In the present study, three Sorbus species in the Rosaceae family naturally growing in Artvin province of Turkey were collected. To determine the antioxidant activity, total phenolic and flavonoids capacity of the extracts, their scavenging capacity for (2,2-diphenyl-1-picrylhydrazyl (DPPH) radical, reducing capacity for Fe3+ (FRAP) and copper (II) ions (CUPRAC) were analyzed. Besides, disc diffusion method was used to determine antibacterial activity. It was found that all Sorbus fruit, flower, leaf and pedicle methanolic extracts showed different levels of antioxidant activity. Results of the the total polyphenol, total flavonoid, FRAP, CUPRAC and DPPH analysis, the highest activity was measured in S. persica pedicle, S. umbellate var. cretica leaf, S. persica leaf, S. umbellata var. cretica leaf and S. persica leaf extracts as 25.7 ± 16.49 mg GAE/g, 7.469 ± 0.4926 mg of quercetin/g, 6.248 ± 0.2374 μmol FeSO4.7H2O/g and, 164.4 ± 4.209 mmol TEAC and 46.33 μg/mL, respectively. It was revealed that methanolic extracts of Sorbus plant showing antibacterial activity had very high minimum inhibitory concentration (MIC) values compared to ampicillin. Thus, considering the findings of the present study, it could be stated that these species merit further studies as natural antioxidant and antibacterial sources.
{"title":"Investigating In Vitro Antioxidant and Antimicrobial Activity of Different Sorbus Species in Artvin Province of Türkiye","authors":"Yasemin Camadan, Hayal AKYILDIRIM BEĞEN, Şule Ceylan, Ayşegül Saral, Özgür Eminağaoğlu","doi":"10.21597/jist.1259358","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1259358","url":null,"abstract":"In the present study, three Sorbus species in the Rosaceae family naturally growing in Artvin province of Turkey were collected. To determine the antioxidant activity, total phenolic and flavonoids capacity of the extracts, their scavenging capacity for (2,2-diphenyl-1-picrylhydrazyl (DPPH) radical, reducing capacity for Fe3+ (FRAP) and copper (II) ions (CUPRAC) were analyzed. Besides, disc diffusion method was used to determine antibacterial activity. It was found that all Sorbus fruit, flower, leaf and pedicle methanolic extracts showed different levels of antioxidant activity. Results of the the total polyphenol, total flavonoid, FRAP, CUPRAC and DPPH analysis, the highest activity was measured in S. persica pedicle, S. umbellate var. cretica leaf, S. persica leaf, S. umbellata var. cretica leaf and S. persica leaf extracts as 25.7 ± 16.49 mg GAE/g, 7.469 ± 0.4926 mg of quercetin/g, 6.248 ± 0.2374 μmol FeSO4.7H2O/g and, 164.4 ± 4.209 mmol TEAC and 46.33 μg/mL, respectively. It was revealed that methanolic extracts of Sorbus plant showing antibacterial activity had very high minimum inhibitory concentration (MIC) values compared to ampicillin. Thus, considering the findings of the present study, it could be stated that these species merit further studies as natural antioxidant and antibacterial sources.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"11 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-06","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139362269","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, oksitlerin karışımı tekniği kullanılarak GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 üretilmiştir. GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 kompozisyon bileşimleri yapısal analiz için çeşitli oranlarda oluşturulmuştur. Tek fazlı GdMnO3 ve Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 bileşimi, 1200-1400°C arasında sinterlendikten sonra üretilmiştir. Yapısal analizi sonuçları, GdMnO3 ve Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 ‘de ikinci fazın oluşmadığını göstermiştir. Yapısal analiz için X-ışını kırınımı (XRD) yapıldı. Ek olarak, GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 kompozitleri çeşitli miktarlarda GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 ve anilin bileşimleri kullanılarak sıcak presleme yöntemiyle üretilmiştir. (GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3) ve anilin ağırlık oranları sırasıyla 1:1 idi. Çeşitli ağırlıklarda oluşturulan GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 bileşiği ve epoksi tozu kullanılarak mikrodalga kalkanlama etkili kompozitler üretilmiştir. Bir ağ analizör cihazı (NA) kullanılarak, GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 kompozitlerinin mikrodalga ekranlama etkisi 8-18 GHz aralığında incelenmiştir. 1.4 mm kalınlıkta 15.77 GHz'de minimum -56.77 dB ekranlama etkisi değeri elde edilmiştir. GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 kompozit malzeme olarak üretilmiş ve kalkanlama etkisi için özellikleri karakterize edilmiştir. Bu mikrodalga koruma performansı, daha geniş ve gerekli frekans bantları için örneklerdeki polianilin içeriği ve GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 içeriği kontrol edilerek kolayca ayarlanabilir.
{"title":"Properties of GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 Composites For Electromagnetic Shielding Applications","authors":"E. Şahi̇n, Mehriban Emek","doi":"10.21597/jist.1268835","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1268835","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, oksitlerin karışımı tekniği kullanılarak GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 üretilmiştir. GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 kompozisyon bileşimleri yapısal analiz için çeşitli oranlarda oluşturulmuştur. Tek fazlı GdMnO3 ve Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 bileşimi, 1200-1400°C arasında sinterlendikten sonra üretilmiştir. Yapısal analizi sonuçları, GdMnO3 ve Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 ‘de ikinci fazın oluşmadığını göstermiştir. Yapısal analiz için X-ışını kırınımı (XRD) yapıldı. Ek olarak, GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 kompozitleri çeşitli miktarlarda GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 ve anilin bileşimleri kullanılarak sıcak presleme yöntemiyle üretilmiştir. (GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3) ve anilin ağırlık oranları sırasıyla 1:1 idi. Çeşitli ağırlıklarda oluşturulan GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 bileşiği ve epoksi tozu kullanılarak mikrodalga kalkanlama etkili kompozitler üretilmiştir. Bir ağ analizör cihazı (NA) kullanılarak, GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 kompozitlerinin mikrodalga ekranlama etkisi 8-18 GHz aralığında incelenmiştir. 1.4 mm kalınlıkta 15.77 GHz'de minimum -56.77 dB ekranlama etkisi değeri elde edilmiştir. GdMnO3/PANI/Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 kompozit malzeme olarak üretilmiş ve kalkanlama etkisi için özellikleri karakterize edilmiştir. Bu mikrodalga koruma performansı, daha geniş ve gerekli frekans bantları için örneklerdeki polianilin içeriği ve GdMnO3-Ba(Zn1/3Nb2/3)O3 içeriği kontrol edilerek kolayca ayarlanabilir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"1 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"77283947","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The radiation transfer equation has been considered for finite slab with isotropic scattering in homogeneous medium. The Legendre and Chebyshev polynomials are used to solve the radiative transfer equation to determine the discrete eigenvalues of the system for various single scattering albedo. The numerical results are performed for high level iterations of the PN and TN methods. The numerical values are tabulated and compared with the previous works. It is shown that our results are in very good agreement with previous studies.
{"title":"Discrete Eigenvalues of the Radiative Transfer Equation with Legendre and Chebyshev Polynomials Solutions","authors":"Hatice Asel Zi̇layaz, H. Koklu","doi":"10.21597/jist.1280514","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1280514","url":null,"abstract":"The radiation transfer equation has been considered for finite slab with isotropic scattering in homogeneous medium. The Legendre and Chebyshev polynomials are used to solve the radiative transfer equation to determine the discrete eigenvalues of the system for various single scattering albedo. The numerical results are performed for high level iterations of the PN and TN methods. The numerical values are tabulated and compared with the previous works. It is shown that our results are in very good agreement with previous studies.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"10 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139364302","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Tohumla üretimde genellikle gelişme yavaş olmakta, tohum çimlenme sorunları oluşabilmektedir. Çelikle çoğaltım güçlü fideler oluşturması ve hızlı üretimi nedeniyle uygulanan bir yöntemdir. Kökün oluşumunda büyüme düzenleyici oksinler olumlu etki yapmaktadır. Oksinin görevi kök oluşumu ve köklenmenin başlamasını sağlamaktadır. Bitki gelişmesinde düzenleyici maddelerin, çeliklere muamele etmenin amacı; çeliklerde kök oluşumunu sağlamak, köklenmeyi hızlandırmak ve çelik başına düşen kök kalitesini artırmaktadır. Bu çalışmanın hedefi farklı köklendirme ortamları ve farklı mikrobiyal gübre dozlarının biberiye çeliklerinin köklenmesi üzerine etkilerini inceleyerek uygun ortam ve dozları belirlemektir. Deneme 24’lü viyollere 4 farklı ortam (perlit, torf, perlit-torf (1:1) ve perlit-torf-vermikülit (1:1:1)) olarak ve 5 farklı mikrobiyal gübre dozu uygulanıp 4 tekrarlı olacak şekilde kurulmuştur. Mikrobiyal gübre EM Agrition marka olup 5 farklı dozda önerilen doz üzerinden 0 kat, 0.5 kat, 1 kat, 1.5 kat ve 2 kat doz olacak şekilde dikim öncesi çeliklere uygulanmıştır. Araştırmada, köklenme oranı (%), kök uzunluğu (cm), sürgün sayısı(adet), sürgün uzunluğu(cm), sürgün çapı(mm), yaprak sayısı (adet), yaş kök ağırlığı (g) ve kuru kök ağırlığı (g) fide özellikleri ölçülmüştür. Elde edilen değerler sırasıyla %16.67-100, 13.22-25.30, 3.69-5.64 adet, 4.53-9.16 cm, 1.996-2.618 mm, 7.20-20.80 adet, 1.52-4.64 g ve 0.26-0.92 g arasındadır. Çalışmada, elde ettiğimiz değerlere göre ortamlar bakımında perlit-torf ortamı ve mikrobiyal gübre tavsiye edilen dozun 1-2 kat arasında dozların kullanılması iyi bir köklenme ve fide kalitesi oluşumu için tavsiye edilebilir.
{"title":"Farklı Mikrobiyal Gübre Dozları ve Köklendirme Ortamlarının Biberiye (Rosmarinus officinalis L.) Çelikleri Üzerine Etkileri","authors":"O. Arabaci, Uğur Tan","doi":"10.21597/jist.1249412","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1249412","url":null,"abstract":"Tohumla üretimde genellikle gelişme yavaş olmakta, tohum çimlenme sorunları oluşabilmektedir. Çelikle çoğaltım güçlü fideler oluşturması ve hızlı üretimi nedeniyle uygulanan bir yöntemdir. Kökün oluşumunda büyüme düzenleyici oksinler olumlu etki yapmaktadır. Oksinin görevi kök oluşumu ve köklenmenin başlamasını sağlamaktadır. Bitki gelişmesinde düzenleyici maddelerin, çeliklere muamele etmenin amacı; çeliklerde kök oluşumunu sağlamak, köklenmeyi hızlandırmak ve çelik başına düşen kök kalitesini artırmaktadır. Bu çalışmanın hedefi farklı köklendirme ortamları ve farklı mikrobiyal gübre dozlarının biberiye çeliklerinin köklenmesi üzerine etkilerini inceleyerek uygun ortam ve dozları belirlemektir. Deneme 24’lü viyollere 4 farklı ortam (perlit, torf, perlit-torf (1:1) ve perlit-torf-vermikülit (1:1:1)) olarak ve 5 farklı mikrobiyal gübre dozu uygulanıp 4 tekrarlı olacak şekilde kurulmuştur. Mikrobiyal gübre EM Agrition marka olup 5 farklı dozda önerilen doz üzerinden 0 kat, 0.5 kat, 1 kat, 1.5 kat ve 2 kat doz olacak şekilde dikim öncesi çeliklere uygulanmıştır. Araştırmada, köklenme oranı (%), kök uzunluğu (cm), sürgün sayısı(adet), sürgün uzunluğu(cm), sürgün çapı(mm), yaprak sayısı (adet), yaş kök ağırlığı (g) ve kuru kök ağırlığı (g) fide özellikleri ölçülmüştür. Elde edilen değerler sırasıyla %16.67-100, 13.22-25.30, 3.69-5.64 adet, 4.53-9.16 cm, 1.996-2.618 mm, 7.20-20.80 adet, 1.52-4.64 g ve 0.26-0.92 g arasındadır. Çalışmada, elde ettiğimiz değerlere göre ortamlar bakımında perlit-torf ortamı ve mikrobiyal gübre tavsiye edilen dozun 1-2 kat arasında dozların kullanılması iyi bir köklenme ve fide kalitesi oluşumu için tavsiye edilebilir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"103 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139363575","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada, mısırözü yağı ve zeytin yağında oksidasyon göstergesi olarak kullanılan hekzanalın Katı Faz Mikroekstraksiyon (SPME) yöntemiyle tespiti araştırılmıştır. Hekzanal ile internal standart (IS) olarak kullanılan 5-metil 2-hekzanon arasındaki doğrusal ilişkinin düzeyini belirlemek üzere, matriks olarak kullanılan mısırözü yağı ve zeytinyağına farklı oranlarda hekzanal ve IS eklenerek SPME yöntemi uygulanmış ve daha sonra değişkenler arasındaki ilişki, regresyon denklemi ve korelasyon katsayılarının (R2) belirlenmesi ile değerlendirilmiştir. Mısırözü yağı ve zeytin yağı için uygulanan koşullarda en uygun sıcaklık ve süre koşulunun belirlenmesi için R2 değerlerine bakılmıştır. R2 değerleri dikkate alındığında, 40°C ve 50°C sıcaklıklarda mısırözü yağı ve zeytinyağında en yüksek hekzanal ekstraksiyon etkinliğine 20 dk’da ulaştığı saptanmıştır. 60°C’deki ekstraksiyon sıcaklığında ise en yüksek SPME etkinliği mısırözü yağı ve zeytinyağı için sırasıyla 40 dk ve 30 dk’da saptanmıştır. Tüm sonuçlar topluca değerlendirildiğinde mısırözü yağı ve zeytinyağında hekzanal analizi için 40°C’de 20 dk ekstraksiyon süresinin en uygun koşul olduğu saptanmıştır. Çalışmada hekzanal analizinde IS olarak 5-metil 2-hekzanonun kullanılabileceği tespit edilmiştir. Mısırözü yağı ve zeytinyağında gaz kromatorgrafisi (GC)-SPME yöntemi ile hekzanalın belirleme limitinin 5 ppb’ye kadar düşürülebileceği saptanmıştır.
{"title":"Mısırözü Yağı ve Zeytinyağında Hekzanal Tayini","authors":"Nurdan Çelik, Tahir Yücel, İsa Cavidoğlu","doi":"10.21597/jist.1276741","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1276741","url":null,"abstract":"Bu çalışmada, mısırözü yağı ve zeytin yağında oksidasyon göstergesi olarak kullanılan hekzanalın Katı Faz Mikroekstraksiyon (SPME) yöntemiyle tespiti araştırılmıştır. Hekzanal ile internal standart (IS) olarak kullanılan 5-metil 2-hekzanon arasındaki doğrusal ilişkinin düzeyini belirlemek üzere, matriks olarak kullanılan mısırözü yağı ve zeytinyağına farklı oranlarda hekzanal ve IS eklenerek SPME yöntemi uygulanmış ve daha sonra değişkenler arasındaki ilişki, regresyon denklemi ve korelasyon katsayılarının (R2) belirlenmesi ile değerlendirilmiştir. Mısırözü yağı ve zeytin yağı için uygulanan koşullarda en uygun sıcaklık ve süre koşulunun belirlenmesi için R2 değerlerine bakılmıştır. R2 değerleri dikkate alındığında, 40°C ve 50°C sıcaklıklarda mısırözü yağı ve zeytinyağında en yüksek hekzanal ekstraksiyon etkinliğine 20 dk’da ulaştığı saptanmıştır. 60°C’deki ekstraksiyon sıcaklığında ise en yüksek SPME etkinliği mısırözü yağı ve zeytinyağı için sırasıyla 40 dk ve 30 dk’da saptanmıştır. Tüm sonuçlar topluca değerlendirildiğinde mısırözü yağı ve zeytinyağında hekzanal analizi için 40°C’de 20 dk ekstraksiyon süresinin en uygun koşul olduğu saptanmıştır. Çalışmada hekzanal analizinde IS olarak 5-metil 2-hekzanonun kullanılabileceği tespit edilmiştir. Mısırözü yağı ve zeytinyağında gaz kromatorgrafisi (GC)-SPME yöntemi ile hekzanalın belirleme limitinin 5 ppb’ye kadar düşürülebileceği saptanmıştır.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"48 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-03","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139363549","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Meteoroloji ve iklim verileri, enerji ile ilgili proje çalışmalarında önemli bir veri kaynağı olarak kullanılmaktadır. Herhangi bir bölge için mevcut enerji kaynaklarının kullanımı ve bu kaynakların çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, özellikle yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının öncelikli kullanımı, karbon salınımı ve küresel ısınmaya karşı olumlu etkilerinden dolayı son derece önemlidir. Bu bakımdan, Ardahan ili için fosil kökenli ve özellikle dışa bağımlı enerji kaynaklarına alternatif olabilecek yenilenebilir enerji potansiyelleri belirlenmelidir. Ayrıca bu noktada farkındalığın oluşturulması ve kaynakların etkin olarak kullanılması için meteoroloji ve iklim verilerinin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Ardahan ili için özellikle meteoroloji ve iklim verileri üzerinden rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji potansiyellerinin belirlenmesi ve enerji projeleri ile ilgili yapılacak fizibilite çalışmalarına destek vermek için veri sağlanmıştır. Ardahan 3.80 °C 'lik yıllık ortalama sıcaklığı ile Türkiye’nin sıcaklık ortalaması en düşük olan illeri arasında yer almıştır. İlin uzun yıllar ortalamasına göre günlük toplam güneşlenme süresi 5.67 saat/gün olup, önemli bir güneş enerjisi potansiyeli bulunmaktadır. Sınırları içerisinde çeşitli büyüklüklerde hidroelektrik santrali bulunan Ardahan’ın yağışlı gün sayısı yıllık olarak ortalama 136 gün olup yağış miktarı yıllık 554.82 kg/m2’dir. İlin bazı ilçelerinde kaplıca ve maden suyu niteliğinde çeşitli jeotermal enerji kaynaklarının olması yanı sıra il genelinde 100 cm derinlikte toprak sıcaklığı yılın hiçbir ayında 0 °C’nin altında değildir. Ayrıca, ilin yıllık ortalama rüzgâr hızı 1.88 m/s’dir.
{"title":"Analysis of Meteorology and Climate Data for Energy Applications in Ardahan Province","authors":"Galip Kaltakkiran, K. Bakirci","doi":"10.21597/jist.1223780","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1223780","url":null,"abstract":"Meteoroloji ve iklim verileri, enerji ile ilgili proje çalışmalarında önemli bir veri kaynağı olarak kullanılmaktadır. Herhangi bir bölge için mevcut enerji kaynaklarının kullanımı ve bu kaynakların çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, özellikle yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının öncelikli kullanımı, karbon salınımı ve küresel ısınmaya karşı olumlu etkilerinden dolayı son derece önemlidir. Bu bakımdan, Ardahan ili için fosil kökenli ve özellikle dışa bağımlı enerji kaynaklarına alternatif olabilecek yenilenebilir enerji potansiyelleri belirlenmelidir. Ayrıca bu noktada farkındalığın oluşturulması ve kaynakların etkin olarak kullanılması için meteoroloji ve iklim verilerinin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Ardahan ili için özellikle meteoroloji ve iklim verileri üzerinden rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji potansiyellerinin belirlenmesi ve enerji projeleri ile ilgili yapılacak fizibilite çalışmalarına destek vermek için veri sağlanmıştır. Ardahan 3.80 °C 'lik yıllık ortalama sıcaklığı ile Türkiye’nin sıcaklık ortalaması en düşük olan illeri arasında yer almıştır. İlin uzun yıllar ortalamasına göre günlük toplam güneşlenme süresi 5.67 saat/gün olup, önemli bir güneş enerjisi potansiyeli bulunmaktadır. Sınırları içerisinde çeşitli büyüklüklerde hidroelektrik santrali bulunan Ardahan’ın yağışlı gün sayısı yıllık olarak ortalama 136 gün olup yağış miktarı yıllık 554.82 kg/m2’dir. İlin bazı ilçelerinde kaplıca ve maden suyu niteliğinde çeşitli jeotermal enerji kaynaklarının olması yanı sıra il genelinde 100 cm derinlikte toprak sıcaklığı yılın hiçbir ayında 0 °C’nin altında değildir. Ayrıca, ilin yıllık ortalama rüzgâr hızı 1.88 m/s’dir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"9 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-07-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"81989610","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Türkiye’de son yıllarda birçok istilacı bitki kaydı verilmiştir. Bunların bazıları tıbbi ve ekonomik öneme sahip olduğundan bahçe veya tarla kaçkını olarak değerlendirilmektedir. Bahçe kaçkını olduğu düşünülen ve tıbbi kullanımı (üst solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisi) olan Grindelia hirsutula stilacı bir bitki olarak Kütahya ilimizde tespit edilmiştir. Bu istilacı bitki kaydı aynı zamanda ülkemiz florası için yeni bir cins kaydı (Grindelia) niteliğindedir. Bitkiye ait betimlemelerin yanı sıra fotoğraflar ve ayırt edici karakterler (papus kılçıkları, glandular tüyler ve yaprak özellikleri gibi) makalede sunulmuştur. Grindelia hirsutula’nın ülkemiz florasında yer alan Inula cinsinden farklılıkları belirlenmiştir. Bitkinin Kew Herbaryumu’nda bulunan isotip örneğine ait bilgilere ve dünya üzerindeki yayılışına yer verilmiştir.
{"title":"A New Invasive Plant Record For Flora of Turkey: Grindelia hirsutula Hook. & Arn.","authors":"Abdurrahman Sefalı, Kübra Uzun","doi":"10.21597/jist.1265813","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1265813","url":null,"abstract":"Türkiye’de son yıllarda birçok istilacı bitki kaydı verilmiştir. Bunların bazıları tıbbi ve ekonomik öneme sahip olduğundan bahçe veya tarla kaçkını olarak değerlendirilmektedir. Bahçe kaçkını olduğu düşünülen ve tıbbi kullanımı (üst solunum yolları enfeksiyonlarının tedavisi) olan Grindelia hirsutula stilacı bir bitki olarak Kütahya ilimizde tespit edilmiştir. Bu istilacı bitki kaydı aynı zamanda ülkemiz florası için yeni bir cins kaydı (Grindelia) niteliğindedir. Bitkiye ait betimlemelerin yanı sıra fotoğraflar ve ayırt edici karakterler (papus kılçıkları, glandular tüyler ve yaprak özellikleri gibi) makalede sunulmuştur. Grindelia hirsutula’nın ülkemiz florasında yer alan Inula cinsinden farklılıkları belirlenmiştir. Bitkinin Kew Herbaryumu’nda bulunan isotip örneğine ait bilgilere ve dünya üzerindeki yayılışına yer verilmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"28 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-27","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139368280","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
1-Vinil 5-heksenil radikallerinin reaksiyon mekanizması için hesaplamalı bir çalışma, yoğunluk fonksiyonel teorisi kullanılarak gerçekleştirildi. Sonuçlarımız, termodinamik olarak kararlı 6-endo-trig halka kapanma ürününün oluşumuna yönelik reaksiyonun hem 5-ekso-trig hem de 6-endo-trig halka kapanma modları üzerinden ilerleyebileceğini gösterdi. Ayrıca, hesaplamalarımız, 5-ekso-trig halka kapanma ara ürününün kararlı olması durumunda, 6-endotrig halka kapanma ürününün oluşumundan 5-ekso-trig modun sorumlu olacağını gösterdi.
{"title":"Investigation of Computational Reaction Mechanism for The Formation of The 6-endo Cyclization Product of 1- Vinyl 5-Hexenyl Radicals","authors":"Meryem Fıstıkçı","doi":"10.21597/jist.1295186","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1295186","url":null,"abstract":"1-Vinil 5-heksenil radikallerinin reaksiyon mekanizması için hesaplamalı bir çalışma, \u0000yoğunluk fonksiyonel teorisi kullanılarak gerçekleştirildi. Sonuçlarımız, termodinamik olarak \u0000kararlı 6-endo-trig halka kapanma ürününün oluşumuna yönelik reaksiyonun hem 5-ekso-trig \u0000hem de 6-endo-trig halka kapanma modları üzerinden ilerleyebileceğini gösterdi. Ayrıca, \u0000hesaplamalarımız, 5-ekso-trig halka kapanma ara ürününün kararlı olması durumunda, 6-endotrig halka kapanma ürününün oluşumundan 5-ekso-trig modun sorumlu olacağını gösterdi.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"23 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"76388731","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
In this study, the amounts of amino acids in Loranthus europaeus samples grown in different regions (Türkiye, Iran and Iraq) were analyzed by High Performance Liquid Chromatography (HPLC).The results indicate that, aspartic acid, serine, alanine, proline and tyrosine were found to be highest in samples grown in Iran, glutamic acid, asparagine, glycine, and glutamine were found in Loranthus europaeus samples grown in Iraq, and cysteine was found to be highest in samples grown in Türkiye. It can be said that Loranthus europaeus growing in Turkey is poor in terms of asparagine, serine, glycine, glutamine, alanine, proline and tyrosine, on the other hand aspartic acid found to be lowest in samples from Iraq and glutamic acid is the lowest samples from Iran. It was obtained that while Loranthus europaeus samples grown in Iran is the richest in terms of total essential amino acids, on the other hand samples grown in Türkiye is the poorest. Total amino acids content was highest in Iraqi samples and the lowest in Turkish samples. It can be said that the variation of essential and non-essential amino acids contents between regions could be due to geographical, and ecological differences.
{"title":"Farklı Ülkelerdeki Loranthus europaeus'un Amino Asit Profili","authors":"H. Ali, Fikret Karataş, Dursun Özer, S. Saydam","doi":"10.21597/jist.1246133","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1246133","url":null,"abstract":"In this study, the amounts of amino acids in Loranthus europaeus samples grown in different regions (Türkiye, Iran and Iraq) were analyzed by High Performance Liquid Chromatography (HPLC).The results indicate that, aspartic acid, serine, alanine, proline and tyrosine were found to be highest in samples grown in Iran, glutamic acid, asparagine, glycine, and glutamine were found in Loranthus europaeus samples grown in Iraq, and cysteine was found to be highest in samples grown in Türkiye. It can be said that Loranthus europaeus growing in Turkey is poor in terms of asparagine, serine, glycine, glutamine, alanine, proline and tyrosine, on the other hand aspartic acid found to be lowest in samples from Iraq and glutamic acid is the lowest samples from Iran. It was obtained that while Loranthus europaeus samples grown in Iran is the richest in terms of total essential amino acids, on the other hand samples grown in Türkiye is the poorest. Total amino acids content was highest in Iraqi samples and the lowest in Turkish samples. It can be said that the variation of essential and non-essential amino acids contents between regions could be due to geographical, and ecological differences.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"72 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139369486","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Günümüzde probiyotiklerin kullanımı gözle görülür şekilde artmaktadır. Bağırsakta patojen mikroorganizmaların çoğalmasını engelleyerek daha sağlıklı bir flora ortamı oluşturmaları, bağırsak bariyerini güçlendirmeleri, inflamasyonu inhibe etmeleri gibi pek çok sebep, probiyotiklere olan ilgiyi gündemde tutmaya devam edecektir. Bu mikroorganizmaların insan sağlığına etkileri ve gıda üzerindeki yararlı etkileri düşünüldüğünde, yeni ve daha etkin probiyotik kaynak arayışları başlamıştır. Probiyotik mikroorganizmaların büyük çoğunluğu bakterilerden oluşmakla beraber, mayaların probiyotik özellikleri de günümüzde pek çok çalışma ile araştırılmaktadır. Bakterilerin antibiyotiklere karşı duyarlı olabilmeleri, toksin üretebilmeleri ve patojenite gösterebilmeleri gibi etkileri sebebiyle, probiyotik seçiminde tercih mayalara yönelmiştir. Fermente gıdalarda lezzeti artırmaları, yeni fonksiyonel gıda gelişimine katkıları ve bunlara ek olarak ürünlerin raf ömrünü artırmaya yönelik küf ve patojen mikroorganizmalar üzerine biyolojik kontrol ajanı görevi görmeleri, mayaların gıda biyoteknolojisinde geleceğinin parlak olduğunu göstermektedir. Günümüzde kullanılan çoğu probiyotik, fermente gıdalardan ya da sağlıklı bir insanı kolonize eden mikroorganizmalardan elde edilir. Sofralık zeytin; gıda endüstrisinin en önemli fermente gıdalarından olması sebebi ile potansiyel probiyotik maya kaynağı olarak düşünülebilir. Taze üretilmiş sızma zeytinyağının da mayalar da dahil olmak üzere zengin bir mikrobiyota tarafından temsil edilen biyotik bir fraksiyon içerdiği gösterilmiştir. Bu derlemede, mayaların probiyotik özelliklerine, zeytin ve zeytinyağında bulunan mayalara ve bu mayaların probiyotik etki mekanizmalarına yer verilmiştir.
{"title":"Probiotic Yeasts in Olives and Olive Oil, Their Benefits and Mechanisms of Action","authors":"Pınar Cumur, Eda KILIÇ KANAK, Suzan Öztürk Yılmaz","doi":"10.21597/jist.1251584","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1251584","url":null,"abstract":"Günümüzde probiyotiklerin kullanımı gözle görülür şekilde artmaktadır. Bağırsakta patojen mikroorganizmaların çoğalmasını engelleyerek daha sağlıklı bir flora ortamı oluşturmaları, bağırsak bariyerini güçlendirmeleri, inflamasyonu inhibe etmeleri gibi pek çok sebep, probiyotiklere olan ilgiyi gündemde tutmaya devam edecektir. Bu mikroorganizmaların insan sağlığına etkileri ve gıda üzerindeki yararlı etkileri düşünüldüğünde, yeni ve daha etkin probiyotik kaynak arayışları başlamıştır. Probiyotik mikroorganizmaların büyük çoğunluğu bakterilerden oluşmakla beraber, mayaların probiyotik özellikleri de günümüzde pek çok çalışma ile araştırılmaktadır. Bakterilerin antibiyotiklere karşı duyarlı olabilmeleri, toksin üretebilmeleri ve patojenite gösterebilmeleri gibi etkileri sebebiyle, probiyotik seçiminde tercih mayalara yönelmiştir. Fermente gıdalarda lezzeti artırmaları, yeni fonksiyonel gıda gelişimine katkıları ve bunlara ek olarak ürünlerin raf ömrünü artırmaya yönelik küf ve patojen mikroorganizmalar üzerine biyolojik kontrol ajanı görevi görmeleri, mayaların gıda biyoteknolojisinde geleceğinin parlak olduğunu göstermektedir. Günümüzde kullanılan çoğu probiyotik, fermente gıdalardan ya da sağlıklı bir insanı kolonize eden mikroorganizmalardan elde edilir. Sofralık zeytin; gıda endüstrisinin en önemli fermente gıdalarından olması sebebi ile potansiyel probiyotik maya kaynağı olarak düşünülebilir. Taze üretilmiş sızma zeytinyağının da mayalar da dahil olmak üzere zengin bir mikrobiyota tarafından temsil edilen biyotik bir fraksiyon içerdiği gösterilmiştir. Bu derlemede, mayaların probiyotik özelliklerine, zeytin ve zeytinyağında bulunan mayalara ve bu mayaların probiyotik etki mekanizmalarına yer verilmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"44 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-06-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139369409","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}