Psiko-kültürel bir kavram olarak rüyalar, fal metinlerinden dualara; mitolojik metinlerden masallara birçok çivi yazılı belge içersinde kendisine yer bulmuş; Hitit yaşamında tanrılardan haber almak ve tanrılarla iletişim halinde bulunmak amacıyla sıklıkla kullanılmışlardır. Rüyaların, Hitit dünyasında böylesi bir karşılığının olması, III. Hattušili örneğinde olduğu gibi “iktidar-meşruiyet ilişkisi” çerçevesinde bir araç olarak kullanılmasına zemin hazırlamıştır. Kralın kendisine ait otobiyografik içerikli metinde (CTH 81) aktarılan beş rüya anlatısı, hayat hikâyesinin bütünlüğü içinde, ihtiyaç duyduğu kutsal desteğin beyanları gibidir. Söz konusu olan metinde Hattušili, yeğeni Urhi Tešup’u (III. Muršili) devirerek gasp ettiği iktidarının haklılığını savunabilmek için tüm eylemlerinin sorumluluğunu koruyucu tanrıçası Ištar’a havale etmiş görünmektedir. Üstelik bu durumu tanrıça, bizzat, kralın ve yakınlarının rüyalarına girerek itiraf edecek, kısacası tüm sorumluluğu üstlenecektir. Eskiçağ dünyası söz konusu olduğunda işin içine bir tanrının girmesi, şaibeli bir iktidarın, “varlığı ve gerekliliği” konusundaki iddiasının inandırıcılığının garantiye alınması anlamına gelmektedir. Bu da rüyaların otobiyografik metin içine bilinçli bir şekilde yerleştirildiği yani bir meşruiyet aracı olarak kullanıldığı izlenimini vermektedir. Bu çalışma, “iktidar”, “meşruiyet” ve “rüya” arasındaki ilişkiyi, Hitit İmparatorluğunun etkili krallarından III. Hattušili örneği üzerinden ele alarak incelemek amacıyla kaleme alınmıştır.
{"title":"HİTİTLERDE İKTİDARIN MEŞRUİYET ARACI OLARAK RÜYA : III. HATTUŠİLİ’NİN RÜYALARI","authors":"Tülin Cengi̇z","doi":"10.46931/aran.1296159","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1296159","url":null,"abstract":"Psiko-kültürel bir kavram olarak rüyalar, fal metinlerinden dualara; mitolojik metinlerden masallara birçok çivi yazılı belge içersinde kendisine yer bulmuş; Hitit yaşamında tanrılardan haber almak ve tanrılarla iletişim halinde bulunmak amacıyla sıklıkla kullanılmışlardır. Rüyaların, Hitit dünyasında böylesi bir karşılığının olması, III. Hattušili örneğinde olduğu gibi “iktidar-meşruiyet ilişkisi” çerçevesinde bir araç olarak kullanılmasına zemin hazırlamıştır. Kralın kendisine ait otobiyografik içerikli metinde (CTH 81) aktarılan beş rüya anlatısı, hayat hikâyesinin bütünlüğü içinde, ihtiyaç duyduğu kutsal desteğin beyanları gibidir. Söz konusu olan metinde Hattušili, yeğeni Urhi Tešup’u (III. Muršili) devirerek gasp ettiği iktidarının haklılığını savunabilmek için tüm eylemlerinin sorumluluğunu koruyucu tanrıçası Ištar’a havale etmiş görünmektedir. Üstelik bu durumu tanrıça, bizzat, kralın ve yakınlarının rüyalarına girerek itiraf edecek, kısacası tüm sorumluluğu üstlenecektir. Eskiçağ dünyası söz konusu olduğunda işin içine bir tanrının girmesi, şaibeli bir iktidarın, “varlığı ve gerekliliği” konusundaki iddiasının inandırıcılığının garantiye alınması anlamına gelmektedir. Bu da rüyaların otobiyografik metin içine bilinçli bir şekilde yerleştirildiği yani bir meşruiyet aracı olarak kullanıldığı izlenimini vermektedir. \u0000 \u0000Bu çalışma, “iktidar”, “meşruiyet” ve “rüya” arasındaki ilişkiyi, Hitit İmparatorluğunun etkili krallarından III. Hattušili örneği üzerinden ele alarak incelemek amacıyla kaleme alınmıştır.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"25 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122822022","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde koruyucu tıp uygulamaları ya da yeni ilaçların üretilmesi amacıyla geçmişte kullanılan doğal tıbbî malzemeler (materia medica) ve bunlarla ilişkili geleneksel tıp uygulamaları giderek artan bir ilgiyle karşı karşıyadır. Böylece ilaç bilgisi bağlamında sunduğu eşsiz miras sebebiyle antik kaynakların modern dillerde okunması gündeme gelmektedir. Ancak hangi kaynaklara odaklanılması gerektiğini bilebilmek ve karşılaştırmalı okumalar yapabilmek için geleneksel tıp uygulamaları ile bir arada gelişen farmasötik ve farmokoloji tarihine vakıf olmak gerekmektedir. Nitekim bu tarih hılt teorisi ve Hippokrates’in kişiliğinin ekolden ekole binyıllar boyunca hekimler tarafından nasıl ele alındığı ile ilişkilidir. Ancak birbirlerine etnosentrik veya anakronistik olarak yaklaşan bu ekoller ve bunların farmakolojik yaklaşımları bu tarih için bir üst anlatı (metanarrative) olarak da görülebilir. Bu çalışmada Mısır tıbbından Hippokrates’e, Hippokrates ve sonrası Hellenistik ve Roma Çağlarında ve son olarak Galenos’da hılt teorisinin nasıl ele alındığı ve birbirlerini takip eden bu ekollerin birbirlerine nasıl yaklaştığı incelenmiştir. Ancak özellikle bu yaklaşımların farmasötik katkıları incelenerek tutarlı bir Materia Medica tarihi oluşturulmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte daha ziyade geleneksel tıp içerisindeki Materia Medica ve inanç sistemi ilişkisi de ele alınmaya çalışılmıştır.
{"title":"ANTİKÇAĞ FARMAKOLOJİSİNİN TEMELLERİ: ESKİ YUNAN TIBBINDA MATERIA MEDICA GELENEĞİ","authors":"Esra Yalazi","doi":"10.46931/aran.1298414","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1298414","url":null,"abstract":"Günümüzde koruyucu tıp uygulamaları ya da yeni ilaçların üretilmesi amacıyla geçmişte kullanılan doğal tıbbî malzemeler (materia medica) ve bunlarla ilişkili geleneksel tıp uygulamaları giderek artan bir ilgiyle karşı karşıyadır. Böylece ilaç bilgisi bağlamında sunduğu eşsiz miras sebebiyle antik kaynakların modern dillerde okunması gündeme gelmektedir. Ancak hangi kaynaklara odaklanılması gerektiğini bilebilmek ve karşılaştırmalı okumalar yapabilmek için geleneksel tıp uygulamaları ile bir arada gelişen farmasötik ve farmokoloji tarihine vakıf olmak gerekmektedir. Nitekim bu tarih hılt teorisi ve Hippokrates’in kişiliğinin ekolden ekole binyıllar boyunca hekimler tarafından nasıl ele alındığı ile ilişkilidir. Ancak birbirlerine etnosentrik veya anakronistik olarak yaklaşan bu ekoller ve bunların farmakolojik yaklaşımları bu tarih için bir üst anlatı (metanarrative) olarak da görülebilir. Bu çalışmada Mısır tıbbından Hippokrates’e, Hippokrates ve sonrası Hellenistik ve Roma Çağlarında ve son olarak Galenos’da hılt teorisinin nasıl ele alındığı ve birbirlerini takip eden bu ekollerin birbirlerine nasıl yaklaştığı incelenmiştir. Ancak özellikle bu yaklaşımların farmasötik katkıları incelenerek tutarlı bir Materia Medica tarihi oluşturulmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte daha ziyade geleneksel tıp içerisindeki Materia Medica ve inanç sistemi ilişkisi de ele alınmaya çalışılmıştır.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"113 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130264479","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Herodotos, başlangıçta Gerrhos/Molochna sonrasında Borysthenes/Dinyeper, Hypanis/Bug ve Tyras/Dinyester Nehirleri boylarına hükmeden “Kraliyet İskitleri” hakkında temel bilgiler aktarmakta ve bu kapsamda onların soyunu Targitaos Hanedanlığı’ına dayandırmaktadır. Krallığının merkezini Aşağı Borysthenes Nehri kıyısındaki Kamenka/Kamenskoe gorodishche’da kurmuş olan Ateas (MÖ ca. 429-339)’ın soyu da büyük olasılıkla Kraliyet İskitleri’nden gelmektedir. Ateas zaman içinde sınırlarını Istros/Danube/Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü Dobrudja/Dobruca Bölgesi’ne kadar genişletmeyi başarmıştır. Hatta onun MÖ 360’lı yıllardan itibaren Tuna Nehri’nin güneyindeki Kallatis/Mangalia ve muhtemelen Tomis/Constanta kentlerine hâkim olduğu anlaşılmaktadır. Bu arada Ateas zekice bir manevrayla Balkanların yükselen gücü II. Philippos’un liderliğindeki Makedonia Krallığı ile Tuna Vadisi’nin güçlü Triballoi kavmi yanında daha güneydeki Histria ve Odessos gibi kentlere karşı ittifak yapmıştır. Ancak II. Philippos, MÖ 340/339 yılında ardı ardına gerçekleştirdiği Perinthos ve Byzantion kuşatmaları sırasında Ateas’tan yeterince maddi ve askeri destek alamamış ve iki kralın arası açılmıştır. Bu durum MÖ 339 yılında gerçekleşen bir meydan savaşına yol açmıştır. II. Philippos’un bu meydan savaşında mutlak bir galibiyet elde ettiğini öne çıkaran edebi metinler tartışmaya açıktır. Aslında bu meydan savaşının sonuçlarının II. Philippos açısından çok fazla bir getirisinin olmadığı gözükmektedir. İskitler, şimdiye kadarki modern çalışmalarda öngörülenin aksine, yaşlı kralları Ateas’ın savaş sonrasında çok geçmeden ölmesine rağmen Tuna Nehri çevresi ve kuzeyindeki güçlü konumlarını belli bir süre daha devam ettirmeyi başarmışlardır.
{"title":"İSKİT KRALI ATEAS VE II. PHILIPPOS","authors":"M. Demi̇r","doi":"10.46931/aran.1293981","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1293981","url":null,"abstract":"Herodotos, başlangıçta Gerrhos/Molochna sonrasında Borysthenes/Dinyeper, Hypanis/Bug ve Tyras/Dinyester Nehirleri boylarına hükmeden “Kraliyet İskitleri” hakkında temel bilgiler aktarmakta ve bu kapsamda onların soyunu Targitaos Hanedanlığı’ına dayandırmaktadır. Krallığının merkezini Aşağı Borysthenes Nehri kıyısındaki Kamenka/Kamenskoe gorodishche’da kurmuş olan Ateas (MÖ ca. 429-339)’ın soyu da büyük olasılıkla Kraliyet İskitleri’nden gelmektedir. Ateas zaman içinde sınırlarını Istros/Danube/Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü Dobrudja/Dobruca Bölgesi’ne kadar genişletmeyi başarmıştır. Hatta onun MÖ 360’lı yıllardan itibaren Tuna Nehri’nin güneyindeki Kallatis/Mangalia ve muhtemelen Tomis/Constanta kentlerine hâkim olduğu anlaşılmaktadır. Bu arada Ateas zekice bir manevrayla Balkanların yükselen gücü II. Philippos’un liderliğindeki Makedonia Krallığı ile Tuna Vadisi’nin güçlü Triballoi kavmi yanında daha güneydeki Histria ve Odessos gibi kentlere karşı ittifak yapmıştır. Ancak II. Philippos, MÖ 340/339 yılında ardı ardına gerçekleştirdiği Perinthos ve Byzantion kuşatmaları sırasında Ateas’tan yeterince maddi ve askeri destek alamamış ve iki kralın arası açılmıştır. Bu durum MÖ 339 yılında gerçekleşen bir meydan savaşına yol açmıştır. II. Philippos’un bu meydan savaşında mutlak bir galibiyet elde ettiğini öne çıkaran edebi metinler tartışmaya açıktır. Aslında bu meydan savaşının sonuçlarının II. Philippos açısından çok fazla bir getirisinin olmadığı gözükmektedir. İskitler, şimdiye kadarki modern çalışmalarda öngörülenin aksine, yaşlı kralları Ateas’ın savaş sonrasında çok geçmeden ölmesine rağmen Tuna Nehri çevresi ve kuzeyindeki güçlü konumlarını belli bir süre daha devam ettirmeyi başarmışlardır.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"67 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127213339","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
GIŠniniyalla- “beşik” kelimesine üç adet Hititçe belgede rastlanmaktadır: KUB 35.89 20’, KUB 58.82 öy.II? 22’ ve KBo 12.112 öy. 7’. Farklı içeriklere sahip bu metinlerin transliterasyonu ve çevirileri yapılıp beşik sözcüğünün Hititçe karşılığının etimolojisi araştırılmıştır. Bebeklerin neyin içine koyulduğuna dair farklı Hititçe metinlere yer verilmiştir. Eskiçağ’da bilinen beşik ile modern beşik kavramları üzerine değerlendirmeler yapılmıştır.
{"title":"A Study on the Word GIŠniniyalla- “cradle” in the Hittite Texts","authors":"N. Baş","doi":"10.46931/aran.1295398","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1295398","url":null,"abstract":"GIŠniniyalla- “beşik” kelimesine üç adet Hititçe belgede rastlanmaktadır: KUB 35.89 20’, KUB 58.82 öy.II? 22’ ve KBo 12.112 öy. 7’. Farklı içeriklere sahip bu metinlerin transliterasyonu ve çevirileri yapılıp beşik sözcüğünün Hititçe karşılığının etimolojisi araştırılmıştır. Bebeklerin neyin içine koyulduğuna dair farklı Hititçe metinlere yer verilmiştir. Eskiçağ’da bilinen beşik ile modern beşik kavramları üzerine değerlendirmeler yapılmıştır.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"14 19 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132576534","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Rivers are an indispensable part of life. For ancient societies, rivers served not only as sources of water that ensured the sustainability of life. The establishment of ancient settlements and the development of many civilizations around the rivers are important in terms of showing how crucial they are to human life. The Araxes (Ἀράξης) River, today known as Aras, one of the largest rivers of the Eastern Anatolia, also contributed to the rise of civilization. It was understood that the river was not only seen as a river in ancient times but was also used as a trade and travel route that reached from the Caspian Sea to Artaxata, and from there to Asia Minor, and was accepted as a natural border. From these points of view, the authors of ancient period, mentioned the regions through which the Araxes flows and the cities established around the river. In this way, they revealed the political, socio-economic and cultural structure shaped around the river. This study aims to examine, via ancient sources, how the river in question influenced the regions through which it flows and to draw attention to the misinterpretations about the Araxes by evaluating the relationship between the river and people.
{"title":"Antik Çağ'da Bir Nehrin Panoraması: Arakses","authors":"A. Doğan","doi":"10.46931/aran.1267160","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1267160","url":null,"abstract":"Rivers are an indispensable part of life. For ancient societies, rivers served not only as sources of water that ensured the sustainability of life. The establishment of ancient settlements and the development of many civilizations around the rivers are important in terms of showing how crucial they are to human life. The Araxes (Ἀράξης) River, today known as Aras, one of the largest rivers of the Eastern Anatolia, also contributed to the rise of civilization. It was understood that the river was not only seen as a river in ancient times but was also used as a trade and travel route that reached from the Caspian Sea to Artaxata, and from there to Asia Minor, and was accepted as a natural border. From these points of view, the authors of ancient period, mentioned the regions through which the Araxes flows and the cities established around the river. In this way, they revealed the political, socio-economic and cultural structure shaped around the river. This study aims to examine, via ancient sources, how the river in question influenced the regions through which it flows and to draw attention to the misinterpretations about the Araxes by evaluating the relationship between the river and people.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"123 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115264177","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Anadolu’nun MÖ 2. binyıldaki halkı Hititlerin ekonomisi öncelikle tarıma dayanmaktaydı. Onlardan günümüze ulaşan yazılı belgelerden tahılı öğüterek un haline getirdikleri, Hitit mutfağının temel yiyeceği olmasının yanı sıra tanrılarına yaptıkları sunularda da yer alan ekmeği elde ettikleri okunmaktadır. Ekmeğin hammaddesi olan unun elde edilmesi için tahılın öğütüldüğü değirmen, Hititçe çivi yazılı belgelerde É NA4ARA5 sumerogramı ile ifade edilmiştir. Değirmende ya da elde tahılın öğütülmesi işinde kullanılan öğütme taşı da NA4ARA5 ile ifade edilmiştir. Belgeler bize değirmende çalışanların daha çok kadınlar olduğunu göstermektedir. Bunlar köle kadınlar olmalıydılar. Bunun yanında erkeklerin de az da olsa değirmende çalışmış oldukları belgelenebilmektedir. Özellikle Maşathöyük Mektuplarından kör oldukları belirtilen erkeklerin değirmenlerde zorla çalıştırıldıklarını, fırsat bulduklarında kaçmaya teşebbüs ettiklerini öğrenmekteyiz.
{"title":"HİTİTÇE ÇİVİ YAZILI METİNLERDE DEĞİRMEN (É NA4ARA5) VE ÖĞÜTME TAŞI (NA4ARA5)","authors":"Turgut Yi̇ği̇t, Hasan Tuncer","doi":"10.46931/aran.1283929","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1283929","url":null,"abstract":"Anadolu’nun MÖ 2. binyıldaki halkı Hititlerin ekonomisi öncelikle tarıma dayanmaktaydı. Onlardan günümüze ulaşan yazılı belgelerden tahılı öğüterek un haline getirdikleri, Hitit mutfağının temel yiyeceği olmasının yanı sıra tanrılarına yaptıkları sunularda da yer alan ekmeği elde ettikleri okunmaktadır. Ekmeğin hammaddesi olan unun elde edilmesi için tahılın öğütüldüğü değirmen, Hititçe çivi yazılı belgelerde É NA4ARA5 sumerogramı ile ifade edilmiştir. Değirmende ya da elde tahılın öğütülmesi işinde kullanılan öğütme taşı da NA4ARA5 ile ifade edilmiştir. Belgeler bize değirmende çalışanların daha çok kadınlar olduğunu göstermektedir. Bunlar köle kadınlar olmalıydılar. Bunun yanında erkeklerin de az da olsa değirmende çalışmış oldukları belgelenebilmektedir. Özellikle Maşathöyük Mektuplarından kör oldukları belirtilen erkeklerin değirmenlerde zorla çalıştırıldıklarını, fırsat bulduklarında kaçmaya teşebbüs ettiklerini öğrenmekteyiz.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121647633","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yeni Babil dönemi tarımsal üretimi ve tarım politikaları Mezopotamya Bölgesi’nde binyıllar boyunca tecrübe edilerek belirlenmiş tarım metotları ve bunlar üzerine şekillenen uygulamalar vasıtasıyla yeni bir form kazanmıştır. Babil toplumunda sözü edilen bu uygulamalar neticesinde toprak mülkiyeti kraliyet ailesi ve kraliyete mensup kimseler, tapınaklar ve özel mülkiyet olmak üzere başlıca üç ana unsur tarafından idare olunmuştur. Bununla birlikte ekilebilir alanların kiralanması da söz konusudur. Dolayısıyla böyle bir uygulama ile hem kraliyet hem tapınak ve hem de sayısı fazla olmamakla birlikte zengin toprak sahipleri ekilebilir alanlardan yüksek kâr ve sabit bir gelir elde etmeyi amaçlamışlardır. Buna göre krallar Babil’in verimli topraklarından en üst düzeyde faydalanabilmek adına bir takım girişimlerde bulunmuşlardır. Bunlar arasında ekilen her bir alanın su ihtiyacının karşılanabilmesi için tarımsal alanların parsellenmesi ve sulama kanallarının tamir ve bakımının yapılması gibi bir dizi reformlar yer almaktadır. Özellikle Nar-Šamaš ve Libil-hegal gibi geniş çaplı kanalların restorasyonu bu projeler arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Yeni Babil dönemi tarımsal üretimi ve yöneticilerin tarımsal üretimi teşvik edici politikaları üzerinde durulmuştur.
{"title":"YENİ BABİL DÖNEMİNDE TARIM POLİTİKALARI VE TARIMSAL ÜRETİM","authors":"Esra Atci","doi":"10.46931/aran.1242131","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1242131","url":null,"abstract":"Yeni Babil dönemi tarımsal üretimi ve tarım politikaları Mezopotamya Bölgesi’nde binyıllar boyunca tecrübe edilerek belirlenmiş tarım metotları ve bunlar üzerine şekillenen uygulamalar vasıtasıyla yeni bir form kazanmıştır. Babil toplumunda sözü edilen bu uygulamalar neticesinde toprak mülkiyeti kraliyet ailesi ve kraliyete mensup kimseler, tapınaklar ve özel mülkiyet olmak üzere başlıca üç ana unsur tarafından idare olunmuştur. Bununla birlikte ekilebilir alanların kiralanması da söz konusudur. Dolayısıyla böyle bir uygulama ile hem kraliyet hem tapınak ve hem de sayısı fazla olmamakla birlikte zengin toprak sahipleri ekilebilir alanlardan yüksek kâr ve sabit bir gelir elde etmeyi amaçlamışlardır. Buna göre krallar Babil’in verimli topraklarından en üst düzeyde faydalanabilmek adına bir takım girişimlerde bulunmuşlardır. Bunlar arasında ekilen her bir alanın su ihtiyacının karşılanabilmesi için tarımsal alanların parsellenmesi ve sulama kanallarının tamir ve bakımının yapılması gibi bir dizi reformlar yer almaktadır. Özellikle Nar-Šamaš ve Libil-hegal gibi geniş çaplı kanalların restorasyonu bu projeler arasında yer almaktadır. \u0000Bu çalışmada Yeni Babil dönemi tarımsal üretimi ve yöneticilerin tarımsal üretimi teşvik edici politikaları üzerinde durulmuştur.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"36 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134151831","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
M Ö ikinci binyılda Anadolu’da imparatorluk kurmuş, ilk siyasi birliği oluşturmuş Hitit Devleti’nin müttefikleri, düşmanları olduğu gibi vasalleri de bulunmaktaydı. Birçok devletle ilişki içerisinde olan Hitit kralları gerek savaş ya da evlilik (kız alıp verme) yoluyla gerekse de antlaşmalarla siyasi yaşamını sürdürmüşlerdir. Hitit krallarının yaptıkları antlaşmalar içerisinde başka ülkelerin kralları dışında kendi oğulları ya da yönetimi altına verdiği akrabalarıyla da yaptığı antlaşmalar bilinmektedir. Yapılan bu antlaşmaların ana gayesi Hitit Devleti’nin siyasi gücünün, üstünlüğünün bilinmesi ve buna itaat edilmesi yönündedir. Devletin devamlılığı için kralın soyunun da tanınması ve korunması antlaşma metinlerinin ana unsurlarıdır. Bu kapsamda, vasal statüsünde bulunan Kizzuvatna’ya rahip olarak atanan Telipinu’yla, onu rahip olarak atayan babası I. Şuppiluliuma’nın yaptığı antlaşmanın ayrıntıları çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Hitit büyük kralı I. Şuppiluliuma, oğlu Telipinu’yla yaptığı antlaşmada, Telipinu’nun, prens olarak Arnuvanda’yı tanımasını, ondan başkasını bey olarak istememesini vurgulamaktadır.
{"title":"BÜYÜK KRAL'DAN RAHİP TELİPİNU'YA BİR DİREKTİF (CTH 44)","authors":"M. Aydın, Fatma İslam","doi":"10.46931/aran.1293664","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1293664","url":null,"abstract":"M Ö ikinci binyılda Anadolu’da imparatorluk kurmuş, ilk siyasi birliği oluşturmuş Hitit Devleti’nin müttefikleri, düşmanları olduğu gibi vasalleri de bulunmaktaydı. Birçok devletle ilişki içerisinde olan Hitit kralları gerek savaş ya da evlilik (kız alıp verme) yoluyla gerekse de antlaşmalarla siyasi yaşamını sürdürmüşlerdir. Hitit krallarının yaptıkları antlaşmalar içerisinde başka ülkelerin kralları dışında kendi oğulları ya da yönetimi altına verdiği akrabalarıyla da yaptığı antlaşmalar bilinmektedir. Yapılan bu antlaşmaların ana gayesi Hitit Devleti’nin siyasi gücünün, üstünlüğünün bilinmesi ve buna itaat edilmesi yönündedir. Devletin devamlılığı için kralın soyunun da tanınması ve korunması antlaşma metinlerinin ana unsurlarıdır. Bu kapsamda, vasal statüsünde bulunan Kizzuvatna’ya rahip olarak atanan Telipinu’yla, onu rahip olarak atayan babası I. Şuppiluliuma’nın yaptığı antlaşmanın ayrıntıları çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Hitit büyük kralı I. Şuppiluliuma, oğlu Telipinu’yla yaptığı antlaşmada, Telipinu’nun, prens olarak Arnuvanda’yı tanımasını, ondan başkasını bey olarak istememesini vurgulamaktadır.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134383727","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
III. Aleksandros’un ani ölümünün ardından generalleri arasında toprakların paylaşılması gerçekleşmiştir. Böylelikle III. Aleksandros’un ölümünden sonra ardılları ve komutanları arasında Diadokhoi dönemi başlamıştır. Bu dönem boyunca Karia bölgesinin siyasi hayatının özelliklerinden biri hanedan olarak bilinen yöneticilerin yönetiminde bulunmasıdır. Karia’nın politik ve askeri alanının bir parçası olarak bu hanedanlar Hellenistik güçlerin yanı sıra kendi aralarında da ilişki içindeydiler. Hellenistik dönem içinde Karia’da hanedanlar siyasi ve askeri karışıklık durumlarında önemli roller oynamıştır. Onların politikalarının çıkış noktası, güçlerinin kaynağı, büyük güçlerle ve kendi aralarındaki ilişkilerin nasıl olduğunu anlamak önemlidir. Bu noktada bu çalışmanın amacı yazılı belgeler ışığında Karia’da yerel hanedanlar Asandros, Pleistarkhos ve Eupolemos’un hanedan olarak siyasi ve sosyal alanda oynadıkları rolleri ve bölge üzerindeki yönetim alanlarını sunmaktır.
{"title":"YAZILI BELGELER IŞIĞINDA HELLENİSTİK DÖNEMDE HANEDANLAR: KARIA","authors":"Oylum Bölük","doi":"10.46931/aran.1277382","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1277382","url":null,"abstract":"III. Aleksandros’un ani ölümünün ardından generalleri arasında toprakların paylaşılması gerçekleşmiştir. Böylelikle III. Aleksandros’un ölümünden sonra ardılları ve komutanları arasında Diadokhoi dönemi başlamıştır. Bu dönem boyunca Karia bölgesinin siyasi hayatının özelliklerinden biri hanedan olarak bilinen yöneticilerin yönetiminde bulunmasıdır. Karia’nın politik ve askeri alanının bir parçası olarak bu hanedanlar Hellenistik güçlerin yanı sıra kendi aralarında da ilişki içindeydiler. Hellenistik dönem içinde Karia’da hanedanlar siyasi ve askeri karışıklık durumlarında önemli roller oynamıştır. Onların politikalarının çıkış noktası, güçlerinin kaynağı, büyük güçlerle ve kendi aralarındaki ilişkilerin nasıl olduğunu anlamak önemlidir. Bu noktada bu çalışmanın amacı yazılı belgeler ışığında Karia’da yerel hanedanlar Asandros, Pleistarkhos ve Eupolemos’un hanedan olarak siyasi ve sosyal alanda oynadıkları rolleri ve bölge üzerindeki yönetim alanlarını sunmaktır.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133290492","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Toplumsal yapının en küçük birimi olan ailenin oluşabilmesi için gerekli bir organizasyon olan evlilik dini, hukuki ekonomik yönleri, kuralları ve ritüelleri olan bir kurumdur. Bu kurumun Hitit çağındaki işlevi ve işleyişi ile ilgili bilgilere ağırlıklı olarak kanun metinlerinden ulaşılabilmektedir. Söz konusu siyasi evlilikler olduğunda ise başvurulacak ilk belgeler siyasi antlaşma metinleridir. Çünkü Hitit krallarının diplomatik başarıları yazılı antlaşmalar yoluyla vassallıklar sağlamaları, karşılıklı askeri ve ekonomik işbirlikleri gerçekleştirmelerine bağlıydı ve bu antlaşmaları pekiştirmenin araçlarından biri de siyasi evliliklerdi. Bu çalışma, devletlerarası ilişkileri düzenlemek amacıyla gerçekleştirilen siyasi evliliklerin dönemin politik ilişkileri çerçevesinde ele almak amacıyla kaleme alınmıştır.
{"title":"HİTİTLER’DE DİPLOMASİ ARACI OLARAK SİYASİ EVLİLİKLER","authors":"Tülin Cengi̇z","doi":"10.46931/aran.1183399","DOIUrl":"https://doi.org/10.46931/aran.1183399","url":null,"abstract":"Toplumsal yapının en küçük birimi olan ailenin oluşabilmesi için gerekli bir organizasyon olan evlilik dini, hukuki ekonomik yönleri, kuralları ve ritüelleri olan bir kurumdur. Bu kurumun Hitit çağındaki işlevi ve işleyişi ile ilgili bilgilere ağırlıklı olarak kanun metinlerinden ulaşılabilmektedir. Söz konusu siyasi evlilikler olduğunda ise başvurulacak ilk belgeler siyasi antlaşma metinleridir. Çünkü Hitit krallarının diplomatik başarıları yazılı antlaşmalar yoluyla vassallıklar sağlamaları, karşılıklı askeri ve ekonomik işbirlikleri gerçekleştirmelerine bağlıydı ve bu antlaşmaları pekiştirmenin araçlarından biri de siyasi evliliklerdi. Bu çalışma, devletlerarası ilişkileri düzenlemek amacıyla gerçekleştirilen siyasi evliliklerin dönemin politik ilişkileri çerçevesinde ele almak amacıyla kaleme alınmıştır.","PeriodicalId":123302,"journal":{"name":"Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-11-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126621551","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}