Bu araştırma 7. sınıf öğrencilerinin sözel matematik problemlerini çözerken yaptıkları hataları Newman’ın hata analizi adımlarına göre inceleyerek hataların kaynaklarını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Akdeniz Bölgesindeki bir devlet ortaokulunda 7. sınıfta öğrenim gören 60 öğrenci katılmıştır. Çalışma nitel olarak tasarlanmış olup veriler betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Öğrencilerden elde edilen cevaplar Newman Hata Analiz Envanteri ile incelenmiştir. Bu öğrenciler içinden en çok hata yapan 10 öğrenci ile de bireysel görüşme yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda katılımcıların en çok sırasıyla anlama basamağında, süreç becerilerinde ve dönüşüm basamağında hata yaptığı tespit edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre matematik derslerinde problem çözme stratejileri üzerine daha fazla odaklanılması, öğretmenlerin, problem çözme sürecinde öğrencilerin yaptıkları hataları analiz ederek öğrencilere dönüt vermeleri önerilir. Yapılan öğrenci hatalarının en çok anlama basamağında olması nedeniyle hem okuduğunu anlama hem de matematiksel okuryazarlık üzerinde durularak matematik ve Türkçe öğretmenleri arasındaki iş birliği güçlendirilmelidir.
{"title":"An Analysis of Middle School 7th Grade Students' Problem Solving Processes with Integers and Rational Number Problems According to Newman's Error Analysis Steps","authors":"Rüveyda Erdoğan, A. Özkaya","doi":"10.33711/yyuefd.1235640","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1235640","url":null,"abstract":"Bu araştırma 7. sınıf öğrencilerinin sözel matematik problemlerini çözerken yaptıkları hataları Newman’ın hata analizi adımlarına göre inceleyerek hataların kaynaklarını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Akdeniz Bölgesindeki bir devlet ortaokulunda 7. sınıfta öğrenim gören 60 öğrenci katılmıştır. Çalışma nitel olarak tasarlanmış olup veriler betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Öğrencilerden elde edilen cevaplar Newman Hata Analiz Envanteri ile incelenmiştir. Bu öğrenciler içinden en çok hata yapan 10 öğrenci ile de bireysel görüşme yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda katılımcıların en çok sırasıyla anlama basamağında, süreç becerilerinde ve dönüşüm basamağında hata yaptığı tespit edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre matematik derslerinde problem çözme stratejileri üzerine daha fazla odaklanılması, öğretmenlerin, problem çözme sürecinde öğrencilerin yaptıkları hataları analiz ederek öğrencilere dönüt vermeleri önerilir. Yapılan öğrenci hatalarının en çok anlama basamağında olması nedeniyle hem okuduğunu anlama hem de matematiksel okuryazarlık üzerinde durularak matematik ve Türkçe öğretmenleri arasındaki iş birliği güçlendirilmelidir.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81003288","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This study aims to reveal the differences between digital parenting awareness by gender of the parent, age of the parent, perceived socioeconomic status of parent, daily internet usage duration of the parent, educational level of the parent, age of the child, number of children, and using a control app. Utilizing a cross-sectional survey method, the participants of the study consist of 308 parents with children ages 3 to 6. The Demographic Information Form and Digital Parenting Awareness Scale were administered and analyzed based on quantitative parametric analysis methods. Results showed that some demographics vary between mothers’ and fathers’ digital parenting awareness. Mothers show higher digital parenting awareness. Older parents are inclined to be digitally negligent of their children. Parents’ socioeconomic and educational levels almost do not influence digital parenting awareness. Parents do not act differently in digital environments regarding their pre-school age children. One-child families protect their kids from digital risks more than three-child families. It is important to emphasize that parents using the internet daily for more than four hours tend to have less awareness. Fathers/mothers using a parental control app have higher awareness to save and monitor their children online.
{"title":"3-6 yaş çocuğu olan ebeveynlerin dijital ebeveynlik farkındalıkları üzerindeki demografik etkilerin incelenmesi","authors":"Taibe Kulaksiz, Mehmet Toran","doi":"10.33711/yyuefd.1286859","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1286859","url":null,"abstract":"This study aims to reveal the differences between digital parenting awareness by gender of the parent, age of the parent, perceived socioeconomic status of parent, daily internet usage duration of the parent, educational level of the parent, age of the child, number of children, and using a control app. Utilizing a cross-sectional survey method, the participants of the study consist of 308 parents with children ages 3 to 6. The Demographic Information Form and Digital Parenting Awareness Scale were administered and analyzed based on quantitative parametric analysis methods. Results showed that some demographics vary between mothers’ and fathers’ digital parenting awareness. Mothers show higher digital parenting awareness. Older parents are inclined to be digitally negligent of their children. Parents’ socioeconomic and educational levels almost do not influence digital parenting awareness. Parents do not act differently in digital environments regarding their pre-school age children. One-child families protect their kids from digital risks more than three-child families. It is important to emphasize that parents using the internet daily for more than four hours tend to have less awareness. Fathers/mothers using a parental control app have higher awareness to save and monitor their children online.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"306 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"77130198","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bireyin yaşamında önemli bir yeri olan kariyer gelişimi, çağın getirdiği yenilikler doğrultusunda değişime uğramaktadır. Başarılı bir kariyer gelişim süreci için, bireyin sahip olduğu kariyer araştırma öz-yeterlik düzeyi önemli görülmektedir. Kariyer araştırma öz-yeterliği, bireyin kendini tanıması, mesleklerle ilgili araştırmalar yapması, iş yaşamı için gerekli donanıma sahip olması ve bağlantılar kurabilmesi olarak açıklanabilir. Bu araştırmanın amacı eğitim fakültesi öğrencilerinin kişilik özellikleri ve akademik motivasyonları ile kariyer araştırma öz-yeterlikleri arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırma grubunu, uygun örnekleme yöntemiyle seçilen 806 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi formu, Kariyer Araştırma Öz-Yeterliği Ölçeği, Büyük Beşli Envanteri ve Akademik Motivasyon Ölçeği kullanılmıştır. Bu çalışma nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel desene göre tasarlanmıştır. Veriler SPSS 23.00 programıyla analiz edilmiştir. Veri analizinde, Spearman Korelasyon Katsayısı ve Çoklu Doğrusal Regresyon teknikleri kullanılmıştır. İstatistiksel analizlerden elde edilen bulgular, kariyer araştırma öz-yeterliği ile dışadönüklük, gelişime açıklık, uyumluluk ve sorumluluk kişilik özellikleri arasında pozitif; nevrotiklik kişilik özelliği arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Yapılan Çoklu Doğrusal Regresyon analizi; dışadönüklük, gelişime açıklık, nevrotiklik ve sorumluluğun kariyer araştırma öz-yeterliğinin anlamlı yordayıcıları olduğunu ortaya koymuştur. Öğrencilerin kariyer araştırma öz-yeterlikleri ile akademik motivasyonun içsel ve dışsal bütün boyutları arasında pozitif; motivasyonsuzluk boyutu ile negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Başarma ve harekete yönelik içsel motivasyon ile tüm dışsal motivasyon boyutları, kariyer araştırma öz-yeterliğinin anlamlı yordayıcılarıdır. Araştırma sonuçları literatür bulguları kapsamında tartışılmıştır.
{"title":"Investigation of the Relationships between Personality Traits, Academic Motivation, and Career Search Self-Efficacy of Education Faculty Students","authors":"Fatma Kiran, M. Şahin","doi":"10.33711/yyuefd.1235846","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1235846","url":null,"abstract":"Bireyin yaşamında önemli bir yeri olan kariyer gelişimi, çağın getirdiği yenilikler doğrultusunda değişime uğramaktadır. Başarılı bir kariyer gelişim süreci için, bireyin sahip olduğu kariyer araştırma öz-yeterlik düzeyi önemli görülmektedir. Kariyer araştırma öz-yeterliği, bireyin kendini tanıması, mesleklerle ilgili araştırmalar yapması, iş yaşamı için gerekli donanıma sahip olması ve bağlantılar kurabilmesi olarak açıklanabilir. Bu araştırmanın amacı eğitim fakültesi öğrencilerinin kişilik özellikleri ve akademik motivasyonları ile kariyer araştırma öz-yeterlikleri arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırma grubunu, uygun örnekleme yöntemiyle seçilen 806 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi formu, Kariyer Araştırma Öz-Yeterliği Ölçeği, Büyük Beşli Envanteri ve Akademik Motivasyon Ölçeği kullanılmıştır. Bu çalışma nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel desene göre tasarlanmıştır. Veriler SPSS 23.00 programıyla analiz edilmiştir. Veri analizinde, Spearman Korelasyon Katsayısı ve Çoklu Doğrusal Regresyon teknikleri kullanılmıştır. İstatistiksel analizlerden elde edilen bulgular, kariyer araştırma öz-yeterliği ile dışadönüklük, gelişime açıklık, uyumluluk ve sorumluluk kişilik özellikleri arasında pozitif; nevrotiklik kişilik özelliği arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Yapılan Çoklu Doğrusal Regresyon analizi; dışadönüklük, gelişime açıklık, nevrotiklik ve sorumluluğun kariyer araştırma öz-yeterliğinin anlamlı yordayıcıları olduğunu ortaya koymuştur. Öğrencilerin kariyer araştırma öz-yeterlikleri ile akademik motivasyonun içsel ve dışsal bütün boyutları arasında pozitif; motivasyonsuzluk boyutu ile negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Başarma ve harekete yönelik içsel motivasyon ile tüm dışsal motivasyon boyutları, kariyer araştırma öz-yeterliğinin anlamlı yordayıcılarıdır. Araştırma sonuçları literatür bulguları kapsamında tartışılmıştır.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"45 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"72875098","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmada, öğretmenlerin izlenim yönetimi taktikleri, örgütsel muhalefet düzeyleri ve öznel iyi oluş durumları incelenmiştir. Bu değişkenlerin düzeyleri ve birbirleriyle olan ilişkileri araştırılmıştır. Örneklem, Ordu ili Altınordu, Fatsa ve Ünye ilçelerindeki kamu okullarında çalışan ve basit tesadüfi örnekleme yoluyla belirlenen 362 öğretmenden oluşmaktadır. Veriler, “Kişisel Bilgi Formu”, “İzlenim Yönetimi Taktikleri Ölçeği”, “Örgütsel Muhalefet Ölçeği” ve “Öğretmen Öznel İyi Oluş Ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizinde; aritmetik ortalama, standart sapma, Pearson çarpım momentler korelasyon katsayısı ve çoklu regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; öğretmenlerin izlenim yönetimi taktikleri kullanımları ve örgütsel muhalefet düzeyleri orta düzeyde ve öznel iyi oluş durumları ise yüksek düzeyde bulunmuştur. Öğretmenlerin en sık kullandıkları izlenim yönetimi taktiği “özür dileme”, en az kullandıkları taktik “engel koyma”dır. En çok kullanılan muhalefet türü “dikey muhalefet”, en az kullanılan ise “dışa aktarılmış muhalefet”tir. İzlenim yönetimi taktikleri, örgütsel muhalefet ve öznel iyi oluş değişkenleri arasında, düşük düzeyde ve pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. İzlenim yönetimi taktikleri ve örgütsel muhalefetin öğretmen öznel iyi oluşu üzerindeki yordayıcı etkisi anlamlı olup, toplam öznel iyi oluş ölçeğinin varyansının % 5.5’ini karşılamıştır.
{"title":"Öğretmenlerin İzlenim Yönetimi Taktikleri, Örgütsel Muhalefet Düzeyleri İle Öznel İyi Oluş Durumları Arasındaki İlişki","authors":"Rüveyda Engi̇nar, Cevat Elma","doi":"10.33711/yyuefd.1183268","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1183268","url":null,"abstract":"Bu araştırmada, öğretmenlerin izlenim yönetimi taktikleri, örgütsel muhalefet düzeyleri ve öznel iyi oluş durumları incelenmiştir. Bu değişkenlerin düzeyleri ve birbirleriyle olan ilişkileri araştırılmıştır. Örneklem, Ordu ili Altınordu, Fatsa ve Ünye ilçelerindeki kamu okullarında çalışan ve basit tesadüfi örnekleme yoluyla belirlenen 362 öğretmenden oluşmaktadır. Veriler, “Kişisel Bilgi Formu”, “İzlenim Yönetimi Taktikleri Ölçeği”, “Örgütsel Muhalefet Ölçeği” ve “Öğretmen Öznel İyi Oluş Ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizinde; aritmetik ortalama, standart sapma, Pearson çarpım momentler korelasyon katsayısı ve çoklu regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; öğretmenlerin izlenim yönetimi taktikleri kullanımları ve örgütsel muhalefet düzeyleri orta düzeyde ve öznel iyi oluş durumları ise yüksek düzeyde bulunmuştur. Öğretmenlerin en sık kullandıkları izlenim yönetimi taktiği “özür dileme”, en az kullandıkları taktik “engel koyma”dır. En çok kullanılan muhalefet türü “dikey muhalefet”, en az kullanılan ise “dışa aktarılmış muhalefet”tir. İzlenim yönetimi taktikleri, örgütsel muhalefet ve öznel iyi oluş değişkenleri arasında, düşük düzeyde ve pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. İzlenim yönetimi taktikleri ve örgütsel muhalefetin öğretmen öznel iyi oluşu üzerindeki yordayıcı etkisi anlamlı olup, toplam öznel iyi oluş ölçeğinin varyansının % 5.5’ini karşılamıştır.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"51 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90657606","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Feyyaz Şentürk, Ahmet Yikmis, Nesime Kübra Terzi̇oğlu
The aim of this study was to determine the effectiveness of the TouchMath technique presented through games in teaching addition to individuals with intellectual disabilities. Additionally, this study investigated whether students could maintain the skills they learned after 7, 21, and 35 days and whether they could generalize them across different individuals and settings. Three students with moderate intellectual disabilities were the participants of the study. This study was conducted using the multiple probe design across participants, which a single-subject research method. The dependent variable of the study was the capacity of the students to perform addition operations, while the independent variable was the teaching process using the TouchMath technique presented through a game. The results of the study indicated that the teaching process was effective, permanent, and generalizable. Additionally, the social validity data showed that teachers had positive views on teaching with this technique.
{"title":"Teaching Addition to Students with Intellectual Disabilities: TouchMath Presented Through a Game","authors":"Feyyaz Şentürk, Ahmet Yikmis, Nesime Kübra Terzi̇oğlu","doi":"10.33711/yyuefd.1284401","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1284401","url":null,"abstract":"The aim of this study was to determine the effectiveness of the TouchMath technique presented through games in teaching addition to individuals with intellectual disabilities. Additionally, this study investigated whether students could maintain the skills they learned after 7, 21, and 35 days and whether they could generalize them across different individuals and settings. Three students with moderate intellectual disabilities were the participants of the study. This study was conducted using the multiple probe design across participants, which a single-subject research method. The dependent variable of the study was the capacity of the students to perform addition operations, while the independent variable was the teaching process using the TouchMath technique presented through a game. The results of the study indicated that the teaching process was effective, permanent, and generalizable. Additionally, the social validity data showed that teachers had positive views on teaching with this technique.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"11 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85954427","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The aim of this research is to determine the important variables that predict the PISA 2018 reading comprehension achievement score of countries with different achievement levels, using 34 independent variables obtained from the student questionnaire given to the students who participated in PISA in 2018. For this purpose, 79 countries that participated PISA were ranked according to their success percentages then, these countries were sorted into lower, middle and upper group countries. A sample of lower, middle and upper group countries was formed then, three countries were selected from each of the lower group, middle group and upper group countries and a sample of lower, middle and upper group countries was formed. Data mining analyzes were carried out on the samples obtained by using the Classification and Regression Tree and Random Forest methods. It has been observed that the number of important variables that predict reading comprehension success can be reduced from 34 to three to eight. Like this; Data mining classification prediction models, which can predict the success level of PISA, were obtained by using a small number of variables. It has been determined that the models obtained have an acceptable level of predictive performance in predicting success in three categories (low, medium-high). The most important predictor variables obtained from the models are information and communication technologies resources, perception of reading difficulty, professional status expected from the student, perception of difficulty in the PISA test, reading pleasure, weekly test language learning time, disciplinary climate, socio-economic status index.
{"title":"Investigation of Variables Affecting PISA Success Levels of Countries with Different Success Levels with Data Mining Methods","authors":"Y. Kasap, Nuri Doğan, Cem Kocak","doi":"10.33711/yyuefd.1221541","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1221541","url":null,"abstract":"The aim of this research is to determine the important variables that predict the PISA 2018 reading comprehension achievement score of countries with different achievement levels, using 34 independent variables obtained from the student questionnaire given to the students who participated in PISA in 2018. For this purpose, 79 countries that participated PISA were ranked according to their success percentages then, these countries were sorted into lower, middle and upper group countries. A sample of lower, middle and upper group countries was formed then, three countries were selected from each of the lower group, middle group and upper group countries and a sample of lower, middle and upper group countries was formed. Data mining analyzes were carried out on the samples obtained by using the Classification and Regression Tree and Random Forest methods. It has been observed that the number of important variables that predict reading comprehension success can be reduced from 34 to three to eight. Like this; Data mining classification prediction models, which can predict the success level of PISA, were obtained by using a small number of variables. It has been determined that the models obtained have an acceptable level of predictive performance in predicting success in three categories (low, medium-high). The most important predictor variables obtained from the models are information and communication technologies resources, perception of reading difficulty, professional status expected from the student, perception of difficulty in the PISA test, reading pleasure, weekly test language learning time, disciplinary climate, socio-economic status index.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"14 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"83698760","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Düşünme; yaratıcılık, sembolleştirme, problem çözme, sınıflama ve planlama gibi derin zihinsel süreçleri içeren, modern bilgi çağının bir kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. 21.yy’da teknoloji, sunduğu fırsatlarla bilimsel düşünme ve kavramların gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bununla birlikte çocukların bilimsel kavramalara ilişkin sahip oldukları düşüncelerin görünür kılınmasında düşünme haritaları oldukça etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bu noktadan hareketle bu araştırma okul öncesi dönem de çocukların teknoloji temelli kazanılan bilimsel kavramlara yönelik görüşlerinin düşünme haritaları aracılığıyla incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu; 5-6 yaş grubu 20 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan ‘Kişisel Bilgi Formu’ ve ‘Çocukların Bilimsel Kavramlara Yönelik Görüşlerini Değerlendirme Formu’ kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, nitel araştırma tekniklerinden içerik analiz tekniğine göre çözümlenerek yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda; çalışmaya katılan çocukların, fiziksel bilimler için ‘Ses’ teması, yaşam bilimleri için ‘Hayvan’ teması, Dünya ve uzay bilimleri için ise, ‘Uzay’ teması ile ilişkili kavramları öğrenmede ebeveynler, okul ortamı ve teknolojinin etkili olduğu görülmüştür. Özellikle uzay teması ile ilişkili kavramların kazanımında teknolojik kaynakların daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Teknolojik kaynaklardan ise çoğunlukla çocukların çizgi filmleri tercih ettikleri görülmüştür. Çalışmada kullandığımız düşünme haritalarına ilişkin çocukların bildikleri bilimsel kavramların, öğrenme kaynaklarının ve teknoloji kullanımının tespit edilmesinde oldukça etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"Teknoloji Temelli Kazanılan Bilimsel Kavramlara Yönelik Çocukların Görüşleri: Düşünme Haritaları","authors":"Feyza Nur Çeti̇n, Hacer Tekerci","doi":"10.33711/yyuefd.1234117","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1234117","url":null,"abstract":"Düşünme; yaratıcılık, sembolleştirme, problem çözme, sınıflama ve planlama gibi derin zihinsel süreçleri içeren, modern bilgi çağının bir kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. 21.yy’da teknoloji, sunduğu fırsatlarla bilimsel düşünme ve kavramların gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bununla birlikte çocukların bilimsel kavramalara ilişkin sahip oldukları düşüncelerin görünür kılınmasında düşünme haritaları oldukça etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bu noktadan hareketle bu araştırma okul öncesi dönem de çocukların teknoloji temelli kazanılan bilimsel kavramlara yönelik görüşlerinin düşünme haritaları aracılığıyla incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu; 5-6 yaş grubu 20 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan ‘Kişisel Bilgi Formu’ ve ‘Çocukların Bilimsel Kavramlara Yönelik Görüşlerini Değerlendirme Formu’ kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, nitel araştırma tekniklerinden içerik analiz tekniğine göre çözümlenerek yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda; çalışmaya katılan çocukların, fiziksel bilimler için ‘Ses’ teması, yaşam bilimleri için ‘Hayvan’ teması, Dünya ve uzay bilimleri için ise, ‘Uzay’ teması ile ilişkili kavramları öğrenmede ebeveynler, okul ortamı ve teknolojinin etkili olduğu görülmüştür. Özellikle uzay teması ile ilişkili kavramların kazanımında teknolojik kaynakların daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Teknolojik kaynaklardan ise çoğunlukla çocukların çizgi filmleri tercih ettikleri görülmüştür. Çalışmada kullandığımız düşünme haritalarına ilişkin çocukların bildikleri bilimsel kavramların, öğrenme kaynaklarının ve teknoloji kullanımının tespit edilmesinde oldukça etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"29 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-05-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80934109","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
A limited number of studies on the cognitive learning processes of immigrant children reveal that children have difficulties in learning mathematics. Studies to date have generally been carried out to understand teachers' experiences in multicultural mathematics learning environments. However, it is important to understand children’s own experiences to ensure that every child has access to quality mathematics education. This study aims to explore the mathematics learning process of immigrant children in the preschool period through teacher opinions. The study was designed with a case study, one of the qualitative research designs. The participants consist of 10 preschool teachers determined by purposive sampling. The data were obtained through semi-structured interviews. The interviews were transcribed and the data were analyzed by content analysis. The findings showed that teachers believed that the immigrant children in their classrooms have mathematical skills appropriate for their age or at a higher level. Teachers stated that immigrant children have difficulties in understanding and naming mathematical concepts and performing some mathematical skills. It has been determined that teachers play an organizer, facilitator and collaborative roles in the mathematics learning of immigrant children.
{"title":"Preschool Teachers’ Opinions on the Mathematics Learning Process of Immigrant Children","authors":"İrem Gürgah Oğul, Nur Hilal Telli̇","doi":"10.33711/yyuefd.1228637","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1228637","url":null,"abstract":"A limited number of studies on the cognitive learning processes of immigrant children reveal that children have difficulties in learning mathematics. Studies to date have generally been carried out to understand teachers' experiences in multicultural mathematics learning environments. However, it is important to understand children’s own experiences to ensure that every child has access to quality mathematics education. This study aims to explore the mathematics learning process of immigrant children in the preschool period through teacher opinions. The study was designed with a case study, one of the qualitative research designs. The participants consist of 10 preschool teachers determined by purposive sampling. The data were obtained through semi-structured interviews. The interviews were transcribed and the data were analyzed by content analysis. The findings showed that teachers believed that the immigrant children in their classrooms have mathematical skills appropriate for their age or at a higher level. Teachers stated that immigrant children have difficulties in understanding and naming mathematical concepts and performing some mathematical skills. It has been determined that teachers play an organizer, facilitator and collaborative roles in the mathematics learning of immigrant children.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"31 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"80697136","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) evrensel olarak iki kaynak temel alınarak tanımlanmakta ve bozukluğun tanı ölçütleri belirlenmektedir. Bunlar DSM-5 ve ICD’dir. DSM-5 ve ICD-11, OSB’yi iki temel alanda yetersizlikle karakterize olduğunu vurgulamaktadır. Bunlar “karşılıklı sosyal etkileşimi ve sosyal iletişimi başlatma ve sürdürme yeteneğindeki kalıcı eksiklikler ile bireyin sınırlayıcı, tekrarlayıcı, esnek olmayan davranış, ilgi alanları ve etkinliklerdir. OSB’li bireylerde bozukluğun ölçütü ve derecesini belirleyen önemli bir değişken olan sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlar, bireylerin günlük yaşam etkinliklerini, öğrenmelerini ve sosyalleşme süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Bu araştırmanın amacı OSB’li bireylerin sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlarının bu bireylerin günlük yaşam etkinliklerine katılımı üzerindeki etkisinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseninden hareketle nitel veri toplama tekniği kullanılmıştır. Araştırma, amaçlı örneklem tekniğine göre yürütülmüş ve 10 özel eğitim öğretmeniyle görüşülerek gerçekleştirilmiştir. Araştırma, 2021-2022 güz döneminde üç aylık bir süreçte yapılmıştır. Araştırma verileri, araştırma sorularını yansıtan kodlar yoluyla betimsel analizine tabi tutulmuştur. Araştırmada katılımcıların OSB’li bireylerin sergiledikleri sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlarının onların günlük yaşam etkinliklerine katılımını etkilemesine yönelik görüşlerine ilişkin bulgular elde edilmiş ve ileri araştırmalara öneriler getirilmiştir.
{"title":"Teachers' Views on the Effect of Restricted and Repetitive Behaviors of Individuals with Autism Spectrum Disorder on Daily Life Activities Summary","authors":"Yusuf Alpdoğan, Elif Sazak","doi":"10.33711/yyuefd.1245203","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1245203","url":null,"abstract":"Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) evrensel olarak iki kaynak temel alınarak tanımlanmakta ve bozukluğun tanı ölçütleri belirlenmektedir. Bunlar DSM-5 ve ICD’dir. DSM-5 ve ICD-11, OSB’yi iki temel alanda yetersizlikle karakterize olduğunu vurgulamaktadır. Bunlar “karşılıklı sosyal etkileşimi ve sosyal iletişimi başlatma ve sürdürme yeteneğindeki kalıcı eksiklikler ile bireyin sınırlayıcı, tekrarlayıcı, esnek olmayan davranış, ilgi alanları ve etkinliklerdir. OSB’li bireylerde bozukluğun ölçütü ve derecesini belirleyen önemli bir değişken olan sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlar, bireylerin günlük yaşam etkinliklerini, öğrenmelerini ve sosyalleşme süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Bu araştırmanın amacı OSB’li bireylerin sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlarının bu bireylerin günlük yaşam etkinliklerine katılımı üzerindeki etkisinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseninden hareketle nitel veri toplama tekniği kullanılmıştır. Araştırma, amaçlı örneklem tekniğine göre yürütülmüş ve 10 özel eğitim öğretmeniyle görüşülerek gerçekleştirilmiştir. Araştırma, 2021-2022 güz döneminde üç aylık bir süreçte yapılmıştır. Araştırma verileri, araştırma sorularını yansıtan kodlar yoluyla betimsel analizine tabi tutulmuştur. Araştırmada katılımcıların OSB’li bireylerin sergiledikleri sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlarının onların günlük yaşam etkinliklerine katılımını etkilemesine yönelik görüşlerine ilişkin bulgular elde edilmiş ve ileri araştırmalara öneriler getirilmiştir.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"80 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85541838","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This study aims to explore the modelling cycles that emerge during the pre-service teachers’ mathematical modelling activities. A case study method was employed in the research. 119 pre-service teachers who were in their fourth class participated in the research. The pre-service teachers worked in groups. So, there were a total of 28 different groups. The modelling task was posed by considering the modelling criteria. The data collection tools consisted of the pre-service teachers’ working papers. The content analysis method was applied in the data analysis. The preservice teachers created four different modelling cycles. The first consisted of 7% of the groups and was the cycles that included the pre-service teachers who could reach the real model. The second was the cycle that consisted of 68% of the groups and included the pre-service teachers who could reach the mathematical results from the real model without posing any mathematical model. The third was the cycle that consisted of 7% of the groups and included the pre-service teachers who completed the process by reaching the mathematical model. The fourth was the cycle that consisted of 18% of the groups and included the pre-service teachers who completed the modelling cycle. It was determined that the cycle in the second group occurred the most among the modelling cycles. The pre-service teachers can be supported to pass the third and fourth modelling cycles.
{"title":"Matematiksel Modelleme Sürecinde Öğretmen Adaylarının Modelleme Döngüleri: Güneş Enerji Sistemleri Görevi","authors":"Zeynep ÇAKMAK GÜREL","doi":"10.33711/yyuefd.1215370","DOIUrl":"https://doi.org/10.33711/yyuefd.1215370","url":null,"abstract":"This study aims to explore the modelling cycles that emerge during the pre-service teachers’ mathematical modelling activities. A case study method was employed in the research. 119 pre-service teachers who were in their fourth class participated in the research. The pre-service teachers worked in groups. So, there were a total of 28 different groups. The modelling task was posed by considering the modelling criteria. The data collection tools consisted of the pre-service teachers’ working papers. The content analysis method was applied in the data analysis. The preservice teachers created four different modelling cycles. The first consisted of 7% of the groups and was the cycles that included the pre-service teachers who could reach the real model. The second was the cycle that consisted of 68% of the groups and included the pre-service teachers who could reach the mathematical results from the real model without posing any mathematical model. The third was the cycle that consisted of 7% of the groups and included the pre-service teachers who completed the process by reaching the mathematical model. The fourth was the cycle that consisted of 18% of the groups and included the pre-service teachers who completed the modelling cycle. It was determined that the cycle in the second group occurred the most among the modelling cycles. The pre-service teachers can be supported to pass the third and fourth modelling cycles.","PeriodicalId":23699,"journal":{"name":"Yuzunci Yil Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi","volume":"133 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"79508327","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}