Irkçılık, nefret, soykırım, yabancı düşmanlığı gibi tüm ayrımcılık biçimlerini içine alan tarihsel aşamalar “ötekileştirme” ile başlar. Tarih boyunca “öteki” üzerinden yükselme ve kimlik inşası oluşturma çabasında olan Batı medeniyeti Avrupa’nın özünü oluşturan değerler üzerinden, kendinden olmayan kültürlere “öteki” muamelesi yapmaktadır. Bu açıdan Batı medeniyetinin çok kültürlülüğü ve kendinden olmayanları ötekileştiren monolitik yapısı genelde yabancı düşmanlığına, özelde ise İslamofobiye sebep olmaktadır. İslamofobi kavramı tarihî, teolojik ve siyasi temelleri asla göz ardı edilmemekle birlikte özellikle ırkçılık ve kültürel ırkçılık bağlamında da yeniden değerlendirilmesi gereken bir kavram olarak karşımızda durmaktadır. Bu çalışmamızda Müslümanların hem ötekileştirilmesi hem de şiddet ve terörle bağdaştırılmasının gerekçelerinden biri olarak gördüğümüz ırk ve ırkçılık anlayışı ve bu anlayışın en somut ürünü olan zenofobik tutum ve İslamofobinin ırkçılığın yeni bir kolu olan kültürel ırkçılık bağlamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği meselesi tartışılmıştır. Bununla birlikte bu öteki anlayışında zaman zaman Müslümanlar ile Yahudiler arasında kurulmaya çalışan bir ilişki söz konusu olduğu için son zamanlarda “İslamofobi yeni antisemitizm” midir sorusu gündeme getirilmektedir. Biz de çalışmamızın ilerleyen kısımlarında İslamofobi ve antisemitizm kavramlarının aynı düzlemde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği meselesini müzakere ettik ve bu benzerliğin pratikte stratejik bir karşılığı olabilir mi sorusuna cevap aradık.
{"title":"THE RELATIONSHIP OF ISLAMOPHOBIA AND ANTISEMITISM IN THE CONTEXT OF CULTURAL RACISM","authors":"Merve AR","doi":"10.33415/daad.1308798","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1308798","url":null,"abstract":"Irkçılık, nefret, soykırım, yabancı düşmanlığı gibi tüm ayrımcılık biçimlerini içine alan tarihsel aşamalar “ötekileştirme” ile başlar. Tarih boyunca “öteki” üzerinden yükselme ve kimlik inşası oluşturma çabasında olan Batı medeniyeti Avrupa’nın özünü oluşturan değerler üzerinden, kendinden olmayan kültürlere “öteki” muamelesi yapmaktadır. Bu açıdan Batı medeniyetinin çok kültürlülüğü ve kendinden olmayanları ötekileştiren monolitik yapısı genelde yabancı düşmanlığına, özelde ise İslamofobiye sebep olmaktadır. İslamofobi kavramı tarihî, teolojik ve siyasi temelleri asla göz ardı edilmemekle birlikte özellikle ırkçılık ve kültürel ırkçılık bağlamında da yeniden değerlendirilmesi gereken bir kavram olarak karşımızda durmaktadır. Bu çalışmamızda Müslümanların hem ötekileştirilmesi hem de şiddet ve terörle bağdaştırılmasının gerekçelerinden biri olarak gördüğümüz ırk ve ırkçılık anlayışı ve bu anlayışın en somut ürünü olan zenofobik tutum ve İslamofobinin ırkçılığın yeni bir kolu olan kültürel ırkçılık bağlamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği meselesi tartışılmıştır. Bununla birlikte bu öteki anlayışında zaman zaman Müslümanlar ile Yahudiler arasında kurulmaya çalışan bir ilişki söz konusu olduğu için son zamanlarda “İslamofobi yeni antisemitizm” midir sorusu gündeme getirilmektedir. Biz de çalışmamızın ilerleyen kısımlarında İslamofobi ve antisemitizm kavramlarının aynı düzlemde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği meselesini müzakere ettik ve bu benzerliğin pratikte stratejik bir karşılığı olabilir mi sorusuna cevap aradık.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136277433","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Modern dönemde teknolojik gelişmeler onlarca alanı etkilediği gibi hukukî zeminde de birçok yenilik meydana getirmiştir. Kamera kayıtları da modern dönemde hayatımızda yer alan ve hukuk açısından ispat değeri taşıyan bir veri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada birçok kurum ve kuruluş tarafından kullanılan kamera kayıtlarının şerʻî ahkâm açısından bağlayıcılığı ve delil özelliği ele alınarak tartışılmıştır. Ayrıca konunun klasik kaynaklarla irtibatı sağlanmış, kamera kayıtlarının İslâm hukuku açısından delil değerine ve hukukî zeminine işaret edilmiştir. Öte yandan klasik dönem şahitlik anlayışı ile kamera kayıtlarının karşılaştırılmasına gidilmiştir. Çalışmada kamera kayıtları “dilsiz şahitler” olarak kabul edilmiş, bu durum doktrindeki “dilsizin işareti”ine benzetilmiş ve iki olgu arasındaki aynı ve farklı yönler ele alınmıştır. Kamera kayıtlarının dilsizin işaretine kıyas edilmesi ve bunun usul açısından imkânı kritize edilmiş, aralarında klasik kıyas formülasyonunun oluşturulmasına gayret gösterilmiştir. Bunlarla birlikte kamera kayıtlarının İslâm ceza hukukundaki had, kısas ve ta‘zîr cezalarındaki fonksiyonu tartışılmıştır. Çalışmada Hanefî kaynakları esas alınmış, yer yer diğer mezhep âlimlerinin de görüşlerine atıfta bulunulmuştur.
{"title":"تسجيلات الكميرا من وسائل إثباتات العصر الحديث وتقييمها من وجهة نظر الشريعة","authors":"Ünal ŞAHİN","doi":"10.33415/daad.1307855","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1307855","url":null,"abstract":"Modern dönemde teknolojik gelişmeler onlarca alanı etkilediği gibi hukukî zeminde de birçok yenilik meydana getirmiştir. Kamera kayıtları da modern dönemde hayatımızda yer alan ve hukuk açısından ispat değeri taşıyan bir veri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada birçok kurum ve kuruluş tarafından kullanılan kamera kayıtlarının şerʻî ahkâm açısından bağlayıcılığı ve delil özelliği ele alınarak tartışılmıştır. Ayrıca konunun klasik kaynaklarla irtibatı sağlanmış, kamera kayıtlarının İslâm hukuku açısından delil değerine ve hukukî zeminine işaret edilmiştir. Öte yandan klasik dönem şahitlik anlayışı ile kamera kayıtlarının karşılaştırılmasına gidilmiştir. Çalışmada kamera kayıtları “dilsiz şahitler” olarak kabul edilmiş, bu durum doktrindeki “dilsizin işareti”ine benzetilmiş ve iki olgu arasındaki aynı ve farklı yönler ele alınmıştır. Kamera kayıtlarının dilsizin işaretine kıyas edilmesi ve bunun usul açısından imkânı kritize edilmiş, aralarında klasik kıyas formülasyonunun oluşturulmasına gayret gösterilmiştir. Bunlarla birlikte kamera kayıtlarının İslâm ceza hukukundaki had, kısas ve ta‘zîr cezalarındaki fonksiyonu tartışılmıştır. Çalışmada Hanefî kaynakları esas alınmış, yer yer diğer mezhep âlimlerinin de görüşlerine atıfta bulunulmuştur.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"23 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"136277746","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Muamma bulmacalı bir şiir türüdür. Muammada genellikle başlıkta veya der-kenarda ipucu niteliğinde bir isim verilip çoğunlukla tek beyitle yazılan muammadan o sonuca nasıl ulaşıldığının bulunması beklenir. Lügaz, bir varlığın özelliklerini anlatarak gizlenmiş kelimenin bulunmaya çalışıldığı bir türdür. Hayatının büyük bir kısmını Berat’ta geçiren Nezim Berati, 1760 yılında İstanbul’da, bilmediğimiz bir sebepten, mahpusken vefat etmiştir. Babasının adı Muhtar'dır. Hicri 1148 (M. 1735/1736) yılında vefat eden annesinin ölümüyle ilgili bir tarih manzumesi vardır. Nezim Berati, tarihte ve Arap harfli Arnavut edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Şairin Türkçe divanında dört muamma ve altı lügaz bulunmaktadır. Bu şiirlerin tam transkripsiyonlu metni, nesre çevirisi ve çözümleri verilerek bu çalışmayla bahsi geçen şiirlerin gün yüzüne çıkarılması amaçlanmıştır.
这个绝妙的谜题有点像一首诗。在Muammah中,通常预计结果将通过标题或曲线外缘的名称来实现,这些名称大多写在同一个大脑中。这有点像通过讲述存在的属性来隐藏的单词。内齐姆·贝拉蒂一生大部分时间都在贝拉特度过,1760年死于伊斯坦布尔,原因我们不得而知。他父亲的名字叫穆赫塔。Hicri 1148(M.1735/1736)yılında vefat eden annesininölüMüyle ilgili bir tarih manzumesi vardır。贝拉蒂的诞生在阿拉伯语、历史和阿拉伯语文学中都很重要。在土耳其,有四种muamma和六种奢侈品。这些诗歌的设计是为了暴露出诗歌中提到的日子,通过转写文本、翻译对象和解决方法。
{"title":"BİR MUAMMA VE LÜGAZ ÇÖZÜMLEME DENEMESİ: NEZİM BERATİ’NİN TÜRKÇE DİVANI’NDAKİ MUAMMALAR VE LÜGAZLAR ÖZELİNDE","authors":"Betül ELMACI ÇETİN","doi":"10.33415/daad.1308127","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1308127","url":null,"abstract":"Muamma bulmacalı bir şiir türüdür. Muammada genellikle başlıkta veya der-kenarda ipucu niteliğinde bir isim verilip çoğunlukla tek beyitle yazılan muammadan o sonuca nasıl ulaşıldığının bulunması beklenir. Lügaz, bir varlığın özelliklerini anlatarak gizlenmiş kelimenin bulunmaya çalışıldığı bir türdür. Hayatının büyük bir kısmını Berat’ta geçiren Nezim Berati, 1760 yılında İstanbul’da, bilmediğimiz bir sebepten, mahpusken vefat etmiştir. Babasının adı Muhtar'dır. Hicri 1148 (M. 1735/1736) yılında vefat eden annesinin ölümüyle ilgili bir tarih manzumesi vardır. Nezim Berati, tarihte ve Arap harfli Arnavut edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Şairin Türkçe divanında dört muamma ve altı lügaz bulunmaktadır. Bu şiirlerin tam transkripsiyonlu metni, nesre çevirisi ve çözümleri verilerek bu çalışmayla bahsi geçen şiirlerin gün yüzüne çıkarılması amaçlanmıştır.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738986","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
II. Abdülhamid döneminde mezhep-siyaset ilişkileri bağlamında değerlendirilebilecek bazı lâyihalar hazırlanmıştır. Bu lâyihaların bir kısmı Irak bölgesinde yayılmakta olan Şiîlik hakkındadır. Irak coğrafyasında erken dönemlerden itibaren Şiî varlığı söz konusu olsa da on dokuzuncu yüzyıla kadar belirgin bir Şiî nüfus yoğunluğundan bahsetmek mümkün değildir. Ancak bu tarihlerden sonra bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturacak şekilde Şiî nüfus artışı olmuştur. Bu bağlamda 1880’li yıllardan itibaren II. Abdülhamid’e arz edilen raporlarda bölgede Şiîliğin sürekli arttığına dikkat çekilmektedir. Buradan hareketle çalışmanın konusunu, Irak’ta yayılmakta olan Şiîliğe dair II. Abdülhamid döneminde hazırlanan lâyihalar oluşturmaktadır. Lâyihalarda, Irak’ta Şiîliğin yayılmasının sebepleri arasında Sünnî eğitimin yetersizliği ve atebât-ı âliyede bulunan müctehidlerin faaliyetleri öne çıkarılmaktadır. Diğer taraftan alınması gereken tedbirler bağlamında da eğitimin olmazsa olmaz olduğu, problemin çözümünün askerî tedbirlerle olamayacağı ve tayin edilecek ulemâya yeterli miktarda maaş tahsis edilmesi gerektiği açıkça belirtilmektedir.
二、在阿卜杜拉哈米德时代,有几个军团可以根据政治关系进行评估。这是关于什叶派的,什叶派在伊拉克传播。在伊拉克,不可能提及从早期到19世纪的中国人口密度,尽管这是什叶派的存在问题。然而,在这些日期之后,什叶派人口增加,以创造该地区的大多数人口。这种债券可以追溯到1880年以来的第二世纪。Abdülhamid要求的报告谨慎地注意到该地区的Shillia继续增加。这是关于从这里到伊拉克的智利工作。Abdülhamid döneminde hazırlanan lâyihalar oluşturmaktadır。什叶派在伊拉克蔓延的原因之一是逊尼派教育的无能和武装分子在火灾中的活动。如果没有接受来自另一方的治疗培训,军事治疗就无法解决问题,必须向被评估的国家支付足够的费用。
{"title":"OSMANLI IRAK’INA DÂİR II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ LÂYİHALARINDA ŞİÎLİK","authors":"Habib Kartaloğlu","doi":"10.33415/daad.1295343","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1295343","url":null,"abstract":"II. Abdülhamid döneminde mezhep-siyaset ilişkileri bağlamında değerlendirilebilecek bazı lâyihalar hazırlanmıştır. Bu lâyihaların bir kısmı Irak bölgesinde yayılmakta olan Şiîlik hakkındadır. Irak coğrafyasında erken dönemlerden itibaren Şiî varlığı söz konusu olsa da on dokuzuncu yüzyıla kadar belirgin bir Şiî nüfus yoğunluğundan bahsetmek mümkün değildir. Ancak bu tarihlerden sonra bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturacak şekilde Şiî nüfus artışı olmuştur. Bu bağlamda 1880’li yıllardan itibaren II. Abdülhamid’e arz edilen raporlarda bölgede Şiîliğin sürekli arttığına dikkat çekilmektedir. Buradan hareketle çalışmanın konusunu, Irak’ta yayılmakta olan Şiîliğe dair II. Abdülhamid döneminde hazırlanan lâyihalar oluşturmaktadır. Lâyihalarda, Irak’ta Şiîliğin yayılmasının sebepleri arasında Sünnî eğitimin yetersizliği ve atebât-ı âliyede bulunan müctehidlerin faaliyetleri öne çıkarılmaktadır. Diğer taraftan alınması gereken tedbirler bağlamında da eğitimin olmazsa olmaz olduğu, problemin çözümünün askerî tedbirlerle olamayacağı ve tayin edilecek ulemâya yeterli miktarda maaş tahsis edilmesi gerektiği açıkça belirtilmektedir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738917","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
One of the most influential names in the tradition of Islamic thought is Fakhr al-Dīn al-Rāzī (d. 606/1210). He has solved many issues rationally with the method of tahkīk, and he has also problematized many issues from different angles with the method of taşkīk. For this reason, he is called the İmām al-mohaqikikīn and İmām al-musakkikīn. Whatever purpose it is used, the power of argumentation that it uses in many metaphysical and theological subjects also makes it İmām al-mütefekkirīn. At the forefront of these issues are the questions he raises about knowledge and method. Therefore, one of his greatest achievements, one of the issues that affected the thinkers and schools that came after him, is the problems he voiced about this field. In the history of Islamic thought, different approaches have emerged regarding the nature of knowledge such as irtisām, ittihad, izafet and keşf and very serious problems have been expressed about the ways of knowledge. One of them is the Menon paradox and its related solutions. This paradox is based on the redundancy of retrieving existing information and the impossibility of requesting information that does not exist. In order to get rid of this, either the theory of anamnesis or the septic and sophistic understandings will be accepted. In both cases, theoretical searches do not have a rational basis. Since Aristotle, thinkers who are outside of these two understandings have entered into a different search. The focus point of these searches is to find an epistemic basis for their existence and search, although not all knowledge is necessary. Rāzī the authority name of the theological-philosophical period, uses different expressions on this subject. In some of his works, he defends Meno's approach and states that all or some of the conception, assent and knowledge are zarurī or bedīhī while in some of his works he does not think differently from other theologians. Undoubtedly, it is Rāzī's statements of this type that prompted the thinkers who came after him to think the most. Contrary to those who see Rāzī's teşkīk method as a deficiency, especially on this subject, we think that he made very serious contributions to the tradition and that this method made him Imām al-Mutefekkirīn in his own time. al-Kutb al-Misrī (d. 618/1221), Sayf al-Din al-Amidi (d. 631/1233), Nasir al-Din al-Tusi (d. 672/1274), Sirāj Al-Dīn Al-Urmawî (d. 682/1283), Athir al-Din al-Abhari (d. 663/1265), Najm al-Din al-Qazwini al-Kātibi (d. 675/1277) Ibn al-Tilimsānī (d. 658/1260), Ibn Abī al-Ḥadīd (d. 656/1258), Ibn Khaldun (d. 808/1406) and Aḍud al-Dīn al-Ījī(d. 756/1355) are just a few of the thinkers who have expressed their views on this subject. Modern and classical commentators have interpreted these expressions in different ways. Many thinkers have based this issue on the axis of understanding of directions, thought that it is possible for something not to be known from an angle, therefore, he had a clearer stance than Rāzī, to who
在伊斯兰传统思想中最有影响力的名字之一是Fakhr al- d n al-Rāzī(公元606/1210年)。他用ta k的方法理性地解决了很多问题,他也用ta k的方法从不同的角度对很多问题进行了问题化。因此,他被称为İmām al- mohaqikik n和İmām al- musakkik n。无论它被用于什么目的,它在许多形而上学和神学科目中使用的论证能力也使它İmām al- mtefekkir n。在这些问题的最前沿是他提出的关于知识和方法的问题。因此,他最大的成就之一,影响了他之后的思想家和学派的问题之一,就是他对这个领域提出的问题。在伊斯兰思想史上,关于知识的本质出现了不同的方法,如irtisām, ittihad, izafet和ke,并且关于知识的方式表达了非常严重的问题。其中之一是梅农悖论及其相关解决方案。这种悖论是基于检索现有信息的冗余和请求不存在的信息的不可能性。为了摆脱这一困境,要么接受记忆理论,要么接受败血症和诡辩的理解。在这两种情况下,理论研究都没有合理的基础。自亚里士多德以来,在这两种理解之外的思想家开始了不同的探索。这些搜索的重点是为它们的存在和搜索找到一个认识基础,尽管不是所有的知识都是必要的。Rāzī神学哲学时期的权威名称,在这个主题上使用不同的表达。在他的一些作品中,他为Meno的方法辩护,并指出所有或部分概念,同意和知识都是zaruri或bedr ā h ā,而在他的一些作品中,他与其他神学家的想法并没有什么不同。毫无疑问,正是Rāzī这种类型的陈述促使了他之后的思想家们进行了最多的思考。与那些认为Rāzī的te k方法有缺陷的人相反,特别是在这个问题上,我们认为他对传统做出了非常重要的贡献,这种方法使他在自己的时代成为Imām al- mutefekkir n。al- kutb al- misr(618/1221年),Sayf al- din al- amidi(631/1233年),Nasir al- din al- tusi(672/1274年),Sirāj al- d Al-Urmawî(682/1283年),Athir al- din al- abhari(663/1265年),Najm al- din al- qazwini al-Kātibi(675/1277年)伊本al-Tilimsānī(658/1260年),伊本abal -Ḥadīd(656/1258年),伊本Khaldun(808/1406年)和Aḍud al- d n al-Ījī(d。756/1355)只是对这个问题表达了自己观点的思想家中的少数几个。现代和古典的评论者以不同的方式解释这些表达。许多思想家把这个问题建立在方向的理解轴上,认为从一个角度不知道某件事是可能的,因此,他的立场比Rāzī更清晰,他是Rāzī的成员。因此,他要么批评要么修改Rāzī在这方面的陈述。许多研究Rāzī的相关陈述和评论员对这个问题的评论的人都忽视了两个重要的问题。首先,Rāzī对这个问题没有单一的解决方法,而是在不同的文本中为不同的问题辩护。因此,那些在这个问题上批评Rāzī的人对比例性的理解也可以在他的文本中找到。第二,在Rāzī的逻辑和卡拉姆系统中,bedahat和zarurat是不同的事物。许多古典和现代评论家都没有注意到这个问题。虽然重要的是,一些研究者意识到这种区别,并试图证明它是正确的,但应该注意的是,就最终解决Rāzī的相关陈述而言,这种区别也是不完整的。由于这些原因,我们将指出,在解决这个问题的时候,区分扎鲁和贝德·哈伊是很重要的,但我们将表明Rāzī在这个问题上没有明确的立场,这个问题与Rāzī既是莫哈齐克又是穆沙基克的身份有关。为此,在我们的研究中,我们将在触及Rāzī关于该主题的陈述,评论者对这些表达的评论以及古典和现代研究人员提出的解释之后,试图证明这些解释是基于Rāzī本人的作品。最后,我们将看到Imām al-Musakkik的身份给伊斯兰文化和传统带来的活力,这带来了一个问题。
{"title":"إسهام منهج الرازي التشكيكية في قوة التراث ووجوب اعتبار هذا المنهج في آرائه المتعارضة","authors":"Erkan Baysal","doi":"10.33415/daad.1297385","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1297385","url":null,"abstract":"One of the most influential names in the tradition of Islamic thought is Fakhr al-Dīn al-Rāzī (d. 606/1210). He has solved many issues rationally with the method of tahkīk, and he has also problematized many issues from different angles with the method of taşkīk. For this reason, he is called the İmām al-mohaqikikīn and İmām al-musakkikīn. Whatever purpose it is used, the power of argumentation that it uses in many metaphysical and theological subjects also makes it İmām al-mütefekkirīn. At the forefront of these issues are the questions he raises about knowledge and method. Therefore, one of his greatest achievements, one of the issues that affected the thinkers and schools that came after him, is the problems he voiced about this field. In the history of Islamic thought, different approaches have emerged regarding the nature of knowledge such as irtisām, ittihad, izafet and keşf and very serious problems have been expressed about the ways of knowledge. One of them is the Menon paradox and its related solutions. This paradox is based on the redundancy of retrieving existing information and the impossibility of requesting information that does not exist. In order to get rid of this, either the theory of anamnesis or the septic and sophistic understandings will be accepted. In both cases, theoretical searches do not have a rational basis. Since Aristotle, thinkers who are outside of these two understandings have entered into a different search. The focus point of these searches is to find an epistemic basis for their existence and search, although not all knowledge is necessary. Rāzī the authority name of the theological-philosophical period, uses different expressions on this subject. In some of his works, he defends Meno's approach and states that all or some of the conception, assent and knowledge are zarurī or bedīhī while in some of his works he does not think differently from other theologians. Undoubtedly, it is Rāzī's statements of this type that prompted the thinkers who came after him to think the most. Contrary to those who see Rāzī's teşkīk method as a deficiency, especially on this subject, we think that he made very serious contributions to the tradition and that this method made him Imām al-Mutefekkirīn in his own time. al-Kutb al-Misrī (d. 618/1221), Sayf al-Din al-Amidi (d. 631/1233), Nasir al-Din al-Tusi (d. 672/1274), Sirāj Al-Dīn Al-Urmawî (d. 682/1283), Athir al-Din al-Abhari (d. 663/1265), Najm al-Din al-Qazwini al-Kātibi (d. 675/1277) Ibn al-Tilimsānī (d. 658/1260), Ibn Abī al-Ḥadīd (d. 656/1258), Ibn Khaldun (d. 808/1406) and Aḍud al-Dīn al-Ījī(d. 756/1355) are just a few of the thinkers who have expressed their views on this subject. Modern and classical commentators have interpreted these expressions in different ways. Many thinkers have based this issue on the axis of understanding of directions, thought that it is possible for something not to be known from an angle, therefore, he had a clearer stance than Rāzī, to who","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-28","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738974","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkçe Divan, Farsça Divançe, Kasîde-i Elfiyye, Tuhfe-i Vahdet, Sâkinâme ve Şem‘anâme olmak üzere altı eseri bulunan Ömer Necmi Efendi, XIX. asırda geleneğin izinde eserler veren mutasavvıf bir şairdir. Rind meşrep bir şair olan Necmî, eserlerini tasavvufi neşveyle yazmıştır. Şiirlerinde sade bir üslup kullanan şair, şiirlerini büyük oranda aruzla kaleme almıştır ve Ömer Necmî Efendi’nin aruzu kullanmada başarılı olduğu söylenebilir. Ayrıca Türkçe Divanı’nda hece vezniyle de yazdığı şiirler de vardır. Ömer Necmi Efendi’nin Şem‘a-nâme ismini verdiği manzumesi alegorik tarzda tanzim edilmiş bir kasidedir. Bu manzume sual-cevap şeklinde iki bölümden meydana gelmektedir. Manzumede şem‘a (mum) kişileştirilir ve başından geçen macera ve yaşadıkları kendisinden anlatması istenir. Necmî’nin Şem‘a-nâmesi edebî geleneğimizdeki Şem‘ u Pervâne mesnevilerini çağrıştırsa da âşık-maşuk ilişkisi üzerine kurulmuş bir metin değildir. Pervâne manzumede birkaç yerde geçer. Manzume sadece şem‘anın oluşum sürecini konu edindiği için Sâkî-nâme gibi müstakil edebî bir tür olarak değerlendirilebilir. Bu makalede Necmî’nin müstakil olarak nazmettiği Şem‘a-nâme eseri incelenmiştir. Çalışmanın giriş bölümünde “şem‘/mum” hakkında bilgi verilmiş, akabinde Ömer Necmî’nin hayatı yazılmıştır. Daha sonra Şem‘a-nâme’nin yazma nüshaları tanıtılmış, eserin muhtevası hakkında bilgi verilmiş ve eserin transkripsiyonu yapılarak dil içi çevirisine yer verilmiştir.
奥马尔之主,十九世,土耳其之主,迪万之主,波斯之主,埃尔菲亚之主,塔夫之主、瓦代特之主、萨奇纳姆之主和闪之主。在izinde eserler veren mutasavvıf birşairdir担任ırda geleneğ。Rind是著名的诗人Necmi,他以探索的方式创作了自己的作品。在他的诗歌中,一个只使用一种成分的诗人,用了大量的词来代替他的诗歌,可以说他成功地使用了Ömer Necmî勋爵的词。还有一些用土耳其的《神圣》写成的诗。Ömer Necmi是一个n算法,被称为Shem'a勋爵的n a me。这一观点来自两个部分。在曼祖姆,蜡烛是个性化的,被要求讲述冒险的故事和他们的生活。如果说Necmî在我们作为小说家的传统中谈到了Scheme和波斯语的话题,那么它并不是关于爱情和爱情关系的。看这个主题需要几个地方。Manzume sadeseşemanın oluşum sürecini konu edindiğiçin sâkî-nâme gibi müstakil edebîbir tür olarak değerlendirilebilir。Bu makalede Necmî'nin müstakil olarak nazmettiğiŞem'a-nâme eseri incelenmiştir。在作品的入口部分,Öm e r Necmî的生活被写在“蜡烛”灯上。然后,Shem’am的书写人物被识别出来,他被告知自己作品的辉煌,并将其转录成语言。
{"title":"In The Following Of Tradition, Sufi Poet ‘Omar Najmi Āfandi And The Şem'anâme","authors":"Mehmet Öztürk, Mehmet Göktaş","doi":"10.33415/daad.1291970","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1291970","url":null,"abstract":"Türkçe Divan, Farsça Divançe, Kasîde-i Elfiyye, Tuhfe-i Vahdet, Sâkinâme ve Şem‘anâme olmak üzere altı eseri bulunan Ömer Necmi Efendi, XIX. asırda geleneğin izinde eserler veren mutasavvıf bir şairdir. Rind meşrep bir şair olan Necmî, eserlerini tasavvufi neşveyle yazmıştır. Şiirlerinde sade bir üslup kullanan şair, şiirlerini büyük oranda aruzla kaleme almıştır ve Ömer Necmî Efendi’nin aruzu kullanmada başarılı olduğu söylenebilir. Ayrıca Türkçe Divanı’nda hece vezniyle de yazdığı şiirler de vardır. \u0000Ömer Necmi Efendi’nin Şem‘a-nâme ismini verdiği manzumesi alegorik tarzda tanzim edilmiş bir kasidedir. Bu manzume sual-cevap şeklinde iki bölümden meydana gelmektedir. Manzumede şem‘a (mum) kişileştirilir ve başından geçen macera ve yaşadıkları kendisinden anlatması istenir. Necmî’nin Şem‘a-nâmesi edebî geleneğimizdeki Şem‘ u Pervâne mesnevilerini çağrıştırsa da âşık-maşuk ilişkisi üzerine kurulmuş bir metin değildir. Pervâne manzumede birkaç yerde geçer. Manzume sadece şem‘anın oluşum sürecini konu edindiği için Sâkî-nâme gibi müstakil edebî bir tür olarak değerlendirilebilir. \u0000Bu makalede Necmî’nin müstakil olarak nazmettiği Şem‘a-nâme eseri incelenmiştir. Çalışmanın giriş bölümünde “şem‘/mum” hakkında bilgi verilmiş, akabinde Ömer Necmî’nin hayatı yazılmıştır. Daha sonra Şem‘a-nâme’nin yazma nüshaları tanıtılmış, eserin muhtevası hakkında bilgi verilmiş ve eserin transkripsiyonu yapılarak dil içi çevirisine yer verilmiştir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738850","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu araştırmamızda, dil alanında çalışma yapmış kimi fakihin dile yaklaşımlarını ele alacağız. Fakih olup, dil alanında yapmış olduğu çalışmalar ile ün yapmış âlimlerin dil kurallarının gelişmesine ya da bu kurallar ile fıkıh alanına katkı sunabilmiş mi bakacağız? Daha ötesi bu alanda çalışma yapanlar, dilin o nezih yerini değiştirip dilin ana düşünce ve kurallarından uzaklaşmış olabilirler mi? Bu soruya cevap verebilmek için örnek olarak h.711 yılında vefat eden, en-Nihâye fî şerḥi’l-Hidâye ile el-Vâfî fî şerhi Uṣûli’l-fıḳh kitaplarının müellifi Hüsâmeddin es-Siğnâki’yi inceledik. Ünlü Hanefi fakihlerinden olan es-Sığnâkî, fıkıh alanındaki uzmanlığının yanı sıra sarf ve nahiv konularını da içeren Arap dili alanında telif ettiği eserleriyle de dikkat çekmektedir. Sarf ve Nahiv ilimlerinin kolaylaştırılması faaliyetlerinde önemli bir role sahip olan Hüsâmeddin es-Siğnâki, Zemahşerî'nin el-Mufassal kitabını şerh ederek nahiv alanında el-Muvassal fi Şerhi’l-Mufassal adlı eseri, sarf ilminde de en-Necâḥu’t-Tâlî Tilve’l-Merâh kitabıyla dikkat çekmektedir. Fıkıh alanındaki yetkinliğini kullanarak dilsel konuların yorumlanması ve delillerin araştırılması yöntemleriyle kendisinden önce ve sonra gelenlere dilsel alanda ışık tuttuğu anlatımlarıyla “illet” kavramının da “illetine” varılması gerektiğini söyleyerek; Mübteda, Haber ve Fail’in ref edilmeleri konusun yanı sıra Mefullerin ve Hâl konusunun nasb edilmesi, Muzari fiilin önüne nasb yada cezm eden edatlar gelmeksizin merfu olması gibi konulara değinerek, sebebin sebebi yada illetin illeti gibi konuları ele alması dikkat çekicidir. Bu araştırmamızda es-Siğnâki’nin kısa biyografisinin yanı sıra nahiv usulleri alanındaki özet görüşleri ile nahiv ilminde yazdığı el-Muvassal fi Şerhi’l-Mufassal, sarf alanında yazmış olduğu en-Necâḥu’t-tâlî tilve’l-Merâh kitapları hakkındaki görüşleri, tutumu ve ulaştığı sonuçların değerlendirilmesini ele alacağız.
在这项研究中,我们将采用在语言领域工作的穷人的方法。我们是应该利用科学家语言定律的进步,以及他们在语言领域所做的工作,还是利用这些规则,以及这些规则?那些在这方面做得更多的人能改变语言的位置,远离语言的主要思想和规则吗?为了回答这个问题,我们调查了Hüseyden es Sikki,他于711年去世,他首先去世了。注意贵族哈尼法的作品,雷电领域专家的作品,以及阿拉伯语的作品,其中包括沙丁鱼和羊群。Sarf ve Nahiv ilimlerinin kolaylaştırılmasıfaaliyetleindeönemli bir在Hüsâmeddin es Siğnâki、Zemahşerî'nin el Mufassal kitabınış。利用打击区的权威性,我们说“非法”的概念也应该是“非法”,因为“非法”一词前后的语言可以通过对语言问题的解释和证据探索的方法来研究;Mübteda,Haber ve Fail’in ref edilmeleri konusun yanısıra Mefullerin ve Hâl konusunun nasb edilmesi,Muzari fiilinönüne nasb yada cezm eden edatlar gelmeksizin merfu olmasıgibi konulara değinerek,sebebin sebebi yada illetin illeti gibi konularıele almasıdikkatçekicidir。在这项研究中,我们将研究El Muvasal Fish Sharhi'l Mufassal的会议、逮捕和结果评估,他在Necah’t tilve'l-Merah的最新传记中写道,并在土著疾病领域进行了特别观察。
{"title":"LANGUAGE METHODS OF THE ḤANAFİ JURİST ḤUSĀM AL-DĪN AL-SİGHNĀQĪ","authors":"Hasan Selim Kiroğlu","doi":"10.33415/daad.1308787","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1308787","url":null,"abstract":"Bu araştırmamızda, dil alanında çalışma yapmış kimi fakihin dile yaklaşımlarını ele alacağız. Fakih olup, dil alanında yapmış olduğu çalışmalar ile ün yapmış âlimlerin dil kurallarının gelişmesine ya da bu kurallar ile fıkıh alanına katkı sunabilmiş mi bakacağız? Daha ötesi bu alanda çalışma yapanlar, dilin o nezih yerini değiştirip dilin ana düşünce ve kurallarından uzaklaşmış olabilirler mi? Bu soruya cevap verebilmek için örnek olarak h.711 yılında vefat eden, en-Nihâye fî şerḥi’l-Hidâye ile el-Vâfî fî şerhi Uṣûli’l-fıḳh kitaplarının müellifi Hüsâmeddin es-Siğnâki’yi inceledik. Ünlü Hanefi fakihlerinden olan es-Sığnâkî, fıkıh alanındaki uzmanlığının yanı sıra sarf ve nahiv konularını da içeren Arap dili alanında telif ettiği eserleriyle de dikkat çekmektedir. Sarf ve Nahiv ilimlerinin kolaylaştırılması faaliyetlerinde önemli bir role sahip olan Hüsâmeddin es-Siğnâki, Zemahşerî'nin el-Mufassal kitabını şerh ederek nahiv alanında el-Muvassal fi Şerhi’l-Mufassal adlı eseri, sarf ilminde de en-Necâḥu’t-Tâlî Tilve’l-Merâh kitabıyla dikkat çekmektedir. Fıkıh alanındaki yetkinliğini kullanarak dilsel konuların yorumlanması ve delillerin araştırılması yöntemleriyle kendisinden önce ve sonra gelenlere dilsel alanda ışık tuttuğu anlatımlarıyla “illet” kavramının da “illetine” varılması gerektiğini söyleyerek; Mübteda, Haber ve Fail’in ref edilmeleri konusun yanı sıra Mefullerin ve Hâl konusunun nasb edilmesi, Muzari fiilin önüne nasb yada cezm eden edatlar gelmeksizin merfu olması gibi konulara değinerek, sebebin sebebi yada illetin illeti gibi konuları ele alması dikkat çekicidir. Bu araştırmamızda es-Siğnâki’nin kısa biyografisinin yanı sıra nahiv usulleri alanındaki özet görüşleri ile nahiv ilminde yazdığı el-Muvassal fi Şerhi’l-Mufassal, sarf alanında yazmış olduğu en-Necâḥu’t-tâlî tilve’l-Merâh kitapları hakkındaki görüşleri, tutumu ve ulaştığı sonuçların değerlendirilmesini ele alacağız.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69739508","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Aruz, şiirde açık ve kapalı hecelerin belirli bir ölçüye göre dizilmesi anlamına gelmektedir. Arûza dair telif edilen mensur eserler yanında arûz bahirlerinin isimlerini ve usûllerini içeren manzûmeler de kaleme alınmıştır. Bu eserlerden biri de çeşitli ilim dalları yanında Arap diline dair eserler de telif etmiş olan Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar (öl. 747/1346)’ın nazmettiği 5 beyitlik manzûmedir. Eser, kütüphane kayıtlarında Risâle fi’l-arûz, Risâle fî uṣûli buḥûri's-sitte aşer, Buḥûru’l-uṣûl, Ebyât fi esmâ’i’l-buḥûr ma’a şerḥiha ve Ḫamsa abyât fî al-‘arûḍ ma‘a šarḥihâ şeklinde farklı isimlerle kaydedilmiştir. Manzûmenin Türkiye’deki yazma eser kütüphanelerinde bulunan 10 nüshası yanında Bosna Hersek’te 4 nüshası bulunmaktadır. Manzûmenin bazı nüshalarında manzûmedeki arûz dâireleri ve bahirleri açıklayan müellifi meçhul kısa bir şerh yer almaktadır. Bu çalışmada manzûme ve kısa şerhinin tahkiki ile çevirisi yapıldıktan sonra manzûmedeki beyitlerin çözümlemesi yapılmıştır. Manzûme, 5 beyitte yer alan 5 arûz dâiresindeki 16 bahrin usûllerini içermektedir. Beyitlerde bahirlerin başlangıç yerlerine bahir isimlerinin kökünden türemiş kelimeler kullanılarak işaret edilmiştir. Benzer manzûmelerde her bahir bir veya iki beyitte olmak üzere toplam 16 veya 32 beyitte verilmişken Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar’ın manzûmesinde 16 bahir 5 beyitte verilmiştir. Bir beytin birden çok bahrin veznini içerecek şekilde oluşturulması manzûmeyi diğer manzûmelerden ayıran en önemli husustur. Ayrıca diğer manzûmelerde sadece bahirlerin ele alındığı görülürken Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar’ın manzûmesinde 5 beyitte sırasıyla 5 arûz dâiresi de ele alınmıştır. Manzûmede yer verilen bahirlerin yapısına bakıldığında tef‘îlelerin sayı bakımından tam ve sâlim olduğu görülmektedir.
阿鲁兹,şiirde açık ve kapalıhecelerin belirli birölçüye göre dizilmesi anlamına gelmektedir。除了铁种植园的工作外,葡萄园的名字和含有葡萄果实的石榴也被提及。除了各种科学语言外,Chadrashşerîa el-aṣġa r(见747/1346)的作品还由五个按字母顺序排列的纪念碑组成,这些纪念碑是用阿拉伯语书写的。Eser,kütüphane kayıtlarında Risâle fi'l-arûz,Risâe fîuṣûli buḥklıisimlerle kaydeilmiştir。Manzomenis在波斯尼亚和黑塞哥维那有四名居民,在土耳其的书面作品图书馆有10名居民。在玛拿西人中,有一座小城在玛拿西谷。在这项研究中,对博物馆中的大脑进行了分析,分析了操纵和短期诗歌。Manzûme在八月的5位区域中包含16个枪管孔。在贝茨,花园的开头用源自花园根源的单词来标记。Benzer manzûmelede的第16辆车是第32辆车。对大脑来说,创造大量资金是最重要的事情,这将博物馆与其他博物馆区分开来。此外,人们发现,五个月后,只有蔬菜是从Shadrashîõa al-Ashar地区的其他博物馆拿走的。当你看到曼苏花园的果实时,你会发现花园的果实是饱满而健康的。
{"title":"استقصاء المنظومة لصدر الشريعة الأصغر في العروض","authors":"Mesut Köksoy","doi":"10.33415/daad.1290903","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1290903","url":null,"abstract":"Aruz, şiirde açık ve kapalı hecelerin belirli bir ölçüye göre dizilmesi anlamına gelmektedir. Arûza dair telif edilen mensur eserler yanında arûz bahirlerinin isimlerini ve usûllerini içeren manzûmeler de kaleme alınmıştır. Bu eserlerden biri de çeşitli ilim dalları yanında Arap diline dair eserler de telif etmiş olan Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar (öl. 747/1346)’ın nazmettiği 5 beyitlik manzûmedir. Eser, kütüphane kayıtlarında Risâle fi’l-arûz, Risâle fî uṣûli buḥûri's-sitte aşer, Buḥûru’l-uṣûl, Ebyât fi esmâ’i’l-buḥûr ma’a şerḥiha ve Ḫamsa abyât fî al-‘arûḍ ma‘a šarḥihâ şeklinde farklı isimlerle kaydedilmiştir. Manzûmenin Türkiye’deki yazma eser kütüphanelerinde bulunan 10 nüshası yanında Bosna Hersek’te 4 nüshası bulunmaktadır. Manzûmenin bazı nüshalarında manzûmedeki arûz dâireleri ve bahirleri açıklayan müellifi meçhul kısa bir şerh yer almaktadır. Bu çalışmada manzûme ve kısa şerhinin tahkiki ile çevirisi yapıldıktan sonra manzûmedeki beyitlerin çözümlemesi yapılmıştır. Manzûme, 5 beyitte yer alan 5 arûz dâiresindeki 16 bahrin usûllerini içermektedir. Beyitlerde bahirlerin başlangıç yerlerine bahir isimlerinin kökünden türemiş kelimeler kullanılarak işaret edilmiştir. Benzer manzûmelerde her bahir bir veya iki beyitte olmak üzere toplam 16 veya 32 beyitte verilmişken Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar’ın manzûmesinde 16 bahir 5 beyitte verilmiştir. Bir beytin birden çok bahrin veznini içerecek şekilde oluşturulması manzûmeyi diğer manzûmelerden ayıran en önemli husustur. Ayrıca diğer manzûmelerde sadece bahirlerin ele alındığı görülürken Ṣadrüşşerîʻa el-Aṣġar’ın manzûmesinde 5 beyitte sırasıyla 5 arûz dâiresi de ele alınmıştır. Manzûmede yer verilen bahirlerin yapısına bakıldığında tef‘îlelerin sayı bakımından tam ve sâlim olduğu görülmektedir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"22 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738841","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu makale Mu‘tezilî kelamcı İbnü’l-Melâhimî’ye göre Allah’ı bilme konusunda akıl yürütmenin önemini ve önceliğini tartışmaktadır. Marifetullahın ilk vâcip olduğu hususunda ittifak eden kelamcılar, bu bilginin nasıl elde edileceği noktasında ihtilaf etmişlerdir. Bu hususta kaynaklarda nazar, sem‘ (nakil/haber), zorunluluk, taklit, masum imam, ilham, riyazet ve müşahede gibi farklı yol ve yöntemlerden söz edilmektedir. İbnü’l-Melâhimî hakikatin aşkın karakterini reddetmez lakin insanı aşan hakikate düşünsel bir etkinlikle ulaşılabileceğine kesin olarak inanır. Bu itibarla fizik varlığın duyusal, metafizik varlığın ise akli delille bilineceğini ifade eder. Varlığın bu iki yolla ulaşılan gerçekliğinin ötesinde bilinemeyen birtakım hakikatlerinin olamayacağını, aksi takdirde zorunlu ve kazanılmış bilgilere hiçbir zaman güvenilemeyeceğini iddia eder. Bu itibarla ona göre marifetullah yolunda nazar ilk vaciptir. Diğer bilgi yolları ya geçersizdir ya da tek başına yetersizdir.
在这篇文章中,根据作者Ibn'el-Melahim的说法,他认为在上帝的知识中行走的重要性和优先性。证实马里费图拉第一次航行的词语在如何获得这些知识方面有所不同。在这种情况下,据说说的是各种方式和方式,如交通、强迫、幻觉、天真、灵感、数学等。伊本·梅拉希米并不否认对真理的热爱,但相信人类可以实现真正的智力活动。这证实了理智的、形而上学的存在将被称为智慧的证据。他声称,除了这两种方式之外,一组不可知的事实将不存在,否则他将永远不会在困难和获得的信息中得到信任。根据这一证实,温和是大麻的第一次。Diğer bilgi yollarıya geçersizdir ya da tek başına yetersizdir。
{"title":"The Priority of Thought (Nazar) in Acquiring Religious-Itikādī Knowledge According to Ibn al-Malahimi.","authors":"Rıza Korkmazgöz, Faruk Sancar","doi":"10.33415/daad.1293063","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1293063","url":null,"abstract":"Bu makale Mu‘tezilî kelamcı İbnü’l-Melâhimî’ye göre Allah’ı bilme konusunda akıl yürütmenin önemini ve önceliğini tartışmaktadır. Marifetullahın ilk vâcip olduğu hususunda ittifak eden kelamcılar, bu bilginin nasıl elde edileceği noktasında ihtilaf etmişlerdir. Bu hususta kaynaklarda nazar, sem‘ (nakil/haber), zorunluluk, taklit, masum imam, ilham, riyazet ve müşahede gibi farklı yol ve yöntemlerden söz edilmektedir. İbnü’l-Melâhimî hakikatin aşkın karakterini reddetmez lakin insanı aşan hakikate düşünsel bir etkinlikle ulaşılabileceğine kesin olarak inanır. Bu itibarla fizik varlığın duyusal, metafizik varlığın ise akli delille bilineceğini ifade eder. Varlığın bu iki yolla ulaşılan gerçekliğinin ötesinde bilinemeyen birtakım hakikatlerinin olamayacağını, aksi takdirde zorunlu ve kazanılmış bilgilere hiçbir zaman güvenilemeyeceğini iddia eder. Bu itibarla ona göre marifetullah yolunda nazar ilk vaciptir. Diğer bilgi yolları ya geçersizdir ya da tek başına yetersizdir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-08-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738906","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Râmhürmüzî, mütekaddimûn döneminde müstakil hadis usulü eseri telif etmiş ilk hadis alimi kabul edilmektedir. el-Muhaddisü’l-fâsıl adından ve içeriğinden anlaşıldığı üzere sadece hadis ve fıkıhla ilgilenmekle yetinen kesimleri birbirlerinden istifade etmeye teşvik etmeyi amaçlayan bir eserdir. Râmhürmüzî, Ehl-i hadis ve Ehl-i re’yin usul mücadelelerinin arttığı ve Ehl-i hadis içerisinde kelam yönteminin benimsenmeye başladığı IV. asırda bu kesimleri ortayol söylemi ile uzlaştırmayı düşünmektedir. Fakat o, bu ortayolun nazar ve istidlal taraftarı Ehl-i hadis mensuplarınca temsil edildiğini düşünmektedir. Nitekim el-Muhaddisü’l-fâsıl’da Ehl-i re’y mensuplarını bu anlamda örnek göstermemektedir. Râmhürmüzî, el-Muhaddisü’l-fâsıl’da genel anlamda Hanbelî hadis taraftarı çevreleri ve Ehl-i re’y Hanefi fakihleri muhatap almakta ve eleştirmektedir.
监禁的第一个行为是接受对罗马帝国艺术的了解。这是一项旨在鼓励使用能够发生事故和利用的馏分的工作,正如El Muhaddi的名称和内容所理解的那样。在4世纪,胡姆布音乐人埃勒·伊·哈迪斯和埃勒·伊正在考虑通过调解和埃勒·i事件来改进这些句子。但他认为这是一种温和而稳定的方式来代表所有事件。最后,El Muhaddi'l-Phase并没有显示所有的常规消息。总的来说,罗马人正在照顾和批评Hanbel i Hadis和Ehl-i re'i Hanefi的穷人。
{"title":"A Study on Ramhurmuzi and al-Muhaddith al-Fasil","authors":"Recep Köklü","doi":"10.33415/daad.1213211","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1213211","url":null,"abstract":"Râmhürmüzî, mütekaddimûn döneminde müstakil hadis usulü eseri telif etmiş ilk hadis alimi kabul edilmektedir. el-Muhaddisü’l-fâsıl adından ve içeriğinden anlaşıldığı üzere sadece hadis ve fıkıhla ilgilenmekle yetinen kesimleri birbirlerinden istifade etmeye teşvik etmeyi amaçlayan bir eserdir. Râmhürmüzî, Ehl-i hadis ve Ehl-i re’yin usul mücadelelerinin arttığı ve Ehl-i hadis içerisinde kelam yönteminin benimsenmeye başladığı IV. asırda bu kesimleri ortayol söylemi ile uzlaştırmayı düşünmektedir. Fakat o, bu ortayolun nazar ve istidlal taraftarı Ehl-i hadis mensuplarınca temsil edildiğini düşünmektedir. Nitekim el-Muhaddisü’l-fâsıl’da Ehl-i re’y mensuplarını bu anlamda örnek göstermemektedir. Râmhürmüzî, el-Muhaddisü’l-fâsıl’da genel anlamda Hanbelî hadis taraftarı çevreleri ve Ehl-i re’y Hanefi fakihleri muhatap almakta ve eleştirmektedir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2023-03-31","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47957803","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}