Bu çalışmada Iğdır ilinde gerçekleştirilmesi planlanan güneş enerjisi uygulamaları için güneş enerjisinden en etkin bir şekilde yararlanmayı sağlayacak optimum panel eğim açıları aylık olarak belirlenmiştir. Bu amaçla güneş panelleri üzerine gelen aylık ortalama günlük toplam güneş radyasyonu (HT) değerleri panelin eğim açısına göre hesaplanmıştır. Eğim açısı her ay için 0º ile 90º arasında 1º artımlarla değiştirilmiştir. Her aydaki en yüksek HT değerini veren açı optimum açı olarak alınmıştır. Daha sonra aylık optimum açılardaki HT değerleri ile panellerin yatay, enlem açısı ile, enlem açısı ±15º ile ve mevsimlik ortalama optimum açı ile yerleştirilmesi durumlarında elde edilen HT değerleri karşılaştırılmıştır. Haziran ayında optimum açı 0º olarak elde edilirken Ocak ve Aralık aylarında optimum açının 58º olduğu görülmüştür. Panellerin aylık optimum açılar ile yerleştirilmesi durumu diğer durumlara göre %0.02 ile %55.61 arasında yüzeye daha fazla güneş radyasyonunun ulaşmasını sağlamıştır. Enlem açısına göre yerleştirilme durumuna kıyasla Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında sırasıyla %13.35, %20.89 ve %17.46’lık bir enerji kazancı sağlanmıştır. En düşük güneş radyasyonu kazancı mevsimlik ortalama optimum açıyla yerleştirilmesi durumuna göre Ekim ayında, en yüksek kazanç ise panellerin yıl boyunca yatay yerleştirilmesi durumuna göre Ocak ayında elde edilmiştir.
{"title":"Iğdır İlinde Güneş Enerjisi Uygulamaları için Optimum Panel Eğim Açısının Belirlenmesi","authors":"E.Metin Güner","doi":"10.21597/jist.1314641","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1314641","url":null,"abstract":"Bu çalışmada Iğdır ilinde gerçekleştirilmesi planlanan güneş enerjisi uygulamaları için güneş enerjisinden en etkin bir şekilde yararlanmayı sağlayacak optimum panel eğim açıları aylık olarak belirlenmiştir. Bu amaçla güneş panelleri üzerine gelen aylık ortalama günlük toplam güneş radyasyonu (HT) değerleri panelin eğim açısına göre hesaplanmıştır. Eğim açısı her ay için 0º ile 90º arasında 1º artımlarla değiştirilmiştir. Her aydaki en yüksek HT değerini veren açı optimum açı olarak alınmıştır. Daha sonra aylık optimum açılardaki HT değerleri ile panellerin yatay, enlem açısı ile, enlem açısı ±15º ile ve mevsimlik ortalama optimum açı ile yerleştirilmesi durumlarında elde edilen HT değerleri karşılaştırılmıştır. Haziran ayında optimum açı 0º olarak elde edilirken Ocak ve Aralık aylarında optimum açının 58º olduğu görülmüştür. Panellerin aylık optimum açılar ile yerleştirilmesi durumu diğer durumlara göre %0.02 ile %55.61 arasında yüzeye daha fazla güneş radyasyonunun ulaşmasını sağlamıştır. Enlem açısına göre yerleştirilme durumuna kıyasla Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında sırasıyla %13.35, %20.89 ve %17.46’lık bir enerji kazancı sağlanmıştır. En düşük güneş radyasyonu kazancı mevsimlik ortalama optimum açıyla yerleştirilmesi durumuna göre Ekim ayında, en yüksek kazanç ise panellerin yıl boyunca yatay yerleştirilmesi durumuna göre Ocak ayında elde edilmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"48 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-22","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139337536","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışma, Cephalaria tchihatchewii Boiss'in metanol ve su ekstrelerinin (MECT, WECT) UPLC-MS/MS kullanarak kapsamlı bir kimyasal karakterizasyonunu gerçekleştirmeyi ve bu ekstrelerin potansiyel antioksidan aktivitesinin ve bazı metabolik enzimler üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Antioksidan aktivite, DPPH, ABTS, DMPD, FRAP, KUPRAK ve Fe3+ indirgeme testleri dahil olmak üzere çeşitli testler kullanılarak değerlendirilmiştir. MECT ve WECT'in enzim inhibisyon IC50 değerleri, sırasıyla α-glikozidaz için 28.98 ve 34.19 μg/mL, asetilkolinesteraz için 21.82 ve 26.52 μg/mL ve karbonik anhidraz II için 27.75 ve 13.72 μg/mL’dir. MECT ve WECT'de bulunan fenolik bileşik miktarları sırasıyla 47.00 ve 46.00 μg GAE /mg ekstre, flavonoit miktarları 60.98 ve 49.34 μg KE/mg ekstre olarak belirlenmiştir. MECT ve WECT’in IC50 değerleri sırasıyla DPPH için 34.66 ve 57.76 μg/mL, ABTS için 20.39 ve 17.33 μg/mL ve DMPD için 53.32 ve 57.76 g/mL’dir. Ekstrelerin indirgeme yetenekleri ise sırasıyla Fe+3 indirgeme (λ700:0.377 ve 0.680), FRAP (λ593:0.690 ve 0.369) ve KUPRAK (λ450:0.458 ve 0.333)’dür. UPLC-MS/MS analiziyle elde edilen sonuçlara göre ana bileşenler MECT’in kinik asit 0.39844 µg/mL, klorojenik asit 38.412 µg/mL, fumarik asit 0.301 µg/mL ve WECT’in klorojenik asit 13.639 µg/mL, kinik asit 11.004 µg/mL, siyanidin-3-O-glukozit 0.778 µg/mL olduğu belirlenmiştir. Ekstrelerin, antioksidan aktivite ve α-glikosidaz, asetilkolinesteraz, karbonik anhidraz II enzim ihbisyon etkisi dahil olmak üzere çeşitli biyolojik aktivitelere sahip olduğu belirlenmiştir.
{"title":"Cephalaria tchihatchewii Boiss. Ekstrelerinin Antioksidan Aktivitesi, Metabolik Enzimler Üzerine Etkisi ve UPLC-MS/MS Analizi ile Kimyasal Karakterizasyonun Belirlenmesi","authors":"Leyla Güven","doi":"10.21597/jist.1337439","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1337439","url":null,"abstract":"Bu çalışma, Cephalaria tchihatchewii Boiss'in metanol ve su ekstrelerinin (MECT, WECT) UPLC-MS/MS kullanarak kapsamlı bir kimyasal karakterizasyonunu gerçekleştirmeyi ve bu ekstrelerin potansiyel antioksidan aktivitesinin ve bazı metabolik enzimler üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Antioksidan aktivite, DPPH, ABTS, DMPD, FRAP, KUPRAK ve Fe3+ indirgeme testleri dahil olmak üzere çeşitli testler kullanılarak değerlendirilmiştir. MECT ve WECT'in enzim inhibisyon IC50 değerleri, sırasıyla α-glikozidaz için 28.98 ve 34.19 μg/mL, asetilkolinesteraz için 21.82 ve 26.52 μg/mL ve karbonik anhidraz II için 27.75 ve 13.72 μg/mL’dir. MECT ve WECT'de bulunan fenolik bileşik miktarları sırasıyla 47.00 ve 46.00 μg GAE /mg ekstre, flavonoit miktarları 60.98 ve 49.34 μg KE/mg ekstre olarak belirlenmiştir. MECT ve WECT’in IC50 değerleri sırasıyla DPPH için 34.66 ve 57.76 μg/mL, ABTS için 20.39 ve 17.33 μg/mL ve DMPD için 53.32 ve 57.76 g/mL’dir. Ekstrelerin indirgeme yetenekleri ise sırasıyla Fe+3 indirgeme (λ700:0.377 ve 0.680), FRAP (λ593:0.690 ve 0.369) ve KUPRAK (λ450:0.458 ve 0.333)’dür. UPLC-MS/MS analiziyle elde edilen sonuçlara göre ana bileşenler MECT’in kinik asit 0.39844 µg/mL, klorojenik asit 38.412 µg/mL, fumarik asit 0.301 µg/mL ve WECT’in klorojenik asit 13.639 µg/mL, kinik asit 11.004 µg/mL, siyanidin-3-O-glukozit 0.778 µg/mL olduğu belirlenmiştir. Ekstrelerin, antioksidan aktivite ve α-glikosidaz, asetilkolinesteraz, karbonik anhidraz II enzim ihbisyon etkisi dahil olmak üzere çeşitli biyolojik aktivitelere sahip olduğu belirlenmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"93 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-20","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139338400","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
The combination therapy of breast cancer has preferred for the patients to minimize possible side effects, drug resistance, recurrence and toxic effects. In this study, we aim to investigate the cytotoxic and antitumor activities the tamoxifen and doxorubicin combination in breast cancer cell lines, MCF-7 and BT-474. Tamoxifen (Tam) and doxorubicin (Dox) and their combination with different concentrations (0.625–20 μM Tam; 0.0625–2 μM Dox and 5 μM Tam+ 0.5/1.0/1.5 μM Dox combination were applied to MCF-7 and BT-474 cells for 48 hours. Afterthat, their cytotoxic activities were analyzed with MTT assay. Bcl-2, Mapt and Mrp1 are genes that induce cell proliferation, inhibit apoptosis and play role in drug resistance in cancer cells. To evaluate the antitumor activities of these genes in combination treatment, mRNA levels were analyzed by quantitative PCR. According to the MTT assay, it was determined that IC50 values as 17.26 μM and 16.65 μM for tamoxifen on MCF-7 and BT-474 breast cancer cell lines. IC50 values of doxorubicin in MCF-7 and BT-474 cells were 1.65 μM and 1.57 μM, respectively. It was found that the application of the combination drugs (15 μM tamoxifen and 1.5 μM doxorubicin) in MCF-7 and BT-474 cells have the lowest combination index values as 1.09 and 1.26, respectively. Therefore, the combination of 15 μM tamoxifen and 1.5 μM doxorubicin was selected and applied to both breast cancer cell lines for gene expression analysis. It was found that while Mrp1 and Mapt genes expressions were significantly upregulated, Bcl-2 gene expression was downregulated in MCF-7 cells. However, Bcl-2, Mrp1 and Mapt genes expressions in BT-474 cells were not significantly regulated. Altogether, these findings suggest that the combination of these two drugs may have a potential antagonistic interaction according combination index values.
{"title":"In Vitro Evaluation of Cytotoxic and Antitumor Activities of The Tamoxifen and Doxorubicin Combination on MCF-7 and BT-474 Breast Cancer Cell Lines","authors":"M. Suiçmez, Gamze Namalir, Hilal Özdi̇l","doi":"10.21597/jist.1259575","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1259575","url":null,"abstract":"The combination therapy of breast cancer has preferred for the patients to minimize possible side effects, drug resistance, recurrence and toxic effects. In this study, we aim to investigate the cytotoxic and antitumor activities the tamoxifen and doxorubicin combination in breast cancer cell lines, MCF-7 and BT-474. Tamoxifen (Tam) and doxorubicin (Dox) and their combination with different concentrations (0.625–20 μM Tam; 0.0625–2 μM Dox and 5 μM Tam+ 0.5/1.0/1.5 μM Dox combination were applied to MCF-7 and BT-474 cells for 48 hours. Afterthat, their cytotoxic activities were analyzed with MTT assay. Bcl-2, Mapt and Mrp1 are genes that induce cell proliferation, inhibit apoptosis and play role in drug resistance in cancer cells. To evaluate the antitumor activities of these genes in combination treatment, mRNA levels were analyzed by quantitative PCR. According to the MTT assay, it was determined that IC50 values as 17.26 μM and 16.65 μM for tamoxifen on MCF-7 and BT-474 breast cancer cell lines. IC50 values of doxorubicin in MCF-7 and BT-474 cells were 1.65 μM and 1.57 μM, respectively. It was found that the application of the combination drugs (15 μM tamoxifen and 1.5 μM doxorubicin) in MCF-7 and BT-474 cells have the lowest combination index values as 1.09 and 1.26, respectively. Therefore, the combination of 15 μM tamoxifen and 1.5 μM doxorubicin was selected and applied to both breast cancer cell lines for gene expression analysis. It was found that while Mrp1 and Mapt genes expressions were significantly upregulated, Bcl-2 gene expression was downregulated in MCF-7 cells. However, Bcl-2, Mrp1 and Mapt genes expressions in BT-474 cells were not significantly regulated. Altogether, these findings suggest that the combination of these two drugs may have a potential antagonistic interaction according combination index values.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"51 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-19","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139338930","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Agricultural activities are fundamental to societies, including the planting, growing, harvesting and processing of agricultural crops. However, there are a large number of occupational risks that can arise during the course of agricultural activities. These risks could result in serious injury or even death. This requires introducing and providing the relevant bodies and workers with knowledge, perception and awareness of the risk. The present study assessed the available reports on occupational health and safety using a bibliometric analysis and dimension reduction approach. Briefly, the reports were extracted from SCOPUS database. We identified 943 relevant and available peer-reviewed publications from the Scopus database. These were published between 1956 and 2022. The retrieved documents were analysed with the R-studio based software Bibliometrix. For the analysis, co-occurrences of networks, thematic maps and trending topics were analyzed. The results of the present study show that the time span of the documents ranges from 1956 to 2022 and these documents, including journals, books, book chapters and conference papers, were disseminated in 313 different sources. The estimated annual growth rate of these documents is 6.35%. Even the first paper dates back to the 1950s, the average age of the documents are 10.7. Considering the spatial distribution of the documents, USA topped at the list and was followed by Australia, Brazil, Italy, Canada, UK, and China. It is interesting to note that 'confined spaces' were found to be the trending topic according to the trend topic analysis of the keywords. Also, after the basic keywords (occupational health and safety and agriculture) of the study, ergonomics was the core keyword of the relevant analysis. Critically, the level of co-operation between countries was very low, with a rate of 0.025-0.207 for co-operation between countries (MCPs). For Turkey, the MCP was found to be 0.000. According to the thematic map, the motor theme is composed of two major clusters. One relates to food safety, risk analysis, knowledge and awareness and hygiene. To the best of our knowledge, this is the first study of its kind to identify the key issues in occupational health and safety in the agricultural industry. Therefore, the study has potential to contribute to the field.
{"title":"Analysis of Reports on the Occupational Health and Safety in The Agricultural Industry: A bibliometrix-Aided Approach","authors":"Okan Özbakir","doi":"10.21597/jist.1307071","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1307071","url":null,"abstract":"Agricultural activities are fundamental to societies, including the planting, growing, harvesting and processing of agricultural crops. However, there are a large number of occupational risks that can arise during the course of agricultural activities. These risks could result in serious injury or even death. This requires introducing and providing the relevant bodies and workers with knowledge, perception and awareness of the risk. The present study assessed the available reports on occupational health and safety using a bibliometric analysis and dimension reduction approach. Briefly, the reports were extracted from SCOPUS database. We identified 943 relevant and available peer-reviewed publications from the Scopus database. These were published between 1956 and 2022. The retrieved documents were analysed with the R-studio based software Bibliometrix. For the analysis, co-occurrences of networks, thematic maps and trending topics were analyzed. The results of the present study show that the time span of the documents ranges from 1956 to 2022 and these documents, including journals, books, book chapters and conference papers, were disseminated in 313 different sources. The estimated annual growth rate of these documents is 6.35%. Even the first paper dates back to the 1950s, the average age of the documents are 10.7. Considering the spatial distribution of the documents, USA topped at the list and was followed by Australia, Brazil, Italy, Canada, UK, and China. It is interesting to note that 'confined spaces' were found to be the trending topic according to the trend topic analysis of the keywords. Also, after the basic keywords (occupational health and safety and agriculture) of the study, ergonomics was the core keyword of the relevant analysis. Critically, the level of co-operation between countries was very low, with a rate of 0.025-0.207 for co-operation between countries (MCPs). For Turkey, the MCP was found to be 0.000. According to the thematic map, the motor theme is composed of two major clusters. One relates to food safety, risk analysis, knowledge and awareness and hygiene. To the best of our knowledge, this is the first study of its kind to identify the key issues in occupational health and safety in the agricultural industry. Therefore, the study has potential to contribute to the field.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"44 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139340423","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Bu çalışmada bir dalgıç pompa performansının deneysel ve sayısal analiz çalışmaları yapılmıştır. Öncelikle performans deneyleri firmada bulunan test düzeneğinde en verimli çalışma noktası 140 m3/h debi olan dört kademeli bir pompa ile yapılmıştır. Daha sonra Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği ile aynı pompanın dört kademeli modeli için sayısal çalışmalar yapılmıştır. Çalışmada farklı debiler için pompaya ait basma yüksekliği ve verim değerleri hesaplanmıştır. Ayrıca, sayısal analiz sonuçları için pompa kesitinde meydana gelen hız ve basınç değişimleri görsel olarak sunulmuştur. Sonuç olarak, dalgıç pompa optimum çalışma noktası olan 140 m3/h debide, deneysel ve sayısal sonuçlar arasındaki fark basma yüksekliğinde yaklaşık %3.15 mertebesinde iken, verimde %9 civarındadır. Literatüre kazandırılan sonuçlar verim ve basma yüksekliği eğrilerinin birbirleri benzerliği nedeniyle ticari ve akademik çalışmalarda doğrulama amaçlı kullanılacak niteliktedir.
{"title":"Kademeli Bir Dalgıç Pompa Performansının Deneysel ve Sayısal Olarak Karşılaştırılması","authors":"Sercan Doğan, Sercan Yağmur","doi":"10.21597/jist.1254369","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1254369","url":null,"abstract":"Bu çalışmada bir dalgıç pompa performansının deneysel ve sayısal analiz çalışmaları yapılmıştır. Öncelikle performans deneyleri firmada bulunan test düzeneğinde en verimli çalışma noktası 140 m3/h debi olan dört kademeli bir pompa ile yapılmıştır. Daha sonra Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği ile aynı pompanın dört kademeli modeli için sayısal çalışmalar yapılmıştır. Çalışmada farklı debiler için pompaya ait basma yüksekliği ve verim değerleri hesaplanmıştır. Ayrıca, sayısal analiz sonuçları için pompa kesitinde meydana gelen hız ve basınç değişimleri görsel olarak sunulmuştur. Sonuç olarak, dalgıç pompa optimum çalışma noktası olan 140 m3/h debide, deneysel ve sayısal sonuçlar arasındaki fark basma yüksekliğinde yaklaşık %3.15 mertebesinde iken, verimde %9 civarındadır. Literatüre kazandırılan sonuçlar verim ve basma yüksekliği eğrilerinin birbirleri benzerliği nedeniyle ticari ve akademik çalışmalarda doğrulama amaçlı kullanılacak niteliktedir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"44 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-13","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139340428","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Gruplar üzerindeki çaprazlanmış modüllerin homotopi 2-tipten bağlantılı uzayların bir cebirsel modeli olduğu iyi bilinen bir gerçektir. Ayrıca cat1-gruplar ve grupların kategorisindeki iç kategoriler, diğer bir ifadeyle 2-gruplar veya grup-grupoidler, kategoriksel olarak gruplar üzerindeki çaprazlanmış modüllere denktirler. Bu çalışmada, homotopi 3-tipten bağlantılı uzayların yeni bir cebirsel modeli olarak cat1-grupların kategorisindeki çaprazlanmış modül, yani çaprazlanmış cat1-modül, cebirsel yapısı karakterize edilip bazı özellikleri incelenmiştir. Ayrıca çaprazlanmış cat1-modüllerin kategoriksel olarak gruplar üzerindeki çaprazlanmış karelere ve böylece cat2-gruplara denk oldukları gösterilmiştir.
{"title":"Crossed Cat1-Modules","authors":"Tunçar Şahan, Emre Kendi̇r","doi":"10.21597/jist.1303212","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1303212","url":null,"abstract":"Gruplar üzerindeki çaprazlanmış modüllerin homotopi 2-tipten bağlantılı uzayların bir cebirsel modeli olduğu iyi bilinen bir gerçektir. Ayrıca cat1-gruplar ve grupların kategorisindeki iç kategoriler, diğer bir ifadeyle 2-gruplar veya grup-grupoidler, kategoriksel olarak gruplar üzerindeki çaprazlanmış modüllere denktirler. Bu çalışmada, homotopi 3-tipten bağlantılı uzayların yeni bir cebirsel modeli olarak cat1-grupların kategorisindeki çaprazlanmış modül, yani çaprazlanmış cat1-modül, cebirsel yapısı karakterize edilip bazı özellikleri incelenmiştir. Ayrıca çaprazlanmış cat1-modüllerin kategoriksel olarak gruplar üzerindeki çaprazlanmış karelere ve böylece cat2-gruplara denk oldukları gösterilmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"27 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-08","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139341585","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Duman ve duman kökenli bileşikler, bitkilerde tohum çimlenmesi, somatik embriyogenez ve çiçeklenme gibi fizyolojik ve gelişimsel süreçleri düzenleyebilmektedir. Dumanla ilişkili çimlenme yanıtları, karrikinler, gliseronitril, siringaldehit, katekol ve 3,4,5-trimetilfuran-2(5H)-on gibi uyarıcı ve inhibe edici bileşiklerin mevcudiyeti nedeniyle oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu çalışmada, duman suyu, karrikinolid (KAR1), mandelonitril (MAN) ve katekol (KAT) uygulamalarının Liquidambar orientalis Mill.'in tohum çimlenmesi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Ayrıca KAR1 ve siyanohidrin ile indüklenen tohum çimlenmesinde rol aldıkları düşünülen giberellik asit (GA3) ve reaktif oksijen türleri de (ROT) deneylere dâhil edilmiştir. ROT uygulamaları için hidrojen peroksit ve metil violojen çözeltileri kullanılmıştır. Çimlenme deneyleri, 20 °C'ye ayarlanmış inkübatörlerde farklı ışık koşulları altında gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonuçları, L. orientalis tohumlarının dumana karşı duyarlı olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak, 0.01 ve 0.1 µM KAR1 ve 50 µM MAN solüsyonları hem karanlık hem de aydınlık koşullar altında çalışma türünün çimlenmesini teşvik etmiştir (p < 0.05). Öte yandan, KAT uygulamaları çimlenme üzerinde olumlu veya olumsuz bir etki yaratmamıştır. KAR1 ve siyanohidrine hassas olan L. orientalis tohumları 10-5 ila 10-3 M konsantrasyon aralığında GA3'e karşı pozitif bir çimlenme cevabı vermiştir. GA3 uygulamaları yüksek çimlenme başarısı için ışığa olan gereksinimi de ortadan kaldırmıştır. ROT ile uyarılan çimlenme ise sadece ışık varlığında gözlemlenmiştir. Bu çalışmadan elde edilen bulgular, dar yayılışlı bir tür olan L. orientalis'in çimlenme başarısını arttırmak için kullanılabilir.
烟雾和烟雾衍生化合物可调节植物的生理和发育过程,如种子萌发、体细胞胚胎发育和开花。由于烟雾中存在刺激性和抑制性化合物,如胡萝卜素、甘油腈、丁香醛、儿茶酚和 3,4,5-三甲基呋喃-2(5H)-酮,因此烟雾相关的萌发反应非常复杂。在本研究中,烟水、胡萝卜素内酯(KAR1)、曼地龙腈(MAN)和儿茶酚(KAT)处理对东方枫香树(Liquidambar orientalis Mill.此外,实验还包括被认为参与 KAR1 和氰醇诱导种子萌发的赤霉素(GA3)和活性氧(ROS)。过氧化氢和甲基紫精溶液用于 ROS 处理。萌发实验在 20 °C 的培养箱中,在不同的光照条件下进行。研究结果表明,东方栗种子对烟雾很敏感。此外,在黑暗和光照条件下,0.01 和 0.1 µM KAR1 以及 50 µM MAN 溶液都能促进研究物种的萌发(p < 0.05)。另一方面,KAT 处理对萌发没有正面或负面影响。对 KAR1 和氰基水杨酸敏感的 L. orientalis 种子对浓度为 10-5 至 10-3 M 的 GA3 有积极的萌发反应。GA3 处理也消除了光照对高萌发成功率的影响。只有在有光照的情况下,才能观察到 ROS 诱导的萌发。这项研究的结果可用于提高东方栗(一种分布较窄的物种)的发芽成功率。
{"title":"Duman ve Duman Kökenli Bileşiklerin Liquidambar orientalis Mill. (Anadolu Sığla Ağacı)'in Tohum Çimlenmesi Üzerindeki Etkileri","authors":"Şükrü Serter Çatav, Kenan Akbaş","doi":"10.21597/jist.1309431","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1309431","url":null,"abstract":"Duman ve duman kökenli bileşikler, bitkilerde tohum çimlenmesi, somatik embriyogenez ve çiçeklenme gibi fizyolojik ve gelişimsel süreçleri düzenleyebilmektedir. Dumanla ilişkili çimlenme yanıtları, karrikinler, gliseronitril, siringaldehit, katekol ve 3,4,5-trimetilfuran-2(5H)-on gibi uyarıcı ve inhibe edici bileşiklerin mevcudiyeti nedeniyle oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu çalışmada, duman suyu, karrikinolid (KAR1), mandelonitril (MAN) ve katekol (KAT) uygulamalarının Liquidambar orientalis Mill.'in tohum çimlenmesi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Ayrıca KAR1 ve siyanohidrin ile indüklenen tohum çimlenmesinde rol aldıkları düşünülen giberellik asit (GA3) ve reaktif oksijen türleri de (ROT) deneylere dâhil edilmiştir. ROT uygulamaları için hidrojen peroksit ve metil violojen çözeltileri kullanılmıştır. Çimlenme deneyleri, 20 °C'ye ayarlanmış inkübatörlerde farklı ışık koşulları altında gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonuçları, L. orientalis tohumlarının dumana karşı duyarlı olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak, 0.01 ve 0.1 µM KAR1 ve 50 µM MAN solüsyonları hem karanlık hem de aydınlık koşullar altında çalışma türünün çimlenmesini teşvik etmiştir (p < 0.05). Öte yandan, KAT uygulamaları çimlenme üzerinde olumlu veya olumsuz bir etki yaratmamıştır. KAR1 ve siyanohidrine hassas olan L. orientalis tohumları 10-5 ila 10-3 M konsantrasyon aralığında GA3'e karşı pozitif bir çimlenme cevabı vermiştir. GA3 uygulamaları yüksek çimlenme başarısı için ışığa olan gereksinimi de ortadan kaldırmıştır. ROT ile uyarılan çimlenme ise sadece ışık varlığında gözlemlenmiştir. Bu çalışmadan elde edilen bulgular, dar yayılışlı bir tür olan L. orientalis'in çimlenme başarısını arttırmak için kullanılabilir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"40 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-07","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139341781","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Roses are known for their low pollen quality. It remains unclear how many days of pollen should be used in order not to reduce crossbreeding success. The study was conducted to determine whether short-term pollen storage is effective on the crossing success of roses comparatively in vivo and in vitro. The study was conducted in a greenhouse and a cytology laboratory at Ankara University, Turkey. The 'Avalanche' rose variety was used as the seed parent, and 'Magnum' was the pollen parent. A total of 210 crosses were made. Pollens were used immediately (day 0) and stored at +4°C for 6 days after collection. The pollen viability by IKI and the germination rates by the petri dish method, the fruit and seed set, the fruit and seed weight, and the seed germination rate were recorded. All examined traits showed a decreasing trend as the storage time increases. The pollen germination rates were recorded at 1.63% for stored pollen at six days and 15.27% for fresh pollen. The highest fruit and seed set rates were obtained from crossing with pollen stored for one day. The fruit set decreased below 10% as of the 5th day, and the seed numbers decreased 1.8 times compared to one day of storage. No germination was observed in seeds obtained from crosses with pollen stored for 5 or 6 days. A positive correlation was found between seed number and pollen germination rate. The study concluded that successful crossing could be made with pollen stored at +4°C for up to 3 days.
{"title":"Effects of Short Term Pollen Storage on Fruit Set, Seed Number and Seed Germination Rate in Cut Rose Hybridization","authors":"Gülşah Turna, S. Kazaz, T. Kılıç","doi":"10.21597/jist.1290699","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1290699","url":null,"abstract":"Roses are known for their low pollen quality. It remains unclear how many days of pollen should be used in order not to reduce crossbreeding success. The study was conducted to determine whether short-term pollen storage is effective on the crossing success of roses comparatively in vivo and in vitro. The study was conducted in a greenhouse and a cytology laboratory at Ankara University, Turkey. The 'Avalanche' rose variety was used as the seed parent, and 'Magnum' was the pollen parent. A total of 210 crosses were made. Pollens were used immediately (day 0) and stored at +4°C for 6 days after collection. The pollen viability by IKI and the germination rates by the petri dish method, the fruit and seed set, the fruit and seed weight, and the seed germination rate were recorded. All examined traits showed a decreasing trend as the storage time increases. The pollen germination rates were recorded at 1.63% for stored pollen at six days and 15.27% for fresh pollen. The highest fruit and seed set rates were obtained from crossing with pollen stored for one day. The fruit set decreased below 10% as of the 5th day, and the seed numbers decreased 1.8 times compared to one day of storage. No germination was observed in seeds obtained from crosses with pollen stored for 5 or 6 days. A positive correlation was found between seed number and pollen germination rate. The study concluded that successful crossing could be made with pollen stored at +4°C for up to 3 days.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"7 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-05","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139342407","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Prunus armeniaca L. known as apricot, is one of the important export products of Turkey and its kernel oil has become widely popular in different fields such as food pharmacy, aromatherapy and cosmetics industry. Apricot oil obtained from the kernels of apricots is characterized by high contents of oil, fiber, various minerals, proteins, vitamins and phenolics with health-improving effects. The aim of this study was to compare the fatty acid composition and some quality properties of 10 different kinds of apricot kernel oils produced by the different brands. The lowest value of free fatty acid with 0.30 % was determined in the A5 sample. The antioxidant activity results of A1 brand apricot oil sample were found similar to A4 brand apricot oil (P>0.05). In the results of the total phenolic content was lowest in A5 sample with 101.17 mg GAE/100g. The results of the highest antioxidant activity and total phenolic content were determined in the sample A3. The common major fatty acids in the analyzed oil samples were determined as oleic acid, linoleic acid, palmitic acid and stearic acid. Oleic acid was determined as the main unsaturated fatty acid component for all oil types except the A1 sample.
{"title":"Comparison of Fatty Acid Profile and Quality Properties of Commercial Apricot (Prunus Armeniaca) Kernel Oils","authors":"Pınar Gümüş, Ü. Erol","doi":"10.21597/jist.1293261","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1293261","url":null,"abstract":"Prunus armeniaca L. known as apricot, is one of the important export products of Turkey and its kernel oil has become widely popular in different fields such as food pharmacy, aromatherapy and cosmetics industry. Apricot oil obtained from the kernels of apricots is characterized by high contents of oil, fiber, various minerals, proteins, vitamins and phenolics with health-improving effects. The aim of this study was to compare the fatty acid composition and some quality properties of 10 different kinds of apricot kernel oils produced by the different brands. The lowest value of free fatty acid with 0.30 % was determined in the A5 sample. The antioxidant activity results of A1 brand apricot oil sample were found similar to A4 brand apricot oil (P>0.05). In the results of the total phenolic content was lowest in A5 sample with 101.17 mg GAE/100g. The results of the highest antioxidant activity and total phenolic content were determined in the sample A3. The common major fatty acids in the analyzed oil samples were determined as oleic acid, linoleic acid, palmitic acid and stearic acid. Oleic acid was determined as the main unsaturated fatty acid component for all oil types except the A1 sample.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"9 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139344923","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Atık su arıtma tesislerinde, suyun kalitesini gösteren parametreleri takip edebilmek ve gerektiğinde müdahale edebilmek tesislerin yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır. Atık su arıtma tesisleri yapılırken ve işletilirken, biyolojik oksijen ihtiyacı değerlerine gereksinim duyulmaktadır. Bu değerin ölçülmesi diğer parametrelere göre daha uzun sürelerde gerçekleşmekte ve deneylerin yapılması da zahmetli ve maliyetli olmaktadır. Bu tür zorlukların üstesinden gelmek için bazı yöntemler kullanılarak birçok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmada biyolojik oksijen değerinin, atık su arıtma tesislerinde kolayca ölçülebilen diğer parametreler aracılığıyla yapay sinir ağları ve çoklu regresyon analizi teknikleriyle tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada kullanılan ölçüm sonuçları 2021-2022 yılları arasında Van iline ait bir atık su arıtma tesisinde ölçülen verileri kapsamaktadır. Kullanılan tahmin girdi parametreleri pH, elektriksel iletkenlik, sıcaklık, çözünmüş oksijen, kimyasal oksijen ihtiyacı, askıda katı madde, toplam azot ve toplam fosfor değerleri bağımsız değişken ve biyolojik oksijen değeri ise bağımlı değişken olarak seçilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular ışığında biyolojik oksijen değerinin kolayca ölçülebilen parametreler yardımıyla ileri beslemeli yapay sinir ağları ve doğrusal çoklu regresyon analizi teknikleri ile oluşturulmuş olan modeller kullanılarak tahmin edilmesi mümkündür. Her iki model karşılaştırıldığında ise yapay sinir ağları ile geliştirilmiş olan modelin çoklu regresyon analizi ile geliştirilmiş olan modele göre daha iyi performans sergilediği tespit edilmiştir.
{"title":"Prediction of Biochemical Oxygen Demand in Wastewater Treatment Plants Using Artificial Neural Network and Regression Analysis","authors":"Furkan Si̇dal, Y. Altun","doi":"10.21597/jist.1296789","DOIUrl":"https://doi.org/10.21597/jist.1296789","url":null,"abstract":"Atık su arıtma tesislerinde, suyun kalitesini gösteren parametreleri takip edebilmek ve gerektiğinde müdahale edebilmek tesislerin yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır. Atık su arıtma tesisleri yapılırken ve işletilirken, biyolojik oksijen ihtiyacı değerlerine gereksinim duyulmaktadır. Bu değerin ölçülmesi diğer parametrelere göre daha uzun sürelerde gerçekleşmekte ve deneylerin yapılması da zahmetli ve maliyetli olmaktadır. Bu tür zorlukların üstesinden gelmek için bazı yöntemler kullanılarak birçok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmada biyolojik oksijen değerinin, atık su arıtma tesislerinde kolayca ölçülebilen diğer parametreler aracılığıyla yapay sinir ağları ve çoklu regresyon analizi teknikleriyle tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada kullanılan ölçüm sonuçları 2021-2022 yılları arasında Van iline ait bir atık su arıtma tesisinde ölçülen verileri kapsamaktadır. Kullanılan tahmin girdi parametreleri pH, elektriksel iletkenlik, sıcaklık, çözünmüş oksijen, kimyasal oksijen ihtiyacı, askıda katı madde, toplam azot ve toplam fosfor değerleri bağımsız değişken ve biyolojik oksijen değeri ise bağımlı değişken olarak seçilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular ışığında biyolojik oksijen değerinin kolayca ölçülebilen parametreler yardımıyla ileri beslemeli yapay sinir ağları ve doğrusal çoklu regresyon analizi teknikleri ile oluşturulmuş olan modeller kullanılarak tahmin edilmesi mümkündür. Her iki model karşılaştırıldığında ise yapay sinir ağları ile geliştirilmiş olan modelin çoklu regresyon analizi ile geliştirilmiş olan modele göre daha iyi performans sergilediği tespit edilmiştir.","PeriodicalId":17353,"journal":{"name":"Journal of the Institute of Science and Technology","volume":"3 1","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2023-09-01","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"139344581","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}