首页 > 最新文献

İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi最新文献

英文 中文
Günümüz İman Problemlerine Buhârî’nin Kitâbü’l-İmân’ından Bakmak 从布哈里的《伊曼经》看当今的信仰问题
Pub Date : 2023-12-12 DOI: 10.20486/imad.1367759
Sema KORUCU GÜVEN
Konulu hadis çalışması örneği olarak Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh adlı eserinin Kitâbü’l-Îmân bölümünün ele alındığı bu çalışmada hadis metinlerinin dinamikliğini ortaya koymak amaçlanmıştır. Günümüzde imana dair meselelerin genel olarak ateizm, deizm ve agnostisizm üzerinden gündeme geldiği görülmüştür. Ancak itirazları daha ziyade Allah’ın varlığına yönelik olduğu için ateizm ve agnostisizmin iddiaları bu çalışmanın dışında bırakılmış ve çalışmada hicrî üçüncü asırdaki iman tartışmaları bağlamında telif edilmiş olan Kitâbü’l-Îmân’ın bu dönemdeki inanç tartışmalarına uygulanabilirliği incelenmiştir. Bu minvalde Buhârî döneminde iman problemlerine genel olarak ircâ düşüncesinin sebep olduğundan hareketle evvela Mürcie’nin toplumdaki yayılma nedenlerine değinilmiştir. Ardından deizmin Türkiye toplumundaki yayılma nedenleri işlenmiştir. Böylece Buhârî’nin kendi dönemindeki iman problemlerine dair yaptığı tasnifin günümüz din görevlileri ve din eğitimi verenler tarafından da kullanılabilirliği ispatlanmaya çalışılmıştır. Bu çalışma nitel bir araştırma olup doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın neticesinde toplumun din anlayışına dair problemlerin tespiti ve çözüm önerileri için düzenli aralıklarla saha araştırmalarının Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlahiyat fakülteleri iş birliği ile gerçekleştirilmesi tavsiye edilmiştir. Ayrıca bu saha araştırmalarından elde edilen verilerin ihtiyaç odaklı Kur’ân kursları, İlahiyat fakülteleri ve Milli Eğitim Bakanlığındaki din dersi müfredatlarında karşılık bulması için çalıştaylar düzenlenmesi teklif olarak sunulmuştur.
本研究以布哈里(al-Bukhārī)的《圣训集》(al-Jāmi al-Sahīh)中的 Kitâb al-Îmân 部分为例,进行专题圣训研究,旨在揭示圣训文本的动态性。如今,人们通常通过无神论、神论和不可知论提出与信仰有关的问题。然而,本研究并未涉及无神论和不可知论的主张,因为它们的反对意见主要是针对真主的存在,本研究还探讨了在希吉尔三世纪信仰辩论背景下编纂的 Kitāb al-Īmān 是否适用于这一时期的信仰辩论。在这方面,首先提到了 al-Murjie 在社会中传播的原因,从 "īrjā "思想在 al-Bukhārī 时代普遍引发信仰问题这一事实开始。然后,讨论了神灵论在土耳其社会传播的原因。因此,本研究试图证明,布哈里对其所处时代的信仰问题所做的分类也可为当今的宗教官员和宗教教育者所用。本研究为定性研究,采用文献分析法。研究结果建议,应定期与宗教事务主席团和神学院合作开展实地研究,以确定与社会对宗教的理解有关的问题,并提出解决方案。此外,还建议举办讲习班,以便在国民教育部以需求为导向的《古兰经》课程、神学系和宗教课程的教学大纲中找到从这些实地研究中获得的数据。
{"title":"Günümüz İman Problemlerine Buhârî’nin Kitâbü’l-İmân’ından Bakmak","authors":"Sema KORUCU GÜVEN","doi":"10.20486/imad.1367759","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1367759","url":null,"abstract":"Konulu hadis çalışması örneği olarak Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh adlı eserinin Kitâbü’l-Îmân bölümünün ele alındığı bu çalışmada hadis metinlerinin dinamikliğini ortaya koymak amaçlanmıştır. Günümüzde imana dair meselelerin genel olarak ateizm, deizm ve agnostisizm üzerinden gündeme geldiği görülmüştür. Ancak itirazları daha ziyade Allah’ın varlığına yönelik olduğu için ateizm ve agnostisizmin iddiaları bu çalışmanın dışında bırakılmış ve çalışmada hicrî üçüncü asırdaki iman tartışmaları bağlamında telif edilmiş olan Kitâbü’l-Îmân’ın bu dönemdeki inanç tartışmalarına uygulanabilirliği incelenmiştir. Bu minvalde Buhârî döneminde iman problemlerine genel olarak ircâ düşüncesinin sebep olduğundan hareketle evvela Mürcie’nin toplumdaki yayılma nedenlerine değinilmiştir. Ardından deizmin Türkiye toplumundaki yayılma nedenleri işlenmiştir. Böylece Buhârî’nin kendi dönemindeki iman problemlerine dair yaptığı tasnifin günümüz din görevlileri ve din eğitimi verenler tarafından da kullanılabilirliği ispatlanmaya çalışılmıştır. Bu çalışma nitel bir araştırma olup doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın neticesinde toplumun din anlayışına dair problemlerin tespiti ve çözüm önerileri için düzenli aralıklarla saha araştırmalarının Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlahiyat fakülteleri iş birliği ile gerçekleştirilmesi tavsiye edilmiştir. Ayrıca bu saha araştırmalarından elde edilen verilerin ihtiyaç odaklı Kur’ân kursları, İlahiyat fakülteleri ve Milli Eğitim Bakanlığındaki din dersi müfredatlarında karşılık bulması için çalıştaylar düzenlenmesi teklif olarak sunulmuştur.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"59 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139182532","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Mikro Askerî Tarih Çalışmaları Kapsamında Bir Sakarya Savaşı Gazisi: Musa Kâzım Sakarya Örneği 微观军事史研究范围内的萨卡里亚战役老兵:穆萨-卡兹姆-萨卡里亚的案例
Pub Date : 2023-12-03 DOI: 10.20486/imad.1334829
Tuğba Aydeni̇z
Sakarya Meydan Muharebesi, bir milletin talihinin değiştiği tarihin başlangıcıdır. Bu açıdan hem Türkiye tarihinin hem de dünya tarihinin yeniden yazılmaya başlandığı bir tarihtir aynı zamanda. I. ve II. İnönü Savaşlarında mağlup olan Yunan kuvvetleri Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde (10-24 Temmuz 1921) elde ettikleri başarı sebebiyle kendilerine güven duyarak yeni bir taarruza girişmek istemişlerdir. Bu taarruz niyetinde nihai hedef Ankara’yı ele geçirmektir. Bu gaye ile Sakarya’nın doğusuna çekilen Türk kuvvetlerine son bir darbe indirmek üzere harekete geçmişlerdir. Yunan ordusunun bu teşebbüsü, Sakarya’nın doğusuna yerleşen ve muharebe için bütün hazırlıklarını tamamlamış olan ordumuz tarafından geri püskürtülmüştür. İşte bu büyük mücadelenin birinci şahitlerinden birisi, bu savaşa teğmen olarak iştirak eden Musa Kâzım (Sakarya)’dır. Musa Kâzım, Osmanlı Askerî okullarında okumuştur. Düzenli ordu kuvvetlerine katılarak Sa-karya Meydan Muharebesi’nde Kartaltepe Mevkii’nde istihkâm kumandan vekili olarak uhdesindeki askerler ile çok önemli vazifeler yerine getirmiştir. Sakarya Meydan Muharebesi’nde aldığı yaralar sebebiyle gazi olmuş, bu yüzden Sakarya soyadını almıştır. İstiklal Madalyası sahibidir. Altıncı dereceden harp malulüdür. Bu tebliğde, 1900 yılında dünyaya gelen ve 1989 yılında vefat eden İhtiyat İstihkâm Teğmeni Musa Kâzım’ın “on beşli” olarak Sivas’tan yola çıkıp geldiği İstanbul’da aldığı askerî eğitim ve Sakarya Meydan Muharebe-si’ne iştirak edip birkaç yerinden yaralanıp gazi olması dâhil askerlik serencamı, bizatihi kendisinin yazdık-ları üzerinden konu edilecektir.
萨卡里亚战役是改变一个国家命运的历史开端。在这方面,它也是土耳其历史和世界历史开始改写的日子。在第一和第二次伊诺努战争中战败的希腊军队,由于在库塔希亚-埃斯基谢希尔战役(1921 年 7 月 10 日至 24 日)中取得胜利,信心满满地想要发动新的攻势。这次进攻的最终目标是夺取安卡拉。为了实现这一目标,他们采取行动,对撤退到萨卡里亚以东的土耳其军队进行最后一击。希腊军队的这一企图被我军击退,我军已在萨卡里亚东部安营扎寨,并完成了所有战斗准备。穆萨-卡兹姆(Musa Kâzım,萨卡里亚)是这场伟大斗争的第一批见证人之一,他作为中尉参加了这场战争。穆萨-卡兹姆曾在奥斯曼帝国的军事学校接受教育。他加入了正规军,并在萨卡里亚战役中担任 Kartaltepe 阵地防御工事副指挥官,与麾下士兵一起履行了非常重要的职责。由于在萨卡里亚战役中受伤,他成为了一名退伍军人,并因此改姓萨卡里亚。他获得了独立勋章。他是六级战争伤残军人。穆萨-卡兹姆生于 1900 年,逝世于 1989 年,在本公报中,他将通过自己的著作讲述他所接受的军事教育,包括他在伊斯坦布尔接受的军事训练("15 岁 "时从锡瓦斯出发),以及他参加萨卡里亚战役并在多处受伤后成为一名退伍军人的经历。
{"title":"Mikro Askerî Tarih Çalışmaları Kapsamında Bir Sakarya Savaşı Gazisi: Musa Kâzım Sakarya Örneği","authors":"Tuğba Aydeni̇z","doi":"10.20486/imad.1334829","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1334829","url":null,"abstract":"Sakarya Meydan Muharebesi, bir milletin talihinin değiştiği tarihin başlangıcıdır. Bu açıdan hem Türkiye tarihinin hem de dünya tarihinin yeniden yazılmaya başlandığı bir tarihtir aynı zamanda. I. ve II. İnönü Savaşlarında mağlup olan Yunan kuvvetleri Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde (10-24 Temmuz 1921) elde ettikleri başarı sebebiyle kendilerine güven duyarak yeni bir taarruza girişmek istemişlerdir. Bu taarruz niyetinde nihai hedef Ankara’yı ele geçirmektir. Bu gaye ile Sakarya’nın doğusuna çekilen Türk kuvvetlerine son bir darbe indirmek üzere harekete geçmişlerdir. Yunan ordusunun bu teşebbüsü, Sakarya’nın doğusuna yerleşen ve muharebe için bütün hazırlıklarını tamamlamış olan ordumuz tarafından geri püskürtülmüştür. İşte bu büyük mücadelenin birinci şahitlerinden birisi, bu savaşa teğmen olarak iştirak eden Musa Kâzım (Sakarya)’dır. Musa Kâzım, Osmanlı Askerî okullarında okumuştur. Düzenli ordu kuvvetlerine katılarak Sa-karya Meydan Muharebesi’nde Kartaltepe Mevkii’nde istihkâm kumandan vekili olarak uhdesindeki askerler ile çok önemli vazifeler yerine getirmiştir. Sakarya Meydan Muharebesi’nde aldığı yaralar sebebiyle gazi olmuş, bu yüzden Sakarya soyadını almıştır. İstiklal Madalyası sahibidir. Altıncı dereceden harp malulüdür. Bu tebliğde, 1900 yılında dünyaya gelen ve 1989 yılında vefat eden İhtiyat İstihkâm Teğmeni Musa Kâzım’ın “on beşli” olarak Sivas’tan yola çıkıp geldiği İstanbul’da aldığı askerî eğitim ve Sakarya Meydan Muharebe-si’ne iştirak edip birkaç yerinden yaralanıp gazi olması dâhil askerlik serencamı, bizatihi kendisinin yazdık-ları üzerinden konu edilecektir.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"15 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139187311","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Deneyim-Sünnet İlişkisi 经验与圣训之间的关系
Pub Date : 2023-11-27 DOI: 10.20486/imad.1367809
İ. Kaya
Deneyim, özellikle modernitenin yeni olan üzerindeki ısrarı nedeniyle modern sonrası dönemle birlikte yoksullaşmaya başlamıştır. Modern olanın kendinden önceki ile arasına koyduğu mesafe, deneyimi aktarılan haliyle sorunlu hale getirmiştir. Artık modern dönemde anlık üretilip, anlık tüketilen deneyim türü tercih edilir olmuştur. Yaşanılan deneyimden yana yapılan bu tercih, deneyimin tekrar ve fark üzerine kurulu çift değerliliğini ortadan kaldıran, iç içe olmaktan çıkartan bir netice vermiştir. En kozmik olandan en antropik olana dek hayatın her alanının müphem olduğunu varsayan makalenin yazarı, bu çalışmayla sözlü, yazılı, ameli her türden gerçekleşen Sünnet uygulamasını deneyim üzerinden ele almayı amaç edinmiştir. Öncelikle belirtilmesi gerekir ki, Peygamberler de dâhil olmak üzere her kişinin gerek tekil bir deneyimi (örnek) gerekse de yaşantısı boyunca ortaya koyduğu bütüncül deneyimi (örüntü) olmaktadır. İddiamız odur ki bu iki tür deneyim de bir başkasına ancak örnek olabilir. Herhangi biri bir başkasının deneyimini kendisine örnek olarak alabilir, ancak örüntüsünü olduğu gibi alması imkân dâhilinde görünmemektedir. Ayrıca üzerinde durulması gereken bir başka önemli husus da Hz. Peygamber’in mezhepler arasında ihtilafı doğuran farklı deneyimleridir. Hz. Peygamber benzer deneyimlerde farklı uygulamalara gitmiştir. Bu tarz bir örüntü bize göre hayatın müphemlik dokusu ile örülü olmasıyla alakalı bir husustur. Yani Hz. Peygamber’in Sünneti/örüntüsü müphem bir karakter arz etmektedir. Dolayısıyla Peygamber Sünnetinin kendisinden sonraki kuşaklara aktarımında yaşanan sorunlarda, deneyimin kendine özgü ve tekrarlanamazlığı vasfı belirleyici olmaktadır. Konunun doğasına uygun olarak yapısöküm yönteminin tercih edildiği bu çalışma ile deneyimin bitimsiz keşif yolculuğu deneyimlenmek istenmiştir. Sünneti de takip edilen yol olarak düşünürsek, her yolcu, başkasının yerine yürüyemeyeceğinin bilinciyle kendi metnini yazmak durumundadır.
在后现代时期,特别是由于现代性对新事物的坚持,经验变得贫乏。现代性与其前身之间的距离使得经验在传播过程中出现了问题。现在,在现代时期,即时生产、即时消费的经验类型已成为首选。这种对生活经验的偏爱导致了一种后果,即消除了基于重复和差异的经验的二元性,使其不再相互交织。假设生活的所有领域,从最宇宙的到最人类的,都是模棱两可的,本文作者旨在探讨 "圣行 "的实践,它是通过经验以各种口头、书面和实际方式实现的。首先,应该指出的是,每个人,包括先知,在其一生中既有单一的经验(范例),也有整体的经验(模式)。我们的主张是,这两种经验都只能成为他人的榜样。任何人都可以把别人的经验当作榜样,但似乎不可能把模式当作榜样。此外,另一个需要强调的重要问题是先知的不同经历导致了教派之间的分歧。先知在类似的经历中采用了不同的做法。我们认为,这种模式与生活中交织着模棱两可的纹理这一事实有关。换句话说,先知的圣训/模式具有模糊性。因此,在向后世传承先知圣训的过程中遇到的问题中,经验的独特性和不可重复性是决定性的。本研究根据研究对象的性质,优先采用解构法,旨在体验无尽的经验发现之旅。如果我们将割礼视为所走过的道路,那么每个旅行者都必须写下自己的文字,并意识到他不能走在别人的位置上。
{"title":"Deneyim-Sünnet İlişkisi","authors":"İ. Kaya","doi":"10.20486/imad.1367809","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1367809","url":null,"abstract":"Deneyim, özellikle modernitenin yeni olan üzerindeki ısrarı nedeniyle modern sonrası dönemle birlikte yoksullaşmaya başlamıştır. Modern olanın kendinden önceki ile arasına koyduğu mesafe, deneyimi aktarılan haliyle sorunlu hale getirmiştir. Artık modern dönemde anlık üretilip, anlık tüketilen deneyim türü tercih edilir olmuştur. Yaşanılan deneyimden yana yapılan bu tercih, deneyimin tekrar ve fark üzerine kurulu çift değerliliğini ortadan kaldıran, iç içe olmaktan çıkartan bir netice vermiştir. En kozmik olandan en antropik olana dek hayatın her alanının müphem olduğunu varsayan makalenin yazarı, bu çalışmayla sözlü, yazılı, ameli her türden gerçekleşen Sünnet uygulamasını deneyim üzerinden ele almayı amaç edinmiştir. Öncelikle belirtilmesi gerekir ki, Peygamberler de dâhil olmak üzere her kişinin gerek tekil bir deneyimi (örnek) gerekse de yaşantısı boyunca ortaya koyduğu bütüncül deneyimi (örüntü) olmaktadır. İddiamız odur ki bu iki tür deneyim de bir başkasına ancak örnek olabilir. Herhangi biri bir başkasının deneyimini kendisine örnek olarak alabilir, ancak örüntüsünü olduğu gibi alması imkân dâhilinde görünmemektedir. Ayrıca üzerinde durulması gereken bir başka önemli husus da Hz. Peygamber’in mezhepler arasında ihtilafı doğuran farklı deneyimleridir. Hz. Peygamber benzer deneyimlerde farklı uygulamalara gitmiştir. Bu tarz bir örüntü bize göre hayatın müphemlik dokusu ile örülü olmasıyla alakalı bir husustur. Yani Hz. Peygamber’in Sünneti/örüntüsü müphem bir karakter arz etmektedir. Dolayısıyla Peygamber Sünnetinin kendisinden sonraki kuşaklara aktarımında yaşanan sorunlarda, deneyimin kendine özgü ve tekrarlanamazlığı vasfı belirleyici olmaktadır. Konunun doğasına uygun olarak yapısöküm yönteminin tercih edildiği bu çalışma ile deneyimin bitimsiz keşif yolculuğu deneyimlenmek istenmiştir. Sünneti de takip edilen yol olarak düşünürsek, her yolcu, başkasının yerine yürüyemeyeceğinin bilinciyle kendi metnini yazmak durumundadır.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"3 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139233720","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Jamāl al-Dīn al-Qūnawī's Treatise on the Raising of the Hands in Prayer Jamāl al-Dīn al-Qūnawī 的《祈祷举手论
Pub Date : 2023-11-03 DOI: 10.20486/imad.1361269
Adem Çi̇ftci̇
İlk dönemlerden itibaren ulema arasında ihtilafa neden olan rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken ellerin kaldırılması meselesi, 8./14. asrın ortalarına doğru Şam ve Mısır bölgelerinde dönemin önde gelen Hanefî fakihlerinden Kıvâmüddîn Emîr Kâtib el-İtkânî tarafından tekrar gündeme getirilmiştir. Ellerin kaldırılmasının hükmüyle ilgili tartışma nihayetinde Hanefî birinin Şâfiî imama uyup uyamayacağı noktasında farklı bir meseleye evrilmiştir. İtkânî, Hanefî mezhebinin esas görüşü olduğunu iddia ettiği, rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken ellerin kaldırılması durumunda namazın bozulacağı görüşünü ileri sürerek, Hanefî birinin Şâfiî imama uyamayacağını savunmuş, buna dair görüşlerini ve dayandığı delilleri içeren bir risale kaleme almıştır. Dönemin önde gelen Hanefî fakihlerinden Cemâleddîn el-Konevî ve Şâfiî fakihi Tâkiyyüddîn es-Sübkî ise İtkânî’ye reddiye olarak birer risale yazmışlardır. Bunlardan Cemâleddin el-Konevî, telif ettiği eserinde İtkânî’nin ileri sürdüğü görüş ve dayandığı delilleri tahlil etmiş, bunları naklî ve aklî olarak tenkide tâbi tutmuştur. Müellif daha sonra muteber ve mutemed Hanefî kaynaklarına müracaat ederek mezhebin esas görüşünü ortaya koymuştur. Bu çalışmada müellifin konuyla ilgili yaklaşımı ele alınacak ve akabinde de risalesinin tahkikli neşri gerçekleştirilecektir.
自早期以来,学者们一直对 "入库 "和 "出库 "时举手的问题存在分歧,到 8/14 世纪中叶,当时大马士革和埃及地区的主要哈乃斐法学家之一 Qwām al-Dīn Amīr Qātib al-Itkānī 再次提出了这一问题。关于举手裁决的争论最终演变成了另一个问题,即哈纳菲是否可以追随沙斐仪伊玛目。伊特卡尼认为哈纳菲不能追随沙斐仪伊玛目,他主张在入库和出库时举手会使祈祷无效,他声称这是哈纳菲教派的主要观点,并撰写了一篇论文,其中包含他的观点和他所依据的证据。当时主要的哈乃斐法学家之一 Jamāl al-Dīn al-Qonawī 和沙斐法学家 Ṭāqiyy al-Dīn al-Subkī 撰写了一篇论文驳斥 al-Itkānī。Jamāl al-Dīn al-Qūnawī 在其著作中分析了伊特卡尼的观点及其所依据的论据,并对其进行了叙述性和理性的批判。然后,作者参考了权威可靠的哈纳菲资料来源,提出了伊斯兰教派的主要观点。在本研究中,将讨论作者处理该主题的方法,然后对其论文进行批判性编辑。
{"title":"Jamāl al-Dīn al-Qūnawī's Treatise on the Raising of the Hands in Prayer","authors":"Adem Çi̇ftci̇","doi":"10.20486/imad.1361269","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1361269","url":null,"abstract":"İlk dönemlerden itibaren ulema arasında ihtilafa neden olan rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken ellerin kaldırılması meselesi, 8./14. asrın ortalarına doğru Şam ve Mısır bölgelerinde dönemin önde gelen Hanefî fakihlerinden Kıvâmüddîn Emîr Kâtib el-İtkânî tarafından tekrar gündeme getirilmiştir. Ellerin kaldırılmasının hükmüyle ilgili tartışma nihayetinde Hanefî birinin Şâfiî imama uyup uyamayacağı noktasında farklı bir meseleye evrilmiştir. İtkânî, Hanefî mezhebinin esas görüşü olduğunu iddia ettiği, rükûya giderken ve rükûdan doğrulurken ellerin kaldırılması durumunda namazın bozulacağı görüşünü ileri sürerek, Hanefî birinin Şâfiî imama uyamayacağını savunmuş, buna dair görüşlerini ve dayandığı delilleri içeren bir risale kaleme almıştır. Dönemin önde gelen Hanefî fakihlerinden Cemâleddîn el-Konevî ve Şâfiî fakihi Tâkiyyüddîn es-Sübkî ise İtkânî’ye reddiye olarak birer risale yazmışlardır. Bunlardan Cemâleddin el-Konevî, telif ettiği eserinde İtkânî’nin ileri sürdüğü görüş ve dayandığı delilleri tahlil etmiş, bunları naklî ve aklî olarak tenkide tâbi tutmuştur. Müellif daha sonra muteber ve mutemed Hanefî kaynaklarına müracaat ederek mezhebin esas görüşünü ortaya koymuştur. Bu çalışmada müellifin konuyla ilgili yaklaşımı ele alınacak ve akabinde de risalesinin tahkikli neşri gerçekleştirilecektir.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"12 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139290058","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
1777-1841 Tarihli Sivas Şer‛iyye Sicillerine Göre Alacak Verecek İlişkilerinde Gurema Usulü 根据 1777-1841 年的锡瓦斯伊斯兰教法登记册,债权人与贷款人关系中的 "古雷玛 "法
Pub Date : 2023-10-16 DOI: 10.20486/imad.1322270
Ebubekir Sıddık Yücel
Şehir tarihleri yazarken ana kaynaklardan istifade etmek, en sağlıklı veriye ulaşmak için önemlidir. Osmanlı arşiv kayıtları içerisinde bulunan şeri‛yye sicilleri de bu kaynaklar arasında yer alır. Siciller toplumun hafızasıdır. Mahkemeye intikal eden siyasi, sosyal, ekonomik anlamdaki yazışmaların kayıt altına alındığı önemli veriler bu sicillerde bulunur. Bu çalışma Sivas Şer‛iyye sicillerinde bulunan ve 1777-1841 yıllarını kapsayan, altmış yıla ait yirmi bir adet sicil defterinde bulunan alacak-verecek ilişkilerinde gurema usulü borç ödemeyle ilgili belgelerin analizidir. Gurema usulü; ölen kişinin borçlarının, bırakmış olduğu terekesinin satılması suretiyle ödenmesi anlamına gelmektedir. Osmanlı devletinin bu süreçte içerisinde bulunduğu siyasî ve ekonomik sıkıntıları toplumu da etkilemiştir. İnsanların borçlanması ekonomik sıkıntılardan kısa süreli de olsa bir kurtuluş aracıdır. Sicil kayıtlarında bulunan ve kişiler vefat ettikten sonra geride bıraktığı mirasın hukuki durumunu gösteren tereke/muhallefat kayıtları bize şahsın maddi gücünü, toplumsal profilini göstermektedir. İncelenen kayıtlarda devlet görevlisi, esnaf, reaya, ehl-i seyfden oluşan geniş yelpazeyi içerisine alan gurema kayıtlarını rastlamaktayız. Kişi borçsuz vefat etmiş ise miras vereseler arasında taksim edilir, borcu varsa gurema usulü ile malları satılarak alacaklılar arasında taksimata gidilirdi. Borç kayıtları Osmanlı toplumunda birlikte yaşam kültürünün önemli verilerini bize sunmaktadır. Borç kayıtlarındaki farklı dini ve etnik yapıya sahip fertlerin birbirleriyle yardımlaşmada din ve millet farkı gözetmediklerini görmekteyiz. Gurema usulüyle varislere herhangi bir maddî külfet getirmeden terekeden geriye kalan meblağla mümkün olan en uygun şekilde borçlarının ödenmesi sağlanmış oluyordu.
在编写城市历史时,重要的是要利用主要资料来源,以获得最可靠的数据。奥斯曼档案记录中的 Shari‛yye 登记簿就是这些资料来源之一。登记簿是社会的记忆。这些登记簿包含重要的数据,其中记录了转交给法院的政治、社会和经济信件。本研究分析了西瓦斯塞尔伊耶登记簿中 21 本登记簿(涵盖 1777-1841 年,共 60 年)中有关以 gurema 法偿还债务的应收款和应付款关系的文件。gurema 法是指通过变卖死者的财产来偿还其债务。这一时期奥斯曼帝国的政治和经济问题也影响了社会。人们通过借贷来摆脱经济困境,尽管时间很短。登记记录中的 tereke/muhallefat 记录显示了一个人去世后留下的遗产的法律地位,向我们展示了这个人的经济实力和社会地位。在审查的记录中,我们发现了 gurema 的记录,其中包括各种国家官员、商人、reaya 和 ehl-i seyf。如果一个人去世时没有债务,遗产将在继承人之间分配;如果他有债务,他的财产将通过 gurema 方法出售,并在债权人之间分配。债务记录为我们提供了有关奥斯曼社会共存文化的重要数据。在债务记录中,我们可以看到不同宗教和种族结构的个人在互相帮助时没有宗教和民族之分。通过 Gurema 方法,债务以最适当的方式用遗产的剩余金额偿还,不会给继承人造成任何物质负担。
{"title":"1777-1841 Tarihli Sivas Şer‛iyye Sicillerine Göre Alacak Verecek İlişkilerinde Gurema Usulü","authors":"Ebubekir Sıddık Yücel","doi":"10.20486/imad.1322270","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1322270","url":null,"abstract":"Şehir tarihleri yazarken ana kaynaklardan istifade etmek, en sağlıklı veriye ulaşmak için önemlidir. Osmanlı arşiv kayıtları içerisinde bulunan şeri‛yye sicilleri de bu kaynaklar arasında yer alır. Siciller toplumun hafızasıdır. Mahkemeye intikal eden siyasi, sosyal, ekonomik anlamdaki yazışmaların kayıt altına alındığı önemli veriler bu sicillerde bulunur. Bu çalışma Sivas Şer‛iyye sicillerinde bulunan ve 1777-1841 yıllarını kapsayan, altmış yıla ait yirmi bir adet sicil defterinde bulunan alacak-verecek ilişkilerinde gurema usulü borç ödemeyle ilgili belgelerin analizidir. Gurema usulü; ölen kişinin borçlarının, bırakmış olduğu terekesinin satılması suretiyle ödenmesi anlamına gelmektedir. Osmanlı devletinin bu süreçte içerisinde bulunduğu siyasî ve ekonomik sıkıntıları toplumu da etkilemiştir. İnsanların borçlanması ekonomik sıkıntılardan kısa süreli de olsa bir kurtuluş aracıdır. Sicil kayıtlarında bulunan ve kişiler vefat ettikten sonra geride bıraktığı mirasın hukuki durumunu gösteren tereke/muhallefat kayıtları bize şahsın maddi gücünü, toplumsal profilini göstermektedir. İncelenen kayıtlarda devlet görevlisi, esnaf, reaya, ehl-i seyfden oluşan geniş yelpazeyi içerisine alan gurema kayıtlarını rastlamaktayız. Kişi borçsuz vefat etmiş ise miras vereseler arasında taksim edilir, borcu varsa gurema usulü ile malları satılarak alacaklılar arasında taksimata gidilirdi. Borç kayıtları Osmanlı toplumunda birlikte yaşam kültürünün önemli verilerini bize sunmaktadır. Borç kayıtlarındaki farklı dini ve etnik yapıya sahip fertlerin birbirleriyle yardımlaşmada din ve millet farkı gözetmediklerini görmekteyiz. Gurema usulüyle varislere herhangi bir maddî külfet getirmeden terekeden geriye kalan meblağla mümkün olan en uygun şekilde borçlarının ödenmesi sağlanmış oluyordu.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"81 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139318737","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Cephe ve Ürün Tasarımında Kültür ve Desen Sentezi: Ganç Sanatı 外墙和产品设计中的文化与图案合成:Ganç Art
Pub Date : 2023-10-16 DOI: 10.20486/imad.1355719
Taner Aşçi
Ganç oymacılık sanatı, merkezi Orta Asya olan, yüksek işçilik gerektiren ve sürdürülebilir bir süsleme sanatıdır. Antik çağlardan bu yana var olan ve içinde bulunduğu toplumlardan etkilenerek zenginleşen bu sanat dalı sürdürülebilir malzeme kullanımı ile de öne çıkmaktadır. Derin felsefi ve sanatsal anlam yüklü birimlerin birbirleri ile eşsiz uyumunu sergileyen Ganç sanatında insan faktörü önemli rol oynamaktadır. Öyle ki birbirini tamamlayan bu iki unsur aynı zamanda birbirlerini de etkilemişlerdir. Alçı taşı ve kil malzemesinden elde edilen sıvanın yüzeye iki kat olarak uygulanması ve ardından ıslak yüzeyin özel aletler ile oyularak desen işlenmesi Ganç sanatının temelini oluşturmaktadır. İslam estetiği ve felsefesi ile tanışmasıyla boyut değiştiren ve büyük bir zenginliğe kavuşan Ganç sanatı, bu zenginliği iç ve dış cephe tasarımlarına da aktarmıştır. İcra edildiği dönemin izlerini barındıran Ganç sanatı kullanılarak gerçekleştirilen cephe tasarımları halen ihtişamını korumaktadır. Bu çalışmada Ganç oymacılık sanatının insan ve toplum ilişkisi incelenmekte, yüzey ve cephe tasarımı ile ürün tasarımına dair örnekler sunulmaktadır. Bu çerçevede sanat ve insan ilişkisini etkileyen sosyal, kültürel ve dini gelişmelerin Ganç sanatı üzerindeki etkileri günümüzden örneklerle birlikte değerlendirilmektedir.
甘孜雕刻艺术是一种可持续的装饰艺术,需要高超的手工艺,主要集中在中亚地区。这一艺术分支自古以来就存在,并受其所在社会的影响而不断丰富,它还因使用可持续材料而脱颖而出。人的因素在甘孜艺术中扮演着重要角色,它展现了具有深刻哲学和艺术内涵的独特和谐单元。因此,这两个互为补充的元素也相互影响。用石膏和粘土材料制成的石膏分两层涂抹在表面,然后用特殊的工具在湿润的表面进行雕刻。随着对伊斯兰美学和哲学的了解,Ganç 艺术改变了自己的面貌,变得更加丰富多彩。使用甘奇艺术制作的外墙设计,包含了其所处时代的痕迹,至今仍保持着其辉煌。本研究探讨了甘奇雕刻艺术与人类和社会的关系,并介绍了表面和立面设计以及产品设计的实例。在此框架内,通过当今的实例评估了影响艺术与人之间关系的社会、文化和宗教发展对甘奇艺术的影响。
{"title":"Cephe ve Ürün Tasarımında Kültür ve Desen Sentezi: Ganç Sanatı","authors":"Taner Aşçi","doi":"10.20486/imad.1355719","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1355719","url":null,"abstract":"Ganç oymacılık sanatı, merkezi Orta Asya olan, yüksek işçilik gerektiren ve sürdürülebilir bir süsleme sanatıdır. Antik çağlardan bu yana var olan ve içinde bulunduğu toplumlardan etkilenerek zenginleşen bu sanat dalı sürdürülebilir malzeme kullanımı ile de öne çıkmaktadır. Derin felsefi ve sanatsal anlam yüklü birimlerin birbirleri ile eşsiz uyumunu sergileyen Ganç sanatında insan faktörü önemli rol oynamaktadır. Öyle ki birbirini tamamlayan bu iki unsur aynı zamanda birbirlerini de etkilemişlerdir. Alçı taşı ve kil malzemesinden elde edilen sıvanın yüzeye iki kat olarak uygulanması ve ardından ıslak yüzeyin özel aletler ile oyularak desen işlenmesi Ganç sanatının temelini oluşturmaktadır. İslam estetiği ve felsefesi ile tanışmasıyla boyut değiştiren ve büyük bir zenginliğe kavuşan Ganç sanatı, bu zenginliği iç ve dış cephe tasarımlarına da aktarmıştır. İcra edildiği dönemin izlerini barındıran Ganç sanatı kullanılarak gerçekleştirilen cephe tasarımları halen ihtişamını korumaktadır. Bu çalışmada Ganç oymacılık sanatının insan ve toplum ilişkisi incelenmekte, yüzey ve cephe tasarımı ile ürün tasarımına dair örnekler sunulmaktadır. Bu çerçevede sanat ve insan ilişkisini etkileyen sosyal, kültürel ve dini gelişmelerin Ganç sanatı üzerindeki etkileri günümüzden örneklerle birlikte değerlendirilmektedir.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"8 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139318352","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Şâfiî Mezhebinde Örf ve Âdetin Yeri ve Kaynak Değeri 习俗和传统在沙斐教派中的地位和源泉价值
Pub Date : 2023-09-19 DOI: 10.20486/imad.1324690
M. Aslan
Hukukun sosyal hayata uyumunu sağlayan örf ve âdet usul kurallarının belirlenmesi ve fıkhî meselelere çözümler sunması noktasında başvurulması gereken sosyal normdur. Zira örf ve âdete dayanan hükümlerin kamu tarafından benimsenmesi ve uygulanması daha kolaydır. Şâfiî mezhebinde fıkhın temel kaynakları Kitap, sünnet, icmâ ve kıyastan ibaret olsa da hakkında bu kaynaklarda bilgi bulunmayan fıkhî meselelerde karine olarak örf ve âdetin dikkate alındığını gösteren fıkhî çözümler bulunmaktadır. Ancak mezhepte örf ve âdete büyük önem atfedildiği halde usul eserlerinde icmâ ve kıyas gibi müstakil bir delil olarak ele alınmamış ve fıkhın delilleri arasında yeri ve sınırları derli toplu bir şekilde belirlenmemiştir. Şâfiîler örf ve âdet hakkında bir metodoloji geliştirmemişler, ancak onları hem usulde hem fürûda aktif bir şekilde kullanmışlardır. Bu nedenle fıkhî meseleleri çözüme kavuşturmak açısından örf ve âdetin kaynak değeri ile ilgili Şâfiî usulcülerin görüşlerinin analiz edilmesi önem kazanmaktadır. Önemine binaen çalışmada Şâfiîler’in örf ve âdetin kaynak değeri ile ilgili görüşlerini konu edindik. Çalışma boyunca İmâm Şâfiî’den itibaren Şâfiî usulcü ve fakihlerin görüşlerini analiz edip detaylı bir şekilde inceledik. Böylece konuyla ilgili görüşleri analitik yöntemle değerlendirdik ve Şâfiîler’in konuyla ilgili görüşlerini belirledik. Şâfiî mezhebinde örfün kaynak değeri ile ilgili görüşleri konu edindiğimiz bu çalışmada “örf ve âdet”in mahiyeti ve kapsamını, fıkhî meselelerde kaynak gösterilmesi, klasik dönem Şâfiî fakihlerin konuyla ilgili görüşlerini ortaya koymayı, örf ve âdeti fıkhî meseleleri çözüme kavuşturmak bakımından incelemeyi ve Şâfiî mezhebinde örf ile âdeti teorik bir temele oturtmayı amaç edindik. Çalışmada fıkhın daha kolay bir şekilde uygulanabilmesi noktasında önemli bir rol oynayan örf ve âdetin Şâfiî mezhebinde karine olarak dikkate alındığı sonucuna vardık.
习惯确保法律适应社会生活,是确定程序规则和提供法学问题解决方案时应适用的社会规范。这是因为基于习惯和传统的判决更容易被公众采纳和执行。虽然沙斐仪教派的主要教法渊源是《古兰经》、《圣训》、"伊斯兰教法"(ijmā)和 "清规"(qiyas),但也有一些教法解决方案表明,在这些渊源中没有信息的教法问题上,习惯和习俗作为一种推定被纳入考虑范围。然而,尽管教派非常重视习俗和传统,但在教律著作中,它并不像 "伊斯兰教法 "和 "清规 "那样被视为独立的证据,它在教法证据中的地位和界限也没有得到全面的确定。沙斐仪派并没有发展出一套关于习俗和传统的方法论,但他们在吾学和古鲁中都积极地使用它们。因此,分析沙菲派法学家对习惯和传统在解决教法问题方面的来源价值的看法非常重要。在本研究中,我们详细分析和研究了沙菲派法学家和伊玛目-沙菲以来的法学家的观点。 因此,我们分析评估了有关该主题的观点,并确定了沙菲派在该主题上的观点。本研究涉及沙斐仪教派对习俗来源价值的看法,旨在揭示 "习俗与传统 "的性质和范围,将其作为教法问题的来源,揭示古典时期沙斐仪法学家对该问题的看法,从解决教法问题的角度研究习俗与传统,并为沙斐仪教派的习俗与传统建立理论基础。在这项研究中,我们得出的结论是,习惯和传统在更容易应用教法方面发挥着重要作用,在沙菲派中被视为一种推定。
{"title":"Şâfiî Mezhebinde Örf ve Âdetin Yeri ve Kaynak Değeri","authors":"M. Aslan","doi":"10.20486/imad.1324690","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1324690","url":null,"abstract":"Hukukun sosyal hayata uyumunu sağlayan örf ve âdet usul kurallarının belirlenmesi ve fıkhî meselelere çözümler sunması noktasında başvurulması gereken sosyal normdur. Zira örf ve âdete dayanan hükümlerin kamu tarafından benimsenmesi ve uygulanması daha kolaydır. Şâfiî mezhebinde fıkhın temel kaynakları Kitap, sünnet, icmâ ve kıyastan ibaret olsa da hakkında bu kaynaklarda bilgi bulunmayan fıkhî meselelerde karine olarak örf ve âdetin dikkate alındığını gösteren fıkhî çözümler bulunmaktadır. Ancak mezhepte örf ve âdete büyük önem atfedildiği halde usul eserlerinde icmâ ve kıyas gibi müstakil bir delil olarak ele alınmamış ve fıkhın delilleri arasında yeri ve sınırları derli toplu bir şekilde belirlenmemiştir. Şâfiîler örf ve âdet hakkında bir metodoloji geliştirmemişler, ancak onları hem usulde hem fürûda aktif bir şekilde kullanmışlardır. Bu nedenle fıkhî meseleleri çözüme kavuşturmak açısından örf ve âdetin kaynak değeri ile ilgili Şâfiî usulcülerin görüşlerinin analiz edilmesi önem kazanmaktadır. Önemine binaen çalışmada Şâfiîler’in örf ve âdetin kaynak değeri ile ilgili görüşlerini konu edindik. Çalışma boyunca İmâm Şâfiî’den itibaren Şâfiî usulcü ve fakihlerin görüşlerini analiz edip detaylı bir şekilde inceledik. Böylece konuyla ilgili görüşleri analitik yöntemle değerlendirdik ve Şâfiîler’in konuyla ilgili görüşlerini belirledik. Şâfiî mezhebinde örfün kaynak değeri ile ilgili görüşleri konu edindiğimiz bu çalışmada “örf ve âdet”in mahiyeti ve kapsamını, fıkhî meselelerde kaynak gösterilmesi, klasik dönem Şâfiî fakihlerin konuyla ilgili görüşlerini ortaya koymayı, örf ve âdeti fıkhî meseleleri çözüme kavuşturmak bakımından incelemeyi ve Şâfiî mezhebinde örf ile âdeti teorik bir temele oturtmayı amaç edindik. Çalışmada fıkhın daha kolay bir şekilde uygulanabilmesi noktasında önemli bir rol oynayan örf ve âdetin Şâfiî mezhebinde karine olarak dikkate alındığı sonucuna vardık.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"19 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139338788","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Hüsâm Çelebî’nin Eseri Bağlamında Naklü’ş-şehâde
Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.20486/imad.1263623
Hilal Özay
Hüsâm Çelebî’nin asıl ismi Hüsâmüddîn Hüseyin bin Abdurrahmân’dır. Tokatlı olan Hüsâm Çelebî Osmanlı devletinin 16. yüzyıl alimlerindendir. Hüsâm Çelebî Osmanlı’nın çeşitli vilâyetlerinde müderris, kadı ve müftü görevlerinde bulunmuştur. Pek çok öğrenci yetiştirmiş, fıkıh ve kelam alanlarında eserler kaleme almıştır. Çoğu fıkıh alanında olmak üzere muhtelif konularda haşiye, ta’lik ve risâleler telif etmiştir. Eserlerinden bir olduğu tespit edilen ve bu çalışmanın konusu olan “Risale-i naklü'ş-şehâde” isimli eser Hacı Selim Ağa Kütüphanesinde Hacı Selim Ağa 297.5 bölümünün 379 numarasında tek nüsha olarak yer almaktadır. Müellif bu eserinde şehadetin nakli konusunu ele almaktadır. Normal şartlarda davacı ve davalının haklarını müdafaa etmeleri için mahkemede hazır bulunmaları gerekirken davacı ve davalının, şahitlerin farklı şehirlerde ikâmet etmeleri ve bir araya gelememe durumları söz konusu olabilmektedir. Naklü'ş-şehâde böyle bir durumda davanın açılması, sonuçlanması dolayısıyla hakların elde edilmesi için başvurulan yöntemlerden birisi olmaktadır. Müellif kendi zamanındaki kadıların şer‘î hükümlere aykırı görüş beyan ettiklerine ve mevcut, hazır, belirlenmiş bir menkul mal ile diğerlerini birbirinden ayırmadıklarına değinerek düştükleri hata üzerinde durmaktadır. Müellif eserinin sonunda tüm menkullerde tercih edilen görüşe göre şahitliğin naklinin caiz olduğu kabul edilecekse bu durumda menkullerde hüküm verme şekli ve gönderilen hükmî yazının aynı keyfiyette olması gerektiğine vurgu yaptıktan sonra örnek vererek doğru olan şehâdetin nakli sürecini adım adım ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Bu konunun çalışılması şehadetin nakli meselesinin hala gündemini koruması, araştırılmayan bir konu olması ve yazma olarak bulunan bir eserin daha önce çalışılmaması açılarından önemlidir. Bu çalışmanın amacı Hüsâm Çelebî ve eserleri hakkında genel olarak bilgi vererek müellifin ilgili eserini ve orada geçen konuyu ele alarak bu konuda araştırma yapacakların istifadesine sunmak ve bu konuda alana katkı sağlamaktır.
{"title":"Hüsâm Çelebî’nin Eseri Bağlamında Naklü’ş-şehâde","authors":"Hilal Özay","doi":"10.20486/imad.1263623","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1263623","url":null,"abstract":"Hüsâm Çelebî’nin asıl ismi Hüsâmüddîn Hüseyin bin Abdurrahmân’dır. Tokatlı olan Hüsâm Çelebî Osmanlı devletinin 16. yüzyıl alimlerindendir. Hüsâm Çelebî Osmanlı’nın çeşitli vilâyetlerinde müderris, kadı ve müftü görevlerinde bulunmuştur. Pek çok öğrenci yetiştirmiş, fıkıh ve kelam alanlarında eserler kaleme almıştır. Çoğu fıkıh alanında olmak üzere muhtelif konularda haşiye, ta’lik ve risâleler telif etmiştir. Eserlerinden bir olduğu tespit edilen ve bu çalışmanın konusu olan “Risale-i naklü'ş-şehâde” isimli eser Hacı Selim Ağa Kütüphanesinde Hacı Selim Ağa 297.5 bölümünün 379 numarasında tek nüsha olarak yer almaktadır. Müellif bu eserinde şehadetin nakli konusunu ele almaktadır. Normal şartlarda davacı ve davalının haklarını müdafaa etmeleri için mahkemede hazır bulunmaları gerekirken davacı ve davalının, şahitlerin farklı şehirlerde ikâmet etmeleri ve bir araya gelememe durumları söz konusu olabilmektedir. Naklü'ş-şehâde böyle bir durumda davanın açılması, sonuçlanması dolayısıyla hakların elde edilmesi için başvurulan yöntemlerden birisi olmaktadır. Müellif kendi zamanındaki kadıların şer‘î hükümlere aykırı görüş beyan ettiklerine ve mevcut, hazır, belirlenmiş bir menkul mal ile diğerlerini birbirinden ayırmadıklarına değinerek düştükleri hata üzerinde durmaktadır. Müellif eserinin sonunda tüm menkullerde tercih edilen görüşe göre şahitliğin naklinin caiz olduğu kabul edilecekse bu durumda menkullerde hüküm verme şekli ve gönderilen hükmî yazının aynı keyfiyette olması gerektiğine vurgu yaptıktan sonra örnek vererek doğru olan şehâdetin nakli sürecini adım adım ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Bu konunun çalışılması şehadetin nakli meselesinin hala gündemini koruması, araştırılmayan bir konu olması ve yazma olarak bulunan bir eserin daha önce çalışılmaması açılarından önemlidir. Bu çalışmanın amacı Hüsâm Çelebî ve eserleri hakkında genel olarak bilgi vererek müellifin ilgili eserini ve orada geçen konuyu ele alarak bu konuda araştırma yapacakların istifadesine sunmak ve bu konuda alana katkı sağlamaktır.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"277 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"125729655","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Some Reflections on Imam Abu Hanifah's Hagiographic Personality 对伊玛目阿布哈尼法圣人人格的几点思考
Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.20486/imad.1270501
Mustafa Çakir
Menkıbeler, geçmişte yaşamış din büyüklerinin ya da tarihe mâl olmuş meşhur şahsiyetlerin hayat hikâyelerini içeren anlatılardır. Tarihsel geçmişi İslâmiyet’ten önceki toplumlara uzanan menkıbelerin İslâmî literatürdeki ilk yazılı örneklerine hadis eserlerinde sahâbe-i kirâmın meziyetlerinden bahseden “menâkıb” bölümlerinde rastlanmaktadır. İlerleyen süreçte tarihte yaşamış din bilginleri, sûfîler ve önemli şahsiyetler hakkında da müstakil menâkıbnâmeler kaleme alınmaya başlanmıştır. İslâm tarihi içerisinde kendisine karşı sevgi, vefa ve bağlılığın bir sonucu olarak hakkında yoğun bir menâkıbnâme literatürü oluşan öncü imamlardan biri de Hanefî mezhebinin kurucu imamı olan İmam Ebû Hanîfe’dir. İmam Ebû Hanîfe’nin hacimli eserler oluşturan ilim mirasının yanında şahsiyeti, duruşu, zühdü, takvası ve ahlakî özellikleri bu tür müstakil çalışmaların konusu olmuştur. İmam Ebû Hanîfe’nin ilmî ve ahlakî kişiliğini resmeden bu edebiyatın hacmi, onun tarih boyunca Müslüman toplumlarda ne düzeyde ilgi odağı hâline geldiğini göstermektedir. Bununla birlikte menâkıbnâmelerde yer verilen birtakım rivayetlerde senet ve metin tenkidi bakımından yeterli hassasiyetin gösterilmemiş olması Müslüman toplumların İmam Ebû Hanîfe hakkındaki tasavvur ve algısına olumsuz etki edebilecek bir muhteva ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple İmam Ebû Hanîfe’nin müdafaası ve faziletini ortaya koyma çabası kapsamında ileri sürülen bazı argümanların ilmî ve olgusal gerçeklik açısından sorgulanmaya muhtaç olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, İmam Ebû Hanîfe hakkında kaleme alınan menâkıbnâme literatürü içerisinde esasen onun ilmî kişilik ve faziletini ortaya koymayı amaçlayan, bununla birlikte İslâm toplumunun bu öncü fakihi hakkında yanlış algı ve tasavvurlara sebep olabileceği düşünülen bazı isnat ve yakıştırmalar ilmî kriterler ışığında tahlile tabi tutulmaktadır.
{"title":"Some Reflections on Imam Abu Hanifah's Hagiographic Personality","authors":"Mustafa Çakir","doi":"10.20486/imad.1270501","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1270501","url":null,"abstract":"Menkıbeler, geçmişte yaşamış din büyüklerinin ya da tarihe mâl olmuş meşhur şahsiyetlerin hayat hikâyelerini içeren anlatılardır. Tarihsel geçmişi İslâmiyet’ten önceki toplumlara uzanan menkıbelerin İslâmî literatürdeki ilk yazılı örneklerine hadis eserlerinde sahâbe-i kirâmın meziyetlerinden bahseden “menâkıb” bölümlerinde rastlanmaktadır. İlerleyen süreçte tarihte yaşamış din bilginleri, sûfîler ve önemli şahsiyetler hakkında da müstakil menâkıbnâmeler kaleme alınmaya başlanmıştır. İslâm tarihi içerisinde kendisine karşı sevgi, vefa ve bağlılığın bir sonucu olarak hakkında yoğun bir menâkıbnâme literatürü oluşan öncü imamlardan biri de Hanefî mezhebinin kurucu imamı olan İmam Ebû Hanîfe’dir. İmam Ebû Hanîfe’nin hacimli eserler oluşturan ilim mirasının yanında şahsiyeti, duruşu, zühdü, takvası ve ahlakî özellikleri bu tür müstakil çalışmaların konusu olmuştur. İmam Ebû Hanîfe’nin ilmî ve ahlakî kişiliğini resmeden bu edebiyatın hacmi, onun tarih boyunca Müslüman toplumlarda ne düzeyde ilgi odağı hâline geldiğini göstermektedir. Bununla birlikte menâkıbnâmelerde yer verilen birtakım rivayetlerde senet ve metin tenkidi bakımından yeterli hassasiyetin gösterilmemiş olması Müslüman toplumların İmam Ebû Hanîfe hakkındaki tasavvur ve algısına olumsuz etki edebilecek bir muhteva ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple İmam Ebû Hanîfe’nin müdafaası ve faziletini ortaya koyma çabası kapsamında ileri sürülen bazı argümanların ilmî ve olgusal gerçeklik açısından sorgulanmaya muhtaç olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, İmam Ebû Hanîfe hakkında kaleme alınan menâkıbnâme literatürü içerisinde esasen onun ilmî kişilik ve faziletini ortaya koymayı amaçlayan, bununla birlikte İslâm toplumunun bu öncü fakihi hakkında yanlış algı ve tasavvurlara sebep olabileceği düşünülen bazı isnat ve yakıştırmalar ilmî kriterler ışığında tahlile tabi tutulmaktadır.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"5 2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116820525","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Ahmedî’ye İsnad Edilen Yusuf ile Züleyhâ Mesnevisi
Pub Date : 2023-03-01 DOI: 10.20486/imad.1248972
Y. Yildirim
XIV. Asır şairi Ahmedî (815/1412-13) kaleme aldığı çoğu manzum eserlerle Anadolu sahası Türk şiirinin kurucu şairlerinden kabul edilmektedir. Kendisinden sonra yetişen birçok Türk şairinin onun şiirlerine nazireler söyleyerek kendilerini yetiştirdikleri önemli bir şairdir. Ancak hayatı hakkında bilinenler çoklukla yetersiz ve eksik bilgilerden ibarettir. Yazdığı eserleri için de aynı durum öz konusu olup kaynaklarda verilen bilgiler tutarsız ve çelişkilidir. Bu yüzden Ahmedî’nin kaç eser kaleme aldığı kesin olarak bilinmemektedir. Divan’ı ile İskendername’si en iyi bilinen eserleridir. Kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunmaktadır. Bunlar dışında kaynaklarda hakkında bilgi verilen eserlerinin çoğu sorunludur ve zamanla unutulmuştur. Tervîh’ul-ervâh adlı eseri Latîfî’nin verdiği yanlış bilgiden dolayı uzun süre Kânûn-i Şifâ’nın tercümesi olarak bilinmiştir. İsimleri dışında bilinmeyen Cemşîd ü Hurşîd, Mi’yârü’l-edeb, Mirkâtü’l-edeb, Mîzânü’l-edeb adlı eserlerin nüshalarına ise ancak son zamanlarda ulaşılabilmiştir. Kaynaklarda Ahmedî’ye isnad edilen eserlerden biri de Yûsuf u Züleyhâ adlı bir mesnevidir. Bu iddiayı ileri süren ilk tezkireci Latîfî’dir. Bugüne kadar bu mesnevinin herhangi bir nüshasına ulaşılamamıştır. Bu makalede Ahmedî’ye isnad edilen Yûsuf u Züleyhâ mesnevisi hakkında bir değerlendirme yapılacak ve eserle ilgili tarihi kaynaklardan hareket edilerek eserin Ahmedî’ye aidiyeti meselesi tartışılacaktır.
{"title":"Ahmedî’ye İsnad Edilen Yusuf ile Züleyhâ Mesnevisi","authors":"Y. Yildirim","doi":"10.20486/imad.1248972","DOIUrl":"https://doi.org/10.20486/imad.1248972","url":null,"abstract":"XIV. Asır şairi Ahmedî (815/1412-13) kaleme aldığı çoğu manzum eserlerle Anadolu sahası Türk şiirinin kurucu şairlerinden kabul edilmektedir. Kendisinden sonra yetişen birçok Türk şairinin onun şiirlerine nazireler söyleyerek kendilerini yetiştirdikleri önemli bir şairdir. Ancak hayatı hakkında bilinenler çoklukla yetersiz ve eksik bilgilerden ibarettir. Yazdığı eserleri için de aynı durum öz konusu olup kaynaklarda verilen bilgiler tutarsız ve çelişkilidir. Bu yüzden Ahmedî’nin kaç eser kaleme aldığı kesin olarak bilinmemektedir. Divan’ı ile İskendername’si en iyi bilinen eserleridir. Kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunmaktadır. Bunlar dışında kaynaklarda hakkında bilgi verilen eserlerinin çoğu sorunludur ve zamanla unutulmuştur. Tervîh’ul-ervâh adlı eseri Latîfî’nin verdiği yanlış bilgiden dolayı uzun süre Kânûn-i Şifâ’nın tercümesi olarak bilinmiştir. İsimleri dışında bilinmeyen Cemşîd ü Hurşîd, Mi’yârü’l-edeb, Mirkâtü’l-edeb, Mîzânü’l-edeb adlı eserlerin nüshalarına ise ancak son zamanlarda ulaşılabilmiştir. Kaynaklarda Ahmedî’ye isnad edilen eserlerden biri de Yûsuf u Züleyhâ adlı bir mesnevidir. Bu iddiayı ileri süren ilk tezkireci Latîfî’dir. Bugüne kadar bu mesnevinin herhangi bir nüshasına ulaşılamamıştır. Bu makalede Ahmedî’ye isnad edilen Yûsuf u Züleyhâ mesnevisi hakkında bir değerlendirme yapılacak ve eserle ilgili tarihi kaynaklardan hareket edilerek eserin Ahmedî’ye aidiyeti meselesi tartışılacaktır.","PeriodicalId":177047,"journal":{"name":"İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi","volume":"33 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-03-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"116885751","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
期刊
İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1