This work studied the impact of ethanol immersion (E), ultrasound (U), and ultrasound-ethanol immersion (UE) for 10, and 20 min on the drying characteristics of quince. After pretreatments, the samples were dried at a hot dryer at 90℃ and air velocity of 2 m/s. Drying time was reduced by 50% for samples pretreated in Ultrasonic-Ethanol (UE20) for 20 min. Moisture diffusion coefficient varied from 1.880 to 2.933×10-9 m2/s. The friction drag force, convective heat transfer coefficient, and convective mass transfer coefficient were 6.110×10-6 N, 24.077 W/m2K, and 0.020 m/s, respectively. The thermal conductivity, the specific heat, and the density of quince samples ranged from 0.5278 to 0.5876 W/m. K, 3554.00 to 3908.00 J/kg. K, and 814.95 to 904.60 kg/m3, respectively. Among all pretreatments, UE20 could prefer for significant decreases in the drying time and improve drying characteristics of quince at the industrial extent.
{"title":"EFFECT OF ETHANOL IMMERSION AND ULTRASOUND PRETREATMENTS ON THE KINETICS OF CONVECTIVE DRYING OF QUINCE","authors":"Nasim KİAN-POUR","doi":"10.15237/gida.gd23082","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23082","url":null,"abstract":"This work studied the impact of ethanol immersion (E), ultrasound (U), and ultrasound-ethanol immersion (UE) for 10, and 20 min on the drying characteristics of quince. After pretreatments, the samples were dried at a hot dryer at 90℃ and air velocity of 2 m/s. Drying time was reduced by 50% for samples pretreated in Ultrasonic-Ethanol (UE20) for 20 min. Moisture diffusion coefficient varied from 1.880 to 2.933×10-9 m2/s. The friction drag force, convective heat transfer coefficient, and convective mass transfer coefficient were 6.110×10-6 N, 24.077 W/m2K, and 0.020 m/s, respectively. The thermal conductivity, the specific heat, and the density of quince samples ranged from 0.5278 to 0.5876 W/m. K, 3554.00 to 3908.00 J/kg. K, and 814.95 to 904.60 kg/m3, respectively. Among all pretreatments, UE20 could prefer for significant decreases in the drying time and improve drying characteristics of quince at the industrial extent.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"16 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135789477","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Propolis içeriğinde bulundurduğu biyoaktif bileşenler sayesinde antik çağlardan beri geleneksel tıpta kullanılan, günümüzde ise zengin içeriği sayesinde çok sayıda çalışmaya konu olmuş ve olacak bir arı ürünüdür. Doğal antioksidan ve antimikrobiyal maddelere olan ilgi tüketicinin bilinçlenmesi ile artmaktadır. Bilimin bir şeyi etkili ve en verimli yapma çabası biyoaktif bileşenlerin ekstraksiyonunu konu alan birçok çalışmaya yol açmıştır. Propolisten biyoaktif bileşenlerin ekstraksiyonunu inceleyen, geleneksel metotlardan modern tekniklere kadar birçok yöntemin kullanıldığı araştırmalar bu çalışmada incelenmiş olup, yöntemlerin birbirine karşı etkinliği vurgulanmıştır. Farklı çözücü tiplerinin, farklı ekstraksiyon süresi ve sıcaklıklarının araştırdığı çalışmalar literatürde mevcuttur. Ekstraksiyon işlemine etki eden birçok değişkenin mevcut olması nedeniyle propolis ekstraksiyonunda ekstraksiyon değişkenlerinin optimizasyonu konu alan çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
{"title":"EFFECTS OF EXTRACTION METHODS AND EXTRACTION VARIABLES ON BIOACTIVE COMPOUNDS OF PROPOLIS","authors":"Harun Reşit ÖZDAL, Emine NAKİLCİOĞLU, Semih ÖTLEŞ","doi":"10.15237/gida.gd23074","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23074","url":null,"abstract":"Propolis içeriğinde bulundurduğu biyoaktif bileşenler sayesinde antik çağlardan beri geleneksel tıpta kullanılan, günümüzde ise zengin içeriği sayesinde çok sayıda çalışmaya konu olmuş ve olacak bir arı ürünüdür. Doğal antioksidan ve antimikrobiyal maddelere olan ilgi tüketicinin bilinçlenmesi ile artmaktadır. Bilimin bir şeyi etkili ve en verimli yapma çabası biyoaktif bileşenlerin ekstraksiyonunu konu alan birçok çalışmaya yol açmıştır. Propolisten biyoaktif bileşenlerin ekstraksiyonunu inceleyen, geleneksel metotlardan modern tekniklere kadar birçok yöntemin kullanıldığı araştırmalar bu çalışmada incelenmiş olup, yöntemlerin birbirine karşı etkinliği vurgulanmıştır. Farklı çözücü tiplerinin, farklı ekstraksiyon süresi ve sıcaklıklarının araştırdığı çalışmalar literatürde mevcuttur. Ekstraksiyon işlemine etki eden birçok değişkenin mevcut olması nedeniyle propolis ekstraksiyonunda ekstraksiyon değişkenlerinin optimizasyonu konu alan çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135788846","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Endüstride cevizin hasat sonrası işlemleri tüketim öncesinde ön hazırlık niteliğindedir. Bu çalışmada taze ve kurutulmuş ceviz örneklerinin boyutları, tane yoğunluğu, kritik hızı, sürtünme katsayısı, rengi, yağ kalitesi, protein içeriği, su geçirgenlik yolu ve mikroyapı değişimleri araştırılmıştır. Sonuçlar taze ceviz örneklerinin tüm fiziksel ve aerodinamik özelliklerinin (sürtünme katsayısı hariç) kuru cevizlere göre daha yüksek değerde olduğunu göstermiştir. Toplam renk farkı 6.3 olarak hesaplanmıştır. Ancak yağ kalitesi ve protein içeriği açısından örnekler arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır (p<0.05). Taramalı elektron mikroskopu görüntüleri karşılaştırıldığında, hem taze hem de kurutulmuş ceviz yüzeyinin pürüzsüz bir yapıya sahip olduğu ve belirgin gözenekli bir yapıya sahip olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak, endüstriyel kurutma yönteminin dış yapıyı etkilerken içyapıyı etkilemediği tespit edilmiştir.
{"title":"ENDÜSTRİYEL İŞLEME ESASLI TAZE VE KURU CEVİZİN KARŞILAŞTIRILMASI","authors":"Onur TAŞKIN, Zhongli PAN","doi":"10.15237/gida.gd23091","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23091","url":null,"abstract":"Endüstride cevizin hasat sonrası işlemleri tüketim öncesinde ön hazırlık niteliğindedir. Bu çalışmada taze ve kurutulmuş ceviz örneklerinin boyutları, tane yoğunluğu, kritik hızı, sürtünme katsayısı, rengi, yağ kalitesi, protein içeriği, su geçirgenlik yolu ve mikroyapı değişimleri araştırılmıştır. Sonuçlar taze ceviz örneklerinin tüm fiziksel ve aerodinamik özelliklerinin (sürtünme katsayısı hariç) kuru cevizlere göre daha yüksek değerde olduğunu göstermiştir. Toplam renk farkı 6.3 olarak hesaplanmıştır. Ancak yağ kalitesi ve protein içeriği açısından örnekler arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır (p&lt;0.05). Taramalı elektron mikroskopu görüntüleri karşılaştırıldığında, hem taze hem de kurutulmuş ceviz yüzeyinin pürüzsüz bir yapıya sahip olduğu ve belirgin gözenekli bir yapıya sahip olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak, endüstriyel kurutma yönteminin dış yapıyı etkilerken içyapıyı etkilemediği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"55 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135788868","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bee pollen is recognized for its nutritional and health benefits, drawing attention from both the scientific community and consumers as a natural functional food. This study employed bibliometric analysis, using the R program bibliometrix package and VOS viewer, to examine scientific research on bee pollen. We were evaluated 921 articles in the Web of Science databases using the keyword 'bee pollen' published between 2011-2022. Among these, 90.45% were research articles, 6.73% were reviews, 2.06% were meeting abstracts, and 0.76% were book chapters. China led with 562 articles, followed by Brazil (330), Turkey (295), Italy (190), Portugal (189), the USA (175), and Spain (158). Bee pollen was the most used keyword, followed by pollen, propolis, and honey. This is the first bibliometric study to evaluate the researchs on bee pollen, and it is considered important in terms of organizing the scientific studies to be conducted on this subject.
蜂花粉具有丰富的营养和健康价值,是一种天然的功能性食品,受到科学界和消费者的广泛关注。本研究采用文献计量学分析方法,利用R程序bibliometrix软件包和VOS查看器对蜂花粉的科学研究进行考察。我们对Web of Science数据库中2011-2022年间发表的921篇以“蜂花粉”为关键词的文章进行了评估。其中,90.45%为研究论文,6.73%为综述,2.06%为会议摘要,0.76%为图书章节。中国以562篇文章居首,其次是巴西(330篇)、土耳其(295篇)、意大利(190篇)、葡萄牙(189篇)、美国(175篇)和西班牙(158篇)。蜂花粉是使用最多的关键词,其次是花粉、蜂胶和蜂蜜。这是第一个评价蜂花粉研究的文献计量学研究,对于组织开展这一主题的科学研究具有重要意义。
{"title":"ARI POLENİ ARAŞTIRMALARININ BİBLİYOMETRİK ANALİZİ: KÜRESEL EĞİLİMLER VE İŞ BİRLİĞİ ÖRÜNTÜLERİ","authors":"İlginç KİZİLPİNAR TEMİZER, Duygu Nur ÇOBANOĞLU","doi":"10.15237/gida.gd23036","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23036","url":null,"abstract":"Bee pollen is recognized for its nutritional and health benefits, drawing attention from both the scientific community and consumers as a natural functional food. This study employed bibliometric analysis, using the R program bibliometrix package and VOS viewer, to examine scientific research on bee pollen. We were evaluated 921 articles in the Web of Science databases using the keyword 'bee pollen' published between 2011-2022. Among these, 90.45% were research articles, 6.73% were reviews, 2.06% were meeting abstracts, and 0.76% were book chapters. China led with 562 articles, followed by Brazil (330), Turkey (295), Italy (190), Portugal (189), the USA (175), and Spain (158). Bee pollen was the most used keyword, followed by pollen, propolis, and honey. This is the first bibliometric study to evaluate the researchs on bee pollen, and it is considered important in terms of organizing the scientific studies to be conducted on this subject.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"27 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135901078","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Araştırmada ısıl işlem görmüş sucuk üretiminde alternatif kürleme ajanı olarak biyodönüştürülmüş pazı tozu (PT) kullanımının nitrozamin oluşumuna ve ürünün bazı kalite parametrelerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca pişirme derecesinin nitrozamin oluşumuna etkisi de incelenmiştir. Kürleme ajanı olarak sentetik nitrit (SN) (150 mg/kg NaNO2), SN (75 mg/kg NaNO2) + PT (75 mg/kg NaNO2’ye eşdeğer) ve PT (150 mg/kg NaNO2’ye eş değer) içeren üç farklı ısıl işlem görmüş sucuk grubu üretilmiştir. PT, pH ve TBARS değerlerinde artışa neden olmuştur. Kalıntı nitrit seviyesi ise PT ve SN + PT’den etkilenmemiştir. Muameleler arasında laktik asit bakteri ve Micrococcus/Staphylococcus açısından önemli farklılıklar görülmemiştir. PT, tat ve genel kabul edilebilirlik skorlarını artırmıştır. SN + PT ve PT, N-nitrozodimetilamin, N-nitrozodietilamin ve N-nitrozopiperidin üzerinde önemli etki göstermemiştir. Belirlenen nitrozaminlerin seviyesi, pişirme süresi arttıkça artmıştır. Temel bileşen analiz sonuçlarına göre pişirme süresi, pazı tozu faktörüne göre nitrozaminler üzerinde daha fazla etki göstermiştir.
{"title":"THE EFFECT OF USING SWISS CHARD POWDER AS A CURING AGENT IN THE PRODUCTION OF HEAT-TREATED SUCUK ON NITROSAMINE FORMATION AND QUALITY PARAMETERS","authors":"Zeynep Feyza YILMAZ ORAL","doi":"10.15237/gida.gd23090","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23090","url":null,"abstract":"Araştırmada ısıl işlem görmüş sucuk üretiminde alternatif kürleme ajanı olarak biyodönüştürülmüş pazı tozu (PT) kullanımının nitrozamin oluşumuna ve ürünün bazı kalite parametrelerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca pişirme derecesinin nitrozamin oluşumuna etkisi de incelenmiştir. Kürleme ajanı olarak sentetik nitrit (SN) (150 mg/kg NaNO2), SN (75 mg/kg NaNO2) + PT (75 mg/kg NaNO2’ye eşdeğer) ve PT (150 mg/kg NaNO2’ye eş değer) içeren üç farklı ısıl işlem görmüş sucuk grubu üretilmiştir. PT, pH ve TBARS değerlerinde artışa neden olmuştur. Kalıntı nitrit seviyesi ise PT ve SN + PT’den etkilenmemiştir. Muameleler arasında laktik asit bakteri ve Micrococcus/Staphylococcus açısından önemli farklılıklar görülmemiştir. PT, tat ve genel kabul edilebilirlik skorlarını artırmıştır. SN + PT ve PT, N-nitrozodimetilamin, N-nitrozodietilamin ve N-nitrozopiperidin üzerinde önemli etki göstermemiştir. Belirlenen nitrozaminlerin seviyesi, pişirme süresi arttıkça artmıştır. Temel bileşen analiz sonuçlarına göre pişirme süresi, pazı tozu faktörüne göre nitrozaminler üzerinde daha fazla etki göstermiştir.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"17 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136099658","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Mikrobiyel karakterizasyonda deney şartları, sonuca etki eden önemli bir parametre olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada 50 maya izolatının, safra tuzuna toleransları 3 farklı sıcaklık (26°C, 30°C ve 37°C) ve 2 farklı besiyeri (Sabouraud-2% dekstroz broth, SDB ve Yeast Peptone Dextrose Broth, YPD) koşullarında araştırılmıştır. Genel olarak 26 ve 30 °C’de her iki besiyerinde de benzer gelişim gözlenmiştir. Fakat 37 °C’de suşların gelişimlerinde SDB besiyerinde %0.3, %0.5 ve %1 safra tuzunda sırasıyla dört, üç ve üç suş gelişirken, YPD besiyerinde dokuzar suşun geliştiği belirlenmiştir. YPD ve SDB besiyerleri maya gelişimi açısından karşılaştırıldığında, YPD'nin farklı sıcaklık ve safra oranlarında daha fazla suşun gelişimini destekleyebildiği tespit edilmiştir. Çalışmada Kazachstania unispora’nın deney koşullarından en çok etkilenen tür olduğu belirlenmiştir.
{"title":"MAYALARDA SAFRA TUZU TOLERANSININ BELİRLENMESİNDE FARKLI SICAKLIK VE BESİYERİ KULLANIMININ ETKİSİ","authors":"Bülent ÇETİN, Burcu BAZU ÇIRPICI","doi":"10.15237/gida.gd23089","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23089","url":null,"abstract":"Mikrobiyel karakterizasyonda deney şartları, sonuca etki eden önemli bir parametre olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada 50 maya izolatının, safra tuzuna toleransları 3 farklı sıcaklık (26°C, 30°C ve 37°C) ve 2 farklı besiyeri (Sabouraud-2% dekstroz broth, SDB ve Yeast Peptone Dextrose Broth, YPD) koşullarında araştırılmıştır. Genel olarak 26 ve 30 °C’de her iki besiyerinde de benzer gelişim gözlenmiştir. Fakat 37 °C’de suşların gelişimlerinde SDB besiyerinde %0.3, %0.5 ve %1 safra tuzunda sırasıyla dört, üç ve üç suş gelişirken, YPD besiyerinde dokuzar suşun geliştiği belirlenmiştir. YPD ve SDB besiyerleri maya gelişimi açısından karşılaştırıldığında, YPD'nin farklı sıcaklık ve safra oranlarında daha fazla suşun gelişimini destekleyebildiği tespit edilmiştir. Çalışmada Kazachstania unispora’nın deney koşullarından en çok etkilenen tür olduğu belirlenmiştir.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"61 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134971431","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This descriptive and cross-sectional study evaluated the adherence of patients with Metabolic Syndrome (MetS) to the Mediterranean Diet (MedDiet). Patients who met the National Cholesterol Education Program Adult Panel III (NCEP ATP III) criteria enrolled. Socio-demographic characteristics, physical activity levels, blood tests and anthropometric variables were recorded and evaluated. A 24-hour retrospective record form and Mediterranean Diet Adherence Scale (MEDAS) were used to assess nutritional consumption and adherence, respectively. Of the patients (n=203) 50.2%, 39.9% and 9.9% were non-, moderately and strictly adherent to MedDiet, respectively. MEDAS scores were correlated with body weight (r=-0.147; P =0.036), waist circumference (r=-0.141; P =0.044), HDL cholesterol (r=0.193; P =0.006). Daily omega-3 fatty acids intake increased with higher adherence to MedDiet (P <0.001). Significant differences were observed between non-adherent and adherent subjects in daily intakes of dietary fiber, oleic acid and total monounsaturated fatty acids.This study showed low adherence to MedDiet in patients with MetS.
这项描述性和横断面研究评估了代谢综合征(MetS)患者对地中海饮食(MedDiet)的依从性。符合国家胆固醇教育计划成人小组III (NCEP ATP III)标准的患者入组。记录和评估社会人口特征、身体活动水平、血液检查和人体测量变量。24小时回顾性记录表和地中海饮食依从性量表(MEDAS)分别用于评估营养消耗和依从性。203例患者中,50.2%、39.9%和9.9%的患者不遵守MedDiet、中度遵守MedDiet、严格遵守MedDiet。MEDAS评分与体重相关(r=-0.147;P =0.036)、腰围(r=-0.141;P =0.044),高密度脂蛋白胆固醇(r=0.193;P = 0.006)。每日omega-3脂肪酸摄入量随MedDiet依从性的提高而增加(P <0.001)。在膳食纤维、油酸和总单不饱和脂肪酸的日摄入量方面,未粘附组和粘附组之间存在显著差异。这项研究显示met患者对MedDiet的依从性较低。
{"title":"METABOLİK SENDROMLU HASTALARDA AKDENİZ DİYETİNE","authors":"Gülnur Pürdik TATIK, Anıl Evrim GÜNGÖR","doi":"10.15237/gida.gd23093","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23093","url":null,"abstract":"This descriptive and cross-sectional study evaluated the adherence of patients with Metabolic Syndrome (MetS) to the Mediterranean Diet (MedDiet). Patients who met the National Cholesterol Education Program Adult Panel III (NCEP ATP III) criteria enrolled. Socio-demographic characteristics, physical activity levels, blood tests and anthropometric variables were recorded and evaluated. A 24-hour retrospective record form and Mediterranean Diet Adherence Scale (MEDAS) were used to assess nutritional consumption and adherence, respectively. Of the patients (n=203) 50.2%, 39.9% and 9.9% were non-, moderately and strictly adherent to MedDiet, respectively. MEDAS scores were correlated with body weight (r=-0.147; P =0.036), waist circumference (r=-0.141; P =0.044), HDL cholesterol (r=0.193; P =0.006). Daily omega-3 fatty acids intake increased with higher adherence to MedDiet (P &lt;0.001). Significant differences were observed between non-adherent and adherent subjects in daily intakes of dietary fiber, oleic acid and total monounsaturated fatty acids.This study showed low adherence to MedDiet in patients with MetS.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"40 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134970809","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kombu çayı, Kombu çayı kültüründe yer alan asetik asit bakterileri ve mayaların simbiyotik ilişkisi ile meydana gelen asetik asit ve alkol fermantasyonu ile karakterize olan ekşimsi-tatlımsı bir içecektir. Bu çalışmada sağlık açısından birçok faydası bulunan Kombu çayının biyoaktif potansiyelinin arttırılması hedeflenmiştir. Muşmula (Mespilus germanica L.) meyvesinin farklı oranlarda (%5, %10 ve %20) yeşil çaya katılmasını takiben gerçekleşen fermantasyon ile Kombu çayı hazırlanmıştır. Bu çaylar, antioksidan kapasite, toplam fenolik madde miktarı ve biyoerişilebilirlik açısından değerlendirilmiştir. Kombu çayı örneklerine ilave edilen muşmula oranının artması ile biyoaktif potansiyelin yükseldiği gözlemlenmiştir. %20 oranında muşmula ilavesi ile biyoerişilebilir fenolik fraksiyonların DPPH metoduna göre antioksidan kapasitesi 26.21±0.25 μmol TE/mL’den 38.54±0.08 μmol TE/mL’ye, toplam fenolik bileşen içeriği ise 42.83±1.02 mg GAE/100 mL’den 58.13±0.64 mg GAE/100 mL’ye yükselmiştir. Muşmula meyvesi ilavesi ile hazırlanan Kombu çayı hem yüksek biyoaktif içeriğe sahip bir içecek ortaya çıkartmış hem de yabani olarak yetişmekte olan muşmula meyvesinin endüstriyel kullanım alanını arttırma potansiyeli oluşturmuştur.
{"title":"INVESTIGATION OF THE EFFECT OF MEDLAR (MESPILUS GERMANICA L.) USAGE ON ANTIOXIDANT CAPACITY AND BIOACCESSIBILITY IN KOMBUCHA PRODUCTION","authors":"Elif YILDIZ, Gülşah ÖZCAN SİNİR, Didem Peren AYKAS, Ozan GÜRBÜZ","doi":"10.15237/gida.gd23087","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23087","url":null,"abstract":"Kombu çayı, Kombu çayı kültüründe yer alan asetik asit bakterileri ve mayaların simbiyotik ilişkisi ile meydana gelen asetik asit ve alkol fermantasyonu ile karakterize olan ekşimsi-tatlımsı bir içecektir. Bu çalışmada sağlık açısından birçok faydası bulunan Kombu çayının biyoaktif potansiyelinin arttırılması hedeflenmiştir. Muşmula (Mespilus germanica L.) meyvesinin farklı oranlarda (%5, %10 ve %20) yeşil çaya katılmasını takiben gerçekleşen fermantasyon ile Kombu çayı hazırlanmıştır. Bu çaylar, antioksidan kapasite, toplam fenolik madde miktarı ve biyoerişilebilirlik açısından değerlendirilmiştir. Kombu çayı örneklerine ilave edilen muşmula oranının artması ile biyoaktif potansiyelin yükseldiği gözlemlenmiştir. %20 oranında muşmula ilavesi ile biyoerişilebilir fenolik fraksiyonların DPPH metoduna göre antioksidan kapasitesi 26.21±0.25 μmol TE/mL’den 38.54±0.08 μmol TE/mL’ye, toplam fenolik bileşen içeriği ise 42.83±1.02 mg GAE/100 mL’den 58.13±0.64 mg GAE/100 mL’ye yükselmiştir. Muşmula meyvesi ilavesi ile hazırlanan Kombu çayı hem yüksek biyoaktif içeriğe sahip bir içecek ortaya çıkartmış hem de yabani olarak yetişmekte olan muşmula meyvesinin endüstriyel kullanım alanını arttırma potansiyeli oluşturmuştur.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"64 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134971433","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma kara havuç, kırmızı lahana ve kırmızı pancar özütleriyle hazırlanan beze hamurlarının köpük özelliklerinin ve nihai ürünün renk, biyoaktif içerik ve duyusal özelliklerinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Genel olarak, beze formülasyonuna sebze özütlerinin ilavesiyle kontrol örneğinin (T1) hem köpük kapasitesi hem de köpük stabilitesinde önemli düzeyde iyileşme sağlanmıştır. Nihai üründe, T2’nin (siyah havuç özütlü örnek) 60 gün depolama sonunda renk özelliklerini daha iyi koruduğu belirlendi. Ayrıca, beze örneklerinde T2’de toplam fenolik madde içeriği ve DPPH radikal süpürme aktivitesi T1’e kıyasla yaklaşık olarak %63 ve %172 oranında iyileşme sağlanmıştır. T4’ün (kırmızı pancar özütlü örnek) askorbik asit içeriği 36.13 ± 0.17 mg/100 g örnek ile en yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte, bezelerin lezzetleri iyileştirilmelidir. Sonuç olarak, beze formülasyonuna siyah havuç (T2) veya kırmızı pancar (T4) özütleri ilavesinin ürün özelliklerine olumlu katkıda bulunduğu kanıtlanmıştır.
{"title":"DOĞAL BİYOAKTİF SEBZE ÖZÜTLERİNİN BEZE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ","authors":"Mehmet GÜLDANE","doi":"10.15237/gida.gd23085","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23085","url":null,"abstract":"Bu çalışma kara havuç, kırmızı lahana ve kırmızı pancar özütleriyle hazırlanan beze hamurlarının köpük özelliklerinin ve nihai ürünün renk, biyoaktif içerik ve duyusal özelliklerinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Genel olarak, beze formülasyonuna sebze özütlerinin ilavesiyle kontrol örneğinin (T1) hem köpük kapasitesi hem de köpük stabilitesinde önemli düzeyde iyileşme sağlanmıştır. Nihai üründe, T2’nin (siyah havuç özütlü örnek) 60 gün depolama sonunda renk özelliklerini daha iyi koruduğu belirlendi. Ayrıca, beze örneklerinde T2’de toplam fenolik madde içeriği ve DPPH radikal süpürme aktivitesi T1’e kıyasla yaklaşık olarak %63 ve %172 oranında iyileşme sağlanmıştır. T4’ün (kırmızı pancar özütlü örnek) askorbik asit içeriği 36.13 ± 0.17 mg/100 g örnek ile en yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte, bezelerin lezzetleri iyileştirilmelidir. Sonuç olarak, beze formülasyonuna siyah havuç (T2) veya kırmızı pancar (T4) özütleri ilavesinin ürün özelliklerine olumlu katkıda bulunduğu kanıtlanmıştır.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"21 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136026285","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Araştırmada elma atıklarının (yaprak, kabuk, posa) ultrason destekli su banyosunda 40 °C, %50 (333W) güç ve 2 saat sürede metanol ile alınan özütlerinin toplam fenolik madde miktarı (TFMM), antioksidan akivitesi, E. faecalis ve S. mutans inhibisyonu ve kolon kanser hücresi üzerine etkisi araştırılmıştır. Özütler içinde TFMM bakımından en yüksek değer yaprağa (104.72 mg/g) aittir. Atıkların antioksidan aktivitesi hem DPPH hem de ABTS yöntemiyle değerlendirilmiş ve her iki yöntemde de özütlerin yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğu bulunmuştur. Özütlerin patojenler üzerine antimikrobiyal aktivitesi olduğu bulunmuştur. Ayrıca; yaprak ve kabuk özütlerinin E. faecalis’e karşı posaya göre daha fazla inhibisyon potansiyeli olduğu görülmüştür. S. mutans üzerine en yüksek etkiyi ise yaprak özütleri göstermiştir. Çalışmada kullanılan kolon kanser (HT-29) hücresini özütlerin baskıladığı sonucuna varılmıştır. Sonuçlar, elma atıklarından ultrason ile alınan özütlerin patojen mikroorganizmalar ve kolon kanser hücresi üzerine inhibisyon aktivitesini ortaya koymuştur.
{"title":"SOME BIOACTIVE PROPERTIES OF ULTRASOUND SUPPORTED APPLE WASTE EXTRACTS","authors":"Hülya ŞEN ARSLAN","doi":"10.15237/gida.gd23070","DOIUrl":"https://doi.org/10.15237/gida.gd23070","url":null,"abstract":"Araştırmada elma atıklarının (yaprak, kabuk, posa) ultrason destekli su banyosunda 40 °C, %50 (333W) güç ve 2 saat sürede metanol ile alınan özütlerinin toplam fenolik madde miktarı (TFMM), antioksidan akivitesi, E. faecalis ve S. mutans inhibisyonu ve kolon kanser hücresi üzerine etkisi araştırılmıştır. Özütler içinde TFMM bakımından en yüksek değer yaprağa (104.72 mg/g) aittir. Atıkların antioksidan aktivitesi hem DPPH hem de ABTS yöntemiyle değerlendirilmiş ve her iki yöntemde de özütlerin yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğu bulunmuştur. Özütlerin patojenler üzerine antimikrobiyal aktivitesi olduğu bulunmuştur. Ayrıca; yaprak ve kabuk özütlerinin E. faecalis’e karşı posaya göre daha fazla inhibisyon potansiyeli olduğu görülmüştür. S. mutans üzerine en yüksek etkiyi ise yaprak özütleri göstermiştir. Çalışmada kullanılan kolon kanser (HT-29) hücresini özütlerin baskıladığı sonucuna varılmıştır. Sonuçlar, elma atıklarından ultrason ile alınan özütlerin patojen mikroorganizmalar ve kolon kanser hücresi üzerine inhibisyon aktivitesini ortaya koymuştur.","PeriodicalId":12625,"journal":{"name":"Gida the Journal of Food","volume":"33 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136282999","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}