Cumhuriyetin kurulduğu 1923’den 2014 yılına kadar Türkiye’de okul öncesi din eğitimi verilmemiştir. 2014 tarihinden itibaren, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak açılmış olan bu kurslar, ülkenin her tarafında hızla yaygınlık kazanmıştır. 4-6 yaş Kur’an Kursları ile çocuklara din ve değerler eğitiminin yanı sıra çocukların dini, ahlaki gelişimlerini destekleyerek onların zihinsel gelişimine katkı sağlamak hedeflenmiştir. Bu kursların açılması öğretmen, müfredat, fiziki mekân gibi problemleri beraberinde getirmiştir. Bu problemlerin giderilmesi için müfredat güncellenmesi, öğretmen yeterliklerinin geliştirilmesi gibi çalışmalar yapılmış olsa da artan öğrenci sayısına paralel okul öncesi din eğitiminin kalitesi ülkemizde tartışılmaya devam etmektedir. Bu çalışma Türkiye’deki din eğitiminde yeni bir alan olarak ortaya çıkan 4-6 Yaş Kur’an Kursları hakkında yapılan çalışmaları tarayarak, bu kursların problemlerini, öğretmenlerinin yeterliklerini, müfredatının ve fiziki mekânlarının uygunluğunu ortaya koymaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda bu okullarda görev yapan öğretmenlerin pedagojik yetersizlikleri olduğu, müfredat ile ders ve etkinlik kitaplarında eksilikler bulunduğu ve okulların fiziki anlamda yetersiz kaldığı görülmüştür. Bu bağlamda bu okulların niteliğinin artmasına yönelik öneriler sunulmuştur.
{"title":"DİN EĞİTİMİ POLİTİKALARININ DEĞİŞİM SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ DİN EĞİTİMİ (4-6 Yaş Kur’an Kursları Örneği)","authors":"Süleyman Gümrükçüoğlu, M. Genç, A. E. Uddin","doi":"10.33415/daad.1109482","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1109482","url":null,"abstract":"Cumhuriyetin kurulduğu 1923’den 2014 yılına kadar Türkiye’de okul öncesi din eğitimi verilmemiştir. 2014 tarihinden itibaren, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak açılmış olan bu kurslar, ülkenin her tarafında hızla yaygınlık kazanmıştır. 4-6 yaş Kur’an Kursları ile çocuklara din ve değerler eğitiminin yanı sıra çocukların dini, ahlaki gelişimlerini destekleyerek onların zihinsel gelişimine katkı sağlamak hedeflenmiştir. Bu kursların açılması öğretmen, müfredat, fiziki mekân gibi problemleri beraberinde getirmiştir. Bu problemlerin giderilmesi için müfredat güncellenmesi, öğretmen yeterliklerinin geliştirilmesi gibi çalışmalar yapılmış olsa da artan öğrenci sayısına paralel okul öncesi din eğitiminin kalitesi ülkemizde tartışılmaya devam etmektedir. Bu çalışma Türkiye’deki din eğitiminde yeni bir alan olarak ortaya çıkan 4-6 Yaş Kur’an Kursları hakkında yapılan çalışmaları tarayarak, bu kursların problemlerini, öğretmenlerinin yeterliklerini, müfredatının ve fiziki mekânlarının uygunluğunu ortaya koymaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda bu okullarda görev yapan öğretmenlerin pedagojik yetersizlikleri olduğu, müfredat ile ders ve etkinlik kitaplarında eksilikler bulunduğu ve okulların fiziki anlamda yetersiz kaldığı görülmüştür. Bu bağlamda bu okulların niteliğinin artmasına yönelik öneriler sunulmuştur.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738946","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This study, which was carried out to reveal the Sivas example the effect of religious orientations on gender discrimination, is based on field research. 600 households from the center and four districts of Sivas province participated in the field study. The measurement tools consist of “Religious Orientation Scale”, “Religious Fundamentalism Scale”, and “Gender Roles Attitude Scale”. The research hypotheses were tested by establishing “Structural Equation Modeling”, which makes it possible to address the complex research problem systematically and comprehensively in a single process, and two main results were reached: According to the first result, intrinsic religious orientation positively and significantly predicts religious fundamentalism. According to the second result, religious fundamentalism predicts egalitarian attitudes about gender roles negatively and significantly.
{"title":"Religious Orientations and Attitudes Towards Gender Roles: Example of Sivas","authors":"Ayşe ÇAĞRICI ZENGİN, Zafer Cirhinlioğlu","doi":"10.33415/daad.1109420","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1109420","url":null,"abstract":"This study, which was carried out to reveal the Sivas example the effect of religious orientations on gender discrimination, is based on field research. 600 households from the center and four districts of Sivas province participated in the field study. The measurement tools consist of “Religious Orientation Scale”, “Religious Fundamentalism Scale”, and “Gender Roles Attitude Scale”. The research hypotheses were tested by establishing “Structural Equation Modeling”, which makes it possible to address the complex research problem systematically and comprehensively in a single process, and two main results were reached: According to the first result, intrinsic religious orientation positively and significantly predicts religious fundamentalism. According to the second result, religious fundamentalism predicts egalitarian attitudes about gender roles negatively and significantly.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"38 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738933","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Ulûmu'l-Kur'ân, vahyin başta tarihsel süreci ve tefsiri olmak üzere birçok mühim konuyu muhtevasında barındıran bir üst kavramdır. Şiî düşüncede ilk ansiklopedik tarzda telif edilen Ulûmu'l-Kurân eseri Muhammed Hâdî Ma'rifet tarafından kaleme alınmıştır. Ancak bu konuda Şia mezhebinde müstakil olarak yeterli çalışma yapılmamıştır. Bu makalede; Ersin Çelik'in bu alandaki eksikliği giderebilme amacına yönelik kaleme aldığı “Şîa’da Kur’an İlimleri – Muhammed Hâdî Ma‘rifet Örneği-” adlı kitabında meseleye dair benimsediği yöntem çerçevesinde yaptığı tespitlerden hareketle eserin tanıtılması amaçlanmaktadır.
Ulûmu'l-Kur'ân,vahyin başta tarihsel süreci ve tefsiri olmaküzere birçok mühim konuyu muhtevasında barındıran birüst kavramdır。在这种观点中,《古兰经》的第一部古典艺术源自神圣的先知穆罕默德。然而,什叶派寺庙没有足够的工作。在本文中,ErsinÇelik旨在解决这一领域的不足,旨在以我这样做的方式描述什叶派的《古兰经》,这本书被称为穆罕默德·哈迪·马里特之书。
{"title":"“Şîa’da Kur’an İlimleri -Muhammed Hâdî Ma‘rifet Örneği-” Üzerine Bir Değerlendirme","authors":"E. Özdemir","doi":"10.33415/daad.1121447","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1121447","url":null,"abstract":"Ulûmu'l-Kur'ân, vahyin başta tarihsel süreci ve tefsiri olmak üzere birçok mühim konuyu muhtevasında barındıran bir üst kavramdır. Şiî düşüncede ilk ansiklopedik tarzda telif edilen Ulûmu'l-Kurân eseri Muhammed Hâdî Ma'rifet tarafından kaleme alınmıştır. Ancak bu konuda Şia mezhebinde müstakil olarak yeterli çalışma yapılmamıştır. Bu makalede; Ersin Çelik'in bu alandaki eksikliği giderebilme amacına yönelik kaleme aldığı “Şîa’da Kur’an İlimleri – Muhammed Hâdî Ma‘rifet Örneği-” adlı kitabında meseleye dair benimsediği yöntem çerçevesinde yaptığı tespitlerden hareketle eserin tanıtılması amaçlanmaktadır.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47800301","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In the history of Arabic rhetoric, there are some linguists who, under the influence of Aristotelian and Hellenistic thought, center philosophical rhetoric, logical concepts and methods and establish the science of rhetoric accordingly. One of them is Ebū al-Kāsım al-Sijilmāsī (d.?), from the Maghreb rhetoric school. In this study, it is aimed to reveal the understanding of rhetoric by examining Sijilmāsī's work called al-Manzaʿ al-badīʿ fî tejnīs esālīb al-badīʿ. With the study carried out by examining the entire work, Sijilmāsī revealed his understanding of literary criticism and rhetoric in this work under the influence of Aristotelian logic and philosophy, and in this framework, Aristotle determined the categories he determined as the predicates of existence, and defined each title as high genus, and determined ten subheadings. It has been seen that each of the genera includes species, chapters and parts. It has been determined that the author's work differs from the classical classification method in the form of bayān, maʿānī, and badīʿ in rhetoric with its category logic. Although Sijilmāsī was under the influence of Aristotelian logic and philosophy in his work, it was concluded that he had a unique systematic and original understanding of rhetoric, differing from Aristotle in naming categories and referring to them with literary meanings.
{"title":"Ebū al-Kāsım al-Sijilmāsī 's Rhetorical Understanding (In The Context Of Rhetorıc-Logıc Relatıonshıp)","authors":"Tahsin Yurttaş","doi":"10.33415/daad.1123751","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1123751","url":null,"abstract":"In the history of Arabic rhetoric, there are some linguists who, under the influence of Aristotelian and Hellenistic thought, center philosophical rhetoric, logical concepts and methods and establish the science of rhetoric accordingly. One of them is Ebū al-Kāsım al-Sijilmāsī (d.?), from the Maghreb rhetoric school. In this study, it is aimed to reveal the understanding of rhetoric by examining Sijilmāsī's work called al-Manzaʿ al-badīʿ fî tejnīs esālīb al-badīʿ. With the study carried out by examining the entire work, Sijilmāsī revealed his understanding of literary criticism and rhetoric in this work under the influence of Aristotelian logic and philosophy, and in this framework, Aristotle determined the categories he determined as the predicates of existence, and defined each title as high genus, and determined ten subheadings. It has been seen that each of the genera includes species, chapters and parts. It has been determined that the author's work differs from the classical classification method in the form of bayān, maʿānī, and badīʿ in rhetoric with its category logic. Although Sijilmāsī was under the influence of Aristotelian logic and philosophy in his work, it was concluded that he had a unique systematic and original understanding of rhetoric, differing from Aristotle in naming categories and referring to them with literary meanings.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-15","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738758","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bilgi problemi, insanın neyi, nasıl bilebileceği ve nesnenin tam anlamıyla kuşatıcı bilgisine nasıl ulaşabileceği sorularına dayalı olarak, klasik dönemden çağdaş döneme kadar düşünce tarihi içinde önemli bir yere sahip olmuştur. İslam düşünce tarihi içinde de bilgi problemi, temel bir mesele olarak ele alınıp tartışılmıştır. Biz bu makalede, 12. yüzyılda yaşamış bir İslâm filozofu olan Şihâbüddîn es-Sühreverdî’nin (ö. 587/1191) bilgi problemini nasıl ele aldığını inceleyeceğiz. Sühreverdî, Meşşai olarak adlandırılan filozofların bilgi anlayışı olan husulî bilgiyi ele alıp eleştirmektedir. Bir şeyin sûretinin zihinde oluşması olarak tanımlanan husûlî bilgi, herhangi bir şeyi bilebilmek için o şeyin imgesine, sûretine sahip olunması gerektiğini öne sürer. Sühreverdî’ye göre, böyle bir bilgi türü bir imge, duyu verisi ya da sûret aracılığıyla gerçekleşen bir bilgi türü olduğu için nesnenin özünü vermekten uzaktır. Bunun yerine o, gerçekliğin aracısız/dolaysız bir şekilde idrakiyle elde edilen bir bilgi türü olan huzûrî bilgiyi önermektedir. Huzûrî bilgide kişi, hiçbir ön bilgiye sahip olmaksızın, sûret veya temsil gibi herhangi bir aracı da bulunmaksızın bir şeyi doğrudan idrâk eder. Kişinin kendini bilmesi huzûrî bilgi ile elde edilen bir bilgi türüdür ve diğer bilgilerin de temelini oluşturur. Sühreverdî, huzûrî bilgi tezi ile hem Aristoteles’e dayalı epistemolojinin nesneye dair tam bir bilgi veremeyeceğini ortaya koymaya çalışır hem de gerçek bilgiye ancak huzûrî bilgi ile ulaşılabileceğini göstermeyi amaçlar.
信息的问题是,一个人如何知道,以及如何在给定的思考时间内,从经典时间到转换时间,完全理解物体的周围信息。在伊斯兰教历史上,信息问题被视为一个根本问题进行讨论。我们在这篇文章中,12。我们将研究生活在几个世纪的伊斯兰教哲学家Shabbud es-Sühreverdî是如何了解这个问题的。Sühreverdî,Meşşai olarak adlandırılan filozofların bilgi anlayışıolan husulîbilgiyi ele alıp eleştirmektedir。它表明,硫的适当信息被定义为存在于某种事物的头脑中,它应该具有硫的形式和形状,才能知道任何事情。根据Sühreverde的说法,这种信息远远不能赋予对象对象的本质,因为它是一种信息,或者因为它是某种信息,或者是因为它是某种信息。相反,他提出了一种无理由获得的信息。知识渊博的人,如果没有知识,会告诉你,你将找不到任何像黄金、黄铜或铁这样的东西。一个人的知识是详细获得的一种信息,其他信息都是基于这种信息。在瑞典,它旨在表明基于信息理论理论的认识论不能完全了解认识论的对象,它只能通过恶意信息获得。
{"title":"ŞİHÂBÜDDÎN es-SÜHREVERDÎ’DE HUSÛLÎ VE HUZÛRÎ BİLGİ AÇISINDAN BİLGİYİ TEMELLENDİRMEDE KENDİLİK BİLGİSİNİN ROLÜ","authors":"Beyza Nur Çavuş","doi":"10.33415/daad.1118521","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1118521","url":null,"abstract":"Bilgi problemi, insanın neyi, nasıl bilebileceği ve nesnenin tam anlamıyla kuşatıcı bilgisine nasıl ulaşabileceği sorularına dayalı olarak, klasik dönemden çağdaş döneme kadar düşünce tarihi içinde önemli bir yere sahip olmuştur. İslam düşünce tarihi içinde de bilgi problemi, temel bir mesele olarak ele alınıp tartışılmıştır. Biz bu makalede, 12. yüzyılda yaşamış bir İslâm filozofu olan Şihâbüddîn es-Sühreverdî’nin (ö. 587/1191) bilgi problemini nasıl ele aldığını inceleyeceğiz. Sühreverdî, Meşşai olarak adlandırılan filozofların bilgi anlayışı olan husulî bilgiyi ele alıp eleştirmektedir. Bir şeyin sûretinin zihinde oluşması olarak tanımlanan husûlî bilgi, herhangi bir şeyi bilebilmek için o şeyin imgesine, sûretine sahip olunması gerektiğini öne sürer. Sühreverdî’ye göre, böyle bir bilgi türü bir imge, duyu verisi ya da sûret aracılığıyla gerçekleşen bir bilgi türü olduğu için nesnenin özünü vermekten uzaktır. Bunun yerine o, gerçekliğin aracısız/dolaysız bir şekilde idrakiyle elde edilen bir bilgi türü olan huzûrî bilgiyi önermektedir. Huzûrî bilgide kişi, hiçbir ön bilgiye sahip olmaksızın, sûret veya temsil gibi herhangi bir aracı da bulunmaksızın bir şeyi doğrudan idrâk eder. Kişinin kendini bilmesi huzûrî bilgi ile elde edilen bir bilgi türüdür ve diğer bilgilerin de temelini oluşturur. Sühreverdî, huzûrî bilgi tezi ile hem Aristoteles’e dayalı epistemolojinin nesneye dair tam bir bilgi veremeyeceğini ortaya koymaya çalışır hem de gerçek bilgiye ancak huzûrî bilgi ile ulaşılabileceğini göstermeyi amaçlar.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"47242781","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Muhammed Enes Topgül, hadis tarihi hakkında bazı yargılara varmak iddiasıyla Ahmed b. Hanbel’in meşhur eseri el-Müsned’den seçtiği 5000 kadar isnadı bir takım sorulara ve etraflı analizlere tabi tuttuğu bu eserinde, hadisin ayrılmaz bir parçası olan ve temel görevi hadisin güvenilirliğini tespite imkân vermek olan isnâdları literal olarak okumanın yanında farklı bir okumaya tabi tutmayı teklif etmektedir. Batı akademisinde pek çok branşta on seneyi aşkın süredir kullanılan, ülkemizde ise henüz çok fazla yerleşmeyen, ilgili ilim dalına ait öğeleri veri olarak tanımlayan ve dijitalize edip yorumlamayı hedefleyen Dijital Beşerî Bilimler (Dijital Humanities) çalışmaları çerçevesinde yapılmış bir çalışma olan eser, bu metotla “Rivayet Sigaları” ve Ravi Nitelikleri” konularını ele alıp tahlile tabi tutmaktadır. Bu yazıda bahsi geçen eserin bölümlerine ve ana fikrine temas edilecektir.
{"title":"MUHAMMED ENES TOPGÜL İSNÂDI OKUMAK HADİS TARİHİNİN ANLAŞILMASINDA İSNÂDIN ROLÜ","authors":"Muhammed Mustafa Yilmaz","doi":"10.33415/daad.1124350","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1124350","url":null,"abstract":"Muhammed Enes Topgül, hadis tarihi hakkında bazı yargılara varmak iddiasıyla Ahmed b. Hanbel’in meşhur eseri el-Müsned’den seçtiği 5000 kadar isnadı bir takım sorulara ve etraflı analizlere tabi tuttuğu bu eserinde, hadisin ayrılmaz bir parçası olan ve temel görevi hadisin güvenilirliğini tespite imkân vermek olan isnâdları literal olarak okumanın yanında farklı bir okumaya tabi tutmayı teklif etmektedir. \u0000Batı akademisinde pek çok branşta on seneyi aşkın süredir kullanılan, ülkemizde ise henüz çok fazla yerleşmeyen, ilgili ilim dalına ait öğeleri veri olarak tanımlayan ve dijitalize edip yorumlamayı hedefleyen Dijital Beşerî Bilimler (Dijital Humanities) çalışmaları çerçevesinde yapılmış bir çalışma olan eser, bu metotla “Rivayet Sigaları” ve Ravi Nitelikleri” konularını ele alıp tahlile tabi tutmaktadır. Bu yazıda bahsi geçen eserin bölümlerine ve ana fikrine temas edilecektir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69738959","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In his work Yanbu’ al-haya, the Jewish philosopher Ibn Gabirol, who lived in Andalusia in the eleventh century, lays the groundwork for his original philosophy. In the twelfth century, this work, with its translation into Latin under the name Fons vitae, influenced many philosophers in the tradition of Scholastic thought. The aim of this study is to examine the general lines of this work and to determine in which ways the thoughts in the work of the Jewish philosopher influenced John Duns Scotus, one of the important names of Scholastic thought. In this context, the basic thoughts of both thinkers about metaphysics were examined. As a result of this examination, it has been determined that John Duns Scotus was influenced by Ibn Gabirol in certain aspects in his views incorporeal substances, the plurality of forms and divine will.
{"title":"İbn Cebirol’ün John Duns Scotus’un Metafiziğine Etkisi","authors":"Fırat Çelebi","doi":"10.33415/daad.1118045","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1118045","url":null,"abstract":"In his work Yanbu’ al-haya, the Jewish philosopher Ibn Gabirol, who lived in Andalusia in the eleventh century, lays the groundwork for his original philosophy. In the twelfth century, this work, with its translation into Latin under the name Fons vitae, influenced many philosophers in the tradition of Scholastic thought. The aim of this study is to examine the general lines of this work and to determine in which ways the thoughts in the work of the Jewish philosopher influenced John Duns Scotus, one of the important names of Scholastic thought. In this context, the basic thoughts of both thinkers about metaphysics were examined. As a result of this examination, it has been determined that John Duns Scotus was influenced by Ibn Gabirol in certain aspects in his views incorporeal substances, the plurality of forms and divine will.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"69739074","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye’de 1980’li yıllarda şiir, roman, sinema gibi birçok sanat faaliyetinin yanı sıra müzik de İslami hareketin oluşturmayı hedeflediği kamusallığın şekillendiği önemli alanlardan birisi olmuştur. Türkiye’nin modernleşme tarihinde dinin siyasal, toplumsal ve kültürel birçok alanda geri çekilmesi İslami söylem ve kavramlar ekseninde inşa edilen bir müzik pratiği ve düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Modernleşmenin ikili anlatılarını devam ettiren bir yapılanma içinde İslami habitusta müzik faaliyetleri de ikili bir yapıyı yansıtmaktadır. Müziğin anlaşılması, tecrübe edilmesi kutsal ve demonik diyebileceğimiz bir birine zıt iki alanın var olması problemini karşımıza çıkarmakta ve müzik kendi başına daima demonik bir alanın temsili olarak görülmektedir. Bu yaklaşım tarzı müzik ve dini söylem arasında ortaya çıkan karşılıklı etkileşim olanaklarını ve müziğin çoklu anlam üretme boyutunu sınırlayarak tek boyutlu bir yapı kazanmasına neden olmaktadır. Böylece dini söylem, kutsal alanın otoritesini müziğin üretildiği her aşamada hem yapı hem de faillik biçimlerine yansıtmaktadır. Bu durumun ürettiği önemli sonuçlardan birisi İslami hareketin kamusallığında alternatif müzikal alanın kendini yeniden üretememesi, dinamik yapısını kaybederek tarihin belli bir döneminde üretilen anlamla özdeşleşmesi ve toplumu etkileme gücünü yitirmesidir.
20世纪80年代,土耳其成为艺术、诗歌、电影和音乐最重要的领域之一,旨在创造一场伊斯兰运动。在土耳其的现代史上,宗教、社会和文化背景突出了世界许多地方建立的音乐实践和思想。在延续第二个现代化故事的过程中,伊斯兰音乐活动的习惯反映了一种双重结构。对音乐的理解,对神圣和恶魔的体验,是有两个铁的区域,我们可以称之为神圣和恶魔,而音乐本身总是被视为恶魔区域的代表。这种方法就是为什么它制作了一个一维结构,限制了音乐和宗教互动的规模。Böylece dini söylem,kutsal alanın otoritesini müziğinüretildiği她的aşamada hem yapıhem de faillik biçimlerine yansıtmaktadır。这种情况的一个重要后果是,在伊斯兰运动的公共领域,另类音乐领域无法自我复制,失去了其动态结构,这意味着它是在历史的某个时间内产生的,它失去了影响社会的力量。
{"title":"İslami Hareket Bağlamında Alternatif Müzikal Alanın Oluşumuna İlişkisel Bir Yaklaşım","authors":"Sümeyye AYDIN BULUT","doi":"10.33415/daad.1121892","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1121892","url":null,"abstract":"Türkiye’de 1980’li yıllarda şiir, roman, sinema gibi birçok sanat faaliyetinin yanı sıra müzik de İslami hareketin oluşturmayı hedeflediği kamusallığın şekillendiği önemli alanlardan birisi olmuştur. Türkiye’nin modernleşme tarihinde dinin siyasal, toplumsal ve kültürel birçok alanda geri çekilmesi İslami söylem ve kavramlar ekseninde inşa edilen bir müzik pratiği ve düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Modernleşmenin ikili anlatılarını devam ettiren bir yapılanma içinde İslami habitusta müzik faaliyetleri de ikili bir yapıyı yansıtmaktadır. Müziğin anlaşılması, tecrübe edilmesi kutsal ve demonik diyebileceğimiz bir birine zıt iki alanın var olması problemini karşımıza çıkarmakta ve müzik kendi başına daima demonik bir alanın temsili olarak görülmektedir. Bu yaklaşım tarzı müzik ve dini söylem arasında ortaya çıkan karşılıklı etkileşim olanaklarını ve müziğin çoklu anlam üretme boyutunu sınırlayarak tek boyutlu bir yapı kazanmasına neden olmaktadır. Böylece dini söylem, kutsal alanın otoritesini müziğin üretildiği her aşamada hem yapı hem de faillik biçimlerine yansıtmaktadır. Bu durumun ürettiği önemli sonuçlardan birisi İslami hareketin kamusallığında alternatif müzikal alanın kendini yeniden üretememesi, dinamik yapısını kaybederek tarihin belli bir döneminde üretilen anlamla özdeşleşmesi ve toplumu etkileme gücünü yitirmesidir.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49557726","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Geçmişten günümüze Hıristiyanlığın en önemli figürü şüphesiz İsa Mesih’tir. Çünkü Hıristiyanların nezdinde o, “ilahî ve insanî yönüyle taklit edilmesi veya örnek alınması” gereken bir şahsiyettir. İsa kendisinin taklit edilmesinden söz etmemiş, ancak günümüz Hıristiyanlığının mimarı Pavlus “Mesih'i taklit ettiğim gibi, siz de beni taklit edin” diyerek İsa Mesih’in taklidinden bahseden ilk kişi olmuştur. O, Mesih’in taklidi (imitatio Christi) anlayışını içinde yetiştiği Eski Ahit, Yahudilik, Helenizm ve Gnostisizm gibi birçok din ve kültürden etkilenerek oluşturmuştur. Pavlus’un, bu konudaki söylemleri, onun “enkarnasyon” ve “kurtuluş” anlayışıyla da ilişkilendirilerek Kilise Babaları ve sonraki Hıristiyanlar tarafından tartışılmış ve tartışılmaya devam etmektedir. Hıristiyan dünyasında yüzlerce yıldır yazılan ve tartışılan bu konuyla ilgili ülkemizde herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle Mesih’in taklidi anlayışı; köken, kavramsal çerçeve, Yeni Ahit ve Kilise Babaları bağlamında ele alınarak konunun Hıristiyan dünyasındaki önemi ortaya konulmaya çalışılacaktır.
在我们这个时代,基督教最重要的人物是耶稣基督。ÇünküHıristyanaların nezdinde o,“ilahîve insanîyönüyle taklit edilmesi veyaörnek alınması”gereken birşahsiyettir。但耶稣并没有说他被钉在十字架上,而是说他应该死在耶稣基督的行为中。他创造了许多宗教和文化,如古代成就、犹太人、希腊人和诺斯替派,这些宗教和文化都受到基督概念的启发。当保罗听到这些话时,教会、圣父和下一代基督徒都对他表示怀疑和质疑。在基督教世界里,我们国家没有一部作品被书写和讨论了数百年。这就是为什么对基督的解释是真实的;古老的知识框架将试图揭示基督教世界对未来之父与教会之间关系的重要性。
{"title":"Yeni Ahit ve Bazı Kilise Babaları Bağlamında Hıristiyanlıkta İsa Mesih’in Taklidi ve Örnekliği Meselesi","authors":"Zekiye Sönmez","doi":"10.33415/daad.1124275","DOIUrl":"https://doi.org/10.33415/daad.1124275","url":null,"abstract":"Geçmişten günümüze Hıristiyanlığın en önemli figürü şüphesiz İsa Mesih’tir. Çünkü Hıristiyanların nezdinde o, “ilahî ve insanî yönüyle taklit edilmesi veya örnek alınması” gereken bir şahsiyettir. İsa kendisinin taklit edilmesinden söz etmemiş, ancak günümüz Hıristiyanlığının mimarı Pavlus “Mesih'i taklit ettiğim gibi, siz de beni taklit edin” diyerek İsa Mesih’in taklidinden bahseden ilk kişi olmuştur. O, Mesih’in taklidi (imitatio Christi) anlayışını içinde yetiştiği Eski Ahit, Yahudilik, Helenizm ve Gnostisizm gibi birçok din ve kültürden etkilenerek oluşturmuştur. Pavlus’un, bu konudaki söylemleri, onun “enkarnasyon” ve “kurtuluş” anlayışıyla da ilişkilendirilerek Kilise Babaları ve sonraki Hıristiyanlar tarafından tartışılmış ve tartışılmaya devam etmektedir. Hıristiyan dünyasında yüzlerce yıldır yazılan ve tartışılan bu konuyla ilgili ülkemizde herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle Mesih’in taklidi anlayışı; köken, kavramsal çerçeve, Yeni Ahit ve Kilise Babaları bağlamında ele alınarak konunun Hıristiyan dünyasındaki önemi ortaya konulmaya çalışılacaktır.","PeriodicalId":41749,"journal":{"name":"Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi-Journal of Academic Research in Religious Sciences","volume":" ","pages":""},"PeriodicalIF":0.1,"publicationDate":"2022-09-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"49283127","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}