Su kaynakları tarihte birçok medeniyetin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Van ve çevresinde hüküm süren Urartu Krallığı, ulaşım, taşımacılık ve sulama alanlarında göl ve akarsulardan yararlanmıştır. Urartulardan zamanımıza kadar gelen önemli eserleri arasında yer alan Şamram Kanalı, kendilerinden sonra bölgeye hâkim olan devletler tarafından da kullanılmıştır. Cumhuriyet döneminde ülke nüfusunun büyük bir bölümü köylerde yaşamakta ve tarımla geçimini sağlamaktaydı. Köylerin ihtiyaçlarının karşılanması ve tarımda verimi artırmak yeni kurulan devletin önemli hedefleri arasında yer almıştır. Cumhuriyet hükümetleri tarım alanları yakınlarında bulunan su kaynaklarını yapılan kanallarla kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalan verimli arazilere akıttırmıştır. Başvekil İsmet İnönü’nün, Temmuz 1935’te Van’a gelmesi ve Şamram Kanalı’nda incelemeler yapmasıyla hükümetin dikkati buraya yönelmiştir. Yaklaşık 51 km’lik bir mesafeden getirtilerek Van ve Havasor ovalarının sulama ihtiyacının karşılanması ile Van’ın tarımsal üretimdeki payı artırılmak istenmiştir. Şamram Kanalı’nın onarımı, temizliği ve geniş alanları sulayacak şekilde uzatılması çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında ödenekler ayrılmış ve ihalelere çıkılmıştır. 1970’lere gelindiğinde kanalın uzunluğu 60 kilometreye ulaşmış ve suladığı arazi de 15 bin hektarı bulmuştur.
{"title":"Cumhuriyet Dönemi’nde Sulama Faaliyetlerine Bir Örnek: Van Şamram Kanalı (1935-1970)","authors":"Abdulaziz Kardaş","doi":"10.53440/bad.1392175","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1392175","url":null,"abstract":"Su kaynakları tarihte birçok medeniyetin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Van ve çevresinde hüküm süren Urartu Krallığı, ulaşım, taşımacılık ve sulama alanlarında göl ve akarsulardan yararlanmıştır. Urartulardan zamanımıza kadar gelen önemli eserleri arasında yer alan Şamram Kanalı, kendilerinden sonra bölgeye hâkim olan devletler tarafından da kullanılmıştır. Cumhuriyet döneminde ülke nüfusunun büyük bir bölümü köylerde yaşamakta ve tarımla geçimini sağlamaktaydı. Köylerin ihtiyaçlarının karşılanması ve tarımda verimi artırmak yeni kurulan devletin önemli hedefleri arasında yer almıştır. Cumhuriyet hükümetleri tarım alanları yakınlarında bulunan su kaynaklarını yapılan kanallarla kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalan verimli arazilere akıttırmıştır. Başvekil İsmet İnönü’nün, Temmuz 1935’te Van’a gelmesi ve Şamram Kanalı’nda incelemeler yapmasıyla hükümetin dikkati buraya yönelmiştir. Yaklaşık 51 km’lik bir mesafeden getirtilerek Van ve Havasor ovalarının sulama ihtiyacının karşılanması ile Van’ın tarımsal üretimdeki payı artırılmak istenmiştir. Şamram Kanalı’nın onarımı, temizliği ve geniş alanları sulayacak şekilde uzatılması çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında ödenekler ayrılmış ve ihalelere çıkılmıştır. 1970’lere gelindiğinde kanalın uzunluğu 60 kilometreye ulaşmış ve suladığı arazi de 15 bin hektarı bulmuştur.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"519 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139179146","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Tarih araştırmalarında vekâinâmeler en önemli kaynaklar arasında yer alır. vekâinâmeler müellif, genellikle daha önceki dönemlerden başlamak üzere, kendi döneminde bizzat şahit olduğu vakalar hakkında bilgi verir. Bu nedenden dolayı bütün vekâinâmeler özellikle tarih araştırmacılarının istifade etmeleri gereken en önemli kaynaklardandır. Çalışmamıza konu olan Tuhfetü’l-fakîr ilâ Sâhibu’s-serîr adlı eser de bu nâdide kaynak eserlerden birisidir. İlhanlı Devleti’nin (1256-1353) çöküşünden sonra yaşanan iktidar boşluğu üzerine meydana gelen “Fetret Devri” sırasında, İran’ın çeşitli bölgelerinde mahallî hanedanlar ortaya çıkmıştır. Tuhfetü’l-fakir ilâ Sâhibu’s-serîr de aynı dönemde Şiraz bölgesinde yaşayan Muhammed b. Abdülkerîm el-Îcî tarafından Arapça olarak 800/1397-1398 yılında telif olunmuştur. Müellif, eserini bu dönemin sonlarına doğru bölgeye hâkim olan Timur’a takdim etmiştir. Bu nefis eserin padişahın saray kütüphanesine sunulduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak eser, çeşitli toplulukların şeceresi, âlimlerin şeceresi ve eserlerinin yanısıra, astronomi, coğrafya, tarih ve felsefe gibi birçok ilim hakkında bilgileri içerir. Eserin bir diğer özelliği de, tarih metoduna ilişkin sunduğu önemli bilgilerdir.
{"title":"AN ASSESSMENT ON THE WORK TITLED TUHFAT-AL-FAKÎR ILÂ SABIB AL-SARÎR PRESENTED TO TIMUR","authors":"Abdullah Dodangeh","doi":"10.53440/bad.1359996","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1359996","url":null,"abstract":"Tarih araştırmalarında vekâinâmeler en önemli kaynaklar arasında yer alır. vekâinâmeler müellif, genellikle daha önceki dönemlerden başlamak üzere, kendi döneminde bizzat şahit olduğu vakalar hakkında bilgi verir. Bu nedenden dolayı bütün vekâinâmeler özellikle tarih araştırmacılarının istifade etmeleri gereken en önemli kaynaklardandır. Çalışmamıza konu olan Tuhfetü’l-fakîr ilâ Sâhibu’s-serîr adlı eser de bu nâdide kaynak eserlerden birisidir. İlhanlı Devleti’nin (1256-1353) çöküşünden sonra yaşanan iktidar boşluğu üzerine meydana gelen “Fetret Devri” sırasında, İran’ın çeşitli bölgelerinde mahallî hanedanlar ortaya çıkmıştır. Tuhfetü’l-fakir ilâ Sâhibu’s-serîr de aynı dönemde Şiraz bölgesinde yaşayan Muhammed b. Abdülkerîm el-Îcî tarafından Arapça olarak 800/1397-1398 yılında telif olunmuştur. Müellif, eserini bu dönemin sonlarına doğru bölgeye hâkim olan Timur’a takdim etmiştir. Bu nefis eserin padişahın saray kütüphanesine sunulduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak eser, çeşitli toplulukların şeceresi, âlimlerin şeceresi ve eserlerinin yanısıra, astronomi, coğrafya, tarih ve felsefe gibi birçok ilim hakkında bilgileri içerir. Eserin bir diğer özelliği de, tarih metoduna ilişkin sunduğu önemli bilgilerdir.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"234 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139181219","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, Türk parlamento tarihinde önemli bir yeri olan Birinci Meclis’te görev almış Genç milletvekillerinin özgeçmişlerini ve parlamentodaki çalışmalarını kapsamaktadır. Çalışma kapsamında, 1920-1923 yılları arasında Genç vilayetini temsil eden milletvekillerinin yerellik oranları, eğitim seviyeleri, mesleki durumları ve daha önceki parlamento tecrübesi gibi özellikleri dikkate alınarak milletvekillerinin bölgelerini ne ölçüde temsil ettikleri incelenmiştir. Bu bağlamda milletvekillerinin meclisteki çalışmaları ele alınarak temsil ettikleri bölgenin kalkınmasına ve ülke siyasetine olan katkıları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yasama dönemi boyunca Genç milletvekillerinin görev aldıkları komisyonlar, çeşitli konularda mecliste yaptıkları konuşmalar, vermiş oldukları takrir ve kanun teklifleri incelenerek parlamentodaki çalışmaları hakkında bilgi vermek amaçlanmaktadır. Birinci Meclis’te, Genç vilayetini biri Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nden gelen bir üyenin de katılmasıyla birlikte toplamda altı milletvekili temsil etmiştir. Bu çalışmanın ana konusunu 1920-1923 yılları arasında Birinci Meclis’te görev almış olan altı Genç milletvekillinin meclisteki çalışmaları oluştursa da konunun bütünlüğü açısından milletvekillerinin özgeçmişlerine de detaylı bir şekilde yer verilmiştir.
{"title":"BİRİNCİ MECLİS’TE GENÇ MİLLETVEKİLLERİ VE MECLİS FAALİYETLERİ (1920-1923)","authors":"Burhan Di̇nçer","doi":"10.53440/bad.1365146","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1365146","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Türk parlamento tarihinde önemli bir yeri olan Birinci Meclis’te görev almış Genç milletvekillerinin özgeçmişlerini ve parlamentodaki çalışmalarını kapsamaktadır. Çalışma kapsamında, 1920-1923 yılları arasında Genç vilayetini temsil eden milletvekillerinin yerellik oranları, eğitim seviyeleri, mesleki durumları ve daha önceki parlamento tecrübesi gibi özellikleri dikkate alınarak milletvekillerinin bölgelerini ne ölçüde temsil ettikleri incelenmiştir. Bu bağlamda milletvekillerinin meclisteki çalışmaları ele alınarak temsil ettikleri bölgenin kalkınmasına ve ülke siyasetine olan katkıları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yasama dönemi boyunca Genç milletvekillerinin görev aldıkları komisyonlar, çeşitli konularda mecliste yaptıkları konuşmalar, vermiş oldukları takrir ve kanun teklifleri incelenerek parlamentodaki çalışmaları hakkında bilgi vermek amaçlanmaktadır. Birinci Meclis’te, Genç vilayetini biri Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nden gelen bir üyenin de katılmasıyla birlikte toplamda altı milletvekili temsil etmiştir. Bu çalışmanın ana konusunu 1920-1923 yılları arasında Birinci Meclis’te görev almış olan altı Genç milletvekillinin meclisteki çalışmaları oluştursa da konunun bütünlüğü açısından milletvekillerinin özgeçmişlerine de detaylı bir şekilde yer verilmiştir.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"11 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139289996","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Halk bilimi çalışmaları son dönemlere kadar XIX. yüzyıl Avrupa’sının tanımına göre daha çok köy ve köylü üzerine odaklanmıştı. Bilim, teknoloji ve ulaşım alanlarındaki gelişmelerin yarattığı endüstrileşme halk tanımını kökten değiştirmiş, halk biliminin inceleme alanını genişletmiş, alana yeni bir bakış açısı getirmiştir. XX. yüzyılın ikinci yarısından sonda Alan Dundes, Dan Ben-Amos gibi araştırmacıların yaptığı yeni halk tanımlamaları ile halk ve halk bilimi yeni ve özgün bir bakış açısı kazanmıştır. Yeni tanımlamalarla köy ve kentlerde çok sayıda sosyal grubun/halkın folklorunun olduğu kabul edilmiştir. Bu tanımlamalarla daralan ve kendini tekrar eden halk bilimi çalışma alanı zenginleştirilmiştir. Bu makale Bingöl halk bilimi ile ilgili yapılan çalışmaları içeren bir bibliyografya denemesidir. Bingöl halk bilimi gibi özel bir alanı kapsaması onu daha önce yapılmış benzer çalışmalardan ayırmaktadır. Bingöl halk bilimi bibliyografyasının hazırlanmasında halk biliminin doğrudan yararlandığı kaynaklarla birlikte farklı disiplinler tarafından ele alınan, geleneksel bir halk kitlesini çeşitli şekillerde inceleyen sosyo-kültürel çalışmalara da yer verilmiştir. Sonuçta Bingöl halk bilimi ile ilgili yapılan çalışmaların dar bir uzmanlık alanı içerisine sıkıştırılarak değerlendirilmeye çalışıldığı görülmüştür. Bingöl halk bilimi çalışmalarında sözlü ve yazılı kaynakların yanında elektronik ve sanal kültür ortamlarını içeren çalışmaların da yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Türk halk bilimi köy ve köylüye odaklanan eski geleneksel bakış açısını terk etmeli, yeni kültürel alanları yeni bakış açılarıyla ve ilgili disiplinlerle işbirli içinde incelemelidir.
{"title":"BİNGÖL HALK BİLİMİ BİBLİYOGRAFYASI ÜZERİNE BİR DENEME","authors":"M. Bars","doi":"10.53440/bad.1298853","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1298853","url":null,"abstract":"Halk bilimi çalışmaları son dönemlere kadar XIX. yüzyıl Avrupa’sının tanımına göre daha çok köy ve köylü üzerine odaklanmıştı. Bilim, teknoloji ve ulaşım alanlarındaki gelişmelerin yarattığı endüstrileşme halk tanımını kökten değiştirmiş, halk biliminin inceleme alanını genişletmiş, alana yeni bir bakış açısı getirmiştir. XX. yüzyılın ikinci yarısından sonda Alan Dundes, Dan Ben-Amos gibi araştırmacıların yaptığı yeni halk tanımlamaları ile halk ve halk bilimi yeni ve özgün bir bakış açısı kazanmıştır. Yeni tanımlamalarla köy ve kentlerde çok sayıda sosyal grubun/halkın folklorunun olduğu kabul edilmiştir. Bu tanımlamalarla daralan ve kendini tekrar eden halk bilimi çalışma alanı zenginleştirilmiştir. Bu makale Bingöl halk bilimi ile ilgili yapılan çalışmaları içeren bir bibliyografya denemesidir. Bingöl halk bilimi gibi özel bir alanı kapsaması onu daha önce yapılmış benzer çalışmalardan ayırmaktadır. Bingöl halk bilimi bibliyografyasının hazırlanmasında halk biliminin doğrudan yararlandığı kaynaklarla birlikte farklı disiplinler tarafından ele alınan, geleneksel bir halk kitlesini çeşitli şekillerde inceleyen sosyo-kültürel çalışmalara da yer verilmiştir. Sonuçta Bingöl halk bilimi ile ilgili yapılan çalışmaların dar bir uzmanlık alanı içerisine sıkıştırılarak değerlendirilmeye çalışıldığı görülmüştür. Bingöl halk bilimi çalışmalarında sözlü ve yazılı kaynakların yanında elektronik ve sanal kültür ortamlarını içeren çalışmaların da yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Türk halk bilimi köy ve köylüye odaklanan eski geleneksel bakış açısını terk etmeli, yeni kültürel alanları yeni bakış açılarıyla ve ilgili disiplinlerle işbirli içinde incelemelidir.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"114699572","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, Bingöl kent merkezindeki devlet okullarında çalışan 218 öğretmenin kişisel gelişim algısını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, öğretmenlerin kişisel gelişim için harcadıkları çaba ile sosyoekonomik ve sosyodemografik değişkenler arasındaki ilişki incelenmiştir. Veriler frekans analizleriyle değerlendirilmiş ve Ki-Kare testi kullanılarak ilişkiler incelenmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, öğretmenlerin önemli bir kısmı kişisel gelişim yönelimiyle ilgili davranışları sık sık sergilemektedir. Öğretmenlerin çoğunluğu kişisel gelişim için fırsatları araştırmakta, kendini geliştirmek için aktif bir şekilde çalışmakta, değişim ihtiyaçlarını belirleyebilmekte, gerçekçi hedefler belirleyebilmekte ve değişiklik yapmaya çalıştığında plan yapabilmektedir. Ayrıca öğretmenlerin birçoğu öfke kontrolüne dikkat etmektedir. Öğretmenlerin kişisel gelişim eğitimine yönelik faaliyetlerine bakıldığında, problem çözme tekniklerini, beden dilini, zaman yönetimi tekniklerini, yaratıcı düşünme tekniklerini, diksiyon ve güzel konuşma tekniklerini ve stres yönetimi tekniklerini sık sık kullandıkları görülmektedir. Ayrıca bir kısmı kişisel gelişim için eğitim almaktadır ve hızlı okuma tekniklerini kullanmaktadır. Psikolojik faktörlere katılımın değerlendirildiği çalışmada, öğretmenlerin çoğunluğu gelecekle ilgili korku ve kaygılarının kişisel gelişimlerine katkı sağlayabileceğini, prestijli bir meslek edinme arzusunun, başkalarına yardım etme isteğinin, rahat yaşama arzusunun, sevilme ve takdir edilme isteğinin kişisel gelişimlerine katkı sağlayabileceğini düşünmektedir. Ayrıca liderlik özelliklerinin kişisel gelişime katkı sağladığı da vurgulanmıştır. Ancak dışlanma korkusunun kişisel gelişime katkı sağladığına inanan öğretmenlerin oranı bulunmuştur.
{"title":"ÖĞRETMENLERİN KİŞİSEL GELİŞİM ALGISI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: BİNGÖL İLİ ÖRNEĞİ","authors":"Abdurrahman Bi̇tmez, Halim Tatli","doi":"10.53440/bad.1309066","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1309066","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Bingöl kent merkezindeki devlet okullarında çalışan 218 öğretmenin kişisel gelişim algısını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, öğretmenlerin kişisel gelişim için harcadıkları çaba ile sosyoekonomik ve sosyodemografik değişkenler arasındaki ilişki incelenmiştir. Veriler frekans analizleriyle değerlendirilmiş ve Ki-Kare testi kullanılarak ilişkiler incelenmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, öğretmenlerin önemli bir kısmı kişisel gelişim yönelimiyle ilgili davranışları sık sık sergilemektedir. Öğretmenlerin çoğunluğu kişisel gelişim için fırsatları araştırmakta, kendini geliştirmek için aktif bir şekilde çalışmakta, değişim ihtiyaçlarını belirleyebilmekte, gerçekçi hedefler belirleyebilmekte ve değişiklik yapmaya çalıştığında plan yapabilmektedir. Ayrıca öğretmenlerin birçoğu öfke kontrolüne dikkat etmektedir. Öğretmenlerin kişisel gelişim eğitimine yönelik faaliyetlerine bakıldığında, problem çözme tekniklerini, beden dilini, zaman yönetimi tekniklerini, yaratıcı düşünme tekniklerini, diksiyon ve güzel konuşma tekniklerini ve stres yönetimi tekniklerini sık sık kullandıkları görülmektedir. Ayrıca bir kısmı kişisel gelişim için eğitim almaktadır ve hızlı okuma tekniklerini kullanmaktadır. Psikolojik faktörlere katılımın değerlendirildiği çalışmada, öğretmenlerin çoğunluğu gelecekle ilgili korku ve kaygılarının kişisel gelişimlerine katkı sağlayabileceğini, prestijli bir meslek edinme arzusunun, başkalarına yardım etme isteğinin, rahat yaşama arzusunun, sevilme ve takdir edilme isteğinin kişisel gelişimlerine katkı sağlayabileceğini düşünmektedir. Ayrıca liderlik özelliklerinin kişisel gelişime katkı sağladığı da vurgulanmıştır. Ancak dışlanma korkusunun kişisel gelişime katkı sağladığına inanan öğretmenlerin oranı bulunmuştur.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129210283","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Son dönem şair ve yazarlarından biri olan Nurettin Durman, yazdığı yirmiye yakın şiir kitabıyla kendinden söz ettiren sanatçılardan biridir. Dergicilik faaliyetleriyle de bilinen yazar, toplumsal yaşamda edebi bir atmosferin oluşması için yoğun çaba harcar. Gazete ve dergi yazarlıklarıyla, şiirleriyle, denemeleriyle, katıldığı entelektüel faaliyetlerle edebiyatı ve şiiri diri tutmaya çalışır. Çıkardığı Düşçınarı ve Kardelen dergileriyle özellikle muhafazakâr kesimin duygularına tercüman olur ve onların edebiyatla olan bağını kuvvetlendirir. Yine Yedi İklim ve Mavera dergisi etrafındaki çalışmalarıyla da Türkiye’deki İslami duyarlılığı baskın olan sanatçılarla birlikte hareket eder ve sanatçılığını belli bir davaya hasreder. Bu çalışma, Nurettin Durman’ın poetikasını ve bu poetikanın şiirlerine ne ölçüde/nasıl yansıdığını irdelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında Durman’ın nesir yazıları incelenerek şiir hakkındaki görüşleri tespit edilmiş ve daha sonra bu tespitlerin yansımaları şairin şiirlerinden örnekler verilerek somutlaştırılmıştır. Netice itibariyle Durman’ın şiirlerine kendi ideolojisini yansıttığı ve bunu bir tür gereklilik olarak gördüğü, sanatçıyı topluma karşı bir tür “uyarıcı” olarak gördüğü ve bu anlamda sanatçıları topluma karşı sorumlu tuttuğu, biçim-içerik ikileminde ise estetikten taviz vermemek kaydıyla içeriği öncelediği değerlendirmelerine ulaşılmıştır.
{"title":"NURETTİN DURMAN VE POETİKASI","authors":"Adem Gürbüz","doi":"10.53440/bad.1232983","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1232983","url":null,"abstract":"Son dönem şair ve yazarlarından biri olan Nurettin Durman, yazdığı yirmiye yakın şiir kitabıyla kendinden söz ettiren sanatçılardan biridir. Dergicilik faaliyetleriyle de bilinen yazar, toplumsal yaşamda edebi bir atmosferin oluşması için yoğun çaba harcar. Gazete ve dergi yazarlıklarıyla, şiirleriyle, denemeleriyle, katıldığı entelektüel faaliyetlerle edebiyatı ve şiiri diri tutmaya çalışır. Çıkardığı Düşçınarı ve Kardelen dergileriyle özellikle muhafazakâr kesimin duygularına tercüman olur ve onların edebiyatla olan bağını kuvvetlendirir. Yine Yedi İklim ve Mavera dergisi etrafındaki çalışmalarıyla da Türkiye’deki İslami duyarlılığı baskın olan sanatçılarla birlikte hareket eder ve sanatçılığını belli bir davaya hasreder. \u0000 Bu çalışma, Nurettin Durman’ın poetikasını ve bu poetikanın şiirlerine ne ölçüde/nasıl yansıdığını irdelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında Durman’ın nesir yazıları incelenerek şiir hakkındaki görüşleri tespit edilmiş ve daha sonra bu tespitlerin yansımaları şairin şiirlerinden örnekler verilerek somutlaştırılmıştır. Netice itibariyle Durman’ın şiirlerine kendi ideolojisini yansıttığı ve bunu bir tür gereklilik olarak gördüğü, sanatçıyı topluma karşı bir tür “uyarıcı” olarak gördüğü ve bu anlamda sanatçıları topluma karşı sorumlu tuttuğu, biçim-içerik ikileminde ise estetikten taviz vermemek kaydıyla içeriği öncelediği değerlendirmelerine ulaşılmıştır.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"133299929","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
19. yüzyılda çok sayıda Avrupalı seyyah Osmanlı ülkesinin değişik yerlerine keşif, ticaret, casusluk, misyonerlik vb. amaçlarla seyahatler gerçekleştirmiştir. Bu seyyahlardan biri de H.F. B Lynch’tir. Bu İngiliz seyyah ilki 1894’te ikincisi ise 1898’de başlayan seyahatlerinde Anadolu’nun doğusu ve kuzeydoğusunda çok sayıda yeri gezmiş; buraların jeolojik, jeomorfolojik yapısı ve iklimi, etnik ve dini yapısı, ekonomik faaliyetler, toplumsal çatışmalar gibi çok sayıda özelliğini gözlemlemiş ve eserine aktarmıştır. Lynch’in ‘Armenia: Travels and Studies’ adlı eserinin 2. cildinin 13. bölümü Hınıs’tan Tutak’a adını taşımakta ve yörenin tarihi coğrafyası hakkında ilginç ayrıntılar sunmaktadır. Lynch ilk olarak 1894’te geldiği bölgeye 1998’de tekrar gelince, etnik ve dini grupların birbirlerine bakışının ve hükümet politikalarının halktaki yansımalarının bu süre zarfındaki değişimlerini de kıyaslamalar yaparak irdelemiştir. Bölgede yaşayan Ermenilerin zanaat, ziraat ve hayvancılıkta daha iyi olduğunu belirten yazar, diğer unsurların üretkenliklerinin sınırlı olduğuna dikkat çekmiştir. Ayrıca Protestan Ermeniler ile Erzurum’daki Amerikan Misyonu Şefliği arasındaki ilişkilere değinerek bölgedeki toplumların uluslararası bağlantılarına da dikkat çekmiştir. Bu çalışma adı geçen bölümün İngilizceden Türkçeye çevirisidir.
{"title":"XIX. YÜZYIL SEYYAHLARINDAN HENRY FINNIS BLOSSE LYNCH’İN “ARMENIA: TRAVELS AND STUDIES” ADLI ESERİNİN HINIS’TAN TUTAK’A ADLI BÖLÜMÜNÜN TERCÜMESİ","authors":"","doi":"10.53440/bad.1267927","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1267927","url":null,"abstract":"19. yüzyılda çok sayıda Avrupalı seyyah Osmanlı ülkesinin değişik yerlerine keşif, ticaret, casusluk, misyonerlik vb. amaçlarla seyahatler gerçekleştirmiştir. Bu seyyahlardan biri de H.F. B Lynch’tir. Bu İngiliz seyyah ilki 1894’te ikincisi ise 1898’de başlayan seyahatlerinde Anadolu’nun doğusu ve kuzeydoğusunda çok sayıda yeri gezmiş; buraların jeolojik, jeomorfolojik yapısı ve iklimi, etnik ve dini yapısı, ekonomik faaliyetler, toplumsal çatışmalar gibi çok sayıda özelliğini gözlemlemiş ve eserine aktarmıştır. Lynch’in ‘Armenia: Travels and Studies’ adlı eserinin 2. cildinin 13. bölümü Hınıs’tan Tutak’a adını taşımakta ve yörenin tarihi coğrafyası hakkında ilginç ayrıntılar sunmaktadır. Lynch ilk olarak 1894’te geldiği bölgeye 1998’de tekrar gelince, etnik ve dini grupların birbirlerine bakışının ve hükümet politikalarının halktaki yansımalarının bu süre zarfındaki değişimlerini de kıyaslamalar yaparak irdelemiştir. Bölgede yaşayan Ermenilerin zanaat, ziraat ve hayvancılıkta daha iyi olduğunu belirten yazar, diğer unsurların üretkenliklerinin sınırlı olduğuna dikkat çekmiştir. Ayrıca Protestan Ermeniler ile Erzurum’daki Amerikan Misyonu Şefliği arasındaki ilişkilere değinerek bölgedeki toplumların uluslararası bağlantılarına da dikkat çekmiştir. Bu çalışma adı geçen bölümün İngilizceden Türkçeye çevirisidir.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"38 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121495990","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
We believe that any text in a culture is formed in the interaction between texts, and in Bartlett's words, “copywriters draw on and variously refer to other texts of their own or another culture, both old and new.” It is wrong to understand traditionalism as the transfer of tradition from generation to generation without changing over the centuries. Tradition changes to a certain extent and there is no tradition that does not change over time. No matter which society the tradition lives in, it will always carry the principles and cultural elements from the social circles in which it lives. People who tell tales, sing folk songs and dance halay are people who have the urge to create. Either of their own volition, with a false memory, or to please the audience, they change the tradition to some extent. Thus, in each new narrative, a change is experienced with a temporality descending from the narrator's personal impulse to create and the conditions of the social environment, from the traditional one. Similarly, we think that the actions of any individual/subject emerge through intersubjective interaction with other individuals. Accepting folktale narrating act as a communicative process we can say that this dynamic process is intersubjective as well. This event is continually constituted and reconstituted not only through the complex interactions of the performer-audience but also the contact of subjects and the interchange of their knowledge. To understand multiple factors which effect folktale narrating process/performance we did an experiment and wanted specially to look at subjects/individuals and their functions in folktale narration in modern society. Herewith we will present the results of our experiment. We believe that this study, which we support under various titles and examples, will make a technical contribution to researchers who will make compilations in the field.
{"title":"HALK MASALLARININ MODERN TOPLUMA AKTARILMASI VE MASAL AKTARIMLARINDA TESPİT EDILEN FORMÜLLER","authors":"Recai Bazancir","doi":"10.53440/bad.1273957","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1273957","url":null,"abstract":"We believe that any text in a culture is formed in the interaction between texts, and in Bartlett's words, “copywriters draw on and variously refer to other texts of their own or another culture, both old and new.” It is wrong to understand traditionalism as the transfer of tradition from generation to generation without changing over the centuries. Tradition changes to a certain extent and there is no tradition that does not change over time. No matter which society the tradition lives in, it will always carry the principles and cultural elements from the social circles in which it lives. People who tell tales, sing folk songs and dance halay are people who have the urge to create. Either of their own volition, with a false memory, or to please the audience, they change the tradition to some extent. Thus, in each new narrative, a change is experienced with a temporality descending from the narrator's personal impulse to create and the conditions of the social environment, from the traditional one. Similarly, we think that the actions of any individual/subject emerge through intersubjective interaction with other individuals. Accepting folktale narrating act as a communicative process we can say that this dynamic process is intersubjective as well. This event is continually constituted and reconstituted not only through the complex interactions of the performer-audience but also the contact of subjects and the interchange of their knowledge. To understand multiple factors which effect folktale narrating process/performance we did an experiment and wanted specially to look at subjects/individuals and their functions in folktale narration in modern society. Herewith we will present the results of our experiment. We believe that this study, which we support under various titles and examples, will make a technical contribution to researchers who will make compilations in the field.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"457 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128427515","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çalışmanın amacı, arıcılıkta teknoloji kullanımına yönelik eğilimin belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır. İlgili çalışmalara Web of Science ve Scopus veri tabanlarında tarama yapılarak ulaşılmış ve toplam 96 çalışma analiz edilmiştir. Analiz sonucunda teknoloji içermeyen çalışmalar çıkarılmış ve 49 araştırma çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. İlgili çalışmaların analizinde yazarlar tarafından hazırlanan veri toplama formu kullanılarak içerik analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda en çok yayının (n=13) 2021 yılında ve ülkeler bazında da Etiyopya’da (n=8) yapıldığı bulunmuştur. İlgili araştırmalarda en çok nicel araştırma yönteminin (n=31) kullanıldığı ve örneklem olarak ise arıcı (n=20) ve arı kovanlarının (n=4) öne çıktığı görülmüştür. Yine bu çalışmalarda en çok modern kovan teknolojileri (n=10), Internet of Thinks (IoT) (n=7), Sensörler (n=5) ve Uzaktan İzleme Sistemleri (n=3) gibi teknolojiler kullanılmıştır. Bu teknolojilerin hangi amaç için kullanıldığı analiz edildiğinde ise verimliliği artırma (n=21), hastalık tespiti-azaltma (n=5), gelir artırma (n=3) ve koloniyi koruma (n=3) öne çıktığı görülmüştür. Son olarak ilgili çalışmalarda, arıcılıkta teknoloji kullanımına yönelik verimliliği artıracağından teşvik edilmesi önerilmektedir. Ayrıca uzaktan izleme sistemleri ile desteklenmesi ve hastalık tespitinde kullanılması da fayda sağlayacaktır.
{"title":"Arıcılıkta Teknoloji Kullanımına Yönelik Çalışmaların Eğilimi","authors":"Mücahit Çalişan, Şener Balat, M. Yavuz","doi":"10.53440/bad.1215624","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1215624","url":null,"abstract":"Çalışmanın amacı, arıcılıkta teknoloji kullanımına yönelik eğilimin belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır. İlgili çalışmalara Web of Science ve Scopus veri tabanlarında tarama yapılarak ulaşılmış ve toplam 96 çalışma analiz edilmiştir. Analiz sonucunda teknoloji içermeyen çalışmalar çıkarılmış ve 49 araştırma çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. İlgili çalışmaların analizinde yazarlar tarafından hazırlanan veri toplama formu kullanılarak içerik analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda en çok yayının (n=13) 2021 yılında ve ülkeler bazında da Etiyopya’da (n=8) yapıldığı bulunmuştur. İlgili araştırmalarda en çok nicel araştırma yönteminin (n=31) kullanıldığı ve örneklem olarak ise arıcı (n=20) ve arı kovanlarının (n=4) öne çıktığı görülmüştür. Yine bu çalışmalarda en çok modern kovan teknolojileri (n=10), Internet of Thinks (IoT) (n=7), Sensörler (n=5) ve Uzaktan İzleme Sistemleri (n=3) gibi teknolojiler kullanılmıştır. Bu teknolojilerin hangi amaç için kullanıldığı analiz edildiğinde ise verimliliği artırma (n=21), hastalık tespiti-azaltma (n=5), gelir artırma (n=3) ve koloniyi koruma (n=3) öne çıktığı görülmüştür. Son olarak ilgili çalışmalarda, arıcılıkta teknoloji kullanımına yönelik verimliliği artıracağından teşvik edilmesi önerilmektedir. Ayrıca uzaktan izleme sistemleri ile desteklenmesi ve hastalık tespitinde kullanılması da fayda sağlayacaktır.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"115467498","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Abbasiler döneminde Dicle nehri kıyısında inşa edilen Bağdat şehri, doğal ve beşeri faktörlerin etkisiyle stratejik olarak önemli bir konuma sahip olmuştur. Sahip olduğu özellikleri, şehri cazibe merkezi haline gelmesine ve bu sebeple her dönemde devletlerin hakimiyet mücadelelerine sahne olmuştur. XVI. yüzyılda Osmanlı hakimiyetine giren şehir, XX. yüzyıla kadar bu devletin sınırları içinde kalmıştır. Avrupalıların siyasi ve ekonomik yayılımlarının hız kazandığı XIX. yüzyılda rekabet, Ortadoğu coğrafyasına da sıçramış ve Avrupalı devletler kendilerine nüfuz alanı oluşturmak amacıyla ekonomik ve siyasi mücadeleye girmişlerdir. Bu dönemde Bağdat’ın stratejik önemi daha da artmaya başlamış ve İngilizler önem verdikleri Bağdat şehrinde kurdukları konsoloslukları aracılığıyla burayı hem siyasi hem de ekonomik faaliyetleri için bir üs merkezi olarak konumlandırmışlardır. Bu çalışmada, İngiltere’nin Bağdat’ta faaliyet gösteren konsolosluğunun 1900-1912 yılları arasında tutmuş olduğu ticaret raporları hakkında bilgi verilmek suretiyle tanıtımının yapılması hem de bu raporlardan hareketle Bağdat’ın XX. yüzyıl başında sahip olduğu ticaret hacmi ele alınması hedeflenmiştir.
{"title":"İngiliz Raporlarına Göre XX. Yüzyıl Başında Bağdat’ın Ticaret Hacmi (1900-1912)","authors":"İbrahim Kurtcebe Akkuş, Muhammed Köse","doi":"10.53440/bad.1199327","DOIUrl":"https://doi.org/10.53440/bad.1199327","url":null,"abstract":"Abbasiler döneminde Dicle nehri kıyısında inşa edilen Bağdat şehri, doğal ve beşeri faktörlerin etkisiyle stratejik olarak önemli bir konuma sahip olmuştur. Sahip olduğu özellikleri, şehri cazibe merkezi haline gelmesine ve bu sebeple her dönemde devletlerin hakimiyet mücadelelerine sahne olmuştur. XVI. yüzyılda Osmanlı hakimiyetine giren şehir, XX. yüzyıla kadar bu devletin sınırları içinde kalmıştır. Avrupalıların siyasi ve ekonomik yayılımlarının hız kazandığı XIX. yüzyılda rekabet, Ortadoğu coğrafyasına da sıçramış ve Avrupalı devletler kendilerine nüfuz alanı oluşturmak amacıyla ekonomik ve siyasi mücadeleye girmişlerdir. Bu dönemde Bağdat’ın stratejik önemi daha da artmaya başlamış ve İngilizler önem verdikleri Bağdat şehrinde kurdukları konsoloslukları aracılığıyla burayı hem siyasi hem de ekonomik faaliyetleri için bir üs merkezi olarak konumlandırmışlardır. Bu çalışmada, İngiltere’nin Bağdat’ta faaliyet gösteren konsolosluğunun 1900-1912 yılları arasında tutmuş olduğu ticaret raporları hakkında bilgi verilmek suretiyle tanıtımının yapılması hem de bu raporlardan hareketle Bağdat’ın XX. yüzyıl başında sahip olduğu ticaret hacmi ele alınması hedeflenmiştir.","PeriodicalId":304520,"journal":{"name":"Bingöl Araştırmaları Dergisi","volume":"2009 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127329203","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}