Pub Date : 2023-01-16DOI: 10.19113/sdufenbed.1195334
Gülfem Tutal, F. Aykal
Yapılardaki değişim ihtiyacının hiç bitmemesi sonucu esneklik kavramı ortaya çıkmıştır. Yapıların aktif olarak kullanılabilmesi için uygun düzenlemelerle değişen koşullara uyum sağlayabilmesi gerekmektedir. Yaşam boyu devam eden eğitimin önemli bir parçası olan kütüphanelerde değişen teknoloji ve eğitim sistemi sonucu mimari açıdan yetersizlikler ortaya çıkmıştır. Yetersizliklerin mevcut yapı korunarak giderilebilmesi için esnekliğin sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda çalışma alanı olarak seçilen Dicle Üniversitesi Ali Emiri Merkez Kütüphanesi’nin güncel gereksinimler doğrultusunda kullanıcının isteklerini ne ölçüde karşıladığı araştırılmıştır. Çalışmada literatür araştırması, yerinde inceleme ve fotoğraflama yöntemlerinden yararlanılmıştır. Yapıda esneklik gerektiren alanların tespit edilmesi için kullanıcı ölçeğinde değerlendirme yapılmıştır. Bu doğrultuda elektronik ortamda Dicle Üniversitesi Ali Emiri Merkez Kütüphanesi’nin kullanıcılarına, Likert ölçek türüne göre hazırlanan anket uygulanmıştır. Anketten elde edilen veriler istatistik programı “IBM SPSS 26” ile analiz edilip değerlendirilmiştir. Araştırmanın bulgularında, az kullanılan alanların esnek tasarım yaklaşımıyla yapıya yeniden kazandırılması gerektiği, sık kullanılan alanların da kullanıcı ihtiyaç ve isteklerine göre düzenlenip genişletilmesi gerektiği görülmüş ve önerilerde bulunulmuştur.
由于作品需要改变,灵活性的概念已经出现。有必要适应改变适应性安排的条件,以便它们能够被积极使用。在终身教育的重要组成部分图书馆中,技术和教育系统出现了低效现象,这改变了建筑的结果。不足之处需要确保能够安全地拆除现有结构。在这方面,为了满足用户的要求,已对被选为工作领域的迪尔大学阿里埃米里中心图书馆进行了调查。作品运用了文献研究、研究和摄影的方法。对所需字段的用户大小进行了评估,以确定建筑中的速度。在电子环境中,利科特中心图书馆的用户一直在朝着这个方向发展。通过统计程序IBM SPSS 26对问卷中的数据进行分析和评估。Araştırmanın bulgularında、az kullanılan alanların esnek tasarım yaklaşımıyla yapıya yeniden kazandırılmasıgerektiği、sık kullanğlan alanalrın da kullanşcıihtiyaçve isteklerine göre düzenlenip genişletilmesi gerektişi görülmüşveönerilerde bulunulmuştur。
{"title":"KÜTÜPHANE YAPILARINDA MİMARİ ESNEKLİK GEREKSİNİMİNİN DİCLE ÜNİVERSİTESİ ALİ EMİRİ MERKEZ KÜTÜPHANESİ’NDE ANALİZİ","authors":"Gülfem Tutal, F. Aykal","doi":"10.19113/sdufenbed.1195334","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1195334","url":null,"abstract":"Yapılardaki değişim ihtiyacının hiç bitmemesi sonucu esneklik kavramı ortaya çıkmıştır. Yapıların aktif olarak kullanılabilmesi için uygun düzenlemelerle değişen \u0000koşullara uyum sağlayabilmesi gerekmektedir. Yaşam boyu devam eden eğitimin önemli bir parçası olan kütüphanelerde değişen teknoloji ve eğitim sistemi sonucu \u0000mimari açıdan yetersizlikler ortaya çıkmıştır. Yetersizliklerin mevcut yapı korunarak giderilebilmesi için esnekliğin sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda \u0000çalışma alanı olarak seçilen Dicle Üniversitesi Ali Emiri Merkez Kütüphanesi’nin güncel gereksinimler doğrultusunda kullanıcının isteklerini ne ölçüde karşıladığı \u0000araştırılmıştır. Çalışmada literatür araştırması, yerinde inceleme ve fotoğraflama yöntemlerinden yararlanılmıştır. Yapıda esneklik gerektiren alanların tespit \u0000edilmesi için kullanıcı ölçeğinde değerlendirme yapılmıştır. Bu doğrultuda elektronik ortamda Dicle Üniversitesi Ali Emiri Merkez Kütüphanesi’nin \u0000kullanıcılarına, Likert ölçek türüne göre hazırlanan anket uygulanmıştır. Anketten elde edilen veriler istatistik programı “IBM SPSS 26” ile analiz edilip \u0000değerlendirilmiştir. Araştırmanın bulgularında, az kullanılan alanların esnek tasarım yaklaşımıyla yapıya yeniden kazandırılması gerektiği, sık kullanılan alanların da kullanıcı ihtiyaç ve isteklerine göre düzenlenip genişletilmesi gerektiği görülmüş ve önerilerde bulunulmuştur.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-01-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47215897","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1022551
Sadik Cogal
İki boyutlu (2D) geçiş metal dikalkojenit (TMD) malzemeler sundukları üstün özelliklerden dolayı son yıllarda çok dikkat çekmektedirler. Bu çalışmada, TMD malzemelerin önemli bir üyesi olan molibden diselenür (MoSe2) hidrotermal yöntem ile sentezlenmiş ve çeşitli yöntemlerle yapısal ve morfolojik açıdan incelenmiştir. Analiz sonuçları, MoSe2’ün birkaç katmanlı formda elde edildiğini göstermiştir. MoSe2 daha sonra elektrot modifikasyonunda kullanılmış ve dopamin (DA) ve ürik asitin (UA) eş zamanlı elektrokimyasal tayininde uygulanmıştır. Diferansiyel puls voltametri (DPV) ile gerçekleştirilen tayin çalışmalarından DA için 9.98 – 155 µM arasında ve UA için 19.96 – 310 µM arasında lineer tayin aralıkları belirlenmiştir. Aynı zamanda, geliştirilen sensör askorbik asit (AA) girişiminden etkilenmemekte, kararlı ve tekrar üretilebilir özelliklere sahiptir.
{"title":"Dopamin ve Ürik Asit Tayini İçin 2-Boyutlu MoSe2 Bazlı Elektrokimyasal Sensör Geliştirilmesi","authors":"Sadik Cogal","doi":"10.19113/sdufenbed.1022551","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1022551","url":null,"abstract":"İki boyutlu (2D) geçiş metal dikalkojenit (TMD) malzemeler sundukları üstün özelliklerden dolayı son yıllarda çok dikkat çekmektedirler. Bu çalışmada, TMD malzemelerin önemli bir üyesi olan molibden diselenür (MoSe2) hidrotermal yöntem ile sentezlenmiş ve çeşitli yöntemlerle yapısal ve morfolojik açıdan incelenmiştir. Analiz sonuçları, MoSe2’ün birkaç katmanlı formda elde edildiğini göstermiştir. MoSe2 daha sonra elektrot modifikasyonunda kullanılmış ve dopamin (DA) ve ürik asitin (UA) eş zamanlı elektrokimyasal tayininde uygulanmıştır. Diferansiyel puls voltametri (DPV) ile gerçekleştirilen tayin çalışmalarından DA için 9.98 – 155 µM arasında ve UA için 19.96 – 310 µM arasında lineer tayin aralıkları belirlenmiştir. Aynı zamanda, geliştirilen sensör askorbik asit (AA) girişiminden etkilenmemekte, kararlı ve tekrar üretilebilir özelliklere sahiptir.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67569330","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1135337
O. Alkaç, Hayrettin Koral
Çalışma alanının da yer aldığı kuzeydoğu Ege, Neojen öncesi dönemde kuzeyde Neotetis’in kuzey kolunun kapanmasını denetleyen K-G yönlü sıkışma rejimi etkisiyle yükselmiştir. Neojen’de, Batı Anadolu levhacığının keskin dönüşle güneybatıya yönelmesiyle, sıkışmayı karşılamak amacıyla gerilme rejimi etkisine girmiştir. Serravaliyen’de geniş alanlarda gölsel havzalar gelişerek, meydana gelen sedimantasyona karasal volkanizma eşlik etmiştir. Miyosen yaşlı Soma Formasyonu’na Adilköy Volkanitleri dayk şeklinde yerleşmiştir. Orta Miyosen’den itibaren çökelen Deniş Formasyonu’nun sedimanlarıyla yanal yönde geçişli veya üzerleyen Kalemköy Volkanitleri yüzeylemiştir. Bu çalışmada Kınık (İzmir) ve Soma (Manisa) arasındaki Neojen yaşlı sedimanter birimler ve onlara eşlik eden karasal volkanizma ürünlerinin birbirleriyle olan stratigrafik ilişkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Adilköy (22.2 My) ve Kalemköy Volkanitleri ‘nden (25.5 My – 17.7 My) yapılan 40K/40Ar yaş analizlerine göre bölgedeki Neojen volkanik aktivitesi, Geç Oligosen’den başlayıp Orta Miyosen’ e kadar devam etmektedir. Sonuç olarak arazi gözlemleriyle saptanan stratigrafik ilişkiler, jeokronoloji ve sismik yansıma kesitleri, volkanizmanın Orta – Geç Miyosen’e kadar etkin olduğunu göstermektedir. Böylece Neojen yaşlı sedimantasyonun en genç çökelim yaşı Orta Miyosen olmalıdır.
位于埃格东北部的工作区因K-G方向的压迫政权而增加,该政权在Neojen早期控制了Neotetis北支的关闭。在Neojen,西阿纳多卢levhack影响了压迫政权,以对抗急剧转向南方的压迫。Serravaliyen'de genişalanda gölsel havzalar gelişerek,meydana gelen sedimatasyona karasal volkanizma eşlik etmiştir。阿迪尔科伊火山以米约森的古索马形式存在。Kalemky火山与地中海米约森地区跨界或重叠,以及海组沉积物。在这项工作中,埃及和索马之间的Neojen旧沉积单元旨在与伴随它们的黑色火山产物发展战略关系。根据Adilköy(22.2 My)和KalemköyVolcanoes的说法,从GeçOligosen到中米约森地区的Neojen火山活动从“25.5 My–17.7 My”持续。因此,与陆地监视、地质年代和对称反射的战略关系,火山活动受到过去中期的米约森的影响。所以,让我们来谈谈尼奥仁年龄最年轻的沉积一定是米约森中期。
{"title":"Kınık (İzmir) ve Soma (Manisa) Arasındaki Bölgenin Neojen Stratigrafisi, Ortamsal Yorumlanması ve Paleocoğrafik Evrimi","authors":"O. Alkaç, Hayrettin Koral","doi":"10.19113/sdufenbed.1135337","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1135337","url":null,"abstract":"Çalışma alanının da yer aldığı kuzeydoğu Ege, Neojen öncesi dönemde kuzeyde Neotetis’in kuzey kolunun kapanmasını denetleyen K-G yönlü sıkışma rejimi etkisiyle yükselmiştir. Neojen’de, Batı Anadolu levhacığının keskin dönüşle güneybatıya yönelmesiyle, sıkışmayı karşılamak amacıyla gerilme rejimi etkisine girmiştir. Serravaliyen’de geniş alanlarda gölsel havzalar gelişerek, meydana gelen sedimantasyona karasal volkanizma eşlik etmiştir. Miyosen yaşlı Soma Formasyonu’na Adilköy Volkanitleri dayk şeklinde yerleşmiştir. Orta Miyosen’den itibaren çökelen Deniş Formasyonu’nun sedimanlarıyla yanal yönde geçişli veya üzerleyen Kalemköy Volkanitleri yüzeylemiştir. Bu çalışmada Kınık (İzmir) ve Soma (Manisa) arasındaki Neojen yaşlı sedimanter birimler ve onlara eşlik eden karasal volkanizma ürünlerinin birbirleriyle olan stratigrafik ilişkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Adilköy (22.2 My) ve Kalemköy Volkanitleri ‘nden (25.5 My – 17.7 My) yapılan 40K/40Ar yaş analizlerine göre bölgedeki Neojen volkanik aktivitesi, Geç Oligosen’den başlayıp Orta Miyosen’ e kadar devam etmektedir. Sonuç olarak arazi gözlemleriyle saptanan stratigrafik ilişkiler, jeokronoloji ve sismik yansıma kesitleri, volkanizmanın Orta – Geç Miyosen’e kadar etkin olduğunu göstermektedir. Böylece Neojen yaşlı sedimantasyonun en genç çökelim yaşı Orta Miyosen olmalıdır.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67571553","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1068593
T. Güray, Ülkü Dilek Uysal
Karmosin (E122) bir gıda katkı maddesi olarak genellikle gıda, kozmetik ve ilaçlarda kullanılan boyadır. Bu çalışmada, bulutlanma noktası ekstraksiyonundan (CPE) sonra şurup numunesinde karmosinin (KAR) spektrofotometrik tayini için ekstraksiyon aşamasında Brij 58 kullanılmıştır. Ekstraksiyon sıcaklığı, pH, Brij 58 (yüzey aktif madde) konsantrasyonu ve Na2SO4 konsantrasyonu gibi bazı parametreler merkezi kompozit tasarımı, Box-Behnken tasarımı ve klasik deneysel yöntemler kullanılarak optimize edilmiştir. Yöntemin doğrusal çalışma aralığı 0,05 - 4,00 g mL-1 olarak belirlenmiştir. Bu yöntemin gözlenebilme sınırı (LOD); KAR için 0,0018 μg mL-1 dir. Yöntemde KAR'ın geri kazanım değerlerinin %98,00 ve %102,67 arasında olduğu hesaplanmıştır. Bulgular, bu yeni CPE yönteminin rutin analizde KAR’ın hassas belirlenmesi için hızlı bir şekilde kullanılabileceğini göstermiştir.
{"title":"Karmosin için Deney Tasarımı Uygulanarak Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu Kullanımı ve Spektrofotometrik Tayini","authors":"T. Güray, Ülkü Dilek Uysal","doi":"10.19113/sdufenbed.1068593","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1068593","url":null,"abstract":"Karmosin (E122) bir gıda katkı maddesi olarak genellikle gıda, kozmetik ve ilaçlarda kullanılan boyadır. Bu çalışmada, bulutlanma noktası ekstraksiyonundan (CPE) sonra şurup numunesinde karmosinin (KAR) spektrofotometrik tayini için ekstraksiyon aşamasında Brij 58 kullanılmıştır. Ekstraksiyon sıcaklığı, pH, Brij 58 (yüzey aktif madde) konsantrasyonu ve Na2SO4 konsantrasyonu gibi bazı parametreler merkezi kompozit tasarımı, Box-Behnken tasarımı ve klasik deneysel yöntemler kullanılarak optimize edilmiştir. Yöntemin doğrusal çalışma aralığı 0,05 - 4,00 g mL-1 olarak belirlenmiştir. Bu yöntemin gözlenebilme sınırı (LOD); KAR için 0,0018 μg mL-1 dir. Yöntemde KAR'ın geri kazanım değerlerinin %98,00 ve %102,67 arasında olduğu hesaplanmıştır. Bulgular, bu yeni CPE yönteminin rutin analizde KAR’ın hassas belirlenmesi için hızlı bir şekilde kullanılabileceğini göstermiştir.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67571096","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1074029
Sezen Canim Ates, Fulya KAHVECİOĞLU ÇETİN
Leishmaniasis is a group of illnesses occasioned Leishmania (L.) parasites transmitted by the bites of infected female Phlebotominae class flies and it is endemic in 102 countries. It is seen worldwide, particularly in developing countries. In the present study, the antileishmanial efficacy of free rutin and nanoparticles formed by encapsulating flavonoid rutin in a polymer nanoparticle system on Leishmania infantum promastigotes were contrasted. The efficacy of rutin-loaded PLGA nanoparticles (RT)NPs on the proliferation of promastigote form of L. infantum parasites was examined for the first time by counting the in vitro antileishmanial activities of (RT)NPs using the MTT assay and counting on the thoma slide. It has been observed that (RT)NPs significant affect the proliferation of parasites at concentrations of 1000, 750, and 500 μg/ml at 72nd and 96th hours. The viability% value decreased 10-fold at 1000 μg/ml concentration of (RT)NPs. While the IC50 value of promastigote form of L. infantum parasites was 29.2 ± 4.5 μg/ml in the specimens treated with RT at varied concentrations, the IC50 value of promastigote form of L. infantum parasites was found to be 23.0 ± 2.7 µg/ml in the specimens treated with (RT)NPs. It was observed that the absorbance measurements of (RT)NPs were lower compared to RT at concentrations of 1000, 750, and 500 μg/ml at 48th hour.
{"title":"In vitro Investigation of Rutin-Loaded PLGA Nanoparticles on Leishmania infantum Promastigotes","authors":"Sezen Canim Ates, Fulya KAHVECİOĞLU ÇETİN","doi":"10.19113/sdufenbed.1074029","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1074029","url":null,"abstract":"Leishmaniasis is a group of illnesses occasioned Leishmania (L.) parasites transmitted by the bites of infected female Phlebotominae class flies and it is endemic in 102 countries. It is seen worldwide, particularly in developing countries. In the present study, the antileishmanial efficacy of free rutin and nanoparticles formed by encapsulating flavonoid rutin in a polymer nanoparticle system on Leishmania infantum promastigotes were contrasted. The efficacy of rutin-loaded PLGA nanoparticles (RT)NPs on the proliferation of promastigote form of L. infantum parasites was examined for the first time by counting the in vitro antileishmanial activities of (RT)NPs using the MTT assay and counting on the thoma slide. It has been observed that (RT)NPs significant affect the proliferation of parasites at concentrations of 1000, 750, and 500 μg/ml at 72nd and 96th hours. The viability% value decreased 10-fold at 1000 μg/ml concentration of (RT)NPs. While the IC50 value of promastigote form of L. infantum parasites was 29.2 ± 4.5 μg/ml in the specimens treated with RT at varied concentrations, the IC50 value of promastigote form of L. infantum parasites was found to be 23.0 ± 2.7 µg/ml in the specimens treated with (RT)NPs. It was observed that the absorbance measurements of (RT)NPs were lower compared to RT at concentrations of 1000, 750, and 500 μg/ml at 48th hour.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67571260","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1055889
Cihat Hilal, Serhat Variş, M. Mert, M. Önal, Y. Sarikaya
Molecular modelling is an appreciated tool that brings valuable data on physical and chemical characteristics of materials that eliminates the necessity of conducting any experiment. This method allows to calculate the performance of energetic molecules to be synthesized. In the work, the detonation parameters of the energetic organic compounds Pentaerythritol tetranitrate(PETN), Butanetriol trinitrate (BTTN), Trimetylolethane trinitrate (TMETN) and Diethyleneglycol dinitrate (DEGDN) has theoretically been calculated and some values compared with the literature values. Moreover, three hypothetical molecules combining PETN with other explosive molecules have been designed. The detonation properties have been calculated using density functional theory (DFT) with B3LYP/6-31G (d,p) basis set. It has been concluded that all molecules have the effect of increasing the explosion parameters of PETN.
{"title":"The Effects of BTTN, TMETN and DEGDN Molecules on the Explosion Properties of PETN Molecule","authors":"Cihat Hilal, Serhat Variş, M. Mert, M. Önal, Y. Sarikaya","doi":"10.19113/sdufenbed.1055889","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1055889","url":null,"abstract":"Molecular modelling is an appreciated tool that brings valuable data on physical and chemical characteristics of materials that eliminates the necessity of conducting any experiment. This method allows to calculate the performance of energetic molecules to be synthesized. In the work, the detonation parameters of the energetic organic compounds Pentaerythritol tetranitrate(PETN), Butanetriol trinitrate (BTTN), Trimetylolethane trinitrate (TMETN) and Diethyleneglycol dinitrate (DEGDN) has theoretically been calculated and some values compared with the literature values. Moreover, three hypothetical molecules combining PETN with other explosive molecules have been designed. The detonation properties have been calculated using density functional theory (DFT) with B3LYP/6-31G (d,p) basis set. It has been concluded that all molecules have the effect of increasing the explosion parameters of PETN.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67569888","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1053576
Merve Deni̇z, Leyla Tokman
Tarsus kenti; çeşitli toplumların hâkimiyet kurduğu bir bölge olduğundan yerleşimin oldukça tarihi bir dokusu bulunmaktadır. Ancak birçok nitelikli yapı, zamanla çeşitli müdahaleler yaşamış ve bu yapıların cephe elemanları yenilenmiştir. Bu çalışmanın amacı müdahaleler sonrasında yenilenen tarihi yapı cephelerinin görsel algılanabilirliklerini Gestalt İlkeleri bağlamında değerlendirmektir. Öncelikle araştırmaya konu olan 10 adet tarihi yapı yerinde incelenmiş ardından cephelerin görsel algılanabilirliklerini değerlendirmek için cephe yüzeysel analizleri yapılmıştır. Yapılan çalışmalar ile Yeni Hamam’ın, güney cephesindeki kesme taşların geçirdiği müdahaleler neticesinde kapatılarak boyandığı ve bu durumun cephenin özgünlüğünü yitirmesine yol açtığından görsel algıyı zedelediği; diğer yapıların ise görsel algılanabilirliklerinin güçlü olduğu sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla ilerleyen süreçlerde bu yapıların cephelerinde meydana gelecek herhangi bir tahribat yapıların görsel algılanmalarına zarar vereceğinden tek yapı ölçeğinde ziyade bütüncül bir koruma yaklaşımının gözetildiği kültürel rota önerisi geliştirilmiştir. Rota kapsamında yer alan Yeni Hamam’ın kapatılan kesme taşları tekrardan gün yüzüne çıkarılıp görsel algılanabilirliği devam ettirilmelidir. Öteki yapılarda ise belirli periyodlarla bakım-onarım faaliyetleri yapılmalıdır. Bu sayede yapıların hem sistemli bir biçimde ziyaret edileceğinden daha az bozulacağı hem de bakım-onarım faaliyetleri ile cephelerdeki bozulmalarının önleneceği böylelikle görsel algının sürdürülebileceği öngörülmektedir.
{"title":"Gestalt İlkeleri Bağlamında Tarihi Yapı Cephelerinin Görsel Algılanabilirliği: Tarsus Örneği","authors":"Merve Deni̇z, Leyla Tokman","doi":"10.19113/sdufenbed.1053576","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1053576","url":null,"abstract":"Tarsus kenti; çeşitli toplumların hâkimiyet kurduğu bir bölge olduğundan yerleşimin oldukça tarihi bir dokusu bulunmaktadır. Ancak birçok nitelikli yapı, zamanla çeşitli müdahaleler yaşamış ve bu yapıların cephe elemanları yenilenmiştir. Bu çalışmanın amacı müdahaleler sonrasında yenilenen tarihi yapı cephelerinin görsel algılanabilirliklerini Gestalt İlkeleri bağlamında değerlendirmektir. Öncelikle araştırmaya konu olan 10 adet tarihi yapı yerinde incelenmiş ardından cephelerin görsel algılanabilirliklerini değerlendirmek için cephe yüzeysel analizleri yapılmıştır. Yapılan çalışmalar ile Yeni Hamam’ın, güney cephesindeki kesme taşların geçirdiği müdahaleler neticesinde kapatılarak boyandığı ve bu durumun cephenin özgünlüğünü yitirmesine yol açtığından görsel algıyı zedelediği; diğer yapıların ise görsel algılanabilirliklerinin güçlü olduğu sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla ilerleyen süreçlerde bu yapıların cephelerinde meydana gelecek herhangi bir tahribat yapıların görsel algılanmalarına zarar vereceğinden tek yapı ölçeğinde ziyade bütüncül bir koruma yaklaşımının gözetildiği kültürel rota önerisi geliştirilmiştir. Rota kapsamında yer alan Yeni Hamam’ın kapatılan kesme taşları tekrardan gün yüzüne çıkarılıp görsel algılanabilirliği devam ettirilmelidir. Öteki yapılarda ise belirli periyodlarla bakım-onarım faaliyetleri yapılmalıdır. Bu sayede yapıların hem sistemli bir biçimde ziyaret edileceğinden daha az bozulacağı hem de bakım-onarım faaliyetleri ile cephelerdeki bozulmalarının önleneceği böylelikle görsel algının sürdürülebileceği öngörülmektedir.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48252160","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1082948
Nevin Akdura, Handan ÇULAL KILIÇ
Hakkari ili domates ve biber üretim alanlarında domates lekeli solgunluk virüsü (Tomato spotted wilt virus, TSWV) ve yonca mozaik virüsü (Alfalfa mosaic virus, AMV)’nün belirlenmesi için yapılan sürveyler 2020 üretim döneminde gerçekleştirilmiştir. Domates ve biber üretim alanlarında sararma, nekroz, mozaik ve şekil bozukluğu simptomu gösteren 184 bitkiden yaprak örneği toplanmıştır. Toplanan yaprak örneklerinde TSWV ve AMV’nin belirlenmesi için Double antibody sandwich enzyme linked immunosorbent assay (DAS-ELISA) yöntemi kullanılmıştır. DAS-ELISA yöntemine göre toplam 184 yaprak örneğinden 26 adedinin TSWV ve 2 adedinin AMV ile enfekteli olduğu saptanmıştır. Toplanan örneklerde karışık enfeksiyona rastlanmamıştır. Bu çalışma Hakkari ili domates ve biber alanlarında TSWV ve AMV’nin tanılanması bakımından yapılan ilk çalışmadır.
{"title":"Hakkari İli Domates ve Biber Üretim Alanlarında Yonca Mozaik Virüsü ve Domates Lekeli Solgunluk Virüsü’nün Belirlenmesi","authors":"Nevin Akdura, Handan ÇULAL KILIÇ","doi":"10.19113/sdufenbed.1082948","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1082948","url":null,"abstract":"Hakkari ili domates ve biber üretim alanlarında domates lekeli solgunluk virüsü (Tomato spotted wilt virus, TSWV) ve yonca mozaik virüsü (Alfalfa mosaic virus, AMV)’nün belirlenmesi için yapılan sürveyler 2020 üretim döneminde gerçekleştirilmiştir. Domates ve biber üretim alanlarında sararma, nekroz, mozaik ve şekil bozukluğu simptomu gösteren 184 bitkiden yaprak örneği toplanmıştır. Toplanan yaprak örneklerinde TSWV ve AMV’nin belirlenmesi için Double antibody sandwich enzyme linked immunosorbent assay (DAS-ELISA) yöntemi kullanılmıştır. DAS-ELISA yöntemine göre toplam 184 yaprak örneğinden 26 adedinin TSWV ve 2 adedinin AMV ile enfekteli olduğu saptanmıştır. Toplanan örneklerde karışık enfeksiyona rastlanmamıştır. Bu çalışma Hakkari ili domates ve biber alanlarında TSWV ve AMV’nin tanılanması bakımından yapılan ilk çalışmadır.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47282416","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1059260
Mehmet Kilinç
Bu çalışmada, eğitim uçaklarını zeminden kaldırmak amacıyla kullanılan hidrolik tahrikli bir kriko mekanizmasının mekanik davranışı nümerik ve deneysel gerilme analiz yöntemleriyle incelenmiştir. Sonlu elemanlar gerilme analizi verilerinin, fotoelastik yöntem ile elde edilen gerilme analizi verileri ile uyuştuğu görülmüştür. Mekanizmanın fonksiyonel bölgelerine ait iki boyutlu küçültülmüş modeller kullanılarak fotoelastik analiz gerçekleştirilmiştir. Sonlu elemanlar analizinde; taşıyıcı yük fikstür bölgesinden aktarılan gerilmelerin, silindir ünitesi ve ayarlanabilir kol mekanizması yardımıyla desteklendiği görülmüştür. Ayarlanabilir kol mekanizmasının ise yükü eksenel olarak bağlı bulunduğu mesnet grupları ile temel gövdeye aktardığı görülmüştür. Yük fikstürünün sehimi ve eksenel yük aktarma davranışı incelendiğinde gerilme ve sehim davranışının yapı için tutarlı olduğu görülmüştür. Fotoelastik analiz sonucunda, gerilmelerin yük tablasının gövde tablası ile birleşme bölgesinde, eğilme etkisine bağlı olarak yoğunlaştığı girişim çizgisi geçişlerinde gözlemlenmiştir. Taşıyıcı gövdede eğilme etkisine bağlı olarak gerilmelerin üst yüzeyde oluşmaya başladığı ve bu bölgeden dağıldığı gözlemlenmiştir. Sonuç olarak, sonlu eleman analizinden elde edilen gerilme analizi verileri fotoelastik analiz ile doğrulanmış ve sisteme özgün bir hesaplamalı ve deneysel gerilme analizi gerçekleştirilmiştir.
{"title":"Bir Eğitim Uçağı Hidrolik Kriko Sistemi İçin Hesaplamalı ve Deneysel Gerilme Analizi","authors":"Mehmet Kilinç","doi":"10.19113/sdufenbed.1059260","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1059260","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, eğitim uçaklarını zeminden kaldırmak amacıyla kullanılan hidrolik tahrikli bir kriko mekanizmasının mekanik davranışı nümerik ve deneysel gerilme analiz yöntemleriyle incelenmiştir. Sonlu elemanlar gerilme analizi verilerinin, fotoelastik yöntem ile elde edilen gerilme analizi verileri ile uyuştuğu görülmüştür. Mekanizmanın fonksiyonel bölgelerine ait iki boyutlu küçültülmüş modeller kullanılarak fotoelastik analiz gerçekleştirilmiştir. Sonlu elemanlar analizinde; taşıyıcı yük fikstür bölgesinden aktarılan gerilmelerin, silindir ünitesi ve ayarlanabilir kol mekanizması yardımıyla desteklendiği görülmüştür. Ayarlanabilir kol mekanizmasının ise yükü eksenel olarak bağlı bulunduğu mesnet grupları ile temel gövdeye aktardığı görülmüştür. Yük fikstürünün sehimi ve eksenel yük aktarma davranışı incelendiğinde gerilme ve sehim davranışının yapı için tutarlı olduğu görülmüştür. Fotoelastik analiz sonucunda, gerilmelerin yük tablasının gövde tablası ile birleşme bölgesinde, eğilme etkisine bağlı olarak yoğunlaştığı girişim çizgisi geçişlerinde gözlemlenmiştir. Taşıyıcı gövdede eğilme etkisine bağlı olarak gerilmelerin üst yüzeyde oluşmaya başladığı ve bu bölgeden dağıldığı gözlemlenmiştir. Sonuç olarak, sonlu eleman analizinden elde edilen gerilme analizi verileri fotoelastik analiz ile doğrulanmış ve sisteme özgün bir hesaplamalı ve deneysel gerilme analizi gerçekleştirilmiştir.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47917912","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.19113/sdufenbed.1061021
Aslıhan KURNUÇ SEYHAN, Muhammed Çerçi̇
Bu çalışmada Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ)’nin 2019 ve 2020 yılına ait karbon ayak izi önce Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (The Intergovernmental Panel on Climate Change–IPCC) Tier 1 yaklaşımıyla sonrasında ise İngiltere Çevre, Gıda ve Köy işleri Bakanlığı (Department for Environment, Food and Rural Affairs–DEFRA) dönüşüm faktörleri kullanılarak hesaplanmıştır. EBYÜ’nün birincil karbon ayak izi IPCC Metodolojisi Tier 1 yaklaşımıyla 2019 yılı için 2753,2 tCO2e ve 2020 yılı için 2383,74 tCO2e emisyonu hesaplanmıştır.2019 yılı ile karşılaştırıldığında emisyon miktarında %13,42 azalma görülmektedir. DEFRA dönüşüm faktörleriyle ise 2019 yılı için 2314,53 tCO2e ve 2020 yılı için 1826,54 tCO2e emisyonu hesaplanmıştır. 2019 yılı ile karşılaştırıldığında emisyon miktarında %21,08 azalma görülmektedir. IPCC Tier 1 yaklaşımı ile DEFRA arasındaki bu fark IPCC Tier 1 yaklaşımı hesaplamalarında kullanılan emisyon faktörlerinin genel olması ve DEFRA’nın İngiltere’nin ulusal verilerini kullanmasından kaynaklanmaktadır. Karbondioksit emisyonundaki azalmaya 2019 yılına kıyasla 2020 yılında iklimin biraz ılımanlaşmasının yanı sıra Covid-19 pandemi süreci nedeniyle 2020 yılında eğitim-öğretime uzaktan eğitimle devam edilmesinin etki ettiği düşünülmektedir.
{"title":"IPCC Tier 1 ve DEFRA Metotları ile Karbon Ayak İzinin Belirlenmesi: Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nin Yakıt ve Elektrik Tüketimi Örneği","authors":"Aslıhan KURNUÇ SEYHAN, Muhammed Çerçi̇","doi":"10.19113/sdufenbed.1061021","DOIUrl":"https://doi.org/10.19113/sdufenbed.1061021","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ)’nin 2019 ve 2020 yılına ait karbon ayak izi önce Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (The Intergovernmental Panel on Climate Change–IPCC) Tier 1 yaklaşımıyla sonrasında ise İngiltere Çevre, Gıda ve Köy işleri Bakanlığı (Department for Environment, Food and Rural Affairs–DEFRA) dönüşüm faktörleri kullanılarak hesaplanmıştır. EBYÜ’nün birincil karbon ayak izi IPCC Metodolojisi Tier 1 yaklaşımıyla 2019 yılı için 2753,2 tCO2e ve 2020 yılı için 2383,74 tCO2e emisyonu hesaplanmıştır.2019 yılı ile karşılaştırıldığında emisyon miktarında %13,42 azalma görülmektedir. DEFRA dönüşüm faktörleriyle ise 2019 yılı için 2314,53 tCO2e ve 2020 yılı için 1826,54 tCO2e emisyonu hesaplanmıştır. 2019 yılı ile karşılaştırıldığında emisyon miktarında %21,08 azalma görülmektedir. IPCC Tier 1 yaklaşımı ile DEFRA arasındaki bu fark IPCC Tier 1 yaklaşımı hesaplamalarında kullanılan emisyon faktörlerinin genel olması ve DEFRA’nın İngiltere’nin ulusal verilerini kullanmasından kaynaklanmaktadır. Karbondioksit emisyonundaki azalmaya 2019 yılına kıyasla 2020 yılında iklimin biraz ılımanlaşmasının yanı sıra Covid-19 pandemi süreci nedeniyle 2020 yılında eğitim-öğretime uzaktan eğitimle devam edilmesinin etki ettiği düşünülmektedir.","PeriodicalId":30858,"journal":{"name":"Suleyman Demirel Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu Dergisi","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49397573","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}