Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2336
Mustafa Altıntaş, Ayşegül Turan
Bu araştırmanın amacı örgütlerde bilgi paylaşımının erdemli raporlama (whistleblowing) üzerindeki etkisinde birey- örgüt uyumunun aracılık rolünün belirlenmesidir. Çalışma erdemli raporlamaya karşı farkındalık oluşturmak açısından önemlidir. Nicel araştırma deseninin benimsendiği çalışmada örneklemi, Kırşehir’de faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük ölçekteki işletmelerde çalışanlar oluşturmaktadır. Kolayda örnekleme yöntemiyle ulaşılan 448 kişiyle, çevrimiçi anket yoluyla veriler toplanmıştır. Toplanan verilerin analiz edilmesinde kısmi en küçük kareler yol analizi (PLS-SEM) tercih edilmiş olup Smart-PLS istatistik programı kullanılarak analiz gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerinden elde edilen bulgulara göre bilgi paylaşımı tutumunun erdemli raporlama üzerindeki etkisinde birey-örgüt uyumunun aracılık rolü bulunamamıştır. Bunun yanı sıra bilgi paylaşımının birey-örgüt uyumu üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı etkisi ile birey-örgüt uyumunun erdemli raporlama üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı etkisi bulunmaktadır. Elde edilen sonuçlar örgütlerde uygulanan bilgi paylaşımı tutumunun ve birey- örgüt uyumunun etik dışı sonuçları açığa çıkarmada etkisi olduğunu göstermektedir. Çalışanların olumlu bilgi paylaşımı tutumları onların birey- örgüt uyumlarını iyileştirmekte, birey- örgüt uyumu iyileştikçe erdemli raporlama davranışına olan meyilleri artmaktadır. Çalışanların olumlu bilgi paylaşımı tutumları erdemli raporlama davranışına teşvik ederken, bireyin çalıştığı örgütle olan uyumu bu teşviki artırmamaktadır. Bu durumun tersine çalışanların olumsuz bilgi paylaşımı tutumları, erdemli raporlama davranışından kaçınmayı teşvik ederken, bireyin çalıştığı örgütle olan uyumsuzluğu bu teşviki artırmamaktadır. Çalışandaki, erdemli raporlama davranışının kültürel olarak olumsuz algı yaratmasına yönelik kaygıların, bireyin örgütle uyum veya uyumsuzluğundan bağımsız geliştiğini ve bu nedenle aracılık rolünün bulunmadığını ifade etmek mümkündür.
{"title":"Bilgi paylaşımının erdemli raporlama (whistleblowing) üzerindeki etkisinde birey-örgüt uyumunun aracılık rolü","authors":"Mustafa Altıntaş, Ayşegül Turan","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2336","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2336","url":null,"abstract":"Bu araştırmanın amacı örgütlerde bilgi paylaşımının erdemli raporlama (whistleblowing) üzerindeki etkisinde birey- örgüt uyumunun aracılık rolünün belirlenmesidir. Çalışma erdemli raporlamaya karşı farkındalık oluşturmak açısından önemlidir. Nicel araştırma deseninin benimsendiği çalışmada örneklemi, Kırşehir’de faaliyet gösteren küçük, orta ve büyük ölçekteki işletmelerde çalışanlar oluşturmaktadır. Kolayda örnekleme yöntemiyle ulaşılan 448 kişiyle, çevrimiçi anket yoluyla veriler toplanmıştır. Toplanan verilerin analiz edilmesinde kısmi en küçük kareler yol analizi (PLS-SEM) tercih edilmiş olup Smart-PLS istatistik programı kullanılarak analiz gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerinden elde edilen bulgulara göre bilgi paylaşımı tutumunun erdemli raporlama üzerindeki etkisinde birey-örgüt uyumunun aracılık rolü bulunamamıştır. Bunun yanı sıra bilgi paylaşımının birey-örgüt uyumu üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı etkisi ile birey-örgüt uyumunun erdemli raporlama üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı etkisi bulunmaktadır. Elde edilen sonuçlar örgütlerde uygulanan bilgi paylaşımı tutumunun ve birey- örgüt uyumunun etik dışı sonuçları açığa çıkarmada etkisi olduğunu göstermektedir. Çalışanların olumlu bilgi paylaşımı tutumları onların birey- örgüt uyumlarını iyileştirmekte, birey- örgüt uyumu iyileştikçe erdemli raporlama davranışına olan meyilleri artmaktadır. Çalışanların olumlu bilgi paylaşımı tutumları erdemli raporlama davranışına teşvik ederken, bireyin çalıştığı örgütle olan uyumu bu teşviki artırmamaktadır. Bu durumun tersine çalışanların olumsuz bilgi paylaşımı tutumları, erdemli raporlama davranışından kaçınmayı teşvik ederken, bireyin çalıştığı örgütle olan uyumsuzluğu bu teşviki artırmamaktadır. Çalışandaki, erdemli raporlama davranışının kültürel olarak olumsuz algı yaratmasına yönelik kaygıların, bireyin örgütle uyum veya uyumsuzluğundan bağımsız geliştiğini ve bu nedenle aracılık rolünün bulunmadığını ifade etmek mümkündür.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":"111 40","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140381675","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2342
Begüm Şahin
Avrupa Komisyonu tarafından 2016 yılında ortaya konan Avrupa Girişimcilik Yetkinlik Çerçevesi (EntreComp) evrensel bir girişimcilik anlayışı yaratmayı amaçlamıştır. 3 yetkinlik alanı ve 15 yetkinlik ile kavramsallaştırılan model akademik bir altyapıya sahip olup, yayınlandığı tarihten itibaren girişimcilik alanındaki pek çok çalışmanın temelini oluşturmuştur. Gerek literatüre gerek uygulamaya katkı sağlayan EntreComp girişimcilik becerilerinin keşfini ve gelişimini hem bireysel hem kurumsal düzeyde ele almaktadır. Yükseköğretim kurumları, startuplar, kuluçka merkezleri, KOBİ’ler ve teknoloji şirketlerinin faydalandığı araç girişimsel davranış, girişim odaklı düşünme, iç girişimcilik ve teknoloji girişimciliği gibi pek çok başlığa hizmet etmektedir. Çalışmada girişimcilik ekosistemine katkı sağlayan EntreComp çerçevesinin içeriği ve kapsamı açıklanarak çerçeveden faydalanan iyi örnek uygulamalarına yer verilmiştir. E-SCAN, DYNAMIQE, SEECEL, LEEN ve INTENSE girişimlerinin incelenmesi sonucunda elde edilen bulgular; çerçevenin girişimsel davranışın gelişimine, yaratıcı ve yenilikçi girişimcilik eğitiminin tasarımına, üniversite-sanayi iş birliği ve startup ekosisteminin gelişimine pozitif yönde somut katkılar sunduğunu desteklemiştir. Aynı zamanda çerçevenin Türkiye’nin de içinde yer aldığı küresel girişimcilik ekosistemi için ortak bir anlayış geliştirdiği gözlemlenmiştir. Ulusal yazında alanında ilk araştırma özelliği taşıyan çalışmanın hem girişimcilik literatürüne hem Türk startuplarının pratik uygulamalarına katkı sağlaması arzu edilmektedir
{"title":"Avrupa girişimcilik yetkinlik çerçevesi (Entrecomp) üzerine bir inceleme ve iyi uygulama örnekleri","authors":"Begüm Şahin","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2342","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2342","url":null,"abstract":"Avrupa Komisyonu tarafından 2016 yılında ortaya konan Avrupa Girişimcilik Yetkinlik Çerçevesi (EntreComp) evrensel bir girişimcilik anlayışı yaratmayı amaçlamıştır. 3 yetkinlik alanı ve 15 yetkinlik ile kavramsallaştırılan model akademik bir altyapıya sahip olup, yayınlandığı tarihten itibaren girişimcilik alanındaki pek çok çalışmanın temelini oluşturmuştur. Gerek literatüre gerek uygulamaya katkı sağlayan EntreComp girişimcilik becerilerinin keşfini ve gelişimini hem bireysel hem kurumsal düzeyde ele almaktadır. Yükseköğretim kurumları, startuplar, kuluçka merkezleri, KOBİ’ler ve teknoloji şirketlerinin faydalandığı araç girişimsel davranış, girişim odaklı düşünme, iç girişimcilik ve teknoloji girişimciliği gibi pek çok başlığa hizmet etmektedir. Çalışmada girişimcilik ekosistemine katkı sağlayan EntreComp çerçevesinin içeriği ve kapsamı açıklanarak çerçeveden faydalanan iyi örnek uygulamalarına yer verilmiştir. E-SCAN, DYNAMIQE, SEECEL, LEEN ve INTENSE girişimlerinin incelenmesi sonucunda elde edilen bulgular; çerçevenin girişimsel davranışın gelişimine, yaratıcı ve yenilikçi girişimcilik eğitiminin tasarımına, üniversite-sanayi iş birliği ve startup ekosisteminin gelişimine pozitif yönde somut katkılar sunduğunu desteklemiştir. Aynı zamanda çerçevenin Türkiye’nin de içinde yer aldığı küresel girişimcilik ekosistemi için ortak bir anlayış geliştirdiği gözlemlenmiştir. Ulusal yazında alanında ilk araştırma özelliği taşıyan çalışmanın hem girişimcilik literatürüne hem Türk startuplarının pratik uygulamalarına katkı sağlaması arzu edilmektedir","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":" 1035","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140382343","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2350
Serkan Demirel
7 Ekim 2024’te başlayan İsrail-Hamas savaşının Orta Doğu ülkelerinin borsalarına etkisini inceleyen bu çalışma, toplamda 11 borsayı kapsamaktadır. Bu borsaların gösterge endeksleri tespit edilerek çalışmanın veri seti toplanmıştır. Veri seti 6 Şubat 2023-6 Kasım 2023 arası toplam 191 günlük gözlemden oluşmaktadır. Borsaların kapalı olduğu özel günler ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceğinden günlük veriler birbirlerine uyumlandırılmıştır. Çalışmada elde edilen veriler olay çalışması tekniği ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular şu şekildedir: Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Suudi Arabistan ve Kuveyt borsalarına ait CAR’lerin incelenen tüm olay pencerelerinde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı oldukları görülmektedir. Bu ülke borsalarının gösterge endeksleri tüm olay pencerelerinde beklendiği şekilde yatırımcılar için negatif getiri sağlamıştır. Ürdün, Bahreyn ve Lübnan borsalarına ait CAR’lerin olay pencerelerinin istatistiksel olarak anlamlı oldukları tespit edilmiştir. Ancak anlamlılık içeren pencerelerde Ürdün borsa endeksi için pozitif CAR’ler gözlemlenmiştir. İlgili olay pencerelerinde, olay tarihinden önceki kazançların olay tarihinden sonraki kayıplardan fazla oluşu pozitif CAR’leri ortaya çıkarmıştır. Bahreyn borsasında ise olay pencerelerinde pozitif CAR’ler meydana gelmiştir. Olay penceresinde ise olay tarihinden sonraki kayıplar önceki kazançlardan fazla olmuştur. Lübnan borsasında beklenildiği üzere savaşın negatif etkileri gözlenmiştir. Filistin gösterge endeksi için olay pencerelerinde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı CAR’ler meydana gelmiştir. Benzer şekilde, Katar gösterge endeksi için olay pencerelerinde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı CAR’ler oluşmuştur. Her iki ülke borsası için olay tarihi çevresinde yatırımcıların kayıplar yaşadığı söylenebilir. Umman borsasında ise olay tarihine en yakın olay pencerelerinde pozitif CAR’ler gözlemlenmiş ancak olay penceresi genişledikçe negatif CAR’ler ortaya çıkmıştır. Tam tersi bir gözlem ise Mısır için mümkündür. Olay penceresi genişledikçe CAR’lerin pozitif olduğu lakin daraldıkça CAR’lerin negatif olduğu gözlenmiştir.
本研究探讨了 2024 年 10 月 7 日开始的以色列-哈马斯战争对中东国家股票市场的影响,共涉及 11 个股票市场。确定了这些股票市场的基准指数,并收集了研究数据集。数据集包括 2023 年 2 月 6 日至 2023 年 11 月 6 日期间的 191 个每日观测值。由于各国证券交易所休市的特殊日子可能不同,因此每日数据相互统一。研究中获得的数据采用案例研究法进行分析。研究结果如下:阿拉伯联合酋长国、以色列、沙特阿拉伯和科威特股票市场的资本充足率在所有分析的事件窗口中均为负值,且在统计上显著。这些国家股票市场的基准指数在所有事件窗口中都为投资者提供了预期的负收益。约旦、巴林和黎巴嫩股票市场的事件窗口资本充足率在统计上显著。然而,约旦股票市场指数在显著窗口中的 CAR 值为正。在相关事件窗口中,事件发生日之前的收益超过事件发生日之后的损失这一事实揭示了正的 CAR 值。巴林股市在事件窗口中出现了正的 CAR。在事件窗口中,事件发生日后的损失高于事件发生日后的收益。不出所料,黎巴嫩股市出现了战争的负面影响。就巴勒斯坦基准指数而言,在事件窗口中出现了负的且具有统计意义的 CAR。同样,卡塔尔基准指数在事件窗口期也出现了负的且在统计上有意义的 CAR。可以说,两国股票市场的投资者都在事件发生日前后遭受了损失。在阿曼股市,在最接近事件发生日的事件窗口中观察到正的 CAR 值,但随着事件窗口的扩大,出现了负的 CAR 值。埃及的情况则与此相反。据观察,随着事件窗口的扩大,CAR 为正值,但随着事件窗口的缩小,CAR 变为负值。
{"title":"İsrail-Hamas savaşının Orta Doğu borsalarına etkisinin olay çalışması metodolojisi ile incelenmesi","authors":"Serkan Demirel","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2350","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2350","url":null,"abstract":"7 Ekim 2024’te başlayan İsrail-Hamas savaşının Orta Doğu ülkelerinin borsalarına etkisini inceleyen bu çalışma, toplamda 11 borsayı kapsamaktadır. Bu borsaların gösterge endeksleri tespit edilerek çalışmanın veri seti toplanmıştır. Veri seti 6 Şubat 2023-6 Kasım 2023 arası toplam 191 günlük gözlemden oluşmaktadır. Borsaların kapalı olduğu özel günler ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceğinden günlük veriler birbirlerine uyumlandırılmıştır. Çalışmada elde edilen veriler olay çalışması tekniği ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular şu şekildedir: Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Suudi Arabistan ve Kuveyt borsalarına ait CAR’lerin incelenen tüm olay pencerelerinde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı oldukları görülmektedir. Bu ülke borsalarının gösterge endeksleri tüm olay pencerelerinde beklendiği şekilde yatırımcılar için negatif getiri sağlamıştır. Ürdün, Bahreyn ve Lübnan borsalarına ait CAR’lerin olay pencerelerinin istatistiksel olarak anlamlı oldukları tespit edilmiştir. Ancak anlamlılık içeren pencerelerde Ürdün borsa endeksi için pozitif CAR’ler gözlemlenmiştir. İlgili olay pencerelerinde, olay tarihinden önceki kazançların olay tarihinden sonraki kayıplardan fazla oluşu pozitif CAR’leri ortaya çıkarmıştır. Bahreyn borsasında ise olay pencerelerinde pozitif CAR’ler meydana gelmiştir. Olay penceresinde ise olay tarihinden sonraki kayıplar önceki kazançlardan fazla olmuştur. Lübnan borsasında beklenildiği üzere savaşın negatif etkileri gözlenmiştir. Filistin gösterge endeksi için olay pencerelerinde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı CAR’ler meydana gelmiştir. Benzer şekilde, Katar gösterge endeksi için olay pencerelerinde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı CAR’ler oluşmuştur. Her iki ülke borsası için olay tarihi çevresinde yatırımcıların kayıplar yaşadığı söylenebilir. Umman borsasında ise olay tarihine en yakın olay pencerelerinde pozitif CAR’ler gözlemlenmiş ancak olay penceresi genişledikçe negatif CAR’ler ortaya çıkmıştır. Tam tersi bir gözlem ise Mısır için mümkündür. Olay penceresi genişledikçe CAR’lerin pozitif olduğu lakin daraldıkça CAR’lerin negatif olduğu gözlenmiştir.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":" 91","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140384129","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2352
Hacı Hayrettin Tıraş
Binlerce yıldır doğal koşullarda yapılan tarımsal faaliyetler tüm insanların gıda ihtiyacını karşılarken, günümüzde nüfusun hızla artması ve tarımsal alanların sınırlı olması dünyanın birçok bölgesinde yetersiz beslenme ve açlık sorunlarının baş göstereceği endişesini doğurmuştur. Sorunun çözümü için yapılan çalışmalar sonucunda birim alanda daha çok ve kaliteli ürün elde edebilmek için tarımsal gübre ve ilaçların kullanıldığı yeni tarım sistemleri geliştirilmiştir. Tarımsal üretimde kullanılan gübre ve ilaçların büyük çoğunluğu çeşitli kimyasallardan oluşmakta ve verimliliğe önemli katkılar sağlamaktadır. Buna göre tarımsal üretimde verimi ve kaliteyi artırmak için gübre ve pestisit kullanılması doğru bir yol olarak görülmektedir. Günümüzde tarımsal üretimin vazgeçilmez girdileri arasında yer alan gübre ve tarımsal ilaçların gelecekte de kullanılmaya devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, 2020 yılı itibarıyla küresel ölçekte en fazla tarımsal üretim gerçekleştiren ilk altı ülkenin (Çin, Hindistan, Brezilya, ABD, Endonezya ve Rusya), 1995-2019 dönemi panel verileri kullanılarak tarımsal üretimde gübre ve ilaç kullanımının tarımsal GSYİH’ye etkisinin panel ekonometrik yöntemlerle tahmin edilmesidir. Hektar başına kullanılan gübre miktarı, toplam satılan pestisit miktarı ve tarımsal GSYİH çalışmanın değişkenlerini oluşturmaktadır. Analiz sonuçları değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığına işaret ederken gübre kullanımının uzun dönem katsayısının istatistiksel olarak anlamlı olduğunu, diğer taraftan pestisit kullanımının uzun dönem katsayısının istatistiksel olarak anlamsız olduğunu ortaya koymuştur.
{"title":"Tarım üretiminde önde gelen ülkelerde tarımsal gübre ve ilaç kullanımının tarımsal GSYİH’ye etkisi; panel veri analizi araştırması","authors":"Hacı Hayrettin Tıraş","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2352","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2352","url":null,"abstract":"Binlerce yıldır doğal koşullarda yapılan tarımsal faaliyetler tüm insanların gıda ihtiyacını karşılarken, günümüzde nüfusun hızla artması ve tarımsal alanların sınırlı olması dünyanın birçok bölgesinde yetersiz beslenme ve açlık sorunlarının baş göstereceği endişesini doğurmuştur. Sorunun çözümü için yapılan çalışmalar sonucunda birim alanda daha çok ve kaliteli ürün elde edebilmek için tarımsal gübre ve ilaçların kullanıldığı yeni tarım sistemleri geliştirilmiştir. Tarımsal üretimde kullanılan gübre ve ilaçların büyük çoğunluğu çeşitli kimyasallardan oluşmakta ve verimliliğe önemli katkılar sağlamaktadır. Buna göre tarımsal üretimde verimi ve kaliteyi artırmak için gübre ve pestisit kullanılması doğru bir yol olarak görülmektedir. Günümüzde tarımsal üretimin vazgeçilmez girdileri arasında yer alan gübre ve tarımsal ilaçların gelecekte de kullanılmaya devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, 2020 yılı itibarıyla küresel ölçekte en fazla tarımsal üretim gerçekleştiren ilk altı ülkenin (Çin, Hindistan, Brezilya, ABD, Endonezya ve Rusya), 1995-2019 dönemi panel verileri kullanılarak tarımsal üretimde gübre ve ilaç kullanımının tarımsal GSYİH’ye etkisinin panel ekonometrik yöntemlerle tahmin edilmesidir. Hektar başına kullanılan gübre miktarı, toplam satılan pestisit miktarı ve tarımsal GSYİH çalışmanın değişkenlerini oluşturmaktadır. Analiz sonuçları değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığına işaret ederken gübre kullanımının uzun dönem katsayısının istatistiksel olarak anlamlı olduğunu, diğer taraftan pestisit kullanımının uzun dönem katsayısının istatistiksel olarak anlamsız olduğunu ortaya koymuştur.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":" 5","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140384261","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2300
Ebru Acar Akbulut, Alptekin Ulutaş, Ali Aygün Yürüyen, Saime Balalan
Lojistik, yatırım kârını azami seviyeye yükseltmek için bir ürünü depolayabilen veya stratejik olarak akışlarını belirli bir plan dahilinde kontrol edebilen bir yönetim kararı oluşturmaya yönelik sistemdir. Lojistik Performans Endeksi (LPI), ülkelerin lojistik alanında durum tespiti yapabilmeleri ve iyileştirmeleri gereken alanları belirlemede oldukça önemlidir. Bu makale G20 ülkelerinin lojistik performanslarını Çok kriterli karar verme (ÇKKV) yöntemleri ile değerlendirmektedir. Çalışmada kullanılan veriler Dünya Bankası’nın 2018 yılında yayınladığı LPI raporundan alınmıştır. ÇKKV yöntemleri, en iyi performans gösteren alternatifin seçimi veya istenilen hedef doğrultusunda performans ölçümleme ve sıralama ihtiyacı duyulan her alanda kullanılabilmektedir. Çalışmada kullanılan ÇKKV yöntemleri herhangi bir çalışmada birlikte daha önce kullanılmamıştır. Bu nedenle bu çalışma özgün bir çalışmadır. Çalışmada kriter ağırlıklarının değerlendirilmesinde üç farklı yöntem (SD, PSI ve MEREC) bir arada kullanılmıştır. Bu üç farklı yöntemin bir arada kullanılmasıyla daha kesin ve güvenilir sonuçların elde edildiği düşünülmektedir. Çalışmada alternatiflerin sıralanması için literatürde nadiren kullanılan MARA (Magnitude of the Area for the Ranking of Alternatives/Alternatiflerin Sıralanması için Alan Büyüklüğü) yöntemi uygulanmıştır. Literatürde MARA yöntemi kullanılarak yapılan Türkçe yayın bulunmamaktadır. Çalışma literatürde bulunan bu boşluğu doldurmayı hedeflemektedir. Uygulanan yöntemler ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda Almanya en iyi performans gösteren alternatif olarak belirlenmiştir.
{"title":"Hibrit bir ÇKKV modeli ile G20 ülkelerinin lojistik performansının ölçülmesi","authors":"Ebru Acar Akbulut, Alptekin Ulutaş, Ali Aygün Yürüyen, Saime Balalan","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2300","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2300","url":null,"abstract":"Lojistik, yatırım kârını azami seviyeye yükseltmek için bir ürünü depolayabilen veya stratejik olarak akışlarını belirli bir plan dahilinde kontrol edebilen bir yönetim kararı oluşturmaya yönelik sistemdir. Lojistik Performans Endeksi (LPI), ülkelerin lojistik alanında durum tespiti yapabilmeleri ve iyileştirmeleri gereken alanları belirlemede oldukça önemlidir. Bu makale G20 ülkelerinin lojistik performanslarını Çok kriterli karar verme (ÇKKV) yöntemleri ile değerlendirmektedir. Çalışmada kullanılan veriler Dünya Bankası’nın 2018 yılında yayınladığı LPI raporundan alınmıştır. ÇKKV yöntemleri, en iyi performans gösteren alternatifin seçimi veya istenilen hedef doğrultusunda performans ölçümleme ve sıralama ihtiyacı duyulan her alanda kullanılabilmektedir. Çalışmada kullanılan ÇKKV yöntemleri herhangi bir çalışmada birlikte daha önce kullanılmamıştır. Bu nedenle bu çalışma özgün bir çalışmadır. Çalışmada kriter ağırlıklarının değerlendirilmesinde üç farklı yöntem (SD, PSI ve MEREC) bir arada kullanılmıştır. Bu üç farklı yöntemin bir arada kullanılmasıyla daha kesin ve güvenilir sonuçların elde edildiği düşünülmektedir.\u0000Çalışmada alternatiflerin sıralanması için literatürde nadiren kullanılan MARA (Magnitude of the Area for the Ranking of Alternatives/Alternatiflerin Sıralanması için Alan Büyüklüğü) yöntemi uygulanmıştır. Literatürde MARA yöntemi kullanılarak yapılan Türkçe yayın bulunmamaktadır. Çalışma literatürde bulunan bu boşluğu doldurmayı hedeflemektedir. Uygulanan yöntemler ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda Almanya en iyi performans gösteren alternatif olarak belirlenmiştir.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":" 40","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140385055","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2341
H. K. Alay
This study aims to examine the academic studies in the literature where the concepts of "ethical leadership" and "sustainability" come together and to bibliometric analyze the scientific publications on this subject with the visual mapping technique. Ethical leadership and sustainability are of increasing importance in today's business world. This study uses bibliometric methods to understand better the connections and development of these two concepts in the literature. The scientific data used as the basis of the study was selected from the Web of Science (WOS) database. As a result of the search in Web of Sciences, 205 publications were reached, and it was seen that most of these publications were made in "2021" in the "article" type, in the "Environmental Sciences" category, in the "business economics" research area. Research data analyses were visualized with the VOS viewer program, and these analyses are presented as visual maps in the findings section.
本研究旨在考察文献中将 "道德领导力 "和 "可持续性 "这两个概念结合在一起的学术研究,并利用视觉绘图技术对有关这一主题的科学出版物进行文献计量分析。道德领导力和可持续发展在当今商业世界中的重要性与日俱增。本研究采用文献计量学方法,以更好地了解这两个概念在文献中的联系和发展。作为研究基础的科学数据选自科学网(WOS)数据库。通过在 Web of Sciences 中的搜索,共找到 205 篇出版物,其中大部分出版物的 "文章 "类型为 "2021 年",属于 "环境科学 "类别,属于 "商业经济学 "研究领域。研究数据分析通过 VOS 浏览器程序进行可视化,这些分析结果以可视化地图的形式呈现在研究结果部分。
{"title":"Bibliometric analysis of studies on \"ethical leadership and sustainability\" using a visual mapping technique","authors":"H. K. Alay","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2341","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2341","url":null,"abstract":"This study aims to examine the academic studies in the literature where the concepts of \"ethical leadership\" and \"sustainability\" come together and to bibliometric analyze the scientific publications on this subject with the visual mapping technique. Ethical leadership and sustainability are of increasing importance in today's business world. This study uses bibliometric methods to understand better the connections and development of these two concepts in the literature. The scientific data used as the basis of the study was selected from the Web of Science (WOS) database. As a result of the search in Web of Sciences, 205 publications were reached, and it was seen that most of these publications were made in \"2021\" in the \"article\" type, in the \"Environmental Sciences\" category, in the \"business economics\" research area. Research data analyses were visualized with the VOS viewer program, and these analyses are presented as visual maps in the findings section.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":"116 2","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140381275","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2314
Halit Yalçın
Son dönemde Dünya ve Türkiye ekonomisinde başta enflasyon olmak üzere yaşanan makroekonomik sorunlar, hanehalkları üzerindeki etkisini her geçen gün artırmaktadır. Döviz kuru, faiz oranları ve enflasyondaki beklenmeyen artışlar hane halklarının satın alma gücünü azaltmakla birlikte hane halklarını borçlanma ve borcu borç ile kapatma döngüsü ile karşı karşıya bırakmaktadır. Artan borçluluk oranları ve azalan satın alma gücü özellikle finans sektörünü negatif etkilemektedir. Buradan hareketle çalışmada 2006M1-2023M8 dönemi Türkiye ekonomisinde finans piyasalarının en büyük aktörü olan konvensiyonel bankaların takipteki tüketici kredileri oranı ile makroekonomik değişkenler olarak; nominal efektif döviz kuru, enflasyon oranı, tüketici kredileri faiz oranı, politika faiz oranı ve sanayi üretim endeksi arasındaki ilişki ARDL Sınır Testi yöntemi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda; döviz kuru ve tüketici kredileri faiz oranı ile takipteki tüketici kredileri oranı arasında uzun dönemde anlamlı ve pozitif bir korelasyon olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca politika faiz oranı ve enflasyon oranı ile takipteki tüketici kredileri oranı arasında uzun dönemde anlamlı ve negatif bir korelasyon olduğu tespit edilmiştir.
{"title":"Türkiye’de makroekonomik değişkenlerin takipteki tüketici kredileri oranı üzerindeki etkileri","authors":"Halit Yalçın","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2314","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2314","url":null,"abstract":"Son dönemde Dünya ve Türkiye ekonomisinde başta enflasyon olmak üzere yaşanan makroekonomik sorunlar, hanehalkları üzerindeki etkisini her geçen gün artırmaktadır. Döviz kuru, faiz oranları ve enflasyondaki beklenmeyen artışlar hane halklarının satın alma gücünü azaltmakla birlikte hane halklarını borçlanma ve borcu borç ile kapatma döngüsü ile karşı karşıya bırakmaktadır. Artan borçluluk oranları ve azalan satın alma gücü özellikle finans sektörünü negatif etkilemektedir. Buradan hareketle çalışmada 2006M1-2023M8 dönemi Türkiye ekonomisinde finans piyasalarının en büyük aktörü olan konvensiyonel bankaların takipteki tüketici kredileri oranı ile makroekonomik değişkenler olarak; nominal efektif döviz kuru, enflasyon oranı, tüketici kredileri faiz oranı, politika faiz oranı ve sanayi üretim endeksi arasındaki ilişki ARDL Sınır Testi yöntemi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda; döviz kuru ve tüketici kredileri faiz oranı ile takipteki tüketici kredileri oranı arasında uzun dönemde anlamlı ve pozitif bir korelasyon olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca politika faiz oranı ve enflasyon oranı ile takipteki tüketici kredileri oranı arasında uzun dönemde anlamlı ve negatif bir korelasyon olduğu tespit edilmiştir.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":" 1125","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140382594","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2349
Z. Seçme
Son dönem ampirik çalışmalardan bazılarında yatırımcı kararlarını etkileyen unsur olarak davranışsal önyargılar yer almaktadır. Global ölçekte meydana gelen olaylar, değişimler yatırımcı önyargılarını dolaysıyla da yatırımcı kararlarını etkilemektedir. Buradan hareketle global belirsizlik faktörlerinde meydana gelen değişimlerin BİST100 ve BİST sektör endekslerini nasıl etkilediği, yatırımcı davranışını hangi yönde hareketlendirdiği merak uyandırmaktadır. Bu çalışmanın amacı global belirsizlik faktörlerinin sektör endekslerine olan kısa ve uzun dönem asimetrik etkilerinin NARDL (Nonlineer Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif) modeli kullanılarak ortaya konulmasıdır. Global belirsizlik faktörlerini temsilen ekonomik, jeopolitik, enerji ve finansal risklerin ölçüldüğü zımni volatilite endeksleri kullanılmıştır. Sonuçta global belirsizlik faktörlerinde meydana gelen değişimlerin uzun dönemde BİST100, Bilişim, Taş Toprak, Metal Ana, Turizm ve Hizmet sektör endekslerini asimetrik olarak etkilediği bulunmuştur. Kısa dönemde KOBİ endeksi dışında İnşaat, Metal Ana, Teknoloji ve Kâğıt sektör endekslilerinde üç belirsizlik faktörünün etkisi, diğer tüm sektör endekslerinde ise tüm belirsizlik faktörlerinin sektörlere önemli etkileri olduğu tespit edilmiştir. Genel olarak belirsizlik faktörlerindeki değişimden hem BİST100 hem de KOBİ haricindeki tüm sektör endeksleri etkilenmektedir. Bu etkinin yönü ve şiddetinin farklı sektörlerde değişik olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
{"title":"Global belirsizlik faktörleri ile BİST sektör endeksleri arasındaki kısa ve uzun dönem ilişkisi","authors":"Z. Seçme","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2349","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2349","url":null,"abstract":"Son dönem ampirik çalışmalardan bazılarında yatırımcı kararlarını etkileyen unsur olarak davranışsal önyargılar yer almaktadır. Global ölçekte meydana gelen olaylar, değişimler yatırımcı önyargılarını dolaysıyla da yatırımcı kararlarını etkilemektedir. Buradan hareketle global belirsizlik faktörlerinde meydana gelen değişimlerin BİST100 ve BİST sektör endekslerini nasıl etkilediği, yatırımcı davranışını hangi yönde hareketlendirdiği merak uyandırmaktadır. Bu çalışmanın amacı global belirsizlik faktörlerinin sektör endekslerine olan kısa ve uzun dönem asimetrik etkilerinin NARDL (Nonlineer Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif) modeli kullanılarak ortaya konulmasıdır. Global belirsizlik faktörlerini temsilen ekonomik, jeopolitik, enerji ve finansal risklerin ölçüldüğü zımni volatilite endeksleri kullanılmıştır. Sonuçta global belirsizlik faktörlerinde meydana gelen değişimlerin uzun dönemde BİST100, Bilişim, Taş Toprak, Metal Ana, Turizm ve Hizmet sektör endekslerini asimetrik olarak etkilediği bulunmuştur. Kısa dönemde KOBİ endeksi dışında İnşaat, Metal Ana, Teknoloji ve Kâğıt sektör endekslilerinde üç belirsizlik faktörünün etkisi, diğer tüm sektör endekslerinde ise tüm belirsizlik faktörlerinin sektörlere önemli etkileri olduğu tespit edilmiştir. Genel olarak belirsizlik faktörlerindeki değişimden hem BİST100 hem de KOBİ haricindeki tüm sektör endeksleri etkilenmektedir. Bu etkinin yönü ve şiddetinin farklı sektörlerde değişik olduğu sonucuna ulaşılmıştır.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":" 22","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140384117","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2367
O. Bhatti
The study seeks to explore a composite model of organizational justice through the integration of exploratory factor analysis (EFA), confirmatory factor analysis (CFA), and an artificial neural network (ANN). The inquiry consists of three separate phases. At first, the Delphi technique identifies various elements that make up organizational justice. Following this, the dimensions are subjected to EFA to reveal the underlying factorial structure of the concept. In the last phase, the identified factors are validated through Confirmatory Factor Analysis (CFA) and then prioritized using an Artificial Neural Network (ANN) to establish their relative importance. The EFA reveals a novel conceptualization of organizational justice, delineating its four distinct facets: distributive justice, procedural justice, interpersonal justice, and informational justice. This conceptualization is further validated through CFA. The ANN has been used to recognize and prioritize model variables as a triangulation. The study's results highlight procedural justice, informational justice, interpersonal justice, and distributive justice as key factors in the overall ambit of organizational justice. This study has significant implications for scholars and corporate executives, providing insights for training, human development, and policy-making. Furthermore, the model presented offers organizational management a valuable tool to ensure justice for employees and improve efficiency. The present investigation is a notable addition to the field of organizational justice as it incorporates artificial neural networks (ANN) as a research methodology, highlighting the crucial importance of justice in organizational settings.
本研究试图通过整合探索性因子分析(EFA)、确证性因子分析(CFA)和人工神经网络(ANN),探索组织公正的综合模型。研究包括三个不同的阶段。首先,德尔菲技术确定了构成组织公正的各种要素。随后,对这些维度进行 EFA 分析,以揭示这一概念的基本因子结构。在最后一个阶段,通过确认性因子分析(CFA)对所确定的因子进行验证,然后使用人工神经网络(ANN)对这些因子进行优先排序,以确定其相对重要性。EFA 揭示了组织公正的新概念化,划分了其四个不同的方面:分配公正、程序公正、人际公正和信息公正。这一概念化通过 CFA 得到了进一步验证。作为三角测量,ANN 被用来识别和优先处理模型变量。研究结果表明,程序公正、信息公正、人际公正和分配公正是组织公正总体范围内的关键因素。这项研究对学者和企业管理人员具有重要意义,为培训、人力开发和政策制定提供了启示。此外,所提出的模型还为组织管理提供了一个宝贵的工具,以确保员工获得公正并提高效率。本研究将人工神经网络(ANN)作为一种研究方法,强调了组织环境中公正的重要性,是对组织公正领域的一个显著补充。
{"title":"Examining the multifaceted nature of organizational justice: An integrated analysis using factor analysis and artificial neural networks","authors":"O. Bhatti","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2367","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2367","url":null,"abstract":"The study seeks to explore a composite model of organizational justice through the integration of exploratory factor analysis (EFA), confirmatory factor analysis (CFA), and an artificial neural network (ANN). The inquiry consists of three separate phases. At first, the Delphi technique identifies various elements that make up organizational justice. Following this, the dimensions are subjected to EFA to reveal the underlying factorial structure of the concept. In the last phase, the identified factors are validated through Confirmatory Factor Analysis (CFA) and then prioritized using an Artificial Neural Network (ANN) to establish their relative importance. The EFA reveals a novel conceptualization of organizational justice, delineating its four distinct facets: distributive justice, procedural justice, interpersonal justice, and informational justice. This conceptualization is further validated through CFA. The ANN has been used to recognize and prioritize model variables as a triangulation. The study's results highlight procedural justice, informational justice, interpersonal justice, and distributive justice as key factors in the overall ambit of organizational justice. This study has significant implications for scholars and corporate executives, providing insights for training, human development, and policy-making. Furthermore, the model presented offers organizational management a valuable tool to ensure justice for employees and improve efficiency. The present investigation is a notable addition to the field of organizational justice as it incorporates artificial neural networks (ANN) as a research methodology, highlighting the crucial importance of justice in organizational settings.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":"115 36","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140381420","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}
Pub Date : 2024-03-25DOI: 10.15295/bmij.v12i1.2354
Emine Anık, Mehmet Tığlı
Günümüzde bilgi teknolojilerinin yaygınlaşması ve markalar arası rekabet bilgi odaklı ve sürekli değişen bir tüketici profilinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Yeni tüketiciler değişen beklentileriyle, marka tercihlerinde somut değerlere ek olarak soyut değerleri de önemsemeye başlamışlardır. Markalar da tüketicilerin beklentilerini karşılayarak olumlu desteklerini alabilmek ve sürdülebilir, güçlü ilişkiler kurmak için toplum yararına olan faaliyetlere yönelmişlerdir. Literatürde kurumsal sosyal sorumluluk kavramı olarak karşılaşılan bu faaliyetlerin pazarlama stratejisi olarak kullanılmaya başlandığı söylenebilir. İlgili literatür incelendiğinde kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin tüketici marka ilişkilerinde kritik bir rol oynadığı ve tüketicilerin markalara karşı bilişsel, davranışsal ve duygusal tepkilerini olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda, bu çalışma kurumsal sosyal sorumluluk algısının, yeni bir kavram olarak literatürde yerini alan marka vefasına etkisini ve bu etkide marka aşkının aracılık rolünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada e-ticaret markalarından alışveriş yapan 509 nihai tüketiciden toplanan veriler Smart PLS programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda kurumsal sosyal sorumluluk algısının marka vefası üzerinde anlamlı olarak etkili olduğu ve bu ilişkide marka aşkının kısmi aracılık rolü olduğu belirlenmiştir.
{"title":"Kurumsal sosyal sorumluluk algısının marka vefasına etkisinde marka aşkının aracılık rolü","authors":"Emine Anık, Mehmet Tığlı","doi":"10.15295/bmij.v12i1.2354","DOIUrl":"https://doi.org/10.15295/bmij.v12i1.2354","url":null,"abstract":"Günümüzde bilgi teknolojilerinin yaygınlaşması ve markalar arası rekabet bilgi odaklı ve sürekli değişen bir tüketici profilinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Yeni tüketiciler değişen beklentileriyle, marka tercihlerinde somut değerlere ek olarak soyut değerleri de önemsemeye başlamışlardır. Markalar da tüketicilerin beklentilerini karşılayarak olumlu desteklerini alabilmek ve sürdülebilir, güçlü ilişkiler kurmak için toplum yararına olan faaliyetlere yönelmişlerdir. Literatürde kurumsal sosyal sorumluluk kavramı olarak karşılaşılan bu faaliyetlerin pazarlama stratejisi olarak kullanılmaya başlandığı söylenebilir. İlgili literatür incelendiğinde kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin tüketici marka ilişkilerinde kritik bir rol oynadığı ve tüketicilerin markalara karşı bilişsel, davranışsal ve duygusal tepkilerini olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda, bu çalışma kurumsal sosyal sorumluluk algısının, yeni bir kavram olarak literatürde yerini alan marka vefasına etkisini ve bu etkide marka aşkının aracılık rolünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada e-ticaret markalarından alışveriş yapan 509 nihai tüketiciden toplanan veriler Smart PLS programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda kurumsal sosyal sorumluluk algısının marka vefası üzerinde anlamlı olarak etkili olduğu ve bu ilişkide marka aşkının kısmi aracılık rolü olduğu belirlenmiştir.","PeriodicalId":253954,"journal":{"name":"Business & Management Studies: An International Journal","volume":" 1026","pages":""},"PeriodicalIF":0.0,"publicationDate":"2024-03-25","publicationTypes":"Journal Article","fieldsOfStudy":null,"isOpenAccess":false,"openAccessPdf":"","citationCount":null,"resultStr":null,"platform":"Semanticscholar","paperid":"140382351","PeriodicalName":null,"FirstCategoryId":null,"ListUrlMain":null,"RegionNum":0,"RegionCategory":"","ArticlePicture":[],"TitleCN":null,"AbstractTextCN":null,"PMCID":"","EPubDate":null,"PubModel":null,"JCR":null,"JCRName":null,"Score":null,"Total":0}