Pub Date : 2024-01-30DOI: 10.35414/akufemubid.1287644
Yesim Tuskan, Yusuf Erzi̇n
Bu çalışmada, kazıklarla güçlendirilmiş bir şevin simülasyon modeli geliştirilmiştir. Manisa-İzmir Devlet Yolu (Türkiye) doğu kesiminde yer alan hasar görmüş bir şevin güvenlik sayısının (FS) kemerlenme etkisi göz önüne alınarak değerlendirilmesi için iki boyutlu sonlu elemanlar yöntemi (2D-FEM) kullanılmıştır. Ek olarak, güvenilirliğe dayalı bir tasarım yöntemi olan Monte Carlo Simülasyonu (MCS), deprem sırasında güçlendirilmiş şevlerin stabilitesini ve güçlendirilmiş şevlerin kayma olasılığını doğru bir şekilde tahmin etmek için kullanılmıştır. Olasılık ve istatistiksel teori bilgisi, önerilen problemi çözmek ve herhangi bir fiziksel test olmaksızın sayısal çözümler üretmek için deterministik çalışmalarda kullanılmaktadır. Geliştirilen MCS ve FEM modellerinin tahmin kapasitesini değerlendirmek için güvenilirlik indeksi ve yenilme olasılığı hesaplanmıştır. Son olarak, hesaplanan indisler hem geliştirilmiş MCS'nin hem de FEM'in heyelanın FS değerlerini oldukça verimli bir şekilde tahmin edebildiğini açıkça ortaya koymaktadır.
本研究建立了一个用桩加固斜坡的模拟模型。采用二维有限元法 (2D-FEM) 评估了位于马尼萨-伊兹密尔国道东段(土耳其)的一个受损斜坡的安全系数 (FS),其中考虑到了拱形效应。此外,蒙特卡罗模拟(MCS)是一种基于可靠性的设计方法,用于准确预测加固斜坡的稳定性和地震时加固斜坡的滑移概率。在确定性研究中利用概率和统计理论知识来解决提出的问题,并在不进行任何物理测试的情况下产生数值解决方案。通过计算可靠性指数和破坏概率来评估所开发的 MCS 和 FEM 模型的预测能力。最后,计算得出的指数清楚地表明,所开发的 MCS 和 FEM 都能相当有效地预测滑坡的 FS 值。
{"title":"Kazıklarla Güçlendirilmiş Şevlerde Monte Carlo Simülasyon Yöntemi Uygulaması","authors":"Yesim Tuskan, Yusuf Erzi̇n","doi":"10.35414/akufemubid.1287644","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1287644","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, kazıklarla güçlendirilmiş bir şevin simülasyon modeli geliştirilmiştir. Manisa-İzmir Devlet Yolu (Türkiye) doğu kesiminde yer alan hasar görmüş bir şevin güvenlik sayısının (FS) kemerlenme etkisi göz önüne alınarak değerlendirilmesi için iki boyutlu sonlu elemanlar yöntemi (2D-FEM) kullanılmıştır. Ek olarak, güvenilirliğe dayalı bir tasarım yöntemi olan Monte Carlo Simülasyonu (MCS), deprem sırasında güçlendirilmiş şevlerin stabilitesini ve güçlendirilmiş şevlerin kayma olasılığını doğru bir şekilde tahmin etmek için kullanılmıştır. Olasılık ve istatistiksel teori bilgisi, önerilen problemi çözmek ve herhangi bir fiziksel test olmaksızın sayısal çözümler üretmek için deterministik çalışmalarda kullanılmaktadır. Geliştirilen MCS ve FEM modellerinin tahmin kapasitesini değerlendirmek için güvenilirlik indeksi ve yenilme olasılığı hesaplanmıştır. Son olarak, hesaplanan indisler hem geliştirilmiş MCS'nin hem de FEM'in heyelanın FS değerlerini oldukça verimli bir şekilde tahmin edebildiğini açıkça ortaya koymaktadır.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"37 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-30","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140481633","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-26DOI: 10.35414/akufemubid.1253544
E. Köksal, Fethiye Göde
Çalışmamızda S-metilmetiyonin (vitamin U) etken maddesini içeren lahana bitki ekstraktının, Jelatin-Arap zamkı (GE-GA) ve Jelatin-Sodyum aljinattan(GE-SA) oluşan iki farklı doğal polimerik duvar materyali kullanılarak kompleks koaservasyon yöntemiyle başarılı bir şekilde mikroenkapsüle edilmiştir. Kapsülleme verimliliği koşulları optimize etmek için bir yanıt yüzeyi metodolojisi (RSM) kullanılmıştır. Mikrokapsüllenmiş lahana ekstraktının kapsülleme verimliliği farklı polimerler kullanılarak iki değişken açısından araştırılmıştır: çekirdek madde miktarı(g) ve çapraz bağlayıcı miktarı (mL). Deneyler sonucunda elde edilen en yüksek verimler jelatin- arap zamkı için %67,72 ve jelatin-sodyum aljinat için de %54,68 olarak bulunmuştur. En yüksek verimlilik elde edilen mikrokapsüllerin morfolojik yapıları optik mikroskop ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. Etken maddenin ve mikrokapsülasyonda kullanılan bileşiklerin sistemdeki varlığının belirlenmesi ve elde edilen mikrokapsüllerde etken maddenin spektrum değişiminin gözlenmesi için Fourier dönüşümü kızılötesi spektroskopi (FT-IR) kullanılmıştır.
{"title":"Microencapsulation and Characterization Studies of Brassica oleracea var. capitata L. (Cabbage) Plant Extract Using Response Surface Methodology","authors":"E. Köksal, Fethiye Göde","doi":"10.35414/akufemubid.1253544","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1253544","url":null,"abstract":"Çalışmamızda S-metilmetiyonin (vitamin U) etken maddesini içeren lahana bitki ekstraktının, Jelatin-Arap zamkı (GE-GA) ve Jelatin-Sodyum aljinattan(GE-SA) oluşan iki farklı doğal polimerik duvar materyali kullanılarak kompleks koaservasyon yöntemiyle başarılı bir şekilde mikroenkapsüle edilmiştir. Kapsülleme verimliliği koşulları optimize etmek için bir yanıt yüzeyi metodolojisi (RSM) kullanılmıştır. Mikrokapsüllenmiş lahana ekstraktının kapsülleme verimliliği farklı polimerler kullanılarak iki değişken açısından araştırılmıştır: çekirdek madde miktarı(g) ve çapraz bağlayıcı miktarı (mL). Deneyler sonucunda elde edilen en yüksek verimler jelatin- arap zamkı için %67,72 ve jelatin-sodyum aljinat için de %54,68 olarak bulunmuştur. En yüksek verimlilik elde edilen mikrokapsüllerin morfolojik yapıları optik mikroskop ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile incelenmiştir. Etken maddenin ve mikrokapsülasyonda kullanılan bileşiklerin sistemdeki varlığının belirlenmesi ve elde edilen mikrokapsüllerde etken maddenin spektrum değişiminin gözlenmesi için Fourier dönüşümü kızılötesi spektroskopi (FT-IR) kullanılmıştır.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"2 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-26","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140493453","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-25DOI: 10.35414/akufemubid.1330683
İbrahim Şenaslan, Boğaç Bi̇lgi̇ç
This study utilized a quarter vehicle model and implemented a delayed resonator control approach to regulate the active suspension system. In contrast to the conventional delayed resonator, the force signal in this study is generated through the implementation of the position, velocity, and acceleration delayed resonator. The all parameters of the delayed resonator controller were determined using the genetic algorithm approach. The results suggest that integrating the delayed resonator significantly improves the performance of the suspension system. The applied force, which encompasses acceleration, velocity, and position variables of the system, remains stable under all conditions. This comprehensive controller is vital for the successful operation of the control system.
{"title":"Genetik Algoritma ile Optimize Edilmiş Yenilikçi bir Gecikmeli Rezonatör ile Çeyrek Taşıt Modelinin Kontrolü","authors":"İbrahim Şenaslan, Boğaç Bi̇lgi̇ç","doi":"10.35414/akufemubid.1330683","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1330683","url":null,"abstract":"This study utilized a quarter vehicle model and implemented a delayed resonator control approach to regulate the active suspension system. In contrast to the conventional delayed resonator, the force signal in this study is generated through the implementation of the position, velocity, and acceleration delayed resonator. The all parameters of the delayed resonator controller were determined using the genetic algorithm approach. The results suggest that integrating the delayed resonator significantly improves the performance of the suspension system. The applied force, which encompasses acceleration, velocity, and position variables of the system, remains stable under all conditions. This comprehensive controller is vital for the successful operation of the control system.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"46 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140494890","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-25DOI: 10.35414/akufemubid.1322369
Raziye Öz, Ahmet Yildiz
Bu çalışmada, Şuhut ilçesi (Afyonkarahisar) batısındaki volkanik ve metamorfik kayaçlardaki alterasyon zonlarının mineraloji, petrografisi ve jeokimyası araştırılmıştır. İnceleme alanının temelini Paleozoyik yaşlı metamorfik kayaçlar oluşturmaktadır. Temel kayaların üzerine Orta Miyosen yaşlı volkanosedimanter ve volkanik kayaçlar gelmiştir. Alterasyona uğramış kayaçların mineralojik-petrografik ve jeokimyasal özelliklerinin belirlenmesi için inceleme alanındaki alterasyon zonlarından örnekler alınmıştır. Toplam alkali-silis (TAS) diyagramında örneklerin büyük bir bölümünün trakiandezitik bileşim sunduğu belirlenmiştir. Çaltepe dolomitleri ve bunların ayrışma ürünleri ise adlandırma grafiklerine göre M-15 ve M-19 nolu örnekler dolomit-kireçtaşı geçiş zonunda, M-13, M-14, M-17 ve M-20 nolu örnekler ise dolomitik bileşimde oldukları sonucuna varılmıştır. Volkanik kayaç örneklerinin kondrite göre normalize nadir toprak element grafiğinde hafif nadir toprak elementleri (HNTE) zenginleşmiş, ortaç (ONTE) ve ağır nadir toprak elementleri (ANTE) ise kayba uğradığı görülmüştür. M-11 ve M-25 nolu örneklerde Ni, Cu, Pb, ve Zn konsantrasyonlarının köken kayaca göre yaklaşık elli kat artış gözlenmesi hidrotermal alterasyonun etkisini işaret etmektedir. Taze/az ayrışmış dolomitlerin normalize edilmiş ana element içeriklerine göre alterasyon süresince maksimum SiO2 zenginleşmesi ve P2O5 kaybı gerçekleşmiştir. Köken kayaca göre normalize edilmiş eser element değişimlerinde, U ve Zr maksimum kayba uğramış, Rb, Sr ve Co en fazla zenginleşmiştir. Dolomitlerin alterasyona uğraması sonucunda Hafif Nadir Toprak Elementleri (LREE) Ağır Nadir Toprak Elementleri (HREE)’ne göre daha fazla mobilize olmuştur.
{"title":"Şuhut (Afyonkarahisar) Batısındaki Alterasyon Zonlarının Mineralojik ve Jeokimyasal Özellikleri","authors":"Raziye Öz, Ahmet Yildiz","doi":"10.35414/akufemubid.1322369","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1322369","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, Şuhut ilçesi (Afyonkarahisar) batısındaki volkanik ve metamorfik kayaçlardaki alterasyon zonlarının mineraloji, petrografisi ve jeokimyası araştırılmıştır. İnceleme alanının temelini Paleozoyik yaşlı metamorfik kayaçlar oluşturmaktadır. Temel kayaların üzerine Orta Miyosen yaşlı volkanosedimanter ve volkanik kayaçlar gelmiştir. Alterasyona uğramış kayaçların mineralojik-petrografik ve jeokimyasal özelliklerinin belirlenmesi için inceleme alanındaki alterasyon zonlarından örnekler alınmıştır. Toplam alkali-silis (TAS) diyagramında örneklerin büyük bir bölümünün trakiandezitik bileşim sunduğu belirlenmiştir. Çaltepe dolomitleri ve bunların ayrışma ürünleri ise adlandırma grafiklerine göre M-15 ve M-19 nolu örnekler dolomit-kireçtaşı geçiş zonunda, M-13, M-14, M-17 ve M-20 nolu örnekler ise dolomitik bileşimde oldukları sonucuna varılmıştır. Volkanik kayaç örneklerinin kondrite göre normalize nadir toprak element grafiğinde hafif nadir toprak elementleri (HNTE) zenginleşmiş, ortaç (ONTE) ve ağır nadir toprak elementleri (ANTE) ise kayba uğradığı görülmüştür. M-11 ve M-25 nolu örneklerde Ni, Cu, Pb, ve Zn konsantrasyonlarının köken kayaca göre yaklaşık elli kat artış gözlenmesi hidrotermal alterasyonun etkisini işaret etmektedir. Taze/az ayrışmış dolomitlerin normalize edilmiş ana element içeriklerine göre alterasyon süresince maksimum SiO2 zenginleşmesi ve P2O5 kaybı gerçekleşmiştir. Köken kayaca göre normalize edilmiş eser element değişimlerinde, U ve Zr maksimum kayba uğramış, Rb, Sr ve Co en fazla zenginleşmiştir. Dolomitlerin alterasyona uğraması sonucunda Hafif Nadir Toprak Elementleri (LREE) Ağır Nadir Toprak Elementleri (HREE)’ne göre daha fazla mobilize olmuştur.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"22 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140496106","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-25DOI: 10.35414/akufemubid.1268128
Sinan Kivrak, Gülüstan Tuğçe Alvali, Burak Yenipınar, Emre Turan
Günümüzde batarya, motor, motor sürücü teknolojilerinin, uzaktan kontrol ve otonom kontrol yöntemlerinin gelişmesi, insansız hava aracı (İHA) teknolojisinin gelişmesine katkı sağlamıştır. İHA’ların kolay temin edilebilmeleri, faydalı yük taşıyabilmeleri, radarlara karşı düşük görünürlüğe sahip olması, kalkış ve iniş için bir piste ihtiyaç duymamaları gibi özelliklerinden dolayı kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bireysel olarak kullanılabileceği gibi savunma ve saldırı gibi askeri amaçlarla da İHA’ların kullanımının artması sebebiyle bu sistemlere karşı savunma sistemi geliştirilmesi zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiştir. Lazer, RF karıştırıcı, köreltme sistemleri İHA engelleme sistemlerinde yaygın olarak kullanılmakla birlikte bu sistemlerin yüksek maliyetleri, meskûn mahalde kullanılamamaları ve bu sistemlere karşı GPS uygulamaları ile bozucu sinyal kullanılması en önemli eksiklikleridir. Yapılan çalışmada mevcut İHA savunma silah sistemlerine alternatif yeni bir silah sistemi geliştirilmiştir. Geliştirilen sistemde dört adet tüfek eş zamanlı olarak ateşlenerek, 1440 adet 4 mm’lik şarapnelden meydana gelen ve 400 metreye kadar etkili olan bir mermi bulutu oluşturmaktadır. Uygun maliyetinin yanı sıra geliştirilen sistemin yorgun mermisi diğer mühimmat atan silah sistemlerine göre daha az zararlı olması meskûn mahalde çok rahat kullanılmasını sağlamaktadır. Sistem, gerilme, güvenlik katsayısı ve deformasyon analizleri yapılarak geliştirilmiş, üretilmiş ve saha testleri başarılı bir şekilde tamamlanmıştır.
{"title":"Development Of a New Weapon System Against Unmanned Aerial Vehicle","authors":"Sinan Kivrak, Gülüstan Tuğçe Alvali, Burak Yenipınar, Emre Turan","doi":"10.35414/akufemubid.1268128","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1268128","url":null,"abstract":"Günümüzde batarya, motor, motor sürücü teknolojilerinin, \u0000uzaktan kontrol ve otonom kontrol yöntemlerinin gelişmesi, \u0000insansız hava aracı (İHA) teknolojisinin gelişmesine katkı \u0000sağlamıştır. İHA’ların kolay temin edilebilmeleri, faydalı yük \u0000taşıyabilmeleri, radarlara karşı düşük görünürlüğe sahip olması, \u0000kalkış ve iniş için bir piste ihtiyaç duymamaları gibi \u0000özelliklerinden dolayı kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. \u0000Bireysel olarak kullanılabileceği gibi savunma ve saldırı gibi \u0000askeri amaçlarla da İHA’ların kullanımının artması sebebiyle bu \u0000sistemlere karşı savunma sistemi geliştirilmesi zorunlu bir \u0000ihtiyaç haline gelmiştir. Lazer, RF karıştırıcı, köreltme sistemleri \u0000İHA engelleme sistemlerinde yaygın olarak kullanılmakla \u0000birlikte bu sistemlerin yüksek maliyetleri, meskûn mahalde \u0000kullanılamamaları ve bu sistemlere karşı GPS uygulamaları ile \u0000bozucu sinyal kullanılması en önemli eksiklikleridir. Yapılan \u0000çalışmada mevcut İHA savunma silah sistemlerine alternatif \u0000yeni bir silah sistemi geliştirilmiştir. Geliştirilen sistemde dört \u0000adet tüfek eş zamanlı olarak ateşlenerek, 1440 adet 4 mm’lik \u0000şarapnelden meydana gelen ve 400 metreye kadar etkili olan \u0000bir mermi bulutu oluşturmaktadır. Uygun maliyetinin yanı sıra \u0000geliştirilen sistemin yorgun mermisi diğer mühimmat atan silah \u0000sistemlerine göre daha az zararlı olması meskûn mahalde çok \u0000rahat kullanılmasını sağlamaktadır. Sistem, gerilme, güvenlik \u0000katsayısı ve deformasyon analizleri yapılarak geliştirilmiş, \u0000üretilmiş ve saha testleri başarılı bir şekilde tamamlanmıştır.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"68 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140496718","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-21DOI: 10.35414/akufemubid.1312034
Yaprak Özdağ, Oya ANKAYA PAMUKÇU
Due to the tectonic regime it has been subjected to under the influence of Western Anatolia, the area contains numerous sedimentary basin structures. The study area, located within the province of Izmir, is a region where a significant number of historical and instrumental earthquakes have occurred due to its tectonic structure. The Bornova Plain, located east of the inner Gulf of Izmir, is highly susceptible to earthquakes due to dense urbanization. This was clearly observed during the Samos earthquake on October 30, 2020. In this study, a microgravity field survey was conducted in a larger area than previous studies to better characterize the basin effect of the plain and obtain a high-resolution dataset representing a wide area. The necessary measurement point distribution was performed with a variable sampling interval of approximately 200-1000 meters, resulting in a microgravity dataset of 458 points. By taking 1 profile section from the residual Bouguer gravity map created for the Bornova Plain, inverse solution modeling was performed. The density values obtained from the inverse solution modeling were compared with the densities calculated from seismic velocities obtained through the spatial autocorrelation (SPAC) method conducted in the study area. A high consistency was observed between the density values obtained from the two different methods compared.
{"title":"Analyzing Bornova Plain's Basin Structure Using Density Parameter","authors":"Yaprak Özdağ, Oya ANKAYA PAMUKÇU","doi":"10.35414/akufemubid.1312034","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1312034","url":null,"abstract":"Due to the tectonic regime it has been subjected to under the influence of Western Anatolia, the area contains numerous sedimentary basin structures. The study area, located within the province of Izmir, is a region where a significant number of historical and instrumental earthquakes have occurred due to its tectonic structure. The Bornova Plain, located east of the inner Gulf of Izmir, is highly susceptible to earthquakes due to dense urbanization. This was clearly observed during the Samos earthquake on October 30, 2020. In this study, a microgravity field survey was conducted in a larger area than previous studies to better characterize the basin effect of the plain and obtain a high-resolution dataset representing a wide area. The necessary measurement point distribution was performed with a variable sampling interval of approximately 200-1000 meters, resulting in a microgravity dataset of 458 points. By taking 1 profile section from the residual Bouguer gravity map created for the Bornova Plain, inverse solution modeling was performed. The density values obtained from the inverse solution modeling were compared with the densities calculated from seismic velocities obtained through the spatial autocorrelation (SPAC) method conducted in the study area. A high consistency was observed between the density values obtained from the two different methods compared.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"209 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-21","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140501088","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-19DOI: 10.35414/akufemubid.1337900
Hilal Kir, Şükrü Karabulut, Mustafa Yazar, Ş. Talaş
Robot direnç nokta kaynaklarında elektrot aşınması ve efektif kullanımı iyi takip edilmesi gereken bir durumdur. Erkenden değiştirilen bir elektrot veya kullanım süresini aşan bir elektrodun getireceği fayda-zarar etkisi maliyetlere olumsuz olarak yansımaktadır. Elektrotların direnç nokta kaynağı boyutlarının şartnameye uygun oluşturması beklenirken aşınma ile beraber kaynak çekirdek boyut ölçümleri beklenen değerlerden farklı çıkmaktadır ve bu sorunun çözümü için elektrot bileme işlemi uygulanmaktadır. Bu çalışmada, prosesin otomatik hale getirilmesi SmartblockTM vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir ve “SmartblockTM” kontrol algoritması kullanılarak bileme sıklığı, kaynak akımı ve süresinin robot nokta kaynaklarındaki en son çekirdek çap özelliklerine etkisi çalışılmıştır. En uygun elektrot bileme frekansı olarak 70 nokta kaynağı bulunurken, 100 ms kaynak süresi ve 8 kA kaynak akımı en iyi nokta kaynağı için diğer optimum parametreler olarak ortaya çıkmıştır.
{"title":"Investigation on Dressing Frequency, Welding Current and Time Using Taguchi Methodology in Robotic Spot Welding with SmartblockTM","authors":"Hilal Kir, Şükrü Karabulut, Mustafa Yazar, Ş. Talaş","doi":"10.35414/akufemubid.1337900","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1337900","url":null,"abstract":"Robot direnç nokta kaynaklarında elektrot aşınması ve efektif kullanımı iyi takip edilmesi gereken bir durumdur. Erkenden değiştirilen bir elektrot veya kullanım süresini aşan bir elektrodun getireceği fayda-zarar etkisi maliyetlere olumsuz olarak yansımaktadır. Elektrotların direnç nokta kaynağı boyutlarının şartnameye uygun oluşturması beklenirken aşınma ile beraber kaynak çekirdek boyut ölçümleri beklenen değerlerden farklı çıkmaktadır ve bu sorunun çözümü için elektrot bileme işlemi uygulanmaktadır. Bu çalışmada, prosesin otomatik hale getirilmesi SmartblockTM vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir ve “SmartblockTM” kontrol algoritması kullanılarak bileme sıklığı, kaynak akımı ve süresinin robot nokta kaynaklarındaki en son çekirdek çap özelliklerine etkisi çalışılmıştır. En uygun elektrot bileme frekansı olarak 70 nokta kaynağı bulunurken, 100 ms kaynak süresi ve 8 kA kaynak akımı en iyi nokta kaynağı için diğer optimum parametreler olarak ortaya çıkmıştır.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"76 23","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140503401","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-18DOI: 10.35414/akufemubid.1326935
Uğur Kirçil, C. Tepe
İnsansız kara araçları günümüzde büyük öneme sahiptir. Bu araçlar, askeri, afet/arama kurtarma, gözetim/güvenlik veya tarımsal alanlarda olmak üzere kullanılabilir. Bu kara araçları otonom, yarı otonom veya insan kontrollü çalışabilir. Üç fonksiyonda da bu kara araçlarının bir yer istasyonu ile haberleşmesi gerekmektedir. Bu yer istasyonunda bir arayüz bulunur ve bu arayüzde aracın birçok anlık durum bilgileri ve kamera görüntüsü gösterilir. Böylece operatör, kara aracın yanında bulunmadan araç üzerindeki verileri okuyabilir. Herhangi bir arıza durumunda araca zamanında müdahale edebilir. Bu çalışmada insansız kara araçları için özgün çapraz platform destekli bir telemetri sistemi tasarlanmıştır. Bu telemetri sisteminde veri gönderim kartı ve yer istasyonu arayüzü bulunmaktadır. Mikrodenetleyici kartının üstüne takılabilen veri aktarım kartında RF verici, konnektörler ve çeşitli sensörler bulunmaktadır. Yer istasyonundaki RF alıcı, verileri aldıktan sonra tasarlanan çapraz platform destekli arayüz üzerinde gösterilmektedir. Arayüz üzerinde pil durumu, katedilen mesafe, aracın aktif durumu, depo doluluğu gibi bilgiler yer almaktadır. Ayrıca kara aracı üzerindeki kamera vericisi ile kamera verisi alınmaktadır ve arayüz üzerinde canlı olarak kamera görüntüsü de gösterilmektedir. Arayüzün iletişim fonksiyonları test edilmiştir ve başarıyla çalışmaktadır. Bu arayüzün çeşitli platformda performans ve fonksiyon testleri yapılmıştır. Testlerden alınan performans verileri incelenmiştir. Ayrıca mevcut olan diğer arayüzlerle karşılaştırılması yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda taşınabilir, düşük maliyetli, özgün bir donanım ve çapraz platform desteğine sahip basit, hafif ve kullanışlı bir arayüz elde edilmiştir.
{"title":"Cross-Platform Telemetry System Design For Unmanned Ground Vehicles","authors":"Uğur Kirçil, C. Tepe","doi":"10.35414/akufemubid.1326935","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1326935","url":null,"abstract":"İnsansız kara araçları günümüzde büyük öneme sahiptir. Bu araçlar, askeri, afet/arama kurtarma, gözetim/güvenlik veya tarımsal alanlarda olmak üzere kullanılabilir. Bu kara araçları otonom, yarı otonom veya insan kontrollü çalışabilir. Üç fonksiyonda da bu kara araçlarının bir yer istasyonu ile haberleşmesi gerekmektedir. Bu yer istasyonunda bir arayüz bulunur ve bu arayüzde aracın birçok anlık durum bilgileri ve kamera görüntüsü gösterilir. Böylece operatör, kara aracın yanında bulunmadan araç üzerindeki verileri okuyabilir. Herhangi bir arıza durumunda araca zamanında müdahale edebilir. Bu çalışmada insansız kara araçları için özgün çapraz platform destekli bir telemetri sistemi tasarlanmıştır. Bu telemetri sisteminde veri gönderim kartı ve yer istasyonu arayüzü bulunmaktadır. Mikrodenetleyici kartının üstüne takılabilen veri aktarım kartında RF verici, konnektörler ve çeşitli sensörler bulunmaktadır. Yer istasyonundaki RF alıcı, verileri aldıktan sonra tasarlanan çapraz platform destekli arayüz üzerinde gösterilmektedir. Arayüz üzerinde pil durumu, katedilen mesafe, aracın aktif durumu, depo doluluğu gibi bilgiler yer almaktadır. Ayrıca kara aracı üzerindeki kamera vericisi ile kamera verisi alınmaktadır ve arayüz üzerinde canlı olarak kamera görüntüsü de gösterilmektedir. Arayüzün iletişim fonksiyonları test edilmiştir ve başarıyla çalışmaktadır. Bu arayüzün çeşitli platformda performans ve fonksiyon testleri yapılmıştır. Testlerden alınan performans verileri incelenmiştir. Ayrıca mevcut olan diğer arayüzlerle karşılaştırılması yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda taşınabilir, düşük maliyetli, özgün bir donanım ve çapraz platform desteğine sahip basit, hafif ve kullanışlı bir arayüz elde edilmiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"49 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140504087","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-18DOI: 10.35414/akufemubid.1325417
Şükrü Özkan, Hakan Ceylan
Bu çalışmada çimento esaslı kompozit üretiminde kullanılan atık andezit tozu (AAT) ikamesinin kompozit malzemenin dayanım değerlerine etkisi araştırılmış ve edilen veriler yanıt yüzey yöntemi (YYM) metoduyla modellenerek deneysel veriler ile uyumu incelenmiştir. Çimento esaslı karışımların üretilmesinde AAT, çimento ile ağırlıkça %5, %10, %15, %20, %25 ve %30 olmak üzere 6 farklı oranda ikame edilmiştir. Ayrıca basınç dayanımı üzerine kür süresinin etkisi 90 gün sonunda incelenmiştir. Çimento ve AAT ikame oranları YYM için ana girdi verilerini oluştururken 90 günlük basınç dayanımı değerleri yanıt verilerini oluşturmuştur. YYM ile yapılan basınç dayanımı tahmininden elde edilen veriler ile laboratuvar koşullarında elde edilen deneysel veriler kıyaslandığında aralarındaki uyumun %95’lik bir belirleme katsayısı ile iyi derecede olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca karışımlarda kullanılan %5 ikame oranı, diğer ikame oranları arasında daha yüksek dayanım değerleri elde edilmesini sağlamıştır.
{"title":"Atık Malzeme Olarak Uçucu Kül ve Andezit Tozu İçeren PVA Lif Donatılı Çimento Esaslı Kompozitlerin Basınç Dayanımının Tahmininde Yanıt Yüzey Metodolojisinin Kullanılması","authors":"Şükrü Özkan, Hakan Ceylan","doi":"10.35414/akufemubid.1325417","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1325417","url":null,"abstract":"Bu çalışmada çimento esaslı kompozit üretiminde kullanılan atık andezit tozu (AAT) ikamesinin kompozit malzemenin dayanım değerlerine etkisi araştırılmış ve edilen veriler yanıt yüzey yöntemi (YYM) metoduyla modellenerek deneysel veriler ile uyumu incelenmiştir. Çimento esaslı karışımların üretilmesinde AAT, çimento ile ağırlıkça %5, %10, %15, %20, %25 ve %30 olmak üzere 6 farklı oranda ikame edilmiştir. Ayrıca basınç dayanımı üzerine kür süresinin etkisi 90 gün sonunda incelenmiştir. Çimento ve AAT ikame oranları YYM için ana girdi verilerini oluştururken 90 günlük basınç dayanımı değerleri yanıt verilerini oluşturmuştur. YYM ile yapılan basınç dayanımı tahmininden elde edilen veriler ile laboratuvar koşullarında elde edilen deneysel veriler kıyaslandığında aralarındaki uyumun %95’lik bir belirleme katsayısı ile iyi derecede olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca karışımlarda kullanılan %5 ikame oranı, diğer ikame oranları arasında daha yüksek dayanım değerleri elde edilmesini sağlamıştır.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"65 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140503441","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-18DOI: 10.35414/akufemubid.1300626
Fehmi Sandikçi, N. B. Teşneli̇, A. Y. Teşneli̇
Bu çalışma kapsamında Yüksek Güçlü Lazer Silah Sistemlerinin (YGLSS) Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki savaş gemilerine entegrasyonu incelenmiştir. Savaş gemileri için önemli bir tehdit olan insansız hava ve deniz araçlarının etkisiz hale getirilebilmesi için ihtiyaç duyulan YGLSS çıkış güçleri hesaplanarak bu çıkış gücüne sahip sistem için gerekli olan elektriksel güç ve montaj alanı belirlenmiştir. Elde edilen değerler Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki savaş gemilerinin alt yapısı ile karşılaştırılarak entegrasyon için uygun gemiler belirlenmiştir. Sonuç olarak; belirli senaryolar dahilinde Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki fırkateynlerin, korvetlerin ve hücumbotların entegrasyon için uygun olduğu ancak sistem boyutlarından dolayı bazı tadilatların yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.
{"title":"The Integration of High Power Laser Weapon Systems into The Turkish Naval Forces Warships","authors":"Fehmi Sandikçi, N. B. Teşneli̇, A. Y. Teşneli̇","doi":"10.35414/akufemubid.1300626","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1300626","url":null,"abstract":"Bu çalışma kapsamında Yüksek Güçlü Lazer Silah Sistemlerinin (YGLSS) Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki savaş gemilerine entegrasyonu incelenmiştir. Savaş gemileri için önemli bir tehdit olan insansız hava ve deniz araçlarının etkisiz hale getirilebilmesi için ihtiyaç duyulan YGLSS çıkış güçleri hesaplanarak bu çıkış gücüne sahip sistem için gerekli olan elektriksel güç ve montaj alanı belirlenmiştir. Elde edilen değerler Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki savaş gemilerinin alt yapısı ile karşılaştırılarak entegrasyon için uygun gemiler belirlenmiştir. Sonuç olarak; belirli senaryolar dahilinde Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki fırkateynlerin, korvetlerin ve hücumbotların entegrasyon için uygun olduğu ancak sistem boyutlarından dolayı bazı tadilatların yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"64 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-18","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140503446","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}