Pub Date : 2023-11-07DOI: 10.29048/makufebed.1343434
Ümit AYATA, Osman ÇAMLIBEL
Satinwood Ceylon ahşabının yurt dışında birçok alanda (oymacılıkta, mobilya, süslü eşyalar yapımıdna, tornacılıkta vb.) kullanıldığı bilinmektedir. Bu çalışmada, yurt dışında iç ve dış mekânda kullanılan satinwood ceylon (Chloroxylon swietenia DC) odununda ağartma uygulamasının (tek ve çift komponentli ahşap ağartıcılar) yapılması üzerine meydana gelen bazı yüzey özelliklerindeki [liflere dik ve paralel yönlerde beyazlık indeksi değerleri, parlaklık liflere dik ve paralel yönlerde (20°, 60° ve 85°) ve renk parametreleri (∆b*, L*, ∆C*, C*, ho, ∆L*, ∆a*, a*, ∆H*, b* ve ∆E*)] değişiklikler araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre çok değişkenli varyans analizleri bütün testler üzerinde anlamlı sonuçlar sergilemiştir. Her iki ağartma maddeleri ile WI* değerleri liflere paralel (║) yönde ve ho parametresi artış sergilerken, a* ve C* azalış durumunu vermiştir. Çalışmada kullanılan ahşap ağartıcılar ile ahşap malzemenin sahip olduğu yüzey özellikleri değişime uğramıştır.
{"title":"İç ve Dış Mekânda Kullanılan Satinwood ceylon (Chloroxylon swietenia DC) Ahşabında Ağartma Uygulamasının Yapılması Üzerine Bir Çalışma","authors":"Ümit AYATA, Osman ÇAMLIBEL","doi":"10.29048/makufebed.1343434","DOIUrl":"https://doi.org/10.29048/makufebed.1343434","url":null,"abstract":"Satinwood Ceylon ahşabının yurt dışında birçok alanda (oymacılıkta, mobilya, süslü eşyalar yapımıdna, tornacılıkta vb.) kullanıldığı bilinmektedir. Bu çalışmada, yurt dışında iç ve dış mekânda kullanılan satinwood ceylon (Chloroxylon swietenia DC) odununda ağartma uygulamasının (tek ve çift komponentli ahşap ağartıcılar) yapılması üzerine meydana gelen bazı yüzey özelliklerindeki [liflere dik ve paralel yönlerde beyazlık indeksi değerleri, parlaklık liflere dik ve paralel yönlerde (20°, 60° ve 85°) ve renk parametreleri (∆b*, L*, ∆C*, C*, ho, ∆L*, ∆a*, a*, ∆H*, b* ve ∆E*)] değişiklikler araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre çok değişkenli varyans analizleri bütün testler üzerinde anlamlı sonuçlar sergilemiştir. Her iki ağartma maddeleri ile WI* değerleri liflere paralel (║) yönde ve ho parametresi artış sergilerken, a* ve C* azalış durumunu vermiştir. Çalışmada kullanılan ahşap ağartıcılar ile ahşap malzemenin sahip olduğu yüzey özellikleri değişime uğramıştır.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"289 4","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-11-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135475611","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.29048/makufebed.1327144
Hülya GÜL, Bedia ŞİMŞEK, Fatma HAYIT, Burcu UĞUR
Kalite, günümüzün rekabetçi dünyasında çok hayati bir role sahiptir. Yüksek rekabet ortamında hayatta kalabilmek için ürün çeşitliliğini ve kalitesini artırmak her şirket için bir zorunluluk haline gelmiştir. Son yıllarda, dondurmanın sunum şekillerinin gelişmesi ile dondurma külahlarının kalitesi, görselliği ve fonksiyonel özellikleri önemli hale gelmiştir. Bu çalışmanın amacı; gofret tipi dondurma külahlarının bazı fiziksel, kimyasal, tekstürel, mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerini belirlemektir. Bu amaçla Aydın ve İzmir olmak üzere iki ayrı ilden, 16 adet dondurma külahı numunesi dondurma satışı yapan yerlerden temin edilmiştir. Dondurma külahlarının ortalama nem, kül ve su aktivitesi değerleri sırası ile; %6.72, %1.18 ve 0.37 olarak bulunmuştur. Dondurma külahlarının boylarının 90.48-130.44 mm, çaplarının 43.26-53.22 mm, kalınlıklarının ise 4.51-8.76 mm arasında değiştiği saptanmıştır. Aydın ve İzmir illerinden toplanan dondurma külahlarının renk (L*, a*, b*) ve sertlik değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Dondurma külahı örneklerinde E.coli tespit edilmezken, koliform grubu mikroorganizmalar ile maya ve küf miktarı Aydın iline ait örneklerde İzmir ilinden daha yüksek oranda bulunmuştur. Duyusal analizler sonucu tüketicilerin tercihleri genel kabul edilebilirlik düzeyi açısından benzer olarak (p >0.05) belirlenmiştir.
{"title":"Some Quality Characteristics of Wafer Type Ice Cream Cones","authors":"Hülya GÜL, Bedia ŞİMŞEK, Fatma HAYIT, Burcu UĞUR","doi":"10.29048/makufebed.1327144","DOIUrl":"https://doi.org/10.29048/makufebed.1327144","url":null,"abstract":"Kalite, günümüzün rekabetçi dünyasında çok hayati bir role sahiptir. Yüksek rekabet ortamında hayatta kalabilmek için ürün çeşitliliğini ve kalitesini artırmak her şirket için bir zorunluluk haline gelmiştir. Son yıllarda, dondurmanın sunum şekillerinin gelişmesi ile dondurma külahlarının kalitesi, görselliği ve fonksiyonel özellikleri önemli hale gelmiştir. Bu çalışmanın amacı; gofret tipi dondurma külahlarının bazı fiziksel, kimyasal, tekstürel, mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerini belirlemektir. Bu amaçla Aydın ve İzmir olmak üzere iki ayrı ilden, 16 adet dondurma külahı numunesi dondurma satışı yapan yerlerden temin edilmiştir. Dondurma külahlarının ortalama nem, kül ve su aktivitesi değerleri sırası ile; %6.72, %1.18 ve 0.37 olarak bulunmuştur. Dondurma külahlarının boylarının 90.48-130.44 mm, çaplarının 43.26-53.22 mm, kalınlıklarının ise 4.51-8.76 mm arasında değiştiği saptanmıştır. Aydın ve İzmir illerinden toplanan dondurma külahlarının renk (L*, a*, b*) ve sertlik değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Dondurma külahı örneklerinde E.coli tespit edilmezken, koliform grubu mikroorganizmalar ile maya ve küf miktarı Aydın iline ait örneklerde İzmir ilinden daha yüksek oranda bulunmuştur. Duyusal analizler sonucu tüketicilerin tercihleri genel kabul edilebilirlik düzeyi açısından benzer olarak (p >0.05) belirlenmiştir.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"43 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135484589","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.29048/makufebed.1271477
Tarık KABAK, İsmail KIRBAŞ
In this paper, we present a review of the developments in the Large Language Model (LLM) known as ChatGPT (Generative Pre-trained Transformer), which has been the subject of many discussions, concerns, and even conspiracy theories as a result of today's significant advances in Artificial Intelligence (AI), and the benefits or concerns they can cause. Today, technology giants like Google, Microsoft, Apple, and numerous other businesses and organizations are constantly implementing artificial intelligence for specific purposes. Various artificial intelligences are customized for specific purposes and serve to provide benefits in those areas after being continuously trained through several different trainings. The subject of this study, ChatGPT language model, which is being developed by OpenAI, has the potential to significantly change the way we interact with technology. The most important capability of ChatGPT language model is its ability to understand texts, images and generate new texts with high accuracy, almost human-like, using the massive amount of data it processes during training. As a result, it provides revolutionary opportunities in the fields of Natural Language Processing (NLP) and Natural Language Understanding (NLU). Capabilities of ChatGPT, range from law to medicine, mathematics to finance, academic article writing to language translation, and security vulnerability detection.
{"title":"Riskleri ve Fırsatları ile ChatGPT","authors":"Tarık KABAK, İsmail KIRBAŞ","doi":"10.29048/makufebed.1271477","DOIUrl":"https://doi.org/10.29048/makufebed.1271477","url":null,"abstract":"In this paper, we present a review of the developments in the Large Language Model (LLM) known as ChatGPT (Generative Pre-trained Transformer), which has been the subject of many discussions, concerns, and even conspiracy theories as a result of today's significant advances in Artificial Intelligence (AI), and the benefits or concerns they can cause. Today, technology giants like Google, Microsoft, Apple, and numerous other businesses and organizations are constantly implementing artificial intelligence for specific purposes. Various artificial intelligences are customized for specific purposes and serve to provide benefits in those areas after being continuously trained through several different trainings. The subject of this study, ChatGPT language model, which is being developed by OpenAI, has the potential to significantly change the way we interact with technology. The most important capability of ChatGPT language model is its ability to understand texts, images and generate new texts with high accuracy, almost human-like, using the massive amount of data it processes during training. As a result, it provides revolutionary opportunities in the fields of Natural Language Processing (NLP) and Natural Language Understanding (NLU). Capabilities of ChatGPT, range from law to medicine, mathematics to finance, academic article writing to language translation, and security vulnerability detection.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"6 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135435591","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.29048/makufebed.1315278
Seda DÜNDAR, Kurt Orkun AKTAS
Mekan tasarımında renk kullanımı oldukça önemli ve hassas bir konudur. Özellikle sağlık yapılarında renk kullanımında stres seviyelerinin her bir kurum ve mekandan çok daha fazla yaşandığı bu ortamlarda seçimini bir kat daha önemli kılmaktadır. İnsan fizyolojisi ve psikolojisi üzerinde etkisi yadsınamaz bir durumda olan renklerin hastanelerde kullanımı, kullanım alanlarına göre farklılaşmaktadır. Sağlık yapılarında tercih edilecek olan renklerin hasta, hasta yakını, doktor ve diğer çalışanlar ile poliklinikler ve ameliyathaneler gibi pek çok farklı bölümde farklı tercih süreçleri ile bütünleşmesi gerekmektedir. Yapılan bu çalışmada da Başakşehir Çam ve Sakura Şehir hastanesinde koridorlar, poliklinikler, bekleme salonları, giriş hol ve hasta odalarında uygulanan renk tercihlerinin nasıl olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinde genel olarak açık bej, bej, krem ve gri tonları seçilmiştir. Koridorlarda, hasta odalarında, polikliniklerde ve beklemeye ayrılan alanlarda koltukların altını özelleştirmek adına ahşap görünümlü pvc, döşeme malzemesi olarak seçilen seramiklerde ise ahşap görünümlü seramikler seçilmiştir. Hastane genelinde renk seçiminde sıcak-soğuk ilişkisinin birlikte düşünüldüğü, renk tasarımının psikolojik etkisi içinde, sakin, güven verici ve dinlendirici, bej, krem ve turuncu renkler ile mobilyalarda daha soft ve mavi tonlarında enerji kaynaklı renk seçimlerine dikkat edildiği görülmektedir.
{"title":"Effect of Color Use on Human Psychology: Example of Başakşehir Pine and Sakura City Hospital","authors":"Seda DÜNDAR, Kurt Orkun AKTAS","doi":"10.29048/makufebed.1315278","DOIUrl":"https://doi.org/10.29048/makufebed.1315278","url":null,"abstract":"Mekan tasarımında renk kullanımı oldukça önemli ve hassas bir konudur. Özellikle sağlık yapılarında renk kullanımında stres seviyelerinin her bir kurum ve mekandan çok daha fazla yaşandığı bu ortamlarda seçimini bir kat daha önemli kılmaktadır. İnsan fizyolojisi ve psikolojisi üzerinde etkisi yadsınamaz bir durumda olan renklerin hastanelerde kullanımı, kullanım alanlarına göre farklılaşmaktadır. Sağlık yapılarında tercih edilecek olan renklerin hasta, hasta yakını, doktor ve diğer çalışanlar ile poliklinikler ve ameliyathaneler gibi pek çok farklı bölümde farklı tercih süreçleri ile bütünleşmesi gerekmektedir. Yapılan bu çalışmada da Başakşehir Çam ve Sakura Şehir hastanesinde koridorlar, poliklinikler, bekleme salonları, giriş hol ve hasta odalarında uygulanan renk tercihlerinin nasıl olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinde genel olarak açık bej, bej, krem ve gri tonları seçilmiştir. Koridorlarda, hasta odalarında, polikliniklerde ve beklemeye ayrılan alanlarda koltukların altını özelleştirmek adına ahşap görünümlü pvc, döşeme malzemesi olarak seçilen seramiklerde ise ahşap görünümlü seramikler seçilmiştir. Hastane genelinde renk seçiminde sıcak-soğuk ilişkisinin birlikte düşünüldüğü, renk tasarımının psikolojik etkisi içinde, sakin, güven verici ve dinlendirici, bej, krem ve turuncu renkler ile mobilyalarda daha soft ve mavi tonlarında enerji kaynaklı renk seçimlerine dikkat edildiği görülmektedir.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"140 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135484591","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.29048/makufebed.1327522
Ümit AKYILDIZ, Hüseyin Samet AŞIKKUTLU, Latif Gürkan KAYA
Bu çalışmanın amacı toplum yaşamı için son derece önemli olan sosyal mekânlardan, kamusal bir iç mekânı konu alıp, örnek üzerinde kendi konseptine dayalı bir tasarım yaklaşımı sunmaktır. Bu bağlamda, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) İstiklal Yerleşkesi içinde yer alan MAKÜ Kitap ve Kahve Uygulama Kafeteryasının, yemek yeme ve kitap okuma bölümlerinde kullanım potansiyelinin artırılması ve kullanıcı beklentilerinin karşılanması için tasarım yaklaşımları geliştirilmiştir. Tasarım yaklaşımında AutoCAD, 3Dsmax, Vray ve Photoshop yazılımları kullanılmıştır. Mekânın mevcut durumu tespit edilerek eylem, amaç ve konsept doğrultusunda iç mekân düzeni yeniden değerlendirilmiş, yemek ve kitap bölümleri için farklı konseptle hareketli ve sabit mobilya, tavan ve zemin yüzeyleri, aydınlatma, iklimlendirme ve akustik tasarımları yapılmıştır. Sonuç olarak, çalışma alanında yemek bölümü ve okuma bölümleri ayrılarak akustik konfor, yeterli aydınlatma ve doğal bir niteliğin sağlanmasına yönelik konsept tasarımlar oluşturularak öneriler sunulmuştur.
{"title":"Kamusal İç Mekânlarda Konsepte Dayalı Tasarım Yaklaşımı: MAKÜ Kitap ve Kahve Uygulama Kafeteryası Örneği, Burdur","authors":"Ümit AKYILDIZ, Hüseyin Samet AŞIKKUTLU, Latif Gürkan KAYA","doi":"10.29048/makufebed.1327522","DOIUrl":"https://doi.org/10.29048/makufebed.1327522","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı toplum yaşamı için son derece önemli olan sosyal mekânlardan, kamusal bir iç mekânı konu alıp, örnek üzerinde kendi konseptine dayalı bir tasarım yaklaşımı sunmaktır. Bu bağlamda, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) İstiklal Yerleşkesi içinde yer alan MAKÜ Kitap ve Kahve Uygulama Kafeteryasının, yemek yeme ve kitap okuma bölümlerinde kullanım potansiyelinin artırılması ve kullanıcı beklentilerinin karşılanması için tasarım yaklaşımları geliştirilmiştir. Tasarım yaklaşımında AutoCAD, 3Dsmax, Vray ve Photoshop yazılımları kullanılmıştır. Mekânın mevcut durumu tespit edilerek eylem, amaç ve konsept doğrultusunda iç mekân düzeni yeniden değerlendirilmiş, yemek ve kitap bölümleri için farklı konseptle hareketli ve sabit mobilya, tavan ve zemin yüzeyleri, aydınlatma, iklimlendirme ve akustik tasarımları yapılmıştır. Sonuç olarak, çalışma alanında yemek bölümü ve okuma bölümleri ayrılarak akustik konfor, yeterli aydınlatma ve doğal bir niteliğin sağlanmasına yönelik konsept tasarımlar oluşturularak öneriler sunulmuştur.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"8 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135484593","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-09-15DOI: 10.29048/makufebed.1298578
Duygu DOĞAN, Murat ZENGİN, Cennet TEKİN CÜRE
Turizm ülkelere büyük ekonomik getiriler sağlayan bir sektördür. Söz konusu getirinin devamlılığı doğal ve kültürel kaynakların sürdürülebilirliği sağlanması ile mümkündür. Bu kaynakların geleceğe aktarılabilmesi için sürdürülebilir turizm alternatifleri önem arz etmektedir. Sürdürülebilir turizm alternatiflerinden agriturizm kırsal alanlardaki tarıma dayalı turistik bir etkinliktir. Söz konusu turizm faaliyeti tarımsal faaliyetlerin olduğu kırsal alanlarda gerek doğal kaynakların sürdürülebilirliğinin gerekse yerel istihdamın sağlanması açısından önemli bir turizm alternatifidir.
Denizli ili Pamukkale ilçesi ürün çeşitliliği, geniş tarım alanları ve coğrafi işaretli ürünü ile agriturizm potansiyeli açısından değerlendirilmesi gereken ilçelerden biridir. Bu çalışmada Pamukkale İlçesinin agriturizm potansiyeli değerlendirilerek, agriturizm yapılabilecek alanlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yapılan analizler sonucunda ilçenin %68,34’lük (53594,26 ha) bir kısmının agriturizm potansiyeli açısından en uygun ve uygun sınıfta olduğu tespit edilmiştir. Sonuçta; yapılan çalışma ile ilçenin halihazırdaki turizm potansiyeline ve yörenin ekonomisine katkı sunulmasının yanı sıra ilçenin doğal ve kültürel kaynaklarının korunarak geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması sağlanacaktır.
{"title":"Denizli Pamukkale İlçesi Agriturizm Potansiteli","authors":"Duygu DOĞAN, Murat ZENGİN, Cennet TEKİN CÜRE","doi":"10.29048/makufebed.1298578","DOIUrl":"https://doi.org/10.29048/makufebed.1298578","url":null,"abstract":"Turizm ülkelere büyük ekonomik getiriler sağlayan bir sektördür. Söz konusu getirinin devamlılığı doğal ve kültürel kaynakların sürdürülebilirliği sağlanması ile mümkündür. Bu kaynakların geleceğe aktarılabilmesi için sürdürülebilir turizm alternatifleri önem arz etmektedir. Sürdürülebilir turizm alternatiflerinden agriturizm kırsal alanlardaki tarıma dayalı turistik bir etkinliktir. Söz konusu turizm faaliyeti tarımsal faaliyetlerin olduğu kırsal alanlarda gerek doğal kaynakların sürdürülebilirliğinin gerekse yerel istihdamın sağlanması açısından önemli bir turizm alternatifidir.
 Denizli ili Pamukkale ilçesi ürün çeşitliliği, geniş tarım alanları ve coğrafi işaretli ürünü ile agriturizm potansiyeli açısından değerlendirilmesi gereken ilçelerden biridir. Bu çalışmada Pamukkale İlçesinin agriturizm potansiyeli değerlendirilerek, agriturizm yapılabilecek alanlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yapılan analizler sonucunda ilçenin %68,34’lük (53594,26 ha) bir kısmının agriturizm potansiyeli açısından en uygun ve uygun sınıfta olduğu tespit edilmiştir. Sonuçta; yapılan çalışma ile ilçenin halihazırdaki turizm potansiyeline ve yörenin ekonomisine katkı sunulmasının yanı sıra ilçenin doğal ve kültürel kaynaklarının korunarak geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması sağlanacaktır.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"7 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135396360","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-31DOI: 10.24880/maeuvfd.1247156
Bahar ONARAN ACAR, Erhan KEYVAN
Staphylococcus aureus is considered a serious threat to public health, besides is one of the most common causes of subclinical mastitis in dairy cows. Therefore, especially methicillin-resistant Staphylococcus aureus (MRSA) is among the most critical reasons for antibiotic treatment. Monitoring the antibiotic resistance of MRSA from livestock animals and foods is of great significance. The E-test method is a suitable option for detecting antibiotics' minimum inhibition concentration (MIC) value because it is an easy and fast assay to perform. This study aimed to detect vancomycin, teicoplanin, and linezolid resistance of milk-borne 34 MRSA isolates with subclinical mastitis by the E-test method to determine MIC values. The study determined that 8.8% of MRSA isolates isolated from milk with subclinical mastitis were also resistant to vancomycin and 11.7% to linezolid, while none of the isolates were determined to be resistant to teicoplanin, according to EUCAST. The data obtained from the study reveal that the efficacy of vancomycin and linezolid antibiotics, which are commonly used against MRSA infections, are in danger. Especially before MRSA treatment, MIC values of antibiotics should be determined, and appropriate antibiotics should be used in effective doses.
{"title":"Detection of Methicillin-resistant Staphylococcus aureus (MRSA) resistant to vancomycin and linezolid in bulk tank milk by E-test method","authors":"Bahar ONARAN ACAR, Erhan KEYVAN","doi":"10.24880/maeuvfd.1247156","DOIUrl":"https://doi.org/10.24880/maeuvfd.1247156","url":null,"abstract":"Staphylococcus aureus is considered a serious threat to public health, besides is one of the most common causes of subclinical mastitis in dairy cows. Therefore, especially methicillin-resistant Staphylococcus aureus (MRSA) is among the most critical reasons for antibiotic treatment. Monitoring the antibiotic resistance of MRSA from livestock animals and foods is of great significance. The E-test method is a suitable option for detecting antibiotics' minimum inhibition concentration (MIC) value because it is an easy and fast assay to perform. This study aimed to detect vancomycin, teicoplanin, and linezolid resistance of milk-borne 34 MRSA isolates with subclinical mastitis by the E-test method to determine MIC values. The study determined that 8.8% of MRSA isolates isolated from milk with subclinical mastitis were also resistant to vancomycin and 11.7% to linezolid, while none of the isolates were determined to be resistant to teicoplanin, according to EUCAST. The data obtained from the study reveal that the efficacy of vancomycin and linezolid antibiotics, which are commonly used against MRSA infections, are in danger. Especially before MRSA treatment, MIC values of antibiotics should be determined, and appropriate antibiotics should be used in effective doses.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"30 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"135783017","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-08-02DOI: 10.24880/maeuvfd.1314627
A. Doğan, Yakuphan Baykan, Dilara AKÇORA YILDIZ
Background With the increase in the world population, the need for livestock-based nutrition is also increasing. In addition, the livestock sector becomes more important as it contributes to the economy However, sepsis has high morbidity and mortality rate in newborn calves and can cause severe economic losses. Therefore, new biomarkers to distinguish sepsis from other diseases are urgently needed in veterinary medicine. In the present study, we investigated for the first time the gene expression levels of necroptosis members, including RIPK1 and RIPK3, and one of the NF-kB activators RIPK2, in calves with sepsis. Methods and results We examined the mRNA levels of RIPK1, RIPK3, and RIPK2 using qPCR in 10 healthy Holstein calves and 20 Holstein calves with sepsis due to suffering from enteritis infection between 1-20 days of age. The hematologic parameters, including leukocytes, erythrocytes, hemoglobin, hematocrit, and platelets, were evaluated in the calves included in this study. The results showed that calves with sepsis had prominently lower mRNA levels of RIPK1 and RIPK3 than those in healthy calves. Besides, RIPK2 mRNA expression was absent in healthy calves and calves with sepsis. Conclusions In veterinary medicine decreased RIPK1 and RIPK3 mRNA levels might be biomarkers to diagnose sepsis in calves.
{"title":"Decreased gene expression of RIPK1 and RIPK3, necroptosis players, in calves with sepsis","authors":"A. Doğan, Yakuphan Baykan, Dilara AKÇORA YILDIZ","doi":"10.24880/maeuvfd.1314627","DOIUrl":"https://doi.org/10.24880/maeuvfd.1314627","url":null,"abstract":"Background With the increase in the world population, the need for livestock-based nutrition is also increasing. In addition, the livestock sector becomes more important as it contributes to the economy However, sepsis has high morbidity and mortality rate in newborn calves and can cause severe economic losses. Therefore, new biomarkers to distinguish sepsis from other diseases are urgently needed in veterinary medicine. In the present study, we investigated for the first time the gene expression levels of necroptosis members, including RIPK1 and RIPK3, and one of the NF-kB activators RIPK2, in calves with sepsis. \u0000Methods and results We examined the mRNA levels of RIPK1, RIPK3, and RIPK2 using qPCR in 10 healthy Holstein calves and 20 Holstein calves with sepsis due to suffering from enteritis infection between 1-20 days of age. The hematologic parameters, including leukocytes, erythrocytes, hemoglobin, hematocrit, and platelets, were evaluated in the calves included in this study. The results showed that calves with sepsis had prominently lower mRNA levels of RIPK1 and RIPK3 than those in healthy calves. Besides, RIPK2 mRNA expression was absent in healthy calves and calves with sepsis. \u0000Conclusions In veterinary medicine decreased RIPK1 and RIPK3 mRNA levels might be biomarkers to diagnose sepsis in calves.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-08-02","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69069769","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-31DOI: 10.24880/maeuvfd.1180622
Ayfer Çelebi̇, E. Oruç
Hydatid cyst or Cystic Echinococcosis continues to be an important problem in terms of public health as well as animal health in regions with low socio-cultural level where preventive medicine cannot be fully performed. In this study, it is aimed to make an evaluation about the situation of the cattle slaughtered in the region by examining the lungs and livers of the cattle slaughtered in a private abottoir in Eskişehir in terms of hydatid cyst. For this purpose, 150 cattle slaughtering was observed and tissue samples were taken from 36 lungs and 21 livers due to the suspicious cyst structure in the macroscopic examinations. They were fixed in 10% buffered formalin solution for histopathology. After routine histopathology process, 5 micron sections were taken from paraffin blocks. Each section was stained according to the procedure with HE, MT and PAS stains, respectively. At the end of the research, hydatid cyst was determined in 26 of 150 cattle (17.33 %). At the organ level; The numbers of hydatid cyst seen in the lung is 22 (14.67%), in the liver is 10 (6.67%) and 6 (4%) both in the lung and liver. In microscopic examinations, protoscolex was also observed in 18.18% of hydatid cysts located in the lung and 20% of cysts located in the liver. As a result, 17.33% hydatid cyst was determined in the cattle slaughtered in slaughterhouse in Eskişehir. It is concluded the disease should be considered for public health in this region in terms of its zoonotic character.
{"title":"Pathomorphological examination of hydatid cyst in lungs and livers of cattles Slaughtered in a commerical abattoir in Eskişehir","authors":"Ayfer Çelebi̇, E. Oruç","doi":"10.24880/maeuvfd.1180622","DOIUrl":"https://doi.org/10.24880/maeuvfd.1180622","url":null,"abstract":"Hydatid cyst or Cystic Echinococcosis continues to be an important problem in terms of public health as well as animal health in regions with low socio-cultural level where preventive medicine cannot be fully performed. In this study, it is aimed to make an evaluation about the situation of the cattle slaughtered in the region by examining the lungs and livers of the cattle slaughtered in a private abottoir in Eskişehir in terms of hydatid cyst. For this purpose, 150 cattle slaughtering was observed and tissue samples were taken from 36 lungs and 21 livers due to the suspicious cyst structure in the macroscopic examinations. They were fixed in 10% buffered formalin solution for histopathology. After routine histopathology process, 5 micron sections were taken from paraffin blocks. Each section was stained according to the procedure with HE, MT and PAS stains, respectively. At the end of the research, hydatid cyst was determined in 26 of 150 cattle (17.33 %). At the organ level; The numbers of hydatid cyst seen in the lung is 22 (14.67%), in the liver is 10 (6.67%) and 6 (4%) both in the lung and liver. In microscopic examinations, protoscolex was also observed in 18.18% of hydatid cysts located in the lung and 20% of cysts located in the liver. As a result, 17.33% hydatid cyst was determined in the cattle slaughtered in slaughterhouse in Eskişehir. It is concluded the disease should be considered for public health in this region in terms of its zoonotic character.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69069254","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-07-31DOI: 10.24880/maeuvfd.1218001
N. Tuzcu, Zeynep Celik, G. Akçakavak, Ayşegül Bulut, Rabia Sali̇k, Muhammed Öner, Vedat Kaya, M. Tuzcu
Helicobacter species such as Helicobacter heilmannii, Helicobacter pylori, Helicobacter felis, Helicobacter bizzozeronii, Helicobacter salomonis have been identified in cats and dogs, and research suggesting that these species may be zoonotic agents have increased in recent years. The aim of this study is to reveal the presence of H. heilmannii in stomach and liver tissues taken during necropsies of domestic, stray and shelter cats by real-time PCR and histopathology and to compare histopathological findings and real-time PCR results. The material of the study consisted of stomach and liver tissues taken from 41 cats who died from different causes and were necropsied. DNA of H. heilmannii was determined in the stomach tissues of 36 cats and the liver tissues of 24 cats in the study conducted with real-time PCR using specific primers of H. heilmannii. Epithelial degeneration in the stomach, fibrosis and oedema in the lamina propria and lymphoplasmacytic cell infiltration were detected histopathologically in the cats diagnosed with gastritis. Eight cats were positive in Hematoxylin-Eosin staining and nineteen cats were positive in the staining with Warthin Starry of the sections, in terms of Helicobacter-like microorganisms. Microscopically, dissociation of the remark cords and hydropic degeneration in hepatocytes and mononuclear cell infiltrations in some sections were determined in the livers. In conclusion, with this study, it was understood that real-time PCR analyses are very useful in determining H. heilmannii in cats. However, histopathological examinations are necessary to associate the presence of bacteria with the development of the disease.
{"title":"Determination of Helicobacter heilmannii in cats by real time polymerase chain reaction and histopathology","authors":"N. Tuzcu, Zeynep Celik, G. Akçakavak, Ayşegül Bulut, Rabia Sali̇k, Muhammed Öner, Vedat Kaya, M. Tuzcu","doi":"10.24880/maeuvfd.1218001","DOIUrl":"https://doi.org/10.24880/maeuvfd.1218001","url":null,"abstract":"Helicobacter species such as Helicobacter heilmannii, Helicobacter pylori, Helicobacter felis, Helicobacter bizzozeronii, Helicobacter salomonis have been identified in cats and dogs, and research suggesting that these species may be zoonotic agents have increased in recent years. The aim of this study is to reveal the presence of H. heilmannii in stomach and liver tissues taken during necropsies of domestic, stray and shelter cats by real-time PCR and histopathology and to compare histopathological findings and real-time PCR results. The material of the study consisted of stomach and liver tissues taken from 41 cats who died from different causes and were necropsied. DNA of H. heilmannii was determined in the stomach tissues of 36 cats and the liver tissues of 24 cats in the study conducted with real-time PCR using specific primers of H. heilmannii. Epithelial degeneration in the stomach, fibrosis and oedema in the lamina propria and lymphoplasmacytic cell infiltration were detected histopathologically in the cats diagnosed with gastritis. Eight cats were positive in Hematoxylin-Eosin staining and nineteen cats were positive in the staining with Warthin Starry of the sections, in terms of Helicobacter-like microorganisms. Microscopically, dissociation of the remark cords and hydropic degeneration in hepatocytes and mononuclear cell infiltrations in some sections were determined in the livers. In conclusion, with this study, it was understood that real-time PCR analyses are very useful in determining H. heilmannii in cats. However, histopathological examinations are necessary to associate the presence of bacteria with the development of the disease.","PeriodicalId":32481,"journal":{"name":"Mehmet Akif Ersoy Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69069921","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：