首页 > 最新文献

Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi最新文献

英文 中文
AHİ EVREN DEN ENVER PAŞA YA: OSMANLI İDARİ TAKSİMATINDA EVRENYE
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.464
A. Taş
Evrenye, günümüzde Kastamonu'nun İnebolu ilçesine bağlı Karadeniz kıyısında tarihi bir köydür. Halk arasındaki söylencede isminin Ahi Evren'den geldiği belirtilen Evrenye, Anadolu'nun en eski Türkmen yerleşim bölgelerinden birinde yer almaktadır. Bu açıdan köyün tarihinin ortaya çıkarılması, Türklük araştırmalarına önemli bir katkı yapacaktır. Osmanlılar, Karadeniz kıyılarının emniyetini artırmak için buralara Türkmenlerin yoğun olarak yerleşmesine ayrı bir ihtimam göstermiş, yine deniz ticareti ve gerektiğinde deniz savaşları için gemi imalatında bölgeyi üs edinmiştir. Bu minvalde Osmanlı denizciliğinin gelişmesine paralel olarak 1500’lü yıllardan itibaren kıyı bölgelerdeki az sayıdaki Rum'un yerine buradaki köylere Türkmenler yerleştirilmiş; Karadeniz ormanlarından getirilen kerestelerle gemiler inşa edilmeye başlanmıştır. Evrenye, bu tarihlerden itibaren bir Türkmen denizci köyü olarak mezkûr politikanın bir parçası olmuş; özellikle 19. yüzyılda gemicilik ve deniz taşımacılığıyla iştihar etmiştir. İstiklal Harbi döneminde kuva-yı milliyeye verdiği destekle de bilinen köyün geçmişine dair literatürdeki bilgiler ise oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada Osmanlı arşiv belgeleri üzerinden Evrenye'nin tarihi, idari taksimattaki yeri ve nüfusu tespit edilmek istenmiştir. Buna göre köyün ne zaman kurulduğu, Ahi Evren (Evran)'le irtibatının olup olmadığı, kaç hane ve nüfustan oluştuğu, yüzyıllar içerisinde Osmanlı idari taksimatında nasıl (köy, divan, nahiye) yer aldığı sorularına cevap aranmıştır. Ayrıca çalışmada, 20. yüzyıl başlarında köyün isminin "Enver Paşa" olarak değiştirilip nahiye merkezi yapılması ve bu idari tasarrufa yapılan itirazlar da ele alınmıştır.
{"title":"AHİ EVREN DEN ENVER PAŞA YA: OSMANLI İDARİ TAKSİMATINDA EVRENYE","authors":"A. Taş","doi":"10.24058/tki.2022.464","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.464","url":null,"abstract":"Evrenye, günümüzde Kastamonu'nun İnebolu ilçesine bağlı Karadeniz kıyısında tarihi bir köydür. Halk arasındaki söylencede isminin Ahi Evren'den geldiği belirtilen Evrenye, Anadolu'nun en eski Türkmen yerleşim bölgelerinden birinde yer almaktadır. Bu açıdan köyün tarihinin ortaya çıkarılması, Türklük araştırmalarına önemli bir katkı yapacaktır. Osmanlılar, Karadeniz kıyılarının emniyetini artırmak için buralara Türkmenlerin yoğun olarak yerleşmesine ayrı bir ihtimam göstermiş, yine deniz ticareti ve gerektiğinde deniz savaşları için gemi imalatında bölgeyi üs edinmiştir. Bu minvalde Osmanlı denizciliğinin gelişmesine paralel olarak 1500’lü yıllardan itibaren kıyı bölgelerdeki az sayıdaki Rum'un yerine buradaki köylere Türkmenler yerleştirilmiş; Karadeniz ormanlarından getirilen kerestelerle gemiler inşa edilmeye başlanmıştır. Evrenye, bu tarihlerden itibaren bir Türkmen denizci köyü olarak mezkûr politikanın bir parçası olmuş; özellikle 19. yüzyılda gemicilik ve deniz taşımacılığıyla iştihar etmiştir. İstiklal Harbi döneminde kuva-yı milliyeye verdiği destekle de bilinen köyün geçmişine dair literatürdeki bilgiler ise oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada Osmanlı arşiv belgeleri üzerinden Evrenye'nin tarihi, idari taksimattaki yeri ve nüfusu tespit edilmek istenmiştir. Buna göre köyün ne zaman kurulduğu, Ahi Evren (Evran)'le irtibatının olup olmadığı, kaç hane ve nüfustan oluştuğu, yüzyıllar içerisinde Osmanlı idari taksimatında nasıl (köy, divan, nahiye) yer aldığı sorularına cevap aranmıştır. Ayrıca çalışmada, 20. yüzyıl başlarında köyün isminin \"Enver Paşa\" olarak değiştirilip nahiye merkezi yapılması ve bu idari tasarrufa yapılan itirazlar da ele alınmıştır.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"62 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124476554","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
OSMANLI-MACAR AHİDNAMELERİ BAĞLAMINDA OSMANLI-MACARİSTAN İLİŞKİLERİNİN GELİŞİMİ VE II. BAYEZİD DÖNEMİNE AİT TÜRKÇE MACARİSTAN AHİDNAMELERİ ÜZERİNE İNCELEMELER
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.465
Büşra Aktaş Kütükçü
Osmanlılar XIV. yüzyıldan itibaren çeşitli devlet ve topluluklara vermiş oldukları ahidnamelerle hukuki, siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerin temellendirilmesini ve bir esas çerçevesine oturtulmasını sağlamışlardır. Bu bağlamda diplomatik belgeler olarak ahidnameler Osmanlı diplomasi tarihinin ve siyasal tarihinin şekillenmesinde temel belgelerdir. Bu belgeler içerisinde XV. yüzyıldan itibaren metinlerine rastladığımız Macaristan ahidnameleri XV-XVI. yüzyıl Osmanlı-Macaristan ilişkilerini anlama ve değerlendirme bakımından en temel kaynaklar olarak nitelendirilmektedir. Bu çalışmada Osmanlı ahidnamelerinin Osmanlı-Macaristan diplomatik ilişkilerindeki rolü ve diplomasi tarihi bakımından önemi sorgulanmakta ve Osmanlı diplomatik biliminin incelediği bir alan olarak ahidname formunun ortaya çıkışında bu ahidnamelerin yeri ve önemi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca çalışmada XVI. yüzyılın başına kadar Osmanlı-Macaristan ilişkilerinin siyasal gelişimi ahidnameler bağlamında incelenmekte ve ardından Osmanlı-Macaristan diplomatik ilişkilerine dair günümüze ulaşan iki Türkçe ahidname metninin Osmanlı-Macar ilişkileri içerisindeki yeri tahlil edilmektedir. Osmanlı-Macaristan ilişkilerine dair ilk Türkçe ahidname olarak II. Bayezid dönemine ait tarihsiz bir ahidname metni günümüze ulaşmıştır. Bu metin György Hazai tarafından 1965 yılında Macarca bir makalede neşredilmesine rağmen Türkiye’de herhangi bir şekilde değerlendirilmemiş ve daha sonraki çalışmalarda –çok az istisnası olmakla birlikte– kullanılmamıştır. Sözü geçen bu metin ne yazık ki orijinal bir metin değil bir surettir. Bu çerçevede bu ahidnamenin orijinalinin düzenlenip düzenlenmediğine dair kesin bir bilgimiz yoktur. Ancak Osmanlı-Macaristan ilişkileri içerisinde çok önemli bir yeri olan bu metin ikili ilişkilerin gelişimi ve kendisinden sonra düzenlenen Türkçe ahidnamelere örneklik teşkil etmesi bakımından büyük bir öneme sahiptir. Bu özelliğine ve önemine binaen bu metnin transkripsiyonu tekrar neşredilmekte ve diplomatik ve tarihsel bakımdan incelenmektedir. Osmanlı-Macaristan diplomatik ilişkileri tarihi açısından günümüze ulaşmış olan en önemli belgelerden bir diğeri ise 1503 tarihli Macaristan ahidnamesidir. Tayyib Gökbilgin tarafından fotokopisi yayınlanarak kısa bir değerlendirmeye tâbi tutulan bu ahidname Türkçe tek orijinal Macar ahidnamesidir. 1503 tarihli ahidname bu açıdan oldukça önemli olmakla birlikte içeriği ile de Osmanlı ahidnameleri arasında ayrı bir yer tutmaktadır. Bir Osmanlı ahidnamesinin ortaya çıkış süreci ile ilgili içerdiği bilgiler son derece kıymetlidir. Ayrıca iki devlet arasında belirlenen sınırların tamamen kayda geçirildiği tek ahidname olan bu belgenin metni Latin harfleriyle ilk kez neşredilmekte ve diplomatik ve tarihsel açıdan incelenmektedir.
{"title":"OSMANLI-MACAR AHİDNAMELERİ BAĞLAMINDA OSMANLI-MACARİSTAN İLİŞKİLERİNİN GELİŞİMİ VE II. BAYEZİD DÖNEMİNE AİT TÜRKÇE MACARİSTAN AHİDNAMELERİ ÜZERİNE İNCELEMELER","authors":"Büşra Aktaş Kütükçü","doi":"10.24058/tki.2022.465","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.465","url":null,"abstract":"Osmanlılar XIV. yüzyıldan itibaren çeşitli devlet ve topluluklara vermiş oldukları ahidnamelerle hukuki, siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerin temellendirilmesini ve bir esas çerçevesine oturtulmasını sağlamışlardır. Bu bağlamda diplomatik belgeler olarak ahidnameler Osmanlı diplomasi tarihinin ve siyasal tarihinin şekillenmesinde temel belgelerdir. Bu belgeler içerisinde XV. yüzyıldan itibaren metinlerine rastladığımız Macaristan ahidnameleri XV-XVI. yüzyıl Osmanlı-Macaristan ilişkilerini anlama ve değerlendirme bakımından en temel kaynaklar olarak nitelendirilmektedir. Bu çalışmada Osmanlı ahidnamelerinin Osmanlı-Macaristan diplomatik ilişkilerindeki rolü ve diplomasi tarihi bakımından önemi sorgulanmakta ve Osmanlı diplomatik biliminin incelediği bir alan olarak ahidname formunun ortaya çıkışında bu ahidnamelerin yeri ve önemi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca çalışmada XVI. yüzyılın başına kadar Osmanlı-Macaristan ilişkilerinin siyasal gelişimi ahidnameler bağlamında incelenmekte ve ardından Osmanlı-Macaristan diplomatik ilişkilerine dair günümüze ulaşan iki Türkçe ahidname metninin Osmanlı-Macar ilişkileri içerisindeki yeri tahlil edilmektedir. Osmanlı-Macaristan ilişkilerine dair ilk Türkçe ahidname olarak II. Bayezid dönemine ait tarihsiz bir ahidname metni günümüze ulaşmıştır. Bu metin György Hazai tarafından 1965 yılında Macarca bir makalede neşredilmesine rağmen Türkiye’de herhangi bir şekilde değerlendirilmemiş ve daha sonraki çalışmalarda –çok az istisnası olmakla birlikte– kullanılmamıştır. Sözü geçen bu metin ne yazık ki orijinal bir metin değil bir surettir. Bu çerçevede bu ahidnamenin orijinalinin düzenlenip düzenlenmediğine dair kesin bir bilgimiz yoktur. Ancak Osmanlı-Macaristan ilişkileri içerisinde çok önemli bir yeri olan bu metin ikili ilişkilerin gelişimi ve kendisinden sonra düzenlenen Türkçe ahidnamelere örneklik teşkil etmesi bakımından büyük bir öneme sahiptir. Bu özelliğine ve önemine binaen bu metnin transkripsiyonu tekrar neşredilmekte ve diplomatik ve tarihsel bakımdan incelenmektedir. Osmanlı-Macaristan diplomatik ilişkileri tarihi açısından günümüze ulaşmış olan en önemli belgelerden bir diğeri ise 1503 tarihli Macaristan ahidnamesidir. Tayyib Gökbilgin tarafından fotokopisi yayınlanarak kısa bir değerlendirmeye tâbi tutulan bu ahidname Türkçe tek orijinal Macar ahidnamesidir. 1503 tarihli ahidname bu açıdan oldukça önemli olmakla birlikte içeriği ile de Osmanlı ahidnameleri arasında ayrı bir yer tutmaktadır. Bir Osmanlı ahidnamesinin ortaya çıkış süreci ile ilgili içerdiği bilgiler son derece kıymetlidir. Ayrıca iki devlet arasında belirlenen sınırların tamamen kayda geçirildiği tek ahidname olan bu belgenin metni Latin harfleriyle ilk kez neşredilmekte ve diplomatik ve tarihsel açıdan incelenmektedir.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"118 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"122066409","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
XVIII. YÜZYILDA İSTANBUL UN SUR DIŞI BOSTANLARI (YEDİKULE-AYVANSARAY, EYÜP VE HASKÖY)
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.457
Serpil Sönmez
İstanbul’un iaşesindeki önemli rolünün yanı sıra aynı zamanda iktisadî ve sosyal işlevleriyle de dikkat çeken İstanbul bostanları, hakkında çok az çalışma yapılmış bir konudur. Bu bakımdan bu çalışma ile hem XVIII. yüzyılda İstanbul’da sur dışında bulunan bostanların durumunu tespit etmek hem de İstanbul’un şehir dokusunun tespitine katkıda bulunmak hedeflenmektedir. Çalışmada XVIII. yüzyılın ilk yarısında İstanbul’un sur dışı bostanlarının mevkileri, sahipleri ve çalışanları incelenmiştir. Çalışmanın temel kaynağı I. Mahmud dönemine (1730-1754) ait 25 Receb 1145 (11 Ocak 1733) tarihli defterdir. Bu defter Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde (BOA) nüfus defteri olarak 1 numarada kayıtlıdır. Nüfus defterine göre 1733 yılında İstanbul kara surları boyunca Yedikule’den Ayvansaray’a kadar 77, Eyüp’te 78 ve Eyüp’e bağlı Hasköy’de -Fener ve Balat semtlerinin karşısında- 12 olmak üzere toplam 167 bostan mevcuttur. Bostan sahiplerinin ezici çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır (%96,37). Müslümanların mülkiyetindeki bostanların %14,85’i vakıflara, %13,33’ü kadınlara aittir. Bostan sahibi olan veya bostan tasarruf eden Müslümanlar arasında orta ve alt düzey memurlar ile esnafın yanı sıra padişah kızları, paşalar, yeniçeri ağası, Enderun ağası, şeyhülislâm, kazasker, padişah imamı (İmam-ı şehriyârî-i sâbık) ve kâdî gibi üst düzeyde devlet memurlarının varlığı, bostanların önemli bir gelir kaynağı olduğuna işaret etmektedir. 1733 yılında İstanbul Sur dışı bostanlarında 637 kişi çalışıyordu. Bostan başına ortalama dört çalışan düşüyordu. Bunların %70’ini Arnavutlar ve Rumlar oluşturuyordu. Ayrıca çalışanların en az %60’ının Rumeli, Trakya ve Anadolu’dan gelmiş olması istihdam alanı olarak bostanların işlevini de göstermektedir.
伊斯坦布尔的果园因其经济和社会功能及其在伊斯坦布尔食品供应中的重要作用而备受关注,但却鲜有研究。因此,本研究旨在确定十八世纪伊斯坦布尔城墙外果园的情况,并为确定伊斯坦布尔的城市结构做出贡献。本研究分析了十八世纪上半叶伊斯坦布尔城墙外花园的位置、所有者和雇员。研究的主要资料来源于马哈茂德一世(1730-1754 年)统治时期的一本账簿,日期为 1145 年 7 月 25 日(1733 年 1 月 11 日)。这本账簿在奥斯曼总统档案馆(BOA)的登记编号为 1,是一本人口账簿。根据人口登记簿,1733 年,伊斯坦布尔从耶迪库勒到艾万萨拉伊的陆地城墙沿线共有 167 个果园,埃尤普有 78 个,哈斯科伊(费纳和巴拉特街区对面)有 12 个。绝大多数果园主人是穆斯林(96.37%)。在穆斯林拥有的果园中,14.85%属于基金会,13.33%属于妇女。在拥有或经营果园的穆斯林中,既有中低级公务员和商人,也有高级公务员,如苏丹的女儿、帕夏、清真寺阿加、埃德伦阿加、谢赫胡利斯拉姆、卡扎斯克尔、苏丹的伊玛目(Imam-ı şehriyârî-i sâbık)和卡迪(kâdî),这表明果园是重要的收入来源。1733 年,有 637 人在伊斯坦布尔城墙外的果园工作。平均每个果园有四名员工。其中 70% 是阿尔巴尼亚人和希腊人。此外,至少 60% 的雇员来自鲁梅利亚、色雷斯和安纳托利亚,这表明果园具有就业功能。
{"title":"XVIII. YÜZYILDA İSTANBUL UN SUR DIŞI BOSTANLARI (YEDİKULE-AYVANSARAY, EYÜP VE HASKÖY)","authors":"Serpil Sönmez","doi":"10.24058/tki.2022.457","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.457","url":null,"abstract":"İstanbul’un iaşesindeki önemli rolünün yanı sıra aynı zamanda iktisadî ve sosyal işlevleriyle de dikkat çeken İstanbul bostanları, hakkında çok az çalışma yapılmış bir konudur. Bu bakımdan bu çalışma ile hem XVIII. yüzyılda İstanbul’da sur dışında bulunan bostanların durumunu tespit etmek hem de İstanbul’un şehir dokusunun tespitine katkıda bulunmak hedeflenmektedir. Çalışmada XVIII. yüzyılın ilk yarısında İstanbul’un sur dışı bostanlarının mevkileri, sahipleri ve çalışanları incelenmiştir. Çalışmanın temel kaynağı I. Mahmud dönemine (1730-1754) ait 25 Receb 1145 (11 Ocak 1733) tarihli defterdir. Bu defter Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde (BOA) nüfus defteri olarak 1 numarada kayıtlıdır. Nüfus defterine göre 1733 yılında İstanbul kara surları boyunca Yedikule’den Ayvansaray’a kadar 77, Eyüp’te 78 ve Eyüp’e bağlı Hasköy’de -Fener ve Balat semtlerinin karşısında- 12 olmak üzere toplam 167 bostan mevcuttur. Bostan sahiplerinin ezici çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır (%96,37). Müslümanların mülkiyetindeki bostanların %14,85’i vakıflara, %13,33’ü kadınlara aittir. Bostan sahibi olan veya bostan tasarruf eden Müslümanlar arasında orta ve alt düzey memurlar ile esnafın yanı sıra padişah kızları, paşalar, yeniçeri ağası, Enderun ağası, şeyhülislâm, kazasker, padişah imamı (İmam-ı şehriyârî-i sâbık) ve kâdî gibi üst düzeyde devlet memurlarının varlığı, bostanların önemli bir gelir kaynağı olduğuna işaret etmektedir. 1733 yılında İstanbul Sur dışı bostanlarında 637 kişi çalışıyordu. Bostan başına ortalama dört çalışan düşüyordu. Bunların %70’ini Arnavutlar ve Rumlar oluşturuyordu. Ayrıca çalışanların en az %60’ının Rumeli, Trakya ve Anadolu’dan gelmiş olması istihdam alanı olarak bostanların işlevini de göstermektedir.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128877703","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
MANİSA MURADİYE VAKFI NIN 1596-1609 YILLARI ARASINDAKİ BİLANÇO ANALİZİ
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.463
R. H. Öztürk
Vakıflar iktisadi fonksiyonları ve ifa ettikleri önemli kamu hizmetleri yanında, şehirlerin sosyo-ekonomik görünümünün en önemli göstergeleri olmaları bakımından da birçok araştırmaya konu olmaktadır. Vakfedilen akar/gelirler içinde ziraat yapılan arazilerin bulunması, hasat ve ürün fiyatları gibi tarımsal üretime yönelik bilgiye ulaşılmasına imkân vermektedir. Sosyal ve ekonomik tarih araştırmaları bakımından önemli ve ayrıntılı veriler içeren ‘Vakıf Muhasebe Defterleri’nden, vakıfların iktisadi fonksiyonları ve yaratılan istihdam potansiyeli yanında ürün fiyatları, ücretler, yevmiyeler, çalışan sayıları, icra ettikleri tamirat ve bakım işleri, keza ifa ettikleri kamu hizmetlerine dair önemli bilgiler edinilebilmektedir. Bu çalışmada ele alınan ve 1574 yılında kurulan Muradiye Vakfı, Manisa’nın en büyük ve önemli vakıflarından biridir. Vakfın bütçesi içinde en önemli gelir kaynağını kırsal kesimden elde edilen gelirler oluşturmaktadır. Bu çalışma ile vakfın 16. yüzyılın sonları ile 17. yüzyılın erken dönemleri arasında mali durumunun analiz edilmesi amaçlanmıştır. Ele alınan dönem Celali İsyanları’nın etkilerinin yoğun bir şekilde yaşandığı bir dönemdir. Buna rağmen vakfın dönemsel mali sıkıntılar yaşamakla birlikte, faaliyetlerini engelleyecek derin bir kriz yaşamadığı görülmüştür.
除了经济功能和重要的公共服务外,基金会还是许多研究的主题,因为它们是城市社会经济前景的最重要指标。在捐赠的土地/收入中,如果有农业用地,就可以获得有关农业生产的信息,如收成和产品价格。基金会会计账簿 "包含了社会和经济史研究方面重要而详细的数据,提供了有关基金会的经济功能和创造的就业潜力的重要信息,以及产品价格、工资、雇员人数、所从事的维修和维护工作以及所提供的公共服务等信息。穆拉迪耶基金会成立于 1574 年,是马尼萨最大、最重要的基金会之一。基金会预算中最重要的收入来源是从农村地区获得的收入。本研究旨在分析 16 世纪末至 17 世纪初基金会的财务状况。所分析的时期正是塞拉利叛乱影响剧烈的时期。尽管如此,我们注意到宗教基金并没有经历阻碍其活动的深重危机,尽管它经历了周期性的财政困难。
{"title":"MANİSA MURADİYE VAKFI NIN 1596-1609 YILLARI ARASINDAKİ BİLANÇO ANALİZİ","authors":"R. H. Öztürk","doi":"10.24058/tki.2022.463","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.463","url":null,"abstract":"Vakıflar iktisadi fonksiyonları ve ifa ettikleri önemli kamu hizmetleri yanında, şehirlerin sosyo-ekonomik görünümünün en önemli göstergeleri olmaları bakımından da birçok araştırmaya konu olmaktadır. Vakfedilen akar/gelirler içinde ziraat yapılan arazilerin bulunması, hasat ve ürün fiyatları gibi tarımsal üretime yönelik bilgiye ulaşılmasına imkân vermektedir. Sosyal ve ekonomik tarih araştırmaları bakımından önemli ve ayrıntılı veriler içeren ‘Vakıf Muhasebe Defterleri’nden, vakıfların iktisadi fonksiyonları ve yaratılan istihdam potansiyeli yanında ürün fiyatları, ücretler, yevmiyeler, çalışan sayıları, icra ettikleri tamirat ve bakım işleri, keza ifa ettikleri kamu hizmetlerine dair önemli bilgiler edinilebilmektedir. Bu çalışmada ele alınan ve 1574 yılında kurulan Muradiye Vakfı, Manisa’nın en büyük ve önemli vakıflarından biridir. Vakfın bütçesi içinde en önemli gelir kaynağını kırsal kesimden elde edilen gelirler oluşturmaktadır. Bu çalışma ile vakfın 16. yüzyılın sonları ile 17. yüzyılın erken dönemleri arasında mali durumunun analiz edilmesi amaçlanmıştır. Ele alınan dönem Celali İsyanları’nın etkilerinin yoğun bir şekilde yaşandığı bir dönemdir. Buna rağmen vakfın dönemsel mali sıkıntılar yaşamakla birlikte, faaliyetlerini engelleyecek derin bir kriz yaşamadığı görülmüştür.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"3 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127695185","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
XV., XVI. VE XVII. YÜZYILLARDA YOROS (BEYKOZ) KAZASINDA İKTİSADÎ HAYAT
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.460
M. Bostan
Bu makalede XV., XVI. ve XVII. yüzyıllarda Yoros (Beykoz) Kazası’nın iktisadî durumu ele alındı. Kaynaklarımızı başta Tahrir Defterleri ve Şer'iyye Sicilleri oluşturdu. XVII. yüzyılın ikinci yarısında kazanın iktisadî yapısı için Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde yer alan bilgilerden yararlanıldı. Ayrıca konu hakkında bilgi veren araştırmalar da değerlendirildi. İlk olarak kaza dâhilinde yaşayan halktan alınan raiyyet rüsumunun hangi kalemlerden oluştuğu ve yılda bunlardan ne kadar vergi alındığı tablolar ve çizelgelerle ortaya konuldu. Tarıma elverişli toprakların miktarı belirlenmeye çalışıldı. Ziraata açık topraklarda hububat türünden hangi ürünlerin ekildiği, yılda ne kadar ürün elde edildiği, bunlardan ne kadar aynî vergi alındığı ve bunun nakdî değerinin ne kadar olduğu tablolarla gösterildi. Ayrıca bu hububat kalemlerinin yıllık üretim kapasiteleri çizelgelerle belirlenmeye çalışıldı. Kaza dâhilinde yapılan meyve ve sebze üretiminin ne kadar olduğu ne tür sebze ve meyve yetiştirildiği, bağ ve bahçelerin kapasiteleri tablolarla ortaya konuldu. Hayvancılığın sanayi işletmeleri hangi boyutta olduğu tespite çalışıldı. Sanayi ürünü olarak kendir üretiminin iskân birimlerine göre dağılımı, kaza dâhilinde sanayi işletmesi olarak ne kadar değirmen ve bezirhane bulunduğu belirlendi. Yoros’ta ne kadar iskele ve bazar bulunduğu ortaya konulmaya çalışıldı.
{"title":"XV., XVI. VE XVII. YÜZYILLARDA YOROS (BEYKOZ) KAZASINDA İKTİSADÎ HAYAT","authors":"M. Bostan","doi":"10.24058/tki.2022.460","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.460","url":null,"abstract":"Bu makalede XV., XVI. ve XVII. yüzyıllarda Yoros (Beykoz) Kazası’nın iktisadî durumu ele alındı. Kaynaklarımızı başta Tahrir Defterleri ve Şer'iyye Sicilleri oluşturdu. XVII. yüzyılın ikinci yarısında kazanın iktisadî yapısı için Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde yer alan bilgilerden yararlanıldı. Ayrıca konu hakkında bilgi veren araştırmalar da değerlendirildi. İlk olarak kaza dâhilinde yaşayan halktan alınan raiyyet rüsumunun hangi kalemlerden oluştuğu ve yılda bunlardan ne kadar vergi alındığı tablolar ve çizelgelerle ortaya konuldu. Tarıma elverişli toprakların miktarı belirlenmeye çalışıldı. Ziraata açık topraklarda hububat türünden hangi ürünlerin ekildiği, yılda ne kadar ürün elde edildiği, bunlardan ne kadar aynî vergi alındığı ve bunun nakdî değerinin ne kadar olduğu tablolarla gösterildi. Ayrıca bu hububat kalemlerinin yıllık üretim kapasiteleri çizelgelerle belirlenmeye çalışıldı. Kaza dâhilinde yapılan meyve ve sebze üretiminin ne kadar olduğu ne tür sebze ve meyve yetiştirildiği, bağ ve bahçelerin kapasiteleri tablolarla ortaya konuldu. Hayvancılığın sanayi işletmeleri hangi boyutta olduğu tespite çalışıldı. Sanayi ürünü olarak kendir üretiminin iskân birimlerine göre dağılımı, kaza dâhilinde sanayi işletmesi olarak ne kadar değirmen ve bezirhane bulunduğu belirlendi. Yoros’ta ne kadar iskele ve bazar bulunduğu ortaya konulmaya çalışıldı.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"56 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127498168","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
CUMHURİYET DÖNEMİNDE YÜKSEKÖĞRETİMDE UZAKTAN EĞİTİME GEÇİŞ SÜRECİ (1923-1982)
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.455
Demet Cansız
Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında halkın eğitim seviyesini yükseltmek gayesiyle bazı kararlar hızla yürürlüğe koyuldu ve bir süre sonra semeresini vermeye başladı. Fakat yükseköğretimde arzulanan başarı henüz kaydedilememişti. Yeterli sayıda eğitim kurumunun olmayışı meselenin çözümünü zorlaştıran en büyük etkendi. Bu maksatla Avrupa ülkelerinde uygulandığı gibi yükseköğretimde uzaktan eğitim sürecinin başlatılmasına karar verildi. Uzaktan eğitim hususunu Cumhuriyet devrinde dile getiren ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey oldu. Bununla birlikte Mustafa Necati Bey’in vekâletinden ancak yıllar sonra bu konuda somut adımlar atılabildi ve hazırlanan uzaktan eğitim programları yükseköğretim kapısında bekleyen milyonlarca gence sunuldu. Bu makalede Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Necati Bey’in ilk ifadesi başlangıç kabul edilerek, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nin kuruluşuna kadar geçen dönemde yükseköğretimde uzaktan eğitime geçiş süreci ele alındı. Öğrencilerin ve eğitimcilerin yaşadığı problemler, uzaktan eğitim kurumları, kurumların işleyişi gibi meseleler TBMM zabıtları, dönem basını ve ilgili literatür ele alınarak açıklanmaya çalışıldı.
{"title":"CUMHURİYET DÖNEMİNDE YÜKSEKÖĞRETİMDE UZAKTAN EĞİTİME GEÇİŞ SÜRECİ (1923-1982)","authors":"Demet Cansız","doi":"10.24058/tki.2022.455","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.455","url":null,"abstract":"Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında halkın eğitim seviyesini yükseltmek gayesiyle bazı kararlar hızla yürürlüğe koyuldu ve bir süre sonra semeresini vermeye başladı. Fakat yükseköğretimde arzulanan başarı henüz kaydedilememişti. Yeterli sayıda eğitim kurumunun olmayışı meselenin çözümünü zorlaştıran en büyük etkendi. Bu maksatla Avrupa ülkelerinde uygulandığı gibi yükseköğretimde uzaktan eğitim sürecinin başlatılmasına karar verildi. Uzaktan eğitim hususunu Cumhuriyet devrinde dile getiren ilk kişi dönemin Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey oldu. Bununla birlikte Mustafa Necati Bey’in vekâletinden ancak yıllar sonra bu konuda somut adımlar atılabildi ve hazırlanan uzaktan eğitim programları yükseköğretim kapısında bekleyen milyonlarca gence sunuldu. Bu makalede Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Necati Bey’in ilk ifadesi başlangıç kabul edilerek, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nin kuruluşuna kadar geçen dönemde yükseköğretimde uzaktan eğitime geçiş süreci ele alındı. Öğrencilerin ve eğitimcilerin yaşadığı problemler, uzaktan eğitim kurumları, kurumların işleyişi gibi meseleler TBMM zabıtları, dönem basını ve ilgili literatür ele alınarak açıklanmaya çalışıldı.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"2 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"117218435","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
VUSÛLÎ MEHMED ÇELEBİ NİN NESÂYİH-İ CÜNDİYYE Sİ
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.449
Muzaffer Kılıç
Bu çalışmada XVI. asrın tanınmış âlim ve şairlerinden Vusûlî Mehmed Çelebi’nin askerler başta olmak üzere padişah, komutan ve halka yönelik nasihatleri içeren Nesâyih-i Cündiyye adlı eseri ele alınacaktır. Bu eser, müellifi bilinmeyen Risâle-i Cündiyye adlı bir risalenin “nesayihi cündiyye” başlıklı ilk faslına mukaddime ve hâtime eklenerek vücuda getirilmiştir. Tür bakımından nasihatname ve siyasetname özelliklerini gösteren Nesâyih-i Cündiyye, uzun manzum mensur bir mukaddime, asıl konunun işlendiği bölüm ve kısa bir hâtimeden müteşekkildir. Mukaddimede; besmele, hamdele, münacat, tevhid ve na‘t bölümlerinin ardından Sultan II. Selim’in övüldüğü methiyeler yer almaktadır. Asıl konunun işlendiği bölümde sebebi telif, nasihatler ve konuya uygun hikâyeler bulunmaktadır. Nasihatlerin “nesâyih-i cündiyye” başlıkları ile ayrı ayrı işlendiği bu bölümde; sır saklamak, padişaha itaat etmek, ihsan ve lütuf, takva ve taat, komutanın kararında sebatkâr olması ve askerlerini tanıyıp onları tehlikelerden koruması, akıllı ve olgun kimselerle bir arada bulunmak ve sabır hakkında nasihatler ile konulara uygun hikâyeler yer almaktadır. Metnin hâtime bölümünde ise kısa bir hitam cümlesi ile mesnevi şeklinde dört beyitlik bir dua manzumesi bulunmaktadır. Makalede, Vusûlî Mehmed Çelebi’nin hayatı ve eserlerine kısaca değinilerek Nesâyih-i Cündiyye’nin incelemesine geçilmiştir. Nesâyih-i Cündiyye’nin kısaca tanıtıldığı bu bölümde sırasıyla; Risâle-i Cündiyye ile benzer ve farklı yönleri üzerinde durulmakta, eserin nüshası tanıtılarak tür, şekil ve üslup özelliklerine değinilmekte ve son olarak muhteva bakımından ele alınarak eserin özetine yer verilmektedir. İnceleme, genel bir değerlendirmenin yapıldığı sonuç kısmıyla tamamlanmaktadır. İkinci bölümde ise Nesâyih-i Cündiyye’nin transkripsiyonlu metni ile metinde geçen ayet, hadis, şiir ve kelam-ı kibar gibi Arapça-Farsça kısımların tercüme ve kaynakları sunulmaktadır.
本研究将讨论 16 世纪著名学者和诗人 Vusûlî Mehmed Çelebi 的作品 Nesâyih-i Jündiyye,其中包含对苏丹、指挥官和人民,尤其是士兵的建议。这部作品是在一篇名为《Risâle-i Cündiyye》的论文的第一章 "nesayihi jündiyye "中添加了 "mukaddima "和 "hâtime "而创作的,该论文的作者不详。Nesâyih-i Cündiyye》在体裁上体现了 "nasihatname "和 "politicname "的特点,由长篇诗歌和散文引言、主题章节和简短的 hâtima 组成。导言包括 besmele、hamdele、munajat、tawhid 和 na't 部分,随后是对苏丹塞利姆二世的讴歌。在讨论主要主题的部分,有与主题相关的理由、建议和故事。在这一部分,建议以 "nesâyih-i jündiyye "为标题单独处理,其中有关于保守秘密、服从苏丹、赐予和恩典、虔诚和奉献、指挥官坚定不移地做出决定、了解士兵并保护他们免受危险、与睿智成熟的人在一起和耐心的建议,以及适合主题的故事。在文章的 "hâtime "部分,有一个简短的结束语和四句对联组成的祈祷诗句(masnavi)。文章简要介绍了武苏利-麦赫麦德-切莱比的生平和作品,并对《奈萨伊-伊-居迪耶》进行了分析。在简要介绍《Nesâyih-i Cündiyye》的部分,强调了它与《Risâle-i Cündiyye》的异同,介绍了作品的副本,提到了其体裁、形式和风格特征,最后从内容方面对作品进行了总结。本研究最后得出结论,并做出总体评价。第二部分介绍了《Nesâyih-i Jundiyya》的抄本以及阿拉伯语-波斯语部分的译文和来源,如文中的诗句、圣训、诗歌和神学表达。
{"title":"VUSÛLÎ MEHMED ÇELEBİ NİN NESÂYİH-İ CÜNDİYYE Sİ","authors":"Muzaffer Kılıç","doi":"10.24058/tki.2022.449","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.449","url":null,"abstract":"Bu çalışmada XVI. asrın tanınmış âlim ve şairlerinden Vusûlî Mehmed Çelebi’nin askerler başta olmak üzere padişah, komutan ve halka yönelik nasihatleri içeren Nesâyih-i Cündiyye adlı eseri ele alınacaktır. Bu eser, müellifi bilinmeyen Risâle-i Cündiyye adlı bir risalenin “nesayihi cündiyye” başlıklı ilk faslına mukaddime ve hâtime eklenerek vücuda getirilmiştir. Tür bakımından nasihatname ve siyasetname özelliklerini gösteren Nesâyih-i Cündiyye, uzun manzum mensur bir mukaddime, asıl konunun işlendiği bölüm ve kısa bir hâtimeden müteşekkildir. Mukaddimede; besmele, hamdele, münacat, tevhid ve na‘t bölümlerinin ardından Sultan II. Selim’in övüldüğü methiyeler yer almaktadır. Asıl konunun işlendiği bölümde sebebi telif, nasihatler ve konuya uygun hikâyeler bulunmaktadır. Nasihatlerin “nesâyih-i cündiyye” başlıkları ile ayrı ayrı işlendiği bu bölümde; sır saklamak, padişaha itaat etmek, ihsan ve lütuf, takva ve taat, komutanın kararında sebatkâr olması ve askerlerini tanıyıp onları tehlikelerden koruması, akıllı ve olgun kimselerle bir arada bulunmak ve sabır hakkında nasihatler ile konulara uygun hikâyeler yer almaktadır. Metnin hâtime bölümünde ise kısa bir hitam cümlesi ile mesnevi şeklinde dört beyitlik bir dua manzumesi bulunmaktadır. Makalede, Vusûlî Mehmed Çelebi’nin hayatı ve eserlerine kısaca değinilerek Nesâyih-i Cündiyye’nin incelemesine geçilmiştir. Nesâyih-i Cündiyye’nin kısaca tanıtıldığı bu bölümde sırasıyla; Risâle-i Cündiyye ile benzer ve farklı yönleri üzerinde durulmakta, eserin nüshası tanıtılarak tür, şekil ve üslup özelliklerine değinilmekte ve son olarak muhteva bakımından ele alınarak eserin özetine yer verilmektedir. İnceleme, genel bir değerlendirmenin yapıldığı sonuç kısmıyla tamamlanmaktadır. İkinci bölümde ise Nesâyih-i Cündiyye’nin transkripsiyonlu metni ile metinde geçen ayet, hadis, şiir ve kelam-ı kibar gibi Arapça-Farsça kısımların tercüme ve kaynakları sunulmaktadır.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"2006 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129765151","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
KUTADGU BİLİG DE BARIŞ, SAVAŞ VE DÜŞMAN ALGISI
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.445
Şeyma Sarı
Edebi eserler sanatçının bir olayı, olguyu, durumu ya da nesneyi nasıl algıladığını gösteren sanatsal ifadelerdir. Klasik Türk edebiyatının bilinen ilk mesnevisi Yusuf Has Hacip’in 11. yüzyılda yazdığı Kutadgu Bilig eseri de ideal bir devletin, toplumun ve insanın nasıl olması gerektiğini anlatması yönüyle bir siyasetname olarak karşımıza çıkar. Eser aynı zamanda “barış”, “savaş”, “düşman” ve “düşmanlık” kavramlarına ışık tutan kuramsal bir mesnevidir. Bu çalışmanın amacı Kutadgu Bilig’de barış, savaş ve düşman kavramlarının nasıl ortaya konulduğunu incelemektir. Ayrıca “barış, savaş, düşman ve düşmanlık” konusunda daha önce yapılmış çalışmalara farklı bir bakış açısı sunmak, böylece alanı genişletmektir. Bu düşünceden hareketle edebi eserlerin savaş ve barış gibi toplumsal meselelere farklı bir bakış açısı kazandırdığını örnekleriyle ortaya koymak da gerekir. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde “Kutadgu Bilig’e göre barışın anlamı”, ikinci bölümde “Kutadgu Bilig’e göre savaşın anlamı” anlatılmıştır. Üçüncü bölümde ise “düşman ve düşmanlık” kavramlarının Yusuf Has Hacip’e göre nasıl anlaşıldığı araştırılmış ve bununla ilgili beyitler ele alınıp açıklanmıştır. Kutadgu Bilig’de fertlerin, toplumların ve devletlerin uzun süre ayakta kalabilmesi için gerekli olan nitelikler sıralanmıştır. Devletin düzenini ayakta tutan en önemli şey insanlar arası güvenin tesis edilmesidir. Devletin idaresini elinde tutanlar iç ve dış düşmanlarını iyi tanımalı ve düşmanı her yönüyle takip etmelidir. Bu, halkın da emniyet ve huzur içerisinde yönetilmesi için gereklidir. Bu çalışma “Kutadgu Bilig’e göre düşman çeşitleri nelerdir, bu düşmanlarla nasıl mücadele edilmelidir, kimlerin düşmanı çok olur, düşmanın zararları nelerdir, düşmanı olmak her zaman kötü bir şey midir ya da insana düşmanın faydası olabilir mi?” sorularını da cevaplamaktadır.
文学作品是一种艺术表现形式,展现了艺术家对某一事件、现象、情况或对象的看法。已知的第一部土耳其古典文学 masnavi《Kutadgu Bilig》由 Yusuf Has Hacip 于 11 世纪创作,是一部政治论文,描述了理想的国家、社会和人类应该是怎样的。这部作品也是一部理论性的 masnavi,揭示了 "和平"、"战争"、"敌人 "和 "敌意 "的概念。本研究的目的是探讨《库塔德古-毕力格》是如何提出 "和平"、"战争 "和 "敌人 "这些概念的。此外,本研究还希望为以往有关 "和平、战争、敌人和敌意 "的研究提供一个不同的视角,从而拓展研究领域。基于这一观点,还有必要举例说明文学作品对战争与和平等社会问题的不同看法。本研究包括三个部分。第一部分是"《库塔古-比利格》中和平的含义",第二部分是"《库塔古-比利格》中战争的含义"。第三部分研究了优素福-哈斯-哈西普如何理解 "敌人和敌意 "的概念,并讨论和解释了相关对联。在《库塔德古-毕力格》中,列举了个人、社会和国家长期生存所必需的品质。维持国家秩序最重要的是建立人与人之间的信任。掌握国家行政权的人应该对内外敌人了如指掌,处处与敌人为伍。这是人民安居乐业的必要条件。本研究还回答了 "根据库塔德古-比利格的观点,敌人的类型有哪些,应该如何与这些敌人作战,哪些人有很多敌人,敌人有哪些危害,有敌人总是坏事吗,还是敌人可以造福人类?
{"title":"KUTADGU BİLİG DE BARIŞ, SAVAŞ VE DÜŞMAN ALGISI","authors":"Şeyma Sarı","doi":"10.24058/tki.2022.445","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.445","url":null,"abstract":"Edebi eserler sanatçının bir olayı, olguyu, durumu ya da nesneyi nasıl algıladığını gösteren sanatsal ifadelerdir. Klasik Türk edebiyatının bilinen ilk mesnevisi Yusuf Has Hacip’in 11. yüzyılda yazdığı Kutadgu Bilig eseri de ideal bir devletin, toplumun ve insanın nasıl olması gerektiğini anlatması yönüyle bir siyasetname olarak karşımıza çıkar. Eser aynı zamanda “barış”, “savaş”, “düşman” ve “düşmanlık” kavramlarına ışık tutan kuramsal bir mesnevidir. Bu çalışmanın amacı Kutadgu Bilig’de barış, savaş ve düşman kavramlarının nasıl ortaya konulduğunu incelemektir. Ayrıca “barış, savaş, düşman ve düşmanlık” konusunda daha önce yapılmış çalışmalara farklı bir bakış açısı sunmak, böylece alanı genişletmektir. Bu düşünceden hareketle edebi eserlerin savaş ve barış gibi toplumsal meselelere farklı bir bakış açısı kazandırdığını örnekleriyle ortaya koymak da gerekir. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde “Kutadgu Bilig’e göre barışın anlamı”, ikinci bölümde “Kutadgu Bilig’e göre savaşın anlamı” anlatılmıştır. Üçüncü bölümde ise “düşman ve düşmanlık” kavramlarının Yusuf Has Hacip’e göre nasıl anlaşıldığı araştırılmış ve bununla ilgili beyitler ele alınıp açıklanmıştır. Kutadgu Bilig’de fertlerin, toplumların ve devletlerin uzun süre ayakta kalabilmesi için gerekli olan nitelikler sıralanmıştır. Devletin düzenini ayakta tutan en önemli şey insanlar arası güvenin tesis edilmesidir. Devletin idaresini elinde tutanlar iç ve dış düşmanlarını iyi tanımalı ve düşmanı her yönüyle takip etmelidir. Bu, halkın da emniyet ve huzur içerisinde yönetilmesi için gereklidir. Bu çalışma “Kutadgu Bilig’e göre düşman çeşitleri nelerdir, bu düşmanlarla nasıl mücadele edilmelidir, kimlerin düşmanı çok olur, düşmanın zararları nelerdir, düşmanı olmak her zaman kötü bir şey midir ya da insana düşmanın faydası olabilir mi?” sorularını da cevaplamaktadır.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"14 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"129918636","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
ŞİİRLE HAYAT, ŞİİR GİBİ HAYAT
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.454
Nihat Öztoprak
Türk insanı doğumundan ölümüne kadar hayatını şiirle yaşamaktadır. Yeni doğan bir çocuk hayata ana şiirleri sayılabilecek ninnileri dinleyerek başlar. Sonra sokakta oynarken çocukça şiirler, tekerlemeler söyler. Ablalarından ve abilerinden manzum bilmeceler, dede ve ninelerinden mâniler, mevlitler, ilahiler, tevhitler, dualar dinleyerek büyür. Her yıl idrak ettiği ramazanda iftarda ve sahurda davulcu mânileriyle, şiir tadında kafiyeli dualarla, teravihlerde ilahilerle, teravih sonrası bazen sahura kadar karagöz Hacivat ve hayal oyunlarından nice türkü, şarkı, mâni öğrenerek yetişir. Geleneğe sahip çıkan ailelerde doğum, hacca gitme, sakal bırakma, askere gitme, düğün, ölüm vs. her türlü başlangıçlarda manzum tarih düşürme ve levhalara şiir yazma âdeti hâlâ devam etmektedir. Bu alışkanlıklar bir yandan devam ederken hayatın değişmesi, teknolojinin gelişmesiyle telefonla, e-postayla mesaj yazma, duvarlara yazı yazma şeklinde giren yeni alışkanlıklarımız da şiir kültürüyle birleştirilmiştir. Bayram, kandil, Cuma vb. mesajlarda şiir yazmak veya şiir tadında mısra ve cümleler yazmak alışkanlıklar arasına girmiştir. Bu arada Türk insanı Yûnus başta olmak üzere şairlerin şiirlerinden istifade ederek hayatını düzenlemekte şiir gibi hayat yaşamaya gayret etmektedir. Günlük hayatında üzerinde durduğu her konuyu daha anlaşılır, daha ikna edici kılmak için beyitlerden örnekler getirmeye çalışır. Türk milletinin hayatına rehberlik eden her biri atasözü niteliği kazanmış bu berceste mısra ve beyitlerden binlercesi hâlâ dillerde dolaşmaktadır. Ninniyle başlayan şiirle hayat, ölünce mezar taşında ebedileşir. Atalarımız mezar taşına âyet ve hadislerin yanında ölümle ilgili veciz mısra ve beyitler nakşederlerdi. Tek bakinin Allah olduğunu, hayatın geçici olduğunu, her nefsin bir gün mutlaka ölümü tadacağını anlatan mezar taşı şiirleri Latin alfabesiyle günümüzde de gelenek olarak devam ettirilmektedir.Bu makalede beşikten mezara kadar Türk insanının geçirdiği şiirle ve şiirce hayat, giriş bölümü ve onunla birlikte iki bölüm halinde ele alınarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Giriş bölümünde şiirin hususiyetleri ve insan - şiir ilişkisi, birinci bölümde hayatın şiirli safhaları, ikinci bölümde ise berceste şiirlerin hayatta kullanımı üzerinde durulmuştur.
土耳其人从生到死都与诗歌为伴。新生儿从听摇篮曲开始,摇篮曲可被视为母亲的诗歌。然后,他/她在街上玩耍时唱着童诗和儿歌。在成长过程中,他(她)会聆听兄弟姐妹用诗歌写成的谜语,聆听祖父母写的诗歌、mânis、mevlits、赞美诗、tevhits 和祈祷文。每年的斋月,他都要从鼓手的 "mânis "中学习许多民歌、歌曲和 "mâni",在开斋节和宰牲节上学习诗歌韵律的祈祷文,在宰牲节上学习赞美诗,有时直到宰牲节后的宰牲节,还从卡拉格兹-哈西瓦特(Karagöz Hacivat)和想象的戏剧中学习许多民歌、歌曲和 "mâni"。在保留传统的家庭中,在出生、朝圣、长胡子、服兵役、结婚、死亡等各种开端的牌匾上书写日期和诗歌的习俗仍在继续。一方面,这些习惯仍在延续,另一方面,随着生活的变化和技术的发展,我们通过电话、电子邮件和在墙上书写等形式书写信息的新习惯已与诗歌文化相结合。在节日、圣日、星期五等信息中写诗或写带有诗歌味道的诗句和句子已成为一种习惯。同时,土耳其人从诗人的诗歌,尤其是尤努斯的诗歌中获益,从而安排自己的生活,努力过上诗歌般的生活。他试图从对联中找出例子,使他在日常生活中关注的每一个主题都更容易理解,更有说服力。这些诗句和对联数以千计,每一句都已成为指导土耳其民族生活的谚语,至今仍在各种语言中流传。有诗歌的生活,始于摇篮曲,死后在墓碑上成为永恒。我们的祖先曾将有关死亡的诗句和对联以及诗句和圣训刻在墓碑上。墓碑上的诗歌解释了真主是唯一永恒的存在,生命是短暂的,每个灵魂总有一天都会尝到死亡的滋味,这些诗歌作为一种传统延续至今,并使用了拉丁字母。 本文在导言和两个部分中试图揭示土耳其人民从摇篮到坟墓的诗歌和诗歌生活。在导言中,强调了诗歌的特点以及人与诗歌之间的关系;在第一部分中,强调了诗歌的人生阶段;在第二部分中,强调了诗歌在生活中的应用。
{"title":"ŞİİRLE HAYAT, ŞİİR GİBİ HAYAT","authors":"Nihat Öztoprak","doi":"10.24058/tki.2022.454","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.454","url":null,"abstract":"Türk insanı doğumundan ölümüne kadar hayatını şiirle yaşamaktadır. Yeni doğan bir çocuk hayata ana şiirleri sayılabilecek ninnileri dinleyerek başlar. Sonra sokakta oynarken çocukça şiirler, tekerlemeler söyler. Ablalarından ve abilerinden manzum bilmeceler, dede ve ninelerinden mâniler, mevlitler, ilahiler, tevhitler, dualar dinleyerek büyür. Her yıl idrak ettiği ramazanda iftarda ve sahurda davulcu mânileriyle, şiir tadında kafiyeli dualarla, teravihlerde ilahilerle, teravih sonrası bazen sahura kadar karagöz Hacivat ve hayal oyunlarından nice türkü, şarkı, mâni öğrenerek yetişir. Geleneğe sahip çıkan ailelerde doğum, hacca gitme, sakal bırakma, askere gitme, düğün, ölüm vs. her türlü başlangıçlarda manzum tarih düşürme ve levhalara şiir yazma âdeti hâlâ devam etmektedir. Bu alışkanlıklar bir yandan devam ederken hayatın değişmesi, teknolojinin gelişmesiyle telefonla, e-postayla mesaj yazma, duvarlara yazı yazma şeklinde giren yeni alışkanlıklarımız da şiir kültürüyle birleştirilmiştir. Bayram, kandil, Cuma vb. mesajlarda şiir yazmak veya şiir tadında mısra ve cümleler yazmak alışkanlıklar arasına girmiştir. Bu arada Türk insanı Yûnus başta olmak üzere şairlerin şiirlerinden istifade ederek hayatını düzenlemekte şiir gibi hayat yaşamaya gayret etmektedir. Günlük hayatında üzerinde durduğu her konuyu daha anlaşılır, daha ikna edici kılmak için beyitlerden örnekler getirmeye çalışır. Türk milletinin hayatına rehberlik eden her biri atasözü niteliği kazanmış bu berceste mısra ve beyitlerden binlercesi hâlâ dillerde dolaşmaktadır. Ninniyle başlayan şiirle hayat, ölünce mezar taşında ebedileşir. Atalarımız mezar taşına âyet ve hadislerin yanında ölümle ilgili veciz mısra ve beyitler nakşederlerdi. Tek bakinin Allah olduğunu, hayatın geçici olduğunu, her nefsin bir gün mutlaka ölümü tadacağını anlatan mezar taşı şiirleri Latin alfabesiyle günümüzde de gelenek olarak devam ettirilmektedir.\u0000\u0000Bu makalede beşikten mezara kadar Türk insanının geçirdiği şiirle ve şiirce hayat, giriş bölümü ve onunla birlikte iki bölüm halinde ele alınarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Giriş bölümünde şiirin hususiyetleri ve insan - şiir ilişkisi, birinci bölümde hayatın şiirli safhaları, ikinci bölümde ise berceste şiirlerin hayatta kullanımı üzerinde durulmuştur.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"1 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127796827","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
SIR KÂTİBİ MUSTAFA NEDİM AĞA VE ZAFERNÂME-İ GÂZÎ SULTAN MUSTAFA HAN
Pub Date : 2022-07-01 DOI: 10.24058/tki.2022.447
Gamze Beşenk
Zafernâmeler hem eser hem de müstakil belgelerdir. Fethin gerçekleştiğini savaşılan ülkenin hükümdarına haber vermek amacıyla diplomasi gereği gönderilen mektupların yanında elde edilen zaferi kutlamak için müellifler ya da şairler tarafından telif edilmiş eserler de vardır. Zafernâmeler ve fetihnâmeler edebiyatımızda önemli bir yekün tutmakla birlikte, kazanılan zaferi kutlama amacının yanında tarihi bir belge olma özelliği de taşırlar. Bu tarz eserler yazıldıkları devrin geleneğini ve sosyo-kültürel tarihini de vermelerinden dolayı kıymetlidirler. Bu makalede, Mustafa Nedim Ağa’nın Zafernâme’si ele alınacaktır. Eser, sadece II. Mustafa’nın Avusturya seferini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda dönemin sosyal tarihine dair birçok unsuru da bize aktarır. Eserde okurun en çok ilgisini çeken hayatın içinde yer alan merasimler ve geleneklerdir. Nedim Ağa, bunları metnin akışı içerisinde vererek bir anlamda bugünkü okuyucuya da o tarihten ışık tutmaktadır. Bu gibi unsurlara değinilmeye çalışılan makalede metnin transkripsiyonlu şekli de verilecek ve metin değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
{"title":"SIR KÂTİBİ MUSTAFA NEDİM AĞA VE ZAFERNÂME-İ GÂZÎ SULTAN MUSTAFA HAN","authors":"Gamze Beşenk","doi":"10.24058/tki.2022.447","DOIUrl":"https://doi.org/10.24058/tki.2022.447","url":null,"abstract":"Zafernâmeler hem eser hem de müstakil belgelerdir. Fethin gerçekleştiğini savaşılan ülkenin hükümdarına haber vermek amacıyla diplomasi gereği gönderilen mektupların yanında elde edilen zaferi kutlamak için müellifler ya da şairler tarafından telif edilmiş eserler de vardır. Zafernâmeler ve fetihnâmeler edebiyatımızda önemli bir yekün tutmakla birlikte, kazanılan zaferi kutlama amacının yanında tarihi bir belge olma özelliği de taşırlar. Bu tarz eserler yazıldıkları devrin geleneğini ve sosyo-kültürel tarihini de vermelerinden dolayı kıymetlidirler. Bu makalede, Mustafa Nedim Ağa’nın Zafernâme’si ele alınacaktır. Eser, sadece II. Mustafa’nın Avusturya seferini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda dönemin sosyal tarihine dair birçok unsuru da bize aktarır. Eserde okurun en çok ilgisini çeken hayatın içinde yer alan merasimler ve geleneklerdir. Nedim Ağa, bunları metnin akışı içerisinde vererek bir anlamda bugünkü okuyucuya da o tarihten ışık tutmaktadır. Bu gibi unsurlara değinilmeye çalışılan makalede metnin transkripsiyonlu şekli de verilecek ve metin değerlendirmeye tabi tutulacaktır.","PeriodicalId":340049,"journal":{"name":"Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi","volume":"37 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"123840441","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
期刊
Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1