Pub Date : 2024-01-17DOI: 10.35414/akufemubid.1377645
Çağlar Özkaymak, İbrahim Ti̇ryaki̇oğlu, Veli Başaran, Mehmet Buldan
Batı Anadolu Genişleme Bölgesi (BAGB) içerisinde kenarları diri faylar ile kontrol edilen grabenlerin kenarlarında, son zamanlarda yıkıcı deprem olmaksızın bazı yüzey deformasyonları meydana gelmektedir. Bu deformasyonlardan biri de Afyon-Akşehir Grabeni (AAG) içerisinde yer alan Afyonkarahisar Bolvadin ilçe merkezinde gerçekleşmektedir. Bolvadin ilçesi ve yakın çevresinde yer alan Bolvadin Fayı üzerinde 03 Şubat 2002 Çay Depremleri (Mw:6.0 ve 6.3) sonrasında meydana gelen ve gelişmekte olan Asismik Yüzey Deformasyonları (AYD), üzerlerinde yer alan kentsel mühendislik yapılarına ve altyapı sistemlerine belirgin zararlar vermekte, yapıları afetlere karşı zayıflatmakta ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu çalışmada, Bolvadin yerleşim alanının altından geçen Bolvadin Fayı’na ait kollar “yüzey faylanması tehlikesi kuşağı oluşturma kriterleri” açısından değerlendirilmiştir. Bunun için üzerinde daha önce hendek tabanlı paleosismoloji çalışmaları gerçekleştirilmiş olan fay üzerindeki deformasyon zonunun geometrisi, uzunluğu ve genişliği imar planlarına esas olacak ölçekte (1/5000, 1/2000 ve 1/1000) haritalanmıştır. Yapılan saha çalışmalarına göre günümüzde 8 parça halinde imara esas ölçekte haritalanan deformasyonların Bolvadin yerleşim alanı içerisindeki toplam uzunluğu yaklaşık 7 km’dir. Deformasyon kolları üzerinde kalan ve bir kısmı ağır bir kısmı hafif hasarlı olarak bu deformasyonlardan doğrudan etkilenen yaklaşık 100 yapı gözlenmiştir.
{"title":"Bolvadin Asismik Yüzey Deformasyonlarının Yerleşim Alanlarına Etkilerinin İncelenmesi","authors":"Çağlar Özkaymak, İbrahim Ti̇ryaki̇oğlu, Veli Başaran, Mehmet Buldan","doi":"10.35414/akufemubid.1377645","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1377645","url":null,"abstract":"Batı Anadolu Genişleme Bölgesi (BAGB) içerisinde kenarları diri faylar ile kontrol edilen grabenlerin kenarlarında, son zamanlarda yıkıcı deprem olmaksızın bazı yüzey deformasyonları meydana gelmektedir. Bu deformasyonlardan biri de Afyon-Akşehir Grabeni (AAG) içerisinde yer alan Afyonkarahisar Bolvadin ilçe merkezinde gerçekleşmektedir. Bolvadin ilçesi ve yakın çevresinde yer alan Bolvadin Fayı üzerinde 03 Şubat 2002 Çay Depremleri (Mw:6.0 ve 6.3) sonrasında meydana gelen ve gelişmekte olan Asismik Yüzey Deformasyonları (AYD), üzerlerinde yer alan kentsel mühendislik yapılarına ve altyapı sistemlerine belirgin zararlar vermekte, yapıları afetlere karşı zayıflatmakta ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu çalışmada, Bolvadin yerleşim alanının altından geçen Bolvadin Fayı’na ait kollar “yüzey faylanması tehlikesi kuşağı oluşturma kriterleri” açısından değerlendirilmiştir. Bunun için üzerinde daha önce hendek tabanlı paleosismoloji çalışmaları gerçekleştirilmiş olan fay üzerindeki deformasyon zonunun geometrisi, uzunluğu ve genişliği imar planlarına esas olacak ölçekte (1/5000, 1/2000 ve 1/1000) haritalanmıştır. Yapılan saha çalışmalarına göre günümüzde 8 parça halinde imara esas ölçekte haritalanan deformasyonların Bolvadin yerleşim alanı içerisindeki toplam uzunluğu yaklaşık 7 km’dir. Deformasyon kolları üzerinde kalan ve bir kısmı ağır bir kısmı hafif hasarlı olarak bu deformasyonlardan doğrudan etkilenen yaklaşık 100 yapı gözlenmiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"206 6","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-17","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140504646","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-16DOI: 10.35414/akufemubid.1343172
Sümeyye GÜR MAZLUM
Relationships between type-1 Bishop and Frenet, type-2 Bishop and Frenet, alternative and Frenet, N-Bishop and alternative frames of any regular curve in Euclidean 3-space are known. In this study, relationships between N-Bishop and Frenet frames and relationships between type-1 Bishop, type-2 Bishop and N-Bishop frames of any regular curve in Euclidean 3-space are given. In addition, pole vectors (unit vectors in the direction of Darboux vectors) belonging to these frames are computed. Last, pole and Darboux vectors belonging to these frames are compared with each other.
{"title":"On Bishop Frames of Any Regular Curve in Euclidean 3-Space","authors":"Sümeyye GÜR MAZLUM","doi":"10.35414/akufemubid.1343172","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1343172","url":null,"abstract":"Relationships between type-1 Bishop and Frenet, type-2 Bishop and Frenet, alternative and Frenet, N-Bishop and alternative frames of any regular curve in Euclidean 3-space are known. In this study, relationships between N-Bishop and Frenet frames and relationships between type-1 Bishop, type-2 Bishop and N-Bishop frames of any regular curve in Euclidean 3-space are given. In addition, pole vectors (unit vectors in the direction of Darboux vectors) belonging to these frames are computed. Last, pole and Darboux vectors belonging to these frames are compared with each other.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"46 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-16","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140506192","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-12DOI: 10.35414/akufemubid.1336051
Muzaffer Bi̇nek, E. Hameş
Çalışma, kompostlamada kullanılabilecek selülazın aktinomiset izolatından katı hal fermantasyon yöntemiyle Yanıt Yüzeyi Metodolojisi (RSM) kullanılarak optimizasyonunu ve enzimin kısmi karakterizasyonunu amaçlamaktadır. Selülaz üreticisi olduğu belirlenmiş 5 izolat (M127-1, M127-2B, 1M1, M45-1 ve M6c-1) katı hal fermantasyonu ile selülaz üretimi açısından değerlendirilmiş ve izolat M127-1 ileri çalışmalar için seçilmiştir. Katı substrat seçimi için farklı substratların (talaş, malt çimi, soya unu ve buğday kepeği) kombinasyonları ile hazırlanan ortamlarda izolat M127-1 ile katı hal fermantasyonu gerçekleştirilmiş ve en iyi enzim aktivitesinin buğday kepeği-malt çimi (BM) (0,704 U/ml) ortamında olduğu belirlenmiştir. Ardından BM ortamı kullanılarak selülaz üretim optimizasyonu için nem, aşı miktarı ve inkübasyon süresi merkezi kompozit tasarımı kullanılarak optimize edilmiştir. Optimum selülaz üretim koşulları % 79,93 nem, 8,58 gün inkübasyon süresi ve 8,38 (v/w) aşı miktarı olarak belirlenmiş ve enzim aktivitesinin 1,8 kat arttığı görülmüştür. Enzimin optimum pH’sı 6 ve optimum sıcaklığı 60C olarak belirlenmiştir. 16SrDNA dizi analizi ile izolat, Streptomyces sp. M127-1 olarak tanımlanmıştır. Sonuç olarak yüksek sıcaklıkta aktif selülazın uygun maliyetli substratlar kullanılarak katı hal fermantasyonu ile Streptomyces sp. M127-1’den istatistiksel üretim optimizasyonu gerçekleştirilmiştir.
{"title":"Optimization of Thermotolerant Cellulase from Streptomyces sp. M127-1 with Response Surface Methodology using Solid-State Fermentation","authors":"Muzaffer Bi̇nek, E. Hameş","doi":"10.35414/akufemubid.1336051","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1336051","url":null,"abstract":"Çalışma, kompostlamada kullanılabilecek selülazın aktinomiset izolatından katı hal fermantasyon yöntemiyle Yanıt Yüzeyi Metodolojisi (RSM) kullanılarak optimizasyonunu ve enzimin kısmi karakterizasyonunu amaçlamaktadır. Selülaz üreticisi olduğu belirlenmiş 5 izolat (M127-1, M127-2B, 1M1, M45-1 ve M6c-1) katı hal fermantasyonu ile selülaz üretimi açısından değerlendirilmiş ve izolat M127-1 ileri çalışmalar için seçilmiştir. Katı substrat seçimi için farklı substratların (talaş, malt çimi, soya unu ve buğday kepeği) kombinasyonları ile hazırlanan ortamlarda izolat M127-1 ile katı hal fermantasyonu gerçekleştirilmiş ve en iyi enzim aktivitesinin buğday kepeği-malt çimi (BM) (0,704 U/ml) ortamında olduğu belirlenmiştir. Ardından BM ortamı kullanılarak selülaz üretim optimizasyonu için nem, aşı miktarı ve inkübasyon süresi merkezi kompozit tasarımı kullanılarak optimize edilmiştir. Optimum selülaz üretim koşulları % 79,93 nem, 8,58 gün inkübasyon süresi ve 8,38 (v/w) aşı miktarı olarak belirlenmiş ve enzim aktivitesinin 1,8 kat arttığı görülmüştür. Enzimin optimum pH’sı 6 ve optimum sıcaklığı 60C olarak belirlenmiştir. 16SrDNA dizi analizi ile izolat, Streptomyces sp. M127-1 olarak tanımlanmıştır. Sonuç olarak yüksek sıcaklıkta aktif selülazın uygun maliyetli substratlar kullanılarak katı hal fermantasyonu ile Streptomyces sp. M127-1’den istatistiksel üretim optimizasyonu gerçekleştirilmiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"3 4","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-12","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140509294","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-11DOI: 10.35414/akufemubid.1280918
Hadaan Pehli̇van, Mahmut Ayteki̇n
Bu çalışmada çimento ikamesi olarak %0, %10, %20, %30 ve %40 oranlarında İslahiye-Hassa Trası (T) içeren donatılı ve donatısız harç numuneler üretilmiştir. Çimento harçlarının kimyasal analiz, moleküler analiz ve termal değişimlerini incelemek için XRF, FT-IR ve TGA uygulamaları yapılmıştır. Çimento harçlarının dayanım testleri için 40x40x160mm boyutunda prizmatik ve elektrokimyasal korozyon ölçümleri için donatılı 50x100 mm silindir harç numuneleri üretilmiştir. Üç elektrotlu ölçüm yöntemi ile donatının elektrokimyasal korozyon davranışını belirlemek için voltametrik ölçümler yapılmıştır. Korozif ortamda bekleyen donatılara yarı hücre potansiyel yöntemi ile açık devre potansiyel ölçümleri (EADP), kulometri uygulaması ile açık devre potansiyelinde korozyon yüklerinin (QADP) ölçümü gibi tahribatsız elektrokimyasal testler yapılmıştır. Sonuç olarak %10 tras katkılı çimento harç numunelerinde sıcaklığa bağlı kütle değişiminin en düşük olduğu, 180 günlük eğilme (9.72 MPa) ve basınç (50.85 MPa) dayanımının en yüksek olduğu görülmüştür. Aynı zamanda %10 tras katkısı donatı yüzeyinde pasif film oluşmasına katkı sağlayarak korozyona karşı koruyucu bir ortam oluşturmuştur.
{"title":"İslahiye-Hassa Trası Katkılı Çimento Harçlarının Dayanım ve Dayanıklılık Özelliklerinin Araştırılması","authors":"Hadaan Pehli̇van, Mahmut Ayteki̇n","doi":"10.35414/akufemubid.1280918","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1280918","url":null,"abstract":"Bu çalışmada çimento ikamesi olarak %0, %10, %20, %30 ve %40 oranlarında İslahiye-Hassa Trası (T) içeren donatılı ve donatısız harç numuneler üretilmiştir. Çimento harçlarının kimyasal analiz, moleküler analiz ve termal değişimlerini incelemek için XRF, FT-IR ve TGA uygulamaları yapılmıştır. Çimento harçlarının dayanım testleri için 40x40x160mm boyutunda prizmatik ve elektrokimyasal korozyon ölçümleri için donatılı 50x100 mm silindir harç numuneleri üretilmiştir. Üç elektrotlu ölçüm yöntemi ile donatının elektrokimyasal korozyon davranışını belirlemek için voltametrik ölçümler yapılmıştır. Korozif ortamda bekleyen donatılara yarı hücre potansiyel yöntemi ile açık devre potansiyel ölçümleri (EADP), kulometri uygulaması ile açık devre potansiyelinde korozyon yüklerinin (QADP) ölçümü gibi tahribatsız elektrokimyasal testler yapılmıştır. Sonuç olarak %10 tras katkılı çimento harç numunelerinde sıcaklığa bağlı kütle değişiminin en düşük olduğu, 180 günlük eğilme (9.72 MPa) ve basınç (50.85 MPa) dayanımının en yüksek olduğu görülmüştür. Aynı zamanda %10 tras katkısı donatı yüzeyinde pasif film oluşmasına katkı sağlayarak korozyona karşı koruyucu bir ortam oluşturmuştur.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"73 11-12","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140510230","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-11DOI: 10.35414/akufemubid.1283088
Tuba Bahtli, V. Bostanci
Alüminasilikat esaslı kalıplar hassas döküm proseslerinde kullanıldıktan sonra atık haline gelerek, geri dönüşüm yapılmadan birikmesi çevreye zarar vermekte ve sorun haline gelmektedir. Bu çalışmada, 7131 çeliğinin hassas dökümünden sonra oluşan hassas döküm atık kumu (PCWS-A) kullanılarak şamot refrakter malzemeler üretilmiştir. Üretilen şamot refrakter malzemelerin fiziksel, mekanik ve termal şok özellikleri belirlenmiş, malzemelerinin XRD (X-ışını kırınım yöntemi) ve SEM (taramalı elektron mikroskobu) analizleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre termal şok testi öncesi ve sonrası PCWS-A kullanılarak üretilen şamot refrakter malzemelerin mekanik ve termal özelliklerinin iyileştirildiği ve dolayısıyla hassas döküm atık kumları ile şamot refrakter tuğla üretiminin performans, maliyet ve çevre açısından avantajlar sağlayacağı öngörülmüştür. Sağlanacak bu avantajlarda, kullanılan PCWS-A içerisinde refrakter malzemelerin mekanik özelliklerine katkı sağladığı bilinen zirkonun bulunmasının etkili olduğu düşünülmektedir.
{"title":"The Production of Chamotte Refractories by Incorporation of Foundry Waste Sand Obtained From Investment Casting of 7131 Steel","authors":"Tuba Bahtli, V. Bostanci","doi":"10.35414/akufemubid.1283088","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1283088","url":null,"abstract":"Alüminasilikat esaslı kalıplar hassas döküm proseslerinde kullanıldıktan sonra atık haline gelerek, geri dönüşüm yapılmadan birikmesi çevreye zarar vermekte ve sorun haline gelmektedir. Bu çalışmada, 7131 çeliğinin hassas dökümünden sonra oluşan hassas döküm atık kumu (PCWS-A) kullanılarak şamot refrakter malzemeler üretilmiştir. Üretilen şamot refrakter malzemelerin fiziksel, mekanik ve termal şok özellikleri belirlenmiş, malzemelerinin XRD (X-ışını kırınım yöntemi) ve SEM (taramalı elektron mikroskobu) analizleri yapılmıştır. \u0000Elde edilen sonuçlara göre termal şok testi öncesi ve sonrası PCWS-A kullanılarak üretilen şamot refrakter malzemelerin mekanik ve termal özelliklerinin iyileştirildiği ve dolayısıyla hassas döküm atık kumları ile şamot refrakter tuğla üretiminin performans, maliyet ve çevre açısından avantajlar sağlayacağı öngörülmüştür. Sağlanacak bu avantajlarda, kullanılan PCWS-A içerisinde refrakter malzemelerin mekanik özelliklerine katkı sağladığı bilinen zirkonun bulunmasının etkili olduğu düşünülmektedir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"8 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140509921","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-11DOI: 10.35414/akufemubid.1348983
Aydın Yeşilyurt, S. Biryol, Ali Soydi̇nç, Sevda İşik, M. Usta
Secondary metabolites of bacteria can be used to control microorganisms. In this study, the antimicrobial activity properties of Bacillus isolates from Apis mellifera and Varroa destructor have been determined. The antimicrobial activities of Bacillus species against some bacteria and pathogenic yeast (Candida albicans) were investigated according to the disc diffusion method. As a result of the research, secondary metabolites of Bacillus isolates used in the study inhibited the development of the tested microorganisms at different rates (1.1-8.4 mm inhibition zone). Two isolates GAP2 (Bacillus subtilis) and GAP9 (Bacillus thuringiensis) showed high antibacterial activity. Most of the metabolites isolated from bacterial isolates were shown to be sensitive to Escherichia coli ATCC2471 and Serratia marcescens ATCC13880 (p
{"title":"Determination of Antimicrobial Effects of Secondary Metabolites of Different Bacteria Belonging to the Genus Bacillus","authors":"Aydın Yeşilyurt, S. Biryol, Ali Soydi̇nç, Sevda İşik, M. Usta","doi":"10.35414/akufemubid.1348983","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1348983","url":null,"abstract":"Secondary metabolites of bacteria can be used to control \u0000microorganisms. In this study, the antimicrobial activity \u0000properties of Bacillus isolates from Apis mellifera and Varroa \u0000destructor have been determined. The antimicrobial activities \u0000of Bacillus species against some bacteria and pathogenic yeast \u0000(Candida albicans) were investigated according to the disc \u0000diffusion method. As a result of the research, secondary \u0000metabolites of Bacillus isolates used in the study inhibited the \u0000development of the tested microorganisms at different rates \u0000(1.1-8.4 mm inhibition zone). Two isolates GAP2 (Bacillus \u0000subtilis) and GAP9 (Bacillus thuringiensis) showed high \u0000antibacterial activity. Most of the metabolites isolated from \u0000bacterial isolates were shown to be sensitive to Escherichia coli \u0000ATCC2471 and Serratia marcescens ATCC13880 (p","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"5 3","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-11","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140510037","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-09DOI: 10.35414/akufemubid.1333304
M. Cinar
This article presents an investigation for soliton solutions of the extended (2+1)-dimensional Kadomtsev–Petviashvili equation which describes wave behavior in shallow water. We utilize the unified Riccati equation expansion method. By employing the powerful method, many soliton solutions are successfully derived, and it is verified by Wolfram Mathematica that the solutions satisfy the main equation. Additionally, Matlab is utilized to generate plots and examine the properties of the obtained solitons. The results reveal that the considered equation exhibits a wide range of soliton solutions, including dark, bright, singular, and periodic solutions. This comprehensive investigation of soliton solutions for the Kadomtsev–Petviashvili equation holds significant relevance in various fields such as oceanography and nonlinear optics, contributing to practical applications.
{"title":"An Investigation for Soliton Solutions of the Extended (2+1)-Dimensional Kadomtsev–Petviashvili Equation","authors":"M. Cinar","doi":"10.35414/akufemubid.1333304","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1333304","url":null,"abstract":"This article presents an investigation for soliton solutions of the extended (2+1)-dimensional Kadomtsev–Petviashvili equation which describes wave behavior in shallow water. We utilize the unified Riccati equation expansion method. By employing the powerful method, many soliton solutions are successfully derived, and it is verified by Wolfram Mathematica that the solutions satisfy the main equation. Additionally, Matlab is utilized to generate plots and examine the properties of the obtained solitons. The results reveal that the considered equation exhibits a wide range of soliton solutions, including dark, bright, singular, and periodic solutions. This comprehensive investigation of soliton solutions for the Kadomtsev–Petviashvili equation holds significant relevance in various fields such as oceanography and nonlinear optics, contributing to practical applications.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"64 9","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140511453","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-09DOI: 10.35414/akufemubid.1332603
Hasan Kemal Sürmen, Tolga Güven
Nazal dilatörler nazal valfdeki yapısal anomalilerden kaynaklanan solunum güçlüğünü gidermek amacıyla kullanılan medikal cihazlardır. Buruna dışarıdan veya içeriden uygulanan cihazlar burnun nazal valf bölgesini genişleterek buradaki hava direncini azaltır ve nefes almayı kolaylaştırırlar. Burun yapısı kişiden kişiye değişmekte hatta aynı bireyin iki nazal valf yapısı arasında bile yapısal farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle kişiye özel olarak tasarlanan nazal dilatörler daha verimli ve konforlu olabilirler. Bu çalışmada tersine mühendislik ve eklemeli imalat yöntemleri kullanılarak kişiye özel nazal dilatör tasarımı ve üretiminden bahsedilmektedir. Tasarım sürecinde nazal valfin izi kil kalıp ile alınmış ve bu kalıbın 3B modeli fotogrametri yöntemiyle elde edilmiştir. Elde edilen model daha sonra bir 3B modelleme yazılımı ile hava geçişini sağlayacak ve cihazın kullanımı kolaylaştıracak şekilde tasarlanmıştır. Nazal dilatörün konforlu kullanımı için malzeme olarak esnek özelliğinden dolayı TPU seçilmiştir. Daha sonra modelin üretimi bir FDM (Fused Deposition Modeling) 3B yazıcı ile yapılmıştır. Elde edilen ürün, 3B modeli ile boyutsal doğruluk açısından karşılaştırılmıştır. Belirlenen çeşitli referanslardan alınan ölçümler neticesinde üründe ortalama boyutsal hata 0,058mm ile %0,609 olarak elde edilmiştir. Bu çalışmada geliştirilmiş olan kişiye özel nazal dilatörlerin her bir kullanıcının burun yapısıyla uyumu sayesinde farklı burun yapıları için kullanılan aynı formdaki standart nazal dilatörlere göre büyük üstünlük sağlayabileceği anlaşılmaktadır. Serbest-formlu organik objelerin modellenmesini kolaylaştıran tersine mühendislik ve tasarımdan doğrudan üretime imkân veren 3B baskı teknolojisi hat kurulumu ve yüksek ilk yatırım maliyetleri olmadan, seri üretime uygun olmayan kişiye özel medikal cihazların tasarım ve üretimi için önemli faydalar sunmaktadır.
{"title":"Tersine Mühendislik ve Eklemeli İmalat ile Kişiye Özel Nazal Dilatör Tasarımı ve Üretimi","authors":"Hasan Kemal Sürmen, Tolga Güven","doi":"10.35414/akufemubid.1332603","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1332603","url":null,"abstract":"Nazal dilatörler nazal valfdeki yapısal anomalilerden kaynaklanan solunum güçlüğünü gidermek amacıyla kullanılan medikal cihazlardır. Buruna dışarıdan veya içeriden uygulanan cihazlar burnun nazal valf bölgesini genişleterek buradaki hava direncini azaltır ve nefes almayı kolaylaştırırlar. Burun yapısı kişiden kişiye değişmekte hatta aynı bireyin iki nazal valf yapısı arasında bile yapısal farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle kişiye özel olarak tasarlanan nazal dilatörler daha verimli ve konforlu olabilirler. Bu çalışmada tersine mühendislik ve eklemeli imalat yöntemleri kullanılarak kişiye özel nazal dilatör tasarımı ve üretiminden bahsedilmektedir. Tasarım sürecinde nazal valfin izi kil kalıp ile alınmış ve bu kalıbın 3B modeli fotogrametri yöntemiyle elde edilmiştir. Elde edilen model daha sonra bir 3B modelleme yazılımı ile hava geçişini sağlayacak ve cihazın kullanımı kolaylaştıracak şekilde tasarlanmıştır. Nazal dilatörün konforlu kullanımı için malzeme olarak esnek özelliğinden dolayı TPU seçilmiştir. Daha sonra modelin üretimi bir FDM (Fused Deposition Modeling) 3B yazıcı ile yapılmıştır. Elde edilen ürün, 3B modeli ile boyutsal doğruluk açısından karşılaştırılmıştır. Belirlenen çeşitli referanslardan alınan ölçümler neticesinde üründe ortalama boyutsal hata 0,058mm ile %0,609 olarak elde edilmiştir. Bu çalışmada geliştirilmiş olan kişiye özel nazal dilatörlerin her bir kullanıcının burun yapısıyla uyumu sayesinde farklı burun yapıları için kullanılan aynı formdaki standart nazal dilatörlere göre büyük üstünlük sağlayabileceği anlaşılmaktadır. Serbest-formlu organik objelerin modellenmesini kolaylaştıran tersine mühendislik ve tasarımdan doğrudan üretime imkân veren 3B baskı teknolojisi hat kurulumu ve yüksek ilk yatırım maliyetleri olmadan, seri üretime uygun olmayan kişiye özel medikal cihazların tasarım ve üretimi için önemli faydalar sunmaktadır.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"217 1-2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-09","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140511781","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-08DOI: 10.35414/akufemubid.1349854
Ö. Nari̇n, Mustafa Yi̇lmaz
Global Ecosystem Dynamics Investigate (GEDI), orman örtüsü, su seviyesi ve arazi yüksekliği tahmini gibi birçok alanda yeryüzünün gözlemlenmesi için kullanılan uzay kaynaklı bir lazer altimetre sistemidir. GEDI verileri, gözlem sırasında kullanılan sensör nedeniyle atmosferik etkilerden etkilenmektedir. Çalışmamızda Türkiye’nin batısında yer alan Afyonkarahisar ili sınırları içerisindeki 55 kontrol noktası ile GEDI noktası karşılaştırmıştır. Ayrıca çalışmada GEDI verisinin hassasiyetinin daha detaylı incelenmesi için “solar_elevation” ve eğime göre karşılaştırma yapılmıştır. Karşılaştırma için doğruluk metriği olarak Karesel Ortalama Hata (KOH) kullanılmıştır. Sonuç olarak GEDI verisinin gece zamanlarında ve eğimin düşük olduğu alanlarda doğruluğunun arttığı görülmüştür. Çalışmamızda 55 nokta için arazi yüksekliği belirlemede GEDI verisi KOH’a göre 2.79 m, gece ve düşük eğimli 30 noktada ise 2.34 m başarı göstermiştir.
{"title":"GEDI Uydu Tabanlı Lazer Altimetre Verisinin Arazi Yükseklik Tahmininin Araştırılması","authors":"Ö. Nari̇n, Mustafa Yi̇lmaz","doi":"10.35414/akufemubid.1349854","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1349854","url":null,"abstract":"Global Ecosystem Dynamics Investigate (GEDI), orman örtüsü, su seviyesi ve arazi yüksekliği tahmini gibi birçok alanda yeryüzünün gözlemlenmesi için kullanılan uzay kaynaklı bir lazer altimetre sistemidir. GEDI verileri, gözlem sırasında kullanılan sensör nedeniyle atmosferik etkilerden etkilenmektedir. Çalışmamızda Türkiye’nin batısında yer alan Afyonkarahisar ili sınırları içerisindeki 55 kontrol noktası ile GEDI noktası karşılaştırmıştır. Ayrıca çalışmada GEDI verisinin hassasiyetinin daha detaylı incelenmesi için “solar_elevation” ve eğime göre karşılaştırma yapılmıştır. Karşılaştırma için doğruluk metriği olarak Karesel Ortalama Hata (KOH) kullanılmıştır. Sonuç olarak GEDI verisinin gece zamanlarında ve eğimin düşük olduğu alanlarda doğruluğunun arttığı görülmüştür. Çalışmamızda 55 nokta için arazi yüksekliği belirlemede GEDI verisi KOH’a göre 2.79 m, gece ve düşük eğimli 30 noktada ise 2.34 m başarı göstermiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"23 8","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140512705","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-01-07DOI: 10.35414/akufemubid.1288047
Celalettin Baykara
18. yy. ikinci yarısında başlayan endüstri devriminden günümüze kadar yaşanan teknolojik gelişmeler içinde malzeme teknolojisinin günden güne gelişmesiyle bu malzemelerin birleştirme yöntemleri de geliştirilmektedir. Bu yöntemlerden biri de son 40 yıldır gelişme gösteren yapıştırıcı kimyasalların başarıyla kullanıldığı yapıştırma metodudur. Özellikle günümüzde otomotiv firmalarının araçlarının ağırlıklarını hafifleştirilme eğilimi arttığı için farklı türdeki ve düşük yoğunluktaki malzemelerin birleştirilmesinde alternatif olarak yapıştırıcı elemanının kullanıldığı Kimyasal Birleştirme Metodu hemen hemen her sektörde başarıyla kullanılmaktadır. Bu çalışmada, otomotiv sektöründe sac kaplamada sıklıkla kullanılan DC01A soğuk haddelenmiş çelik malzemenin doğal yüzeyine ilaveten astar boya ve kataforez kaplama olarak farklı kimyasal kaplama metotları uygulanmış olup, poliüretan bazlı bir yapıştırıcı elemanıyla farklı kalınlıklarda çelik numuneler birleştirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, yapıştırıcı ile birleştirilen iki çelik malzemenin yapıştırıcı elemanın hangi kalınlıkta ve hangi kaplama metodunun yüzeyinde güçlü ve esnek bir bağ oluşturduğunu araştırmaktır. Araştırma metodu olarak numunelere yorulma testleri uygulanmıştır. Yorulma testi sonucunda 3 mm yapıştırıcı kalınlığındaki kataforez kaplı numune 0,05 MPA gerilimde sonsuz ömre sahip olurken, diğer numuneler ömür testinde başarısız olmuştur. Yorulma testleri sonucunda elde edilen Gerilim (S) ve Çevirim (N) verileriyle Wöhler eğrileri oluşturarak sonuçlar değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, uygulanan testler sonuçlarında 3 mm.’ye kadar yapıştırma kalınlığında ve kataforez kaplı numuneler, astar boyalı numunelere göre daha iyi yapışma performansı sağlandığı tespit edilmiştir. Yüzeyinde kaplama olmayan numunelerin birleştirilmesinde yeterli dayanım elde edilememiştir.
{"title":"Farklı Kimyasal Yöntemlerle Kaplanmış Çelik Plakaların Farklı Yapıştırma Kalınlıklarda Tek Bindirmeli Birleştirme Yöntemiyle Birleştirilen Numunelerin Yorulma Analizleri Sonuçlarının Wöhler Eğrilerinde Karşılaştırılması","authors":"Celalettin Baykara","doi":"10.35414/akufemubid.1288047","DOIUrl":"https://doi.org/10.35414/akufemubid.1288047","url":null,"abstract":"18. yy. ikinci yarısında başlayan endüstri devriminden günümüze kadar yaşanan teknolojik gelişmeler içinde malzeme teknolojisinin günden güne gelişmesiyle bu malzemelerin birleştirme yöntemleri de geliştirilmektedir. Bu yöntemlerden biri de son 40 yıldır gelişme gösteren yapıştırıcı kimyasalların başarıyla kullanıldığı yapıştırma metodudur. Özellikle günümüzde otomotiv firmalarının araçlarının ağırlıklarını hafifleştirilme eğilimi arttığı için farklı türdeki ve düşük yoğunluktaki malzemelerin birleştirilmesinde alternatif olarak yapıştırıcı elemanının kullanıldığı Kimyasal Birleştirme Metodu hemen hemen her sektörde başarıyla kullanılmaktadır. Bu çalışmada, otomotiv sektöründe sac kaplamada sıklıkla kullanılan DC01A soğuk haddelenmiş çelik malzemenin doğal yüzeyine ilaveten astar boya ve kataforez kaplama olarak farklı kimyasal kaplama metotları uygulanmış olup, poliüretan bazlı bir yapıştırıcı elemanıyla farklı kalınlıklarda çelik numuneler birleştirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, yapıştırıcı ile birleştirilen iki çelik malzemenin yapıştırıcı elemanın hangi kalınlıkta ve hangi kaplama metodunun yüzeyinde güçlü ve esnek bir bağ oluşturduğunu araştırmaktır. Araştırma metodu olarak numunelere yorulma testleri uygulanmıştır. Yorulma testi sonucunda 3 mm yapıştırıcı kalınlığındaki kataforez kaplı numune 0,05 MPA gerilimde sonsuz ömre sahip olurken, diğer numuneler ömür testinde başarısız olmuştur. Yorulma testleri sonucunda elde edilen Gerilim (S) ve Çevirim (N) verileriyle Wöhler eğrileri oluşturarak sonuçlar değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, uygulanan testler sonuçlarında 3 mm.’ye kadar yapıştırma kalınlığında ve kataforez kaplı numuneler, astar boyalı numunelere göre daha iyi yapışma performansı sağlandığı tespit edilmiştir. Yüzeyinde kaplama olmayan numunelerin birleştirilmesinde yeterli dayanım elde edilememiştir.","PeriodicalId":7433,"journal":{"name":"Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering","volume":"30 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-01-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140512839","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}