Çalışmanın amacı, ortaokul Türkçe ders kitaplarındaki sözcük öğretimi etkinlik türlerini frekans ve çeşitlilik açısından dil biliminin alt ve uygulamalı alanları çerçevesinde değerlendirerek Türkçe derslerinin / ders kitaplarının geliştirilmesi için farklı bakış açıları sunmaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler doküman incelemesi ile ortaokul Türkçe ders kitaplarının tüm seviyelerinden elde edilmiş, 12 dil bilimi alanı ve alan yazın taramasına göre oluşturulan 53 farklı etkinlik türü açısından betimsel analiz tekniğiyle çözümlenmiştir. Çalışmanın geçerliği ve güvenilirliğini sağlamak amacıyla inceleme 2 farklı alan uzmanı tarafından da yapılmıştır. Veriler 3 farklı sonuç açısından değerlendirilmiştir. 12 dil bilimi alanı için 5. sınıfta 11, 6. sınıfta 9, 7. sınıfta 8, 8. sınıfta 9 farklı alandan yararlanıldığı; 53 farklı etkinlik türü açısından 5. sınıfta 18, 6. sınıfta 17, 7. sınıfta 15, 8. sınıfta 14; sözcük öğretimi içerikli etkinliklerin genel frekansı 5. sınıfta 147, 6. sınıfta 121, 7. sınıfta 142, 8. sınıfta 151 olarak tespit edilmiştir. Kitaplardaki toplam etkinlik sayılarına göre sözcük öğretimi için %40- 53 arası bir oran söz konusudur. Dil biliminin sadece 12 alanı olmadığı ve 53 farklı etkinlik türü için sonucun 14-18 arasında olmasının ölçüt sayısının yarısı bile olmaması nedeniyle yeterli olduğu düşünülmemektedir. Seviyeler arasında farklı etkinlik türlerinin farklı sıklıkta kullanılması kitaplara zenginlik katarak her seviyede aynı tür etkinliklerin tekrarlanması sorununu en aza indirgeyebilir. Türkçe çok çeşitli etkinliklere ve uygulamalara olanak sağlayan esnek bir dildir. Bu nedenle sözcük öğretimine yönelik etkinliklerin nitelik ve nicelik açısından geliştirilmesi için dil bilimi ve yabancı dil uzmanlarıyla disiplinler arası çalışmalar yürütülerek farklı bakış açılarından yararlanılmasının alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
{"title":"A linguistic evaluation on vocabulary teaching activities in secondary school Turkish textbooks","authors":"Meltem Merve Konu","doi":"10.19171/uefad.1347902","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1347902","url":null,"abstract":"Çalışmanın amacı, ortaokul Türkçe ders kitaplarındaki sözcük öğretimi etkinlik türlerini frekans ve çeşitlilik açısından dil biliminin alt ve uygulamalı alanları çerçevesinde değerlendirerek Türkçe derslerinin / ders kitaplarının geliştirilmesi için farklı bakış açıları sunmaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler doküman incelemesi ile ortaokul Türkçe ders kitaplarının tüm seviyelerinden elde edilmiş, 12 dil bilimi alanı ve alan yazın taramasına göre oluşturulan 53 farklı etkinlik türü açısından betimsel analiz tekniğiyle çözümlenmiştir. Çalışmanın geçerliği ve güvenilirliğini sağlamak amacıyla inceleme 2 farklı alan uzmanı tarafından da yapılmıştır. Veriler 3 farklı sonuç açısından değerlendirilmiştir. 12 dil bilimi alanı için 5. sınıfta 11, 6. sınıfta 9, 7. sınıfta 8, 8. sınıfta 9 farklı alandan yararlanıldığı; 53 farklı etkinlik türü açısından 5. sınıfta 18, 6. sınıfta 17, 7. sınıfta 15, 8. sınıfta 14; sözcük öğretimi içerikli etkinliklerin genel frekansı 5. sınıfta 147, 6. sınıfta 121, 7. sınıfta 142, 8. sınıfta 151 olarak tespit edilmiştir. Kitaplardaki toplam etkinlik sayılarına göre sözcük öğretimi için %40- 53 arası bir oran söz konusudur. Dil biliminin sadece 12 alanı olmadığı ve 53 farklı etkinlik türü için sonucun 14-18 arasında olmasının ölçüt sayısının yarısı bile olmaması nedeniyle yeterli olduğu düşünülmemektedir. Seviyeler arasında farklı etkinlik türlerinin farklı sıklıkta kullanılması kitaplara zenginlik katarak her seviyede aynı tür etkinliklerin tekrarlanması sorununu en aza indirgeyebilir. Türkçe çok çeşitli etkinliklere ve uygulamalara olanak sağlayan esnek bir dildir. Bu nedenle sözcük öğretimine yönelik etkinliklerin nitelik ve nicelik açısından geliştirilmesi için dil bilimi ve yabancı dil uzmanlarıyla disiplinler arası çalışmalar yürütülerek farklı bakış açılarından yararlanılmasının alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"164 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139264470","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dil öğretiminde kullanıcı yanlışlarının çözümlenmesi, araştırmacılara, öğreticilere, araç-gereç ve program geliştirme çalışmalarına kılavuzluk eder. Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde yanlış çözümlemesi yapılan önemli sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu çalışmada bu araştırmaların bulgularının yeniden sınıflandırılarak bütünleştirilmesi; yanlışların dağılımının ve sıklığının belirlenmesi, böylece “büyük resmin” ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışma sistematik derleme yöntemiyle yürütülmüş ve konuşucuların yazılı metinlerindeki yanlışları inceleyen araştırmalar derlenmiştir. Tanımlama, ayırma ve çalışmaya katma işlemlerinden sonra 39 araştırmanın bulgularından oluşan kapsamlı bir veritabanı oluşturulmuştur. Birleştirilmiş bulgulara göre toplam 40565 yanlış dil kullanımı saptanmış ve en çok yanlışın 18791 (%46) yanlış ile biçimbilim dizgesinde olduğu görülmüştür. Ayrıca 9127 (% 22) yazım, 5512 (%14) sözcük-anlam, 4702 (%12) sesbilim, 2433(%6) sözdizimi yanlışının olduğu belirlenmiştir. Yanlış çözümlemesi yapılan araştırmalarla ilgili genel sorunlar ise şöyle sıralanabilir: yanlışların sınıflandırılmasında ortak bir kavramsal çerçeve olmaması, örneklerin yanlış sınıflandırılması ve ortak terimce kullanılmaması; katılımcı sayılarındaki bakışımsızlık, anadili Arapça olan konuşurların örneklemlerde çoğunluğu oluşturması ve bazı araştırmalarda verilerin ve sürecin saydam olmaması.
{"title":"The Errors of Learners of Turkish as A Foreign Language: The Big Picture","authors":"H. R. Günaydin, B. Bozkurt","doi":"10.19171/uefad.1349026","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1349026","url":null,"abstract":"Dil öğretiminde kullanıcı yanlışlarının çözümlenmesi, araştırmacılara, öğreticilere, araç-gereç ve program geliştirme çalışmalarına kılavuzluk eder. Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde yanlış çözümlemesi yapılan önemli sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu çalışmada bu araştırmaların bulgularının yeniden sınıflandırılarak bütünleştirilmesi; yanlışların dağılımının ve sıklığının belirlenmesi, böylece “büyük resmin” ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışma sistematik derleme yöntemiyle yürütülmüş ve konuşucuların yazılı metinlerindeki yanlışları inceleyen araştırmalar derlenmiştir. Tanımlama, ayırma ve çalışmaya katma işlemlerinden sonra 39 araştırmanın bulgularından oluşan kapsamlı bir veritabanı oluşturulmuştur. Birleştirilmiş bulgulara göre toplam 40565 yanlış dil kullanımı saptanmış ve en çok yanlışın 18791 (%46) yanlış ile biçimbilim dizgesinde olduğu görülmüştür. Ayrıca 9127 (% 22) yazım, 5512 (%14) sözcük-anlam, 4702 (%12) sesbilim, 2433(%6) sözdizimi yanlışının olduğu belirlenmiştir. Yanlış çözümlemesi yapılan araştırmalarla ilgili genel sorunlar ise şöyle sıralanabilir: yanlışların sınıflandırılmasında ortak bir kavramsal çerçeve olmaması, örneklerin yanlış sınıflandırılması ve ortak terimce kullanılmaması; katılımcı sayılarındaki bakışımsızlık, anadili Arapça olan konuşurların örneklemlerde çoğunluğu oluşturması ve bazı araştırmalarda verilerin ve sürecin saydam olmaması.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"22 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139263652","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmanın amacı, fen bilgisi öğretmen adaylarının atom modellerine dair imajlarına atomun yapısının gelişimi ile ilgi tarihsel bilimsel gelişim dikkate alınarak farklı öğretim yöntem, teknik ve stratejiler ile hazırlanan etkinliklerin etkisini incelemektir.Araştırmada, basit araç gereçlerle öğretim, modelleme, işbirlikli öğrenme (jigsaw), tahmin et-gözle-açıkla, STEM, 5E öğrenme modeli, ters-yüz öğrenme, sanal deneyler, kavram karikatürleri ve bilimin doğası uygulamalarını içeren etkinlikler yer almaktadır. Araştırmaya, 2021-2022 akademik yılında, 13 farklı devlet üniversitesi eğitim fakültesinden, fen bilgisi öğretmenliği üçüncü sınıfta öğrenim gören 20 fen bilgisi öğretmen adayı katılmıştır. Bu araştırmada nitel araştırma tekniklerinden olan durum çalışması türlerinden program etkileri durum çalışması kullanılmıştır. Veriler, araştırmaya katılan fen bilgisi öğretmen adaylarından, atom modelleri ile ilgili zihinlerinde canlanan resmi dağıtılan boş bir kâğıda çizmeleri, atom modeli ile ilgili çizimi tamamlandıktan sonra çizimlerini ayrıntılı bir şekilde yazılı olarak anlatmaları istenerek öğretim etkinlikleri öncesinde ve sonrasında toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, araştırmaya katılan fen bilgisi öğretmen adaylarının öğretim etkinlikleri öncesi atom modellerine dair imajlarında kısmen bilimsel imaja sahip oldukları atom modellerinin, Dalton, Thomson, Rutherford ve Bohr atom modelleri olduğu, bilimsel olmayan ve ilgisiz imaja sahip oldukları atom modelinin ise Kuantum atom modeli olduğu görülmüştür. Öğretim etkinlikleri sonrasında ise araştırmaya katılan fen bilgisi öğretmen adaylarının atom modellerine dair imajlarının Dalton, Thomson, Rutherford, Bohr ve Kuantum modellerinde büyük çoğunluğunun tam bilimsel imajlara dönüştüğü sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçtan yola çıkarak araştırma etkinliklerinin araştırmaya katılan fen bilgisi öğretmen adaylarının atom modelleri imajları üzerine olumlu etkisi olduğu belirlenmiştir
{"title":"Atom Konusu ile İlgili Öğretim Etkinliklerinin Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Atom Modelleri İmajlarına Etkisi","authors":"Volkan Bilir, Yezdan Boz, Nejla Yürük, A. Şen","doi":"10.19171/uefad.1225680","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1225680","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı, fen bilgisi öğretmen adaylarının atom modellerine dair imajlarına atomun yapısının gelişimi ile ilgi tarihsel bilimsel gelişim dikkate alınarak farklı öğretim yöntem, teknik ve stratejiler ile hazırlanan etkinliklerin etkisini incelemektir.Araştırmada, basit araç gereçlerle öğretim, modelleme, işbirlikli öğrenme (jigsaw), tahmin et-gözle-açıkla, STEM, 5E öğrenme modeli, ters-yüz öğrenme, sanal deneyler, kavram karikatürleri ve bilimin doğası uygulamalarını içeren etkinlikler yer almaktadır. Araştırmaya, 2021-2022 akademik yılında, 13 farklı devlet üniversitesi eğitim fakültesinden, fen bilgisi öğretmenliği üçüncü sınıfta öğrenim gören 20 fen bilgisi öğretmen adayı katılmıştır. Bu araştırmada nitel araştırma tekniklerinden olan durum çalışması türlerinden program etkileri durum çalışması kullanılmıştır. Veriler, araştırmaya katılan fen bilgisi öğretmen adaylarından, atom modelleri ile ilgili zihinlerinde canlanan resmi dağıtılan boş bir kâğıda çizmeleri, atom modeli ile ilgili çizimi tamamlandıktan sonra çizimlerini ayrıntılı bir şekilde yazılı olarak anlatmaları istenerek öğretim etkinlikleri öncesinde ve sonrasında toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, araştırmaya katılan fen bilgisi öğretmen adaylarının öğretim etkinlikleri öncesi atom modellerine dair imajlarında kısmen bilimsel imaja sahip oldukları atom modellerinin, Dalton, Thomson, Rutherford ve Bohr atom modelleri olduğu, bilimsel olmayan ve ilgisiz imaja sahip oldukları atom modelinin ise Kuantum atom modeli olduğu görülmüştür. Öğretim etkinlikleri sonrasında ise araştırmaya katılan fen bilgisi öğretmen adaylarının atom modellerine dair imajlarının Dalton, Thomson, Rutherford, Bohr ve Kuantum modellerinde büyük çoğunluğunun tam bilimsel imajlara dönüştüğü sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçtan yola çıkarak araştırma etkinliklerinin araştırmaya katılan fen bilgisi öğretmen adaylarının atom modelleri imajları üzerine olumlu etkisi olduğu belirlenmiştir","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"27 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139277280","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı, 0-6 yaş döneminde gelişimsel yetersizliği olan çocuğa sahip annelerin COVID-19 sürecinde, gereksinimlerini, öz yeterliklerini ve tükenmişlik düzeylerini incelemektir. Çalışma grubunu 87 gelişimsel yetersizliği olan çocuğa sahip annenin oluşturduğu bu araştırma, betimsel-ilişkisel tarama modeli ile desenlenmiştir. Veriler; Aile Gereksinimleri Belirleme Aracı (AGBA), Ebeveyn Öz Yeterlik Ölçeği (EÖYÖ), Anne-Baba Tükenmişlik Ölçeği (ATÖ) ve kişisel bilgi formu ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, annelerin gereksinimi ve tükenmişlik düzeylerinin orta, öz yeterliklerinin yüksek düzeyde olduğu bulgularına ulaşılmıştır. Ayrıca, annelerin gereksinimleri ile tükenmişliği arasında pozitif, öz yeterliği ile gereksinimi arasında negatif ve annelerin tükenmişlik düzeyi ile öz yeterliği arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Çocukların yetersizlik türü ile annelerin gereksinimleri, öz yeterliği ve tükenmişlik düzeylerinin farklılaşmadığı görülmüştür. Bulgular alanyazın ile desteklenerek tartışılmış ve öneriler geliştirilmiştir.
{"title":"COVID-19 Pandemi Sürecinde Gelişimsel Yetersizliği Olan Çocuğa Sahip Annelerin Gereksinimleri, Öz Yeterlikleri ve Tükenmişlik Düzeylerinin İncelenmesi","authors":"Aslıcan Serçe, Ibrahim H. Diken, Uğur Onur Günden","doi":"10.19171/uefad.1333189","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1333189","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, 0-6 yaş döneminde gelişimsel yetersizliği olan çocuğa sahip annelerin COVID-19 sürecinde, gereksinimlerini, öz yeterliklerini ve tükenmişlik düzeylerini incelemektir. Çalışma grubunu 87 gelişimsel yetersizliği olan çocuğa sahip annenin oluşturduğu bu araştırma, betimsel-ilişkisel tarama modeli ile desenlenmiştir. Veriler; Aile Gereksinimleri Belirleme Aracı (AGBA), Ebeveyn Öz Yeterlik Ölçeği (EÖYÖ), Anne-Baba Tükenmişlik Ölçeği (ATÖ) ve kişisel bilgi formu ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, annelerin gereksinimi ve tükenmişlik düzeylerinin orta, öz yeterliklerinin yüksek düzeyde olduğu bulgularına ulaşılmıştır. Ayrıca, annelerin gereksinimleri ile tükenmişliği arasında pozitif, öz yeterliği ile gereksinimi arasında negatif ve annelerin tükenmişlik düzeyi ile öz yeterliği arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Çocukların yetersizlik türü ile annelerin gereksinimleri, öz yeterliği ve tükenmişlik düzeylerinin farklılaşmadığı görülmüştür. Bulgular alanyazın ile desteklenerek tartışılmış ve öneriler geliştirilmiştir.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"5 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139287633","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
How pre-service EFL teachers conceptualize their professional identities has always been part of scientific inquiry since it is one of the fundamentals of language teaching settings. Yet, uncovering its interaction with constructs such as in-class practice has been only possible via a limited set of instruments one of which is the metaphor analysis. Hence, the aim of the current study was to figure out how pre-service EFL teachers with different experience backgrounds perceive their professional identities, namely English language teachers in the form of metaphors and then to understand if in-class practice either via micro-teachings or practicum courses had any say on their preferences. Data collected from 184 participants through the metaphor analysis methodology were analyzed qualitatively in line with the framework proposed in Saban, Kocbeker, Saban (2007). Results revealed that although choices were diversified practice type tested across three groups ranging from no experience to experienced affected pre-service EFL teachers’ metaphors. In specific, it was observed that there was a focus shift from a teacher centered account to a learner centered one in line with the accumulation of in-class practice.
{"title":"Does Practice Make Really Perfect? Insights from Pre-service EFL Teachers via Metaphors","authors":"Gulumser EFEOGLU","doi":"10.19171/uefad.1355050","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1355050","url":null,"abstract":"How pre-service EFL teachers conceptualize their professional identities has always been part of scientific inquiry since it is one of the fundamentals of language teaching settings. Yet, uncovering its interaction with constructs such as in-class practice has been only possible via a limited set of instruments one of which is the metaphor analysis. Hence, the aim of the current study was to figure out how pre-service EFL teachers with different experience backgrounds perceive their professional identities, namely English language teachers in the form of metaphors and then to understand if in-class practice either via micro-teachings or practicum courses had any say on their preferences. Data collected from 184 participants through the metaphor analysis methodology were analyzed qualitatively in line with the framework proposed in Saban, Kocbeker, Saban (2007). Results revealed that although choices were diversified practice type tested across three groups ranging from no experience to experienced affected pre-service EFL teachers’ metaphors. In specific, it was observed that there was a focus shift from a teacher centered account to a learner centered one in line with the accumulation of in-class practice.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"169 2","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135012715","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmanın amacı, özel öğrenme güçlüğü [ÖÖG] tanılı çocuğu olan ailelerin ÖÖG olan bireylerin tanılama süreçlerine ilişkin görüşlerini ve deneyimlerini belirlemektir. Bu kapsamda ÖÖG tanılı çocuğu bulunan ailelerin değerlendirme süreçlerine yönelik görüşlerini derinlemesine incelemek amacıyla olgubilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını ÖÖG tanılı çocuğu olan 8 aile oluşturmuştur. Araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış görüşme formu ve kişisel bilgi formu kullanılarak elde edilmiştir. Görüşme sorularına son şeklini vermek amacıyla pilot görüşmeler yapılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre; ailelerin tamamının ÖÖG hakkında sınırlı düzeyde bilgi sahibi olduğu tespit edilmiştir. Ailelerin çocukları tanılandıktan ve okula başladıktan sonra ÖÖG hakkında daha çok deneyim kazandığı ortaya çıkmıştır. Çocuklarının ÖÖG tanısı alması karşısında ailelerin bu durumu kabullenmekte çok zorlandığı ortaya çıkmıştır. Diğer öğrenciler ve onların aileleri ile ÖÖG tanılı öğrencilerin bir sorun yaşamadığı tespit edilmiştir. Bazı ailelerin RAM’daki ve hastanedeki değerlendirme süresini yeterli, bazılarının ise bu süreyi yetersiz bulduğu tespit edilmiştir. Ailelerin bir kısmının ÖÖG konusunda RAM personelinden kendilerini bilgilendirmelerini istediği bulgusuna ulaşılmıştır. Ailelerin tıbbi değerlendirme için erken tarihe randevu alamadığı ortaya çıkmıştır. Bazı ailelerin hastanedeki değerlendirme sürecinin zamana yayılmasını ve birden çok görüşme ile çocuklarına tanı konulmasını istediği tespit edilmiştir. Ailelerin sınıf ve okul rehber öğretmenleri ve RAM personeline ilişkin hem olumlu hem de olumsuz görüşleri olduğu ortaya çıkmıştır. Ailelerden bazıları, hastane personelinin çocuklarının özel gereksinimli olduğunu unuttuğunu, çocuklarını tipik gelişim gösteriyor gibi görüp sık sık uyardığını belirtmişlerdir.
{"title":"Özel Öğrenme Güçlüğü Tanılı Çocuğu Olan Ailelerin Görüşleri ve Deneyimleri: Tanılama Sürecinin Keşfi","authors":"Ali BIÇAKCI, Orhan ÇAKIROĞLU","doi":"10.19171/uefad.1300417","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1300417","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, özel öğrenme güçlüğü [ÖÖG] tanılı çocuğu olan ailelerin ÖÖG olan bireylerin tanılama süreçlerine ilişkin görüşlerini ve deneyimlerini belirlemektir. Bu kapsamda ÖÖG tanılı çocuğu bulunan ailelerin değerlendirme süreçlerine yönelik görüşlerini derinlemesine incelemek amacıyla olgubilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını ÖÖG tanılı çocuğu olan 8 aile oluşturmuştur. Araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış görüşme formu ve kişisel bilgi formu kullanılarak elde edilmiştir. Görüşme sorularına son şeklini vermek amacıyla pilot görüşmeler yapılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre; ailelerin tamamının ÖÖG hakkında sınırlı düzeyde bilgi sahibi olduğu tespit edilmiştir. Ailelerin çocukları tanılandıktan ve okula başladıktan sonra ÖÖG hakkında daha çok deneyim kazandığı ortaya çıkmıştır. Çocuklarının ÖÖG tanısı alması karşısında ailelerin bu durumu kabullenmekte çok zorlandığı ortaya çıkmıştır. Diğer öğrenciler ve onların aileleri ile ÖÖG tanılı öğrencilerin bir sorun yaşamadığı tespit edilmiştir. Bazı ailelerin RAM’daki ve hastanedeki değerlendirme süresini yeterli, bazılarının ise bu süreyi yetersiz bulduğu tespit edilmiştir. Ailelerin bir kısmının ÖÖG konusunda RAM personelinden kendilerini bilgilendirmelerini istediği bulgusuna ulaşılmıştır. Ailelerin tıbbi değerlendirme için erken tarihe randevu alamadığı ortaya çıkmıştır. Bazı ailelerin hastanedeki değerlendirme sürecinin zamana yayılmasını ve birden çok görüşme ile çocuklarına tanı konulmasını istediği tespit edilmiştir. Ailelerin sınıf ve okul rehber öğretmenleri ve RAM personeline ilişkin hem olumlu hem de olumsuz görüşleri olduğu ortaya çıkmıştır. Ailelerden bazıları, hastane personelinin çocuklarının özel gereksinimli olduğunu unuttuğunu, çocuklarını tipik gelişim gösteriyor gibi görüp sık sık uyardığını belirtmişlerdir.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135460425","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmanın amacı, özel gereksinimli bireylerle çalışan öğretmenlerin internet güvenliği becerilerine yönelik görüşlerini belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden tipik durum çalışması yöntemi ile desenlenmiştir. Veriler, nitel araştırmalarda sıkça kullanılan yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmış ve betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmaya özel eğitim meslek okulunda çalışan ve yaşları 32-42 arasında değişen 14 öğretmen katılmıştır. Araştırmaya katılacak öğretmenlerin seçimi için ölçüt örnekleme yöntemi benimsenmiştir. Araştırmanın bulguları doğrultusunda, katılımcıların internet güvenliğini "İnternette güvenli dolaşım" ve "Kişisel bilgilerin korunması" olarak algıladığı belirlenmiştir. Özel gereksinimli bireylerin internet ortamında maruz kalabileceği tehlikeler arasında yabancıların tuzakları, uygunsuz içerikler ve bilgilerin üçüncü kişilerle paylaşılması gibi tehlikeler yer almıştır. Bu bireylerin doğru internet kullanımıyla psikolojik şiddetten korunabileceği ve güvende hissedebileceği vurgulanmıştır. Öğretmenlerin ve ebeveynlerin çocukları takip ederek istenmeyen içeriklerden korumasının önemli olduğu görülmüştür. Yanlış internet kullanımının özel gereksinimli bireylerin psikolojisini etkilediği ve sosyal hayatlarını olumsuz etkilediği ifade edilmiştir. Öğretmenler, öğrencilere ve ailelere bilgi vererek internet güvenliği becerilerini kazandırmaya çalıştığı görülmüştür.
{"title":"Özel Gereksinimli Bireylerle Çalışan Öğretmenlerin İnternet Güvenliği Becerilerine Yönelik Görüşleri","authors":"Burak BOZAK, Tuğba SİVRİKAYA, Evgin ÇAY","doi":"10.19171/uefad.1309210","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1309210","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı, özel gereksinimli bireylerle çalışan öğretmenlerin internet güvenliği becerilerine yönelik görüşlerini belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden tipik durum çalışması yöntemi ile desenlenmiştir. Veriler, nitel araştırmalarda sıkça kullanılan yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmış ve betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmaya özel eğitim meslek okulunda çalışan ve yaşları 32-42 arasında değişen 14 öğretmen katılmıştır. Araştırmaya katılacak öğretmenlerin seçimi için ölçüt örnekleme yöntemi benimsenmiştir. Araştırmanın bulguları doğrultusunda, katılımcıların internet güvenliğini \"İnternette güvenli dolaşım\" ve \"Kişisel bilgilerin korunması\" olarak algıladığı belirlenmiştir. Özel gereksinimli bireylerin internet ortamında maruz kalabileceği tehlikeler arasında yabancıların tuzakları, uygunsuz içerikler ve bilgilerin üçüncü kişilerle paylaşılması gibi tehlikeler yer almıştır. Bu bireylerin doğru internet kullanımıyla psikolojik şiddetten korunabileceği ve güvende hissedebileceği vurgulanmıştır. Öğretmenlerin ve ebeveynlerin çocukları takip ederek istenmeyen içeriklerden korumasının önemli olduğu görülmüştür. Yanlış internet kullanımının özel gereksinimli bireylerin psikolojisini etkilediği ve sosyal hayatlarını olumsuz etkilediği ifade edilmiştir. Öğretmenler, öğrencilere ve ailelere bilgi vererek internet güvenliği becerilerini kazandırmaya çalıştığı görülmüştür.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135460279","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Besides mental well-being, one of the important phenomena of positive psychology, the tendency towards forgiveness and a higher level of self-esteem are also related to positive situations. This provides inspiration for investigating the relationships between these variables as a topic. The aim of this research is to determine whether the expressions of forgiveness and self-esteem explain the expression of mental well-being. For this purpose, a model is created, hypotheses are developed, and multiple regression analysis is used to analyse the data. The research includes 505 students (317 females and 188 males) studying at university. As a result, it is found that self-forgiveness, and self-esteem significantly and positively explain mental well-being. Moreover, self-forgiveness explain self-esteem significantly and positively. Again, self-forgiveness significantly explains mental well-being through self-esteem. Other-forgiveness explains mental well-being in a positive direction and significantly. However, other-forgiveness does not have a significant indirect effect on mental well-being, and thus, self-esteem does not play a significant mediating role. Future studies different hypotheses may be tested on the model using different psychological (narcissism, depression, empathy, perceived social support) and demographic (age, economic status, marital status) variables.
{"title":"The Role of Forgiveness and Self-Esteem in the Explanation of Mental Well-Being","authors":"Fatih Camadan, Özgür Salih Kaya, Hikmet Yazici","doi":"10.19171/uefad.1259144","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1259144","url":null,"abstract":"Besides mental well-being, one of the important phenomena of positive psychology, the tendency towards forgiveness and a higher level of self-esteem are also related to positive situations. This provides inspiration for investigating the relationships between these variables as a topic. The aim of this research is to determine whether the expressions of forgiveness and self-esteem explain the expression of mental well-being. For this purpose, a model is created, hypotheses are developed, and multiple regression analysis is used to analyse the data. The research includes 505 students (317 females and 188 males) studying at university. As a result, it is found that self-forgiveness, and self-esteem significantly and positively explain mental well-being. Moreover, self-forgiveness explain self-esteem significantly and positively. Again, self-forgiveness significantly explains mental well-being through self-esteem. Other-forgiveness explains mental well-being in a positive direction and significantly. However, other-forgiveness does not have a significant indirect effect on mental well-being, and thus, self-esteem does not play a significant mediating role. Future studies different hypotheses may be tested on the model using different psychological (narcissism, depression, empathy, perceived social support) and demographic (age, economic status, marital status) variables.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"2 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139315543","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmada, öğretmen adaylarının mobil uygulama destekli okul dışı öğrenme ortamlarına yönelik dijital materyaller geliştirmeleri ve geliştirilen bu materyallerin uygulanarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Özel durum yöntemi ile gerçekleştirilen bu araştırma, 2020-2021 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılında bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesinde öğrenim gören 31 öğretmen adayıyla yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak material değerlendirme, bilgi toplama ve yansıtıcı yazı formları kullanılmıştır. Öğretmen adaylarının materyal değerlendirme formundan aldıkları puanlar betimleyici istatistiki analizle, bilgi toplama formu ve yansıtıcı yazı formu’ndan elde edilen verilerse içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmada öğretmen adaylarının tamamı mobil destekli okul dışı öğrenme ortamlarına yönelik materyallerin, öğrenenlerin bilgilerini kalıcı hale getirmeye yardımcı olduğunu, onların derse olan ilgilerini ve motivasyonlarını arttığını belirtmişlerdir. Ayrıca öğretmen adayları, öğrenenlerin bu tür uygulamaları kullanarak teknoloji kullanım yeterliliklerinin desteklenebileceği ve teknolojiyi bilinçli kullanabileceği de vurgulamaktadır. Araştırma sonucunda; okul dışı öğrenme faaliyetlerinde kullanılabilecek teknoloji destekli benzer mobil uygulamaların geliştirilmesi ve bu uygulamalar kullanılarak öğrenme ortamlarının zenginleştirilmesi önerilmektedir.
{"title":"Mobil Uygulama Destekli Okul Dışı Öğrenme Ortamları","authors":"Ebru TURAN GÜNTEPE, Ümmü Gülsüm DURUKAN, Necla DÖNMEZ USTA","doi":"10.19171/uefad.1275375","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1275375","url":null,"abstract":"Bu araştırmada, öğretmen adaylarının mobil uygulama destekli okul dışı öğrenme ortamlarına yönelik dijital materyaller geliştirmeleri ve geliştirilen bu materyallerin uygulanarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Özel durum yöntemi ile gerçekleştirilen bu araştırma, 2020-2021 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılında bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesinde öğrenim gören 31 öğretmen adayıyla yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak material değerlendirme, bilgi toplama ve yansıtıcı yazı formları kullanılmıştır. Öğretmen adaylarının materyal değerlendirme formundan aldıkları puanlar betimleyici istatistiki analizle, bilgi toplama formu ve yansıtıcı yazı formu’ndan elde edilen verilerse içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmada öğretmen adaylarının tamamı mobil destekli okul dışı öğrenme ortamlarına yönelik materyallerin, öğrenenlerin bilgilerini kalıcı hale getirmeye yardımcı olduğunu, onların derse olan ilgilerini ve motivasyonlarını arttığını belirtmişlerdir. Ayrıca öğretmen adayları, öğrenenlerin bu tür uygulamaları kullanarak teknoloji kullanım yeterliliklerinin desteklenebileceği ve teknolojiyi bilinçli kullanabileceği de vurgulamaktadır. Araştırma sonucunda; okul dışı öğrenme faaliyetlerinde kullanılabilecek teknoloji destekli benzer mobil uygulamaların geliştirilmesi ve bu uygulamalar kullanılarak öğrenme ortamlarının zenginleştirilmesi önerilmektedir.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"71 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135943120","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmada, 6. sınıf fen bilimleri dersi vücudumuzdaki sistemler ve sağlığı ünitesinin öğretiminde okul dışı öğrenme ortamlarıyla yürütülen etkinliklerin öğrencilerin bilimin doğası anlayışlarına etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Diğer bir amaç ise öğrencilerin ilgili ünite konularını öğrenirken derslerinde yararlandıkları okul dışı öğrenme ortamları hakkındaki görüşlerinin alınmasıdır. Bu amaçlar doğrultusunda, 2021-2022 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde Batı Karadeniz Bölgesi’nde bir ilin ilçesinde bulunan bir devlet ortaokulunda öğrenim gören 32 öğrenci araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırmada, nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma araştırma yönteminin bir çeşidi olan sıralı açıklayıcı desen kullanılmıştır. Araştırmanın nicel verileri, Bilimin Doğasını Anlama Ölçeği ile nitel verileri ise, Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi sonucunda, okul dışı öğrenme ortamlarında yapılan etkinliklerle destekli derslerin işlendiği deney grubu öğrencilerinin bilimin doğası anlayışlarında kontrol grubundaki öğrencilere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Elde edilen nicel verileri desteklemek amacıyla, deney grubundan seçilen sekiz öğrenciye uygulanan yarı yapılandırılmış görüşme formundan elde edilen verilere göre ise, öğrencilerin çoğunluğu birçok konuyu öğrendiklerini, dersi daha eğlenceli bulduklarını, kavramları öğrenirken zorlanmadıklarını ve okul dışı öğrenme ortamlarında bulunmaktan mutlu olduklarını ifade etmişlerdir. Fen bilimleri öğretmenlerine daha çok okul dışı öğrenme ortamlarından yararlanmaları önerilmektedir.
{"title":"The Effect of Activities in Out-of-School Learning Environments on Students’ Understandings of the Nature of Science and Their Opinions about These Activities","authors":"Sevgi TAYŞİ TAFRACI, Abdullah AYDIN","doi":"10.19171/uefad.1343908","DOIUrl":"https://doi.org/10.19171/uefad.1343908","url":null,"abstract":"Bu araştırmada, 6. sınıf fen bilimleri dersi vücudumuzdaki sistemler ve sağlığı ünitesinin öğretiminde okul dışı öğrenme ortamlarıyla yürütülen etkinliklerin öğrencilerin bilimin doğası anlayışlarına etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Diğer bir amaç ise öğrencilerin ilgili ünite konularını öğrenirken derslerinde yararlandıkları okul dışı öğrenme ortamları hakkındaki görüşlerinin alınmasıdır. Bu amaçlar doğrultusunda, 2021-2022 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde Batı Karadeniz Bölgesi’nde bir ilin ilçesinde bulunan bir devlet ortaokulunda öğrenim gören 32 öğrenci araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırmada, nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma araştırma yönteminin bir çeşidi olan sıralı açıklayıcı desen kullanılmıştır. Araştırmanın nicel verileri, Bilimin Doğasını Anlama Ölçeği ile nitel verileri ise, Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu ile toplanmıştır. Verilerin analizi sonucunda, okul dışı öğrenme ortamlarında yapılan etkinliklerle destekli derslerin işlendiği deney grubu öğrencilerinin bilimin doğası anlayışlarında kontrol grubundaki öğrencilere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Elde edilen nicel verileri desteklemek amacıyla, deney grubundan seçilen sekiz öğrenciye uygulanan yarı yapılandırılmış görüşme formundan elde edilen verilere göre ise, öğrencilerin çoğunluğu birçok konuyu öğrendiklerini, dersi daha eğlenceli bulduklarını, kavramları öğrenirken zorlanmadıklarını ve okul dışı öğrenme ortamlarında bulunmaktan mutlu olduklarını ifade etmişlerdir. Fen bilimleri öğretmenlerine daha çok okul dışı öğrenme ortamlarından yararlanmaları önerilmektedir.","PeriodicalId":186052,"journal":{"name":"Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi","volume":"69 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-10-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135805427","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}