This study investigates the potential use of lignocellulosic material for Gas Electron Multiplier (GEM) foils in high-energy physics experiments. A 50 µm thick lignocellulosic film was created using a scattering method, and both surfaces were coated with a 2 µm thick copper electrode layer. Electrical characterization studies were conducted to assess the suitability of lignocellulosic material in GEM detectors. To ensure consistent atmospheric conditions during measurements, a special chamber was designed to monitor temperature and humidity values over time using an SHT3x sensor module and Rense Temperature/Humidity Meter. Electrical measurements were performed using a Keithley 4200 semiconductor characterization system, and I-V curves showing the current-voltage relationship under different atmospheric conditions were plotted. The results demonstrate the potential for developing sustainable and efficient detectors for various high-energy physics experiments using GEM detectors with lignocellulosic foils. This study comprehensively presents the advantages and disadvantages of using lignocellulosic material in GEM foils and contributes to the development of more environmentally friendly alternatives for GEM detector manufacturing.
{"title":"GEM Parçacık Dedektörlerinde Lignoselülozik Malzeme Kullanım Potansiyeli","authors":"Yalçın Kalkan","doi":"10.21597/jist.1295454","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1295454","url":null,"abstract":"This study investigates the potential use of lignocellulosic material for Gas Electron Multiplier (GEM) foils in high-energy physics experiments. A 50 µm thick lignocellulosic film was created using a scattering method, and both surfaces were coated with a 2 µm thick copper electrode layer. Electrical characterization studies were conducted to assess the suitability of lignocellulosic material in GEM detectors. To ensure consistent atmospheric conditions during measurements, a special chamber was designed to monitor temperature and humidity values over time using an SHT3x sensor module and Rense Temperature/Humidity Meter. Electrical measurements were performed using a Keithley 4200 semiconductor characterization system, and I-V curves showing the current-voltage relationship under different atmospheric conditions were plotted. The results demonstrate the potential for developing sustainable and efficient detectors for various high-energy physics experiments using GEM detectors with lignocellulosic foils. This study comprehensively presents the advantages and disadvantages of using lignocellulosic material in GEM foils and contributes to the development of more environmentally friendly alternatives for GEM detector manufacturing.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"86594300","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Yüksek performansa sahip perovskite güneş hücreleri (PSC)’nin elde edilebilmesi için elektron transfer tabakası (ETL) oldukça hayati öneme sahiptir. Bu durum yüksek sıcaklıkta üretilen, uygun enerji bandı hizalamasına ve yüksek optik geçirgenlik ile yüksek taşıyıcı hareketliliğine sahip kalay oksit (SnO2) ETL'nın üretilebilmesiyle mümkün olabilmektedir. Düşük sıcaklıkta üretilen ETL’nda genellikle düşük kristalleşme, zayıf elektron hareketliliği ve tane sınırlarında bol miktarda kusur meydana gelmektedir. Bu da verimli yük taşınmasını engelleyerek, rekombinasyon oluşturmakta ve ciddi enerji kayıplarına sebep olmaktadır. Bu çalışmada düşük sıcaklıkta SnO2 ETL üretiminden kaynaklanan bu olumsuz özellikleri iyileştirmek amacıyla SnO2 ETL içerisine 1-etil-3-metilimidazolyum tetrafloroborat (EMIMBF4) iyonik sıvı (IL)’sı farklı konsantrasyonlarda katkılanarak döndürerek kaplama (spin-coater) tekniği ile düşük sıcaklıkta (100 °C) hazırlanmıştır. EMIMBF4 IL katkılı SnO2 ETL ve perovskite filmlerin optik özellikleri UV-vis-NIR spektrometresi ve fotolüminesans spektrofotometresi (PL) ölçümü kullanılarak araştırılmıştır. Üretilen filmlerin alan emisyonlu taramalı elektron mikroskobu (FE-SEM) ve atomik kuvvet mikroskobu (AFM) ile yüzey morfolojisi incelenmiştir. Filmlerin kristal yapı analizi ise X-ışını kırınımı (XRD) ile gerçekleştirilmiştir. Temas açısı ölçümü kullanılarak yüzeylerin hidrofilik/hidrofobik davranışları değerlendirilmiştir. EMIMBF4 katkılı SnO2 ETL filmlerin saf SnO2 ETL filme göre yüzey kusurlarının pasivize edilerek daha az yüzey kusurlarına sahip oldukları ve nispeten daha düşük ve ekonomik bir sıcaklık da (100°C) kristalleştikleri görülmüştür. %0.5 EMIMBF4 katkılı filmlerin düşük de olsa diğer katkılı ve saf ETL filmlere göre daha iyi optik ve yapısal sonuçlar verdiği tespit edilmiştir.
{"title":"Perovskite Güneş Hücreleri İçin EMIMBF4 İyonik Sıvı Katkılı SnO2 Elektron Transfer Tabakasının Düşük Sıcaklıkta Üretimi ve Optimizasyonu","authors":"Murat Ebi̇ç","doi":"10.21597/jist.1273053","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1273053","url":null,"abstract":"Yüksek performansa sahip perovskite güneş hücreleri (PSC)’nin elde edilebilmesi için elektron transfer tabakası (ETL) oldukça hayati öneme sahiptir. Bu durum yüksek sıcaklıkta üretilen, uygun enerji bandı hizalamasına ve yüksek optik geçirgenlik ile yüksek taşıyıcı hareketliliğine sahip kalay oksit (SnO2) ETL'nın üretilebilmesiyle mümkün olabilmektedir. Düşük sıcaklıkta üretilen ETL’nda genellikle düşük kristalleşme, zayıf elektron hareketliliği ve tane sınırlarında bol miktarda kusur meydana gelmektedir. Bu da verimli yük taşınmasını engelleyerek, rekombinasyon oluşturmakta ve ciddi enerji kayıplarına sebep olmaktadır. Bu çalışmada düşük sıcaklıkta SnO2 ETL üretiminden kaynaklanan bu olumsuz özellikleri iyileştirmek amacıyla SnO2 ETL içerisine 1-etil-3-metilimidazolyum tetrafloroborat (EMIMBF4) iyonik sıvı (IL)’sı farklı konsantrasyonlarda katkılanarak döndürerek kaplama (spin-coater) tekniği ile düşük sıcaklıkta (100 °C) hazırlanmıştır. EMIMBF4 IL katkılı SnO2 ETL ve perovskite filmlerin optik özellikleri UV-vis-NIR spektrometresi ve fotolüminesans spektrofotometresi (PL) ölçümü kullanılarak araştırılmıştır. Üretilen filmlerin alan emisyonlu taramalı elektron mikroskobu (FE-SEM) ve atomik kuvvet mikroskobu (AFM) ile yüzey morfolojisi incelenmiştir. Filmlerin kristal yapı analizi ise X-ışını kırınımı (XRD) ile gerçekleştirilmiştir. Temas açısı ölçümü kullanılarak yüzeylerin hidrofilik/hidrofobik davranışları değerlendirilmiştir. EMIMBF4 katkılı SnO2 ETL filmlerin saf SnO2 ETL filme göre yüzey kusurlarının pasivize edilerek daha az yüzey kusurlarına sahip oldukları ve nispeten daha düşük ve ekonomik bir sıcaklık da (100°C) kristalleştikleri görülmüştür. %0.5 EMIMBF4 katkılı filmlerin düşük de olsa diğer katkılı ve saf ETL filmlere göre daha iyi optik ve yapısal sonuçlar verdiği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"28 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"75973877","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Son yıllarda hayatımızın gerçeği olan ve tüm dünya için pandemi haline gelen Covid-19’un gerekli tedbirlere sıkı şekilde uyulmadığı takdirde bulaşma oranı artmakta hatta varyantları bile ortaya çıkmaya başlamaktadır. DSÖ tarafından yayınlanan ve alınması gerekli olan tedbirler alındıkça hastalıkla mücadele daha kolay hale gelebilmektedir. Tedbirlere uymanın zorluğu olsa da uymaya özen gösterildiği taktirde, hastalık ya daha hafif atlatılmakta ya da hastalığa kolayca yakalanılmamaktadır. Bu tedbirlerin en önemlilerinden birisi de kalabalık alanlarda maske kullanımına özen gösterilmesidir. Maske kullanımının önemi araştırmalarla desteklenmesinden sonra, bazı alışveriş merkezi, sağlık kuruluşları, okullar gibi kalabalık mekanlarda maske kullanımına yönelik denetimler başlamıştır. Ancak bu denetimleri bir insanın gerçekleştirmesi zor olduğundan günümüzde sıklıkla kullanılan derin öğrenme yöntemleriyle maske tespiti çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. Bu tez çalışmasında, transfer öğrenme tabanlı modeller kullanılarak maske tespiti gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Kaggle web sitesinde bulunan veri seti ile toplamda 906 görüntü ile DenseNet121, EfficientNetV2M, NasNetMobile, InceptionV3, VGG19 ve InceptionResNetV2 derin öğrenme modelleri kullanılmıştır. Deneysel değerlendirmeler sonucunda, en iyi başarı oranı olarak NasNetMobile modeliyle, %99.35 doğruluk, %99 kesinlik, %99 geri çağırma ve %99 f1 skorları elde edildiği görülmüştür.
{"title":"Detection Of Face Mask With Convolutional Neural Network Models To Reduce Covid19 Spread","authors":"Aslıhan Daşgin, Kemal Adem, Serhat Kılıçarslan","doi":"10.21597/jist.1251058","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1251058","url":null,"abstract":"Son yıllarda hayatımızın gerçeği olan ve tüm dünya için pandemi haline gelen Covid-19’un gerekli \u0000tedbirlere sıkı şekilde uyulmadığı takdirde bulaşma oranı artmakta hatta varyantları bile ortaya \u0000çıkmaya başlamaktadır. DSÖ tarafından yayınlanan ve alınması gerekli olan tedbirler alındıkça \u0000hastalıkla mücadele daha kolay hale gelebilmektedir. Tedbirlere uymanın zorluğu olsa da uymaya \u0000özen gösterildiği taktirde, hastalık ya daha hafif atlatılmakta ya da hastalığa kolayca \u0000yakalanılmamaktadır. Bu tedbirlerin en önemlilerinden birisi de kalabalık alanlarda maske \u0000kullanımına özen gösterilmesidir. Maske kullanımının önemi araştırmalarla desteklenmesinden \u0000sonra, bazı alışveriş merkezi, sağlık kuruluşları, okullar gibi kalabalık mekanlarda maske \u0000kullanımına yönelik denetimler başlamıştır. Ancak bu denetimleri bir insanın gerçekleştirmesi zor \u0000olduğundan günümüzde sıklıkla kullanılan derin öğrenme yöntemleriyle maske tespiti çalışmaları \u0000yapılmaya başlanmıştır. Bu tez çalışmasında, transfer öğrenme tabanlı modeller kullanılarak maske \u0000tespiti gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Kaggle web sitesinde bulunan veri seti ile toplamda 906 \u0000görüntü ile DenseNet121, EfficientNetV2M, NasNetMobile, InceptionV3, VGG19 ve \u0000InceptionResNetV2 derin öğrenme modelleri kullanılmıştır. Deneysel değerlendirmeler sonucunda, \u0000en iyi başarı oranı olarak NasNetMobile modeliyle, %99.35 doğruluk, %99 kesinlik, %99 geri \u0000çağırma ve %99 f1 skorları elde edildiği görülmüştür.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"65 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"89251206","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Çalışma İzmir Menemende 2021 yılı ana ürün koşullarında yürütülmüştür. Deneme materyali olarak DKC6980, M14G44, P2088, Sy Giants, Sy Gladius ve Kefrancos çeşitleri kullanılmıştır. Tane veriminin yanı sıra verim öğeleri (koçan boyu, koçanda tane sayısı ve bintane ağırlığı) ve tane kalite parametreleri (protein, nişasta, yağ, kül ve lif oranları) ölçülmüştür. Buna ek olarak elde edilen tanelerin protein yapısında amino asit dağılımı belirlenmiştir. Araştırmada; tane verimi 1221.67 – 1569.82 kg/da ve bintane ağırlığı 339.00 – 419.25 g arasında değişmiştir. En yüksek bintane ağırlığı Kefrancos çeşidinden elde edilmiştir. Koçanda tane sayısı 599.65 – 715.43 adet ve tanede protein oranı %8.28 – 9.65 arasında değişmiştir. En yüksek tanede protein oranı Sy Giants ve Kefrancos çeşitlerinden elde edilmiştir. Ham yağ oranı %2.82 – 3.59 arasında değişmiştir. En yüksek ham yağ oranı P2088 çeşidinden, en düşük ham yağ oranı Sy Giants çeşidinden elde edilmiştir. Tanede amino asit değerleri açısından; en yüksek değer glutamat (1.29 – 1.47 g/100g), en düşük değer ise histidin amino asidi (0.19 – 0.25 g/100g) olarak ölçülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre çeşitlerin tane verimleri bölge veriminin üzerinde olmuştur. Çeşitler Menemen koşullarında tane mısır yetiştiriciliğine uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Tane kalitesi bakımından özellikle nişasta oranı, lif ve kül oranları ile glisin ve alanin gibi amino asitler bakımından yüksek değerler veren DKC6980 ve SY Giants çeşitleri öne çıkmıştır. Elde edilen sonuçların daha net ortaya konulabilmesi için çalışmanın en az iki yıl sürdürülmesi gereklidir.
{"title":"Determination of Yield and Quality of Corn Varıeties (Zea Mays L.) in Menemen Location","authors":"Gülen Ulus, Y. Koca","doi":"10.21597/jist.1282549","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1282549","url":null,"abstract":"Çalışma İzmir Menemende 2021 yılı ana ürün koşullarında yürütülmüştür. Deneme materyali olarak \u0000DKC6980, M14G44, P2088, Sy Giants, Sy Gladius ve Kefrancos çeşitleri kullanılmıştır. Tane veriminin \u0000yanı sıra verim öğeleri (koçan boyu, koçanda tane sayısı ve bintane ağırlığı) ve tane kalite parametreleri \u0000(protein, nişasta, yağ, kül ve lif oranları) ölçülmüştür. Buna ek olarak elde edilen tanelerin protein \u0000yapısında amino asit dağılımı belirlenmiştir. Araştırmada; tane verimi 1221.67 – 1569.82 kg/da ve bintane\u0000ağırlığı 339.00 – 419.25 g arasında değişmiştir. En yüksek bintane ağırlığı Kefrancos çeşidinden elde \u0000edilmiştir. Koçanda tane sayısı 599.65 – 715.43 adet ve tanede protein oranı %8.28 – 9.65 arasında \u0000değişmiştir. En yüksek tanede protein oranı Sy Giants ve Kefrancos çeşitlerinden elde edilmiştir. Ham \u0000yağ oranı %2.82 – 3.59 arasında değişmiştir. En yüksek ham yağ oranı P2088 çeşidinden, en düşük ham \u0000yağ oranı Sy Giants çeşidinden elde edilmiştir. Tanede amino asit değerleri açısından; en yüksek değer \u0000glutamat (1.29 – 1.47 g/100g), en düşük değer ise histidin amino asidi (0.19 – 0.25 g/100g) olarak \u0000ölçülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre çeşitlerin tane verimleri bölge veriminin üzerinde olmuştur. \u0000Çeşitler Menemen koşullarında tane mısır yetiştiriciliğine uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Tane \u0000kalitesi bakımından özellikle nişasta oranı, lif ve kül oranları ile glisin ve alanin gibi amino asitler \u0000bakımından yüksek değerler veren DKC6980 ve SY Giants çeşitleri öne çıkmıştır. Elde edilen sonuçların \u0000daha net ortaya konulabilmesi için çalışmanın en az iki yıl sürdürülmesi gereklidir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"9 11","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"72617632","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Branciari, metrik uzaydaki iki terimli üçgen eşitsizliğini üç terimli dörtgen eşitsizliğiyle yer değiştirerek yeni bir mesafe fonksiyonu oluşturmak için metrik kavramını yeniden yapılandırdı. Tanımlanan bu fonksiyon literatürde dikdörtgensel metrik ya da genelleştirilmiş metrik olarak adlandırılır. Ansari tarafından ortaya konulan üst sınıf dönüşümü temel alınarak Branciari metrik uzayında üst sınıf tip II aracılığıyla zayıf büzülmeli dönüşümlerin bir genellemesi verildi. Sonraki aşamada ise bir çizge vasıtasıyla Branciari metrik uzayında grafik zayıf büzülmeli dönüşümler için yeni sabit nokta sonuçlarını ispat etmek amacıyla burada bir uygulama verildi. Son olarak çalışılan dönüşüm için ana sonuçlarımızı destekleyen bir örnek gösterildi.
{"title":"(𝓕,𝒉) Üst Sınıfı Aracılığıyla (𝝍,𝝋) Zayıf Büzülme Dönüşümleri Üzerine Bir Çalışma","authors":"Esra Yolacan","doi":"10.21597/jist.1251523","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1251523","url":null,"abstract":"Branciari, metrik uzaydaki iki terimli üçgen eşitsizliğini üç terimli dörtgen eşitsizliğiyle yer değiştirerek yeni bir mesafe fonksiyonu oluşturmak için metrik kavramını yeniden yapılandırdı. Tanımlanan bu fonksiyon literatürde dikdörtgensel metrik ya da genelleştirilmiş metrik olarak adlandırılır. Ansari tarafından ortaya konulan üst sınıf dönüşümü temel alınarak Branciari metrik uzayında üst sınıf tip II aracılığıyla zayıf büzülmeli dönüşümlerin bir genellemesi verildi. Sonraki aşamada ise bir çizge vasıtasıyla Branciari metrik uzayında grafik zayıf büzülmeli dönüşümler için yeni sabit nokta sonuçlarını ispat etmek amacıyla burada bir uygulama verildi. Son olarak çalışılan dönüşüm için ana sonuçlarımızı destekleyen bir örnek gösterildi.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"47 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"74979582","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
M. Karakuş, Merve Akalan, Bülent Başyi̇ği̇t, Asliye Karaaslan, Mehmet Karaaslan
Bu çalışma mikrodalga destekli ekstraksiyon (MDE) sistemi kullanılarak domates kabuklarından fenolik bileşiklerin ekstraksiyonunu ve elde edilen fenoliklerin püskürtmeli kurutma tekniği ile mikroenkapsülasyonunu kapsamaktadır. Bu amaçla maksimum düzeyde geri kazanım için MDE koşulları (mikrodalga gücü: 250-500 W ve ekstraksiyon süresi: 1-60 dk) yanıt yüzey metodolojisi ile optimize edilmiştir. Toplam fenolik madde miktarı (TFM) (3.58 mg GAE/g) ve antioksidan kapasite (29.85 mmol TE/g) için en yüksek değerler mikrodalga gücünün 310 W ve ekstraksiyon süresinin 35 dk olduğu noktada elde edilmiştir. Optimum koşullarda elde edilen ekstraktlara maltodekstrin (ekstraktaki suda çözünür toplam katı madde miktarının maltodekstrine oranı: 1/1 w/w) ilave edilmiş ve nihai solüsyon püskürtmeli kurutma tekniği kullanılarak toz forma dönüştürülmüştür. Mikroenkapsülasyon prosesinin başarısı fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopi (FTIR) ile doğrulanmıştır. Mikrokapsüller için toz verimi, nem içeriği, su aktivitesi ve çözünürlük değerleri sırasıyla %63.45, 4.18, 0.19 ve %92.34 olarak belirlenmiştir. Nihai toz ürünlerin antioksidan kapasitesi TFM miktarı (3.17 mg GAE/g), DPPH (23.10 mmol TE/g), ABTS (75.83 mmol TE/g) ve FRAP (13.95 mmol TE/g) yöntemleri ile araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar atık materyallerin bertaraf edilmesinin veya ekonomik değeri düşük alanlarda kullanılmasının makul bir yaklaşım olmadığını, aksine katma değerli ürünlere dönüştürülme potansiyellerini ortaya koymuştur.
{"title":"Domates Kabuğu Fenolikleri: Mikrodalga Destekli Ekstraksiyon Koşullarının Optimizasyonu ve Mikroenkapsülasyonu","authors":"M. Karakuş, Merve Akalan, Bülent Başyi̇ği̇t, Asliye Karaaslan, Mehmet Karaaslan","doi":"10.21597/jist.1290953","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1290953","url":null,"abstract":"Bu çalışma mikrodalga destekli ekstraksiyon (MDE) sistemi kullanılarak domates kabuklarından fenolik bileşiklerin ekstraksiyonunu ve elde edilen fenoliklerin püskürtmeli kurutma tekniği ile mikroenkapsülasyonunu kapsamaktadır. Bu amaçla maksimum düzeyde geri kazanım için MDE koşulları (mikrodalga gücü: 250-500 W ve ekstraksiyon süresi: 1-60 dk) yanıt yüzey metodolojisi ile optimize edilmiştir. Toplam fenolik madde miktarı (TFM) (3.58 mg GAE/g) ve antioksidan kapasite (29.85 mmol TE/g) için en yüksek değerler mikrodalga gücünün 310 W ve ekstraksiyon süresinin 35 dk olduğu noktada elde edilmiştir. Optimum koşullarda elde edilen ekstraktlara maltodekstrin (ekstraktaki suda çözünür toplam katı madde miktarının maltodekstrine oranı: 1/1 w/w) ilave edilmiş ve nihai solüsyon püskürtmeli kurutma tekniği kullanılarak toz forma dönüştürülmüştür. Mikroenkapsülasyon prosesinin başarısı fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopi (FTIR) ile doğrulanmıştır. Mikrokapsüller için toz verimi, nem içeriği, su aktivitesi ve çözünürlük değerleri sırasıyla %63.45, 4.18, 0.19 ve %92.34 olarak belirlenmiştir. Nihai toz ürünlerin antioksidan kapasitesi TFM miktarı (3.17 mg GAE/g), DPPH (23.10 mmol TE/g), ABTS (75.83 mmol TE/g) ve FRAP (13.95 mmol TE/g) yöntemleri ile araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar atık materyallerin bertaraf edilmesinin veya ekonomik değeri düşük alanlarda kullanılmasının makul bir yaklaşım olmadığını, aksine katma değerli ürünlere dönüştürülme potansiyellerini ortaya koymuştur.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"95 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"90260433","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Hidrotermal sıvılaştırma, yüksek basınç ve sıcaklık altında biyokütlenin sulu ortamda sıvılaştırılması işlemidir. Bu işlem, biyokütlenin enerji ve malzeme dönüşümü için çevre dostu bir yöntem olarak kabul edilmektedir. HTL işlemi için uygun katalizörlerin seçimi oldukça önemlidir. Katalizörler, HTL işlemi verimliliğini artırarak daha yüksek kaliteli ürünler elde etmeyi ve aynı zamanda enerji tüketimini azaltarak çevre dostu bir süreç sağlamayı mümkün kılar. Yapılan çalışmada Crambe orientalis bitkisinin hidrotermal sıvılaştırılmasında katalizör olarak NaF/Al2O3 kullanılmıştır. Alüminaya yüklenen NaF miktarına göre 3 farklı katalizör sentezlenmiştir. Reaksiyon sıcaklığı 325 oC bekleme süresi 30 dakika olarak belirlenmiştir. Katalizörlerin ağırlıkça miktarlarının sıvı ürün elementel içeriği üzerindeki etkisi incelenmiştir. En yüksek enerji değeri, NaF-2 katalizörü varlığında ağırlıkça %25’lik oranda elde edilmiştir.
{"title":"Liquefaction of Crambe Orientalis Plant in The Presence of NaF/Al2O3 Catalyst by Hydrothermal Method, The Effect of Catalyst Ratio on Liquid Product Content","authors":"S. Genel, H. Durak","doi":"10.21597/jist.1292168","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1292168","url":null,"abstract":"Hidrotermal sıvılaştırma, yüksek basınç ve sıcaklık altında biyokütlenin sulu ortamda sıvılaştırılması işlemidir. Bu işlem, biyokütlenin enerji ve malzeme dönüşümü için çevre dostu bir yöntem olarak kabul edilmektedir. HTL işlemi için uygun katalizörlerin seçimi oldukça önemlidir. Katalizörler, HTL işlemi verimliliğini artırarak daha yüksek kaliteli ürünler elde etmeyi ve aynı zamanda enerji tüketimini azaltarak çevre dostu bir süreç sağlamayı mümkün kılar. Yapılan çalışmada Crambe orientalis bitkisinin hidrotermal sıvılaştırılmasında katalizör olarak NaF/Al2O3 kullanılmıştır. Alüminaya yüklenen NaF miktarına göre 3 farklı katalizör sentezlenmiştir. Reaksiyon sıcaklığı 325 oC bekleme süresi 30 dakika olarak belirlenmiştir. Katalizörlerin ağırlıkça miktarlarının sıvı ürün elementel içeriği üzerindeki etkisi incelenmiştir. En yüksek enerji değeri, NaF-2 katalizörü varlığında ağırlıkça %25’lik oranda elde edilmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"9 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"85362725","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, 1-brom-2,4-dimetoksibenzen (8) ve 1-brom-3,5-dimetoksibenzen (10)’dan çıkılarak yeni benzensülfonamit ve benzamit türevleri sentezlendi. Sentezlenen bileşiklerin hCA-I, hCA-II, AChE ve BChE enzimleri üzerine inhibisyon aktiviteleri araştırıldı. Yeni amit türevleri 9 ve 11’in sentezi çıkış bileşikleri 8 ve 10’un CSI ile olan reaksiyonundan gerçekleştirildi. Metoksi substitue benzenlerin aşırı HSO3Cl ile muamelesi, akabinde elde edilen benzen sülfonil klorürlerin amonyakla reaksiyonu sülfonamitler 16 ve 17’yi verdi. Sentezi gerçekleştirilen sülfonamit ve benzamit türevlerinin hCA-I, hCA-II, AChE ve BChE enzimleri üzerine mikromolar seviyede inhibisyon etkisi gösterdikleri belirlenmiş oldu.
{"title":"Yeni Benzensülfonamitler ve Benzamitlerin Sentezi, Karbonik Anhidraz ve Kolinerjik Etkilerinin İncelenmesi","authors":"Akın Akincioğlu","doi":"10.21597/jist.1278301","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1278301","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, 1-brom-2,4-dimetoksibenzen (8) ve 1-brom-3,5-dimetoksibenzen (10)’dan çıkılarak yeni benzensülfonamit ve benzamit türevleri sentezlendi. Sentezlenen bileşiklerin hCA-I, hCA-II, AChE ve BChE enzimleri üzerine inhibisyon aktiviteleri araştırıldı. Yeni amit türevleri 9 ve 11’in sentezi çıkış bileşikleri 8 ve 10’un CSI ile olan reaksiyonundan gerçekleştirildi. Metoksi substitue benzenlerin aşırı HSO3Cl ile muamelesi, akabinde elde edilen benzen sülfonil klorürlerin amonyakla reaksiyonu sülfonamitler 16 ve 17’yi verdi. Sentezi gerçekleştirilen sülfonamit ve benzamit türevlerinin hCA-I, hCA-II, AChE ve BChE enzimleri üzerine mikromolar seviyede inhibisyon etkisi gösterdikleri belirlenmiş oldu.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"77 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-04","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"82414367","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
K. Karadas, İbrahim Hakkı Kadi̇rhanoğullari, Meryem Konu Kadirhanogullari
The aim of this study was to evaluate the factors of affecting watermelon yield in Diyarbakır province. The data was obtained from surveying of 80 watermelon farmers in Diyarbakır province, Turkey by Simple Random Sampling Method using the Chi-square automatic interaction detector (EXHAUSTIVE CHAID) algorithm of the Data Mining Regression Tree methods. In the model created, the dependent variable was WY (watermelon yield), and the independent variables were determined as R (region), AF (age of farmer), EL (education level), CA (cultivation are), FD (fertilization date), FA (amount of fertilization), DS (date of spraying), AS (amount of spraying), NI (number of irrigation), IT (irrigation time), AN (anchor number), HT (harvest time). As a result of the study, the factors that significantly affect the yield of watermelon; AN, NI, HT, CA, R has been determined. An average of 4488.9 kg watermelon yield per decare was obtained and the number of hoes was the variable that most affected the watermelon yield. As a result in order to get a higher yield per unit area, watermelon producers should anchor number more than 4 times, irrigate 5 to 6 times at less than 2 hours, and apply fertilizer in May. In addition, Çermik, Eğil, Yenişehir and Bismil were determined as more suitable regions for watermelon production.
本研究的目的是评价影响Diyarbakır省西瓜产量的因素。数据采用数据挖掘回归树方法中的卡方自动交互检测器(穷举CHAID)算法,采用简单随机抽样法对土耳其Diyarbakır省80名西瓜农户进行调查。在所建立的模型中,因变量为WY(西瓜产量),自变量确定为R(地区)、AF(农民年龄)、EL(受教育程度)、CA(栽培面积)、FD(施肥日期)、FA(施肥量)、DS(喷施日期)、as(喷施量)、NI(灌溉次数)、IT(灌溉时间)、AN(锚固编号)、HT(收获时间)。研究结果表明,对西瓜产量有显著影响的因素;测定了AN, NI, HT, CA, R。平均每公顷西瓜产量为4488.9公斤,锄数是影响西瓜产量最大的变量。因此,为了获得更高的单产,西瓜生产者应锚定4次以上,在2小时内灌溉5至6次,并在5月施肥。此外,确定Çermik、Eğil、yeeni ehir和Bismil为西瓜生产的较适宜区域。
{"title":"Prediction of The Factors Affecting Watermelon (Citrullus lanatus (Thunb.) Matsum. & Nakai) Yield Using Data Mining","authors":"K. Karadas, İbrahim Hakkı Kadi̇rhanoğullari, Meryem Konu Kadirhanogullari","doi":"10.21597/jist.1177194","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1177194","url":null,"abstract":"The aim of this study was to evaluate the factors of affecting watermelon yield in Diyarbakır province. The data was obtained from surveying of 80 watermelon farmers in Diyarbakır province, Turkey by Simple Random Sampling Method using the Chi-square automatic interaction detector (EXHAUSTIVE CHAID) algorithm of the Data Mining Regression Tree methods. In the model created, the dependent variable was WY (watermelon yield), and the independent variables were determined as R (region), AF (age of farmer), EL (education level), CA (cultivation are), FD (fertilization date), FA (amount of fertilization), DS (date of spraying), AS (amount of spraying), NI (number of irrigation), IT (irrigation time), AN (anchor number), HT (harvest time). As a result of the study, the factors that significantly affect the yield of watermelon; AN, NI, HT, CA, R has been determined. An average of 4488.9 kg watermelon yield per decare was obtained and the number of hoes was the variable that most affected the watermelon yield. As a result in order to get a higher yield per unit area, watermelon producers should anchor number more than 4 times, irrigate 5 to 6 times at less than 2 hours, and apply fertilizer in May. In addition, Çermik, Eğil, Yenişehir and Bismil were determined as more suitable regions for watermelon production.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"6 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"78707579","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Kablosuz iletişim teknolojilerinin kullanımı ile birlikte ortamda farklı frekanslarda elektromanyetik dalgaların varlığı gittikçe artmaktadır. Bu çalışmada ortamda bulunan GSM 1800 (MTX), GSM 1800 (BTX), 3G (MTX), 3G (BTX), ISM 1400, Wi-Fi 1450, LTE 2600 bantlarını hasatlayabilen ve düşük giriş güçlerinde çalışan geniş bant doğrultucu devre toplu elemanlar kullanılarak ADS programında tasarlanmıştır. Tasarlanan devre 1.5 GHz – 3.1 GHz aralığında eşik değer sayılabilecek -10 dB altında yansıma kaybı sağlamıştır. 1.5 GHz – 2.7 GHz aralığının tamamındaki frekanslarda 0 dBm giriş gücünde ve 1 kΩ yükte çıkış gerilimi 0.70±0.02 V olarak elde edilirken doğrultma verimi %50±2 olarak hesaplanmıştır. En yüksek verim ise 5 dBm giriş gücünde ve 2 kΩ yükte çıkış gerilimi 2.02 V iken %68.2 olarak elde edilmiştir.
{"title":"Design of Wideband Rf Energy Harvesting Circuit with Lumped Elements Working Efficiently in 1.5 GHz – 3.1 GHz Band","authors":"S. Zuhur, M. Boybay","doi":"10.21597/jist.1207493","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1207493","url":null,"abstract":"Kablosuz iletişim teknolojilerinin kullanımı ile birlikte ortamda farklı frekanslarda elektromanyetik dalgaların varlığı gittikçe artmaktadır. Bu çalışmada ortamda bulunan GSM 1800 (MTX), GSM 1800 (BTX), 3G (MTX), 3G (BTX), ISM 1400, Wi-Fi 1450, LTE 2600 bantlarını hasatlayabilen ve düşük giriş güçlerinde çalışan geniş bant doğrultucu devre toplu elemanlar kullanılarak ADS programında tasarlanmıştır. Tasarlanan devre 1.5 GHz – 3.1 GHz aralığında eşik değer sayılabilecek -10 dB altında yansıma kaybı sağlamıştır. 1.5 GHz – 2.7 GHz aralığının tamamındaki frekanslarda 0 dBm giriş gücünde ve 1 kΩ yükte çıkış gerilimi 0.70±0.02 V olarak elde edilirken doğrultma verimi %50±2 olarak hesaplanmıştır. En yüksek verim ise 5 dBm giriş gücünde ve 2 kΩ yükte çıkış gerilimi 2.02 V iken %68.2 olarak elde edilmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"320 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"79816184","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}