Ekofeminist felsefe, batılı ataerkil kültürde var olan, yalnızca kadınların değil aynı zamanda doğanın da süregelen tahakküm ve baskılara maruz kalmasına katkıda bulunan yapılara yönelik sofistike eleştiriler geliştirmiştir. Kavramsal çerçevesine, ekofeminizmin düalist yapı eleştirisinin rehberlik ettiği bu makale, Ann Jellicoe’nun The Rising Generation (1969) adlı oyununda oyun yazarının ekolojik feminizmin anti-düalist öngörüleri ile nasıl uzlaştığını incelemeyi amaçlar. Erkeklerin kadınları tahakküm altına alması ve insanlığın doğayı kötüye kullanması dahil olmak üzere ekofeministleri meşgul ve hatta motive eden temel sorunlar, Jellicoe’nun adı geçen oyundaki temel ilgi alanıdır. Jellicoe, ‘kadın,’ ‘doğa,’ ‘eril,’ ve ‘kültür’ ile ilgili tüm kategorilerin farklı tasvir edilebilmesi için gerekli temel koşulları sunarak karakterleri ve mekânları, ikilikleri reddeden ve çoğulculuğu kucaklayan bir şekilde sunmaya çalışır. Bunu yaparken, Jellicoe, düalist stratejinin ürettiği geleneksel karşıtlıklar dışında, kadın/erkek ve doğa/ kültür ilişkilerini yeniden kavramsallaştırır. Bu ön gözlemlerin ışığında, bu makale, The Rising Generation adlı oyununda Jellicoe'nun, toplum içindeki tüm baskıcı tahakküm biçimlerinin kilidini açabilecek daha eşitlikçi ve çoğulcu bir bakış açısını teşvik etmek için ikilikçi olmayan bir düşünce anlayışını benimsediğini göstermektedir.
{"title":"Ann Jellicoe’nun The Rising Generation Oyununda Kadını ve Doğayı Düalismin Ötesinde Yeniden Düşünmek","authors":"Işıl ŞAHİN GÜLTER","doi":"10.32600/huefd.860929","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.860929","url":null,"abstract":"Ekofeminist felsefe, batılı ataerkil kültürde var olan, yalnızca kadınların değil aynı zamanda doğanın da süregelen tahakküm ve baskılara maruz kalmasına katkıda bulunan yapılara yönelik sofistike eleştiriler geliştirmiştir. Kavramsal çerçevesine, ekofeminizmin düalist yapı eleştirisinin rehberlik ettiği bu makale, Ann Jellicoe’nun The Rising Generation (1969) adlı oyununda oyun yazarının ekolojik feminizmin anti-düalist öngörüleri ile nasıl uzlaştığını incelemeyi amaçlar. Erkeklerin kadınları tahakküm altına alması ve insanlığın doğayı kötüye kullanması dahil olmak üzere ekofeministleri meşgul ve hatta motive eden temel sorunlar, Jellicoe’nun adı geçen oyundaki temel ilgi alanıdır. Jellicoe, ‘kadın,’ ‘doğa,’ ‘eril,’ ve ‘kültür’ ile ilgili tüm kategorilerin farklı tasvir edilebilmesi için gerekli temel koşulları sunarak karakterleri ve mekânları, ikilikleri reddeden ve çoğulculuğu kucaklayan bir şekilde sunmaya çalışır. Bunu yaparken, Jellicoe, düalist stratejinin ürettiği geleneksel karşıtlıklar dışında, kadın/erkek ve doğa/ kültür ilişkilerini yeniden kavramsallaştırır. Bu ön gözlemlerin ışığında, bu makale, The Rising Generation adlı oyununda Jellicoe'nun, toplum içindeki tüm baskıcı tahakküm biçimlerinin kilidini açabilecek daha eşitlikçi ve çoğulcu bir bakış açısını teşvik etmek için ikilikçi olmayan bir düşünce anlayışını benimsediğini göstermektedir.","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48649780","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yasal süreçlerde dil kullanımı, adli dilbilimin en temel inceleme konularından birisi olsa da Türkçe bilimsel yazında bu konuda yapılmış çalışma sayısı oldukça azdır. Bunun bir nedeni adli dilbilimin Türkiye’de henüz kısa bir süredir çalışılması, diğer bir nedeni ise gerçek adli veriye erişimde yaşanılan zorluklardır. Bu çalışma ile Türk Ceza Kanunu’nun 102 ve 103. maddelerinde tanımlı cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçlamalarıyla yargılanan sanıkların mahkemede vermiş oldukları ifadeler üzerinde altsözce çözümlemesi yapılarak, ifade bölümlerindeki iletişimsel amaçların tespit edilmesi ve bu amaçlara ilişkin nitel bulguların ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Açık kaynaktan elde edilen veri üzerinde yakın okuma ile gerçekleştirilen çalışma neticesinde beş farklı altsözcenin varlığı tespit edilmiş; bunlar kabul etme, reddetme, hafifletme, sempati ve suçlama olarak adlandırılmıştır. Altsözcelerin içeriği ve görünümlerine ilişkin bilgiler, bu adları taşıyan başlıklar altında sunulmuştur. Bulguların, gelecekte hem özgül biçimde bu konuda hem de genel olarak (betimleyici) adli dilbilim bağlamında yapılabilecek ileri çalışmalara dair umut verici olduğu görülmüştür.
Yasal süreçlerde dil kullanımı,adli dilbilimin en temel inceleme konularından birisi olsa da Türkçe bilimsel yazında bu konuda yapılmış。一方面,在土耳其工作一段时间很困难,另一方面,很难获得真实的法律数据。在本研究中,土耳其刑法第102条和第103条。事实上,已经在法庭上对儿童进行了性侵犯和性虐待的证据,目的是确定来文部分的目标,并披露与这些目标有关的机密调查结果。五种不同字幕的存在是对从开放源码获得的数据进行仔细阅读的结果;这些被称为不接受、否认、软弱、同情和犯罪。字幕和图像的内容显示在带有这些名称的标题下。在未来,人们已经看到,这些发现有望为语言学的进一步研究带来希望。
{"title":"Communicative Purposes Expressed in Court by Defendants of Sexual Assault and Child Sexual Abuse","authors":"Utku Tanrivere","doi":"10.32600/huefd.974154","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.974154","url":null,"abstract":"Yasal süreçlerde dil kullanımı, adli dilbilimin en temel inceleme konularından birisi olsa da Türkçe bilimsel yazında bu konuda yapılmış çalışma sayısı oldukça azdır. Bunun bir nedeni adli dilbilimin Türkiye’de henüz kısa bir süredir çalışılması, diğer bir nedeni ise gerçek adli veriye erişimde yaşanılan zorluklardır. Bu çalışma ile Türk Ceza Kanunu’nun 102 ve 103. maddelerinde tanımlı cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçlamalarıyla yargılanan sanıkların mahkemede vermiş oldukları ifadeler üzerinde altsözce çözümlemesi yapılarak, ifade bölümlerindeki iletişimsel amaçların tespit edilmesi ve bu amaçlara ilişkin nitel bulguların ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Açık kaynaktan elde edilen veri üzerinde yakın okuma ile gerçekleştirilen çalışma neticesinde beş farklı altsözcenin varlığı tespit edilmiş; bunlar kabul etme, reddetme, hafifletme, sempati ve suçlama olarak adlandırılmıştır. Altsözcelerin içeriği ve görünümlerine ilişkin bilgiler, bu adları taşıyan başlıklar altında sunulmuştur. Bulguların, gelecekte hem özgül biçimde bu konuda hem de genel olarak (betimleyici) adli dilbilim bağlamında yapılabilecek ileri çalışmalara dair umut verici olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69712075","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
As consequences of digitalization processes, a digital culture that individuals and society both create and get involved in necessitates new research methods and techniques in social sciences. One of the research techniques that has been used to meet this need has been media ethnography. The aim of this study is to discuss the question, “What kind of paradigm should be appropriate for intersubjective processes, daily life practices, digital culture, media culture, so in general, the object of research that media ethnography concerned with?”. For this purpose, especially in culture-based studies, it is pointed out that how to handle the research object is no longer dominated by the positivist paradigm, but rather shaped by phenomenology-based ethnomethodology, that is, hermeneutics in general, and following a path towards relationality. To make this emphasis and to discuss the role of reflexivity and relationality in media ethnography, how Roy Bhaskar, one of the pioneers of critical realism and George Herbert Mead, one of the important names of symbolic interactionism and pragmatic philosophy, but who is generally discussed with the hermeneutic tradition, contribute to critical realism are described. In this paper, it is thought how these two important names can be thought together, especially based on relational ethnography as Davies suggests, and new questions are raised about the meaning, risks, and limits of media ethnography in digital societies.
{"title":"Reflexivity and Relationality in Media Ethnography from the Perspective of Transcendental Realism and Pragmatic Philosophy: Roy Bhaskar and George Herbert Mead","authors":"Elif ÖZUZ DAĞDELEN","doi":"10.32600/huefd.1004862","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.1004862","url":null,"abstract":"As consequences of digitalization processes, a digital culture that individuals and society both create and get involved in necessitates new research methods and techniques in social sciences. One of the research techniques that has been used to meet this need has been media ethnography. The aim of this study is to discuss the question, “What kind of paradigm should be appropriate for intersubjective processes, daily life practices, digital culture, media culture, so in general, the object of research that media ethnography concerned with?”. For this purpose, especially in culture-based studies, it is pointed out that how to handle the research object is no longer dominated by the positivist paradigm, but rather shaped by phenomenology-based ethnomethodology, that is, hermeneutics in general, and following a path towards relationality. To make this emphasis and to discuss the role of reflexivity and relationality in media ethnography, how Roy Bhaskar, one of the pioneers of critical realism and George Herbert Mead, one of the important names of symbolic interactionism and pragmatic philosophy, but who is generally discussed with the hermeneutic tradition, contribute to critical realism are described. In this paper, it is thought how these two important names can be thought together, especially based on relational ethnography as Davies suggests, and new questions are raised about the meaning, risks, and limits of media ethnography in digital societies.","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69708368","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Andriake is located in the Demre District of Antalya. A port settlement in the ancient city of Myra, Andriake was established in the southwest of the city, in Çayağzı, where the stream Andriakos (Kokarçay) meets the sea. A new imitation of Hayes Form 7 basin uncovered in Andriake (Germanicus Square in 2010 and Wine Workshop in 2012) covers the subject of this study. This imitation form is named the Andriake Form 7 Variant. Here, we aim to give detailed information on the typological features of these basins, their clay and slip structures, clay contents, and dates. With the Andriake Form 7 Variant samples, belonging to the Late Roman D red slip wares group, a new subtype is added to Hayes Form 7 basin.
Andriake位于安塔利亚的Demre区。安德里亚克(Andriake)是米拉古城的一个港口定居点,位于城市西南部Çayağzı, Andriakos河(kokaray)与大海交汇的地方。在安德里亚克(Andriake)发现的一个模仿Hayes Form 7的新盆(2010年的Germanicus Square和2012年的Wine Workshop)涵盖了本研究的主题。这种模仿形式被命名为安德里亚克形式7变体。在这里,我们的目的是提供详细的信息,这些盆地的类型特征,他们的粘土和滑动结构,粘土含量,和日期。随着Andriake Form 7变体样品,属于晚罗马D红滑陶器组,一个新的亚型被添加到Hayes Form 7盆地。
{"title":"A New Imitation Form of Late Roman D Hayes Form 7 Basins Uncovered at Andriake: Preliminary Evaluations on the ‘Andriake Form 7 Variant’","authors":"Cüneyt Öz","doi":"10.32600/huefd.896231","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.896231","url":null,"abstract":"Andriake is located in the Demre District of Antalya. A port settlement in the ancient city of Myra, Andriake was established in the southwest of the city, in Çayağzı, where the stream Andriakos (Kokarçay) meets the sea. A new imitation of Hayes Form 7 basin uncovered in Andriake (Germanicus Square in 2010 and Wine Workshop in 2012) covers the subject of this study. This imitation form is named the Andriake Form 7 Variant. Here, we aim to give detailed information on the typological features of these basins, their clay and slip structures, clay contents, and dates. With the Andriake Form 7 Variant samples, belonging to the Late Roman D red slip wares group, a new subtype is added to Hayes Form 7 basin.","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69711337","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In dieser Arbeit wird auf den Begriff Gender eingegangen, um die Stelle der Frau in einer Gesellschaft in Verbindung mit einem literarischen Text darstellen zu können. Die gesellschaftliche, soziale, gelebte und gefühlte Dimension des Geschlechts wird in der ersten Phase konkretisiert und die Gendertheorie hervorgehoben. Hierbei führt der geschichtliche Wandel der Gesellschaft und damit verbunden der Gendertheorie vor Auge, wie sich sowohl begrifflich als auch im Alltag die Bedeutung der Frau innerhalb einer Gesellschaft verändert. Bei der begrifflichen Darlegung wird auch die soziale Konstruktion beachtet und der Alltag in zwei Teile kategorisiert: Zum einen ist es der Mann und zum anderen die Frau. Wobei in dieser Arbeit auf die Frau und ihren Platz in der Gesellschaft innerhalb eines literarischen Textes näher eingegangen wird. Diesbezüglich wird zum einen die Gendertheorie von Ann Oakley näher betrachtet. Auch das 8-Stufenmodell von Erik Erikson spielt eine entscheidende Rolle bei der Betrachtung der Gendertheorie. In der Analyse wird zuerst auf das Werk „Unruhe“ von Zülfü Livaneli eingegangen, um den Stellenwert einer Frau innerhalb einer Gesellschaft festzulegen und danach analysiert, wie die Frauen in diesem literarischen Text in Verbindung mit dem Begriff „Gender“ veranschaulicht wurde. Im Fazit wird der Begriff „Gender“ im Werk „Unruhe“ von Zülfü Livanelis intensiviert hervorgehoben. Es wird bezweckt mit einer neuen Perspektive einen Einblick auf das Werk zu schaffen.
{"title":"The term gender in the context of the book “Unruhe” from Zülfü Livaneli","authors":"Sedef Ece Sözerli̇, Erkan Zengin","doi":"10.32600/huefd.976550","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.976550","url":null,"abstract":"In dieser Arbeit wird auf den Begriff Gender eingegangen, um die Stelle der Frau in einer Gesellschaft in Verbindung mit einem literarischen Text darstellen zu können. Die gesellschaftliche, soziale, gelebte und gefühlte Dimension des Geschlechts wird in der ersten Phase konkretisiert und die Gendertheorie hervorgehoben. Hierbei führt der geschichtliche Wandel der Gesellschaft und damit verbunden der Gendertheorie vor Auge, wie sich sowohl begrifflich als auch im Alltag die Bedeutung der Frau innerhalb einer Gesellschaft verändert. Bei der begrifflichen Darlegung wird auch die soziale Konstruktion beachtet und der Alltag in zwei Teile kategorisiert: Zum einen ist es der Mann und zum anderen die Frau. Wobei in dieser Arbeit auf die Frau und ihren Platz in der Gesellschaft innerhalb eines literarischen Textes näher eingegangen wird. Diesbezüglich wird zum einen die Gendertheorie von Ann Oakley näher betrachtet. Auch das 8-Stufenmodell von Erik Erikson spielt eine entscheidende Rolle bei der Betrachtung der Gendertheorie. In der Analyse wird zuerst auf das Werk „Unruhe“ von Zülfü Livaneli eingegangen, um den Stellenwert einer Frau innerhalb einer Gesellschaft festzulegen und danach analysiert, wie die Frauen in diesem literarischen Text in Verbindung mit dem Begriff „Gender“ veranschaulicht wurde. Im Fazit wird der Begriff „Gender“ im Werk „Unruhe“ von Zülfü Livanelis intensiviert hervorgehoben. Es wird bezweckt mit einer neuen Perspektive einen Einblick auf das Werk zu schaffen.","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69712209","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Doris Lessing’in Africa öykülerinin bulunduğu This Was the Old Chief’s Country (1952) ve The Sun Between Their Feet (1973) başlıklı kitapları, sömürgecilik temasını örneklendiren öykülerden oluşmaktadır. Birinci kitaptaki öyküler daha çok sömürgecilik konusunu tartışırken diğer kitaptaki öyküler ise ırk ve cinsiyet çatışmaları, doğanın gücü ve ikinci Dünya Savaşının etkileri gibi çeşitli konuları ele alır. Coğrafi özelliklerin sosyal ve kültürel değerlerin şekillenmesinde önemli bir rolü olduğu için, bu öykülerdeki mekân ve cinsiyet ilişkisi incelenmeye değer bir diğer önemli konudur. The Sun Between Their Feet başlıklı kısa öykü kitabından alınan “Getting off the Altitude” adlı öykü beyaz yerleşkecilerin Orta Afrika’da coğrafi özelliklerden kaynaklanan yabancılaşma sorunu ile nasıl baş ettiklerini anlatmaktadır. Mekânsal (coğrafi) olarak kapalı toplum yapısı, bir yandan sosyal norm ve değerleri muhafaza ederken, diğer yandan toplum kurallarına aykırı cinsiyetler arası ilişkilere yol açmaktadır. Toplum yapısını ve cinsiyetler arası ilişkileri bu denli etkileyen bir diğer coğrafi unsur ise bölgedeki rakımın etkisidir. Buna ilişkin olarak, incelenen öykü Orta Afrika’nın ve bu bölgedeki evlerin, nasıl günlük yaşamın sürdüğü fiziksel bir mekân olarak algılandığını göstermekle kalmaz, aynı zamanda bu mekânların ilişkileri nasıl tanımladığını ve insanların yaşam alanlarını nasıl kısıtladığını gösterir. “Getting off the Altitude” adlı öyküyü koleksiyondaki diğer öykülerden ayıran özellik, birçok kadın ve erkek karakterin yaşadıkları alanlara yeni bakış açısı sunmuş olmalarıdır. Bu çalışma, birçok karakterin yaşam alanlarında günlük deneyimlerinin betimlenmesi yoluyla, mekâna hangi ölçüde ve nasıl yeni anlamlar kattığını ve ev gibi özel bir alanın nasıl kısıtlayıcı mekân anlayışından alternatif mekâna dönüştürüldüğünü, Henri Lefebvre ve Edward Soja’nın mekân kuramları kapsamında tartışır.
{"title":"Transformation of Home into Social Space in Doris Lessing's \"Getting off the Altitude\"","authors":"Ö. Güvenç","doi":"10.32600/huefd.764379","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.764379","url":null,"abstract":"Doris Lessing’in Africa öykülerinin bulunduğu This Was the Old Chief’s Country (1952) ve The Sun Between Their Feet (1973) başlıklı kitapları, sömürgecilik temasını örneklendiren öykülerden oluşmaktadır. Birinci kitaptaki öyküler daha çok sömürgecilik konusunu tartışırken diğer kitaptaki öyküler ise ırk ve cinsiyet çatışmaları, doğanın gücü ve ikinci Dünya Savaşının etkileri gibi çeşitli konuları ele alır. Coğrafi özelliklerin sosyal ve kültürel değerlerin şekillenmesinde önemli bir rolü olduğu için, bu öykülerdeki mekân ve cinsiyet ilişkisi incelenmeye değer bir diğer önemli konudur. The Sun Between Their Feet başlıklı kısa öykü kitabından alınan “Getting off the Altitude” adlı öykü beyaz yerleşkecilerin Orta Afrika’da coğrafi özelliklerden kaynaklanan yabancılaşma sorunu ile nasıl baş ettiklerini anlatmaktadır. Mekânsal (coğrafi) olarak kapalı toplum yapısı, bir yandan sosyal norm ve değerleri muhafaza ederken, diğer yandan toplum kurallarına aykırı cinsiyetler arası ilişkilere yol açmaktadır. Toplum yapısını ve cinsiyetler arası ilişkileri bu denli etkileyen bir diğer coğrafi unsur ise bölgedeki rakımın etkisidir. Buna ilişkin olarak, incelenen öykü Orta Afrika’nın ve bu bölgedeki evlerin, nasıl günlük yaşamın sürdüğü fiziksel bir mekân olarak algılandığını göstermekle kalmaz, aynı zamanda bu mekânların ilişkileri nasıl tanımladığını ve insanların yaşam alanlarını nasıl kısıtladığını gösterir. “Getting off the Altitude” adlı öyküyü koleksiyondaki diğer öykülerden ayıran özellik, birçok kadın ve erkek karakterin yaşadıkları alanlara yeni bakış açısı sunmuş olmalarıdır. Bu çalışma, birçok karakterin yaşam alanlarında günlük deneyimlerinin betimlenmesi yoluyla, mekâna hangi ölçüde ve nasıl yeni anlamlar kattığını ve ev gibi özel bir alanın nasıl kısıtlayıcı mekân anlayışından alternatif mekâna dönüştürüldüğünü, Henri Lefebvre ve Edward Soja’nın mekân kuramları kapsamında tartışır.","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-01-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69710969","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Atasay “Tak Sana Yakışanı” Reklam Filmi: Femvertising mi? Eşitsizliklerin Yeniden Üretimi mi?","authors":"Tuğba Metin Açer","doi":"10.32600/huefd.779215","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.779215","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69711042","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Theatre, as a co-production produced by efforts of the playwright, the director, the actors, prop-makers and costume artists, musicians, the dancers, the lighting experts; in short, on-stage and backstage technical team, is inherently a hybrid art. It has maintained the quality of being an intermedial and hybrid art form by being in interaction with genres and arts and benefitting from the technology of every age since its birth. However, the hybridity of theatre has not been the subject of serious research and discussion until almost the twentieth century. In the last fifteen years, it is seen that the hybridity of theatre and hybridization coming to the fore in the productions have begun to be discussed and studied theoretically in theatre and performance studies under the leadership of names such as Hans-Thies Lehmann, Patrice Pavis, Gerda Poschmann, Andy Lavender, Jean Pierre Sarrazac, and Erika Fischer-Lichte, This paper explores the hybrid nature of theatre to be discussed regarding the perspectives of the past and the present through the examples from two plays entitled Realism (2006) and Narrative (2013), by the playwright Anthony Neilson, who has an important place in British theatre.
{"title":"Hybridity in Anthony Neilson’s Realism and Narrative","authors":"Gamze Şentürk","doi":"10.32600/huefd.942236","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.942236","url":null,"abstract":"Theatre, as a co-production produced by efforts of the playwright, the director, the actors, prop-makers and costume artists, musicians, the dancers, the lighting experts; in short, on-stage and backstage technical team, is inherently a hybrid art. It has maintained the quality of being an intermedial and hybrid art form by being in interaction with genres and arts and benefitting from the technology of every age since its birth. However, the hybridity of theatre has not been the subject of serious research and discussion until almost the twentieth century. In the last fifteen years, it is seen that the hybridity of theatre and hybridization coming to the fore in the productions have begun to be discussed and studied theoretically in theatre and performance studies under the leadership of names such as Hans-Thies Lehmann, Patrice Pavis, Gerda Poschmann, Andy Lavender, Jean Pierre Sarrazac, and Erika Fischer-Lichte, This paper explores the hybrid nature of theatre to be discussed regarding the perspectives of the past and the present through the examples from two plays entitled Realism (2006) and Narrative (2013), by the playwright Anthony Neilson, who has an important place in British theatre.","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69711442","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Oulipo Temsilcisi Hervé Le Tellier’nin Anomalie Adlı Romanında Tür Alıştırmaları","authors":"Tülin Kartal Güngör","doi":"10.32600/huefd.893018","DOIUrl":"https://doi.org/10.32600/huefd.893018","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":30677,"journal":{"name":"Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48868744","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}