首页 > 最新文献

Adversity and resilience science最新文献

英文 中文
Sosyo-Ekonomik ve Biyofiziksel Bileşenlerine Dayalı Geliştirilen Dirençlilik İndeksi ile Türkiye'de Kuraklığın İncelenmesi
Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32569/resilience.1196557
Hıdır Serkendi̇z, H. Tatli
Dirençlilik kavramı ekolojik sistemlere olduğu gibi insan-çevre ve sosyo-ekolojik ekosistemlere de uygulanabilir. Bu çalışma, bir insan–çevre sistemi olan, kuraklık tehlikesinin dirençliliğini anlama ve değerlendirmek amacıyla geliştirilen bir kavramsal çerçeve önermektedir. Bu bağlamda, geliştirilen kavramsal çerçeve sosyo-ekonomik göstergelere dayalı olarak operasyonel hale getirilmiş ve Türkiye’deki tüm illere uygulanmıştır. Çalışmada, ilk adımda Türkiye’nin kuraklık tehlikesine "maruz kalma" örüntüsünü ortaya çıkarmak için Standartlaştırılmış Yağış ve Evapotranspirasyon (SPEI) ve Gidiş Teorisi (Run) yaklaşımlarına dayalı kuraklık yoğunluğu hesaplanmıştır. Tanımlanan gösterge ve değişkenlerin göreceli ağırlık değerlerini bulmak için ise Analitik Hiyerarşi Süreci yöntemi kullanılmıştır. Ardından, alt-değişkenler ilgili göstergeler altında birleştirilerek, "Ekonomik, Sosyal ve Yapısal Dirençlilik İndeksi" olarak isimlendirilen üç indeks geliştirilmiştir. Sonuncu adımda, kuraklık yoğunluğu ve alt indekslerin birleşiminden ise "Kuraklık Dirençliliği İndeksi" elde edilmiştir. Çalışmanın bulguları "kuraklık dirençliliğin" en düşük olduğu illerin ülkenin Doğu Akdeniz Bölümü, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde üzerinde dağılış göstermektedir. Kuraklık dirençliliğin en düşük olduğu iller ise sırasıyla Adana, Adıyaman, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Diyarbakır olarak tespit edilmiştir. Diğer taraftan, dirençliliği en yüksek yerler Karadeniz ve Marmara Bölgelerindeki illerde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, dirençliliği en yüksek iller sırasıyla Bartın, Rize, Artvin, Ardahan, Bursa ve Sinop olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'nun "kuraklık dirençliliğinin" çarpıcı bir şekilde düşük olduğunu göstermektedir. Bu sonucun muhtemel bir nedeni söz konusu bölgelerin kuraklığa eğilimli iklimi olduğu söylenebilir. Ancak, sosyo-ekonomik bileşeninde kuraklık dirençliliğini etkileyen önemli bir faktör olduğu düşünülmektedir.
{"title":"Sosyo-Ekonomik ve Biyofiziksel Bileşenlerine Dayalı Geliştirilen Dirençlilik İndeksi ile Türkiye'de Kuraklığın İncelenmesi","authors":"Hıdır Serkendi̇z, H. Tatli","doi":"10.32569/resilience.1196557","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1196557","url":null,"abstract":"Dirençlilik kavramı ekolojik sistemlere olduğu gibi insan-çevre ve sosyo-ekolojik ekosistemlere de uygulanabilir. Bu çalışma, bir insan–çevre sistemi olan, kuraklık tehlikesinin dirençliliğini anlama ve değerlendirmek amacıyla geliştirilen bir kavramsal çerçeve önermektedir. Bu bağlamda, geliştirilen kavramsal çerçeve sosyo-ekonomik göstergelere dayalı olarak operasyonel hale getirilmiş ve Türkiye’deki tüm illere uygulanmıştır. Çalışmada, ilk adımda Türkiye’nin kuraklık tehlikesine \"maruz kalma\" örüntüsünü ortaya çıkarmak için Standartlaştırılmış Yağış ve Evapotranspirasyon (SPEI) ve Gidiş Teorisi (Run) yaklaşımlarına dayalı kuraklık yoğunluğu hesaplanmıştır. Tanımlanan gösterge ve değişkenlerin göreceli ağırlık değerlerini bulmak için ise Analitik Hiyerarşi Süreci yöntemi kullanılmıştır. Ardından, alt-değişkenler ilgili göstergeler altında birleştirilerek, \"Ekonomik, Sosyal ve Yapısal Dirençlilik İndeksi\" olarak isimlendirilen üç indeks geliştirilmiştir. Sonuncu adımda, kuraklık yoğunluğu ve alt indekslerin birleşiminden ise \"Kuraklık Dirençliliği İndeksi\" elde edilmiştir. Çalışmanın bulguları \"kuraklık dirençliliğin\" en düşük olduğu illerin ülkenin Doğu Akdeniz Bölümü, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde üzerinde dağılış göstermektedir. Kuraklık dirençliliğin en düşük olduğu iller ise sırasıyla Adana, Adıyaman, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Diyarbakır olarak tespit edilmiştir. Diğer taraftan, dirençliliği en yüksek yerler Karadeniz ve Marmara Bölgelerindeki illerde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, dirençliliği en yüksek iller sırasıyla Bartın, Rize, Artvin, Ardahan, Bursa ve Sinop olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'nun \"kuraklık dirençliliğinin\" çarpıcı bir şekilde düşük olduğunu göstermektedir. Bu sonucun muhtemel bir nedeni söz konusu bölgelerin kuraklığa eğilimli iklimi olduğu söylenebilir. Ancak, sosyo-ekonomik bileşeninde kuraklık dirençliliğini etkileyen önemli bir faktör olduğu düşünülmektedir.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82255677","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
The “Consciousness” Phenomenon in the Resilient Community Approach and Its Relationship with Urban Planning 弹性社区方法中的“意识”现象及其与城市规划的关系
Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32569/resilience.1201356
Ayşe ÖZYETGİN ALTUN
Dirençlilik kavramı, sistemlerin herhangi bir tehdide maruz kalmaları halinde bu tehdidin yaratacağı olumsuz etki ve değişimlere karşı durabilme, dayanabilme, etkiyi özümseyebilme, etkiye karşı uyum sağlayabilme, etki sonucu kendini toparlayabilme, iyileşme anlamlarını içerecek şekilde tanımlamaktadır. Afetlere karşı dirençli toplum ve mekânın gelişimi afet risk azaltımı ve yönetiminin temel ilkeleri arasında yer almaktadır. Kent planlama ise kentlerin özgün toplumsal ve mekânsal özelliklerini analiz ederek ilişkiyi yorumlamak ve zarar azaltıcı mekânsal gelişme kararlar üretmek yükümlülüğündedir. Araştırmanın amacı afetlere karşı toplumsal bilincin geliştirilmesi kapsamında kent planlamanın rolünün ne olabileceği ve nasıl gerçekleştirilebileceğinin tartışılmasıdır. Araştırma yöntemi bilgi, farkındalık ve bilinç kavramlarının afet risk azaltımı ve yönetimi literatüründeki karşılığının derinlemesine incelenmesi ile elde edilen tanımların Türkiye’deki kent planlama sistemi ve politikaları ile karşılaştırılmasıdır. Bu bağlamda kent planlamanın katılımcı süreçler ile gerçekleştirilmesi dirençli toplumlar için gerekli olan bilginin üretilmesi ve paylaşılmasında önemli rol üstlenebileceği görülmektedir. Türkiye örneğinde tarihsel süreçte kentleşme ve kent planlamaya hâkim politikaları incelenerek toplumsal afet bilincinin gelişmesi konusundaki etkisi tartışılmıştır. Türkiye örneğinde kent planlamanın etkisinde kaldığı imar affı ve kentsel dönüşüm uygulamalarının afetlere karşı toplumsal bilincin geliştirilmesi yönünde değerlendirilmeye alınması gerekliliği tanımlanmıştır.
{"title":"The “Consciousness” Phenomenon in the Resilient Community Approach and Its Relationship with Urban Planning","authors":"Ayşe ÖZYETGİN ALTUN","doi":"10.32569/resilience.1201356","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1201356","url":null,"abstract":"Dirençlilik kavramı, sistemlerin herhangi bir tehdide maruz kalmaları halinde bu tehdidin yaratacağı olumsuz etki ve değişimlere karşı durabilme, dayanabilme, etkiyi özümseyebilme, etkiye karşı uyum sağlayabilme, etki sonucu kendini toparlayabilme, iyileşme anlamlarını içerecek şekilde tanımlamaktadır. Afetlere karşı dirençli toplum ve mekânın gelişimi afet risk azaltımı ve yönetiminin temel ilkeleri arasında yer almaktadır. Kent planlama ise kentlerin özgün toplumsal ve mekânsal özelliklerini analiz ederek ilişkiyi yorumlamak ve zarar azaltıcı mekânsal gelişme kararlar üretmek yükümlülüğündedir. \u0000\u0000Araştırmanın amacı afetlere karşı toplumsal bilincin geliştirilmesi kapsamında kent planlamanın rolünün ne olabileceği ve nasıl gerçekleştirilebileceğinin tartışılmasıdır. Araştırma yöntemi bilgi, farkındalık ve bilinç kavramlarının afet risk azaltımı ve yönetimi literatüründeki karşılığının derinlemesine incelenmesi ile elde edilen tanımların Türkiye’deki kent planlama sistemi ve politikaları ile karşılaştırılmasıdır. Bu bağlamda kent planlamanın katılımcı süreçler ile gerçekleştirilmesi dirençli toplumlar için gerekli olan bilginin üretilmesi ve paylaşılmasında önemli rol üstlenebileceği görülmektedir. Türkiye örneğinde tarihsel süreçte kentleşme ve kent planlamaya hâkim politikaları incelenerek toplumsal afet bilincinin gelişmesi konusundaki etkisi tartışılmıştır. Türkiye örneğinde kent planlamanın etkisinde kaldığı imar affı ve kentsel dönüşüm uygulamalarının afetlere karşı toplumsal bilincin geliştirilmesi yönünde değerlendirilmeye alınması gerekliliği tanımlanmıştır.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89941783","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
The Perception and Consciousness of Climate Change Created on The Audience from the Perspective of Environmental Discourses by the Film “The Day of After Tomorrow” 电影《后天》环境话语视角下观众对气候变化的感知与意识
Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32569/resilience.1192157
Çisem Seyhan, Hayat Zengin Çelik
Günümüzde doğal kaynaklar hızla tüketilmektedir. Bilinçsiz bir şekilde tüketilen kaynaklar iklim değişiklilerinin yaşanmasına sebep olmakta ve dünyanın sürdürülebilirliğini azaltmaktadır. Bu bağlamda iklim değişikliğini anlamak, çözüm üretmek amacıyla birçok çalışma yapılmaktadır. Son dönemde yapılan çalışmalar iklim değişikliğinin toplumlar için önemini açıklamakta ve bunu görsel teknikler yardımı ile desteklemektedir. Yapılan çalışmada, iklim değişikliğini konu alan kurgu filmlerinden biri olan, birçok alanda ödül almış ‘The Day Of After Tomorrow’ isimli 2004'te çekilmiş Hollywood yapımı sinema filminin izleyicileri üzerinde oluşturduğu iklim değişikliği algısı ve bilincinin çevreci söylemler aracılığıyla tespit edilmesini amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında belirlenen yöntem iki aşamada tamamlanmıştır. Birinci aşamada Türkiye’de en çok ziyaret edilen sinema web sitelerinde çevrimiçi veri tabanlarında yer alan yorumlar belirli başlıklar altında kategorize edilmiş, ikinci aşama ise çevre söylemleri doğrultusunda kategorize edilen yorumlar MAXQDA 2022 Analytics Pro yazılımı ile analiz edilmiştir. Çalışma bulguları incelendiğinde film izleyicilerin büyük çoğunluğunda (%39,6) iklim değişikliği bilincinin oluşturulamadığı görülmüştür. Film izleyicilerinin çevre bilinci ve iklim değişikliği konusunda verilmek istenen mesajı göz ardı ederek filmi genel ifadelerle yorumladıkları sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"The Perception and Consciousness of Climate Change Created on The Audience from the Perspective of Environmental Discourses by the Film “The Day of After Tomorrow”","authors":"Çisem Seyhan, Hayat Zengin Çelik","doi":"10.32569/resilience.1192157","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1192157","url":null,"abstract":"Günümüzde doğal kaynaklar hızla tüketilmektedir. Bilinçsiz bir şekilde tüketilen kaynaklar iklim değişiklilerinin yaşanmasına sebep olmakta ve dünyanın sürdürülebilirliğini azaltmaktadır. Bu bağlamda iklim değişikliğini anlamak, çözüm üretmek amacıyla birçok çalışma yapılmaktadır. Son dönemde yapılan çalışmalar iklim değişikliğinin toplumlar için önemini açıklamakta ve bunu görsel teknikler yardımı ile desteklemektedir. Yapılan çalışmada, iklim değişikliğini konu alan kurgu filmlerinden biri olan, birçok alanda ödül almış ‘The Day Of After Tomorrow’ isimli 2004'te çekilmiş Hollywood yapımı sinema filminin izleyicileri üzerinde oluşturduğu iklim değişikliği algısı ve bilincinin çevreci söylemler aracılığıyla tespit edilmesini amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında belirlenen yöntem iki aşamada tamamlanmıştır. Birinci aşamada Türkiye’de en çok ziyaret edilen sinema web sitelerinde çevrimiçi veri tabanlarında yer alan yorumlar belirli başlıklar altında kategorize edilmiş, ikinci aşama ise çevre söylemleri doğrultusunda kategorize edilen yorumlar MAXQDA 2022 Analytics Pro yazılımı ile analiz edilmiştir. Çalışma bulguları incelendiğinde film izleyicilerin büyük çoğunluğunda (%39,6) iklim değişikliği bilincinin oluşturulamadığı görülmüştür. Film izleyicilerinin çevre bilinci ve iklim değişikliği konusunda verilmek istenen mesajı göz ardı ederek filmi genel ifadelerle yorumladıkları sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82555806","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Turkiye in Climate Change and Adaptation Processes 土耳其参与气候变化和适应进程
Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32569/resilience.1312684
M. Levent Kurnaz
Küresel iklim endişe verici bir hızla değişmeye devam ederken, tüm ülkeler bu olgunun ortaya çıkardığı çok yönlü zorluklarla boğuşuyor. Bu makale, Türkiye'nin devam eden iklim değişikliğine uyum süreçlerinin bir analizini sunmayı amaçlamaktadır. Avrupa ve Asya'nın kavşağında yer alan Türkiye, farklı coğrafyası ve iklim yapısı nedeniyle iklim değişikliğinin etkilerine karşı oldukça savunmasızdır. Bu makale, Türkiye'deki mevcut ve öngörülen iklim değişikliği senaryolarına ilişkin genel bir bakış sunarak, temel etmenleri ve bölgesel farklılıkları vurgulamaktadır. İklim değişikliğinin tarım, su kaynakları, ekosistemler ve insan sağlığı dâhil olmak üzere çeşitli alanlar üzerinde gözlemlenen ve potansiyel etkilerini inceleyerek iklim riskleri bağlamında sosyo-ekonomik yansımalara ışık tutmaya çalışır. Ayrıca bu makale Türkiye'nin, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara uyum sağlama çabalarını incelemektedir. Bunun yanında çalışma, ülkenin kendine özgü sosyo-ekonomik ve çevresel bağlamını göz önünde bulundurarak bu önlemlerin etkililiğini ve uygulama zorluklarını değerlendirmektedir. Son olarak bu makale, Türkiye'nin iklim değişikliğine uyum süreçlerini geliştirmeye yönelik tavsiyeler sunmaktadır. Bu tavsiyeler, politika tutarlılığının güçlendirilmesini, sürdürülebilir toprak ve su yönetimi uygulamalarının teşvik edilmesini ve iklim bilincine sahip kamu bilincinin ve katılımının teşvik edilmesini kapsar.
{"title":"Turkiye in Climate Change and Adaptation Processes","authors":"M. Levent Kurnaz","doi":"10.32569/resilience.1312684","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1312684","url":null,"abstract":"Küresel iklim endişe verici bir hızla değişmeye devam ederken, tüm ülkeler bu olgunun ortaya çıkardığı çok yönlü zorluklarla boğuşuyor. Bu makale, Türkiye'nin devam eden iklim değişikliğine uyum süreçlerinin bir analizini sunmayı amaçlamaktadır. Avrupa ve Asya'nın kavşağında yer alan Türkiye, farklı coğrafyası ve iklim yapısı nedeniyle iklim değişikliğinin etkilerine karşı oldukça savunmasızdır. Bu makale, Türkiye'deki mevcut ve öngörülen iklim değişikliği senaryolarına ilişkin genel bir bakış sunarak, temel etmenleri ve bölgesel farklılıkları vurgulamaktadır. İklim değişikliğinin tarım, su kaynakları, ekosistemler ve insan sağlığı dâhil olmak üzere çeşitli alanlar üzerinde gözlemlenen ve potansiyel etkilerini inceleyerek iklim riskleri bağlamında sosyo-ekonomik yansımalara ışık tutmaya çalışır. Ayrıca bu makale Türkiye'nin, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara uyum sağlama çabalarını incelemektedir. Bunun yanında çalışma, ülkenin kendine özgü sosyo-ekonomik ve çevresel bağlamını göz önünde bulundurarak bu önlemlerin etkililiğini ve uygulama zorluklarını değerlendirmektedir. Son olarak bu makale, Türkiye'nin iklim değişikliğine uyum süreçlerini geliştirmeye yönelik tavsiyeler sunmaktadır. Bu tavsiyeler, politika tutarlılığının güçlendirilmesini, sürdürülebilir toprak ve su yönetimi uygulamalarının teşvik edilmesini ve iklim bilincine sahip kamu bilincinin ve katılımının teşvik edilmesini kapsar.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82831213","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
2002-2021 Yılları Arasında Hastane Afet Planı Alanında Yapılan Çalışmaların Bibliyometrik Analizi
Pub Date : 2023-06-30 DOI: 10.32569/resilience.1204313
Tuncay Palteki̇, Emre Aydin, Betül Zeynep Saral
Afet, etkilenen insanların normal yaşamını durduran ya da sekteye uğratan, fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, yerel yönetimlerin baş edemediği olaylara verilen genel bir isimdir. Afetlerin doğurduğu sonuçlara bakıldığında çok fazla can ve mal kaybına sebep olmaktadır. Bundan dolayı oluşacak hasarları en aza indirmek için her ülkede etkin bir afet yönetimine ihtiyaç vardır. Hastaneler için etkin afet yönetimleri ise hastane afet planıdır. Hastane afet planı, hastanenin kaynaklarını, personelini ve yapılarını farklı afetlerde etkin bir performansa sahip olması için hazırlanmaktadır. Bu çalışmanın amacı hastane afet planı ile ilgili 2002-2021 yıllarında yayınlanan 609 makaleyi yıllara, ülkelere, yazarlara, Web Of Science kategorileri ve anahtar kelimelerin analizlerini sunmaktır. Bu çalışmanın analizleri VOSviewer uygulaması kullanılarak görselleştirilmiştir. Bu bağlamda hastane afet planı konusunda bibliyometrik analiz yapılarak ilgili alana katkıda bulunmak ve fikir oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Yapılan çalışma ile son yıllarda hastane afet planı ile ilgili çalışmaların artış gösterdiği belirlenmiş, analizler sonucunda elde edilen veriler tablolar ve şekiller ile açıklanmıştır. Analiz sonuçlarına göre genel olarak her geçen yıl yapılan çalışmaların sayıca arttığı sonucu çıkarılmıştır. En fazla yayın yapan ülkenin Amerika Birleşik Devletleri olduğu, en çok yayın yapılan yılın 2021 olduğu ve en fazla yayın yapan yazarın Christian M.D. olduğu ve en çok kullanılan anahtar kelimenin afet olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Genel olarak Türkiye ise listede yayın sayısı ve yoğunluğu olarak üst sıralarda yer almamıştır.
{"title":"2002-2021 Yılları Arasında Hastane Afet Planı Alanında Yapılan Çalışmaların Bibliyometrik Analizi","authors":"Tuncay Palteki̇, Emre Aydin, Betül Zeynep Saral","doi":"10.32569/resilience.1204313","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1204313","url":null,"abstract":"Afet, etkilenen insanların normal yaşamını durduran ya da sekteye uğratan, fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, yerel yönetimlerin baş edemediği olaylara verilen genel bir isimdir. Afetlerin doğurduğu sonuçlara bakıldığında çok fazla can ve mal kaybına sebep olmaktadır. Bundan dolayı oluşacak hasarları en aza indirmek için her ülkede etkin bir afet yönetimine ihtiyaç vardır. Hastaneler için etkin afet yönetimleri ise hastane afet planıdır. Hastane afet planı, hastanenin kaynaklarını, personelini ve yapılarını farklı afetlerde etkin bir performansa sahip olması için hazırlanmaktadır. Bu çalışmanın amacı hastane afet planı ile ilgili 2002-2021 yıllarında yayınlanan 609 makaleyi yıllara, ülkelere, yazarlara, Web Of Science kategorileri ve anahtar kelimelerin analizlerini sunmaktır. Bu çalışmanın analizleri VOSviewer uygulaması kullanılarak görselleştirilmiştir. Bu bağlamda hastane afet planı konusunda bibliyometrik analiz yapılarak ilgili alana katkıda bulunmak ve fikir oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Yapılan çalışma ile son yıllarda hastane afet planı ile ilgili çalışmaların artış gösterdiği belirlenmiş, analizler sonucunda elde edilen veriler tablolar ve şekiller ile açıklanmıştır. Analiz sonuçlarına göre genel olarak her geçen yıl yapılan çalışmaların sayıca arttığı sonucu çıkarılmıştır. En fazla yayın yapan ülkenin Amerika Birleşik Devletleri olduğu, en çok yayın yapılan yılın 2021 olduğu ve en fazla yayın yapan yazarın Christian M.D. olduğu ve en çok kullanılan anahtar kelimenin afet olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Genel olarak Türkiye ise listede yayın sayısı ve yoğunluğu olarak üst sıralarda yer almamıştır.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85802866","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
İklim Değişikliğine Karşı Dirençli Kentler: Kentsel Isı Adası Etkisi Bağlamında Bir İnceleme
Pub Date : 2023-06-23 DOI: 10.32569/resilience.1261075
Esin Baş, Nur Sinem Parti̇göç
İklim yapısında meydana gelen önemli değişimlerin başlıca sebepleri arasında endüstrileşme faaliyetlerine bağlı olarak nüfusun hızla artması, kentleşme faaliyetleri ve doğal kaynak kullanımının kontrolsüz biçimde sürdürülmesi yer almaktadır. Bahsi geçen değişimlerin olumsuz etkilerinin bölgelere göre farklılık gösterdiği ve genel olarak sıcaklıkların artması, deniz suyu seviyesinde yükselme, düzensiz yağış rejimleri ve aşırı hava olaylarının gözlenmesi biçiminde kendisini gösterdiği bilinmektedir. Gözlenen iklimsel ve meteorolojik değişimlerin beklenen ve yaygın bir sonucu olarak kentsel ısı adası etkisi ortaya çıkmaktadır. Bu etki, yoğun yapı ve nüfusun yer aldığı sıkışık dokuya sahip kentlerde önemli ölçüde hissedilebilir durumdadır. Kentsel ısı adası etkisi, yalnızca iklimsel ve meteorolojik bakımdan meydana getirdiği değişimlerle değil, aynı zamanda kentlerde ikamet eden vatandaşların yaşam kalitesinin düşmesi ve özellikle toplumdaki dezavantajlı gruplar için halk sağlığı tehdidi oluşturmasıyla öncelikli olarak ele alınması gereken konular arasında yer almaktadır. Bu noktadan hareketle, çalışmada iklim değişikliğine neden olan ve kentsel alanlarda olası afet risklerini artıran antropojenik unsurlar ile kentsel ısı adası etkisi arasında neden – sonuç ilişkisi kurulması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, ilgili akademik literatür detaylı biçimde incelenmiş, ulusal ve uluslararası düzeyde kentsel ısı adası etkisini minimize etmek ve/veya bertaraf etmek için geliştirilen uygulamalar değerlendirmeye alınmıştır. Sonuç olarak, şehir planlama disiplini kapsamında küresel iklim değişikliğiyle uyumlu stratejilerin neler olabileceği ve kentsel dirençliliğin artırılması adına hangi uyum ve adaptasyon politikalarının geliştirilebileceği tartışılmıştır.
{"title":"İklim Değişikliğine Karşı Dirençli Kentler: Kentsel Isı Adası Etkisi Bağlamında Bir İnceleme","authors":"Esin Baş, Nur Sinem Parti̇göç","doi":"10.32569/resilience.1261075","DOIUrl":"https://doi.org/10.32569/resilience.1261075","url":null,"abstract":"İklim yapısında meydana gelen önemli değişimlerin başlıca sebepleri arasında endüstrileşme faaliyetlerine bağlı olarak nüfusun hızla artması, kentleşme faaliyetleri ve doğal kaynak kullanımının kontrolsüz biçimde sürdürülmesi yer almaktadır. Bahsi geçen değişimlerin olumsuz etkilerinin bölgelere göre farklılık gösterdiği ve genel olarak sıcaklıkların artması, deniz suyu seviyesinde yükselme, düzensiz yağış rejimleri ve aşırı hava olaylarının gözlenmesi biçiminde kendisini gösterdiği bilinmektedir. Gözlenen iklimsel ve meteorolojik değişimlerin beklenen ve yaygın bir sonucu olarak kentsel ısı adası etkisi ortaya çıkmaktadır. Bu etki, yoğun yapı ve nüfusun yer aldığı sıkışık dokuya sahip kentlerde önemli ölçüde hissedilebilir durumdadır. Kentsel ısı adası etkisi, yalnızca iklimsel ve meteorolojik bakımdan meydana getirdiği değişimlerle değil, aynı zamanda kentlerde ikamet eden vatandaşların yaşam kalitesinin düşmesi ve özellikle toplumdaki dezavantajlı gruplar için halk sağlığı tehdidi oluşturmasıyla öncelikli olarak ele alınması gereken konular arasında yer almaktadır. Bu noktadan hareketle, çalışmada iklim değişikliğine neden olan ve kentsel alanlarda olası afet risklerini artıran antropojenik unsurlar ile kentsel ısı adası etkisi arasında neden – sonuç ilişkisi kurulması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, ilgili akademik literatür detaylı biçimde incelenmiş, ulusal ve uluslararası düzeyde kentsel ısı adası etkisini minimize etmek ve/veya bertaraf etmek için geliştirilen uygulamalar değerlendirmeye alınmıştır. Sonuç olarak, şehir planlama disiplini kapsamında küresel iklim değişikliğiyle uyumlu stratejilerin neler olabileceği ve kentsel dirençliliğin artırılması adına hangi uyum ve adaptasyon politikalarının geliştirilebileceği tartışılmıştır.","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"87365490","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Resilience Is Not Free: the Undeserved Failure of the Urban Poor in Mexico 韧性不是免费的:墨西哥城市穷人的失败
Pub Date : 2023-06-23 DOI: 10.1007/s42844-023-00099-9
Bernardo Turnbull, Sarah Frances Gordon, Jaime Fuentes-Balderrama, Angélica Ojeda-García, Cinthia Cruz del Castillo

Resilience is crucial to the survival of the urban poor in Mexico; however, their efforts are often not enough to pull them out of poverty. The present study explores urban poverty and utilises grounded theory to understand the role resilience plays in the social construction of urban poverty in Mexico. Observational research (23 accounts) and individual and group in-depth interviews were conducted with 36 heads of households and other key informants for a total of 115 participants, in 10 neighbourhoods in 3 different regions in Mexico. These neighbourhoods were classified as lower-income by Mexican authorities. Interviews focused on open-ended questions following the themes of income, education, health, nutrition, safety, environment, and resilience. Interview texts were analysed using interpretative thematic analysis and framed by a grounded theory approach. The urban poor in Mexico display the attitudes and behaviours of resilient people, who are unable to achieve social mobility. We found that their resilient actions, which may solve one problem, often create another and can be costly. This leads to individuals being stuck in poverty traps or cycles of poverty, which they cannot escape. The resilience of participants highlights their agency and their attempts to fight poverty; however, it also highlights the structural inequalities in Mexico and the stagnant social mobility, which characterises the country. As an approach based on strengths, ‘resilience’ can be used for understanding and helping the urban poor, while respecting their dignity and agency, but should not take centre stage in either endeavour.

复原力对墨西哥城市穷人的生存至关重要;然而,他们的努力往往不足以使他们摆脱贫困。本研究探讨了城市贫困,并利用扎根理论来理解韧性在墨西哥城市贫困社会建设中的作用。对墨西哥3个不同地区的10个社区的36位户主和其他关键信息提供者共115名参与者进行了观察研究(23篇报道)以及个人和团体深入访谈。这些街区被墨西哥当局列为低收入区。访谈的重点是围绕收入、教育、健康、营养、安全、环境和复原力等主题提出的开放式问题。访谈文本采用解释性主题分析法进行分析,并采用扎根理论方法进行框架分析。墨西哥的城市穷人表现出有韧性的人的态度和行为,他们无法实现社会流动。我们发现,他们的弹性行动可能会解决一个问题,但往往会产生另一个问题。这导致个人陷入贫困陷阱或贫困循环,他们无法逃脱。参与者的复原力突出了他们的机构及其与贫困作斗争的努力;然而,它也突显了墨西哥的结构性不平等和停滞不前的社会流动性,这正是该国的特点。作为一种基于优势的方法,“韧性”可以用于理解和帮助城市穷人,同时尊重他们的尊严和能动性,但不应在这两项努力中占据中心地位。
{"title":"Resilience Is Not Free: the Undeserved Failure of the Urban Poor in Mexico","authors":"Bernardo Turnbull,&nbsp;Sarah Frances Gordon,&nbsp;Jaime Fuentes-Balderrama,&nbsp;Angélica Ojeda-García,&nbsp;Cinthia Cruz del Castillo","doi":"10.1007/s42844-023-00099-9","DOIUrl":"10.1007/s42844-023-00099-9","url":null,"abstract":"<div><p>Resilience is crucial to the survival of the urban poor in Mexico; however, their efforts are often not enough to pull them out of poverty. The present study explores urban poverty and utilises grounded theory to understand the role resilience plays in the social construction of urban poverty in Mexico. Observational research (23 accounts) and individual and group in-depth interviews were conducted with 36 heads of households and other key informants for a total of 115 participants, in 10 neighbourhoods in 3 different regions in Mexico. These neighbourhoods were classified as lower-income by Mexican authorities. Interviews focused on open-ended questions following the themes of income, education, health, nutrition, safety, environment, and resilience. Interview texts were analysed using interpretative thematic analysis and framed by a grounded theory approach. The urban poor in Mexico display the attitudes and behaviours of resilient people, who are unable to achieve social mobility. We found that their resilient actions, which may solve one problem, often create another and can be costly. This leads to individuals being stuck in poverty traps or cycles of poverty, which they cannot escape. The resilience of participants highlights their agency and their attempts to fight poverty; however, it also highlights the structural inequalities in Mexico and the stagnant social mobility, which characterises the country. As an approach based on strengths, ‘resilience’ can be used for understanding and helping the urban poor, while respecting their dignity and agency, but should not take centre stage in either endeavour.</p></div>","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-23","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"41770883","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Heterogeneity in Parental Trauma, Parental Behaviors, and Parental Academic Involvement 父母创伤、父母行为和父母学业参与的异质性
Pub Date : 2023-06-19 DOI: 10.1007/s42844-023-00098-w
Yaacov Petscher, La Tonya Noel, Hye-Jung Yun, Hugh Catts

We explored the role of selected parental environmental factors (e.g., adverse childhood experiences) and behavioral factors (e.g., discipline and parental empathy) in perceived parenting as it pertains to parent involvement (PI) in their child’s education. Data were collected from families who resided in the southeastern and western USA (N = 201). Six parent profiles emerged from finite mixture model analysis: (1) high trauma/low involvement parent group (n = 27); (2) referent parent group (n = 100); (3) passively involved parent group (n = 17); (4) average trauma/intensively involved parent group (n = 13); (5) controlling parent group (n = 29); and (6) low trauma/ high involvement parent group (n = 15). Subsequent multinomial regression analyses demonstrated that primary profile membership for parents was generally unrelated to sex, race, socioeconomic level, or the mother’s educational level. These distinct parenting profiles may be an additional tool to better understand PI that can ultimately be used as a mechanism to better understand child academic and functional outcomes.

我们探讨了选定的父母环境因素(如不良童年经历)和行为因素(如纪律和父母同理心)在感知育儿中的作用,因为这与父母参与孩子的教育有关。数据来自居住在美国东南部和西部的家庭(N=201)。有限混合模型分析得出6个父母概况:(1)高创伤/低受累父母组(n=27);(2) 被指父组(n=100);(3) 被动参与父母组(n=17);(4) 平均创伤/重度受累父母组(n=13);(5) 对照组(n=29);(6)低创伤/高受累父母组(n=15)。随后的多项回归分析表明,父母的主要档案成员通常与性别、种族、社会经济水平或母亲的教育水平无关。这些不同的育儿档案可能是更好地理解PI的额外工具,最终可以用作更好地理解儿童学业和功能结果的机制。
{"title":"Heterogeneity in Parental Trauma, Parental Behaviors, and Parental Academic Involvement","authors":"Yaacov Petscher,&nbsp;La Tonya Noel,&nbsp;Hye-Jung Yun,&nbsp;Hugh Catts","doi":"10.1007/s42844-023-00098-w","DOIUrl":"10.1007/s42844-023-00098-w","url":null,"abstract":"<div><p>We explored the role of selected parental environmental factors (e.g., adverse childhood experiences) and behavioral factors (e.g., discipline and parental empathy) in perceived parenting as it pertains to parent involvement (PI) in their child’s education. Data were collected from families who resided in the southeastern and western USA (<i>N</i> = 201). Six parent profiles emerged from finite mixture model analysis: (1) high trauma/low involvement parent group (<i>n =</i> 27); (2) referent parent group (<i>n</i> = 100); (3) passively involved parent group (<i>n</i> = 17); (4) average trauma/intensively involved parent group (<i>n</i> = 13); (5) controlling parent group (<i>n</i> = 29); and (6) low trauma/ high involvement parent group (<i>n</i> = 15). Subsequent multinomial regression analyses demonstrated that primary profile membership for parents was generally unrelated to sex, race, socioeconomic level, or the mother’s educational level. These distinct parenting profiles may be an additional tool to better understand PI that can ultimately be used as a mechanism to better understand child academic and functional outcomes.</p></div>","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"48080784","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 0
Development and initial validation of a short form of the Memories of Home and Family Scale 家庭记忆量表的简短形式的开发和初步验证。
Pub Date : 2023-04-29 DOI: 10.1007/s42844-023-00097-x
Enya Redican, Caitlyn Rawers, Eoin McElroy, Philip Hyland, Thanos Karatzias, Menachem Ben-Ezra, Mark Shevlin

Background

The Memories of Home and Family Scale (MHFS; Shevlin et al., 2022) was developed as a multidimensional measure of subjective memories of experiences at home and with family during childhood. Due to the length of the scale, a short version of the MHFS (MHFS-SF) has been developed. Data were from Wave 7 of the COVID-19 Psychological Research Consortium Study (C19PRC-UK), a population based UK survey (N = 1405). Two items with the highest factor loadings from each of the six dimensions of the original MHFS were selected for inclusion. Confirmatory factor analytic (CFA) models were estimated to test the dimensionality of the scale. Convergent and discriminant validity were tested by examining associations with criterion variables. CFA results supported the multidimensionality of the scale. MHFS-SF total and sub-scale scores were negatively correlated with measures of depression, anxiety, loneliness, and paranoia, and were positively correlated with wellbeing. Regression analyses revealed that MHFS-SF total and sub-scale scores significantly predicted loneliness, paranoia, and wellbeing, even after accounting for age, gender, and current internalising symptoms. Results from this study suggest that the MHFS-SF scores retain the excellent psychometric properties of the original scale while improving efficiency. The MHFS-SF demonstrated high levels of convergent and discriminant validity with mental health and wellbeing measures. Future research should seek to validate the MHFS-SF in different populations and assess its usefulness in clinical settings.

家庭和家庭记忆量表(MHFS;Shevlin等人,2022)是作为对童年时期在家和与家人的经历的主观记忆的多维测量而开发的。由于天平的长度,已经开发出了MHFS的短版本(MHFS-SF)。数据来自新冠肺炎心理研究联合会研究(C19PRC-UK)第7波,这是一项基于人口的英国调查(N = 1405)。从原始MHFS的六个维度中的每一个维度中选择两个因子载荷最高的项目进行纳入。对验证性因子分析(CFA)模型进行了估计,以检验量表的维度。通过检验与标准变量的相关性来检验收敛性和判别有效性。CFA的结果支持了量表的多维性。MHFS-SF总分和亚量表得分与抑郁、焦虑、孤独和偏执的测量呈负相关,与幸福感呈正相关。回归分析显示,即使考虑了年龄、性别和当前的内在症状,MHFS-SF总分和亚量表得分也能显著预测孤独、偏执和幸福感。这项研究的结果表明,MHFS-SF评分在提高效率的同时,保留了原始量表的优秀心理测量特性。MHFS-SF在心理健康和幸福感测量方面表现出高水平的收敛和判别有效性。未来的研究应寻求在不同人群中验证MHFS-SF,并评估其在临床环境中的有用性。补充信息:在线版本包含补充材料,可访问10.1007/s42844-023-00097-x。
{"title":"Development and initial validation of a short form of the Memories of Home and Family Scale","authors":"Enya Redican,&nbsp;Caitlyn Rawers,&nbsp;Eoin McElroy,&nbsp;Philip Hyland,&nbsp;Thanos Karatzias,&nbsp;Menachem Ben-Ezra,&nbsp;Mark Shevlin","doi":"10.1007/s42844-023-00097-x","DOIUrl":"10.1007/s42844-023-00097-x","url":null,"abstract":"<div><h3>Background</h3><p>The Memories of Home and Family Scale (MHFS; Shevlin et al., 2022) was developed as a multidimensional measure of subjective memories of experiences at home and with family during childhood. Due to the length of the scale, a short version of the MHFS (MHFS-SF) has been developed. Data were from Wave 7 of the COVID-19 Psychological Research Consortium Study (C19PRC-UK), a population based UK survey (<i>N</i> = 1405). Two items with the highest factor loadings from each of the six dimensions of the original MHFS were selected for inclusion. Confirmatory factor analytic (CFA) models were estimated to test the dimensionality of the scale. Convergent and discriminant validity were tested by examining associations with criterion variables. CFA results supported the multidimensionality of the scale. MHFS-SF total and sub-scale scores were negatively correlated with measures of depression, anxiety, loneliness, and paranoia, and were positively correlated with wellbeing. Regression analyses revealed that MHFS-SF total and sub-scale scores significantly predicted loneliness, paranoia, and wellbeing, even after accounting for age, gender, and current internalising symptoms. Results from this study suggest that the MHFS-SF scores retain the excellent psychometric properties of the original scale while improving efficiency. The MHFS-SF demonstrated high levels of convergent and discriminant validity with mental health and wellbeing measures. Future research should seek to validate the MHFS-SF in different populations and assess its usefulness in clinical settings.</p></div>","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-29","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"https://link.springer.com/content/pdf/10.1007/s42844-023-00097-x.pdf","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"9707131","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"OA","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
The worst and the best: new insights into risk and resilience in young adults from the COVID-19 pandemic 最坏的和最好的:对新冠肺炎大流行中年轻人的风险和复原力的新见解
Pub Date : 2023-04-27 DOI: 10.1007/s42844-023-00096-y
Lilly Shanahan, Lydia Johnson-Ferguson, Michelle Loher, Annekatrin Steinhoff, Laura Bechtiger, Aja Louise Murray, Urs Hepp, Denis Ribeaud, Manuel Eisner

Historic declines in young people’s mental health began to emerge before the COVID-19 pandemic. In the face of this youth mental health crisis, the pandemic constituted a naturalistic stressor paradigm that came with the potential to uncover new knowledge for the science of risk and resilience. Surprisingly, approximately 19-35% of people reported better well-being in the first few months of the COVID-19 pandemic than before. Therefore, in May and September 2020, we asked N=517 young adults from a cohort study to describe the best and the worst aspects of their pandemic lives (N=1,462 descriptions). Inductive thematic analysis revealed that the best aspects included the deceleration of life and a greater abundance of free time, which was used for hobbies, healthy activities, strengthening relationships, and for personal growth and building resilience skills. Positive aspects also included a reduction in educational pressures and work load and temporary relief from climate change concerns. The worst aspects included disruptions and changes to daily life; social distancing and restrictions of freedoms; negative emotions that arose in the pandemic situation, including uncertainty about the future; and the growing polarization of society. Science that aims to reverse the youth mental health crisis must pay increased attention to sources of young people’s distress that are not commonly measured (e.g., their educational, work, and time pressures; their fears and uncertainties about their personal, society’s, and the global future), and also to previously untapped sources of well-being – including those that young people identified for themselves while facing the COVID-19 pandemic.

在新冠肺炎大流行之前,年轻人的心理健康开始出现历史性下降。面对这场青年心理健康危机,这场疫情构成了一种自然主义的压力源范式,有可能为风险和恢复力科学揭示新的知识。令人惊讶的是,大约19-35%的人报告说,在新冠肺炎大流行的头几个月,他们的健康状况比以前好。因此,在2020年5月和9月,我们从一项队列研究中询问了517名年轻人,以描述他们疫情生活中最好和最糟糕的方面(N=1462次描述)。归纳专题分析显示,最好的方面包括生活的减速和更多的空闲时间,这些时间用于爱好、健康活动、加强关系、个人成长和培养应变能力。积极的方面还包括减少教育压力和工作量,以及暂时缓解对气候变化的担忧。最糟糕的方面包括日常生活的中断和变化;保持社交距离和限制自由;疫情中出现的负面情绪,包括对未来的不确定性;以及社会日益两极分化。旨在扭转青年心理健康危机的科学必须更加关注年轻人痛苦的来源,这些来源通常无法衡量(例如,他们的教育、工作和时间压力;他们对个人、社会和全球未来的恐惧和不确定性),以及以前未开发的福祉来源,包括年轻人在面对新冠肺炎大流行时为自己确定的福祉来源。
{"title":"The worst and the best: new insights into risk and resilience in young adults from the COVID-19 pandemic","authors":"Lilly Shanahan,&nbsp;Lydia Johnson-Ferguson,&nbsp;Michelle Loher,&nbsp;Annekatrin Steinhoff,&nbsp;Laura Bechtiger,&nbsp;Aja Louise Murray,&nbsp;Urs Hepp,&nbsp;Denis Ribeaud,&nbsp;Manuel Eisner","doi":"10.1007/s42844-023-00096-y","DOIUrl":"10.1007/s42844-023-00096-y","url":null,"abstract":"<div><p>Historic declines in young people’s mental health began to emerge before the COVID-19 pandemic. In the face of this youth mental health crisis, the pandemic constituted a naturalistic stressor paradigm that came with the potential to uncover new knowledge for the science of risk and resilience. Surprisingly, approximately 19-35% of people reported better well-being in the first few months of the COVID-19 pandemic than before. Therefore, in May and September 2020, we asked <i>N</i>=517 young adults from a cohort study to describe the best and the worst aspects of their pandemic lives (<i>N</i>=1,462 descriptions). Inductive thematic analysis revealed that the best aspects included the deceleration of life and a greater abundance of free time, which was used for hobbies, healthy activities, strengthening relationships, and for personal growth and building resilience skills. Positive aspects also included a reduction in educational pressures and work load and temporary relief from climate change concerns. The worst aspects included disruptions and changes to daily life; social distancing and restrictions of freedoms; negative emotions that arose in the pandemic situation, including uncertainty about the future; and the growing polarization of society. Science that aims to reverse the youth mental health crisis must pay increased attention to sources of young people’s distress that are not commonly measured (e.g., their educational, work, and time pressures; their fears and uncertainties about their personal, society’s, and the global future), and also to previously untapped sources of well-being – including those that young people identified for themselves while facing the COVID-19 pandemic.</p></div>","PeriodicalId":72113,"journal":{"name":"Adversity and resilience science","volume":null,"pages":null},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-04-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"https://link.springer.com/content/pdf/10.1007/s42844-023-00096-y.pdf","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"9946601","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"OA","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
引用次数: 1
期刊
Adversity and resilience science
全部 Acc. Chem. Res. ACS Applied Bio Materials ACS Appl. Electron. Mater. ACS Appl. Energy Mater. ACS Appl. Mater. Interfaces ACS Appl. Nano Mater. ACS Appl. Polym. Mater. ACS BIOMATER-SCI ENG ACS Catal. ACS Cent. Sci. ACS Chem. Biol. ACS Chemical Health & Safety ACS Chem. Neurosci. ACS Comb. Sci. ACS Earth Space Chem. ACS Energy Lett. ACS Infect. Dis. ACS Macro Lett. ACS Mater. Lett. ACS Med. Chem. Lett. ACS Nano ACS Omega ACS Photonics ACS Sens. ACS Sustainable Chem. Eng. ACS Synth. Biol. Anal. Chem. BIOCHEMISTRY-US Bioconjugate Chem. BIOMACROMOLECULES Chem. Res. Toxicol. Chem. Rev. Chem. Mater. CRYST GROWTH DES ENERG FUEL Environ. Sci. Technol. Environ. Sci. Technol. Lett. Eur. J. Inorg. Chem. IND ENG CHEM RES Inorg. Chem. J. Agric. Food. Chem. J. Chem. Eng. Data J. Chem. Educ. J. Chem. Inf. Model. J. Chem. Theory Comput. J. Med. Chem. J. Nat. Prod. J PROTEOME RES J. Am. Chem. Soc. LANGMUIR MACROMOLECULES Mol. Pharmaceutics Nano Lett. Org. Lett. ORG PROCESS RES DEV ORGANOMETALLICS J. Org. Chem. J. Phys. Chem. J. Phys. Chem. A J. Phys. Chem. B J. Phys. Chem. C J. Phys. Chem. Lett. Analyst Anal. Methods Biomater. Sci. Catal. Sci. Technol. Chem. Commun. Chem. Soc. Rev. CHEM EDUC RES PRACT CRYSTENGCOMM Dalton Trans. Energy Environ. Sci. ENVIRON SCI-NANO ENVIRON SCI-PROC IMP ENVIRON SCI-WAT RES Faraday Discuss. Food Funct. Green Chem. Inorg. Chem. Front. Integr. Biol. J. Anal. At. Spectrom. J. Mater. Chem. A J. Mater. Chem. B J. Mater. Chem. C Lab Chip Mater. Chem. Front. Mater. Horiz. MEDCHEMCOMM Metallomics Mol. Biosyst. Mol. Syst. Des. Eng. Nanoscale Nanoscale Horiz. Nat. Prod. Rep. New J. Chem. Org. Biomol. Chem. Org. Chem. Front. PHOTOCH PHOTOBIO SCI PCCP Polym. Chem.
×
引用
GB/T 7714-2015
复制
MLA
复制
APA
复制
导出至
BibTeX EndNote RefMan NoteFirst NoteExpress
×
0
微信
客服QQ
Book学术公众号 扫码关注我们
反馈
×
意见反馈
请填写您的意见或建议
请填写您的手机或邮箱
×
提示
您的信息不完整,为了账户安全,请先补充。
现在去补充
×
提示
您因"违规操作"
具体请查看互助需知
我知道了
×
提示
现在去查看 取消
×
提示
确定
Book学术官方微信
Book学术文献互助
Book学术文献互助群
群 号:481959085
Book学术
文献互助 智能选刊 最新文献 互助须知 联系我们:info@booksci.cn
Book学术提供免费学术资源搜索服务,方便国内外学者检索中英文文献。致力于提供最便捷和优质的服务体验。
Copyright © 2023 Book学术 All rights reserved.
ghs 京公网安备 11010802042870号 京ICP备2023020795号-1