Pub Date : 2023-04-13DOI: 10.22312/sdusbed.1112684
İsmail Ünal, S. Tuna
Amaç: Gülümseme kişiliğin algısında büyük rol oynar. Kişiye özgü gülümsemede kullanılan gülüş tasarımı konsepti, estetik diş hekimliğinde tedavi yaklaşımının en önemli parçasıdır. Bu çalışmanın amacı; anterior diş konum ve şekilleri üzerinde yapılan değişikliklerin kişiliğin algısına etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, modelden alınan fotoğraflara Adobe Photoshop 2020 CC (Kaliforniya, ABD) programıyla dijital ortamda gülüş tasarımları yapıldı. On dört adet gülüş tasarımıyla beraber kişilik özellikleri de yer alacak şekilde bir anket formu hazırlandı. Diş hekimleri, diş hekimliği öğrencileri ve meslekten olmayan kişilerden oluşan katılımcılardan gülüş tasarımları ile fotoğrafların altında yer alan kişilik özellikleri ilişkisini VAS (Visual Analog Scale) skalasında 0-100 aralığında puanlamaları istendi. Sonuçlar IBM SPSS (Chicago, ABD) programında One Way ANOVA testi ile analiz edildi. Bulgular: Farklı cinsiyet grupları incelendiğinde; maskulen ve stresli kişilik tasarımlarında kadınlar daha yüksek puan verirken sıcakkanlı kişilik tasarımında ise erkekler daha yüksek puan verdiler (p0,05). Sonuç: Kişilik algısının, farklı cinsiyet ve dental eğitim seviyelerinde farklı seviyelerde algılandığı düşünülmektedir.
{"title":"Effect of Arrangement of Anterior Tooth Positions and Shapes on Personality Traits","authors":"İsmail Ünal, S. Tuna","doi":"10.22312/sdusbed.1112684","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1112684","url":null,"abstract":"Amaç: Gülümseme kişiliğin algısında büyük rol oynar. Kişiye özgü gülümsemede kullanılan gülüş tasarımı konsepti, estetik diş hekimliğinde tedavi yaklaşımının en önemli parçasıdır. Bu çalışmanın amacı; anterior diş konum ve şekilleri üzerinde yapılan değişikliklerin kişiliğin algısına etkisini incelemektir. \u0000Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, modelden alınan fotoğraflara Adobe Photoshop 2020 CC (Kaliforniya, ABD) programıyla dijital ortamda gülüş tasarımları yapıldı. On dört adet gülüş tasarımıyla beraber kişilik özellikleri de yer alacak şekilde bir anket formu hazırlandı. Diş hekimleri, diş hekimliği öğrencileri ve meslekten olmayan kişilerden oluşan katılımcılardan gülüş tasarımları ile fotoğrafların altında yer alan kişilik özellikleri ilişkisini VAS (Visual Analog Scale) skalasında 0-100 aralığında puanlamaları istendi. Sonuçlar IBM SPSS (Chicago, ABD) programında One Way ANOVA testi ile analiz edildi. \u0000Bulgular: Farklı cinsiyet grupları incelendiğinde; maskulen ve stresli kişilik tasarımlarında kadınlar daha yüksek puan verirken sıcakkanlı kişilik tasarımında ise erkekler daha yüksek puan verdiler (p0,05). \u0000Sonuç: Kişilik algısının, farklı cinsiyet ve dental eğitim seviyelerinde farklı seviyelerde algılandığı düşünülmektedir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"355 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"131874584","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-04-13DOI: 10.22312/sdusbed.1198878
İlknur Atasever, Fadime Gamze Teki̇n, Emel TAŞÇI DURAN
Amaç: Araştırmanın amacı, Hemşirelik 1. Sınıf öğrencilerine klinik uygulama sınavı öncesinde uygulanan kahkaha yogasının sınav kaygısı üzerine etkisinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırma,30 Mayıs-2 Haziran 2022 tarihleri arasında tek gruplu ön test-son test düzeninde yarı deneysel desen tasarım kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden ve 2021-2022 bahar döneminde Hemşirelik Esasları dersini alan 48 birinci sınıf hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Çalışmaya katılmayı kabul eden öğrencilere klinik uygulama sınavının 3 gün öncesinde ve sınav sabahı yaklaşık 30 dk süren 4 seans kahkaha yogası uygulaması yaptırılmıştır. Uygulama öncesinde ve sonrasında öğrencilerin Sınav Kaygısı Ölçeği’ ni doldurmaları istenmiştir. Bulgular: Uygulama sonrasında öğrencilerin Sınav Kaygısı Ölçeği puan ortalamalarının azaldığı ancak aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlenmiştir (p> 0.05). Öğrencilerin zihinsel ve bedensel tepkiler alt boyutundan aldıkları ön-test puan ortalaması 3,39±0,67 olarak belirlenirken son-test puan ortalaması 3,23±0,78 olarak saptanmıştır. Yapılan istatistiksel analizde; öğrencilerin kahkaha yogası uygulaması öncesi ve sonrası ölçeğin zihinsel ve bedensel tepkiler alt boyutu puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Sonuç: Kahkaha yogası uygulamasının hemşirelik öğrencilerinde sınav kaygısının azaltılmasında alternatif bir yöntem olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.
{"title":"Evaluatıon of The Effect of Laughter Yoga Applıed To Nursıng 1st Grade Students Before The Clınıcal Practıce Exam on Exam Anxıety","authors":"İlknur Atasever, Fadime Gamze Teki̇n, Emel TAŞÇI DURAN","doi":"10.22312/sdusbed.1198878","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1198878","url":null,"abstract":"Amaç: Araştırmanın amacı, Hemşirelik 1. Sınıf öğrencilerine klinik uygulama sınavı öncesinde uygulanan kahkaha yogasının sınav kaygısı üzerine etkisinin değerlendirilmesidir.\u0000Gereç ve Yöntem: Araştırma,30 Mayıs-2 Haziran 2022 tarihleri arasında tek gruplu ön test-son test düzeninde yarı deneysel desen tasarım kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden ve 2021-2022 bahar döneminde Hemşirelik Esasları dersini alan 48 birinci sınıf hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Çalışmaya katılmayı kabul eden öğrencilere klinik uygulama sınavının 3 gün öncesinde ve sınav sabahı yaklaşık 30 dk süren 4 seans kahkaha yogası uygulaması yaptırılmıştır. Uygulama öncesinde ve sonrasında öğrencilerin Sınav Kaygısı Ölçeği’ ni doldurmaları istenmiştir.\u0000Bulgular: Uygulama sonrasında öğrencilerin Sınav Kaygısı Ölçeği puan ortalamalarının azaldığı ancak aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlenmiştir (p> 0.05). Öğrencilerin zihinsel ve bedensel tepkiler alt boyutundan aldıkları ön-test puan ortalaması 3,39±0,67 olarak belirlenirken son-test puan ortalaması 3,23±0,78 olarak saptanmıştır. Yapılan istatistiksel analizde; öğrencilerin kahkaha yogası uygulaması öncesi ve sonrası ölçeğin zihinsel ve bedensel tepkiler alt boyutu puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0.05).\u0000\u0000Sonuç: Kahkaha yogası uygulamasının hemşirelik öğrencilerinde sınav kaygısının azaltılmasında alternatif bir yöntem olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"104 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128196083","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-04-13DOI: 10.22312/sdusbed.1265473
U. B. Temel, Özge Kam Hepdeniz, E. Eroğlu
Purpose: This study aims to evaluate the relationship between the scores obtained by the 9-hole peg manual dexterity test of the second-year students of the Faculty of Dentistry at Süleyman Demirel University and the grade point averages that they received from the preclinical practical course tasks. Material and Methods: The study involved 121 dentistry students (46 males and 75 females). A 9-hole peg test (BASELINE Evaluation Instruments, LOT: 120536) was applied to each student twice for dominant and non-dominant hands, and the obtained average scores were recorded in seconds. At the beginning of the education period, Black II. cavity preparation assignments were given for model teeth numbered 15, 26, and 46. The assessment and evaluation criteria of the students' weekly preclinical practice tasks were shared before each assignment, and the same instructor evaluated the tasks given to the students for three weeks. The relationship between 9-hole peg test scores and preclinical course grades was analyzed with Pearson correlation analysis and the change in 9-hole peg test compared to grade point average with one-way ANOVA. Results: Both the 9-hole peg test scores and grade point averages of female students participating in the study were significantly higher than male students (p<0.05). It was determined that there was a negative and high-level correlation between the nine-hole peg test scores and grade point averages (p<0.05, r:-0.712). Conclusion: Although the nine-hole peg test is not used to assess student skills and predict success, it can validate and calibrate educators' grades.
{"title":"Determination of Correlation Among 9-Hole Peg Test Scores and Preclinical Performances of Second-Year Students of a Faculty of Dentistry","authors":"U. B. Temel, Özge Kam Hepdeniz, E. Eroğlu","doi":"10.22312/sdusbed.1265473","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1265473","url":null,"abstract":"Purpose: This study aims to evaluate the relationship between the scores obtained by the 9-hole peg manual dexterity test of the second-year students of the Faculty of Dentistry at Süleyman Demirel University and the grade point averages that they received from the preclinical practical course tasks.\u0000Material and Methods: The study involved 121 dentistry students (46 males and 75 females). A 9-hole peg test (BASELINE Evaluation Instruments, LOT: 120536) was applied to each student twice for dominant and non-dominant hands, and the obtained average scores were recorded in seconds. At the beginning of the education period, Black II. cavity preparation assignments were given for model teeth numbered 15, 26, and 46. The assessment and evaluation criteria of the students' weekly preclinical practice tasks were shared before each assignment, and the same instructor evaluated the tasks given to the students for three weeks. The relationship between 9-hole peg test scores and preclinical course grades was analyzed with Pearson correlation analysis and the change in 9-hole peg test compared to grade point average with one-way ANOVA.\u0000Results: Both the 9-hole peg test scores and grade point averages of female students participating in the study were significantly higher than male students (p<0.05). It was determined that there was a negative and high-level correlation between the nine-hole peg test scores and grade point averages (p<0.05, r:-0.712).\u0000Conclusion: Although the nine-hole peg test is not used to assess student skills and predict success, it can validate and calibrate educators' grades.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"76 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"121499664","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-04-13DOI: 10.22312/sdusbed.1258586
Rumeysa Nur Cengi̇z, Sıla GÜLBAĞ PINAR
Amaç: Herpes simpleks labialis (uçuk) tedavisinde kullanılmak üzere ‘Asiklovir’ etkin maddesi içeren dudak balmı formülasyonunun geliştirilerek, mevcut tedavilerdeki bazı olumsuzlukların giderilip, uyunç sorunlarının ortadan kaldırılması ve ekonomik yöntemlerle kolay hazırlanışa sahip yeni bir formülasyonun tedaviye kazandırılmasının yanı sıra geleneksel majistral hazırlama yöntemlerine değer katılması amaçlanmıştır. Materyal-Metot: Asiklovir etkin maddesi ile kakao yağı, balmumu, lanolin ve karnauba mumu olmak üzere dört çeşit sıvağ ve çeşitli yardımcı maddelerin eşliğinde supozituvar hazırlama yöntemlerinden biri olan eritme metodu kullanılarak, 4 farklı sıvağdan oluşan 3 farklı formülasyon ve her bir formülasyondan 20 adet dudak balmı geliştirilmiştir. Son 2 sıvağ ile tüm denemelere rağmen kullanıma uygun bir formülasyon hazırlanamaması sebebiyle bu iki sıvağ kombine edilerek yeni bir formülasyon oluşturulmuştur. Her bir formülasyon tipinden oluşturulan 20 adet dudak balmı üzerinde morfolojik kontroller, ağırlık sapması kontrolü, erime derecesi kontrolü, kırılma ve mekanik dayanıklılık tayini gibi kontroller gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Her bir formülasyon tipi üzerinde gerçekleştirilen kontroller sonucu tüm formülasyonların tekdüze bir ağırlığa sahip oldukları, morfolojik olarak homojen dağılım gösterdikleri, erime derecelerinin insan dudak yüzey sıcaklığından yakın derece fazla olduğu bulguları elde edilmiş, fakat kırılma ve mekanik dayanıklılık kontrolünde birbiriyle uyumlu sonuçlara ulaşılamamıştır. Sonuç: Sonuç olarak en optimum özellik gösteren formülasyon tipinin kakao yağıyla hazırlanan formülasyon olduğuna karar verilmiş, günlük hayatta kullanım kolaylığı sunan, kozmetiği iyi, hoş kokulu, antiviral özellik gösteren dudak balmı formunda bir formülasyon elde edilmiştir.
{"title":"Uçuk Tedavisinde Kullanılmak Üzere Antiviral Etkin Madde İçeren Dudak Balmı (Lip Balm) Formülasyonunun Geliştirilmesi","authors":"Rumeysa Nur Cengi̇z, Sıla GÜLBAĞ PINAR","doi":"10.22312/sdusbed.1258586","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1258586","url":null,"abstract":"Amaç: Herpes simpleks labialis (uçuk) tedavisinde kullanılmak üzere ‘Asiklovir’ etkin maddesi içeren dudak balmı formülasyonunun geliştirilerek, mevcut tedavilerdeki bazı olumsuzlukların giderilip, uyunç sorunlarının ortadan kaldırılması ve ekonomik yöntemlerle kolay hazırlanışa sahip yeni bir formülasyonun tedaviye kazandırılmasının yanı sıra geleneksel majistral hazırlama yöntemlerine değer katılması amaçlanmıştır. \u0000Materyal-Metot: Asiklovir etkin maddesi ile kakao yağı, balmumu, lanolin ve karnauba mumu olmak üzere dört çeşit sıvağ ve çeşitli yardımcı maddelerin eşliğinde supozituvar hazırlama yöntemlerinden biri olan eritme metodu kullanılarak, 4 farklı sıvağdan oluşan 3 farklı formülasyon ve her bir formülasyondan 20 adet dudak balmı geliştirilmiştir. Son 2 sıvağ ile tüm denemelere rağmen kullanıma uygun bir formülasyon hazırlanamaması sebebiyle bu iki sıvağ kombine edilerek yeni bir formülasyon oluşturulmuştur. Her bir formülasyon tipinden oluşturulan 20 adet dudak balmı üzerinde morfolojik kontroller, ağırlık sapması kontrolü, erime derecesi kontrolü, kırılma ve mekanik dayanıklılık tayini gibi kontroller gerçekleştirilmiştir.\u0000Bulgular: Her bir formülasyon tipi üzerinde gerçekleştirilen kontroller sonucu tüm formülasyonların tekdüze bir ağırlığa sahip oldukları, morfolojik olarak homojen dağılım gösterdikleri, erime derecelerinin insan dudak yüzey sıcaklığından yakın derece fazla olduğu bulguları elde edilmiş, fakat kırılma ve mekanik dayanıklılık kontrolünde birbiriyle uyumlu sonuçlara ulaşılamamıştır.\u0000Sonuç: Sonuç olarak en optimum özellik gösteren formülasyon tipinin kakao yağıyla hazırlanan formülasyon olduğuna karar verilmiş, günlük hayatta kullanım kolaylığı sunan, kozmetiği iyi, hoş kokulu, antiviral özellik gösteren dudak balmı formunda bir formülasyon elde edilmiştir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"18 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132205831","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-04-13DOI: 10.22312/sdusbed.1216551
Amaç: Market rafları baz alınarak tarafımızca hazırlanan, obeziteye neden olması beklenen besinlerden oluşturulan beslenme haritası eşliğinde haneler ziyaret edilmiştir. Hanede bulunan besin miktarları, hane halkının sosyodemografik özellikleri, yeme tutumları ve fiziksel aktivite (FA) düzeyleri ile obezite ilişkisini incelemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel analitik tipte yapılan araştırma 2019-2021 bahar döneminde, çalışmaya katılmayı kabul eden hane halkına bizzat ulaşılarak yapılmıştır. Örnekleme yöntemi olarak olasılıksız örnekleme yöntemlerinden kota örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Katılımcıların sosyo-demografik verileri (Kişisel Bilgi Formu), yeme tutumları (Yeme Tutum Testi), fiziksel aktivite değişkenleri (Uluslararası Fiziksel Aktivite Değerlendirme Anketi Kısa Formu) ve hanelerde bulunan obeziteye neden olması beklenen besinlerin gruplandırılmasıyla elde edilen beslenme haritaları ile obezite durum değerlendirilmeleri yapılmıştır. Bulgular: Katılımcıların boy ortalaması 170,8±8,4, ağırlık ortalaması 76,0±14,2, vücut kitle indeksi(VKİ) ortalaması 26,0±4,2 ve yaş ortalaması 41,6±11,9 (min-maks=23-81) olarak tespit edilmiştir. Araştırmaya göre 10 kişiden 1‟inin evinde 2,5 litre ve fazlası gazlı içecek, 2 kişiden 1‟inin evinde hazır meyve suyu bulunmaktadır. Şekerli besin grupları incelendiğinde ise reçel %94, beyaz şeker %90 bulunma oranı ile hanelerde en çok bulunan şekerli besinlerdir. Çikolata, reçel, tatlandırıcı, şekerleme, beyaz şeker, yapay çikolata, gıda şurupları, dondurma ve kurutulmuş meyve düzeylerinin VKİ‟ ye etkisi saptanmamıştır. %91,3 oranla beyaz un, yüksek karbonhidrat içerikli besin grubundan, hanelerde en çok bulunan besindir. Sonuç: Beslenme haritası ile obezite durum değerlendirilmesi yapıldığında kadınların erkeklere oranla obeziteye daha yatkın olduğu, artan gelir düzeyi ile obezite riskinin azaldığı, yaş ile beraber obezite riskinin arttığı ve sigara kullananların kullanmayanlara oranla daha düşük vücut kitle indeksine sahip olduğu bulunmuştur.
{"title":"The Relationship Between The Nutrition Map Of The Families in Isparta Center and The Obesity Status Assessment","authors":"","doi":"10.22312/sdusbed.1216551","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1216551","url":null,"abstract":"Amaç: Market rafları baz alınarak tarafımızca hazırlanan, obeziteye neden olması beklenen besinlerden oluşturulan beslenme haritası eşliğinde haneler ziyaret edilmiştir. Hanede bulunan besin miktarları, hane halkının sosyodemografik özellikleri, yeme tutumları ve fiziksel aktivite (FA) düzeyleri ile obezite ilişkisini incelemek amaçlanmıştır. \u0000Gereç ve Yöntem: Kesitsel analitik tipte yapılan araştırma 2019-2021 bahar döneminde, çalışmaya katılmayı kabul eden hane halkına bizzat ulaşılarak yapılmıştır. Örnekleme yöntemi olarak olasılıksız örnekleme yöntemlerinden kota örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Katılımcıların sosyo-demografik verileri (Kişisel Bilgi Formu), yeme tutumları (Yeme Tutum Testi), fiziksel aktivite değişkenleri (Uluslararası Fiziksel Aktivite Değerlendirme Anketi Kısa Formu) ve hanelerde bulunan obeziteye neden olması beklenen besinlerin gruplandırılmasıyla elde edilen beslenme haritaları ile obezite durum değerlendirilmeleri yapılmıştır. \u0000Bulgular: Katılımcıların boy ortalaması 170,8±8,4, ağırlık ortalaması 76,0±14,2, vücut kitle indeksi(VKİ) ortalaması 26,0±4,2 ve yaş ortalaması 41,6±11,9 (min-maks=23-81) olarak tespit edilmiştir. Araştırmaya göre 10 kişiden 1‟inin evinde 2,5 litre ve fazlası gazlı içecek, 2 kişiden 1‟inin evinde hazır meyve suyu bulunmaktadır. Şekerli besin grupları incelendiğinde ise reçel %94, beyaz şeker %90 bulunma oranı ile hanelerde en çok bulunan şekerli besinlerdir. Çikolata, reçel, tatlandırıcı, şekerleme, beyaz şeker, yapay çikolata, gıda şurupları, dondurma ve kurutulmuş meyve düzeylerinin VKİ‟ ye etkisi saptanmamıştır. %91,3 oranla beyaz un, yüksek karbonhidrat içerikli besin grubundan, hanelerde en çok bulunan besindir. \u0000Sonuç: Beslenme haritası ile obezite durum değerlendirilmesi yapıldığında kadınların erkeklere oranla obeziteye daha yatkın olduğu, artan gelir düzeyi ile obezite riskinin azaldığı, yaş ile beraber obezite riskinin arttığı ve sigara kullananların kullanmayanlara oranla daha düşük vücut kitle indeksine sahip olduğu bulunmuştur.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"50 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"134638494","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-04-13DOI: 10.22312/sdusbed.1124139
O. Kavrik, M. Saygın, R. Aslankoç, N. Gümral, H. Aşçi, F. N. Çankara
Amaç: Bu çalışmanın amacı, kanda hematolojik ve biyokimyasal değişikliklere neden olabilen 2.45 GHz elektromanyetik radyasyonun (EMR) etkilerini araştırmaktır. EMR maruziyetinin etkilerine karşı koruyucu özelliği olan Vitamin C'yi (Vit C) tercih ettik. Materyal-Metot: Bu çalışma için 18 dişi Sprague Dawley sıçanı rastgele her birinde altı hayvan bulunan üç gruba ayrıldı: Kontrol, EMR ve EMR+Vit C grupları. Kontrol grubu: gavaj ile 30 gün boyunca 0.1 ml/gün salin; EMR grubu: EMR, 30 gün boyunca 1 saat/gün; EMR+Vit C grubu: EMR, 30 gün boyunca 1 saat/gün C vitamini 250 mg/kg/gün, gavaj ile. Beyaz Kan Hücresi (WBC), Nötrofil, Lenfosit, Monosit, Eozinofil, Bazofil, Kırmızı Kan Hücresi (RBC), Hemoglobin (Hb), Hematokrit (Htc), Ortalama Eritrosit Hacmi (MCV), Kırmızı Hücre Dağılım Genişliği-SD (RDW- SD), Kırmızı Hücre Dağılım Genişliği-CV (RDW-CV), Trombosit (PLT), Ortalama Trombosit Hacmi (MPV), Trombosit Dağılım Genişliği (PDW), Trombosit Krit (PCT) ve Trombosit Büyük Hücre Oranı (P-LCR) sayıları ölçülmüştür. Comet testi ile lenfosit DNA hasarı değerlendirildi, ayrıca malondialdehit (MDA) seviyesi ve katalaz (CAT) aktivitesi değerlendirildi. Bulgular: Comet analiz skoru ve P-LCR sayıları EMR grubunda Kontrol grubuna göre arttı (p<0,05). C vitamini tedavisi sonrası comet analiz skorunda ve P-LCR sayılarında EMR grubuna göre azalma gözlemledik (p<0,05). Sonuç: Sonuçlar, bir cep telefonu tarafından üretilen frekansta EMR'nin lenfosit DNA kırılmasına neden olduğunu ve P-LCR seviyesini artırdığını göstermektedir. C vitamini, EMF maruziyetinin neden olduğu lenfosit DNA hasarını ve P-LCR seviyesini azaltıyor gibi görünmektedir.
研究目的本研究的目的是调查 2.45 GHz 电磁辐射(EMR)的影响,EMR 可导致血液中的血液学和生化变化。我们首选维生素 C(Vit C),它对暴露于电磁辐射的影响具有保护作用。 材料-方法:本研究将 18 只雌性 Sprague Dawley 大鼠随机分为三组,每组 6 只:对照组、EMR 组和 EMR+Vit C 组。对照组:每天灌胃 0.1 毫升生理盐水,持续 30 天;EMR 组:每天灌胃 1 小时 EMR,持续 30 天:EMR 组:EMR,每天 1 小时,持续 30 天;EMR+Vit C 组:EMR,每天 1 小时,持续 30 天:EMR 组:EMR,每天 1 小时,共 30 天;维生素 C 250 毫克/千克/天,灌胃。白细胞(WBC)、中性粒细胞、淋巴细胞、单核细胞、嗜酸性粒细胞、嗜碱性粒细胞、红细胞(RBC)、血红蛋白(Hb)、血细胞比容(Htc)、平均红细胞体积(MCV)、红细胞分布宽度-SD(RDW-SD)、红细胞分布宽度-CV(RDW-CV)、血小板(PLT)、平均血小板体积(MPV)、血小板分布宽度(PDW)、血小板比容(PCT)和血小板大细胞比容(P-LCR)计数。彗星试验评估了淋巴细胞 DNA 损伤,还评估了丙二醛(MDA)水平和过氧化氢酶(CAT)活性:结果:与对照组相比,EMR 组的彗星分析得分和 P-LCR 计数均有所增加(P<0.05)。在维生素 C 治疗后,我们观察到 EMR 组的彗星分析评分和 P-LCR 计数有所下降(p<0.05):结论:研究结果表明,手机产生的EMR频率会导致淋巴细胞DNA断裂和P-LCR水平升高。维生素 C 似乎能减少暴露于电磁场所导致的淋巴细胞 DNA 损伤和 P-LCR 水平。
{"title":"Effect of Electromagnetic Radiation (2.45 GHz) on Lymphocyte DNA Damage and Hematological Parameters: The Protective Role of Vitamin C","authors":"O. Kavrik, M. Saygın, R. Aslankoç, N. Gümral, H. Aşçi, F. N. Çankara","doi":"10.22312/sdusbed.1124139","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1124139","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı, kanda hematolojik ve biyokimyasal değişikliklere neden olabilen 2.45 GHz elektromanyetik radyasyonun (EMR) etkilerini araştırmaktır. EMR maruziyetinin etkilerine karşı koruyucu özelliği olan Vitamin C'yi (Vit C) tercih ettik. \u0000Materyal-Metot: Bu çalışma için 18 dişi Sprague Dawley sıçanı rastgele her birinde altı hayvan bulunan üç gruba ayrıldı: Kontrol, EMR ve EMR+Vit C grupları. Kontrol grubu: gavaj ile 30 gün boyunca 0.1 ml/gün salin; EMR grubu: EMR, 30 gün boyunca 1 saat/gün; EMR+Vit C grubu: EMR, 30 gün boyunca 1 saat/gün C vitamini 250 mg/kg/gün, gavaj ile. Beyaz Kan Hücresi (WBC), Nötrofil, Lenfosit, Monosit, Eozinofil, Bazofil, Kırmızı Kan Hücresi (RBC), Hemoglobin (Hb), Hematokrit (Htc), Ortalama Eritrosit Hacmi (MCV), Kırmızı Hücre Dağılım Genişliği-SD (RDW- SD), Kırmızı Hücre Dağılım Genişliği-CV (RDW-CV), Trombosit (PLT), Ortalama Trombosit Hacmi (MPV), Trombosit Dağılım Genişliği (PDW), Trombosit Krit (PCT) ve Trombosit Büyük Hücre Oranı (P-LCR) sayıları ölçülmüştür. Comet testi ile lenfosit DNA hasarı değerlendirildi, ayrıca malondialdehit (MDA) seviyesi ve katalaz (CAT) aktivitesi değerlendirildi.\u0000Bulgular: Comet analiz skoru ve P-LCR sayıları EMR grubunda Kontrol grubuna göre arttı (p<0,05). C vitamini tedavisi sonrası comet analiz skorunda ve P-LCR sayılarında EMR grubuna göre azalma gözlemledik (p<0,05).\u0000Sonuç: Sonuçlar, bir cep telefonu tarafından üretilen frekansta EMR'nin lenfosit DNA kırılmasına neden olduğunu ve P-LCR seviyesini artırdığını göstermektedir. C vitamini, EMF maruziyetinin neden olduğu lenfosit DNA hasarını ve P-LCR seviyesini azaltıyor gibi görünmektedir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"4 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"128068864","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1112053
Zeliha Salman, Hakan Salman, M. Akçam
Amaç: Pandemide sağlık çalışanlarının COVID-19 hastalığı ve aşısıyla ilgili yaklaşım ve davranışlarını belirlemek. Materyal-Metot: Çalışma, 1-31 Mart 2022 tarihlerinde hastanede görevli sağlık çalışanlarına COVID-19 enfeksiyonu ve aşılarıyla ilgili yaklaşım ve davranışlarını sorgulayan 44 soruluk ankete Whatsapp aplikasyonu üzerinden verdikleri cevaplar toplanarak yapıldı. Bulgular: Çalışmaya katılan 311 sağlık personelinin 209’u kadındı. (%67,2). Ortanca yaşları 36 idi. Katılımcıların 203’ü (%65,3) üniversite mezunu, 159’u (%51,1) hekimdi. Kronik hastalığı olan 51 olgu (%16,4) vardı. Sağlık çalışanlarından COVID-19 enfeksiyonu geçiren 141 (%45,3), ailesinden biri enfeksiyonu geçiren 176 (%56,6), ailesinden biri enfeksiyona bağlı yoğun bakımda kalan 23 (%7,4) ve ailesinden biri enfeksiyona bağlı vefat eden 22 (%7,1) kişiydi. Aşı olan 304 (%97,7) sağlık çalışanından 211’inde (%67,8) en az bir yan etki gelişti. En sık görülen yan etki 156’sında (%73,9) halsizlikti ve en sık yan etki Biontech (%59,8) ile görüldü. Seçenek olsaydı %70,1’i Biontech aşısının ilk tercihleri olacağını belitti. Turkovac aşısına güvenen 131 (%42,1) kişi vardı. Toplum sağlığı açısından aşının zorunlu olması gerektiğini düşünenlerin oranı %83,3, COVID-19 aşısı ile pandeminin biteceğine inananlar %58,8 ve hasta sayısının azalacağına inananlar %80,4 idi. Sağlık çalışanlarında aşıya karşı kararsızlığı arttıran nedenler arasında en sık aşıların yan etkilerine yönelik duyulan endişe (%74) yer alıyordu. Hekim grubunda çocuğuna aşı yaptırma, aşı ile pandeminin biteceği inancı, aşı ile hasta sayısının azalacağı inancı ve yakınlarınıza aşı önerir misiniz sorununa pozitif cevap verenlerin oranı istatistiksel olarak daha yüksektiSonuç: Sağlık çalışanları arasında COVID-19 aşısı olma oranı ve Biontech aşısına olan güven yüksekti. Bunun sebebi COVID-19 aşısı ile pandeminin biteceği veya hasta sayısının azalacağı inancının yüksek olması olabilir.
{"title":"Üçüncü Basamak Bir Hastanede Sağlık Çalışanlarının COVİD-19 Enfeksiyonu ve Aşılaması Hakkındaki Yaklaşım ve Davranışları","authors":"Zeliha Salman, Hakan Salman, M. Akçam","doi":"10.22312/sdusbed.1112053","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1112053","url":null,"abstract":"Amaç: Pandemide sağlık çalışanlarının COVID-19 hastalığı ve aşısıyla ilgili yaklaşım ve davranışlarını belirlemek. Materyal-Metot: Çalışma, 1-31 Mart 2022 tarihlerinde hastanede görevli sağlık çalışanlarına COVID-19 enfeksiyonu ve aşılarıyla ilgili yaklaşım ve davranışlarını sorgulayan 44 soruluk ankete Whatsapp aplikasyonu üzerinden verdikleri cevaplar toplanarak yapıldı. Bulgular: Çalışmaya katılan 311 sağlık personelinin 209’u kadındı. (%67,2). Ortanca yaşları 36 idi. Katılımcıların 203’ü (%65,3) üniversite mezunu, 159’u (%51,1) hekimdi. Kronik hastalığı olan 51 olgu (%16,4) vardı. Sağlık çalışanlarından COVID-19 enfeksiyonu geçiren 141 (%45,3), ailesinden biri enfeksiyonu geçiren 176 (%56,6), ailesinden biri enfeksiyona bağlı yoğun bakımda kalan 23 (%7,4) ve ailesinden biri enfeksiyona bağlı vefat eden 22 (%7,1) kişiydi. Aşı olan 304 (%97,7) sağlık çalışanından 211’inde (%67,8) en az bir yan etki gelişti. En sık görülen yan etki 156’sında (%73,9) halsizlikti ve en sık yan etki Biontech (%59,8) ile görüldü. Seçenek olsaydı %70,1’i Biontech aşısının ilk tercihleri olacağını belitti. Turkovac aşısına güvenen 131 (%42,1) kişi vardı. Toplum sağlığı açısından aşının zorunlu olması gerektiğini düşünenlerin oranı %83,3, COVID-19 aşısı ile pandeminin biteceğine inananlar %58,8 ve hasta sayısının azalacağına inananlar %80,4 idi. Sağlık çalışanlarında aşıya karşı kararsızlığı arttıran nedenler arasında en sık aşıların yan etkilerine yönelik duyulan endişe (%74) yer alıyordu. Hekim grubunda çocuğuna aşı yaptırma, aşı ile pandeminin biteceği inancı, aşı ile hasta sayısının azalacağı inancı ve yakınlarınıza aşı önerir misiniz sorununa pozitif cevap verenlerin oranı istatistiksel olarak daha yüksektiSonuç: Sağlık çalışanları arasında COVID-19 aşısı olma oranı ve Biontech aşısına olan güven yüksekti. Bunun sebebi COVID-19 aşısı ile pandeminin biteceği veya hasta sayısının azalacağı inancının yüksek olması olabilir.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"11 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"126959241","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1151489
Sertaç Argun Kıvanç, Berna AKOVA BUDAK, M. Kıvanç
Amaç: Bu çalışmanın amacı probiyotik laktik asit bakterilerine ait hücresiz filtratların göz yüzeyinden izole edilmiş olan Listeria monocytogenes, Pseudomonas putida, Pseudomonas stutzeri, Stenotrophomonas maltophilia ve Staphyloccocus epidermidis’in ürettikleri biyofilm üzerine antibiyofilm aktivitesinin araştırılmasıdır.Materyal-Metot: Laktik asit bakterileri olarak Lactobacillus rhamnosus 1743, Lactobacillus plantarum1771, Lactobacillus rhamnosus 3111, L. rhamnosus KA1 ve L. rhamnosus 1724 kullanıldı. Kullanılmadan önce hem laktik asit bakterilerinin hem test bakterilerinin saflıkları kontrol edildi. Laktik asit bakterileri hücresiz filtratları 22µm’lik filtreden geçirildi. Hücresiz filtratın antibiyofilm etkisi için TSB ortamında kültüre edilen test bakterileri kuyucuklara dağıtıldı. Kuyucuklar yıkandıktan sonra 570 nm’de spektrofotometrik olarak optik yoğunluğa göre biyofilm oluşumu değerlendirildi.Bulgular: Laktik asit bakterilerinden elde edilen hücresiz filtratların farklı test bakterilerinde farklı oranlarda biyofilm oluşumunu inhibe ettiği gözlendi. L. rhamnosus KA1’in hücresiz filtratı test edilen tüm bakterilerin biyofilmlerini ortalama en fazla azaltan filtrattı. Laktik asit bakterilerinin filtratlarının biyofilmi en çok azalttıkları test bakterisi P. stutzeri 23 CZPX olarak tespit edildi.Sonuç: Probiyotik laktik asit bakterilerinden elde edilen hücresiz filtratlar bakterilerin oluşturduğu biyofilmlerin önlenmesinde yardımcı olabilir. Farklı LAB hücresiz filtratlarının farklı test bakterilerinin oluşturduğu biyofilme etkileri değişebilmektedir. Geniş spekturumlu bir LAB hücresiz filtratın tespiti ve etkinliği için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
{"title":"Göz Yüzeyinden Elde Edilen Bakterilerin Oluşturduğu Biyofilme Karşı Probiyotik Bakterilerin Hücresiz Filtratlarının Antibiyofilm Etkilerinin Araştırılması","authors":"Sertaç Argun Kıvanç, Berna AKOVA BUDAK, M. Kıvanç","doi":"10.22312/sdusbed.1151489","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1151489","url":null,"abstract":"Amaç: Bu çalışmanın amacı probiyotik laktik asit bakterilerine ait hücresiz filtratların göz yüzeyinden izole edilmiş olan Listeria monocytogenes, Pseudomonas putida, Pseudomonas stutzeri, Stenotrophomonas maltophilia ve Staphyloccocus epidermidis’in ürettikleri biyofilm üzerine antibiyofilm aktivitesinin araştırılmasıdır.Materyal-Metot: Laktik asit bakterileri olarak Lactobacillus rhamnosus 1743, Lactobacillus plantarum1771, Lactobacillus rhamnosus 3111, L. rhamnosus KA1 ve L. rhamnosus 1724 kullanıldı. Kullanılmadan önce hem laktik asit bakterilerinin hem test bakterilerinin saflıkları kontrol edildi. Laktik asit bakterileri hücresiz filtratları 22µm’lik filtreden geçirildi. Hücresiz filtratın antibiyofilm etkisi için TSB ortamında kültüre edilen test bakterileri kuyucuklara dağıtıldı. Kuyucuklar yıkandıktan sonra 570 nm’de spektrofotometrik olarak optik yoğunluğa göre biyofilm oluşumu değerlendirildi.Bulgular: Laktik asit bakterilerinden elde edilen hücresiz filtratların farklı test bakterilerinde farklı oranlarda biyofilm oluşumunu inhibe ettiği gözlendi. L. rhamnosus KA1’in hücresiz filtratı test edilen tüm bakterilerin biyofilmlerini ortalama en fazla azaltan filtrattı. Laktik asit bakterilerinin filtratlarının biyofilmi en çok azalttıkları test bakterisi P. stutzeri 23 CZPX olarak tespit edildi.Sonuç: Probiyotik laktik asit bakterilerinden elde edilen hücresiz filtratlar bakterilerin oluşturduğu biyofilmlerin önlenmesinde yardımcı olabilir. Farklı LAB hücresiz filtratlarının farklı test bakterilerinin oluşturduğu biyofilme etkileri değişebilmektedir. Geniş spekturumlu bir LAB hücresiz filtratın tespiti ve etkinliği için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"34 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"127679846","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1108733
Şerife Ünver, Gökçe İşcan, Funda Yıldırım Baş
Amaç: Birinci basamak sağlık hizmeti sunucuları olan aile hekimleri; kapsamlı yaklaşımın birinci basamak sağlık hizmetleri içerisinde, kişileri hastalıklara yakalanmadan önce tespit etmek ve gereken taramaları yapmakla görevlidir. Koruyucu hizmetler içerisinde bulunan ve sağlıklı nesillerin devamlılığını sağlamak için yapılması gereken evlilik öncesi dönem taramaları da aile hekimleri tarafından yapılmaktadır. Bu çalışma, Isparta ilinde çalışmakta olan aile hekimlerinin evlilik öncesi taramalar hakkında bilgi ve tutumlarının öğrenilmesi, farkındalıklarının artırılması amacıyla yapılmıştır.Materyal Metot: Kesitsel, tanımlayıcı analitik çalışmamız Isparta ilinde çalışmakta olan Tüm Aile Hekimlerine 15 Şubat – 15 Mayıs 2021 tarihleri arasında ‘Google Forms’ aracılığıyla çevrimiçi e-anket olarak, kişilerin e- posta adreslerine gönderilerek yapıldı. Anket çalışmasına mevcut çalışmakta olan 156 aile hekiminden anketlere yanıt veren 137 (%87,8) aile hekimi dâhil edildi.Bulgular: Çalışmamıza katılan hekimlerin %25’i evlilik raporuna onay vermediği bir durum olduğunu belirtti. Evlilik raporu verirken istediği tetkiklerin VDRL (%99,3) hemogram (%97,8), Anti-HIV (%97,8) olduğu tespit edilip çalışma yılının evlilik öncesi rapor vermek için istenilen tetkikler ile ilişkisi anlamlı bulunmamışken (p>0,05) ilçedekilerin bulaşıcı hastalık tetkiklerini anlamlı derecede daha çok istediği tespit edildi (p<0,001).Tetkikler ise genel olarak il merkezinde çalışan hekimler tarafından daha çok istenirken, hekimlerin %68,6’sı tarama sırasında istenen tetkiklerin yeterli olduğunu belirtti. .Tartışma-Sonuç: Isparta ilindeki aile hekimlerinin evlilik öncesi taramalar konusundaki genel bilgi düzeyleri iyi olarak çıkmış olsa da, evlilik öncesi tarama kapsamındaki istenecek tetkiklerin net bir şekilde düzenlenmesi ve standardizasyonun sağlanması gerektiği, evlilik öncesi süreçte eş adaylarına verilebilecek danışmanlık konularında hekimlere gerekli eğitimlerin dönemsel olarak yapılmasına ihtiyaç olduğu ayrıca verilecek eğitimlerin içeriğinde evlilik öncesi taramalarının hekimler açısından yasal boyutunun da tekrar vurgulanması gerektiği sonucuna ulaşıldı.
{"title":"Aile Hekimlerinin Evlilik Öncesi Yapılan Sağlık Taramaları Hakkındaki Tutum ve Davranışlarının İncelenmesi","authors":"Şerife Ünver, Gökçe İşcan, Funda Yıldırım Baş","doi":"10.22312/sdusbed.1108733","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1108733","url":null,"abstract":"Amaç: Birinci basamak sağlık hizmeti sunucuları olan aile hekimleri; kapsamlı yaklaşımın birinci basamak sağlık hizmetleri içerisinde, kişileri hastalıklara yakalanmadan önce tespit etmek ve gereken taramaları yapmakla görevlidir. Koruyucu hizmetler içerisinde bulunan ve sağlıklı nesillerin devamlılığını sağlamak için yapılması gereken evlilik öncesi dönem taramaları da aile hekimleri tarafından yapılmaktadır. Bu çalışma, Isparta ilinde çalışmakta olan aile hekimlerinin evlilik öncesi taramalar hakkında bilgi ve tutumlarının öğrenilmesi, farkındalıklarının artırılması amacıyla yapılmıştır.Materyal Metot: Kesitsel, tanımlayıcı analitik çalışmamız Isparta ilinde çalışmakta olan Tüm Aile Hekimlerine 15 Şubat – 15 Mayıs 2021 tarihleri arasında ‘Google Forms’ aracılığıyla çevrimiçi e-anket olarak, kişilerin e- posta adreslerine gönderilerek yapıldı. Anket çalışmasına mevcut çalışmakta olan 156 aile hekiminden anketlere yanıt veren 137 (%87,8) aile hekimi dâhil edildi.Bulgular: Çalışmamıza katılan hekimlerin %25’i evlilik raporuna onay vermediği bir durum olduğunu belirtti. Evlilik raporu verirken istediği tetkiklerin VDRL (%99,3) hemogram (%97,8), Anti-HIV (%97,8) olduğu tespit edilip çalışma yılının evlilik öncesi rapor vermek için istenilen tetkikler ile ilişkisi anlamlı bulunmamışken (p>0,05) ilçedekilerin bulaşıcı hastalık tetkiklerini anlamlı derecede daha çok istediği tespit edildi (p<0,001).Tetkikler ise genel olarak il merkezinde çalışan hekimler tarafından daha çok istenirken, hekimlerin %68,6’sı tarama sırasında istenen tetkiklerin yeterli olduğunu belirtti. .Tartışma-Sonuç: Isparta ilindeki aile hekimlerinin evlilik öncesi taramalar konusundaki genel bilgi düzeyleri iyi olarak çıkmış olsa da, evlilik öncesi tarama kapsamındaki istenecek tetkiklerin net bir şekilde düzenlenmesi ve standardizasyonun sağlanması gerektiği, evlilik öncesi süreçte eş adaylarına verilebilecek danışmanlık konularında hekimlere gerekli eğitimlerin dönemsel olarak yapılmasına ihtiyaç olduğu ayrıca verilecek eğitimlerin içeriğinde evlilik öncesi taramalarının hekimler açısından yasal boyutunun da tekrar vurgulanması gerektiği sonucuna ulaşıldı.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"131 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"132261114","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2022-12-20DOI: 10.22312/sdusbed.1021472
Afra Çalik, Ridvan Bilal Saglam, Murat Gökhan Kabal, Betül Çakmak, Bahar İnkaya, S. Kapucu
Pandemi sürecinde çevrimiçi öğretim yöntemlerinden biri olan e-öğrenme modüllerine olan ilgi artmıştır. Bu makalenin amacı hemşirelik öğrencileri için geliştirilen oyunlaştırılmış e-öğrenme modülünün geliştirme basamaklarını açıklamaktır. Bir eğitim tasarımcısı, iki içerik uzmanı, iki danışman ve bir öğrenciden oluşan işbirlikçi, çok disiplinli bir proje ekibi düzenlenmiştir. Ekip, oyunlaştırmanın D6 modelini kullanarak bir e-öğrenme modülü geliştirmiştir. Bu modül, hemşirelik lisans öğrencilerinin COVID-19’a yönelik klinik beceri ve bilgilerini artırmak için çevrimiçi ve asenkron olarak tasarlanmıştır. Bir e-öğrenme modülünün hemşirelik eğitimine entegre edilerek kullanılan oyunlaştırılmış probleme dayalı öğrenmenin teori ve uygulama şeklinde öğretim materyali olarak kullanılması, öğrencilerin aktif katılım göstermesine, motivasyonunun artmasına ve öğrenmenin etkili olarak gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır.
{"title":"Hemşirelik Öğrencileri için Geliştirilen COVID-19 Oyunlaştırılmış E-Öğrenme Modülünün Geliştirilme Basamakları","authors":"Afra Çalik, Ridvan Bilal Saglam, Murat Gökhan Kabal, Betül Çakmak, Bahar İnkaya, S. Kapucu","doi":"10.22312/sdusbed.1021472","DOIUrl":"https://doi.org/10.22312/sdusbed.1021472","url":null,"abstract":"Pandemi sürecinde çevrimiçi öğretim yöntemlerinden biri olan e-öğrenme modüllerine olan ilgi artmıştır. Bu makalenin amacı hemşirelik öğrencileri için geliştirilen oyunlaştırılmış e-öğrenme modülünün geliştirme basamaklarını açıklamaktır. Bir eğitim tasarımcısı, iki içerik uzmanı, iki danışman ve bir öğrenciden oluşan işbirlikçi, çok disiplinli bir proje ekibi düzenlenmiştir. Ekip, oyunlaştırmanın D6 modelini kullanarak bir e-öğrenme modülü geliştirmiştir. Bu modül, hemşirelik lisans öğrencilerinin COVID-19’a yönelik klinik beceri ve bilgilerini artırmak için çevrimiçi ve asenkron olarak tasarlanmıştır. Bir e-öğrenme modülünün hemşirelik eğitimine entegre edilerek kullanılan oyunlaştırılmış probleme dayalı öğrenmenin teori ve uygulama şeklinde öğretim materyali olarak kullanılması, öğrencilerin aktif katılım göstermesine, motivasyonunun artmasına ve öğrenmenin etkili olarak gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır.","PeriodicalId":448097,"journal":{"name":"SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ","volume":"10 1","pages":"0"},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2022-12-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"124046799","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}