İnsansız hava aracı (İHA) fiziksel olarak içinde pilot bulunmayan, oto-pilot yöntemiyle yönetilebilen, silahlı veya silahsız olarak aktif hale getirilen hava araçlarıdır. Uzaktan kumanda veya kendi uçuş planı dâhilinde uçabilen bu uçaklar her ne kadar uzun yıllardır üzerinde çalışılsa da, 90’lı yıllardan sonra aktif olarak sivil alanda ve askeri alanda kullanılmaktadır. Keşif ve gözetleme, çatışma, araştırma, lojistik, tarım ve ticaret gibi çok yönlü kullanım alanı olması, bir pilot tarafından kullanılmamasından ötürü can güvenliği riskinin düşük seviyede olması, yüksek irtifa kazanması gibi birçok olumlu özelliği vardır. Bu nedenle geliştirilerek kullanım alanının artması, insansız teknolojilerin kullanımına geçilmesi adına önemlidir. İnsansız hava araçlarının teknolojik donanımları ve özellikleri onların kullanım sahasını belirlemektedir. Bu çalışmada insansız hava araçlarında dayanıklılık konusu ele alınmış, dayanıklılık unsurunun bu araçlardaki önemi araştırılmıştır. İnsansız hava araçları tasarımı ve havada kalış süresiyle dayanıklılığı konusunda fikir vermektedir. Günümüzde özellikle okyanus ötesi çalışmalar için dayanıklılık unsurunun geliştirilmesi adına çalışmalar yapılmaktadır.
{"title":"İnsansız Hava Araçlarında Dayanıklılık","authors":"Ümit Cevher","doi":"10.31590/ejosat.1276284","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1276284","url":null,"abstract":"İnsansız hava aracı (İHA) fiziksel olarak içinde pilot bulunmayan, oto-pilot yöntemiyle yönetilebilen, silahlı veya silahsız olarak aktif hale getirilen hava araçlarıdır. Uzaktan kumanda veya kendi uçuş planı dâhilinde uçabilen bu uçaklar her ne kadar uzun yıllardır üzerinde çalışılsa da, 90’lı yıllardan sonra aktif olarak sivil alanda ve askeri alanda kullanılmaktadır. Keşif ve gözetleme, çatışma, araştırma, lojistik, tarım ve ticaret gibi çok yönlü kullanım alanı olması, bir pilot tarafından kullanılmamasından ötürü can güvenliği riskinin düşük seviyede olması, yüksek irtifa kazanması gibi birçok olumlu özelliği vardır. Bu nedenle geliştirilerek kullanım alanının artması, insansız teknolojilerin kullanımına geçilmesi adına önemlidir. İnsansız hava araçlarının teknolojik donanımları ve özellikleri onların kullanım sahasını belirlemektedir. Bu çalışmada insansız hava araçlarında dayanıklılık konusu ele alınmış, dayanıklılık unsurunun bu araçlardaki önemi araştırılmıştır. İnsansız hava araçları tasarımı ve havada kalış süresiyle dayanıklılığı konusunda fikir vermektedir. Günümüzde özellikle okyanus ötesi çalışmalar için dayanıklılık unsurunun geliştirilmesi adına çalışmalar yapılmaktadır.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"16 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139357764","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çalışmada, elektrolif çekim yöntemi ile elde edilen nanoliflerin çap değerleri Taguchi tasarımına göre optimize edilmiştir. Deney parametreleri iğne çapı, akış hızı, elektrotlar arası mesafe, voltaj miktarı ve konsantrasyon olarak belirlenmiştir. L27 ortogonal matrisi kullanılarak deney tasarımı yapılmıştır. Belirlenen deneyler yapılarak Minitab programı yardımıyla ortalama ve sinyal/gürültü (S/N) oranları hesaplanmıştır. Faktörlerin ve seviyelerinin etkilerini görebilmek için grafiksel gösterim kullanılmıştır. Nanolif inceliğine en çok etki eden faktör iğne çapı en az etki eden faktör çözelti akış hızı olarak tespit edilmiştir. En ince lif değerini veren kombinasyon 22 G iğne çapı, 0,5 ml/saat akış hızı, 28 cm mesafe, 26 kV gerilim ve % 9 konsantrasyon olarak belirlenmiştir. Ayrıca nanolif çapı üzerinde etkili olan parametreleri istatistiksel olarak belirleyebilmek için varyans analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda belirlenen parametrelerin nanolif çapı üzerinde etkisi olduğu görülmüştür.
{"title":"Elektrolif Çekimiyle Üretilen Nanoliflerin İnceliğini Etkileyen Parametrelerin Taguchi Yöntemi ile Optimizasyonu","authors":"Gonca ŞİMŞEK GÜNDÜZ","doi":"10.31590/ejosat.1316508","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1316508","url":null,"abstract":"Çalışmada, elektrolif çekim yöntemi ile elde edilen nanoliflerin çap değerleri Taguchi tasarımına göre optimize edilmiştir. Deney parametreleri iğne çapı, akış hızı, elektrotlar arası mesafe, voltaj miktarı ve konsantrasyon olarak belirlenmiştir. L27 ortogonal matrisi kullanılarak deney tasarımı yapılmıştır. Belirlenen deneyler yapılarak Minitab programı yardımıyla ortalama ve sinyal/gürültü (S/N) oranları hesaplanmıştır. Faktörlerin ve seviyelerinin etkilerini görebilmek için grafiksel gösterim kullanılmıştır. Nanolif inceliğine en çok etki eden faktör iğne çapı en az etki eden faktör çözelti akış hızı olarak tespit edilmiştir. En ince lif değerini veren kombinasyon 22 G iğne çapı, 0,5 ml/saat akış hızı, 28 cm mesafe, 26 kV gerilim ve % 9 konsantrasyon olarak belirlenmiştir. Ayrıca nanolif çapı üzerinde etkili olan parametreleri istatistiksel olarak belirleyebilmek için varyans analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda belirlenen parametrelerin nanolif çapı üzerinde etkisi olduğu görülmüştür.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"47 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-14","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139359411","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Today, the ever-increasing energy resource needs are of great importance for all countries in the global sense. Countries have recently been developing important policies to meet their energy needs and to use existing energy resources efficiently. In addition, in order to minimize the emissions that harm the nature as a result of the burning of energy sources, they have turned to alternative energy sources that are less harmful to the environment. In order to be an alternative energy source, in this study, the effect of enriching propane gas with methane gas on combustion in a Tubitak supported combustor was experimentally investigated. The enrichment of methane gas was determined at the rates of 10%, 20% and 30%, and the effects of acoustic stress on combustion, emission values and the effects on the flame were investigated. The thermal power was 7 kW and the equivalence ratio (Փ) was 1.2, and the experiment was carried out with a constant eddy value (1.0). When the experiment was carried out without acoustic stress, it was determined that the temperature, flame brightness and light intensity increased as the methane ratio increased, the dynamic pressure value almost did not change, the NOx value was negligibly small, and the CO value decreased depending on the oxygen amount as the methane ratio increased. In the experiments carried out under 90 Hz, 185 Hz and 330 Hz acoustic stress, as the forcing value increases, the temperature and flame brightness increase; It was observed that the NOx value was negligibly small, and the CO value decreased compared to the experiment performed without acoustic stress.
{"title":"Experimental Investigation of Acoustic Forcing on the Combustion Effect of Propane - Methane Mixtures","authors":"K. Er, Murat Taştan","doi":"10.31590/ejosat.1237823","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1237823","url":null,"abstract":"Today, the ever-increasing energy resource needs are of great importance for all countries in the global sense. Countries have recently been developing important policies to meet their energy needs and to use existing energy resources efficiently. In addition, in order to minimize the emissions that harm the nature as a result of the burning of energy sources, they have turned to alternative energy sources that are less harmful to the environment. In order to be an alternative energy source, in this study, the effect of enriching propane gas with methane gas on combustion in a Tubitak supported combustor was experimentally investigated. The enrichment of methane gas was determined at the rates of 10%, 20% and 30%, and the effects of acoustic stress on combustion, emission values and the effects on the flame were investigated. The thermal power was 7 kW and the equivalence ratio (Փ) was 1.2, and the experiment was carried out with a constant eddy value (1.0). When the experiment was carried out without acoustic stress, it was determined that the temperature, flame brightness and light intensity increased as the methane ratio increased, the dynamic pressure value almost did not change, the NOx value was negligibly small, and the CO value decreased depending on the oxygen amount as the methane ratio increased. In the experiments carried out under 90 Hz, 185 Hz and 330 Hz acoustic stress, as the forcing value increases, the temperature and flame brightness increase; It was observed that the NOx value was negligibly small, and the CO value decreased compared to the experiment performed without acoustic stress.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"56 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139359857","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Dünyada hızla artan plastik kullanımı ile beraber polimerler farklı şekillerde işlenmektedir. Plastik işleme yöntemlerinden en önemlilerinden birisi enjeksiyonla kalıplamadır. Tüm endüstriyel üretimlerde hatalar; malzemeden, üretim şartlarından ve personelden kaynaklı meydana gelmektedir. Enjeksiyonla kalıplama yönteminde ise birleşme izi oluşumu ürün ve kalıp tasarımından kaynaklı olup sık rastlanan hatalardan biridir. Bu hata ürünün kullanım esnasında hasara uğramasına neden olmaktadır. Yapılan çalışmada, %30 cam elyaf katkılı Poliamid 6 (PA6) malzemenin bir ürün numunesi üzerinde iki farklı yolluk girişi (YG1-2) ile kalıplanması gerçekleştirilmiştir. Enjeksiyonla kalıplama sonunda numune üzerindeki farklı girişlerden kaynaklı oluşan birleşme izi oluşumu ele alınarak incelenmiştir. Numune ürün plastik kilit mekanizması elemanıdır. Tasarlanan numunenin gerilme analizi yapılarak Moldex3D® simülasyon programı ile analiz edilmiştir. Birleşme izinin malzeme üzerindeki konumu gözlemlenmiş ve birleşme izinin farklı bölgeye kaydırılması ile üretilmiş numunelerin çekme, darbe ve sertlik testleri karşılaştırılmıştır. Birleşme izinin, zorlanmanın minimum olduğu bölgeye kaydırılması ile mekanik özelliklerin pozitif yönde artış gösterdiği tespit edilmiştir.
{"title":"The Effect of Injection Shaped Plastic Lock Mechanism on Mechanical Properties","authors":"Muhammet Dağli, A. Demi̇rer","doi":"10.31590/ejosat.1282367","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1282367","url":null,"abstract":"Dünyada hızla artan plastik kullanımı ile beraber polimerler farklı şekillerde işlenmektedir. Plastik işleme yöntemlerinden en önemlilerinden birisi enjeksiyonla kalıplamadır. Tüm endüstriyel üretimlerde hatalar; malzemeden, üretim şartlarından ve personelden kaynaklı meydana gelmektedir. Enjeksiyonla kalıplama yönteminde ise birleşme izi oluşumu ürün ve kalıp tasarımından kaynaklı olup sık rastlanan hatalardan biridir. Bu hata ürünün kullanım esnasında hasara uğramasına neden olmaktadır. Yapılan çalışmada, %30 cam elyaf katkılı Poliamid 6 (PA6) malzemenin bir ürün numunesi üzerinde iki farklı yolluk girişi (YG1-2) ile kalıplanması gerçekleştirilmiştir. Enjeksiyonla kalıplama sonunda numune üzerindeki farklı girişlerden kaynaklı oluşan birleşme izi oluşumu ele alınarak incelenmiştir. Numune ürün plastik kilit mekanizması elemanıdır. Tasarlanan numunenin gerilme analizi yapılarak Moldex3D® simülasyon programı ile analiz edilmiştir. Birleşme izinin malzeme üzerindeki konumu gözlemlenmiş ve birleşme izinin farklı bölgeye kaydırılması ile üretilmiş numunelerin çekme, darbe ve sertlik testleri karşılaştırılmıştır. Birleşme izinin, zorlanmanın minimum olduğu bölgeye kaydırılması ile mekanik özelliklerin pozitif yönde artış gösterdiği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"102 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139360035","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In today's world, Industry 4.0 and its effects are seen, organizational agility has become a mandatory item for companies serving around the world. The perception of customer focus and quality, which started with the perception of Total Quality Management, spread rapidly and turned into a world in which agile companies take place with the effect of the competitive market. Companies declare that they are agile by performing agile rituals and framework applications. However, the debate continues on what should be the real organizational agility success and what it should change, which gives us maturity. In the research, the concepts of organizational agility and learning organization were explained in detail, and an innovative model recommendation was made regarding the currently recommended agile methods by adding the aim of innovation. The research model recommendation carried out shows important criteria for the issues that agile processes should focus on in the changing world with the effects of Industry 4.0. The results of the model, which was tested on Agile Teams, are also given in detail.
{"title":"Öğrenen Organizasyon ve İnovasyon Koçluğu Modeli Kurumsal Çeviklik Yaklaşımı: Bir vaka çalışması","authors":"Samet Gürsev","doi":"10.31590/ejosat.1249396","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1249396","url":null,"abstract":"In today's world, Industry 4.0 and its effects are seen, organizational agility has become a mandatory item for companies serving around the world. The perception of customer focus and quality, which started with the perception of Total Quality Management, spread rapidly and turned into a world in which agile companies take place with the effect of the competitive market. Companies declare that they are agile by performing agile rituals and framework applications. However, the debate continues on what should be the real organizational agility success and what it should change, which gives us maturity. In the research, the concepts of organizational agility and learning organization were explained in detail, and an innovative model recommendation was made regarding the currently recommended agile methods by adding the aim of innovation. The research model recommendation carried out shows important criteria for the issues that agile processes should focus on in the changing world with the effects of Industry 4.0. The results of the model, which was tested on Agile Teams, are also given in detail.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"41 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139359712","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu makale, tomosentez görüntülerinin derin öğrenme çalışmalarında kullanılmasına odaklanarak, görüntü ön işleme yöntemleri üzerine bir literatür araştırması sunmaktadır. Tomosentez, meme dokusunun 3 boyutlu, kesitsel olarak taranmasını sağlayan gelişmiş bir tıbbi görüntüleme tekniğidir. Bu teknikle elde edilen görüntüler 2 boyutlu mamografilere oranla daha yüksek boyutlu olduğu gibi daha gürültülü de olabilirler. Bu nedenle bu görüntülerin derin öğrenme modellerine uygun hale getirilmesi için ön işleme yapılması gerekmektedir. Bu literatür araştırması, tomosentez görüntülerinde kullanılan farklı ön işleme yöntemlerini ele almaktadır. Öncelikle Tomosentez görüntülerinin özellikleri ve derin öğrenme yöntemleri hakkında bir giriş yapılacaktır. Daha sonra, kullanılan ön işleme yöntemleri arasında yer alan filtreleme, normalizasyon, segmentasyon ve artırma gibi teknikler hakkında yapılan literatür araştırmasına ait bilgi verilecektir. Ayrıca, bu yöntemlerin bir arada kullanıldığı örnekler de incelenecektir. Sonuç olarak, bu makale ile Tomosentez görüntüleri üzerinde derin öğrenme çalışmaları yapmak isteyen araştırmacılara faydalı bir Türkçe kaynak sunmak hedeflenmektedir. Yapılan araştırma, görüntü ön işleme yöntemlerinin doğru seçiminin, derin öğrenme modellerinin performansını önemli ölçüde artırabileceğini göstermektedir.
本文介绍了有关图像预处理方法的文献调查，重点是断层合成图像在深度学习研究中的应用。断层扫描是一种先进的医学成像技术，可对乳腺组织进行三维横截面扫描。与二维乳房 X 线照片相比，该技术获得的图像维度更高、噪音更大。因此，需要对这些图像进行预处理，使其适合深度学习模型。本文献综述涉及断层扫描图像中使用的不同预处理方法。首先，将介绍断层合成图像的特性和深度学习方法。然后，将介绍滤波、归一化、分割和增强等技术，这些都是常用的预处理方法。此外，还将分析这些方法结合使用的实例。因此，本文旨在为希望对断层合成图像进行深度学习研究的研究人员提供有用的土耳其资源。研究表明，正确选择图像预处理方法可以显著提高深度学习模型的性能。
{"title":"A Literature Review on Image Preprocessing Methods Used in Deep Learning Studies Using Tomosynthesis Images","authors":"Elif Aydingöz, Mert Bal","doi":"10.31590/ejosat.1312965","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1312965","url":null,"abstract":"Bu makale, tomosentez görüntülerinin derin öğrenme çalışmalarında kullanılmasına odaklanarak, görüntü ön işleme yöntemleri üzerine bir literatür araştırması sunmaktadır. Tomosentez, meme dokusunun 3 boyutlu, kesitsel olarak taranmasını sağlayan gelişmiş bir tıbbi görüntüleme tekniğidir. Bu teknikle elde edilen görüntüler 2 boyutlu mamografilere oranla daha yüksek boyutlu olduğu gibi daha gürültülü de olabilirler. Bu nedenle bu görüntülerin derin öğrenme modellerine uygun hale getirilmesi için ön işleme yapılması gerekmektedir. Bu literatür araştırması, tomosentez görüntülerinde kullanılan farklı ön işleme yöntemlerini ele almaktadır. Öncelikle Tomosentez görüntülerinin özellikleri ve derin öğrenme yöntemleri hakkında bir giriş yapılacaktır. Daha sonra, kullanılan ön işleme yöntemleri arasında yer alan filtreleme, normalizasyon, segmentasyon ve artırma gibi teknikler hakkında yapılan literatür araştırmasına ait bilgi verilecektir. Ayrıca, bu yöntemlerin bir arada kullanıldığı örnekler de incelenecektir. Sonuç olarak, bu makale ile Tomosentez görüntüleri üzerinde derin öğrenme çalışmaları yapmak isteyen araştırmacılara faydalı bir Türkçe kaynak sunmak hedeflenmektedir. Yapılan araştırma, görüntü ön işleme yöntemlerinin doğru seçiminin, derin öğrenme modellerinin performansını önemli ölçüde artırabileceğini göstermektedir.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"71 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139362192","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Minimizing intersection delays is an important challenge in today’s smart cities. Even there are different approaches for delay minimization most of them uses the same nonlinear delay formula defined by Highway Capacity Manual (US). As a result choosing a fast and precise algorithm for finding the optimum inputs minimizing the delay output is a critical decision. In this paper we share our experience in selection of best optimization algorithm as a part of our work of developing an innovative system to minimize person delays in intersections. We compared two best known algorithms: Genetic Algorithms (GA) and Particle Swarm Optimization (PSO). It is shown that using the same population size and number of iterations PSO is 7x faster and 17x more precise than GA.
{"title":"Sinyalize Kavşaklarda Gecikmeyi Minimize Etmekte Kullanılan Optimizasyon Tekniklerinin Karşılaştırılması: PSO ve GA","authors":"Abdullah Karadağ, Murat Ergün","doi":"10.31590/ejosat.1270905","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1270905","url":null,"abstract":"Minimizing intersection delays is an important challenge in today’s smart cities. Even there are different approaches for delay minimization most of them uses the same nonlinear delay formula defined by Highway Capacity Manual (US). As a result choosing a fast and precise algorithm for finding the optimum inputs minimizing the delay output is a critical decision. In this paper we share our experience in selection of best optimization algorithm as a part of our work of developing an innovative system to minimize person delays in intersections. We compared two best known algorithms: Genetic Algorithms (GA) and Particle Swarm Optimization (PSO). It is shown that using the same population size and number of iterations PSO is 7x faster and 17x more precise than GA.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"25 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139362407","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Apricot, which is turned into powder without adding chemicals, without spoiling its nature and nutritional value, can be used in bakery products, dairy products and baby food. The shelf life of the apricot is extended by drying, grinding and packaging. These powders can be easily dissolved in solvents such as water and are preferred as reinforcement material in the sectors. In this study, the rheological properties of apricot powder have been investigated. The change of viscosities of apricot powder prepared at different concentrations and shear rates has been observed. It is seen that the viscosity increases as the concentration of apricot powders raise. The temperature increase in the resulting mixture decreases the viscosity. In rheological studies, it has been determined that as the shear rate of the fluid increases, its viscosity decreases. It is seen that the solution (fluid) produced with apricot powders exhibits shear thinning behavior (pseudoplastic). The correlation coefficients are calculated by modeling the data obtained in experimental studies. It has been found that the experimental data with power-law model, among the models developed for non-Newtonian fluids in the literature, have the highest R2 value.
{"title":"Kayısı Tozundan Elde Edilen Çözeltilerin Farklı Sıcaklık ve Konsantrasyonlardaki Viskozitelerinin Kayma Hızıyla Değişimi","authors":"Mukaddes Karataş, Ercan Aydoğmuş","doi":"10.31590/ejosat.1265932","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1265932","url":null,"abstract":"Apricot, which is turned into powder without adding chemicals, without spoiling its nature and nutritional value, can be used in bakery products, dairy products and baby food. The shelf life of the apricot is extended by drying, grinding and packaging. These powders can be easily dissolved in solvents such as water and are preferred as reinforcement material in the sectors. In this study, the rheological properties of apricot powder have been investigated. The change of viscosities of apricot powder prepared at different concentrations and shear rates has been observed. It is seen that the viscosity increases as the concentration of apricot powders raise. The temperature increase in the resulting mixture decreases the viscosity. In rheological studies, it has been determined that as the shear rate of the fluid increases, its viscosity decreases. It is seen that the solution (fluid) produced with apricot powders exhibits shear thinning behavior (pseudoplastic). The correlation coefficients are calculated by modeling the data obtained in experimental studies. It has been found that the experimental data with power-law model, among the models developed for non-Newtonian fluids in the literature, have the highest R2 value.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"221 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76613450","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
This research was conducted to determine the effect of mobile learning in the development of Table tennis basic mobility skills (Forehand, Backhand, Service). The research is an experimental study, and the pre-test / post-test model with the control experiment group constitutes the model of the research. It consists of 30 students, 15 control and 15 experimental groups studying at the Department of Physical Education and Sports Teaching in Giresun University for 8 weeks. " Table Tennis Skill Analysis Observation Form" and " Table tennis basic skills mobile learning program " were used in the experimental group to measure psycho-motor skills related to basic movements of both groups of table tennis balls as a measurement tool. The data obtained in the research were transferred to electronic medium and analyzed in SPSS (version 22) statistical package program. Mann Whitney U statistical technique was utilized in solving the data. According to the results obtained at the end of the research, when the total psychomotor skill scores of Giresun University students, who formed the control and experimental groups, were compared, it was seen that there was a significant difference between the scores of both groups in favor of the control group (p> 0.05). In conclusion, mobile learning methods and table tennis ground motion mobile training programs significantly increased the psycho-motor skills of the students. Therefore, it was supposed that the learning method was positively affected by using the mobile learning method.
{"title":"Giresun Üniversitesi Öğrencilerinde Mobil Öğreniminin Masa Tenisinin Temel Becerilerinin Gelişimine Etkisinin İncelenmesi.","authors":"Halil Çolak, Ferhat Buyukkalkan","doi":"10.31590/ejosat.1288759","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1288759","url":null,"abstract":"This research was conducted to determine the effect of mobile learning in the development of Table tennis basic mobility skills (Forehand, Backhand, Service). The research is an experimental study, and the pre-test / post-test model with the control experiment group constitutes the model of the research. It consists of 30 students, 15 control and 15 experimental groups studying at the Department of Physical Education and Sports Teaching in Giresun University for 8 weeks. \" Table Tennis Skill Analysis Observation Form\" and \" Table tennis basic skills mobile learning program \" were used in the experimental group to measure psycho-motor skills related to basic movements of both groups of table tennis balls as a measurement tool. The data obtained in the research were transferred to electronic medium and analyzed in SPSS (version 22) statistical package program. Mann Whitney U statistical technique was utilized in solving the data. According to the results obtained at the end of the research, when the total psychomotor skill scores of Giresun University students, who formed the control and experimental groups, were compared, it was seen that there was a significant difference between the scores of both groups in favor of the control group (p> 0.05). In conclusion, mobile learning methods and table tennis ground motion mobile training programs significantly increased the psycho-motor skills of the students. Therefore, it was supposed that the learning method was positively affected by using the mobile learning method.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"82 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139362443","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu makale, ülkelerin madalya toplamlarının belirlenmesinde nüfus ve ekonomik kaynakların, özellikle Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) ve ekonomik kalkınma düzeyinin rolü gibi ülke düzeyinde Olimpiyat başarısının belirleyicilerine odaklanmaktadır. Bu çalışma esasen bir literatür taraması olup, temel olarak 1950'lerden itibaren Olimpiyat Oyunlarının Covid-19 pandemisi nedeniyle bir sonraki yıla ertelendiği 2020 yılına kadar her dört yılda bir düzenlenen Olimpiyat Oyunları ve sonuçları ele alınmıştır. Bu konuda daha önce yapılmış akademik çalışmalar gözden geçirilerek elde edilen bulgular ve sonuçlar yorumlanmaya çalışılmıştır. Genel olarak konuyla ilgili yapılan akademik çalışmalar, ulus devletlerin nüfus büyüklükleri ve gelir düzeylerinin benzer etkilere sahip olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmalar, uluslararası spor müsabakalarından yüksek madalya toplamları elde etmek için hem büyük bir nüfusa hem de yüksek kişi başına GSYİH'ye ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu makalede tartışılan literatür sonucunda ekonomik faktörler, ev sahipliği ve olimpiyatlardaki deneyimler ile olimpiyat madalyası sayısı arasında pozitif bir ilişki olduğu söylenebilir. Özetlemek gerekirse, bu konuda yapılan akademik çalışmalar 1970'lerin başından itibaren yoğunluk kazanmaya başlamış ve bu çalışmalar göstermiştir ki, genel olarak madalya kazanma konusunda en başarılı ülkeler ekonomik olarak gelişmiş ve zengin ülkelerdir.
{"title":"A Literature Review on the Relationship between Economic Development and Sporting Success in the Perspective of the Olympic Games","authors":"Müjgan Deni̇z","doi":"10.31590/ejosat.1275106","DOIUrl":"https://doi.org/10.31590/ejosat.1275106","url":null,"abstract":"Bu makale, ülkelerin madalya toplamlarının belirlenmesinde nüfus ve ekonomik kaynakların, özellikle Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) ve ekonomik kalkınma düzeyinin rolü gibi ülke düzeyinde Olimpiyat başarısının belirleyicilerine odaklanmaktadır. Bu çalışma esasen bir literatür taraması olup, temel olarak 1950'lerden itibaren Olimpiyat Oyunlarının Covid-19 pandemisi nedeniyle bir sonraki yıla ertelendiği 2020 yılına kadar her dört yılda bir düzenlenen Olimpiyat Oyunları ve sonuçları ele alınmıştır. Bu konuda daha önce yapılmış akademik çalışmalar gözden geçirilerek elde edilen bulgular ve sonuçlar yorumlanmaya çalışılmıştır. Genel olarak konuyla ilgili yapılan akademik çalışmalar, ulus devletlerin nüfus büyüklükleri ve gelir düzeylerinin benzer etkilere sahip olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmalar, uluslararası spor müsabakalarından yüksek madalya toplamları elde etmek için hem büyük bir nüfusa hem de yüksek kişi başına GSYİH'ye ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu makalede tartışılan literatür sonucunda ekonomik faktörler, ev sahipliği ve olimpiyatlardaki deneyimler ile olimpiyat madalyası sayısı arasında pozitif bir ilişki olduğu söylenebilir. Özetlemek gerekirse, bu konuda yapılan akademik çalışmalar 1970'lerin başından itibaren yoğunluk kazanmaya başlamış ve bu çalışmalar göstermiştir ki, genel olarak madalya kazanma konusunda en başarılı ülkeler ekonomik olarak gelişmiş ve zengin ülkelerdir.","PeriodicalId":12068,"journal":{"name":"European Journal of Science and Technology","volume":"38 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82240981","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
京公网安备 11010802042870号
京ICP备2023020795号-1
扫码关注我们
求助内容：
应助结果提醒方式：