Tevazu, psikoloji alanindaki calismalarda uzun zaman boyunca ihmal edilen bir erdem olmustur. Ancak son yillarda, tevazu konusundaki calismalarin sayisinda kayda deger bir artis gorulmektedir. Gorece sinirli fakat gelecek vadeden bu arastirma alanina dair kapsamli bir inceleme yurutulmesi hedeflenerek, bu derleme calismasinda oncelikli olarak tevazu uzerine etimolojik ve kavramsal bir analiz sunulmustur. Kavramin nasil tanimlanacagi konusunda fikir birligi olmamasina ragmen, bu calismada tevazunun olcululuk, dusuk benlik saygisi ve kendini degersiz gorme gibi diger iliskili kavramlardan farki gozler onune serilmistir. Ilgili alan yazinda tevazunun genel yapisina iliskin tartismalarin yani sira belli baglamlarda ortaya cikan tevazu bicimlerinden de bahsedilmektedir. Bu cercevede tevazunun alt turleri olarak entelektuel tevazu, kulturel tevazu ve iliskisel tevazu kavramlari tanitilmistir. Tevazu nihai olarak kisinin kendini unutmasini gerektirir. Ancak bu yonu ile tevazunun oz-bildirime dayali olarak olcumlenmesinde ciddi zorluklar yasanmaktadir. Buradan hareketle, tevazuyu degerlendirmeye yonelik en uygun yontemin ne oldugu sorusu ekseninde, mevcut derlemede tevazuya iliskin farkli olcum teknikleri karsilastirilmali olarak ele alinmistir. Gercekten mutevazi kisilerin tevazu gostermenin zor oldugu durumlari (kisilerarasi catisma, rekabet, elestiriyi kabullenme vb.) daha etkili bir sekilde yonetmeleri beklenir. Bu noktada mutevazi tepki oruntulerinin daha hassas bir bicimde incelenmesine yonelik olarak bu tur stres testlerinin onemine dikkat cekilmistir. Derlemenin takip eden bolumlerinde ise gorgul calismalar isiginda tevazunun onculleri ve sonuclarina deginilmistir. Bu baglamda dindarlik, guvenli baglanma ve diger karakter gucleri (orn., affedicilik, sukran, yilmazlik) tevazuyu pekistiren unsurlar olarak degerlendirilmistir. Tevazunun sonuclari ise psikolojik saglik, kisilerarasi iliskiler, is hayati ve toplumsal hosgoru uzerindeki olumlu etkilerine atifta bulunularak gozden gecirilmistir. Ayrica, cesitli psikolojik mudahalelerle insanlara tevazu erdemini kazandirabilmenin mumkun olup olmadigi da uygulamali bir bakis acisiyla sorgulanmistir. Derlemenin son bolumunde ise gelecek calismalar icin oneriler sunulmustur.
{"title":"“Kendini Unutmak”: Psikoloji Araştırmalarında Tevazu","authors":"Emine Yücel, Gökhan Arslantürk","doi":"10.26650/SP2019-0015","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/SP2019-0015","url":null,"abstract":"Tevazu, psikoloji alanindaki calismalarda uzun zaman boyunca ihmal edilen bir erdem olmustur. Ancak son yillarda, tevazu konusundaki calismalarin sayisinda kayda deger bir artis gorulmektedir. Gorece sinirli fakat gelecek vadeden bu arastirma alanina dair kapsamli bir inceleme yurutulmesi hedeflenerek, bu derleme calismasinda oncelikli olarak tevazu uzerine etimolojik ve kavramsal bir analiz sunulmustur. Kavramin nasil tanimlanacagi konusunda fikir birligi olmamasina ragmen, bu calismada tevazunun olcululuk, dusuk benlik saygisi ve kendini degersiz gorme gibi diger iliskili kavramlardan farki gozler onune serilmistir. Ilgili alan yazinda tevazunun genel yapisina iliskin tartismalarin yani sira belli baglamlarda ortaya cikan tevazu bicimlerinden de bahsedilmektedir. Bu cercevede tevazunun alt turleri olarak entelektuel tevazu, kulturel tevazu ve iliskisel tevazu kavramlari tanitilmistir. Tevazu nihai olarak kisinin kendini unutmasini gerektirir. Ancak bu yonu ile tevazunun oz-bildirime dayali olarak olcumlenmesinde ciddi zorluklar yasanmaktadir. Buradan hareketle, tevazuyu degerlendirmeye yonelik en uygun yontemin ne oldugu sorusu ekseninde, mevcut derlemede tevazuya iliskin farkli olcum teknikleri karsilastirilmali olarak ele alinmistir. Gercekten mutevazi kisilerin tevazu gostermenin zor oldugu durumlari (kisilerarasi catisma, rekabet, elestiriyi kabullenme vb.) daha etkili bir sekilde yonetmeleri beklenir. Bu noktada mutevazi tepki oruntulerinin daha hassas bir bicimde incelenmesine yonelik olarak bu tur stres testlerinin onemine dikkat cekilmistir. Derlemenin takip eden bolumlerinde ise gorgul calismalar isiginda tevazunun onculleri ve sonuclarina deginilmistir. Bu baglamda dindarlik, guvenli baglanma ve diger karakter gucleri (orn., affedicilik, sukran, yilmazlik) tevazuyu pekistiren unsurlar olarak degerlendirilmistir. Tevazunun sonuclari ise psikolojik saglik, kisilerarasi iliskiler, is hayati ve toplumsal hosgoru uzerindeki olumlu etkilerine atifta bulunularak gozden gecirilmistir. Ayrica, cesitli psikolojik mudahalelerle insanlara tevazu erdemini kazandirabilmenin mumkun olup olmadigi da uygulamali bir bakis acisiyla sorgulanmistir. Derlemenin son bolumunde ise gelecek calismalar icin oneriler sunulmustur.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"184 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-06-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121019949","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Tek Yumurta İkizi Ergenlerde İkiz Bağı ve Ayrışma-Bütünleşme Süreci","authors":"Şule Baştemur","doi":"10.26650/sp2018-0024","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2018-0024","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2019-06-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127024219","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ÖZ Sosyal duygular olarak sınıflandırılan utanç ve suçluluk, toplumdan dışlanma tehlikesi içeren durumlarda kişinin davranışlarını düzenleyen uyarıcı sinyal veya fizyolojik bir ceza olarak değerlendirilmektedir. Birçok patolojide rol sahibi olan bu duygular bilişle yakın bir ilişkiye sahiptir. Hem günlük hayattaki işlevleri, uyumsal ve fizyolojik özellikleri hem de sahip oldukları evrimsel özellikleri ve nörobilişsel yapıları utanç ve suçluluk duygularının bilişsel yapılarla olan ilişkisine dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, mevcut çalışmalarda bu duyguların bilişsel etkileri bakımından temel duygular kadar ele alınmadığı görülmektedir. Bu derleme çalışmasında utanç ve suçluluk duygularının tanıtılması ve bilişsel psikoloji alanı için öneminin vurgulanması amaçlanmaktadır. Bu amaçla, öncelikle mevcut alanyazın çerçevesinde söz konusu duyguların temel duygulardan ve birbirlerinden nasıl farklılaştıklarından bahsedilmiştir. Sonrasında ise, utanç ve suçluluk duygularının önemini vurgulamak ve sahip oldukları işlevleri anlamak adına evrimsel kaynaklardan faydalanılmıştır. Bu duyguların bilişle ilişkisini beyinde sahip oldukları uzantılar temelinde değerlendirmek üzere ise konuyla ilgili mevcut nörobilişsel çalışmalardan faydalanılmıştır. Derlemenin sonunda ise, bilişsel psikoloji alanında konuyla ilgili ele alınan örnek çalışmalar değerlendirilmiş ve bu duyguların Türkiye’de psikolojinin hangi konularıyla ilişkili olarak ele alındığının kısa bir özeti sunulmuştur. Bu derleme çalışmasının utanç ve suçluluk duygularını ele alacak sonraki çalışmalarda daha kapsamlı bir yaklaşım sergilenmesi ve söz konusu duyguların bilişsel özelliklerinin daha fazla göz önünde bulundurulması açısından katkı sağlaması umut edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Utanç, suçluluk, özbiliş duyguları, sosyal duygular, bilişsel psikoloji 1Araş. Gör., Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, Manisa, Türkiye 2Doç. Dr., Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İzmir, Türkiye 3Prof. Dr., Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İzmir, Türkiye
{"title":"Evaluation of Shame and Guilt Emotions in the Scope of Cognitive Psychology","authors":"Sinem Söylemez, M. Koyuncu, S. Amado","doi":"10.26650/SP2018-0021","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/SP2018-0021","url":null,"abstract":"ÖZ Sosyal duygular olarak sınıflandırılan utanç ve suçluluk, toplumdan dışlanma tehlikesi içeren durumlarda kişinin davranışlarını düzenleyen uyarıcı sinyal veya fizyolojik bir ceza olarak değerlendirilmektedir. Birçok patolojide rol sahibi olan bu duygular bilişle yakın bir ilişkiye sahiptir. Hem günlük hayattaki işlevleri, uyumsal ve fizyolojik özellikleri hem de sahip oldukları evrimsel özellikleri ve nörobilişsel yapıları utanç ve suçluluk duygularının bilişsel yapılarla olan ilişkisine dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, mevcut çalışmalarda bu duyguların bilişsel etkileri bakımından temel duygular kadar ele alınmadığı görülmektedir. Bu derleme çalışmasında utanç ve suçluluk duygularının tanıtılması ve bilişsel psikoloji alanı için öneminin vurgulanması amaçlanmaktadır. Bu amaçla, öncelikle mevcut alanyazın çerçevesinde söz konusu duyguların temel duygulardan ve birbirlerinden nasıl farklılaştıklarından bahsedilmiştir. Sonrasında ise, utanç ve suçluluk duygularının önemini vurgulamak ve sahip oldukları işlevleri anlamak adına evrimsel kaynaklardan faydalanılmıştır. Bu duyguların bilişle ilişkisini beyinde sahip oldukları uzantılar temelinde değerlendirmek üzere ise konuyla ilgili mevcut nörobilişsel çalışmalardan faydalanılmıştır. Derlemenin sonunda ise, bilişsel psikoloji alanında konuyla ilgili ele alınan örnek çalışmalar değerlendirilmiş ve bu duyguların Türkiye’de psikolojinin hangi konularıyla ilişkili olarak ele alındığının kısa bir özeti sunulmuştur. Bu derleme çalışmasının utanç ve suçluluk duygularını ele alacak sonraki çalışmalarda daha kapsamlı bir yaklaşım sergilenmesi ve söz konusu duyguların bilişsel özelliklerinin daha fazla göz önünde bulundurulması açısından katkı sağlaması umut edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Utanç, suçluluk, özbiliş duyguları, sosyal duygular, bilişsel psikoloji 1Araş. Gör., Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, Manisa, Türkiye 2Doç. Dr., Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İzmir, Türkiye 3Prof. Dr., Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İzmir, Türkiye","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"183 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121937305","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Examination of Psychometric Properties of the Irrational Performance Belief Inventory-2","authors":"O. Urfa, F. Aşçı","doi":"10.26650/sp2018-0004","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2018-0004","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"91 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"130393269","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ÖZ Bu araştırmanın amacı olumlu sosyal yalan davranışının (beyaz yalan) zihin kuramı ve yönetici işlevlerle olan bağlantılarının 54-66 aylık çocuklarda incelenmesidir. Katılımcı grubu, İstanbul ilinde yer alan beş okul öncesi devlet ve özel eğitim kurumundaki 54-66 aylık (4.5 5.5 yaş) 96 çocuktan (54 erkek, 42 kız) oluşmaktadır. Çocukların olumlu sosyal yalan davranışı iyi resim-kötü resim görevi ve hayal kırıklığına uğratan hediye paradigması ile ölçülmüştür. Zihin kuramı ölçümünde görünüş gerçeklik görevi, beklenmedik içerik görevi ve beklenmedik yer değişikliği görevi; yönetici işlevlerin bileşenlerinden bilişsel esneklik ölçümünde boyut değiştirerek kart eşleme görevi, inhibisyonel kontrol ve çalışma belliği ölçümünde ise gündüz gece görevi kullanılmıştır. Sonuçta inhibisyonel kontrol ile hayal kırıklığına uğratan hediye paradigmasının takas aşaması arasındaki ilişki haricinde diğer değişkenler arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca çocukların olumlu sosyal yalan söyleme davranışlarını ölçmek amacıyla kullanılan iyi resim-kötü resim görevinde yalan söyleme oranları ile hayal kırıklığına uğratan hediye paradigmasındaki oranların oldukça farklı değerler aldığı gözlenmiştir. Katılımcılar küçük ve büyük çocuklar olarak iki ayrı yaş grubuna ayrıldığında -yaş kontrol edildiğindeise görece küçük çocuklarda (4.5 5 yaş) inhibisyonel kontrol ile iyi resim-kötü resim görevi arasında anlamlı bir ilişki görülmüştür. Büyük çocuklarda (5 5.5 yaş) ise yalan davranışı ile bilişsel becerilerin bağlantısı bulunmamışken uygulamacıya bağlı farklılığın bulunması sebebiyle motivasyonel faktörlerin olumlu sosyal yalan davranışında etkili olabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla bilişsel becerilerin küçük çocukların olumlu sosyal yalan davranışında hem gerekli hem de yeterli olduğu; fakat yaş arttıkça bilişsel becerilerin yeterli olmaktan çıkıp sosyal ve motivasyonel faktörlerin devreye girdiği yorumu yapılabilir. Anahtar Kelimeler: Olumlu sosyal yalan, beyaz yalan, zihin kuramı, yönetici işlevler Bu çalışmanın bir kısmı, 20. Ulusal Psikoloji Kongresi’nde (15-17 Kasım 2018, Ankara) poster olarak sunulmuştur. Araştırmaya katkıları için Dr. Sema Karakelle’ye ve Dr. Tolga Yıldız’a teşekkür ederiz.
{"title":"The Relationships Between Children’s Prosocial-Lie Telling Behavior, Theory of Mind and Executive Functions in 54-66 Months","authors":"N. Oğuz, Hatice Şeyma Kara","doi":"10.26650/sp398724","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp398724","url":null,"abstract":"ÖZ Bu araştırmanın amacı olumlu sosyal yalan davranışının (beyaz yalan) zihin kuramı ve yönetici işlevlerle olan bağlantılarının 54-66 aylık çocuklarda incelenmesidir. Katılımcı grubu, İstanbul ilinde yer alan beş okul öncesi devlet ve özel eğitim kurumundaki 54-66 aylık (4.5 5.5 yaş) 96 çocuktan (54 erkek, 42 kız) oluşmaktadır. Çocukların olumlu sosyal yalan davranışı iyi resim-kötü resim görevi ve hayal kırıklığına uğratan hediye paradigması ile ölçülmüştür. Zihin kuramı ölçümünde görünüş gerçeklik görevi, beklenmedik içerik görevi ve beklenmedik yer değişikliği görevi; yönetici işlevlerin bileşenlerinden bilişsel esneklik ölçümünde boyut değiştirerek kart eşleme görevi, inhibisyonel kontrol ve çalışma belliği ölçümünde ise gündüz gece görevi kullanılmıştır. Sonuçta inhibisyonel kontrol ile hayal kırıklığına uğratan hediye paradigmasının takas aşaması arasındaki ilişki haricinde diğer değişkenler arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca çocukların olumlu sosyal yalan söyleme davranışlarını ölçmek amacıyla kullanılan iyi resim-kötü resim görevinde yalan söyleme oranları ile hayal kırıklığına uğratan hediye paradigmasındaki oranların oldukça farklı değerler aldığı gözlenmiştir. Katılımcılar küçük ve büyük çocuklar olarak iki ayrı yaş grubuna ayrıldığında -yaş kontrol edildiğindeise görece küçük çocuklarda (4.5 5 yaş) inhibisyonel kontrol ile iyi resim-kötü resim görevi arasında anlamlı bir ilişki görülmüştür. Büyük çocuklarda (5 5.5 yaş) ise yalan davranışı ile bilişsel becerilerin bağlantısı bulunmamışken uygulamacıya bağlı farklılığın bulunması sebebiyle motivasyonel faktörlerin olumlu sosyal yalan davranışında etkili olabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla bilişsel becerilerin küçük çocukların olumlu sosyal yalan davranışında hem gerekli hem de yeterli olduğu; fakat yaş arttıkça bilişsel becerilerin yeterli olmaktan çıkıp sosyal ve motivasyonel faktörlerin devreye girdiği yorumu yapılabilir. Anahtar Kelimeler: Olumlu sosyal yalan, beyaz yalan, zihin kuramı, yönetici işlevler Bu çalışmanın bir kısmı, 20. Ulusal Psikoloji Kongresi’nde (15-17 Kasım 2018, Ankara) poster olarak sunulmuştur. Araştırmaya katkıları için Dr. Sema Karakelle’ye ve Dr. Tolga Yıldız’a teşekkür ederiz.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"145 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121033846","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ÖZ Zaman perspektifi bireylerin duygu ve düşüncelerini, mutluluk düzeylerini ve psikopatolojik semptomlarını etkileme gücüne sahiptir. Bu yüzden, özellikle Zimbardo Zaman Perspektifi yaklaşımı ve ölçümünün de etkisiyle zaman perspektifi son dönemde araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Gelecek zaman perspektifi ise belirsizlik içeren doğası sebebi ile ayrıca ilgi odağı olmaktadır. Ancak, ilgili yazında zaman perspektifinin ölçümü ve kavramsallaştırılması ile ilgili farklı yaklaşımlar ve çelişkili bulgular bulunmaktadır. Bu farklılıkların ve çelişkilerin olası sebeplerinden birisi kullanılan ölçüm araçlarının, zaman perspektifini özellikle de gelecek boyutunu farklı şekillerde ele almasıdır. Bu yüzden, gelecek zaman perspektifini ölçen araçların birbirleri ile ilişkisi, bir başka deyişle, yapı geçerliklerinin bir arada ele alınması yazına ışık tutması açısından önemlidir. Buradan hareketle, gelecek boyutu ölçümünde kullanılan araçların ilişkileri incelenerek ilgili yazında yer alan çelişkili bulguların altında yatan sebeplere ışık tutulması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, gelecek zaman perspektifinin ölçümünde kullanılan farklı ölçme araçlarının birbirleri ile ilişkisi 311 katılımcı üzerinde incelenmiştir. Gelecek perspektifini ölçmek için Zimbardo Zaman Perspektifi Ölçeği (ZZPÖ) gelecek boyutu, Dengeli Zaman Perspektifi Ölçeği’nin (DZPÖ) gelecek boyutu ve Geleceğe İlişkin Tutumlar Ölçeği (GİTÖ) kullanılmıştır. Pearson Momentler Çarpımı korelasyon analizleri ve ikinci dereceden faktör analizi sonuçları, yaygın olarak kullanılan ZZPÖ’nün gelecek boyutunun GİTÖ-planlı gelecek boyutu ile ilişkili olduğunu, dolayısıyla gelecek ile ilgili bilişsel bileşenleri ölçtüğünü göstermiştir. Ayrıca, analizler GİTÖ’nün olumlu ve korkulu gelecek boyutları ile DZPÖ-gelecek boyutlarının ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu boyutlar ise gelecek perspektifinin duygusal bileşenlerine odaklanmaktadır. Bulgular, gelecek perspektifinin çok boyutlu ve farklı bileşenleri olan bir yapısı olduğuna işaret etmektedir. Anahtar Kelimeler: Gelecek zaman perspektifi, Zimbardo zaman perspektifi ölçümü, ölçek geçerliği, ikinci dereceden faktör analizi, yapı geçerliği 1Dr. Öğr. Üyesi, Altınbaş Üniversitesi, İİSBF, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye 2Uzm. Psikolog, Bahçeşehir Üniversitesi, İİBSF, Psikoloji, İstanbul, Türkiye
ABSTRACT Time perspective has the power to affect individuals' emotions and thoughts, happiness levels and psychopathological symptoms.因此,时间视角最近引起了研究人员的关注,尤其是津巴多时间视角方法及其测量的效果。未来时间视角也因其不确定性而成为人们关注的焦点。然而,在时间视角的测量和概念化方面,相关文献中存在不同的方法和相互矛盾的结论。造成这些差异和矛盾的原因之一可能是所使用的测量工具处理时间视角,特别是未来维度的方式不同。因此,有必要对测量未来时间观的工具之间的关系进行研究,换句话说,也就是对它们的建构效度进行研究,以便对相关文献有所启发。从这一角度出发,本研究旨在通过研究用于测量未来维度的工具之间的关系,揭示相关文献中相互矛盾的研究结果背后的原因。本研究以 311 名参与者为研究对象,分析了未来维度测量中使用的不同测量工具之间的关系。津巴多时间观点量表(ZTPS)的未来维度、平衡时间观点量表(BTPS)的未来维度和对未来的态度量表(ATFS)被用来测量未来观点。皮尔逊积矩相关分析和二阶因子分析显示,广泛使用的 ZZPÖ 的未来维度与 VITÖ 的计划未来维度相关,从而测量了与未来相关的认知成分。此外,分析表明,VITQ 的积极和恐惧未来维度与 VAS-计划未来维度相关。这些维度侧重于未来观点的情感成分。研究结果表明,未来观点具有多维结构,包含不同的成分。关键词未来时间观、津巴多时间观测量、量表效度、二阶因子分析、建构效度 1Dr.博士,教授,阿尔特巴什大学心理学系,土耳其伊斯坦布尔 2专家。土耳其伊斯坦布尔 Bahçeşehir 大学心理学系心理学家
{"title":"A New Look at the Measurement and Concept of Future Time Perspective","authors":"Burak Doğruyol, Ada Olgaç","doi":"10.26650/SP2018-0011","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/SP2018-0011","url":null,"abstract":"ÖZ Zaman perspektifi bireylerin duygu ve düşüncelerini, mutluluk düzeylerini ve psikopatolojik semptomlarını etkileme gücüne sahiptir. Bu yüzden, özellikle Zimbardo Zaman Perspektifi yaklaşımı ve ölçümünün de etkisiyle zaman perspektifi son dönemde araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Gelecek zaman perspektifi ise belirsizlik içeren doğası sebebi ile ayrıca ilgi odağı olmaktadır. Ancak, ilgili yazında zaman perspektifinin ölçümü ve kavramsallaştırılması ile ilgili farklı yaklaşımlar ve çelişkili bulgular bulunmaktadır. Bu farklılıkların ve çelişkilerin olası sebeplerinden birisi kullanılan ölçüm araçlarının, zaman perspektifini özellikle de gelecek boyutunu farklı şekillerde ele almasıdır. Bu yüzden, gelecek zaman perspektifini ölçen araçların birbirleri ile ilişkisi, bir başka deyişle, yapı geçerliklerinin bir arada ele alınması yazına ışık tutması açısından önemlidir. Buradan hareketle, gelecek boyutu ölçümünde kullanılan araçların ilişkileri incelenerek ilgili yazında yer alan çelişkili bulguların altında yatan sebeplere ışık tutulması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, gelecek zaman perspektifinin ölçümünde kullanılan farklı ölçme araçlarının birbirleri ile ilişkisi 311 katılımcı üzerinde incelenmiştir. Gelecek perspektifini ölçmek için Zimbardo Zaman Perspektifi Ölçeği (ZZPÖ) gelecek boyutu, Dengeli Zaman Perspektifi Ölçeği’nin (DZPÖ) gelecek boyutu ve Geleceğe İlişkin Tutumlar Ölçeği (GİTÖ) kullanılmıştır. Pearson Momentler Çarpımı korelasyon analizleri ve ikinci dereceden faktör analizi sonuçları, yaygın olarak kullanılan ZZPÖ’nün gelecek boyutunun GİTÖ-planlı gelecek boyutu ile ilişkili olduğunu, dolayısıyla gelecek ile ilgili bilişsel bileşenleri ölçtüğünü göstermiştir. Ayrıca, analizler GİTÖ’nün olumlu ve korkulu gelecek boyutları ile DZPÖ-gelecek boyutlarının ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu boyutlar ise gelecek perspektifinin duygusal bileşenlerine odaklanmaktadır. Bulgular, gelecek perspektifinin çok boyutlu ve farklı bileşenleri olan bir yapısı olduğuna işaret etmektedir. Anahtar Kelimeler: Gelecek zaman perspektifi, Zimbardo zaman perspektifi ölçümü, ölçek geçerliği, ikinci dereceden faktör analizi, yapı geçerliği 1Dr. Öğr. Üyesi, Altınbaş Üniversitesi, İİSBF, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye 2Uzm. Psikolog, Bahçeşehir Üniversitesi, İİBSF, Psikoloji, İstanbul, Türkiye","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"49 12 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132772233","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Relations Among Cognitive Flexibility, Bilingualism, and Metacognitive Judgments","authors":"Yasemin Karslı, Sema Karakelle","doi":"10.26650/SP2018-0005","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/SP2018-0005","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"9 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114901152","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
E. Yıldırım, Ezgi Soncu Buyukiscan, M. Çolak, Sümeyye Akpınar, Busenur Altan
ÖZ Çocukluk amnezisi, gelişimin erken evrelerinde üretilen otobiyografik anıların yetişkinlik döneminde tam olarak hatırlanamaması olarak tanımlanan bir durumdur. Genel olarak hatırlanan ilk anıların ortalama 34 yaşa ait olduğu kabul edilse de, ilk çocukluk anısının ait olduğu yaş tartışmalıdır. Bu çalışmada genç yetişkinlerde hatırlanan ilk çocukluk anısına ait yaşın belirlenmesi ve cinsiyet, anıya ilişkin faktörler, bağlanma stilleri ve çocukluk çağı travmatik olaylarının anı yaşı üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya 137 üniversite öğrencisi katılmıştır. Katılımcılardan hatırladıkları ilk anıyı yazmaları ve anının yaşı ile sıradanlık düzeyi, netliği, emosyonel yoğunluğu, bütünlüğü gibi anı özelliklerini değerlendiren anketi doldurmaları istenmiştir. Buna ek olarak katılımcıların erken travmatik deneyimleri ve bağlanma stilleri de değerlendirilmiştir. Katılımcıların hatırladıkları ilk çocukluk anısına ait yaşın 24 ve 95 ay arasında değiştiği ve ortalamanın 52.44 (SS = 16.77) ay olduğu bulunmuştur. Kadın katılımcılarda ilk anı yaşının erkek katılımcılara kıyasla anlamlı düzeyde daha düşük olduğu saptanmıştır. Cinsiyete ek olarak, çocukluk çağında yaşanan ebeveynler arasındaki ilişkiye dair travmatik olayların varlığı ilk anı yaşı ile ilişkili bir diğer faktör olarak ön plana çıkmıştır. Çocukluk çağı amnezisi otobiyografik belleğin ortaya çıkışının bir işareti olarak düşünülmektedir. Bulgular cinsiyet gibi bireysel özelliklere ek olarak erken çocukluk çağı deneyimlerinin çocukluk çağı amnezisi ile ilişkili olduğunu öne sürmektedir. Anahtar Kelimeler: Bellek, çocukluk çağı, amnezi 1Dr. Öğr. Üyesi, Işık Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye 2Dr. Öğr. Üyesi, Yeditepe Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye 3Psikolog, Işık Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye
{"title":"Childhood Amnesia: Factors Related to the Age of First Childhood Memory","authors":"E. Yıldırım, Ezgi Soncu Buyukiscan, M. Çolak, Sümeyye Akpınar, Busenur Altan","doi":"10.26650/sp2018-0001","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp2018-0001","url":null,"abstract":"ÖZ Çocukluk amnezisi, gelişimin erken evrelerinde üretilen otobiyografik anıların yetişkinlik döneminde tam olarak hatırlanamaması olarak tanımlanan bir durumdur. Genel olarak hatırlanan ilk anıların ortalama 34 yaşa ait olduğu kabul edilse de, ilk çocukluk anısının ait olduğu yaş tartışmalıdır. Bu çalışmada genç yetişkinlerde hatırlanan ilk çocukluk anısına ait yaşın belirlenmesi ve cinsiyet, anıya ilişkin faktörler, bağlanma stilleri ve çocukluk çağı travmatik olaylarının anı yaşı üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya 137 üniversite öğrencisi katılmıştır. Katılımcılardan hatırladıkları ilk anıyı yazmaları ve anının yaşı ile sıradanlık düzeyi, netliği, emosyonel yoğunluğu, bütünlüğü gibi anı özelliklerini değerlendiren anketi doldurmaları istenmiştir. Buna ek olarak katılımcıların erken travmatik deneyimleri ve bağlanma stilleri de değerlendirilmiştir. Katılımcıların hatırladıkları ilk çocukluk anısına ait yaşın 24 ve 95 ay arasında değiştiği ve ortalamanın 52.44 (SS = 16.77) ay olduğu bulunmuştur. Kadın katılımcılarda ilk anı yaşının erkek katılımcılara kıyasla anlamlı düzeyde daha düşük olduğu saptanmıştır. Cinsiyete ek olarak, çocukluk çağında yaşanan ebeveynler arasındaki ilişkiye dair travmatik olayların varlığı ilk anı yaşı ile ilişkili bir diğer faktör olarak ön plana çıkmıştır. Çocukluk çağı amnezisi otobiyografik belleğin ortaya çıkışının bir işareti olarak düşünülmektedir. Bulgular cinsiyet gibi bireysel özelliklere ek olarak erken çocukluk çağı deneyimlerinin çocukluk çağı amnezisi ile ilişkili olduğunu öne sürmektedir. Anahtar Kelimeler: Bellek, çocukluk çağı, amnezi 1Dr. Öğr. Üyesi, Işık Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye 2Dr. Öğr. Üyesi, Yeditepe Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye 3Psikolog, Işık Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul, Türkiye","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"117 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128825482","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
ÖZ İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği, çalışanların son altı ay içerisinde bilişim teknolojilerini kullanmaları neticesinde işyerlerinde yaşadıkları siber zorbalık deneyimlerini belirlemek amacıyla geliştirilmiş bir ölçektir. Ölçek, 17 madde ile İş Odaklı Siber Zorbalık ve Birey Odaklı Siber Zorbalık olmak üzere iki faktörden oluşmaktadır. Bu çalışmada İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği’nin Türkçeye uyarlanması yapılarak ölçeğin geçerlik ve güvenirliğine yönelik sınama yapılmıştır. Çalışma, bankacılık sektöründe görev yapan katılımcılardan oluşan iki örneklem ile yürütülmüştür. İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği’nin psikometrik özelliklerini sınamak üzere madde analizi, açımlayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve iç tutarlılık analizinden yararlanılmıştır. Ölçeğin faktör yapısını test etmeye yönelik analizler doğrultusunda ölçeğin orijinalindeki gibi iki faktörlü yapısı ile örtüşen bir yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, ölçeğin diğer yapılarla ilişkilerini sınamak üzere korelasyon analizi gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda duygusal tükenme ve iş doyumu yapılarını ölçen iki ölçüm aracı daha kullanılmıştır. Analiz sonuçları İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği ve alt faktörlerinin duygusal tükenme ile pozitif, iş doyumu ile negatif yönlü ve anlamlı ilişkilere sahip olduğunu göstermiştir. Tüm bu bulgular ile birlikte psikometrik özelliklerine yönelik çeşitli kanıtlar elde edilmiş olan İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği, çalışanların işyerinde siber zorbalık deneyimlerini ölçmek üzere kullanılabilecek bir ölçüm aracı olarak değerlendirilebilir. Anahtar Kelimeler: Zorbalık, siber zorbalık, işyerinde siber zorbalık, geçerlik, güvenirlik Bu çalışmanın bir bölümü, 26. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi’nde (10 -12 Mayıs 2018, Trabzon) sunulmuştur.
{"title":"Turkish Adaptation of the Workplace Cyberbullying Measure: A Validity and Reliability Testing Study","authors":"A. Kanbur, Engin Kanbur","doi":"10.26650/SP2018-0018","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/SP2018-0018","url":null,"abstract":"ÖZ İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği, çalışanların son altı ay içerisinde bilişim teknolojilerini kullanmaları neticesinde işyerlerinde yaşadıkları siber zorbalık deneyimlerini belirlemek amacıyla geliştirilmiş bir ölçektir. Ölçek, 17 madde ile İş Odaklı Siber Zorbalık ve Birey Odaklı Siber Zorbalık olmak üzere iki faktörden oluşmaktadır. Bu çalışmada İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği’nin Türkçeye uyarlanması yapılarak ölçeğin geçerlik ve güvenirliğine yönelik sınama yapılmıştır. Çalışma, bankacılık sektöründe görev yapan katılımcılardan oluşan iki örneklem ile yürütülmüştür. İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği’nin psikometrik özelliklerini sınamak üzere madde analizi, açımlayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve iç tutarlılık analizinden yararlanılmıştır. Ölçeğin faktör yapısını test etmeye yönelik analizler doğrultusunda ölçeğin orijinalindeki gibi iki faktörlü yapısı ile örtüşen bir yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, ölçeğin diğer yapılarla ilişkilerini sınamak üzere korelasyon analizi gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda duygusal tükenme ve iş doyumu yapılarını ölçen iki ölçüm aracı daha kullanılmıştır. Analiz sonuçları İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği ve alt faktörlerinin duygusal tükenme ile pozitif, iş doyumu ile negatif yönlü ve anlamlı ilişkilere sahip olduğunu göstermiştir. Tüm bu bulgular ile birlikte psikometrik özelliklerine yönelik çeşitli kanıtlar elde edilmiş olan İşyerinde Siber Zorbalık Ölçeği, çalışanların işyerinde siber zorbalık deneyimlerini ölçmek üzere kullanılabilecek bir ölçüm aracı olarak değerlendirilebilir. Anahtar Kelimeler: Zorbalık, siber zorbalık, işyerinde siber zorbalık, geçerlik, güvenirlik Bu çalışmanın bir bölümü, 26. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi’nde (10 -12 Mayıs 2018, Trabzon) sunulmuştur.","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"310 4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127490735","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Investigation of the Effects of Authoritarian vs. Democratic Parental Attitudes, and Parental Attachment on Shame and Guilt by Quasi-Experimental Method","authors":"F. Saylık, Meral Gezici Yalçın","doi":"10.26650/sp404167","DOIUrl":"https://doi.org/10.26650/sp404167","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":224243,"journal":{"name":"Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology","volume":"48 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2018-12-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133915918","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}