Şiddetine Uğrayan “Ben” in Utanç Karmaşası","authors":"Simel Parlak, A. N. Canel","doi":"10.12658/m0658","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0658","url":null,"abstract":"Bu araştırmada, çocukluk süresince babalarının şiddetine uğrayan veya şahit olan kadınların bu deneyimlerine ilişkin utanç algısı ve babalarına ilişkin algıları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmada fenomenolojik yaklaşımlardan biri olan yorumlayıcı fenomenolojik analiz kullanılmıştır. Çalışma grubu, ölçüt örnekleme ile seçilen dört kişiden oluşmaktadır. Ölçüt olarak; çocukluk döneminde babanın şiddetine uğramış olmak veya şahit olmak, evli olmak, çocuk sahibi olmak ve annelik-kadınlık rolleri üzerine düzenlenen psikodrama yaşantı grubuna katılmış olmak şeklinde belirlenmiştir. Katılımcılarla yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmış ve elde edilen verinin analiz edilme sürecinde yorumlayıcı fenomenolojik analiz aşamaları izlenmiştir. Çocukluk süresince babalarının şiddetine uğrayan veya şahit olan kadınlarla yapılan görüşmeler sonucunda şiddet uygulayan babaya yönelik tepkiler, şiddet yaşantısını paylaşmaya dair utanç ana temalarına ulaşılmıştır. Araştırmaya katılan tüm katılımcıların babaları ile ilgili anlatıları, babalarının kendi zihinlerinde istenmeyen ve utanılan babalar olduklarını göstermektedir. Babanın çocuk üzerinde arattığı aşağılama, küçük görme vb. hareketlerinin kişide utanç yaratmış olması, çeşitli kişilik yapıları üzerinden daha sonraki araştırmalarda incelenmesi gereken bir durumdur.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"34 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"84367901","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Teknoloji, dünyayı belirli bir biçimde yaşamayı ve kavramayı sağladığı için toplumsal alandan soyutlanabilir bir nitelik arz etmemektedir. Gün geçtikçe toplum ve teknoloji arasındaki etkileşimin arttığı varsayımından hareket edildiğinde, toplumsal süreçlerin ve olguların teknoloji zemininde ele alınması kaçınılmaz bir durum yaratmaktadır. Bu nedenle çalışmada bir süredir tecrübe edilmekte olan “hız” olgusu telgraf ve Twitter özelinde ele alınmakta olup, söz konusu olgu Paul Virilio’nun kavramsallaştırdığı “dromoloji” ekseninde teknolojik determinist bir okumaya tabi tutulmaktadır. Öncelikli olarak seçilen araçların kullanıldıkları dönemlerde yaşamı nasıl ve hangi ölçülerde hızlandırdıkları neden sonuç ilişkisi bağlamında izah edilmektedir. Söz konusu nedensellik bağlamı açıklanırken formun, içeriğin yerini nasıl aldığı da incelenmektedir. Ayrıca makalede, telgraf ve Twitter arasında tüm tarihsel bağlamı aşan “ideolojik” bir ortaklığın hız ekseninde kurulabileceği iddia edilmektedir. Hızlanma olgusunun teknolojik determinizme ve Virilio’ya göre “araçların” doğal sonucu olarak ele alındığı bu makalede, Virilio’nun dromoloji kavramının ve teknolojik determinizmin sınırlarını aşmadan nitel karşılaştırmalı tarihsel bir analiz gerçekleştirilmektedir. Tüm bu analizler ve incelemeler çerçevesinde hızın iletişim araçları üzerinden gündelik hayatı belirlediği, içeriği akışkan hale getirdiği ve coğrafyayı önemsizleştirdiği iddia edilmektedir.
{"title":"İletişim Araçlarında Hızlanma Olgusu: Telgraf ve Twitter’ın Dromolojik Çözümlemesi","authors":"E. Al","doi":"10.12658/m0679","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0679","url":null,"abstract":"Teknoloji, dünyayı belirli bir biçimde yaşamayı ve kavramayı sağladığı için toplumsal alandan soyutlanabilir bir nitelik arz etmemektedir. Gün geçtikçe toplum ve teknoloji arasındaki etkileşimin arttığı varsayımından hareket edildiğinde, toplumsal süreçlerin ve olguların teknoloji zemininde ele alınması kaçınılmaz bir durum yaratmaktadır. Bu nedenle çalışmada bir süredir tecrübe edilmekte olan “hız” olgusu telgraf ve Twitter özelinde ele alınmakta olup, söz konusu olgu Paul Virilio’nun kavramsallaştırdığı “dromoloji” ekseninde teknolojik determinist bir okumaya tabi tutulmaktadır. Öncelikli olarak seçilen araçların kullanıldıkları dönemlerde yaşamı nasıl ve hangi ölçülerde hızlandırdıkları neden sonuç ilişkisi bağlamında izah edilmektedir. Söz konusu nedensellik bağlamı açıklanırken formun, içeriğin yerini nasıl aldığı da incelenmektedir. Ayrıca makalede, telgraf ve Twitter arasında tüm tarihsel bağlamı aşan “ideolojik” bir ortaklığın hız ekseninde kurulabileceği iddia edilmektedir. Hızlanma olgusunun teknolojik determinizme ve Virilio’ya göre “araçların” doğal sonucu olarak ele alındığı bu makalede, Virilio’nun dromoloji kavramının ve teknolojik determinizmin sınırlarını aşmadan nitel karşılaştırmalı tarihsel bir analiz gerçekleştirilmektedir. Tüm bu analizler ve incelemeler çerçevesinde hızın iletişim araçları üzerinden gündelik hayatı belirlediği, içeriği akışkan hale getirdiği ve coğrafyayı önemsizleştirdiği iddia edilmektedir.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"17 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87577442","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Nationalism is known as the product of the continuation of the Enlightenment in Western Europe. Although this ideology has an established place in studies on political science and has been a subject studied by political scientists, discussing whether the founding fathers of sociology had deliberated or not on this would be interesting. Max Weber seems to have developed an interest in the concept of nationalism after getting his professorship in economics. Once nationalism became a mainstream phenomenon among the world communities at the end of 20th century, Weber’s approach evoked interest among social scientists. This paper pays attention to Weber’s discussion of this notion in the context of German nationalism mostly based on the socio-political changes he witnessed. The basic question is what was Weber’s idea about nationalism and its place in his sociological and economic views? This paper tries to answer this question by comparatively going through sources. This preliminary work intends to review the ideas of Weber’s nationalism by engaging in the existing literature which is believed to be meaningful. This article limitedly addresses the reconstruction of Weber’s concept of nationality based on the availability of relevant data by revealing the academic discussion.
{"title":"A Preliminary Discussion on the Notion of Nationalism in Weber’s Thought: Max Weber and His Cogitation of Nationalism","authors":"Mehmet Özay, M. Saifuddin","doi":"10.12658/m0660","DOIUrl":"https://doi.org/10.12658/m0660","url":null,"abstract":"Nationalism is known as the product of the continuation of the Enlightenment in Western Europe. Although this ideology has an established place in studies on political science and has been a subject studied by political scientists, discussing whether the founding fathers of sociology had deliberated or not on this would be interesting. Max Weber seems to have developed an interest in the concept of nationalism after getting his professorship in economics. Once nationalism became a mainstream phenomenon among the world communities at the end of 20th century, Weber’s approach evoked interest among social scientists. This paper pays attention to Weber’s discussion of this notion in the context of German nationalism mostly based on the socio-political changes he witnessed. The basic question is what was Weber’s idea about nationalism and its place in his sociological and economic views? This paper tries to answer this question by comparatively going through sources. This preliminary work intends to review the ideas of Weber’s nationalism by engaging in the existing literature which is believed to be meaningful. This article limitedly addresses the reconstruction of Weber’s concept of nationality based on the availability of relevant data by revealing the academic discussion.","PeriodicalId":53769,"journal":{"name":"Insan & Toplum-The Journal of Humanity & Society","volume":"36 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87690371","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}