Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1174083
Müberra TERZİ KUMANDAŞ, S. Elevli̇
Üretilen ürün veya sunulan hizmetle ilgili kalite parametrelerinin önceden tahmin edilebilir ve kararlı bir yapıda olup olmadığını belirlemek üzere kontrol grafiklerinden yararlanılırken, tüketicilerin beklentilerini yansıtan spesifikasyonları karşılama düzeyini tespit etmek üzere süreç yeterlilik analizinden yararlanılmaktadır. “Uygun” ya da “Uygunsuz” gibi nitelemelerle ifade edilen nitel ölçümler için yapılan süreç yeterlilik analizi (SYA) çalışmalarının, sürekli rassal değişken olarak modellenen nicel ölçümler için yapılan çalışmalara kıyasla oldukça sınırlı düzeyde kaldığı görülmektedir. Oysaki çoğu üretim veya hizmet sürecinden, kaliteyle ilgili olumsuz gözlemlerin sayısına dayanan nitel ölçümler elde edilmektedir. Bu çalışmada bir özel hastanenin çağrı merkezinde kaçan (cevaplanmayan) çağrılara yönelik SYA yapılmıştır. Verilerin “kaçan” ve “cevaplanan” çağrı şeklinde iki kategoriden oluşan nitel ölçümlere dayanması nedeniyle Binom SYA’nden yararlanılmıştır. Dönemsel bazlı sigma seviyeleri üzerinden yapılan değerlendirme çağrı merkezi sürecinin yetersiz olduğunu göstermiştir. Son olarak ağaç diyagramı kullanılarak, sürecin iyileştirilmesine yönelik öneriler geliştirilmiştir.
{"title":"Process Capability Analysis for Qualitative Measures: Call Center Example","authors":"Müberra TERZİ KUMANDAŞ, S. Elevli̇","doi":"10.35414/akufemubid.1174083","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1174083","url":null,"abstract":"Üretilen ürün veya sunulan hizmetle ilgili kalite parametrelerinin önceden tahmin edilebilir ve kararlı bir yapıda olup olmadığını belirlemek üzere kontrol grafiklerinden yararlanılırken, tüketicilerin beklentilerini yansıtan spesifikasyonları karşılama düzeyini tespit etmek üzere süreç yeterlilik analizinden yararlanılmaktadır. “Uygun” ya da “Uygunsuz” gibi nitelemelerle ifade edilen nitel ölçümler için yapılan süreç yeterlilik analizi (SYA) çalışmalarının, sürekli rassal değişken olarak modellenen nicel ölçümler için yapılan çalışmalara kıyasla oldukça sınırlı düzeyde kaldığı görülmektedir. Oysaki çoğu üretim veya hizmet sürecinden, kaliteyle ilgili olumsuz gözlemlerin sayısına dayanan nitel ölçümler elde edilmektedir. Bu çalışmada bir özel hastanenin çağrı merkezinde kaçan (cevaplanmayan) çağrılara yönelik SYA yapılmıştır. Verilerin “kaçan” ve “cevaplanan” çağrı şeklinde iki kategoriden oluşan nitel ölçümlere dayanması nedeniyle Binom SYA’nden yararlanılmıştır. Dönemsel bazlı sigma seviyeleri üzerinden yapılan değerlendirme çağrı merkezi sürecinin yetersiz olduğunu göstermiştir. Son olarak ağaç diyagramı kullanılarak, sürecin iyileştirilmesine yönelik öneriler geliştirilmiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"12 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139165317","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1346816
Sibel Selçuk Pekdemir
In this study, it is aimed to prepare a 1:1 ratio PLA blend with PEG-b-PCL diblock copolymer, which is intended to be used as a drug release and biomaterial, and to obtain a biocomposite film with M.neglecta extract in different ratios. The obtained biocomposite films were first characterized by the ATR-IR spectrum and the characteristic functional group signals of the polymers were determined. The thermal analysis results show that the plant extract reduces the thermal stability of the polymer blend. Calorimetric measurements can be interpreted as plant-doped biocomposite films decrease the Tg temperature of the polymer blend, that is, increase the interchain free volume of the polymers. It was observed that swelling degree and moisture content of the plant treated polymer blend biocomposite films decreased with increasing plant percentage, while water solubility increased. It was observed that the plant extract slightly improved this feature of the PEG-b-PCL/PLA blend film, which showed shape memory. Due to the phenolic compounds in the structure of M. neglecta, it increased the antioxidant activities of the biocomposite films by adding it to the polymer blend.
{"title":"Malva neglecta Leaves Extract / Biodegradable Diblock Copolymer Blend Biocomposites: Physicochemical and Antioxidant Properties","authors":"Sibel Selçuk Pekdemir","doi":"10.35414/akufemubid.1346816","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1346816","url":null,"abstract":"In this study, it is aimed to prepare a 1:1 ratio PLA blend with PEG-b-PCL diblock copolymer, which is intended to be used as a drug release and biomaterial, and to obtain a biocomposite film with M.neglecta extract in different ratios. The obtained biocomposite films were first characterized by the ATR-IR spectrum and the characteristic functional group signals of the polymers were determined. The thermal analysis results show that the plant extract reduces the thermal stability of the polymer blend. Calorimetric measurements can be interpreted as plant-doped biocomposite films decrease the Tg temperature of the polymer blend, that is, increase the interchain free volume of the polymers. It was observed that swelling degree and moisture content of the plant treated polymer blend biocomposite films decreased with increasing plant percentage, while water solubility increased. It was observed that the plant extract slightly improved this feature of the PEG-b-PCL/PLA blend film, which showed shape memory. Due to the phenolic compounds in the structure of M. neglecta, it increased the antioxidant activities of the biocomposite films by adding it to the polymer blend.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"195 S558","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139165698","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1257557
R. Arat
Bu çalışmada, tetraetilen ortosilikat (TEOS) öncülünden sol-jel reaksiyonu ile sentezlenen silika aerojelleri (SA) içeren, elektroeğirme yöntemiyle üretilmiş hidrofobik polistiren (PS) bazlı nanoliflerin yapısal, morfolojik, ıslanabilirlik ve termal özellikleri sırasıyla FTIR, SEM, su temas açısı, DSC ve TGA analizleriyle incelenmiştir. FTIR analizi, SA’nın fiziksel bağlarla PS matrise dağıldığını, polimerin moleküler yapısını değiştirmediğini göstermiştir. SEM görüntülerinde SA miktarının artmasıyla birlikte nanolif çaplarında azalma, buna karşın topak oluşumunda ve yüzey pürüzlülüğünde artış görülmüştür. Ayrıca, yapısındaki Si–OH grupları nedeniyle artan SA miktarına bağlı olarak hidrofobik PS nanoliflerin su temas açılarında azalma meydana gelmiştir. Termal özelliklere bakıldığında, SA miktarının artmasıyla beraber PS bazlı nanoliflerin camsı geçiş sıcaklıklarında azalma meydana gelmiştir. Bu durum SA’ların plastikleştirici gibi davranarak polimer zincirleri arasındaki serbest hacmi arttırmasından ve zincir hareketlerini kolaylaştırmasından kaynaklanmıştır. Diğer taraftan SA miktarı arttıkça nanoliflerin termal dayanımları artmış, maksimum bozunma sıcaklıkları 33⁰C ötelenmiştir. Sonuçta SA katkısı, PS bazlı nanoliflerin hidrofobik özelliğini düşürse de plastikleştirici etkisiyle PS’nin işlenebilme sıcaklığını azaltmış, termal kararlılığını arttırmış ve daha geniş yüzey alanına sahip daha ince nanoliflerin eldesine imkan vermiştir.
本研究通过傅立叶变换红外光谱(FTIR)、扫描电镜、水接触角、DSC 和热重分析,分别研究了电纺丝法生产的疏水性聚苯乙烯(PS)纳米纤维的结构、形态、润湿性和热性能,这些纳米纤维含有由正硅酸四乙酯(TEOS)前驱体通过溶胶-凝胶反应合成的二氧化硅气凝胶(SA)。傅立叶变换红外分析表明,SA 通过物理键分散到 PS 基体中,并没有改变聚合物的分子结构。扫描电镜图像显示,随着 SA 含量的增加,纳米纤维的直径减小,但颗粒的形成和表面粗糙度增加。此外,由于其结构中含有 Si-OH 基团,疏水 PS 纳米纤维的水接触角随着 SA 用量的增加而减小。在热性能方面,PS 纳米纤维的玻璃化温度随着 SA 用量的增加而降低。这是由于 SA 起到了增塑剂的作用,增加了聚合物链之间的自由体积,促进了链的运动。另一方面,随着 SA 用量的增加,纳米纤维的热强度也增加了,最大降解温度升至 33⁰C。因此,虽然 SA 添加剂降低了 PS 纳米纤维的疏水性,但它的增塑作用降低了 PS 的加工温度,提高了 PS 的热稳定性,并使生产出的纳米纤维更细、表面积更大。
{"title":"Silika Aerojelin Hidrofobik Polistiren Nanoliflerin Termal Özellikleri Üzerine Etkisi","authors":"R. Arat","doi":"10.35414/akufemubid.1257557","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1257557","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, tetraetilen ortosilikat (TEOS) öncülünden sol-jel reaksiyonu ile sentezlenen silika aerojelleri (SA) içeren, elektroeğirme yöntemiyle üretilmiş hidrofobik polistiren (PS) bazlı nanoliflerin yapısal, morfolojik, ıslanabilirlik ve termal özellikleri sırasıyla FTIR, SEM, su temas açısı, DSC ve TGA analizleriyle incelenmiştir. FTIR analizi, SA’nın fiziksel bağlarla PS matrise dağıldığını, polimerin moleküler yapısını değiştirmediğini göstermiştir. SEM görüntülerinde SA miktarının artmasıyla birlikte nanolif çaplarında azalma, buna karşın topak oluşumunda ve yüzey pürüzlülüğünde artış görülmüştür. Ayrıca, yapısındaki Si–OH grupları nedeniyle artan SA miktarına bağlı olarak hidrofobik PS nanoliflerin su temas açılarında azalma meydana gelmiştir. Termal özelliklere bakıldığında, SA miktarının artmasıyla beraber PS bazlı nanoliflerin camsı geçiş sıcaklıklarında azalma meydana gelmiştir. Bu durum SA’ların plastikleştirici gibi davranarak polimer zincirleri arasındaki serbest hacmi arttırmasından ve zincir hareketlerini kolaylaştırmasından kaynaklanmıştır. Diğer taraftan SA miktarı arttıkça nanoliflerin termal dayanımları artmış, maksimum bozunma sıcaklıkları 33⁰C ötelenmiştir. Sonuçta SA katkısı, PS bazlı nanoliflerin hidrofobik özelliğini düşürse de plastikleştirici etkisiyle PS’nin işlenebilme sıcaklığını azaltmış, termal kararlılığını arttırmış ve daha geniş yüzey alanına sahip daha ince nanoliflerin eldesine imkan vermiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"96 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139163762","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1338812
Ömer Berkan Çeli̇k, Burak Taş, Özgün Uz, Hüseyin Muzaffer Şağban, Özge TÜZÜN ÖZMEN
Bu çalışmada PCPDTBT{Poli[2,6-(4,4-bis-(2-etilheksil)-4H-siklopenta[2,1-b;3,4-b']ditiyofen)-alt-4,7 (2,1,3-benzotiadiazol)]}:PCBM{[6,6]-fenil C61 bütirik asit metil ester} konsantrasyonu 2:1 katkı oranı ile hazırlanarak Schottky bariyer diyot (SBD) ara katmanı olarak kullanılmıştır. Üretilen SBD’in farklı sıcaklıklarda ve vakum altında akım-gerilim değerleri ölçülmüştür. Yapılan ölçümler sonucu elde edilen elektriksel parametreler analiz edilerek idealite faktörü, engel yüksekliği ve doyma akımı değerleri hesaplanarak farklı sıcaklık değerlerindeki karakteristik değişimleri izlenmiştir. 1,927 idealite değerine ulaşan SBD’de PCPDTBT:PCBM 2:1 oranındaki karışımın ara katman olarak kullanımının başarılı bir sonuç verdiği gözlemlenmiştir.
{"title":"Metal-Polimer-Yarıiletken Yapılı Schottky Bariyer Diyotun PCPDTBT:PCBM Arayüz Katmanı Kullanılarak Üretimi ve Farklı Sıcaklık Değerlerinde Karakterizasyonu","authors":"Ömer Berkan Çeli̇k, Burak Taş, Özgün Uz, Hüseyin Muzaffer Şağban, Özge TÜZÜN ÖZMEN","doi":"10.35414/akufemubid.1338812","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1338812","url":null,"abstract":"Bu çalışmada PCPDTBT{Poli[2,6-(4,4-bis-(2-etilheksil)-4H-siklopenta[2,1-b;3,4-b']ditiyofen)-alt-4,7 (2,1,3-benzotiadiazol)]}:PCBM{[6,6]-fenil C61 bütirik asit metil ester} konsantrasyonu 2:1 katkı oranı ile hazırlanarak Schottky bariyer diyot (SBD) ara katmanı olarak kullanılmıştır. Üretilen SBD’in farklı sıcaklıklarda ve vakum altında akım-gerilim değerleri ölçülmüştür. Yapılan ölçümler sonucu elde edilen elektriksel parametreler analiz edilerek idealite faktörü, engel yüksekliği ve doyma akımı değerleri hesaplanarak farklı sıcaklık değerlerindeki karakteristik değişimleri izlenmiştir. 1,927 idealite değerine ulaşan SBD’de PCPDTBT:PCBM 2:1 oranındaki karışımın ara katman olarak kullanımının başarılı bir sonuç verdiği gözlemlenmiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"130 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139164054","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1302005
T. Karaduman
The human immune system is essential for defending the body against harmful internal and external elements; immunity includes innate and acquired immunity. Macrophages, the innate immune system's key components, are crucial for the clearance of dead cells and tumor cells, as well as foreign substances by triggering phagocytosis. They also play a role in the adaptive response with the cytokines and mediator molecules they secrete. Lactic acid bacteria (LAB), an important probiotics class, have a strong potential to improve host health and can be used as a functional food. There have been reports of certain LAB strains having immunostimulating effects. However, the effects of cell-free supernatants (CFS) gathered from some LAB strains on macrophage activation have become an important research area in recent years. This study's main objective was to characterize the immunostimulatory activities of Lactobacillus plantarum LP299v in the RAW 264.7 macrophage cell line. For this purpose, the immunomodulatory activity of CFS of the related strain was evaluated by MTT, neutral red assay, and Griess reaction respectively, in terms of proliferation, phagocytosis ability, and nitric oxide (NO) production parameters using the macrophage cell line. Studies have shown that this strain significantly increased proliferation, phagocytosis, and NO levels in RAW264.7 macrophage cells. When considered, these results suggest that the cell-free supernatant, obtained from Lactobacillus plantarum LP299v selected in this study, may be helpful for candidate compounds with immunostimulatory activity.
{"title":"Immunomodulatory Activity Analyses of Cell-Free Supernatant of Lactobacillus plantarum LP299v Strain in RAW 264.7 Macrophage Cells","authors":"T. Karaduman","doi":"10.35414/akufemubid.1302005","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1302005","url":null,"abstract":"The human immune system is essential for defending the body against harmful internal and external elements; immunity includes innate and acquired immunity. Macrophages, the innate immune system's key components, are crucial for the clearance of dead cells and tumor cells, as well as foreign substances by triggering phagocytosis. They also play a role in the adaptive response with the cytokines and mediator molecules they secrete. Lactic acid bacteria (LAB), an important probiotics class, have a strong potential to improve host health and can be used as a functional food. There have been reports of certain LAB strains having immunostimulating effects. However, the effects of cell-free supernatants (CFS) gathered from some LAB strains on macrophage activation have become an important research area in recent years. This study's main objective was to characterize the immunostimulatory activities of Lactobacillus plantarum LP299v in the RAW 264.7 macrophage cell line. For this purpose, the immunomodulatory activity of CFS of the related strain was evaluated by MTT, neutral red assay, and Griess reaction respectively, in terms of proliferation, phagocytosis ability, and nitric oxide (NO) production parameters using the macrophage cell line. Studies have shown that this strain significantly increased proliferation, phagocytosis, and NO levels in RAW264.7 macrophage cells. When considered, these results suggest that the cell-free supernatant, obtained from Lactobacillus plantarum LP299v selected in this study, may be helpful for candidate compounds with immunostimulatory activity.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"128 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139163498","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1317400
Vakkas Bozkurt
Dedektör sistemleri ile birlikte kullanılan elektronik sistemler, dedektör yapısı ve kullanılan dedektör malzemeleri enerji çözünürlüğü üzerinde etki eden parametrelerdir. Bu çalışmada, deneysel ve uygulamalı nükleer çalışmalarda en çok tercih edilen dedektör sistemi olan Talyum katkılı NaI(Tl) sintilasyon dedektör sisteminin enerji çözünürlüğü performans incelemesi yapılmıştır. Bu araştırmada, yeni geliştirilen 50kHz sayım sayısı limitine sahip olan NUMEXO2 dijital elektronik sistem ile birleştirilen geleneksel NaI(Tl) dedektör sistemi kullanılarak veri alımı yapıldı. Bu çalışmadaki veriler Fransa'daki GANIL araştırma merkezinde gerçekleştirilen deney sonucundan alınıp analizi yapılmıştır. Deneyde kullanılan 60Co radyoaktif kaynağın 1173.2 keV ve 1332.5 keV gama enerji pikleri için NaI(TI) fosfor sandviç detektörün her bir kristalinden elde edilen spektrum, her bir referans enerji pikinin tam genişlik yarı yükseklik-FWHM (Full Width Half Maximum) değerlerini elde etmek için uygun hale getirildi ve her bir NaI(TI) fosfor sandviç dedektörün enerji çözünürlüğü performans incelemesi yapılmıştır.
{"title":"Energy Resolution Performance Research for NaI(TI) Detector with NUMEXO2 Digital Electronic","authors":"Vakkas Bozkurt","doi":"10.35414/akufemubid.1317400","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1317400","url":null,"abstract":"Dedektör sistemleri ile birlikte kullanılan elektronik sistemler, dedektör yapısı ve kullanılan dedektör malzemeleri enerji çözünürlüğü üzerinde etki eden parametrelerdir. Bu çalışmada, deneysel ve uygulamalı nükleer çalışmalarda en çok tercih edilen dedektör sistemi olan Talyum katkılı NaI(Tl) sintilasyon dedektör sisteminin enerji çözünürlüğü performans incelemesi yapılmıştır. Bu araştırmada, yeni geliştirilen 50kHz sayım sayısı limitine sahip olan NUMEXO2 dijital elektronik sistem ile birleştirilen geleneksel NaI(Tl) dedektör sistemi kullanılarak veri alımı yapıldı. Bu çalışmadaki veriler Fransa'daki GANIL araştırma merkezinde gerçekleştirilen deney sonucundan alınıp analizi yapılmıştır. Deneyde kullanılan 60Co radyoaktif kaynağın 1173.2 keV ve 1332.5 keV gama enerji pikleri için NaI(TI) fosfor sandviç detektörün her bir kristalinden elde edilen spektrum, her bir referans enerji pikinin tam genişlik yarı yükseklik-FWHM (Full Width Half Maximum) değerlerini elde etmek için uygun hale getirildi ve her bir NaI(TI) fosfor sandviç dedektörün enerji çözünürlüğü performans incelemesi yapılmıştır.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"54 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139163504","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1236064
Enver Akbacak
Image hashing methods transform high-dimensional image features into low-dimensional binary codes while preserving semantic similarity. Among image hashing techniques, supervised image hashing approaches outperform unsupervised and semisupervised methods. However, labelling image data requires extra time and expert effort. In this study, we proposed a deep learning-based unsupervised image hashing method for unlabeled image data. The proposed hashing method is built in an end-to-end fashion. It consists of an encoder-decoder model. As a novel idea, we used a supervised pre-trained network as an encoder model, which provides fast convergence in the training phase and efficient image features. Hash codes are extracted by optimizing those intermediate features. Experiments performed on two benchmark image datasets demonstrate the competitive results compared to unsupervised image hashing methods.
{"title":"Unsupervised Image Hashing Using a Deep Convolutional Encoder-Decoder Model for Fast Image Retrieval","authors":"Enver Akbacak","doi":"10.35414/akufemubid.1236064","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1236064","url":null,"abstract":"Image hashing methods transform high-dimensional image features into low-dimensional binary codes while preserving semantic similarity. Among image hashing techniques, supervised image hashing approaches outperform unsupervised and semisupervised methods. However, labelling image data requires extra time and expert effort. In this study, we proposed a deep learning-based unsupervised image hashing method for unlabeled image data. The proposed hashing method is built in an end-to-end fashion. It consists of an encoder-decoder model. As a novel idea, we used a supervised pre-trained network as an encoder model, which provides fast convergence in the training phase and efficient image features. Hash codes are extracted by optimizing those intermediate features. Experiments performed on two benchmark image datasets demonstrate the competitive results compared to unsupervised image hashing methods.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"241 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139165590","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1244199
Nur Seda Şahi̇n, Y. Kaya, I. Vergili
Bu çalışmada Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan büyükbaş hayvan kesimi yapılan bir kesimhanenin Yaşam Döngüsü Analizi (YDA) ile çevresel etkileri ortaya konmuş ve çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik alternatif senaryolar değerlendirilmiştir. Fonksiyonel birim olarak 1 kg karkas et alınmıştır. Sistem sınırı içerisinde canlı hayvanın transferi, karkas et üretimi ve et üreticisine transfer yer almaktadır. Çalışmada; abiyotik tüketim potansiyeli (ATP), abiyotik tüketim potansiyeli-fosil yakıtlar (ATP-fosil), küresel ısınma potansiyeli (KIP), ozon tabakası incelmesi potansiyeli (OTİP), insana toksisite potansiyeli (İTP), tatlı su canlılarına ekotoksisite potansiyeli (TSCEP), deniz canlılarına ekotoksisite potansiyeli (DCEP), kara canlılarına ekotoksisite potansiyeli (KCEP), fotokimyasal oksidan oluşumu potansiyeli (FOP), asidifikasyon potansiyeli (AP) ve ötrofikasyon potansiyeli (ÖP) etki kategorileri SimaPro 9.1.1 yazılımı ve CML-IA hesaplama metodu ile belirlenmiştir. Çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik enerji ve transfer aşaması için alternatif senaryo geliştirilerek mevcut durum ile karşılaştırılmıştır. Şebeke elektriğine alternatif olarak jeotermal enerji, rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi ve biyogaz enerjisi ile senaryolar ve üreticiye transfer aşamasında kullanılan araç tipine alternatif senaryo oluşturulmuştur. Mevcut tesisin çevresel etkileri incelendiğinde ATP-fosil ve OTİP dışındaki tüm etki kategorilerinde en yüksek katkının kesimhaneye transfer aşamasından (%94,72-%99,94) kaynaklandığı görülmüştür. Kesimhaneye transfer aşamasının ATP-fosil’e katkısı %62,97, OTİP’ye %83,11 iken temizlik aşamasının ATP-fosil’e katkısı %33,95; OTİP’ye %15,69’dur. Karkas et üretimi aşaması için önerilen alternatif enerji senaryoları AS-1, AS-2 ve AS-3; ATP etki kategorisi dışındaki 10 etki kategorisinde %95 civarında azalma sağlamıştır. Biyogaz enerjisinin ele alındığı AS-4 senaryosu, FOP ve AP etki kategorilerinde sırasıyla %34,78 ve %0,46 oranında artışa neden olmuştur. Üreticiye transfer aşaması için önerilen AS-5 senaryosu bütün etki kategorilerini %33,57-%76,31 oranında azaltmıştır.
{"title":"Determination of Environmental Effects of Carcass Meat Production by Life Cycle Analysis","authors":"Nur Seda Şahi̇n, Y. Kaya, I. Vergili","doi":"10.35414/akufemubid.1244199","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1244199","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan büyükbaş hayvan kesimi yapılan bir kesimhanenin Yaşam Döngüsü Analizi (YDA) ile çevresel etkileri ortaya konmuş ve çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik alternatif senaryolar değerlendirilmiştir. Fonksiyonel birim olarak 1 kg karkas et alınmıştır. Sistem sınırı içerisinde canlı hayvanın transferi, karkas et üretimi ve et üreticisine transfer yer almaktadır. Çalışmada; abiyotik tüketim potansiyeli (ATP), abiyotik tüketim potansiyeli-fosil yakıtlar (ATP-fosil), küresel ısınma potansiyeli (KIP), ozon tabakası incelmesi potansiyeli (OTİP), insana toksisite potansiyeli (İTP), tatlı su canlılarına ekotoksisite potansiyeli (TSCEP), deniz canlılarına ekotoksisite potansiyeli (DCEP), kara canlılarına ekotoksisite potansiyeli (KCEP), fotokimyasal oksidan oluşumu potansiyeli (FOP), asidifikasyon potansiyeli (AP) ve ötrofikasyon potansiyeli (ÖP) etki kategorileri SimaPro 9.1.1 yazılımı ve CML-IA hesaplama metodu ile belirlenmiştir. Çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik enerji ve transfer aşaması için alternatif senaryo geliştirilerek mevcut durum ile karşılaştırılmıştır. Şebeke elektriğine alternatif olarak jeotermal enerji, rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi ve biyogaz enerjisi ile senaryolar ve üreticiye transfer aşamasında kullanılan araç tipine alternatif senaryo oluşturulmuştur. Mevcut tesisin çevresel etkileri incelendiğinde ATP-fosil ve OTİP dışındaki tüm etki kategorilerinde en yüksek katkının kesimhaneye transfer aşamasından (%94,72-%99,94) kaynaklandığı görülmüştür. Kesimhaneye transfer aşamasının ATP-fosil’e katkısı %62,97, OTİP’ye %83,11 iken temizlik aşamasının ATP-fosil’e katkısı %33,95; OTİP’ye %15,69’dur. Karkas et üretimi aşaması için önerilen alternatif enerji senaryoları AS-1, AS-2 ve AS-3; ATP etki kategorisi dışındaki 10 etki kategorisinde %95 civarında azalma sağlamıştır. Biyogaz enerjisinin ele alındığı AS-4 senaryosu, FOP ve AP etki kategorilerinde sırasıyla %34,78 ve %0,46 oranında artışa neden olmuştur. Üreticiye transfer aşaması için önerilen AS-5 senaryosu bütün etki kategorilerini %33,57-%76,31 oranında azaltmıştır.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"13 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139164422","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1322267
Beste Çağdaş, Sebastian Kersting
Single nucleotide polymorphisms (SNPs) in human genes are very significant genetic changes and PCR (polymerase chain reaction) or NGS (next-generation sequencing) are extensively employed in SNP analysis. Thanks to the studies on the progress of new technologies, interest in the isothermal nucleic acid amplification approach has increased. As one of these methods, recombinase polymerase amplification (RPA) represents an attractive option for point-of-care nucleic acid quantification. The target SNPs selected within the scope of the study are mutations identified in the PIK3CA gene region (E542K, E545K), and DNA samples which were evaluated about PIK3CA mutations were isolated from the cancer cells MCF7, BT474, and also SKBr3. The optimization studies for the RPA reaction conditions were carried out for parameters such as assay time, temperature, primer, and also magnesium acetate concentration. According to the results of the reaction optimization studies, in which the RPA products can be obtained in the most efficient way, the assay time was determined as 20 min; the temperature as 40°C; the primer concentration as 10 µM and the MgOAc concentration as 140 mM.
人类基因中的单核苷酸多态性(SNP)是非常重要的基因变化,PCR(聚合酶链反应)或 NGS(下一代测序)被广泛应用于 SNP 分析。得益于对新技术进展的研究,人们对等温核酸扩增方法的兴趣与日俱增。作为这些方法中的一种,重组酶聚合酶扩增(RPA)是一种极具吸引力的护理点核酸定量选择。研究范围内选择的目标 SNP 是在 PIK3CA 基因区域(E542K、E545K)发现的突变,评估 PIK3CA 突变的 DNA 样本是从 MCF7、BT474 和 SKBr3 癌细胞中分离出来的。对 RPA 反应条件的检测时间、温度、引物和醋酸镁浓度等参数进行了优化研究。根据反应优化研究的结果,确定测定时间为 20 分钟;温度为 40°C;引物浓度为 10 µM;醋酸镁浓度为 140 mM,从而以最有效的方式获得 RPA 产物。
{"title":"Gen Mutasyonunun Belirlenmesinde Rekombinaz Polimeraz Çoğaltım Tekniği Optimizasyonu Çalışmaları ve Sonuçları","authors":"Beste Çağdaş, Sebastian Kersting","doi":"10.35414/akufemubid.1322267","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1322267","url":null,"abstract":"Single nucleotide polymorphisms (SNPs) in human genes are very significant genetic changes and PCR (polymerase chain reaction) or NGS (next-generation sequencing) are extensively employed in SNP analysis. Thanks to the studies on the progress of new technologies, interest in the isothermal nucleic acid amplification approach has increased. As one of these methods, recombinase polymerase amplification (RPA) represents an attractive option for point-of-care nucleic acid quantification. The target SNPs selected within the scope of the study are mutations identified in the PIK3CA gene region (E542K, E545K), and DNA samples which were evaluated about PIK3CA mutations were isolated from the cancer cells MCF7, BT474, and also SKBr3. The optimization studies for the RPA reaction conditions were carried out for parameters such as assay time, temperature, primer, and also magnesium acetate concentration. According to the results of the reaction optimization studies, in which the RPA products can be obtained in the most efficient way, the assay time was determined as 20 min; the temperature as 40°C; the primer concentration as 10 µM and the MgOAc concentration as 140 mM.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"13 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139164542","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2023-12-22DOI: 10.35414/akufemubid.1269471
Dilek DEMİRBÜKER KAVAK, Bilge Akdeni̇z
Bu çalışmanın amacı, bitkisel bir atık olan ayva kabuğunun diyet lifi kaynağı olarak değerlendirilerek kurabiyelerin üretiminde kullanılması ve üretilen kurabiyelerin temel kalite özelliklerinin araştırılmasıdır. Lifçe zengin katkının üretilmesi için Eşme ayvası (Cydonia oblonga Mill.) kabukları kullanılmıştır. %5 ve %10 oranında lif katkılı olarak üretilen kurabiyeler 20 gün süreyle depolanmış ve fiziksel, kimyasal analizleri gerçekleştirerek sonuçlar kontrol örnekleriyle kıyaslanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, diyet lifi ile zenginleştirilmiş kurabiyelerin % 3.05- 5.62 oranında toplam lif içerdikleri tespit edilmiştir. Diyet lifi katkısı kurabiyelerin yayılma oranında düşüşe, sertlik kırılganlık ve L* değerlerinde ise artışa neden olmuştur. Duyusal analiz sonuçlarına göre lif katkısı, duyusal kriterlerde olumsuz bir etki yaratmamıştır. Depolama süreci başında meyvemsi koku ve tadın daha fazla algılanması sonucunda lif katkılı kurabiyeler daha yüksek beğeni skoru alırken, depolama süreci sonunda kurabiyelerin genel beğeni skorları arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir.
{"title":"Use of Quince Peel for the Production of Cookie Enriched with Dietary Fibre","authors":"Dilek DEMİRBÜKER KAVAK, Bilge Akdeni̇z","doi":"10.35414/akufemubid.1269471","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1269471","url":null,"abstract":"Bu çalışmanın amacı, bitkisel bir atık olan ayva kabuğunun diyet lifi kaynağı olarak değerlendirilerek kurabiyelerin üretiminde kullanılması ve üretilen kurabiyelerin temel kalite özelliklerinin araştırılmasıdır. Lifçe zengin katkının üretilmesi için Eşme ayvası (Cydonia oblonga Mill.) kabukları kullanılmıştır. %5 ve %10 oranında lif katkılı olarak üretilen kurabiyeler 20 gün süreyle depolanmış ve fiziksel, kimyasal analizleri gerçekleştirerek sonuçlar kontrol örnekleriyle kıyaslanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, diyet lifi ile zenginleştirilmiş kurabiyelerin % 3.05- 5.62 oranında toplam lif içerdikleri tespit edilmiştir. Diyet lifi katkısı kurabiyelerin yayılma oranında düşüşe, sertlik kırılganlık ve L* değerlerinde ise artışa neden olmuştur. Duyusal analiz sonuçlarına göre lif katkısı, duyusal kriterlerde olumsuz bir etki yaratmamıştır. Depolama süreci başında meyvemsi koku ve tadın daha fazla algılanması sonucunda lif katkılı kurabiyeler daha yüksek beğeni skoru alırken, depolama süreci sonunda kurabiyelerin genel beğeni skorları arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"80 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-12-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139165142","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}