Kötülük probleminin, genellikle, ateizmin bir delili olduğu kabul edilir. Ancak bu varsayımın zorunlu olmadığının kanıtı olarak bazı düşünürler örnek gösterilebilir. Örneğin, literatüre kazandırdığı eserlerine baktığımızda kötülük problemininin kendisi için büyük bir problem olduğunu söyleyebileceğimiz günümüz din felsefesinin önde gelen düşünürlerinden Paul Draper, kendini agnostik olarak tanımlar. Draper, kötülüğün doğrudan agnostisizmi desteklediğini savunmaz, daha ziyade, ateizmi tek başına kanıtlayacak gücü olmadığını savunur. Açıktır ki, kötülük probleminin Draper için yeterince kanıtlama gücü olsaydı, kendisinin agnostik değil ateist olması beklenirdi. Kötülük probleminin, genel olarak, ateizmle ilişkilendirildiği bir ortamda, Draper’in, agnostisizmi nasıl temellendirdiği ve kötülük probleminin neden zorunlu olarak ateizmin bir gerekçesi olamayacağı bu makalenin ana konusudur.
{"title":"PAUL DRAPER, AGNOSTİSİZM VE KÖTÜLÜK PROBLEMİ","authors":"Nesim Aslantatar","doi":"10.15745/da.1082298","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.1082298","url":null,"abstract":"Kötülük probleminin, genellikle, ateizmin bir delili olduğu kabul edilir. Ancak bu varsayımın zorunlu olmadığının kanıtı olarak bazı düşünürler örnek gösterilebilir. Örneğin, literatüre kazandırdığı eserlerine baktığımızda kötülük problemininin kendisi için büyük bir problem olduğunu söyleyebileceğimiz günümüz din felsefesinin önde gelen düşünürlerinden Paul Draper, kendini agnostik olarak tanımlar. Draper, kötülüğün doğrudan agnostisizmi desteklediğini savunmaz, daha ziyade, ateizmi tek başına kanıtlayacak gücü olmadığını savunur. Açıktır ki, kötülük probleminin Draper için yeterince kanıtlama gücü olsaydı, kendisinin agnostik değil ateist olması beklenirdi. Kötülük probleminin, genel olarak, ateizmle ilişkilendirildiği bir ortamda, Draper’in, agnostisizmi nasıl temellendirdiği ve kötülük probleminin neden zorunlu olarak ateizmin bir gerekçesi olamayacağı bu makalenin ana konusudur.","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67353814","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Son dönem Osmanlı âlimlerinden olan 1860/70 Kastamonu doğumlu Ahmed Mâhir Efendi “Ballıklızâde” lakabıyla tanınmaktadır. O, 19. yüzyılda, Batı’nın pek çok yönde ilerleme gösterdiği ve Osmanlı’nın ise yaptığı ıslahatların yanında toprak kaybetmeye başladığı Meşrutiyet döneminde yaşamıştır. Âlim Ahmed Hicâbî’den dersler almasının ardından kendisi de dersler vererek pek çok öğrenci yetiştirmiş, Dâru’l-Fünûn İlahiyât Fakültesi ve Medresetü’l-Vâizîn’de on üç yıl tefsir ve kelam dersleri okutmuştur. Bunun yanı sıra Yargıtay üyeliği, hâkimlik ve milletvekilliği yapmış olan âlim, siyasi bir kişilik olarak da karşımıza çıkmaktadır. Yayınlanan dört eseri bulunan Mâhir Efendi, Kastamonu’nun dini, siyasi, edebi alanlarda yetiştirdiği önemli şahsiyetlerdendir. Bu çalışmada öncelikle Meşrutiyet Dönemi ve bu dönemde tefsir ilminin konumu ele alınmıştır. İkinci olarak Ahmed Mâhir’in hayatına dair bilgiler aktarıldıktan sonra “Mu’cizât-ı Kur’aniyye” ve “el-Fâtiha fî Tefsîri’l-Fâtiha” eserleri özelinde tefsirciliği incelenmiştir. Ahmed Mâhir’in hem siyasi hem de dini bir yönünün olması ve bugün elimizde ona dair dört eserin bulunuşu onun araştırılmasını önemli kılmaktadır. Onunla ilgili tasavvufi yönünün vurgulandığı bir doktora tezi ile aynı kişi tarafından hazırlanmış bir makale yine tasavvuf sahasında yazdığı eser ile alakalı iki yüksek lisans tezi yapılmıştır. Onun dışında hayatına ve eserlerine dair özlü bilgiler veren kaynaklar olsa da bazı biyografik ya da literatüre yönelik çalışmalarda verilen kısa bilgiler dışında “Mu’cizât-ı Kur’aniyye” ve “el-Fâtiha fî Tefsîri’l-Fâtiha” isimli eserlerinin akademik bir çalışmanın konusu olduğuna rastlamadık. Bu durum da bu çalışmayı önemli hale getirmiştir. İncelememiz neticesinde Ahmed Mâhir’in özellikle “Mu’cizât-ı Kur’aniyye” eserine, dönemindeki siyasi ya da dini olumsuz durumları taşıdığını tespit ettik. Kur’an’ın mükemmelliği ve her şeyi içerdiği düşüncesinden hareketle ayetleri, bu durumları düzeltmek için kullanmıştır. “el-Fâtiha fî Tefsîri’l-Fâtiha” eseri ise bize hem o dönem Osmanlı tefsir birikimin izlerini göstermede hem de bu âlimin tefsir, hadis, edebiyata dair ilmi geleneğe sahip olduğunu göstermektedir.
1860/70年晚些时候,卡斯塔蒙被称为艾哈迈德·马约尔,出生于罗马帝国。哦,19。几个世纪以来,西方取得了很大的进步,奥斯曼利生活在中东,那里的土地开始失去。在他学习Ahmed Hiccheb之后,他学习了许多学生,他在上帝学院Dar'l-Funon和Medreza Viezen学习了十三年。Bunun yanısıra Yargıtayüyeliği,hâkimlik ve milletvekilliğiyapmışolanâlim,siyasi bir kişilik olarak da karşmızaçıkmaktadır。城市之主,卡斯塔蒙的宗教、政治和文学,是世界上最重要的人物之一。首先,就业运动和此时的解释科学的立场已经被采取。其次,在将信息传递到Ahmed Mehir的生活中后,特别调查了“Mu’cizât-ıKur'aniya”和“el-Fâtiha FîTefsîri'l-Fâti哈”的作品。事实上,艾哈迈德·迈希尔既是政治家又是宗教人士,我们今天对他进行了四层楼的研究。一篇由一名在检查方向上被枪杀的医生的同一人的论文撰写的文章已在设计领域重新记录。除此之外,我们发现有关于生活和作品的特殊信息来源,但也有一些传记或文学作品,这些作品是在短期研究中给出的,没有在学术工作领域进行研究,称为“Mu’maziz-u Kur aniyye”和“el-Fâtiha FîTefsîri'-Fâtiha”。这使得这项工作变得重要。因此,我们发现艾哈迈德·迈希尔在任职期间尤其存在政治或宗教违规行为。他使用这些标志是为了纠正错误,是为了让事情变得正确。“el-Fâtiha FîTefsîri'l-Fâti哈”是Osmanlıtefsir birikimin izlerini göstermede hem de buâlimin tefsir,hadis,edebiyata dair ilmi geleneğe sahip olduğunu göster mektedir的名字。
{"title":"KASTAMONULU OSMANLI ÂLİMİ BALLIKLIZADE AHMED MÂHİR EFENDİ (1860/70-1922/25) VE TEFSİRCİLİĞİ","authors":"Hatice Merve ÇALIŞKAN BAŞER","doi":"10.15745/da.1077002","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.1077002","url":null,"abstract":"Son dönem Osmanlı âlimlerinden olan 1860/70 Kastamonu doğumlu Ahmed Mâhir Efendi “Ballıklızâde” lakabıyla tanınmaktadır. O, 19. yüzyılda, Batı’nın pek çok yönde ilerleme gösterdiği ve Osmanlı’nın ise yaptığı ıslahatların yanında toprak kaybetmeye başladığı Meşrutiyet döneminde yaşamıştır. Âlim Ahmed Hicâbî’den dersler almasının ardından kendisi de dersler vererek pek çok öğrenci yetiştirmiş, Dâru’l-Fünûn İlahiyât Fakültesi ve Medresetü’l-Vâizîn’de on üç yıl tefsir ve kelam dersleri okutmuştur. Bunun yanı sıra Yargıtay üyeliği, hâkimlik ve milletvekilliği yapmış olan âlim, siyasi bir kişilik olarak da karşımıza çıkmaktadır. Yayınlanan dört eseri bulunan Mâhir Efendi, Kastamonu’nun dini, siyasi, edebi alanlarda yetiştirdiği önemli şahsiyetlerdendir. Bu çalışmada öncelikle Meşrutiyet Dönemi ve bu dönemde tefsir ilminin konumu ele alınmıştır. İkinci olarak Ahmed Mâhir’in hayatına dair bilgiler aktarıldıktan sonra “Mu’cizât-ı Kur’aniyye” ve “el-Fâtiha fî Tefsîri’l-Fâtiha” eserleri özelinde tefsirciliği incelenmiştir. Ahmed Mâhir’in hem siyasi hem de dini bir yönünün olması ve bugün elimizde ona dair dört eserin bulunuşu onun araştırılmasını önemli kılmaktadır. Onunla ilgili tasavvufi yönünün vurgulandığı bir doktora tezi ile aynı kişi tarafından hazırlanmış bir makale yine tasavvuf sahasında yazdığı eser ile alakalı iki yüksek lisans tezi yapılmıştır. Onun dışında hayatına ve eserlerine dair özlü bilgiler veren kaynaklar olsa da bazı biyografik ya da literatüre yönelik çalışmalarda verilen kısa bilgiler dışında “Mu’cizât-ı Kur’aniyye” ve “el-Fâtiha fî Tefsîri’l-Fâtiha” isimli eserlerinin akademik bir çalışmanın konusu olduğuna rastlamadık. Bu durum da bu çalışmayı önemli hale getirmiştir. İncelememiz neticesinde Ahmed Mâhir’in özellikle “Mu’cizât-ı Kur’aniyye” eserine, dönemindeki siyasi ya da dini olumsuz durumları taşıdığını tespit ettik. Kur’an’ın mükemmelliği ve her şeyi içerdiği düşüncesinden hareketle ayetleri, bu durumları düzeltmek için kullanmıştır. “el-Fâtiha fî Tefsîri’l-Fâtiha” eseri ise bize hem o dönem Osmanlı tefsir birikimin izlerini göstermede hem de bu âlimin tefsir, hadis, edebiyata dair ilmi geleneğe sahip olduğunu göstermektedir.","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67354221","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Metafizik, felsefenin en temel disiplinlerinden birini oluşturmaktadır. Genellikle Aristoteles’ten itibaren onun konusu “varlık olması bakımından varlık” şeklinde kabul görmüştür. Ancak İslam düşünce tarihinde zaman zaman metafiziğin yerine kelamın üst bilim olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünenler olmuştur. Dolayısıyla metafiziğin konusu kabul edilen “varlık olması bakımından varlığı” kelamın konusu olarak ifade etmişlerdir. Bu çalışmada söz konusu iddianın doğru olduğunu düşünen ve bu fikri oluşum çerçevesinde şekillenen filozof kelamcıların oluşturduğu felsefî kelam ekolüne mensup olan Kadı Siraceddin el-Urmevî’nin metafizik ilmine ve metafizik kavramlara yaklaşımı ele alınacaktır. Dolayısıyla bu çalışma Urmevî’ye göre metafizik ve metafizik kavramlar ile sınırlı olacaktır. Urmevî üzerine yapılan bu çalışmayla, Urmevî’ye göre metafizik ilminin asli konumunun ve metafizik kavramların onun düşüncesindeki anlamlarının neler olduğunun belirlenmesi amaçlanmaktadır. Söz konusu meselelerin felsefî kelam ekolüne mensup olan bir düşünür tarafından ele alınış şeklinin belirlenmesi felsefî düşüncenin gelişim seyri açısından önem arz etmektedir. Fahreddîn er-Râzî çizgisinde yazılan Metaliû’l-Envâr ve Beyânû’l-Hakk adlı eserlerini onun felsefesini ortaya koyması ve metafizik kavramları geniş bir şekilde ele alması bakımından son derece dikkat çekicidir. Ayrıca metafizik ilminin on üçüncü yüzyıldaki konumunun anlaşılmasına da katkı sunacak olan bu çalışma ile Urmevî nazarında metafiziğin üst ilim olduğu görülmektedir. Ancak metafizik kavramlara yaklaşımı metafizik ilmine yaklaşımından farklıdır. Nitekim metafizik kavramlar hususunda İbn Sînâ’nın görüşlerine yer vermekle birlikte Fahreddin er-Râzî çizgisi ağır basmaktadır.
形而上学是哲学的主要学科之一。自亚里士多德以来,他普遍接受这个主题为“从存在的角度看财富”。但在伊斯兰教历史上,当谈到时间时,他们认为这个词应该被接受为科学,而不是形而上学。因此,他们将形而上学的概念表述为“存在”一词。在这项研究中,它将使我更接近卡迪·西拉切丁·乌尔梅维的形而上学科学和形而上学概念,他是一位认为这个想法是真实的哲学家,以及构成这个想法结构的文字哲学。因此,本研究将仅限于乌尔梅夫的形而上学和形而上学概念。在这项对森林进行的研究中,乌尔梅夫旨在确定形而上学科学的实际位置及其视野中的形而上学概念。Söz konusu meselelerin felsefîkelam ekolüne mensup olan bir düşünür tarafından ele alınışş。Fahrenheir er Rasil系列的作品,名为Metalliu Envâr和Beánûl-Hack,在揭示其哲学和广泛运用形而上学概念方面极为谨慎。此外,玄学被认为有助于理解十三世纪的形势,玄学是一门在乌鲁木齐方向上的玄学。但形而上的概念不同于形而上科学的近似。在形而上学方面,以伊本·辛的观点来看,法赫丁的路线受到了沉重的压力。
{"title":"KADI SİRACEDDİN EL-URMEVÎ’NİN METAFİZİK ANLAYIŞI VE METAFİZİK KAVRAMLARA YAKLAŞIMI","authors":"Nilüfer ÖZTÜRK KOCABIYIK","doi":"10.15745/da.1094196","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.1094196","url":null,"abstract":"Metafizik, felsefenin en temel disiplinlerinden birini oluşturmaktadır. Genellikle Aristoteles’ten itibaren onun konusu “varlık olması bakımından varlık” şeklinde kabul görmüştür. Ancak İslam düşünce tarihinde zaman zaman metafiziğin yerine kelamın üst bilim olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünenler olmuştur. Dolayısıyla metafiziğin konusu kabul edilen “varlık olması bakımından varlığı” kelamın konusu olarak ifade etmişlerdir. Bu çalışmada söz konusu iddianın doğru olduğunu düşünen ve bu fikri oluşum çerçevesinde şekillenen filozof kelamcıların oluşturduğu felsefî kelam ekolüne mensup olan Kadı Siraceddin el-Urmevî’nin metafizik ilmine ve metafizik kavramlara yaklaşımı ele alınacaktır. Dolayısıyla bu çalışma Urmevî’ye göre metafizik ve metafizik kavramlar ile sınırlı olacaktır. Urmevî üzerine yapılan bu çalışmayla, Urmevî’ye göre metafizik ilminin asli konumunun ve metafizik kavramların onun düşüncesindeki anlamlarının neler olduğunun belirlenmesi amaçlanmaktadır. Söz konusu meselelerin felsefî kelam ekolüne mensup olan bir düşünür tarafından ele alınış şeklinin belirlenmesi felsefî düşüncenin gelişim seyri açısından önem arz etmektedir. Fahreddîn er-Râzî çizgisinde yazılan Metaliû’l-Envâr ve Beyânû’l-Hakk adlı eserlerini onun felsefesini ortaya koyması ve metafizik kavramları geniş bir şekilde ele alması bakımından son derece dikkat çekicidir. Ayrıca metafizik ilminin on üçüncü yüzyıldaki konumunun anlaşılmasına da katkı sunacak olan bu çalışma ile Urmevî nazarında metafiziğin üst ilim olduğu görülmektedir. Ancak metafizik kavramlara yaklaşımı metafizik ilmine yaklaşımından farklıdır. Nitekim metafizik kavramlar hususunda İbn Sînâ’nın görüşlerine yer vermekle birlikte Fahreddin er-Râzî çizgisi ağır basmaktadır.","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47615414","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırma 4-6 yaş Kur’an kursu öğreticilerinin teknolojik yetkinliklerinin ne düzeyde olduğu ve bu yetkinliği olumlu ya da olumsuz anlamda etkileyen faktörlerin neler olduğu sorusu çerçevesinde yürütülmüştür. Böyle bir sorunun problem olarak ele alınıp çalışılmasının temel nedeni ise Pandemi süreciyle birlikte ortaya çıkan eğitim-öğretim süreçlerinde teknoloji kullanımın önemi konusuna dikkat çekmektir. Araştırmada karma yöntem modellerinden açımlayıcı sıralı desen benimsenmiştir. Çalışmanın birincil veri kümesi olarak nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Bu kapsamda veri toplama aracı olarak; kişisel bilgilere dönük soruların yer aldığı formun yanı sıra Horzum vd. (2014) tarafından geliştirilen “Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi Ölçeği (TPAB)” gerekli izinler alınarak kullanılmış ve 528 katılımcıya uygulanmıştır. Çalışmanın ikincil veri kümesi olarak nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseninden faydalanılmıştır. Bu kapsamda iki oturum şeklinde ve her bir oturumda 10 katılımcı olmak üzere toplamda 20 katılımcı ile odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerin odağında katılımcıların 4-6 yaş grubu Kur’an kursu uzaktan eğitim sürecindeki teknoloji kullanım tecrübelerinden genel olarak bahsetmeleri ile sürecin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirmeleri yer almıştır. Araştırmada elde edilen nicel bulgular ışığında öğreticilerin TPAB ölçeği genel ortalamasının iyi olduğu dikkat çekmektedir. Fakat öğreticilerin teknoloji ile ilgili alt boyutlardan almış oldukları puanların genel ortalamanın altında olduğu görülmektedir. Nitel bulgular çerçevesinde ise uzaktan eğitim süreciyle birlikte teknoloji okur yazarlığı farkındalığının arttığı tespit edilmiştir. Öğreticiler kendilerinde ortaya çıkan bu teknoloji farkındalığını korumak ve konuyla ilgili hizmet içi eğitim seminerlerine ihtiyaç duyduklarını belirtmektedir.
本研究的重点是四名六岁库尔德课程教师的技术技能水平,并基于影响这种能力的积极或消极因素的问题。这个问题的主要原因是要重视技术在培训和教学过程中的重要性,而这正是随着疫情的发展而出现的。在研究中,我说这是一个复杂模型的解释序列。Çalışmanın birincil veri kümesi olarak nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama模型。作为这方面的数据收集工具;除了返回问题的形式外,Horzum vd。(2014)已向528名参与者申请,获得了“技术教育领域信息措施(TPAB)”的必要许可。工作的第二个数据集用于从形式化的研究方法描述操作状态。会议以两届会议的形式举行,共有20名与会者,每届会议有10名与会者。在会议室里,4-6岁的参与者评估了这一过程的优缺点,这些优缺点通常在Kur an课程的技术使用经验中进行讨论。根据研究结果,教师们谨慎地认为TPAB量表有利于一般平均水平。但是,来自教师的技术不足点被认为低于全球平均水平。在基本发现的框架内,技术阅读与远程学习的过程相结合,并被确定为提高对文献的认识。Öğretiler kendilerinde ortayaçıkan bu technologji farkındalığınıkorumak ve konuyla ilgili hizmet içi eğitim semierlerine ihtiyaçduyduklarınşbelirtemektedir。
{"title":"A Mixed Methods Study On Technology Competencies of 4-6 Age Quran Course Teachers","authors":"Yasemin İpek, A. Öncü","doi":"10.15745/da.1104341","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.1104341","url":null,"abstract":"Bu araştırma 4-6 yaş Kur’an kursu öğreticilerinin teknolojik yetkinliklerinin ne düzeyde olduğu ve bu yetkinliği olumlu ya da olumsuz anlamda etkileyen faktörlerin neler olduğu sorusu çerçevesinde yürütülmüştür. Böyle bir sorunun problem olarak ele alınıp çalışılmasının temel nedeni ise Pandemi süreciyle birlikte ortaya çıkan eğitim-öğretim süreçlerinde teknoloji kullanımın önemi konusuna dikkat çekmektir. Araştırmada karma yöntem modellerinden açımlayıcı sıralı desen benimsenmiştir. Çalışmanın birincil veri kümesi olarak nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Bu kapsamda veri toplama aracı olarak; kişisel bilgilere dönük soruların yer aldığı formun yanı sıra Horzum vd. (2014) tarafından geliştirilen “Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi Ölçeği (TPAB)” gerekli izinler alınarak kullanılmış ve 528 katılımcıya uygulanmıştır. Çalışmanın ikincil veri kümesi olarak nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseninden faydalanılmıştır. Bu kapsamda iki oturum şeklinde ve her bir oturumda 10 katılımcı olmak üzere toplamda 20 katılımcı ile odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerin odağında katılımcıların 4-6 yaş grubu Kur’an kursu uzaktan eğitim sürecindeki teknoloji kullanım tecrübelerinden genel olarak bahsetmeleri ile sürecin avantaj ve dezavantajlarını değerlendirmeleri yer almıştır. Araştırmada elde edilen nicel bulgular ışığında öğreticilerin TPAB ölçeği genel ortalamasının iyi olduğu dikkat çekmektedir. Fakat öğreticilerin teknoloji ile ilgili alt boyutlardan almış oldukları puanların genel ortalamanın altında olduğu görülmektedir. Nitel bulgular çerçevesinde ise uzaktan eğitim süreciyle birlikte teknoloji okur yazarlığı farkındalığının arttığı tespit edilmiştir. Öğreticiler kendilerinde ortaya çıkan bu teknoloji farkındalığını korumak ve konuyla ilgili hizmet içi eğitim seminerlerine ihtiyaç duyduklarını belirtmektedir.","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49210953","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada İbn-i Hüsam Husafi’nin Hâverânnâme adlı eserinin beş minyatürü incelenmiştir. Bunlardan dört tanesi Tahran Gülistan Sarayı Kütüphanesi’nde bulunan Hâverânnâmede mevcuttur.Tek yapraklı çalışma ise Rıza Abbasi Müzesi’nde bulunmaktadır. Bu minyatürleri Şiraz minyatür okulu sanatçılarından Ferhad ve çırakları çizmişlerdir. Bu çalışmalarda Hz. Ali ejderha ile çetin bir mücadele içinde tasvir edilmiştir. Bu eserlerden dört tanesi yayınlarda yer almaktadır ancak yeterince tetkik edilmemiş ve bazı konular açıklanmamıştır. Bizim tanıtmaya çalıştığımız minyatürle ilgili şu ana kadar herhangi bir yayında bilgi bulunmamaktadır. Minyatürün ustaca çizimi nakkaş Ferhad’ın elinden çıktığının önemli bir kanıtıdır. Eserde Hz. Ali çeşitli bitkilerle kaplı zeminde Düldül’e binmiş, sağ elinde Zülfikâr ile yedi başlı ejderhaya saldırmaktadır. Eserin üstünde sağda üç şahıs, onun üstünde nesta’lik şiirler, altta hayali canavarlar ve yine konuyla ilgili şiirler mevcuttur. Hâverânnâme’deki minyatürler dünyanın değişik bölgelerinde ve özellikle batıda yapılan müzayedelerde sergilenmekte ve satılmaktadır. Envanter defterinde, üzerinde çalıştığımız tek yapraklı minyatürün geçmiş hareketleri için bilgi yer almamaktadır. Araştırmalarımız sonucunda bu eserin Gülistan Sarayı Kütüphanesindeki Hâverânnâme’ye ait olup işaret ettiğimiz müzayedelerden satın alınmış ve önemi sebebiyle iyi korunmuştur.
当时,Ibn-i Hüsam Husafi的财政部对五分钟的时间进行了调查。其中四个在哈佛大学,位于塔兰宫图书馆。Tek yapraklıçalışma ise Rıza Abbasi Müzesi'nde bulunmaktadıR。这些微缩模型是由费哈德和叙利亚大学的管道艺术家绘制的。在这些研究中,Hz。阿里龙被描述为在一场激烈的战斗中。其中四部作品在流媒体上可用,但还不够活跃,有些事情还没有得到解释。到目前为止,还没有关于我们要介绍的微型电脑的信息。大师的画是Ferhad手铐失控的重要证据。Eserde Hz。阿里带着各种各样的植物下到地上的杜尔杜尔,右手攻击了七个龙头。左边右边有三个人,上面是嵌套的诗,下面是鬼怪,还有关于它的诗。Hâverânnâme'deki minyatürler dünyanın değişik bölgelerinde veözellikle batıda yapılan müzayedelerde sergilenmekte ve satılmaktadır。在《环境》一书中,我们唯一从事的木材开采是获取有关过去运动的信息。根据我们的研究,这篇文章是从Gülistan宫联邦购买的,受到保护是有充分理由的。
{"title":"HÂVERÂNNÂME’DE HZ. ALİ’NİN EJDERHA İLE MÜCADELELERİ VE BİLİNMEYEN BİR MİNYATÜRÜ","authors":"Hamit Arbaş","doi":"10.15745/da.1005977","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.1005977","url":null,"abstract":"Bu çalışmada İbn-i Hüsam Husafi’nin Hâverânnâme adlı eserinin beş minyatürü incelenmiştir. Bunlardan dört tanesi Tahran Gülistan Sarayı Kütüphanesi’nde bulunan Hâverânnâmede mevcuttur.Tek yapraklı çalışma ise Rıza Abbasi Müzesi’nde bulunmaktadır. Bu minyatürleri Şiraz minyatür okulu sanatçılarından Ferhad ve çırakları çizmişlerdir. Bu çalışmalarda Hz. Ali ejderha ile çetin bir mücadele içinde tasvir edilmiştir. Bu eserlerden dört tanesi yayınlarda yer almaktadır ancak yeterince tetkik edilmemiş ve bazı konular açıklanmamıştır. Bizim tanıtmaya çalıştığımız minyatürle ilgili şu ana kadar herhangi bir yayında bilgi bulunmamaktadır. Minyatürün ustaca çizimi nakkaş Ferhad’ın elinden çıktığının önemli bir kanıtıdır. Eserde Hz. Ali çeşitli bitkilerle kaplı zeminde Düldül’e binmiş, sağ elinde Zülfikâr ile yedi başlı ejderhaya saldırmaktadır. Eserin üstünde sağda üç şahıs, onun üstünde nesta’lik şiirler, altta hayali canavarlar ve yine konuyla ilgili şiirler mevcuttur. Hâverânnâme’deki minyatürler dünyanın değişik bölgelerinde ve özellikle batıda yapılan müzayedelerde sergilenmekte ve satılmaktadır. Envanter defterinde, üzerinde çalıştığımız tek yapraklı minyatürün geçmiş hareketleri için bilgi yer almamaktadır. Araştırmalarımız sonucunda bu eserin Gülistan Sarayı Kütüphanesindeki Hâverânnâme’ye ait olup işaret ettiğimiz müzayedelerden satın alınmış ve önemi sebebiyle iyi korunmuştur.","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67353690","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In the process following the separation of the ancient period from mythology and its evolution into a systematic philosophy the great master of the Elea school, Parmenides, constructed his thoughts with theses that were the exact opposite of his time and perhaps common sense in general. His famous poem On Nature, in the light of the logical principles, inferences and analyzes it contains, has profoundly affected both epistemology in terms of structure and possibility, and ontologies within the framework of time, space and movement. Almost all of the pre-Socratic philosophers produced ideas in the context of his theses. In the mentioned period, the logical internal consistency of Parmenides and his followers and the rational level in their arguments shaped the ancient period. The role he played especially in natural philosophy and metaphysics is undeniable. However, the ambiguities in the context of the theses and their interpretations about his poem, the only work that has been quoted, have not been resolved until today. The dimensions of this mystery are not only related to classical thought. Ontologies related to physics approaches, theoretical and institutional beliefs about them, various cosmogony and language understandings can be related to Parmenides in some way. It is also possible to find early forms of some of the contents that forms the basis of the philosophy of logic and has metaphysical roots constructed by Aristotle in the ancient period and for which he gained a well-deserved reputation, in Parmenides. In addition to the deductive approach, especially the law of contradiction, the principle of identity, the law of excluded third and the principles of sufficient reason are the most important concepts among those mentioned. These principles, which were not directly formulated, were used in the context of Parmenides' arguments about knowledge, existence and related concepts. In our study, by touching on the important points of the poem written by Parmenides, we will try to examine the conceptual use and logical structures of the principles we have expressed and to follow the traces of the process in question and to examine its effects. The main reason for this effort is that the content presented by Parmenides continues to be discussed today, continues to be influential in many areas mentioned above, and is an important cornerstone in the development of philosophy.
{"title":"The Way of Truth and Principles of Logic in Parmenides","authors":"A. Çetin","doi":"10.15745/da.1099196","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.1099196","url":null,"abstract":"In the process following the separation of the ancient period from mythology and its evolution into a systematic philosophy the great master of the Elea school, Parmenides, constructed his thoughts with theses that were the exact opposite of his time and perhaps common sense in general. His famous poem On Nature, in the light of the logical principles, inferences and analyzes it contains, has profoundly affected both epistemology in terms of structure and possibility, and ontologies within the framework of time, space and movement. Almost all of the pre-Socratic philosophers produced ideas in the context of his theses. In the mentioned period, the logical internal consistency of Parmenides and his followers and the rational level in their arguments shaped the ancient period. The role he played especially in natural philosophy and metaphysics is undeniable. However, the ambiguities in the context of the theses and their interpretations about his poem, the only work that has been quoted, have not been resolved until today. The dimensions of this mystery are not only related to classical thought. Ontologies related to physics approaches, theoretical and institutional beliefs about them, various cosmogony and language understandings can be related to Parmenides in some way. It is also possible to find early forms of some of the contents that forms the basis of the philosophy of logic and has metaphysical roots constructed by Aristotle in the ancient period and for which he gained a well-deserved reputation, in Parmenides. In addition to the deductive approach, especially the law of contradiction, the principle of identity, the law of excluded third and the principles of sufficient reason are the most important concepts among those mentioned. These principles, which were not directly formulated, were used in the context of Parmenides' arguments about knowledge, existence and related concepts. In our study, by touching on the important points of the poem written by Parmenides, we will try to examine the conceptual use and logical structures of the principles we have expressed and to follow the traces of the process in question and to examine its effects. The main reason for this effort is that the content presented by Parmenides continues to be discussed today, continues to be influential in many areas mentioned above, and is an important cornerstone in the development of philosophy.","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-06-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67353847","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"İSLAM’DA HAC İBADETİNİN SOSYAL BOYUTU","authors":"N. Öz","doi":"10.15745/da.990736","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.990736","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47417173","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Many societies have had different tendencies in terms of belief in the historical process. The purpose of this article is to look in general terms whether the types of society, including the Arabs, in the pre-Islamic tribe and clan structuring, have experienced systems such as totemism, fetishism, naturism and animism in different forms and time periods. Likewise, it is to examine the pre-Islamic Arabs, the features that distinguish them from other types of society, and their monotheistic religions and paganism that they have lived since ancient times. In our research, it was concluded that the perception of a monotheistic religion, the last representative of which was "hanif" until Islam, had spread to such an extent that it had a profound effect on the religious experiences of pre-Islamic Arabs, and therefore, the idolatry of the pre-Islamic Arabs was never independent of the degeneration of the monotheistic religion, as in Hanif. has been reached. At the same time, Hanif thought also shared the fate of ancient divine religions, and faced the pressure of paganism before the phenomenon of communion could be realized, that is, before the religious experience of Hanif could be shared by its believers with its social dimension. However, the limited historical data on both pagan worship and Hanif's religious experience is one of the difficulties of the research as a problematic issue. Another issue we question in our study is that the idolatry of the pagan Arabs who cannot be seen as different forms of worship that only worship the idol and symbolize the show of servitude to him. As a matter of fact, these idols are embodied on earth as symbols of a pantheon of gods that includes "the supreme being Allah", jinn, angels and other abstract beings. Naturally, they are also powerful and should be respected, worshiped, sacrificed, in
{"title":"İSLAM ÖNCESİ ARAP İNANÇ İKLİMİNDE PUTÇULUĞUN TOPLUMBİLİMSELLİĞİ","authors":"M. Doğan","doi":"10.15745/da.978871","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.978871","url":null,"abstract":"Many societies have had different tendencies in terms of belief in the historical process. The purpose of this article is to look in general terms whether the types of society, including the Arabs, in the pre-Islamic tribe and clan structuring, have experienced systems such as totemism, fetishism, naturism and animism in different forms and time periods. Likewise, it is to examine the pre-Islamic Arabs, the features that distinguish them from other types of society, and their monotheistic religions and paganism that they have lived since ancient times. In our research, it was concluded that the perception of a monotheistic religion, the last representative of which was \"hanif\" until Islam, had spread to such an extent that it had a profound effect on the religious experiences of pre-Islamic Arabs, and therefore, the idolatry of the pre-Islamic Arabs was never independent of the degeneration of the monotheistic religion, as in Hanif. has been reached. At the same time, Hanif thought also shared the fate of ancient divine religions, and faced the pressure of paganism before the phenomenon of communion could be realized, that is, before the religious experience of Hanif could be shared by its believers with its social dimension. However, the limited historical data on both pagan worship and Hanif's religious experience is one of the difficulties of the research as a problematic issue. Another issue we question in our study is that the idolatry of the pagan Arabs who cannot be seen as different forms of worship that only worship the idol and symbolize the show of servitude to him. As a matter of fact, these idols are embodied on earth as symbols of a pantheon of gods that includes \"the supreme being Allah\", jinn, angels and other abstract beings. Naturally, they are also powerful and should be respected, worshiped, sacrificed, in","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"67357407","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
{"title":"Ergenlerde Tanrı Algısı, Affetme Eğilimi ve Öfke İlişkisi Üzerine Bir Araştırma","authors":"Feride Göregen, Mualla Yildiz","doi":"10.15745/da.1005027","DOIUrl":"https://doi.org/10.15745/da.1005027","url":null,"abstract":"","PeriodicalId":32322,"journal":{"name":"Dini Arastirmalar","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2021-12-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47253197","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}